TASAVVUF YAZILARI. Vahit GÖKTAŞ



Benzer belgeler
Anlamı. Temel Bilgiler 1

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

SORU : CEVAP: SORU: CEVAP:

Hac ve Umre İle İlgili Mekânlar

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;

İÇİNDEKİLER. Takdim... 9 İTİKAD ÜNİTESİ. I. BÖLÜM Din Din Ne Demektir? Dinin Çeşitleri İslâm Dini nin Bazı Özellikleri...

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

Resulullah ın Hz. Ali ye Vasiyyeti

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli?

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Risale-i Nuru Samsat-ta Lise öğrencisi iken Teyzem oğlu vasıtasıyla tanıdım.

Rahmet Ayı RAMAZAN Pazar, 07 Haziran :17

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül :55

MERSİN İL MÜFTÜLÜĞÜ 2015 YILI RAMAZAN AYI VAAZ VE İRŞAT PROGRAMI VAİZİN

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

Adamın biri bir yolun kenarına dikenler ekmiş. Dikenler büyüyüp gelişince yoldan geçenleri rahatsız etmeye başlamış. Gelip geçenler, adama:


ÖZEL BİLFEN İLKÖĞRETİM OKULU ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

Mehmet Ali Aktar. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Siirt'te Örf ve Adetler

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

2016 YILI 1. DÖNEM ÜÇ AYLIK VAAZ- IRŞAT PROGRAMI VAAZIN

İLİ : GENEL TARİH : Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

BEP Plan Hazırla T.C Osmangazi Kaymakamlığı HAMİTLER TOKİ MTAL Müdürlüğü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

AİLE & YETİŞTİRME KONULU SORU LİSTELERİ


Kurban Nedir Ve Niçin Kesilir?

İsimleri ilk önce Berre idi, Zatı saadetleri ile evlendikten sonra ismini değiştirip Meymune koydular.

GEREDE MÜFTÜLÜĞÜ 2014 YILI IV. ÜNCÜ DÖNEM (EKİM-KASIM-ARALIK AYLARI) VAAZ PROGRAMI

TEPEBAŞI İLÇESİ 2016 YILI RAZAMAN AYI VAAZ VE İRŞAT PROGRAMI

ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ

Hac & Umre Kültür Turları Uçak Bileti

Ramazan: Hicri takvimin dokuzuncu ayıdır. Ramazan-ı Şerif veya Oruç Ayı da denilir.

KLÜ DEN SAGLIK OKURYAZARLIGI EGITIM SEMINERI

KIRŞEHİR MÜFTÜLÜĞÜ 2018 YILI RAMAZAN AYI ÖZEL VAAZ VE İRŞAT PROGRAMI

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir.

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

ÖĞRETİM YILI. MÜFTÜLÜĞÜ KUR AN KURSLARI İBADET DERSİ DÖNEM DÜZEYE GÖRE DERS PLÂNI

Emine Aydın. Resimleyen: Sevgi İçigen. yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi

Risale-i Nur Kur anın ruhunu, gayesini, hedefini izah eden çok mükemmel bir tefsirdir.

Gıybet (Hadis, Tirmizi, Birr 23)

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

CİHADA DENKTİR Evet, içinde savaş olmayan bir cihad var ki hac ve umredir Küçüğün, büyüğün, zayıfın, kadının cihadı hac ve umredir.

Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS

Herkes bir arayış içinde

Ck MTP61 AYRINTILAR. 5. Sınıf Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi. Konu Tarama No. 01 Allah İnancı - I. Allah inancı. 03 Allah İnancı - III

HAC YÜCE ALLAH IN (c.c) EMRİDİR.

UMRE YAPMANIN FAZİLETİ

ŞUHUT MÜFTÜLÜĞÜ 2014 YILI II. DÖNEM (NİSAN-MAYIS-HAZİRAN) VA'Z VE İRŞAD PROGRAMI

Okul Başarısı Anne Babalardan Dualar İster (2) Perşembe, 06 Aralık :11. Dualar Beddualar

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

1. SINIF TÜRKÇE. Copyright YAZAR Ahmet KÜÇÜKAYDIN Hacer KÜÇÜKAYDIN. KAPAK TASARIMI Resul KÖSE. DİZGİ - SAYFA TASARIMI Resul KÖSE

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler.

TEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA

Başbakan Yıldırım, Seyranbağları Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezini ziyaret etti

ERZİNCAN İL MÜFTÜLÜĞÜ 2017 YILI RAMAZAN AYI ÖZEL VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI (26/05/ /06/2017)

GÜNAH ve İSTİĞFAR. Israr etmek kişiyi nasıl etkiler

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm:

Gençliğin Gelişimi ve Problemleri Karşısında Din Görevlileri

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi.

KİTABIN TANITIM YAZISI Cuma, 12 Ekim :57

ÇANAKKALE İLİ GELİBOLU İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2016 YILI 1. DÖNEM (OCAK-ŞUBAT-MART) VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI

2017 YILI ERZİNCAN İL MÜFTÜLÜĞÜ 1. DÖNEM OCAK-ŞUBAT-MART AYLARINA AİT VA'Z İRŞAD PROGRAMI

Kur an ın Bazı Hikmetleri

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

Gerçek şudur ki bu konu doğru dürüst anlaşılmamıştır; hakkında hiç derin derin düşünülmemiştir. Ali-İmran suresinde Allah (c.c.) şöyle buyurur; [3]

ŞEYH SAFVET İN TASAVVUF DERGİSİ NDEKİ YAZILARINDA TASAVVUFÎ KAVRAMLARA BAKIŞI

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar nerelerde görev aldınız?

Bilmeceli-Bulmacalı-Oyunlu. Namaz Kitabım. Bilal Yorulmaz

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

TÜM SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARI VE MAKALELER

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

1.GÜN 2.GÜN 3.GÜN 3.GÜN. Mehmet AVCI İmam Hatip Müftülük Sitesi Camii Seyit BADIR Eğitim Görevlisi Taşçıoğlu Camii

Akhisarlı Hakkı Baba, 1934 yılında Akhisar da doğdu. Ailesi Aslen Makedonya nın PİRLEPE şehrinden gelmiş Arnavut kökenli bir ailedir.

