Jojo Moyes - Senden Önce Ben www.cepsitesi.net



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um. Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun. O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş. Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz

Seçelim ve yerleştireli. Kutlu : Merhaba. Sophie : Kutlu :. Kutlu... e?

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan

(22 Aralık 2012, Cumartesi) GRUP A Türkçe Ortak Sınavı Lise Hazırlık Sınıfı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi

Okula sadece dört dakikalık yürüme mesafesinde oturmama

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı.

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

EZBERLEMİYORUZ, ÖĞRENİYORUZ. Hafta Sonu Ev Çalışması DAĞINIK ÇOCUK

Edwina Howard. Çeviri Elif Dinçer

TEŞEKKÜR. Kısa Film Senaryosu. Yazan. Bülent GÖZYUMAN

İşitme Engelli Öğrenciler için Tek Kart Resimler ile Kelime Çalışması. Hazırlayan Engin GÜNEY Özel Eğitim Öğretmeni

ORTA HAZIRLIK TÜRKÇE ORTAK SINAVI Açıklamalar GRADE. (20 Aralık 2015, Pazar)

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler.

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 6 (ΔΞΙ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

3 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir?

Uzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü. Henry Winker. İllüstrasyonlar: Scott Garrett. Çeviri: Bengü Ayfer

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

Herkese Bangkok tan merhabalar,

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN

HAYAT BİLGİSİ A TEMASI: OKUL HEYECANIM. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir?

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN

Einstufungstest / Seviye tespit sınavı

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın?

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

6 Çocukla Ahır'da Yaşam Mücadelesi

AYLA ÇINAROĞLU HOŞ GELDİN ESİN PERİSİ

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5

&[1 CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR! SERIS.INDEN BAZILARI. l O - Cin Ali Kır Gezisinde. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor.

:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

Mutlu Haftalar! Mutlu Ramazanlar! ilkokul1.com

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ

C A NAVA R I N Ç AGR ISI

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde

Hafta Sonu Ev Çalışması

TEST. 7. Dişer ne zaman fırçalanmalıdır? A. Yemeklerden sonra B. Okuldan gelince C. Evden çıkmadan önce

Uncle Grandpa kamyonetin direksiyonundadır. Direksiyonu çılgınca çevirmektedir. Uncle Grandpa

Jiggy kahramanımızın asıl adı değil, lakabıdır. Ve kıpır kıpır, yerinde duramayan anlamına gelmektedir.

1. Bölüm. Uçağın kalkmasına bir saat vardı. Birkaç dakika içinde kapıya çağırılacaklardı. Eğer yapacaksa, şimdi yapması gerekiyordu.

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΠΤΑ (7) ΣΕΛΙΔΕΣ

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

ESERLERLE BAŞ BAŞA KALMAK. Hayalinizde yarattığınız bir yerin sadece hayal olmadığının farkına vardığınız bir an

ISBN :

T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM ANAOKULU DENİZ İNCİLERİ SINIFI

Turkiye' ye dönmeden önce üniversiteyi kazandığımı öğrenmistim. Hayatımın en mutlu haberini de orada almıştım.

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin

Haydi Deniz Kıyısına! Şimdi okuyacağınız hikâye Limonlu Bayır

Ilgaz (14 Şubat 2010) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr)

Meme Kanseri Taraması Hakkında Kısa Film*. *Central and East London Breast Screening Service tarafından hazırlanmıştır.

TAVŞANCIK A DOĞUM GÜNÜ SÜRPRIZI

5 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, fiziksel özelliklerim nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar?

YİNE YENİ KOMŞULAR. evine gidip Billy ile oynuyordu.

TİYATRO AKADEMİ BAŞVURU FORMU

KURALLI VE DEVRİK CÜMLELER. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir.

OKUMA ANLAMA ANLATMA. 1 Her yerden daha güzel olan yer neresiymiş? 2 Okulda neler varmış? 3 Siz okulda kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

Bahar Ateşi Evet! Hayır! Belki? Ne? Merhaba.

Kızlarla tanışmak isteyen bir erkeğin bilmesi gereken çok önemli bir kural var:

Bir adam... Bel Plan Dış/Gün. Bir şehir... Geniş Açı. Ve insanlar... Geniş Açı

Derleyen: Halide Karaarslan / Uzman Pedagog Görsel Tasarım: Semra Bolat / Sanat Dersleri Zümre Başkanı



LanguageCert AÜ TÖMER A2 TürkYet (Konuşma) Örnek Sınav 1

Müşteri: Üç gece için rezervasyon yaptırmak istiyorum. Tek kişilik bir oda.

AL-5000 ÇALIŞMA İSTASYONU KULLANMA KILAVUZU

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

Yanlış Anlaşılan Faizci

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... 7 TUVALET EĞİTİMİNİN HANDİKAPLARI TUVALET İLETİŞİMİ N 1K (UYGULAMALI TUVALET İLETİŞİMİ)... 29

4. ve 5. Değerlendirme Sınavları. Puanlama Aşağıda...

Her hakkı saklıdır. Ticarî amaç ile basılamaz ve çoğaltılamaz. Copyright

Samed Behrengi. Püsküllü Deve. Çeviren: Songül Bakar

TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN MAKİNENİN ARKASI

ÖZEL NİLÜFER ÇOCUK EVİ

Helena S. Paige Çeviri Kübra Tekneci

Ulaşım araçları, resimden sözcüğe (karelere, resimlerin numaralarını yazınız)

ÖZEL NİLÜFER ANAOKULU

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam

GÜZELLER GÜZELİ BAYAN COONEY

.com. Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN

SIFATLAR. 1.NİTELEME SIFATLARI:Varlıkların durumunu, biçimini, özelliklerini, renklerini belirten sözcüklerdir.

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

ÖZEL GÜNLER. Doğum günü/kadınlar günü/anneler günü/babalar günü/sevgililer günü/ Öğretmenler günü

Transkript:

Jojo Moyes - Senden Önce Ben www.cepsitesi.net

G iriş 2007 Adam banyodan çıktığında kadın uyanıp yastıklara dayanmış, yatağın yanında duran seyahat broşürlerine göz atıyordu. Kadının üzerinde adamın tişörtlerden biri vardı ve uzun saçları bir Önceki gece yaşadıklarına dair çok şey anlatacak kadar dağınıktı, önceki geceyi kısa bir an hatırlayarak keyfini çıkaran adam havluyla ıslak saçlarını kuruladı. Kadın broşürlerden başını kaldırıp dudak büktü. Yaşı böyle bir hareket için oldukça büyük olsa da henüz kısa süredir birlikte oldukları için bu mimikleri sevimli görünüyordu. Gerçekten dağlara çıkıp trekking yapmak ya da vadilerde gezinmek zorunda mıyız? Bu birlikte çıktığımız ilk doğru düzgün tatil ve bir yerden kendimizi atmadığımız ya da polar dağ kıyafetleri giym ediğim iz tek bir gezimiz bile olmadı. Broşürleri yatağın üstüne atan kadın bronzlaşıp karamel rengine dönmüş kollarını başının üstünde tutarak gerindi. Kısık sesi uykusuz geçen saatlerin kanıtı gibiydi. Lüks bir spa masajı için Baliye gitmeye ne dersin? Kumların üzerinde uzanır saatler boyu kendimizi şımartırız... Uzun ve rahatlatıcı geceler geçi iriz Ben öyle tatillere çıkamam. Bir şeyler yapıyor olmam lazım. Uçaktan kendini atmak gibi mi mesela. Denem eden karar verme bence.

