- şiirler - Yayın Tarihi: 17.9.2013 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir. Şiirlerin kopyalanması gerçek veya elektronik ortamlarda yayınlanması, dağıtılması Türkiye Cumhuriyeti yasaları ve uluslararası yasalarla korunmaktadır ve telif hakları temsilcisinin önceden yazılı iznini gerektirir. Bu doküman, şairin kendisi veya temsil hakkı verdiği kişinin isteği üzerine Antoloji.Com tarafından, şairin veya temsilcisinin beyanları doğrultusunda yayınlanmıştır. Bu dokümanın yayınlanması kullanılması dağıtılması kopyalanması ile ilgili husularda ve şiir içerikleri ile ilgili anlaşmazlıklarda Antoloji.Com hiç bir şekilde sorumlu ve taraf değildir.
(1966-) 1966 Yılında Burdur Merkez'e bağlı Hacılar Köyünde doğdu. İlk Okulu köyünde okudu. Orta Okula Burdur İmam-Hatip okulunda başladı, Burdur Cumhuriyet Orta Okulunda bitirdi. Burdur Lisesinden mezun oldu. Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesinde Lisans eğitimini tamamladı. Evli,2 çocuğu var. Halen Burdur'da mesleği ile ilgili bir kurumda çalışıyor. İlk Okul 3.sınıfta iken Yunus Emre'nin "Mal sahibi,mülk sahibi, Hani bunun ilk sahibi" dizeleriyle başlayan beytini okuyunca içinde başlayan şiir sevgisi hiç bitmedi. Eserleri: Şiirleri ilk kez Antoloji'de yayımlandı.
Anneme Sesleniş Önüme gelir her vakit hayalin Yüzünü son kez göreyim anne. İçinde bir yaprağım hayat selinin Bilmem ki nasıl güleyim anne. Sevginle çarpıyor hep de kalbim Bahtlıyım seninle, sensiz garibim. Güldürür sonunda bizi de Rabbim, Yollarına güller serpeyim anne. Neler geçer aklımdan gecelerde, Tek teselli işte bu hecelerde Hasretin arkadaş bana yad ellerde Bitmez ki bu hasret, neyleyim anne. Akşam şimdi. Mehtap silinmiş gökten Bu gurbet akşamlarında doludur elem Rabbim nasip etse dönerim gurbetten Şimdi O na dualar edeyim,anne. (Bremen,28.12.1981)
Anneye Hasret Anneciğim! Çok uzaklardasın, Getirmiyor rüzgarlar sesini. Eski günlerde saklı mis kokun Hayalin bile yabancı sanki. Buralarda her şey seni söyler Bu yağmur senin gözyaşlarındır. Yüzümü okşayan rüzgar ellerin Her güzel yüz senin bakışlarındır. Sen beni bazen kırıp üzsen de Ben seni kıramam,hiç kırmadım. Okudum, gezdim kendi başıma Sana yük olmadım, ezdirmedim. Gün gelir, sana kavuşamadan Toprak alırsa beni koynuna, Duacım ol, hakkını helal et Sana hasret biricik oğluna. (04.03.1989)
Bekletme Günler bana bir an gelir, Ömür pamuk ipliğinde. Beklenen, ne zaman gelir, Günün hangi vaktinde? Bu can daha tende iken Ki ömrün bu hazanıdır, Bu aşk sevda bende iken Bekletme, tam zamanıdır. (01.02.1993)
Bekliyoruz,Gözyaşı Şafaklarında Nerdesiniz,doludizgin günlerim Cihana nam saldığımız günler. Nerde o zafer,şenlik,düğünler Nerdesiniz,doludizgin günlerim. Yiğit sefere çıktı, dönmedi geri Düşmana mekan oldu köyü. Dön yiğidim, bozulsun büyü Yiğit sefere çıktı, dönmedi geri. Ufuklar kararmış, ölgün gönüller Düşmanı dost sananlar çoğalmış İçten vurulmuşuz, kurt sürüye dalmış Ufuklar kararmış, ölgün gönüller. Bekliyoruz, gözyaşı şafaklarında Yiğidim dönecek gittiği yerden. Belki yarın, belki daha erken Bekliyoruz, gözyaşı şafaklarında. (19.10.1994)
