'Bir milleti yok etmek istiyorsanız, ordularının içine politika bulaştırın' Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Çelik, "Türk Demokrasisinin Gelişim Süreci" adlı bir konferans verdi. İzmir'de Çiğli Belediyesi salonunda ve İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Pirim'in moderatörlüğündeki konferansı Çiğli Belediye Başkanı Metin Solak, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Galip Akhan, Rektör yardımcıları Prof. Dr. Tancan Uysal ve Prof. Dr. İbrahim Kocabaş, Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cengiz Demir, akademisyenler ve fakültelerden gelen çok sayıda öğrenci dinledi. Konferansında, tarihten ders alınarak yanlışlara düşülmemesinin önemine değinen Prof. Dr. Çelik, günümüzde bir milleti yok etmenin savaş meydanlarından geçmediğini söyledi. Çelik, öğrencilere tarihi iyi irdelemeleri gerektiğini söyleyerek, "Bir milleti yok etmek istiyorsanız, savaş meydanlarında falanca ordularla uğraşmayın. Ordularının içine politika bulaştırın. O millet, o devlet bir daha iflah olmaz. Gelecek nesillerde demokrasi ve cumhuriyetin yaşayabilmesi için koca Balkanlar'ın neden kaybedildiğini hafızalarınızda hep canlı tutun. Yaşanan hezimette ne Sırplar ne Bulgarlar ne Yunanlar ne Boşnaklar sebeptir. Tek sebep, ordunun siyasete bulaşmasıdır. Ordu, her milletin gözbebeğidir. Ordumuzu politikadan korumamız gerekir." dedi. Prof. Dr. Çelik, Türk büyüklerinin isimlerinin yaşatılması konusuna da değinerek, Türkiye'ye önemli hizmetlerde bulunmuş insanların isminin yaşatılması için yürütülen çalışmaların düzensiz olmasından yakındı. Türkiye'de 180 civarında üniversiteden, üniversite mantalitesini en uygun ismin Kâtip Çelebi olduğunu söyleyen Çelik, "Örneğin merhum İsmet İnönü, cumhuriyetimizin iki numaralı ismidir. Ülkemize büyük hizmetleri olmuştur. İsminin birçok yere verilmesi hem tabiidir hem gereklidir ama stada vermeyeceksiniz. Mehmet Akif'in ismini, bir hastaneye vermemeniz lazım. İngiltere'ye gidin, spor tesislerinde önemli sporcuların ismi var. Sağlık tesislerinde önemli
sağlıkçıların ismi var. O alanda büyük hizmet etmiş büyük insanların isimleri var. Türkiye'deki üniversite isimlerinde de aynı durum söz konusu. Yaklaşık 180 üniversite arasında üniversite mantalitesine uyan tek isim Kâtip Çelebi'dir. 33 yıllık akademik hayatımda tüm üniversiteleri yakından bilirim. Mezuniyet diplomamda Kâtip Çelebi isminin olmasını çok isterdim. Bu ismin havası bile size farklılık katacak. O muhteşem imparatorluğun, 600 yıllık bir cihan imparatorluğu olan Osmanlı İmparatorluğu'nun yıldızı bilimadamı Kâtip Çelebi'nin isminin İzmir'e gelmesini büyük bir şans olarak görüyorum. Bu üniversitede insanlığın kaderini etkileyecek bilimsel çalışmaların yapılacağına, aranızdan geleceğin çok parlak bilimadamlarının çıkacağına inanıyorum." diye konuştu. Tarihe ait bazı bilgilerin şuuraltına işlenerek ezberletildiğine dikkat çeken Mehmet Çelik, bu yüzden tarihin birçok gence sıkıcı geldiğini fakat aksine, gelecek nesillerin tarihi çok iyi bilmesi gerektiğini vurguladı. Avrupa'nın gelişmiş ülkelerinin kraliyetle, Ortadoğu'nun az gelişmiş ülkelerininse cumhuriyetle yönetildiğini hatırlatan Prof. Dr. Çelik, önemli olanın yönetim şeklinin demokrasiyle tamamlanması olduğunu belirtti. Çelik, şunları kaydetti: "Bir ev düşünün, penceresi takılmamış, kapısı takılmamış, içinin badanası yapılmamış. Bu evin içini düzenlemek, en lüks ve kusursuz hale getirmek demokrasidir. Demokrasinin olmadığı cumhuriyetler diktatörlüklerdir, garnizon cumhuriyetleridir. Cumhuriyet fazilet demektir, medeniyet demektir. İçin doldurmazsanız, kaba bir binadır." Demokrasinin de