G E ROB Ü LT E N A N T A L YA DA B İR J A P O N : P R O F. A K İ YA M A İ Ç İ N D E K İ L E R. AÜ Edebiyat Fakültesi Gerontoloji Bölümü

Benzer belgeler
GeroBülten in Mart 2011 sayısının hazırlıklarını

Türkiye-Avusturya İşbirliği

Son dönemlerde ülkemizin adı uluslar. AÜ Gerontoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. İsmail Tufan ABD de Ahıska Türkleri üzerine bir araştırma yapıyor.

Bütün kültürlerde toplumsal değerlere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu değerler

Yoğun bir çalışma temposundan zaman bularak sizlerle burada tekrar buluşmak, gerçekten beni dinlendiriyor.

Ulusal Yaşlılık Konseyi - UYAK

GERONTOLOJİ 2016 EN GÜNCEL BAŞARILARIMIZ. AÜ Edebiyat Fakültesi Gerontoloji Bölümü, Yayın Tarihi: 7 Ocak 2017 YOĞUN BİR YILI DAHA GERİDE BIRAKTIK

G E ROB Ü LT E N D E Ğ İ Ş M EK İ Ç İ N D E K İ L E R. AÜ Edebiyat Fakültesi Gerontoloji Bölümü

G E ROB Ü LT E N Ö NS Ö Z

G E ROB Ü LT E N Ö N S Ö Z NAZİLLİ ALZHEİMER MERKEZİ HİZMETE BAŞLADI İ Ç İ N D E K İ L E R. AÜ Edebiyat Fakültesi Gerontoloji Bölümü

3. Türk Alman Gerontoloji ve Geriyatri Yaz Okulu

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

Beşiktaş Gazetesi. Gençlere anlatacaklar

G E RO N TO LOJİ SEMPOZ Y U MU / A N TA LYA. Prof. Dr. İsmail TUFAN UGS Ulusal Sosyal ve Uygulamalı Gerontoloji Derneği (USUGD ) PROGRAM

BAYRAM'DA TERCİH BODRUM VE ROMA. KOCADON: HAZIRIZ

KÜTAHYA KAMU HASTANELERĠ BĠRLĠĞĠ GENEL SEKRETERLĠĞĠ EVDE SAĞLIK HĠZMETLERĠ

G E ROB Ü LT E N K A RADUT GÜNÜ K A R A D U T U M - GÖNÜL YAŞLANMAZ İ Ç İ N D E K İ L E R. AÜ Edebiyat Fakültesi Gerontoloji Bölümü


BAġKAN : Özcan KALAYCI. SAYMAN : Nesrin FĠDAN ÜYE : Figen GÖNEN. info@antalyafalezrotary.org KOMĠTELER TOPLANTI BĠLGĠLERĠ

1 von :24

Bilinen hikayedir. Adamın biri, akıl hastanesinin parmaklıklarına yaklaşmış. İçeride gördüğü deliye:






Ş Ç İ İ İ Ç Ş






Ö




Ç Ö Ş Ş Ç Ü Ş Ş Ö Ü















İ İ İ

Ö Ç Ö










Ç Ç Ş Ö



İ İ Ö Ö

ğ ğ Ö ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ Ö ğ ğ ğ ğ




İ İ















ç ış ı ı ı ı ı ı ı ıı ı çı ı ı ı ı ığı ı ğ ı ı ı ıı ı ı ı

EĞİTİM SAATİ PROGRAMINA KONUK OLDUK



Beyni geliştirmek ve zekâmızı parlatmak mümkün. Beyin, yeni bilgiler ve beyin faaliyetleri ile gelişir ve büyür.

TEMEL, İLK 3 YILDA ATILIYOR!

PSİKİYATRİDE KÜLTÜREL FORMÜLASYON. Prof. Dr. Can Cimilli DEÜTF Psikiyatri AD

14. Asya Damar Cerrahisi Kongresi

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

UÇUŞ KORKUSUNUN SEBEPLERİ. Kontrolü kaybetme korkusu. Kaçıp kurtulmanın mümkün olmadığı yerde panik atak geçirme korkusu.

