ÇÖZÜM SÜRECİNDE MÜSİAD YK BAŞKANLAR BULUŞMASI 6 MAYIS 2013, PAZARTESİ BATMAN Sayın Valim, Sayın Belediye Başkanım, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanım, Sayın Kalkınma Ajansı Sekreterim, Kıymetli YK Üyelerim, Şube ve Sektör Kurulu Başkanlarım, Değerli İşadamlarımız, Kıymetli MÜSİAD Üyeleri ve MÜSİAD Dostları Yerel ve ulusal medyamızın değerli temsilcileri Sevgili Batmanlılar, Sizleri, MÜSİAD Yönetim Kurulu adına saygıyla selamlıyorum. Öncelikle, Batman da olmaktan, bu bölgenin işadamları ve yöneticileriyle buluşmaktan duyduğum mutluluğu ifade etmek isterim. 22. Olağan Genel Kurulumuzdan sonra, bilinçli bir tercihle, ilk Yönetim Kurulu Toplantımızı Batman da yapmaktan onur duyuyorum. Batman'a geldik, çünkü aynı anda bölgenin bütün illerinde bulunmamız mümkün değildi. Ancak biz Batman da bulunmamızı, bölgeyle buluşmak olarak değerlendiriyoruz. Batman dayız ama aslında Hakkari deyiz. Aslında Mardin deyiz, Muş tayız, Van dayız, Elazığ dayız, Erzincan dayız, Şanlıurfa dayız, Gaziantep teyiz. Doğu ve Güneydoğu Anadolu nun tamamındayız şu anda. Batman Şubemiz, yıllardır Genel Merkezimizde, ya da İzmir de, veya Konya da, ya da Karadeniz Ereğli de düzenlediğimiz toplantılarımıza nasıl bugünkü birliktelik duygularıyla katılıyorsa, biz de aynı duygularla Batman da bulunuyoruz.
Genel Kurulumuzun üzerinden sadece 8 gün geçmişken, ilk Yönetim Kurulu toplantımızı Batman'da yapıyoruz ve bunu yaparken Şubelerimizin Başkanları ve Sektör Kurulu Başkanlarımız da aramızda. Batman'da, MÜSİAD üyesi olsun olmasın, işadamlarıyla buluşuyoruz. Bunu da ekonominin önderleri, sivil toplumun öncüleri arasında ayrı bir yeri olan MÜSİAD ın, toplumsal barış adına herkese kollarını açmasının bir farkı olarak görüyoruz. 22. Olağan Genel Kurulumuzda yaptığım konuşmada, "Son 10 yılda hayata geçirilen önemli reformların arasında özel bir yeri olan çözüm sürecini, medeniyetimizin bize yüklediği tarihi bir sorumluluk olarak görüyoruz. Çünkü Çözüm Süreci, Türkiye'nin aydınlık yarınlarının şekillenmesinde çok önemli bir hamledir" demiştim. "Çözüm süreci, gelecek ve refah için prangaların sökülüp atılması demektir" demiştim. 3 Mart'ta, Afyon'da MÜSİAD ın Geleceği Çalıştayı nda da; Çözüm Süreci, acımasız terör sorunu kadar, bu çerçevede birikmiş sorunların bir çözüme kavuşması, bölge halkının refah ve mutluluğu kadar Türkiye nin kalkınması ve tüm vatandaşlarının mutluluğu, özgürlükler ve demokrasi açısından da çok büyük bir engelin ortadan kalkması anlamına gelmektedir. Ülke olarak telafisi ve acısının tarifi hiçbir şekilde mümkün olmayan evlatlarımızı ve yarınlara dair umutlarımızı yok eden ve kaynaklarımızı, enerjimizi tüketen terör sorununun çözülmesi, ülkemizin daha yaşanabilir, refaha erişmiş ve uluslararası saygınlığı artmış bir ülke konumuna yükselmesini sağlayacaktır. demiştim. Yine Afyon da, "Kurulduğu günden beri etnik ve dini her türlü ayrımcılığa karşı durmuş bir kurum olarak, çözüme yönelik katkımızı
