MÂRİFET İ İLÂHİYYE TARÎKAT I ALİYYE



Benzer belgeler
Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

Asr-ı Saadette İçtihat

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

Şeyh den meded istemek caizmidir?

Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته. Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî

Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel minna inneke entessemiul alim.

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

Bu ay içinde orucu ve namazı o kişiye kolaylaştırılır. Bu ay içinde orucu ve namazı ALLAH tarafından kabul edilir.

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm:

KUR'ANDAN DUALAR. "Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru." ( Bakara- 201 )

ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86)

KADINA ARKADAN YANAŞMANIN HÜKMÜ

Muhammed Salih el-muneccid

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

MÂRİFET İ İLÂHİYYE TARÎKAT I ALİYYE

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu büyük şeyhi Muhammedi Bakibillah'a yazmıştır.

GÜNAH ve İSTİĞFAR. Israr etmek kişiyi nasıl etkiler

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

(Dersini sabah namazından sonra yapmanı tavsiye etmekle birlikte, sana uygun olan en münasip bir vakitte de yapmanda bir sakınca yoktur.

İLİ : GENEL TARİH : Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

ŞİRK VE ÇEŞİTLERİ EBU SEYF

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır.

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok

Allah'tan korkmak, büyük makamlardandır. Çünkü Allahü teâlâ buyuruyor ki:

Dua ve Sûre Kitapçığı

Ayetlerin Mealleri: الله لا ا ل ه ا لا ه و ال ح ي ال ق ي وم لا ت ا خ ذ ه س ن ة و لا

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI)

ISLAM Kim, Îslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır.

Hadisler Işığında Tasavvuf un İslâm daki Yeri

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ

Resulullah ın Hz. Ali ye Vasiyyeti

Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa, akıbet o kılıçla kendi maktül düşer. Hz. Ali

İBRAHİM (a.s) MAKAMINI NAMAZ YERİ EDİNMEK Salı, 02 Şubat :47

ALLAH TEÂLÂ'YA ÎMÂN. Muhammed Şahin. ] تر [ Türkçe Turkish. Tetkik : Ümmü Nebil

BYK & ŞYK DERSLERİ. Yaptıklarına karşılık olmak üzere kendilerine nice sevindirici ve göz aydınlatıcı nimetler saklandığını hiç kimse bilemez.

Edeb Ya Hu! Cumartesi, 03 Ocak :31

Anlamı. Temel Bilgiler 1

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

Samimiyet ve Sıdk İlişkisi

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır.

Hz. Adem den Hz. Muhammed (s.a.v.)e güzel ahlakı insanda tesis etmek için gönderilen dinin adı İslam dır.

Dinî bir terim olarak ise; günahlardan arınmak, temize çıkmak, ilâhî af ve rahmete nâil olmak demektir.

AİLE KURMAK &AİLE OLMAK

Yazımızın konusu sosyal bilimcilerin dine yaklaşımları da bu yaklaşımlar neticesinde ortaya koydukları din tanımları da değildir.

Günah Hastalığından Kurtulmanın İlâcı: Tevbe ve İstiğfar

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ

Güzel Ahlâkı Kazanmak

ALLAH IN EVLERİNDE MİSAFİRLİK: İTİKAF MESCİDLER ALLAH A YAKLAŞMA YERLERİDİR

Muharrem ayı nasıl değerlendirilmelidir?

TÂĞUT KELİMESİNİN ANLAMI

HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ

İbadetin Manası ve Çeşitleri

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

+ Eğer size yasaklanan (günah)ların büyüklerinden kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi güzel bir yere koyarız.(4.

Veda Hutbesi. "Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.

Ezan Vakti/Kuran-ı Kerim Pro [Faydalı Android Uygulamalar]

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

GADİR ESİNTİLERİ -10- Şiir: İsmail Bendiderya

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.


ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar

Siz, Kimi Seviyorsunuz? Perşembe, 07 Ekim :38

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

REHBERLİK VE İLETİŞİM 1

MEVLİD KANDİLİ VE HZ. PEYGAMBER (S.A.S.) SEVGİSİ

İman; Allah a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve âhiret gününe iman etmendir. Keza hayrı ve şerriyle kadere inanmandır.

ikindi akşam Günün Duası:

Kabir azabı kıyâmet kopuncaya kadar devam eder mi?

Question. Neden Hz İsa Ruhullah (Allah ın ruhu) olarak adlandırılmıştır? Yüce Allah ın kendi ruhundan. Peygamberi Âdem e üflemesinin manası nedir?

NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ. Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler. Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil

Herkes bir arayış içinde

RAMAZAN ORUCUNU DEVAMLI OLARAK 30 GÜN TUTAN KİMSENİN HÜKMÜ

1. HAYATI ESERLERİ Divan Vâridât Ankâ-yı Meşrık Devriyye-i Ferşiyye...17

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek

بسم هللا الرحمن الرحيم DAR'UL HARP NEDİR VE DAR'UL HARP HALKINA NASIL MUAMELE EDİLİR?/HAMD BİN ATİK (RH.A) ed-durar us seniyye, 9/

DUALAR DUANIN ÖNEMİ Dua

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma

(Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. (Fâtiha, 1/5)

فضل صالة الرتاويح اسم املؤلف حممد صالح املنجد

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25

İmam Tirmizi nin. Sıfatlar Hususundaki Mezhebi

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

Arap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor.

Fırka-i Naciyye. Burak tarafından yazıldı. Çarşamba, 09 Eylül :27

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

SEÇİM VE GEÇİM Perşembe, 31 Ekim :31

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Kur an ın Bazı Hikmetleri

Transkript:

MÂRİFET İ İLÂHİYYE TARÎKAT I ALİYYE ERENKÖYLÜ MUHAMMED HİKMET EFENDİ

ا لل ه م ا ن ى ا س ي ل ك م ا ت س ا ل م ن ى Allah ım ne istiyorsan benden onu istiyorum senden

