8 Mart 2009 Pazar gününü, 9 Mart 2009 Pazartesi gününe bağlayan gece Rebiulevvel ayının 12. Gecesi olup Mevlid Gecesi dir. İnsanlığa hem dünyasını hem de ahiretini anlatmak, onlara klavuzluk ve mihmandarlık yaparak yollarını aydınlatmak üzere bir şahit, müjdeleyici, uyarıcı ve ışıklar saçan bir kandil olarak seçilmiş ve vazifelendirilmiş olan sevgili Peygamberimiz, Hz.Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimizin dünyaya teşriflerinin yıl dönümünü idrak etmenin sevincini, huzur ve mutluluğunu yaşıyoruz. Yüce Rabbimizin lütuf ve keremi ile pek şerefli ve mübarek olan bu geceyi idrak etmiş bulunuyoruz. Kudsiyetiyle gönüllerimize feyiz ve bereket bahşeden Mevlid kandilini tekrar idrak etmenin sevinç ve mutluluğunu yaşamaktayız. Yüce Rabbimize sonsuz şükürler ve hamd ü senalar olsun. Mevlid Kandili Müslümanların, sınırsız af ve merhamet sahibi olan Yüce ALLAH a sığınarak günahlardan arındıkları, ilahi lütuf ve bereketlere eriştikleri müstesna zaman dilimlerinden birisidir. Mevlid Gecesi, bütün İslâm âleminin mukaddes kabul edip ihya ettiği en mübarek gecelerden biridir. MEVLİD GECESİ'Nİ YÜCELTEN HUSUS: Hiç şüphe yok ki vakitler aslında birbirine eşittir. Bir vakit diğer bir vakitten kendiliğinden üstün olamaz. Öyleyse bir vaktin diğer vakitlerden daha şerefli ve faziletli olması mutlaka o vakitte meydana gelen bir yüce işten ve mübarek bir olaydan kaynaklanmaktadır. Zaman ve mekanlar kendilerinde meydana gelen büyük ve önemli olaylarla değer kazanırlar. Mevlid Gecesi'ni, bu derece yücelten husus: Hakkında: Resûlüm! Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik. 1 1 / 12
ve Ey Peygamber! Biz seni hakikaten hem bir şahit, hem bir müjdeleyici, hem bir uyarıcı ve hem de ALLAH ın izniyle ALLAH a bir davetçi ve nûrlar saçan bir kandil olarak gönderdik. Müminlere müjde ver ki! Onlara ALLAH tan büyük bir lütuf, büyük bir mükafat vardır. 2 ayet-i kerimelerinde buyrulduğu üzere alemlere büyük bir rahmet, bir şahit, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak gönderilen Resûl-i Ekrem (S.A.V.) Efendimizin doğduğu gecenin yıldönümü olmasıdır. 14 asır evvel böyle bir gecenin sabahında güneş ufuktan doğmadan insanlığın hayat ufkunda ilâhî bir nur doğmuş oluyordu. Şair ne güzel söylemiş: Envar ile kâinat doldu, İşte bu gece sabah oldu. Bu gece, Peygamberlik zincirinin son halkasını teşkil eden Sultan-ı Enbiya geldi. Bu gece, yaratılışça, akılca ve ahlâkça insanların en güzeli ve en mükemmeli olan Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimiz geldi. Bu gece, kalbleri fetheden, gönüllerde marifetullah ışıklarını yakan Habîb-i Kibriya geldi. Bu gece, şirk, yerini tevhide bıraktı. Bu gece, dünyayı saran ve beşeri kıvrandıran zulüm ve haksızlık bulutları parçalandı. Bu gece, beşeriyet hürriyetine kavuştu. Bu gece, cehaletin kuyusuna yuvarlanan ve vahşet çukurlarında can vermekte olan insanların yolları ilim ve irfan nuru ile aydınlandı. Bu gece, uçuruma doğru hızla yol alan toplum yön değiştirdi. Bu gece, alemlere rahmet, kalblere merhamet saçıldı. Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizin doğumu, insanlık tarihinin en önemli olayıdır. Hiç şüphe yok ki sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimizin doğumu, beşeriyetin saadeti açısından, insanlık tarihinin en önemli olayıdır. İnsanı insana kul eden zincirleri kırmak, insanlar arasında adaletin gerçekleşmesi için konulan ilahi değerleri insanlığa ulaştırmak ve dünyayı barış, huzur ve esenlik yurdu haline getirmek için, Yüce ALLAH ın gönderdiği peygamberler halkasının sonuncusu Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimizin doğumu, sıradan bir olay değildir. Çünkü bu kutlu doğum, dünyada birçok değişim 2 / 12
ve gelişmelerin yaşanmasına vesile olmuştur. İnsanlığı içine düştüğü sapıklık ve cehalet karanlığından aydınlığa çıkarmakla ve onlara hidayet ve gerçek saadet yolunu gösteren son ilahî kitap Kur'an-ı Kerim'i tebliğ etmekle görevli, bütün alemlere rahmet olan son peygamber Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimizin doğumundan daha önemli bir olay düşünülebilir mi? Yüce ALLAH'ın dünyayı esenlik ve barış yurdu haline getirmek ve insanlar arasında adaletin gerçekleşmesi için koyduğu ilahi değerleri, insanlığa ulaştırmak için görevlendirdiği peygamberler halkasının son zinciri Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimizin doğumu, bir çok değişim ve gelişmenin habercisi olmuştur. Bilindiği üzere insani değerler açısından trajedilerin yaşandığı bir zaman diliminde, Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz aracılığı ile bütün insanlığa sunulmuş olan ilahi hakikatler, Müslümanların tarihinde olduğu kadar insanlık tarihinin akışında da köklü değişikliklere vesile olmuştur. MEVLİD GECESİ'Nİ NASIL TEBCİL VE İHYA EDELİM?... Elhamdülillâh bir Mevlid gecesi ne daha kavuştuk. Gerçekten hem fert ve hem de ümmet olarak, ALLAH Teâlâ nın sınırsız afv ü mağfiret, yardım ve bereketinden istifade etmek üzere, bu mübarek geceye erişmenin heyecan ve mutluluğunu yaşıyoruz. Mevlid gecesi; iman, ibadet ve düşünce bakımından insanın kendisini yenilemesi, geçmişini muhasebe etmesi, geleceğini planlaması ve ümütlerini tazelemesi için önüne konulan büyük bir fırsattır. Binaenaleyh bu fırsatı çok iyi değerlendirmemiz gerekir. Bu mübarek gecede, ALLAH Teâlâ nın emir ve yasakları doğrultusunda; Hz. Peygamber (S.A.V.)in tavsiyeleri ışığında ruhumuzun gelişmesi ve olgunlaşması için düşünce ve davranış biçimlerimizi gözden geçirmeliyiz. İçimizdeki manevi duyguların sesine kulak vererek, günahlarımıza tevbe etmeyi, kendimiz, ailemiz, ülkemiz ve bütün Müslümanlar, insanlık için ALLAH Teâlâ ya dua ve niyazda bulunmayı ihmal etmeyelim. Diğer kutlu zamanlar gibi Mevlid gecesi de, hayatımızın çok hızlı seyreden akışı içinde geçmişimizi değerlendirerek gafletle geçen günlerimizi sorgulama, unutarak ve bilmeyerek işlediğimiz hatalara 3 / 12
