merhaba Sınıfsız olarak bir dahaki sayımızda görüşmek üzere. SINIFSIZ

Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012

Polis Taksim Meydanı'na girdi

Günlük Kent Gazetesi

Direnişteki Trakya Otocam işçileriyle söyleşi

Radyo. Bayram teklifi. MUSTAFA Kemal Atattürk 16 Mayıs ta annesiyle vedalaşıp Bandırma Vapuru

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor.

ULUSLARARASI İŞÇİ DAYANIŞMASI DERNEĞİ. Meslek Liseliler Ne Yaşıyor? Ne İstiyor? Boyun Eğme. Mücadele Et!

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de

Hava-İş: İşten atılanlar işe alınana kadar mücadeleyi bırakmayacağız!

10SORUDA AİLE SİGORTASI

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

Gezi Parkı Araştırması. GEZİ PARKI ARAŞTIRMASI Kimler, neden oradalar ve ne istiyorlar?

TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 41. DÖNEMDE RESİMLERLE TMMOB

CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı

1 Mayıs 2008 Taksim Dosyası

Günlük Kent Gazetesi

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

SAVAŞ, GÖÇ VE SAĞLIK. 18 Mayıs 2015 İstanbul Şeyhmus GÖKALP

KAYMAKAMA ve GAZETECİLERE SALDIRDILAR

Perinçek'in KDHC'deki tarihi konuşması

Asuman Beksarı. Türkiye nin İlk ve Tek Kadın Karides Yetiştiricisi. Yaşamdan Kesitler Sema Erdoğan. J. Keth Moorhead

TMMOB TEMSİLCİLERİNE AÇILAN DAVALAR

Çocukların Medya Tüketimleri ve Yaşam Tarzları. Nobody s Unpredictable

WILDERNESS HOTEL & GOLF RESORT, Wisconsin Dells - WI

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

Halk devriminin düşmanları: diktatör rejim ve karşıdevrimci gerici güçler

Cumhuriyet Halk Partisi

1 MAYIS 2013 BİRLİK MÜCADELE DAYANIŞMA!

Öğrencilerin çektiği fotokopiye yasal formül şart!

TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN MAKİNENİN ARKASI

mokrasisi " 14 sosyalist

Asgari ücret 1900 net! DİSK ten basın açıklaması

ÜRÜN KATEGORİSİYLE İLGİLİ:

WILDERNESS HOTEL & GOLF RESORT, Wisconsin Dells - WI

Başbakan Yıldırım, 25. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı sonrası basın çadırını ziyaret etti

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

Gençlerin Doğu Ekspresi keyfinde usulsüzlük iddiası

Destek Personeli Eğitimleri

GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ

Genel Başkanımız Haydar Arslan ın okuduğu basın açıklaması metni aşağıdadır. KGM Önünde Basın Açıklaması Yaptık

Cumhuriyet Halk Partisi

Ürünü tüketmesini/satın almasını/kullanmasını ne tetikledi?

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Cüneyt Özdemir de halkın, işçilerin, öğrencilerin sorunlarını programına taşıyor ve ayrıcalığını gösteriyor. Teşekkürler Cüneyt Özdemir.

Her şeyi rant olarak gören AKP iktidarı ile onun yerel temsilcilerinin kentte, çevreye, doğaya karşı işledikleri suçların ardı arkası gelmiyor.

7. dönem çalışma raporu TMOOB KOCAELİ İKK ÇALIŞMALARI. EMO Kocaeli Şubesi 146

TÜRKİYE DE İŞ DÜNYASINDA ÇALIŞANLAR SOSYAL MEDYAYI NASIL KULLANIYOR?

TÜRKİYE DE BULUNAN SURİYELİ MÜLTECİLER

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

Müşteri: Üç gece için rezervasyon yaptırmak istiyorum. Tek kişilik bir oda.

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

BODRUM DA SAĞLIK ÇALIŞANLARI GREVDE

Bir gün Pepe yi görmeye gittim ve ona : Anlayamıyorum her zaman bu kadar pozitif olmak mümkün değil, Bunu nasıl yapıyorsun? diye sordum.

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

AKSARAY TİCARET VE SANAYİ ODASI

Başarı Hikayelerinde Söke Ekspress Gazetesi ve Cumhuriyet Ofset Matbaasının sahibi, 1980 yılından bu yana üyemiz olan Yılmaz KALAYCI ya yer verdik.

Şimdi fazla ileri gitmiş bu gerici diktatörlüğü terbiye etmek, mümkünse biraz değiştirip halka kabul ettirmek istiyorlar.

Emeğin İktidarını Birlikte Kuracağız

Yaz l Bas n n Gelece i

51. ULUSLARARASI ANTALYA ALTIN PORTAKAL FİLM FESTİVALİ

Kadınların Çalışma Deneyimleri

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi 37. Dönem Çalışma Raporu. YÜRÜYÜġ ve MĠTĠNGLER

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz.

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

APPLE BİLGİSAYARI İCAT EDEN TEKNİSYEN: STEVE WOZNIAK

AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE

Altın Ayarlı İslâmi Finans

ÇARŞI ESNAFININ BODRUM YOLCU LİMANINA TEŞEKKÜR ZİYARETİ

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

Mahir Çayan Son Gençlik Hareketleri Üzerine SON GENÇLİK HAREKETLERİ ÜZERİNE (*)

Menümüzü incelediniz mi?

2- Takside. Türk kadınla Alman kadın aynı yerden taksiye bindiler aynı mesafeyi gidip aynı yerde indiler.