Bir Köy Var "Burdur Hacılar Köyüne" Bir köy var, hayalimde kalan İlk nefesimle, temiz havasını soluduğum. Ve, emekleyip yürüdüğüm, koşup yorulduğum Haylazlıklarım, hayalimde kalan. Bir köy var, hayalimde kalan, İnsanları dost, sevgili, yaren,eş İnsanları dayı, emmi, teyze, kardeş Güzel insanlar, hayalimde kalan. Bir köy var, hayalimde kalan Uzun kış gecelerinde anlatılan masallar, Çocuklar ne güzel düşlere dalar Masallar, hayalimde kalan. Bir köy var, hayalimde kalan Ağustos gecelerinde harman dövülürdü Yazın güneşte terlenir, kışın keyfi sürülürdü Tatlı yorgunluklar, hayalimde kalan. Bir köy var, hayalimde kalan, İlkokul heyecanım, okuma şevkim, Ah ne çabuk geçti yıllar.. Köyüm! İçimde sana doyamadığım hissi var, İlk okulum, ilk öğretmenim, hayalimde kalan. Bir köy var, hayalimde kalan Çok şehirler gezsem de rüyamda o var, Çünkü ondadır, çocukluğumu aradığım sokaklar Çocukluğum,hayalimde kalan. Bir köy var, hayalimde kalan Beşiğim, sofram, bağım bahçem, toprağım, Hacılar hasretini ta yüreğimde yaşadığım, Bir köy var, hayalimde kalan. (23 Mart 2009)
Bir Sabah Güneşin Koynunda Benden bir parçadır içimde hüzün Dağlardan ağır, çekilmez yük. Bir dert, yoluma çıktı ansızın Bütün dertlerden büyük. Geceler! Girin içime ne olur, Ya da ben size karışıp kaybolayım. Unutayım bütün dertlerimi bir bir, Bir sabah güneşin koynunda uyanayım. (04.03.1989)
Biri Var Uzaklarda biri var, biri var! Milletinin derdiyle, bir ömür ağlar. Bunca derde yürek mi dayanır, Ya Rab? Sürüyor hala hazanlar, bitmiyor karanlıklar. Uzaklarda biri var, biri var! Peşinde, ışığı arayanlar. Bunlar ki dört bir yanına dünyanın İnsanlık tohumu saçan kahramanlar. Uzaklarda biri var, biri var! Rabbime hamd olsun, iyi ki var. Mevlana, Yunus toprağından süzülen Bir güzel mesaj o,dinlesin diye insanlar. (19.10.1995)
Bosna ya Ağıt İçimde bir alem haykırır bana, Kanlar içinde şehit kardeşim. Güller açmazmış artık Bosna da Orada battı benim güneşim. Nasıl uyursun, nasıl gülersin Namusu çiğnenen bacındır senin. Dedenin son hatırası siliniyor, yazık Siliniyor izleri şerefli tarihimizin. Bosna bir yumruktur uyuyanlara, Yıkılan her minare, bir acı ders. Endülüs yetmedi, yetmedi bize Bosna elden gidiyor, ikinci Endülüs. (01.02.1993)
Bulalım Artık Dertlerimizin Çaresini İslam coğrafyası kan gölü, Bak gözyaşı kan nerede? Her yerde sürünen kim? Kimi aç, susuz ölmekte Kimi bir hançer gölgesinde. Dün sendin bugün ben, Bir zalim elinde acı çeken. Ne fark eder, isimlerimiz Cehalet değil mi bizi mahveden? Peygamberin ümmetiyiz ama O'nu yaşayan kim ve hakkıyla bilen? Bana ne diyemezsin, komşun açken Yüzün gülmemeli kardeşin ağlıyorken. Cehaleti en büyük düşmanınız bilin Birbirinize sımsıkı sarılın, tutunun Bir hasım dünya size diş biliyorken. Ne olur,bulalım artık dertlerimizin çaresini Aslında biz önceden yitirmişiz ümidi İçimizde kaybetmişiz, ta içimizde Kaç Endülüs, kaç Filistin i Kaybetmişiz, kaybolan benliğimizde. (25.02.1993)