tevbe edip af ve bağışlanma dileme zamanıdır. Mevlid gecesi, Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin şefaatini niyaz etmek için çok muvafık bir zamandır. Bu güzel fırsatı ganimet bilmeli ve kaçırmamalıyız. Hz. Muhammed (S.A.V.) Efendimize ve O nun kurtarıcı mes ut edici önderliğine imanımızı tazeleyelim. O nun hayatını, emirlerini ve tavsiyelerini okuyarak, dinleyerek öğrenelim. Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizin manevi huzurunda bağlılığımızı arz ederek, gönüller dolusu Salat ve selamlarımızı sunarak biatlerimizi yenileyelim. Ey ALLAH ın Peygamberi! Sen ALLAH ın insanlık için seçtiği son elçisin. Sana ve tebliğ ettiğin çağları kuşatıcı ilahi kanunlara inanıyoruz. Sen bizim biricik önderimizsin. Seni hayatımızın rehberi, cennet yolunun öncüsü biliyoruz. Salat ve selam sana olsun. Mükâfatların sınırsız olarak verildiği bu gece, kalplerimizin, duygu ve davranışlarımızın her türlü kötülükten arınması, iyi ve güzel davranışlarımızın çoğalıp kötü davranışlarımızın azalması, dinimiz hakkında sağlıklı ve doğru bilgimizin artması, aramızdaki sevgi ve bağışlamanın hepimizi kucaklaması için yeni adımlar atma imkanıdır. Zamanın bütünü kıymetli ve insanlar tarafından değerlendirilmek için verilmiş en büyük nimettir. Ancak öyle an ve zamanlar var ki Cenab-ı Hakk'ın o ana verdiği kudsî bir özelliğinden dolayı o an bir anda binlerce yıllık anları ihata edebilecek bir berekete kavuşur. İşte bu büyüklerimiz bizlere bu anları hakkıyla değerlendirip, duaları bu mübarek ve özel anlarda yapmamızı hal ve hareketleriyle gösteriyorlar. Bu gece Rahmet meleklerinin Rahmete susamış mü'minleri hayır hasenat işlemeye, ibadet ve itaatte bulunmaya teşvik ettikleri bir mübarek gecedir. Bu gecede Rahmetin huşu ile edilen dualara, umutla açılan ellere, nura hasret gönüllere sağnak sağnak yağacağı bir gecedir. Mevlid gecesinde dikkat etmeniz gereken şeylerden birisi yatsı namazında mutlaka camide olacaksınız. Sabah namazında da mutlaka camide olacaksınız. Çünkü Hz. Osman (R.A.) den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz şöyle buyurdu: "Kim yatsı namazını cemaatle kılarsa sanki gecenin yarısını ihya etmiş gibidir. Kim de sabahı da cemaatle kılmışsa gecenin tamamını ihya etmiş 4 / 12
gibidir." 3 Bu mükâfatı kaçırmamak lâzım! Yâni şöyle olabiliyor bazen: Mevlid gecesini ihyâ edeceğim diye uykusuz kaldığı için evinde sabah namazını kılıp yatıyor. Bu yanlış... Sabah namazını camide kılmaya dikkat edin, Mevlid gecesinde ve her zaman... Ama Mevlid gecesinde özellikle bunu kaçırmamaya dikkat edin! Yatsı namazı ve sabah namazı camide olacak. Ondan sonraki zamanınızın bir kısmı camide olabilir, bir kısmı evinizde, kendi özel mekânınızda ibadet etmek tarzında olabilir. Elhamdülillah, idrak ettiğimiz bu gece ile çok, ama çok çok sevinmemiz gerekir. Bunda büyük rahmet vardır. Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin amcası Ebû Leheb ki kâfirdir, ebedi cehennemliktir. Tebbet süresinde kötülenmiştir, beddua edilmiştir. O nun bile bu gece hatta her pazartesi gecesi azabı hafifletilir. Neden?... Evet neden?... Çünkü Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz doğduğunda bir yeğeni olarak sevinmiş, doğum müjdesini getiren cariyesi Süveybe yi azad etmiştir.4 Bir kâfir bu hareketi ile buna nail olursa Ya ALLAH a kul, Peygamberine ümmet olan, bu gece ile sevinen ve bu iman ile ölenin kazanacağı mükâfat Elbette çok büyük olacaktır. Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin doğumuna sevinmek bir kâfire yararlı olursa, bir muvahhide elbette çok daha fazla yararlı olur. Binaenaleyh yapacağımız ibadet ve duaların muhakkak kabul olunacağına ve ALLAH Teâlâ'nın biz kullarına olan ikram ve izzetinin bol olacağına inanarak Mevlid Gecesi ve gündüzünü şöylece ihya etmeye çalışmalıyız: l- Bu mübarek gece kusur ve günahlarımızdan tevbe ve istiğfarda bulunmalıyız. En azından bir tesbih Estağfirullah demeliyiz. Diğer kutlu zamanlar gibi Mevlid gecesi de, özümüze dönerek gaflet içinde geçen günlerimizi sorgulama, unutarak ve bilmeyerek işlediğimiz hatalara tevbe edip bağışlanma dileme, kendimizi ve irademizi yenileme zamanıdır. Tövbe, işlediğimiz hatalardan dolayı Yüce Mevla nın huzurunda mahcubiyet ve pişmanlık duyma, günahlara bir daha dönmemek üzere yüz çevirme, hayatımızda yeni ve tertemiz bir sayfa açmaya karar verme demektir. Tevbe, günahla kirlenen ruhumuzu yıkamanın ve yeniden dirilişin 5 / 12
ifadesidir, tevbe ruhu arındırmanın en güzel yollarından biridir. Netice itibariyle, içerisinde bulunduğumuz bu mübarek günlerin kırbaçla dokunur gibi ruhumuza ihtar ettiği ortak bir hakikat vardır. Hal lisanıyla söylenen bu hakikat şudur: İman edenler için, ALLAH ın zikri ve kendilerine inen hakikat sebebiyle kalplerinin ürpereceği, saygıyla yumuşama zamanı daha gelmedi mi? Onlar, daha önce kendilerine kitap verilen, üzerlerinden uzun zaman geçtiği için kalpleri katılaşan kimseler gibi olmasınlar. Onlardan bir çoğu fasık, yoldan çıkmış kimselerdir. 5 Büyüklerimizden olan, fakat zamanla eşkıyalık yapan bir çetenin reisi olan Fudayl b. İyaz K.S., bir gün yüksekçe bir duvarın üzerine çıkmış, aşık olduğu kadını seyrediyor, onunla muhabbet ediyordu. O sırada biraz ileride bir zat da yukarıdaki ayet-i kerimeyi okuyordu. Fudayl, kırbaç gibi ruhunda şaklayan: Kalplerinin ürpereceği, saygıyla yumuşama zamanı daha gelmedi mi? ayet-i kerimesini duyar duymaz kendini yere atmış ve: O an geldi ya Rabbi diyerek tevbe etmişti.6 İşte o an, Fudayl ın Hakk a vuslat yolunda yeni bir dönüm noktasıydı. 2- Salat ü selâm okumak. Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimize hiç olmazsa bir tesbih salat ü selâm okumalıyız. Can ü gönülden, Es-salatü ve s-selamü aleyke ya Resûlellah demeliyiz. 3- Kur an-ı Kerîm okumak veya dinlemek. Böyle mübarek bir gecede yapacağımız ibadetlerin en önemlisi: Kur an-ı Kerim i okumak, dinlemek ve anlamı üzerinde düşünmektir. Çünkü Kur an-ı Kerîm Cenâb-ı Hakk ın insanlığa son mesajıdır. O nun iyi anlaşılması ve uygulanması halinde insanlık mutlu olacaktır. Ondört asırdan beri okunan Kur an, insanı dinamizme çağıran, aklın ve gönlün şifa kaynağı, ilim ve irfan menbaıdır. O, anlaşılmak ve insanlığa rehber olmak için gönderilmiştir. Bu itibarla sadece okumayı öğrenmekle ve okumakla yetinilmeyip içeriğinin de bilinmesi, Kuran ın ne anlattığının kavranılması, hatta O nun kendi hayatımıza da yansıtılması gerekir. 4- Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin hayatını ve ahlakını okuyup iyice anlamak. 6 / 12