''Hepimiz Atatürk'üz''

G E ROB Ü LT E N B İR DUAYEN ARAMIZDA A L M A N GERO N T O L O G L A R AYDIN DA İ Ç İ N D E K İ L E R. AÜ Edebiyat Fakültesi Gerontoloji Bölümü

DEMANS NEDİR? ?????????????? ????????????

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı. Dr. Vahdettin Ertaş. Finansal Erişim Konferansı. Açılış Konuşması. 3 Haziran 2014

Bu faaliyet sonucunda, yaşlı ve hasta hizmetleri alanında yer alan meslekleri

Transkript:

AÜ Edebiyat Fakültesi Gerontoloji Bölümü Farklılıklarımız bizi güçlü kılar Gerontoloji Bölümü G E ROB Ü LT E N Dergide yer alan tüm yayınlardan ve yazılardan Prof. Dr. İsmail Tufan sorumludur Yıl 1, Sayı 4 15. Aralık 2010 İ Ç İ N D E K İ L E R Yeni yılda huzur ve mutluluk Antalya da bir Japon: Prof. Akiyama Nazilli de Gerontoloji Zirvesi Türklerde yaşlıları öldürme geleneği 120 yaşına kadar yaşayacağım Uzun yaşam sandığı 3 Yaşlıların potansiyeli 3 Zaman kıtlığı ve bolluğu Takvim 4 Gerontolojik Yayınlar 5 Alzheimer Hastalığı Üzerine Yeni Tez Randevularım 5 Çağımızda yaşlılık 6 Yaşlılığın öbür yüzü 6 1 1 2 2 2 3 5 Y E N İ YILDA HUZUR VE MUTLULU K Yılın son günlerine yaklaştıkça aklımıza tabii ki yaşlılık değil, daha ziyade yılbaşı gelir. Yılbaşı gecesi kavramı üzerine düşünürken, benim de aklıma Dylan Thomas ın bir söz takıldı: O iyi geceye incelikle girmeyin. Yaşlılık çağı, günün kapanışında yakmalı ve öfkeden köpürtmeli diyor. Yaşlılıkta yılbaşı geceleri genellikle hüzünlüdür. Eski yılın sonu, yeninin başlangıcı değildir, yaşlılar için. Alışılandan ayrılış, bilinmeze başlangıçtır. Çünkü her yeni yıl, çoğu yaşlı için eskiyi aratır niteliktedir. Yaşlıların çoğu yılbaşı gecelerinde evinde, hastanede, huzurevinde hasretleriyle baş başadır. Yılbaşı gecesinde çocuklarını düşünür, vefat etmiş eşini özler. Öfkeyle karışık tuhaf bir hüznün içini yaktığı bir gecedir, yılbaşı. Yaşamını düşünür tek başına. Ölüm ve yaşam arasındaki çizginin derin anlamlarını keşfeder, sonsuzluğu yeni bir açıdan kavrar yalnızlığında. Belki kimileri Carl Jung un şu sözünü düşünür: Yaşamın öğleden sonrasının da kendine göre bir önemi olmalı ve bu dönem yalnızca yaşamın sabahının acınacak bir eki olarak kalmamalıdır diyor. Fakat yaşlılığın anlam dolu yaşam çağı olabilmesi, sadece biz bireylerin kişisel çabalarıyla gerçekleştirilemez. Hepimizin yaşlılığını düşünerek, artık toplumun da paylaştığı bir kader olmalıdır, yaşlılık. Bunu ortak hedeflerimizden bir olarak kabul ederek yaşlılığı elbirliği ile yapılandırmalıyız. Yaşlılıkta çocukluğun neşesini korumayı başaran insanların çoğalmasını sağlamaya çalışmalıyız. Utanç hissiyle yaşlanmamalıyız. Ruhsal ve bedensel zindeliğini koruyarak, git gide silikleşmeyen bir kimlik kazanarak yaşlanmayı başarmış kuşaklar yetiştirmenin yollarını hep birlikte bulmalıyız. Bunu nasıl başarabiliriz? Öncelikle paylaşmayı seven, yaratıcı ve üretken gençlerin Gerontolojiye girmelerini sağlamak gerekiyor. Kuşaklar arası iyi ilişkileri, kuşaklararası iyi çalışmalara yönlendirmeliyiz. Sevgili okurlarım bir sonraki dergimizde yeni yıla girmiş olacağız. Bu vesileyle sizlere yeni yılda daha çok sağlık, mutluluk ve huzur diliyorum. Prof. Dr. İsmail Tufan A N T A L YA DA B İR J A P O N : P R O F. A K İ YA M A Shigechio İzumi (Japonya): Güney Japon Adalarından Tokunoshima da yaşıyordu. Bahçecilik yapıyordu. 1993 yılında akciğer iltihabından öldüğünde 120 yıl, 7 ay, 22 gün yaşamıştı.ölünceye kadar çalıştı. Kısa bir hastalık dönemi geçirdi ve öldü. Akdeniz Üniversitesi Gerontoloji Bölümü nün Japonya dan bir ziyaretçisi vardı. Tokyo Üniversitesi Gerontoloji Enstitüsü nden Prof. Dr. Hiroko Akiyama, AÜ Gerontoloji Bölümü öğrencileri tarafından Japonca şarkılarla karşılandı. Türk öğrencilerin kendisine gösterdiği ilgiden çok duygulandığını belirten bayan Prof. Dr. Akiyama, gelecekte Tokyo ve Akdeniz üniversitelerinin Gerontoloji bölümleri arasındaki işbirliğini güçlendirmek istediğini ifade etti. Antalya yı çok beğenen Prof. Dr. Akiyama nın 1.Aralık 2010 tarihinde Akdeniz Üniversitesi Olbiya B-Salonunda verdiği konferansta, özellikle Kashiva kentini yaşlılara uygun bir GeroKent haline getirmek için yürütülen çalışmalar hakkında ilettiği bilgiler büyük ilgi gördü. Antalya dan çok memnun bir şekilde ayrıldığını vurgulayan ve en kısa zamanda tekrar geleceğini belirten Prof. Dr. Akiyama, Antalya dan Nazilli - ye geçti.

