MÜMTAZ KORU KİMDİR? I.HAYATI: 2 Ekim 304/1888 tarihinde Konya'da Meram Bağlarındaki evlerinde dünyaya geldi. Köklü bir aileye mensuptur. Babası Nakiboğlu sülalesinden Hacı Nazif oğlu Hacı Bahri Efendi; annesi 1876 ilk Osmanlı Meclisi'nde Konya Mebusluğu ve Konya Belediye başkanlığı yapan Hacı Fasih Efendinin kızı Hatice Hanımdır.(1) Her iki aile de Mevlana soyundandır. Çocuk denecek yaşta, Mevlevi Dergahının kuzeyindeki sıbyan mektebinde okumaya başlayan Mümtaz Bahri, ilkokuldan sonra, bünyesinde rüştiye mektebi de bulunan Konya İdadisin'e kayıt olarak oradan, 9 Temmuz 1905 yılında Vilayet İdadisi şehadetnamesi alarak mezun oldu. Ayrıca döneminin seçkin hocalarından Ali Kemali ve Ayaşlı Şakir gibi değerli eğitimcilerinden de özel dersler aldı.(2) Yüksek tahsil için yurt dışına gönderildi. Marsilya İktisat Fakültesi'nde okurken I. Cihan Savaşı'nın başlaması üzerine, tahsilini yarım bırakarak yurda dönmek mecburiyetinde kaldı. M. Bahri, ilk memuriyetine 1906'da henüz on sekiz yaşlarında iken, Konya Maarif İdaresi Mekatib-i İptidaiye Katibi olarak başladı. Bu arada Konya Hukuk Mektebi'ni bitirdi. 19 Ekim 1914 yılında ilk olarak açılan Numune Mektebi'ne müdür olarak tayin edildi. Bu okulla, daha sonra İttihat Terakki Mektebinin kapatılmasını müteakip açılan Anadolu İntibah Okulu Müdürlüğü'ne getirilen M. Bahri Bey, bu okulda hem müdürlük hem de öğretmenlik yaptı. Daha sonraki yıllarda Konya Darü'l-Muallimat'a hesap, cebir, Konya Sultanisinde Türkçe, hukuk ve iktisat dersleri, Darü'l-Hilafe Medresesi'nde de Türkçe grubu dersleri okuttu. Geniş kültürü dolayısıyla da fırsat buldukça gece konferansları verdi. Milli Mücadele yıllarında da hep Kuva-yı Milliye safında yer aldı. İkna gücü dolayısıyla, Nasihat Heyetleri'nde görev üstlendi. Kurulan Cemiyetlere destek verdi. Türkleri Yükseltme Cemiyeti gibi pek çok cemiyetin kurucu azası oldu. Cumhuriyet döneminde ilk açılan Vilayet Meclis-i Umumisi'ne Konya Azası olarak seçildi ve Maarif Encümeni Reisi oldu.o, bir taraftan öğrenci yetiştirip milli irfana hizmet ederken, bir taraftan da Türk Sözü ve Türk Ocağı'nın yayın organı olan Ocak Mecmualarında milli hislerle dolu makaleler neşretti. Daha sonraları, ellili yıllarda da birtakım yazılarla, yayın yoluyla hizmetini devam ettirdi.(4) Koru, Babalık Gazetesi'nin ilk dönem yazı kadrosu içerisinde de yer aldı. 25 Eylül 1924 tarihinden itibaren onun için yeni bir dönem başlar. Öğretmenliği bırakarak, önce Konya İktisad-ı Milli Bankası, sonra da Ziraat Bankası Konya Şubesi Müdürlüğü'ne geçti. Emekli olduğu 1948 yılına kadar, Ziraat Bankası'nın çeşitli kademelerinde görev yaptı. Böylece o, 18 yıl öğretmenlik, 24 yıl da bankacı olarak memlekete hizmet etti. Emekli olduktan sonra, bir sürede avukatlık mesleğini sürdürdü. Onu esas meşhur eden hizmet yılları bundan sonra başladı.