Mevlid Gecesini idrak edip ihya ederken bir de şu hususu iyice tefekkür etmemiz gerekir. Mevlid gecesi neden mübarek, büyük bir gece oldu? Evet neden? Çünkü Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz bu gece dünyayı şereflendirdi de ondan O halde bu mübarek gecede Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz ile olan ilgi ve alâkamızı, münasebetimizi iyice gözden geçirmemiz gerekiyor. Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin sünnetini şahsi hayatımıza, iş hayatımıza ve ev hayatımıza uygulayabiliyor muyuz? Şimdi bir düşünelim, iyice tefekkür edelim: a- Bugün ölsek, Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz bizim hakkımızda şefaatçi mi olur? Yoksa davacı mı, şikayetçi mi olur? b- Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizin sünneti bizim hayatımızın neresinde? Evet şahsî hayatımızın neresinde, iş hayatımızın neresinde, ev hayatımızın neresinde?.. Tüm Müslümanlar olarak bilelim ki: Bugün yeryüzünde kafirlerin tağutî yönetimleri altında zulümlere, katliamlara, saldırılara maruz kalarak zillet, sefalet içinde karanlık, kirli bir hayat yaşıyorsak; bunun tek sebebi vardır: O da, bu mübarek gecede doğmuş olan Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin bize getirdiği hidayetin, risaletin ve bizim için razı olduğu tek Hak Din olan İslâm ın; düşünce, duygu ve bakış açımızdan, buna ilaveten de sosyal, siyasal yani toplumsal ve devlet yaşantımızdan uzaklaştırılmış olmasıdır. İşte bu mübarek gecede bu gerçeği görmeli ve ALLAH Teâlâ nın kesinlikle razı olmadığı şu içinde yaşadığımız vakıayı değiştirmek ve insanlığı çağdaş tağuti zulümattan, karanlık ve kirliklerinden kurtarıp, ALLAH Teâlâ nın nuruna, yani İslâm ı, hayata hakim kılacak olan çalışmalara koyulmalı, var olan gayret ve çalışmalar da artırılmalıdır. Soru: Muazzez Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizin doğumunu anarken ne yapacağız? Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizin doğumunu anarken, bazı yerlerde olduğu gibi yalnız mevlid okumak, kaside ve ilâhiler söyleyip kandil simitleri dağıtmakla mı yetineceğiz. Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizi sevmek ve O na bağlığını göstermek, ism-i şerifi anılınca elini kalbinin üzerine getirip salavat getirmekle bitmez. Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizi gerçekten seven Müslüman: 7 / 12
1- O nun ahlâkı ile ahlâklanmalıdır. 2- O nun sünnetini elinden geldiği, gücünün yettiği kadar benimsemeli ve hayata uygulamalıdır. 3- O nun getirdiği dini, nizamı, medeniyeti, şeriatı can u yürekten kabullenmeli ve yine gücünün yettiği kadar hayatına uygulamalıdır. Zamanımızda kendilerini dindar tanıtan bir takım adamlar ve kadınlar var ki, Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin ALLAH katından getirdiği dine ve Kitab a, ALLAH ın insanlara en güzel bir örnek ve model olarak göndermiş olduğu O Resûl ün sünnetine aykırı işler yapıyorlar. Meselâ haram yiyorlar... Saçı bitmedik yetimlerin haklarını yiyorlar... İhalelere fesat karıştırıyorlar... Ülkenin, halkın, devletin haklarına ve mallarına el uzatıyorlar... Emanetlere hıyanet ediyorlar... Emanet ne demektir? Vazifeler, memuriyetler, makamlar, mevkiler, başkanlıklar, bütçeler hep birer emanettir. Kur ân-ı Kerim, Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz, hikmet, akıl, vicdan ne diyor? Emanetleri ehil olanlara veriniz, sakın emanetlere hıyanet etmeyiniz!.. 