İÇİNDEKİLER TAKDİM... 9 GİRİŞ: KUR AN, SÜNNET VE TARÎKAT... 11 İLİM VE TASAVVUF... 25 İLMİN FAZÎLETİ... 27 ÖLÜM HAKTIR... 34 TEVBE... 36 RÂBITA (MUHABBET)... 42 KÂMİL MÜRŞİD VE ONA KARŞI GÖSTERİLECEK HÜRMET... 55 KÂMİL MÜRŞİDİN ÂDÂBI... 63 SÂDIK MÜRİDİN VASIFLARI... 65 KALBİN AHVÂLİ... 68 ŞÜKÜR VE ZİKİR... 79 EHL İ TARÎKİN AHVÂLİ... 106 EHL İ ZİKRİN FAZÂİLİ... 111 ÂLEM İ EMİR, ÂLEM İ HALK VE LETÂİF... 115 NEFY Ü İSBAT ZİKRİ... 119 MURÂKABE VE TEVECCÜH... 121 İHLÂS... 132 SIDK... 138 SABIR... 147 SABRIN EHEMMİYETİ... 150 RIZA... 153 MEVEDDET... 155 TEVEKKÜL... 159 HİDÂYET İ İLÂHİYYE... 166 NAMAZ... 173 KIYÂMÜ L LEYL... 186 İNFAK... 189 CİHAD... 195 SOHBET... 198

TARÎKAT I ALİ YYE 7 TEVÂZU... 206 ŞERİAT TARÎKAT MÂRİFET HAKÎKAT... 210 ÂYETÜ L KÜRSÎ... 218 ULUL AZİM PEYGAMBERLERİN VASIFLARI... 221 PEYGAMBERLERİN VASIFLARI ŞUNLARDIR:... 222 HZ. İBRAHİM ALEYHİSSELÂM IN SIDKI VE SEHÂVETİ... 224 HZ. İSMAİL ALEYHİSSELÂM IN RIZA VE TESLİMİYETİ... 225 HZ. EYYÜB ALEYHİSSELÂMIN SABRI... 226 HZ. ZEKERİYYA ALEYHİSSELÂMIN İŞÂRETLE KONUŞMASI... 226 HZ. YAHYA ALEYHİSSELÂMIN GARİBLİĞİ... 227 HZ. İSA ALEYHİSSELÂMIN ZÜHDÜ... 228 HZ. MUSA ALEYHİSSELÂMIN MUHABBETİ... 229 HZ. MUHAMMED SALLALLÂHU ALEYHİ VESELLEMİN MERHAMETİ... 230 MÂRİFET... 231 KELİME İ TEVHİD... 241 NEFSİN DERECELERİ... 245 NEFS-İ EMMÂRE... 245 NEFS-İ LEVVÂME... 258 NEFS-İ MÜLHİME... 268 NEFS-İ MUTMAİNNE... 277 NEFS-İ RÂDİYE... 288 NEFS-İ MARDİYYE... 297 NEFS-İ SÂFİYE... 305 GÜNAHKÂR ÜMMETE MÜJDELER... 313 MİRAÇ MÜJDELERİ... 316 SİLSİLE İ ŞERÎFE... 319 AHLÂK I HAMÎDELER... 324 AHLÂK I ZEMÎMELER... 326 LUGATÇE... 330

TAKDİM Hamdü senâ ve şükürler olsun Hâlık ı Yezdân a, salâtü selâm olsun habîb i zîşâna, enbiyâ yı kirama. Peygamberimizin âline, ashabına, etbâına, ve evliyâ yı izâm hazerâtına ve ümmetine selâm olsun. Ey Aziz! Malumunuz olsun ki elimizde bulunan bu muazzam risâle i mübâreke efkâr ı umûmîyi ve ferâset i ammeyi tenvir edecek niteliktedir. Hz. Yusuf (a.s) melikin rüyasından sonra kıtlıkta insanların havâic i asliyelerini temin etmek için yedi yıl mahsulü ambar etti. Bilâhare kıtlık döneminde ambarları açıp halkın menfaatına sundu. İnsanlar yedi sene; kıtlık zamanı zarfında o ambarların bereketi ile rızıklanıp hayat buldular. Malumunuz olsun ki bu eser i şâhane, asırlardır ilim ve irfan hazinesinden şûle veren bir kevkeb i durrîdir. Bu kevkeb i durrî, gönül kandilinden parlayarak talib i ilim, tarîkat ve erbâb ı sıdk ı yakîni ziyalandırır. Çünkü üstâdımız Seyyid Muhammed Hikmet Efendi Hazretlerinin bir ömür vererek meydana getirdiği bu şaheser tasavvufî, ilmî ve şer î bir çok meseleyi hâizdir. Şöyle ki; bu eserde ilim ve tarîkat, takva ve sahâvet, zikir ve sohbet, râbıta ve mâ rifet, şükür ve hakîkat, teveccüh ve kemâlât, ihlâs ve muhabbet, tevâzu ve sadâkat, mürâkabe ve meveddet, tevhid ve risâlet, akıl ve içtihad, sabır ve tevekkül, tevbe ve nefis gibi birçok mevzûlar zikredilmiştir. Bulunduğumuz bu asır fitne ve fesat, fısk u fücûr, kebâir ve mâsiyet, zulüm ve dalâlet, sefahet ve cehalet, su i edep ve kerâhet ile doludur. Şerli insanlar müminler için bu dâr ı dünyayı mihnet, zahmet ve meşakkatli bir zindan haline getirmiştir. İşte bu asır insanların maneviyat ve ruhâniyetini tamamen ilim ve irfan kıtlığına sürükle

MÂRİ FET İ İLÂHİ YYE 10 miştir. Bu sebepten nâşi, her talib i irfânın bu mühim esere muhtaç olduğu kanaatindeyim. Eğer ki bu risâle i mübârekeyi baştan sona aklını, fikrini, fehmini ve ferasetini kullanarak kemâl i edeb ile okuyup amel eder isen, biiznillah nefsini tezkiye ve kalbini tasfiyeye muktedir olursun. Şeriat, tarîkat, mârifet ve hakîkat mertebelerine erer, taraf ve etrafını da tenvir edersin. Hz. Mevlânâ şöyle der : Sırr ı men, ez nale i men, dûr nist Leyk çeşm ü güşra an nûr nist Sırrım iniltimden uzak değildir. Lakin her gözde onu görecek, her kulakta onu işitecek nur yoktur. İşte bu sebeptendir ki bu risâle i mübârekeyi okurken gönlüne, fikrine, fehmine, zikrine, aklına ve ferasetine fayda verebilmesi için tamamen bir tefekkürle müzakere etmen gerekir. Cenâb ı Allah sübhanehu ve teâlâ ve tekaddes hazretleri Kur an ı Azîmu ş şân da şöyle buyurmaktadır: ا ن م ا ي ت ذ آر ا ول وا ال ا ل ب ا ب (Fakat bunu) ancak akıl sahipleri anlar. 1 Cenâb ı Hâlık ı Yekta dan niyâzım şudur ki her kim bu şaheseri okur, okutur ve amel ederse; Hâlık ı Kibriya onun gözüne basîret, kalbine mârifet, gönlüne hidâyet bahşu ihsân eylesin. Amîn. Abdulhekim El Mevlevî 1 Rad Sûresi Âyet 19