Sayfa 2 Yıl 1, Sayı 4 N A Z İ L L İ DE GERO NTOLOJİ ZİRV E S İ Gerontolog David Karp (Boston College): Saçlarına ak düşenlerin önündeki yıllar daha güzel olacak. Yaşı 50 ile 60 arasındaki kişiler üzerinde yaptığı araştırmadan çıkan sonuç: Zindeler, kafaları zehir gibi çalışıyor. Daha az kaygı duyuyorlar, daha özgürler ve hala mesleğinde kariyer yapmayı düşünenler var. Bedenlerini koruyorlar ve antrenman yapıyorlar, ama gereksiz yere bedenlerini de zorlamıyorlar. Tokyo Üniversitesi Gerontoloji Enstitüsü nden Prof. Dr. İroko Akiyama nın Türkiye deki ikinci durağı Nazilli idi. Nazilli Uzun Yaşam Merkezi - nin davetlisi olarak Nazilli Tiyatro Salonunda halka hitap eden Akiyama nın konuşması dinleyenler tarafından ilgiyle karşılandı. Türkiye nin en uzun ömürlü insanlarının burada yaşadığını öğrenince buna ilgiyle yaklaşan Prof. Akiyama, Türk -Japon Gerontoloji işbirliğinin muhakkak daha üst noktalara taşınması gerektiğine inandığını ve ülkesinde bu yönde ciddi girişimler yapmaya kesin kararlı olduğunu Antalya dan sonra bir kere de Nazilli de vurguladı. Konferansta Prof. Akiyama, Akdeniz Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden Prof. Dr. Fuat Bozkurt, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Bölümü emekli Prof. Dr. Bilgen Taneli, Nazilli Ticaret Odası Başkanı Gültekin Kılıç ve hayırsever işadamı Ali Bıdı birer konuşma yaptı. Nazilli deki konferans, adeta ufak çaplı bir Gerontoloji zirvesi idi. Davetliler konuşmacıların aktardığı bilgiler karşısında hayretlerini gizleyemedi, bazı bilgilerden kaygı duydu, bazılarından ise umutlandı. Bazı dinleyiciler yaşlanma ve yaşlılık konularının bu kadar ilginç olabileceğini tahmin edemediklerini belirttiler ve bu konferansa katılmış olmaktan çok memnun kaldıklarını ve her halükarda kendileri açısından bir kazanç elde ettiklerini söylediler. T Ü R K L E R D E Y A Ş L I L A R I Ö L D Ü R M E G E L E N E Ğ İ Prof. Dr. Fuat Bozkurt un Türk aile yapısında yaşlıları öldürme geleneği hakkında yaptığı konuşma çok büyük ilgi gördü. Prof. Bozkurt un aktardığı çarpıcı bilgiler dinleyicileri hayrete sürükledi ve bu konuşma şüphesiz Türk Gerontoloji çalışmaları içinde önemli bir kaynak teşkil edecek nitelikteydi. Prof. Dr. Bilgen Taneli nin Alzheimer hastalığının nedenleri, teşhis ve tedavi yönleri üzerine yaptığı konuşmada, bu alanda Türkiye ve dünyada yapılan çalışmalar hakkında bolca örnek vardı. 1 2 0 Y A Ş I N A K A D A R Y A Ş AYA C A Ğ I M Lerry Lewis (San Fransisco): 105 yaşında her gün Golden Gate Parkı nda 10 kilometre koştuktan sonra garsonluk yapmak üzere işine gidiyordu. Konferansın belki de en çok ilgi çeken konuşmasını hayırsever işadamı Ali Bıdı yaptı. Uzun yaşamanın herkes için mümkün olduğunu, ama bazı kurallara dikkat edilmesi gerektiğini belirten Bıdı, yaşlılıkta en zor şeyin sağlığı korumak olduğunu belirtti. Ali Bıdı ya göre uzun yaşamın sırrı, bunun mümkün olduğuna inanmaktan geçiyor. Ama aynı zamanda beslenmeye de dikkat edilmesi gerekiyor. 120 yaşına kadar yaşayacağını iddia eden Ali Bıdı nın tavsiyesi şu: Sağlığına dikkat et, elini ete ve süte sürme. Hayırsever işadamı Ali Bıdı, Türkiye deki gerontolojik çalışmalardan çok memnun olduğunu, bunların sayesinde başarıyla yaşlanan ve yaşlılığı daha iyi koşullarda geçecek olan insanlarımızın çoğalacağına duyduğu güçlü inancı vurguladı.

