1
I. Şiirini Al da Gel toplantılarına katılan dostlar Ayhan ÇIKIN, Hakan TARTAN, Yılmaz SUNUCU, Sadun KOŞAY Baskı Tarihi : Ağustos 2011 Dizgi : Sas Ajans ve Bilgisayar Hizmetleri Kapak ve İç Düzenleme : İ. YILMAZ 2
DİZİN Sayfa No Şiirini Al da Gel... Yılmaz SUNUCU. 5 Ahmet GÜNBAŞ Yaşam Öyküsü ve Şiirleri.... 7 Ali UYSAL Yaşam Öyküsü ve Şiirleri.... 10 Atilla ER Yaşam Öyküsü ve Şiirleri..... 15 Ebru AYKUT DÖKMET Yaşam Öyküsü ve Şiirleri..... 18 Ekber ENVERİ Yaşam Öyküsü ve Şiirleri..... 22 Erkan ŞEMİN Yaşam Öyküsü ve Şiirleri..... 26 Hakan ÇELİK Yaşam Öyküsü ve Şiirleri.... 29 Dr. Hakan TARTAN Yaşam Öyküsü ve Şiirleri..... 30 Hüsamettin KÖSEOĞLU Yaşam Öyküsü ve Şiirleri.... 36 Kezban ŞAHİN TAYSUN Yaşam Öyküsü ve Şiirleri..... 45 Mustafa EMRE Yaşam Öyküsü ve Şiirleri..... 51 Prof. Dr. Osman GÖKÇE Yaşam Öyküsü ve Şiirleri..... 55 Özen KIRAÇ Yaşam Öyküsü ve Şiirleri..... 63 Yılmaz SUNUCU Yaşam Öyküsü ve Şiirleri..... 71 * İsimlerin sıralaması ABC seldir. 3
I. Şiirini Al da Gel Toplantısına katılan Yılmaz SUNUCU, Serdar KIZIK, Namık KUYUMCU II. Şiirini Al da Gel toplantılarına katılan dostlar Hüseyin ÖZALAY, Erşan ALTÜRK, Sadun KOŞAY, Tülay GÖKÇE, Osman GÖKÇE, Yılmaz SUNUCU, Ayşen SUNUCU, Ersin KÖSEOĞLU, Hüsamettin KÖSEOĞLU, Turhan TUNÇER 4
ŞİİRİNİ AL DA GEL ÜZERİNE "Şiirini Al da Gel," İzmir'de şiir tutkunu dostların şiir adına bir araya geldiği toplantıların adıdır. Bu yemekli toplantılarda şiir tutkunu dostlar kaşık şıkırtısız bir ortamda şiirler okurlar. Kendi şiirlerini okuyanlar da olur. Şiir adına bir araya gelen dostlar farklı bir güzellik yakalamak istediler. Üçüncü buluşmalarını Edremit-Güre Hattuşa Termal Tesislerinde gerçekleştirdiler. Şiir sevdalılarının kendi seslerinden kendi şiirlerini dinleyen dostlar o şiirleri kendileri de okumak istediler." l. Şiirini Al da Gel," yapıtı bu düşünceden doğdu. Elinizdeki yapıt aynı isimle yayınlanan 2. yapıt. Şiir adına birlikteliklerimiz de kitaplarımız da sürecek. Şiir sevdalılarının Hattuşa'da buluşmalarından sonra Hattuşa yetkilileri bu etkinliğin kendi Sanat Günlerini bir parçası olmasını önerdiler. Bundan sonra "Şiirini Al da Gel," birlikteliği Hattuşa Tatil Köyü Sanat Günlerinin bir parçası olarak sürecek. Her yılın Nisan ayının son Cumartesi günü Edremit-Güre Hattuşa Termal Tatil Köyünde olacağız. Elinizdeki yapıt 30 Nisan 2011 günü Hattuşa'da buluşmalarının ürünü. Bu yapıtı e-kitap olarak, birlikteliğimiz belgeselini sesli ve görüntülü olarak www.yilmazsunucu.com ve www.dundenbuguneusak.com sitelerinden izleyebilirsiniz. Önümüzdeki yıllarda sizleri aramızda, şiirlerinizi de yeni toplaşmamızda görmek isteriz. Bu konulardaki gelişmeleri www.yilmazsunucu.com sitesinden sizlere duyuracağız. Herkese her yönü ile sağlıklı ve şiir dolu bir yaşam dileriz. 5 YILMAZ SUNUCU
Edremit-Güre Hattuşa da III. Şiirini Al da Gel birlikteliğine katılan dostlar. Edremit-Güre Hattuşa da III. Şiirini Al da Gel birlikteliğine katılan dostlar. Masanın solunda önden arkaya Ayfer KÜÇÜKİBRAHİMOĞLU, Samiye MÜLAYİM, Betül KUT, masanın sağında önden arkaya Kezban ŞAHİN TAYSUN, Uğur KÖSEOĞLU, Yağmur KÖSEOĞLU, Ayşen SUNUCU 6
Ahmet GÜNBAŞ 30 Ocak 1953, İzmir. İlk ve orta öğrenimini İzmir`de yaptı. Gazetecilik Yüksek Okulu'nu bitirdi. İlk yazıları Demokrat İzmir gazetesinin Edebiyat ve Sanat sayfasında yayımlandı. 1976 yılında; Hüseyin Yurttaş, Ali Rıza Ertan ve Mehmet Kadri Sümer'le aylık edebiyat dergisi Dönemeç'i kurdu ve sorumlu yönetmenliğini yaptı. Şiir, eleştiri ve incelemeler yazdı. Son yıllarda Kitap tanıtım yazıları kaleme almaktadır. Günbaş, Agora dergisinin de kurucuları arasında bulunmaktadır. Yapıtları Evren Mapushanesi, (şiir) 1974 Gecenin Neresindesin? (şiir), 1986 Göçkün, (şiir) Etki Yayınları, Mayıs 1997 Aşk Boyu Sürgün, (şiir) Bilgi Yayınevi, Kasım 2001 Miço Diye Biri, (Roman) Bilgi Yayınevi, Nisan 2002 Bir Şiirin Söylediği,Mayıs Yayınları, Mayıs 2002 (Mehmet Kazım, E. Bülent Yardımcı, Baki Asiltürk, Serdar Aydın, Boray Atay, Hakan Tabakan ile birlikte) Çağlaçakır, Papirüs Yayınevi, Aralık 2004 (şiir) İpek Yarası, İmbat Yayınları, Ekim 2006 Hazırladığı Kitaplar Ölüme Direnen Şiirler, Ender Sarıyatı, Etki Yayınları, 2000 Genç Ölümlü Şairler Antolojisi, Hayal Yay. Nisan 2007 Ödülleri Hasan Tahsin Şiir Yarışması (1979) Şinasi Özdenoğlu Şiir Yarışması -üçüncülük- İbrahim Yıldız Şiir Ödülü (1998) - mansiyon 7
