ALİ AYDIN Iğdır da 40 lı veya 50 li yıllarda resim çektirmişseniz fotoğraf büyük ihtimalle Musa ve kardeşlerin imzasını taşıyordur. Iğdır a stüdyo anlamında ilk fotoğrafçı dükkanını kuran Aydın kardeşler, bu çalışmalarını teknik ve ticari zorluklara karşın uzun yıllar devam ettirmeyi başarmışlardı. Bizleri objektifte yakalayan, hatıralarımızı albümlerdeki sararmış resimlerde bize hatırlatan Aydın kardeşler, Iğdır ın kültür tarihinin önemli isimleri olarak hep yad edilecek ve bilinecektir. Hayatım 1936 Iğdır doğumluyum. Nüfus kayıtlarındaki ismim Allahverdi, doğum tarihim de 1935 tir. Bunun nedeni, 1935 yılında dünyaya gelen ve birkaç ay sonra ölen kardeşimin nüfus kayıtlarını, benim üzerime olduğu gibi devretmeleriydi. Babamın halk arasındaki lakabı, Mil Hesen idi. Babam, Rus yönetimi zamanında çok büyük bir meblağ olan 1000 Manat vererek bir Ermeni den geniş arazi satın almıştı. Azerice bin sayısı mil olarak telâffuz edildiğinden bu bir lakap olara babamın üzerinde kalmıştı. Annemin adı Tacire idi. Babam 1938 yılında vefat ettiğinden yetim olarak büyüdüm. Çocuk yaşta, yoksulluğun kıskacında, su satarak anneme ekonomik anlamda yardımcı olmaya çalıştım. Ağabeyim Musa Aydın (1924), 1944 yılında askerden dönünce çeyiz sandığı türünden işlemeli sandıklar yaparak geçimini sağladı. O yıllar küçük bir fotoğraf makinemiz vardı. Fotoğrafa ilgi duyuyor, zamanımın büyük kısmını fotoğraf çekerek geçiriyordum. Nihayet 1950 yılında kardeşimle beraber Iğdır ın ilk fotoğraf stüdyosunu açmayı başardık. Elektrik kesilmesi gibi teknik sorunlar ve Iğdır daki ticari zorluklarımız nedeniyle 1956 yılında işi kardeşime devredip Ankara ya yerleştim. Lâtif Aküzüm ün yardımıyla basın fotoğrafçısı olarak çalışmaya başladım. Tanin gazetesinde başlayan profesyonel hayatım, bu ismin Tercüman olarak değiştirildiği yıllar da devam etti. Iğdır ın ilk fotoğrafçısı Denizlili Hüseyin dir. Bundan sonra sırasıyla Gökçeli Abbas ve Şah Abbas bu mesleğe ilgi duyup, hizmet vermişlerdir. 236
Iğdır Sevdası Bir Iğdır gerçeği: Sır dolu ve anlaşılmaz cinayetler Cumhuriyetin kuruluşundan beri sosyal bir belâ güzel Iğdır ımızın peşini bırakmaz: Her on yılda bir, Iğdır ın önemli ve öne çıkan bir evlâdı, sır dolu ve anlaşılması zor bir cinayete kurban gitmiştir. İsterseniz bunlardan birkaç tanesine birlikte göz atalım: İlk cinayet serisi İshak Bey le başlar. İshak Bey, 1925-30 yılları arasında Iğdır ın astığı astık, kestiği kestik bir kabadayısıdır. Kendisini sevmeyen çevreler 15-16 yaşındaki bir Kürt gencini onu öldürmesi için kiralarlar. Bu genç, İshak Bey i Karaköse (Ağrı) şehir merkezinde tuzağa düşürür, elindeki tabancanın tüm mermisini İshak Bey in üzerine boşaltır. İshak Bey olay yerinde ölür. (1930) Bu olayın üzerinden bir zaman geçer. Bu kez hedef durumundaki şahıs Iğdır ın en zengini Haydar Yüksel dir. Kanlı Hasan namındaki bir akrabası Haydar Yüksel in kız kardeşini kendi oğluna ister. Ancak bu izdivaç isteği reddedilir. Araya başka olaylar girer, iki aile birbirine düşman olur. Bir akşam üstü, Haydar Yüksel, sokak kapısından evine girmek üzereyken bilinmeyen şahıslar tarafından kurşun yağmuruna tutulur, olay yerinde ölür (Kasım/Aralık 1938). Gerçi Kanlı Hasan bu olayın faili olarak tutuklanır ancak ip uçları bunun Dırbê adında biri olduğu yönündedir. Bu olay Iğdır halkını uzun yıllar şok altında bırakır. Fakat, sanki bilinmeyen bir güç kurban istemektedir. Iğdır ın uzun boylu, yakışıklı