Emekli olduğu yıllarda Verem hastalığı Türkiye'de korkunç boyutlardadır. O emekli olduktan sonra, Konya'ya yerleşerek, Türkiye'de başlatılan verem mücadelesine katıldı. 1948 yılında "Konya Veremle Savaş Derneği"ni kurdu. Mümtaz Koru, kendi ismini taşıyan Mümtaz Koru İlkokulu'nu, Mümtaz Koru ve Güzide Koru Verem Savaş Dispanserlerini yaptırarak milletin hizmetine sundu. Bugün, Alaaddin Caddesi üzerinde bir pasaj ve işhanı, iki verem dispanseri, 150 dönüm tarla ve çarşı içerisinde muhtelif dükkanların sahibi olan dernek, ilaç fabrikalarından verem ilaçlarını satın almakta ve bu ilaçları fakir verem hastalarına, iki dispanser ve S.Ü. Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastaneleri vasıtasıyla parasız olarak dağıtmaktadır. Bugün bu hizmeti aynı aileden Av. Erbil Koru sürdürmektedir. 1963 tarihinde vefat eden Koru, Üçler Kabristanında meftundur. II. KİTAPLARI İktisad-ı Milli Bankası Müdürü iken neşredilen "Konya ve Rehberi" isimli kitabın yazarları arasında yer aldı. III. BAZI MAKALELER 1. "Belediye", (Konya Belediyesine Dair) Yeni Konya, 4-6 Eylül 1950 (Üç Makale) 2. "Yeni Yol" (Mevlana Caddesine Dair), Yeni Konya, 29 Kasım 1951. 3. "Ölümü Dolayısıyla Namdar Rahmi Karatay. Hayatı. Eserleri ve Düşünceleri", Yeni Konya, 14 Eylül 1953, 4. "Mevlana Alanı", Yeni Konya, 6 Eylül 1958. Dipnotlar: 1. 1884-1888 yılları arasında Konya Belediye Başkanlığı yapan Hacı Fasih Efendi, Konya'da ilk kanalizasyon şebekesini ele alan belediye başkanıdır. Kanalizasyon Celal Sokağına kadar üstü kapalı, ondan ötesi üzeri açık olarak şehir dışına çıkarılmıştır. Meşhur Konya çarşı yangını da onun döneminde çıkmış, Konya çarşısı tamamen ve yeniden inşa edilmiştir. 1330/1914 yılında vefat eden Hacı Fasih Efendi, Üçler Kabristanında meftundur. 2. "Caner Arabacı", Milli Mücadele Dönemi Konya Öğretmenleri, s.171-172. 3. "Arabacı", a.g.e. s.177-184
HİZMETLERİ UNUTULMADI / Yrd. Doç. Dr. Hasan ÖZÖNDER Millet ve memleketlerin, doğru, dürüst, çalışkan ve fedakar insanların omuzları üzerinde yükseldiği, bir gerçek. Nerede iyilik, güzellik, terakki, teali, ilerleme varsa, orada millet ve memlekete hizmeti amaç edinmiş insanlar var demektir. Konya'mızın elli yıl önceki dinamiklerinden birisi de Mümtaz Bahri Koru idi. Çok çalışkan, çok yönlü, millet ve memlekete hizmet veren her alanda seve seve görev almış ve aldığı görevi ne pahasına olursa olsun başarmış bir insandır. Kendisini tanıma imkanını bulamamış olanlara onu tarif etmek için en özlü ifade: Soyadı olan "Koru", sanki Allah'ın ona bir emri idi ve o da bu ilahi buyruğu yerine getirerek, muhtaç olanları ömrü boyunca korumuştur. Yaptığı hizmetler, görev aldığı faaliyetler, koruduğu şahıs, kurum ve kuruluşlar o kadar çok ve çeşitli ki insan, bir koltuğun altına bütün bunları nasıl sığdırdığına ve düşürmeden, kırmadan nasıl taşıdığına akıl erdiremiyor. Bilmiyorum, eskilerin bu gayreti, himmeti ve hizmeti üzerinde düşünmeye vakti olanımız var mı? Mümtaz Bey, çocukluğumda Türbe önünde bizim bir mahalle ötemizde komşumuzdu. Rahmetli babaannem semtimizin tanınan, sevilen, takdir edilen bir Osmanlı kadını idi: "Helvacıların Emine Hanım". Olgun, mert, doğru, dürüst, gayretli, hizmeti seven bir mahalle koruyucusu idi, hatırlarım. Sözü, sohbeti dinlenir; komşuların başı daralan hanımları fikir danışmak, derdini halletmek için çoğu zaman babaanneme gelirdi, iyi bilirim. O da, aklının erdiği, zihninin yattığı ölçüde onlara yardımcı olur, yol gösterirdi. Allah rahmet eylesin. İşte bu özelliğinden dolayı komşumuz Mümtaz Bey, bayram günleri evimize iade-i ziyarette bulunurdu. Babamla, babaannemle uzun uzadıya sohbet yapardı. Ben o zamanlar sekiz-on yaşındayım. Bu müheykel mücessem yapılı yaşlı amcaya ayrı