TÜRKİYE DE İL MERKEZLERİNİN COĞRAFİ MEKANLA İLİŞKİLERİ



Benzer belgeler
Yatırım Teşvik Uygulamalarında Bölgeler

Fren Test Cihazları Satış Bayiler. Administrator tarafından yazıldı. Perşembe, 05 Mayıs :26 - Son Güncelleme Pazartesi, 30 Kasım :22

TABLO-4. LİSANS MEZUNLARININ TERCİH EDEBİLECEĞİ KADROLAR ( EKPSS 2014 )

TABLO-3. ÖNLİSANS MEZUNLARININ TERCİH EDEBİLECEĞİ KADROLAR ( EKPSS 2014 )

TABİP İL BÖLGE SE PDC KAD ORAN GRUP KİLİS ,09% A1 KARAMAN ,36% A2 İZMİR ,36% A3 MALATYA

İÇİNDEKİLER. Rapor Özet Türkiye genelinde il merkezlerinin içmesuyu durumu

TABLO-1. İLKÖĞRETİM/ORTAOKUL/İLKOKUL MEZUNLARININ TERCİH EDEBİLECEĞİ KADROLAR (2015 EKPSS/KURA )

TABLO-2. ORTAÖĞRETİM MEZUNLARININ TERCİH EDEBİLECEĞİ KADROLAR ( EKPSS 2014)

TAŞRA TEŞKİLATI MÜNHAL TEKNİKER KADROLARI

VERGİ BİRİMLERİ. Taşra Teşkilatındaki Birimlerin Yıllar İtibariyle Sayısal Durumu

KPSS-2014/3 Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Kadrolarına Yerleştirme Sonuçlarına Göre En Büyük ve En Küçük Puanlar (Lisans)

Karşılıksız İşlemi Yapılan Çek Sayılarının İllere ve Bölgelere Göre Dağılımı (1) ( 2017 )

OTO KALORİFER PETEK TEMİZLİĞİ - VİDEO

TAKVİM KARTONLARI 2016 YILI RESMİ TATİL GÜNLERİ

İL ADI UNVAN KODU UNVAN ADI BRANŞ KODU BRANŞ ADI PLANLANAN SAYI ÖĞRENİM DÜZEYİ

3. basamak. Otomobil Kamyonet Motorsiklet

İLLERE GÖRE NÜFUS KÜTÜKLERİNE KAYITLI EN ÇOK KULLANILAN 5 KADIN VE ERKEK ADI

T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Meteoroloji Genel Müdürlüğü DEĞERLENDİRMESİ MAYIS 2015-ANKARA

KPSS-2014/3 Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Kadrolarına Yerleştirme Sonuçlarına Göre En Büyük ve En Küçük Puanlar (Önlisans)

LİSTE - II TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU - TAŞRA

YEREL SEÇİM ANALİZLERİ. Şubat, 2014

LİSTE - II TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU - TAŞRA

LİSTE - III TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ KURUMU - TAŞRA İL KODU İL ADI POZİSYON ADI BÜTÇE TÜRÜ

KPSS 2009/4 MERKEZİ YERLEŞTİRMEDEKİ EN KÜÇÜK VE EN BÜYÜK PUANLAR ( YERLEŞTİRME TARİHİ : 29 TEMMUZ 2009 )

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

KARABÜK ÜNİVERSİTESİ PERSONEL DAİRE BAŞKANLIĞI

MUHARREM AYINDA ORUÇ AÇMA SAATLERİ İSTANBUL

2016 Ocak İşkolu İstatistiklerinin İllere Göre Dağılımı 1

KPSS-2014/3 Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Sözleşmeli Pozisyonlarına Yerleştirme (Ortaöğretim)

İllere ve yıllara göre konut satış sayıları, House sales by provinces and years,

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

122. GRUPTA İHALE EDİLECEK SAHALARIN LİSTESİ. Belirlenen Taban İhale Bedeli TL. 1 Adana II. Grup Arama ,30 60.

Tüvturk Araç Muayene Gezici Mobil İstasyon Programı

BAYİLER. Administrator tarafından yazıldı. Çarşamba, 18 Nisan :29 - Son Güncelleme Cuma, 03 Mayıs :39

Elektrik Piyasası Sektör Raporu Ocak/2016

2015 KOCAELİ NÜFUSUNUN BÖLGESEL ANALİZİ TUİK

LİMANLAR GERİ SAHA KARAYOLU VE DEMİRYOLU BAĞLANTILARI MASTER PLAN ÇALIŞMASI

Ajans Press; Marka Şehir ve Belediyelerin Medya Karnesini açıkladı

Temmuz SAGMER İstatistikleri

Tüvturk Araç Muayene Gezici Mobil İstasyon Programı

7 Haziran Kasım 2015 Seçimleri Arasındaki Değişim

2015 YILI RESMİ TATİL GÜNLERİ Yılbaşı 1 Ocak Perşembe. Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı 23 Nisan Perşembe. Emek ve Dayanışma Günü 1 Mayıs Cuma

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI TEHLİKELİ ATIK İSTATİSTİKLERİ BÜLTENİ(2013)

2012-ÖMSS Sınav Sonucu İle Yapılan Yerleştirme Sonuçlarına İlişkin Sayısal Bilgiler (Lisans)

KURUM ADI KADRO ADI KONT.

Mart 2012 SAGMER İstatistikleri

TIP FAKÜLTESİ - Tıp Lisans Programı Sıra No Üniversite Program Puan T. Kont. Taban Tavan 1 İstanbul Üniversitesi Tıp (İngilizce) Cerrahpaşa MF-3 77

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

* Bu illerde Personel Dağılım Cetveline (PDC) göre personel istihdamı planlanmamıştır.

2017 YILI BİLİM SANAT MERKEZLERİNE ÖĞRETMEN ATAMASI SONUCU OLUŞAN İL-ALAN BAZLI TABAN PUANLAR

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

İTİBARİYLA KÖY YOLU ENVANTERİ

Mayıs 2012 SAGMER İstatistikleri

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

VALİLİK BİNASI ESAS ALINARAK 200 KM MESAFEYE KADAR KURULUŞ MERKEZİ DIŞINDA FAALİYET GÖSTERİLEBİLECEK DİĞER İLLER Hatay 191 km

Mart SAGMER İstatistikleri

Ağustos SAGMER İstatistikleri

Haziran SAGMER İstatistikleri

Ocak SAGMER İstatistikleri

Kasım SAGMER İstatistikleri

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Ocak SAGMER İstatistikleri

Faaliyet Raporu (1 Ocak 31 Aralık 2009) İstatistikler İSTATİSTİKİ BİLGİLER

Mart SAGMER İstatistikleri

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Ocak SAGMER İstatistikleri

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

İL BAZINDA DAĞILIM İSTANBUL 136 ANKARA 36 İZMİR 23 ANTALYA 12 KOCAELİ 10 GAZİANTEP 9

Mart SAGMER İstatistikleri

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

2012-ÖMSS Sınav Sonucu İle Yapılan Yerleştirme Sonuçlarına İlişkin Sayısal Bilgiler (Ortaöğretim)

Ocak SAGMER İstatistikleri

TABLO-1. MERKEZİ YERLEŞTİRMEDEKİ EN KÜÇÜK VE EN BÜYÜK PUANLAR ( ORTAÖĞRETİM MEZUNLARI )

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Türkiye'nin en yaşanabilir illeri listesi

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

FARABİ KURUM KODLARI

Mayıs 2014 SAGMER İstatistikleri

Talepte Bulunan PersonelinÜnvanlara Göre Dağılımı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

EK 1: TABLO VE ŞEKİLLER

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

ek: eğitim izleme göstergeleri

TABLO-2. MERKEZİ YERLEŞTİRMEDEKİ EN KÜÇÜK VE EN BÜYÜK PUANLAR ( ÖNLİSANS MEZUNLARI )

Yığma Yapıların Deprem Güvenliklerinin Arttırılması

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

BOŞ KONTENJAN K.KODU KONTENJAN PUAN

Ulusal Gelişmeler. Büyüme Hızı (%) Türkiye ekonomisi 2017 itibariyle dünyanın 17. Avrupa nın 6. büyük ekonomisidir. a r k a. o r g.