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ

EDİRNE İL MÜFTÜLÜĞÜ 2015 MERKEZ 4. DÖNEM VAAZ (EKİM, KASIM, ARALIK) VE İRŞAT PROGRAMI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

KİŞİSEL GELİŞİM NASIL BAŞLAR?

BEP Plan Hazırla T.C Ağrı Valiliği ALPASLAN ORTAOKULU Müdürlüğü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

Şehit yakınları ve gaziler için iş kurası

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır.

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

ZEKAT FITIR SADAKASI SADAKA FARZ VACİP SÜNNET HÜKMÜ ŞARTI NİSAP MİKTARI MALA SAHİP OLMAK VE ÜZERİNDEN BİR YIL GEÇMİŞ OLMASILAZIM HERKEZ

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Soyut Zekâsı Gelişmemiş Çocuklarda Allah Korkusu Perşembe, 13 Ocak :55

Transkript:

TASAVVUF YAZILARI Vahit GÖKTAŞ

Tasavvuf Yazıları Vahit GÖKTAŞ ISBN 978-605-5932-75-6 1. Baskı: Ocak 2014 Sertifika No: 13858 Mizanpaj: Tavoos Sayfa Düzeni: Tavoos Kapak: TN İletişim Baskı: Ankamat Mat. ilâhiyât Cinnah Cd. Kırkpınar Sk. 5/4 Çankaya / Ankara Tel: (0312) 439 01 69 Faks: (0312) 439 01 68 ilâhiyâtyayin@gmail.com

İHSAN TAMGÜNEY İN HAYATI VE TASAVVUFİ KİŞİLİĞİ 1 Vahit GÖKTAŞ Özet Allah dostları dengenin mimarlarıdır. Kainattaki her olgunun, her mefhumun, her zerrenin hakkını vererek yaşayan hayat dolu insanlardır. Bu makalede, bu dengenin mimarlarından biri olan İhsan Tamgüney in hayatı ve tasavvufi görüşleri ele alınmıştır. İhsan Tamgüney 1904-1991 yılları arasında yaşamış ve Şeyh Şerafettin Dağıstani den manen beslenmiş önemli bir mutasavvıftır. O, Türkiye de ve dünyada yüz binlerce insana etki etmiş bir şahsiyettir. Onun hayatıyla ilgili bilgiler, hakkında yazılan yazılardan ve birinci elden yapılan mülakatlardan derlenerek ortaya konulmuştur. İhsan Tamgüney in hayatı yakın tarihe ışık tutması açısından önemlidir. O nun örnek şahsiyeti, sade, mütevazı ve her anı dolu olan yaşamı günümüz insanının pek çok problemine çözüm olabilecek mahiyettedir. Anahtar Kelimeler: İhsan Tamgüney, Sultan Baba, Tasavvuf, Şeyh Şerafettin Dağıstanı LIFE AND SUFI PERSONALITY OF IHSAN TAMGUNEY Abstract Friends of Allah are the architects of balance. They are the people, full of life, living by doing justice to every case, every concept and every atom in the universe. This paper studies the life and mystical teachings of Ihsan Tamguney, one of the architects of such balance. Ihsan Tamguney is a significant Sufi who lived between 1904 1991 and who spiritually benefited from Sheikh Sharafaddin Daghestani. He is a person who had an impact on hundreds of thousands of people in Turkey and in the world. Informa- 1 Araşan Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Bişkek, 2013, sayı: 15-16, ss. 51-56

274 TASAVVUF YAZILARI tion about his life has been demonstrated by quoting from what is written about him and the first-hand interviews. Ihsan Tamguney is an important figure in the sense that his life puts a light on history. His example personality, his simple, humble life every moment of which is full of memory is characterized to state for a solution for many problems of today s man. Keywords: Ihsan Tamguney, Sultan Baba, Sufism, Sheikjh Sharafaddin, Daghestani Giriş Allah dostları yüzlerine bakıldığında Allah ı hatırlatan, gönüllerde huzur ve neşe uyandıran Allah ın dinin yardımcılarıdır. Onlar, irfan okulunun müderrisleridir. Onlar, ruhu perişan eden sosyal atmosferlerde ortaya çıkan peygamber varisleridir. Biz de bu çalışmamızda sosyal dokunun mimarlarından olarak adlandırılan İhsan Tamgüney nin hayatı, kişiliği ve tasavvuf anlayışını ele alacağız. Makalede, İhsan Efendi nin vefatından sonra bazı gazete ve dergilerin yakın çevresiyle yapmış olduğu mülakatlar kullanılmakla birlikte tarafımızdan yapılan mülakatlar malzeme olarak kullanılmıştır. Hayatı İhsan Efendi daha çok Sultan Baba lakabıyla tanınmaktadır. Sultan Baba dan önce Hoca Baba hitabı daha çok kullanılmaktaydı. Vefatından yirmi yıl kadar önce müridanından biri İhsan Efendi ye rüyasında Hoca Baba değil de Sultan Baba şeklinde hitab edildiğini görür. Bunu İhsan Efendi ye bildirir. İhsan Efendi sükût eder. O günden sonra Sultan Baba lakabı yaygınlaşır. (25 Kasım 93, Milli Gazete) İhsan Tamgüney, 1904 yılında Artvin in Arhavi kazasında Lome köyünde üç kardeşten ikinci çocuk olarak dünyaya gelir. Üç yaşında annesini, yedi yaşında da babasını kaybeder. Hem yetim hem de öksüz olarak büyür. İhsan Tamgüney Efendi nin dedesi Maliye müfettişidir. Müfettişken atlarla teftişe çıkar, bir teftiş günü eşkiya tarafından vurularak şehit edilir. Babası Hasan Efendi ise Osmanlı döneminde müderristir. Annesinin adı Hanifi Hanım dır.