bir sevgimiz ve saygımız vardı. Anlattıklarını can kulağı ile dinlerdik. Bize daha çok, yurtdışında gezip-gördüğü yerlerin güzelliklerinden bahsederdi. Bizlerin de onlar gibi temiz, çalışkan olmamızı; millet ve memleketimizi yüceltmek için tüm gayretimizle çalışmamıza dair öğütler verirdi. Rahmetli babam, üç nesil öncesinden gelen helvacı. Helvacı Hacı Yusuf. Konya'nın tanınmış helvacılarından. Yaptığı birbirinden nefis, çeşitli helvaları tatma ve tanıma zevkine eren yaşlılar, bu gün bile onu takdirle anarlar. Babamın yaptığı helvalar arasında "Susamlı Helva"nın ayrı bir yeri var. Bol susama yatırılmış, yarım santimi bulmayacak derecede ince açılmış helva bu. İşte Mümtaz Bahri Amca, bu helvayı çok severdi. Onun bu ağız tadını, zevkini bildiği için geldiğinde ona muhakkak "Susamlı Helva" ikram ederdik. Amcamız da bir taraftan büyük bir zevkle, yavaş yavaş, kıtır kıtır, afiyetle yerken, diğer
taraftan helva kadar tatlı olan sohbetine devam ederdi. Biz de can kulağı ile dinler, büyük zevk, bilgi, ibret ve ders alırdık. Hepsi ebediyete göçtüler. Ne o lezzette "Susamlı Helva", ne de Mümtaz Bey, ne babaanne, baba, anne kaldı. O güzel insanlar, güzel atlara binip, o güzellikleri de yanlarına alarak, güzel diyarlara gittiler. Ruhları Şad, makamları Cennet olsun. İşte o Mümtaz Beyamcamız'ı biz yaşımız ilerleyince çok daha iyi tanıdık. Görgümüz, bilgimiz, çevre ile hizmet alakamız genişleyince daha iyi fark ettik ki O, Konya'mızın, hatta yurdumuzun abide şahsiyetlerinden biridir. Ömrünü ve imkanlarını, millet ve memleketine vakfetmiş fazilet ve meziyet numunesi bir büyük insanımızdır. Onu iyi tanımamız gerektiğini farkederiz. Mümtaz Bey, 2 Ekim 1888 tarihinde, Meram'daki baba evinde doğar. Babası, Nakipoğulları'ndan H. Ahmet Bahri Efendi; annesi ise, Konya mebusu, belediye reisi olan Mesnevihanzade Hacı Fasih Efendi'nin kızı Hacı Hatice Hanım. Her ikisi de Mevlana soyuna mensuplar. Mümtaz Bey, iyi bir öğrenim hayatı yaşar. Liseyi bitirir. Maarif Katibi olur. Öğretmenlik yapar. Konya Hukuk Mektebi'nden mezun olarak avukatlık mesleğine başlar. Fransa'ya giderek öğrenimini orada da sürdürmek isterse de Birinci Dünya Savaşı çıktığı için, altı ay sonra dönmek zorunda kalır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde başlayan Kurtuluş Savaşımızda çeşitli görevlerde bulunur. İç isyanların bastırılmasında son derece etkili olur. Konyalı münevverlerle Kuva-yı Milliyye saflarında yer alarak, halkımıza rehber olur. O bu safhada, Müdafa-i Hukuk Cemiyeti Konya Merkez Heyeti'nin kurucularındandır. Cumhuriyetin ilanından sonra ilk açılan Vilayet Genel Meclisi üyeliğine seçilerek, Maarif Encümeni reisliğine getirilmiştir. Mümtaz Bey, Konya'mızın tarım ve ekonomi hayatında da büyük işler başarmıştır. Konya İktisad-ı Milli Bankası müdürü olarak, tarım ve ekonomik hayatın gelişmesi için büyük çabalar göstermiştir. Gazete ve dergilerde makaleler yayınlayarak halkın bilgilenmesini temin etmiştir. Ankara'da bulunduğu yıllarda Konya ile bağlantısını kesmemiş ve katkılarını büyüterek devam ettirmiştir. 42 yıllık devlet hizmetinin ardından, emeklilik yaşı olan altmışına girdiği için, emekliye ayrılarak, Konya'ya dönmüştür. (1948) Hayatını hemşerilerine hizmete adayan Mümtaz Bey, avukatlıkla meşgul olmaya başlamıştır. Öte yandan şehrimizin ve halkımızın sosyal, kültürel ve ekonomik işleriyle yakından ilgilenmeye ağırlık vermiştir. Verem Savaş Derneği, Mümtaz Koru Dispanserleri, onun yılmak, yorulmak bilmeyen çabalarıyla gelişmiş, kurulmuş ve halkın istifadesine sunulmuş hayır işlerinden bazılarıdır. Evinin karşısındaki Asmalı Camii de yeni baştan tamir edilmesinde önderlik yaptığı gibi bu güzel mabede bir de minber ve minare yaptırmıştır.