4- ALLAH Teâlâ'ya tam bir huşu içinde dua ve niyazda bulunmalıyız. Çünkü dua, rahmet kapılarının anahtarı, kulluğun ruhu ve ibadetin özüdür. Yalnızlaşan insanın sınırsız ve sonsuz kudret sahibi olan ALLAH ın azameti karşısında aczini kabullenmesi, O na sığınması ve O na yakarması, ne isteyecekse O ndan istemesidir. İnsanın yaratıcısına yaklaştığı en vasıtasız andır. Dua, sınırlı, sonlu ve aciz varlık olan insanın, sınırsız ve sonsuz kudret sahibi Rabbisi ile kurduğu bir köprüdür, Mevlid-i Mutlak ı imdada çağırmasıdır. Dua, kulluk esprisi içinde ve sıradan isteme anlamlarının ötesinde, ALLAH Teâlâ nın Rablık ve ilahlık hakikatine en köklü bir sığınma hadisesidir. De ki: Kulluk ve duanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin ki! 7 ayet-i kerimesi buna işaret eder. Mevlid Gecesi, yalnız namaz kılınmaz. Dua edilir, Kur an-ı Kerim okunur. Bunlar da sünnettir. Bu sebeple, idrak ettiğimiz şu mübarek gecede, içimizi ve dışımızı bilen Rabbimize ellerimizi ve gönüllerimizi açıp dua edelim. Selman-ı Farisi (R.A.) den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) efendimiz: 8 / 12
Rabbiniz hayiy yani isteyene istediğini veren, kerim yani istemeden veren, bol verendir. Kulu dua ederek kendisine elini kaldırdığı zaman, o ellerini boş çevirmekten haya eder yani yapılan duayı mutlaka kabul eder. 8 Buyurdu. O halde Rabbimizin bu vadinden istifâde ederek, açık olan tevbe kapısına ilticâ edelim. Bütün Müslümanların mağfiret-i ilâhiyyeye, maddî ve manevî bütün hayırlara bereketlere nail olmaları, yeryüzünden zulüm ve küfrün kalkıp İslâm'ın hakim olması için de içtenlikle dua edilmelidir. 5- Namaz kılmak. Mevlid Gecesi ve gündüzündeki namazları cemaatle kılmaya son derece gayret göstermelidir. Kaza namazı bulunan kimseler, bu namazlarını kaza etmeye çalışmalıdırlar. Sadece farz namazları ve vitir namazı kaza edilmektedir. Sünnetler kaza edilmiyor. Kaza namazı kılarken bir defa ezan okunur ve her bir farz namaz için ayrı ayrı kamet getirilir. Ya Rabbi! Vaktinde kılamadığım ilk (veya en son) sabah namazının farzını kaza etmeye niyet ettim şeklinde niyet edilir, tekbir alınır ve namaza durulur. Diğer namazlar için de böylece niyet edilir. Kaza namazlarını kılarken hepsini aynı yerde değil de, ayrı ayrı yerlerde kılmak, yerlerin şahid olması ve secde ile şereflenmesi bakımından daha faziletlidir. Yani sabah namazını kıldığı yerin biraz ötesinde öğleyi ve onun yanında ikindiyi ve biraz ileri veya geri çekilerek diğerlerini kılmak, daha sevablı olur. Üzerinde namaz borcu olan kimsenin bu gecede hiç olmazsa bir günlük namaz kaza etmesi uygun olur. Böylece hem borcunu öder hem de geceyi ihya etmiş olur. 6- Mevlid gecesi gündüzünde mezarlar, bizden dua bekleyen yakınlarımızın kabirleri ziyaret edilmeli, ruhlarına Kur'an-ı Kerim okumalı, dua etmeli, onlar için de ALLAH Teâlâ'dan afv ü mağfiret dilemeli, böylelikle ruhları şad edilmelidir. Ayrıca Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizin, ashabın, tabiinin, diğer büyüklerimizin, meşayıhımızın, akrabalarımızın özellikle analarımızın, babalarımızın ve hocalarımızın... Kısacası bütün Müslümanların ruhlarına Kur'an-ı Kerim okunmalıdır. 