2004 YILINDA ELDE EDİLEN MENKUL SERMAYE İRATLARININ BEYANI VE VERGİLENDİRİLMESİ



Benzer belgeler
2005 YILINDA MENKUL KIYMETLERDEN VE DİĞER SERMAYE PİYASASI ARAÇLARINDAN ELDE EDİLEN GELİRLERİN BEYANI VE VERGİLENDİRİLMESİ & BU GELİRLER İÇİN 2006

SİNERJİ SİRKÜLER RAPOR

100 SORUDA 2007 YILINDA MENKUL KIYMETLERDEN VE DİĞER SERMAYE PİYASASI ARAÇLARINDAN ELDE EDİLEN GELİRLERİN

Gelir Vergisi Kanununun Geçici 67. maddesi kapsamında vergi kesintisine tabi tutulmuş olan

Sayı : 2018/233 2 Tarih : Ö Z E L B Ü L T E N. MENKUL SERMAYE İRADI BEYANI (2017 Yılı Kazançları)

SİNERJİ SİRKÜLER RAPOR

SİRKÜLER NO: POZ-2004 / 34 İST, 25/01/2004. ÖZET: 2003 yılı gelirlerinin toplanması ve beyanı.

FİRMA YÖNETİCİLERİ VE MUHASEBE BİRİMLERİNİN DİKKATLERİNE, 2006 YILI GELİRLERİNİN VERGİLENDİRİLMESİ

2009 YILINDA TÜRK MENKUL KIYMETLERİNDEN ELDE EDİLEN KAZANÇLARIN TAM MÜKELLEF GERÇEK KİŞİLER AÇISINDAN VERGİLENDİRİLMESİ

Gelir Vergisi Kanunu nun Geçici 67.maddesi kapsamında vergi kesintisine tabi tutulmuş olan; (Ticari kazançla ilişkisi olmaması şartıyla)

FİRMA YÖNETİCİLERİ VE MUHASEBE BİRİMLERİNİN DİKKATLERİNE, 2004 YILI GELİRLERİNİN VERGİLENDİRİLMESİ

YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERE TASDİKİ ZORUNLU İŞLEMLER YENİDEN DEĞERLEME ORANLARI YILLIK GELİR VERGİSİ BEYANNAMESİ VERİLMEYEN HALLER (2011 Yılı Gelirleri

I. STOPAJ YÖNTEMĠNE TABĠ MENKUL SERMAYE GELĠRLERĠ VE DEĞER ARTIġ KAZANÇLARI


2016 Yılı Menkul Kıymet Gelirlerinin Vergilendirilmesi

KİRA GELİRİ İLE İLGİLİ BİLİNMESİ GEREKENLER

FİRMA YÖNETİCİLERİ VE MUHASEBE BİRİMLERİNİN DİKKATLERİNE, 2005 YILI GELİRLERİNİN VERGİLENDİRİLMESİ

SİRKÜLER NO: POZ-2004 / 33 İST, 17/02/2004

Tam Mükellef Gerçek Kişilerce 2010 Takvim Yılında Elde Edilen Gelirlerin Beyanı

TABLO YILINDA ELDE EDİLEN MENKUL SERMAYE GELİRLERİNİN BEYAN VE VERGİLEME ESASLARI. Tam Mükellef Sermaye Şirketi ve Yatırım Fonu (**)

HİSSE SENEDİ ALIM SATIM KAZANCI TAM MÜKELLEF KURUM TAM MÜKELLEF GERÇEK KİŞİ DAR MÜKELLEF KURUM (1) DAR MÜKELLEF GERÇEK KİŞİ

% 0 stopaja tabi olup, kurumlar vergisine tabidir. (5) Nakit teminatlardan elde edilen gelirler % 15 stopaja tabidir.

2012 YILINDA ELDE EDİLEN MENKUL SERMAYE GELİRLERİNİN BEYAN VE VERGİLEME ESASLARI KURUM. Yatırım Fonu (**)

İMKB de işlem gören hisse senetleri alım satım kazançları % 0 stopaja tabi olup, beyan edilmez.

2012 YILINDA ELDE EDİLEN MENKUL SERMAYE GELİRLERİNİN BEYAN VE VERGİLEME ESASLARI GERÇEK KİŞİ. Yatırım Fonu (**)

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

2013 Yılı Menkul Kıymet Gelirlerinin Vergilendirilmesi

2015 YILINDA ELDE EDİLEN MENKUL SERMAYE GELİRLERİNİN BEYAN VE VERGİLEME ESASLARI GERÇEK KİŞİ. Yatırım Fonu (**)

İrfan VURAL Gelirler Kontrolörü

2013 YILI MENKUL KIYMET GELİRLERİNİN VERGİLENDİRİLMESİ

2011 YILINDA ELDE EDİLEN GELİRLERİN BEYANI VE VERGİLENDİRİLMESİ

MENKUL SERMAYE İRATLARI İLE MENKUL KIYMET ALIM SATIM KAZANÇLARININ VERGİLENDİRİLMESİ

SİRKÜLER 2009 / 09. Gelir Vergisi mükellefleri tarafından 2008 yılında elde ettikleri kazanç ve iratların beyan esasları aşağıdaki gibi olacaktır.

Özet: tarihinden geçerli olmak üzere Gelir Vergisi Kanununda uygulanmakta olan bazı miktarlarda değişiklik yapılmıştır.

2017 Yılı Menkul Kıymet Gelirlerinin Vergilendirilmesi

278 SERİ NO'LU GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ

MENKUL SERMAYE İRADI ELDE EDENLER İÇİN GELİR VERGİSİ BEYANNAME DÜZENLEME REHBERİ 2013

SİRKÜLER RAPOR. Sirküler Tarihi: Sirküler No: 2009/5

2 yıldan fazla elde tutulan tam mükellef kurumlara ait hisse senetlerinden elde edilen kazançlar istisnadır.

SİRKÜLER 2011 / 01. Gelir Vergisi Kanununun 2011 Yılı Uygulamasına Yönelik Tarifeler, İstisna/İndirim Hadleri, Tutarları ve Oranları

STOPAJ STOPAJ. -Stopaja tabi değildir

2012 YILINDA ELDE EDİLEN KAZANÇLARIN GELİR VERGİSİ BEYANI

10 oranında stopaja tabi. - 1 yıldan fazla süreyle elde tutulan menkul kıymet yatırım ortaklığı hisse senetleri stopaja tabi değil.

Şubat Menkul Sermaye Gelirlerine İlişkin 2012 ve 2013 Yılı Vergi Rehberi

2013 TAKVİM YILINDA ELDE EDİLEN GELİRLERİN BEYANI

Konu: Menkul kıymetlerden 2018 yılında elde edilen gelirlerin vergilendirilmesi.

SİRKÜLER RAPOR ( )

Özelge: Şirket hissedarlarına ait arsanın kiralanarak arsa üzerine yapılacak binanın inşaasına ilişkin harcamaların GV ve KDV karşısındaki durumu.

GVK nun Geçici 67. Maddesi Kapsamında Elde Edilen Gelirlere İlişkin GVK Genel Tebliği Yayımlandı DUYURU NO:2007/12 İstanbul,

ÜRÜNLER VE GELİR TÜRÜ TAM MÜKELLEF KURUM TAM MÜKELLEF GERÇEK KİŞİ DAR MÜKELLEF** KURUM*** DAR MÜKELLEF GERÇEK KİŞİ***

Gelir Vergisi Genel Tebliği. Seri, Sıra Numarası, No : 266 Sayılı GVK. 28 Aralık 2007 CUMA. Resmi Gazete. Sayı : TEBLİĞ. Maliye Bakanlığından:

Şubat 2012 Vergi. Menkul Sermaye Gelirlerine İlişkin 2011 ve 2012 Yılı Vergi Rehberi

GELİR VERGİSİ KANUNU NDA YER ALAN MAKTU TUTARLAR ARTIRILMIŞTIR

GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (Seri No:266)

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2009/82 TARİH: Gelir Vergisi Kanunu nda Yer Alan Had ve Tutarlara İlişkin 273 no.lu G.V.K.

- Diğer alım satım kazançlarıyla birlikte

Kabul Tarihi: 31/12/2004 Resmi Gazete Tarihi : 31/12/2004

RASYO YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK LTD.ŞTİ.

MENKUL KIYMETYATIRIM ORTAKLIKLARI VE VERGİLEME

2013 YILINDA ELDE EDİLEN MENKUL KIYMET GELİRLERİNİN BEYANI VE VERGİLENDİRİLMESİ

GERÇEK KİŞİLERCE 2005 YILINDA ELDE EDİLEN VE YILLIK BEYANA TABİ GELİR UNSURLARI

2014 Yılı Menkul Kıymet Gelirlerinin Vergilendirilmesi

mali açıklamalar YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK ve BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş.

2014 YILINDA ELDE EDİLEN MENKUL KIYMET GELİRLERİNİN BEYANI VE VERGİLENDİRİLMESİ

ÜRÜNLER VE GELİR TÜRÜ TAM MÜKELLEF KURUM TAM MÜKELLEF GERÇEK KİŞİ DAR MÜKELLEF** KURUM*** DAR MÜKELLEF GERÇEK KİŞİ***

GELİR VERGİSİ KANUN TASARISINDA GERÇEK KİŞİLERİN VERGİLENDİRİLMESİ İLE İLGİLİ YENİ HÜKÜMLER GVK TASARI MADDE 51-88

Arkan & Ergin Uluslararası Denetim ve Y.M.M. A.Ş.