sürdürmeye kararlıyız. Şubelerinin önemli bir kısmı Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yer alan, bu bölgeye yatırım yapmış ve bölgede yaşamaya devam eden binlerce üyeye sahip olan bir işadamları derneği olarak, refahın, gelişmenin ve huzurun, yalnızca pozitif istikrarı yakalayabilmiş ortamlarda yeşerip büyüyeceğine inanıyoruz. derken ne kadar samimi isem, bugün de o kadar samimiyim. Hepimiz, Barış istiyoruz. Huzur istiyoruz. MÜSİAD olarak bunları ilk defa söylüyor değiliz. 2007 yılındaki Güneydoğu Raporu muzda, 2011 yılındaki Anayasa Önerisi nde, bugüne kadar yaptığımız açıklamalarda, huzur ve istikrar adına atılacak adımların önceliğini vurguladık. Bugün, ekonomik ve sosyal anlamda ağır bedeller ödediğimiz terör ve bununla ilişkili sorunları çözmeye yönelik güçlü bir iradenin olduğunu görüyoruz. Bu süreci, basit bir müzakere süreci olarak görmüyor, ülkemizin geleceğinin önünü açmak olarak görüyor ve bu konuda seçilmiş Milet Meclisimize ve onun içinden çıkmış hükümetimizin sağduyusuna güveniyoruz. Sayın Başbakanımızın 23 Nisan da, sembolik olarak Başbakanlık koltuğunu devrettiği yavrumuza söyledikleri çok önemli: Maziyi değiştirme gücüne sahip değiliz, ama istikbali şekillendirme gücüne sahibiz. Yetim kalmış çocuklara babalarını iade edecek kudretimiz yok, ama daha fazla çocuğun yetim kalmasını engelleyecek iradeye sahibiz. Biz, bu ifadeye aynen katılıyoruz. Bakınız, cumartesi günü bir gazetede şöyle bir başlık vardı: Gazi Astsubay: PKK yı affettim. 1997 de yaralanan ve tekerlekli sandalyeye mahkum olan Astsubay Murat Caner söylüyor bunu. Türkiye Harp Malülü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Adana Şubesi Onursal Başkanı.
Çözüm Süreci ni destekleyen konferanslar veriyor. Ben, iki askerimi şehit edenleri, beni bu duruma getirenleri affettim. Bir insanı öldürmek çok kolaydır. Ama asıl erdem kazanmaktır. Kurtulmasına vesile olmaktır. Yaşayan bir şehidim diyor. Bu vatanın bir evladı söylüyor bunu. Uçaktan indiğimiz andan itibaren, başta Sayın Valimiz olmak üzere, Sayın Başkanlarımızın, çayını içtiğimiz, elini sıktığımız, sesini duyduğumuz, yüzünü gördüğümüz esnafımızın, bizi bütün sıcaklığıyla karşılayan bölge insanımızın misafirperverliği için şükranlarımı sunuyorum ve bu görüşmelerden elde ettiğim sıcaklığın etkisiyle diyorum ki, biz doğru yoldayız, aman vazgeçmeyelim. Çözüm Süreci, kabul etmek gerekir ki, çözüme yanaşmayanlar için devam etmekte olan bir süreç. Bugün burada bir kere daha gördük ki, bizim için bu süreç çoktan başlamış ve çoktan bitmiş. Çünkü biz çoktan çözmüşüz meseleyi. Batman da bunu bir kere daha gördük. Biz; ekmekte, adalette, dostlukta, insanlıkta buluşmuşuz çoktan. Kardeşlikte buluşmuşuz. Ayrımcılık yapmadan, birbirimizle dayanışma içinde olmayı başararak buluşmuşuz. Elbette burada sadece ilk Yönetim Kurulu Toplantımızı yapmakla kalmayacağız. İstanbul da bir masanın etrafında toplanmak yerine burada bir masanın etrafında toplanmak elbette çok hoş ama, biz asıl bir masanın değil, çözümün etrafında toplanmak için buraya geldik. Ekonomiden çok daha öncelikli olarak, insanlık adına buradayız. Bize soruyorlar. Ne kadar yatırım yapılacak bölgeye? diye. İnanamayacağınız kadar çok diyorum ben de. Çünkü bunun sonu yok. Hesaplanması da gerçekten imkansız. Bunu şöyle sormak lazım belki de? İnsanlar burada barış içinde yaşarlarsa, dostluk ve kardeşlik içinde