Burada Kalıcı Değiliz Ne tadı var böyle hayatın? Maddeye esir, izi yok maneviyatın. Dünyaya niçin geldik, bana anlatın Kalplerde sevgi yok, düşünce yok. Burada bilesiniz, kalıcı değiliz Hayattan noksansız zevk alıcı değiliz. Niçin zalim nefse yabancı değiliz Sanki karanlık bir gece yok. İzinsiz bir yaprak kımıldamaz dalından Her şey Allah ı anlatır, kendi dilinden Hikmetler saklıdır, alabilirsen ilimden Üzüntü, keder bu güzelliği görünce yok. Bizi kurtaracak hakiki iman Bulur en sonunda gerçeği arayan. Ey nefsim, ey gençliğim uyan Hüsran, kulluk dairesine girince yok. (01.06.1984)
Çağrı Bugün ben karmaşık duygular içinde, Ve hüzünle öfkenin pençesindeyim. Olup bitenlere bir anlam vermenin Esenliğe çıkmanın düşüncesindeyim. Gündüzü geceye değişmek ne garip, Akıl işi değil asla yaşadıklarımız. Mutsuzluk kol geziyor her yanda Kaybolmuş ne yazık ki insanlığımız. Bu sevgisizlikle nereye dostlar? Uzlaşma varken bu kavga neden? Saçmalık! Kolay yerine zoru seçmek Ömrümüzdür bu hengamede tükenen. Toprağına,taşına kazınmış ülkemin "İşi kolay kılıp sevip sevilmek" Hepsi bu! İşte budur meramım, Ne güzel Yunusça yaşayabilmek. (26.05.2013)
Dileyiş Ölüm sessiz dünyalara göçüş Bir başka aleme açılması gözün. Bir ufuk ki sonsuza uzanır Biraz sessizlik, biraz hüzün. İnsana ölüm sırların sırrı Doğana güler de,ama ağlarız ölene. Kahramanlık bence son demde Gülebilmek, gülebilmek ölüme. Rabbim ayırma bizi kendinden Rahmetinle kuşanıp varalım mahşere. Seninle olalım, hem burada hem ötelerde Bırakma bizi meçhul gecelere. (21.02.1992)
Dost Nerdesin? Muradiye benim için en güzel semtiydi Bursa nın Tanıştığım yerdi orası Seninle ve birçok dostla. Osmanlar, Orhanlar bu yerde uzanmış ebediyete Her geçişimde Fatihalar okurdum ruhlarına. Kaldığımız, apartmanın en alt katı,karanlıktı az Ama en güzel eviydi o mahallenin bence. Tadına doyulmazdı akşamları çaylı muhabbetlerimizin Çiçek açmıştı, en renklisinden kardeşlik güzelce. Büyükler küçüklere yardımcı,küçükler saygılıydı Hayatın bir tadı vardı,öğrencilik,arkadaşlık güzeldi. Lezzeti tarifsizdi acemi işi yemeklerin bile Nasıl geçti yıllar bak,yaş kemale erdi. Tam 26 yıl sonra aldım haberini,gazeteler yazdı Bir sabah çıkmışsın evinden ve dönmemişsin geri. Baban eşin gözleri yaşlı,aramışlar yoksun Yoksun, yoksun o bayram sabahından beri. Mavi gözlerin gülsün, yine anlat bize derslerini Yüreklerimiz yanıyor, dost nerdesin? Sevdiklerine bağışlasın Yüce Mevla'm seni Güzel öğretmenim! Müjdeli haberin gelsin. (14.09.2013)
Düşün Her şeye boş vermek ya da düşünmek; Kulluğun hazzını içinde duyuncaya dek. Bir yolcusun, bir anlıktır aslında hayatın Düşün, yaşama gayeni buluncaya dek. Ömür bir çiçektir elinde, Ve senindir soluncaya dek. Dostum, ya düşün kendine gel Ya da gez dolaş, mühlet doluncaya dek. Elinde günah ve sevap Cansız toprağa konuncaya dek. İnsanlığa hizmet ya da ihanet Herkes namazına duruncaya dek. (04.03.1992)
Fanilik Ne güzeller vardı, şimdi topraktalar Kadere boyun eğmiş, orada yatmaktalar. Gençlik,güzellik,mal mülk dediğin ne ki, Elden çıkmaya görsün bir, uzaklaşmaktalar. (16.05.1984)
Gençliğim Yirmi beş sene, çeyrek asır, bir an! Baharın son demi geçmek üzredir. Yüreğimde bir kor var,yanan İçimden ümit güvercini uçmak üzredir, Baharın son demi geçmek üzredir. Elveda gençliğim, artık elveda Solgun bir çiçeksin hatıralarda Geri gelmezsin bilirim, çağırsam da Gençliğim, gençliğim geçmek üzredir Bir kuş kafesten uçmak üzredir. (18.05.1992)
