2011 Yılı Faaliyet Programı

Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

DENEYLERLE BÜYÜYORUZ

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ

Şiir. Kategori: Şiir Cuma, 23 Nisan :15 tarihinde yayınlandı. Gösterim: / 7 Phoca PDF 1. SEN (1973) Senden, senden, hep senden,

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister.

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Zeynep in Günlüğü. Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) Fatma BAŞA. Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

6 Çocukla Ahır'da Yaşam Mücadelesi

İntikam. Ölüm Allah ın Emri

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

MERAKLI KİTAPLAR. Alfabe

Bu kitabın sahibi:...

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

Ramazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

ISBN :

Dört öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve matematik finalini kaçırmışlar, ertesi gün hocalarına gitmişler, zar zor ikna etmişler. Arabaya bindik yolda

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam.

.com. Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN

Akın Uyar. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

Derleyen: Yücel Feyzioğlu. Resimleyen: Serap Deliorman

Maksut Genç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi YILDIZLAR GRUBU ARALIK

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ VAKFI ADIGÜZEL ANAOKULU GÖKYÜZÜ SINIFI KASIM AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

İsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali

BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR

Gürkan Genç, 1979 yılının Ocak ayında dünyaya geldi. Hemen hemen her çocuk gibi en büyük tutkusu bisikletiydi. Radyo-Televizyon-Sinema bölümünden

BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe

Buse Akbulut. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

İnsanların Üzüntüsünün Başlangıcı

Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var)

Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK

Cadı böyle diyerek süpürgesine bindi. Daha yüz metre uçmadan. paldır küldür yere düştü. Ağaçtaki kargalar Gak gak diye güldüler.

&[1 CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR! SERIS.INDEN BAZILARI. l O - Cin Ali Kır Gezisinde. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen

KURALLI VE DEVRİK CÜMLELER. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir.

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar.

Polat Gürgen. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

tellidetay.wordpress.com

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

Bahar Ateşi Evet! Hayır! Belki? Ne? Merhaba.

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından farklıdır?

Ali Rıza Malkoç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

3 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir?

YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI

Eğitim Öğretim Yılı OKUL ÖNCESİ ŞEKERLİK EĞİTİM SETİ YARIM GÜNLÜK PLAN ÇİZELGESİ

Insanı başa taç yaptım. Ne eğildim, ne de saptım. Acılardan ilaç yaptım. Aşık Şahturna Hayatı ve Şiirleri

Sabuhi Rahimov. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

DESTANLAR VE MASALLAR. Muhsine Helimoğlu Yavuz HILE İLE DILE. Masal. KÜRT MASALLARI Resimleyen: Claude Leon

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. ( ) M. Mehtap Türk

Arapgirli Haşim Koç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

SAN Kİ ÖNCELEYİN GÜL AŞIK OLMUŞTU. kadının yeniden yaratılmasına sebebiyet vermiştir, onlara olan eşsiz aşkıyla. Bir yandan bu

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Betül Tarıman. Öykü GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ. 2. basım. Resimleyen: Uğur Altun

KARANLIKTA FİLİZLENEN TOHUM

Eğitim Öğretim Yılı OKUL ÖNCESİ DÜŞÜNEN ÇOCUKLAR EĞİTİM SETİ YARIM GÜNLÜK PLAN ÇİZELGESİ

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI. Nİsan AYI BÜLTENİ. Sevgİ Kİlİmlerİmİz

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer,

Sevgili dostum, Can dostum,

SIFATLAR. 1.NİTELEME SIFATLARI:Varlıkların durumunu, biçimini, özelliklerini, renklerini belirten sözcüklerdir.

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İlk Kilisenin Doğuşu

Kahraman Kit Misafirlikte

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İnsanların Üzüntüsünün Başlangıcı

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi.

TEK TEK TEKERLEME. Havada bulut Sen bunu unut

Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı

UFUK GÜRBÜZDAL TURK 102-3

Yeşaya Geleceği Görüyor

İletişim Yayınları 2472 Çağdaş Türkçe Edebiyat 426 ISBN-13: İletişim Yayıncılık A. Ş. 1. BASKI 2017, İstanbul

Orhan benim için şarkı yazardı

KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERİSTESİ VAKFI ADIGÜZEL OKULLARI ÇEKMEKÖY ANAOKULU TAVŞANLAR SINIFI MAYIS AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Cihan Demirci. Şiir ŞİİR KÜÇÜĞÜN. 2. basım. Resimleyen: Cihan Demirci

DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU MAYIS AYI 1. HAFTASINDA NELER YAPTIK?

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin

YÜKSEL ÖZDEMİR. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

6. Sınıf sıfatlar testi testi 1

OKUMA ANLAMA ANLATMA. 1 Her yerden daha güzel olan yer neresiymiş? 2 Okulda neler varmış? 3 Siz okulda kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

5 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, fiziksel özelliklerim nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar?

Transkript:

51

2011 Yılı Faaliyet Programı GELENEKSEL ETKİNLİKLER Türk Dünyası Nevruz Buluşması (24 Mart 2011, BM Genel Kurulu, New York-İstanbul-Ankara) 14. TÜRKSOY Opera Günleri (Mayıs-Haziran, Mersin-Girne-İstanbul) TÜRKSOY Resim ve Fotoğraf Sergileri (Yıl boyu) 4. Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Semineri (17 Haziran, Kazan-Bulgar) 14. TÜRKSOY Ressamlar Buluşması (Kırgızistan) 8. TÜRKSOY Fotoğraf Sanatçıları Buluşması (Astana) 2. TÜRKSOY Üyesi Ülkeler UNESCO Milli Komisyonları Toplantısı (Kazakistan) TÜRKSOY Üyesi Ülkeler Opera ve Tiyatro Müdürleri Toplantısı 2. TÜRKSOY Lehçeler Arası Çeviri Çalışmaları Sempozyumu ve Uygulama Atölyesi çevirileri, Abdullah Tukay a ithafen (Şubat, İstanbul) TÜRKSOY ÖZEL ÖDÜLÜ VERİLEN ETKİNLİKLER TÜRKSOY Basın Onur Ödülü (Ocak, Ankara) XV. Uluslararası Rudolf Nuriyev Bale Sanatı Festivali (Mayıs, Kazan-Ufa) TÜRKSOY Resim Ödülü Uluslararası Altın Minber İslam Dünyası Sinema Festivali (Ekim, Kazan) Geleneksel Çir Cayan Festivali (Temmuz, Abakan) İstanbul Bale Festivali TÜRKSOY Ödülü TÜRKSOY Uluslararası Şan Yarışması Ödülü Doğu Pazarı TÜRKSOY Ödülü Kültür Mirasları Restorasyonu TÜRKSOY Ödülü DİĞER ETKİNLİKLER Abdullah TUKAY ın 125. Doğum Yılı Etkinlikleri (Yıl Boyunca) TÜRKSOY-ÜNİMA Kukla Tiyatroları Festivali (Azerbaycan) Evliya Çelebi ve İpek Yolu Uluslararası Bilgi Şöleni Uluslararası Türk Halkları Kültür Mirası Festivali (20-22 Nisan 2011 Aşkabat) Bin Nefes Bir Ses Uluslararası Türkçe Tiyatro Yapan Ülkeler Festivali (Nisan, Konya) Türk Dili Konuşan Halklar Tuganlık Tiyatro Festivali (Ağustos, Ufa) Uluslararası Dede Korkut ve Geçmişten Geleceğe Türk Destanları Bilgi Şöleni (Ağustos, Kızılorda/Kazakistan-Eylül, UNESCO Paris) Türk Dil Bayramı ve Yunus Emre yi Anma Etkinlikleri (Haziran, Karaman) Başkurt-Tatar Sabantoy Kutlamaları (Haziran, İstanbul-Ufa-Kazan) Büyük Bozkır Müziği Uluslararası Geleneksel İcracılar Festivali (1-6 Temmuz, Kazakistan) Doğu Pazarı Pop Müzik Festivali (Ağustos, Kırım) XII. Uluslararası Doğu-Batı Film Festivali (Eylül, Bakü) Operaliya-2010 IV Uluslararası Müzik Festivali. (Kazakistan) 4. Uluslararası Orta Asya Ülkeleri Tiyatro Festivali TÜRKSOY Uluslararası Şan Yarışması (İzmir) 150. Doğum Yılında Karaçay İsmail SİMENOV u Anma Toplantısı Türk Halkları Ozanları (Destancıları) Bilgi Şöleni (Eylül, Afyon) Uluslararası Türk Dünyası Etnik Müzik Araştırmaları Kongresi (Ankara) El Sanatları Ustaları Buluşması ve Uygulama Atölyesi Türk Dünyası Kültür Sanat ve Halk Dansları Festivali (1-30 Mayıs, Samsun) TÜRKSOY Ressamlar Buluşması 6. ve 7. TÜRKSOY Fotoğrafçılar Buluşması TÜRKSOY Opera Günleri TÜRKSOY Üyesi Ülkeler Opera ve Tiyatro Müdürleri Toplantısı Nevruz Kutlamaları UNESCO, Paris TÜRKSOY Üyesi Ülkeler UNESCO Milli Komisyonları Toplantısı Ferit Recai Ertuğrul Caddesi No: 8 Oran 06450 / ANKARA Telefon : +90 312 491 01 00 (pbx) Fax: +90 312 491 01 11 www.turksoy.org

1 Sevgili Okuyucu, Karaçay-Malkar Edebiyatı özel sayımızla selamlıyoruz sizleri. Karaçay-Malkar halkı, Kafkasya da Elbruz dağlarının zirvelerinde yaşayan ve bizim gibi Türkçe konuşan akraba topluluklardandır. Fakat Oğuzca dan çok, Kıpçak özellikleri taşıyan bir Türkçedir bu. Tabiatla iç içe yaşayan bu yiğit halkın folklor ve edebiyatı da yaşadığı iklim kadar zengin, renkli ve güzeldir. Heybet ve azametiyle insanı hayrete düşüren Kafkas Dağları, bir yandan da binlerce yıldır masallarımızı süsleyen, Kaf Dağlarını çağrıştırıyor bizlere. Ben bu dağları, yolculuklarım sırasında ancak uçaktan seyrettim ve hayranlıkla ürperdim. Bu heybet ve azamet onların davranışlarına, mizaç ve sanatlarına da yansır. Folklorları da destan ve hamaset havası taşır hep. Kendilerine dağlı anlamında tavlu derler ve bu isimle gurur duyarlar. 2 Kasım 1943 tarihinde Karaçaylılar, 8 Mart 1944 tarihindeyse Malkarlılar tıpkı Kırım Tatarları, tıpkı Ahıska Türkleri gibi Stalin tarafından sürgüne gönderilmişler. Dergimizin bu özel sayısında yer alan yazar ve şairlerin çoğu bu sürgün yıllarında dünyaya gelmiş ve ilk eserlerini de oralarda kaleme almışlar. Daha sonra 1957-1958 yıllarından itibaren Kafkasya ya ata yurtlarına dönme izni verilmiş. Hayatlarını ve edebiyatlarını yeniden vatanlarında devam ettirmişler. Biz bu bilgileri genç ilim adamımız Ufuk Tavkul beyden alıyoruz. Bugün, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü öğretim üyesi olan Prof. Dr. Ufuk Tavkul; yazdığı yedi kitap ve 150 den fazla makalesiyle Türkiye de bu sahanın en büyük mütehassısıdır. Etnik Çatışmaların Gölgesinde Kafkasya, Kafkas Dağlarında Hayat ve Kültür, Karaçay-Malkar Destanları Karaçay-Malkar Türkçesi sözlüğü, Karaçay-Malkar Atasözleri ve Birliğimiz yayınevi Bengü Yayıncılık tan çıkan Karaçay Malkar Halk Şairleri Antolojisi gibi eserler onun kitaplarından bazıları. Kafkasya ya defalarca giderek o çetin coğrafyada yerinde inceleme ve araştırmalar yapmış olan Tavkul un ailesi de bundan yüz yıl kadar önce oralardan gelmiş. Kardeş Kalemler in bu sayısının hazırlanmasında konuya olan vukufu ve zengin arşiviyle bize yardımcı olan sayın Tavkul a ve yine onun adaşı olan TRT Dış Yayınlar Dairesi Başkanlığı Yabancı Diller ve Lehçeleri Müdürlüğü Kazakça Masa Şefliği nde çalışan değerli tercüman Ufuk Tuzman a teşekkür ediyoruz. Evet sevgili okuyucu; Her ne kadar Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır deseler de artık önümüz bahardır. Havaya, toprağa ve suya cemre düştü. Cemre hararet demektir. Lapa lapa yağan karlar, vadilerden esen bir dev nefesi gibi ılık rüzgârla üç günde eriyecek. Öbek öbek çiçekler fışkıracak kara topraktan. Dileğimiz sevmeyi unutan gönüllere de cemre düşsün, uyuyan bahtlar uyansın... Nevruz Bayramınız kutlu olsun Ali Akbaş