KKUP»uf»tuti *. o. Saçlarınl M otosiklet ceketini ~ g ö n d e r d i. Jojo Mo\es au f>» Y a r k e n k a d m a b i r ö p ü c ü k C e p t e l e f o n u n d a y i r m i ı u fo n u n u hvaltı hazırla." Kadını göt g e trd i ^ Kedine kah ^ yayalan T J Z Z Z * * * * s a ç l a r ı n d a n g e l e n» k U i Okuyordu. boynuna dolayıp y* Sa Partum' ^,ektl«kadın kollarını onun > glttı. kokuyu Kme ^ ve ^ şey bır iç doğru çekince adam muyuz? -O halde bu hafta sonu g. Y ne olacağına Adam gönülsüzce yataktan York ta olmam gerekebagjı. $u anda her şey belirsiz. Be. yemeğl yiyebilirizbilir. Yine de perşembe günu g kasında asılı duran Restoranı sen seç. Adamm eh kapının arkasın motosiklet kıyafetlerine uzandı. Kadın gözlerini kıstı. Akşam yemeği mı- B Y de bize katılacak mı? BlackBerry N e? Bay BlackBerry beni Bayan Fazlalık gibi hissettiriyor. Ka un yüzü bir kez daha asılmıştı. Sürekli senin dikkatim çekmeye ılışan üçüncü bir kişi varmış gibi hissediyorum. Sessize alırım." Kadın, VVıh Traynor!" diye bağırdı. Tamamen kapatacağın nanlar da olmalı. Ama dün gece kapattım, değil mi? Ancak ağır tehdit altındayken kapatıyorsun. Adam sırıttı. Şimdi öyle mi oldu? Deri kıyafetlerini giyince yet Lissa nın üzerinde bıraktığı etkiden de kurtulm uştu. N e w Y o r k ' t a n g e l r r ü ^ H u k u ^ T ^ S a b a h 3 «>d' i n e n a s a n s ö r e b i n d i k t e n s o n r a a 7? ^ U g İU * d i - G a r a j a b i t t i ğ i n i a n l a m a y a ç a l ı ş t ı. Günaydın Bay Traynor. Güvenlik görevlisi. n h a b e r V e r \ e n e \ e r o l u p nakli bir kabın olsa da aslmda ^ ^ ^ kar^ koruyoktu. WÜ1 bazen g ü v e * * * T ^ da sistemine ve hiç kirlenm '&mm devte televizy n oaıoarak saatler boyunca ne yaptığını merak ediyordu, en ce etim gıyd, ve, Dışanst nasd Mick? diye sordu, ena. Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor WiU duraksadı, öyle mi? Motor havası değil yani? Mick başım salladı. Hayır efendim. Şişme botunuz yoksa binmeyin denm. Ya da ölmek istemiyorsanız. WU1 motoruna bakıp kıyafetlerini çıkardı. Ussa aksini düşünse de gereksiz riskler alan bir adam değildi. Motorun ön tarafındaki gözü açıp giysileri oraya koydu ve kilitledikten sonra anahtarları Mick e attı. Mick anahtarları tek eliyle kolayca yakalamıştı. Kapının altından atarsın olur mu? Sorun değil. Size bir taksi çağırmamı ister misiniz? Hayır, ikimizin de ıslanmasına gerek yok. Mick otomatik kapıyı açan düğmeye bastı ve Will elivle teşekkür ederek dışarı çıktı. Sabahın ilk saatlerinde hava karanlık ve gök gürültülüydü. Saat henüz yedi buçuk bile değildi, fakat Londra nın merkezinde trafik şimdiden yoğunlaşmıştı ve yavaş ilerliyordu. Will montunun yakalarını yukan kaldmp kavşağa

>ok*fc* ** erken ^. «vni * vardı-, h»*f0iur»uh ft 1' - Yoiun tara^ ^ ki ^SU** * SÎieH^ 0ir k ^ n ın " ardından ^ du WiU «afiı**"" <«ltn <to ^ l: «* ^,d'..*, dupumro"*" B ^ ka]dıktm' * p i m i»» w, süte 4» " bsu,_ ^ n ü n d e n * J - görüp M elim kaldırdı ve sağan urda sürücünün onu görmesini umdu. ^ ^ uyumanuş, senin New York tan Jeff ar, l» Jojo Moyes Z ^ S! V!e. k İ *U U n m asam a koysun. diye bağırdı. On dakika içinde orada olacağım. İki tarafa da bakıp başım koruyarak taksiye doğru son birkaç adım ını attı. BlackfriarVa rtm ı,... v, ' dem«k üzere dudaklarım aralamıştı büe. Yağmur yakamdan ve kouanrıdan içeri süzülüyordu. Yûruye- C * * Ç k 1053 oka da of-e vardığında sırılsıklam olacaktı Belki sekreterini gönderip bir gömlek aldtrmast gerekebilirdi. Ve Martin gelmeden önce şu durum değerlendirmesini halletmemiz gerekiyor.. WiU keskin bir korna sesiyle başını kaldırdı. Önünde duran taksinin parlak siyah kaptsım görebiliyordu. Şoför Will'e bakmak için camını indirmeye başlamıştı. O an W ili görüş alanının en ucunda tam olarak ne olduğunu anlayamadığı, korkunç bir.hızla kendisine doğru gelen bir şey gördü. Ona doğru dönünce kısa bir an için gördüğü şeyin üzerine doğru geldiğini fark etti ve artık kaçış mümkün değildi. Şaşkın bir halde avuçlarını açtı ve Blackberry cep telefonu yere düştü. Bir çığlık duydu; bu belki de kendi çığhğıydı. Gördüğü son şey deri bir eldiven, kask altında bir yüz ve adamın gözlerinde yansıyan şok anıydı. Bir patlama gerçekleşmiş ve her şey yerle bir olmuştu. Ve sonra, karanlık. Sonın nedir'" ^ ^ n t a n d d d a n i k i maddn... T f c t o U a r l a r ı «imsa... Ujnlnr...- Yagmutda hstıklen Kay arş. (ara/ın konuşmalarını bastırıyordu. "Anlayamadım. Anlayamadım....... rdtsi do onu görmüştü. Yavaşlaş yolun karş. t a r a ta k"ç»k birikintisi sıçratarak durdu. Arabay. fark edtp one atılan, bir adam ise WiU in ondan önce davranıp taksiyi yakala- mı anladığında hayal kırıklığıyla yavaşladı. Will sinsi bir duygusuna kapılmıştı. 14*

5 8 ad,mdı- * * * - ya da Ya da hayrı T T ' * * * kelebek desenli ama k atın birinden aldığımı burnu ke bek deseni,, ama arkas. topuğunuzu hiçbir zaman tam anlam,y,a kavramayan ayakkabılardan -böyiece niye,,99 s,er,ine ın ıg,nı de anlaşılıyor- giymiş olabilirsiniz. 68. ad.mda bizim sokağa donen köşeden girdim ve evi gördüm. Dört yatak odah yarı müstakil ev, diğer üç ya da dört yatak odalı müstakil evlerle aynı sıradaydı. Babamın arabası da sokaktaydı ve bu henüz işe gitmediği anlamına geliyordu. Güneş arkamda, Stortfold Şatosu nun ardından batıyordu ve koyu gölgesi bana yetişmek için eriyen bir mum gibi tepenin aşağılarına doğru kaymaktaydı. Çocukken uzayıp giden gölgelerimizle silahlı çatışma oyunları yaratır, caddeyi Vahşi M ücadele'nin film seti haline getirirdik. Başka bir gün olsaydı size bu yolda yaşadığım her şeyi anlatabilirdim: Babamın bana iki tekerlekli bisiklete binmeyi öğretmesi, peruğu bir yana kaymış Bayan Doherty nin yaptığı Galler kekleri, Treena nun on bir yaşındayken elini çite sıkıştırıp bir eşek ansının yuvasını bozduğu ve hepimizin çığlık çığlığa şatoya doğru koşması hep bu yolda gerçekleşmişti.

