Askerin ölümüne zaman aşımı 20 yıl önceki faili meçhuller zaman aşımına uğruyor

Askerin ölümüne zaman aşımı 20 yıl önceki faili meçhuller zaman aşımına uğruyor Piyade Er Nihat Özcan Hatay ili Hassa İlçesi Gökhan Suriye Sınır Karakolunda vatani görevini yaparken teskere gününe 2 gün kala firar ettiği iddia edilerek, Suriye sınırında sırtından vurulmuş halde bulunan Batmanlı piyade Er Nihat Özcan ın soruşturması 20 yıl sonra zaman aşımına uğradı. 2 G3 mermisiyle vurularak faili meçhul cinaüyete kurban giden Piyade Er Nihat Özcan ın soruşturma dosyası 28/11/2014 tarihli kararıyla zaman aşımına uğradı. Hassa Cumhuriyet Başsavcılığınca 2012/370 Nolu soruşturma 11.04.2014 tarihinde görevsizlik kararı verildiği halde kendilerine tebliğ edilmediğinden yakınan Özcan ailesi Başbakan ve Cumhurbaşkanı nın olayın üstünde durmalarını istedi. Yıllardır yetkililere seslendiklerini ifade eden öldürülen Nihat Özcan ın kardeşi Şehmus Özcan, Zaman aşımı hızla ilerliyordu ancak soruşturmaları yürüten askeri ve sivil savcılar hiçbir askeri huzuruna çağırmadan iddianame hazırlamadan talimatla alınan tutarsız ifadelerden sonra zaman aşımına girdiğini öne sürdü. (Bahri Dündar) Fiyatı: 1 TL / YIL: 26 / SAYI: 7648 PAZAR HARİÇ HERGÜN ÇIKAR 18 ARALIK 2014 PERŞEMBE Evlenme vaadiyle altınları alıp kaçtı 71 yaşındaki yaşlı bir adamı evlenme vaadiyle kandıran kadın, altınları alıp kayıplara karıştı EZİDİLER, IŞİD'E LANET YAĞDIRIYOR Irak ın Sincar bölgesinde yaşayan ve IŞİD'in saldırıları sonucu kaçarak Batman a yerleşen Ezidiler, yaşadıklarını anlatarak IŞİD'in eşlerini gözlerinin önünde öldürdüğünü söyledi. S/5 lllll Eşbaşkan Akel Petrol İş i ziyaret etti B elediye Eşbaşkanı Gülistan Akel, Belediye Eşbaşkan Yardımcıları Nasır Taş, Semra Güneş, Aziz Aksin ve İdris Ekmen ile birlikte Petrol İş Sendikası Batman Şubesini ziyaret etti. S/4 Önceki gün 35 yaşlarındaki bir kadın, üç eşli olduğu öğrenilen 71 yaşındaki yaşlı adamın evlenmek için kendisine aldığı 20 bin TL değerindeki altınları alıp kaçtığı iddia edildi. Üç eşli olduğu belirtilen 71 yaşındaki H. R, isimli yaşlı adam, yeniden evlenmek istedi. Yaşlı adam kendisine uygun gördüğü 35 yaşlarındaki bir kadınla evlenmek istediğini belirtti. Kadın yaşlı adamın teklifini kabul ederek evlenmeye karar verdi. Bunun üzerine kadınla anlaşan yaşlı adam, çarşı merkezindeki bir kuyumcudan 20 bin TL lik bilezik ve takı aldı. Daha sonra altınları alan kadın, bir bahane bularak yaşlı adamdan ayrılıp kayıplara karıştı. Bir anda neye uğradığına şaşıran yaşlı adam, dolandırıldığını anlayınca polise başvurdu. Polis, yaşlı adamın şikâyeti üzerine kuyumcuya gelerek kamera kayıtlarını inceledi. Dolandırıcı kadının yakalanması için çalışma başlatıldı. İlkha Bir yılda 30 bin kişiye yardım Elektrik kesintisi duyurusu DEDAŞ İl Müdürlüğünden yapılan açıklamada, Çamlıtepe Mahallesinde bulunan FRK Group a ait 160/kVa trafo dikimi nedeniyle Pazar günü 08:00-12:00 saatleri arası Silvan (Fider 6) hattından enerji alan Aydınkonak, Güvercin, Kanatlı, Yediyol, Bıçakçı, Demirlipınar, Yeşilöz,Uğrak,Bayraklı köyleri ve bağlı mezraları, Çamlıtepe Mahallesi ve Memursen TOKİ kısmi alanında elektrik kesintisi yapılacaktır denildi. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı (SYDV) Batman İl Müdürlüğü 2014 yılında 30 bin 309 kişiye yardım etti. İl Müdürü Beşir Arslan, 2014 yılı ilk 10 ayı verilerinin yanı sıra 2015 yılında hayata geçirecekleri projeyi de açıkladı. Arslan, Kurum olarak günlük bini aşkın vatandaşımıza hizmet vermekteyiz. Bunların dışında da valiliğimize dilekçe ile başvuranların dilekçelerine yanıt veriyoruz. Dilekçelere de haftalık olarak bakıyoruz bunlarda haftada bin dilekçeye ulaşmaktadır. Dilekçeler tarafımızdan değerlendirildikten sonra Vali Bey in başkanlığında toplanan komisyonda da ele alınarak öncelik sırasına göre işleme tabi tutuluyor dedi. Kurum bünyesinde yapılan yardımlara da değinen Arslan, kurum bünyesinde aşevi, barınma, eğitim, kömür, sağlık, nakdi, asker yardımı, dul yardımı gibi başlıklar altında yardım yapıldığını söyledi. Arslan, 2014 yılı ilk 10 ayında 1200 kişiye aşevi, 25 kişiye barınma, 863 kişiye eğitim, 15 bin 540 kişiye kömür, 113 kişiye sağlık, 9 bin 129 kişiye nakdi yardım, 1781 kişiye dul maaşı, 1658 asker ailesine de yine nakdi yardım yapıldığını belirtti. Bu yardımlardan toplam 30 bin 309 kişinin yararlandığı dile getiren Arslan, bu yardımlar kapsamında 18 milyon 289 bin 157 TL lik yardım yapıldığını söyledi. (Fırat Turğut) 1 yaralı Müzik kavgası Önceki gün akşam saatlerinde Petrolkent Mahallesi'nde Hamza Güneri (35) isimli vatandaş, sokakta yüksek sesle müzik dinleyen kimliği belirsiz