GİRİŞ: KUR AN, SÜNNET VE TARÎKAT İslâmiyet dâima âli ve gâlibtir, mağlûb olmaz. 2 Emmâ bâd ihvân ı dîn ve erbâb ı sıdk ı yakîne arz ve ifade olunur ki tarâik i aliyyenin hepsi mefhâr ı mevcûdat seyyid i kâinat efendimizin akvâl ve efâlinden yani sözleri ve amellerinden ibâret olduğu için turûk ı aliye esas itibariyle birdir. Cümlesi Muhammedîdir. Tarikat lügatta tarîk yani yol demektir. Istılâh ı tasavvufta ise Cenâb ı Hakk a takarrub maksadıyla sülûk olunacak ibâdet ve taat yoludur. Milyarlarca mahlukat içerisinde mükerrem olarak yaratılan insan için İslâm dini bunun yolunu göstermektedir. Bu yol sırât ı müstakîmdir. Hidâyet ve felâha bu yolla erişilir. Bu bir terbiye ve seyr i sülûk merâtibidir. Lâ ilâhe İllâllah Muhammedu rrasûlullah kelime i tayyibesi insanın imanını ve müslümanlığını tesis eden iki cümle i şerifedir. İslâmın etemmi Lâilâhe illallah, mütemmimi de Muhammedu r rasûlullah tır. Lâ ilâhe illâllah ikrâr ı vahdet, Muhammedu rrasûlullah tasdîk i risâlettir. Bu iki mübarek kelimeyi bir kimse hulûs i kalb ile yâd edince küfür zulmetini atarak İslâm nûru ile dâr ı selâmete vâsıl olur. Allah tek Muhammed hak meâl i şerifini bilerek inanınca derûnundaki şirk ve diğer emrâz ı bâtıniyeyi de siler temizler. Bu iki mübarek 2 Hadis Buhârî

MÂRİ FET İ İLÂHİ YYE 12 cümle birbirini tamamlar. İkisi de onikişer harflidir. Harflerinin müsâvî oluşunda derin mana ve sırlar vardır. Sözlerin en doğrusu ve hakk olanı Lâ ilâhe illâllah Allah tan başka ilah yoktur sözüdür. Ezelî ve ebedî olan, gerçek ve mutlak Hakktır. Sıddıklar ise, ondan başka hiçbir şeyi görmezler. Bunun için onun varlığına ve kudretine onu şahid ve delil gösterirler. Mutlak Hakk kendi zâtı ile var olan hakîkî mevcuttur. O da Allah tır. Ariflerin sözü de sohbeti de ibadet ve tevhiddir. Marifetullaha ermiş ariflerin makamı bildim, buldum, oldum demek değildir. Bu makama erenlerden taşıp dökülen sözler ve cevherler ise, tasavvuftur. Her işde usûl vuslâtın miftahıdır. Vasıl olamayış usûlü bilmeyiştendir. Yani vusûlsüzlük usûlsüzlüktendir. Hakk ehli olan usûlü vaaz eder, gâyeyi gösterir. Hakk aşığı ise evvelâ usûlü bulur sonra gâyeye ulaşır. İslâm Kur ân ı Kerîm e tâbi olmak, sünnet i seniyye ye ittibâ etmektir. Saadet asrını hâliyle, kâliyle yaşamaktır. Hakîkî müslümanlık da budur. Evliyâullah Hazerâtının akvâli nebevî, efâli melekî, ahlâkı ilâhîdir. Tasavvuf, sofunun sofu değil, sefâsıdır. Kesret âleminde vahdet müşahede eden urâfâ yı muhakkıkîn o sermedi, zevki söze sığdırmak, tarif etmek için husûsî bir lisan ile konuşmuşlardır ki onun adına tasavvuf denir. İnsan evvelâ şunu iyi bilmelidir ki: Turûk ı aliyyenin kâffesine Cenâb ı Hakk ın emrü fermanı, vahy i ilâhîsiyle sülûk edilmiştir. Tarikatın lüzum ve vücûbû âyet i kerîmeler ve hadîs i şeriflerle sabittir.

TARÎKAT I ALİ YYE 13 Cenâb ı Hakk şöyle buyuruyor: ل ك ل ج ع ل ن ا م ن ك م ش ر ع ة و م ن ه اج ا... Her birinize bir şerîat ve bir yol verdik... 3 Fahreddin Râzî, Ebussuud, Hâzin ve Âlusî hazretlerinin tefsirlerinden beyan üzere şir adan murad şeriat, minhacdan maksatsa nurlu bir yol olup o da tarikattır. Evliyâullah hazerâtına göre Kur an ve Sünnet, nurlu yolun başlangıcı, Tarîkat da bu yolun devamıdır. Evâmir i ilâhiyeyi ihtivâ eden hüküm ve rükunlere şeriat denir. Evâmir i ilâhiye ise Kur an ve Sünnettir. Kur an ve Sünnetin emirlerini icra edenlere de şeriatcı denir. Mefhârı kâinat Rasûlü ekrem sallallâhu aleyhi vesellem efendimiz buyurdular: Size iki şey bırakıyorum. Onlara sıkı sarıldığınız müddetçe yolunuzu şaşırmazsınız. Bunlar Allah (c.c) nun kitabı Kur an ı Kerîm ve benim sünnet i seniyyemdir. 4 Kur an ı Kerîm in emir ve hükümleri de üç bölümde mütaalâ edilir: 1 Ahlâk ve ibâdete ait hükümler 2 Muamelâta ait hükümler 3 Ukûbâta ait hükümler Sünnet ise, peygamberimizin müminlere örnek hayatıdır. Sünnet kavlî, fiilî ve takrirî olmak üzere üç kısma ayrılır. Hz. Peygamber in tebliğ, dâvet ve irşad usûlünü temsil eden mânevî hayatı hâl adıyla 3 Mâide Sûresi, Âyet 48 4 Hadis Ebû Davud

