Kızılderililerin Arasında Çeviren: Behzar Baykal
Oskar ın Öfkesi Küçük obur ejderha Oskar öfke içinde sahilde yürüyordu. Ne oldu, yüzün niye asık? diye küçük ejderha Kokosnuss sordu. Uff,babam kendisine bufalo eti bulup getirmemi istedi. Neden? diye sordu dikenli kirpi Matilda. Çünkü o etin çok lezzetli olduğunu duymuş. Ben de arasıra faydalı bir iş yapmalıymışım, yani o etten bulmalıymışım. Harika dedi Matilda Bunun neresi faydalı bir işmiş? Kokosnuss önce düşündü sonra Ama burada ejderhalar adasında bufalo bulunmaz ki dedi. Oskar da Onlar steplerde yaşarlarmış dedi ve ekledi Orası Amerika daymış ve Eugen beni oraya götürecekmiş, çünkü babama bir iyilik borçluymuş. Matilda burnunu kıvırarak Eugen bir kere bizi 6 7
Afrika ya uçurmuştu. Aman, aman, felaket, sallantıdan çok kötü olmuştum! Peki bufaloyu nasıl yakalayacaksın? diye Kokosnuss sordu. Oskar omuzlarını silkerek Bunu şimdilik ben de bilmiyorum dedi. Kokosnuss Biz de seninle gelip sana yardım edeceğiz dedi. Matilda da onayladı: Tabii ki, bunu yapacağımız kesin. Arkadaşlar birbirlerine yardım etmelidirler diyen ateş ejderhası ekledi: Ayrıca ben de çoktan beri steplere gitmek istiyordum. Oskar ın gözleri sevinçle parladı. Çünkü bufalo avında yalnız olmayacaktı. Eugen büyük bir yeşil ejderha idi ve çok iyi uçabiliyordu. Dolayısıyla ejderhaları ve ejderha adasının diğer sakinlerini dünyanın her yerine uçuruyordu. Üç arkadaş Eugen in yanına geldiklerinde Amerika ya yapacakları seyahat için gerekli olan her şeyi yanlarına almışlardı. Bir kement, su şişeleri, biraz yiyecek ve işlerine yarayabilecek birkaç faydalı şey. Kokosnuss son kıyafet balosundan arta kalan tahta tabancalı bir kemer takıyordu. Matilda ise başında bir kovboy şapkası taşıyordu. Oskar ın gözleri başındaki geniş kenarlı Meksika şapkasının1 altından zor görünüyordu. Eugen onları görünce hayretle gözlerini açarak sordu: Bu haliniz ne, ne yapmak istiyorsunuz? Bufalo avlamak için steplere gitmek istiyoruz, diye Oskar cevapladı. Ah, öyle mi, bufalo avına mı? Oraya sizi ben mi uçuracağım? Evet, aynen öyle dedi Oskar ve ekledi: Babam senin ona bir iyilik borçlu olduğunu ve bizi oraya 1 Meksika şapkası (Sombrero): Geniş kenarlı güneş ışınlarından iyi koruyan hasır şapka. 8 9
götürebileceğini söyledi. Borç mu, nasıl bir borçmuş bu? Eeh, ben de ne olduğunu tam olarak bilmiyorum, ama eğer bizi götürmezsen babam seni kahvaltısında yiyecekmiş. Eugen dişlerini sıkarak Ah, evet anladım ne demek istediğini. Atlayın sırtıma öyleyse. Gidiyoruz! Bufalo Avı Eugen bütün bir gece boyunca sırtındaki yolcularıyla uçtu. Sabah olduğunda Kuzey Amerika nın steplerine ulaştılar. Yeşil ejderha küçük bir tepeye üç arkadaşı indirdi, kendi de dallı budaklı büyük bir ağacın altına uzandı. 10 11
Matilda mutlulukla Neyse bu sefer uçarken kötü olmadım dedi. Niye kötü olacakmışsın ki? diye Eugen sordu. Afrika ya uçarken bir yaprak gibi sallandın da ondan. Saçmalama diye Eugen homurdandı. Tabii ki sallandın! Hayır olamaz! Evet! Hey, arkadaşlar, susun da arkanıza bakın. Bunlar bufalo mu? Uçsuz bucaksız step ufuk çizgisine kadar uzanıyordu. Orada burada sabah güneşinin ışıklarıyla parıldayan iri kayalar yükseliyordu. Üç arkadaş uzaklarda düzlüğün üstünde hareket eden koyu noktalar gördüler. Haklısın, bunlar bufalo dedi Eugen Ayrıca gelirken bana da biraz bufalo eti getirebilirsiniz. Ama Siyu Kızılderililerine de dikkat edin. Burada Kızılderililer mi var? diye Kokosnuss sordu. Tabii ki! diye cevap veren yeşil ejderha gözlerini kapadı ve mırıldandı: Siz gelene kadar ben de burada beklerim. Üç arkadaş kuşkuyla etraflarına baktılar. Ama Kızılderililerle ilgili bir iz görmediler. Eşyalarını toplayıp yola koyuldular. Bufalolara giden yolun bir tarafı kayalık diğer tarafı da yeşil steplerdi. Kızılderililer burada nasıl yaşıyorlar acaba? Burada taş ve ottan başka hiçbir şey yok dedi Matilda. Ve bir de bufalolar diye homurdandı Oskar. Kokosnuss Ben biraz önden uçayım ve bakayım. Belki saklanacak bir yer bulabilirim dedi. Küçük ejderha gerçekten bufalo sürüsünün çok yakınında saklanacak bir kayalık buldu. 12 13