tfrs d ö n * * ^ de te^ ' b Z * U P - 'P b h3v, yastığ* 8 L»«* ^ w» " I W «" K * " " 1 yuu* * ^ 1 B>W <I* 7 k n fal ral*rm : 'J,i v>kımrdl',. dah*fazi»! ^,,, W «^ n J«'> h juınö«n F^T bo,»**"'* ** "" tni*"" k. uüurs^1" 8 kûçu * * 'A/ri^ T LI. ;-» f />Ü 1 ^tun 'Hang*. a, a*ya"">n' u aodewuü»ı«* W uzattım- Baba- " T t ^ S - k M" ı- «neden bu, «çeviriri'11 bir b.yl. Z, o r u m Kerrobi'nm so,da, küçük yap,yorla, adlan,,yorum t a u bir yerlerde gördün m u. H,vJi Sanının Tbonras Obi nirr koluyla w oynatıcısının üzerindeydi. Sanır iana lones unkini karıştırmış. Güzel, faka. Obi'nin kolu bej rengi olmaz. Siyah ko ar. namız şart. j- north Vader ikinci film de onun Ben olsam üzülmezdim. Darth va İU kesmiyor müydü zaten? öpsün diye yanağım. Thom as a rdim. Annem nerede? ükarıda. Peki ya buna ne dersin? Bu parça yaklaşık bir Jojo Moyes Kafamı kaldırdım. «a h doyabiliyordum. CU[k ^ ^» yerken 7 ^ o bahç.d.k, l" 'â m«,div m H" lepesme k A im yemeğinde ^ «* ara sıra bize el sallamasıyla meşhurdu. Benim için gidip şu baş belasy kolu bulur musun? Thomas yanm saattir aratıyor, ama benim işe gitmek için hazırlanmam lazım. Gece vardiyası mı? Evet. Saat beş buçuk olmuş. Saate baktım. Aslında daha dört buçuk. Babam kolunu minderlerin altından çıkardı ve gözlerini kısarak saatine baktı. O zaman bu kadar erken saatte evde ne işin var? Başımı sanki sorusunu anlamamış gibi belli belirsiz sallayıp mutfağa geçtim. Dedem mutfak penceresinin kenarındaki sandalyede oturmuş sudoku çözüyordu. Eve gelen hastabakıcı dikkatini bir noktada toplaması için sudokunun faydalı olduğunu, felçten sonra odaklanmasına yardımcı olacağını söyledi. Fakat korkarım dedemin bütün kutulan aklına gelen ilk rakamla doldurduğunu fark eden sadece bendim. Merhaba dede. D edem kafasını kaldırıp gülümsedi. Çay ister m isin? Kafasını hayır anlamında sallayıp ağzım araladı. Peki, soğuk bir şeyler ister misin7 Evet.. 1 9.

r cadarl> '0m,.. açt'fo iar olüukç eyinrı ls'" n W 5^^' ^ er tnısın7 m anlamına gelebuece -o zaman su ** ıdâir eder^ ^ q sırada annem Dedem bardak su u «* ^. g u bir se- S S S ^ Hoeru ti,lm"'î bir Çift ü7o»p ç rar»" rup- Bun,ar senm n ta?iyordu. girdi, duzg Bana dognı >* diye sordu. Bence de. Garip j. Bugün erkencisin. d,* t u H a t ı r l a d ı ğ a mi gidiyorsun.,çtlm 7 ^ SMt ünce t a y. <* Patrick uğrayacak m. lipsos? ıos. is,e o. Orel rezervasyonunuzu yaparken dikkat edin., de araştırın. Babanla birlikte öğlen haberlerde b.r diler. Anlaşılan yar, fiyarrna ratu programlar, falan. Gidene kadar neyle kamaşacağınızı bilemezsiniz. Bir içer misin baba? Lou sana ikram etmedi mi? A nnem a altını yakıp bana imalı bir bakış attı. En sonunda nadığımı fark etmiş olmalıydı. îyi m isin tatlım? Ç ok :üküvorsun? Jojo Moyes Bana doğru uzanıp sanki 26 yaşında değil de küçük bir çocukmuşum gibi elini almma koydu. Sanının tatile gitmiyoruz. Annemin eli olduğu yerde kalakaldı. Çocukluğumdan beri bakışları sanki bir röntgen cihazı gibiydi. Pat le sorunlarınız mı var? Anne, ben... Karışmak istemem ama çok uzun zamandır birliktesiniz. Bazı şeylerin zaman zaman tatsızlaşması son derece doğal. Yani baban ve ben... İşten ayrıldım. Sesim sessizliğe karıştı. Sözler havada asılı duruyordu ve sonunda yitip gittiklerinde bile küçük odada izleri kalmıştı. Ne yaptım dedin? Frank yann kafeyi kapatıyor. Otobüs durağından buraya tam 180 adımda gelirken yaşadığım şokla elimde sıkı sıkı tuttuğum hafif nemli zarfı uzattım. Üç aylık paramı verdi! O gün de sıradan bir gün gibi başlamıştı. Tanıdığım herkes pazartesi sabahlarından nefret ediyordu, ama ben bunu hiç umursamıyordum. Buttered Buna erken gelmeyi, köşedeki koca çay semaverini yakmayı, arka bahçedeki süt ve ekmek kasalarım taşımayı ve kafeyi açmak için hazırlanırken Frank le sohbet etmeyi severdim. Kafenin domuz pastırması kokan ağır havası, kap. açürp kapandıkça içeri dolan serinlik, konuşmalardan yayılan h uğultu ve etraf sessizleştiğinde Frankin kendi kendme çala,, radyosunun meraiik sesi hoşuma ^diyordu. Pek r a ğ b e t s e n bir yer değildi. Duvarlarda lepedek. şatoya art mamar» res, varch ve masaların üstü hâlâ formika kaplıydı. Menü ise çikolata

Senden Önct Ben,,,... ^ i.ik h k ve çikolatalı muffin le ıslak kekbölümündeki - i l e n m e sbir i damda ıkı oeg ben > geldipmden b e n h i ç d e ğ i ş m e m i ş t i. ' i m i s e v i y o r d u m. Ç o ğ u s a b a h k a - lerüı ekle Jo, Frank etin nereden geldiğini Fakat en ç<* e Angelo. Frank e euı* * '» i m ; b u a d ı leye gelen tesisatçı - da severdim; bu adı * * * * * sadarından dolay, takmışlardı. Pazartesıo a etkileyici beyaz s çi ^ ^ patates kızartması yer, den perşembeye gurı ^ O nunla sohbet k ü. I I " ok, * * y*»» " " 7 daim, müşterileri. Buttered Bunun sunduğu her şeyin kal rı hesabm. bilen kuaför Nina v echerieyi de seviyordum. Oyuncak dükkânında çalışan ve haftada bir para üstü için kavga eden kızıl saçlı kadın gibi sinir bozucu müşteriler bile beni rahatsız etmezdi. O masaların arasında başlayan ve biten ilişkileri, boşanan çiftlerden birinin diğerine teslim ettiği çocukları, yemek yapmaya tahammül edemeyen ailelerin duyduğu avuntuyu ve pansiyonerlerin domuz pastırması, sosis, yumurta, kızarmış patatesten iluşan kahvaltılarından aldıkları gizli hazzı izlerdim. Buraya her eşit insan gelir, çoğu ellerinde dumanı tüten çay bardaklarıyla enimle şakalaşıp iki çift laf ederlerdi. Babam her zaman patavat- z biri olduğumu söylerdi, ama bunun kafede bir önemi yoktu. Frank de beni severdi. Doğuştan sakin bir adamdı ve benim feyi canlandırdığımı söylüyordu. Bu iş barmenlik gibi bir şeydi, ıa tek fark ayyaşların kavgalarının olmamasıydı. O öğleden son,a yemek servisi telaş, bitip kafe (amamen.aldığında frank ellerini önlüğüne silip a,kasmdan çıktı ve kapıya doğru giderek küçük Kapalı levhasını caddeye doğru çevirdi. Bak Frank, sana daha önce de söyledim. Ekstralar asgari ücrete dahıl değil. Frank babamm tabiriyle mavi bir antilop kadar garipti. Kafamı kaldırıp baktım. Gülümsemiyordu. Eyvah, şekerliklere tuz koymuşum yine değil mi? Frank elindeki kurulama beziyle oynayıp duruyor, daha önce hiç görmediğim kadar rahatsız gözüküyordu. Acaba biri beni şikâyet mi etti diye merak etmeye başlamıştım. Sonunda eliyle oturmamı işaret etti. Her şeyi anlattıktan sonra, Üzgünüm Louisa, dedi. Ama ben Avustralya ya dönüyorum. Babam hiç iyi değil ve görünen o ki şato kendi bünyesinde bir büfe açacak. Duvardaki yazıyı gördün mü? Sanmm orada ağzım açık bir şekilde öylece oturdum. Sonra Frank bana zarfı uzattı ve daha sorumu soramadan cevabını verdi. Biliyorum hiçbir zaman resmi bir sözleşme ya da ona benzer bir şey imzalamadık, ama seni hiç mağdur etmek istemedim. Burada üç aylık maaşın var. Yann kafeyi kapatıyoruz. Annem elime bir fincan şekerli çay tutuştururken babam, Uç aylık mı! diye bağırdı. Aman lütfetmişler, Lou nun son altt yıldır orada kanlı canlı bir Truvalı gibi çalıştığı düşünülürse.. Bemard! Annem ona bir uyan bakışı attı ve başıyla Ih işaret etti. Treena işten gelene kadar annem ve babam ona bakıyorlardı. er gu - N e yapacak bü k u şimdi? Ona bü durumu çok daha once haber verebilirdi. Jojo Moyes. ı ı.