MÂRİ FET İ İLÂHİ YYE 14 anılmıştır. Hâl in ise, kâl yani sözle anlatılması mümkün değildir. Nitekim Hz. Peygamberin sözleri, fiilleri ve takrirleri dışında bir de hâlleri vardır. O nun söz, fiil ve takrirleri hadis ve siyer kaynakları tarafından tespit edilip kayda geçirildiği halde hâlleri ancak halaka i sohbetinde bulunan ashâb ı kirâm tarafından yaşanarak, teselsülen in ikas yoluyla nesiller boyu devam edegelmiştir. Dînî ilimlerden kıraat ilmi de uygulamalı bir ilimdir. Tecvid ve kıraat bilgileri her ne kadar kitaplarda yazılı ise de onların anlaşılıp uygulanması bir fem i muhsîn tabir edilen ehliyetli ağzın icrâ ve ifâ suretiyle tâlimine bağlıdır. Bu yüzden kıraat ilmi üstaddan öğrenilir. Hâl ilmi olan tasavvuf da sadece kitap mütalaasıyla elde edilemez. Ancak bir üstad ve mürşid i kâmilden öğrenilir. Cenâbı Hakk peygamberimiz hakkında şöyle buyuruyor: و ا نك ل ع ل ى خ ل ق ع ظيم Ve muhakkak sen yüce bir ahlâk üzeresin. 5 Peygamber efendimiz aleyhisselâti vesselâm ise: Ben ancak mekârim i ahlâkı tamamlamak için gönderildim. 6 buyurur. Kur an ı Kerîm ilâhî nizâmın hayata hâkim olması için, insanlık âlemine surûr ve hidâyet bahşeden bir Kitab ı Rahmânîdir. Kur an; sadece bir devletin veya devletlerin değil, dünya ve âhiretin saadet menbaıdır. Allah (c.c) ile kulları arasında nisbet ve münâsebet tesisi için, Kur an inzâl buyurulmuştur. Kullarına hulûl ve ittihâdden münezzeh olan Allah (c.c) birer fermân ı ilâhî olan kitaplar ile beşere hitâp etmiştir. O öyle bir furkân ı ilâhîdir ki, mahbûba nâme i rabbân î, 5 Kalem Sûresi, Âyet 4 6 Hadis, Buhârî

TARÎKAT I ALİ YYE 15 mahlûk ı müdrike bir fermân ı sübhânî, müminlere feyyâz ı nurânî, âsiü l usâd ümmete de irşâd ı ilâhîdir. Kur an ı Kerîm hem lafzı hem de mânasıyla Allah (c.c) tarafından vahiy olunduğu için ona vahy i metlûv (okunan vahy) denilmiştir. Sünnet i seniyye Peygamber aleyhisselâti vesselâm efendimizin Allah ın emirlerine uygun hareket etmek maksadıyla seçip yaşadığı hayat nizamı, gittiği yol, söylediği sözler, işlediği işler, uygun gördüğü veya terkettirdiği amellerdir. Cenâb ı Hakk şöyle buyurmuştur: ق ل ا ن آ ن ت م ت ح بون الل ه ف ا تب ع ون ى ي ح ب ب ك م الل ه و ي غ ف ر ل ك م ذ ن وب ك م و الل ه غ ف ور ر ح يم (Rasûlüm!) De ki: Eğer Allahʹı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir. 7 Allah u Teâlâ Kur an ı Kerîmde şöyle buyurmuştur: م ن ي ط ع ال رس ول ف ق د ا ط اع الل ه Kim Rasûle itaat ederse Allahʹa itaat etmiş olur... 8 Allah u Teâlâ Rasûlüne itaatı kendisine yapılan itaata bağladı. Bu sevgi ve hürmeti birbirinden ayırmamak lazımdır. Cenâb ı Hakk şöyle buyuruyor: 7 Âl i İmran Sûresi, Âyet 31 8 Nisa Sûresi, Âyet 80

MÂRİ FET İ İLÂHİ YYE 16 ي ا ا يه ا ا لذ ين ا م ن وا ا ط يع وا الل ه و ا ط يع وا الر س ول و ا ول ى ال ا م ر م ن ك م ف ا ن ت ن از ع ت م ف ى ش ی ء ف ر دوه ا ل ى الل ه و ال رس ول ا ن آ ن ت م ت و م ن ون ب الل ه و ال ي و م ال ا خ ر ذ ل ك خ ي ر و ا ح س ن ت ا و يل ا Ey îman edenler! Allahʹa itaat edin. Peygamberʹe ve sizden olan ulül emre de itaat edin. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz Allahʹa ve ahirete gerçekten inanıyorsanız onu Allahʹa ve Rasûlüne döndürün; bu hem hayırlı, hem de netice bakımından daha güzeldir. 9 Sünnet herhangi bir müslümanın kendisinden müstağni kalamayacağı bir kaynaktır. İslâm ahkâmının anlaşılması sünnete bağlıdır. Hadis ise, sünnetin esâsı ve temelidir. Hadis i Kudsî de sünnetin kavlî olanına dâhildir. Hadis i Kutsî Peygamberimiz aleyhisselâti vesselâma rüyâ veya ilham tarikiyle Cebrâil aleyhisselâmın getirdikleridir. Peygamber aleyhisselâti vesselâm efendimizin Aziz ve Celil olan Allah (c.c) na isnad ederek söylediği sözlerdir ki; mânâ ilham tarikiyle Allah (c.c) dan olup lafzı ise kendisindendir. Cenâb ı Allah şöyle buyuruyor: و م ا ي نط ق ع ن ال ه و ى ا ن ه و ا لا و ح ي ي وح ى O, arzusuna göre konuşmaz. O vahyedilenden başkası değildir. 10 Sünnet ise vahyin bir çeşit sözden çıkarılan manası olduğundan dolayı vahiydir. Fakat lafz olan vahiy vasfına sahip değildir. Bu sebebten ona vahy i gayri metlûv (okunmayan vahiy) denilmiştir. Her peygamberin bir şeriat ve sünneti olduğu gibi mürşid i kâmilin de sulûk ettiği bir tarîkatı vardır. 9 Nisa Sûresi, Âyet 59 10 Necm Sûresi, Âyet 3 4

