MİRÂC-I NEBİ. - Sen kimsin? - Ben Cebrail'im. - Yanındaki kim?



Benzer belgeler
ON EMİR الوصايا لعرش

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

Bu ay içinde orucu ve namazı o kişiye kolaylaştırılır. Bu ay içinde orucu ve namazı ALLAH tarafından kabul edilir.

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma

Rahmet Ayı RAMAZAN Pazar, 07 Haziran :17

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

2016/2017. Özel Gebze Lale Bahçesi Anaokulu. Nisan Ayı Bülteni

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesin olarak inanırlar. Bakara suresi, 4. ayet.

Asiye Türkan MÜ MİNLERİN ANNESİ HZ. AİŞE

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli?

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

Kur an ın Bazı Hikmetleri

Hac ve Umre İle İlgili Mekânlar

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

İsra ve Miraç olayının, Mekke de artık çok yorulmuş olan Resulüllah için bir teselli ve ümitlendirme olduğunda da şüphe yoktur.

Onu kendi haline bırakın, Allah'ın diyarında otlasın, sakın ona bir fenalık yapmayın.

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

İbadetin Manası ve Çeşitleri

Resulullah ın Hz. Ali ye Vasiyyeti

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

ÖZEL EGE İLKÖĞRETİM OKULU

Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn

MERSİN İL MÜFTÜLÜĞÜ 2015 YILI RAMAZAN AYI VAAZ VE İRŞAT PROGRAMI VAİZİN

iki sayfa bakayım neler var diye. Üstelik pembe kapaklı olanıydı. Basından izlemiştim, pembe kapaklı bayanlar için, gri kapaklı olan erkekler içindi.

İÇİNDEKİLER. Takdim... 9 İTİKAD ÜNİTESİ. I. BÖLÜM Din Din Ne Demektir? Dinin Çeşitleri İslâm Dini nin Bazı Özellikleri...

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

6. SINIF DERS: DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÜNİTE:1 KONU: DEĞERLENDİRME SORU VE CEVAPLARI

HADDİNİ BİLMEMEK YA DA İSTİDRAC

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

EDİRNE İL MÜFTÜLÜĞÜ 2015 MERKEZ 4. DÖNEM VAAZ (EKİM, KASIM, ARALIK) VE İRŞAT PROGRAMI

İsimleri ilk önce Berre idi, Zatı saadetleri ile evlendikten sonra ismini değiştirip Meymune koydular.

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Maksut Genç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

HAZRET-İ ALİ DESTANI BİRİNCİ BÖLÜM

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;

Muhammed Salih el-muneccid

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

+ Eğer size yasaklanan (günah)ların büyüklerinden kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi güzel bir yere koyarız.(4.

Berat Kandilimiz Mübarek Olsun...

Adamın biri bir yolun kenarına dikenler ekmiş. Dikenler büyüyüp gelişince yoldan geçenleri rahatsız etmeye başlamış. Gelip geçenler, adama:

Dua ve Sûre Kitapçığı

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HİCRİ-2 YAHUDİLERLE İLİŞKİLER KAYNUKAOĞULLARININ MEDİNEDEN ÇIKARTILMASI

UMRE YAPMANIN FAZİLETİ

Veda Hutbesi. "Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Azrail in Bir Adama Bakması

Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel minna inneke entessemiul alim.

CİHADA DENKTİR Evet, içinde savaş olmayan bir cihad var ki hac ve umredir Küçüğün, büyüğün, zayıfın, kadının cihadı hac ve umredir.

DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ TESTİ

SEÇİM VE GEÇİM Perşembe, 31 Ekim :31

KURAN YOLU- DERS 3. (Prof.Dr. Mehmet OKUYAN ın Envarul Kuran isimli 3 no lu dersinin ilk 50 dakikasının özeti)

ÖĞRETİM YILI YERKÖY İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ KUR AN KURSU DİNİ BİLGİLER (EK ÖĞRETİM) PROĞRAMINA GÖRE DERS PLANI

M. Sinan Adalı. İllustrasyonlar: Sevgi İçigen. yayın no: 114 NASIL MÜSLÜMAN OLDULAR? / 2

dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE)

KUR'ANDAN DUALAR. "Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru." ( Bakara- 201 )

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86)

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

ÖZEL BİLFEN İLKÖĞRETİM OKULU ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

M VE NAZARDAN KORUNMA VE KURTULMA YOLLARI. lar aha beteri. dir veya 7 2. Y. 4. a bakarak " " dersek h 6. olarak sadaka verme.

