Türk edebiyatında bütün edebi türlerde eser. Bir Kentin Tarihinde ATTİLA İLHAN IN PARİS İ (BİRİNCİ BÖLÜM) İlk Paris Serüveni



Benzer belgeler
Basım Tarihi Sahibi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Genel Yayın Yönetmeni Yayın Alt Kurulu Başkanı Yayın Alt Kurulu Başkan Yardımcısı Yazman

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

TARSUS DA BİR GÜN...BELKİ DE İKİ... Adanalılar...Mersinliler...Gaziantep, Hatay ve Osmaniyeliler...Türkiye nin gezmeyi sever insanları...

ATTİLA İLHAN ın HAYATI MAVİCİLİK AKIMI

Saffet Emre Tonguç eşliğinde Ramazan Bayramında FRANSIZ ŞATOLARI VE PARİS 25 Haziran 2017 / 4 gece-5 gün

GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

şehir tanıtımı İLKBAHAR 2015 SAYI: 304

ÇEVREMİZ VE BİZ 1.park 2.büfe 3.okul 4.banka 5.otel 6.market 7.alışveriş merkezi 8.kafe 9.hastane 10.köprü 11.nehir 12.kafe 13.spor salonu 14.

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

LOIRE VADİSİ ŞATOLARI & PARİS 25 Haziran 2017 / 4 Gece 5 Gün

İçindekiler. Paris de okul gezisi. 5 gün/ 4 gece 2014/15... sayfa 2 *** Paris de Eğitici Tatil. 7 gün/ 6 gece 2014/15... sayfa 5

SERDA BÜYÜKKOYUNCU İLE NORMANDİYA & BRETONYA

Ortaköy Portakal Yokuşu No 53 K1 Ulus İstanbul Tel : Fax :

Şiir. Kategori: Şiir Cuma, 23 Nisan :15 tarihinde yayınlandı. Gösterim: / 7 Phoca PDF 1. SEN (1973) Senden, senden, hep senden,

SAFFET EMRE TONGUÇ İLE NORMANDİYA SAHİLLERİ Ekim 2017

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΠΤΑ (7) ΣΕΛΙΔΕΣ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

PARIS & DISNEYLAND TURU

Euro2016 Türkiye-Hırvatistan Maçı Break FRANSA

Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap

Muzaffer Asiltürk. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

KURALLI VE DEVRİK CÜMLELER. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir.

Türkçe. Cümlede Anlam Cümlenin Yorumu. Metinde Kazandıkları Anlamlara Göre Cümleler

Sevda Üzerine Mektup

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ

NORMANDİYA & BRETONYA

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın?

TURK , Öğretim Görevlisi: Gönenç Tuzcu Ödev 3: Şiir(1)

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

26 Eylül Budapeşte - Viyana Turu Gezi Notları / Ayberk Yurtsever

25 NİSAN DA SİNEMALARDA

Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından farklıdır?

BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe

Paris Turu (3 Gece) Konaklama ve otel seçenekleri: 3* Ibis Berthier, Timhotel Boulogne vb. 4* Mercure Montmartre, Concorde Montparnasse vb.

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. ( ) M. Mehtap Türk

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ

AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE

PARİS TURU PARİS ATLASJET HAVA YOLLARI İLE 3 GECE / 4 GÜN

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Doğukan Türkekul Akgün TURK Seda Uyanık. Tarih: Başlık: Budapeşte Gezi Notlarım. Budapeşte Gezi Notlarım

Hatıraların Masumiyeti Hatıraların Masumiyeti Hatıraların Masumiyeti

YAZ 2015 SAYI: 305. şehir tanıtımı

1.Aşağıdaki isimlere uygun sıfatkarı getiriniz.(büyük, açık, tuzlu, şekerli, soğuk, uzun,güzel, zengin)

POLONYA DA ERASMUS GDYNIA MARITIME UNIVERSITY 2018 BAHAR

KURBAN BAYRAMINDA FRANSIZ ŞATOLARI Ağustos 2018 / 3 Gece 4 Gün

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKAYESİ

SEN SURAT OKUMAYI BİLİR MİSİN?

Dünyayı Değiştiren İnsanlar


Birbirimize anlatacağımız ne çok şey var; düşündünüz mü? İşte bu yazma nedenlerimden biri. İlki...