TARÎKAT I ALİ YYE 17 Et tarîkatü ve l hakîkatı hâdimân ı şeriah Tarîkat ve hakîkat şeriatın hâdimidir. Cenâb ı Hakk şöyle buyuruyor: ي ا ا يه ا ا لذ ين ا م ن وا اذ آ ر وا الل ه ذ آ ر ا آ ث ير ا Ey inananlar! Allah ı çok zikredin. 11 Allahu Teâlâ şöyle buyuruyor: و اذ آ ر ر بك ف ى ن ف س ك ت ض رع ا و خ يف ة و د ون ال ج ه ر م ن ال ق و ل ب ال غ د و و ال ا ص ال و ل ا ت ك ن م ن ال غ اف ل ين Kendi kendine, yalvararak ve ürpererek, yüksek olmayan bir sesle sabah akşam Rabbini zikret. Gafillerden olma. 12 Peygamber Efendimiz hazretleri: Cenâb ı Hakk kalbime ne vahyetmişse onu olduğu gibi Ebu Bekir Sıddîkın sadrına ilkâ eyledim. 13 buyurmuşlardır. Cenâb ı Hakk bu emr i ilâhîyi Hz. Cibril vasıtasıyla Efendimiz Hz. Muhammed sallallâhu aleyhi vesellem e tebliğ edince lisânen olsun, kalben olsun zikr i şerifin icrasına hemen başlamışlardır. Aynı zamanda zikr i kalbîyi sıddık ı azam hazretlerine de emir ve telkin buyurmuşlar; bil cümle ashab ı kirâma da tebliğ etmek için onu vekil tayin etmişlerdir. Bayezid i Bistâmî nin zamanına gelinceye kadar bu yüce tarîkata Sıddîkıye tarîkatı denirdi. Şah ı Nakşibendî efendimize gelince Nakşibendiye tarîkatı denilmiştir. 11 Ahzab Sûresi, Âyet 41 12 A râf Sûresi, Âyet 205 13 İmâm ı Rabbânî Mektûbât

MÂRİ FET İ İLÂHİ YYE 18 Kezâlik peygamber i zîşân efendimiz lisanen olan zikr i cehrîyi de Hz. Ali efendimize tâlim ettirmiş ve diğer ashâb ı güzîne de tebliğ hususunda onu vekil buyurmuşlardır. Bu itibarla zikir ikiye ayrılmış olup, birincisi Ebu Bekir Sıddık a, ikincisi de Hz. Ali ye nisbet edilmiştir. Bu her iki yüce silsile İmâm ı Caferi Sâdık, Hasan ı Basrî, Mâruf ı Kerhî, Abdulkadir Geylânî (k.s.) gibi muhterem efendilerimizden teselsülen ve tevâtüren zamanımıza kadar gelmiştir. Sünneti seniyye yi Muhammediye ye ittibâ hususunda diğer ashâb ı kirâm dahi Hz. Ebu Bekir Sıddîk ve Hz. Ali efendimizden ahz ı telâkkî ettikleri hafî ve cehrî zikirleri alelumum icra buyurmuşlardır. Müride zikr i hafî telkin edilirken nisbet i bâtınıyye hakkında şu söylenmelidir. Lafza i Celâlin hafî zikri, nefyü isbat ve murâkabeden kalbde zuhur edecek huzur müsâvidir. Bunlar ise hiçbir sahabeye nasip olmayıp ancak Hz. Sıddık ı âzam a mahsus kılınmış bir ikram ı ilâhidir. Sıddık i âzam bunu Rasûlullah dan teveccüh tarikıyle bâtınen ahz eylemiştir. Muhabbet, zikr i kalbî ve murakabe sahabe i kirâm hazerâtının delilidir. Müridin kalbine ilka yı zikir, huzur ve cezbe ise sâdât ı Nakşibendiyyenin delilidir. Cenâb ı Hakk şöyle buyuruyor: و ا نيب وا ا ل ى ر بك م و ا س ل م وا ل ه م ن ق ب ل ا ن ي ا ت ي ك م ال ع ذ اب ث م ل ا ت ن ص ر ون Size azap gelip çatmadan önce Rabbinize dönün, O na teslim olun, sonra size yardım edilmez. 14 14 Zümer Sûresi, Âyet 54

TARÎKAT I ALİ YYE 19 Bilesin ki bu âyette zikredilen inâbe rücû demektir. Hakk Teâlânın kavli şerîfiyle sabit ve vaciptir. 1 İnâbe küfürden imana dönmek 2 İsyan ve nisyandan istiğfâra dönmek 3 Masiyet ve günahlardan temizlenip Hakk a dönmek 4 Gafletten Allahu Teâlâ nın zikrine dönmek 5 İnâbe müracaat manasınadır. Meşayihden inâbe almak yahut meşayiha intisab etmektir. Cenâb ı Hakk şöyle buyuruyor: ق ل ا ن آ ن ت م ت ح بون الل ه ف ا تب ع ون ى ي ح ب ب ك م الل ه و ي غ ف ر ل ك م ذ ن وب ك م و الل ه غ ف ور ر ح يم De ki: Eğer Allah ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir. 15 Peygamber efendimiz sallallâhu aleyhi vesellem buyurdular: Sizler imanlarınızı tazeleyiniz. Ashab ı kirâm dediler ki: İmanımızı nasıl tazeleriz ey Allahʹın Rasûlü? Buyurdu ki: Lâ ilâhe illallah ı çok söyleyiniz. 16 Yine Peygamber efendimiz kelime i tevhid imanın esasını teşkil ettiği için zikirlerin ekmeli ve Cenâb ı Hakk ı hamdetme, Allah ın nimetlerini çoğaltmaya vesile olduğu için Duaların efdâlidir 17 buyurmuştur. Şunu da arz ve beyan edelim ki: Tarîkatlardan bir tarîkat ı aliyyeye intisab edenler hakkında yanlış bir yola sapmışlar diye per 15 Âl i İmrân Sûresi, Âyet 31 16 Et terğib vet terhib 17 Hadis İbni Mâce