üç genci, müziğin sesini kısmaları yönünde uyardı. Uyarıyı dikkate almayan üç genç ile Güneri arasında başlayan sözlü tartışma kısa süre sonra silahlı kavgaya dönüştü. ŞİKAYETÇİ OLDU l Tartışmanın büyümesi üzerine gençlerden biri tabancayı ateşledi. Silahtan çıkan mermi Hasan Güneri nin sol eline isabet etti. Elinden yaralanan ve yakınları tarafından Batman Bölge Devlet Hastanesine kaldırılan Güneri tedavi altın alındı. Kendisini silahla yaralayan gençlerden şikayetçi olduğunu belirten Hamza Güneri, "Mahallede gezemez hale geldik. Gençleri yüksek sesle müzik çalmamaları konusunda uyardım. Gençlerden biri silah çekip sıktı ve parmağımdan yaralandım" dedi. Polis olaya karışan gençleri yakalamak için çalışma başlattı. İha Pakistan için bayraklar yarıya indirildi Batman Valiliği, Pakistan'ın Hayber-Pahtunhva Eyaleti'nin başkenti Peşaver'de bir okula düzenlenen terör saldırısı sonucunda çoğunluğunu öğrencilerin oluşturduğu 130'dan fazla kişinin hayatını kaybetmesi nedeniyle dün bayrakları yarıya indirdi. Batman Valiliğinden yapılan açıklamada, tüm Türkiye genelinde milli yas ilan edilmesinin ardından dün Batman da da güneşin batışına kadar bayrakların yarıya çekilmesi uygun görülmüştür denildi. (haber bülteni)

YORUM 18 ARALIK 2014 PERŞEMBE M. KEMAL ÇELİK YORUM kcelik72@hotmail.com O dönemlerde Zaman gazetesi 1 milyon satıyordu. Abone sistemiyle bunca gazetenin satılması büyük bir başarıydı. Ama nasıl satılıyordu? Dayatma, zorlama, baskı, ve şantajla. Düşünün bir kere bir ilkokul öğrencisinin Zaman gazetesi aboneliği ile ne ilişkisi olabilirdi ki? Ama sırf gazete satılsın diye okuttukları öğrenci velilerine abonelik dayatması yapıyorlardı Kim ne derse desin Türkiye de basın özgür değil. Gözaltılara, tutuklamalara bakmayın, şu anki 5187 sayılı basın kanununda yer alan maddelere baktığınızda basın mensuplarının zaten eli kolu bağlanmış durumda. Bir gazeteye baskın düzenlendiğinde veya bir Gazetenin Yazı İşleri Müdürü gözaltına alındığında basın özgürlüğü aklımıza gelir. 2004 yılından beridir yürürlükte olan basın kanununun basın ve ifade özgürlüğünü engellediğini bas bas bağırıyoruz ama dinleyen yok. Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı ile Samanyolu TV Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca nın gözaltına alınmaları basın özgürlüğü adına tabi ki doğru değil. Aslına bakarsanız gözaltılar ve 14 Aralık operasyonu basın özgürlüğüne yönelik bir operasyon değil, bunu herkes biliyor ama işin içinde gazete ve TV olunca ister istemez akla basın özgürlüğü geliyor. Bildiğiniz gibi bu operasyon parelel yapı soruşturmasında gözaltına alınan bir polis memurunun itirafları ile başladı ve giderek de yayılıyor. İşe basın özgürlüğü açısından da bakabilirsiniz, farklı bir açıdan da... Zaman Gazetesi nin önünde ki eylemlerde ingilizce dövizler sanırım sizlerin de dikkatini çekmiştir. Burada ki amaç, olayların dünya medyasında da gündeme gelmesiydi. Nitekim bu konuda başarılı oldular ama Cumhurbaşkanı Erdoğan çıkıp; Avrupa Birliği umurumda bile değil diyerek cemaat yapılanmasına bir kez daha meydan okudu. Bir keresinde makalemde Zaman Gazetesi ni bölgemizdeki sorunlara duyarsızlıktan ve sorunları farklı değerlendirmesinden ötürü eleştirmiştim. Öyle ummadığım çevrelerden baskı geldi ki sorma yın gitsin. Bir anda neye uğradığımı şaşırdım. Bir gazetenin yayın politikasını eleştirmenin neyi yanlıştı ki? Bilmiyordum ama devletin en üst mevkiinden bile Aman kemal bey yanlış yapma uyarıları geldi. O dönemlerde bu cemaatin bu denli güçlü olduğuna ilk kez tanık olmuştum. Hatırlarsanız, İçişleri Bakanı Efkan Ala, bu cemaat mensuplarının Valilere emrettiğini söylemişti, bu yanlış bir ifade değildi. Öyle güçlü olmuşlardı ki her şeye hükmedebiliyorlardı. Özellikle devlet kademelerine... O dönemlerde Zaman gazetesi 1 milyon satıyordu. Abone sistemiyle bunca gazetenin satılması büyük bir başarıydı. Ama nasıl satılıyordu? Dayatma, zorlama, baskı, ve şantajla. Düşünün bir kere bir ilkokul öğrencisinin Zaman gazetesi aboneliği ile ne ilişkisi olabilirdi ki? Ama sırf gazete satılsın diye okuttukları öğrenci velilerine abonelik dayatması yapıyorlardı. Ayrıca ek dergilere de abone olmak zorundaydınız. Özgür basın mı nerede? Zaman Gazetesi nin bir cemaat gazetesi olduğunu herkes biliyor. Eğer bir gazete tarafsızlığını kaybetmişse ve belli bir ideolojiye hizmet ediyorsa bu gazetenin tarafsızlığından söz etmek iskansız olduğu gibi haksızlığa uğradıklarında basın özgürlüğünden de söz etmek mümkün değildir. Madem bir ideolojinin sözcülüğünü yapıyorsunuz o halde ağlamayı bırakıp, olacaklara da bir zahmet katlanın. Bir çok cemaat yıllarca