İHSAN TAMGÜNEY İN HAYATI VE TASAVVUFİ KİŞİLİĞİ 275 İhsan Tamgüney üç kardeş olup ağabeyi Nazmi Tamgüney Zonguldak ta ikamet etmiş ve uzun yıllar burada öğretmenlik yapmıştır. Küçük kardeşinin adı Necmettin Tamgüney dir. İhsan Tamgüney in daha küçük yaşlarda alametleri görülür. Olağanüstü hâl ve durumlar çevresinin ilgisini çeker. Mesela Ramazan ayında hilali görmek için ağaçların üstüne çıkıp günlerce hilali gözetler ve yine küçük yaşlarda namaza ve zikre düşkünlüğü ile dikkat çeker. İhsan Efendi köyde bir süre amcalarının yanında kaldıktan sonra ağabeyinin Zonguldak ta olması üzerine Zonguldak a hicret eder. Dokuz yaşında gurbet başlar. Yirmi yaşına kadar Zonguldak ta kalır, manevî bir işaret üzerine oradan arkadaşlarıyla birlikte Adapazarı na, Adapazarı nın kasabalarını ve köylerini dolaştıktan sonra Bolu ya, Bolu nun da köylerini kasabalarını dolaşarak en nihayet iki arkadaş Bilecek in Gölpazarı kazasına oradan da Kurşunlu ya geçerler ve Kurşunlu ya yerleşirler. Yanındaki Trabzon un Of kazasından olan arkadaşıyla birlikte Kurşunlu da kalaycılıkla uğraşırlar. Geçimlerini Bilecek in köy ve kasabalarını dolaşarak kalaycılıkla temin edeler. Kurşunlu ya iyice yerleştikten sonra İhsan Tamgüney ağabeyini ve kardeşini Bilecik e çağırır. Onlar da Bilecek e yerleşirler. Ağabeyi Nazmi Tamgüney tayinini aldırıp öğretmenliğe burada devam eder. İhsan Tamgüney daha sonra kalay işini bırakıp manifaturacılığa başlar. Çerçicilikle uğraşır. İhsan Tamgüney askerliğini 1937 yılında Kars ta çavuş olarak yapar. Askere çok geç gitmiştir. Bunu ise kendisi şöyle açıklar: İbadetimden geri kalırım korkusu beni şimdiye kadar tuttu. Yine bir askerlik anısını şöyle anlatır: Namaz kılacağım ancak yer yok. Gittim tuvaletin arkasında namaz kılıyorum. Bölük komutanı gördü, Oğlum ne yapıyorsun burada? dedi. Namaz kılıyorum komutanım. dedim. Burada namaz kılınır mı hiç, burası tuvalet. dedi. İşte komutanım başka yer yok deyince aldı götürdü ve bana bir mescit tahsis etti. Bura-

276 TASAVVUF YAZILARI da namazını rahat rahat kıl. dedi. Bu olay İhsan Efendi nin gençliğinde dahi ibadete düşkünlüğünü ortaya koymantadır. İhsan Efendi nin daha sonra yerine vekalet edecek olan emekli yarbay Abdulvahit Demirkaya ile de askerde tanışır. Abdulvahit Demirkaya bu tanışmayı şu şekilde anlatır: İlk defa teğmen olarak kursa gittiğim zaman altıncı bölüğe tayin olmuştum. Sordum arkadaşlara Burda benim hemşerim var mı? Bir çavuş var dediler. Gittim yedinci bölüğe soruşturdum. Bu İhsan Efendi ymiş. Çavuş idi. Ama ondan sonra terhis oldu. Bir daha görüşemedik. 1954 senesinde İhsan Efendi nin yanına bizim hanımın arkadaşları varmış. Burada ihtiyar bir hanım vardı. Ona nereli olduğunu, İstanbul a neden geldiğini sordum. Damadını ziyaret için geldiğini söyledi. Damadının kim olduğunu ve namazlı, dinle ilgisinin olup olmadığını sordum. Çok sofudur dedi. Tanışmak istediğimi söyleyince beni yanına götürdü. Karşılaşınca hemen birbirimizi tanıdık. İhsan Efendi ymiş. Daha sonra birbirimizi bırakmadık. (Cuma Dergisi, sayı: 122, Kasım 1992) İhsan Tamgüney, anne ve babasının kendisi küçük yaştayken vefat etmeleri üzerine ancak ilkokul tahsilini bitirebilmiştir. Ancak Osmanlıcası çok iyidir. Latinceyi ise sonradan öğrenmiştir. Ancak Artvin den Zonguldak a, oradan da Bilecik e varıncaya kadar bir çok şehir, semt ve köyleri seyahatleri içerisinde buralardaki ilim meclislerine devam eder, sohbet toplantılarına katılır ve bunlardan zevk alarak maksimum düzeyde istifade eder. O herşeye rağmen, başkasının desteği olmadan kendisini yetiştirmiştir. İhsan Tamgüney evliliğini erken yaşta yapmamıştır. Ticaretine ve onun yanında başka işlerine engel olur düşüncesiyle ilk zamanlar evlenmeyi düşünmemiştir. Fakat vatanî görevini bitirdikten sonra memleketi olan Artvin e dönünce akrabalarının da teşvikiyle Refika Hanım la evlenir. Bu izdivaçtan Ahmet, Fatma, Mehmet, Hüseyin isimli dört çocuğu olur.

