KIRIK ÇIKIK VE BURKULMALAR KIRIKLAR:



Benzer belgeler
SOLUNUM YOLU TIKANIKLIĞI VE BOĞULMALARDA İLK YARDIM

Kırık, Çıkık ve Burkulmalar

Temel Yaşam Desteği. Yetişkinlerde, çocuklarda ve bebeklerde farklı uygulamalar yapılır.

3.ÜNĠTE TEMEL YAġAM DESTEĞĠ

KIRIK, ÇIKIK VE BURKULMALARDA İLKYARDIM. Yrd. Doç.Dr. Kadri KULUALP

TEMEL YAŞAM DESTEĞİ SOLUNUMUN SAĞLANMASI

14)Aşağıdakilerden hangisi ilkyardımın temel uygulamaları arasında yer almaz? A) Koruma. B) Bildirme. C) Kurtarma. D) İyileştirme.

C-Ç E-F G-Ğ 248 İLKYARDIM

Solunum ve Kalp Durması Nedir?

Sağlık Bülteni İLK YARDIM BÖLÜM VII KIRIK, ÇIKIK VE BURKULMALARDA İLKYARDIM


Sağlık Bülteni İLK YARDIM BÖLÜM III TEMEL YAŞAM DESTEĞİ


Solunum ve Kalp Durması Nedir? Solunum Durması: Kalp Durması: Temel YaĢam Desteği Nedir? ilaçsız Hayat Kurtarma Zinciri Nedir?

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM: İLKYARDIMIN TEMEL İLKELERİ

Kırık-Çıkık Ve Burkulmalarda İlk Yardım

İLK YARDIM DENEME SINAVI Aşağıdakilerden hangisi yaşam bulgusu değildir? A) Bilinç. B) Solunum ve dolaşım. C) Vücut ısısı kan basıncı

3.TEMEL YAŞAM DESTEĞİ NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ SMYO İLKYARDIM

İLK YARDIMIN TEMEL UYGULAMALARI...1

1-Kendisinin ve hasta/yaralının güvenliğinden emin olunur,

İLKYARDIM TEMEL EĞİTİMİ TEORİ SINAV SORULARI-1

1. Aşağıdakilerden hangisi kırık çıkık burkulmalarda uygulanan ilkyardım uygulamalarından biri değildir?

İLK YARDIM EĞİTİMİNE HOŞGELDİNİZ

Kaç çeşit yara vardır? Kesik Yaralar Ezikli Yaralar Delici Yaralar Parçalı Yaralar Enfekte Yaralar

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ

İlkyardım Acil Yardım

2-HASTA/YARALININ OLAY YERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

TEMEL YAŞAM DESTEĞİ. Bebek -Çocuk-Erişkin

ÜNİTE-10. Kırık Çıkık ve Burkulmalarda İlk Yardım

İLKYARDIM TEMEL EĞİTİMİ TEORİ SINAV SORULARI-2

ÇALIŞMA SORULARI 4. 5) Bulantı, kusma, ishal şikâyetleri olan kişi hangi yolla zehirlenmiştir? A) Hareket B) Solunum C) Sinir D) Sindirim

Hava Yolu Tıkanıklığı

Sağlık Bülteni İLK YARDIM BÖLÜM V KANAMALARDA İLK YARDIM

5) Çeşitli sebeplerle beyine giden oksijen miktarının azalmasıyla oluşan tabloya ne denir? A) Kusma B) Bayılma C) Kalp krizi D) Beyin felci

İLK YARDIM. CEP KiTABI EGE BİLİM YAYINLARI 4.

2. Aşağıdakilerden hangisi göze yabancı cisim batmasında yapılan ilkyardım uygulamalarından biri değildir?

Yaralanmalar. Bölüm 5

TEMEL YAŞAM DESTEĞİ. Dr. Ayşegül Bayır Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp A.D.

Boğulma. Vücut dokularına yeterli oksijen gitmemesi sonucu dokularda bozulma meydana gelmesine boğulma denir. Nedenleri: Dilin geriye kaçması,

1.Türkiye de hastanın en yakın sağlık kuruluşuna sevkini sağlamak amacıyla hangi telefon numarası aranmalıdır? A) 110 B) 155 C) 114 D) 112

Sağlık Bülteni İLK YARDIM BÖLÜM VIII BOĞULMALARDA İLKYARDIM

5- YARALANMALARDA İLKYARDIM

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü SAĞLIK ALANI İLK YARDIM KURS PROGRAMI

5. Aşağıdakilerden hangisi dış kanamalarda ilkyardım uygulamalarından biri değildir?

Spor yaralanmaları ve tedavi yöntemleri

BOĞULMALAR. Suda boğulmalar özellikle yaz aylarında çok fazla görülen kaza ile ölüm nedenlerindendir.

TEMEL YAŞAM DESTEĞİ (TYD) Yrd. Doç. Dr. Vesile ŞENOL Tıbbi Hizmetler ve Teknikler Bölüm Başkanı Paramedik Program Koordinatörü E.Ü. H.B.S.H.M.Y.