Paris & Disneyland. Türk Hava Yolları ile Ekim. Paris & Disneyland 4 gece 5 gün

1. SINIF TÜRKÇE. Copyright YAZAR Ahmet KÜÇÜKAYDIN Hacer KÜÇÜKAYDIN. KAPAK TASARIMI Resul KÖSE. DİZGİ - SAYFA TASARIMI Resul KÖSE

SEVGİNİN GÜCÜ yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden

Benimle Evlenir misin?

Doğuştan Gelen Haklarımız Sadece insan olduğumuz için doğuştan kazandığımız ve tüm dünyada kabul gören yani evrensel olan haklarımız vardır.

Gezdikçe Gördükçe İzlen Şen Toker

Adım-Soyadım:... Oku ve renklendir.

SAFFET EMRE TONGUÇ İLE FRANSIZ ŞATOLARI 05 Nisan 2018 / 3 Gece 4 Gün

(22 Aralık 2012, Cumartesi) GRUP A Türkçe Ortak Sınavı Lise Hazırlık Sınıfı

AYA THEKLA YERALTI KİLİSESİ

KÜÇÜK UYKULAR BAHÇESİ

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

EZBERLEMİYORUZ, ÖĞRENİYORUZ. Hafta Sonu Ev Çalışması DAĞINIK ÇOCUK

Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um. Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun. O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş. Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz

FRANSA GEZİLECEK YERLER:

YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları


SAN Kİ ÖNCELEYİN GÜL AŞIK OLMUŞTU. kadının yeniden yaratılmasına sebebiyet vermiştir, onlara olan eşsiz aşkıyla. Bir yandan bu

Beyrut. Beyrut (20-24 Nisan 2011)

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ

Ay Yine Gecikti. Ferhat Şahnacı

Dönem DENEME TESTİ (Mart 2009)

KIRMIZI KANATLI KARTAL

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERİSTESİ VAKFI ADIGÜZEL OKULLARI ÇEKMEKÖY ANAOKULU TAVŞANLAR SINIFI MAYIS AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

Türk Hava Yolları Tarifeli Seferi ile. Benelüks. Brüksel - Amsterdam - Lüksemburg - Paris

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

Paris By Night Katılım Zorunlu 30.-Euro (Yetişkin Kişi Başı) /15.-Euro ( Çocuk 0-12)

MARSEILLES GEZİ MASSALIA MARSİLYA HAZİRAN 2011

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

Türk Hava Yolları Tarifeli Seferi ile. Benelüks. Brüksel - Amsterdam - Köln - Lüksemburg - Paris. Belçika - Hollanda - Almanya - Lüksemburg - Fransa

Fiilde Kip / Kişi K O N U. Durum. Oluş ETKİNLİK 1

ISBN :

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

İSTANBUL UN DÜNYA YA AÇILAN KAPISI BAYRAMPAŞA da yaşamak bir ayrıcalıktır.

TEK TEK TEKERLEME. Havada bulut Sen bunu unut


&[1 CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR! SERIS.INDEN BAZILARI. l O - Cin Ali Kır Gezisinde. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

4* M/S Royal Gemisi İle. Tuna Nehir Turu. Tuna Nehri ve 4 Ülke

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

MASAL YOLU BREMEN TRENDELBURG HAMELIN - SABABURG

MASAL YOLU BREMEN TRENDELBURG HAMELIN - SABABURG

AŞKI, YALNIZLIĞI VE ÖLÜMÜYLE CEMAL SÜREYA. Kalsın. Mutsuz etmeye çalışmayacak sizi aslında, sadece gerçekleri göreceksiniz Cemal Süreya nın

Transkript:

Alper IŞIK Avukat Ankara Barosu Yayın Alt Kurulu Başkanı Bir Kentin Tarihinde ŞAİRLERİN ATTİLA İLHAN IN PARİS İ (BİRİNCİ BÖLÜM) İlk Paris Serüveni Türk edebiyatında bütün edebi türlerde eser vermiş yazar sayısı azdır. Gerçi Aziz Nesin in dediğine göre her üç Türk ten dördü şairdir ve yine eminiz, herkes hayatını anlatsa roman olur. Bu yazımızı hayatını roman değil şiir haline getirmiş ve uzun süre Paris te yaşamış yazarın, Attila İlhan ın Paris serüveninin şiirlerindeki izdüşümlerini aramaya ayırdık. 80 yıllık yaşamını İzmir, İstanbul, Ankara ve Paris e bölen ve 40 ı aşkın kitap yayımlayan bu üretken yazarın, yazı serüvenini yalnızca edebi tür veya şehir ekseninde ele almak kuşkusuz bir yazının değil, bir edebiyat tezinin konusu olabilir ancak. Dolayısıyla çizgimizi Attila İlhan şiirinde Paris olarak çizmek bu zorlu yolda kaybolmamızı engelleyecektir. 12 şiir kitabı bulunan Attila İlhan ın yayımlanan ilk şiir kitabı Duvar dır. Şair bu kitabın ilk baskısını 1948 yılında kendi imkânlarıyla yaptırmış ve Beyoğlu ndaki kitapçılara bizzat dağıtmıştır. Ancak ilk baskı beklenen başarıyı elde edememiştir. İkinci baskı için ise 1959 yılını beklemek gerekecektir. Şairin ilk kitabında Paris şehri henüz ete kemiğe bürünmemiştir. Çünkü 1948 yılında daha şair Paris e ayak basmamıştır. 1949 yılında Nazım Hikmet i Kurtarma Hareketi ne katılmak için ilk defa Paris e giden Attila İlhan ın Duvar dan sonraki kitaplarında Paris kendini, caddeleri, kafeleri, parkları, garlarıyla yoğun bir şekilde hissettirecektir. Duvar kitabında ise Paris in yer aldığı iki şiir vardır. Bunlar Hey ve Marianne isimli şiirlerdir. Hey isimli şiirinde Attila İlhan budapeşte roma ille de 20 Hukuk Gündemi 2012/2

AYAK İZLERİII paris diyerek bu şehri diğerlerinden ayırmıştır. budapeşte roma ille de paris hey dünya olup bitesiye memleketimiz Marianne şiirinde ise eski nur beldesi paris karanlık şehir diyerek şehrin ikinci dünya savaşında yaşadığı işgali anlatmıştır. eski nur beldesi paris karanlık şehir dudaklarda solan hazin bir tebessüm yıldızlara serenad serenad sans espoir eğlenmiyor emsalsiz kemanlar artık karanfiller solmuş korular kimsesiz her lahza yaklaşan bir kabus gibi ölüm İkinci Paris Serüveni İlk Paris seyahatinden iki yıl sonra yani 1951 yılında bir gazetede yazdığı yazı yüzünden kovuşturmaya uğrayan şair, ikinci kez Paris e gider. İlkine göre hayli uzun süren bu ikinci gidişin dönüşünde, bu iki seyahatin izdüşümleri kendine 1954 yılında Sisler Bulvarı ve Yağmur Kaçağı kitaplarında yer bulur. Aslında tek kitap olarak basılması düşünülen bu kitaplar, yayıncının şiir dosyasını fazla kalın bulması sebebiyle Sisler Bulvarı ve Yağmur Kaçağı olarak ikiye ayrılır. Şair bu iki kitapla Duvar arasında uzun yıllar olmasını şöyle açıklıyor: İlk şiir kitabım Duvar la ikincisi sisler bulvarı arasına yıllar girmiştir. İki nedenden, birincisi 1945 1955 yılları arası yaşantımın en hareketli dönemini oluşturmasıdır. Durduğum yerde duramıyor, İstanbul / Paris / İzmir arasında öyle zigzaglı bir mekik hayatı sürüyordum ki şiiri yaşamaktan yayımlamaya vakit kalmıyordu. İkincisi, elbette o zamanlar solcu ozanların yayınevi bulamayışları. Duvar ı kendi hesabıma yayımlamıştım, parasını bir türlü toplayamadım ki, bir ikinci şiir kitabı çıkarabileyim. Sisler Bulvarı nda yer alan şiirlerin neden Paris etkisi taşıdıklarını açıkladıktan sonra şimdi de nasıl Paris etkisi taşıdıklarını açıklayalım. 2012/2 Hukuk Gündemi 21