İHSAN TAMGÜNEY İN HAYATI VE TASAVVUFİ KİŞİLİĞİ 277 İhsan Efendi evlendikten hemen sonra Gölpazarı na hicret eder. İlk çocuğu Ahmet Tamgüney orada dünyaya gelir. Kazada ev yapar ve dükkân kiralar. Tiacretle uğraşması dolayısıyla dükkânı depo olarak kullanır. Kısraklarla köylere gidip çerçicilik yapar. Her zaman sergisini cami önüne koyup tüm köylüyü toplar, köylüyle orada sohbet edip köylüyü bu şekilde irşad eder. İhsan Efendi, nasıl ve nerede tanıştığı tam olarak bilinmeyen, İstanbul Zeytinburnu nda uzun süre ikamet etmiş olan Rizeli Celâl Hoca olarak bilinen bir kişi vasıtasıyla İstanbul Zeytinburnu na yerleşir ve 1954 yılından vefatına kadar da burada ikamet eder. 1960 lardan sonra muhiti hızla genişler. Yüzbinlerce talebe yetiştirir. İhsan Efendi sohbete çok önem veriyordu. Asr-ı Saadet in sohbetlerle oluştuğunu söyler, sohbet, zikir, namaz haricinde harcanan nefeslerin boşa harcanan nefesler olduğunu söylerdi. Hemen hergün sabah namazından sonra müridaniyle sohbet yapardı. İhsan Efendi nin hayatı boyunca hiç ihmal etmeden okuduğu birkaç kitap vardır. Kur an-ı Kerim i hiçbir zaman ihmal etmemiştir. Her hafta istisnasız iki hatim yapar, pazartesi ve perşembe geceleri hatim duasını yapardı. Bunun yanında Kur an-ı Kerim kadar olmasa da elinin altından düşürmediği her gün okuduğu kitap Delailü l-hayrat tır. Bir de her gün okuduğu bir şey daha vardır. İnsanların olayları İslâmî bakış açısıyla yorumlamaları için zamanın en önemli İslâmî mecmualarını her gün alır, okur ve müridlerine tavsiye ederdi. Bunun yanında ise en çok tavsiye ettiği eserler şunlardır: İhya-u Ulumu d-din-gazali, Tarikatname-Eşrefoğlu Rumî, Ahmediye Muhammediye-Gelibolulu Ahmet Muhammed Yazır. Bunların dışında hadis ve tefsir kitapların tamamının okur ve tavsiye ederdi. Bunun yanında İhsan Efendi hoşuna giden birçok yazıyı çoğaltır, müridlerine dağıtırdı. Bir müridi Cuma dergisindeki mülakatında bu hususla alakalı şunları söyler: Mübalağasız yirmi sene öncesinden Nurettin Zengi ye ait çok

278 TASAVVUF YAZILARI önemli bir notu çoğaltıp gidene gelene vermesi suretiyle hem Körfez Savaşı nın mesajını veriyor, hem de cihad malûmunu çok iyi kavrayan hünkarın Resul (s.a.v) in emrini yerine getirecek kadar kara sevdalı olduğunu anlatıyordu. (Cuma Dergisi, sayı: 122, Kasım 1992) İhsan Efendi keramete pek önem vermezdi. Önemli olanın mücadele ve istikamet olduğunu vurgulardı. İhsan Efendi nin geleceği dair birçok keramet sayılabilecek bazı öngörüleri vardır. S.S.C.B nin dağılacağını ve Rusya nın yıkılacağını çok önceleri ifade etmiştir. Biz görmeyeceğiz ama siz göreceksiniz, Amerika da Rusya gibi yıkılacak. derdi. Yine keramet denilebilecek başka bir hadise ise hiç tanımadığı insanlardan dahi olsa gelenler arasında kimin ne olduğunu bilirdi. Karşısındaki kişi gusülsuz ise bunu farkeder ve gizlice kulağına: Evlâdım, şöyle şöyle yap, öyle gel dile usulune uygun izahat yapardı. Bunun yanında pek çok kerameti olmakla birlikte bunlar erbabınca malumdur. İhsan Efendi hayatı boyunca hiçbir devlet işinde çalışmamıştır. Hep ticaretle meşgul olmuştur. Kurşunlu da bir süre kalaycılıkla uğraşmış, daha sonra kalaycılığı bırakıp uzun yıllar çerçicilik yapmıştır. Bilecik te de bu işe devam etmiştir. Gezmeyi seven çok gezen bir insan olması dolayısıyla tüm köyleri gezip çerçicilik yapmıştır. Bu şekilde köydeki insanlarda sohbet etme imkânı bulmuştur. İstanbul Zeytinburnu na taşındıktan sonra İstanbul a gelmesine sebep olan Celâl Hoca ile ortak bir bakkal çalıştırır. Anlaşamayıp iki yıl sonra bu işi bırakır. Kardeşiyle birlikte odunculuk yapmaya başlar. Trakya dan odun getirip satarlar. Bu işten de kâr edecekleri yerde zarer ederler. Biçme işini dahi kendileri yaptıkları hâlde zarar ederler. Sonradan odunu getiren kişinin tartıda hile yaptığnı anlarlar. İhsan Efendi bu işi de bırakıp tekrar bakkal işine döner. Zeytinburnu nda Nuri Paşa mahallesinde değişik yerlerde bakkallık yaptıktan sonra 1962 de şimdiki Güneyhan ın bulunduğu (Ziya Gökalp

İHSAN TAMGÜNEY İN HAYATI VE TASAVVUFİ KİŞİLİĞİ 279 Caddesi) yerde küçük bir dükkân açar. 1962 den 1991 e kadar burada hem satar hem de irşad faaliyetini sürdürür. Devlet vazifesi almamıştır. Ticarette on iki defa iflas etmesine rağmen devletin haram parası kursağıma, çoluk çocuğumun kursağına karışmasın diye memuriyet almamıştır. Cumhuriyetin temelinin faiz üzerine kurulduğunu söylemiştir. İhsan Efendi nin 86 yıllık hayatı boyunca hiç hastalandığı görülmemiştir. Bazen hasta gibi görünmüştür. Mürşid-i Kâmiller bazı büyük afet ve tehlikeleri paratoner vazifesi görerek kendi üzerlerine çekerler. Hasta gibi görünürler. Fakat bu tür hastalıkları uzun sürmemiştir. 86 yaşına kadar yalnızca iki ameliyat geçirmiştir. Göz ameliyatı ve prostat ameliyatı (1970 li yıllarda bir zaman Çanakkale yi ziyarete gider. Dönüşte Çanakkale den İstanbul a kadar her tarafın plaj olduğunu görür ve şöyle der: Yarabbi ben bunları görmeyeyim. Ondan sonra gözündeki fer azalır. İhsan Efendi bir de yaşlıların birçoğunda görülen bir hatalık olan prostatdan ameliyat olur. İhsan Efendi nin vefatında dahi otuz adet ana dişi vardı. Diğer iki diş için de şöyle derdi: Hz. Peygamber bir hadisinde diş ağrısı kabir azabının yetmişte biridir, bunu tatmak için o diş ağrısını kabul ettik. 86 yaşında check-up yaptırmak için İstanbul Aksaray da Huzur hastanesine götürülür. Hiçbir rahatsızlığı yoktur. Sadece uzun süre oturmadan dolayı belinde kireçlenme vardır. O kireçlenmeden dolayı tedaviye başlanılır. Tedavi bir ay sürer. Kireçlenme düzelir. Kullandığı ilaçların ağır ilaçlar olması dolayısıyla hastalık böbrek sıkıntısına dönüşür. Yirmi gün kadar da o sürer. Hikmet-i Hüdâ bu tedavi neticesinde 24 Kasım 1991 de Haydar Paşa Numune Hastanesi nde özel bir odada berrak bir şekilde ağır hasta olmamasına rağmen bekâ âlemine göç eder. İhsan Efendi 21 Kasım 1991 de vefat ettikten hemen sonra yıkanıp evine getirilir. Öğleden akşama kadar evinde pencere kenarından tüm bağlıları son defa dünya gözüyle görme