2016 YILINDA ELDE EDİLEN MENKUL SERMAYE GELİRLERİNİN BEYAN VE VERGİLEME ESASLARI GERÇEK KİŞİ. Tam Mükellef. Yatırım Fonu (**)

SİRKÜLER NO: POZ-2011/ 07 İST. 10/01/2011

Yeminli Mali Müşavirlik Bağımsız Denetim ve Danışmanlık. Konu : Tarihinden İtibaren Uygulanacak Olan Gelir Vergisi Maktu Had ve Tutarları

SİRKÜLER ( ) 1- Yeniden Değerleme Oranında Artırılan Had ve Tutarlar:

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

SİRKÜLER 2015/ Gelir Vergisine Tabi Gelirlerin Vergilendirilmesinde Esas Alınan Tarife

2019 YILINDA ELDE EDİLEN MENKUL KIYMET GELİRLERİNİN BEYANI VE VERGİLENDİRİLMESİ

278 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği Yayımlandı DUYURU NO:2011/08

İrfan VURAL Gelirler Kontrolörü I- GİRİŞ :

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2008/62 TARİH:

BÜLTEN. KONU: Gelir Vergisi Kanununda yer alan ve 2015 Yılında Uygulanacak Maktu Had ve Tutarlara İlişkin 287 nolu GV Tebliği yayınlanmıştır.

DUYURU ( ) : 2011 Yılı Kazançlarına İlişkin Verilecek Gelir Vergisi Beyanı Hk.

2009/ Konu: 15 ve 30 ncu Maddedeki Tevkifat Oranlarıyla İlgili Düzenlemeleri Açıklayan Kurumlar Vergisi Sirküleri

2015 Yılı Menkul Kıymet Gelirlerinin Vergilendirilmesi

KİTAPÇIKTA HANGİ GELİRLERİN BEYANINA İLİŞKİN AÇIKLAMALAR YER ALIYOR?

BİLGİ GÜNCELİ /50

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2012/31

SİRKÜLER NO: POZ-2018 / 3 İST,

2) İMKB de işlem gören diğer hisse. senetlerinin satışından elde edilen kazançlar;

Sayı : 2014 / 284 Konu: Bilgilendirme 30 Aralık 2014

100 Soruda 2012 Menkul Kıymet Gelirlerinin Vergilendirilmesi

TAM MÜKELLEF KURUM TAM MÜKELLEF GERÇEK KİŞİ DAR MÜKELLEF KURUM (1) DAR MÜKELLEF GERÇEK KİŞİ

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2016/8

MENKUL KIYMET SATIŞ KAZANCININ TESPİTİNDE ENDEKSLEME SONUCU OLUŞAN ZARARLARIN MAHSUBU MÜMKÜN MÜDÜR?

T.C. MALİYE BAKANLIĞI Gelir İdaresi Başkanlığı 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu Sirküleri /

GERÇEK KİŞİLERCE 2007 YILINDA ELDE EDİLEN VE YILLIK BEYANA TABİ GELİR UNSURLARI

ÜRÜNLER VE GELİR TÜRÜ TAM MÜKELLEF KURUM TAM MÜKELLEF GERÇEK KİŞİ DAR MÜKELLEF KURUM** (1) DAR MÜKELLEF GERÇEK KİŞİ**

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

SİRKÜLER NO: POZ-2015 / 4 İST,

Menkul ve Gayrimenkul Sermaye Gelirlerine İlişkin 2015 ve 2016 Yılı Vergi Rehberi

ÜRÜNLER VE GELİR TÜRÜ TAM MÜKELLEF KURUM TAM MÜKELLEF GERÇEK KİŞİ DAR MÜKELLEF KURUM DAR MÜKELLEF GERÇEK KİŞİ

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

Sirküler no: 013 İstanbul, 3 Şubat 2009

Transkript:

1 2004 YILINDA ELDE EDİLEN MENKUL SERMAYE İRATLARININ BEYANI VE VERGİLENDİRİLMESİ

2 SUNUŞ Hatırlanacağı üzere, geçtiğimiz yıllarda 4444 ve 4710 sayılı Kanunlarla, menkul sermaye iratlarının vergilendirilmesi rejiminde, geçici süreli de olsa, önemli düzenlemeler yapılmıştı. Bu kapsamda, 1999 yılında yürürlüğe giren 4444 sayılı Kanunla, tevkif suretiyle vergilendirilmiş mevduat faizleri, özel finans kurumlarınca ödenen kar payları, repo kazançları ile menkul kıymet yatırım fonu kar payları, tutarı ne olursa olsun 2002 yılı sonuna kadar beyan dışı bırakılırken; 2001 yılında yürürlüğe giren 4710 sayılı Kanunla da, 26-07.2001-31.12.2002 tarihleri arasında ihraç edilen Hazine Bonosu ve Devlet Tahvili faiz gelirleri ile alım-satım kazançları için, ilk kez, 2004 yılı sonuna kadar sürecek istisna uygulaması başlatılmıştı. Bu geçici süreli düzenlemelerin yürürlük süreleri daha sonra kabul edilen çeşitli kanunlarla uzatıldı. Bunlardan sonuncusu da 5281 sayılı Kanunla yapıldı. Daha açık bir ifade ile, 5281 sayılı Kanunla yapılan düzenlemelerle, Gelir Vergisi Kanunu nun Geçici 55 inci maddesinde sayılan menkul sermaye iratlarının beyan dışı bırakılma uygulamasına 2005 yılı sonuna kadar devam edilecek. Yine aynı Kanunun Geçici 59 uncu maddesine konu olan istisna uygulaması ise, 2005 yılında ihraç edilecek Hazine Bonoları ve Devlet Tahvilleri için 2007 yılı sonuna kadar sürdürülecek. Menkul sermaye iratlarının beyanının, özellikle başkaca beyana tabi bir geliri bulunmayan gerçek kişiler yönünden taşıdığı zorluklar dikkate alınarak, beş bölüm halinde hazırlanan bu metnin, 2004 yılında çeşitli kaynaklardan menkul sermaye iradı elde edenlere yararlı olacağını umuyoruz. Ernst&Young

3 I. HAZİNE BONOSU VE DEVLET TAHVİLİ FAİZ GELİRLERİ 1. Hazine Bonosu ve Devlet Tahvili faiz gelirleri, vergiye tabi hangi gelir unsuru kapsamında değerlendirilmektedir? Gelir Vergisi Kanunu nun 75 inci maddesi hükmü gereğince, (5 numaralı bent), gerçek kişilerce Hazine Bonosu ve Devlet Tahvillerinden elde edilen faiz gelirleri, menkul sermaye iradı olarak belli koşullarla beyana ve vergiye tabidir. 2. Özel sektör tahvillerinden elde edilen faiz gelirleri de menkul sermaye iradı kapsamında mıdır? Gelir Vergisi Kanunu nun yukarıda anılan maddesi (75 inci madde) metninde, her nevi tahvil faizlerinin menkul sermaye iradı olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle özel kesim tahvillerinden elde edilen faiz gelirleri de, menkul sermaye iradı olarak belli koşullarla beyana ve vergiye tabi bulunmaktadır. 3. Hazine Bonosu ve Devlet Tahvili faiz gelirlerinde, elde etme ne zaman gerçekleşmektedir? Hazine Bonosu ve Devlet Tahvili faizleri, faiz kuponunun üzerinde yazılı olan tarihte elde edilmiş sayılmaktadır. 4. Devlet Tahvili ve Hazine Bonosu faizleri üzerinden yapılan gelir vergisi tevkifatının oranı nedir?