22 Hukuk Gündemi 2012/2

Sisler Bulvarı nda Paris Sisler Bulvarı nda Paris ten bahseden ilk şiir Başka Adam şiiridir. Bu şiirde şair, Paris e Ankara Vapuru yla geliş macerasından ve Alliance Française de tanıştığı sevgilisi Anette den bahseder. Attila İlhan bu şiirinde Paris in gündelik hayatına da değinir. Şiirde geçen başlıca mekânlar ise Raspail Bulvarı, Luxembourg Bahçesi, Orfevre Rıhtımı ve genel olarak Paris bulvarlarıdır. Attila İlhan bu şiiri ilk Paris seyahati sonrasında yazdığını anlatır, Anette ile Luxembourg Bahçesinde yaptığı yürüyüşler de kendine şiirde yer bulmuştur. türkülerin başladığı bittiği yerdeki kız raspail bulvarı ndan yine gelip yine geçsen her akşam hep böyle cam yeşili gökler boyar durur sabahtan akşamlara dek hollanda lı bir ressam orfevre rıhtımı nda bulvarlarda rüzgar luxembourg bahçesi nde rüzgâr çoluk çocuk son yaprakları savuruyor bir hızlı bulutlar kırmızı kuşlarla süslenmiş yün eldivenlerin gökyüzü kaldırımlar sen ve paris şehri sen ve paris şehri sevgili Bir sonraki şiir ise zaman-mekan algısına karşı bir duruşu içerir. On iki sıfır beş te izmir de başlayan şiir on iki on beş te istanbul da ve on iki otuz beş te napoli de devam eder ve on iki elle beş te paris te sona erer. Şair henüz Napoli deyken bile Paris özlemi çekmekte ve şöyle demektedir: on iki otuz beşte napoli garında ben utanmasam bilet parası dilenecektim paris diye ölecektim uzaktan notre-dame ın çığlıklarını dinliyordum On iki elli beş te Paris e kavuşan İlhan, şiire şöyle devam ediyor; on iki elli beş te paris te kan çıktı içimdeki bozgun büyüyordu on iki elli beş te sen uyandığın zaman ben paris teydim gare de l est de yoksul bir oteldeydim kahrımdan seni terk etmiştim hırsımdan Yazının başında da dediğimiz gibi Attila İlhan ın ikinci Paris seyahati ilkine göre çok daha uzun ve renklidir. Dolayısıyla bu döneme denk düşen Sisler Bulvarı ve Yağmur Kaçağı kitaplarında Paris in gündelik hayatı önemli bir yer tutar. Sisler Bulvarı kitabının Kaptan bölümü Paris şehrinin en çok bahsedildiği bölümdür. Bu şiirler arasında Kaptan şiirinin yeri ayrı olsa da diğer şiirler de incelemeye değerdir. Bu şiirlerden ilki olan ve şairin ilk Paris seyahatinin ürünü olan la donna e mobili isimli şiir şairin şehre yerleşmesini anlatır: maubeuge sokağında gelip durmuştum otel defterine şair yazmışlar konservatuar talebesi komşum rigoletto dan prensin aryasına başlar Şairin daha sonra kitaplarının sonuna eklediği meraklısı için notlar kısmından anladığımıza göre şiir otobiyografik bir şiirdir. Attila İlhan ın bir dönem kaldığı oteli barındıran Maubeuge sokağı Paris in Türk mahallesine yakın bir konumda bulunur ve Gare de Nord ve Gare de L est ye de yakın olması sebebiyle şehre yeni gelenlerin ilk uğradıkları yerlerden biridir. Attila İlhan ın 2012/2 Hukuk Gündemi 23

