İSLAMDA EVLİLİK ve AİLE HUKUKU
و م ن اي ات ه ا ن خ ل ق ل ك م م ن ا ن ف س ك م ا ز و اج ا ل ت س ك ن وا ا ل ي ه ا و ج ع ل ب ي ن ك م م و دة و ر ح م ة ا ن فى ذل ك لاي ات ل ق و م ي ت ف كر ون İçinizden kendileri ile huzura kavuşacağınız eşler yaratıp aranızda sevgi ve rahmet var etmesi, O'nun varlığının belgelerindendir. Bunda düşünenler için dersler vardır. (Rum, 30/21)
İslamda kutsal bir bağ olan evlilik, aile kurumunu oluşturan, karı-koca arasındaki hayat müşterekliğinin adıdır. Yüce Allah, insanın soyunun korunması ve devamı için, ayrıca yeryüzünün imarı ve gelişimi açısından evliliği yasalaştırmıştır.
Aile Toplumun Çekirdeğidir Âile, kişinin kendilerinden sorumlu olduğu eşi, varsa çocukları, ev halkı, yani yakın akrabalardan oluşan insan toplumudur. Müslüman için âile, bir sosyal müessese olduğu gibi, aynı zamanda İslâmî bir kurumdur.
Çocuk, yaratılışla ilgili gelişmesini ahlâk ve terbiyesini önce aileden alır. İnsan sevgisinin kaynağı da ailedir. Birmilletin sahip olduğu bütün özellikleri bir ailede görmek mümkündür. Bir toplulukta aile ne kadar sağlam temellere oturur ise o aileden meydana gelen toplum da, o nisbetle sağlam bir yapıya sahip olur. Bunun içindir ki dinimiz aileye büyük önem vermiştir.
İlk aileyi ilk insan Hz. Âdem (a.s.) ile Hz. Havva kurmuştur. O zamandan beri aile müessesesi olgunlaşmış ve gelişmiştir. Âile, kişiyi toplum hayatına hazırlayarak toplumsal eğitime en temel desteği sağlayan sevgi, saygı, şefkat, fedakârlık ve birlik ocağıdır. Âile yuvası okuldur, mesciddir; huzur evi ve çocuk yuvasıdır.
Âile: Bireyden Cemaate, Düzensizlikten Nizâma, Günahlardan Sevaplara Geçiştir
Kadınıyla erkeğiyle fedâkârlığın, karşılık beklemeden vermenin, merhametin, sabrın, ahlâk güzelliğinin öğrenildiği bir okuldur âile
İnsan neslinin devamı, nesebin muhafazası, toplumu meydana getiren ve toplumun temel taşı olan aile müessesesinin kurulması meşru bir evlilikle mümkün olur.
Gayr-imeşru yola bir araya gelen insanların oluşturduğu topluluklar bütünüyle ailenin zıddıdır.!
و لا ت ق ر ب وا ال زن ى ا نه ك ان ف اح ش ة و س اء س ب يلا Zina ya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur. (İsra, 17/32)
Aile Nikahla Kurulur Evlilik olmadan, evlilik sözleşmesi yapılmadan aile kurulmaz. Bunun için dinimiz evlenmeyi teşvik etmiştir.
Yüce Rabbimiz buyuruyor ki; و ا نك ح وا الا ي ام ى م نك م و ال صال ح ين م ن ع ب اد ك م و ا م اي ك م ا ن ي ك ون وا ف ق ر اء ي غ ن ه م الله م ن ف ض ل ه و الله و اس ع ع ل يم Aranızdaki bekârları, kölelerinizden ve cariyelerinizden elverişli olanları evlendirin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lütfu ile onları zenginleştirir. Allah, (lütfu) geniş olan ve (her şeyi) bilendir. (Nur,24/32)
Peygamberler Evlenerek Topluma Örnek Olmuşlardır: و ل ق د ا ر س ا ل ن ر س لا م ن ق ب ل ك و ج ع ل ن ا ل ه م ا ز و اج ا و ذ ر ية Andolsun senden önce de peygamberler gönderdik ve onlara da eşler ve çocuklar verdik. (Rad, 13/38)
Rasulullah (s.a.v) bu konuda bir hadisi şeriflerinde buyurdular ki: Dört şey vardır,bunlar geçmiş peygamberlerin sünnetlerindendir: Haya, koku sürünme,evlenme, misvak kullanma. (Tirmizî,Nikah 1)
Hz. Aişe (r.a) ın naklettiği bir hadiste şöyle buyurulmuştur: Nikah benim sünnetimdir. Kim benim sünnetimden yüz çevirirse, benden değildir. Evleniniz. Çünkü ben kıyamet gününde diğer ümmetlere karşı sizin çoğunluğunuzla övüneceğim. Kimin evlenmeye gücü yeterse evlensin evlenme gücü bulunmayan da oruca devam etsin. Çünkü oruç onun için (harama karşı) bir kalkandır. (İbn Mace, Nikah, 1/1919)
Kul evlendiği vakit dininin yarısını tamamlamış olur. Artık geri kalan yarısında da Allah'a karşı gelmekten kaçınsın." (el-münzirî,et-tergib ve't-terhib, c. III, s. 42)
Evliliğin önüne koyduğumuz suni engeller Mutlu bir evliliğin ve huzurla geçecek bir aile yuvasının kurulmasının önemli şartlarından birisi evliliğin kurulmasının zorlaştırılmaması, bilakis kolaylaştırılmasıdır. Genç yaşta bekâr insanların çokluğu, düzen ve çevrenin haramlarla süslenmesi ve haramların kolaylaştırılması çeşitli ahlâksızlıkların yayılmasına, maddî ve mânevî nice hastalıkların artmasına sebep olmaktadır.