4 Gelir Vergisi Kanunu nun 94 üncü maddesinde (7 numaralı bent), GVK nın 75 inci maddesinde (5 numaralı bent) yazılı menkul sermaye iratları üzerinden (her nevi tahvil ve Hazine Bonosu faizleri ile Toplu Konut İdaresi, Kamu Ortaklığı İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerden sağlanan gelirler) gelir vergisi kesintisi yapılacağı hükme bağlanmıştır. Bu hükmün bir gereği olarak, 98/11794 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile, 01.10.1998 tarihinden itibaren ihraç edilen Devlet Tahvili ve Hazine Bonosu faizlerinden yapılacak olan vergi kesintisinin oranı % 0 olarak belirlenmiştir. 2005 yılında elde edilecek faiz gelirleri için de bu oran kullanılacaktır ancak 2006 yılı başından itibaren bu gelirler üzerinden % 15 oranında tevkifat yapılmasını öngören yeni düzenlemeler yürürlüğe girecektir. Ancak, hemen belirtelim ki, oranın % 0 olarak uygulanması, bu gelirler üzerinden tevkifat yapılmadığı anlamına gelmemektedir. 5. Devlet Tahvili ve Hazine Bonolarının elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar da menkul sermaye iradı kapsamında mı değerlendirilmektedir? GVK na, 4783 sayılı Kanunla eklenen Mükerrer 80 inci madde hükmüne göre, ivazsız olarak intikal edenlerle, (3) aydan fazla süre elde tutulan ve İMKB nda işlem gören hisse senetleri dışında, menkul kıymetlerin alım-satımından sağlanan kazançlar, menkul sermaye iradı olarak değil, diğer kazanç ve iratlar olarak, belli koşullarla, beyana ve vergiye tabi bulunmaktadır. Bu hükümler kapsamında, Hazine Bonosu (HB) ve Devlet Tahvillerinin (DT)elden çıkarılmasından doğan kazançlar da, değer artış kazancı olarak vergiye tabi kılınmış ; ancak bu kazançların, 2005 yılı başından itibaren, 13.000 YTL si vergiden istisna edilmiştir. 2004 yılı kazançları için uygulanacak istisna tutarı 12 milyar liradır. Ayrıca, GVK nun Geçici 59 uncu maddesi hükmü kapsamında, 26.07.2001-31.12.2005 tarihleri arasında ihraç edilen HB ve DT lerinin elden çıkarılmasından 2005 yılında elde edilen kazançların ( varsa bunlardan elde edilen faiz gelirleri ile birlikte)) 174.033,88 YTL si gelir vergisinden istisna edilecektir. İstisna edilecek tutar, 2004 yılında elde edilen gelirler için, 156.505.290.000.- lira olacaktır. 6. Menkul sermaye iratlarının beyanında indirim oranı uygulamasının esası nedir? Başka hangi tür gelirler için bu uygulama yapılmaktadır? İndirim oranı uygulaması, 4369 sayılı Kanunla, Gelir Vergisi Kanunu nun 76 ncı maddesine eklenen fıkra hükmüne dayanılarak yapılmaktadır. Uygulamanın esasını, bazı menkul sermaye iratlarının, enflasyonun olumsuz etkisinden arındırılmış tutarlarının vergilendirmesi arzusu oluşturmaktadır. Anılan madde hükmünde, kapsama giren menkul sermaye iratlarının gayrisafi tutarına, yeniden değerleme oranının, o dönemde Hazine Bonosu-Devlet Tahvili ihalelerinde oluşan bileşik ortalama faiz oranına bölünmesi suretiyle bulunan indirim oranının uygulanacağı ve bu şekilde bulunan tutarın gayrisafi irattan düşülerek vergiye tabi safi iradın hesaplanacağı belirtilmiştir. Ayrıca, maddede, döviz cinsinden açılan hesaplara ödenen faiz ve kar payları, dövize, altına veya başka bir değere endeksli menkul kıymetler ile döviz cinsinden ihraç edilen menkul kıymetlerden elde edilen gelirlerin, indirim oranı uygulaması kapsamında bulunmadığı açıklanmıştır.

5 İndirim oranı uygulamasına, Devlet Tahvili, Hazine Bonosu, özel sektör tahvil faiz gelirleri Devlet Tahvili, Hazine Bonosu, özel sektör tahvili alım satım kazançları Alacak faizleri Mevduat faizleri Menkul kıymetler yatırım fonu ve ortaklıkları, Risk Sermayesi yatırım fonu ve ortaklıkları ve Gayrimenkul Yatırım fonu ve ortaklıklarından sağlanan kar payları Faizsiz olarak kredi verenlere ödenen kar payları ile kar ve zarar ortaklığı belgesi karşılığı ödenen kar payları ve özel finans kurumlarınca kar ve zarara katılma hesabı karşılığında ödenen kar payları Repo kazançları tabi bulunmaktadır. Gerçek kişilerce, yukarıda sayılan gelirlerden 2004 yılında elde edilenlere uygulanacak indirim oranı, Maliye Bakanlığınca % 43,8 olarak açıklanmıştır. Bu nedenle, gelirin safi tutarı, anılan oranın elde edilen gayrisafi irada uygulanması ve bulunan tutarın gayrisafi irattan düşülmesi suretiyle hesaplanacaktır. Menkul kıymet gelirlerinin beyanı ve vergilendirilmesi ile ilgili olarak 2006 yılı başında yürürlüğe girecek yeni rejimle birlikte indirim oranı uygulaması na da son verilecektir. Özetle, indirim oranı uygulaması son olarak 2005 yılı gelirleri için yapılabilecektir. 7. Devlet Tahvili ve Hazine Bonosu faiz gelirlerinin beyanında, indirim oranı uygulaması yapılacak mıdır? Gelir Vergisi Kanunu nun 76 ncı maddesinde, döviz cinsinden yada dövize endeksli menkul kıymetlerden elde edilen gelirler için, indirim oranı uygulaması yapılamayacağı hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle, ancak, Türk Lirası cinsinden ihraç edilmiş Devlet Tahvilleri ve Hazine Bonosu faizleri ile Toplu Konut İdaresi, Kamu Ortaklığı İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerden 2005 yılında sağlanacak gelirler için indirim oranı uygulaması yapılabilecektir. Döviz cinsinden yada dövize endeksli olarak ihraç edilmiş Hazine Bonosu ve Devlet Tahvillerinden sağlanan gelirler için indirim oranı uygulaması yapılması mümkün değildir. 8. Devlet Tahvili ve Hazine Bonosu faizleri için beyanname verme sınırı nedir? Gelir Vergisi Kanunu nun Beyanname Verilmeyen Haller başlığını taşıyan 86/1-c maddesi hükmüne göre, vergiye tabi gelirin, tevkif sureti ile vergilendirilmiş ve gayri safi tutarları toplamı aynı Kanunun 103 üncü maddesinde yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı aşmayan menkul sermaye iratlarından ibaret olması durumunda beyanname verilmeyeceği ve diğer gelirler nedeniyle

6 beyanname verilmesi halinde de bu gelirlerin beyannameye dahil edilmeyeceği hüküm altına alınmıştır. Devlet Tahvili ve Hazine Bonoları faiz gelirleri üzerinden vergi tevkifatı yapılıyor olması sebebiyle (kesintinin oranı her ne kadar % 0 ise de ), bu gelirler için de beyan sınırı uygulaması yapılmaktadır. Devlet Tahvili ve Hazine Bonolarından 2004 yılında elde edilen faiz gelirlerinin diğer beyana tabi menkul ve gayrimenkul sermaye iratları ile birlikte dikkate alınacak beyanname verme sınırı 14 milyar liradır. Bu sınır, 2005 yılında elde edilecek söz konusu gelirler için ise 15.000 YTL olarak dikkate alınacaktır. GVK nun Geçici 55 inci maddesi hükmü gereğince, beyan edilmeyecek menkul sermaye iratları, beyanname verme sınırının aşılıp aşılmadığının tesbitinde, dikkate alınmayacaktır. Öte yandan, belirtilen sınırın aşılıp aşılmadığı, iradın gayrisafi tutarına göre değil, indirim oranı ve (kapsamda bulunuyorsa) istisna uygulandıktan sonra kalan tutara göre belirlenecektir. 9. 2004 yılında Devlet Tahvili ve Hazine Bonosu faizleri için uygulanan istisna tutarı ne kadardır? 2004 yılında Hazine Bonosu ve Devlet Tahvillerinden elde edilen tüm faiz gelirleri için genel nitelikte bir istisna uygulaması söz konusu değildir. 4710 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanunu na eklenen Geçici 59 uncu madde hükmü ile, 2004 yılında, sadece, 26.07.2001 tarihinden sonra ihraç edilmiş olan Hazine Bonosu ve Devlet Tahvillerinden elde edilen faiz gelirleri (ve bunların alım satımından sağlanan kazanç toplamı) için 156,505 milyar liralık bir istisna uygulaması yapılmaktadır. Bu nedenle, 2004 yılına ilişkin gelirlerin beyanı sırasında, faiz gelirinin elde edildiği Hazine Bonosu ve Devlet Tahvilinin ihraç tarihi önem kazanmaktadır. İstisna tutarı, 2005 yılında, söz konusu HB ve DT lerinden elde edilecek faiz gelirleri ve alım satım kazançları toplamı için, 174.033 YTL olarak dikkate alınacaktır. 10. Devlet tahvili ve Hazine Bonosu faizleri için, GVK Geçici 59 uncu madde hükmü ile getirilen 156,505 milyar liralık istisna uygulamasına ilişkin esaslar nelerdir? Hazine Bonosu ve Devlet Tahvillerinin faiz gelirleri ve alım-satım kazançlarına ilişkin 156,505 milyar liralık istisna uygulaması, 26.07.2001-31.12.2005 tarihleri arasında ihraç edilen Hazine Bonosu ve Devlet Tahvillerinden 2004 yılında sağlanan faiz geliri ve alım-satım kazançlarını kapsadığından, 2004 yılında Devlet Tahvili ve Hazine Bonosu faiz geliri veya alım-satım kazancı elde edenlerin, beyanname düzenlenmesi aşamasında, bu kazançlarının kaynağı olan Devlet Tahvili ve Hazine Bonolarının belirtilen tarihler arasında ihraç edilmiş olup olmadığına dikkat etmeleri gerekmektedir. İstisna uygulaması kapsamında bulunan ( 26.07.2001 den sonra ihraç edilen) ve 2004 yılında elde edilen Hazine Bonosu ve Devlet Tahvili faiz gelirleri (ve alım-satım kazançları ) ise, önce indirim oranı ( % 43,8 ) uygulamasına tabi tutulacak, daha sonra da bulunan tutardan 156.505.290.000.-