GeroBülten Sayfa 3 UZUN YAŞAM SANDIĞI Nazilli Ticaret Odası Başkanı Gültekin Kılıç ın Prof. Dr. İroko Akiyama ve diğer konuşmacılara hitaben anlamlı bir konuşma yaptı. Kılıç, bütün ziyaretçilere Nazilli ye geldikleri için teşekkür etti ve bu ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Nazilli nin yaşlanma ve yaşlılık konusunda bir merkez olmak istediğini vurguladı ve bu konuda bir dizi çalışmalar yaptıklarını belirtti. Konuşmasının sonunda Gültekin Kılıç konuklara içinde Nazilli nin ürünlerinden örnekler bulunan Uzun Yaşam Sandığı hediye etti. Gail Sheehy (Amerikalı yazar): Gençlik değil, yaşamın anlamı olgunlaşmaktır. Kim bunu kavrarsa, korkacak hiçbir şeyi yoktur. Y A ŞLILA R IN POTA N SİYELİ Yaşlandıkça bedensel ve zihinsel kayıpların ortaya çıkması mümkündür, ama mutlaka böyle olur, diye de bir kural yoktur. Aksine Gerontoloji, yaşlılıkta da randıman getirilebileceğine dikkat çekmekte, bu potansiyelden yararlanmamanın topluma açtığı zararları vurgulamaktadır. İnsanın yaşı ve randımanı Z AMAN KITLIĞI VE BOLLU Ğ U Günümüz insanının zamanla olan problemini bilmeyen yoktur. Neredeyse hepimizin zaman darlığından yakınıyoruz. Ama Gerontoloji bir başka açıdan aynı soruna bakarak, şuna dikkat çekiyor: İnsanların yaşamlarının ortasında zaman kıtlığından, yaşamlarının son safhasında ise zaman bolluğundan şikayetçi olmaları, saçmalıktır. arasında negatif bir ilişki kurulamayacağına dair pek çok örnek vardır. Bunlar arasında en tanınmış olanlarından bazı örnekler aşağıda verilmiştir: Platon 80 yaşında Philebos adlı eserini yazdı Michelangelo 72 yaşında Eğer insanın çalışma, serbest zaman ve eğitim dönemleri şimdiki gibi birbirinden kopuk olmak zorunda değildir. Eğer bunlar mantıklı bir şekilde birbirine geçirilebilirse, hepimizi hayrete sürükleyecek güzel sürprizler doğabilir. Bugün şef pozisyonundakiler bunu gayet iyi bilir. Eğer in- Roma daki St. Peters Katedralinin kubbesini yapmaya başladı. Bu onun en büyük eseri kabul edilir. Giacomo Antonio Stradivari 95 yaşına kadar keman yaptı. Theodor Fontane 76 yaşında Der Strechlin adlı romanını kaleme aldı. Tiyatro sanatçısı Bernard Minetti 90 yaşında Faust u oynadı. sanlar ne zaman ve ne kadar çalışacaklarına kendileri karar verebilselerdi, o zaman daha randımanlı çalışır ve iş bir zevk haline gelirdi. Bu yeni yaşam kültüründen yeni bir özgürlük anlayışı doğar ve yaratıcı insanların çoğalmasından herkes kazançlı çıkardı: İşletmeler, işçiler, aileler, yaşlılar ve gençler. Hekim Fritz Becker (Almanya): Şifayı eczanede veya hekimde değil, kendimizde aramamız gerektiğini bilmeliyiz. Hayatımın 90 yılı bana, uzun şikayetsiz bir şekilde yaşlanabilmek için püf noktanın nerede olduğunu gösterdi. Ona göre sağlıklı beslenmenin yanı sıra, temiz havada hareket, gece yarısından önce uyku, temel hijyenlik ve ileri yaşlarda da aktif bir cinsel yaşam, uzun yaşamın sırlarıydı.