Başbakan Yıldırım, Keçiören Metrosu nun Açılış Töreni nde konuştu

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

DON GİOVANNİ. uygun ve çok uzun uçuş saatleri gerektirmeyen bazı Avrupa şehirlerine göz gezdirirken

Hayalindeki Kadını Kendine Aşık Etmenin 6 Adımı - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

MHP TURGUTREİS SEÇİM İLETİŞİM MERKEZİ AÇILDI

Cumhuriyet Halk Partisi

MAYIS 2010 YAŞASIN 1 MAYIS ALANLARDAYIZ!

Erkek egemenliğine, sömürüye, şiddete ve cinsel ayrımcılığa hayır demek için

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu

MİLAS TA, BELEDİYE İŞÇİLERİNE YÜZDE ZAM


Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek!

CHP İşveren Sendikaları ve Meslek Birlikleri Genel Başkan Yardımcılığı

Türkiye, Avrupa nın en girişimci ülkesi

Herkese Bangkok tan merhabalar,

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde

Transkript:

Özellikle de Ankara 1 Mayısı nda Sınıfsız pankartının açılması bizim için sevindirici bir durum oldu. merhaba Havalar iyice ısındı, hem havada hem karada grevlerin yaşandığı ve yeni grevlere gebe bir süreçte yeni sayımızla sizlerleyiz. 4. sayımızda ağırlık olarak 1 Mayıs haber ve yazıları sizlerle. Bilindiği üzere Taksim 1 Mayıs ı bu sene burjuva iktidarının yasakları, işçi sınıfının bu yasağı sokakta işçi militanlığıyla parçalaması ile gündemdeydi. İşçi sınıfının genç bölükleri, işçi öğrenciler ve genç kadınlar her sokağı özgürleştirmeyi başardılar. 1 Mayıs sonrasında İstanbul da Taksim ve İstiklal de her türlü eylem yasaklandı. Önümüzdeki süreçte işçi sınıfı mücadele alanı olan bu iki alanın özgürlüğü için mücadeleyi yükselterek devam edecektir. 1 Mayıs yasağı nasıl sökmediyse bu yasakta sokakta parçalanacaktır. Kadın yazımızda bu sayıda İranlı bir kadınla yapılan röportaja yer verdik. Ayrıca çevre yazısı ve kentsel dönüşüm ve işçi sınıfı alanlarının AVM ve finans merkezlerine çevrilmesine dair yazılarda sayfalarımızda yerini aldı. Bilişim ve spor yazılarımızda bu sayımızda yer buldu kendine. Ayrıca yaşamın zaptı isimli bir denemeyede bu sayımızda yer verdik. Kapitalizmin metalar dünyasında genç olmak, öğrenci ajansları aracılığıyla biz işçi-öğrencilerin sömürülmesinin anlatımını ilk ağızdan işçi-öğrencilerden dinleyeceğiz. Emperyalist kapitalizmin Suriye savaşı Reyhanlı da yaşanan bombalı saldırı ve başbakanın ABD ziyareti sonrasında yeni bir boyut kazandı. İşçi-öğrenciler bu saldırı karşısında sesiz kalamazlardı ve kalmadılar da. Ancak burjuva iktidarı Reyhanlı eylemlerine vahşice saldırmaktan geri durmadı. Burjuvazi gaz, su ve plastik mermilerle emperyalist kapitalist savaşta asker olmayacağız diyen gençlere saldırsa da bu savaşı durdurmak için mücadele etmeye devam edeceğiz. Havada ve karada yaşanan grevlerle dayanışma içerisinde olacağız. Başta THY ve kapıda görünen Metal greviyle dayanışma eylemlerinin üniversitelerde, fakültelerde hatta liselerde örülmesi için Sınıfsız olarak elimizden geleni yapmalı ve sınıf dayanışması örneğini üst seviyeye çıkarmalıyız. Havada devletin ablukası altında grev sürüyor. Metal sürecinde de kazan kaynıyor, toplu sözleşmelerde bir anlaşma sağlanamazsa işçi sınıfı yeni bir okulla metal grevleri yada metal direnişleriyle sınıf tarihindeki yerini alacağa benziyor. İşçiöğrencilerin bir kulağının da bu alanda olması gerek. Sınıfsız olarak bir dahaki sayımızda görüşmek üzere. Taksim dışında Ankara ve Adana dan 1 Mayıs haberleri de dergimizin bu sayısında yerini aldı. 2 İşçi Meclisi - Yerel Süreli Siyasi Dergi - Özel Sayı:9- Fiyat: 1o Kr. Pina Basım Yayım San. ve Tic. Ltd. Şti. adına sahibi Hüseyin Kezik Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Ali Filizler Adres: Bereketzade Mah. Büyükhendek Cad. Portakal Sok. No: 2/11 Beyoğlu/İstanbul Tel: 0 212 251 20 89 Hesap No: İş Bankası Koca Mustafapaşa Şubesi 1105 0792812 Baskı: Özdemir Matbaası Adres: Davutpaşa Cad. Güven Sanayii Sitesi C Blok No:242 Topkapı/İstanbul Tel: 0212 577 54 92