çağın gerekliliklerine göre kendini devamlı yenilemesi gerektiğini ifade eden Çelik, "Benim dönemimdeki kanunlarla çocuklarımın da yönetilmesini istemiyorum. Çağımız sürekli değişiyor, şartlar değişiyor. Demokrasinin de her gün ileri gitmesi gereklidir. Bunun ölçüsü, bilim ve evrensellik olmalıdır." dedi. Cumhuriyet rejiminin ülkeye çok şey kattığını vurgulayan Prof. Dr. Mehmet Çelik, ordu ile politika ilişkisinin, tarihte Türkiye'ye birçok şeyi ağır bir şekilde kaybettirdiğini söyledi: "Ermeni soykırımından bahsedilir. Hiç kimse, 5 milyon metrekarelik imparatorluk coğrafyasında, 1907'lerden 1920'lere kadar 5 milyon insan kaybettiğimizden bahsetmez. Kimse batılıların rakamlarında yer bulan, 1912'lerde Balkanlar'da 600 binin üzerinde vatandaşımızın kaybını dile getirmez. Biz hâlâ gerçek rakamları araştırmadık. Batılı tarihinde, makalelerde Edirne'deki nehrin çocuk cesetleriyle dolu olduğunu yazar. Bizim tarih kitaplarımızda bunun üzerini örttük. 450 sene kaldığımız Balkanlar'dan, 158 günde çekildik. Tarihte bunun başka bir örneği yoktur. Peki bizim karşımızdaki ordular kimlerdi? Hürriyetçilerle İttihatçıların politik mücadeleleri, kendi içimizdeki çatışma, çetelerin içsel mücadeleleri yüzünden yok olup gittik."
Türk demokrasisinin gelişim süreci konferansla ele alındı Celal Bayar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Mehmet Çelik in verdiği Türk Demokrasisinin Gelişim Süreci başlığındaki konferans, Çiğli Belediyesi Konferans Salonunda gerçekleştirildi. HABER SERVİSİ- İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Pirim in Moderatörlüğünde yapılan konferansı; İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Galip Akhan, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Tancan Uysal, Prof. Dr. İbrahim Kocabaş, Çiğli Belediye Başkanı Metin Solak, Turizm Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Cengiz Demir, akademisyenler ve fakültelerden gelen çok sayıda öğrenci ilgiyle takip etti. Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Pirim in kısa bir açılış konuşmasıyla başlayan konferansta Prof. Dr Pirim öğrencilere seslendi: Zifiri karanlıkta ak sütün içindeki ak kılı fark edecek kadar gözünüz keskin olsun Üniversite mantalitesine uyan tek üniversite ismi İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesidir Türk Demokrasisinin Gelişim Sürecini dönemsel olarak irdeleyen Prof.Dr. Mehmet Çelik, Türk büyüklerinin isimlerinin yaşatılması konusunda da açıklamalar da bulundu. Prof. Dr. Çelik, ülkemize önemli hizmetlerde bulunmuş insanların isimlerinin yaşatılması için yürütülen çalışmaların düzensiz olmasından yakındı. Türkiye de 180 civarında üniversiteden üniversite mantalitesini en uygun olarak verilen ismin Kâtip Çelebi olduğunu söyleyen Prof.Dr. Çelik, Örneğin merhum İsmet İnönü Cumhuriyetimizin iki numaralı ismidir. Ülkemize büyük hizmetleri olmuştur. İsminin birçok yere verilmesi hem tabidir hem gereklidir. Ama O nun ismini stada vermeyeceksiniz. Mehmet Akif'in ismini bir hastaneye vermemeniz lazım. İngiltere ye gidin. Spor tesislerinde önemli sporcuların ismi var. Sağlık tesislerinde önemli sağlıkçıların ismi var. O alanda büyük hizmet etmiş büyük isimlerin isimleri var. Türkiye deki üniversite isimlerinde de aynı durum söz konusu. Yaklaşık 180