7 liralık istisna düşülecektir. İstisna uygulaması sonucunda bulunan tutarın 14 milyar liralık beyan sınırını aşıyor olması halinde de, istisnadan sonra kalan tutar beyan edilecektir. Bir başka ifadeyle, indirim oranı uygulamasından sonra bulunan tutarın 156.505.290.000.- lirayı yada istisna uygulamasından sonra bulunan tutarın (14) milyar lirayı aşmaması halinde, beyanname verilmeyecektir. 11. Hazine Bonosu ve Devlet Tahvillerinin kullanıldığı repo işlemlerinden sağlanan kazançlar da, GVK nun Geçici 59 uncu maddesi hükmü kapsamında yapılan 156,505 milyar liralık istisna uygulamasından yararlanacak mıdır? Hazine Bonosu ve Devlet Tahvillerinin teminat olarak kullanıldığı repo işlemlerinden sağlanan kazançlar, GVK nun Geçici 59 uncu maddesi hükmü çerçevesinde yapılan 156,505 milyar liralık istisna uygulaması kapsamı dışındadır. 12. Hazine Bonosu ve Devlet Tahvillerine ilişkin 156,505 milyar liralık istisna faiz geliri ve alım satım kazancı için ayrı ayrı uygulanabilecek midir? 2004 yılı gelirleri için 156,505 milyar lira olarak belirlenen ve izleyen yıllar için de yeniden değerleme oranı kullanılarak bulunacak olan istisna tutarı, söz konusu Devlet Tahvili ve Hazine bonolarından elde edilen faiz gelirleri ile alım-satım kazançları toplamına uygulanacaktır. Keza, 2004 yılında elde edilen söz konusu gelirler için de istisna tutarı, faiz ve alım satım gelirleri gelirlerinin toplamına uygulanacaktır. Bir gerçek kişinin, hem faiz geliri ve hem de söz konusu bono ve tahvilleri elden çıkarma dolayısıyla elde ettiği alım-satım kazancının bulunması ve bunların her ikisinin de istisna sınırını aşması halinde, istisnanın hangi kazanca uygulanacağı mükellefçe serbestçe belirlenecektir. 13. Hazine Bonosu ve Devlet Tahvili faiz gelirlerine ilişkin 156,505 milyar liralık istisna uygulamasından faydalananlar, aynı gelir ve kazançlar için, ayrıca, GVK nun Mükerrer 80 inci maddesinde yer alan istisnadan da yararlanabilecekler midir? 4710 sayılı Kanun a konulan bir hükümle, 2004 yılı gelirleri için istisna uygulamasından yararlanacakların, ayrıca, GVK nun Mükerrer 80 incimaddesinde belirtilen istisnadan yararlanmaları önlenmiştir. GVK nun, Gelire Giren Diğer Kazanç ve İratlar başlığını taşıyan 80 inci maddesinde, değer artışı kazançları ile arızi kazançların, tutarının 2004 yılında 12 milyar lirayı aşmış olması koşuluyla, diğer kazanç ve irat olarak gelir vergisine tabi olduğu açıklanmıştır. 14. Hazine Bonosu ve Devlet Tahvillerine ilişkin istisna, hangi tutara uygulanacaktır? 20.12.2001 tarihli Resmi Gazete de yayımlanan 243 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliği nde de

8 belirtildiği üzere, istisna; faiz gelirleri açısından indirim oranı uygulandıktan, elden çıkarma dolayısıyla elde edilen diğer kazançlar açısından ise maliyet bedelinin endekslenmesi yapıldıktan sonra bulunan tutara uygulanacaktır. Örneğin, 2004 yılı için Devlet Tahvili ve Hazine Bonolarına ilişkin 156,505 milyar liralık istisnaya konu faiz gelirinden önce, % 43,8 i indirilecek, kalan tutardan da, istisna tutarı düşülecektir. Tüm bunların sonucunda bulunan tutarın 14 milyar lirayı aşması halinde, indirim ve istisnadan sonra kalan tutar, 1-15 / Mart/2005 tarihleri arasında yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilecektir. 14 milyar liralık beyan sınırının aşılmaması halinde ise, gelir veya kazanç beyan edilmeyecektir. ÖRNEK : Bay (X), 2004 yılında, 26.07.2001 tarihinden sonra ihraç edilmiş Hazine bonolarından 200 milyar lira faiz geliri elde etmiştir. Bay (X) ayrıca, yine 26.07.2001 tarihinden sonra ihraç edilmiş Hazine Bonolarının alım satımından da 60 milyar lira kazanç elde etmiştir. Bay (X) in başka bir geliri bulunmamaktadır. Yukarıdaki örnekte, 26.07.2001 tarihinden sonra ihraç edilmiş Hazine Bonolarından elde edilen faiz geliri ve alım-satım kazancı, 156,505 milyar liralık istisna kapsamındadır. Dolayısıyla, toplam 260 milyar liralık tutara, önce, % 43,8 olarak belirlenen indirim oranı uygulanacak, bu şekilde bulunan 146,120 milyar lira, 156,505 milyar liralık istisna tutarından daha az olduğu için, bu gelirler için yıllık beyanname verilmeyecektir. 15. 26.07.2001 tarihinden sonra ihraç edilmiş Hazine Bonosundan elde edilen faiz gelirlerinin beyanında, indirim oranı, istisna ve beyan sınırı uygulamaları hangi sırayla yapılacaktır? 26.07.2001 tarihinden sonra TL cinsinden ihraç edilen Hazine Bonosu ve Devlet Tahvili faiz gelirlerinin beyanında, önce, gayrisafi tutara, GVK nun 76 ncı maddesinde yer alan indirim oranı uygulanacak ( 2004 yılı için % 43,8), kalan kısımdan 156,505 milyar liralık istisna tutarı düşülecek ve kalan kısmın 14 milyar lirayı aşıp aşmadığına bakılacaktır. Aşması halinde, istisna uygulamasından sonra bulunan tutarın tamamı beyan edilecektir. 16. 26.07.2001 tarihinden önce ihraç edilmiş Hazine Bonosu ve Devlet Tahvillerinden 2004 yılında elde edilmiş faiz gelirleri ve alım satım kazançlarının beyanı hangi esaslara tabi olacaktır? 4710 sayılı Kanun la, 26.07.2001 tarihinden sonra ihraç edilmiş Hazine Bonosu ve Devlet Tahvillerinden sağlanacak faiz gelirleri ve alım-satım kazançları için, 156,505 milyar liralık bir istisna sınırı ( 2004 yılı için) belirlenmiştir. Bu istisna sadece, belirtilen tarihten sonra ihraç edilmiş anılan menkul kıymet gelirleri için uygulanabilecektir. Bu nedenle, belirtilen tarihten önce ihraç edilmiş aynı menkul kıymetlerden 2004 yılında elde edilecek faiz gelirlerinin, önce, GVK nun 76 ncı maddesinde yer alan ve Maliye Bakanlığınca %

9 43,8 olarak açıklanan indirim oranı uygulanmak suretiyle safi tutarının bulunması, (TL cinsinden ihraç edilmiş olması koşuluyla) daha sonra da, istisna uygulanmaksızın, bulunan safi tutarın, beyana tabi diğer menkul sermaye iratları ile birlikte, 14 milyar lira olarak belirlenen beyan sınırını aşıp aşmadığına bakılması gerekmektedir. Aşan durumlarda, indirim uygulamasından sonra kalan kısım Mart 2005 ayında beyan edilecektir. ÖRNEK : Bay (X), 2004 yılında, 26.07.2001 tarihinden önce ihraç edilmiş Hazine Bonolarından 32 milyar lira faiz geliri elde etmiştir. Önce, 32 milyar liralık faiz gelirinin % 43,8 i düşülerek iradın safi tutarına ulaşılacaktır. 32.000.000.000 (32.000.000.000 x % 43,8) = 17.984.000.000.- Bulunan tutar, (14) milyar liralık beyan sınırının üzerinde olması nedeniyle, faiz gelirinin safi tutarının tamamı ( 17.984.000.000,-), Mart/2005 ayında yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilecektir. 17. Ticari işletmelerin aktifine kayıtlı Devlet Tahvili ve Hazine bonolarından 2004 yılında elde edilen faiz gelirleri ve alım-satım kazançları için, istisna uygulamasından yararlanılması mümkün müdür? 4710 sayılı Kanunla getirilen istisna uygulamasından, ancak, gerçek kişiler yararlanabileceklerdir. Anılan Kanunda, ticari işletmelere ait faiz ve alım-satım gelirleri için, söz konusu istisnanın uygulanmayacağı, açık biçimde belirtilmiştir. Bu nedenle, ticari işletmelerin aktifine kayıtlı DT ve HB dan 2004 yılında elde edilen faiz gelirleri ve alım-satım kazançları için,istisna uygulamasından yararlanılması mümkün değildir. 18. Yurtdışında çalışan Türk vatandaşlarının elde ettikleri Hazine Bonosu ve Devlet Tahvili faizleri beyana tabi midir? Medeni Kanun un ikametgah konusu ile ilgili hükümleri ve Gelir Vergisi Kanunu nun 3 üncü maddesi hükmü çerçevesinde, yurtdışında çalışan ve oturan Türk vatandaşları, vergi uygulamalarında dar mükellef sayılmaktadır. Yine GVK nun 86 ncı maddesinde de, dar mükellef gerçek kişilerin gelirlerinin sadece, tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretlerden, menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarından, kurumlardan elde edilen kar paylarından veya diğer kazanç ve iratlardan ibaret olması durumunda, bu gelirler için beyanname verilmeyeceği, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde de bu gelirlerin beyannameye dahil edilmeyeceği hükme bağlanmıştır. Hazine Bonosu ve Devlet Tahvili faiz gelirleri üzerinden GVK nun 94 üncü maddesi hükmü gereğince tevkifat yapılıyor olması sebebiyle, yurtdışında çalışan Türk vatandaşlarının elde ettikleri Hazine Bonosu ve Devlet Tahvili faiz gelirleri için, tutarı ne olursa olsun, yıllık gelir vergisi