gençlerinden Abbas Çınar bir sonraki kurban seçilmiştir. Yine anlaşılması zor bir cinayet senaryosu uygulamaya girer, Abbas Çınar sokak ortasında vurularak öldürülür (1952) Bu olayın üzerinden 5 yıl geçer, bu kez Iğdır siyasetinin en renkli kişisi Nurettin Kirman, tek kurşunla can verir. Nurettin Kirman, genç ve atılgandı. Tuttuğunu koparan cinsten birisiydi. Halk arasında saygın bir yeri vardı. Çok iyi bir hatipti. Ancak çabuk sinirlendiği için ağzına hakim olamaz, bazen istemeyerek de olsa karşısındakinin kalbini kırardı. İşte böyle bir tartışmanın neden olduğu kavganın orta yerinde nereden geldiği anlaşılamayan mermiyle hayata veda etti (25 Mart 1957) Medet Serhat, Türkiye çapında söz sahibi ve değerli bir avukattı. O da bu komplolardan birisine kurban gitti (1994). Bu süreç içerisinde, kendisi için hazırlanmış cinayet senaryolarından kaçmayı başarabilen tek insan Mecit Hun idi. Büyük politika oynayarak her defasında bu belâdan kaçmayı başarabilmişti. Nafo ile Hepo Nafo, yoksul bir kadındı. Bitlisli Mehmet le aynı bahçede tek odalı, 237
yıkık bir evde kalıyordu. Kocası öldüğü için geçimini zorlukla temin ederdi. Nafo nun dokuz kızı ve Hepo isimli tek bir oğlu vardı. Hepo, su taşıyarak birkaç kuruş para kazanıyor, bununla aile nüfusunu geçindirmeye çalışırdı. Nafo, evlerindeki yoksulluğu komşulardan saklamak için özel bir çaba sarf ederdi. Bu yüzden şuna benzer olaylar yaşanırdı: Nafo, oğlu Hepo yu çarşıya alış verişe gönderir. Hepo evden 5-10 adım uzaklaşır. Nafo, oğlunun arkasından, Hepoooo! Qurban olummm... Şeker de al! der. Hepo, Iğdırmava yoluna düşmüş, ağır adımlarla kasaba merkezine doğru yürür. Nafo da oğlunun arkasından gider, arada bir komşular duyacak şekilde yüksek sesle, Hepoooo! Qurban olummm... Et da al! diye bağırır. Ana-oğul bu şekilde nerdeyse kasaba merkezine gelirler. Nafo bir kez daha oğlunun arkasından bağırınca komşular, Nafo, oğluna bağıracağına, çarşıya geldin sayılır, alış verişi artık kendin yap! der. Nafo, kendi kendine, Kül başınıza koyum! Men bağırılam ki siz ele bilin, bizim eve de et, şeker girir diye söylenerek eve döner. Iğdır ın Vazgeçilmez Özelliği: Lakap Takmak Iğdır insanı lakap takmadan edemez. Öyle ki gerçek isimler unutulur, lakap orta yerde kalır. İşte bu lakaplardan birkaçı: Tilki Abbas, Yoloğlu Abbas Kulu, Delleh Memed, Ayağı Yeke Yusuf, Deli Abbas, Mabuto, Ağzı Kara Mehmet Ali, Ayax Yalın Mehmet Ali, Baba Gando vb. 238
Iğdır Sevdası Soldan Sağa Cahit Aküzüm, Latif Aküzüm,, Feyiz Kılıç Hakveyis Köylü Rıfat (Erteks Tekstil Sahibi) ve Film Setinde Yılmaz Köksal ve Muharrem Yaycılı Iğdır ın İlk Fotoğraf Stüdyosu ( - 1950) ve Rıza Yiğit 239
Bağır Aras Oğlu Mazlum Aras Iğdır da Gazeteci Hasan Karalar Soldan Sağa Musa Aydın, Orhan Özyurt, Eczacı Kemal Erkan ve Muzaffer Çöllü Sağlık Memuru Ahmet Birdoğan ve Kızları Eczacı Kemal Erkan, Oğlu Ercan İle 240
Iğdır Sevdası Soldan Sağa, Latif Atlas, Bayram Ali ve Terzi Hacı Sefteroğlu Hamit Keskin in Kızları Marangoz Göçmen Ahmet Sol Başta Melekli Caddesi Göçmenleri Toplu Halde Öğrenci Kızlar Ender Usta (En Arkada), Şevket Kansu (Sağ Başta), (Oturan) 241
Sol Başta Çarıkçı Köylü Baxşo (1) Tayyar Bilen, (2) Musa Aydın, (3) Fahrettin Gülseven 242
Iğdır Sevdası Musa Aydın ve Rıza Yalçın Tayyar Bilen Soldan Sağa, Rıfat Kalafat, Fikri Kalafat (1) Kerem Zengi, (2) Musa Aydın, (3) Fazıl Şıktaş, (4) Kadir Baykal 243
Soldan 3. Bozkurt Ergenekon Ali Tezel (Bilen) 244