2 Sahibi Avrasya Yazarlar Birliği Adına Yakup Deliömeroğlu Genel Yayın Yönetmeni Yazı İşleri Müdürü Ali Akbaş Genel Yayın Yönetmeni Yardımcısı Ömer Küçükmehmetoğlu Yazı Kurulu Ekrem Arıkoğlu - İmdat Avşar - Osman Çeviksoy Mehmet İsmail - Hüseyin Özbay Orhan Söylemez - Esra Yavuz - Aşur Özdemir İbrahim Türkhan - İslam Beytullah Erdi 4 32 34 35 Kulina Salpagarova Yüreğimin Başköşesinde, Karaçay İsmail Tohçukov Ben Ölsem de... Muradin Ölmezov Zaman Değirmeni Düzeltme Cem Arslan Sesli Dergi www.seslekitap.com 4 Kaysın Kuliyev Yurdum Kapak Fotoğraf Ufuk Tavkul - Ağustos 1993 Elbruz Eteklerinde Yılkı Atları Tasarım İbrahim Sağlam 0532 460 96 41 Baskı Uçan Selefon & Ambalaj Büyük Sanayi 1. Cd. Alibey İşhanı No: 99/14-15 İskitler/Ankara Tel: (0312) 341 46 35 14 25 Halimat Bayramukova Kendi Şiirim Ahmet Sozayev Kâzım, Ben mi İdim Ters? 14 Baskı Tarihi 07.03.2011 İdari Adres Hacettepe Mahallesi Hamamönü Sokak No: 24 Altındağ/Ankara Tel:+90 312 311 70 52-311 70 62 Faks:+90 312 311 70 32 www.ayb.org.tr - kardeskalemler@ayb.org.tr www.kardeskalemler.com Abonelik Yurtiçi yıllık abone bedeli 80 TL, kurum ve kuruluşlar için 180 TL, Türk Cumhuriyetleri için 120 TL, Türk Cumhuriyetleri kurum ve kuruluşları için 160 TL, Avrupa için 130 Avro ve ABD için 200 $ dır. TC Ziraat Bankası Balgat Şubesi Şube Kodu: 1395 - Hesap No: 47095325-5004 IBAN: TR960001001395470953255004 Posta Çeki Hesabı: Avrasya Yazarlar Birliği No: 53 23 008 kardeskalemler@gmail.com Dergimiz Türk Dünyası Edebiyat Dergileri Kongresi üyesidir. 26 Fatima Bayramukova Aziz Kafkas 25 36 38 42 Azret Akbayev Git, Evladım, Kafkasya ya Alim Töppeyev Gözünün Gördüğü Yerler Senindir! Cagafar Tokumayev Benim Vatanım Yok! KARDEŞ KALEMLER Dergisi, Avrasya Yazarlar Birliği tarafından TC yasalarına uygun olarak yayımlanmaktadır. Kardeş Kalemler in isim ve yayın hakları Avrasya Yazarlar Birliği ne aittir. Dergide yayınlanan malzemelerin her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilerek dergiden alıntı yapılabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına, ilanların sorumluluğu ise ilan sahiplerine aittir. Yerel Süreli Yayın ISSN 1307-2382 29 30 Mahmut Kubanov Kama ile Dağlar Bilal Laypanov Yurdumda Yağmur 30

3 63 Borisbiy Uzdenov Uzaklardaki Yakın Mezarları 38 66 Abu-Hasan Hubiyev Ninenin Tuzağı 87 46 51 İbrahim Gadiyev Hadis in Cevabı Hasan Şavayev Cehennemden Gelen Mektup 60 75 78 Bilal Laypanov ile Mülakat İmam hak yoluyla, yazar ak yoluyla halkı yok oluştan kurtarır Ufuk Tavkul Karaçay-Malkar Edebiyatı 72 Şafak Tavkul Mirzakul un Fidanı 72 73 Hasan Konakov ile Mülakat Zaman Gazetesi Malkar halkının yüz akıdır 89 54 Bilal Appayev Suçluluk 87 Asker Doduyev ile Mülakat Mingi Tav Karaçay- Malkar halkının geleceğine ışık tutmaktadır. 60 Fatima Bayramukova İhtiyar İssa ile Tavbatır 73 89 Ufuk Tuzman Alim in Edebiyat Mirası