KPSS /2 ve Ek Yerleştirmedeki En Küçük ve En Büyük Puanlar ( TABLO-1 Ortaöğretim Mezunları III. Grup Yeni Kadrolar )

2009 Yılı İklim Verilerinin Değerlendirmesi

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Transkript:

Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Cilt: 8 Sayı : 2, Sayfa: 271-291, ELAZIĞ- 1996 Özet TÜRKİYE DE İL MERKEZLERİNİN COĞRAFİ MEKANLA İLİŞKİLERİ Yrd. Doç Dr. M. Ali ÖZDEMİR Arş. Gör. Sabri KARDOĞAN Türkiye'de il merkezlerini meydana getiren yerleşmeler ile fiziki coğrafya şartları arasında sıkı bir ilişiki mevcuttur. Bu merkezleri gelişimini, büyüklüğünü, ve fonksiyonel özelliklerini önemli ölçüde doğal şartlara borçludur. Yükselti, iklim, yerşekli, bakı, toprak hidrografya gibi özelliklerin birinin veya birkaçının yerleşme yeri seçiminde ön plana çıktığı görülmektedir. Buna göre Türkiye de en yoğun yerleşme ve nüfuslanma alanları; iklimin ve vejetasyon süresinin uygun olduğu, civarında deniz, göl ve akarsu gibi bir hidrografik ünitenin bulunduğu, genellikle düşük yükselti kademesindeki ova tabanları ile çevresidir. Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinde kıyı, delta ve çöküntü ovaları, İç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ise ovaların yanısıra alçak platolar yoğun yerleşmelere sahne olan morfolojik ünitelerdir. İl merkezleri genellikle en verimli tarım toprakları üzerinde kurulmuştur. Bu durum verimli toprakların tarım dışı kullanımı problemini beraberinde getirmiştir. Böylece bir nevi coğrafi çevre kirliliği ortaya çıkmıştır. Bu araştırmada Türkiye'de il merkezlerinin dağılımı ile genel fiziki coğrafya şartları arasındaki karşılıklı ilişkiler ele alınmış, coğrafi dağılışları ve genel özellikleri değerlendirilmiştir. Fiziki coğrafya şartları ile il merkezlerinin dağılışları arasındaki bağlantılar şekillerle ortaya konulmuştur. 271

Giriş Arızalı ve yüksek bir topoğrafyaya sahip olan Türkiye'de arazinin derin vadilerle yarılması, yüksek eğimli orojenik kuşaklarda kısa mesafeler içerisinde yükselti şartlarının değişmesi gibi nedenlerle kırsal ve şehirsel yerleşmelerin dağılışı düzensizdir. Bununla birlikte yerleşmelerin belirli doğal ortam koşullarına sahip alanlarda yoğunlaşma gösterdiği dikkati çekmektedir. Yerleşmelerin dağılışı üzerinde sırasıyle yerşekli, iklim, su ve toprak gibi doğal özellikler etkili olmaktadır. Belirtilen fiziki çevre avantajlarına sahip alanlarda büyük bir çoğunluğunu idari bakımdan il merkezi olan ve çeşitli fonksiyonlara sahip şehir yerleşmeleri gelişme göstermiştir. İl merkezleri genel olarak belirli fonksiyonlar açısından nüfus çeken ve yakın çevrelerine göre büyüme gösteren merkezi yerlerdir. Bu açıdan Türkiye genel karakterini yansıtabileceği düşüncesiyle il merkezleri esas alınmıştır.yeni il merkezleri hatta yeni kentler kurulmaya devam ettiği için için bu konu sürekli değişime açık olmakla beraber, fiziki ortama bağlı dağılışlarının genel karakterleri fazla değişmeyecektir. Bugün Türkiye de idari bakımdan il merkezi konumunda olan 80 yerleşme mevcuttur. Ancak bunlardan kuruluş yeri isabetli seçilenler hızla büyümüş ve büyümektedir. Doğal ortamın uygun olmadığı yerlerdekiler ise kamu sektöründe çalışan nüfusun çoğunlukta oluşu ile dikkat çekmektedir. Bu merkezler devlet eliyle zoraki ayakta tutulmaya çalışılmaktadır. Yerleşemeler ile fiziki çevre şartları arasındaki karşılıklı ilişkileri inceleyen sınırlı sayıda çalışma yapılmıştır. İşte bu çalışmalardan biri Yalçınlar a (1967) aittir.yalçınlar, Türkiye'de kır ve şehir yerleşmelerinin kuruluş ve gelişmesinde yerşekli, kayaç, yükselti, bakı, bitki örtüsü, akarsu gibi doğal, ayrıca tarihi ve sosyal şartların da önemli rol oynadığını örnekler vererek belirtmiştir. Yazara göre yerleşmeler, geniş ovaların kenarında ve doğal limanlarda, verimli topraklara sahip ovalarda, akarsu ve vadi boylarında, doğal yollar ve geçitlerin üzerinde kurulmuştur. Verimli topraklara sahip ovalar, akarsu ve vadiler yer seçiminde birinci derece rol oynamış, şehirler büyük akarsular ve bunların yaptıkları dirseklerin yakınlarında dizilmişlerdir. Ovaların doğal yollar ve geçitler yakınında bulunanları daha fazla nüfus toplayarak gelişmiştir. Şahin (1989) hava kirliliğinin etkiliş olmasında yerşekli ile inversion olayları arasındaki ilişkiye dikkat çekmiştir. Bazı lokal çalışmalarda il merkezleri ile doğal çevre arasındaki ilşkiler değerlendirilmiştir. Örneğin, Koçman (1991) İzmir kenti üzerinde bu konuyla ilgili oldukça esaslı bilgiler vermektedir. 272