Paris döneminin en vurucu şiiri olan Kaptan şiirinden de şairin bu sokakta yaşadığını anlıyoruz. Zira şair bu şiirde St. Vincent de Paul kilisesi benim otelin arkasına düşer dizesiyle Maubeuge sokağının arkasına düşen bu kiliseyi anmıştır. Şimdi bu şiiri biraz daha yakından inceleyelim: paris e mahsus bir yağmur hayatı bin dokuz yüz elli bir senesi sonunda Dizeleriyle başlayan şiir şairin Maubeuge Sokağı nda bir otele yerleşmesi ile devam eder. maubeuge sokağında gelip durmuşum otel defterine şair yazmışlar konservatuar talebesi komşum rigoletto dan prensin aryasına başlar her sabah saatin onunda elbet bana biraderi düşündürür siz kendisini tanımazsınız bafra maden içer istifham gibi yürür şimdi ben yalnız o daha yalnız rigoletto nun sağında ve solunda Attila İlhan ın bahsettiği bu komşusunun söylediği ünlü arya şaire kardeşi Cengiz i hatırlatıyor. Şair bu durumu meraklısı için notlar kısmında şöyle açıklıyor: kaldığım otelde bir konservatuar öğrencisi var, sık sık, Rigoletto dan ünlü aryayı söyler, oysa lise yıllarında İstanbul da, sanırım Saray Sineması nda (belki de Şark Sineması) seyrettiğimiz ünlü Rigoletto filminden beri kardeşim Cengiz, aramızda bu aryayı en güzel söylemekle ün yapmış. Oğlan şarkıya başladı mı, kardeşimi hatırlıyorum. Şairin artık bir Parisienne adayı olduğunu gösteren bu şiir şairin çektiği aile özlemini tanışılan yeni karakterler aracılığıyla bize anlatırken, Paris in yoksul bir bulvarı olan Boulevard Sebastopol ile zengin bir semt olan Belleville i karşılaştıran bir Paris tablosuyla sona erer: boulevard sebastopol da yağmur başladı belleville taraflarında güneş açıyor la donna kaybolmuş barbes metrosu nda Kaptan Attila İlhan ın Paris üzerine yazdığı şiirleri ve şairin Paris ini incelediğimiz bu yazıda belki de en uzun yeri kaplaması gereken bölüme geldik. Kaptan şiiri Attila İlhan ın Paris üzerine yazdığı beş şiirin adıdır. Kendisi kaptan şiirleri hakkında büyük bir metropolün, bu metropolün dağdağasını yaşayan bir adamın yaşantısı çarpıcı kesitler halinde verilmiştir der. Şiirin çoğu yerinde şairin duyduğu yalnızlığa ortak oluruz adeta. Çünkü anladığımız kadarıyla şair sevgilisinden ve arkadaşı Ricardo dan kopmuştur, artık Paris te yalnız ve yabancıdır ve sakal bırakmıştır; ben değiştim biliyorum hem sakal bıraktım şiirlerim kül rengi kumrular gibi uçuşuyorlar bakır çalığı göklere katiyen tahammülüm yok hele paris in gökleri aklımı başımdan alıyor bana seni senden evvelki poitiersli kızı hatırlatıyor ben değiştim biliyorum hem sakal bıraktım soğuk gözlerinde buğulanmıştı ölsen 24 Hukuk Gündemi 2012/2

tanıyamazdın hatta ricardo bile hani vatansız ricardo burnumun dibinden geçti geçen gün beni tanıyamadı oysa au vieux châtelet de sabah akşam beraberdik üçümüz viyana kahvesi ve sıcak rom içerdik üstelik o krapfen severdi güzel olurmuş rivayet neden ve nasıl sevdiğini anlayamadım gitti Attila İlhan ın sabah akşam gittiği Au Vieux Châtelet Paris şehrinin ilk merkezi olan Île de la Cite ye bir köprüyle bağlanan Châtelet meydanında Paris in en eski kafelerinden biri olarak hala hizmet veriyor. Krapfen hala güzel mi bilmiyoruz ama bir Paris seyahatinin umulmadık bir anında bu kafenin karşınıza çıkma ihtimali çok yüksek. Şairimiz bu dizelerde eski güzel günlerini yad etmekten duyduğu üzüntüyü yalnızlıktan da kurtulup yalnız kalmak isterim diyerek aşmaya çalışıyor ve soğuk gözlerinde buğulanan sevgilisini takip etmeye başlıyor: montmartre metrosu civarında seni gözden kaybettim o zenci yine arkanda mıydı hiç dikkat etmedim ağzında yoksul bir ıslık ıslak bir cigara gibi sidney bechet in caz havalarını çiğneyip tüküren o saklasın varsın seni sevdiğini biliyorum ben yüzünün renginden geliyor bütün üzüntüsü Bu dizelerden sonra bir gazete aldım ama evde okuyacağım diyen Attila İlhan, lüks semtlerden biri olan Montmartre a çıkan ve Paris in fakir bulvarlarından biri olan Magenta Bulvarı yakınında bulunan metro civarında sevgilisini kaybeder. Şiirin daha sonra bu bulvara son derece yakın olan Lafayette Caddesinde sabahlayan Attila İlhan imgesi ile devam edecek olması, Montmartre a giden sevgili ile beraber düşünüldüğünde aslında iki sevgilinin ayrı dünyalara ait olduğunu da okuyucuya hissettirecektir. ve ben seni unutsam hiç hatırlamasam hiç mi hiç ihanetini hatırlamasam şehvetini hatırlamasam ellerim oldum olasıya seni unutsalar yarı gecenin içinden bir zenci süt beyaz bakıyor rue lafayette de dünden bugüne geçiyorum Şiirin ikinci bölümünde göze çarpan ilk dizeler ise yelkenlerine Paris yazılmış bir gemiden ve Luxembourg garındaki çiçekçi bir kızdan bahsediyor ve şairin Paris teki arkadaşlarından Pablo yla devam ediyor. bu geminin yelkenlerine herifin bir paris yazmış luxembourg garı nın dirseğindeki çiçekçiyi bileceksin yeşil muşamba ceketli sarışın küskün kızcağız en dokunulmaz kızı en temiz fikrimce paris in pablo ya sorarsanız bir taksi şoförüyle yatıyor pablo!.. ah pablo!.. onunla bir tanışsanız önüne gelene salamanca da bir şeyler anlatıyor babasını orada bir duvar dibinde bırakmış halbuki konuştuğu zaman fransız sanırsınız Bu dizelerden sonra ise şair kendisini Paris in öğrenci semtlerinden biri olan Saint- Michel de 2012/2 Hukuk Gündemi 25