4 Kaysın Kuliyev (1917-1985) Karaçay-Malkar şairi. Malkar köylerinden Ogarı Çegem de doğdu. Küçüklüğü dağlarda çobanlık yaparak at sırtında geçti. Edebiyata olan yeteneği bu yaşlarda ortaya çıktı. Çegem de orta okulda okurken şiirler yazmaya başladı. 1935 yılında Moskova da Lunaçarskiy Tiyatro Enstitüsüne girdi. Aynı sırada Edebiyat Enstitüsü ne de devam etti. 1940 yılında İkinci Dünya Savaşı na giren Sovyet ordusunda askere alındı. 1944 yılında bütün Malkar halkıyla birlikte Orta Asya ya sürgüne gönderildi. Sürgün dönüşü 1958 de Moskova da edebiyat derslerine devam etti. İlk şiir kitabı Salam Ertdenlik (Selam Sabah) 1940 ta yayımlandı. 1958 yılında şiirlerinin iki ciltlik antolojisi çıktı. 1966 yılında yayımlanan Caralı Taş (Yaralı Taş) adlı şiir kitabı Maksim Gorkiy Devlet Ödülünü kazandı. 1974 te yayımlanan Cer Kitabı (Yer Kitabı) adlı şiir kitabı Sovyetler Birliği Devlet Ödülü nü kazandı. Karaçay-Malkar şiirinin en büyük ustası kabul edilen Kaysın Kuliyev şiirlerindeki güçlü tasvirler, anlatım gücü ve zengin hayal dünyası ile bütün Sovyetler Birliği şairleri arasında önemli bir yere sahip oldu. Yaşadığı sıkıntı ve eziyet dolu hayat, Kafkasların dağ zirveleri arasında zor bir yaşantı sürdüren Karaçay-Malkar halkının hayat mücadelesi, sürgün yıllarındaki vatan özlemi onun şiirlerinin konuları arasında yer aldı. Eserleri: Salam Ertdenlik (Selam Sabah) (1940), Caralı Taş (Yaralı Taş) (1966), Cer Kitabı (Yer Kitabı) (1974), Nazmula (Şiirler) (1988), Cazganlarını Üç Tomlu Cıyımdıgı (Eserlerinin Üç Ciltlik Antolojisi) 1981.

5 KAYSIN KULİYEV ÇEVİREN: UFUK TAVKUL yurdum Oy, destanların yuvası yurdum, Oy, yiğitlerin anası yurdum, Temiz sularını içiren yurdum, Büyüten, hayat, güç veren yurdum. Seni düşmana bırakıp gitmekten, Kanlı düşmanlarımıza terk etmekten, Onların seni esir etmesinden, Kirli askerlerinin çiğnemesinden ise, Son kurşunumu atarım, Savaşta kartal gibi vuruşup. Seni kucaklayıp, ölüp yatarım, Göğsümü düşman kurşunu delip. Korkak ayağımın senin bir çöpüne Basmasından ise, kahraman ölüm Yatsın kutsal göğsünde! Sana düşmanın sahip olduğunu görüp, Durmadan kalbim kömür olarak, Onu savaşın ateşleri çiğnesinler. Taşların kızdırdığı toynaklarıyla, Geçsinler cesedimin üzerinden! Düşmanın dövdüğü, eziyet ettiği anaları Gitmektense bırakıp geriye, Kahraman ölüm yatsın onların Önünde, kan lekesi yamçıda. Onların kederli oğullarının Korkak arkama geçmelerinden ise, Aksınlar anaların gözyaşları Savaşta ölen cesedimin üzerine.

6 Mingi Tav (Elbruz Dağı)

7 Kuşların kanat sesini Korkak kulaklarım ile duymaktansa, Ölümün üzerinde uçsunlar kuşlar, Kız kardeşlerim gibi ağıt yakarak. Mingi Tav (Elbruz Dağı) 1 Seni düşmana bıraktığımı Gözlerimle görmektense, Saçımı kahramanca ölen başımda Hüzünlü ayazınla okşa sen. Sizsiz nasıl yaşarım, dağlarım, Elbruz Dağım, Dıh Tav ım 2, Kazbek im 3, Dolanbaçlı yollarım, ak kayalarım, Sizsiz nasıl yaşarım ırmaklarım! Nasıl unutursun Bashan ı 4, Terek i 5? Dostlarım sizsiz kim arkadaş eder beni? Sizsiz nasıl yaşarım kuşlarım, Sizsiz nasıl yaşarım şölenlerim? Sizsiz nasıl yaşarım, destanlarım, Sizsiz ne yaparım masallarım, Dağlı analar, Dağlı ihtiyarlarım, Sizsiz nasıl ölürüm, dağlarım? Kartal benzeri yurdum, sensiz kalıp, Durmaktansa kanım akarak, Arzu ediyorum: Seni sıkıca kucaklayıp, Kan lekesi göğsünde yatmayı! * * * 1 Mingi Tav (Elbruz Dağı): Karaçay-Malkar ülkesinin ortasında yer alan ve 5.642 metrelik zirvesi ile Kafkas Dağları nın ve Avrupa kıtasının en yüksek dağı. 2 Dıh Tav: Malkar bölgesinde yükselen ve 5.203 metrelik zirvesiyle Kafkasların ikinci en yüksek dağı. 3 Kazbek: Gürcistan da yer alan ve 5.047 metrelik zirvesiyle Kafkas Dağları üzerindeki önemli dağlardan biri. 4 Bashan: Elbruz Dağı ndan doğan, Kafkasya daki önemli ırmaklardan biri. 5 Terek: Hazar Denizi ne dökülen, Kafkasya daki büyük bir ırmak.

8 Abrek (Kafkas Savaşçısı) Yağlı Boya Tablo: Şafak Tavkul

9 benim sözüm Dağlı sözüm Hanların kalesinde Yalancı şairler gibi büyümedi, Şiirim o kalelerin gölgesinde Zalimlere övgüler dizmedi. Büyüdüm kartalları çok olan göğün altında, Yatarak, kayaları başıma yastık edip. Dağlarda dolaştım gece gündüz, Buluta, yıldızlara da selam edip. Büyüdüm, yüksek yamaçlarda saçımı Boyun eğmeyen rüzgarlarımız okşayarak, Dağlara bakıp, unuttum acımı, Kayalardan düştüğümde de sağ kalarak. Şiire dağlar, çağlayanlar ilham olup, Özgürlüğü hissettirdi esir iken, Yüreğimi güneşin ışığı doldurup, Dağda yüzümü aydınlattı dolunay. Kötülüğü, dişlerimi sıkarak karşılayıp Ben savaşın dumanında da taşıdım Dağlı sözümü Kurşunla vurulup devrilip, Kalkıp şiirlerimi öyle yazdım. Sözüm düşmanlarımıza boyun eğmedi, O kaba güce kölelik etmedi, Yangın ateşinde yanıp da kalmadı, Çok şeye dayandı, çok şey gördü. Yine, yeni felaketler geldiğinde, Savaştan da güçlü ol dedim Dağlı sözüme ben. Ölürüz, öldüğümüzde de Yiğitliği kaybetmeden! diyerek geldim ben. Giysem de dilencinin elbiselerini, Kalsam da bir parça ekmek bulamadan, Kanatlarını indirmezler şiirlerim, Kalırlar dağlarıma benzeyerek! Onlarda esir olmayan kartal haykırır, Hayatım zorluk içinde geçse de, Korkak anlamaz hürriyet şarkısını, Korkarsam eğer, toprağa bile gömmeyin, Dağlılar!

