Alemin Yaratılış Düzeni- MARİFETNAME

Benzer belgeler
Erzurumlu İbrahim Hakkı (Rahmetullahi Aleyh)

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma


ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok

Dua ve Sûre Kitapçığı

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

KUR'ANDAN DUALAR. "Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru." ( Bakara- 201 )

ARAF SURESİ İniş Sırası: 39 Mushaf Sırası: 7 Mekki Sure 206 Ayettir. Rahmân ve Rahîm Allah ın adıyla

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir.

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

başlıklı bir dersine dayanarak vermeye çalışacağız.

Muhammed Salih el-muneccid

İLİ : GENEL TARİH : Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

KRAL JAMES İNCİLİ 1611 APOCRYPHA DUA AZARYA & üç Yahudi şarkı. Azarya ve şarkının üç Yahudi duası

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15

EK: Mucize Avcısı nı yayına hazırlarken, çok

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15

Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri - Marifetname.

Muhammed Aleyhisselam ın Dilinden Dualar

Kur ân da Dua Ayetleri

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir.

GENEL YAYIN YÖNETMENÝ VE SORUMLU YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜ TALÝP ARSLAN

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN

FARZ NAMAZLARIN VAKİTLERİ

FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ 5.ÜNİTE :DÜNYA, GÜNEŞ VE AY KONU ÖZETİ

Sultanım, müsaade buyurun, ben İstanbul'un çevresini dolaşıp, mevcut suları bir inceleyeyim!.

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu

GADİR ESİNTİLERİ -10- Şiir: İsmail Bendiderya

Peki, bu bayramın bizlere nasıl hediye edildiğini biliyor musunuz? Dilerseniz bu kıssayı hep birlikte hatırlayalım.

Fakat bazı şeyleri yeyip içmek, insanlara zararlı, hikmet ve ihtiyaca aykırı olduğu için İslam dininde haramdır.

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

Hz.Resulüllah (SAV) den Dualar

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

Herkes bir arayış içinde

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

NİÇİN EVLENMEDEN ÖNCE İNSANIN KENDİNİ TANIMASI ÇOK ÖNEMLİDİR? YA DA KENDİNİ TANIMAK NEDİR?

...ekinleri... yaratan O dur.[2] Ve bunlar belli bir miktar ve ölçü de bitirilmiştir.[3]

Arap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor.

dinkulturuahlakbilgisi.com Konu Anlatımı MELEKLER Hazırlayan Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

AİLE KURMAK &AİLE OLMAK

"Kuran nedir ve tarifi nasıldır?" başlığı altında yapılan izahı ayeti kerimelerle açıklayabilir misiniz?

Bu ay içinde orucu ve namazı o kişiye kolaylaştırılır. Bu ay içinde orucu ve namazı ALLAH tarafından kabul edilir.

Dünya, Güneş ve Ay'ın Şekli;

Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman

Question. Kur an ın (Defaten Ve Tedricî) İnişi. Dr.İbrahimiyan

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK SINAVI 26 KASIM 2014 Saat: 11.20

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BİRİNCİ KİTAP

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır.

Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel minna inneke entessemiul alim.

Sabah Duaları Rahman ve Rahîm Allah ın adıyla. Allahım! Selam Sensin, bütün kusurlardan sâlimsin ve herkes için selamet kaynağısın.

Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesin olarak inanırlar. Bakara suresi, 4. ayet.

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

MERYEM SURESİNDEKİ MUKATTAA HARFLERİ كهيعص

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

6. SINIF. Oturan, duran, kovsuz, gıybetsiz Hakk Muhammed Ali deyip evine vara, tüm canların Yüce Allah dildeki dileğini, gönüldeki muradını vere!

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şu an hayatta ve yeryüzünde hazır mıdır? Abdulkerim el-hudayr

Gök Mekaniği: Giriş ve Temel Kavramlar

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

HAYALİ, EFSANEVÎ VARLIKLAR VE İLİMLER

7. SINIF DENEME SINAVLARI DAĞILIMI / TÜRKÇE

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK SINAVI 26 KASIM 2014 Saat: 11.20

Dünya: Ilahi bir TV kanalından ibarettir

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK SINAVI 26 KASIM 2014 Saat: 11.20

TÂĞUT KELİMESİNİN ANLAMI

İÇİNDEKİLER. Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili. Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan

Ayetlerin Mealleri: الله لا ا ل ه ا لا ه و ال ح ي ال ق ي وم لا ت ا خ ذ ه س ن ة و لا

YARATILIŞ MİTLERİ DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

ZEKÂTIN FARZ KILINMASININ HİKMETİ

OKUNMAMIŞ ÜÇ MESAJINIZ VAR

MHN 113 Teknik Resim ve Tasarı Geometri 2

Suyun yeryüzünde, buharlaşma, yağış, yeraltına süzülme, kaynak ve akarsu olarak tekrar çıkma, bir göl veya denize akma vs gibi hareketlerine su

SU HALDEN HALE G İ RER

HAC SURESİ İniş Sırası: 103 Mushaf Sırası: 22 Medeni Sure 78 Ayettir. Rahmân ve Rahîm Allah ın adıyla

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL

Yahudiliğin peygamberi Hz. Musa dır. Bu nedenle Yahudiliğe Musevilik de denir. Yahudi ismi, Yakup un on iki oğlundan biri olan Yuda veya Yahuda ya

Güneş ve Ay Tutulmaları: Nasıl ve Neden Olur?