10 beyannamesi verilmesi gerekmemektedir. 19. Döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak ihraç edilen Hazine Bonosu ve Devlet Tahvillerinin itfası sırasında oluşan değer artışları da menkul sermaye iradına dahil midir? GVK nun 75 inci maddesinin 5 numaralı fıkrasında, döviz cinsinden yada dövize, altına veya başka bir değere endeksli menkul kıymetlerin itfası sırasında oluşan değer artışlarının irat sayılmayacağı hükme bağlanmıştır. Bu nedenle, söz konusu Hazine Bonosu ve Devlet Tahvillerinin itfası sırasında oluşan değer artışları, irat sayılmayacaktır. 20. Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre beyana tabi başkaca geliri de bulunan bir kimsenin Hazine Bonosundan elde ettiği faiz geliri hangi koşullarla beyannameye dahil edilecektir? Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre beyanı gereken başkaca geliri de bulunan bir kimsenin, 2004 yılında Hazine Bonosu ve Devlet Tahvillerinden sağladığı faiz gelirlerinin, indirim oranı uygulamasından sonra (kapsama dahil ise, istisna uygulamasından sonra) kalan tutarının (14) milyar liralık beyan sınırını aşması halinde, beyannameye dahil edilmesi gerekmektedir. Beyan sınırının aşılmaması halinde ise, anılan faiz gelirleri, başka gelirler için verilen yıllık gelir vergisi beyannamesine dahil edilmeyecektir. 21. Devlet Tahvili ve Hazine Bonoları faiz gelirlerine ilişkin istisna uygulamasından aile bireylerinin her birinin ayrı ayrı faydalanmaları mümkün müdür? GVK nun 93 üncü maddesinde yer alan ve eşlerle velayet altındaki çocukların gelirlerinin tek beyanname ile bildirilmesi esasına dayanan Aile Reisi Beyanı uygulamasının, 4369 sayılı Kanunla, 1998 yılında kaldırılmış olması sebebiyle, Hazine Bonosu ve Devlet Tahvili faiz gelirleri ve alım-satım kazançları için 4710 sayılı Kanunla belirlenmiş olan istisna tutarından her bir aile ferdi, ayrı ayrı yararlanabilecektir. 22. Devlet Tahvili ve Hazine Bonosu faizlerinin ödenmesi aşamasında yapılan vergi kesintilerinin mahsubuna ilişkin esaslar nelerdir? 220 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliği nde indirim oranı uygulanan menkul sermaye iratlarının yıllık beyanname ile beyan edilmesi sırasında, sadece beyannamede gösterilen kısım üzerinden yapılan vergi kesintisinin mahsup ve iadesinin yapılabileceği, başka bir deyişle kazanç ve iradın indirim oranı uygulanmak suretiyle bulunacak kısmına (ve varsa istisna tutarına) isabet eden vergi kesintisinin, mahsup ve iade edilmeyeceği hükme bağlanmıştır. Ancak, söz konusu Tebliğ hükümleri, Danıştay da dava konusu yapılmış ve bu dava sonucunda verilen kararla, söz konusu faizler üzerinden daha önce yapılmış tevkifatın tamamının, beyan sırasında mahsup edilebileceğine hükmedilmiştir. 23. Hazine tarafından ihraç edilen Eurobond lardan sağlanan faiz gelirleri için de GVK nun

11 Geçici 59 uncu maddesindeki istisnadan yararlanılabilecek midir? Bir Hazine Bonosu türü olan Eurobondlardan sağlanan gelirler de, GVK nun Geçici 59 uncu maddesi hükmü kapsamında, 156,505 milyar liralık istisnadan yararlandırılmaktadır. Ancak, bu bonoların döviz cinsinden ihraç edilmiş olmaları sebebiyle, elde edilen faiz gelirlerine indirim oranı uygulanamayacaktır. Öte yandan, üzerinden tevkifat yapılmaması nedeniyle de, beyan sınırı uygulaması Eurobondlar için söz konusu değildir. Yani, 2004 yılında Eurobond lardan elde edilen faiz gelirlerinin ( 26.07.2001 tarihinden sonar ihraç edilmiş ise) istisnadan sonra kalan kısmının tamamının, Mart/2005 ayında beyan edilmesi gerekmektedir. 24. Toplu Konut İdaresi, Kamu Ortaklığı İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerden elde edilen gelirler menkul sermaye iradı mıdır? Gelir Vergisi Kanunu nun 75/5 inci maddesinde Toplu Konut İdaresi, Kamu Ortaklığı İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerden elde edilen gelirler de menkul sermaye iradı olarak tanımlanmıştır. 25. Toplu Konut İdaresi, Kamu Ortaklığı İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerden elde edilen gelirlerin beyanında indirim oranı ve beyan sınırı uygulamaları yapılacak mıdır? GVK nun 76 ncı maddesi hükmü gereğince, Toplu Konut İdaresi, Kamu Ortaklığı İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerden elde edilen gelirlerin safi tutarının hesaplanmasında, indirim oranı uygulaması yapılmaktadır. İndirim oranı uygulamasından sonra kalan tutarın, GVK nun 86 ncı maddesinde belirtilen beyan sınırını aşıp aşmadığına bakılacaktır. Bu sınır, 2004 yılında elde edilen gelirler için, (14) milyar liradır. Aşıyorsa, indirim oranı uygulaması sonrasında bulunan tutar, Mart/2005 ayında yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilecektir. 26. Devlet Tahvili ve Hazine Bonoları, Damga Vergisine tabi midir? Devlet Tahvili ve Hazine Bonoları, Damga Vergisi Kanununa ekli ve vergiden istisna edilmiş kağıtların gösterildiği II sayılı tarifede ( 1-C-1) yer almıştır. Dolayısıyla, anılan menkul kıymetler, Damga Vergisine tabi değildir. 27. Devlet Tahvili ve Hazine Bonolarının, veraset yoluyla intikali vergiye tabi midir? Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu nun 1 inci maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti uyruğunda bulunan şahıslara ait mallar ile Türkiye de bulunan malların veraset tarikiyle veya hangi suretle olursa olsun ivazsız bir tarzda bir şahıstan diğer bir şahsa intikali veraset ve intikal vergisine tabi kılınmıştır.

12 Bu hüküm gereğince, Hazine Bonosu ve Devlet Tahvillerinin, veraset yoluyla yada bir başka suretle, ivazsız olarak devredilmesi halinde, devralan yönünden veraset ve intikal vergisi yükümlülüğü doğmaktadır. Bu yükümlülük, anılan menkul kıymetlerin, VUK nun servetlerin değerlemesi ile ilgili hükümlerine göre değerlenmesi ve bulunan tutarın (istisna tutarını aşması halinde) beyan edilmesi şeklinde yerine getirilmektedir. II. HİSSE SENEDİ KAR PAYLARI 28. Hisse senedi kar payı nedir? Gelir Vergisi Kanununda " kar payı " kavramı tanımlanmamıştır. Ancak, GVK nun 75'inci maddesinde menkul sermaye iradı olarak nitelendirilecek olan bazı kar payı türleri sayılmıştır. Söz konusu maddede sayılan kar payı türleri ; Her nevi hisse senetlerinin kar payları İştirak hisselerinden doğan kazançlar Kurumların idare meclisi başkan ve üyelerine verilen kar paylarıdır. " Kurumlardan alınan kar payı " kavramı, yukarıda sayılan ve Gelir Vergisi Kanununun 75'inci maddesinin ikinci fıkrasının 1, 2 (adi komandit şirketlerde komanditerlerin kar payları hariç) ve 3 numaralı bentlerinde belirtilen kar paylarını ifade etmektedir. Aynı fıkranın 12 nci bendinde de, faizsiz olarak kredi verenlere ödenen kar payları ile kar ve zarar ortaklığı belgesi karşılığı ödenen kar payları ve özel finans kurumlarınca kar ve zarara katılma hesabına ödenen kar payları da menkul sermaye iradı sayılmıştır. Söz konusu menkul sermaye iratları, anılan bentte kar payı olarak sayılmakla beraber, bu iratlar bir alacak hakkına dayanmakta olduğundan vergi uygulaması bakımından faiz olarak kabul edilmekte ve faizlerin tabi olduğu hükümlere göre vergilendirilmektedir. Dolayısıyla, bunlar kurumlardan alınan kar payı kavramı içinde değerlendirilmeyecektir. 29. Kar payının dağıtımına nasıl karar verilmektedir? Şirketlerde kar payının dağıtılıp dağıtılmayacağına genel kurul tarafından karar verilmektedir. Dağıtım zamanının belirlenmesi ise, genellikle, yönetim kuruluna bırakılmaktadır. Yönetim kurulunun, karın fiilen dağıtımı için tespit ettiği tarih, gerçek kişiler yönünden kar payının elde edildiği tarih olarak kabul edilmektedir. Bu tarihten, hisse senedi sahibinin haberdar olmaması yada haberdar olsa bile kar payını fiilen almaması, bu kar paylarının vergilendirilmesi uygulamasında, durumu değiştirmemektedir. 30. Hisse senetlerinden elde edilen kar payları, hangi tür vergiye tabi gelir unsuru olarak