eza ve cefa çekti, büyük din alimlerinin ömürlerinin üçte ikisi zindanlarda ve sürgünlerde geçti. Cemaat olmak öyle kolay mı? Biraz eziyet ve cefa göreceksiniz diye kıyameti koparmanın da bir anlamı yok. Biraz dik durmasını ve direnmesini öğrenin, burası Türkiye neyin ne olacağı hiç belli değil. Dün bu ülkeyi yönetiyordunuz bugün terör suçlusu olarak itham ediliyorsunuz, yarın yine aklanıp aynı yolda ilerlersiniz, hiç merak etmeyin ayrıca üzülmeyin, sizler için aydınlık yarınlar pek yakındır. Ergenekon operasyonunda askeri vesayetle boğaz boğaza gelen hükümetin bugün askeri vesayetle diz dize oturduğunu bilmeyen yok. Bu işleri biraz zamana bırakın, en yakın zamanda sizlerle de diz dize oturacaklar, bu hükümetlerin, siyasetin ve cemaatlerin doğasında var. Ne olursa olsun bir basın mensubunun apar-topar gözaltına alınmasını tasvip etmiyorum. Gözaltına alınış şekli doğru değildi. Davet edersin, Savcılıkta ifadesini alırsın, tutuklanırsa zaten tutuklanır, tutuklanmaz ise serbest kalır, bunca curcunaya da gerek yok. Hatırlıyorum da Türkiye de basın özgürlüğü yok denildiği zaman Biz özgürüz deniliyordu, herhangi bir basın mensubunun başına bir şey geldiğinde, tutuklandığında veya öldürüldüğünde tek bir çıt dahi çıkmıyordu. Şimdi ise aynısı başlarına geldi e.. ne diyelim; Bir musibet bin nasihatten daha efdaldir. Bedelli askerlik için askerlik şubesine akın ettiler Uzun süredir dört gözle beklenen bedelli askerlik için başvurular dün itibariyle başladı. Bedelli askerliği bekleyenler başvuruların başlamasıyla Batman da askerlik şubelerine akın ederek uzun kuyruklar oluşturdu Askerlik Kanunu ile Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun un Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe girmesinin ardından başvurular dün başladı. Bedelli askerlikten yararlanmak isteyen vatandaşlar, sabahın erken saatlerinde askerlik şubelerine adeta akın etti. Bankaya 18 bin TL yatıran vatandaşlar buradaki işlemlerinin ardından askerlik şubelerine giderek diğer işlemlerini tamamladı. Batman Askerlik Şubesinde bekleyen İdris Soyku, Bedelli askerlikten yararlanmak için şuan askerlik şubesi önünde bekliyoruz. Saatlerce burada ayakta sıramızın gelmesini bekliyoruz. Bedellinin çıkması bizim için çok sevindirici oldu. İşim gereği bedelli askerlikten faydalanmak istedim. dedi. Bedelli askerlikten faydalanmak için askerlik şubesine geldiğini ifade eden Mahmut İlten ise, Bedelli askerlik için geldik. Uzun suredir bu bedelliyi bekliyorduk. Şimdi sıra var ve çok yoğun olduğundan bekliyoruz. Bedelli askerlik bizim gibi işi gücü olan insanlar için çok önemliydi. Bundan dolayı sevinçliyiz. diye konuştu. 1 Ocak 1988 ve daha önce doğanlar 18 bin TL ödeyerek temel askerlik eğitimine tabi tutulmaksızın askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılacak. Bedelli askerlikte başvuru için son tarih ise 13 Şubat 2015. İlkha

18 ARALIK 2014 PERŞEMBE HABER AMELLERİMİZDEKİ RİYA VE GÖSTERİŞ Kıymetli Okurlar; Bugün ki sohbetimiz, Riya-Gösteriş ve bu şekilde davrananların Sabahattin Hamidi durumu ve akıbetleriyle batmanpostasi@hotmail.com ilgili olacaktır. Aslında bizleri çok yakından ilgilendiren ve etkileyen bir konu.belki de Ahiret te var oluş gayemizi oluşturan bir konu. Dünyadayken Yapmış olduğumuz tüm muamele şekillerimizi belirleyen, nasıl olması gerektiğini en net şekliyle ortay koyan, Yani bir nevi ahirette konumumuzu belirleyen hassasiyette bir konu. Değerli Okurlar; Riya: Kendini olduğundan başka göstermedir. Gösteriş yapmadır. İki yüzlülük, özü ve sözü bir olmamadır. Yani, Amellerini Allah ın dışında veya Allah la beraber birilerinin memnun olması ve takdir edilmesi adına yapmak demektir. Riya için Efendimiz; Siyah karıncanın, kapkaranlık gecede siyah bir zemin üzerindeki hareketinden daha gizlidir. diye buyurmaktadır Bir iki ayeti kerimeyi aktaralım. Yazıklar olsun insanları aldatmak için ibadeti gösteri haline getirerek veya Allah tan başkalarını memnun etmek için ibadet ederek gösteriş yapanlara Maun 6. "Ey inananlar! sadakalarınızı ve yaptığınız iyilikleri, onları insanların başına kalkarak, gönül inciterek onları boşa çıkarmayın. Tıpkı Allah a ve ahiret gününe inanmadığı halde, sırf insanlara gösteriş olsun diye malını güya Allah yolunda harcayan ve böylece tüm iyilikleri boşa giden münafıklar gibi sadakalarınızı geçersiz kılmayın" Bkr.264. diye buyuruyor yüce mevlamız cc. Sadece Allah emretti diye, sadece o istedi diye ve sadece onu memnun etme adına yapılmalı tüm amel ve davranışlar. İbn Abbas ra derki: Bir zat; Ya Resulallah Ben Allah ın rızasını kazanmam ve insanlar tarafından kahramanlığımın görülmesi için savaşıyorum.