ven ı > ^ buj^ ıtlkadariy>bll^ 0rSUnfapâ&İP }OSlC Bo^u ym**1t asınüay**', 1(11 t o p r a k isterks1 **> " once b,r ^ Mutlaka An gömerini M» *. ^ mi? Frank ona ^ e t r ^ - * * 1 y^ t y a ğ l a t harikadır, eskr M Ah çok güze*- LoU1^ a uzjnandır" ^ ^ ^ ü r l e r b a h a : "Desteğin ıçın tc^» * Benim m a». bel Babamın gerçek W» ' ^ n eredeyse hiçbir Sey kazanb aj/am ıta. ve Treena ç.çep olduğu için çahşamıyordu. Annem dedeme b a l t a > ^ mıvordu ve dedemin pansiyonu d F patronu X fabrikasında rüreu, d*«n Evde aylardırif,en ç ı t a l a r olabiiecegm, e * W * J V borçlar ve kredi kartlarını iptal ettirmekle dgdı h yükseliyordu. İki yıl once babamın arabası kaskosuz yüzünden perte çıkmış ve bu yıkılmak üzere olan ır maya zeyen aile ekonomisinin sonunda çökmesine yetmişti. Haftad haftaya aldığım üç kuruşluk maaşım ise evin temel ihtiyaçlarını karşılıyor, az da olsa onlara destek oluyordu. Peşin hukumlu olma. Yarın İş Bulma Kurumu'na gidip ne var ne yok bakabilir. Şimdilik elinde geçinecek parası var. Sanki orada değilmişim gibi konuşuyorlardı. Hem o akıllı bir kız. Akıllısın, değil mi tatlım? Belki de daktilo kursuna gidip masabaşı bir iş aramalı. Ailem kısıtlı niteliklerimle hangi işlere başvurabileceğimi artışırken orada öylece oturdum. Fabrika işçisi, m akinist ya da öreklere tereyağ süren eleman olabilirdim. O öğleden sonra ilk. Jojo Moyes defa.»am,k üı.dta. T W K * *, w U k izleyip sessizce ıslak ve yarım bir bisküvi uzattı Sessizce, Teşekkürler Tommo" deyip bisküvi^. oıskuvıyı ağzıma attım. Tahmin ettığ.m üzere antremandaydı. Patrick pazartesinden perşembeye her gün. bir istasyon tarifesine uyar gibi spor sa lonuna gider ya da ışıklandırılmış pistin etrafında koşarak tur atardı. Basamaklardan inip soğuktan montuma iyice sarılarak yavaşça piste doğru yürüdüm ve Patrick gelenin kim olduğunu anlayacak kadar bana yaklaşınca el salladım. Yanıma gelirken soluk soluğa, Benimle koşsana! dedi. Nefesi ağzından buğular halinde çıkıyordu. Daha dört turum var! Bir an duraksayıp sonra yanında koşmaya başladım. Bu onunla konuşabilmemin tek yoluydu. Turkuaz bağcıklı pembe spor ayakkabılarımı giymiştim; koşabildiğim tek ayakkabım bunlardı. Günü evde bir işe yaramaya çalışarak geçirdim, fakat sanınm bir saat sonra annemin ayağının altında dolanmaya başlamıştım. Annemin ve dedem her gün yaptıkları şeyleri yaparken benim orada olmam onları engelliyordu. Babam bu ay gece vardiyasında olduğundan uyuyordu ve rahatsız edilmek istemiyordu. Odamı toplayıp kısık sesle televizyon izledim ve belli aralıklarla günün bu vaktinde neden evde olduğumu hatırladıkça göğsüme keskin bir ağrının saplandığını hissediyordum. Seni beklemiyordum. Evde sıkıldım. Belki bir şeyler yaparız diye düşündüm. Patrick bana yan yan baktı. Yüzünde ince bir ter tabakası vardı. Ne kadar kısa sürede yeni bir iş bulursan o kadar iyi. İşten çıkalı yalnızca yirmi dört saat oldu. Biraz uzgun olup m iskinlik etm eye de izin yok mu? En azından bugünlük bile olm az m ı?. IS

S--* ^, M *» " * ^ TueÜ" * '1" 1, * f r d K.I,yorsun. iç ild iğ i ıçm Fakat yoktu. Kafedeki ic;~ : her şeyi b ilm ek ve gelip g id e n T ^ 'T * 111'1 Buttered R uhla ilgji, h o şu m a gidiyordu. Orada çok rahattım " havauanm dildem ek Yıiuı * ^SES**- t l t kıi7 z o r u n d a s ın. B S ü n 0 ^ - ^ ^ 111 b *b e» m - B u ^ m a k Jeffrey A rcher ve Richard B ransojbt rt tahtası vardı. Bu lkis,n 0ıamıyo«luın-, * *,»»» '>' " )< " değiştirebilir Lou. P a t a Ijsiı kalmak insanların ha>a ^ ^ yapmak istiyorsun? başvarurv e r m e k iç in k o lu m a h afifçe vurdu " **** ' Patn c k m oral Jeffrey Archer hiç kek pişirme işinden atünuş ^ ediyorum. Yanhş sutyen giyd iği i<;in nefcsim kgs vaşlayıp ellenmt dizlerime dayadım. «* i «goz» P tur» m im k o t a ' ^ gib, insan. MerJeki eğnim almaya basayabilir* n. /ara bu konuda yardım ederler. "Benim gibi insanlar mı? Yem fırsatlara açık olanlar demek istiyorum. Ne olmak istiyorsun? Mesela bir güzellik uzman, o l a b i l i r s i n. Yeterince güzelsin." İltifatı için minnettar olmam gerekirmiş gibi koçar en Patrick beni dirseğiyle dürttü. Benim sıradan güzellik bakımımı biliyorsun. Su, sabun ve basit, kâğıttan yapılmış bir makyaj çantası. Patrick sabrı taşmak üzereymiş gibi görünüyordu. Geride kalmaya başladım. Koşmayı hiç sevm iyordum ve yavaşlamadığı için ondan nefret ediyordum. "Satış elemanı, sekreter, emlakçı... Bilmiyorum işte, yapmak istediğin bir şey vardır mutlaka. Patrick döndü ve gen geri koşarak, sesi aynı donuk ve soğuk tonda, Eğer atılmış olsaydı... Neyse söylüyorum işte; bu işi artık düşünme. Güzel bir takım elbise giyip iş Bulma Kurumu'na git. Ya da istersen benimle çalışman için seni yetiştiririm. Biliyorsun, bu işte para var. Tatil için de üzülme, ben öderim. Gülümsedim. Patrick bana bir öpücük yolladı ve sesi boş stadyumda yankılandı. Durumun düzelince bana ödersin. îlk başvurumu işsizlik sigortası almak için yaptım. Önce 45 dakikalık bir görüşmeye, sonra da bir grup mülakatına katıldım. Birlikte mülakata katıldığım birbirinden alakasız yirmi ya da daha fazla kadın ve erkeğin yarısının suratında -kendimde de olduğundan şüphelendiğim- biraz sersemlemiş bir ifade vardı. Diğer yarısı ise buraya daha önce birçok defa geldikleri için ifadesiz ve ilgisiz yüzlere sahiplerdi. Ben de babamın medeni bulduğu kıyafetler giymiştim. Tüm bu çabaların sonunda, bir tavuk üretim çiftliğinde kısa bir süre için gece vardiyasına (haftalarca kâbus gördüm) \ e iki gün boyunca Ev Enerji Danışmam olarak eğitim toplantılarına katlandım. Oldukça kısa bir sürede, esasen yaşlı insanlanr