OZANIM Ozanım Pılım pırtım Beynim, kâğıt ve kalem Ozanım Işıltıyım Eğriye büğrüye gelmem Ozanım Sevişkenim Fitne ficur ne bilmem Ozanım Barışkanım Cana kıyana gülmem Ozanım Dövüşkenim Kara gecede kalmam ÖLÜMÜ TARTTIM Ölümü düşündüm yirmilerde, otuzlarda Kalbim kabına sığmayan bir çocuktu Ölümü tarttım en cesur bir anımda Ele gelir bir ağırlığı yoktu Ölümü tanıdım, civanmert dostlarıma kurşunlar yağdırdı, bıçaklar soktu Ölüme sıvandım durdurulmaz bir hınçla Sabrım yine ne diller döktü Ölümü anlattım soluk soluğa Kalleşti, dönekti, korkaktı, puşttu Yaşam tekneleri yanaşmadan kıyıya Kan selleri denizleri tuttu GECENİN NERESİNDESİN Söyle gecenin neresindesin, ellerinden tutayım Sesin gelir sevginin sürgün yerinden sesin gelir Başına kanlı sorgucular mı dikilmiştir kimbilir Kaçırayım seni pusulardan dostluklara bırakayım Söyle gecenin neresindesin şarkılar kararırken 8
Yalnız şiirlerin içkilerle yarıştığı bir masada mı insanı insana kilitleyen kirli badanalı bir odada mı Durmadan sirenler koştururken, fısıltılar uçuşurken Söyle gecenin neresindesin ölü bakışlar arasında Ardım sıra çiçekler taşır anlardan 'bir rüzgâr Yürür aydınlık yüzlerle hıncahınç arkadaşlar Yürekleri tutuşturan yiğit marşların çırasında Söyle gecenin neresindesin, yaralarım kanıyor Gölgeler süzülüyor, kinli söylevler, yetki zorlamaları Körükörüne yaktık gemileri, attık safraları Yüzyıllık suçlu gibiyiz şimdi-anlatması zor BİZ BARIŞIĞIZ EGE Biz barışığız Ege Sen bak işine İki halkız çocukları köpüklerinde yıkanmış Bir yürek atımı yerde Barış yazar defterimizde Biz barışığız Ege Biz alnının terini yiyenler Eleleyiz, yürek yüreğe Hıçkırığımız hırçın dalgalar Sevincimiz ak duvaklı gemiler Ne kan kuyusuyuz, ne kin örgüsü Sevginin bilimcisi bizden çıkar Bizden çıkar ozanın yol görmüşü Bitmesin yolumuza kara tayfalar Biziz tarihin gök gürültüsü Biz barışığız Ege Biz değiliz öfkeyi kalıbına döken Bir hayırsız eli var bu yoktan düşmanlığın Kardeşliğin kaynağından su içmeyen Zeytinini hırpalayıp üzümünü ezen Halay ateşlerini bir bir söndüren Biz değiliz Ege Durmaz savaş yangını gözler Delişmen oğlanlarımıza sataşır Karanfil kızlarımızı izler Sen hey gül bulutlar ormanı Sen hey pul mavilikler şaşkını Tuzun bin acıya gözyaşıdır 9
ALİ UYSAL Uşak Ulubey doğumlu. İlkokulu köyünde, ortaokulu Ulubey de, liseyi İzmir de okudu. Uşak Eğitim Enstitüsü Türkçe bölümünü, Lisans tamamlamaya katılarak Türk Dili Edebiyatı bölümünü bitirdi. Bir süre Fen Fakültesine de devam etti. Yurdun çeşitli yerlerinde öğretmenlik yaptı. Roman, öykü, şiir denemeleri var.2007 yılında Severek Yaşamak adlı şiir kitabı yayınlandı. MUTLULUK GALİP-GARİP,GÖÇ TOROSLARIN YANKISI öyküleri kitabında yayımlanmaya değer bulundu. ŞİİRİNİ AL DA GEL kitapçığında şiirleri yer aldı. Edebiyatı; özelde öykü ve şiiri çok seviyor. Yaşamını İzmir de sürdürüyor. İLETİŞİM: Tel:0232 347 86 55 Gsm:0 533 432 44 08 SEVGİLİM Sana, Seni yazmak, Ne zor!(?..) Zor olmazsa aşk olur mu? Sen de bilirsin ki olmaz. Öyleyse BEN zoru Seçtim. SENİ seçtim. SENİ Ali UYSAL 10
SENİ SEVMEK GÜZEL Seni sevmek, Bana heyecan veriyor, Beni yaşama bağlıyor, Yaşadığımı anlıyorum. Çünkü seni seviyorum!... SENİ sevmek Yaşam SENİ sevmek Zevk SENİ sevmek HAZ -doyum- SENİ sevmek Gerçek SENİ sevmek AŞK SENİ sevmek MUTLULUK ÖYLEYSE: Bütün bunlara EVET BEN SENİ ÇOOK SEVİYORUM Ali UYSAL AĞIZ TADIYLA SEVİŞMEK Ben hep derim ya Güzel severim Güzel kadınları daha çok severim İnce ince yanaklara dökülen dalgalı saçları severim Gülünce insanın içini ısıtan gülücükleri severim Bakınca gözleri ışıl ışıl olan bakışları severim Yürüyünce mis kokulu erguvanlar gibi salınan 11