Gidişin Gidişin zümrütten evlere Hiç görülmemiş güzelliğe. Meleklerle sarmaş dolaş Sonsuz beraberliğe. Gidişin, belli ki kurtuluş Belli ki bitti çektiğin çile. Bitti,ömür denen bu zorlu yokuş İçimi yaktı gidişin,tuncer'im güle güle. (08.11.2000)
Gönlüm Bazen deli gönül coşar, Şu dağları aşmak ister. Bir zerrecik sevabı yok Cennetlere uçmak ister. Dünyayı kalıcı sanır, Ve gayesizce dolanır Saf değil,ama aldanır Hakikatten kaçmak ister. Yeter artık be gönlüm uyan Bak, şudur ki bahtiyar insan; Sefaletin diyarından Fazilete göçmek ister. (14.03.1985)
Görmedim Baharı Görmedim baharı gelip de geçmiş Serin rüzgarlarda üşüyen benim. Kapanmış kapılar bir bir yüzüme Bu yollarda yalnız yürüyen benim. Kaybettim kalbimi ve de gönlümü Yüzümde her zamanki tebessümü Çözsem halimdeki bu kör düğümü Hüzün yorganına bürünen benim. Allah ım,sevginden ayırma beni Her şeyin bittiği yerde, sevgini Soldurma ne olur ümitlerimi Affet, cürümlerde sürünen benim. (15.07.1993)
Gurbet İçime düşeli bu hasret koru En soğuk günlerde yanıyorum ben. Aklım başımda değil, divane gibiyim En akılsıza bile aldanıyorum ben. Bu gurbet ne uğursuz, ne belalı yermiş Gelen ağlar, giden gülermiş. Mevla m dertle beraber dermanı vermiş Bu derdin dermanını arıyorum ben. (08.04.1991)
Gurbet Peşimdedir Gurbet peşimdedir yıllar yılı, nere gitsem Hüzün gölgemdir benim. Ve ben gözlerim kapanmış, rüzgarı dinliyorum. Anneciğim gözyaşlarını buluta vermiş Gök yüzü ağlıyor, ben inliyorum. Zaman sandım ki dondurulmuş kutuplarda Ve bahar tek mevsimidir yılın. Şimdi hazan türküleri kaldı sadece bana Kendi ellerimle uçurmuşum talih kuşumu Sevinçler gitmiş veda etmeden, dinmiş fırtına.. (10.01.1996)
Gurbette Akşam Gurbette yine akşam, akşam oluyor Aç Mehmet im yine hayal pencereni. Hatıralar! Sarın kucağınıza beni Akşamlarda içime gam doluyor. Ağlayayım desem, akmaz yaşım Şiir yazsam,kalemimde bin hüzün. Neyleyim böyle suskun, böyle üzgün Gurbette böyle garip kalmışım. (06.05.1984)
Hesabı Verilecek Ömrün Düşünce bağrına toprağın Anlarım, uzakta kalmıştır dünya. Sevdiklerim yalnız bırakıp beni Dönmüşlerdir yuvalarına. Anlarım,anlarım geç de olsa O koskoca ömür bir rüya. Her gün aynada gördüğüm O narin vücut kaybolur gider. Ama,bir son değil ki ölüm Ebede ulaşmak için girilen tünel Sonunda ya ateş var, ya zümrütten bahçeler. Her şeyim uçup gidecek, her şeyim Yalnız ruhum varacak yerine. Ve bir de günahlarım bekleyecek beni Büyük sorgulama işte o gün.. Kim olursan ol, fark etmez ki Hesabı verilecek an be an ömrün. (24.11.1990)
Hey Güzel Çocuk Hey güzel çocuk! Hayatın baharında, Ayrıldın dünyadan Babanın kucağında. Ve ateşler içinde sevgili ülken. Ve bir halk! Katledilen,sürülen. Kan üzerine mi kurulur yeni bir hayat? Binlerce niçin, milyonlarca soru? Nasıl yoğrulmuştu Sırp, Boşnak, Hırvat, Kardeşce yaşadılar asırlar boyu. Yine eskisi gibi bir dünya doğsun içimizden Öldürmek asla, yaşatmayı dileyen. Düşmanlık yenilsin, insanlık kazansın yine Güzel Bosna'n kurtulduğu gün Zambaklar açsın en güzel haliyle Bu yüreksiz kan içiciler düşünsün. Sen cennette gez dolaş meleğim, Bu kin, bu nefret elbet söner. Ben senin için dualar edeceğim Ettiğini bulsun sana kıyan zalimler. Hey güzel çocuk Seni unutmayacağım. (25.06.1995)