k k o n u s u n d a onlar, r Î ^ a n u n - SyedV f ar* e fj eunc«n^nusu^ 5,.~ Jgç'jlî* * * * * ını. gösterdim _^xtara»«kl -tottıiu 37 hır listesini s I bunu rap*7; çal*»*1 ^ olt şey den I «. lb, dıyerek î ra,,«.*>"* ~ susup ba»«ortada olsa da ^ T o ^ u * bır ^ İ f s î y l ^ çalıştu11- Saatler 1U * * * UbÜ î u ^» 7 -BOYU»- 7 U * W»» «^biliyordum ama- ^ boy patates bemm y * - B " 7 b 7 7 t a d. ^ 7 7 7 d» y» U > b' "j g OIJghnui sat» k la,d" d neleri üzerin» tartışırken yakalayınca ^ten ç yaşında, çok akıllı bir kızdı ve ben derece saçma olduğunu duşunuy ^ ı r * kzı o*, ^ G üzeller ın son Dördüncü görüşmemizde Sy yı ^ diyeceğiniz dokunm atik ekranda tarama yapıyo bile L ylara bile iş bulan ve son derece neşeli tavırları olan Sy artık bıkmış gibi görünüyordu. Hım... Eğlence sektörüne girmeyi hiç düşündün m Nasıl? Pandomimci olarak mı? Aslına bakarsan, hayır. Sırık dansçısı için açık bir pozisyon var. Hatta birkaç tane var. Kaşımı kaldırdım. Dalga geçiyorsun, değil mi? Serbest çalışma esasına dayalı, haftada otuz saat. Bahşişleri in de dolgun olacağını düşünüyorum. Lütfen, ama lütfen az önce bana yabancılar önünde maşırlarımja kendimi teşhir edeceğim bir iş önerm ediğini iç çaj z z z z z z - t r r r -v- ^ eortb, bakıyortu. B Pt * k,... çorapları beni neşelendireceğini dü-,un«r,k Thonua d, b«,to fahva, ^ Kuçuk Denizkızı nın melodisini mırıldanmıştı Syed klavyede bir s, yl ^ gına ne dersin? Ben dik dik bakınca omuz silkti. İnsanlarla konuşmayı sevdiğini söylemiştin. Hayır. Yan çıplak bar çalışanlarıyla, masöz ya da web kamerası operatörleriyle sohbet etmek istemem. Yapma ama Syed,babama kalp krizi geçirtmeden yapabileceğim bir iş vardır mutlaka. Bu onu susturmuştu. Esnek çalışma saatlerinde perakendecilik dışında başka bir iş kalmadı. Gece vakti raf yükleme işi diyorsun yani. Orada onların dilinden konuşacak kadar vakit geçirmiştim. Syed mazeret sunar gibi, Bu iş için sırada bir sürü insan var. Aileler bu iş için can atıyor, çünkü okul saatlerine çok uygun dedi ve ekranı tekrar inceledi. Öyleyse bakıcılık dışında bir şey kalmıyor gerçekten. Jojo Moyes Yani yaşlıların poposunu temizleme işi. Üzgünüm Louisa, fakat başka bir iş için yeterli niteliklere sahip değilsin. Farklı bir iş için eğitim almak isteseydin seni doğru şekilde yönlendirmekten mutluluk duyardım. Yetişkinler için eğitim merkezinde bir yığın kurs var. Ama bunu daha önce konuşmuştuk Syed. Bunu yaparsam iş arama ödeneğini kaybederim, değil mi? öğrenim görürken çalışamazsan, evet. Bir iki dakika konuşma dan öylece oturduk. İki güvenlik elemanının dikildiği kapılar 2 9 *

arıy r m u ulup b u lm - nııy y^, Mc s «lr<usi=«fe0 "Ü S-* Ü*1 /aft a n n e m ilgilenir* D«jemuı her şeyiyle L 9 - w. t a m, Ka/derde hiç * H< mu kalnıadı sanırım Louısa. ^ deneyebüım. Orası senin için Ama Kentucky Frıed Chıcke daha iyi olabilir. McNugget'tan daha Neden? Kova Menü satınca Chıcken MC gg fazla mı kazanacağım? Hiç sanmıyorum. Tamam, öyleyse belki de biraz uzaktaki yerlere bakarız. Bizim kasabamıza gelip giden sadece dört otobüs v > İ 1 iyorsun. Turist otobüsüne bakmamı söylemiştin, ama durağı arayıp otobüsün sabahın 5 inde buradan geçtiği öğrendim. Aynca normal tarifenin iki katı daha pahalı. Syed koltuğuna yaslandı. Louısa, sürecin bu aşam asında dikkatini çekmek istediğim nokta, aylık iş arama ödeneğinin devam edebilmesi için çalışmaya elverişli bir insan olarak......iş bulmak için çabalamam gerekiyor. Biliyorum. Çalışmayı ne kadar çok istediğimi ona nasıl gösterebilirdim i? Eski işimi ne kadar özlediğim konusunda en ufak bir fikri r mjydı. İşsizlik benim için tersaneler ya da araba üreten fab- ~ " t ad:seçenw ^ - durmadan, döne döne haüıhylrfu^l[ 1 ^ <İU^ nmemı*t'm' ilgili korkulan ve geleceğimi hiç d ü ş ü n m e ^ ^ y W e l insana kendini yetersiz ve biraz da u ^ Kaybetmek Övle ki s a h ili ŞCyaiamaZ hissettiriyordu. k kendine d gehnek.en 1 k Uyanmak' d.h. «,rdu. alarmla Nt ^ birlikte u aniden ^ sıçrayıp da insan b.ritoe ^» g, ^ J dede yürürken kendi», t», dlk ^ ^ Mağazaları gezerken Karahindiba Hanıma ilk rastladığımda o benim kadar gayesiz görünüyordu; yanına gidip sarümamak Hin kendimi zor tutmuştum. Syed ın sesi beni kendime getirdi. Hah, işte bu olabilir. Dönüp ekrana bakmaya çalıştım. Şimdi, şu anda eklendi. Hastabakıcılık. Sana yaşlılarla aramın... Bu yaşlı biri değil, özel bir durum... Birine evinde yardımcı olacaksın ve senin evinle arası da dört kilometreden daha az. 'Engelli bir adam için bakıcılık ve refakat. Araba kullanıyor musun? Tamam, ama altını... Hayır, gördüğüm kadaryla alt temizlemeye gerek yok. Ekranı gözden geçirdi. Kolları ve bacakları kötürüm. Gündüz saatlerinde birinin gidip ona yemek yedirmesine ve yardım etmesine ihtiyaç var. Bu işlerde genellikle bir yere gitmek istediklerinde orada olm ak ve kendi kendilerine yapamayacakları basit işleri yapmak esastır. Ayrıca parası da iyi. Asgari ücretten epey fazla. Kesin alt temizleme işi de olduğu için yüksektir.

2 Kaim kafalı olduğumdan değil. Sadece artıkbu noktada işi bir an önce çözmek istiyordum. Ama bir yıl içinde benim «rufuna, bir sonraki yıl da benden bir üst smıfa geçen küçük bir kız kardeşle büyüyüp kendini beyin hücreleri açısından yetersiz hissetmemek oldukça zordur. Benden on sekiz ay küçük olduğu halde mantıklı ve akıllıca olan her şeyi ilk yapan daima Katrina oldu. Okuduğum her kitabı önce o okumuştu ve akşam yemeğinde bahsettiğim her olaydan çoktan haberdardı. Tanıdığım insanlar arasında sınavları gerçekten seven tek kişiydi. Bazen böyle giyinmemin sebebini sadece, Treena nın iki parça kıyafeti bile yan yana getirmeyi becerememesine bağlıyorum. Treena genellikle kot pantolon ve kazak giyerdi ve kot pantolonunu ütülemek onun için şık olmak anlamına geliyordu. Babam aklıma geleni pat diye söylediğim için bana ayrıksı diyordu. Ona göre ben hiç tanımadığım Lily Teyze ye benziyormuşum. Sürekli tanımadığınız biriyle kıyaslanmak biraz tuhaf bir şey tabii. Mor botlarımla Merdivenlerden inerken babam başıvla annem e işaret eder, Lily Teyzeyi ve mor botlarım hatırladın m ı? derdi. A nnem de kıkırdayıp sanki aralarında gizli bir sır varm ış gibi gülm eye başlardı. A nnem giyim tarzımı anlamadığı ıçüı bana kibarca kendine