Sayfa 4 Yıl 1, Sayı 4 RAN D E VULAR Sergi Özdilek Alışveriş Merkezinde, Nazilli Fotoğrafçılar Derneği (NAFOT) ve AÜ Gerontoloji Bölümü tarafından Aralık ayının son haftasından Ocak ayının sonuna kadar Asırlık Çınarlar adlı fotoğraf sergisi açılacaktır. Sergide Türkiye den yaşlı insan manzaraları sunulacaktır. Kitap Fuarı: Konyaaltı Belediyesinin düzenlediği 1. Kitap Fuarına Ulusal Sosyal ve Uygulamalı Gerontoloji Derneği katılacaktır. Stand ta telif haklarını derneğimize bağışlayan yazarlarımızın kitapları yer alacaktır. Aralık 2010 Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 Kitap Fuarı Kitap Fuarı Kitap Fuarı Kitap fuarı 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 Sergi açıldı RAN D E VULAR 10-15 Ocak AÜ Gerontoloji Bölümü Vizyon ve Strateji Toplantısı Türkiye de Gerontolojinin 2020 yılındaki yeri ve önemi? 17 Ocak Prof. Dr. Rolf Heinze, Prof. Dr. Gerhard Naagele ve Prof. Dr. Monika Reichelt, doktora kolokyumuna katılmak üzere Antalya ya gelecekler. 1 31 Ocak Özdilek Alışveriş Merkezinde, Nazilli Fotoğrafçılar Derneği (NAFOT) ve AÜ Gerontoloji Bölümü tarafından Asırlık Çınarlar adlı fotoğraf sergisi bu ayın başından sonuna kadar devam edecek. Türkiye den yaşlı insan manzaraları sunulacak olan sergiyi kaçırmayınız. Ocak 2011 Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 AÜ Gerontoloji Bölümü Vizyon ve Strateji Toplantısı 17 18 19 20 21 22 23 Kolokyum 24 25 26 27 28 29 30 31 Sergi son gün