280 TASAVVUF YAZILARI imkânı bulurlar. Bir sonraki gün bir yağmurlu Kasım sabahı 25 Kasım Pazartesi günü Güney köyüne götürülür. Öğle namazını müteakiben birçok siyaset adamı, umera, süleha, avam birçok insanın katılımıyla cenaze namazı kılınır. Vasiyeti üzerine Güney köyündeki Şeyh Şerafettin Veli Hazretleri nin hemen karşısına defnedilir. Bu konuda İhsan Efendi şunları söylemiştir: Buraya defnolunmaktan korkmam da, evlâtların Şeyh Şerafettin Hazretleri ni ziyaret etmeden bize gelmesinden korkarım. İhsan Efendi nin Tasavvufi Şahsiyeti İhsan Efendi Nakşibendi Tarikatına mensuptur. Konuşmalarında sık sık Nakşibendi yolunu tavsiye etmekle birlikte 12 tarikattan da ders verdiği söylenmektedir. Şeyhi Şeyh Şerafettin Dağıstanidir. İhsan Efendi nin mürid halkasının büyük bir bölümünü avam tabir edilen halk tabakası oluşturmaktadır. Az da olsa ilmiye sınıfından olanlar da vardır. İslâmî ilimler sahasında çalışanlar, fenni ilimlerle, kimya vb. alanlardan mürid çevresi çoktur. Ancak İslâmî ilimler alanında çok azdır. Bunda kendisinin hususi bir yönlendirmesi yoktur. İhsan Efendi nin tasavvuf ve tasavvufi konularla alâkası çok küçük yaşlardan itibaren başlamıştır. O nun doğrudan hiçbir mürşide bağlandığı bilinmemektedir. 1936 yılında rahmet i rahmana kavuşan silsilenin 37. Halkası olan, aynı zamanda Muhammed Medeni hazretlerinden seyr u sülûk çıkarmış bulunan, Şeyh Şerafeddin Zeynel Abidin İbn Abdurreşit Dağıstani hazretlerinden nasiplenmiş, manevi eğitimini dolaylı olarak üveysilik kanalıyla oradan almıştır. İhsan Efendi, Şeyh Şerafettin Veli Hazretleriyle dünyevi olarak görüşmemiştir. Manevi terbiyesini ve tasavvufi eğitimini Şeyh Şerafettin Veli hazretlerinden aldığını bizzat kendisi söylemiştir. Güney köyüne Şeyh Şerafettin Veli Hazretlerinin kabrine çok sık ziyaretlerde bulunmuştur. Kendisi tasavvuftaki hadiselerin, dünyevi meşguliyetlerdeki gibi düşünülmeme-

İHSAN TAMGÜNEY İN HAYATI VE TASAVVUFİ KİŞİLİĞİ 281 si gerektiğini, bir hiyerarşinin aranmasının yanlış olduğunu ifade etmiştir. Ona göre tasavvufi hadiseler yine tasavvufun kendi tertib, kaide ve düzeni içerisinde değerlendirilmelidir. İhsan Efendi hazretlerinin gençliğinde de birçok zikir ve sohbet meclisine katıldığı bilinmektedir. Çok fazla erbain çıkardığı söylenmektedir. İhsan Efendi nin manevi bir işaretle baştan beri sürmekte olan irşad faaliyetlerine, İstanbul Zeytinburnu na göç ettikten sonra 1955 60 yılları arasında hız kattığı görülmektedir. 1960 lardan sonra ise tarikat hızla genişleyip büyümüştür. İhsan Efendi nin 24 saatini yazmak gerekirse, kısaca şu şekilde özetleyebiliriz: Gece hayat başlar. İstisnası yoktur. 01.05 te kalkmamıştır. Saat 01.00 da ayaktadır. Hiçbir geceyi yatakta geçirmemiştir. Ve hiçbir gece saat kurduğuna yakınları şahit olmamıştır. 01.00 den sonra 3 4, yerine göre 5 saat geceyi namaz, tesbih, dua ve Kur an okuyarak geçirir. Bunlarla sabah namazına ulaşır. Bu, gece hayatı ister yaz geceleri geç, isterse kış geceleri erken yatsın hiç değişmemiştir. 01 de kalktıktan sonra bir daha yatmaz. 3 şeyle uğraşır; Kur an, tesbih, namaz ve içindeki dua. Sabah namazını cemaatle kılar. Gelir ve ticaretle meşgul olur. Sabah namazından sonra yatmanın rızka mani olduğunu söylerdi. Ve yine istisnası yok gibidir. Ömrü boyunca ciddi manada sahuru da olmamıştır. Sadece sünnet yerine gelsin diye zeytin veya bir lokma veya birkaç yudum su ile iktifa etmiştir. Tek öğünü vardır. 365 günün 360 günü oruçlu olduğunu hanımından başka kimse bilmemiştir. Sabah namazıyla dünya yaşamı başlar. Akşam namazına kadar dünya işleri, ticareti meşguliyeti içerisinde 365 günün 365 inde de istisnasız her gün yenileri de olmak kaydıyla yüzlerce insanla meşgul olur. Bunların çoğunun maddi sorunları olduğu gibi, hasta olanlar, bunalımda olanlar vs. her türden insan olurdu. İşrak, Kuşluk, Evvabin ve Teheccüt namazlarını ihmal etmez. Bunun yanında İhsan Efendi nin günü namaz vakitlerine göre ayarlanmıştır. Öğleden sonra birazcık kaylule uykusu vardır.