güzelleri severim Dokununca sıcak teniyle seni ısıtan sevgiliyi severim Ağız tadıyla sevişmek diye doya doya sevişeni severim ALİ UYSAL (Severek Yaşamak) YAŞAMIN İÇİNDEN Dr. yaşam güzel dedim, ELBETTE, dedi. Yaşamak istiyorum daha çok erken dedim Ben de öyle diyorum, dedi Nasıl? Zor değil, dedi Yaşamak güzel dedim Hem de çok güzel, dedi. Öyleyse devam dedim. Öyle olsun-her şey daha güzel olsundedi. ALİ UYSAL YAĞMUR ve SEN Dışarıda yağmur, Ilık bir hava Sıcak bir sevgi Ben SENİ düşünürüm-düşünüyorum- Ne zaman düşünmem ki-düşünüyorum ki- Seninle yatıyor, Seninle kalkıyorum. Seninle YAŞIYORUM!... ALİ UYSAL (Severek Yaşamak) 12
BAŞÖĞRETMEN E SAYGILARLA Öğretmenin yolu Başöğretmenin düşüncesidir. Atatürk ün ilkeleridir. Öğretmen anadır: SIMSICAK Öğretmen babadır: ŞEVKAT DOLU Öğretmen öğretir Öğretmen sever Öğretmen can dosttur. Öğretmen bin bir çiçek yetiştirir Güldür, nergistir, laledir, Sümbüldür, leylaktır. Öğretmen düşünür, Öğretmen çalışır, Öğretmen yaşar, Çünkü öğretmen de İNSANDIR. Seni Lüks Olsun Diye SEVMEDİM Ali UYSAL -Seni sevmek lüks- Benim hiç lüksüm olmadı, Hep olduğum gibi yaşadım Göründüğüm gibi oldum Taşı taş, suyu su, çiçeği çiçek, İnsanı insan bildim!... Güzele güzel dedim Hay demez olaydım!... Sevince SEVDİM Hoşlanınca HOŞLANDIM Tatlıya TATLIM dedim. Bilemedim: -Senin benim için lüks olduğunu Hiç düşünemedim: SENİ lüks olsun diye sevmedim. Çünkü benim hiç lüksüm olmadı. ALİ UYSAL (Severek Yaşamak) 13
GÖZLER Yeşille mavinin gözlerde buluştuğu o güzel gözler Hadi anlat bakalım anlat anlatabilirsen Aylardan ben deyim temmuz Sen de ağustos Hava sıcak +36 C bazen +37C Hissedilen sıcaklık +41 C +42 C diyorlar Hava sıcaklığını ölçüyor - ölçebiliyorlar- O mavinin yeşille buluştuğu GÖZLERDEKİ SICAKLIĞI hele o tatlılığı hiçbir şey ölçemiyor Sevgi-AŞK dışında Öyleyse sev sevebildiğin kadar O güzel gözleri O tatlı bakışları Sev sevebildiğin kadar Doya doya bak bak bakabildiğin kadar Yeşille mavinin buluştuğu O güzel gözleri O tatlı bakışları SEV sevebildiğin kadar ALİ UYSAL 14
Atilla ER Aralık 1956, Manisa'nın Salihli ilçesinde doğdu. Salihli Endüstri Meslek Lisesini bitirdi (1976). İzmir DSİ II. Bölge Müdürlüğünde çalıştı. Gitsem isimli ilk şiiri Yeni Asır gazetesinde çıktı (1973). Şiirlerini Teos, Tını, Size, Şiir Defteri, Kirli, Kırkmerdiven, Ana, Yazınca (Almanya), Aydınca Fayton, Turnalar, Türkçem (Kosova), Çağdaş Türk Dili, Damar, Minerva, Berfin, Beşparmak, Yaklaşım, Bahar dergilerinde yayımlandı. Eserleri Şiir: Şafak Söküyor Sahillerinde İzmir'in (1992), Düş Yorgunu (1995), Kurşun Soğukları, Zindan Gülü, Buğra Diye Biri (2000) İnceleme: 1940 Kuşağının Son Romantik Şairi: Nahit Ulvi Akgün- Yaşamı, Sanatı ve Eserleri (1999). Öykü: Funda (1996), Park Cafe'de Bir Adam. Ba(ğ)rış Sıcak şarkılar geliyor batıdan sirtaki oynuyor dost balıklar doğudan, hasret tüten anadolu ezgileri halay çekiyor çilekeş vagonlar tam ortasındayım mahşeri kederin uzo ya da rakı içiyorum imbatla serinliyor heder olmuş yüzüm helen bir yanımda diğer yanımda Leyla ege oluyorum o an zeytin dalları vuruyor kıyılarıma 15
HARCINI DÖKECEKSİN DEFALARCA SEVDALARIN Ne o küçük dostum Ağlıyor musun yoksa? Dayanamam Gözlerinden akan zerreciklere Kıyamam Sen umutsun Sen çiçeksin Sen... Bir iken binlerce açacaksın/ gül bahçesinde Güller ağlamaz ki Haydi sen de ağlama Sil göz yaşlarını Çiçek dostlarına ver Gözlerindeki şebnemleri/ pınarlarından Toprağa damlasınlar şıp şıp Bereket olsunlar toprakanada Başakların sarısına bezensin Buğday tanesi gibi yücesin Su gibisin Irmak gibisin Emeksin Ulu çınar ağacımda Daha nice savaşlar var göreceğin Yaşamın katmerli yüzünde Barışı öreceğin anlar olacak Savaşlara karşı Tuğla Tuğla Beton Beton Harcını dökeceksin defalarca sevdaların Tükenmeyen bir inançla Sabır ateşine yükleyeceksin Kederlerini şafakla 16