Üç arkadaş orada kamplarını kurduktan sonra pusuya yatıp otlayan bufaloları izlemeye başladılar. Matilda hayretle Bunlar bir dev kadar büyük dedi. Ama aralarında küçükler de var diyen Oskar yavru bir bufaloyu işaret etti. Ne tatlı, tıpkı bir oyuncak gibi! dedi Matilda. Ama ben bu yavruyu avlamak istemem dedi Kokosnuss. Oskar içini çekerek mırıldandı: Ben de istemem. Matilda diğerlerinden biraz uzakta duran büyük bir bufaloyu göstererek sordu: Şurada durana ne dersiniz? Oskar yutkundu: Oldukça huysuz görünüyor. Baban onu bir lokmada yutabilir. Ama ben babam değilim. Kokosnuss teklif etti: Ben diğer taraftan alev püskürterek onun size doğru yaklaşmasını sağlayabilirim. Peki, sonra ne olacak? diye Matilda sordu. Eh, sonra da siz onu sıkıştırın. Matilda etrafına bakınarak Nereye sıkıştıralım ki? Oskar Belki ben onu bir kementle yakalayabilirim dedi. İyi fikir! diye Kokosnuss ve Matilda bağırıştılar. Küçük ateş ejderhası büyük bir daire çizerek uçtu. Çalılıkları siper edip sessizce bufaloya yaklaştı. Dev hayvan bir şeyden habersiz otluyordu. Bir anda Kokosnuss saklandığı yerden fırladı ve ağzından oldukça kuvvetli alevler püskürttü. Bufalo çok korkmuştu. Ama kaçacağına küçük ejderhaya doğru koşmaya başladı. Kokosnuss Hey! Hayır! Diğer tarafa doğru! Bana değil! diye bağırdı. Kokosnuss zik zak çizerek delirmiş bufalonun önünden uçuyor ve devamlı alev püskürtüyordu ama dev bufalo bundan hiç etkilenmişe benzemiyordu. Kokosnuss Dikkat! Geliyor! diye bağırdı. Oskar kayanın üstünde duruyor ve kemendini 14 15
sallıyordu. Matilda kayanın arkasından başını uzatmış korkuyla mırıldanıyordu: Ay, ay, ay Kokosnuss alevler püskürterek bufalonun önünden kaçarken bufalo neredeyse ona toslayacaktı. Oskar kemendini attı İsabet! Kement bufalonun kalın boğazına geçmişti. Oskar Onu yakaladım! diye bağırdı. Ama aynı anda bufalo hızla koşarken Oskar ı da kayanın üzerinden çekip aldı. Hayvan ipi boğazında hissedince birden aniden durdu.
İpin diğer ucundaki zavallı Oskar ise havada kocaman daireler çizerek uçuyordu. Kokosnuss arkadaşına Kemendin ucunu bırak diye seslendi. Küçük obur ejderha ipin ucunu bıraktı ve bir kaktüsün üzerine düştü. Kokosnuss bir yıldırım hızıyla koşup geldi. Bir yerin acıdı mı? diye sordu. Hayır, ama burada asılı kaldım. Birden arkalarında kızgın solumalar homurtular duydular. Kokosnuss dehşetle dönüp arkasına baktı. Bufalo sadece birkaç adım ötede duruyor, kıvılcımlar saçan gözlerini onlara dikmiş bakıyordu. Bufalo koca kafasını öne eğdi, kementten kurtuldu, sivri boynuzlarıyla saldırıya geçmeye hazırlandı. Oskar fısıldayarak K-Ko-Kokosnuss bir akıl ver, ne yapacağız? dedi. Kokosnuss daha cevap vermeye fırsat bulamadan, tehdit edici korkutucu takırdılar duyulmaya başladı. Bufalo önce dondu kaldı sonra birden yıldırım hızıyla koşup gitti. İki küçük ejderha da korkmuşlardı. Acaba bu sesleri bir yılan mı çıkartıyordu? Ama Matilda bir çalının arkasından başını uzatıp: İşte şimdi gürültü çıkaran bir kuyruğun faydalarını gördünüz! dedi. Kokosnuss sevinçle bağırdı: Matilda! Oskar da İyi bir fikirdi! Ama şimdi beni bu kaktüsten kurtarabilir misiniz? dedi. Kokosnuss ve Matilda bütün güçleriyle asılıp küçük obur ejderhayı kaktüsün dikenlerinden kurtardılar. Sonra üç arkadaş kamplarına geri döndüler. Birkaç çalı parçasını üst üste koyup ateş yakmak istediler. Ama Kokosnuss un ağzından alev yerine sadece duman ve küçücük kıvılcımlar çıktı. Küçük ejderha üzüntüyle: Bir bu 18 19