282 TASAVVUF YAZILARI Yarım saat veya en çok bir saati hiç geçmemiştir. Akşam namazıyla birlikte orucunu açar. Akşam ile yatsı arasını Kur an okuyarak geçirir. Yatsıyı hep cemaatle kılar. Yatsıdan sonra hayatı boyunca istisnası yok gibidir, hemen yatar. Ve yine gece saat 01.00 da ayaktadır. İhsan Efendi çocukları çok sever, onlara sevgiyle yaklaşır. Onlara hiçbir zaman sert davrandığı görülmemiştir. Çocukların dini eğitimi üzerinde hassasiyetle durardı. Onları ödüllendirmek suretiyle dini bilgilerini öğrenmeleri için yönlendirirdi. İhsan Efendi Cemal meşreplidir. Çok yumuşak huylu biridir. Oğlu Hüseyin T. bir anısını şöyle anlatır: Birgün eve geç gelmiştik. Annem bizi içeri almamıştı. Annem eli sopalı biriydi. Babam ise tabiri caizse beşer üstü biriydi. Bir insan o derece yumuşak olabilir. Annem geç saatte geldiğimizden dolayı bizi içeri almadı. Biz de tüm kardeşler merdivenlere dizildik yattık. Babam da bizi odada zannediyormuş. Gece namaz için kalktığında bizi bulamayınca/göremeyince anneme soruyor. Annem ise onlar cezalı, onlar dışarıda sakın içeri alma diyor. Babam dayanamayıp bizi içeri alıyor. Rahmetli babam da ahlâk ı nebevinin bir tezahürü vardı. Nasıl ki Hz. Enes (r.a.) Peygamberin yanında on yılım geçti, ne yaramazlıklar yaptım, bana öf bile demedi, diyor. Babam rahmetli de peygamberimizin adabını, edebini örnek alarak almış bir zat idi. İhsan Efendi nin hayvanların olduğu gibi tüm cemadatin ve nebatatın Allah ı zikr ettiğini söylerdi. Kendi anlatır; bir keresinde ahıra girer, hayvanların zikretmekte olduğunu görür. Öyle ki zikr ede ede bayılırlar. Yeniden kendilerine geldiklerinde, hayvanları sıvazlayıp; asıl hayvan biziz, siz değilsiniz der. Kızı Fatma T. anlatıyor. Hiç unutmam bir gün küçük dükkanda hanımların çok kalabalık olduğu bir zamanda şemsiyeli bir beyefendi dışarıda bekliyordu. Beklemekten usanmış olacak ki söylenmeye başlamış. Saatlerdir bekliyorum, kimse ilgilenmedi, böyle olur mu? Ehli halden biri aman efendim sıra-

İHSAN TAMGÜNEY İN HAYATI VE TASAVVUFİ KİŞİLİĞİ 283 nızı bekleyin. Onun sizden haberi var. Kendileri çok büyük bir zat. İçinizden daha bir şey geçirmeyin zararını görürsünüz! Hadi canım sende (afedersiniz) o köpek bile olamaz, dedi adam. Sultanımın duyması mümkün değil, dükkan kapısı kapalı, kendileri içeride sohbet ediyordu. Hışımla kalkıp dışarıya çıkıyor, gayet mülayim. Evlat, çok doğru söylediniz. Köpekte üç sıfat vardır. Bir insanda bulunsa kümeli evliya olur dedi. (24 Kasım 1994 Milli Gazete) İhsan Efendi herkesin öncelikle yakın çevresinden sorumlu olduğunu söylerdi. Çoluğun çocuğun rızkını kazanmak hususunda çok dikkatli. Çocuklarının kursağına haram lokma girmemesi için çalışmış bir zattır İhsan Efendi. İhsan Efendi de ümmet bilinci olduğundan dolayı, hiçbir zaman nefsini çoluk çocuğunu ümmetin önüne koymamıştır. Bundan dolayı ailesiyle fazlaca ilgilenmemiştir de denilebilir. Evlatlarından biri sözle bir anekdot sunar: 70 li yıllarda millet ekonomik sıkıntı içerisindeydi. Babamın bakkalı vardı. Millet gaz ve yağ kuyruklarında saatlerce beklerlerdi. Bizim depolarımız büyüktü, gazlar gelir, metrelerce kuyruk oluşurdu. Evimizde gaz biterdi. Kendi evine dahi kuyruktan verirdi. Siz de kuyruğa girin derdi. Öyle olmuştur ki, birçok zaman gaz bitmiştir, bizim gaz alamadığımız olmuştur. İhsan Efendi hastalığı verenin de şifayı verenin de Allah u teala olduğunu söyler. Nebevi sünnette olduğu gibi hastalara belli dualar okur, bunun yanında onlara tıbbi tedavi görmelerini söylerdi. (25 Kasım 95, Milli Gazete) İhsan Efendi dergahı için burası hastanedir, burada ister ruh, isterse bedenen hasta olsunlar bazen aşikar bazen gizli şekilde tedavi edilirler. derdi. İbadet konusunda çok ıskarkâr değildir. Ancak kaza namazlarının kılınması üzerinde dururdu. Borçlu olunmaması gerekirdi. Bunun dışında tebliğ, irşad ve mücadeleyi müridi