MÂRİ FET İ İLÂHİ YYE 20 vasızca dil uzatıp sû i zanda bulunmak ne büyük bir cüret ve ne büyük bir cehalettir. Çünkü bunlar Allah Allah diye yâ nâm ı akdes i ilâhîyi yahut Lâ ilâhe illallah diyerek kalben ve ceseden kelime i tayyibe i tevhidi söylüyorlar. Tevbe ve istiğfar ediyorlar. Allah ın zikri ile vakitlerini geçiriyorlar. Beş vakit namazlarını kemâl i edeple huzur ve huşû içerisinde cemaatle edâ ediyorlar. Böyle hayırlı amellerde hayırlı işlerde, razı olunan vazifelerde bulunmak şer an, aklen, örfen ve hikmeten kabahat midir? Bu hallerin hangisi hilâf ı şer i şerîftir. Bunların hangisi yanlıştır? Öyleyse turûk ı evliyaullahı inkâra teşebbüs etmek neûzubillâhi Teâlâ sû i hâtimeyi mûcip olur. Siz vazife i ubûdiyetinize ve taatinize müdavim iken Lâimin levminden (kınayanın kınamasından) korkmayın Allahu Teâlâ şöyle buyuruyor: و ل ا ي خ اف ون ل و م ة ل اي م...onlar hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar... 18 âyet i celîlesi mûcibince asla fütur getirmeyerek yolunuza devam ediniz. Peygamber efendimiz sallallâhu aleyhi vesellem buyuruyor ki: Her şey için bir anahtar vardır. Cennetin anahtarı ise fukara ve mesâkîni sevmektir. 19 Hubb ı dervişân kilid i cennet est Düşman ı îşân sezâ i lânet est Yani dervişlere meyil ve muhabbet cennetin anahtarıdır. Onlara düşmanlık ise lânete müstehaktır. 18 Mâide Sûresi, Âyet 54 19 Hadis Deylemi müsnet

TARÎKAT I ALİ YYE 21 Avf İbnu Mâlik radiyallahu anh anlatıyor: Rasûlullah sallallâhu aleyhi vesellem buyurdular ki: Yahudiler yetmiş bir fırkaya bölündüler, onlardan sadece bir fırka cennetliktir, yetmiş fırka cehennemliktir. Hıristiyanlar ise yetmiş iki fırkaya bölündüler. Bunlardan da yetmiş bir fırka cehennemliktir, sadece biri cennetliktir. Muhammed ʹin nefsi elinde olan Zât ı Zülcelâlʹe yemin olsun! Benim ümmetim yetmiş üç fırkaya bölünecek, bunlardan biri cennetlik, yetmiş ikisi cehennemliktir. Ey Allahʹın Rasûlü! Cennetlikler kimlerdir? diye sorulmuştu. Onlar, benim ve ashabımın yolunda olanlardır; oda sevâd ı a zamdır 20 buyurdular. Bu hadîs i şerifte belirtilen fırka i nâciye cenâb ı risâletpenah efendimiz hazretleriyle ashâb ı kirâmın yolunda sülûk eden şah ı râh ı şeriat ve sünnete tâbi olan ümmetlerdir. Şeyh Tacüddin El Nakşibendî Hazretleri Nâciye i Kübrâ adlı eserinde buyurmuşlardır ki: Ey ihvân ı dîn iyi biliniz ki şeyhin hukuku edebe riâyet etmekle kolaylaşır. Tarikat şeyhlerine muhabbet etmek onların manevî kemâlatının büyüklüğüne delâlet eder. İlm i ledünne mazhar olmuş o şeyh i kâmile tâzim ve hürmet göstermek müridin edep ve teslimiyetindendir. Çünkü insan ı kâmil mir ât ı Hakk tır. Peygamber i Zîşân sallallâhu aleyhi vesellem efendimiz buyurmuşlardır ki: Mümin i kâmilin firâsetinden hazer ediniz (sakınınız), zira kalbindeki nûr ı ilâhî ile esrarınızı keşfeder. 21 Her kim kâmil velinin ruhaniyetine basiret gözüyle bakarsa onda Cenâb ı Hakk ın tecellisini görür, sıfatının zuhûrunu idrak eder. Râbıta sebebiyle şeyh i kâmilden sâlikler feyz alır. Velinin velâyetinde kesbî ilim şart değildir; veli ümmî de olabilir. Sâlikler râbıta ve muhabbetle, şeyhin teveccühüyle maksûdlarına vâsıl olurlar. 20 Hadis Buhârî, Müslim 21 Hadis Tirmizî

MÂRİ FET İ İLÂHİ YYE 22 Babalık nisbeti ikidir. Biri ceset babası diğeri ise ruh babasıdır. Şeyh için babalık nisbeti vardır. Ceset babası evladını âlem i illiyyînden dâr ı dünyaya gelmesine sebeptir. Ama ruh babası ise, evlad ı manevîsini dâr ı dünyadan âlemi ulvîye yükselmesine vesiledir. Evliyaullah hazerâtı nazarında manevî babalık nisbeti zâhirî babalıktan daha üstün ve evlâdır. Peygamber efendimiz sallallâhu aleyhi vesellem hazretleri buyurdular ki: Allah katında insanların mükerrem ve muhteremi takvâ ve tâatı çok olan kimsedir. 22 Cenâb ı Hakk bu hususta : ي ا ا يه ا ال ناس ا نا خ ل ق ن اآ م م ن ذ آ ر و ا ن ث ى و ج ع ل ن اآ م ش ع وب ا و ق ب اي ل ل ت ع ار ف وا ا ن ا آ ر م ك م ع ن د الل ه ا ت ق يك م ا ن الل ه ع ل يم خ ب ير Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, Oʹndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır. 23 Yine Cenâb ı Hakk: ا نم ا ال م و م ن ون ا خ و ة ف ا ص ل ح وا ب ي ن ا خ و ي ك م و ا تق وا الل ه ل ع لك م ت ر ح م ون Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allahʹtan korkun ki felaha eresiniz. 24 İslâm da karâbet (akrabalık) üç şekilde tahakkuk eder. 1 Din karâbeti 22 Hadis Buhârî 23 Hucurat Sûresi, Âyet 13 24 Hucurat Sûresi, Âyet 10