2. Aşağıdakilerden hangisi kafatası ve omurga yaralanması nedenlerinden değildir?

TRAVMATOLOJİK ACİLLER

HARRAN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

14. Aşağıdakilerden hangisi koma nedeni değildir? A) Düşme veya şiddetli darbe B) Zehirlenme C) Aşırı alkol, uyuşturucu D) Sıcak, yorgunluk

Yaralanmalarda Ve Göze, Kulağa, Buruna Yabancı Cisim Kaçmalarında İlk Yardım

İLKYARDIMCININ İNSAN VÜCUDU KONUSUNDA BİLMESİ GEREKENLER

İLKYARDIM SINAV SORULARI -1

Beyin kan dolaşımının bozulması sonucu, dokunma ve sesli uyarılara cevap verememe haline BİLİNÇ KAYBI denir. KOMA UYKU

İLK YARDIM AMAÇ. Katılımcılar, ilkyardım kavramı, ilkeleri ve uygulama teknikleri konusunda bilgi sahibi olabilecek.

1. Aşağıdakilerden hangisi kırık, çıkık, burkulmalarda ilkyardım uygulamalarından biri değildir?

ÇALIŞMA SORULARI Aşağıdakilerden hangisi ilk önce yapılmalıdır? A) Hava yolunun açılması B) Suni solunum C) Kalp masajı D) Kanama kontrolü

Kaza: Önceden tahmin edilemeyen aniden meydana gelen önlenmesi çoğunlukla mümkün olan ölüm yaralanma veya maddi hasarla sonuçlanan olaylara denir.

ÜRLERİ KIRIKLAR 177. Kırıklarda ilkyardım

T.C. PLATO MESLEK YÜKSEKOKULU TIBBİ DÖKÜMANTASYON VE SEKRETERLİK PROGRAMI

BİLİNÇ BOZUKLUKLARINDA İLKYARDIM DERS NOTLARI

KALP KRİZİNDE İLK MÜDAHALE VE STENTLİ HASTANIN YAŞAMI. Uzm.Dr. Selahattin TÜREN Kardiyoloji Bölümü

Editörler. Doç.Dr.Hicran Yıldız & Dr.Emine Çatal İLK YARDIM

2. Solunum yoluyla gaz zehirlenmelerinde yapılması doğru olan uygulama nedir?

İNSAN VÜCUDU TEMEL BİLGİLER

Yaşamsal fonksiyonların devamını sağladıktan sonra ilk yardımcı, hasta/yaralının diğer yaralarıyla (Kanama, yanıklar, kırıklar v.

ÇOCUKLARDA TEMEL YAŞAM DESTEĞİ

İlk Yardım Birinci Bölüm İLK YARDIM. ünite başlıkları. İlkyardım Nedir? Hayat Kurtarma Zinciri. Olay Yerinin Değerlendirilmesi. Temel Yaşam Desteği

KANAMALARDA İLKYARDIM

ÇALIŞMA SORULARI Hangisi ilkyardımın temel uygulamalarından birisi değildir? A) Koruma B) Bildirme C) Kurtarma D) Rentek

İLK YARDIM Nedir? Herhangi bir kaza veya yaşamı tehlikeye düşüren bir durumda, sağlık görevlilerinin yardımı sağlanıncaya kadar, hayatın kurtarılması

İŞYERİ EGZERSİZLERİ. Hazırlayan: Uzman Fizyoterapist Meral HAZIR

İLKYARDIM EĞİTİMİN AMACI

İLK YARDIM SUNUSU. HAZIRLAYAN Mustafa KILIÇ

T.C. MĠLLÎ EĞĠTĠM BAKANLIĞI Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü. Mesleki Gelişim Programı ALAN ALT ALAN KODU. (Özel)

İLKYARDIM TEMEL EĞİTİMİ TEORİ SINAV SORULARI-1

FEN VE TEKNOLOJİ. İskeletin Görevleri İskeletin Kısımları 4. SINIF. Soru 1: Vücuda şekil veren ve harekete yardımcı olan sert yapılar nelerdir?

E ECZANE EDEBİYAT EDİRNE EFENDİ EĞİLMEK

İ İBADET İCRA İÇEL İÇİN İÇİNE ATMAK

G GAGA GALATASARAY GARSON GASP GAZ

Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü

C CADI CAHİL CAM CAMİ CAN

İLKYARDIM TEMEL EĞİTİMİ TEORİ SINAV SORULARI-5

Pediatrik Temel Yaşam Desteğine Giriş. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

D DAĞ DAKİKA DAKTİLO DALAK DALGA

İLKYARDIM.

Sağlık Bülteni İLK YARDIM BÖLÜM I

VÜCUDUMUZDA SISTEMLER. Destek ve Hareket

KANAMA. Damar bütünlüğünün bozulması sonucu kanın damar. dıģına (vücut içine veya dıģına doğru) boģalmasıdır.

Kanama Ve Şokta İlk Yardım

Dolaşım için gerekli vuruşların durması anlamına gelir. O halde bir kalp durmasında kalp tamamen durmayabilir mi?

13. Gerektiren bir durumda Türkiye de aranması gereken numara hangisidir? A) 112 B) 110 C) 118 D) 155

Bebek Masajı Uygulama

Şekil V.l: Nefes Yolunun Yabancı Cisimle Tıkanması

İlkyardım Soruları. 3. Hangisi ilkyardımın temel uygulamalarından birisi değildir? A) Koruma B) Bildirme C) Kurtarma D) Rentek

EKSERSİZ PROGRAMLARI

Dr. Armağan EREN 18 Ocak 2013

VÜCUDUMUZUN BİLMECESİNİ ÇÖZELİM

Bu yararlı bilgileri sizlerle paylaşmak istedik. İhtiyacımız olmaması dileğiyle.