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

BEYANAT. Ahmed el Hasan (a.s)

PARALEL VE MERİDYENLER

ARALIK 2013 SAYI 2 12/17/2013 1

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ

Küçüklerin Büyük Soruları-2

Adım-Soyadım:... Oku ve renklendir.

Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır

Ali imran 139. Gevşemeyin, hüzünlenmeyin! Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz, üstün olan sizlersiniz.

CEVAPLARIM GENEL AÇIKLAMA. 1. Bu kitapçıkta, 8. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi Ünite Değerlendirme Sınavı bulunmaktadır.

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla;

Senin için gelmesi mukadder olan şeylere hırs göstermen yersizdir. Senin için olmayan, başkasının hakkı olan şeylere, hasret çekmen yakışıksızdır.

Maksut Genç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Transkript:

Alemin Yaratılış Düzeni- MARİFETNAME Ey aziz, malum olsun ki, müfessirler ve muhaddisler ittifak etmişlerdir ki; Allah Teala Hazretleri, birlik mertebesinde gizli bir hazineyken, tanınmayı ve bilinmeyi istemesi ve sevmesiyle, ruhlar ve cesetler âlemini yaratıp, kendi rahmetinin güzelliğini, celal ve azametini, bağış ve nimetini, sanatının çeşitliliğini ve hikmetinin sırlarını göstermeyi diledikte; bütün yaratıklarından önce yokluğun sırrından pırıl pırıl yeşil cevheri vücuda getirmiştir. Bazı rivayetlere göre, kendi nurundan oldukça hoş ve büyük bir cevher var edip, ondan kâinatın tümünü derece derece ve düzenli biçimde ortaya çıkarmıştır. Buna, ilk cevher, nur-u Muhammedî, Cevh-i mahfuz, akl-ı kül, izafî ruh diye adlandırırlar ki, bütün ruhların ve cesetlerin başlangıcı ve kaynağı bu cevherdir. Çünkü Hak Teala muhabbetle o cevhere bir bakmıştır; o anda cevher, utancından eriyip su gibi akmıştır, halis özü üstüne çıkmıştır. O özden ilk olarak küllî nefsi yaratmıştır. Sonra meleklerin ruhlarını, bitkilerin ruhlarını, tabiatların ruhlarını sırasıyla yaratmıştır. Bu ruhlar için mertebelerine göre belirli makamlar tayin edip, her sınıf kendi belli makamlarına gitmiştir. Her ruh, kendi cinsini bulup, topluluklar oluşturmuş ve her topluluk makamında kalmıştır. Ruhlar ve melekler âlemi, bu ondört çeşit ruhla tamam olmuştur. Bu âlemin en yüksek, en saf ve en güzel olanını gayb âlemi, lâhut âlemi, ceberut âlemi diye adlandırırlar. Ortasına, ruhlar âlemi, mânâlar âlemi, emirler âlemi, derler. Alt kısmına, en kesif ve cisimlere yakın olan kısmına mücerret âlemi, berzah âlemi, misal âlemi derler. Melekler ve ruhlar âleminin yaratılmasından ikibin yıl sonra Hak Teala nın ezeli iradesi diledi ki, nam ve şanını ortaya çıkarmak için cisimler âlemini yarattı. Bunun üzerine ilk cevhere muhabbetle bir daha bakmıştır. Onun yüzü suyu, utancından harekete gelip dalgaları yükselmişti r ve cevherin yüce özünden arş-ı âzam vücuda gelmiştir. Öteki özlerinden kürsü, cennet, cehennem, yedi gök, dört unsur vücuda gelip şekillenmiştir. Arş-ı âlâdan esfel-i sâfiline dek bu sûret âlemi, bu tertip üzere düzen bulup, onbeş çeşit cisimle mülk âleminin ortaya konuşu tamam olmuştur. Bu âlemin üst tabakasına ulvî âlem, beka âlemi, ahiret âlemi derler; orta tabakasına orta âlem, gök cisimleri âlemi, felekler âlemi, gökle âlemi derler; alt tabakasına süflî âlem, cisimler âlemi, unsurlar âlemi, oluş ve bozuluşlar âlemi, dünya âlemi derler. Ruhlar ve melekler âlemindekilerle mülk âlemindekilerin toplamı yani ruhların çeşitleri ile basit cisimlerin sınıflarının hepsi, harfler misali yirmi dokuzda tamam olmuştur. Her iki âlemin varlıklarının birleşmesinden üç kısım bileşik cisim vücuda gelmiştir: Madenler, bitkiler ve hayvanlar. Tıpkı hece harflerinden isim, fiil ve harflerin vücuda gelip, insanların lisanı olduğu gibi, her iki âlemdekilerden de üç bileşim ortaya çıkıp, onlardan cihan kitabı sonsuz mânâlar kazanmıştır. Şu halde ibret gözüyle âleme bakan ârifler, her nesnede nice hikmetler görmüşlerdir ve Allah dostları, Allah ın yüce sanatının sırlarını anlayarak, birer harf olan eşyadan mânâya ulaşıp, Hak kın huzuruna ermişlerdir. Rubai