284 TASAVVUF YAZILARI olsun olmasın, emirse emir, ricaysa rica, bazen yumuşak, bazen sert herkesten yapmalarını isterdi.insanları namaza ısındırmak için ise sevdirmek için kolaylaştırırdı. Bazen sadece sabah namazını kıl veya öğleden başla diyerek, yeni başlayacaklara sevdirirdi. Bu şekilde nice insan (cahil, küfürbaz, içkici, kumarbaz) kötü alışkanlıklarını terketmişler ve İslâma dört elle sarılmışlardır. (25 Kasım 95, Milli Gazete) İhsan Efendi nin yanına 2 3 tane Amerikalı gelir. Rüyasında İhsan Efendi yi görmüş. Aramış, bulmuş, Müslüman olmak istiyor. Müslüman oluyorlar. Onlara şu kadar kaza kılacaksın, şu kadar tesbih, şu kadar oruç tutacaksın diyerek çoğu zaman yaptığının aksine ağır görevler verir. Onlar ise tarikatın en sağlam bağlılarından olurlar. Yani İhsan Efendi ihtiyaca göre verirdi. Nabza göre şerbet verirdi. (Cuma Dergisi, sayı: 122, Kasım 1992) İhsan Efendi yurt dışından pek çok kişinin hidayetine vesile olmuş bir mutasavvıftır. Onlardan biri de Amerikalı mühtedi Şazeli Tarikatı Şeyhi Nuh Ha Mim Keller dir. Keller, Amman da bir mülakatımız esnasında, kendisinin Müslüman olmasına vesile olan ve kendisine etki eden şahsiyetleri sıralarken, 5 şahsiyetten birinin de İhsan Efendi olduğunu belirtmiştir. İhsan Efendi Kur an a çok önem verirdi. Her hafta hiç ihmal etmeden 2 tane hatim yapardı. Gözlerinden rahatsız olduğu zamanlarda dahi Kur an ı Kerim okumayı ihmal etmemiştir. Kur an ı hiç elinin altından düşürmemiştir. Mübarek Kur an eczanesine gelmeyenin ızdırabı büyük olur derdi. O Kur an hükümleriyle hareket ederdi. Allah ın ipine sımsıkı sarılın tefrikaya düşmeyin, ayetini çok sık okur ve tekrarlardı. (Cuma Dergisi, sayı: 122, Kasım 1992) İhsan Efendi hafızlık müessesesine de çok önem verirdi. Kur an ın günümüze, hafızlar sayesinde hiç bozulmadan geldiğini söyler, çocuklarını hafız olmaları için yönlendirirdi. Ha-

İHSAN TAMGÜNEY İN HAYATI VE TASAVVUFİ KİŞİLİĞİ 285 fız olanları ödüllendirirdi. İhsan Efendi Kur an dinlemeyi de çok severdi. İhsan Efendi abdestsiz bulunmazdı. Her zaman abdestli bulunmayı müridlerine tavsiye ederdi. Abdest alırken sünnete uygun bir şekilde alırdı. Büyük evliyalar kalplerine bir ukba sıkıntısı gelse hemen abdest alırlar, dünya ile ilgili bir düşünce gelse gusül alırlar derdi. İhsan Efendi kabir ziyaretlerine çok önem verirlerdi. Zeytinburnu nda başlayıp, Yedikula, Sümbülefendi, Merkezefendi, oradan aşağıya inip Eyüp Sultan Camii, Eyup el Ensari, Eminönü ne kadar yürür. Oradan vapurla Üsküdar a geçer, Aziz Mahmut, Hüdayi hazretlerini ziyaret eder, Karacaahmet e giderdi. Orada da kabir ziyaretinde bulunurdu. Bunların tamamını müridanıyla yaya olarak gezerdi. İhsan Efendi çok yer dolaşırdı. Müridanına da tavsiyelerde bulunur, buralarda dolaşın, buralar dua yerleri, duaların kabul olunduğu yerlerdir buyururdu. Senede birkaç kez Yalova Güney köyündeki mürşidinin kabrine gider. Orada birkaç gün kalırdı. İhsan Efendi sadaka dağıtmayı çok severdi. Kim olursa olsun kapısına geleni boş çevirmezdi. Sadaka ömrü ziyade eder, belayı defeder derdi.çok mütevazı idi. Bir keresinde bir Ermeni korka korka içeri girer. Baba, Ne derdin var? Söyle bakıyım senin adın ne, dedi. Frank: Ne, ne diye birkaç defa sordu: Kulağını eğer bazen tekrar tekrar sorardı. Ki karşısındaki rahatlasın heyecanı yatışsın. İhsan Efendi sadakanın sadece el ile verilmeyeceğini, insanın her uzvunun sadakası olduğunu söylerdi. Bu kapıdan girenleri kovamayız derdi. (Cuma Dergisi, sayı: 122, Kasım 1992) Kişinin ne yediği, nereden yediği çok önemlidir. İhsan Efendi bir Kurban Bayramı sonrası alışverişten dönerken Sirkeci den trene biner. İftar vakti girdiği için, simitçiden simit alıyor. Simitle açıyor iftarını. O simitten sonra maneviyat kesiliyor. Manevi açıdan birkaç gün sıkıntı yaşıyor. Araştırıyor. Simitçiyi buluyor. Simiti imal eden fırını buluyor. Fırıncının mütedeyyin bir zat