Transkript:

KIRIK ÇIKIK VE BURKULMALAR KIRIKLAR: Kırık, kemik dokusunun bütünlüğünün bozulmasıdır. Kırıklar kemiklerin her yerinde görülebilir. Kapalı, açık ve çökme kırıkları olarak üçe ayrılır. Kapalı kırıklarda kırık kemik uçları birbirinden ayrılmamıştır. Açık kırıklarda ise kemik dokusu hava ile temas halindedir. Yerinden ayrılan uç, kemiğin yanından geçen damar ve sinirleri kesebilir, deriyi delerek dışarı çıkabilir. Kırılan kemik uçları dışarı çıkmışsa içeri itilmez. Kırık kemik parçaları ve yabancı cisimler çıkarılmaz. Yassı kemiklere gelen darbelerde o bölge kırılıp, çökebilir ve altındaki organa baskı yapar. Kırık belirtileri olarak: Ağrı, şişme, kızarıklık, morluk, şekil bozukluğu, hareket kısıtlılığı görülür. İlkyardım olarak:kırılan kemik tespit edilerek hareketsiz hale getirilmelidir. Bu iş için kullanılan cisimlere atel denir. Ateller alçı, tel veya tahtadan olabilir. İlkyardımcı tahta atel veya bulabildiği malzemeleri atel olarak kullanır. Tahta atel olarak düz tahta parçaları, ağaç dalları olabilir. Mümkünse tahta üzerine bir gazlı bez sarılmalı değilse kıymıkları ve varsa çiviler temizlenmelidir. Kırılan kemiğin her iki yanına bir atel konur ve bağlanır. Atelin boyu kırığın üstündeki ve altındaki eklemi hareketsiz hale getirecek uzunlukta olmalıdır. Bu şekilde kırık hareketsiz hale gelmiş olur. Atel ile kırılan kemikler tespit edilip hareketsiz hale getirilmez ise kırık uçlar oynayarak kemiğin yanından geçen damar veya sinirleri keserek daha ağır durumlara yol açabilir. Bazı kırıklardan örnekler: Kaburga kırıklarında atel kullanılmaz, göğüs üçgen sargı bezi ile bağlanır. Köprücük kemiği kırıklarında atel kullanılmaz, Omuz hareketsiz hale getirilir. Bunun için kırık taraftaki kol gövdeye birleştirilir ve sargı bezi ile sarılır. Ön koldaki kırıklarda atel uygulandıktan sonra ön kol, kol ile 90 derecelik bir açı yapacak şekilde boyuna asılır. Bacaktaki kırıklarda atel boyu önemlidir. Kırık dizden yukarda ise atel, koltuk altından ayak topuğuna kadar uzanmalıdır. Kırık, dizden aşağıda ise atel kalçadan topuğa kadar uzanmalıdır. Bacaktaki kırıklarda atel bulunamazsa battaniye gibi kalın bir kumaş rulo şeklinde sarılır, iki bacak arasına konur ve sağlam bacak kırık bacağa yaklaştırılarak her iki bacak birbirine bağlanır. Sağlam bacak atel vazifesi yapmış olur. ÇIKIKLAR: Eklem bütünlüğünün bozularak eklem yüzeylerinin birbirinden ayrılmasına çıkık denir. Eklem ise kemikleri birleştiren oluşumlardır. Eklemler genelde üç tiptir: 1- Oynamaz eklemler; (Kafatasında bulunur), 2- Yarı oynar eklemler; (omurga da bulunur) 3- Oynar eklemler; (diz, dirsek, el, ayak bilekleri vs) Çıkıklar oynar eklemlerde görülür. Çıkık belirtileri kırık belirtileri ile karışabilir, Ayrıcı tanı sağlık kuruluşlarında yapılır. BURKULMALAR: Eklem bağlarının zedelenmesine burkulma denir. Burkulmalar da oynar eklemlerde görülür. Çıkık ve Burkulmalarda ilkyardım olarak: 1-Çıkan veya burkulan bölge tespit edilerek hareketsiz hale getirilir. Bunun için bandaj veya atel kullanılır, 2-Şişmeyi önlemek için ilk 8 saat aralıklı ve dolaylı olarak soğuk tatbik edilir.