bir talebe kahvesinde bulur. Şair burada sevgilisi için yazdığı şiirlerden pişmanlık duyar ve Charles de Gaulle Etoile a çıkan caddelerden bir olan Avenue Wagram daki bir Ağustos akşamı aklına gelir: saint- michel de bir talebe kahvesindeyim yalnız gündüz olduğu halde bütün ışıkları yakmışlar bir cumartesi günü saat dört buçuğa beş var ellerim kırılsa ben senin için bu şiirleri yazmasam dinamit taşırmış gibi gözlerini taşımasam avenue wagram da bir akşam yeter bana ağustos ta Şiirin bu bölümleri şairin Paris hayatının çağrışımlarıyla doludur. Avenue Wagram da bir akşamı hatırlayan şair daha sonra Châtelet Meydanı ndaki önceki geceyi hatırlar. Burada andığı mekânlar ise 1867 yılında yapılan Saint- jacques kulesi ve Saint- Michel köprüsü yakınındaki Cafe de l ecluse dür. dün gece châtelet de metronun yanı başında durdum yağmur bilmediğim başka bir gökten yağıyordu yağmur saint- jacques kulesine doğru yağıyordu yanımda olduğun zaman her zamankinden yalnızım şimdi bir nefeste cafe de l ecluse ü hatırladım seine kıyısındaki küçük nehir kahvesini Çağrışımlarla yüklü bu kısımlar aslında Attila İlhan ın zamanla söyleyişte bir rahatlığı benimsemesinin bir sonucudur. İkinci bölümün sonunda konu yine sevgilisine gelir. Paris in batakhane semtlerinden biri olan Utrillo dan (Her ne kadar adı ünlü ressam Maurice Utrillo dan gelse de) çekip çıkarmıştır onu. utrillo nun bir sokağından seni çektim çıkardım elin yüzün kirlenmiş üstün başın toz içinde sana mardi gras için bir japon maskesi aldım sen bana kaptan diyorsun herkes bana kaptan diyor sahici bir kaptanmışım gibi tükürüyorum Şiirin üçüncü bölümü ise Paris in kısmen daha düşük semtlerinden Faubourg Saint- Denis de başlıyor. Bu bölge şiirin yazıldığı dönemde değil ama günümüzde Paris in Türk Mahallesi olarak biliniyor. Yakın zamanda 20 yönetmenin Paris hakkındaki kısa filmlerinden oluşan Paris Je T aime filminde bu mahalleye aynı ismi taşıyan yönetmenliğini Tom Tykwer ın yaptığı bir kısa film mevcut ve bu filmde arka planda Türk mahallesine dair işaretler bulunabilir. Şiirin yazıldığı dönemde ise mahallenin bu özelliğinden bahsedilmiyor. Sadece o tarihlerde kurulan semt pazarı ve pazardaki karakterler şiirde yer alıyor: faubourg saint- denis de işte yine pazar kurulmuş beş franga çorba içtiğimiz julien in kapısı önünde kırmızı ve siyah ve sarı saçlı bir kadın durmuş muzaffer patatesler satıyor üç renkli neşesi içinde camların arkasında ekmekçi kızlar mavi beyaz raflarda uzun uzun herifler gibi taze ekmekler üstüne bir yağmur yağdırmak hevesi uyanır içinde ben bu mısraları yazarım tout-va-bien kahvesinde Şairin tout- va- bien kahvesi derken bir sözcük oyunu yaptığını düşünmüyoruz (Tout va bien Fransızca da her şey yolunda demektir). Dolayısıyla Faubourg Saint- Denis ve civar semtlerde aynı ismi taşıyan bir kafenin varlığından duyduğumuz kuşkuyla yaptığımız araştırmalar sonucunda Faubourg Saint Denis Caddesi nin yakınlarında Rue Bouchardon da eskiden böyle bir kafenin olduğunu öğrendik. Şimdiyse o adres kapısı kapalı olarak duruyor ve yerine açılmış bir şey henüz yok. Şiirin devamında ise kendimizi Fransız Devrimi nin Bastille Meydanı yla birlikte simgesi olmuş Concorde Meydanında buluyoruz. Bu meydan Avrupa nın en ünlü caddelerinden olan Champs- Elysees nin sonunda bulunur ve cadde bu meydandan Tuileries Bahçesi ve ardından Louvre Müzesi ne bağlanır. Meydanın tarihi 1748 yılında dikilen Luksor Dikilitaşı ile başlar. O zamanlar şehrin dışında kalan bu alan bugün şehrin adeta kalbinin attığı Champs- Elysees nin ve Louvre Müzesi nin arasında kalmıştır. Ayrıca meydan Paris in en büyük, Fransa nın ise ikinci büyük meydanıdır. Bu özelliği nedeniyle de Fransız Devrimi ve devamında yapılan idamların infaz 26 Hukuk Gündemi 2012/2