(ne buyurursun)dedi.. Resulallah sav şu ayeti kerime ininceye kadar ona cevap ver medi. Her kim Rabbine kavuşmayı ümit ediyorsa, dürüst ve erdemlice davranışlar ortaya koysun. ibadette Rabbine hiç kimseyi ortak koşmasın".kehf.110. Amellerini sırf Allah için yapsın, o memnun olsun diye yapsın. Bunun dışında yapılan amellerin neticeleri rezilliktir, perişanlıktır. Çünkü "Kim yapmış olduğu amelleri insanlara göstermek için açığa vurursa, Allah kıyamet günü bütün insanların huzurunda gösterişle yapmış olduğu tüm amellerini ilan eder ve onu rezil ve rüsvay eder." buyurmuştur. Ebu Hureyre ra' den gelen bir hadiste, Resulullah sav şöyle buyurmaktadır: "Ahir zamanda bir takım insanlar çıkacaklar, bunlar dünya menfaatleri uğruna dinlerini alet ederler ve halka gösteriş yapmak maksadıyla koyun postuna bürünürler. Konuşmaları baldan tatlı, kalpleri kurtların kalbi gibidir." Allah ü Teala bunlar hakkında Kudsi bir hadiste şöyle buyuruyor. Beni mi aldatıyorsunuz, yoksa bana cüretkar mı davranıyorsunuz Zat-ı Uluhiyetime yemin ederim onlara öyle zalimleri musallat ederim ki, onlar akıllı bir kimseyi şaşkına çevirir."diye buyurdu. Piyasa bunlarla dolu. Koyun postuna bürünürler, konuşmaları baldan tatlı ve kalpleri kurtların kalbi gibidir, diyor efendimiz as. Allah korusun bizleri. Peki nasıl olacak? nasıl baş edeceğiz? nasıl tanıyacağız? nasıl korunacağız bunlardan kıymetli okurlar. Tek çözüm yolu Allah a sığınmaktır. Nasıl sığınacağız Allah a? Onun terbiyesine girmekle. Bizi yaratan odur ve hayatımıza program koyucu da odur. Peki Nedir o program? O nun kitabı olan Kuran ve Resulünün sünnetidir. Bunlara sımsıkı sarılacağız ki, Kuran ve sünneti hayatımıza düstur edineceğiz ki o durumlara düşmeyelim ve düşürmeye çalışanları ve o durumda olanları tanıyalım. Alternatif olan tek yol bu. Amellerinde riya-gösteriş ve nam yapanlar için efendimizden tehditler devam ediyor Ebu Hüreyre ra' den gelen rivayette. Resulullah asv şöyle buyuruyor:" Hüzün kuyusundan Allah a sığının Ashap: Ya Resulallah! Hüzün kuyusu nedir diye sordular. Resulullah sav: "Orası Cehennemde bir vadidir ki, Cehennem bile o vadiden her gün yüz defa Allah a sığınır". cevabını verdi. Ashap: Ya Resulallah oraya kimler girecek? diye sordular. Resulullah sav: "Amellerini gösteriş için yapan riyakar hafızlar" diye cevap verdi. Evet kıymetli okurlar. Riya ve gösteriş içerisinde muamelesini sürdürenlerin akıbetlerinin nasıl olduğunu öğreniyoruz. Âmâ iş bununla da bitmiyor. Daha tehlikeli boyutuyla da Efendimiz bizleri uyarıyor. Çok daha tehlikeli ve çok daha dehşet verici boyutuyla: Şeddat ra'den gelen bir rivayette Resulullah sav şöyle buyuruyor." Gösteriş yaparak namaz kılan, gösteriş yaparak oruç tutan ve gösteriş yaparak sadaka veren, Allah a şirk koşmuş olur." Diğer bir hadisi şerifte ise efendimiz şöyle buyuruyor: Ümmetim adına en çok korktuğum, onların Allah a şirk koşmalarıdır. Fakat ben onların güneşe, aya ve puta tapacaklarını söylemiyorum. Lakin Allah tan başka kimseler için amel yapacaklarından ve gizli şehvete tabi olacaklarından korkuyorum. buyurdu. Ümmeti olan bizler için büyük tereddütler taşımaya devam ediyor efendimiz sav. Bakın ne buyuruyor bizlere "Sizin hakkınızda en çok korktuğum küçük şirktir." Ashap Küçük şirk nedir ya Resulallah, dediler. Resulullah sav: Gösteriş yapmaktır. Allah Teala insanlara yapmış oldukları amellerin mükafatını verdiği zaman, riyakarlara da (Ey riyakarlar) Siz dünyada gösteriş yaptığınız kişilere gidin! Bakın onların yanında size verecekleri bir mükafat bulabilecek misiniz." buyurur. Elbette ki bulamayacaklar kıy okurlar. "Çünkü Allah, içerisinde hardal tanesi kadar da olsa, riya bulunan bir ameli kabul etmez." diye buyurmaktadır. Kıymetli Okurlar: Şöyle en başta kendimizi bir kontrol ediverelim, etrafımızı kontrol edelim, münasebet kurduğumuz, samimi olduğumuz insanları kontrol edelim. İçinde yaşamış olduğumuz, beraber yaşıyor olduğumuz toplumu ve insanları bir kontrol edelim. İbretli bir göz ve mantıkla bir süzelim, neler görüp hissedeceğiz. Allah muhafaza, amel ve davranışlarımızın kaçta kaçı bu anlatı- lan kriter ve ölçülere uygun olur. Davranışlarımız Allah için mi? Konuşmalarımız Allah için mi? Sadaka ve iyiliklerimiz sadece Allah'ın memnuniyeti için mi? Düğünlerimizdeki gayri meşru şekil ve uygularımız, şatafat ve fantezilerimiz, sınır tanımaz lüksümüz, gurur ve kibrimiz sadece Allah için mi? Taziyelerimizdeki gösteriş, boy gösterileri ve tamamen nefse hitap eden konuşmalarımız..? Bizler ve toplum içindeki insanlar öleceğimiz günün hesabını yapmayacak mıyız? Yani ölmeyecek miyiz? Allah ın mutlak hakimi olduğu o hesap gününde o