Doğal şartlar ve il merkezleri arasındaki genel ilişkiler Türkiye toprakları doğu-batı yönünde 1650 km, kuzey - güney yönünde 475-650 km genişliğinde olup, 779.452 km 2 alan kaplamaktadır. Yüzölçümü, konumu, yerşekilleri, iklim ve bitki örtüsü özellikleri ile birbirine benzer ve farklı coğrafi bölgelerden meydana gelmiştir. (Erinç, 1992 s.2). Ülkemiz 1132 m ortalama yükseltisi ile yüksek bir ülkedir (Tanoğlu, 1947). Kuzeyde Karadeniz dağları, güneyde Toroslar genelde doğu-batı uzanışlı olup 3000 m. yi aşmaktadır. Dağlar ve ovalar Alp sistemine uygun olarak doğu-batı doğrultusunu izlemekte, doğal olarak yollar bu istikametleri izlemektedir. Kuzey-güney yönünde yollar boyunları-geçitleri aşmak zorundadır. Yerleşmeler D-B yönlü yollar üzerinde olanlar gelişirken kuzey güney yönlü yollar üzerindeki birçok yerleşme fazla gelişememiştir. Bir diğer ifadeyle önemli ana yolların üzerinde ve kavşağında bulunan şehirler gelişmiş, ana yolların uzağında-kenarındakiler ise gelişememiştir. Ana güzergahlar üzerindeki şehirlerin doğal hintarlandı geniş, dolayısıyle sanayi ve ticaret yoğundur. İzbırak (1981,s.127) şehirlerin büyüme nedenleri içerisinde en büyük faktörün sanayi olduğunu belirtmiştir. Bunları ticaret, turizm, kamu sektörleri izlemektedir. Coğrafi bakımdan kenarda kalan, bu yüzden sanayi ve ticaretin gelişmediği (Iğdır, Ardahan, Artvin, Bayburt, Kars, Şırnak, Tunceli, Bitlis, Sinop, kastamonu, Bayburt, Gümüşhane gibi ) şehirler devlete ait hizmet birimleri ve devlet teşvikleri ile ayakta kalma mücadelesi vermektedir. Türkiye de kentsel nüfusun mekansal dağılışı düzensizdir. Nüfus, İstanbul Ankara ve İzmir gibi büyük kentlere ek olarak Doğu Karadeniz, Adana ovaları ve İzmit kıyılarında yoğunlaşmıştır. Bu alanlar dışında kentsel nüfus homojen dağılış göstermektedir (Sergün, 1993, s. 48-49). İl merkezlerinin dağılışında etkili olan fiziki coğrafya şartlarını ortaya koymak amacıyla araştırmamızda il merkezlerinin yer aldığı alt ve üst yükselti sınırını tespit edip yükselti kademeleri belirlenmiştir. Daha sonra da üzerinde bulundukları ana morfolojik birim veya birimler ile kayaçların yanısıra civarında bulundukları hidrografik üniteleri tespit edilerek. tablo ve grafiklerle gösterilmiştir. Tablo 1 deki veriler coğrafi prezantasyona uygun olarak sunulmaya çalışılmış, kendi içinde ve diğer elamanlarla ilişkileri bakımından değerlendirilmiş ve bazı genel sonuçlara ulaşılmıştır. 273

Tablo.1.İl merkezlerinin bulundukları yerlerin yükselti kademesi, yerşekli, yapısı ve hidrografik özellikleri İL MERKEZLERİ YÜKSELTİ (m) YERŞEKLİ YAPI HİDROGRAFYA ADANA 0-100 Delta ovası Kuaterner Alüvyon Seyhan ADIYAMAN 650-700 Plato - Piedmont Pliyo - Kauaterner AFYON 1000-1100 Ova, Piedmont Neojen Volkanitler, Kuaterner - AĞRI 1650 ova Kuaterner Alüvyon Murat AKSARAY 950-1000 Ova, Piedmont Kuaterner Alüvyon,Neojen Vol. Melendiz AMASYA 400-500 Vadi tabanı Jura- Kretase Fliş Yeşilırmak ANKARA 850-1000 Ova, Vadi tabanı ve yamacı, plato Kuaterner Alüvyon, Neoj. Vol. Se Ankara Çayı ANTAKYA 0-200 Ova Kuaterner Alüvyon, Neojen Sed. Asi ANTALYA 0-100 Kıyı ovası - Piedmont Kuaterner Alüvyon Aksu ARDAHAN 1750-1800 Plato - Vadi tabanı Kuaterner Alüvyon, Neojen Vol. Kura ARTVİN 300-900 Dağ yamacı Paleojen Volkano - Sedimanter - AYDIN 0-100 Ova - Piedmont Kuaterner Alüvyon B. Menderes BALIKESİR 150-200 Ova Neojen Volkanitler Susurluk kolları BARTIN 0-100 Taban seviyesi ovası - vadi tabanı Kuaterner Alüvyon, Ofiyolit Bartın Çayı BATMAN 550-600 Ova Kuaterner Alüvyon, Oligo - Miosen Batman Çayı BAYBURT 1500-1600 Vadi tabanı ve yamaçları Pliyo - Kauaterner Çoruh BİLECİK 500-550 Vadi tabanı Pliyo - Kauaterner Beyliksu(Sakarya ) BİNGÖL 1150-1200 Ova, Piedmont Metamorfitler Bingöl Çayı BİTLİS 1500-1600 Vadi yamacı ve tabanı Kuaterner Alüvyon Bitlis Çayı BOLU 750-800 Ova Kuaterner Alüvyon Mengen Çayı BURDUR 900-1000 Piedmont, Göl kıyısı Kuaterner Alüvyon,Neojen Burdur Gölü BURSA 100-500 Ova, Piedmont Kuaterner Alüvyon Nilüfer Çayı ÇANAKKALE 0-100 Akarsu ağzı, Kıyı Ovası Kuaterner Alüvyon, Neojen Çanakkale Çayı ÇANKIRI 700-800 Vadi tabanı ve yamacı Kuaterner Alüvyon, Miyosen Sed. Acıçay ÇORUM 750-800 Ova, Vadi tabanı Kuaterner Alüvyon Çorm Çayı DENİZLİ 350-500 Piedmont Kuaterner Alüvyon, Miy. Pli. Sed. Honaz ve kolları DİYARBAKIR 600-700 Volkanik plato, Piedmont Kuaterner Alüvyon, Volkanitler Dicle EDİRNE 50-100 Geniş tabanlı ova, taşkın ovası Kuaterner Alüvyon,Neojen Meriç Nehri ELAZIĞ 1000-1200 Ova, Piedmont Pliyo - Kauaterner,Alüvyon - ERZİNCAN 1150-1200 Ova Pliyo - Kauaterner, Alüvyon Fırat ERZURUM 1800-2000 Ova Pliyo - Kauaterner, Alüvyon Karasu ESKİŞEHİR 750-800 Ova, Vadi tabanı Kuaterner Alüvyon Porsuk GAZİANTEP 800-850 Plato Paleojen Sedimanter - GİRESUN 0-100 Yamaç Volkano - Sedimanter Karadeniz GÜMÜŞHANE 1200-1500 Vadi tabanı ve yamacı Paleojen Volkano - Sedimanter Doğankent Çayı HAKKARİ!700-1800 Vadi yamacı Paleojen Sedimanter Çığlı Suyu IĞDIR 850 Ova tabanı Kuaterner Alüvyon Aras kolları İSPARTA 1000-1100 Polye, Piedmont Kuaterner Alüvyon - İSTANBUL 0-300 Plato Metamorfitler İstanbul Boğazı İZMİR 0-200 Kıyı Ovaları, yamaçlar Kuaterner Alüvyon Ege Denizi KOCAELİ 0-100 Kıyı ovası, yamaç Kuaterner Alüvyon Masifler, Sed. Marmara Denizi K. MARAŞ 500-700 Ova, Piedmont Kuaterner Alüvyon, Neojen Sed. Göksun KARABÜK 400-450 Plato, Vadi tabanı Paleojen Ofiyolit Yenice 274