7- Dinimizce aziz ve mübarek kabul edilen diğer zamanlar, geceler gibi bu mübarek gece hakkında 9 / 12
da aile efradımıza, özellikle çocuklarımıza lüzumlu bilgileri vermeli, mana ve ehemmiyetini anlatmalı ve benimsetmeliyiz. Böylece onların da bu gecenin feyzinden istifade etmelerine vesile olalım. Bu sebeple bu gece çoluk-çocuğu sevindirelim. 8- Mevlid gecesi ve gündüzünde fakir fukarayı, yetim ve kimsesizleri görüp gözetmek, ihtiyaç içerisinde kıvranan din kardeşlerimizin yardımlarına koşmak, onlara imkanlar ölçüsünce tesaddukta bulunmak mutlaka yapmamız lâzım gelen bir husustur. Çünkü Cenab-ı Hak: ALLAH Teâlâ sana ihsan ettiği gibi sen de başkalarına ihsan et. 9 buyurmaktadır. Ebû'd-Derda (R.A.)den rivayete göre Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz: "Fakirleri kollayıp gözetiniz. Çünkü siz aranızdaki fakirler sayesinde, onların duası bereketi ile rızıklandırılıyor ve ALLAH Teâlâ'dan yardım görüyorsunuz," 10 buyurdu. Sehl b. Sa'd (R.A.)den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz: "Ben ve yetimi himaye eden, O nun işine bakan kimse ile cennette şöylece beraber bulunacağız, buyurdu ve şehadet parmağıyla orta parmağını, aralarını biraz açarak işaret etti(de insanlara gösterdi.)"11 Enes b. Malik (R.A.)den rivayete göre Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz: Sizden biriniz kendisi için sevip arzu ettiği şeyi din kardeşi için de sevip arzu etmedikçe gerçek anlamda iman etmiş olamaz. 12 buyurmuşlardır. Yine Abdullah ibni Ömer (R.A.)den rivayete göre Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz: Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin ALLAH da ihtiyacını giderir. 13 buyurarak, sağlıklı bir toplumun oluşmasında sevgiyi, nimeti ve güzellikleri diğerleriyle paylaşmanın ve çevreyle bütünleşmenin ne kadar önemli olduğuna dikkatlerimizi çekmiştir. 9- Diğer kutlu zamanlar gibi Mevlid Gecesi de, geçici hevesler ve sonu gelmez emeller peşinde bir koşuşturma içerisinde geçen hayatımızda bize bir soluklanma, durup düşünme, iç dünyamıza dönüp geçmişimizin bir muhasebesini yapma fırsatı sunar. Bu sebeble Yüce Rabbimizin: Ey iman edenler! ALLAH Teâlâ dan korkun da emirleri ifa edin. Herkes yarını, kıyamet günü için önden ne göndermiş olduğuna bir baksın. ALLAH Teâlâ dan korkun da yasak edilen şeyleri terk edin. Çünkü ALLAH Teâlâ, ne yaparsanız hakkıyla haberdardır. 10 / 12