karar gününde, Allah a her aldığımız ve verdiğimiz nefeslerin hesabını vermeyecek miyiz? O günde mutlak yaratıcı olan Allah a, dünyadayken hangi amellerimizi, veya amellerimizin kaçta kaçını, yarabbi! sırf senin rızan için, sırf sen memnun olasın diye yaptık diyebileceğiz. Biraz düşünelim... Bundan böyle davranışlarımızın tümünü ama tümünü baştan sona bu kriterlere uygun bir şekilde gözden geçirmeli ve bu ölçülere göre tanzim etmeliyiz. Bu kriterlere uygun bir hale getirmeliyiz kıy okurlar. Ve bundan böyle tüm amellerimizi sadece Allah memnun olsun diye yapalım. O razı olsun diye yapalım, bizi sadece O takdir etsin diye yapalım. Başkaları alkışlasın, başkalarının gözünde büyüyelim, başkaları nezdinde şöhretimiz büyüsün adına hiçbir hedefimiz olmayacak. Bırakalım da Allah takdir etsin ve sevsin bizleri, böyle bir endişemiz de olmasın. Başkalarının gözünde şöhrete kurban gitmemeliyiz. Riyadan sakınacağız. Allah korusun riya, insan nefsinin ve şeytanın, bize karşı oynayabileceği en son silâhıdır. Sapma ve saptırma adına, önüne çıkan tüm engelleri yenen, tüm tehlikelere göğüs geren nice mü minler, burada mağlubiyetin acısını tatmaktadır. İnsanın tökezlediği, çabuk düştüğü nokta burasıdır. Hem öyle korkunç bir silâhtır ki bu riya, Allah korusun tüm amelleri yok ediverir, kökünden kazıverir. Öyleyse tüm amellerimiz Allah için olacak. Namaz mı kılıyoruz, Allah için kılacağız. Birisine yardım mı, Allah için yapacağız. İlim mi öğreniyoruz, Sadece Allah için öğreneceğiz. Bir amelimi yapacağız, sadece Allah memnun olsun ve beğensin diye yapacağız. Allah için yaptığımız bir amele Allah la birlikte başkalarını ortak etmeyeceğiz. Yoksa Allah korusun yaptığımız nice iyi niyetli amellerimizi de boşa çıkartmış olacağız. Efendimiz şirkten ve riyadan sakınmak için şöyle dua edin diyor. Allah ım! Bildiğimiz bir şeyi sana ortak koşmadan sana sığınırız. Bilmediğimiz şeyler için de senden bağışlanmamızı dileriz. Mevlam sadece O nun rızasını kazanmak adına olan amelleri işleyenlerden eylesin. Tüm ümmeti, amelleri yok edici riya ve gösterişli hareketlerden uzak tutsun. Kıyamet günü amellerine riya ve şirk bulaşmamış, ameli tertemiz olanlardan eylesin. AMİN DÜZENLİ EGZERSİZ KISIRLIĞI ÖNLÜYOR Kadın Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Hakan Çoksüer, düzenli egzersiz yapmanın hem kadınlarda hem de erkeklerde kısırlığı önlediğini söyledi Diyarbakır Veni Vidi Hastanesi Tüp Bebek Merkezi'nde görevli Kadın Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Medikal Akupunkturist Doç. Dr. Hakan Çoksüer, kilo sorunlarının kısırlık gibi bir sorunu da ortaya çıkardığı uyarısında bulunarak, kısırlık sorunları olan kişilerin hem egzersiz hem de beslenmeye dikkat etmesi gerektiğini ifade etti. Bu sorunların yaşanmaması için muhakkak özenli bir egzersiz ve beslenme programı hazırlanması gerektiğini aktaran Çoksüer, düzenli egzersiz programları, hem fiziksel hem de ve ruhsal açıdan kendini iyi hissetmeye de neden olduğunu belirtti. Çoksüer, "Egzersiz, insüline duyarlılığını arttırarak gebe kalma şansını arttırmaktadır. Kilolu kişilerde haftada 2-3 saat egzersiz programı yapanlarda kısırlık riskini yüzde 5 oranında azaltabilmektedir. Bu durum, Beden kitle indeksinden bağımsız olarak fiziksel aktivitenin ovarian fonksiyonlarını koruyabileceğine dair bulgular olduğunu göstermektedir. Obez ve infertil kadınlarla yapılan bir çalışmada, kilo vermenin, fiziksel zindeliği geliştirmenin ve psikolojik iyi olma halinin ovulasyon ve gebelik oranlarını artırdığı belirlenmiştir. Yapılan çalışmalarda orta seviyedeki egzersiz ve iyi ayarlanmış bir diyet tüketiminin fertiliteyi olumlu etkileyeceği düşünülmektedir" dedi. "ASANSÖR YERİNE MERDİVENLERİN KULLANILMALI" l Özellikle son zamanlarda yapılan araştırmalarda, spor ve egzersizlere önem veren çiftlerde gebelik olasılığı yoğun bir şekilde artış gösterildiğinin bilgisini veren Çoksüer, bu nedenle spor ve egzersiz yapmak kişinin yaşamını olumlu yönde etkilediğini aktardı. Çoksüer, "Fiziksel aktivitelerde yaşanan artış sonrasında kişilerin sperm ve yumurta üretiminde önemli kalite artışları yaşanmaktadır. Yapılan aktiviteler sonrasında çiftlerin üreme hormonları düzenli salınmasına neden olur. Kısırlık sorunu ile karşı karşıya kalan çiftler için özellikle kalorisi düşük olan besinler tüketmek ve fiziksel aktivite yapmak en önemli tedavi süreci olmaktadır" diye konuştu. Haftada 3 defa yarım veya bir saat spor yapılmasının, özellikle obezite ve kalp hastalıklarından korunmada önemli olduğunu vurgulayan Çoksüer, alışverişe araba yerine yürüyerek gidilmesi, asansör yerine merdivenlerin kullanılması önerisinde bulundu.