h.cbir**01111 n ay*<i4 Jojo Moyes tpj f,r,r^lt" İPİ* * ''' ve,e ^?1rııdı erde ıaüw de. ~U*I günkü ',. mv<" st...inmeye calışmanw ^ P et L görünceye ç a h ş n * ^ *" S,ra r!nk Ve bab*m, ^ e l f kad^ güzel o ld u ğ ^ ^ 1- " r,uzu ı^jii <jeg ^ yle aman aman bir ^ - ' " «" uy r!âüw *b' nl smka #mk,. j - 3. beui em hiç çeklnm'«- -, eıü^, pjtri -,. cev!erl \ k b*^i v yokpj böy,eî y, tan>y ruz' I fj, n e olduğumu b ild iğ in ^ S "wdar bunu hiç düşü me. ^ C ^ ^ Î ^ ^ n e c A b i r k a ç ç ^ i / t C V * S somb b,ede o,u cattut. / & * * İ * ' vd' \ ' d a to» boylu oun*m * * *» / y.p k t n * «* * L (ok t»» biri BÖyik ^ i b ^ ^ b a f o n ^ u u z. S.radan biryaşanj *'. MPW«bundan g a /«^dan W tod n.jum elbise giym em konusun^» r ttti. «U",tr. «girirken ç ö g * e um elbıse W < * -Bir.h.iyana/emek V çok mu önemli? Bilmişim yapma- Takım elbise alacak param yok- Hem y sem ne olacak? işe kabul edilmez- çpnir İCİJ1 güzel bir bluz da ütülerim. " * 7 öy*n Prenses W» g W "» ' Her * * ^bi'kafamm İki tarafında bükülmuî ık i siyah d ü ğ ü m d en ohıpa Mf,m, işaret em. "Normal insan gibi görü n m eye çalı*. Annemle kavga etmemeyi öğrenmiştim. Ve sanırım h K evden çıkarkenki halime et» ı e m babamın halim e-daracık bir etekle beceriksizce yürü yordum - bir şey söylememesi için onu uyarmıştl YUrU' Babam ağzının kenarları seğirerek. Güle güle canım a a iyi şanslar. Oldukça... ciddi görünüyorsun. Utanç verici olan annemin kıyafetlerini giymem ya da bu g e d e r i n «O lerın sonundaki modaya güre dikilmiş olması değildi. Tek sorun bana biraz küçük gelmesiydi. Kemer yeri karnımı sıkıyor, kruvaze ceketin önü geriliyordu. Babamın dediği gibi, bir firkete bile annemden daba yağlıydı. Kısa otobüs yolculuğu boyunca hafif bir mide bulantısıyla oturdum. Daha önce gerçek bir iş görüşmesine hiç gitmemiştim. Buttered Buna da Treena bir günde iş bulamayacağıma dair bahse girdikten hemen sonra kabul edilmiştim. İçeri girmiş, Fıank ebtr çift boş ele ihtiyacı olup olmadığını sormuştum. O gün kafenin ilk günüydü ve Frank in minnettarlıktan gözleri parlamıştı. Şimdi geriye dönüp bakınca, Frank le para konusunda bir kere bile tartıştığımızı hatırlamıyorum. O bana haftalık bir ücret önermiş, ben de kabul etmiştim. Ayrıca her yıl bir miktar artıracağını söylemişti ki bu miktar genellikle benim talep edeceğim den biraz daha fazla olurdu. İnsanlara mülakaüarda ne soruyorlardı ki? Benden mülakatta yaşlı adamla bir şeyler yapmamı, yemek yedirmemi ya da yıkamam ı isteseler ne yapacaktım? Syed adamın özel ihtiyaçlarını gören erkek bir bakıcının olduğunu söylemişti (bu cümle beni ürpertiyordu). Fakat ikinci bakıcının işi bu noktada biraz karışıkmış. Yaşlı adamın ağzından akan salyaları sildiğimi, belo DE yüksek sesle, BİR FİNCAN ÇAY Mİ İSTEDİN7 diye sor duğum u düşündüm.

Oeşmeye başladığı ilk günlerde her şeyi annem halletmişti, p edem fek 1 jam1 w.-. \ derdi ve ben de bu sözden h iç b ir i? '" ' tek gabam da. Sen ın annen b r j Z temizlediğirri anlardım. Böyle glayıp sızlama ^ mıeyeceğinden ise eminim. dedemin ajnnı a bir»ey1 ben'm " T in, l o t a *» b"wk kez çay yapfm. ama g tarafmda, ortaçağdan kalma v> Stortfbld Şatosu nun ^ ^ Kültürel Mirası Koruma surlara yakındı. Burası sadece or ^ ^ mağazasını içü* alan ^ boyunca milyonlarca tam ortasındaydı. Evin on dikkat etmemiştim, kez geçmiş, /aka, hiçbir zamar^ J aytndaki hali gibi boş Şimdi yazlık bir eğlence me w «* * *0, 01» otoparktan ve yolundan geçerken fark ettlra. bu evin düşündüğümden daha _ dergisinin Doktor muayenesini beklerken burayı - eski sayılarında görülebilecek İki cepheli, ta m ız, tuglalı - benzetmiştim. Gara/ yolu boyunca pencereden birinin bana bakıp bak- madığmı düşünmemeye çalışarak yürüdüm. Böyle duru,, bir dezavantajı var; kendinizi otomatik olarak değersiz hissediyorsunuz. Ben de tam kâkülümü düzeltip düzeltm em eye karar veriyordum ki kapı açılınca sıçradım. Kapıdan benden yaşça çok büyük olmayan bir kadın çıktı. İzerinde beyaz pantolon ve tıp alanında çalışan kişilerink.ne enzer bir önlük vardı. Kolunun aitmda da bir ceket ve bir dosya ışıyordu. Yanımdan geçerken kibarca gülüm sedi. İçeriden bir ses, G eldiğiniz için çok teşekkürler, dedi. Side iletişim e geçeceğiz. Orta yaşlı am a güzel, saçlan pahalı kuaförde kesilmiş bir kadın içeri girdi. Ü zerin d e babam ın bir ayda kazandığ.ndan daha pahah olduğunu tahmin etti- a pantolon ve ceket vardı. Siz Bayan Clark olmalısınız Louısa. Annemin yapmam konusunda ısrar ettiği gibi elimi uzattım. Annemle babam gençlerin biç e\ uzatm adan konusunda hemfikirdiler. Hatta eskiden haber denmesine ya da daha kotüsu dudak büküp havayı öpermiş gibi yapılmasına da katlanamıyorlardı. Zaten kadın da böyle bir şeyi hoş görecekmiş gibi görünmüyordu. Doğru, evet. Lütfen içeri gelin" Elini, elimden kabalığa kaçmayacak derecede kısa bir sürede çekti ve ben gözlerinin bana takıldığını hissetmiştim. Sanki şimdiden bana bir değer biçiyordu. İçeri buyurmaz mısınız? Salonda görüşeceğiz. Benim adım Camilla Traynor. Bugün aynı kelimeleri birçok defa sarf etmiş olmaktan sıkılmış görünüyordu. Tavandan zemine kadar inen Fransız tipi pencereleri olan geniş bir odaya doğru onu izledim. Ağır perdeler kalın maun kaplama rustik kornişlere zarif bir şekilde takılmış ve zemin karmaşık desenli İran halılarıyla kaplanmıştı. Salon balmumu ve antika mobilya kokuyordu. Her yerde küçük, şık sehpalar vardı ve parlatılmış yüzeyleri süslü kutularla doluydu. Bir an TraynorTarın çay fincanlarını nereye koyduklarını merak etim. Buraya İş Bulma Kurumu aracılığıyla geldiniz, değil mi' Oturun lütfen. Jojo Moyes Kadın dosyasındaki kâğıtları birer birer çevirirken ben de etrafı kaçamak bakışlarla seyretmeye başladım. Evin hasta yatağı ve el değmemiş gibi görünen yüzeylerle bir bakımevine benzeyeceğini düşünmüştüm, ama burası bir servet gomulu. çok sevilen eşyalann başlı başına bir değer olduğu, ürkütücü derecede yı