14 Kendileriniz için hayırdan ne takdim ederseniz, sizden önce ne gönderirseniz, onu ALLAH ın indinde daha hayırlı ve ecrini daha büyük olarak bulursunuz. ALLAH tan günahlarınızın afvını isteyiniz. Şüphesiz, ALLAH Gafûr dur, Rahîm dir 15 emirlerine kulak vererek, ahiret için ne hazırlık yaptığımıza, kendimiz için hayırdan ne takdim ettiğimize, önden ne gönderdiğimize bir bakalım. Hayatımızın bir muhasebesini yapalım. Evet şu yaşa geldik. Namazımız, orucumuz, zekatımız, haccımız, tesettürümüz, helal ve haramlara riayet etmemiz ne durumda? Hazreti Ömer (R.A.) bir hutbesinde şöyle buyurmuştur: Hesaba çekilmeden önce, kendinizi hesaba çekiniz. Amelleriniz tartılmadan önce, kendi amellerinizi tartınız. Hesaba çekilmek üzere, kıyamet günündeki en büyük arz huzura alınma için gerekli güzel hazırlıklarınızı yapınız. O gün huzura alınırsınız, Öyle ki size ait hiçbir sır gizli kalmayacak, bütün sırlar meydana çıkacak.16 Nitekim Cenab-ı Hak şöyle buyurur: Ey insanlar! O gün hesab ve sorgu-sual için huzura alınırsınız. Öyle ki size ait hiçbir sır gizli kalmayacak, bütün sırlar meydana çıkacak. 17 Abdullah b. Abbas (R.A.)den rivayete göre Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz nasihat ettiği bir şahsa şöyle buyurmuştur: Beş şey gelmeden evvel beş şeyi ganimet bil: 1- İhtiyarlamadan evvel, aciz ve düşkün duruma düşmeden önce gençliğinin kıymetini bil. Oyun ve eğlence gibi sonu hüsran olan şeylerle geçirme. 2- Hasta olmadan evvel sıhhatinin kıymetini bil. Din ve dünyana yararlı hizmetler yap. 3- Fakir düşmeden evvel zenginliğinin kıymetini bil. Zenginliğini ekonomik olarak kullan. Malını ve servetini lüzumsuz yere tüketme, tutumlu ol, cimri de olma. 4- İşin gücün artmadan evvel boş vakitlerinin kıymetini bil. Boş vakitlerini değerlendir. Tembel tembel oturma, yararlı hizmetler yap. 5- Ölüm gelmeden evvel hayatının kıymetini bil. Düzenli ve tertipli olarak hem dünyan için ve hem de ahiretin için çalış. Hiç ölmeyecek gibi dünya işlerini yap, yarın ölecekmiş gibi ahiret 11 / 12
hazırlığı yap. Yani, her ikisi için muvazeneli çalış. 18 Evet bu hadis-i şerif ve ayet-i kerimeler gereğince nefsimize bir çeki-düzen verelim. Nefsimize değil de Cenab-ı Hakk'ın emirlerine uyalım. ALLAH Teâlâ yolunda ve huzurunda gözyaşı dökelim. ALLAH Teâlâ huzurunda, kulun akıttığı birkaç damla gözyaşının, ilahî Rahmeti coşturduğunu, yalvaran günahkar kulun günahının bu sayede yıkandığını bilelim.... 1 Enbiya sûresi:107, 2 Ahzab sûresi: 45-47, 3 Müslim, Mesacid:656, 1/454; Ebû Davud, Salat:18, No:555, Tirmizi, Salat:51, No:221, 4 Buhari, Nafakat:15, Abdurrazzak, Musannef, 7/478, Begavi, Şerhu s-sünne, 9/76, Süheyli, Revdu l-ünf, 5/192, 5 Hadid Sûresi:16, 6 Beyhaki, Şuabu'l-İman, No:7316, 5/468, Kuşeyri, Risale, 57, 7 Furkan sûresi:77, 8 Ebû Dâvud, Salât:358, No:1488; Tirmizî, Deavât:118, No:3551; İbni Mace, Dua:13, 9 Kasas sûresi: 77, 10 Ebû Davud, Cihad:70; Tirmizi, Cihad:24; Nesei, Cihad:43; A.b.Hanbel, 5/198, 11 Buhari, Talak:25, Edeb:24; Müslim, Zühd:42; Ebû Davud, Edeb:123; Tirmizi, Bîrr:14, 12 Buhari, İman:7; Müslim, İman:71-72; Tirmizi, Kıyamet: 59; Nesei, İman:19, 33; İbn-i Mace, Mukaddime:9, 13 Buhari, Mezalim:3; Müslim, Birr:58; Ebû Davud, Edeb:38, 60; Tirmizi, Hudud:3, 14 Haşır sûresi:18, 15 Müzzemmil sûresi:20, 16 İbn-i Ebi Şeybe, Kitabu l-musannef, 7/96, No:34459, 17 Hakka Sûresi:18, 18 Hâkim, Müstedrek, 4/306 12 / 12