Mümtaz Bey'in adı gibi Mümtaz özelliklerinden birisi de basın hayatıdır. Kalemiyle de halkın yanında yer almış ve ona tercüman olmuştur. O dönem Konya'sının en etkili gazetesi olan Babalık'da (Türk Sözü'nde) çeşitli konularda yazdığı yazılarla, halkın bilgi ve görgüsünü artırma mücadeleleri vermiştir. 1918 yılında, bazı idealist arkadaşları ile "Konya Türk Ocağı"nı kurmuştur. Derneğin yayın organı "Ocak" Dergisinde milli kültüre dair makaleler yayınlamıştır. Yurt dışında bulunduğu yıllarda, Konya'ya dönüşünde de görüş ve düşüncelerini Yeni Konya Gazetesi'nde okurlarına sunmuştur. Arkadaşları M. Ferid (Uğur), M. Muhlis (Koner) ve M. Faik (Sayman) ile birleşerek, 1923 yılında "Konya ve Rehberi" adında güzel bir eser yayınlamışlardır. Değerli dostum Av. M. Ali Uz tarafından 1997 yılında Türkçe'ye çevrilerek de yayınlanan bu kıymetli eser, Konya'nın çok yönlü ihtiyaçlarını karşılamıştır. Onun, "Dini Bilgiler" adında bir eseri daha varsa da yayınlanmamıştır. Fransızca olarak hazırladığı "Les Proverbes" (Atalarsözü) isimli eseri de basılamamıştır. Konya basınında yayınladığı "İsviçre Mektupları" dizisi de bir kitap olacak durumda ise de, imkan bulamamıştır. Mümtaz Bahri Bey, eğitim hayatımıza da yaptırıp, çocuklara armağan ettiği bir ilkokulla katkıda bulunmuştur. Değerli hocam Sayın Mehmet Önder, Mümtaz Beyi tanıtan çok güzel bir eser yayınlamıştı. "Mümtaz Koru (Hayatı Şahsiyeti-Eserleri)" adını taşıyan bu kıymetli eser, 1954 yılında Ülkü Basımevi'nde neşredilmiştir. Geliri Konya Veremle Savaş Derneği'ne bağışlanılan bu eser Mümtaz Bey'in "defter-i A'mali" gibidir. Bütün hayatı, hizmetleri anlatılmıştır. Mümtaz insan Mümtaz Bahri Bey; eşi, güzide insan Güzide Hanımefendi, ismiyle müsemma örnek insanlar olarak şu fani dünya köprüsünü Yunusumuz'un dediği gibi hoşça geçme sırrına ermiş muhterem büyüklerimizdendirler. Mümtaz Bey (6 Ocak 1963), eşi Güzide Hanım 30 Ekim 1971 tarihinde Hakk'a yürümüşlerdi. Değerli kalem erbabımız Av. M. Ali Uz'un "Konya Kültürüne Hizmet Edenler" isimli nefis eserinde de yer alan Mümtaz Bahri Bey ve emsali büyüklerimiz, her yıldönümünde minnetle anılarak yeni nesillere tanıtılması gereken değerlerimizdendir. Büyüklerine hürmet etmeyen toplumların, büyük insan yetiştiremeyeceklerini ünlü sosyolog İbn-i Haldun yüzyıllar önce dile getirmiş. Kaynak: Uz M. Ali, "Konya Kültürüne Hizmet Edenler", Büyükşehir Belediyesi Yayınları, Konya 2003