HABER 18 ARALIK 2014 PERŞEMBE Belediye Eşbaşkanı Gülistan Akel, Belediye Eşbaşkan Yardımcıları Nasır Taş, Semra Güneş, Aziz Aksin ve İdris Ekmen ile birlikte Petrol İş Sendikası Batman Şubesini ziyaret etti Eşbaşkan Akel ve beraberindekileri Petrol İş Başkanı Mustafa Tekik ve yönetim kurulu üyeleri karşıladı. Sendikayı daha önceden ziyaret etmeyi düşündüklerini belirten Eşbaşkan Akel, ancak içinden geçtikleri olağanüstü süreçler nedeniyle ziyareti ancak şimdi gerçekleştirdiklerini dile getirdi. Petrol İş Şube Başkanı Mustafa Tekik ise, Halkın kaynaklarının halka iade edilmesini istiyoruz dedi. l Batman Belediyesi olarak seçimden bu yana hem 5 yıllık stratejik plan çalışmaları konusunda görüş alışverişinde bulunmak hem de sivil toplum örgütlerinin öneri ve çalışmalarını yakından takip etmek amacıyla ziyaretler gerçekleştirdiklerini dile getiren Eşbaşkan Akel, Batman Belediyesi olarak tüm kurumlarımızla ortak bir anlayış çerçevesinde kentin sorunlarını çözmeye çalışıyoruz. Petrol İş in son dönemde karşılaştığı sorunları yakından takip ediyoruz. AKP hükümeti sivil toplum örgütlerine olduğu gibi tüm eski köklü kuruluşlarına özelleştirme üzerinden kısa vadede kar amaçlı bir anlayış ve stratejiyle yaklaşıyor. Batman da son dönemlerde yaşananlara bu çerçeveden bakıyoruz. Batman ın taşıdığı işçi potansiyeli de göz önünde bulundurduğumuzda AKP hükümetinin özelleştirme çerçevesinde yürürlüğe koyduğu politika ve attığı adımları kaygı verici olarak değerlendiriyoruz. Batman Belediyesi olarak bizler her zaman yanınızda olacağız dedi. HALKIN KAYNAKLARININ HALKA İADE EDILMESINI ISTIYORUZ l Akel den sonra sözü alan Tekik de, ziyaretinden dolayı Akel e teşekkür etti. bu yaklaşımlar batmanda,ki işçi potansiyalinden dolayı kaygı verici bir durum yarattığını belirtti. Özelleştirme politikası konusunda hükümet her ne kadar efelense de İMF ve küresel güçlerin politikasını hayata geçirdiğini dile getiren Tekik, TPAO ile ilgili de enerji Bakanının önüne koyduğu bir hedef var, tüm sivil kuruluşları tasfiye etmek. Enerji kuruluşları özellikle karlı olanları TPAO, TEAŞ, BOTAŞ gibi kurumları özelleştirerek ve yandaşlarına peşkeş çekmek, bu kuruluşların rengini değiştirmek ve yeşil sermayeyi daha fazla palazlandırmaya yönelik girişimleri var. Biz bu politikalara karşı sonuna kadar direneceğiz. Biz bunları Bakanlara ve Milletvekillerine de ifade ettik. İki gündür TÜPRAŞ ta bu politikalara karşı basın açıklaması ve yürüyüşlerele eylemlerimizi sürdürüyoruz. Bu konuda ortaklaşmak, sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya gelmek önceliğimiz var. Bütün kurumlarımızı bu çerçevede zaten bilgilendirdik. Yerel yönetimlerimizi bu işin baş aktörleri olarak görüyoruz. Kürt halkına ait kaynakların Kürt halkına yerel yönetimler eliyle iadesiyle ilgili olarak bir çalışma başlatmak istiyoruz dedi.