İLK YARDIM Yaralanmış veya aniden hastalanmış kişiye yetkili ekip ve araç gelinceye kadar olay yerinde ve mevcut imkanlarla yapılması gereken hayat kurtarmaya yönelik geçici müdahaledir. İlkyardım: Olay yerinde yapılır. Olay yerinde bulunanlarca yapılır. Olay yerinde bulunan araç ve gereçlerle yapılır. İLKYARDIMIN AMAÇLARI İlkyardımın temel amacı yaşamı tehdit eden esas nedenleri ortadan kaldırmaktır. Zaman çok önemlidir,özellikle yaralanmalı trafik kazalarında ölümlerin %10 unun ilk 5 dakikada, %50'sinin ise ilk 30 dakikada meydana geldiği değişik çalışmalarla saptanmıştır. Bundan anlaşılacağı gibi geçen her zaman dilimi ölüm oranını artırmaktadır. Bu nedenle en etkili yardım ilk 30 dakikada yapılmalıdır. Beyin dokusunun da oksijensizliğe azami 4-6 dakika dayanabileceği düşünüldüğünde bu sürenin önemi tartışılmazdır. İlkyardım gerektiren durumlar bir hastalık sonucu ortaya çıkan acil haller, trafik kazaları, doğal afetler ve yangınlar gibi çok çeşitli nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabilir. İlkyardımda öncelikle, hayati önem taşıyan, ilkyardımın ABC' si olarak adlandırabileceğimiz: Airway (Hava yolu) Breathing (Solunum) Circulation (Dolaşım) üzerine odaklanmalıdır. Bunun yanı sıra: Kanamanın kontrol edilmesi ve Kırık tespiti (Atelleme) sağlanmalıdır. HAVA YOLUNUN AÇILMASI Ağız boşluğu erişkinlerde işaret, bebeklerde ise serçe parmağı kullanılarak temizlenir, yabancı cisimler varsa çıkartılır, (Takma diş, kırık diş, toprak vs.) Dilin arkaya sarkarak hava yolunu kapatmaması için: Bir elle çeneden tutulur çene yukarı ve öne alınır, diğer elle alnından hafifçe itilerek yaralının başı geriye doğru alınır. Boyun zedelenmesi düşünülen yaralılarda, baş geriye doğru itilmez,alt çene yukarı doğru çekilir. HAVA YOLUNDAKİ YABANCI CİSİMLERİN ÇIKARILMASI: Yaralıya suni solunum yaparken, her hava üfleyişte yaralının göğsünün yükselip, yükselmediğine bakmamız gerekir. Suni solunuma rağmen yaralının göğsü yükselmiyorsa hava yolu tıkalıdır ve verilen hava akciğerlere gitmiyordur. Bu durumda tıkalı hava yolu en kısa zamanda açılmalıdır. Bunun için bilinci açık bir kişide; Yaralı erişkin ise yüzüstü başı biraz aşağıda olacak şekilde yatırılır, kürek kemiklerinin arasına yumrukla vurulur Yaralı bebekse yüzü aşağı gelecek, karnı kolumuzun üstüne denk gelecek şekilde kolumuza yatırılır ve sırtına vurulur Bunların dışında bazen günlük hayatta hava yoluna yabancı cisimler kaçabilir. Hava yolu kısmen tıkalı olabilir; Hasta öksürebiliyorsa ve rengi iyi ise müdahale edilmemelidir. Bununla beraber hasta zayıf bir şekilde öksürüyor ve soluk almakta zorlanıyorsa acil yardım gereklidir. Nedenleri: * Yiyecekler(Hava yolu tıkanıklıkları, genellikle yemek yeme sırasında görülür) * Takma dişler * Yabancı cisim (Oyuncaklar,küçük cisimler vb.)

Belirti ve bulgular : 1-Kısmi tıkanmada: Eğer hava geçişi iyi ise kişinin bilinci yerindedir. Güçlü bir şekilde öksürür, öğürür, nefes almada zorluğu vardır. Konuşabilir veya ses çıkarabilir. Eğer hava geçişi yetersiz ise,zayıf bir şekilde öksürür, gürültülü nefes alır,şiddetli bir solunum sıkıntısı mevcuttur. 2-Tam tıkanmada: Nefes alamaz, konuşamaz, öksüremez, boynunu baş parmakları ve diğer parmakları ile tutar (boğulma işareti) ve daha sonra bilincini yitirir. Ne yapılmalı: Hava geçişi iyi olan kısmi hava yolu tıkanmalarında herhangi bir müdahale yapılmaz. Sadece kişi öksürmesi için yönlendirilir. Eğer öksürmesi yetmiyorsa, nefes alma zorluğu artıyorsa ve kişi bilincini kaybetmeye başlıyorsa müdahale edilmelidir. Yabancı cisim ağız içinde görünür durumda ve kolay alınabilir konumda ise kişinin boğazına parmak sokarak müdahale etmek ve takılan nesneyi daha derine kaçırmamaya dikkat ederek çıkarmaya çalışılmalıdır. Eğer nesne yerinden çıkartılamıyorsa Hemlich Manevrası uygulanmalıdır. HEIMLICH MANEVRASI Yetişkinde: Hastanın arkasına geçin ve kollarınızı hastanın beline dolayın. Bir yumruğunuzu, başparmağınız avuç içinde olacak şekilde hastanın göbeğinin üst bölgesine koyup, kaburgaların ve göğüs kemiğinin altına yerleştirin. Diğer elinizle yumruğunuzu sıkıca kavrayın ve hızla içeri ve yukarı doğru bastırıp çekin. Bu işlem tıkanıklık giderilinceye kadar 6-10 kez tekrarlanmalıdır. Eğer hasta bilincini yitirir ise ve tıkanıklık hala devam ediyorsa hastanın sırt üstü yere uzanmasını sağlayın. Hastanın dizleri üzerine oturup aynı bölgeye göğüse doğru bastırıp çekerek aynı manevrayı yerde uygulayın. Bunda da başarılı olamadıysanız yüzüstü başı biraz aşağıda olacak şekilde yatırılır, kürek kemiklerinin arasına yumrukla vurulur. Burada solunum ve dolaşım kontrol edilir. Gerekirse takviye yapılır. Hala başarılı olunamadı ise, sırtüstü pozisyonunda manevraya devam edilir. Solunum ve dolaşım durmuş ise suni solunum ve kalp masajı da yapılır. Aşırı şişmanlarda ve ilerlemiş gebeliği olanlarda HEİMLİCH MANEVRASI biraz daha yukarı bölgeden göğüs hamlesi biçiminde uygulanmalıdır. 8-9 yaşına kadar olan çocuklarda batından itme tek elle yapılır. Küçük çocuklarda ve Bebeklerde; Ağız içini kontrol edin, eğer görebiliyorsanız yabancı cismi çıkartmaya çalışın. Eğer çıkartamıyorsanız, bir elinizle göğsünden tu-tarak bebeği yüzü yere bakacak şekilde dizinizin üstüne yatırın. Kürek kemikleri arasına diğer elinizin ayasıyla 5 kez çok sert olmayacak şekilde vurun. 5 kez göğüs hamlesi uygulayın (işaret ve orta parmakla). Gerekiyorsa suni solunum yaptırmaya başlayın. Başarılı oluncaya veya tıbbi yardım gelinceye kadar bu işlemlere sırasıyla devam edin. SOLUNUM Genel Bilgiler: Atmosferde %20 oranında bulunan oksijen bütün doku ve hücrelerin yaşaması için şarttır. Eğer oksijen kesilirse