TARÎKAT I ALİ YYE 23 2 Kan karâbeti 3 Sıhriyyet karâbeti Kan karabeti baba tarafına taalluk eder. Sıhriyyet karabeti ise, aile tarafına taalluk eder. Eğer iki tarafta dinen bağlılık yoksa bunların her ikisi de izâfîdir, kabire kadardır, kabirden öteye gidemez. Amma din karabetine gelince; iman kardeşliğidir; ulvîdir, kutsîdir, melekîdir, imânî ve İslâmîdir. Hayatta, mematta, haşirde ve neşirde daimîdir. Din karabeti yani dinen akrabalık diğer iki akrabalığın fevkindedir. Kan karabeti ve sıhriyyet karabetiyle yakın olan kişiler birbirlerine din karabetiyle de bağlıysa nûrun alâ nurdur. Cenâb ı Hakk sâdıklarla beraber olmayı şu emr i ilâhîsiyle ferman buyurur: ي ا ا يه ا ا لذ ين ا م ن وا ا تق وا الل ه و آ ون وا م ع ال صاد ق ين Ey iman edenler! Allah tan korkun ve sâdıklarla beraber olun. 25 Peygamber i Zîşân sallallâhu aleyhi vesellem efendimiz ise: Allah için salihleri sevmek ve Allah için fasıklara buğz etmek farzdır. 26 buyurur. Kur an ı Kerîm; sâdık bir dosttan mahrum kalmanın hüzün ve hüsranını da şu âyet i kerîmede ne kadar açık olarak beyan buyurur: ف م ا ل ن ا م ن ش اف ع ين و ل ا ص د يق ح م يم Şimdi artık bizim ne şefaatçilerimiz var. Ne de yakın bir dostumuz 27 Allah için sâdık bir dost kazanmak hem dünya, hem de ahiret için mühim ve elzemdir. Tefsirlerin beyanına göre kıyamet gününde 25 Tevbe Sûresi, Âyet 119 26 Buhari İman 27 Şuarâ Sûresi, Âyet 100 101

MÂRİ FET İ İLÂHİ YYE 24 hasenesi ve seyyiesi eşit (müsâvî) olan bir mümin huzûr ı ilâhîye celb edilir. Allah (c.c): Kulum bir hasene getir de seni cennetime koyayım, buyurur. Kul da kederli bir halde anasına, babasına, kardeşlerine gider ve halini arzeder. Her kime gittiyse; bugün feze ul ekber günüdür, benim de bir haseneye ihtiyacım var, ne olacağım belli değil der ve vermezler. Bir haseneye ihtiyacı olan kul kederli bir halde huzûr ı ilâhîye celbedilir. Allah (c.c) bildiği halde sorar: Ne oldu kulum, bir hasene vermediler mi? Kul da vermediler yâ Rabbena der. O zaman; Ey kulum benim için dünyada sâdık bir dost kazanmadın mı, ona git buyurur. Kul da senin için sâdık bir dostum vardı ya Rabbenâ der. Bir haseneye ihtiyacı olan kul gider, dünyada iken Allah için dost olduğu kardeşini mahşerde bulur ve hâlini arzeder. O da, ey kardeşim bugün benim de ne olacağım belli değil, madem ki sen bir haseneyle kurtulacaksın verdim, tek sen kurtul der. Haseneyi aldıktan sonra Allah (c.c) kulunu tekrar huzûr ı ilâhîyesine celb eder. Bildiği halde sorar, Ne oldu ey kulum? o da mesrur bir halde, ya Rabbenâ! Kardeşim bana merhamet etti de bir hasene verdi der. Cenâb ı Hakk Celle ve Âlâ hazretleri Bugün feze ul ekber günüdür, kul olduğu halde o sana merhamet edip acıyor, ben erhamerrâhimîn olan Allahu azîmuşşanım, seni de onu da affettim, girin cennetime buyurur. Musannif Rahimehullah buyurdu ki: Din karabeti muhabbet i ilâhiyye ehli indinde nübüvvet i zahiriyyenin kurbiyetinden daha faziletlidir. Zira ehli muhabbetin nisbeti olan Hz. Peygamber, Bilâl i Habeşî, Selmân ı Fârisî, Suheyl bin Rumî yi (r.ah) hazerâtını ehl i beytten addetti. Fakat Rasulullah ın amcası Ebû Talib ehl i beyt şerefinden mahrum kaldı. Kan karâbeti onu Rasûlullaha yakın kılmamıştır. Çünkü ilâhî irade imâna taalluk eden muhabbeti esas kabul etmiştir. Sahabe i kirâm hazerâtı çok şerefli üstün vasıflı hamiyyet

TARÎKAT I ALİ YYE 25 perver fazilet ehli insan ı kâmil idiler. Onlar bu hallerini kuvve i hasene olan Allah ın Rasûlünden almışlardı. İLİM ve TASAVVUF İmâmı Mâlik hazretleri buyurmuşlardır ki; Kim ki fakih olurda mutasavvuf olmazsa, fâsıktır. Kim de mutasavvuf olur da şeriatı yaşamazsa zındık olur. 28 Başka bir uslubla: Tasavvufsuz ilim âtıldır İlimsiz tasavvuf ise bâtıldır Bu ikisini cem eden âlim de hakîkate ulaşır. İlim amellerin esası ve tashih edicisidir. Amelsiz ilimde fayda olmadığı gibi, ilimsiz amelde de fayda yoktur. İlim ve amel birbirinin mütemmimidir, ayrılmazlar. Sâlik, Allah ı bilmek, iman yolunda onun rızasına kavuşmak isterse sülûkun hangi merhalesinde olursa olsun ilim tahsil etmelidir. Tahsili lâzım gelen ilimlerin başında akâid ilmi ile ibâdet ve muamelatların sıhhatına dair fıkıh ilmi yer alır. Tasavvuf; zâhir ve bâtın yönlerin hepsinde noksansız olarak İslâm ın amelî tatbikatından başka bir şey değildir. Bu da ilimsiz olmaz. İlmin fazilet ve ehemmiyeti Kur an ve sünnetle sabittir. Allahu Teâlâ buyuruyor: 28 Aliyy ül Kâri, Ayn ül Şerhi