Sevilerini katık edeceksin Hüzünlerine katarak Ne o küçük dostum Uyuyor musun yoksa? Uyu Memleketimin türküleriyle Uyu da çabuk büyü Rüyalarında bırakarak savaşçıları Her sabah gözünü özgürlüğe aç. Eylül 1992 izmir TUTUKLU ADAM Kırdım Duvardaki vitrin camını, Tuttuğum gibi kolundan Kaçırdım dostun en hasını. Ben koşarım, Polis peşim sıra beni kovalar Sokaklar Kahrolası karanlık sokaklar: Aydınlığa hasret. Hesapta hırsızız ya Nasıl olsa adımız çıkacak ayyuka Soracaklar, -Ne çalmış? -Ne çalmış? -Kitap. -Ayol çalacak başka bir şey bulamamış mı? Ne desem... İki damla gözyaşı düşecek önüme Donuk göz pınarlarımdan Anlar beni dostum anla Bari tutuklanmadan Bir tutam şiir okuyabilsem. 15 Ağustos İzmir 17
Ebru AYKUT DÖKMET Ebru DÖKMET, 1981 yılında İzmir Bornova da doğdu. Annesi ve Babası Edebiyat ve Tiyatro ya olan ilgisini ilkokulda fark edip, bu alanlarda çalışması, eğitim alması için onu teşvik ettiler. 1996 yılında Mustafa Kemal Lisesi Tiyatro Topluluğu nun oynadığı Cevat Fehmi BAŞKUT un Paydos adlı oyununda aldığı rolle tiyatro yaşamına başladı. Tiyatro çalışmalarına 1997 1999 yılları arasında Bornova Belediyesi Şehir Tiyatroları nın Çocuk Tiyatrosu ve Yetişkin Tiyatrosu Bölümlerinin oynadığı oyunlarda oyunculuk yaparak devam etti. 1997 2002 yılları arasında İzmir Batı Radyo da ve İzmir TV ve FM İzmir 101 de program sunucusu aktüel programlar ve şiir programları hazırlayıp sundu. 2002 2006 yılları arasında Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü / Dramatik Yazarlık Ana Sanat Dalı nda öğrenim gördü. 2006 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi İZMEB Meslek ve Sanat Kurslarında Yayın Editörü olarak işe başladı. 2007 2008 yılları arasında Yayın Editörlüğünün yanı sıra İZMEB Meslek ve Sanat Kurslarında Proje Sorumlusu olarak görevlendirildi. 2008 yılında evlendi. 2008 2010 yılları arasında Yayın Editörü ve Proje Sorumlusu görevlerinin yanı sıra Uygulamalı Tiyatro ve Yaratıcı Drama Eğitmeni olarak görev yaptı. Halen İzmir Büyükşehir Belediyesinde adı geçen alanlarda görev yapmaktadır. Karşıyaka Belediyesi Homeros Ödülleri 2011 Arif Damar Şiir Yarışmasında "Sürgün" adlı şiir dosyası "Övgüye Değer" bulunmuştur. 18
İSYANKAR Seni bedenime işledim, Seni ruhuma, Seni ilk kez düş görür gibi uykuma, Ve seni kanıma işledim, İsyankar ruhuma. HİÇ Öyle kaçtım ki, Sen bana hiç yaklaşmadın. Çektim seni içime yıllarca Sen kokunu hiç bırakmadın. Düştüm zaman içinde, Sen beni hiç kaldırmadın. Yalnızlıkla oturup konuştum saatlerce, Bana adımı hiç sormadın. KIYAMET Bir yangınla parladı gece, Aya savrulan küllerden doğdum ben. Paramparça bir sevdanın izinde, Hüzünle büyüdüm ben. Şimdi ürkek aşklar zamanı sevgili, Gözlerinde kaçamak bakışlar gizli. İç kanımdan zehiri. Yayılsın ruhuna baştan başa kıyamet. 19
GECENİN SESLERİ Yağmur ince ince dökülürken yerküreye, adam kadını düşünüyordu. Gökyüzünün boynuna sarılmış kara bulutlar gibi Usulca dağılmış gece karası saçlarını düşlüyordu Neredesin? Kadın yağmurun ağlamaklı sesinde bırakmıştı gülüşünü. Pusuda bekleyen yalnızlığını hissediyordu. Ölüme kertilmiş bir aşkı dipsiz bir kuyuya gömüyordu. ZAMANIN TOZLARI Zamanın tozları birikmiş penceresine, Gölgeler çoktan rüzgara karışmış. Düşmüş her şey, düşmüş gece. Düşmüş kirpiğinin ucundan uyku SAĞIR Gün Sağır, Gün dilsiz. Gün tamtamına sensiz, Kimsesiz, Kıskanç bir hasretin kokusunda gizli. SEN Ve sen, Gölgem gibisin. Giderek derinleşen bir boşluk, Kabusa yenilen bir düş. Çöle dönmüş bir yüreğin son demisin Ve ben yarattığın bir düş gibiyim, Ne senden önce varım ne de senden sonra Yarım yamalak bir sözüm, dudaklarının kıvrımlarında. 20