Gençlik Emperyalist Kapitalist Savaşta Asker Reyhanlı da yaşanan katliamın ardından Suriye ye karşı savaş tamtamları daha güçlü çalmaya başladı. Esad rejiminin içeriden emperyalist kapitalizmin işbirlikçileri tarafından devrilmesinin güç olduğunu gören emperyalist kapitalist güçler Türkiye nin savaşın daha fazla içine girmesini meşrulaştırma adına Reyhanlı saldırısını gerçekleştirdiler. Ayrıca göstergeler burjuva iktidarın da bu saldırıda ortak olmasa bile bilincinde olduğunu ve bilerek bu saldırıya onay verdiğini göstermektedir. ABD ve Rusya arasında Suriye konusunda devam eden görüşmeler ve anlaştılar haberleri medyada dolanırken, başbakanın bu saldırı açılım sürecine karşı yapıldı yalanının ardında aslında Kürt kartını Suriye de kullanmanın planları yatmaktadır. Türkiye de devam eden çözüm süreci diye biz genç işçilere ve işçiöğrencilere yutturulmaya çalışılan burjuva çözümün ardında aslında bölgede bir Türk- Kürt burjuva alanı yaratma ve bölge üzerinde daha fazla söz sahibi olma planları da yatmaktadır. Olmayacak... Bu nedenle Suriye de bulunan Kürt güçlerinin de Esad rejimine karşı savaşa sokulması burjuva iktidarı açısından önemlidir. Suriye savaşının daha en başından dile getirdiğimiz gibi, bu emperyalist kapitalist savaşta biz genç işçiler ve işçi-öğrenciler asker olmayacağız. Reyhanlı saldırısının ardından özellikle işçi-öğrenciler içerisinde öncelikle metropol üniversiteleri başta olmak üzere birçok üniversitede bu saldırıya tepki gösterildi ve gösterilmeye devam edecek. terildi ve gösterilmeye devam edecek. Ancak bu tepkiler içerik olarak ne yazık ki AKP karşıtlığı ve dar bir emperyalizm karşıtlığı üzerinden yürümekte. Eylemlerde taşınan genel pankartlardan atılan sloganlara kadar bu böyle görünüyor. Sınıfsız olarak bu eylemlerde yerimizi aldık ve alacağız da, ancak bu dar AKP karşıtlığı ve emperyalizm karşıtlığının ötesinde daha geniş bir ufukla alanlarda sloganlarımızdan pankartımıza ve dövizimize kadar yer almak zorundayız. Sınıfsız olarak Türkiye burjuvazisinin bölge gücü olmak adına attığı bu adımların bizim çıkarımıza olmadığını biliyoruz. Nerede burjuvazinin çıkarı varsa biz gençlere orada ölüm, yıkım ve gözyaşından başka bir şey yoktur. Bu nedenle bu emperyalist kapitalist savaşta asker olmayacağız sloganını daha gür bir şekilde haykırmalı ve dile getirmeliyiz. Bulunduğumuz alanlarda bu tarz bir karşı duruşla sadece dar bir muhalefete sıkışan bu tepkileri de daha ileri bir boyuta çekeceğimiz bir gerçektir. Sadece AKP nin değil aslında burjuva düzeninin bir savaş politikası olduğu gerçeğini her alanda teşhir etmeliyiz. Antikapitalist içerikten yoksun ve komünizm ufkundan bakılmayan bir savaş karşıtlığı yerine tam da bu içerikle Reyhanlı saldırısına ve bu emperyalist kapitalist savaşa dur diyebiliriz Kahrolsun emperyalist kapitalist savaş Burjuva diktatörlüğünün askeri olmayacağız 3

ODTÜ / Hacettepe: Kahrolsun Emperyalist Savaş! Hacettepe Üniversitesi öğrencileri olarak 17 Mayıs günü saat 12:30 da kütüphane önünde toplanıp ardından ODTÜ deki öğrencilerle bir araya gelerek, burdan Reyhanlı daki katliamın hesabını sormak üzere Dışişleri Bakanlığı na bir yürüyüş gerçekleştirilecekti. Aralarında Sınıfsız ve Devrimci Proletarya okurlarının da olduğu Hacettepe Üniversitesi öğrencileri Eskişehir yoluna geldiler ve buradan ozalitler açarak, dövizlerle tek sıra halinde sloganlarla ODTÜ ye doğru yürüyüşe geçildi. Eskişehir yolunda yanımızdan yürüyüşümüzü desteklemek, Reyhanlı daki katliamı protesto etmek için korna çalanlar, alkışlayanlar, arabalarından slogan atan insanlar vardı. ODTÜ A1 kapısına gelindiğinde polis Dışişleri ne yürütmeyeceğini, temsili olarak bir grubun orada basın açıklaması yapıp sonra eylemi sonlandırmasını istedi. Bizler burada bulunan arkadaşlarımızla birlikte Dışişleri Bakanlığı önüne gidip burada bir basın açıklaması yapacağımızı tekrar belirttik. polis yüzlerce biber gazı sıktı, plastik mermi kullandı. Biber gazının isabet etmesi sonucu çok sayıda öğrenci yaralandı, biber gazından dolayı fenalaşanlar oldu. Eylem saat 17:30 gibi sonlandırılarak ODTÜ kampüse geri dönüldü. Burada bir yürüyüş yapılarak yemekhanelere gidildi, Reyhanlı katliamını protesto eden konuşmalar yapılarak katliamı protesto etme çağrısı yapıldı. Daha sonra yemekhane önünde bir açıklama yapıldı. Açıklamada: 1 Mayıs 77 de, Sivas ta, Maraş ta ve daha birçok yerde yapılan devlet katliamlarının sürdürücüsü, Roboski katliamının sorumlusu olan AKP, cumartesi günü gerçekleşen katliamın sorumlusudur. Hükümet ve yandaş basın yıllardır savaş ve katliamlara karşı mücadele eden devrimcileri katliamın sorumlusu gibi göstermeye, katliamların faillerini bu şekilde korumaya çalışmakta, hatta devrimcileri ÖSO eliyle tehdit etmektedir. Oysa katliamın ardından Hatay da yükselen hükümet istifa sloganları sorumluları doğrudan işaret etmektedir. Hükümet işbir- Hacettepe Üniversitesi nden gelen öğrencilerle ODTÜ lü öğrenciler bir araya gelmek isterken likçilik ve katliamcılığının hesabını vermelidir. polis biber gazı ve tazyikli suyla öğrencilere Sınırları önemsizleştireceğiz diyenler sınırları saldırdı. Hacettepe Üniversitesi öğrencileri Eskişehir yolunu trafiğe kapatarak ajitasyonlarla, yaşadığı katliamları Hatay a kadar taşınmıştır. gerçekten önemsizleştirmiş, bölge halklarının sloganlarla geriye çekilmeye başladı. Burdan A7 kapısından ODTÜ kampü İstanbul da patlayacak bombaların öncüsü üne girildi ve A1 kapısına çatışmanın olduğu olabilir. denilerek eylem sona erdi. yere gelindi. Yaklaşık 4 saat süren çatışmada 4