286 TASAVVUF YAZILARI olmadığını ve uygunsuz işler yaptığını öğreniyor. Yine konuyla alakalı başka bir hadise şöyledir: Bir gün yine kasaptan et alıyor. Yedikten sonra aynı şekilde manevi sıkıntılar zuhur ediyor. Kasaba gidip soruyor. Kasabın sattığı etin ithal et olduğunu öğreniyor. O etten dolayı o kadar sıkıntı çektiğini söylerdi ki bir daha et yemeye tevbe ediyor. İnsanın midesine giren her şeyin insanı doğrudan etkilediğini, kalbe menfi veya müsbet yönde tesirlerinin olduğunu söylerdi. İhsan Efendi 12 defa hac ve umre ziyaretinde bulunmuştur. Yani salt manada bir ziyaret değildir onunki. Yaptığı ziyaretleri haccın sevgisinden ziyade Ümmet i Muhammed in kurtuluşuna vesile olmasının dua, niyaz, istida ve ilticası için yapmıştır. Müslümanların Hac ve Umre vesilesiyle bir araya gelip bir lider öncülüğünde Ümmet i Muhammed in sorunlarını masaya yatırmaları gerektiğini söylemiştir. Yoksa Allah dostlarının her zamanda değil, her nefeste ziyaret etmelerinin mümkün olduğunu ifade ederdi. İhsan Efendi devrinde yaşayan Allah dostlarıyla da sık sık görüşürdü. Sami Efendi ye, Gönenli Mehmed Efendi ye ve diğer büyük zatlara karşı aynı muhabbetleri vardı. (Milli Gazete. 25 Kasım 92) İhsan Efendi zikir sufinin kılıcıdır derdi. Toplu halde cehri zikir yapılır. Onun haricinde herkes kendi vazifesini yapar. İhsan Efendi; Halkaya oturun (nefse çavuş) tevhid tokmağı ile vurun, çaresi budur kulun. Hasretle zikreden zakirdir. Malı temizler su, canı temizler HU. Biz maddede yapamadığımızı manada yaparız. Olur olmaz şeylerle bizleri meşgul etmeyin. Bizde zorlama yok okşama vardır derlerdi. Kızı Fatma T. anlatıyor: Seneler önce gördüğü rüyayı ya da yaşadığı olayı anlatırdı. Edeb ve İslâm dan nasipli tecessüsten uzak gözlerini sımsıkı yumar, rabıta yapar, o hal üzere mübarek başı, sağ omuzuna düşer. Bu kez uyuyor diye bizi yanıltırdı. Ama çok geçmeden hikmetli bir söz ortaya atar, ne-

İHSAN TAMGÜNEY İN HAYATI VE TASAVVUFİ KİŞİLİĞİ 287 fislerimizi yoklardı. Ve ani bir ifadeyle nerde kaldık. Nereye gittiniz gibi. İhsan Efendi nin hayatının önemli bir bölümünü de dualar oluşturur. O her ümmet için dua ve iltica halindedir. İlerlemiş yaşına rağmen duada kollarını saatlerce semaya açar, hiç yorulmadan öylece Allah a yalvarırdı. Gecesinin önemli bir bölümünü dualar oluştururdu. Allah ın görünen ve görünmeyen ordularının dualar sayesinde İslâm ümmetinin yardımına koşacağına inanırdı. Duasında Allah tan yardım ister, Peygamberlerin ve evliyaların şefaatlerini dilerdi. Cinin iyisi de kötüsü de bizden uzaktır derdi. Duanın kabul olması içinse bedende 1 mg dahi haramın olmaması hazım geldiğini söylemiştir. İhsan Efendi İnsanlık ağacının kökü peygamberler, gövdesi veliler, dalları mücahitlerdir. Bir taraftan budanırlar, bir taraftan aşılanırlar. Kıyamete kadar ademi şeytandan, vatanı düşmandan korurlar. Düşman canımıza bir nefes vatanımıza bir hedef der, sabah akşam duaya oturur. Alem i İslam a faydamız budur buyururdu. Duaları, duadan ziyade gözyaşlarıyla yapılan ilticaydı. İçli ve yanık feryatlar manzumesiydi. (Milli Gazete, 25 Kasım 92) Onun verdiği en önemli mesajların başında birlik beraberlik gelmekteydi. Tüm herkesin kardeş olduğunu söylerdi. (25 Kasım 1992) İhsan Efendi edep konusuna çok dikkat eder. Edepsiz, tasavvufun olmayacağını söylerdi. Babasının da bir Osmanlı müderrisi olması sebebiyle soydan olsa gerek yeme içmede, oturup kalkmada her hareketi edebe uygundur. Kendisi hayatı boyunca başka türlü oturmamıştır. Hep dizüstü oturmuştur. Gece kalktığında sabaha kadar hiç ayak değiştirmeden dizüstü o şekilde otururdu. Giyim konusunda ise şekle önem vermezdi. Öncelikle insanların kafalarının değişmesi gerektiğini söylerdi. Sakal, çarşaf gibi şekilciliğe karşıydı. Önce kalp ve kafa değişmeliydi.

288 TASAVVUF YAZILARI Kendisi elinden geldiğince sünnete uygun giyinir ve müridlerine bu şekilde olmalarını tavsiye ederdi. İhsan Efendi evde tüm ilişkilerin İslâm a uygun olmasına, Resulullah ın sünnetine uygun olmasına titizlikle hassasiyet gösterirdi. Her evin İslâm ın öğretildiği, yaşandığı yerler olmasını arzu ederdi. İhsan Efendi çok mülayim, cemal meşrebli birisidir. Evde hanımını bir kez olsun kırmamıştır. Aile içi geçimsizlik İhsan Efendi nin ailesi için olmayan bir hadisedir. İhsan Efendi çocuklarına karşı da yumuşaktır. Bir o kadar da çocukların İslâm şuuruyla yetişmesi için gayretkârdır. Bunun için evin önemini vurgulayan biridir. Çocuklara İslâm ve tarih şuuru verilmesi gerektiğini söylerdi. Sonuç olarak tasavvuf genel manada Kur an ahlaklıyla ahlaklanmak olup, gönüllerde taht kurmanın kainata mensup olup Allah-u Teala da yok olmanın yoludur. Bir de bu yolun taşları olan, kainatı kuşatan gönüller vardır ki, onlar Allah dostlarıdır. Bu yolun yapı taşlarından biri olan İhsan Efendi, Şeyh Şerafettin Dağıstani den feyz almış, hayatı boyunca çevresine örnek olmuş bir şahsiyettir. O, hayatı boyunca yurt içinde ve dışında yüz binlerce insana etki etmiş önemli bir mutasavvıftır. Yakın tarihimizde yaşamış olan bu mutasavvıfın güzelliklerle dolu hayatı bu kısa makalede bir nebzecik olsun ele alınmaya çalışılmıştır. KAYNAKÇA Cuma Dergisi, Sayı: 122, Kasım 1992. 23 Kasım 1992 tarihli Milli Gazete. 24 Kasım 1993 tarihli Milli Gazete 24 Kasım 1995 tarihli Milli Gazete