KARAMAN 1000, 1050 Ova, Piedmont Kuaterner Al. Neojen Vol. Sed. Deliçay kolları KARS 1750-1800 Plato, Vadi tabanı Pliyo - Kauaterner Vol. Alüvyon Kars Çayı KASTAMONU 900-1000 Dağ yamacı Paleojen Ofiyolit Karaçomak Çayı KAYSERİ 1000-1100 Ova, Piedmont Kuaterner Alüvyon, volkanitler Ambar Suyu KİLİS 650-700 Ova Paleojen Sed. Pliyo-Kauaterner Vol. - KIRIKKALE 700-750 Plato Kuaterner Alüvyon, Neojen Sed. Kızılırmak kolları KIRKLARELİ 200-250 Plato Pliyo - Kauaterner Alüvyon Ergene kolları KIRŞEHİR 1000-1050 Plato, Vadi tabanı Neojen Sed. Kuaterner Alüvyon Kırşehir Çayı. KONYA 1000-1100 Ova, Piedmont Kuaterner Alüvyon - KÜTAHYA 950-1000 Etek düzlüğü Neojen Sed. Kuaterner Alüvyon Met - MALATYA 900-1100 Piedmont Kuaterner Alüvyon Fırat ve kolları MANİSA 0-200 Ova, Piedmont Kuaterner Alüvyon Gediz ve kolları MARDİN 900-1000 Dağ yamacı Üst Kretase Sedimanter MERSİN 0-100 Kıyı ovası Kuaterner Alüvyon Akdeniz MUĞLA 700-800 Karstik ova (Polye) Kuaterner Alüvyon MUŞ 1300-1500 Piedmont Kuaterner Alüvyon Karasu NEVŞEHİR 1100-1300 Plato Volkano - Sed. Pliyo -Kuaterner Al. Kızılırmak kolları NİĞDE 1200-1300 Plato,Vadi tabanı Volkanitler, Pliyo - Kauaterner Al. ORDU 0-100 Kıyı ovası Volkano - Sedimanter Karadeniz OSMANİYE 100-200 Ova Kuaterner Alüvyon Ceyhan kolları RİZE 0-200 Kıyı ovası, yamaç Tersier Vol. - Sed. Kuaterner Al. ADAPAZARI 0-100 Ova tabanı Kuaterner Alüvyon Sakarya SAMSUN 0-100 Kıyı ovası Kuaterner Alüvyon, Ofiyolit Karadeniz SİİRT 850-950 Dağ yamacı Tersier Sed. Kuaterner Alüvyon SİNOP 0-100 Kıyı ovası Neojen Sed. Kuaterner Alüvyon Karadeniz SİVAS 1250-1350 Vadi tabanı,piedmont Kuaterner Alüvyon, Ol. Mio. Sed. Kızılırmak ŞANLIURFA 500-600 Plato Pliyo - Kauaterner Alüvyon ŞIRNAK 1200-1500 Dağ yamacı Mes. Tersier Sedimentler TEKİRDAĞ 0-100 Kıyı ovası Paleojen Sedimanter Marmara denizi TOKAT 600-700 Vadi tabanı Kuaterner Alüvyon,Ofiyolit Yeşilırmak TRABZON 900-1000 Kıyı ovası Kuaterner Alüvyon Neojen Sediman. Karadeniz TUNCELİ 900-1000 Vadi yamacı, seki Paleojen Ofiyolit Pülümür Çayı UŞAK 900-1000 Plato Kuaterner Alüvyon VAN 1650-1750 Delta ovası Kuaterner Alüvyon Van Gölü YALOVA 0-50 Kıyı ovası Kuaterner Alüvyon Marmara denizi YOZGAT 1300-1350 Vadi tabanı, Dağ yamacı Üst kretase mağmatitleri ZONGULDAK 0-100 Kıyı ovası Paleozoik Sedimanter Karadeniz 80 il merkezinin 45 'i ova tabanı, 12'si plato, 13 'ü vadi tabanı, 6'sı dağ eteği ve yamaçlarında, 4 'ü ise birden fazla ana jeomorfolojik birim üzerinde kurulmuştur (Tablo:2). Buna göre il merkezleri açık farkla en fazla ovalar üzerindedir. Oysa Türkiye de en geniş yeri dağlık alanlar oluşturur. Morfolojik birimlerin alanları ile barındırdığı şehir sayısı arasında bir uyumsuzluk vardır. Ülkemizde dağlık alanlar ve platolar geniş yer tuttuğu halde, 275

merkezler daha çok ova ve vadi tabanları ile en alçak platolar üzerinde bulunmaktadır. Alan itibariyle ülkemizin sadece % 8 'ini oluşturan farklı oluşuma sahip ova türlerinde yer alan merkez sayısı ve ovalar içindeki % oranı şöyledir; alüvyal örtülü çöküntü ovaları 14 (% 31), kıyı ovaları 12 (% 26), etek düzlüğüpidemont 16 (% 35) deltaik ova 2 (% 4), karstik ova veya polye 2 (%4) dir. İl merkezlerinin en büyük kısmı ovalar, farklı tip ovalar içinde ise piedmont, sonra da alüvyal örtülü çöküntü ovalarında yer almaktadır (Tablo:3, Grafik :1-2). İl merkezleri ovaların merkezi kesiminde değil de, bakının daha uzun güneşlenmeye imkan tanıdığı ova ile dağ arasında geçişi sağlayan etek düzlüklerindedir. Tablo 2. Ana morfolojik ünitelerde yer alan il merkezleri Ova Plato Vadi Tabanı Ve Yamacı Dağ Yamacı Birden Fazla Morfolojik Ünite Adana Adıyaman Amasya Artvin Ankara Afyon Ardahan Bartın Giresun İstanbul Ağrı Diyarbakır Bayburt Kastamonu İzmir Aksaray Gaziantep Bilecik Mardin Kocaeli Antakya Kars Bitlis Siirt Antalya Kırıkkale Çankırı Şırnak Aydın Kırklareli Gümüşhane Balıkesir Kırşehir Hakkari Batman Şanlıurfa Karabük Bingöl Uşak Sivas Bolu Nevşehir Tokat Burdur Niğde Tunceli Bursa Yozgat Çanakkale Çorum Denizli Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Iğdır İsparta K. Maraş Karaman Kayseri Kilis Konya Kütahya Malatya Manisa Mersin Muğla Muş Ordu Osmaniye Rize Adapazarı Samsun 276

Sinop Tekirdağ Trabzon Van Yalova Zonguldak Toplam: 45 Toplam: 12 Toplam: 13 Toplam: 4 Toplam : 4 DAĞ YAMACI 8% VADİ TABANI VE YAMACI 16% BİRDEN FAZLA MORFOLOJİK ÜNİTE PLATO 15% OVA 56% Grafik 1.Türkiye de il merkezlerinin üzerinde yer aldıkları morfolojik ünitelere dağılımı. Alüvyal Tabanlı Ve Kıyı Ovaları Piedmont Polye Delta Ovası TOPLAM Çöküntü Ovaları 14 12 16 2 2 46 Tablo 3. İl merkezlerinin farklı tip ovalar içindeki dağılımı. 277