Hiç Ayrılmasam Dizlerinden Ben büyüsem, ağarsa saçlarım Annemin nazarında hala çocuğum. Dökülse yapraklar, bitse baharım Onun gözünde bir nazenin çiçeğim. Hiç ayrılmasam dizlerinden Şefkatini solusam en derinden. Ah, Anneciğim! Bilsen ne gamlıyım ben, Çok uzaklarda kalmış mutluluğum. (15.01.1996)
Işığa Doğru Biz ümitsizliğe doğup Ölüyoruz karanlıklarda. Kaç asır daha Ya Rab, Güle hasret kalacağız baharda? Kaybettik,kaybettik her şeyimizi Bir yel esti, kurudu bahçelerimiz. Bir hayal peşinde tükeniyor zaman Kayboldu meçhulde nicelerimiz. Benlik çürümüş,unutulmuş mazi Yunus un gezdiği topraklar kin kokuyor. Ah, çirkin cehalet, yozlaşmış insanlık! Mevlana yurdunda kardeş kanı akıyor. Hayır, böyle sürmez bu uğursuz karanlık Elbet böyle dönmez bu devran. Işığa gidiyor işte bir bir uyananlar Rabbimin gösterdiği sevgi yolundan. (06.03.1993)
Karabağ Toprağına Düşen Kardeşlerime Yanan bir ülkedir baştan başa Bir milletin yüreğidir yanan. Nice insan aç susuz yollarda Kan ağlıyor Azerbaycan. Zalim yapmış yapacağını Üç günlük bebeler süngülenmiş. Çiğnenmiş ak sakallı dedeler, Ah! Çaresizlik ne hazinmiş. Bir çıkış yolu var,ilerde ışık.. Rabbim her şeyi, her şeyi görüyor. Hangi zulüm sürmüş sonsuza dek O, sadece mühlet veriyor. (12.03.1992)
Keskin Tarih anlatır, savaş hikâyelerini doğudan batıdan Sahnede isimleri hiç benzemez bir çok kahraman. Ama bunlar aslında birbirine benzer, çok benzer; Mesela, düşmanını asla sırttan vurmaz bu yiğit kişiler, Meydanda savaşırlar erkekçe mertçe Savaşın da bir namusu, hukuku var, böyle biline, Silahıyla bedeniyle er meydanında dimdik durur, Dünyaya bir değer mesajı budur. Kalleşlik pusu yazmaz lügatinde, El uzatır, koşar düşmanı aman dilediğinde. Bir de keskin kalleşler var,bir köşede gizlenen İnsanları avlayan,korkakca,şan şeref bilmeyen. Tarih sizi de anlatacak, size de yer var; Ey en kötü meziyetin sahibi keskin nişancılar Ulu Hakan a uzanan melun el ve onu yücelten garabet Hani insanlığınız, değerleriniz, bu mu asalet? Dün Saraybosna da tepelerden kalleşçe vuranlar Bugün Adeviyye de genç fidanları kıranlar. Hele kendi milletine silah doğrultmak ha, Nasıl hesap verirsiniz nasıl, Yüce Allah a. Korkaklar! Hepiniz aynısınız ve kaçacak yer var, sanmayın Hesap vereceksiniz, bekleyin, gününüzü sayın. (22.08.2013)
Kitaplar Kitaplar dizi dizi.. Kitaplar mahzun ve buruk Düşünmeye,okumaya soğuk Yetiştirdik neslimizi. Fikir ve sanat Başkasının semasında Takınmış kanat. Ah! Neslimiz neslimiz Basit hesaplar kaygısında. Neden, niçin böyle olduk? Bir zamanlar böyle değildik. Cehalet karşısında eğildik. Kitaplar dizi dizi Kitaplar paslı, Kitaplar yaslı. Böyle gamsız, böyle hoyrat Söyleyin, görünüyor mu necat? (09.06.1986)