Aynı saatlerde Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi nden ve Cebeci kampüsünden Dışişleri Bakanlığı önüne yürümek isteyen öğrencilere polis saldırdı. Plastik merminin isabet etmesi sonucu yaralanlar olduğu ve uzun süre ambulans bekledikleri belirtildi. Kahrolsun Emperyalist Savaş! Yaşasın Halkların Kardeşliği! İstanbul da Üniversiteliler Haykırdı: Kahrolsun Emperyalist Savaş Boğaziçi Üniversitesi, Galatasaray Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, MSGSÜ, YTÜ öğrencileri 18 Mayıs tarihinde Başbakanlık Ofisi ne yürümek istedi. Pek çok noktadan birleşerek İnönü Stadı önüne varan üniversitelilere polis sert bir şekilde saldırdı. Gençlik örgütlerinin çağrısıyla gerçekleştirilen eylemle üniversiteliler, Reyhanlı katliamının hesabını sordu. İstanbul daki tüm üniversitelerden işçi-öğrenciler kendi okullarında gerçekleştirdikleri basın açıklamalarının ardından Beyazıt taki İstanbul Üniversitesi ve Gümüşsuyu ndaki İstanbul Teknik Üniversitesi önünde toplanarak iki koldan Dolmabahçe ye yürüdü. Reyhanlı nın katili AKP den gençlik hesap soracak pankartı arkasında yürüyen gençler Katil ABD işbirlikçi AKP, Katillerden hesabı gençlik soracak, Reyhanlı nın hesabını gençlik soracak, Reyhanlı halkı yalnız değildir sloganlarını attı. Ayrıca Marmara Üniversitesi öğrencileri vapurda pankart açarak Kabataş iskelesinde diğer gruplarla birleşti. Saat 16.00 da Dolmabahçe ye doğru yürüyüşe geçen yaklaşık 1000 öğrencinin önü polis barikatı ile kesildi. Ankara da bir gün önce yapılan eylemlere saldıran burjuva iktidarın kolluk güçleri İstanbul da da kitleye tomalar ve gaz bombalarının yanı sıra Ankara da kullandığı gibi plastik mermilerle saldırdı. Plastik mermi ve gaz bombası kapsülüyle çok sayıda öğrenci yaralandı. Öğrenciler saldırının ardından Tophane ye doğru çekilerek polisle çatışmaya devam etti. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ne çekilen öğrencilere polis burada da saldırmaya devam etti. Ayrıca polisin yoğun gaz saldırısından otobüs duraklarında bekleyen işçi ve emekçiler de etkilendi. Araçların korna çalarak polis saldırısını ve gaz bombasını protesto ettiği de görüldü. 1 Mayıs tan alıştığımız toplu taşıma araçlarının iptali bu eylemde de tramvay seferinin iptali ile bir kez daha karşımıza çıktı. Çarpıcı Bir Teşhir Foto-Montajı bobiler.org sitesi, Reyhanlı katliamının acı ve isyanının simgesi haline gelen fotoğrafı, askerlerin tuttuğu şemsiyeler altında yağmurdan korunarak ve gülerek açıklama yapan Obama- Erdoğan ın arasına yerleştirerek karşıtlığı gözler önüne seren çarpıcı bir ajitasyon foto-montajına imza attı. Gerçekten daha gerçek foto-montaj, internettetıklanma rekoru kırdı. Reyhanlı da yaşanan acı ve isyanın sembolü olan Döne Teyze patlamada hem torununu hem de kızını kaybetti. Patlamanın ardından enkazın ortasında iki elini havaya kaldırmış feryat eden fotoğrafı ile zihinlere ve yüreklere kazınan Döne Teyze, o an ne söylediğini soran muhabirlere şunları söylemişti: Yer gök inledi. Hemen dışarı fırladım, peşlerinden gittim. Kızımla torunumun cesetlerini gördüm. Birbirlerine sarılıp gittiler. Yavrularım kucak kucağa gittiler. Ceset parçalarını, kollarını topladım. Yumuşacık kolları vardı. Torunumun kolunu naylon leğene attılar. İnsan o insan! Her yerde parçalanmış cesetler vardı. Patlamanın olduğu yerde sular fışkırıyordu. Arabalar parçalanmıştı. Biz ne yaptık? Savaş etmedik. Biz kime ne yaptık? Ne ettim yavrum? Ateşler yandı. Boşu boşuna gitti yavrularım. Biz ne yaptık, ne suçumuz vardı? Pisi pisine gittik. Allah dedim Muhammed dedim, adalet dedim, hükümet dedim. Yetişmedi hiçbiri! 5