yaşarlarsa ne kazanırız? Bakın, ne kadar kazanırız değil, ne kazanırız? Tabii ki, bölgeye yatırım imkanlarını konuşacağız ama, biz zaten yıllardır bunu yapıyoruz. Biz bugün bölgedeki işadamlarını ve vatandaşlarımızı daha fazla dinlemeyi, onlarla birlikte neler yapabileceğimizi daha fazla konuşmayı, özellikle bu süreçte çok daha önemli buluyoruz. Cuma ve Cumartesi günü, Kimya Metal Maden Sektör Kurulumuz Sektör Zirvesi için Elazığ'daydı, Adıyaman ve Malatya'daydı. Yani biz hep buradaydık, buradayız ve burada olmaya da devam edeceğiz. Hatırlayacaksınız, geçen yıl yine bu günlerde, 26 Mayıs'ta, MÜSİAD 6. Bölge Bölgesel İş Geliştirme Toplantısı'nı da Batman'da yapmıştık. Adıyaman, Diyarbakır, Elazığ, Malatya, Mardin, Şanlıurfa ve Van şubelerinden üyeler katılmıştı. Genel Başkan Yardımcımız Abdurrahman Kaan Bey, o gün yaptığı konuşmada, Dicle'nin aktığı bu topraklar, İpek Yolu üzerindeki konumuyla tarihin her safhasında ticari önemini korumuş, medeniyetlerin gelişip yayılmasında bir köprü görevi görmüş Mezopotamya topraklarıdır. Yani dünden bugüne yeni kurulmuş; ekonomik, kültürel, ticari bir arka planı olmayan bir bölge değildir. demişti. Ne kadar haklı olduğunu, Çözüm Süreci akabinde, önce İsrail den gelen özür, sonrasında bir kredi derecelendirme kuruluşundan gelen not arttırımı ve Yabancı Devlet adamlarının her geçen gün artan ziyaretleri izledi.
Bölgeye teşvikli yatırım taleplerini de, Ekonomi Bakanımız Sayın Zafer Çağlayan son derece güzel izah ediyor: "Çözüm sürecinin konuşulmaya başlamasıyla beraber Doğu ve Güneydoğu'ya, adeta bir teşvik yatırımı patlaması yaşanıyor. Bingöl'de teşvik belgesi alanların yapacağı yatırım, tam 5 bin kat artmış ve 1 milyar 68 Trilyon TL'ye ulaşmıştır. İlk üç ayda teşvik belgesinde Siirt'te, Diyarbakır'da, Şanlıurfa'da, Mardin'de yapılan müracatlarda istihdamın 5 ile 10 katına çıktığını görüyoruz." Yıllardır, eğer ekonomik anlamda bölge kalkınırsa, barış da gelir tarzında bir yaklaşıma şahit olduk. Fakat galiba; eğer barış varsa, huzur varsa, ekonomi de düzelir, demek daha doğru. Daha 2 gün önce Japonya nın Uluslar arası Rating Kuruluşu JCR Eurasia Yönetim Kurulu Başkanı, Gelişmeler not artışını gerektiriyor. Not artışının eli kulağında. dedi. Hangi gelişmelerden söz ediyor sizce? Bakın, Cuma günü Sayın Başbakanımızın davetlisi olarak Japonya Başbakanı ile aynı salondaydım. Japon Başbakanı, ülkelerimiz arasında gıda ve tarım alanında kısıtlamaların kaldırılmasından söz etti. Japonya gibi, adı Yüksek Teknolojiyle eşleşmiş bir ülkenin Başbakanının gündeminde Gıda ve Tarım var. Hatırlayın, geçen Cumartesi günü Genel Kurulumuzda aynı konuya değinmiştim. Batman ı çevreleyen Sason (Aydınlık) dağları, Mereto Dağı, Avcı Dağı, Meydanok Dağı ve Raman Dağı çok zengin maden ve petrol yataklarına sahip ama, neden bununla yetinelim. Batman ve Beşiri ovalarında yetiştireceğimiz tarımsal ürün ve endüstriyel bitkiler, petrol kadar, yüksek teknolojili ürünler kadar önemli. Bunu Japon Başbakanından duymak önemliydi. Mezopotamya, tarih boyunca dünyayı besledi. Dicle ve Fırat Nehirleri arasında kalan