Minye Şehrinde Yaşıyor Abdullah Kucağında ölü bebeğiyle bir baba,yüreği yanık Koşuyor,bağırıyor Adeviye Meydanında. Ben bu fotoğrafı Bosna da da görmüştüm,yazık Yirmi yıl sonra tekrarlanan,aynı manzara. Zalim değişse de zulüm değişmiyor dostlar, Fark etmiyor ezilenin rengi,dili,aksanı Dillerinde hepsinin Kelime-i Şehadet var Bir şey yapamamak inanın kahrediyor insanı. İstedikleri biraz özgürlük,fazlasıyla onurdu Ekmeği helalından çıkarmak, bereketli Nil toprağından. Ve kardeş Filistin le paylaşmak mutluluğunu Onurluca yaşamak, kula kul olmadan. Basit hesaplar gütmeye değer mi,üç günlük dünya! Kim olursa zalim,karşı çıkmalıyız, yüreklice. Gelin, bari ağlayalım halimize dillerimizde dua Şafağa dönsün artık, bu uzun uğursuz gece. Kahhar ismi tecelli ediyor, edecek Göğe yükselirken binlerce ah! Bir roman kahramanı değildi O, gerçek Minye şehrinde yaşıyor Abdullah. (15.08.2013)
Muhasebe Nokta nokta yüreğimde İzleri ıstırabın. Takıldım çelmesine bir taşın Ufuklara koşarken ümitle. Seneler bir kuş oldu Göç etti uzaklara. Ey gençliğim elveda Hazan kapımı çaldı. İçimde pişmanlık İçten içe muhasebe. Kaybım çok, ya kârım nerde Ömür bir imtihan ve bir anlık. (05.04.1988)
Mutluluk Ne uzak şehirlerde, ne bulutta, ne sistedir Mutluluk denen cevher, evet içimizdedir. (27.03.1985)
O nun Sevgisiyle Yaşamak Çırpınma bin bir hevesle, Burası zevk diyarı değil. Kalu beladan gelen sesle Rabbin karşısında eğil. Gamsız yaşanmaz bu yerde Çünkü bir gaye için buradayız biz. Hayatını geçir bu şuurla secdelerde Kulluğunu unutanlar nasıl da çaresiz. Anlayamayanlar bu ince sırrı Ne kadar uzaktalar mutluluğa bak. Baki olan varken bırak fani sevdaları Ne güzel, ne hoş O nun sevgisiyle yaşamak. (08.06.1986)
Pofuduk Bu dünyada zulümler ne ilk ne de son İnsanla başlayıp insanla bitecek olan Rabbim vermiş şefkat duygusunu da İnsanlar canavarlaşmış, bu güzelim dünyada. Bugün ağlıyorum ben, elimde değil, ağlıyorum Gördüm çünkü Bir hayvana yapılan iğrençliği. Bir minicik kedi bu, kime ne zararı olsun? Öldüresiye vurmuşlar, dövmüşler kediciği. Üç gündür yemiyor, içmiyor pofuduk, Konuşsa anlatacak, şuram acıyor diyecek. Ama benim İçim acıyor, onu gördükçe Bunu yapanlar Allah a nasıl hesap verecek? (17.02.2006)
Unutma! Mevla yı unutmuş insan Huzur mu arar, ne masal? Yitirmiş leylayı mecnun Neylesin başka güzel? O nu bulan neyi arar, O nu yitirmek ne zarar. Bülbülün sevdiği bahar, Güzü neyler, netsin bülbül? Ne garip yer bu dünya, Kimine gerçek, kimine rüya. Allah ı sevmek, marifet bu ya Rızası hele, her şeye bedel. (06.11.1992)
Yalnızlık Duyguları Bu akşam bütün akşamlar gibi Yalnızlık soluyorum yine yalnızlık. Öyle bir zindan ki bu, görünmez dibi Karanlık içinde kat kat karanlık. Duvarlar konuşur, ben dinlerim Ay sohbet için can atar tepemde. Bir bir aklıma gelir eski günlerim, Hüzün yelleri eser penceremde. Bu akşam bütün akşamlar gibi Sabır ve ümit yine son damlasında. Yalnızlığı dost edinen adamlar gibi Gönlüm hala gidenlerin yasında. (06.11.1995)
Yine Bu Akşam Ağladım Anne Yine bu akşam ağladım anne, Köyden ayrı kalışıma ve daha nelere. Ardından yıllarca koştuğum umudun Şimdi bir izi kalmamış bende. Bahara ağladım anneciğim, güllere Gençliğim gibi ansız soluveren. Benim gibi yalnız yaşayıp gidenlere Kır çiçekleri gibi, rengi hüzünden. Sığınacak kapı aradım, son bir umutla Sahipsiz değilim, bildim kul olduğumu. Rabbime yalvardım, göz yaşlarımla Sen de bana dua et annem, olur mu? (06.06.1995)