kalpte saniyeler içinde düzensiz atımlar gelişir. Oksijen eksikliğinde beyinde 4-6 dakika içinde geri dönüşümsüz, hasarlar ortaya çıkar. Oksijenin atmosferden alınıp hücrelere iletilmesi temelde iki sisteme bağlıdır: Solunum ve dolaşım. Solunum atmosferdeki havanın akciğerlere alınıp verilmesidir. Bununla birlikte oksijen akciğerlerdeki hava keseciklerinden kana geçer. Hücrelerde normalde oluşan karbondioksit kandan keseciklere geçer ve nefes verirken dışarı atılır. Dolaşımda oksijenden zengin kan kalbin pompalaması ile vücuda dağılırken oksijenden fakir kan kalbe geri döner. Erişkin bir insan dakikada 12-18 defa solunum yapar, bu sayı çocuklarda 20-26 defadır. Herhangi bir kazada önce yaralının şuuruna, hava yolunun açıklığına ve solunumuna bakılır. Bir kişinin nefes alıp verdiği 3 şekilde anlaşılır; BAK:Göğüs hareketlerine bakılır, göğüs her nefes alışta şişer ve nefes verirken iner DİNLE: Kulağımızı hastanın ağız ve burnuna yaklaştırıp solunum sesini dinleriz. HİSSET: Yanağımızı hastanın ağız ve burnuna yaklaştırıp hava hareketlerini hissederiz Eğer göğüs hareketi yoksa ve solunum sesini duyamıyorsak, acilen hastaya müdahale etmek için önce hastanın solunum yolunu açmamız gerekir. Karşılaşılan ilk problem hava yolunun tıkanması olabilir ve bu tıkanma açılırsa başka bir şeye gerek kalmadan hasta rahatlayabilir. SOLUNUMUN SAĞLANMASI: Hava yolu açılmasına rağmen yaralı nefes alıp vermiyorsa acilen suni solunum uygulamasına başlanır. İlkyardımcı, Suni solunumu beş şekilde yapabilir: 1-Ağızdan ağıza 2-Ağızdan buruna (ağızda ciddi yaralanma olanlar ya da çenesi kilitlenenlerde) 3-Ağızdan ağızla buruna birlikte (bebeklerde) 4-Holger - Nielsen metodu 5-Silvester metodu Ağızdan - ağıza suni solunum metodu: En sık kullanılan ve hasta/yaralıya en faydalı yöntemdir. Hasta sırtüstü ya-tırılıp başı geriye doğru ha-fifçe itilir. İlkyardımcı hastanın yan tarafına geçer. Başı alından tutan elin baş ve işaret parmakları hastanın burun deliklerini kapatır. İlkyardımcı derin bir nefes alır ve ağzını hastanın açık olan ağzına direkt dayayarak nefesini hastaya verir. Sonra ağzını çekip hastanın nefes vermesine fırsat tanır. Erişkin bir insana dakikada 12 defa olmak üzere her 5 saniyede bir suni solunum yapılır. Bebeklere ise dakikada 20 defa, her 3 saniyede bir yapılmalıdır. Bebeğe nefes verirken göğüs hareketleri izlenmelidir. Ağızdan - buruna suni solunum uygulama: Hastanın dişleri kilitlenmiş açılamıyorsa, veya kazadan dolayı ağız çevresinde yaralanma varsa, kısacası ağızdan - ağıza metodu uygulanamıyorsa bu metod seçilmelidir. Bu metodda hasta yine aynı pozisyondadır, ilkyardımcı bu defa hastanın çenesinden tutup ağzını kapatır ve burnundan hava verir.