13 değerlendirilmektedir? Her nevi hisse senetlerinden elde edilen kar payları, Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin 1 numaralı bendinde menkul sermaye iradı olarak tanımlanmış ve aynı Kanun da belirtilen koşullarla beyana ve vergiye tabi kılınmıştır. 31. Kurumların yönetim kurulu başkan ve üyelerine verilen temettü ikramiyelerinin beyanı gerekir mi? Kurumların yönetim kurulu başkan ve üyelerine verilen temettü ikramiyeleri, GVK nun 75 inci maddesinin 3 numaralı bendinde, menkul sermaye iradı olarak tanımlanmıştır. Bu gelirlerin, 2004 yılında, yarısının, varsa diğer menkul ve gayrimenkul sermaye iratları ile birlikte 14 milyar lirayı aşması halinde, Mart / 2005 ayında, yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyanı zorunluluğu doğmaktadır. 32. Kooperatiflerin ortaklarına dağıttıkları kazançlar menkul sermaye iradı olarak beyana ve vergiye tabi midir? GVK nun 75 inci maddesinin 2 numaralı bendinde, iştirak hisselerinden doğan kazançlar, menkul sermaye iradı olarak tanımlanmıştır. Kooperatiflerin ortaklarına dağıttıkları kazançlar da bu kapsamda değerlendirilmektedir. Ancak, kooperatiflerin, ortakları ile yaptıkları işlemlerden doğan karların ortaklara, kooperatifle yaptıkları işlemlerle orantılı olarak dağıtılması, kazanç dağıtımı sayılmamaktadır. 33. Hisse senetlerinin alım satımından elde edilen kazançlar, menkul sermaye iradı kapsamında mıdır? GVK na, 4369 sayılı Kanunla eklenen Geçici 56 ncı madde hükmüne göre, 2002 yılında, menkul kıymetlerin alım-satımından sağlanan kazançlar, diğer kazanç ve iratlar adı altında, belli koşullarla, beyana ve vergiye tabi tutulmuştur. Bu hükümler kapsamında, ivazsız olarak iktisap edilenler hariç olmak üzere; hisse senetlerinin, iktisap tarihinden başlayarak üç ay içinde veya iktisaptan evvel elden çıkartılmasından sağlanan kazançlar, değer artış kazancı olarak vergiye tabi kılınmış; ancak bu kazançların, 2004 yılında, (12) milyar lirası vergi dışı bırakılmıştır. (Bu tutar, 2005 yılında elde edilecek alım satım kazançları için 13.000 YTL olarak uygulanacaktır) Buna göre, bir menkul kıymet olarak, hisse senetlerinin alım-satımından elde edilen kazançlar da, menkul sermaye iradı olarak değil, diğer kazanç ve iratlar olarak beyana ve vergiye tabidir. Hisse senedi alım satım kazançları istisnası ile ilgili olarak 4783 ve 4842 sayılı Kanunlarla önemli bir değişiklik yapılmış ve İMKB de işlem gören hisse senetlerinin üç aydan daha fazla sure, diğer hisse senetlerinin de bir yıldan daha fazla süre elde tutulmaları halinde, bunların alım satımından sağlanan kazançların değer artış kazancı sayılmayacağı hükme bağlanmıştır.

14 34. Gerçek kişilerin 2004 yılında elde ettikleri kar payları için beyanname verme sınırı nedir? Gelir Vergisi Kanunu nun Beyanname Verilmeyen Haller başlığını taşıyan 86/1-c maddesi hükmü gereğince, 2004 yılında, vergiye tabi gelirin, tamamı tevkif suretiyle vergilendirilmiş ve gayrisafi tutarları toplamı (14) milyar lirayı aşmayan menkul sermaye iratları ve vergi alacağı dahil kurumlardan elde edilen kar paylarından ibaret olması durumunda, beyanname verilmeyecek; diğer gelirler nedeniyle beyanname verilmesi halinde de bu gelirler beyannameye dahil edilmeyecektir. Bu hüküm gereğince, gerçek kişilerin 2004 yılında elde ettikleri kar paylarının yarısının, diğer, tevkif suretiyle vergilendirilmiş menkul sermaye iratları ile birlikte toplam tutarının (14) milyar lirayı aşması halinde, beyanname verilmesi zorunlu bulunmaktadır. Örneğin, 2004 yılında (26) milyar lira hisse senedi kar payı geliri olan bir mükellefin bu gelirinin yarısının 14 milyar liralık beyan sınırının altında kalması nedeniyle, Mart 2005 ayında gelir vergisi beyannamesi vermesi gerekmemektedir. 35. Beyan sınırının aşılıp aşılmadığının tespitinde, hangi tutar dikkate alınacaktır? Beyan sınırının aşılıp aşılmadığının tespitinde, elde edilen kar paylarının yarısı ile, beyana tabi diğer menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarının toplamı dikkate alınacaktır. Ancak, 1999-2005 yıllarında, GVK nun Geçici 55 inci maddesi hükmü gereğince beyan edilmeyecek olan iratlar, (14) milyar liralık beyan sınırının aşılıp aşılmadığının tespitinde, dikkate alınmayacaktır. Bu sınır, 2005 yılında elde edilecek gelirler için 15.000 YTL olarak uygulanacaktır. 36. Gerçek kişilerin elde etmiş oldukları kar payları için indirim oranı uygulamasının yapılması mümkün müdür? GVK nın İrat Sayılmayan Haller başlığını taşıyan 76 ncı maddesinde yer alan ve enflasyonun olumsuz etkilerinin gelir ve kazançlardan arındırılmasına yönelik bir uygulama olan İndirim oranı uygulamasında, kapsama giren menkul kıymet gelirleri arasında hisse senedi kar payları bulunmamaktadır. Bu sebeple, gerçek kişiler tarafından elde edilen kar paylarının beyanında, indirim oranı uygulaması yapılması mümkün değildir. 37. Hisse senedi kar paylarında, elde etme ne zaman gerçekleşmiş sayılır? Mükelleflerce elde edilen kar paylarının hangi tarihte elde edildiğinin belirlenmesi, bu gelirlerin hangi yıl geliri olarak beyan edileceğinin saptanması bakımından önem taşımaktadır. Genel olarak, kar payları da dahil menkul sermaye iratlarında " elde etme ", gelirin hukuki ve ekonomik tasarruf etme imkanının doğmuş olmasına bağlanmıştır. " Hukuki tasarruf ", gelir sahibinin gelir üzerinde talepte bulunma hakkını; " ekonomik tasarruf " ise ödemeyi yapacak olan tarafından, gelirin sahibinin emrine amade kılınmasını ifade eder.

15 Buna göre, bir gelir hukuken talep edilebilir hale geldiği halde, ödemeyi yapacak olanın yükümlülüklerini yerine getirmemek suretiyle gelirin fiilen sahibinin emrine amade kılınmaması halinde, gelir elde edilmiş kabul edilmeyecektir. Böyle bir durumda da bu gelirlerin beyanı söz konusu olmayacaktır. 38. Serbest bölgelerde faaliyet gösteren kurumlardan elde edilen kar payları menkul sermaye iradı olarak beyana tabi midir? 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun 6 ncı maddesinde yer alan " Serbest bölgeler gümrük hattı dışında sayılır. Bu bölgelerde vergi, resim, harç, gümrük ve kambiyo mükelleflerine dair mevzuat hükümleri uygulanmaz. ifadesindeki. vergi, resim, harç sözcüklerinin 5084 sayılı Kanunla metinden çıkarılması sebebiyle, gerçek kişilerce serbest bölgelerde elde edilen kazançların Türkiye'de vergilenmesi gerekmektedir. Bu hükümler çerçevesinde, serbest bölgede faaliyet gösteren kurumların ortaklarına dağıttıkları kar payları, bunları elde eden gerçek kişiler bakımından, beyana tabi bulunmaktadır. 39. Yurt dışındaki kurumların hisse senetlerinden elde edilen kar paylarının, menkul sermaye iradı olarak beyanı gerekir mi? Vergilendirme sistemimiz, tam mükellef gerçek kişilerin, gerek yurt içinde ve gerekse yurt dışında elde etmiş oldukları gelirlerin tamamının vergilendirilmesi hükmünü amirdir. Ancak, beyanname verilmeyen hallerin düzenlendiği Gelir Vergisi Kanunu nun 86 ncı maddesinin 1 numaralı bendine yabancı memleketlerde elde edilenler hariç ifadesinin konulmuş olması, bizi, tam mükellef gerçek kişilerin yurt dışındaki kurumların hisse senetlerinden elde ettikleri kar payları için beyanname verileceği sonucuna ulaştırmaktadır. 220 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliği nde de, konuyla ilgili olarak, Tam mükellef gerçek kişiler, yabancı ülkelerde elde ettikleri gelirleri için yıllık beyanname vermek ve diğer gelirleri nedeniyle verecekleri yıllık beyannameye bu gelirlerini ithal etmek zorundadırlar. Bu zorunluluk, tevkif suretiyle vergilendirilip vergilendirilmediğine, tutarına veya niteliğine bakılmaksızın yabancı ülkelerde elde edilen bütün gelirler için geçerlidir hükmüne yer verilmiştir. Bu nedenle, tam mükellef gerçek kişilerce, kanuni ve iş merkezinin her ikisi de yurt dışında bulunan kurumların hisse senetlerinden elde edilen kar paylarının tutarı ne olursa olsun, yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir. Bu beyan sırasında, Türkiye ile kar payının elde edildiği ülke arasında daha önce imzalanmış bir çifte vergilendirmenin önlenmesi anlaşması varsa, bu anlaşma hükümlerinin de ayrıca dikkate alınması gerekmektedir. Konuyla ilgili olarak belirtilmesi gereken son nokta, yurt dışındaki kurumların hisse senetlerinden elde edilen kar payları için vergi alacağı hesaplanmayacak olmasıdır. 40. Yurt dışındaki kurumların hisse senetlerinden elde edilen kar paylarında, elde etme ne zaman gerçekleşmiş sayılmaktadır?