Peygamberimizin (sav) Ramazan Ayı nı İhya Edişleri

Peygamber ve Peygamberlere İman

Mekki ve Medeni Ayetler arasindaki fark...

Gıybet (Hadis, Tirmizi, Birr 23)

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

İÇİNDEKİLER İTİKAD ÜNİTESİ. Sorular

BYK & ŞYK DERSLERİ. Yaptıklarına karşılık olmak üzere kendilerine nice sevindirici ve göz aydınlatıcı nimetler saklandığını hiç kimse bilemez.

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister.

Istılah olarak;peygamber Efebdimiz zamanında yaşamış ve de Peygamber Efendimizi görerek ona inanmış olan kişilere denir.

Faiz Parasıyla Yapılan Evde Namazın Hükmü

KRAL JAMES İNCİLİ 1611 APOCRYPHA DUA AZARYA & üç Yahudi şarkı. Azarya ve şarkının üç Yahudi duası

TEVRAT VE İNCİL DE İSLÂM A UYGUN ABDEST, NAMAZ, ORUÇ, HAC, ZEKAT, KURBAN İBÂDETİ VE ÎMAN ESASLARI

Tevrat ta Dabbe İncil de Dabbe İslam Kültüründe Dabbe Hadislerde Dabbetü l-arz Kur an da Dabbetü l-arz Kaynakça. Dabbetü l-arz

KİMLER KURBAN KESMEKLE YÜKÜMLÜDÜR?

TİYATRO MAĞARA ARKADAŞLARI Ali Ahmed BÂKESİR Karakterler YUSUF HARUN MURAT

İÇİNDEKİLER KISALTMALAR...10 ÖNSÖZ...12 GİRİŞ...16 I- İSRÂ VE MİRAÇ KELİMELERİNİN MANALARI...16 II- TARİH BOYUNCA MİRAÇ TASAVVURLARI...18 A.

Ck MTP61 AYRINTILAR. 5. Sınıf Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi. Konu Tarama No. 01 Allah İnancı - I. Allah inancı. 03 Allah İnancı - III

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül :55

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

GÜNAH ve İSTİĞFAR. Israr etmek kişiyi nasıl etkiler

Selamın Veriliş Şekli: Selam verildiği zaman daha güzeliyle veya aynısıyla karşılık vermek gerekmektedir. Allah

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: Aşure Günü zerre kadar sadaka veren kimseye, Allahü teâlâ Uhud dağı kadar sevap verir. [Şir a]

Kulenizin en üstüne koşup atlar mısınız? Tabii ki, hayır. Düşmanınıza güvenip onun söylediklerini yapmak akılsızca olur.

SAYILI ADIMLARLA ELDE EDİLEN MİLYONLARCA SEVAPLAR

Birden fazla umre yapmanın hükmü ve iki umre arasındaki süre ne kadar olmalıdır? Muhammed Salih el-muneccid

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN

Adeta Rabbimiz Efendimizi taltif ve teskin etmek,şevk ve gayretini arttırmak amacıyla huzuruna almıştır.

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu

Değerli büyüğümüz Merhum Fatma ÖZTÜRK ün ruhunun şad olması duygu ve dileklerimizle Lisans Yayıncılık

İ M A N. Temel Bilgiler II. Allah ın Sıfatları Allah ın sıfatları Zâtî ve Subûtî olmak üzere iki çeşittir. ALLAH A İMAN. 1- Zâtî (Özel) Sıfatlar:

5. Peygamberimizin Medine'ye hicret ettikten sonra yaptırdığı caminin adı nedir? 1. Aşağıdakilerden hangisi dinin faydalarından biri değildir?

1)Verilen bilgiler, Hz. Muhammed'in (SAV) özellikleri ile aşağıdaki seçeneklerin hangisinde doğru olarak eşleştirilmiştir?