MÂRİ FET İ İLÂHİ YYE 26 ا نم ا ي خ ش ى الل ه م ن ع ب اد ه ال ع ل م و ا ن الل ه ع ز يز غ ف ور...O kulları içinden ancak âlimler, Allahʹtan (gereğince) korkar. Şüphesiz Allah, daima üstündür, çok bağışlayandır. 29 Bu âyette takvâyı havf ve haşyet manasında alırsak en takvâlı demek Allah tan en çok korkan demektir. Şu da bir gerçektir ki Allah tan korkmak O nun azâbından korkmak demek değildir. Allah korkusu azap korkusundan daha üstündür. Allah sevgisini kendisine şiar edinen kimse daha yüksek takvâ ve vera sahibidir. Gerçek şu ki, bir kulun ahsen i takvîm üzere yaratılmasına ve ilâhî tecelliye mazhar olmasına sebep olan Allah sevgisidir. Bu sevgiyi kaybetmesi hüsranların en müthişi, acıların en fecisidir. Çünkü bu öyle bir kayıptır ki insanı cehennemde ebedî kalmaya müstehak kılar. Onun için arifler şöyle demişlerdir: Mukallit azaptan korktuğu için günahlardan kaçınır. Gayesi cennettir. Muhakkik günahkâr olmaktan korktuğu için haramlardan sakınır. Niyeti rıza, arzusu da cennettir. Ehlullah ise, Allah (c.c) nun sevgisini kaybetmemek için günah işlemekten sakınır. Onlar yalnız Allah (c.c) na müştakdırlar. Aksâ l gayeleri ve arzularının müntehası ise, Cemâlullah dır. Ehlullahın en büyük kaygısı Allah sevgisinden mahrum kalmaktır. Allahu Teâlâ buyuruyor: ا من ه و ق ان ت ا ن اء ا لي ل س اج د ا و ق اي م ا ي ح ذ ر ال ا خ ر ة و ي ر ج وا ر ح م ة ر به ق ل ه ل ي س ت و ى ا لذ ين ي ع ل م ون و ا لذ ين ل ا ي ع ل م ون ا نم ا ي ت ذ آر ا ول وا ال ا ل ب اب 29 Fatır Suresi, Âyet 28

TARÎKAT I ALİ YYE 27 Yoksa geceleyin secde ederek ve kıyamda durarak ibadet eden, ahiretten çekinen ve Rabbinin rahmetini dileyen kimse (o inkarcı gibi) midir? De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak akıl sahipleri bunları hakkıyla düşünür. 30 İLMİN FAZÎLETİ Ebu Derda (r.a) Rasûlullah sallallâhu aleyhi vesellemin şöyle buyurduğunu işittim dedi: Her kim ilim aramak için bir yola çıkarsa, Hz. Allah ona cennetin yolunu kolaylaştırır, ilmi talep edene, yaptığından razı oldukları için, bütün melekler kanatlarını indirirler. Muhakkak âlim için yerdekiler ve göktekiler, hatta sudaki balıklara varıncaya kadar her varlık (onun affı için) istiğfar ederler. Âlimin, âbid üzerine fazileti; ayın sâir yıldızlar üzerine fazileti gibidir. Muhakkak âlimler Peygamberlerin vârisidirler. Hakîkaten Peygamberler miras olarak altın ve gümüş bırakmamışlar, fakat onlar miras olarak ilim bırakmışlardır. Her kim ilim öğrenirse büyük nasip almış olur. 31 Ebu Zerr (r.a) dedi ki: Rasûlullah sallallâhu aleyhi vesellem : Ya Eba Zerr! muhakkak senin sabahlayıp Hz. Allah ın Kitab ından bir âyet öğrenmen senin için yüz rekat nafile namaz kılmandan daha hayırlıdır ve yine senin sabahlayıp onunla amel edilsin yahut edilmesin bir bab ilim öğrenmen senin için bin rekat nafile namaz kılmandan daha hayırlıdır. 32 buyurdu. 30 Zümer Suresi, Âyet 9 31 Ebu Davud, Tirmizî, İbni Mâce 32 Hadis Tirmizî

MÂRİ FET İ İLÂHİ YYE 28 Hz. Osman (r.a): Rasûlullah sallallâhu aleyhi vesellem : Kıyamet gününde üç zümre kimse şefaat eder: Nebîler sonra âlimler sonra da şehitlerdir 33 buyurdu dedi. Tasavvuf kulun, Kur an ve Sünnet rehberliğinde tevbe ile başlayan nefis tezkiyesi ve kalp tasfiyesidir. Cenâb ı Hakk ın (c.c) rızasına ulaşabilmek için ihlâs, takva ve zühd esaslarına riâyet edilerek hayatının her anında nefsini kontrol altında tutabilmenin gayreti içinde olmaktır. Allahu Teâlâ şöyle buyuruyor : ز ين ل ل ناس ح ب ال شه و ات م ن ال نس اء و ال ب ن ين و ال ق ن اط ير ال م ق ن ط ر ة م ن ال ذه ب و ال ف ضة و ال خ ي ل ال م س وم ة و ال ا ن ع ام و ال ح ر ث ذ ل ك م ت اع ال ح ي وة ال دن يا و الل ه ع ن د ه ح س ن ال م ا ب ق ل ا ؤ ن ب ي ك م ب خ ي ر م ن ذ ل ك م ل لذ ين ا تق و ا ع ن د ر به م ج ن ات ت ج رى م ن ت ح ت ه ا ال ا ن ه ار خ ال د ين ف يه ا و ا ز و اج م ط هر ة و ر ض و ان م ن الل ه و الل ه ب ص ير ب ال ع ب اد Nefsanî arzulara, kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere karşı düşkünlük insanlara çekici kılındı. Bunlar, dünya hayatının geçici menfaatleridir. Hâlbuki varılacak güzel yer, Allahʹın katındadır. De ki: Size bunlardan daha iyisini bildireyim mi? Takvâ sahipleri için Rableri yanında, içinden ırmaklar akan, ebediyyen kalacakları cennetler, tertemiz eşler ve Allahʹın hoşnutluğu vardır. Allah kullarını çok iyi görür. 34 Yukarıda zikrettiğimiz âyet i kerîme, takva, zühd ve ihlâs kavramlarının niçin önemli olduğunu vurgulayan ilâhî fermanlardır ve Kur an ı Kerîm de bu üç hususun ne kadar önemli olduğunu belirten âyet elbette bundan ibaret değildir. 33 İbn i Mâce, Kitab ı Zühd 34 Ali İmran Suresi, Âyet 14 15