GeroBülten Sayfa 5 D Ü N YA DA GERO N TOLOJİ YAYINLA R Gerontolojik yayınlar sürekli artıyor. Hans-Werner Wahl ve Vera Heyl tarafından 2004 yılında yayınlanan yandaki grafiğin dikey ekseni yayınların sayısını, yatay ekseni yılları gösteriyor. Gerontolojik içerikli denilebilecek ilk yayınlar 19.yüzyılın sonlarında yayınlanmıştır. Fakat 1950 yılından itibaren, 2.Dünya Savaşı sonrası uluslar arası alanda gerontolojik yayınların hızla çoğaldıklarını görüyoruz. Dünya çapındaki bu eğilimin içinde Türkiye nin payı henüz çok azdır. Fakat AÜ Gerontoloji Bölümü nün kurulması ve uluslar arası alanda işbirliği için yaptığı çalışmalar, gelecekte bunun değişeceği haberini veriyor. Wahl, H.-W. & Heyl, V. Gerontologie Einführung und Geschichte. Stuttgart: A L Z H E İ M E R H A S T A L I Ğ I Ü Z E R İ N E Y E N İ T EZ Alzheimer hastalığının A-Beta adlı bir proteinin aşırı üretimi ve bu proteinin beynin sinir hücrelerini kaplaması (plaque) nedeniyle meydana geldiği ileri sürülmekteydi. St. Louis den Amerikalı bilim adamları şimdi ortaya yeni bir tez attılar. Yaptıkları araştırmalardan çıkan bulgulara dayanarak, Alzheimer hastalığına yine A-Beta nın neden olduğu, fakat bunun A-Beta proteininin aşırı üretiminden meydana gelmediğini, aksine ilgili proteinin üretimin normal seviyede olduğunu, ama bu atık maddenin vücut tarafından bertaraf edilemediği için zamanla bir birikimin meydana geldiğini ileri sürdüler. Alzheimer hastalığı araştırmalarında bu yeni tezin, hastalığın tedavisinin keşfedilmesine faydası olup olmayacağı bilinmemektedir. Bilindiği gibi Alzheimer hastalığı yaşlılıkta en sık rastlanılan demans türüdür. AÜ Gerontoloji Bölümü, bu problemin sadece tıbbi açıdan görülmemesi, aynı zamanda sosyal bir problem olarak kabul edilmesi gerektiğine dikkat çekmektedir. Kaynak: ARD VideoText, 11 Aralık 2010 O C A K 2 0 1 1 : R A N D E V U L A R I M Türkiye de Alzheimer hastası yaşlıların sayısı tahminen 500-600 bin civarındadır. Ailenin kadınları tarafından bakılan bu yaşlılar için özel bakım modellerine ihtiyaç vardır. AÜ Gerontoloji Bölümü, Türk toplumunun kültürel, sosyal ve ekonomik koşullarını da dikkate alan bir bakım modelini birkaç yıl önce ortaya koymuştur. Şu anda bu modeli geliştirme çalışmaları yapılmaktadır.