Bu konuda başlık parası, bir ev dolusu gerekli gereksiz eşya veya çeyiz isteme, milyarlarla ifade edilen düğün ve eğlence masrafları gibi İslâm'ın reddettiği israf ve lüzumsuz harcamalar evliliğe ve gençlerin yuva kurmasına engel oluyor. Dinimiz, bu türlü davranışları kınamaktadır
Lükse kaçan, israf boyutlarını aşan ve sadece insanların beğenisini kazanmak için gerçekleştirilmek istenen düğünler kişilere ağır külfetler getirmektedir.
Günümüzde özellikle erkek ve kız tarafının evlendirmek istedikleri çocuklarının hep mutluluğunu istediklerini ileri sürerek ön plana çıkarmış oldukları isteklerin, aile yuvası kurulduktan sonra eşler arasında problemlere yol açtığını üzülerek görmekteyiz
Hayatımızın her safhasında örnek aldığımız Sevgili Peygamberimizin hem kendisinin hem de kızlarının düğünleri hep mütevazi olmuştur. Hz.Ali Efendimiz sevgili Peygamberimizden kızı Fatıma yı eş olarak istemiş o da Mehir ne vereceksin? diye sormuş hiçbir şeyinin olmadığını öğrenince de zırhı mukabilinde onları evlendirmişti.( Nesa-i, Nikah, 76)
İslâm, şer'î bir mâzeret olmaksızın evlenmekten kaçınmayı ve yuva kurma işini zorlaştırmayı yasaklamistir. İslâm, evliliği övmekte, bekârlıkta ısrarı yermektedir.
Evlilik Kişiyi Haramlardan Korur
Pek çok kötülüklere karşı en önleyici vasıta ailedir. Peygamberimiz bu hususta buyuruyor ki: Gençler, içinizden evlenmeye gücü yeten evlensin. Zira evlenmek gözü (harama karşı) daha çok yumdurucu, iffeti daha çok koruyucudur. Gücü yetmeyen ise oruç tutsun, çünkü orucun şehveti kıran bir özelliği vardır. (Buhârî, Nikah, 3/4678)
Rasulullah bir başka hadisin de buyurmaktadir ki; Kul evlendiği vakit dininin yarısını tamamlamış olur. Artık geri kalan yarısında da Allah'a karşı gelmekten kaçınsın. (Tergib,Beyrut, 1968,3/42 (Beyhâkî'den)
Aile Kurulurken Eşlerin Birbirlerini Seçmesi Önemlidir.
Evlilik süreci, geçici bir süre için bir araya gelme değil, bilakis ölüme kadar devam edecek bir sözleşmedir. Eşler birbirlerinde bu kurumun devamını sağlayacak özellikleri aramalıdırlar.
Peygamberimiz evlilikte eş seçimi konusunda uyarıyor ve eşlerde tercih edilmesinde yarar olan özelliklere dikkatimizi çekerek şöyle buyuruyor: "Kadın dört hasleti için nikahlanır: Malı için, nesebi (asaleti) için, güzelliği için, dini için. Sen dindar olanı seç de huzur bul. " (Buharî,Nikah 15)
Evlenecek gençler dünyasını ve ahiretini imar etmek istiyorlarsa, hayatlarını birleştireceği kişinin ailesine ve çevresine iyi bakmalıdırlar. Yalnız malına ve güzelliğine bakarak eşini seçmemeli, bu konuda da Hz. Peygamber'in tavsiyesine uyarak evliliklerini ibadet hükmüne geçirmelidirler.
Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadir: Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki, Allah katında en değerli olanınız O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir ve her şeyden haberdardır. (Hucurat, 49/13)
Eş seçiminde Allah katında üstün bir değeri olan kimse, tercih edilir ve edilmelidir. Böyle davranan kimse pişman olmaz. Dindar olan kadın, kocasının malını korur, israftan sakınır. Dindar olan erkek eşinin hakkını korur hanımının Allah ın bir emaneti oldugunu bilerek çocuklarının terbiyeleri ile ilgilenir, Bu ise aileye huzur getirir.
Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: "Tertemiz hanımlar, tertemiz erkeklere lâyıktır. Tertemiz erkekler, tertemiz hanımlara lâyıktır." (24/Nûr, 26).
Yüce Rabbimiz iffeti muhafaza etmenin önemi şöyle bildiriyor: "Zinâ eden erkek, zinâ eden veya müşrik olan bir kadından başkası ile evlenmez. Zina eden kadınla da ancak zina eden veya müşrik olan erkek evlenir." (24/Nûr, 3)
Âile yuvasının âhirette de devam edecek bir huzur ve mutluluk ortamı oluşturması, nikâhın ve karı-koca sevgisinin bir ibâdet/sevap olması için Kur'an'ın istediği tevhidî iman ilk esastır.
Bununla birlikte evlenecek kişilerin nikâhla, talâkla, âile ve evlilik konularıyla ilgili dinî hükümleri; karı-koca ve çocukla ilgili görevleri ve hakları bilmeleri evlilik birliginin devamı açısından şarttır.
TEŞEKKÜRLER