Alüvyal Tabanlı Ve Çöküntü Ovaları 30% Delta Ovası 4% Kıyı Ovaları 26% Polye 4% Piedmont 36% Grafik2. Ovalar içinde farklı tip ovalardaki il mekezleri sayısının oranı (%) Yerleşmeler tarihi dönemler boyunca Anadolu nun verimli ova ve vadilerini tercih etmiştir. Ne var ki aşırı nüfuslanma ile birlikte ovaların iskana açılması, sanayi ve diğer yapıların yerleşmesi yanlış arazi kullanımı sorunlarını ortaya çıkarmıştır. Yalçınlar'ın (1967) ifadesiyle yüzlerce şehir, ovaları terketmemek üzere işgal etmiştir. Bu durum ülke ekonomisi bakımından da büyük kayıp, aynı zamanda stratejik bir planlama hatasıdır. Şehir ve bölge planlamasında araziyi en verimli bir şekilde kullanabilmek için etüt yapılmalıdır. Doğal ortam insan ilişkilerini derinliğine vakıf formasyonla yetiştirilen "coğrafyacı" lar buanıalizi yaparak, farklı amaçlara yönelik en uygun alanları tespit ederek sağlıklı arazi planlaması yapabilir. Yerleşme açısından, ova ünitesi pekçok olumlu özellikleri yanı sıra olumsuz şartları da içermektedir. Örneğin, hakim rüzgar istikametine dik uzanan kapalı çukurluklarda kirli hava ortamda daha uzun süre kalmakta bu yüzden hava kirliliği daha etkili olmaktadır. Yüksek kademelerdeki şehirlerde yakma mevsimi uzadığı için daha fazla enerji tüketilmekte ve kirlilik artmaktadır. Bakı faktörü özellikle yerleşmelerin ısınma ve yakıt ihtiyacını etkilemekte güneşe dönük yamaçlar, dulda yamaçlara göre daha az yakıt yakmaktadır (Şahin, 1989). Ovanın merkezi kesiminde bulunan bataklık, gevşek zeminler ve yeraltı suyu şartları deprem etkisini arttırdığından olumsuzdur. Ova ile dağlık sahaya geçiş kuşağı derelerin ağız kesimende sel ve yoğun sediment gelişinden etkilenebilir. Yamaç buyunca şevler killi zeminlerde kaymaya ve çökmelere, geniş anlamda kütle hareketlerine yol açabilir. Ovanın yarılma derecesi alt yapı masrafını arttırabilir. Karstik alanlarda erime boşlukları zemin stabilitesinin bozulmasına, çökmelere, dar alanlı depreme yol açabilir. 278

Nitekim kuruluş yeri yanlış seçilen il merkezlerinin bir kısmı tarih içinde yer değiştirmek zorunda kalmıştır. Erzincan deprem nedeniyle çok defa yıkılmıştır. 1939 depreminden önce Erzincan ovasının ortasında iken, deprem sonrasında ovanın kuzeyine inşa edilmiştir (Tuncel,1981). Liman şehirlerinde körfezlerin alüvyonlarla dolmasıyla pek çok şehir terkedilmiştir. Bunlardan biri İzmir' dir. İzmir önceden Symrna adıyla Yamanlar dağının güney eteğinde Bayraklı ile Bornova arasında bir tepenin üzerinde kurulmuştur. Kent körfezin alüvyonlarla dolması sonucu terkedilmiş Kadifekale eteğine yerleşmiştir (Tuncel,1981). Çapakçur Deresinin Bingöl ovasına açıldığı yerde vadi tabanında kurulan Bingöl alt kısımlarda su baskını, yamaçlarda ise kaya düşmeleri nedeniyle 1950-1955 yıllarında seki düzlüklerine taşınmıştır (Akkan, 1971). Yükselti pek çok faktörü denetleyerek nüfus ve yerleşmelerin dağılışını etkilemektedir. Tablo 4 te deniz kıyısından yükseklere doğru il merkezi sayısının 250 m aralıklarla yükselti kademelerine dağılışı gösterilmiştir (Tablo:4, Grafik:3-4). Buna göre yükselti kademelerindeki il merkezi sayısı; 0-250 m. 24; 1000-1250 m. 16; 750-1000 m. 13; 500-750 m. 11; 1250-1500 m. 5; 250-500 m. 4; 1500-1750 m. 4, 1750-2000 m. 3 'tür. Merkezlerin en büyük kısmının 0-250 m., ikinci büyük kısmının 750-1000 m., üçüncü büyük kısmının ise 500-750 m. ile 1000-1250 arasında yoğunlaştığı görülür. Bu dağılışta mutlak olarak sadece yükseltinin değil, Türkiye'deki ova ve alçak platoların yükselti kademelerindeki yüz ölçümünün de etkili olduğu ortaya çıkmaktadır. Türkiye nin bir yarımada ve çevresine göre yüksek bir ülke olması belirtilen yoükselti basamaklarındaki ova ve alçak platoların geniş yer tutmasına yol açmıştır. Yerleşmede en çok tercih edilen 0-250 m. yükselti kademesi, su ve toprak bakımından zengin, deniz kıyısı veya kıyıya yakın iklimin elverişli, ovaların nisbeten geniş yer tuttuğu en verimli tarım alanlarıdır. Merkezlerin ovaları işgal etmesi, zamanla büyümesi tarımsal alan ihtiyacını arttırmış, ormanlar tüketilerek tarım alanları kazanılmaya çalışılmıştır. Bitki örtüsünün tahribi ve meralarda verimin üzerinde otlatma ülke genelinde erozyon sorununu ortaya çıkarmıştır. İl ve şehir merkezlerinin, yerleşme ve sanayinin ova ünitelerini tercih etmesi verimli tarım topraklarının tarım dışı kullanım sorunu ortaya çıkarmıştır. Verimli tarım alanlarının bir bölümü yerleşme, sanayi, alt yapı amaçlı kullanılmaktadır. Şehir planlamasında yerleşmeler için yukarıda belirtilen verimli topraklar yerine kıraç alanlar tercih edilmelidir. 279

YÜKSELTİ KADEMESİ İL MERKEZİ SAYISI % 0-250 m. 24 30 250-500 m. 4 5 500-750 m. 11 14 750-1000 m. 13 16 1000-1250 m. 16 20 1250-1500 m. 5 6 1500-1750 m. 4 5 1750-2000 m. 3 4 TOPLAM 80 100 Tablo 4.Türkiye de yükselti kadamelerindeki il merkezi sayısı ve toplam il sayısı içindeki oranı (%) İç ve Doğu Anadolu ovalarının önemli bir bölümü 750-1000 m., diğer bir kısmı 500-750 m. ile 1000-1250 m. yükseltileri arasındadır. Güneydoğu Anadolu'da da 500-750 m. yükselti basamağındaki ova ve platolar geniş yer tutmaktadır. Ova ve platoların ortalama yükseltisi ve coğrafi bölgelere dağılışı ile il merkezlerinin bulunduğu yükselti basamakları arasındaki ilişki Grafik 3 ve 4 karşılıştırıldığında açıkça görülür. Sergün (1993-1996) Türkiye'de kırsal ve şehirsel nüfusun önemli bir bölümünün 0-250 m. yükseltilerinde ve kıyı kuşağında, diğer önemli bir bölümünün geniş düzlüklerin yer aldığı 500-1500 m.ler arasında bulunduğunu ortaya koymuştur. Bu durum il merkezlerinin dağılışında da açıkça görülmektedir (Grafik 3). 280

25 20 15 10 5 0 0-250 250-500 500-750 750-1000 1000-1250 1250-1500 1500-1750 1750-2000 İL MERKEZLERİ SAYISI YÜKSELTİ KADEMELERİ Grafik.3.Türkiye de yükselti kadamelerindeki il merkezleri durumu YÜKSELTİ 0-100 100-250 250-500 500-1000 1000-1500 1500-2000 2000-2500 KADEMESİ ŞEHİR SAYISI 143 37 21 99 75 22 2 NÜFUS MİKTARI 12.727.000 1.919.000 804.004 6.632.147 2.963.411 809.296 34198 Tablo.5.Türkiye de Şehir yerleşmelerinin yükselti kademelerine göre dağılışı ve barındırdığı nüfus miktarı (Gözenç ve Gürel, 1987). 160 14.000.000 Şehir Sayısı 140 120 100 80 60 40 20 12.000.000 10.000.000 8.000.000 6.000.000 4.000.000 2.000.000 Nüfus Miktarı ŞEHİR SAYISI NÜFUS MİKTARI 0 0-100 100-250 250-500 500-1000 1000-1500 1500-2000 2000-2500 0 YÜkselti Kademesi Grafik.4.Türkiye de Şehir yerleşmelerinin yükselti kademelerine göre dağılışı ve barındırdığı nüfus miktarı 281