10 Mingi Tav (Elbruz Dağı) Sen dağ değilsin, halkın ebedi umudusun Kalmadın ateşte yanıp. Dağlı namaz kıldı, sana yönelip, Yaptı evini, kapısını sana çevirip. Penceresini sana doğru açtı, Gece gündüz beyazlığını görmek için. Nerede olursa olsun hasretle geri döndü, Öldüğünde de seni görerek ölmek için. Sen dağ değilsin, halkın şerefisin, Beyazlığın, yüksekliğin de onun gibi. Hepimiz gideriz, sen kalırsın, Denizin, şiirin, gökyüzünün kaldığı gibi. Senin zirvene güneş ışıklarının vurduğunu görüp, Çaresiz, çaresizliğini unutarak geldi. Akşamları kızılımsı karlara göz atıp, Kahraman da huzur içinde can verdi. Dağlı ot biçerken de terini silip, Çok severmiş sana bakmaya. Sıcak günde sürerken toprağını, Mutlu olurmuş üzerindeki karlara. Senin eteğinde kan dökenler de, Kanları dökülenler de gittiler. Azap verenler, azap çekenler de, Sevinç, hüzün görenler de gittiler. Sen, akıl gibi, muhteşemsin, temizsin, Uzaklarda gördüğüm düşlerim gibi, Asırlara karşı koymaya cesaretlisin, Sen dünyanın umutları gibi yüce. Ben ölürüm. Sen başkaları için ağar, Ben senden ayrılmam hiçbir zaman: Yüz yıldan uzun yaşayan da burada Sana benim gözlerimle bakar. ***

11 her iyi şey ileride Her zaman en iyi fikirler, Söyleyeceğimiz güzel sözler İleridedir hepsi de. Git, cesaretle git, Yorulsan da! Her daim iyi umutlar İleridedir, iyi şarkılar, Zaferlerinin hepsi de. Git, cesaretle git, Yorulsan da! İyi dostun, işin de, İyi hayattan kısmetin de İleridedir, hepsi de. Git, cesaretle git, Yorulsan da! İyi muratların ileridedir, Gönlün de o yüzden yoldadır, İleridedir bütün hepsi. Git, cesaretle git, Yorulsan da! Gücü bize o verir, Ev de o yüzden inşa edilir, Toprak da o sebeple sürülür, Şiir de onun için yazılır. Bugün gerçekleşmeyen dileğin Yerine gelir, sevinir yüreğin, İleridedir bütün hepsi. Git, cesaretle git, Yorulsan da!

12 İhtiyar Dağlı

13 dağlılar Az konuşup, çok çalışan İnsanlar Dağlılar, Kıvılcım çıkaran domuzun dişlerine Bakan cesur yürekliler. Yolda düşenin yanından Geçip de gitmeyenler, İyilik yaptığında, onu Haber-hikaye etmeyenler. Nemli toprağa tohum atıp O toprağa hürmet edenler, Düşlerinde tarlalarının Muhteşem ürün verdiğini görenler. Umutlarını kesmeyip Taşlara boyun eğdirenler, Fırtına söndürse de ateşlerini, Yeniden çabucak yakanlar. Meyveyi hamken koparmayan, Olgunlaşmamış sözü sevmeyen, Atılmayacak yere taş atmayan, Sabredilmeyecek yerde sabretmeyenler. Evleri alçak olsa da İnsanlıkları yüce. Öylece yaşayıp, Çalışıp durdular hepsi de. Çalışıp, çalışıp yiyenler, Ekmeğe saygı gösterenler, Sessiz sedasız yaşayanlar, Sessiz sedasız ölenler!.. ***

14 (1917-1996) Karaçay-Malkar yazar ve şairi. Karaçay köylerinden Hurzuk ta doğdu. Mikoyan- Şahar (Karaçayevsk) şehrinde lise eğitimini tamamladı. Kızıl Karaçay gazetesinde çalışmaya başladı ve bu gazetede 1935 yılından itibaren edebî eserleri yayımlanmaya başladı. 1939 yılında Eki Cürek (İki Yürek) adlı piyesi yayımlandı. Eser çok beğeni topladı ve aynı yıl Halimat Bayramukova Sovyetler Birliği nin Yazarlar Birliğine kabul edildi. İkinci Dünya Savaşı yıllarında askerî hastanede görev aldı. 2 Kasım 1943 te bütün Karaçay halkıyla birlikte Orta Asya ya sürgüne gönderildi. Şiir ve hikâye kitapları Rusça ya tercüme edilip yayımlandı. Moskova da Maksim Gorkiy Edebiyat Enstitüsüne devam ederek mezun oldu. Karaçay a döndükten sonra öğretmen ve gazeteci olarak çalıştı. Eserleri: Süygen Tavlarım (Sevgili Dağlarım-şiirler) (1959), Cılla bla Tavla (Yıllar ile Dağlar-roman) (1964), Karçanı Üydegisi (Karça nın ailesi-hikâyeler) (1962), Çolpan (roman-1970), Gürbeci (Demirci dükkânı-roman) (1987), Ontört Cıl (Ondört Yıl-roman) (1990). Halimat Bayramukova