Transkript:

MİRÂC-I NEBİ Miraç lügatte; yükseğe çıkmak ve merdiven manalarındadır. İslâm ıstılahında ise; Peygamber Efendimiz'in yüce makamlara çıkartılma vasıtasıdır. Miraç, Hicret'ten bir buçuk sene evvel Recep ayının 27. gecesi meydana gelmiştir. Cenâb-ı Hakk, Kur'ân-ı Kerim'inde bu hususla alakalı olarak şöyle buyurmaktadır: Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed i) bir gece Mescid-i Haram dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa ya götüren Allah ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir. (1) Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır: Bir gece, halam Ümmü Hâni'nin evinde (bir rivayete göre Kabe'de) iken Cebrail (a.s.) geldi. Ey muhterem Nebi! Bağışlayıcı olan Rabbin huzuruna varmak için kalk, melekler seni bekliyor.' dedi. Göğsümü göbeğime kadar yardı. Kalbimi çıkarıp, iman dolu bir altın tasta yıkadı. Tekrar yerine koydu. Bundan sonra katırdan küçük ve merkepten büyük, beyaz renkte Burak isminde bir hayvana bindirildim. Bu hayvan, her adımını gözün görebildiği son noktaya atıyordu. Bir anda Mescid-i Aksa'ya geldik. Cebrail Burak'ı, bütün Peygamberlerin, hayvanlarını bağladıkları bir halkaya bağladı. Mescid de diğer Peygamberlerin ruhları temessül etti. Bize selam verdiler. Ben de selamlarına karşılık verdim. Cebrail bana; 'Öne geç ve Nebîlere iki rekât namaz kıldır!' dedi. Ben de imam olup namazı kıldırdım. Cebrail bana biri süt, biri şarap dolu iki kap getirdi. Ben sütü içince; 'Yaratılışına uygun olanı seçtin.' dedi." Ebû Saîd el-hudrî'nin rivayetine göre Peygamber Efendimiz şöyle devam ettiler: "Bundan sonra bir miraç (merdiven) getirildi ki, ben ondan güzel bir şey görmedim. O miraç, ölülerinizin ölürken gözlerini diktikleri şeydir. Ölülerin ruhları bu merdivenden yukarı çıkar. Cebrail beni bu merdivende Hafaza Kapısı na kadar çıkardı. Yani dünya semasına kadar bir anda geldik. Burada Cebrail, semanın açılmasını istedi ve orada şöyle bir muhavere geçti. İçerden soruldu: - Sen kimsin? - Ben Cebrail'im. - Yanındaki kim?

- Muhammed (s.a.v.) - Ya! O, Rasûl olarak gönderildi mi? - Evet. Hemen kapıyı açtılar ve beni selamladılar. Bir de ne göreyim. Semayı muhafaza eden İsmail isminde müvekkel büyük bir melek, yanında yetmiş bin melek ve o meleklerden her birinin yanında da yüz bin melek var. Bunlardan ayrılınca, bünyesi yaratılışından beri hiç değişmemiş bir adamın yanına geldim. Kendisine zürriyetinin ruhları arz edilince, mü'min ruhu ise, 'Ne güzel, ne hoştur! Bunun kitabını İlliyyîn'de kılın! diyor; kâfir ruhu ise, 'Ne kötü ruh, ne fena rayiha! Bunun kitabını Siccîl'de kılın! diyor. Ben, Yâ Cebrail, bu kimdir?' diye sorduğumda, 'Baban Âdem'dir.' diye cevap verdi. O, bana selam verdi ve 'Hoş geldin ey salih nebî, ey salih evlat!' diye karşıladı. Burada bana Cehennem gösterildi. Orada, çeşitli şekillerde azap gören kavimler gördüm. Dudakları deve dudağı gibi bir kavim gördüm ki, başlarına bir takım memurlar konmuş, dudaklarını kesiyorlar. Bunların kim olduklarını sorunca Cebrail, yetim malı yiyenler olduklarını söyledi. Yine orada cife (leş, pislik) yiyen zinakârlar, kendi etlerini yiyen gıybetçiler, yerlerde ve Firavun hanedanının ayakları altında çiğnenen faizciler, baş aşağı ayaklarından asılmış zina eden ve çocuklarını öldüren kadınlar gördüm. Sonra ikinci semaya çıktık. Orada Yusuf (a.s.) ile buluştuk. Yanında, ümmetinden kendisine tâbi olanlar da vardı. Yüzü, on dördüncü gecedeki ay gibi idi. Onunla da selâmlaştık." Peygamber Efendimiz, üçüncü semada iki teyzezade Yahya ve İsa (a.s.) ile; dördüncü semada İdris (a.s.) ile, beşinci semada Harun (a.s.) ile ve altıncı semada Hz. Musa (a.s.) ile görüştü. Onların da hepsi, "Hoş geldin ey salih kardeş, salih nebi!" dediler. Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) anlatmaya devam ediyor: "Daha sonra yedinci semaya geçtik. Orada İbrahim (a.s.) ile buluştum. Sırtını Beytü'l-Ma'mûr'a dayamıştı, beni selâmladı. 'Hoş geldin ey salih nebi! Hoş geldin ey salih evlât!' dedi. Burada bana denildi ki: 'İşte Sen in ve ümmetinin mekânı.' Sonra Beytü'l-Mâmur'a girdim, içinde namaz kıldım. Bu beyti her gün yetmiş bin melek tavaf eder ve bir daha kıyamete kadar tavaf için bunlara sıra gelmez." Peygamber Efendimiz, burayı anlatırken şu âyet-i kerimeyi okudular: "Rabb inin askerinin (adedini) ancak Rabb in bilir."(el-müddessir, 74/31.)