35 % Türkiye'nin Hipsografik Diyagramı 30 25 20 15 10 5 0 0-250 250-500 500-1000 1000-1500 1500-2000 2000 > Yükselti Basam akları Grafik5.Türkiye nin hipsografik diyagramı 1500-1750 1250-1500 5% 6% 1750-2000 4% 0-250 30% 1000-1250 20% 750-1000 16% 500-750 14% 250-500 5% 282

Grafik 6.Türkiye de il merkezlerinin yükselti kadamelerindeki oranı Türkiye'de en geniş yeri dağlık alanlar kaplamaktadır. Dağların yükseltisi, bakı ve uzanışı, yarılma derecesi, eğim, iklim, toprak, bitki örtüsü gibi coğrafi özellikler hem insan faaliyetlerine çeşitlilik hem de sınırlamalar getirmiştir. Örneğin dağlık alanlarda tarım alanları verimsiz, sınırlı ve parçalıdır. Elverişsiz iklim şartları, su kaynaklarının az oluşu ve teminindeki zorluklar, ulaşım sorunları gibi doğal nedenlerle bu geniş alanlarda kırsal yerleşmeler hakimdir. Dağlık alanlardaki orman, maden varlığı otlak ve dağ turizmi potansiyelleri büyük merkezlerin gelişimi ve kurulması için yeterli olmamaktadır. Platoların hakim olduğu İç Anadolu bölgesinde il merkezleri dağ ve plato içi ovalarda kurulmuştur. Karasal iklimin hüküm sürdüğü, yüksek platoların münferit volkan konilerinin, doğu-batı uzanışlı dağ sıraları ile aralarında akarsularla biribirine bağlanan çöküntü ovalarının yer aldığı Doğu Anadolu Bölgesinde ise ovalarda kurulmuştur. En sıcak ve kurak bölge olan Güneydoğu Anadoluda il merkezleri alçak plato ve ovalar üzerindedir. Bölgede yerleşmeleri sınırlayan en önemli faktör su kaynaklarının yetersiz oluşudur. Güneydoğu Anadolu projesi bütünüyle gerçekleştirildiğinde su sorunu önemli ölçüde ortadan kalkacak il merkezleri katlanarak büyüyecektir. Karadeniz bölgesinde Karadeniz Dağları, Akdeniz Bövlgesinin önemli bir bölümünü ise Toroslar oluşturmakatdır. Bu geniş dağlık alanlarda nüfus ve şehir yerleşmeleri çok azdır. Akdeniz bölgesinin en üyük il merkezi Adana Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin oluşturduğu Çukurova deltasında yer almaktadır. Antalya ise kıyı ovası ve gerideki piedmont üzerindedir. Ege bölgesinde yerleşme düzeni ve nüfusun alansal dağılışı üzerinde en etkili faktör relieftir. Ege bölümünde doğu-batı doğrultulu yüksek dağ sıraları arasında, İçbatı Anadolu Bölümünde dağlar ve platolar arasındaki alüvyal çöküntü ovaları yoğun, diğer yerler ise seyrek nüfusludur. Çöküntü ovaları Akdeniz iklimi ürünlerinin yetiştiği alanlardır (Baykal ve Koçman, 1983). İl merkezleri de ovalar üzerinde yer almaktadır. Türkiye'nin arızalı, dağlık ve yüksek bir topoğrafyaya sahip oluşu eğim durumuna da yansımıştır. Nitekim, tüm alan içinde, % 15'ten eğimli alanlar % 62, % 10 'dan fazla eğimli alanlar % 79, % 10 'dan az eğimli düz ve hafif dalgalı alanlar ise sadece % 21'lik birorana sahiptir (Tunçdilek,1985). Bu durum, eğimin ülke genelinde planlı büyük yerleşmeler kurmada ne kadar sınırlayıcı ve olumsuz bir faktör olduğunu göstermektedir. 283

Türkiye, Alp-Himalaya dağ oluşum, aynı zamanda deprem kuşağında yer almaktadır. Bu kuşak yer yüzünde şiddetli depremlerle dikkat çekmektedir. İl merkezlerimizin önemli bir bölümü aktif fay kuşakları dolayısiyle 1. derece deprem kuşağında bulunmaktadır. Bu durum, zaman zaman meydana gelen depremlere karşı tedbir almayı zorunlu kılmaktadır. İstatistiki değerlendirmelere göre topraklarımızın % 92 si, nüfusumuzun % 95 i, sanayi kuruluşlarımızın % 98, barajlarımızın % 92 si farklı şiddetlerdeki depremlerin tehdidi altındadır (Şahin,1991). Türkeye'de il merkezlerinin, nüfusun ve şehirlerin dağılışı üzerinde en önemli faktörlerden biri iklimdir. İklimin elverişli, toprakların verimli, su kaynaklarının zengin olduğu kıyı bölgeleri ve alçak düzlüklerin bulunduğu alanlar aynı zamanda il merkezlerinin fazla geliştiği alanlardır. Merkezlerin ovalarda ve kıyı kesiminde yoğunlaşmasının asıl nedeni iklimin elverişli olmasıdır. Bu alanlarda (İstanbul, İzmir, Bursa, Ankara, Adana, Kayseri, Konya, Gaziantep gibi merkezlerde ) sanayi, ticaret, turizm, eğitim ve kültür, hizmet gibi sektörler ön plana çıkmıştır. Subtropikal iklim kuşağında yer alan Türkiye'de yarı kurak alanlar geniş yer tutmaktadır. Buna rağmen ülkemizde çok geniş alana sahip karasal iklim bölgeleri seyrek, Akdeniz ve Karadeniz iklim bölgeleri (kıyı kesiminde) ise yoğun nüfusludur. Bu durum tablo 5 ve grafik 5-6 da da açıkça görülmektedir. Nitekim toplam Türkiye topraklarının % 10 unu oluşturan 0-250 m yükselti kademesi, şehirlerin önemli bir kısmını barındırması iklimin en önemli sonuçlarından biridir. İnsanlar soğuktan korunma amacıyla Anadolu'nun sıcak kesimlerini tercih etmişlerdir. Ancak iklimin bir diğer etkisi kuraklıkta görülmektedir. Güneydoğu Anadolu, Akdeniz, Ege, Trakya, İç ve Doğu Anadolu bölgelerinde kuraklık etkili olmaktadır (Şahin,1991). İşte bu nedenle Türkiye de su kaynakları yerleşmelerin aradığı şartlar içinde yer almıştır. Asya kıtasının batı kenarını sınırlardıran Türkiye üç tarafı denizlerle çevrili bir yarımadadır.kıyılarımızın toplam uzunluğu 8333 km. dir. Deniz kıyısındaki düzlükler, kıyı ve deltaik ovalar, denizden uzaklık, kıyı tipleri gibi doğal ortama ait unsurlar yerleşmelerin dağılışını etkilemiştir. Su kaynakları ile yerleşmelerin dağılışı arasında yakın bir bağ vardır. İl merkezleri de hidrografik özelliği olan alanlarda kurulmuştur. Nitekim il merkezlerinin 47'si (% 58) büyük akarsular boyunca, 13 'ü (% 16) deniz kıyısında, 2 'si (% 3) göl kıyısında 18 'i (% 23) yeraltı suyu ve kaynakların çevresinde kurulmuştur (Tablo:6, Grafik:7). Karstik alanların geniş yer tuttuğu Toroslarda su kaynakları oldukça sınırlı ve derinlerdedir. Bu yüzden seyrek yerleşilmiş alanlardır. 284