üniversite içerisinde üniversite mantalitesine uyan tek üniversite ismi İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesidir. 33 yıllık akademik hayatımda tüm üniversitelerini yakından bilirim. Mezuniyet diplomamda Kâtip Çelebi isminin olmasını çok isterdim. Bu ismin havası bile size farklılık katacak. O muhteşem imparatorluğun, 600 yıllık bir cihan imparatorluğu Osmanlı İmparatorluğunun yıldızı olan bilimadamı Kâtip Çelebi nin isminin İzmir e gelmesini büyük bir şans olarak görüyorum. Bu üniversiteden insanlığın kaderini etkileyecek bilimsel çalışmaların yapılacağını, sizin aranızdan geleceğin çok parlak bilim adamları çıkacağına inanıyorum diye konuştu. Demokrasinin olmadığı cumhuriyetler diktatörlüklerdir Tarihe bakarsak bazı bilgiler şuuraltımıza işlenerek ezberletilmiştir diyen Prof. Dr. Çelik tarihin ezberler nedeniyle birçok gencimize sıkıcı geldiğini ama aksine gelecek nesillerin tarihimizi çok iyi bilmesi gerektiğini belirtti. Avrupa nın gelişmiş ülkelerinin kraliyet düzeni ile Ortadoğu nun az gelişmiş ülkeleri ise Cumhuriyet ile yönetildiğini hatırlatan Çelik, bu iki düzen arasında kıyaslamalarda bulundu ve toplumların idare edilmesinde önemli olanın yönetim şeklinin demokrasi ile tamamlanması gerektiğini belirtti. Bir evi düşünün penceresi takılmamış, kapısı takılmamış, içerinin badanası yapılmamış. Bu evin içerisini düzenlemek en lüks, kusursuz hale getirmek demokrasidir. Demokrasinin olmadığı cumhuriyetler diktatörlüklerdir. Garnizon cumhuriyetleridir. Cumhuriyet fazilet demektir. Medeniyet demektir. İçin doldurmazsanız kaba bir binadır dedi. Demokrasinin çağın gerekliliklerine göre sürekli kendini yenilemesi gerektiğini de belirten Prof. Dr Çelik, Benim dönemimdeki kanunlarla çocuklarımın da bu yasalarla yönetilmesini istemiyorum. Çağımız sürekli değişiyor. Şartlar değişiyor. Demokrasinin de her gün ileri gitmesi gereklidir. Bunun ölçüsü bilim ve evrensellik olmalıdır şeklinde konuştu. Ordu-politika ilişkisi tarihimizde birçok şeyi ağır bir şekilde kaybettirdi Cumhuriyet rejiminin bu ülkeye çok şey kattığını vurgulayan Prof.Dr. Çelik, ordu-politika ilişkisini tarihimizde bize birçok şeyi ağır bir şekilde kaybettirdiğine dikkat çekti. Ermeni Soykırımından bahsedilir. Hiç kimse 5 milyon metrekarelik imparatorluk coğrafyasında 1907 lerden 1920 lere kadar 5 milyon insan kaybettiğimizden bahsetmez. Kimse batılıların rakamlarında yer bulan, 1912 lerde Balkanlardaki 600 binin üzerinde vatandaşımızın kaybını dile getirmez. Biz hala gerçek rakamları araştırmadık. Batılı tarihinde, makalelerde Edirne deki nehrin çocuk cesetleriyle dolu olduğunu yazar. Bizim tarih kitaplarımızda bunun üzerini örttük. 450 sene kaldığımız Balkanlardan 158 günde çekildik. Tarihte bunun başka bir örneği yoktur. Peki bizim karşımızdaki ordular kimlerdi? Hürriyetçilerle ittihatçıların politik mücadeleleri, kendi içimizdeki çatışma, çetelerin içsel mücadeleleri yüzünden yok olup gittik dedi. Ordu her milletin gözbebeğidir. Ordumuzu politikadan korumamız gerekir Yaşadığımız tarihten ders alarak günümüzde yanlışlara düşmemizin önemine değinen Prof. Dr. Çelik, günümüzde bir milleti yok etmenin savaş meydanlarından geçmediğini söyledi. Prof.Dr.Çelik öğrencilere tarihi iyi irdelemeleri gerektiğini vurgulayarak; Bir milleti yok etmek istiyorsanız; savaş meydanlarında falanca ordularla uğraşmayın. Ordularının içine politika
bulaştırın. O millet, o devlet bir daha iflah olmaz. Gelecek nesillerde demokrasi ve cumhuriyetin yaşayabilmesi için koca Balkanların neden kaybedildiğini hafızalarınızda hep canlı tutun. Yaşanan hezimette Ne Sırplar, ne Bulgarlar Ne Yunanlılar, Ne Boşnaklar sebeptir. Tek sebep ordunun siyasete bulaşmasıdır. Ordu her milletin gözbebeğidir. Ordumuzu politikadan korumamız gerekir dedi. Sempozyumun sonunda konuk akademisyene konferansı için teşekkürlerini ileten Rektör Prof. Dr. Galip Akhan, Prof. Dr. Çelik e plaket ve Kâtip Çelebi nin doğumunun 400.yılı anısına darphane tarafından basılan özel hatıra parası takdim etti.