Suni solunum sırasında mideye hava dolabilir, bu gibi hallerde hastayı yana çevirerek göbek ile kaburgalar arasına hafifçe bastırılarak hava boşaltılabilir. Ağızdan -ağız ve buruna birlikte-suni solunum uygulama: Özellikle küçük çocuklar ve bebeklerde uygulanması mümkün olan bir metottur. Bebeklerin solunum sayısı daha fazla, ağız, burun ve akciğerleri daha küçük olduğundan bebeklere yapılacak suni solunum ağız ve burundan birlikte sık aralıklı, daha az güçte nefes verilerek yapılır. Verilecek hava miktarı göğsün kalkmasına yetecek kadardır. Sırttan bastırma, dirseklerden kaldırma metodu ( Holger - Nielsen metodu ) Ağız ve burun yaralanmalarında bu metot uygulanır. Bu metot da hasta yüzükoyun yatırılıp, elleri başı hizasında birleştirilir, başı yana çevrilir ve ellerinin üzerine yatırılır. İlkyardımcı yaralının baş tarafına geçer, yaralının dirseklerinden tutup 25-30 cm kaldırır, bu şekilde yaralı nefes almış olur, sonra yavaşça yerine bırakıp sırtından bastırır, bu şekilde de yaralı nefes vermiş olur. Silvester metodu:bu metodda hasta sırtüstü yatırılır, ilkyardımcı yaralının baş tarafına geçer, ellerinden tutup her iki yana ve yukarıya doğru açar, bu şekilde yaralı nefes almış olur, sonra yaralının ellerini bırakmadan göğsünden bastırır, bu şekilde yaralı nefes vermiş olur. Bu metotlar dışında sağlık personelinin uyguladığı ve bir ağızlık ya da bir kese yardımı ile yaptığı suni solunum tipleri de vardır. Ancak bu uygulamalar profesyonel ekiplerce yapılır. DOLAŞIMIN SAĞLANMASI: Kalp, kanı tüm organlara ritmik olarak pompalar ve kendi elektrik aktivitesini oluşturur. Erişkin bir insanın kalbi dakikada 60-80 arasında atar. Bebeklerde dakikada 160 kalp atımı, çocuklar için de 120 atım normaldir. Bir insanın kalbinin çalışıp çalışmadığını anlamak için; nabız atışlarına bakılır. Nabız en iyi boyunda bulunan şah damarından anlaşılır, kalbe yakındır ve tansiyon 50 mm/hg basıncına düşse bile bu damardan nabız hissedilir. Halbuki bu kadar düşük bir tansiyonda el bileğinden nabız alınmayabilir. Kalbin durduğu sanılarak yanlışlıkla kalp masajına başlanabilir. Bebeklerde nabza koltukaltına yakın kolun iç kısmından daha rahat bakılır. Doğru kriterlerle kalbin çalışmadığı tespit edilirse,acilen kalp masajı uygulamasına başlamak gerekir. Kalp Krizinin Değiştirilemez Etkenleri Kalp Krizinin Değiştirilebilen Etkenleri Kalıtsal. Cinsiyet (Erkeklerde fazla ) Yaş ( 40-70 ) Sigara içmek. Yüksek Kolesterol(Damar sertliği) Hareketsizlik. Stress. Şeker Hastalığı. Şişmanlık DİKKAT! KALP MASAJI; KALBİ DURMUŞ KİŞİLERE BU KONUDA EĞİTİM ALMIŞ VE EHLİYETİ OLAN KİŞİLERCE YAPILIR, ÇALIŞAN KALBE KALP MASAJI YAPILMAZ, KALBİ DURDURABİLİR. İlkyardım eğitimi: Maketler üzerinde uygulanmalıdır, canlılar üzerinde yapılmaz. KALP MASAJININ YAPILMA ŞEKLİ:

Hasta sırtüstü sert bir zemine yatırılır, göğsü açılır ve göğüs kemiği ( halkımızın "İman Tahtası" dediği yer) bulunduktan sonra göz kararı ile hayali olarak ikiye bölünür ve alt kısmın ortasına yapılır. Başka bir tespitte hastanın göğüs kemiğinin alt ucundan itibaren üç parmak üstünden kalp masajı yapılır. Hasta ya da yaralıya kalp masajının yapılacağı yere iki el üst üste konur, dirsekler gergin durumda iken omuzlardan bastırarak yapılır. Her kalp masajında erişkinin göğüs kemiği 4-5 cm çökmelidir. Erişkin bir insana dakikada ortalama 75 defa kalp masajı yapılır. İlk dakikada iki defa ardından her dakikada bir kez kalbin ve solunumun geri dönüp dönmediği kontrol edilir. Kalp masajı 2-8 yaş arası çocuklarda tek elle göğüs kemiği ortalama 2-3 cm, 2 yaşına kadar olan çocuklarda iki parmak ile 1-2 cm çökecek kadar ve dakikada ortalama 100 defa yapılır. Bebeklerde kalp masajı baş parmaklarla her iki meme hattının ortasının bir parmak altına yapılır. Solunumla alınan havanın oksijeni kan yolu ile beyine ulaşır. Beyin oksijensizliğe en fazla 5 dakika dayanabilir. Bu süreden sonra beyinde çok ciddi hasar ya da ölüm olur. Bu nedenle gerek suni solunuma, gerekse kalp masajına en kısa sürede başlamak gerekir Bir yaralıya hem suni solunum, hem de kalp masajı birlikte yapılacaksa: Sadece bir ilkyardımcı varsa önce 2 defa suni solunum yapar, sonra 30 kalp masajı yapar ve bu şekilde devam eder. İki ilkyardımcı varsa biri 30 kalp masajı yapar, diğeri 2 defa suni solunum yapar. Bir erişkinde dakikada 75 kalp masajı 15 suni solunum yapılmalıdır. BU İŞLEMLERİN HİÇ BİRİ GEREKLİ EĞİTİMİ VE BELGEYİ ALMADAN YAPILAMAZ. SPOR SAKATLANMALARI Yeterince ön hazırlık yapmadan egzersizlerde aşırı zorlamalar; dikkatin azalmasına, kazalara ve sakatlıklara yol açabiliyor! Spor sakatlıklarında uygulanan bilinçli ilk yardım iyileşme süresini kısaltır! Yeterince ön hazırlık yapmadan egzersizlerde aşırı zorlamalar; dikkatin azalmasına, kazalara ve sakatlıklara yol açabilir. Bununla birlikte vücuda fazla yüklenmeden ya da bilinçsizce kullanılan doping ilaçlarından kaynaklanan kalp krizleri, tansiyon yükselmeleri de görülebilir. Meydana gelen bazı rahatsızlıklar basit ilkyardım müdahaleleri ile tedavi edilebilirken, bazı sakatlıklar operasyon yapılmasını gerektirebilir. Sakatlığın cinsine, şiddetine, vücudun iyileştirme gücüne ve birçok çevresel faktöre bağlı olan iyileşme süresini kısaltan en önemli faktörlerden biri ilkyardım müdahalesidir. Ancak ilkyardım müdahalesinin konuda uzman bir kişi tarafından yapılması gerektiğinin altını çizen Op. Dr. Sedat Seven, yanlış ilkyardım müdahalesinin kalıcı rahatsızlıklara neden olabileceğini belirtiyor. En sık karşılaşılan spor sakatlıkları nelerdir? Spor salonlarında en sık görülen sakatlıklar; kas yırtılmaları, burkulma/ ezikler ve kırıklardır. Kas yırtılması birdenbire olur ve ilgili kas gruplarında şiddetli ağrı/acı, kanama, şişme ve hareket kaybı gözlemlenir. Kas