15 Halimat Bayramukova ÇEVİREN: UFUK TAVKUL kendi şiirim Hayat devam ediyor gittiği gibi, her nasılsa, biz de yaşıyoruz,- anam sağ bizden şanslı köyde kimse yok gibi, öyleyiz. Kız kardeşlerim yün işliyorlar, İslam zengin ortağa veriyor onu dörtte üçünü ona işlemek üzere. Bizimki de ondan kalanı. Bizim günümüz tan yerinin ağarmasıyla birlikte başlıyor, sonra yatsıya ekleniyor, onun ortasında olmuyor bizde boş oturan. Anam deri işlediği zamanda bir kız kardeşim de yün ayıklıyor, biri nakış diktiği zamanda biri mani söylüyor, ya da akordeon çalıyor. Bazen, iş yaparken, hikaye gidiyor beni peşinden sürükleyip, orada bir şahane hayatta bize muhteşem insanlar diliyorlar şans. Şans denen şeyin ne olduğunu ise beş parmağım gibi biliyordum ben: ineği dişi buzağı doğuran ev, işte çok şanslı desene! Erkek çocuk doğsa eve, o aileden şanslı nerede! Toprağına yeni toprak eklenecek, Katılacak işçi eller de! Bir başkasının oğlu sağ-salim eve Beş yıl sonra karın tokluğuna ırgatlıktan döndü, kup-kuru boş geldiyse de, yük olmadan kendini yaşattı. Gerçekten de biliyordum, beş parmağım gibi, şans denen şeyin ne olduğunu;

16 yazdan odunun yarılmış ise, kızına iyi başlık parası aldın ise, ineğinin yemi var ise, sağ-salim bahara çıkabildin ise şans oydu çok şeyden önce. * * * İki bin bacadan çıkıyor duman, Kâşâneler beş-altı tane sadece, bunların içinde hayat nasıldır, bilmiyorum, ne bileyim, açık söylemek gerekirse. Bildiğim bazıları onlardan korkuyor, bazıları da sallıyor yumruk. Dolaşıp gelip, iş bulamasalar, dönüyorlar onlara baş eğip. Ya ölüm? Ölüm duvar tanımıyor, Acımıyor o. Tek bir insana, yalnızca ölmek için doğuyor olabilir mi yaşamadan bize her bir can? Doğmaya da gerek kalmıyor burada, Yoktan var olup yaşamak için, doğuyor da biri üste çıkıyor, diğerleri de baş aşağı! Üste çıkan, daha da çıkıp gidip, biniyor halkın boynuna, kendisine çare bulamayan halk ise onu taşıyıp yaşıyor dünyada. Hayatta, sütte yağın yüzdüğü gibi, refah içinde yaşayıp, sonra zengin ölse, üç arşın toprak orada da az gelip, yapıyorlar ona lahit. Sade mezarlar etrafında hayatında olduğu gibi gözcü olup bekliyorlar, lahitine, avlusuna girmeye korktukları gibi korkup. Ömrün günleri işte böylece gidiyorlar dizilip, geçip - ihtiyarın elindeki tespih taneleri gibi, yuvarlanıp giden bir-birini dürtüp. Ben de çıkmışım işte bu dünyaya bilmeden ne için, ne zamana kadar diye, bilmeden, hayatım neye rastlatır, neye rastlatmaz acaba beni diye * * *

17 Böyle kışı görmemiş kimse Kar kaplamış bütün evleri, Fare Yılı diyor yaşlılar Ayın adına da diyorlar Ramazan. Onun anlamı, sahurdan başlayıp Akşama kadar ağzını bağlamaktır. Onun anlamı, camide güçsüze Sadaka vermek, tesbih çekmektir. Oruç tutmak zor değil burada, Oruç tutuyor gibidir yılın her günü. Yetişmiyor bu köyde ürün Ekmeği yeten yoktur bir evi. Dul kadına ise yazı da kıştır. Kış gibidir ona bütün yıl. Onun bacasından kar düşmesi Söndürmek içindir ocaktaki ateşini. Yağmur yağıyor ona zarar vermek için, Evinin toprak damını Yıkayıp, süpürüp, suyunu boşaltmak için Üstlerine öksüz canların. Rüzgar da geliyor kütüklerin Aralarından eve sokulup. Titretmek için öksüzleri, Morarıp bir araya toplanıp. Kutsal Cuma günü diğer evlere Sevinçli bayram gibi giriyor. Öksüz eve ise camide akşam Sadaka diye bir şeyler götürülüyor. Bu yıl kış kıyamet olup geldi Kimse görmemiş böyle kış burada, Bacadan duman tütmesiyle ancak Bilirsin kimin evi nerede. Bütün köy için bulunabilir ateş Tek bacadan çıktıysa bir duman Dört taraftan halk patika açıp Yakacak o kordan ateşlerini. Birinden biri kor alarak İki bin evi ısıtıyorlar. Bu yardımlaşma ile geçiyor ömür Kalp kalbe Ev eve, Birbiri için can veriyorlar, Bazen birbirlerini görmeye dahi tahammül edemeden * * *

18 Amcam uzak değil bizden, Ortamız bir iki yüz metre vardır. Köyde çoğu kimsenin yaşadığı gibi, Evi ne boştur ne de dolu. İki mahallenin sınırında evi, Evin yanından dere akıyor Komşusu ile tek bir günü Kırgınlık olmadan yaşıyor. Bazen araba tekeri tamir ederler, Ya da övünürler iyi cins atları ile, Ya da ikisi birlikte gidip, Barıştırırlar karı kocayı. İkisi iki mahalleden onların Ayrı gezdiklerini görmezsin. Birine yarım koyun başı gelse, Onu arkadaşı olmadan yediğini görmezsin. Kurbanlıklar kesip, mahalleyi toplayıp Süt kardeş olmaya yemin ettiler Kur anı açıp, ellerini basıp Kardeşliklerini pekiştirdiler. Sütkardeşliğini bozup kızları, Oğulları birbirleriyle evlenmediler. Bir gün bağırışlar, feryatlar uyandırıp Köydekilerin tüylerini diken diken etti. Çekip çıkarıp yorganın altından Endişe korkuttu yalnız evde beni. Yalın ayak gidiyorum koşarak, Ayaklarımdan korkuyorlar taşlar. (Sevinç de hüzün de aynı şekilde koşturuyormuş, Yürek farklı çarpsa da). Yetiştim Alttan, üstten sokularak Bir şey anlamadan herkese bakarak. O da ne? Sınır taşının üzerine bir ölü uzanmış, Derenin suları elinin üzerinden akıyor. Etraf feryat figan, üzüntü, haykırış Kılıçların çarpışması gibi gözümde kıvılcım çakıyor. Bazıları oraya koşuyor, Telaşlanmayan kimse yok. Kadınlar ağıt yakıyorlar. Allahım? Gözüm yanılıyor olabilir mi? Bu yatan ölü, amcam mı Yoksa gördüğüm düş olabilir mi? Çocuk rüyasına benzemiyor, hayır. İşte annem de kızkardeşlerim de Hepsi üzerine kapanıp ağlıyarak Titretiyorlar göğü yeri de.