Akarsu Civarı Deniz Kıyısı Göl Kıyısı Diğer TOPLAM 47 13 2 18 80 Tablo 6. İl merkezlerinin kuruldukları yerlerin ve yakın çevrelerinin hidrografik özelliklerine göre dağılımı Göl Kıyısı 3% Diğer 23% Deniz Kıyısı 16% Akarsu Civarı 58% Grafik.7.İl merkezlerinin kuruldukları yerlerin ve yakın çevrelerinin hidrografik özelliklerine göre oranı Türkiye de Akdeniz ve Karadeniz kıta sahanlığının dar olması, dağların kıyıdan itibaren hemen yükselmesi, geniş alanlı kıyı düzlüklerinin ve delta ovalarının gelişmesini engellemiştir. Karadeniz ve Akdeniz bölgesinde kıyıdan hemen itibaren dağların yükselmesi, büyük merkezlerin kurulabileceği yerleri sınırlandırmıştır. Dar bir şerit halinde olsa bile Karadeniz, İstanbul-İzmit arası, Ege ve Akdeniz kıyıları çok yoğun yerleşilmiş alanlardır. Denizle olan kıyı uzunluğuna göre kıyı ve deltaik ovaların alanı oldukça azdır. Bunun tarım, yerleşme ve sanayi, turizm açısından önemli sonuçları vardır. Deniz kıyısındaki merkezlerin önemli bir bölümü ticaret, sanayi ve liman şehridir. Son yıllarda kıyı şehirlerinde, özellikle Antalya da turizm ön plana çıkmıştır. Arızalı, yüksek topografyadaki iktisadi faaliyetler dağınık kırsal yerleşmeler ortaya çıkarmıştır. Bu dağınık yerleşmelere çağdaş hizmetleri götürmek çok pahalı olmaktadır. İşte il merkezleri, toplum ve kamu hizmetlerinin bu düzensiz dağılışlı yerleşmelere daha kolay ve ekonomik ulaştırma fonksiyonunu üstlenmiştir İl merkezlerinin kuruldukları zeminin yapısı ve yaşı tablo 7 de gösterilmiştir. Buna göre en fazla merkez sayısı doğal olarak Kuvaterner yaşlı alüvyal zeminler üzerindedir. Bunu sırasıyla yaşlı alüvyonlar, Neojen yaşlı gölsel ve denizel kayaçlar, volkanik kayaçlar, Paleojen ve Mesozoik yaşlı tortullar, ofiyolitler, mağmatik kayaçlar ve son olarak Paleozoik kayaçlar izlemektedir. Doğal olarak 4. zamandan 1 zamana doğru gidildikçe il merkezleri sayısı azalmaktadır. Bu durum en alçak 285

alanların Pliyo-Kuuaterner yaşlı alüvyonlarla örtülü olması, çevredeki yüksek kesimlere doğru gidildikçe genel olarak kayaç türünün değişmesi ve yaşının artmasının doğal bir sonucudur. Kuvaterner Alüvyon Sedimanter Volkano-Sedimanter Volkanik-Mağmatik Metamorfik 37 19 17 4 3 Tablo7. Farklı jeolojik yapılarüzerndeki il merkezi sayısı. Volkano- Sedimanter 21% Volkanik- Mağmatik 5% Metamorfik 4% Kuvaterner Alüvyon 46% Sedimanter 24% Grafik.8. Farklı jeolojik yapılarüzerndeki il merkezlerinin oranı. Sonuç Türkiye'de diğer yerleşme ünitelerinde olduğu gibi il merkezlerinin de kuruluş yeri ile fiziki coğrafya şartları arasında önemli ilişkiler bulunmaktadır. İklim jeomorfoloji, tektonik ve litolojik yapı, yükselti, bakı, hidrografik özellikler gibi fiziki coğrafya şartlarının bir veya birkaçının uygun olması bazı yerleşmelerin il merkezi hüviyetini kazanmasını sağlamıştır.türkiye de en yoğun yerleşme ve nüfuslanmaya sahne olan alanlar, iklimin uygun, toprakların verimli, vejetasyon süresinin uzun, çevresinde deniz, göl ve akarsu gibi bir hidrografik ünitenin bulunduğu su kaynaklarınca zengin, genellikle düşük yükselti kademesindeki alüvyal ova tabanlarıdır. İl merkezleri özellikle kıyı bölgeleri ile iç bölgelerde alçak düzlüklerin bulunduğu verimli tarım toprakları üzerinde yoğunlaşmıştır. Bu durum 286

verimli toprakların tarım dışı amaçlarla kullanım sorunlarını beraberinde getirmiş, böylece bir nevi coğrafi çevre kirliliği ortaya çıkmıştır. Türkiye'de il merkezlerinin morfolojik ünitelere dağılışı şöyledir; 45 'i ova tabanı, 12'si plato, 13 'ü vadi tabanı, 6'sı dağ eteği ve yamaçlarında, 4 'ü ise birden fazla ana jeomorfolojik birim üzerinde kurulmuştur. Buna göre il merkezleri açık farkla ovalar üzerinde yer almıştır. Yerleşmede en çok tercih edilen 0-250 m. yükselti kademesi, su ve toprak bakımından zengin, iklimin elverişli, ovaların nisbeten geniş yer tuttuğu verimli tarım alanlarıdır. Bu yükselti kademesi toplam Türkiye topraklarına oranla %10 uk bir değer göstermesine rağmen şehirli nüfusun en büyük bölümünü barındırmaktadır. Türkiye'de morfolojik birimlerin alanları ile barındırdığı şehir sayısı arasında bir uyumsuzluk vardır. Dağlık alanlar ve platolar geniş yer tuttuğu halde, merkezler daha çok ülkemizin sadece % 8 'ini oluşturan ova ve vadi tabanları ile en alçak platolar üzerinde bulunmaktadır. Farklı oluşuma sahip ovalarda yer alan merkez sayısı ve ova tipleri içindeki % oranı ve dağılımı şöyledir; alüvyal örtülü çöküntü ovaları 14 (% 31), kıyı ovaları 12 (% 26), etek düzlüğü-piedmont 16 (% 35) deltaik ova 2 (% 4), karstik ova veya polye 2 (%4) dir. İl merkezlerinin en büyük kısmı ovalar, farklı tip ovalar içinde ise piedmont, sonra da alüvyal örtülü çöküntü ovalarında yer almaktadır. İl merkezleri, ovaların merkezi kesiminde değil de, bakının daha uzun günlenmeye imkan tanıdığı ova ile dağ arasında geçişi sağlayan etek düzlüklerindedir. Yükselti pek çok faktörü denetleyerek nüfus ve yerleşmelerin dağılışını etkilemektedir. Yükselti kademelerindeki il merkezi sayısı; 0-250 m. 24; 1000-1250 m. 16; 750-1000 m. 13; 500-750 m. 11; 1250-1500 m. 5; 250-500 m. 4; 1500-1750 m. 4, 1750-2000 m. 3 'tür. Merkezlerin en büyük kısmının 0-250 m., ikinci büyük kısmının 750-1000 m., üçüncü büyük kısmın ise 500-750 m. ile 1000-1250 arasında yoğunlaştığı görülür. Bu dağılışta sadece mutlak olarak yükseltinin değil, Türkiye'deki morfolojik birimlerin ve yükselti kademelerindeki yüz ölçümünün etkili olduğu ortaya çıkmıştır. Su kaynakları ile yerleşmelerin dağılışı arasında yakın bir bağ vardır. İl merkezleri hidrografik potansiyeli olan alanlarda kurulmuştur. İl merkezlerinin 47'si (% 58) büyük akarsular boyunca, 13 'ü (% 16) deniz kıyısında, 2 'si (% 3) göl kıyısında 18 'i (% 23) yeraltı suyu ve kaynakların çevresinde kurulmuştur. Karstik alanların geniş yer tuttuğu Toroslarda su kaynakları oldukça sınırlı ve derinlerdedir. Bu yüzden seyrek yerleşilmiş alanlardır. 287