Peygamberimiz yedinci semada gördüklerini anlatmaya devam ediyor: "Burayı gezerken bir ağaç gördüm ki, bir yaprağı bu ümmeti bürür. Ağacın kökünden bir memba akıyor ve ikiye ayrılıyordu. Cebrail'e bunu sorduğumda dedi ki: Şu rahmet nehri, şu da Allah (c.c.)'nun sana verdiği Kevser Havzı dır. Rahmet nehinde yıkandım. Geçmiş ve gelecek günahlarım affedildi. Sonra, Kevser yolunu tutarak Cennet e girdim. Orada göz görmedik, kulak işitmedik, beşerin hayal ve hatırına gelemeyecek olan şeyler gördüm. Bundan sonra Sidretü'l- Müntehâ'ya kadar çıktık. Sidre'den yükselince Cebrail durakladı ve 'Yâ Muhammed, yemin ederim ki ben, buradan bir karış ileriye geçersem yanarım. Benim buradan ileriye geçmeye takatim yoktur.' dedi." Rasûl-i Ekrem, lâhut âleminin bu en yüksek yerinde Refref denilen bir vasıtayla Allah'ın dilediği yere geldi. Bir rivayette Peygamberimiz şöyle buyururlar: "Sidre'den sonra öyle bir yere yükseldim ki, kaza ve kaderi yazan kalemlerin çıkardıkları sesleri duydum. Arş'ın üstüne baktım; ne zaman var, ne mekân, ne de cihet. Rabb imin şu lâhuti sesini işittim: Yaklaş ey Muhammed! Ben de Gabe Gavseyn miktarı yaklaştım. Rabb imin ilhamı ile şunları okudum: 'Ettahiyyâtü lillâhi ve s-salavâtü ve t-tayyibâtü/en güzel tahiyye Allah'a mahsustur. Bedenî ve malî ibadetler de O'na lâyık ve mahsustur. Bunun üzerine Allah (c.c.) mukabelede bulundu: Es-selâmü aleyke eyyühe n-nebiyyü ve rahmetullâhi ve berekâtühü/ey Nebi, selam sana olsun, Allah'ın rahmeti ve bereketi de sana olsun. Ben tekrar; 'Es-selâmü aleynâ ve alâ ibâdillâhi s-sâlihîn. Eşhedü en lâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve rasûluhû/selam, bizim ve Allah'ın salih kullarının üzerine olsun! Ben şahadet ederim ki; Allah birdir. O ndan başka ilâh yoktur. Yine şahadet ederim ki; Muhammed, Allah'ın kulu ve elçisidir. dedim." Rasûlullah Efendimiz, Rabb inden birçok vahiyler alarak aynı yollardan geri döndü. Hz. Musa'nın yanına gelince Hz. Musa, "Allah sana neler emretti?" diye sordu. Peygamberimiz de, elli vakit namazla emrolunduğunu söyledi. Hz. Musa, "Yâ Rasûlallah, elli vakit namaz çoktur. Bu senin ümmetine ağır gelir, yapamazlar. Rabbine iltica et de hafifletsin." dedi. Bunun üzerine, Hz. Muhammed tekrar geri dönüp, namazın hafifletilmesini diledi. Önce on vakit kaldırıldı. Peygamberimiz, Hz. Musa'nın yanına gelip durumu bildirince, Hz. Musa bunun da çok olacağını söyledi. Bu minval üzere Peygamberimiz birkaç kere geri dönerek Rabb ine iltica etti. Böylece namaz, beş vakte kadar indirildi. Peygamberimiz Mekke'ye dönüp de müşahedelerini anlatmaya başlayınca,