18 ARALIK 2014 PERŞEMBE HABER EZIDILER, IŞID'E LANET YAĞDIRIYOR Irak ın Sincar bölgesinde yaşayan ve IŞİD'in saldırıları sonucu kaçarak Batman a yerleşen Ezidiler, yaşadıklarını anlatarak IŞİD'in eşlerini gözlerinin önünde öldürdüğünü söyledi. Batman a gelip belediyeye ait belediye spor tesislerine yerleşen, çoğu kadın ve çocuklardan oluşan yaklaşık 300 Ezidi, IŞİD terörünün biran önce yurtlarını terk etmesi için dua ediyor. Belediyenin kendilerine açtığı tesislerde kalan kadınların çoğu savaşta kocalarını, çocuklarını, birçoğu ise babalarını kaybetti. Yaşanan savaşta kocasını ve çocuklarını kaybeden Fatima Derzan, IŞİD'in kocasını gözünün önünde öldürdüğünü ve yaşananların kendisini olumsuz etkilediğini belirterek, "IŞİD çocuklarımızı babasız bıraktı. Biz Şengal de 1 hafta boyunca savaşın ortasında kaldık. Yaşanan savaş birçok akrabamızın ölüme neden olurken birçok kadın ise IŞİD örgütü tarafından rehin alındı. Dünya bizim sesimize kulak vermedi. Buraya zor durumlarda geldik. Şu an burada kalan birçok kadın kocasız birçok çocuk ise babasız. Hayat mücadelesi veriyor" dedi. "EŞLERİMİZ GÖZÜMÜZÜN ÖNÜNDE ÖLDÜRÜLDÜ" l Ezidi kadınlardan Asmar Erdir ise, birçok kadının IŞİD tarafından rehin alındığını ve köle olarak kullanıldığını belirterek, yaşadıkları zorlukları hayatları boyunca unutamayacaklarını söyledi. Kadınların köle gibi kullanıldığını ifade eden Erdir, "Kocalarımız ve erkek çocuklarımız gözümüzün önünde vahşice öldürüldü. Biz bunları gözümüzle gördük. Ama kimse bizim sesimize kulak vermedi. Yaşadıklarımızı sadece Allah bilir. Biz şimdilik buradayız, ancak her gün dua ediyoruz. Bize yapılan bu zulmün bir gün bitmesini bekliyoruz" diye konuştu. 39 AİLE 3 KATLI TESİSTE KALIYOR l Batman a yerleşen yaklaşık 39 aile günlük ihtiyaçlarını kısıt imkanlarla yerine getirmeye çalışıyor. Banyo ve temizlik konusunda sorun yaşayan Ezidiler çamaşırlarını elde leğende yıkayıp tesislerin bahçesinde bulunan ağaçlara asıyor. Erkekler saç traşını aldıkları makinelerle kendileri yapıyorlar. İnsan Hakları Derneği Batman Şube üyesi Abdullah Mehmetoğlu, yaklaşık bir yıldır tesislerde yaşayan Ezidilerin zor şartlar altına yaşadıklarını belirterek, onların çektikleri zorluklara her gün şahitlik ettiğini sözlerine ekledi. İHA

HABER 18 ARALIK 2014 PERŞEMBE Suriyeli aile zor şartlarda yaşam mücadelesi veriyor Serêkaniyê nin Menacîr beldesinden kaçarak Batman a sığınan 2 çocuklu ailenin mağduriyeti kışın gelmesiyle daha da arttı Soğuklarda yakacakları bulunmayan ve ellerinde yiyecekleri kalmayan aile, yetkililerden ve hayırseverlerden yardım bekliyor. Raman Mahallesi 1812 Sokak No:11 de kalan Suriyeli aile, Batman a geldikleri yaklaşık 3 yıldan beri sadece iki defa kendilerine gıda yardımı yapıldığını belirterek seslerini yetkililere ulaştırmaya çalışıyorlar. İç savaşın başlamasıyla ülkelerinden kaçıp Batman a yerleştiklerini söyleyen İman Hüseyin isimli kadın, 4 kişilik nüfusuyla kendi imkânlarıyla tutukları kiralık olan derme çatma bir evde yaşam mücadelesi veriyor. Suriye nin Serêkaniyê bölgesindeki Menacir beldesinden gelerek Batman a sığınan Kasım Mahmud ile İman Hüseyin çifti, çok zor şartlarda kıt kanaat geçindiklerini ifade ederek yaşadıkları sıkıntıları anlattılar. İnşaatta amele olarak çalıştığını, ama kışın azalan inşaat işlerinden dolayı bir türlü iş bulamadığını söyleyen Kasım Mahmud, işverenlerin kendisine imkân vermesini isteyerek bu sayede çalışıp ailesini geçindirmek istediğini dile getirdi. Batman a sığındıkları 3 yıldan bu yana AFAD ın ve Belediyenin sadece birer defa kendilerine gıda yardımı yaptıklarını vurgulayan Mahmud, yetkililerin kendilerine yardımcı olmasını istedi. KENDİLERİNİ ISITACAK SADECE İKİ BATTANİYELERİ VAR Çok zor şartlarda geçinebildiklerini ifade eden iki çocuk annesi İman Hüseyin, Suriye deki iç savaştan kaçarak Batman a sığındık. Eşim yaz aylarında nadirde olsa inşaatlarda çalışarak bize bakıyor. Ama gelen kış nedeniyle inşaat sektöründe iş olmadığından dolayı eşim çalışamıyor. Bu yüzden çok sıkıntılar yaşıyoruz. Bu şekilde burada birkaç kış atlattık. Ama yokluk bizler için gerçekten çok zordur. İlkha

18 ARALIK 2014 PERŞEMBE HABER Bal ceviz ve çilek festivalinde en iyi bal ödülünü alan Kandemir; Hakiki bal da doğal kekik kokusu vardır, vatandaşlar buna dikkat etsin Hasankeyf Orkestrası ndan Urmiye deki siyasi tutsaklara destek İran ın Urmiye Cezaevi nde bulunan 29 Kürt siyasi tutuklunun rejimin baskılarına ve idam cezalarına karşı başlattığı ve 30. Gününe giren açlık grevi eylemleri sürerken, dünyanın her yanındaki destek ve dayanışma eylemleri de artarak devam ediyor Batman Belediyesi Hasankeyf Orkestrası da Urmiye de siyasi tutsakların başlattığı eyleme dikkat çekmek ve tutsaklarla dayanışma içinde olduğunu göstermek amacıyla Urmiye isimli yeni bir eser besteledi. İran devletinin insanlık dışı uygulamaları ve siyasi tutsaklara yönelik gerçekleştirdiği idam cezalarına karşı Urmiye cezaevindeki siyasi tutsakların başlattığı süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemleri bir ayını geride bırakırken, dünyanın her yerinden İran devletine karşı tepkiler ve tutsaklarla dayanışma eylemleri de ses getiriyor. İran devletinin insanlık