19 Herkesin sevdiği birisiydi köyde, Kaç kişiden duydum ben! ( Çocuğa büyükler çok anlatırlar Kendi yaptıkları şeyler hakkında) Ben de başladım ağlamaya, Bütün köy de ağlıyor ona ayakta. Parmakları suda kımıldıyor Ya kendisi, Kendisi ölmüş yatıyor. Toprak yeşerdi. Kış soğuklarından Kurtardı onu sıcaklık. Bu sıcak, bu güzel zamanda, Neden geliyor bu kara felaket? Savaş mı, mücadele mi nedir adı? Odur henüz buraların hakimi. Bir boş erkek bulamıyorlar, Ölüyü taşıyıp eve koymak için. Onu düşünmeye zaman Olmayıp henüz, savaş devam ediyor Kama şakırtısından, ağır nefesten Hava kızıyor, toprak can çekişiyor. Hayatları yokluk içinde geçsin diye mi, canım Aileni bırakıp gidiyorsun, Aslan? Hayatı kararsın diye mi Aileni terk edip gidiyorsun, Aslan? Benim yerime yaşasın diye, Aslan, Ömrünü kime bırakıp gidiyorsun? Çocuklarını arkandan hasret bırakıp, Nasıl gidip kalırsın, canım Aslan? Sorgu meleği soru sormayacak mezarda Şehit olup gidiyorsun. Sınır taşına elin de değmeden Sütkardeşinden ecelini bulmuşsun. Senden günahsız yoktu dünyada, Kimsenin toprağına, malına göz dikmeyen. Duruyor kahrolası sınır taşı yerinde! Şeytan girip yapmıştır mutlaka bunu. Neden yanıldı senin sütkardeşin? Bir karış bile girmeden onun toprağına, Kara sabanın kara toprağı yarmış Yalnızca senin kendi tarlanda. Kahrolası toprağın azlığı yüzünden, Bizim çekmediğimiz eziyet var mıdır? Diye ağıt yakıyor bunun için cemaat, Bahar toprağına kan damlası damlıyor, Pırıl pırıl bugün parlıyor tabiat, Bilmiyorum o neye seviniyor ***

20 Karaçay Dağları - Dombay

21 sor Dağlarda yolu unuttuysan eğer, Pınara sorsan, O cevap verir. Dağlarda yamçını unuttuysan eğer, Yağmura sorsan, o cevap verir Dağlarda kavı unuttuysan eğer, Şimşek çakınca sor cevap verir. Dağda tüfeğini unutmuşsan, Dağ keçisine sor, o cevap verir. Dağlarda atını unuttuysan eğer, Sorma kimseye, bekle evinde, O kendi gelip, seni unutmadan Kişner, avluya bakıp, akşam üstünde. Dağlarda dostluğu unuttuysan eğer, Sorup uğraşma boşuna dağlara. Kim verir cevap, bir söyle Dostluğu unutup giden adama? Unuttuysan eğer sen sevgiyi, Bekleme artık bir daha onu Kalbinde alıp gittiysen eğer, Acele et bekliyorlar yolunu. ***

22 kadın öldü Kadın öldü. Göçtü dünyadan. Yirmi beş yıl olup benim anam. Üç köyün dışına ayağı Çıkmamıştı hayatı boyunca onun. Bir gece, gece gibi, sınırsız acı Gelip, kadına ettirdi feryat. Sorgusuz-sualsiz attı arabaya - Götürüp fırlattı sıcak kumlara. Hayatını korumak oldu hayatım. Ama bulamadım yaşamak için güç. Ecelinin bağlandığı ipliği ben Koparmadan durabilsem diye mücadelem. Her düşen çizgi onun yüzüne Gönderiyordu bir pıhtı benim yüreğime. Güvenin yediği iplik koptu, Engelleyemedim Kadın öldü. Hayatı boyunca yalan nedir bilmeyen anam İlk defa beni kandırdı Isıramadığı lokmasını, Kadersiz yıllarını Bana bırakmak için, kendisi kaçıverdi Ben ağlamadım onun öldüğü gün Gözyaşlarımı tutup ebediyen. Bilmeden geçirdi ömrünü ne uyku, ne huzur, Neden dünyanın ona acımasız olduğunu da. Senin mezarın da kum çöllerinde Eklendi binlerce, binlerce mezara Bana yürek acısı oldu vasiyetin Burada bırakmayın,- diye emanetin. Senin adil yüreğin biliyordu doğruluğun Geleceğini bize, boyunduruğunu koparıp. Sensiz döndüm. Vasiyet nerede! Bulamadım çare yerine gertirmek için Gizli gizli gözyaşı döküyorum her gün, Ecelsiz ölüm sensiz bıraktığında. Yanıyorum, yanıyorum! Çare nerede! Sen orada kumda, ben ise burada. ***

23 kar yağdığı gün Hurzuk ta kar başka idi, başka Kendim de başka idim orada Yumşak-yumşak iniyordu yukarıdan, Bugün ise o kar nerede? Kar yağıyor, yağıyor, yağıyor, Bembeyaza bürünmüş etraf. Peki o eski kar nerede? Bugünkü kar ondan daha farklı Beyaz kelebek gibi iniyor gökyüzünden, Peki öyleyse niçin böyle ağır? Taş dökülmüş gibi tepeden, Yüreğime vermiyor sevinç. Çocuk göremiyorum kızakta kayan, Gürültüye boğup bütün vadiyi. Gülümsemeyi böyle söndüren, Dünyaya kar da ne versin, sanki? ***