bereketli topraklar, hepimizin ortak geleceğidir. Sadece Batman değil, Doğu ve Güneydoğu nun bütün illerinde, petrol kadar, değerli madenler kadar önemli ekonomik imkanlar mevcut. Türkiye nin bu kaynakları verimli kullanması gerekiyor. Sinop ta yapılacak nükleer santral için Japonya ve Fransa ile anlaştık. 22 milyar dolarlık bir yatırım bu. 10 bin kişilik bir istihdam sağlanacak. Batmanlı mısın, Diyarbakırlı mısın diye sormayacaklar orada çalışacak olanlara. Biz, tekrar söylüyoruz, insanları bölgelerine göre, ırklarına, kökenlerine göre ayırmıyoruz. İstanbul a 3. Havalimanı ihalesine 22 milyar euro teklif geldi. Ortak Girişim Gurubunda bir MÜSİAD üyesi var. Sayın Orhan Cemal Kalyoncu. Kendisini tebrik ediyorum. 150 milyon yolcu kapasitesiyle Avrupa nın en büyük havaalanı olacak. Peki, cesurca telafuz edilen onmilyarca Euroluk yatırımlar neyin habercisi? İnanın, sadece ve sadece, Çözüm Sürecine en az bizim kadar inanan dünya devlerinin, Türkiye'nin geleceğine yatırım yapmalarının habercisi. Bu rakamlarda Türkiye nin, Türkiye ekonomisinin geldiği noktayı görüyorsunuz. O havaalanına dünyanın her yerinden yolcu gelecek. Batman dan da gelecek, NewYork tan da gelecek, Pekin den de gelecek, Hakkari den de gelecek. Orta Gelir Tuzağı Raporumuzda Türkiye nin bu tuzaktan kurtulması gerektiğini söyledik. MÜSİAD, Türkiye nin ekonomik geleceğini de, bu süreçle bir kere daha ortaya çıktığı gibi, toplumsal barışta görüyor. Yine, Cuma günü dünya devi frmaların sahipleri Japon İşadamlarıyla yaptığımız görüşmede söylenen bir detayı da aktarmak istiyorum. "Aman, ülkenizin dinamizmine dikkat edin. Sizin en önemli hazineniz, genç ve dinamik insan kaynağınız" dediler. Hatırlarsanız bir
hafta önceki Genel Kurulumuzda, aynı konuya değinmiştim. Biz, sahip olduğumuz değerlerimizin, ki bunların başında insanımız gelir, yeraltı ve yerüstü kaynaklarımızdan çok daha önemli olduğuna hep inandık ve bunu her zaman gururla ifade ettik, ifade etmeye ve bu ortak payda etrafında kenetlenmeye devam edeceğiz. Sözlerime son verirken, Yönetim Kurulumuza, ilk toplantısını bölgede yapma kararı için teşekkür ediyorum. Şube Başkanlarımıza, Sektör Kurulu Başkanlarımıza, bizi burada yüce gönüllülükle ve misafirperverlikle karşılayan dostlarımıza teşekkür ediyorum. Başta Sayın Valimiz olmak üzere, Belediye Başkanımıza, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanımıza teşekkür ediyorum. Bölgeye yatırım imkanları konusunda bir sunum yapacak olan Dicle Kalkınma Ajansı Genel Sekreterimize teşekkür ediyorum. Tabii ki, Ben MÜSİAD üyesi değilim demeyip, MÜSİAD üyesi olmayan, ama bugün bizimle bir arada olan bölgenin iş adamlarına, dostlarımıza, özellikle teşekkür ediyorum. Türkiye nin, sorunlarını çözmüş bir ülke olma yolunda çok büyük bir adım attığına inancımızın, bugün burada katlanarak arttığını görmekten duyduğum mutluluğu ifade ederken, bizi yalnız bırakmayan yerel ve ulusal medyamızın çok değerli temsilcilerine de MÜSİAD adına, Türkiye adına, teşekkür ediyorum. Demokrasimizdeki eksiklerden kaynaklanan açmazların giderildiği, özgürlüklerin insan onuruna yaraşır bir şekilde genişletildiği, dünyaya örnek olacak bir kardeşlik ikliminin yaşandığı bir Türkiye idealiyle, hepinize saygılar sunuyorum. Nail OLPAK
Genel Başkan