16 Gelir Vergisi Kanunu nun 85 inci maddesinde de belirtildiği üzere yabancı memleketlerde elde edilen kazanç ve iratlar ; -Mükellefin bunları Türkiye de hesaplarına intikal ettirdiği yılda, Türkiye de hesaplara intikal ettirilmemesinin mükellefin iradesi dışındaki sebeplerden ileri geldiği tevsik olunan hallerde de, mükellefin bunlara tasarruf edebildiği yılda, elde edilmiş sayılır. Bu nedenle yurt dışındaki kurumların hisse senetlerinden elde edilen kar paylarında, elde etme, mükellefin bu kar paylarını Türkiye de hesaplarına intikal ettirdiği yılda gerçekleşmiş sayılmaktadır. Kar paylarının mükellefin iradesi dışındaki sebeplerle Türkiye ye getirilemediğinin tevsik edilmesi halinde söz konusu kar payları doğduğu yılın geliri sayılmayacaktır. Bu durumda, bu kar payları, mükellefin bunları tasarruf edebildiği yılın geliri sayılarak, yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilecektir. 41. Tam mükellef kurumlarca dağıtılan kar payları üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmasının usul ve esasları nelerdir? Kurum kazançlarının vergilendirilmesi rejiminde 4842 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler sonucunda, kurum kazançları, önce sabit oranlı bir kurumlar vergisine tabi tutulmakta, daha sonra da dağıtılması aşamasında (tam mükelleflere ödenenler hariç olmak üzere) % 10 oranında gelir vergisi tevkifatına tabi tutulmaktadır. 42. Tam mükellef gerçek kişilerin yurt dışındaki kurumlardan elde etmiş oldukları kar payları üzerinden hesapladıkları gelir vergisinden, bu kar payları ile ilgili olarak yurt dışında ödemiş oldukları vergileri indirim konusu yapmaları mümkün müdür? Kanuni merkezi ve iş merkezinin her ikisi de yurt dışında bulunan kurumlardan elde edilen kar payları üzerinden vergi alacağı hesaplanmayacağı yukarıda belirtilmiştir. Öte yandan, Gelir Vergisi Kanunu nun 123 ncü maddesinde, Tam mükellefiyete tabi mükelleflerin yabancı memleketlerde elde ettikleri kazanç ve iratlardan mahallinde ödedikleri benzeri vergiler, Türkiye de tarh edilen gelir vergisinin yabancı memleketlerde elde edilen kazanç ve iratlara isabet eden kısmından indirilir hükmü yer almaktadır. Bu hükme göre, tam mükellef gerçek kişilerin yurt dışındaki kurumlardan elde etmiş oldukları kar payları üzerinden hesapladıkları gelir vergisinden, bu kar paylarının beyan edilmiş olması koşuluyla, kar payının elde edildiği ülkede ödemiş oldukları vergileri mahsup edebilmeleri mümkün olmaktadır. 43. Hangi hallerde kar payı ticari faaliyete bağlı olarak elde edilmiş sayılmaktadır? Her ne kadar, Gelir Vergisi Kanunu nun 75 inci maddesinin son fıkrasında, menkul sermaye

17 iratları bunları sağlayan sermaye sahibinin ticari faaliyetine bağlı bulunduğu takdirde, ticari kazancın tespitinde dikkate alınacaktır denilmiş ise de, ticari faaliyete bağlı bulunma ifadesinin ne anlama geldiği konusunda kesin bir ölçü bulunmamaktadır. İradın elde edildiği menkul kıymetlerin işletmenin aktifine kayıtlı olması da tek başına durumu değiştirmemektedir. Danıştay, böyle bir durumla ilgili olarak verdiği bir kararda, hisse senedinin satın alınmasının, teşebbüsün asıl faaliyet konusu ile ilgili olmadığı gerekçesiyle, bu menkul kıymetlerle ilgili harcamaların indirimine izin vermemiştir. Konunun uzmanlarından bir kısmı, ticari faaliyete bağlı olarak elde edilme ifadesini, menkul kıymetlerin alım-satımı ile devamlı olarak uğraşılması olarak yorumlamaktadırlar. 44. Dar mükellef gerçek kişilerin, hisse senetlerinden elde etmiş oldukları kar payları için yıllık gelir vergisi beyannamesi vermeleri gerekir mi? Gelir Vergisi Kanunu nun 86/2 nci maddesinde, dar mükellefiyette vergiye tabi gelirin sadece ; - Tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretler, serbest meslek kazançları, menkul ve gayrimenkul sermaye iratları ile kurumlardan elde edilen kar paylarından, -Diğer kazanç ve iratlardan, - Yukarıda sayılan kazanç ve iratların birkaçı veya tamamından, ibaret olması durumunda yıllık beyanname verilmeyeceği hüküm altına alınmıştır. Ayrıca, yine aynı maddede dar mükellef gerçek kişilerin diğer gelir unsurları nedeniyle beyanname vermeleri halinde de, yukarıda belirtilen gelirlerin beyannameye dahil edilmeyeceği de ayrıca belirtilmiştir. Bu nedenle, dar mükellef gerçek kişiler tarafından, tam mükellef kurumların hisse senetlerinden elde edilen kar payları beyan kapsamı dışındadır. 45. Karın sermayeye ilave edilmesi dolayısıyla 2004 yılında gerçek kişi ortaklarca elde edilen kar payları menkul sermaye iradı olarak beyan edilecek midir? Kurumların, karlarını sermayeye eklemeleri dolayısıyla gerçek kişi ortaklarca elde edilen kar paylarının menkul sermaye iradı olarak beyan edilmesi gerektiğine ilişkin açıklamalar, 231 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yapılmıştır. Ancak, Tebliğin bu hükmü, dava konusu yapılmıştır. Danıştay 4. Dairesi 6.12.2000 tarih ve Esas No: 2000/1307, Karar No: 2000/5053 sayılı kararı ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının 6/b-i numaralı bendinde karın sermayeye ilavesinin kar dağıtımı sayılmayacağından bahisle ortaklar açısından da elde edilmiş bir kar payından söz edilemeyeceği gerekçesiyle, 231 seri numaralı Gelir Vergisi Tebliğinin konuyla ilgili hükümlerinin iptaline karar vermiştir. Daha sonra bu karar Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu'nun 8.6.2001 tarih ve Esas No: 2001/180, Karar No: 2001/224 sayılı kararı

18 ile de kesinleşmiştir. Maliye Bakanlığı da, yayımladığı 243 seri numaralı Gelir Vergisi Tebliğinde, Danıştay ın bu kararına paralel olarak, karın sermayeye ilavesi dolayısıyla, gerçek kişi ortaklar tarafından elde edilen kar payları için beyanname verilmeyeceğini açıklamıştır. 46. Sermaye yedeklerinin sermayeye ilave edilmesi dolayısıyla, 2004 yılında ortaklara verilen bedelsiz hisse senetlerinin kar payı olarak beyanı gerekir mi? Sermaye yedeklerinin sermayeye ilave edilmesi (amortismana tabi iktisadi kıymetlerin yeniden değerlemesi sonucu oluşan yeniden değerleme fonlarının sermayeye ilavesi, amortismana tabi iktisadi kıymetlerin satışında, maliyet bedelinin artırılması sonucu ortaya çıkan maliyet artış fonunun sermayeye ilavesi, emisyon primlerinin sermayeye eklenmesi) karşılığında gerçek kişi ortaklara verilen bedelsiz hisse senetleri, ortaklar yönünden menkul sermaye iradı sayılmamaktadır. Bunun gerekçesi, sermaye yedeklerinin, kurumun karından ayrılmamış olmasıdır. Böyle bir durumda, kar dağıtımı söz konusu değildir. Bu nedenle, sermaye yedeklerinin sermayeye ilavesi dolayısıyla gerçek kişi ortaklara verilen bedelsiz hisse senetlerinin, onlar tarafından menkul sermaye iradı olarak beyanı gerekmemektedir. 47. Dönem sonunda elinde hisse senedi bulunduran gerçek kişilerin, hisse senedindeki değer artışı ile ilgili olarak beyanname vermesi gerekir mi? Genel olarak, menkul sermaye iratlarında " elde etme", gelirin hukuki ve ekonomik tasarruf etme imkanının doğmuş olmasına bağlanmıştır. Hukuken ve ekonomik olarak tasarruf etme imkanı doğmamış olan bu tür değer artışları için, beyanname verilmesi gerekmemektedir. 48. 2004 yılında hisse senetlerinden kar payı elde edenler ne zaman beyanname verecekler ve beyan ettikleri gelir üzerinden hesaplanan vergiyi ne zaman ödeyeceklerdir? Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre, yarısı beyan sınırını aşan tutardaki hisse senedi kar paylarının, yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir. Bu beyannamenin verilme zamanı da, aynı Kanunda, gelirin elde edildiği yılı izleyen yılın Mart ayının 1-15 inci günleri olarak belirlenmiştir. Buna göre, gerçek kişilerce 2004 yılında hisse senetlerinden elde edilen ve yarısı, varsa diğer menkul ve gayrimenkul sermaye iratları ile birlikte (14) milyar lirayı aşan kar paylarının, 2005 yılı Mart ayında verilecek yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyanı gerekmektedir. Bu beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinin de, 2005 yılının Mart, Temmuz aylarında iki eşit taksitle ödenmesi gerekmektedir. 49. Beyanı gereken hisse senedi kar paylarının safi tutarının hesaplanması sırasında