Kureyşliler fitne krizlerine tutulup deli divane oldular. Kimi Ebû Bekir (r.a.) a koşuyor; kimi ellerini çırpıyor; imanı zayıf olanlardan dinden çıkanlar oluyor, bu tabiatüstü mucizeyi bir türlü akıllarına sığdıramıyorlardı. Hz. Ebû Bekir gibi iman sahipleri ise, Evet, Miraç haktır. Eğer Muhammed (s.a.v.) bunları demişse, doğru söylüyor ve ben bundan daha büyük lerini de kabul ederim!" diyorlardı. Hz. Ebû Bekir, Peygamberimizin yanına gelmiş, Miraç ı bizzat kendisinden dinlemiş; Allah'ın Rasûlü anlattıkça, "Doğru söylüyorsun yâ Rasûlallah!" diyerek tasdik etmiştir. Peygamberimiz de, "Sen Sıddîk sın yâ Ebâ Bekir!" diyerek ona "Sıddîk" unvanını vermiştir. Câbir ve Ebû Hüreyre (r.anhümâ)'nın, Rasûlullah (s.a.v.)'den rivayet ettiklerine göre Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır: "Ben, sabahleyin İsrâ ve Miraç'ı anlatınca Kureyşliler beni tekzip etti. Bana, gidip geldiğim yerlerden ve Mescid-i Aksa'dan sorular sordular. Hâlbuki ben Mescid-i Aksa'nın hiçbir özelliğini tespit etmemiştim. Bu sebeple zor durumda kalı yordum. Allah (c.c.), bana Mescid-i Aksa'yı gösterdi. Ben de, Kureyşlilerin bütün sorularına cevap verdim."(2) Sahih rivayetlere göre Kureyşliler, Mescid-i Aksa'nın kapı, pencere ve cihet gibi her özelliğini soruyorlar, Peygam berimiz de teker teker cevap veriyordu. Fakat onlar buna da inanmadılar ve "Biz sana Şam'dan gelmekte olan develerimizi soracağız; bize onlardan haber ver." dediler. Peygamberimiz şöyle cevap verdi: "Evet, falan kimselerin kervanına rastladım. 'Revhâ' isimli mevkide idi. Bir deve yitirmişler, onu arıyorlardı. Yükleri arasında bir su kabı vardı. Susadım, o kabı alıp su içtim ve kabı yerine koydum. Geldiklerinde sorun bakalım, suyu bulabilmişler mi?" O anda kervan, Peygamberimiz e gösterildi. O da, kervanın kemiyet ve keyfiyetine dair haber verdi ve şöyle buyurdu: "İçlerinden 'Cemel-i Evrak' (yani karamtırak beyaz bir deve) önde olarak, falan gün güneşin doğmasıyla beraber gelecekler." Peygamberimiz in haber vermiş olduğu o gün, müşrikler sabahın erken saatlerinde "Seniyye" tepesine doğru çıktılar. Güneş ne zaman doğacak da Muhammed'i yalancı çıkaracağız diye bekliyorlardı. Derken içlerinden birisi, "gü neş doğdu" diye haykırdı. Tam o sırada bir diğeri de, "İşte kervan geliyor, önlerinde Cemel-i Evrak, tıpkı söylediği gibi." diye bağırdı. Bu ayrı bir mucize olmuştu. Ama müşrikler bütün bunlara rağmen yine iman etmediler, "Bu açık bir sihirdir." dediler.(3) Peygamberimiz (s.a.v.) Miraç tan döndüğünde, ertesi gün yolda bir cariye ile karşılaştı. Cariyenin sırtında bir un çuvalı vardı. Durmadan ağlıyordu. Efendimiz (s.a.v.), Niçin ağlarsın? buyurdu. Cariye, Kafir bir efendim var. Beni