ÇÖL Bir çöl gibi yayılır zaman içimde, Uyanırken yerküre, olgunlaşmamış bir hüzün kanıyor yüreğimde. Yaşamdan ve yaşamaktan öte, Kaderin eli geziniyor üzerimde. Susuz bir aşık gibi pervane olmuşum ölüme. TARİFSİZ Savunmasız, İsyankar, yaralı sevdamın, Suçluluk buğusuyla ağlarım. Sensizliğin karanlık hazzından ben, dört duvar arasında ıssız kaldım. Büyük bir sevda için dediği yüreğimin, Ölmek ise sevgilim, Ben dönüşü olmayan uzak hüzünlerin sığınağındayım. Hırçın, Kırılgan, acımasız sevdamın, Sızısıyla kanar dudaklarım. Çırılçıplak yayılır içime yalnızlığım, Ben yaşaması zor bir öykünün nereye gitse kırgın kahramanıyım. Uçurumun dibinde, Boşlukta, sessizce bekleyen sevdamın, Uykusuzluğuyla yanarım.. Sensizliğin benzersiz yalnızlığından ben, ömrümün kıyısında asılı kaldım. 21
EKBER ENVERİ Ekber Enverî, 1974 Tebriz doğumludur. İlk ve orta öğrenimini Tebriz de, lisans eğitimini İzmir de tamamlamıştır. Halen İzmir de yaşamaktadır. Aşağıdaki şiir, onun çocukluğunda büyüklerinden dinlediği bir masalın, çocuklar için daha anlaşılır ve akılda kalıcı olması için şiirselleştirmesiyle oluşmuştur. GURD 1 İLE TÜLKÜ NÜN 2 HİKÂYESİ Bir méşe 3 de gurd başı_uca 4 yaşırdı 5 İğitliğin son menasın daşırdı 6 O bacarıg sahibiydi 7 ; yel idi 8 Düşüncede, fikirde evveliydi Bir gün bir at tutmuş idi, yéyirdi 9 Cemdeğini 10 sökdükce o déyirdi: Kâş 11 bir kimse mene 12 gonag 13 olaydı 1 Kurt 2 Tilki 3 Meşe ormanı 4 Mağrur; dik kafalı 5 Yaşıyordu 6 Yiğitliği tam anlamıyla yaşıyordu. 7 Becerikli idi 8 İri yarıydı 9 Yiyordu 10 Karnını; leşini 11 Keşke 12 Bana 22
Bu gonagsız 14 soframı bir dolaydı Puskuda 15 bir tüklü gurdu güdürdü Açlığından ağız suyun udurdu 16 Tülkü yavaş çıxdı gurdun garşına 17 Algış édip dolandı gurd başına 18 Gurd söyledi: Buyur gardaş yémek var; Bir yérdeki yémek vardır, démek var? 19 Tülkü gurdun erliğine 20 göynedi 21 Arsız arsız gurda béle söyledi: Doğrusu héç muzâyige yoxumdur 22 Tekce meni saxlaşdıran gorxumdur. 23 Gurd söyledi: gorxusu yox gardaşın 24 Héç itirmez duz çöreği gardaşın 25 Tülkü gurdun erliğine göynedi Yéne gurda arsız béle söyledi: Sen istersen yoldaşına çox 26 déme; 13 Konuk; misafir 14 Misafirsiz; konuksuz 15 Pusuda 16 Açlıktan ağzının suyunu yutuyordu. 17 Karşısına 18 Alkış edip kurdun etrafına dolandı. Bu bir tür saygı göstergesidir. 19 Yemeğin olduğu yerde söylemeğe ne gerek var? 20 Mertliğine 21 İçi yandı 22 Doğrusu bunu çok isterdim. 23 Yalnız beni tutan senden olan korudur. 24 Kardeşinden korkmaya gerek yok. 25 Kardeşin asla yediği tuzun hatırını yitirmez. 26 Bu kadarı da fazladır. 23
Gol, gıçıvı 27 men bağlarsam yox déme 28 Çox danışıb tülkü gurdu yağladı 29 Bağırsagla gol, gıçını bağladı 30 Ac garnını cemdeğin 31 doyurdu Sonra durub 32 gardaşına buyurdu: Tanrı senin évini étsin abad Men de senin elinden oldum azad Gurd söyledi: duz çöreği itirme 33 İgitliği namertliğe yétirme Tülkü gétdi gurdun üreği ganlı Yardım éden elleri galdı bağlı Güneş deyip bağırsağı yığırdı Yazıg gurdun gol, gıçını sıxırdı Gurd néçe 34 gündüz, géce galdı çölde Aclıg, susuzlugdan saraldı çölde Balaca 35 sıçan ordan démek géçirmiş Gurdun gözün garanlıgdan séçirmiş Sıçan yavaş çıxdı gurdun garşına Algış édib dolandı gurd başına 27 Kolunu, bacağı 28 Kolunu, bacağını bağlamama izin ver. 29 Çok fala konuşup kurdu nihayet ikna etti. 30 Atın leşinin bağırsağıyla kolunu, bacağını bağladı. 31 At leşiyle 32 Kalkıp 33 Tuz, ekmeğin hatırını yitirme 34 Birkaç 35 Ufacık 24
Söyledi: kim gardaşımı bağlayıb 36 Menim kiçik üreğimi dağlayıb 37 Açdı gurdun gıçlarını, golu Tumarladı 38 gurdun sağın, solunu Gurd sıçandan çoxlu teşekkür étdi Par-palazın yığıb oradan gétdi Aslan görüb gördü, dedi: haradır? 39 Söyle görüm rengin niye garadır? Gurd söyledi: Aslan halımı 40 sorma, Men ölersem meni burada goyma 41 Tülkü ola gollarımı bağlayan Sıçan çıxa meni dardan gurtaran 42 Daha aslan men bu yérde galmaram Aziz ömrü tülküyle gurtarmaram. 43 Tebriz-1993 36 Bağlamış 37 Dağlamış 38 Okşadı 39 Nereye? Hayırdır. 40 Halimi 41 Bırakma; koyma 42 Benim kollarımı bağlayan tilki olup bağlarımı çözüp beni kurtaran fare olacaksa 43 Artık aslan! Ben burada kalıp değerli ömrümü tilkiyle tüketemem. 25