yırtılmalarında öncelikle aktivite durdurmalı, en yakın sağlık kuruluşu veya doktora başvurana kadar soğuk uygulanmalı, koruyucu bandaj veya atel yapılmalıdır. Spor salonlarında meydana gelen bir diğer rahatsızlık ise burkulma ve eziklerdir. Burkulma ve ezikler kendini şişme, morarma, kuvvetli ağrı ve kan birikmesi olarak gösterir. Genel kanının aksine, bu gibi durumlarda sıcak kompres uygulanmamalıdır. Bunun yerine hasarlı yere temiz bir beze sarılmış buz uygulanmalı ve burkulan ya da ezilen yere elastik bandajla hafif sıkı olacak şekilde bandajlama yapılmalıdır. Kırıklar genellikle yaz aylarında uygulanan aktivitelerde daha sık görülse de bazen dikkatsiz bir hareket nedeniyle spor salonlarında da meydana gelebilir. Kırıklarda kesinlikle kırığı yerine düzeltmeye çalışılmamalıdır. Kırılan kol ya da bacağın her iki yanı kalın karton ya da tahta koyup sargı bezi, eşarp, kravat ya da gömlek parçaları ile sarılmalıdır. Ayrıca ağrıyı ve şişmeyi önlemsi için kırık yerin üzerine havluya sarılı buz torbası konulmalı, yaralı kısım kalp seviyesinin yukarısına kaldırılmalıdır. Daha sonra kişi kırık tedavisi için en yakın sağlık merkezine götürülmelidir. SPOR FELSEFESİ 1-Spor Felsefesi nedir? Spor felsefesi spor ile ilgili olan felsefe çalışmasıdır. Dolayısıyla spor felsefesi iki disiplinli bir çalışmasıdır. İçinde : hem felsefe, hem de spor bulunmaktadır. Fakat, çalışma felsefe ağırlıklıdır. Burada öncelikle felsefenin ne olduğu üzerine aydınlanalım. Felsefe nedir? Felsefe en genel belirleme ile bir bilgi üretme etkinliğidir. Felsefenin ürettiği bilgiler, diğer bilgilerimizden örneğin günlük yaşama bilgilerinden, bilimsel bilgiden, teknolojik bilgiden, sanat bilgisinden,dinsel bilgiden ayrıdır. Felsefe bilgileri varolan şeylerin değişmeyen, hep aynı kalan yanları ile ilgilidir. Örneğin pekçok varlık vardır. Canlı varlıklar, cansız varlıklar, manevi varlıkşar, sembolik varlıklar. Bu varlıkların birbiri ile ilişkileri vardır.bu varlıklar değişirler.peki bu varlıkların hepsinde değişmeyen, hep aynı olan(varlık) nedir? Felsefe bunu sorar. Bunu yanıtlayabilmek için de tek tek varolanlarla ilgili ortaya konulan bütün bilgilerden yararlanarak daha yüksek bir bilgi üretir. Bu bilgi felsefe bilgisidir.bu bilginin alanı felsefedir. Ne var ki tek bir felsefe bulunmaz. Varlığı değişik bakımlardan ele alan değişik felsefe tavırları, değişik felsefeler ortaya koyarlar.ayrıca varolanlarla ilgili bilgilerimiz geliştikçe felsefe de gelişecektir.bu iki durum felsefeyi dinamik bir bilgi alanı haline getirir. Şimdi, Spor Felsefesi ne bakalım.