1 Mayıs: Her Yer Taksim 22.000 polis, 2.200 gaz bombası, tonlarca su ve onlarca TOMA aracına karşı 2013 1 Mayıs ında 15 bin civarında işçi ve genç devrimci Şişli civarında 5 saat, Beşiktaş civarında 7 saat boyunca sloganlarla, taşlarla, sapanlarla, yer yer molotoflarla barikat barikat direndiler, polisin ablukasını parçalamaya çalıştılar. Aklıselim sahibi emekçilerin Taksim e gelmeyeceğini düşünüyoruz açıklamaları yapan burjuva diktatörlüğü, yüzbinlerin Taksim e akması korkusuyla otobüs, metrobüs, metro, vapur seferlerini iptal etti, köprüleri kaldırdı, İstanbul da fiili sıkıyönetim ve sokağa çıkma yasağı ilan etmek zorunda kaldı. Buna karşın kadın-erkek, genç-yaşlı binlerce işçi ve devrimci gaz bombalarının üzerine cesaretle yürüdüler, üstlerine atılan gaz bombalarını çürümüş kapitalist düzenin koruyucularına elleri ve tekmeleriyle iade ettiler, Avrupa yakasındaki sermayenin merkezi sinir uçlarını kapsayan Levent-Şişli-Nişantaşı-Fulya-Taksim-Beşiktaş bölgesinde, ana yollara çıkan her sokakta, Okmeydanı, Dolapdere ve Tarlabaşı nda militanca saatler boyu çatıştılar. İşçi sınıfı Taksim den vazgeçmeyeceğini gösterdi. 2013 1 Mayıs ında her yer Taksim, her yer direniş oldu. Sendikalar ve siyasi partiler Taksim i iki koldan toplanarak zorlamayı planladılar. Beşiktaş kolunda KESK, TTB, Halkevleri, ÖDP, TKP 2013 1 Mayıs ında İstanbul, bir kez daha devrimci 1920, HKP yer alacaklarını duyurmuşlardı. işçilerin direnişini, işçi militanlığını gördü. CHP li gençlerin ve taraftar gruplarının da bu Devrimci Proletarya, İşçi Meclisi ve Sınıfsız kolda çatıştığı görüldü. Şişli kolundaysa DİSK, okurlarından oluşan küçük ve ağırlığını genç Devrimci 1 Mayıs Platformu, HDK, Devrimci işçilerin oluşturduğu gruplar tüm çatışma akslarında Proletarya, Alınteri, Mücadele Birliği, Anarşistler, işçi sınıfının saflarında mücadele etme DHF toplanacaklarını duyurmuşlardı. onurunu tattılar. Ancak polis barikatlarının henüz sağlamlaşmamış olduğu sabahın çok erken saatlerinde Burjuvazi işçi sınıfının kentin merkezinde senede DİSK e ulaşabilen kitle toplamda 2.000 civarında bir kez olsun kendi gücünü göstermesine kaldı. İçerisinde Devrimci Proletarya okurlarının tahammülsüz, önümüzdeki 1 Mayıs ları kentin da yer aldığı bu kitle Halaskargazi cad- dışına, deniz kıyısına, hayatı durdurmayacak desine toplu olarak çıktı, ancak devletin çok ve gündem oluşturmayacak bir mekâna taşımak yoğun toplu gaz saldırısı bu kitlenin sadece için bizlere savaş ilan etti. Davetleri ka- birkaç yüz kadarının DİSK binası ve çevresine bulümüzdür! Biz nasıl bilirsek hep bir ağızdan çekilmesi, kalanlarının ara sokaklarda çatışması gülmesini, biliriz öylece yaşamasını, ölmesini: sonucunu doğurdu. DİSK te toplanan kitle 3 Hepimiz birimiz için, birimiz hepimiz için! Çün- saat boyunca sendika önü ve yan sokaklarında kü engelleyemezsiniz, er veya geç dolaşacaktır polisle çatışmayı sürdürdü. Şişli koluna ulaşamayan en şanlı elbisesiyle, işçi tulumuyla bu güzelim ve çoğunluğunu Halk Cephesi, BDP, memlekette de hürriyet! 6 Partizan ve DHF üyelerinin oluşturduğu kitle Okmeydanı, Dolapdere ve Tarlabaşı nda çatışmaları sürdürüyordu. Eylemcilerin büyük bir bölümü Taksim yönünden kurulan barikatların aşılamaması nedeniyle Cevahir ve Şişli Etfal in arkasından Fulya ya ve oradan Beşiktaş a inen vadinin sokaklarında çatışmalarını sürdürdüler. Beşiktaş ile Şişli kolundaki eylemciler burada birleştiler. Devrimci Proletarya okurları da burada buluştular. DİSK in arkasındaki Okmeydanı na dek uzanan vadi, DİSK civarı, Fulya vadisi, Beşiktaş olmak üzere dört bölgeye yayılan çatışmalar, Mecidiyeköy ile Barbaros Bulvarı nın birleşmesiyle Avrupa yakasına Boğaz köprüsü geçişinden Galata ya kadar uzanan tüm bir Şişli-Eminönü-Beşiktaş hattını kapladı.

Bir Tekstil İşçisi Kadın Soruyor: Taş atmayıpta ne atacaktık? 1 Mayıs a katılan bir kadın işçinin 1 Mayıs akşamı CNN Türk te yayınlanan Tarafsız Bölge programına katılan Hak-İş temsilcisi ve polis akademisinde ders veren hoca müsveddesine bir çift sözü var. Programa telefonla katılmaya çalışmış, ancak bir türlü bağlanamayınca o da Tarafsız Bölge programını yapan Ahmet Hakan a yazmakta çareyi bulmuş. Kadın tekstil işçisinin Ahmet Hakan a yazdıkları: tehlikeleri bilerek gittim. Taksim e izin verilseydi çukura düşme tehlikesini göze alarak yine gidecektim. Selam Ahmet Bey, 1 Mayıs akşamı yayınlanan programınızı izledim ve telefonla bi soru yöneltmek istedim ama olmadı. Orda bazı sendika temsilcilerinin ve polis hocasının polis şiddetini nasıl ateşli bi şekilde savunduğunu, aklamaya çalıştıklarını hayretle seyrettim. Aynı sendika temsilcilerinin ve hocasının evrensel ve anayasal bi hak olan sendika hakkını kullanmak isterken meslekten ihraç edilen 6 polisin haklarını neden savunmadıklarını, onların yanında yer almadıklarını ama işlerine gelen polis şiddetini savunma hakkını nereden bulduklarını soran olmadı. Ben Şişli de DİSK korteji yanındaydım. Bir iki slogan attıktan sonra polis öldürmek maksadıyla saldırdı bize. İlk gaz atılınca kitle geri çekilmeye başlamışdı ki kaçış yönümüze ikinci gaz atıldı. 42 yaşındayım, ilk defa ölüme bu kadar yaklaştım. Ben oraya tüm Sınıfsız ı takip edin alarak yine gidecektim. İşçi tarihini, mücadelesini ben o marjinal dediğiniz gruplardan öğrendim. Bir işçi olarak yaşadıklarımın kader olmadığını mücadelerle düzelebileceği gerceğini yine o marjinal grup dediklerinizden ögrendim. Şimdi gaz atan, öldüresiye döven, her hakkı kendinde bulan, bizi korkutup öldürüp yaralayıp sokağa çıkma, hak isteme, boyun eğ, ne verirsek yetin diyen bunlara marjinal dedikleriniz taş atmayıp da ne yapacaktı? Öpücük mü atacaktı?! facebook.com/sinifsizdergi twitter.com/sinifsizdergi sinifsizdergi@yahoo.com ARALIK 2012 7