ERKAN ŞEMİN 1986 yılında izmir'de doğdu. Henüz ufak yaşlardan itibaren yazıya ilgi duydu. İlkokul çağlarında okul gazetesine yazdığı küçük öyküler ve şiirlerle öğretmen-lerince Edebiyat a yönlendirildi. 2007 yılından bu yana Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema Televizyon bölümünde senaryo yazarlığı alanında eğitimini sürdürmektedir. 2009 yılında Seyrek Belediyesi mutluluk temalı öykü yarışmasında yazdığı "Sen Dokun Bana Sonbahar" adlı öykü basılacak kitapta yer almaya hak kazandı. Menemen Toprak ve Su Enstitüsünce organize edilen toprak ve su konulu öykü yarışmasında "Sudan Mektup Var Baba" adlı öyküsüyle üçüncülük elde etti. Konak Belediyesi nin düzenlediği Ata ya Mektuplar yarışmasında Üstümü örter misin Atam adını verdiği mektubuyla, Üniversite öğrencileri kategorisinde Türkiye birincisi oldu. Son olarak, İzmir Kuş Cenneti Koruma ve Yaşatma Derneği nin düzenlediği Göç temalı öykü yarışmasında Aklıma Düştü Göçebe Düşlerim adlı öyküsüyle övgü ödülü aldı. Öykü ve denemeleri çeşitli Edebiyat dergilerinde yayınlanmaktadır. İLETİŞİM BİLGİLERİ Adres:5652 sokak no: 38 Karabağlar- İZMİR Gsm: 0536 500 90 34 e-posta : erkan_semin@hotmail.com 26
CAHİL GEMİLER Sen Aydınlığı Severdin Seni Karanlıkta mı Astılar? Narin Gülüşlerine Kanıp Seni Köşeye mi Attılar? Kapanan Gözlerine Bakıp Seni Öldü mü Sandılar? Şimdi Sorsana Yiğit, Seni Asan Cahil Gemiler Kaç Deniz Gezmiş? ERKAN ŞEMİN / 6 MAYIS 2011 NEMLİDİR YAŞAMAK Her Mermide Biraz Daha Iskalanan Hayatlar Vardı Bir de Savaşın Arka Bahçesindeki Renklerle Lades Oynayan Çocuklar... Kutup Rüzgârına Soyunmuş Bir Hüznün Sevimsiz Habercisiydi Gökteki Kara Gürültü. Ateşte Unutulmuş Yanık Bir Ölüm Kokusuydu Bulutlar Ve Yaşamak "Nemli" Bir Sözcüktü Bu Yüzden... ERKAN ŞEMİN 18 MART 2011 KOCA SEYİT Mataforası Bozuk Bir Top Mermisi Misali Hayat... Sırtımda, 276 Kiloluk Bir Hüzün Kamburu... Ve Şimdi Bana Bir "Koca Seyit" Gerek... 27
DİYE Selam sana İstanbul Ilık bir gökkuşağından, Ben, sana göçtüm Sende gökyüzü yok dediler Yüreğimin nakliyesine uydum Bak, sana bulut taşıdım Biraz da şemsiyesiz düş Kim bilir? Belki bir yağmur kopar bu şehirde Geçiverir altına kirlenmiş hüzünlerin Sonra ılık bir düş alırsın diye Mevsim baharsız sende Güneş yaralı ve küskün Bense kararlı ve suskun Bakma öyle mağrur mağrur Beni de içeriye alma sakın Bir hayale bakıp çıkacağım işte Bavulum yok Bir avuç yoksul cümlem var Biraz da kırık avuntu Kim bilir Belki seversin diye Heybemde bir hançer sakladım Sözcüklerden bir kurşun tespihi Yitik düşlerinden birinci el yalnızlıklar Kim bilir Öfkemin ipini koparır Belki sana savururum diye Çok dedi dönenler Acımaz İstanbul, Yitirir düşlerini diye 28
Hakan ÇELİK 28.08.1981 Yılında Kars ın Kağızman ilçesi Tunçkaya Köyü nde dünyaya geldi. 1984 yılında İzmir e göç etti. 1988 yılında İzmir, Konak, Mersinpınar Mustafa Rahmi Balaban İlköğretim Okuluna kayıt olup 1993 yılında 5 yıllık İlkokulu bitirdi. 11 yıllık evli. 9 yaşında bir kızı ve 5 yaşında bir oğlu var. Şu an İzmir Işıkkent Ayakkabıcılar Sitesinde Anadolu Sofrası isimli restorantta garsonluk yapıyor. İletişim : Tel: 0531 969 66 20 İNSANLIK MI KAYBOLDU Kalem yerine silah tutar elleri Yalana dolana alışmış dilleri Sevmez olmuş birbirlerini Dünya aynı insanlık mı kayboldu? İnsanların gülen yüzleri solmuş Sevginin yerini nefret almış Kalpleri servet, para hırsı sarmış Dünya aynı insanlık mı kayboldu? Yardım için uzanan eller kırılmış Gül yerine dikenler sevilmiş Nerde erenler nerde derviş Dünya aynı insanlık mı kayboldu? Yetim başını okşayan kalmamış Dürüstlüğün yerini riyakar almış İnsanlar cehalet uykusuna dalmış Dünya aynı insanlık mı kayboldu? 29