İl merkezleri en fazla Kuvaterner yaşlı alüvyal zeminler üzerindedir. Bunu sırasıyla Pliyo-Kuvaterner yaşlı alüvyonlar, Neojen yaşlı gölsel ve denizel kayaçlar, volkanik kayaçlar, Paleojen ve Mesozoik yaşlı tortullar, ofiyolitler, mağmatik kayaçlar ve son olarak Paleozoik kayaçlar izlemektedir. 4. zamandan 1 zamana doğru gidildikçe il merkezleri sayısı azalmaktadır. Türkiye'de il merkezi olan yerleşmeler çoğunlukla fiziki çevrenin avantajlarından dolayı yerleşilen alanlardır. Günümüzde bu merkezlerin gelişme durumu ve yüklendikleri fonksiyonel özellikler yukarıda anlatılan doğal ortam (fiziki coğrafya) şartlarına bağlıdır. 288

KAYNAKLAR AKKAN, E., 1971, Bingöl'ün yer değiştirmesinde rol oynayan jeomorfolojik etkenler; Jeomorfoloji Dergisi Sayı :3, s.38-43 ATALAY, İ., 1989,Tükiye'de kır yerleşmelerinin arazi deradasyonu üzerindeki etkileri Atatürk K.D. ve T.Y.K.Coğrafya Bilim ve Uygulama Kolu Coğr.Araş. Cilt 1, Sayı 1.Ankara BAYKAL, F. ve KOÇMAN,A.,1983, Ege bölgesinde nüfusun alansal dağılışı ve sorunları; Ege Coğrafya Derg. Sayı 1. İzmir. BİLGİN.A., 1989, Yerleşme alanlarının seçiminde jeomorfoloji; Jeomorfoloji Derg. sayı 17, s. 35-42 ERİNÇ, S., 1993, Türkiye fiziki coğrafyasının ana çizgileri, EROL,O., 1973, Ankara şehri çevresinin jeomorfolojik ana birimleri, A.Ü. Dil ve Tarih.Coğr.Fak.Yayınları No: 240 EROL,O., 1976,Ankara şehrinin gelişmesinde doğal koşulların etkisi; A.Ü. Dil ve Tarih.Coğr.Fak. Yay. No: 257, s.45-56. GÖNEY, S., 1995, Şehir Coğrafyası; İ.Ü. Yayın no: 3908 İstanbul GÖZENÇ, S., GÜNAL, N., 1987,Türkiye'nin coğrafi bölgelerinde kır-şehir nüfusu ayırımı ile şehir nüfusunun 1/200.000 ölçekli haritada yükselti kademelerine göre tespiti; İst. Üniv.Deniz Bilimleri ve Coğrafya Enstitüsü Bülteni Sayı:4, s.27-37. GÜRSOY,C.R., İZBIRAK,R.,1981,Türkiye 2; Dil ve Tarih-Coğr. Fak. Yay. No: 300. Ankara KARABORAN, H. H., 1980, Kentlerin tiplendirilmesi sorunu - bölgesel kent, A.Ü. Dil ve Tarih.Coğr.Fak. Coğrafya Araş. derg. Sayı: 9, s.95-98 KARABORAN, H. H., 1989, Şehir coğrafyası ve şehirsel fonksiyonlar, F.Ü Sosyal Bilimler Dergisi cilt:3, Sayı:1, s. 81-118 KELEŞ,R.,1986, Kent ve bölge planlamasında jeomorfoloji; Jeomorfoloji Derg. sayı 14, s. 7-12. 289

KOÇMAN, A.,1991,İzmir'in kentsel gelişimi; Atatürk K.D. ve T.Y.K.Coğrafya Bilim ve Uygulama Kolu Coğr.Araş.Derg., Sayı 3, s.101-123 Ankara ÖZÇAĞLAR, A., 1996, Türkiye'nin idari coğrafyası bakımından köy, bucak, ilçe, il ve belde kavramları üzerine düşünceler; A.Ü. Dil ve Tarih.Coğr.Fak. Coğrafya Araş. derg. Sayı: 12, s.7-24. SERGÜN, Ü., 1993-1996, Tükiye'de kır nüfusunun yükselti kademelerine dağılışı; İst. Üniv.Ed.Fak. Coğrafya Böl.Coğrafya Dergisi Sayı:4, s.7-16. SERGÜN, Ü., 1993, Türkiye'de kent nüfusu ve Kentleşme hareketleri; İst. Üniv.Deniz Bilimleri ve Coğrafya Enstitüsü Bülteni Sayı:10, s.39-50. ŞAHİN, C., 1989, Hava kirliliği ve hava kirliliğini etkileyen doğal çevre faktörleri; Atatürk K.D. ve T.Y.K.Coğrafya Bilim ve Uygulama Kolu Coğr.Araş. Cilt 1, Sayı 1.Ankara ŞAHİN, C., 1991,Türkiye afetler coğrafyası; Gazi Eğitim Fak. Yay. No: 21. Ankara TANOĞLU, A., 1947,Türkiye'nin irtifa kuşakları, Türk Coğrafya Dergisi, Sayı: 9-10, s.37-63. TANOĞLU, A., 1959, Türkiye'de nüfusun dağılışı, İst. Üniv. Coğr. Enst.Derg.Cilt 5, Sayı 10. TUNCEL, M., Türkiye'de doğal olaylar sonucundayer değiştiren Yerbilimleri Dergisi Cilt: 1 Sayı 1-2, s.115,124. kentler,i.ü TUNÇDİLEK, N., 1985, Türkiye'de relief şekilleri ve arazi kullanımı;. Deniz Bilimleri ve Coğrafya Enstitüsü Yayınları, No:4, İstanbul TUNÇDİLEK, N., 1986, Türkiye'de yerleşmenin evrimi;. Deniz Bilimleri ve Coğrafya Enstitüsü Yayınları, No:3, İstanbul TÜMERTEKİN,E.,1973, Türkiye'de şehirleşme ve şehirsel fonksiyonlar; İst. Üniv. yay. No:1840/72 İstanbul YALÇINLAR,İ., 1976, Türkiye'de bazı şehirlerin kuruluş ve gelişmelerinde jeomorfolojik temeller; Türk Coğrafya Dergisi, Sayı: 17, s.53-66. 290

291