İran da Kadın Olmak... Ankara da öğrenci olan İranlı bir kadın arkadaşımızla kadın sorunu; İran, Türkiye ve Dünya devrimci hareketi üzerine yaptığımız sohbeti sizlerle paylaşıyoruz. Bize biraz İran dan bahseder misin? İran da hemen hemen sizin cumhuriyet tarihinize benzer bir tarihsel süreç yaşadı. En eski parti İran Komünist Partisi ydi. Sovyet çizgisinde, İran ın petrolünün millileştiği döneme denk geliyor. Müsaiplik Dönemi Sonrasında darbe oldu ve Şah geldi. Sanayinin ivme kazanmasıyla işçi sınıfı ortaya çıktı. İlk başlarda komprador burjuvazi hâkimdi. Bunlar Mücahitler, Humeyni, yeni islamcılar ve komprador burjuvazi aralarında ittifak kurdu. Humeyni ye emperyalizm çok destek verdi. Hiç tanınmayan Humeyni, bir yıl içinde devrim lideri oldu. İran a döndüğünde Şah ın ordusu hiç karşı çıkmadı. Çünkü komünistlerin gelmesindense İslamcıların gelmesi daha iyiydi onlar için. Humeyni geldikten sonra 9-10 yaşlarından başlayarak 5000 komünist idam edildi. İran içinde hiçbir harekete izin verilmedi. Hatta Mücahit İslamcıları bile katlettiler. Çoğu da yurtdışına çıkmak zorunda kaldı. İran-Irak savaşı sırasında da kargaşadan istifade birçok katliam gerçekleştirdi. Savaş sonrasında ise Humeyni burjuvaya dönük yüzünü iyice belli etmeye başladı. Bundan 16 yıl önce, Rafsencani döneminde ise kapitalizm iyice yerleşti...bir komünist önder yok. Bilgiyi, isyanı doğru yönlendirecek bir parti yok özgür bir alan yaratmaya çalıştı. Sonrasında da 2 dönemdir Ahmed-i Nejat boy gösteriyor başkan olarak. Ancak gizli lider hala Hatemi. Özellikle köylerde durum böyle, çünkü medya katliamları, baskıları gizliyor. Dış basına da izin yok. Geçen seçimlerde Hatemi nin destek verdiği Musevi ye oy verenler de çok oldu. Çünkü Ahmed-i Nejat global sermayenin yasalarını uyguluyordu. Örneğin petrolü özelleştirdi. Devrimden sonra bunlar çok ucuzdu; suya para vermiyorduk mesela. Şu anda aynı Türkiye gibi olduk. Halkın çoğu açlık sınırının altına düştü. Ahmed-i Nejat bunu çok daha sert biçimde uyguladı. Bu yüzden halk Musevi ye destek verdi. Benim en büyük sorunum parasızlık. Türkiye de 8000 öğrenci/öğretim üyesi İranlı var. Çoğunluğu İstanbul ve Ankara da. Genelde mühendislik, mimarlık, tıp okuyorlar. Bunların çoğun- Kapitalizmin yerleşmesi ve İslamla daha bir vahşet kazanması sonucu uygulanan politikalar, devrim yapan halkın Ne için devrim yaptık tabii Avrupa ya gidiyorlar. Buradakiler genelde luğu İran ın orta sınıfı. Çok daha zengin olursa biz? demesine neden oldu. Sol muhalefetin sıkıntıya uğramıyorlar ama İran a uygulanan yükselmesini önlemek için emperyalistler tarafından Hatemi getirildi ve daha liberal, daha katı pahalılaştı. Parasal durumun zorluğu da ambargo nedeniyle 2 sene içinde herşey 10 8 Peki İran da 8 Mart ta ne tür etkinlikler yapılıyor? İran da 8 Mart resmi olarak kutlanmıyor. Sokakta bir şey yapamazsın ama bazı komünistler ve feministler kendi evlerinde etkinlik yapıyor. Peki, Türkiye de İranlı bir kadın olmanın ne gibi sıkıntıları var?