değirmene gönderdi. Ben hastayım. Bunu götürmekten acizim. Dinlenerek götürüyorum. Geç kaldım, şimdi korkarım ki varınca beni döver. dedi. Peygamberimiz (s.a.v.), Hiç korkma! Ben de seninle gelip, sana bir şey yapmaması için söylerim. buyurdu. O çuvalı bana ver. deyip mübarek arkasına aldı. Yola koyuldu. Cariye, Çabuk gitme. Ben yürümeye kadir değilim. dedi. Rasûlullah (s.a.v.), Benim elbisemden tut. Senin muradınca yürüyeyim. buyurdu. O kimsenin kapısına gelip çaldı. Bir Yahudi dışarı çıkıp Rasûlullahı görünce, Seni bu yerlerde kimse görmemiş idi. Ne sebep ile geldin? dedi. Peygamberimiz (s.a.v.) cariyenin halini anlattı. Yahudi, Sen dün gece Miraç a vardın mı? dedi. Peygamberimiz (s.a.v.), Evet. Lakin nereden bildin? buyurdu. Yahudi, Lütfeyle, burada bir miktar dur. deyip cümle kavim ve kabilesini çağırdı. Kavmi toplanınca, Tevrat ı açtı ve kavmine hitaben; Âhir zaman nebisinin bir nişanı da o dur ki, Miraç tan döndüğünün ertesi günü bir kafirin cariyesinin çuvalını arkasına, mühr-ü nübüvvet üzerine koyup götürür. dedi. Rasûlullah a dönerek; Senin Peygamberliğine yakinim tam oldu. Durmak caiz değil. deyip o anda kelime-i şahadeti okudu. Orada hazır olan cümle kabilesi de iman edip müslüman oldular. O tevazu bereketiyle yüzlerce kişi İslâm la şereflenmiş oldu.(4) Peygamberimiz (s.a.v.) Sahâbe-i Kirâm dan Dıhyetü l-kelbî (r.a.) ı Bizans imparatoru Herakliyus a İslâm a davet için gönderdiği zaman Herakliyus, Dıhyetü l-kelbî ye Peygamberimiz ile alakalı bazı sorular sordu. Bu arada henüz müslüman olmamış olan- Ebû Süfyan da ticaret maksadıyla Rum diyarında idi. Herakliyus, Ebû Süfyan ı huzuruna çağırtıp Peygamberimiz ile ilgili bazı sorular sordu. Herakliyus, Ebû Süfyan ın verdiği cevaplardan Peygamberimiz in peygamberliğine mutmain oldu. Bunun üzerine Ebû Süfyan der ki: Murat ettim ki, O na bir iftira edip, Melik in itikadını ifsat edeyim. Şöyle dedim: Bir acayip yalan söyler, öyle ki; Bir gecede Mekke den Beytü l-mukaddes e vardım. Sabah olmadan yine Mekke ye geldim! diye iddia ediyor. Beytü l-mukaddes hizmetçilerinden biri orada hazır idi. Dedi ki: Doğrudur. Ben o geceyi bilirim. Her gece Beytü l Mukaddes in kapılarını kapatırdık. Bir gece kapıları kapamaya kadir olamadım. Bütün hizmetçileri çağırdım. Asla kapamak mümkün olmadı. Ertesi sabah geldik. Hayvan bağladıklarının izlerini gördük. Görüldüğü üzere bu hadise de Peygamberimiz (s.a.v.) in İsrâ ve Miraç ının hak ve gerçek olduğuna işaret etmektedir.(5 Peygamberimiz (s.a.v.) e Miraç ta Verilen İhsanlar Müslim'in rivayetine göre, Miraç ta Rasûlullah'a üç şey verildi: 1- Her gün, elli vakit sevabına denk, beş vakit namaz.