Dr. Hakan TARTAN 1961 doğumlu Hakan Tartan, Tevfik Fikret Lisesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi nden mezun oldu. Aynı Üniversite de Sosyal Politika, Sosyal Diyalog ve AB Uygulamaları konusunda yüksek lisans ve doktora yaptı. Çeşitli gazetelerde muhabirlik, yöneticilik ve yazarlık görevlerinde bulunan Tartan ın 4 ü şiir olmak üzere 10 kitabı yayımlandı, 2 oyunu Devlet Tiyatroları nda sahnelendi. Hakan Tartan, 1992 de yeniden açılan CHP ye İzmir de kurucu oldu ve yönetimde yer aldı. 1995 ve 1999 yıllarında gerçekleşen genel seçimlerde iki kez İzmir den milletvekili seçildi, TBMM İdare Amirliği ve İnsan Hakları Komisyonu Başkanlık Divanı Üyeliği yaptı. 56. Cumhuriyet Hükümeti nde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı oldu. İşçiye check-up uygulamasına, İzmir in eğitim, sağlık, ulaştırma alanında alt yapısının güçlendirilmesine, okullara bilgisayar ağı oluşturulmasına, kültür ve etkinlik merkezleri açılmasına, Sosyal Güvenlik Reformu nun hazırlanmasına ve SSK Hastaneleri nin altyapısının güçlendirilmesine, sağlık sisteminin geniş halk kesimlerine hızlı ve etkin götürülmesine, Bulgaristan la yapılan karşılıklı sosyal güvenlik anlaşmalarına katkı sağladı. Çeşitli üniversitelerde dersler veren Dr. Tartan, Halkevleri anlayışı ile hizmet veren TÜLOV Vakfının Kurucu Başkanı. 2009 yılında yapılan yerel seçimlerde CHP nden İzmir Konak Belediye Başkanlığı na seçilen Dr. Hakan Tartan evli, iki çocuk babası, Fransızca ve İngilizce biliyor. 30
EGE BALIKLARIN 10 metrekarelik bir oda bu çift pencereli, göğe yakın, toprağa uzak. Bu yükseklik aslında yaşama tuzak. Duvarlar beyaz, duvarlar yazılı. Duvarlara kimbilir, ne aşklar kazılı. Gece lambası silik-sönük, ağzı kitli, biraz sihirli. Işığında ne çok Alaattin gizli. Kapıda en çok erkek eli, erkek izi. Sert, haşin, kaba. Bunca maçoluğa karşın, vidalar yine de yerinde ama. Aşağıda görkemli bir salon, akıllara zarar. Ege yi tartışıyor koca koca adamlar. Hepsinin dilinde aynı sözcükler: Ege benim, benim. İşte bu duvarlarda yankılanıyor. Büyük, yüksek duvarlar boş, duvarlar soğuk. Sevgiler sözcüklerde boğuk. Sağda-solda aynalar var, heyecan verici, canlı. Ama onlar da yalancı. Aşağıda koca salon, yukarıda 10 metrekarelik bir oda. Ben kalıyorum orada. Duvarları beyaz, duvarları yazılı. O duvarlarda, Ege kimsenin değil, balıkların yazılı. 31
AŞKIM KARANLIKTAYIM Bulutlar anlamsız deniz sessiz martıların kıyıya gelişlerinde hüzün var Bir göçmen kuş Sevda yüklemiş kanatlarına yolunu bulamıyor çaresiz Işık gösterileri arasındaki masalar coşkusuz sokaktakilere yağmur yağıyor tıp tıp İçeride sigara dumanı sevdaları süpürüyor yaprakların suyu çekilmiş toprağa karışıyor geceyarısı yaklaştıkça çoğalıyor yalanlar erkeklerde bildik numaralar kadınlar seçimde zorlanıyor ya şundadır, ya bunda Şarap kadehleri bazen yalan, çokça düş bazen rüyayı çoğaltıyor Yalan borsasının gücüne bak insanı şaşırtıyor Bu tablo mutsuz bu tabloda sen yoksun gündüz bile yarı aydınlık aşkım karanlıktayım. Aydınlığı arıyorum Güne erken başlamak istiyorum. Seni düşünüyorum. Bir köşeden renkler yayılıyor O an gelmesende yaşatıyorsun. Seni özledim. 32
ŞİİRLERE YAZIK ETME..ONLAR SENSİN Duygular kördür bazen Bazen nankör Unutulur güzellikler Siliniverir anılar Elele tutuşunca yanan eller Birleşince parlayan dudaklar Güzel aşk sözleri Heyecanlar Tutkular Oysa satırlar yaşamdır Gerçeğin ta kendisidir Nankör olsa da duygular Satırlar vefadır Ne olursa olsun Dostluktur, paylaşımdır Şiirlere yazık etme Üzülürsün Şiirlere yazık etme Onlar sensin SENİN SESSİZLİĞİNİ DİNLEMEK Senin sessizliğini dinliyorum Vivaldi nin dört mevsimi bu Minik serçenin sevgi çığlığı Senin sessizliğini dinliyorum Gülün yaprağında yolculuk bu Nehrin denize karışması Senin sessizliğini dinliyorum Karlı dağlarda açan çiçek bu Umutlarla beslenen yağmur Senin sessizliğini dinliyorum Gümbür gümbür Bangır bangır Ve seni anlıyorum 33