buradan kaynaklanıyor. Mesela bana annem İran parası 100 tümen gönderiyordu, Türk parası 100 lira ediyordu. Şu an 100 tümen gönderiyor; Türk parası 30 lira ediyor. Bunun dışında da burada 10-12 bin civarı İranlı mülteci var. Bunların içinde siyasiler, şiddet gören kadınlar, eşcinseller var. Bu insanların durumları çok daha kötü. Çünkü çalışma izinleri yok; kaçak çalıştırılıyorlar. Girdikleri işte 1-2 ay çalıştırılıp çıkartılıyorlar; yasal hak da iddaa edemiyorum. Bir de enternasyonel hareketi daha derin anla- mamız gerekir. Çevirmen olarak bir siyasi partiye gittim mesela. Arkadaşım bu partidekilere, Nasıl bir enternasyonel çalışma öneriyorsunuz? diye sordu. Bizim bir kitabımız var; kitabımızı farsçaya çevirelim diye cevap verdiler. Ben güleyim mi ağlayım mı bilmedim. Yani İranlılar senin kitabını mı bekliyor? Enternasyonalizmi bu mu sanıyoruz? Gerçi tüm dünyadaki sol hareketler böyle. Bu yüzden hiçbir şey yapamıyoruz. İran da devrim oldu; işte bu enternasyonel e bakış açısı yüzünden yürütemediler. Bizim deneyimlerimizi kullanın, aynısını yapmayın diyoruz; yok burası İran değil diyorlar.. Kapitalizmin yerleşmesi ve islamla daha bir vahşet kazanması sonucu uygulanan politikalar, devrim yapan halkın ne için devrim yaptık biz? demesine neden oldu. Bence Ortadoğu da devrimci bir dinamik hala var. Ancak tehlike de var Ortadoğu da. Çünkü Amerika Afganistan a, Irak a iyice yerleşmiş. Suriye yi de gördüğümüz gibi çekip çeviriyor. Türkiye ye de oturmuş iyice; Türkiye yi Ortadoğu da jandarma gibi kullanıyor. Yine Latin Amerika da da o dinamik söz konusu ancak devrimin nerede çıkacağından çok; nasıl çıkacağı önemli. Mesela kadın hareketi, özellikle Ortadoğu da baskı gördükleri için büyük bir güç. Komünistlerin bunlara önderlik etmesi gerekiyor. Sendikal hareketlere de önderlik edilmesi gerekiyor. İran da bile sendikal hareket yavaş yavaş başladı. En önemlisi komünistler olarak bizler neyi ortaya koyuyoruz, bu konuda açık olmak gerekiyor. Devrimci bir hedefimiz var mı, duruşumuz var mı, özellikle iktidar hedefimiz var mı; bunlar çok önemli. Peki, ne yapmalı, nasıl yapmalı? Şimdi yapılması gereken dünya devrimlerinin doğru tahlilini, çözümlemesini yapmaktır. İranlı bir önder vardı o şöyle derdi: Biz radyoyu açardık Vietnam da şöyle savaş var, Latin Amerika şöyle direniyor, Çin de böyledir Siz nasıl bir dönemdesiniz? Reformistler bile kendini devrimci görüyor. Sizler de reformistleri bile devrimci görüyorsunuz. Bence dediğim gibi Sovyet ve Çin devrimine özellikle bilimsel eleştirel bir bakış açısıyla bakmalı. Neyi yanlışsa ortaya çıkarmalı. Özellikle iyleştirilmiş kapitalizm bakış açısından bir an önce sıyrılmalı. Bazı siyasetler İran da devrim oldu da ne oldu, Humeyni geldi. diyorlar. Aptallığı bırakıp akıllı olalım! 9

Yaşamın Zaptı Bir sorunlar bütünü haline gelmiş problemlerden doğan arkadaşlıklar, aşklar, komşuluklar ve benzeri olmayan insan. Kişi yaşam alanına öyle bir sıkıştırılmıştır ki bazen yemek yemek uyumak konuşmak herşey zorlaşır, karşınızda Oblomovvari Maslow un ihtiyaçlar hiyerarşisini alt üst etmiş bir yaşam. Yaşamsal ihtiyaçlarını bile gidermekte bu denli zorlaşan hayat, zamanı anlamsızlaştırıp insanı düz bir ovanın ortasında bırakır. Sabahları öğlenleri akşamları geceleri devamlı bir gelecek kaygısı saatlere yetişme. Önemli durumunun bitmeden daha önemli çok önemli gibi artarak gittiği zaman doldurmaca haliyle makinalaşan hayatlardan dışarı bakmak öylesine zor bir hale gelir ki, çok zor kazandığı parasının büyük bölümünü gününe ters orantıda az günde çok fazla para harcayarak işte hayat budur diyebilmek uğruna yılda bir hafta yaşamaktadır.(buna tatil denir) Bu sokakta hızlı yürüyenlerin hayatıdır. Duyarsızlaşma hızlı yürümekle başlar, yanıbaşındakini görmemek bize bir adım daha kazandırmakla beraber, bir nefes daha. Bir problem üzerine bu frekanstan yaşamak demektir. Bir problem üzerine varolmaya devam edenler çözüm noktasına gelindiğinde kendi anlamlarını yitirirler, tarihin çöplüğünde yokolurlar. Zamanın nasıl geçtiğini farketmeyenler, dönüp mın gözle görülenaya geriye bakmaya korkanların bugün aybilir elle gösterilemın geçmişe baktığı eleştirel yaklaşımla bakamamalarının bilir zayıf halkaları sebeplerinden en önemlisi olup hastalığa ilk yaşamını kontrol altına alamamaktan kaynaklıdır. tutulanlar olmasına pek şaşırmamak gerekiyor. Yokoluşun, varolan herşeyin tazeliğini gi- Bugün kendi hayati kararlarını kendileri vere- derek kaybetmesi dönemin toplumsal, bir çığ meyenler (nam-ı diğer kuklalar) bir ömrün en gibi artarak ilerleyen bir hastalığıdır. Yenilmek güzel günlerini ücretli köleliğe feda edenlerdir. nedir bilmeyen bireylerin biz haline gelince Bugün gelecek kaygısı içinde yanıp tutuşan özgüvenini yitirmesi, bunlar bugün aynaya yarının küçük burjuvası (üretemediğinden) dünün eleştirel gözüyle bakamayanlarıdır. yarın bu gelmeden gelecek denilen durağa Önde giden rakibin şerit değiştirdiğini görerek herşeyden bol miktarda yapıp tüketilmeye sömürülmeye hızını ona göre ayarladığından, kabullenmişliğinden hazır (kendince yaşama doymuş) ayakta değil de emeklemeye devam bireyler olarak iş başvuruları ile sıralanmaya eder. Dünya üzerinde zamanı kim nasıl kontrol hazırdırlar. Bahsettiğimiz geçmişe bakıp eleştirel ediyor? Değişimin en sert yanı insan hayatından yaklaşanlar bu yüzden bugüne bu gözle nasıl uzaklaşıyor? Bugün hasta da olsa bir bakamazlar. şekilde ayakta durduğunu gösteren hareket ile Durum itibari ile yaşamın feda dönemi başlar. hasta hal- ile işe giden işçiyle, böyle basit bir Başka şehirlerde başka hemşeriler birikir. örnekle devam edebiliriz zamanı kimin kontrol Herkes yaşamının feda kısmıyla değil gençlik ettiğine. Aşamadığımız hastalıklar bizleri kontrol kısmıyla tanınıyor oralarda. Ortak kültürlerini etmeye devam ettiği gibi, o yokoluşa daha yaşatmak isteyenler böyle bir önlem alıyorlar hızlı daha genç gönderiyor. Problemden var- kendilerince kapitalizm denilen o insana dair 10 olan durumların geçerliliği kendi problemleri yok olana kadar sürdüğü için süreç denilen kısımlarda başrolden figürana düşer. Bireyin biz olamama sebepleri ayrı uçlardaki insanların ortak problemleri üzerinden yol almaya kalktıklarında oluşan heterojen karışı- Bugün kendi hayati kararlarını kendileri veremeyenler (nam-ı diğer kuklalar) bir ömrün en güzel günlerini ücretli köleliğe feda edenlerdir