GeroBülten Sayfa 6 Ç A Ğ IMIZDA YAŞLILIK Yaşlılık çağının trajedisi şu kişinin yaşlı olmasında değil, bu kişinin genç olmasındadır. Oscar Wilde Gelişmelere bakıldığında henüz 1990 lı yıllarda ileri sürülen öngörünün gerçekleşme olasılığının yüksek olduğu anlaşılır. O dönemlerde bilim adamları 2030 yılında endüstri ülkelerinde yaşam beklentisinin 150 yıla yükseleceğini söylüyorlardı. Böyle giderse 2050 yılında ortalama yaşam süresi 200 yıla yükselecektir. Hatta en son tahminlere göre 250 yıllık bir yaşamın normal olacağı dönemler pek uzakta değildir. Hekimler şuna dikkat çekiyor: İnsan yaşlandığı için ölmüyor. Onu programlanmış hastalıklar öldürüyor. Örneğin diyabet, arteryo skleroz, kanser. Özellikle bedende serserice hareket eden serbest radikaller, hatalı oksijen atomları, sağlıklı hücrelere zarar vererek ölüm sürecini başlatıyorlar. Eğer Tıp, buna çare bulursa, 21.yüzyılda yeni bir demografik patlama daha yaşanacak. Fakat insanın uzun ömürlü olmasında sadece Tıp, Gen Teknolojisi ve sağlıklı beslenme rol oynamıyor. Aynı zamanda insanın zihinsel (mental) tutumları uzun ömürlülükte çok önemli rol oynuyorlar. Arka sayfada 120 yıl yaşayacağım diyen Ali Bıdı yı ciddiye almamız gerekiyor. O buna kafasında inanmış ve bu inancını dolu dolu yaşıyor. İnsanın bilinç gücü henüz tam manasıyla kavranamadı. Hasta olarak algılanan bazı insanların, sol gözüyle sekiz saniyede, sağ gözüyle yine aynı sürede iki ayrı kitabı okuyup aklında tuttuğu biliniyor. 12.000 adet kitabı aklına tutuyor ve satır satır her birini biliyor. Bu bilinç gücüne sahip olan insan, eğer uzun yaşayacağına inanıyorsa, bilim adamlarına göre gerçekten bu sayede ömrü de uzuyor. Y A Ş L ILIĞIN ÖBÜ R YÜZÜ Dünyanın en uzun ömürlü insanı: Mademe Jeanne Calment (Fransa): 1995 yılında 120 nci doğum gününü kutladı. Kulakları zor işitiyordu. Ama bedeni zindeydi. Ressam Vincent van Gogh u şahsen tanıyan Calment 1997 de öldüğünde 123 yaşına basmak üzereydi. Şakacılığıyla da dikkat çeken Calment bir keresinde şöyle demişti: Allah beni unutmuş olmalı. itufan@akdeniz.edu.tr Yaşam süremiz uzamasına uzuyor, ama hepimizi buna gerçekten sevinecek durumda mıyız? 150, 200 veya 250 yıl yaşamak istiyor muyuz? Tabii ki bu sorulara cevap verebilmek için insanın kendi durumunu bir gözden geçirmesi gerekir. Eğer sağlığınız yerindeyse, ekonomik açıdan bağımlı değilseniz, sosyal ilişkilerinizi koruyabildinizse ve hatta bunlara yenilerini ekleyebilecek olanaklarınız varsa, toplum yaşamına katılabiliyor, çevrenizdeki insanlar size saygı duyuyor, sizi çeşitli şekillerde dışlamıyorlarsa, sosyal güvenliğiniz varsa, hastalık veya engellilik durumu ortaya çıkacak olursa ve size ağız-burun bükmeden bakacak birileri varsa ve siz, bakıcınıza yük olmayacağınızı, onun size sunduğu hizmetlerin bir şekilde karşılığını verebileceğinize inanıyorsanız, beslenme konusunda herhangi bir sıkıntınız da yoksa, niçin mümkün olan en üst yaşam sınırına erişmeyesiniz? Ne yazık ki uzun ömürlü olmak, birçok yaşlımızın da korkulu rüyasıdır. Bugün yukarıda saydığımız olanaklar olmasa da uzun yaşamanız mümkün; özellikle hastaneye düşerseniz, tıbbi cihazlar ve ilaçlar sizi yıllarca bir yatağa bağlı olarak yaşatmaları mümkündür. Ama böyle bir hayatı ister misiniz? Eğer bugün ötenazi üzerine tartışmalar Gerontolojiye de yansıdıysa, bunun sebebi pek çok yaşlının yaşamından hoşnut olmamasından kaynaklanıyor. Uzun yaşam, bazen uzun bir çile haline gelebiliyor. Bu yüzden ölüm, bu yaşlılara bir kurtuluş olarak görünebiliyor. Tıp, Biyoloji ve Gen Teknolojisi hayatımızı uzatmak için gerçekten ellerinden gelen her türlü olanağı kullanıyorlar. Takdirle karşılanması gereken bu çabalara gölge düşüren durumlar, yaşlılığın sosyal boyutlarında yer almaktadır. Eğer bu boyuttaki sorunlara çözüm getiremezsek, yaşlılık çok zor bir yaşam dönemi haline gelmektedir. Bu yüzden Gerontolojinin Türkiye deki temel hedefi, daha iyi sosyal koşullar altında yaşayan ve yaşlanan insanları çoğaltmaktır. Eğer insanın yaşam objektif koşulları iyi ise, psikolojisi de genellikle daha iyi oluyor. Ama psikolojisi iyi olan, fakat kötü yaşam koşulları altında yaşayan yaşlıların çoğu mutsuzlukla daha çok bağlantılı olan bir yaşam sürdürüyor.