mk Sende" ur"-' hivdl Büfelerden binnin üzerinde gü I L h a h O te lle r d e n b i n S b ^ q k J j a r u z a k. a y d, k i f o t o f a j j E jîçcv ch (otoğratl*r Kadın sayfaları incelerken ben a r'yvaler: ayırt edermyo^ ^ rma biçimimi değiştirdim. daha iyi *Öreb',m ek* * 'ökiilen ilmeklerin şüpheye yer b tşte o an eteğim bacağımın kenarında birlesen a mayan seslerim d^ p bakuğımda eteğin yı rtd d ığ m, gördü^ & * * * ^ ^ ^ " " % Z 7.» U a «* - snce h,ç k8tarüm ha»«la,,< (j/ıjmj * nel' m'n'z,du 0,0 Çekerim «e *»M»ld.ğin«o n s u, d,ye k,v r d,r, k ^ Traynor a döndüm. Hayır." Uzun zamandır m ı bakıcılık yapıyorsunuz? Eee... Aslında h iç bakıcılık ya p m a d ım, d e d im ve Sar).. Syed ın kulağıma eğilip fısıldadığını du yar gibi, A m a em in * iğrenebilirim, dedim. Kötürüm ne dem ek biliyor musunuz? Bir an duraksadım. Tekerlekli sa n d a lyeye m a h k u m 0j^ ^ Evet.' -.a m a b Ura(Jl nırım bir anlamda öyle. Çeşitli a ereccıcn»«., ^ulaqa ın hiç kullanamamaktan bahsediyoruz. E llerini ve kol]a. sınırlı derecede oynatabiliyor. Bu seni rahatsız eder mi? kçası onu edebileceği kadar etm ez. Z orla gülıimsemiştim van Traynor ın yüzü ifadesizdi, iir dilerim, öyle dem ek..." kullabiliyor m usunuz Bayan C lark? Jojo Moyes "Ehliyetinizde bir ceza var mt> Başımı hayır anlamında salladım. Camilla Traynor listedeki bir şeyi işaretledi. Bu arada sokuk gitgide açılıyordu. Kalçamdan yukan doğru hiç umursamadan ilerlediğini görebiliyordum. Bu hızla giderse, kalktığım zaman Vegas syıow kızlan gibi gözükecektim. Bayan Traynor bana bakıyordu. "Siz iyi misiniz? Biraz terledim. Ceketimi çıkanrsam rahatsız oiur musunuz? Daha o cevap vermeden etekteki yırtığı gizlemek için ceketimi tek hareketle katlayıp belime bağladım. Gülerek, Çok sıcak dedim. Dışarıdan içeri girince sıcak oluyor! Oldukça soğuk bir sessizlikten sonra Bayan Traynor dosyasına geri döndü. Kaç yaşındasımz? Yirmi altı. Bir önceki işinizde altı yıl çalışmışsınız! Evet, sizde referans mektubumun bir kopyası olmalı. Kadın, Hımm... diyerek mektubu yukarı kaldırdı ve gözlerim kısarak baktı. Bir önceki işvereniniz sizden sıcak, konuşkan ve hayat kurtarıcı biri olarak bahsediyor. Evet, ona bir hayli yardımcı oldum! Yine aynı ifadesiz yüz. İçimden, Cehennemin dibi, dedim. Sanki üzerimde bir inceleme yürütülür gibiydi. Sakat bunu iyi bir şekilde yaptığı söylenemezdi. Annemin gömleği ır en gözüm e ucuz görünmeye başlamıştı; sentetik ıpltkler cdız ışığ altında parlıyorlardı. Bunların yerine en göm leğim, giymeliydim. Bu takım haricinde her şey olabdrrdı.

I *» K -e Bt" " ne kadar takdir edildi.. t,u f t e 0 ' S ö y le y i ncdcn m şatonun dibindeki But*. ^ u ya/l1t d B»? * * *... Boy1 ^ - r r S r % * * 's,ememonumuuu L Bay*0 r da ka^ t buiama/n^tj V3 hayal ediyorsun? t * ' 1' m olarak " a s J b İrg e e Peki. tatn E, nevamın^ g 0Jacak m.? ^ Boş boş baktık- bir hay^ Bu tir ç««" r beri g W *..=n öyle uzun u za * * B e n. J ^ ^ f t. K u n d u m. 'Sadece tekrar çahşmay> (Juîünntediın- Saöece. başlamak istiyorum. ^ ^ istediğini büe bilmeden sesim zayıf çıkmış* * * * * is görüşmesine gelirdi ki. Y Traynor ın yüzündeki ifade de y, feyi düfûndus'i es ' " ^ i bıraka öyleyse Bayan Clark önceki adayı değil de sizi işe alayım-,ceki adayı degıi de sızı ^, ona bak,an. Dürüs. oltnak gerekirse b ilm en,. Bayan Traynor son sözümü sessizlikle karlayınca ben de devam ettim Bu ı sizin keyfînize keyfinize kalmış. Bana sizi işe almam için tek bir sebep bile söyleyem iyor musunuz ;unuz? r Jojo Moyes pırtık ttktm" e L l e X eu! nb I T \ 8ÖZÜmÜn ^ Ym,V dönm em i kaldıramazdı Ayrıca ^ Sürüşmesinden eve fazlasın, teklif ediyorlardı ^ 9 SterUnden Bir süre öylece oturdum a,i j urdum. Aslında... çok hızlı öğrenirim, hiç hastalanmam ve şatonun c a....., ^, n S tarafında oturuyorum. Ayrıca Eşim mı? Bakacağınız kişi eşim değil, oğlum! Oğlunuz mu? Gözlerimi ktrpıştırdım. Eee... Ben ağır işten kaçmam. Herkesle kolayca anlaşabilirim ve... çay yapmak konusunda da hiç fena değilimdir: Sessizliğin ortasında abuk subuk konuşmaya başlamıştım. Bakacağı kişinin oğlu olması birden her şeyi değiştirmişti. Babam çay yapmanın dünyadaki en iyi referans olmadığını düşünse de deneyimlerime dayanarak bir fincan demli çayla düzeltilemeyecek bir şey olmadığını söyleyebilirim. Bayan Traynor bana bakarken gerçekten biraz tuhaf görünüyordu. Ne dediğimi fark edince hemen, Özür dilerim, dedim. Oğlunuzun körlüğü... kötürümlüğü... bir fincan çayla düzelir demek istemedim. Bunun daimi bir iş olmadığını söylemeliyim Bayan Clark. En uzun altı ay olabilir. Bu yüzden de maaş dolgun. Doğru insanın başvurmasını istedik. İnanın bana tavuk üretim fabrikasındaki vardiyalı işten sonra Guantânamo Kampı nda altı ay çalışmak bile çekici geliyor. Off' Kapa çeneni Louisa. Dudağımı ısırdım. Fakat Bayan Traynor ilgisiz görünüyordu. Dosyasın, kapadı Oğlum VVill yaklaşık iki yıl önce bir trafik kazasında yaralandı.4 1