noktasıdır. Şiir ise bu özellikleri çağrıştıran unsurlardan uzaktır. Meydan neredeyse sadece ismiyle anılmıştır: concorde da bütün fıskiyeler birden ayaklanacak eğri bir demir gibi ensende hissedeceksin ebem kuşağını Daha sonra ise Bordeaux ya yolcu edilen sevgiliye sıra gelecektir. Şiirin bu kısmında gar ismi verilmemiş ama günümüzde Bordeaux ya kalkan trenlerin Montparnasse Garı olduğunu ve bu semtin de yazarların uğrak yeri olduğunu düşünürsek son zamanlarda çekilen Le Fabeleux Destin D Amelie Poulain ve Hugo filmlerinin de dekoru olan bu garın şiire konu edildiğini düşünebiliriz. Ayrıca şair bu dizelerin devamında Paris teki adresini de St. Vincent de Paul kilisesi olduğunu söyler. Yazının basında da belirttiğimiz gibi Gare du Nord ve Gare de l Est ye son derece yakın olan bu kilise şairin daha önce verdiği bir adres olan Maubeuge sokağının da arkasında kalır. Dolayısıyla şairin yaşadığı cadde bu iki şiirle netliğe kavuşuyor: st. vincent de paul kilisesi benim otelin arkasına düşer saat kulesi her gece uyur uykumdan uyandırıyor her seferinde tekrar seni bordeaux ya yolcu ediyorum Şiirin dördüncü bölümünde Paris imgesi yavaşça kayboluyor çünkü şairin ve sevgilisinin hayatlarını yansıtıyor çoğunlukla bu bölüm. Arada bir sahneye karışan mekânlar ise Marivaux Sineması, Austerlitz Garı ve Samaritain. Marivaux Sineması bugün bildiğimiz kadarıyla kullanılır durumda değil. Boulevard des İtaliens de bulunan bu sinemayla ilgili bilgi de elimizde mevcut olmadığından sadece adını anmakla yetineceğiz. Austerlitz Garı ise hala Paris in en eski garlarından biri olarak hizmet veriyor. Ayrıca bir metro aktarma istasyonu olması sebebiyle de Parislilerin gündelik hayatında sıklıkla kullandıkları bir mekân olduğuna şüphe yok. Samaritan e gelince, buranın Paris in eski alışveriş merkezlerinden biri olduğunu biliyoruz. Şiirin yazıldığı yıllardan günümüze kadar bu özelliğini sürdüren mekân Paris in en eski köprüsü olan Pont- Neuf ün Île de la Cite yi şehrin batı yakasına bağladığı yerde bulunuyor. Hatta bu mekân 90 lı yıllarda bir hayli ünlü olan Les Amants du Pont- Neuf (Köprü Üstü Âşıkları) filminin de çoğu sahnesinde arka plandan net bir şekilde görülmektedir. Şimdi bu bahsettiğimiz mekânların şiirde nasıl yer aldıklarını da gösterip Kaptan şiirinin son bölümüne geçelim: şimdi benim gözlerim paris te marivaux sinemasında bir çift kara maça gibi yorgun ve uykusuz ellerim derseniz marsilya da garsonlar hesaplaşıyor martini- cin seksen frank on frank da servis kalbim derseniz onun nerede olduğunu bilmiyorum ikimiz birden bire austerlitz garı na gidiyoruz austerlitz garı önüne bakıyor bizden utanıyor bir trene binip rastgele defolup gitmek istiyorum samaritain in ışıkları ocağıma düşmüş yalvarıyor bir roman için fevkalade oldukları düşünülebilir 2012/2 Hukuk Gündemi 27