19 indirim konusu yapılabilecek giderler nelerdir? Beyan edilecek hisse senedi kar payının safi tutarının hesaplanmasında, gayrisafi tutardan indirilebilecek giderler, GVK nun 78 inci maddesinde sayılmıştır. Buna göre, Hisse senetlerinin muhafazası amacıyla bir bankaya veya benzeri müesseseye ödenen giderler, (kiralık kasa vb.) Hisse senedi temettülerinin bir banka vasıtasıyla tahsil edilmesi halinde, bu iş için bankaya ödenen komisyonlar, Kar payının elde edilmesi için ödenen vergi, resim ve harçlar ( Damga Vergisi ), kar payının safi tutarının bulunması sırasında, indirim konusu yapılabilecektir. III. MEVDUAT FAİZLERİ / REPO KAZANÇLARI 50. Mevduat faizi nedir? Kapsama hangi gelirler girmektedir? GVK nun 75 inci maddesinde, mevduat faizi ifadesi, bankalara, bankerlere, tasarruf sandıklarına ve tevdiat kabul eden diğer müesseselere yatırılan, vadeli, vadesiz paralara ödenen faizler ile bunlar dışında kalan kişi ve kuruluşlardan, devamlı olarak para toplama işi ile uğraşanların her ne şekil ve ad altında olursa olsun toplanan paralara sağladıkları gelirler ve menfaatler olarak tanımlanmıştır. 51. Mevduat faizleri, vergiye tabi hangi tür gelir unsuru kapsamında değerlendirilmektedir? GVK nun 75 inci maddesinin 7 numaralı bendinde, her tür mevduat faizi (bankalara, bankerlere, tasarruf sandıklarına, tevdiat kabul eden diğer müesseselere yatırılan vadeli, vadesiz paralara ödenen faizler ile bunlar dışında kalan kişi ve kuruluşlardan devamlı olarak para toplama işi ile uğraşanların her ne şekil ve ad altında olursa olsun toplanan paralarla sağladıkları gelirler ve menfaatler dahil), menkul sermaye iradı olarak tanımlanmıştır. 52. Mevduat faiz geliri ne zaman elde edilmiş sayılmaktadır? Mevduat faizi, ödemeyi yapacak olan kurumun, faizi tahakkuk ettirip ilgilinin tasarrufuna sunduğu tarihte elde edilmiş sayılmaktadır. Vadeli mevduat hesaplarında bu işlem vade sonunda gerçekleştirilmektedir. 53. Gerçek kişilerce vadeli yada vadesiz mevduat hesaplarından 2004 yılında elde edilen faiz gelirleri beyana tabi midir? Genel kural, mevduat faizlerinin menkul sermaye iradı olarak belli koşullarla beyanını gerektirmekte ise de, Kanunkoyucu, GVK na eklediği Geçici 55 inci madde hükmü ile, tam

20 mükellef gerçek kişilerce açılan mevduat hesaplarından (TL yada döviz) elde edilen faiz gelirlerini, tevkif suretiyle vergilendirilmiş olması koşulu ile, tutarı ne olursa olsun, 2005 yılı sonuna kadar beyan dışı bırakmıştır. Bu hüküm nedeni ile, gerçek kişilerce, 2004 yılında, mevduat hesaplarından elde edilen ve üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılan, TL yada döviz cinsinden faiz gelirleri, tutarı ne olursa olsun, yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmeyecektir. Başka gelirler dolayısıyla beyanname verilmesi halinde de bu gelirler beyannameye dahil edilmeyecektir. Ancak, gerçek kişilerce, yurt dışında döviz cinsinden açtırılan mevduat hesaplarından elde edilen faizler, üzerinden vergi tevkifatı yapılmamış olması ve döviz cinsinden elde edilmesi nedenleriyle, indirim oranı uygulanmaksızın ve tutarına bakılmaksızın beyan ve vergiye tabi bulunmaktadır. Yurt dışında açtırılan hesabın TL cinsinden olması halinde, bu hesaplardan elde edilen faiz gelirleri, indirim oranı uygulamasına tabi olacak ve fakat tutarı ne olursa olsun indirimden sonra kalan tutar beyan edilecektir. 54. Gerçek kişilerce TL ve döviz cinsinden açılan vadeli yada vadesiz mevduat hesaplarından elde edilen faiz gelirleri üzerinden hangi oranda gelir vergisi tevkifatı yapılmaktadır? 2005 yılında, 2003/6577 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararının gereği olarak, gerçek kişilerce, TL cinsinden açılan nama yazılı hesaplardan elde edilen faiz gelirleri üzerinden, vadesiz ve ihbarlı hesaplarda % 18, (3) aya kadar vadeli hesaplarda % 18, (6) aya kadar vadeli hesaplarda % 16, (1) yıla kadar vadeli hesaplarda % 12, (1) yıl ve daha uzun vadeli hesaplarda % 7 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacaktır. Bu oranlar, döviz cinsinden açılan hesaplardan elde edilen faiz gelirleri için, (1) yıla kadar vadeli hesaplarda % 24, (1) yıl ve daha uzun vadeli hesaplarda % 18 olarak uygulanmaktadır. 55. Dar mükellef gerçek kişilerce vadeli yada vadesiz mevduat hesaplarından 2004 yılında elde edilen faiz gelirleri beyan edilecek midir? GVK na eklenen Geçici 55 inci madde hükmü çerçevesinde, dar mükellef gerçek kişiler tarafından mevduat hesaplarından (TL yada döviz) elde edilen faiz gelirleri de, 2005 yılı sonuna kadar beyana tabi değildir. 56. Ticari işletmeler ve kurumlarca 2004 yılında elde edilen mevduat faiz gelirleri hangi koşullarla beyana tabidir? Ticari işletmeler ve kurumlarca mevduat hesaplarından elde edilen faiz gelirleri, GVK nun 75 inci ve KVK nun 13 üncü maddeleri hükümleri gereğince, tutarı ne olursa olsun, ticari kazancın veya kurum kazancının bir unsuru olarak, yıllık beyanname ile beyana tabi bulunmaktadır. Beyanname üzerinden hesaplanacak vergiden, yıl içinde bu gelirler üzerinden tevkif suretiyle ödenmiş olan gelir vergisi mahsup edilecektir. 57. Dar mükellef kurumlarca vadeli yada vadesiz mevduat hesaplarından 2004 yılında elde

21 edilen faiz gelirleri beyan edilecek midir? Kurumlar Vergisi Kanunu nun 24 üncü maddesi hükmü gereğince, dar mükellef kurumlarca elde edilen mevduat faiz gelirleri, kurumlar vergisi tevkifatına tabidir. Bu şekilde üzerinden tevkifat yapılan mevduat faiz gelirlerinin beyanı gerekmemektedir. Ancak, KVK nun 20 ve 22 nci maddelerine göre beyanname verilmesi halinde, mevduat faiz gelirlerinin beyannameye dahil edilmesi gerekmektedir. 58. Gerçek kişilerce bankalarda açtırılan ortak hesaplara ödenen faizlerle ilgili vergi yükümlülüğü nasıl yerine getirilecektir? Bankada açtırılan ortak hesaba ödenen faiz gelirleri ile ilgili olarak, adlarına hesap açılan kişiler vergi yükümlülüklerini ayrı ayrı yerine getirmek zorundadırlar. Ancak, 01.01.1999-31.12.2005 tarihleri arasında elde edilen ve tevkif suretiyle vergilendirilmiş bulunan mevduat faiz gelirleri, tutarı ne olursa olsun beyan edilmeyecektir. 59 Repo ve ters repo nedir? Repo, menkul kıymetlerin, bu kıymetleri elinde bulunduran kişi yada kurumlar tarafından geri alma taahhüdü ile satılmasını ifade eder. Bir başka ifade ile, ellerinde menkul kıymet bulunan ve nakde ihtiyacı olan kuruluşların nakit ihtiyacını karşılamak amacıyla sahip bulundukları menkul kıymetleri, belli bir faiz üzerinden ve belli bir vade sonunda geri almayı taahhüt ederek satmalarıdır. Repo işlemi, işlemin vadesine, faiz oranına, işlemin taraflarına ve anlaşmaya konu olan menkul kıymete ilişkin bilgilerin yer aldığı bir çerçeve anlaşmasına göre yapılmaktadır. Ters repo, ellerinde nakit bulunan kişi ve kuruluşlar tarafından geri satma taahhüdü ile menkul kıymetlerin alınmasıdır. Başka bir ifade ile, ellerinde nakit fazlası olan kişilerin, getiri sağlamak amacıyla, belirli bir fiyat üzerinden ve önceden belirlenen vade sonunda geri satmak kaydıyla menkul kıymet almaları olarak tanımlanabilir. 60. 2004 yılında açılan ve fakat vadesi 2005 yılında dolan bir repo (veya mevduat) hesabından elde edilen kazançlar (veya faizler) hangi yılın geliri sayılmaktadır? 2004 yılında açılan ve fakat vadesi 2005 yılında dolan bir repo (veya mevduat) hesabından elde edilen kazançlar, dönemsellik ilkesinin bir gereği olarak, 2005 yılının geliri sayılmaktadır. Bunun sebebi, hesap sahibinin elde ettiği kazanç üzerindeki tasarruf yetkisinin, repo işlemini yapan veya mevduat hesabını açan kurumca tahakkuk ettirilmesiyle kullanılabilir hale gelmesidir. Bu da, 2005 yılında gerçekleşmektedir. Özetle, böyle bir durumda, elde edilen gelir veya kazançların, aranan koşulları taşıyorsa, fiilen elde edildiği yılı izleyen yılın (2006 yılı) Mart ayında beyan edilmesi gerekmektedir.