43 Bütün g eğitimli çalı?'1'3* olup nj aya üz«f,flt oldug vzın t>unun büyük b ir kısntjyj fn kısa bir süre önce,akın gün boyunca bura^ iırıp suyunu iyirmeji, o n a,v, dikkat etmeli." C arnyj lemlısi Will e bakacak kişj ( t>ıri olmalı " dan bl^c (ikan kelimeleri vurgulaynş, bijç ı5l> eder gibiydi. " t o p l a t başladım. : Jojo Moyes Üzerimden kayan cekete baktım; sökük kalçama doğru büyük bir kısım meydana çıkmıştı. Ben... özür dilerim. Etek söküldü. Aslında benim değii Bayan Traynor artık beni dinliyor gibi gözükmüyordu, Neler yapmanız gerektiğini başladığınız zaman anlatacağım. Will şu sıralar anlaşması kolay bir insan değil Bayan Clark. Bu iş herhangi bir işte sahip olabileceğiniz mesleki beceriler kadar onunla kurduğunuz zihinsel iletişimle de ilgili. Öyleyse yarın başlıyor musunuz! f İŞİ İ3»V - y O kadar beklenmedik bir şey söylemişti k i önce onu ya Huyduğumu sandım. Efendim? 5 Bir an once başlamanız gerekli. Ödemeler haftalık r.1 n y ^ itie Şaşkınlıktan konuşamıyordum. Bir önceki adavı ben ım ",. Wllkca uzun. Sabah sekizden akşam beşe CT V <W» da geç olabilir. Öğle aras, diye bir * o k l a goalak l w «' ona bakmak için öğle yemeği smtlmlogeldiğinde yarım saallik boş bir zaman var. "Herhangi bir tıbbı bakma ihtiyacınız yok mu? WÜJ ona sunulabileceğimiz her türlü bakıma sahip. O nun için aradığımız kışı dinç ve... neşejı olmalı. WiU in hayat, gerçekten çok zor ve yüreklendirilmesi gerekiyor! Bayan Traynor birdenbire sustu; gözleri Fransız pencerelerin ardındaki bir şeye takılm ıştı. Sonunda bana dönüp, Kısacası bizim için onun zih in sel sağlığı da en az fiziksel sağlığı kadar önemli. Anlatabiliyor m u yu m? Sanırım. Peki, üniforma giymeli miyim? Ha yır, kesinlikle hayır Bacaklarıma bakıp, Tabii isterseniz daha az açık şeyler giyebilirsiniz. Yarın mı? Onunla tanışmamı istemiyor musunuz? W ill bugün pek iyi değil. Sanırım yarın güne başlarken tanışmak daha iyi olur Bayan Traynor ın beni çoktan göndermek istediğini fark edince kalktım. Annemin ceketini çekerek, Evet dedim. Teşekkürler, yarttı 8.00 de görüşürüz Annem babamın tabağına patates koyuyordu. Annem iki tane koyunca babam onu savuşturup servis tabağından iki patates daha aldı. Ardından annem, babamın fazladan aldığı patatesleri tekrar servis tabağına koydu ve sonunda babam aynı şeyi tekrar yapmaya kalkınca parmaklarına servis kaşığıyla hafifçe vurdu. Küçük masanın etrafında annem, babam, kardeşim, Thomas, dedem ve Çarşamba günleri akşam yemeğine gelen Patrick vardı. A nnem, dedem e, Baba, biri eti kesmene vardım etsin mı? diye sordu. Treena, dedene yardım eder misin? Treena, dedem in tabağına uzanıp becerikli hamlelerle eti kesm eye başladı. Aynı işi diğer tarafta Thomas için yapmıştı bile adım ın hasına ne gelmiş Lou;

a» M*0 1 *ol ı» * -Eter kizjrrl'z ^ patr** tu,u Ara sıra durup olan^." JeJ; ın.on a ^ Jür'.k,ennı çiğnemeyi çok da k mjajut<f!e hakıyor ' ı rdı ^ % ^ " * ^ ^ b,rınde "bir 1 * Bizim **S > mahal! bjreyln * olm <* 8 ^ u U6:5te,e ' mdirumanm; dedl Sâninnl tarak Reverans y * - *». Riitüngünu onunla gey Garip bir şey-butan*,.», durdurmak * * # * V e. diye sordu. Nasd M rif P" rick'"n f U,k M sar.» karanda oturan Patrick Bu çok zor olmayacak. (uymazlıktan gelmişti- w * -». *» «" r endişen olmayacak, değil mı. ded. Annem sertçe (daftt. Bernardr uğramak gibi ^ ^ Ben herkesin düşündüğünü söyluyo patrick? ı bulabileceğin en iyi patron böyle biri ır, egı Masan, karçtstndajd Patrick gülümsedi. Annemtn çal>a-,a rağmen patatesleri geri çevirmeye çalışmakla meşg ıy karbonhidrat rejimi yapıyor, Mart ın başındaki mar hazırlanıyordu. 3ak aklıma ne geldi, işaret dili öğrenecek misin? Eğer iletişinaj myorsa ne istediğini nasıl anlayacaksın? n Jojo Moyes Konuşamadığını söylemedi anne:1aslında BayanTraynor'ın ne dediğini hatırlamıyordum. Bir işe girebildiğim için hâlâ belirsiz bir şok halindeydim. Belki de bilim adamlarının kullandığı şu aletlerden biriyle konuşuyordur. Simpsonlar daki herif gıbc Thomas, ibne mı? uiye sordu ve Patrick, Stepben Hav; king diye cevapladı. Annem bakışlarını Thomas'tan babama doğru çevirerek, İşte bu senin işin, dedi. Bakışlarıyla önündeki bifteği bile doğrayabilirdi. Bu küfürleri sen öğretiyorsun Hiç de değil. Nereden öğreniyor bilmiyo rumr Thomas doğrudan dedesine bakarak, İbne, dedi. Treena somurttu Eğer şu ses makinelerinden biriyle konuşuyorsa ben kesin kafayı yerdim. Düşünebiliyor musun? Bana - bir - bardak - su - ver. Babamın da ara sıra mırıldandığı gibi Treena zekiydi, fakat hamile kalmamayı başarabilecek kadar akıllı değildi. Ailemizde üniversiteye giden ilk kişi olsa da Thomas ın doğumu son senesinde okulu dondurmasına sebep olmuştu. Annemle babam hâlâ Treena nın bir gün aileye bir servet kazandıracağını ya da en azından etrafında güvenlik teli olmayan bir resepsiyon masasında çalışacağını düşünüyorlardı. Aslında her ikisi de onları mutlu edebilirdi. Neden tekerlekli sandalyede oturuyor diye bir Dalek gibi konuşmak zorunda olsun ki? diye sordum. "Zamanla ona yakınlaşmak zorunda kalacaksın. En azından ağzını sileceksin ya da bir şeyler yedirip içireceksin. N e olmuş yani? Çok zor bir şey değil. Eskiden Thomas'm bezim değiştiren kadın da böyle diyordut Ingiliz bübn

hır #<y Cin altını sadece üç qv\c 171 Thof^».,, fl U* r l ^ ^ ıpo,d u ^aan aaha neşen, ler beynimin içinde iken bu d ^ unc, onuşacaktık? Bütün z nof w» wk*,. cv Oto».r» aya ba^if 2 w w * "e yapact m ı kak51 ı m(.» kaç>m i nfo*1 J2 n "» nıısundakı " * *?. becç «# >» * * K» ım efs, ızı balık yfl; Kf Z K f «elenlerdm um Bu KT,C ^ bjtkı ban ^ başına gele ; hi(hw,» 's Ba' " S... patriek " -M a,re»»e f )' jcip omu2 silkti. Dışarıda yağmur pencer yı j» duyuiabiliyordıı ^,avuk Tfjri para veriyorlar Bernard. fabrikasında çalışmaktan iyidir. «W, mmlnlar şeklinde yükse.en b f e r i n i lopla- Ben de, Ne güzel, yeni m iyi şey bu işin bir uçak hangarındaki naktan daha iyi olduğu, dedim. Babam, Burada çalışırken bir yandan da forma girip Patrick ın mında kişi sel antrenörlük işleri yapabilirsin. forma gırrııcmin: girmek mi? Teşekkürler ıvşızvnua,,.. baba. Tabağıma biraz daha ıs s almak üzereyken vazgeçtim. Jojo Moyes "Neden olmasın ki?" Annem bir an gerçekten oturacakmış gibi baktı ve herkes kısa bir an durdu. Ama hayır, yine ayaktaydı ve dedemin tabağına sos servisi yapıyordu. Berisi için akılda tutmaya değer. Sende kesinlikle bir geveze yeteneği var? Babam, Bence onda biraz tombulluk yeteneği var, diye hom urdandı. Farkında nrnsımz bilmem ama daha yeni bir iş buldum." Üstelik bir öncekinden daha yüksek maaşa! Patrick, Ama bu iş geçici, deyip araya girdi. Baban haklı. Bence bir yandan çalışırken aynı zamanda şekle girmeye haşla. Biraz çaba gösterirsen iyi bir antrenör olabilirsin! Sırıtan Patrick e doğru baktım. Ben antrenör olmak istemiyorum. Öyle hoplayıp zıplayamam." Treena, Lou ayaklarım uzatıp bir yandan pipetle Ironside ı' beslerken televizyon izleyebileceği bir iş istiyor, dedi. Evet, çünkü solmuş yıldız çiçeklerini su dolu kovalara koymak büyük bir fiziksel ve zihinsel gayret gerektiriyor, değil m i Treena? Babam çay kupasını kaldırarak, Takılıyoruz sana tatlım, dedi. Bir iş bulman harika. Seninle hep gurur duyduk. Bahse girerim, o büyük evdeki işine alışır alışmaz o ibneler senden asla vazgeçmek istemeyecekler Thomas, İbne, dedi. Daha annem tek kelime etmeden babam bir yandan yemeğin, öğretmedim:' diye kendini savunda çiğneyip bir yandan, Ben ö 1967 ve l-. takılan ve cengâver" anlamına gelen lakap