Kaptan şiirinin son bölümü şiirdeki en keskin ve iddialı ifadelerin yer aldığı kısımdır. Şair bu bölümde terk edilmiş olmasının bir sonucu olarak öfkesini iyice artırmıştır. O kadar ki Seine kıyısında bugün de yoğun olarak bulunan kitapçılarda bulduğu Fransız dilinin ünlü şairi François Villon un şiirlerinde teselli bulmuştur ve sevgilisinin kendi şiirlerini okudukça ağlamasını dilemiştir: seine kitapçılarında villon un şiirlerini buldum nehir yürek gibi kararmıştı rüzgar esiyordu bir hafta her gece villon dan bir şeyler okudum sen benim şiirlerimi okudukça ağlayacaksın Daha sonra şair yaşadığı ilişkiyle ilgili pişmanlık duymaya başlamıştır. Sevgilisini hiç tanımamış olmayı istemektedir artık. Öyle ki bugün Montmartre in en önemli simgesi olan Sacre- Coeur Kilisesi nin önünde kör bir dilenci olmak bile ona daha güzel gelmektedir. seni hiç görmeseydim seni keşke hiç görmeseydim şu benim iki gözüm aksalardı kıpkızıl kör olsaydım sacre- coeur de armonik çalsaydım dilenseydim seni hiç görmeseydim ismini hiç duymasaydım belki kendime göre rezilce saadetlerim olurdu Şiirin sonlarına geldiğimizde ise tanıdık bir Paris anıtı yani Eiffel Kulesi şiirimize girer. 1887-1889 yılları arasında Fransız Devrimi nin 100. yıl kutlamaları için Paris te düzenlenen fuarın giriş kapısı olmak üzere geçici olarak inşa edilen ancak daha sonra kalıcı hale gelen kule, bugün bütün Fransa nın simgesi konumundadır. İlk yıllarında kulenin Paris in güzel silüetini bozduğunu düşünen Fransız aydınları kulenin kaldırılması için bildiriler yayınlamışlardır. Hatta bugün Maupassant tarzı öykücülüğe adını veren Fransız öykücü Guy de Maupassant da bunların arasındadır. Ancak bu ünlü yazar öğle yemeklerini de kulenin terasında yemektedir. Bunun nedenini soranlara ise Paris te bu kulenin görülmediği tek yer burası diyerek cevap verir. Zamanında büyük tartışmalara da konu olsa da Eiffel Kulesi bugün yılda 6 milyon turist ağırlayan, geceleri ise zaman zaman ışıklarını sarıdan beyaza çevirerek altında oturup içkilerini yudumlayan Fransızları coşturan bir çekim merkezi ve aynı zamanda da Fransa nın iletişim ağını sağlayan en önemli vericilere sahip. Şairimiz Attila İlhan şiirinde Eiffel e sadece bu şiirde yer vermiştir. O da Eiffel in dibinde bir cigara yakmalık zaman dilimindedir. Vakit ise akşamdır, Eiffel Kulesinin arka taraflarına düşen Saint- Dominique Sokağı ışıklarını yeni yakmaktadır: eiffel in dibinde durduk ben bir cigara yaktım saint-dominique sokağında şehir ışıklarını yaktı içim büyük karanlıktı ellerimi göğe uzattım İçi büyük karanlık olan şairimiz şiirin devamında yine ayrıldığı sevgilisini anar ve ona sitem eder: rüyana erkekler giriyordu hem çıplak giriyordu aklına ben geldiğim zaman utanıyordun onların arasında değildim çünkü ben yoktum ben paris te kalmıştım adresim ezberindeydi istesen her cumartesi bir kart gönderebilirdin ne var ki bunu hiç bir zaman yapmayacaktın Sevgilisine böyle sitem eden şair daha sonra Paris yıllarının en yakın dostu Mırç la yapacaklarını anlatarak şiiri sonlandırır: şimdi kalkıp gitsem mırç ı bulacağım malum sonra vini-prix den üç litre şarab alacağımız şarabın yanına bir şişe rom-negrita alacağımız sarhoş olacağımız malum şarkı söyleyeceğimiz sonra mırç zehra dan bahsedecek ben susacağım camlardan bakınca paris in damlarını göreceğiz bana ancak sabahları telefon edebilirsiniz 28 Hukuk Gündemi 2012/2