24 Karaçay-Malkar Halk Ozanı Kâzım Meçiyev

25 Kâzım, ben mi idim ters? AHMAT SOZAYEV ÇEVİREN: UFUK TAVKUL Dolmamıştı henüz yedi yaşım da, Kırgız toprağında okula başladığımda. Hayatımda o günün sabahı Öyle hüzünlü sinmiş kanıma. İşte öyle açılmıştı gözüm, Öyle yaralı gibi kalmıştı o bahar. Aalı yı, Coomart ı okuyordum, Kâzım, Senin hakkında hiçbir şey anlatmıyordu hocalar. O kendisi de bilmiyordu seni, Okumamıştı kitaplarını. Peki o nasıl okutacaktı beni, Ya da diğer kartal gözlü delikanlılarını. Toktogul u, Abay ı mükemmel bilip, Seni bilmeye yetmiyordu gücüm. Lermontov u, Alıkul u söyleyen dilim, Kabahatli mi idi seni söyleyemediği için? Atasözlerini bilirdim ezbere, Senin hakkında verselerdi ders. Bugün senden cevap almaya geldim, Söylesene, şimdi, Kâzım, ben mi idim ters?

26 aziz kafkas FATİMA BAYRAMUKOVA ÇEVİREN: UFUK TAVKUL Mağrur Kafkas, aziz Kafkas, can Kafkas, Tarihini yine kanla yaz.. Yalnızca adın bile özgürlüğün yuvası Sen Dağlının derin yürek yarası. Taşlarını gözyaşları ıslatıyorlar, Delikanlılarını düşman sayıp kovuyorlar. Kime düşman? Kime kurban ediyorlar? Böyle yaparak, hangi arzularına kavuşuyorlar? Ey can Kafkas! Güzelliğin başına düşman Dağların Dağlılara sığınacak mekân

27 O mekânı Dağlı görüyor canı gibi, Kıymetlisin sen Dağlı için, oğlu gibi. Senin için o çok kanını döktü, Sevdiği için, çok eziyetler çekti. Dağ Yurdunda doğduğu için Dağlı mücrim, Kurşun -top ona ders - Onu çok sevdiği için. Asırlar boyunca böyle olup geliyor, Halk yok olsun! diyen kendi ölüyor. Halk yaşıyor. Hayatında mutluluk az, Kafkas yurdunda yeşeremiyor gerçek yaz Sen Dağlıya, ihtişamlı Kafkas, kutsal Kafkas Ahiret azabı, cennet beşiği, can Kafkas

28

29 kama ile dağlar MAhMUT KUBANOV ÇEVİREN: UFUK TAVKUL Kama ile Dağlar hakkında Dağlılar Çok yazıyorlar, diye bazıları Söyleseler, eziliyor benim yüreğim, Lüzumsuz ithamları duymak istemiyorum. Dağları çocukluğundan beri sever Dağlı, Kamasıyla onlara sokmadı düşmanı. O devirler idi zor zaman, Kamayı kullanmak gerekirdi her an. Onun için layıktır övgü dolu söze, Dedelerimizden ulaşıp geldi bize. Dağlar hakkında anlatılıyorsa eğer hikâye, Kamayı anmadan yoktur çare.

30 yurdumda yağmur BİLAL LAYPANOV ÇEVİREN: UFUK TAVKUL Sürgünden döndüğümüz İlk günümüzde Kucaklıyordun bizi İnip gökyüzünden. Hayır, gökyüzü kendisi Dökülüyordu eriyip Bize aydınlığını Sıcaklığını da verip. Sağ kalanlara sevinip Ölenlere yanarak, Ağlıyordu gökyüzü Şimşekler çakıp, gürleyerek. Gün boyunca Yağıyordu yağmur: Mutluluk hafif, Hüzün ise ağır.

31 Soykırım sürgün Kalsa da geride, Çoklarımız oldular Artık ata binemez halde. Kum ve buz çöllerinde, Çağırarak Hakkı, Yok oldu sürgünde Yarısı halkın. Dönebilenlere Güneş duruyor doğup Dönemeyeceklere Gökyüzü ağlıyor eriyip. Hayır, vardır-var Hak Var eden yoğu Sürünerek gelip halk Kucaklıyor yurdunu Yalıyor taşını İçiyor suyunu. Göklerden ise İniyor yağmur.

32 yüreğimin başköşesinde, Karaçay KULİNA SALPAGAROVA ÇEVİREN: UFUK TAVKUL Sıradağların çevrelediği aziz yurdum, Vadilerini yıkıyor ırmaklar. Yerin yüksek, yüreğin geniş, Dağ yurdum, Ulaşmasın artık sana fırtınalar, Mavi gözlü gökyüzün mavi olarak dursun, Karaçay! Kutsal adını şarkılara yazıp, Halk söylerken, Seni gökyüzünden şımartıyorlar güneş ve ay, Milletimin ecdat yurdu, güç vererek, Yaşıyorsun sen kalbimin başköşesinde, Ocak ateşin sönmesin, Karaçay!

33 Atalarımın yaşayıp gittiği Nart yurdum, Milletimin kısmet pınarı, başköşesi yurdum, Çok acılara dayanıp gelen, yıkılmadan, Yaşa, canım, delikanlıların geç kalmadan, Ocağını koruyup, yüceltip, Karaçay! Şırıldıyor vadilerde ırmaklar: Ulaşmasın artık sana fırtınalar! Yerinin yüksek, yüreğinin geniş olması gibi, Olsun senin şafağın berrak, kaygın az, Mavi gözlü gökyüzün mavi olarak dursun, Karaçay! Vadilerin yamaçlardan su içerek, Geyiklerin kayalıklardan eksik olmadan, Delikanlıların insanlığı unutmadan, Anaların ana dilini yok etmeden, Ocak ateşin yanıp dursun, Karaçay!