Mutluluk Öyküleri değerlendirme toplantısında Konak Belediye Başkanı Sayın Hakan TARTAN ın Kentte Mutlu Olmak konulu söyleşisinde. Edremit / Güre Hattuşa tatil Köyünde 30 Nisan 2011 de yapılan III. Şiirini Al da Gel birlikteliğine katılan Yılmaz SUNUCU, Gürcan KOŞAR 34
III. Şiirini Al da Gel birlikteliğine katılan Hacer TUNÇER, Ayşen SUNUCU, Yağmur KÖSEOĞLU, Uğur KÖSEOĞLU. III. Şiirini Al da Gel birlikteliğine katılan Fertan SUNUCU, Ayşen SUNUCU, Yağmur KÖSEOĞLU, Uğur KÖSEOĞLU, Yılmaz SUNUCU, Kezban Şahin TAYSUN ve Hattuşa Çalışanları. 35
Hüsamettin KÖSEOĞLU 1955 te Kaynar da(kayseri) doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Aydın da tamamladı. Balıkesir Necati Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü nden 1976 da mezun oldu. Artvin Hopa Lisesi, Menemen Lisesi ve İzmir Boğaziçi İlköğretim Okulu nda Türkçe, edebiyat öğretmenliği yaptı. 2002 de emekli oldu. 1988-1998 ve 2002-2007 yılları arasında İzmir de çeşitli dershanelerde çalıştı. Evli ve iki oğlu olan Hüsamettin Köseoğlu; yaşamı, çocukları, insan olmaya çalışan tüm insanları, doğayı, sanatı, şiiri, öyküyü ve yaşadığı her anı çok sevdi. Güzel bulduğu her şeyi paylaşmak istedi. Emekli olunca bu paylaşımı, yazmaya çalıştığı şiirlerle yaşatmayı düşledi. Yüreğini barış, kardeşlik, özgürlük ve eşitlikle besleyip koşulsuz aşklara inandı. Beslendiği bu kutsal sofrayı, tüm insanlara açmak için şiir denen çağrıyı, gönül evinin kapısına astı. Kapısını çalacak, yaşam şiirini paylaşacak dostlarının olacağı umudunu hiç yitirmedi İletişim Kalabak mah. Şehit Kemal cad. Arı sitesi No:59/ D - Urla / İZMİR Gsm: 0-505-311 35 53 Tel: 0-232-7661227 36
ÂB-I ATEŞ Suyu ateşe at Ateş söner Ateşi suya at Su yanaar yanar Döner âb-ı ateşe Üzüme su içir Üzüm şişer Şişen üzümü ez Suyu çıkar Çıkan suyu koy testiye Susayınca içerim diye Ağzını kapat bi güzel Beklet bi süre Dilin damağın mı kurudu Aklına mı düştü su Aç kapağını testinin Güneşli bir kadehe koy Ooy oy! Elini korkak alıştırma hemşerim Koy koy! Şu allahın işine bak, Senin su,olmuş mu sana şarap! Koş koş! İçerden bir kadeh kap Bakma bön bön yüzüme Bana değil hemşerim O su içen üzüme Binlerce kez teşekkür et! 37
BULUŞMA Atla bir dolmuşa Keşkeler Mahallesi ne gel Sor, Cefa Yokuşu nu yaşlı birine. Nefesin tıkanır Çıkma yokuşu Sola dön sen. Birinci sokak Soğuk Yatak Sokağı Geç onu ilerle biraz Yangınlar Kahvesi nin köşesine gel Geldin mi Karşıya bak Bir telefon kulübesi göreceksin Yanında da bir piyangocu Rüyalara giren Ak sakallı, nur yüzlü cinsten biri. Sor ona Ayvayı Yiyenler Meydanı neresi? diye Geldin mi meydana Dur tam ortada Beklerken Ölenler Bankları sağdadır Otur birine, bekle beni Tekin değildir buraları sen bilmezsin Biri alıverir yüreğini cebinden Ruhun çıkar anlamazsın Korkma korkma Şaka yaptım sevgilim Sana bir şey olmaz Senin yüreğin var da İçi boş Sen ölmezsin! HÜSAMETTİN KÖSEOĞLU 38
ÇOCUĞUN OLUNCA Bir çocuğun olunca Tırtılken kelebeğe döner Ruhunu bırakmak için Tek çiçeğe konarsın: Çiçeklerden daha çiçek Sevgili çocuğuna. Kendi burnunu silerken İğrenen sen Şarkılarla alırsın altını Çişli poposunu öper Gazı çıkınca gülersin Radarın hep onun için çalışır Tek bir bakışını Uykunu bölen hapşırıklarını Kirpiklerine yapışmış lanet çapağı İç çekişlerini Meleklerle gülüşmelerini Birini bile kaçırmak istemezsin. Yanındaki kim? Eşin mi, anan baban mı Umurunda olmaz inan! Aguları, keyifle çırpınışları Esneyen minik ağzı Topik topik ayakları Yumuk yumuk elleri İlk adımı, ilk sözcüğü Kendi kendine ilk yemek yiyişi Bardaktan su içişi Çişini söylediği o gün Seni dudağından öptüğü o an Sen âşıkların en âşığı olup çıkarsın 39