ne varsa, çekip yüreğinden alıp cebine koyan canavara. Tarihin o dönemine ait popüler ne varsa yapılan yermeler, aslında feda dönemini bitirip başlamamışlara bir ağıttır. Düne eleştirel bakanlardır. Yükseköğretim kurumlarının tek tipleştirme müfredatı ile ortak bir durumu varsa kent yoksullarıyla, o da problemden doğmalarıdır. Kent yoksulları problemden varolmuştur. Yoksullukları onlara kentin yoksul kısımı sıfatını yerleştirmiştir. Hâlbuki onları bir araya getiren Anadolu da adı daha çok geçen güven dir. O da tüketilmeye hazırdır. Buradan doğan iş meslekleri ağır şartlarda yaşamayı da beraberinde getirmekte hiç geç kalmıyor. Buralarda gelecek kaygısı kuşak atlıyor, kendisi için değil çocukları için. Realiteden kopuş burda gerçekleşmemiştir, daha önce başlar. Kendi yaşamsal sebebini kendi yavrusu da olsa bir başkasında bulmak boşvermişliktir. Çalışkandır, fedakârdır, fakat kendinden vazgeçmiştir. Gençliğin bitmesiyle boşvermişliğin babadan oğula bir bayrak yarışı edasıyla verilmesi, işçi sınıfında pek fazla görülen bir durumdur. Sınıfın kabullenişi burdan başlar. Gençliği görüp örememek, küçük burjuvadan beslenmek, problemden doğmak, bugününü görememek, durmadan yarına atıflar yapmak hasta olup işe gitmekle aynıdır. Yaşamı kontrol eden noktaları iyi tespit etmek mamalıyız ki kurtuluşa giden yola atılmış sağlam işgal edilmiş bir adımdır. Talepkar ruhsuz zamanlama hatalarından günlerimizi haftanın altı çalışma günü hariç bir oluşmuş bir hayat, çağımızın hastalık- gününü, bir yıldan arta kalmış bir haftalarını larını oluşturuyor. Değişen herşey bizden alıp çok özlemle anmayalım. Bir girip bir daha çıkılamayan götürmekle beraber, geleceğe sadece kaygı borç tünelleri. İnsani duyarlılıkları örf ile bakmamıza sebep oluyor. Her gün binlerce ve adet kuralları çerçevesinde yerleşmiş bir insanlığa yaşamı aynı şekilde kodlamış olarak sabahları yarın için hayal kurmak vazgeçilmezdir. sokağa bırakılmış insanlar sistemin o amansız Makinalaşmak insanlıktan çıkmak demektir. nefes aldırmayan çarklarına işçi sınıfının yumruğu ile ancak bugün diyerek engel olabilir. Hukukta dürüstlük ne işe yararsa, dikene su Yarın için hayal kurmak basittir. Yarın için bu vermek ne ise, bugün yürünen yola boyun hayalin ayaklarını örmek nefistir. Fakat tamamlanamayacağına eğmek de aynı şeydir. Ah keşke o Diyarbakırlı ömrün biyolojik olarak yet- şair kalkıp gelse dese Artık üşümüyorum açın meyeceği realitesi, kabullenişe itmekle kalır. gözlerinizi İlle de görmek için mi beklenir güzel günler 11 beklemek de güzel deyip hastalıklarını meşrulaştıranlar da olacaktır elbet, onlar yaşamdan yalıtılmıştır....sistemin o amansız nefes aldırmayan çarklarına işçi sınıfının yumruğu ile ancak bugün diyerek engel olabilir. Yarın için hayal kurmak basittir Düne bakıp bugünü elimizdekilerle yaşamak kanaatkâr bir halden çok hayatın içinden bir roldür. Zaptedip yakamızı bırakmayan iki araya bir dereye denk getirilen yaşamlarımıza, en başta biz özeni elden bırak-