dışı uygulamalarına belki de en ilginç tepki Batman Belediyesi Hasankeyf Orkestrası ndan geldi. Siyasi tutsakların başlattığı ve kritik bir aşama giren eylemlerine duyarlılık ve destek oluşturmak amacıyla Batman Belediyesi Hasankeyf Orkestrası Urmiye adlı yeni bir eser besteledi. MİZGİN TAHİR: YÜREĞİMİZ İNSANCA BİR YAŞAM İÇİN DİRENENLERLE l İki yıldır sanatsal çalışmalarını sürdüren ve bu güne kadar Kürt müziğine değişik eserler kazandıran Kürt Opera sanatçısı Mizgin Tahir yönetimindeki Batman Belediyesi Hasankeyf Orkestrası nın son eseri Urmiye adlı eseri oldu. Batman Belediyesi Edip Solmaz halk evinde Orkestra ile eserin son provalarını gerçekleştiren Kürt sanatçı Mizgin Tahir, Urmiye isimli bu çalışmanın yakında düzenleyecekleri konserlerle seslendireceklerini belirterek, Bu eser vahşete, insanlık dışı uygulamalara karşı gösterdiğimiz sanatsal bir tepki. Sanat, zaten özü itibariyle baskıya ve zulme karşı başkaldırıyı, ezilenden ve yaşamdan yana olmayı ifade eder. Urmiye zindanlarında insanca bir yaşam için siyasi direnen siyasi tutsaklar ile dayanışma içinde olduğumuzu göstermemiz ve bütün dünyanın dikkatini oraya çekmemiz gerekiyor. Yüreğimiz, Urmiye de daha güzel bir dünya için bedenini ölüm açlığına yatıran bu güzel insanlarla birlikte. Bütün duyarlı insanlara çağrımız, Urmiye deki bu insanlık çığlığına karşı sessiz kalmamaları ve tepkilerini ortaya koymalarıdır dedi. Televizyonlarda reklamı yapılarak çok ucuza satılan ballara itimat edilmemesi gerektiğini belirten Kandemir, kendi balını hiç bir katkı maddesi olmadan üretmeye çalıştığını söyledi. Sason bölgesinde, bal üretimi yapılan diğer bölgelere nazaran nem oranının daha yüksek olduğunu ifade eden Recep Kandemir, dolayısıyla daha az bal üretilmekle beraber, çok daha kaliteli bir balın ortaya çıktığını dile getirdi. Kandemir, Sason balının kaliteli olmasındaki en büyük etkenin çiçek oranı ve çeşitliliğinin fazlalığı olduğunu aktardı. Kandemir, hakiki balı anlamak için evvela tatmak gerektiğini ifade ederek, "Şekerli balda doğal kekik kokusu yoktur, sadece hakiki balda Sason ilçesinde, bu sene yapılan Bal Ceviz ve Çilek Festivali'nde en iyi bal ödülünü alan Recep Kandemir, kaliteli bal ile ilgili yaptığı açıklamada, "Kaliteli balda doğal kekik kokusu vardır, insanlar buna bakarak bal alsın. Ayrıca televizyonlarda satılan ucuz ballara itimat edilmemeli. Sahte ballar, çeşitli sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına neden olur" dedi bu doğal koku vardır" diye konuştu. "SAHTE BAL KANSER YAPABİLİR" l Vatandaşların, televizyonlarda dönen reklamlarda tanıtılan ucuz ballara itimat etmemesi gerektiğini vurgulayan Kandemir, "Onlar kesinlikle bal değil, bana göre onlar şeker bile değil. Doğal yollarla üretilmeyen ve tamamen doğal olmayan ballar tehlikelidir. İnsan sağlığına çok zararlıdır, kanser dahi yapabilir. Kesinlikle itibar edilmesin. Şimdiye kadar devam eden kaliteli ve şekersiz Sason balının, bu doğal kalitesini bozmamak için vatandaşımızdan, bundan sonrada katkı maddesi kullanmamasını rica ediyorum" şeklinde konuştu. İHA Nejdet Atalay, Rektör Ağırakça yı ziyaret etti Mardin de düzenlenecek Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) il kongresi kapsamında temaslarda bulunan DBP temsilcileri Mardin Artuklu Üniversitesi'ne Vekil Rektör olarak atanan Prof. Dr. Ahmet Ağırakça yı makamında ziyaret etti Rektör Ahmet Ağırakça ile DBP temsilcileri arasında gerçekleştirilen görüşmede Mardin Artuklu Üniversitesi nin bölgenin kalkınması ve barış sürecine yaptığı büyük katkının yanı sıra üniversite bünyesinde kurulan Yaşayan Diller Enstitüsü'nün çalışmaları ele alındı. Batman eski Belediye Başkan'ı Nejdet Atalay, bölgenin yapısına ve hassasiyetlerine derinlikle vakıf olan ve bu konudaki akademik çalışmalarıyla tanınan bir akademisyenin Mardin Artuklu Üniversitesine atanmış olmasının çok isabetli olduğunu dile getirdi.bazı yanlış uygulamaların sadece siyasi alanda değil toplumun bütün yaşam alanlarında tahribat oluşturduğunu ifade eden Prof. Dr. Ahmet Ağırakça ise 1920 lerde bu ülkenin inşa edilmesinde hep birlikte ve kardeşçe mücadele veren halkların birbirlerinden uzak kalmalarının asla kabul edilemeyeceğini belirterek, üniversite olarak bütün siyasi parti ve düşüncelere adil ve eşit mesafede bir yaklaşım sergileyeceklerini ve herkese adil davranacaklarını söyledi. Üniversite olarak barış sürecine gereken en büyük katkıyı sağlayacaklarının altını çizen Rektör Ağırakça, asırlardır bu coğrafya üzerinde yaşayan halkların, farklılıkları bir arada yaşattığı şehir Mardin in ortak yaşam kültürünün en güzel modelini teşkil ettiğini dile getirdi. Prof. Dr. Ağırakça, "Üniversitenin bu medeni ve kültürel birikimin daha da gelişmesi ve barış olgusunun gerçekleşmesi için çok ciddi bir birleştirici ve uzlaşıcı eğitim ve öğretim anlayışından hareket edecektir. Nitekim Yaşayan Diller Enstitüsü'nün daha da gelişmesi ve akademik anlamda katkı sağlaması için enstitünün bütün öğrenci ve akademisyenlerine destekler arttırılacaktır" dedi. Atalay ve ona eşlik eden Aysel Erol, Beran Yıldırım, Nazım Kök, Sihem Elveren ve Abdulkerim Ağırakçe, Prof. Dr. Ağırakça'ya kendilerini kabul ettiği için teşekkür etti. İha