Bilindiği gibi değişik spor olayları vardır. Bunlar tek tek her spor dalı ile ilgili karşılaşmalar, olimpiyatlar, dünya şampiyonaları gibi. Bütün bunlar değişebilmekte, gelişebilmekte, tekrarlanabilmektedir. Tüm bu değişimler, gelişimler ve tekrarlar içinde değişmeden kalan şey spor dur. İşte bu spor nedir? Öyleki yeni sporlar ortaya konulabilir. Yeni yarışmalar düzenlenebilir. Fakat spor dediğimiz öz hep aynıdır. Bu öz spor eğitimcisinin alanı dışındadır, spor hekiminin, spor yöneticisinin, spor bilimcisinin ve sporcunun alanı dışındadır. Sporun ne olduğunu, sporun özünü, sporun hakikatını araştıran bu alan spor felsefesi alanıdır. Kuşkusuz ki spor felsefesindeki tek soru saporun özü sorusu değildir. Bu çerçecede pek çok sorun yer alır. Bunlarla ilgili çalışmalar da spor felsefesinin içine girerler. Fakat, spor nedir? sorusu yani sporun özünü soran soru spor felsefesinin temel sorusudur. 2-Spor Felsefesi için ne tür çalışmalar gerekir? Spor Felsefesi için en önemli iki şeyi yapmak gerekir. Spor ve felsefe. Yalnızca felsefe yapıyorsanız, yalnızca spor yapıyorsanız spor felsefesi yapamazsınız. Spor yapmak için sporun eğitimi almış olmak gerekir, felsefe yapmak için de felsefe eğitimi almak gerekir. Yani rastgele spor yapmaya başlayan bir kişi ile elindeki birkaç felsefe kitabını okumuş kişi bu işi yapamaz. Dolayısıyla spor felsefesi yapmak için herhangibi bir spor dalında yetişmiş olmak ve felsefde eğitimi almak gerekir. Ne var ki bunlar da yetmez. Spor Felsefesi yapabilmek için kişinin fizyoloji, anatomi, endokronoloji, nöroloji, psikoloji, sosyoloji, spor tarihi, ekonomi, estetik, gibi alanlarda bilgi sahibi olması gereklidir. Bir spor felsefesi çalışması içinde bu alanlardaki bilimsel bilgilere başvurmak zorunluluğu bulunur. 3-Hangi metinler Spor Felsefesi metni değildir? çoğu zaman içinde değişik filozof yazılarından alıntılar bulunan metinler spor felsefesi metni sanılır. Bir yazının içinde felsefe metinleri buluması o yazının felsefe metni olduğunu göstermez. Bir yazının içinde filozof yazısı bulunmaması da o yazının felsefe metni olmadığını göstermez. Öyleyse neye bakmak gerekir? Sorun yazıda bir spor felsefesi sorusu sorulup, sorulmadığıdır. Eğer bir felsefe sorusu sorulup, felsefe tavrı ile yanıtlandıysa o bir felsefe metnidir. çok zaman spor ile ilgili bazı alanlar spor felsefesi olarak algılanır. Bunların en başta geleni ise olimpizmdir. 4-Olimpizm nedir? Olimpizm spor olayının temel özelliklerinden hareketle, ortaya koyulmuş bir dünya görüşü ve yaşam anlayışıdır. Olimpizm felsefe gibi dinamik, devinen, gelişen bir bilgi alanı değilidir. çünkü sporun özü nedir? sorusuna sonsuzca yanıt verielebilir. Bu yanıtların hepsi geçerli olabilir ve soruya değişik aydınlanmalar sağlayablilir. Oysa olimpizm belirli bir anlayıştır. Hatta Olimpik Anlaşma (Olympic Charter) ile kuralları ve ilkeleri belli edilmiştir. Değişken ve gelişken değildir. Olimpizmden hareketle olimpiyat oyunları düzenleyebilirsiniz, ama hejhangibi bir spor felsefesinden hareketle hiçbir spor müsabakası düzenleyemezsiniz. Spor Felsefesi yaparken, olimpik ilkelerden yararlanılabilinir. 5-Olimpizm ve Olimpiyatların ilişkisi nedir? Olimpiyat Oyunları Olimpik İlkelere (Olimpik Anlaşmaa /Olympic Charter da belirlenmiş) göre düzenlenirler. Olimpiyat Oyunlarının amacı olimpizmin içinde bulunan dostluk, kardeşlik, mükemmellik, daha iyi ve güzele

ulaşmak, her türlü dil, din, ırk, politik görüş ve benzerlerinin üzerinde yaşayabilmeyi insanlara anımsatmak ve yaşatmak amacıyla düzenlenir. Bu nedenle olimpizm, olimpiyat oyunlarının temel anlayışıdır. 6-Spor Felsefesi dünyada ve Türkiyede ne zaman başlamıştır? Bir felsefe olarak Spor Felsefesinin başlayışı 1950li yıllara kadar geri gitmektedir. Avrupada ilk Spor Felsefesi Sempozyumu 1952 yılında Almanyada Osnabrückte düzenlenmiştir. Ne var ki Spor Felsefesini hazırlayan çalışmaları modern çağ için Rönesansa kadar geri götürebiliriz. Bu çalışmalar 18. yyde üç ülkede İsveç, Almanya ve İngilterede önemli gelişmeler gösterirler. İkinci Dünya Savaşından sonraki yıllarda felsefede ciddi bir çalışma alanı oluşturur. Spor Felsefesi bağımsız bir felsefe disiplini olarak görüldüğü gibi Yaşama Felsefesinin bir alanı olarak da ele alınmaktadır. Ülkemizdeki başlayışı bu çizgide olmuştur. Ülkemizde Spor Felsefesi ilk kez 11-12 Kasım 1990 tarihlerinde İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde düzenlenen Türk Alman Kültür diyalogunda Spor Felsefesine yeni yaklaşımlar isimli sempozyumla başlamıştır. Böylece yapılmakta olan Spor Felsefesi çalışmaları ilk kez Doç.Dr.Atilla Erdemlinin öncülüğünde derli toplu bir tartışma ortamına girmiş ve kitaplaştırılmıştır. Günümüzde bazı Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokullarında Spor Felsefesi dersi lisans düzeyinde verilmektedir.