2- Bakara sûresinin son âyetleri. 3- Ümmetinden, hiçbir şeyi Allah'a eş koşmayanlara Cennet. Bunlardan başka, Miraç hadisesini anlatan el-isrâ sûresinde şu esaslar vahiy ve tebliğ edilmiştir: Allah ile birlikte başka bir tanrı edinme, yoksa kınanmış ve yalnızlığa itilmiş olarak kalırsın. Rabb in, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anaya-babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya haklarını ver, fakat saçıp savurma. Çünkü saçıp savuranlar şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabb ine karşı çok nankörlük etmiştir. Elini bağlayıp boynuna asma (cimrilik yapma!) Ama onu büsbütün de açma (israf etme!). Sonra kınanır ve hasret çeker hale düşersin. Yoksulluk korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. Onları da, sizi de biz rızıklandırırız. Onları öldürmek gerçekten büyük bir günahtır. Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur. Haklı bir sebep olmadıkça Allah ın, öldürülmesini haram kıldığı cana kıymayın. Kim haksız yere öldürülürse, biz onun velisine yetki vermişizdir. Ancak o da (kısas yoluyla) öldürmede meşru ölçüleri aşmasın. Çünkü kendisine cidden yardım edilmiştir. Rüştüne erişinceye kadar, yetimin malına ancak en güzel şekilde yaklaşın, verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü söz (veren sözünden) sorumludur. Ölçtüğünüzde ölçmeyi tam yapın, doğru terazi ile tartın. Bu daha hayırlı, sonuç bakımından daha güzeldir. Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.

Yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Çünkü sen yeri asla yaramazsın, boyca da dağlara asla erişemezsin. (6) Miraç ın Hikmeti Miraç hadisesi ile imanı sağlam olanlarla imanı zayıf olanlar birbirinden ayırt edil miştir. Fahruddin Râzî, Tefsir-i Kebîr'in de şu hususları belirtmektedir: Cennet in iyilik ve hayırları çok büyük; Cehennem in dehşet uyandıran halleri ise çok şiddetlidir. Binâenaleyh, şayet Hz. Muhammed (s.a.v.), onları bu dünyada iken müşahede etmeyip de kıyametin başlangıcında müşahede etmiş olsaydı, belki de Cennet in hayır ve güzelliklerine arzu duyar yahut da Cehennem in korkunç hallerinden korkardı. Ama O, onları bu dünyada, Miraç gecesinde görüp müşahede edince onlar, kıyamet gününde O nun gözünde ve gönlünde büyümez, böylece de kalbi onlarla meşgul olmaz. Bu durumda da, kendini sadece şefaate verir. O nun, Miraç gecesinde, Peygamberleri ve melekleri görüp müşahede etmesinin, hem kendisinin hem de ümmetinin faydasına olan şeylerin mükemmelleşmesine bir vesile olması imkânsız değildir. O nun feleklere yükselip göklerin, Kürsü nün ve Arş ın hallerini müşahede etmiş olmasının, bu âlemin hallerini ve korkunç durumlarını görüp müşahede etmesini gözünde küçültmesine, önemsiz saymasına sebep olması imkânsız bir şey değildir. Böylece, O nun kalbinde bir tür kuvvet meydana gelir; O, bunları göz önüne aldığında, Allah'a davete başlaması mükemmelleşir ve Allah'ın düşmanlarına iltifat etmemesi de kuvvet kazanır. (Fahreddin Râzî, Tefsir-i Kebîr, Akçağ Yay., c. 14, s. 397.) Miraç, sadece Peygamberimiz (s.a.v.) e âyet ve ibret göstermekten ibaret değil, aynı zamanda Peygamberimiz (s.a.v.) in kendisinin kâinata bir delil olarak gösterilmesidir. Aliyyü l-karî ise; Miraç ın Mekke'den Mescid-i Aksa'ya kadarki kısmı Kitap la sabittir. Bunu inkâr eden kâfir olur. Mescid-i Aksa'dan semaya kadarki kısmı meşhur hadislerle sabittir. Bunu inkâr eden kimse bidatçi olur. Semadan Cennet e, Arş'a ve mâverâ-i âleme çıkış ise haber-i âhâd ile sabittir. Bunu inkâr eden ise muhtî (hata etmiş) olur. demiştir.(7)

Rabb imiz, Miraç Kandili ni, bizlere ve tüm İslâm âlemine hayırlı ve mübarek kılsın! Özlenen Rehber Dergisi>>>www.ozlenenrehberdergisi.com Kaynakça: 1. el-isrâ, 17/1. 2. Müslim, 21/278. 3. Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur an Dili, c. 5, s. 277. 4. Meâricu n-nübüvve, M. Emin Hirevi, s. 449. 5. A.g.e., s. 633-634. 6. el-isrâ, 17/22-37. 7. Şerhu l-emâli, s. 20.