Alem ki tamam nüsha-i hikmettir Mânâsını fehm eyleyene cennettir Mahrum-u şuhûd olanların çeşminde Zinda-ı belâ çah ve gam-ı mihnettir. 1.BÖLÜM, 1.MADDE-MARİFETNAME Birinci bölüm, Özet olarak âlemin yaratılış tertibini, Arş-ı Azam ın büyüklüğünün keyfiyetini, Arş ın taşıyıcılarını, o muhterem kürenin, çevresinde olan nehirleri, melekleri ve sair toplulukları ve altında olanr Kürs ü, Sidre yi, Levh-i Mahfuz u ve Kalem i altı madde ile beyan eder. Ey aziz, malum olsun ki, Hak Teala bu âlemi, varlık ve birliğine alâmet edip, bütün eşyada, görecek gözü olanlara sanatını ortaya çıkarmakla hikmetinin hakikatlerini duyurmuştur. Kullarını, kendini tanıma hususunda rağbete getirmek için Kelam-ı Kadim inde azametle şöyle buyurmuştur: (Burada yazılan âyetler, Kur an daki tertib üzerinedir.) Bismillahirrahmanirrahim Hamd, âlemlerin Rabbine Mahsustur. (1/2) Göklerin ve yerin hükümranlığının Allah a ait olduğunu bilmez misin? Allah dan başka dost ve yardımcınız yoktur. (2/107) Allah, kendisinden başka ilah olmayan, kendisini uyuklama ve uyku tutmayan, diri, her an yaratıklarını gözetip durandır. Göklerde olan ve yerde ola ancak onundur. Onun izni olmadan katında şefaat edecek kimdir? Onların işlediklerini ve işleyeceklerini bilir, dilediğinden başka ilminden hiçbir şey kavrayamazlar. Hükümdarlığı, gökleri ve yeri kaplamıştır, onların gözetmesi ona ağır gelmez. O, yücedir, büyüktür. (2/255) Şüphesiz gökte ve yerde hiçbir şey Allah dan gizli kalmaz. Ana rahminde sizi, dilediği gibi şekillendirir. ondan başka ilah yoktur. Güçlüdür, hakimdir. (3/5-6) Göklerde olanlar da, yerde olanlar da Allah ındır. İşler Allah a varacaktır. (3/109) Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelmesinde akıl sahiplerine şüphesiz deliller vardır. onlar, ayakta iken, otururlarken, yan yatarlarken Allah ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler: Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın, sen münezzehsin. Bizi ateşin azabından koru, derler. (3/190-191). Göklerde olanlar da, yerde olanlar da Allah ındır. Allah, her şeyi kuşatır. (4/126) Göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin hükümdarlığı Allah ındır. Dönüş onadır. (5/18) Göklerin, yerin ve onlarda olanların hükümdarlığı Allah ındır. Allah, her şeye kadirdir. (5/120)

Göklerin ve yerin Allah ı, içinizi, dışınızı bilir, kazandıklarınızı da bilir. (6/3) Gaybın anahtarları onun katındadır, onları ancak o bilir. Karada ve denizde olanı bilir. Düşen yaprağı, yerin karanlıklarında olan taneyi, yaşı kuruyu - ki apaçık bir Kitap dadır- ancak o bilir. (6/59) Göklerde ve yerde olanlar onundur; hepsi ona boyun eğmiştir. (30/26) Yakinen bilenlerden olması için İbrahim e göklerin ve yerin hükümranlığını şöylece gösterdik. (6/75) Doğrusu ben yüzümü, gökleri ve yeri yaratana, doğruya yönelerek çevirdim, ben puta tapanlardan değilim. (6/79) Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan sonra arşa hükmeden, gündüzü - durmadan kovalayan- gece ile bürüyen, güneşi, ayı, yıldızları, hepsini buyruğuna baş eğdirerek var eden Allah dır. Bilin ki, yaratma da, emir de onun hakkıdır. Alemlerin Rabbi olan Allah yücedir. (7/56) Göklerin ve yerin hükümdarlığı elbette Allah ındır. Dirilten ve öldüren odur. Allah dan başka dost ve yardımcınız yoktur. (9/116) Yerde ve gökte hiç bir zerre Allah dan gizli değildir; bundan daha küçüğü veya daha büyüğü şüphesiz apaçık bir Kitaptadır. (10/61) Göklerde ve yerde olana bakın, de (10/101) Göklerde ve yerde olan herşey Rahman ın kulundan başka bir şey değildir. And olsun ki ilmi onları kuşatmış ve teker teker saymıştır. (19/93-94) Eğer yerle gökte Allah dan başka ilahlar olsaydı, ikisi de bozulurdu. Arşın Rabbi olan Allah, onların vasıflandırdıklarından münezzehtir. (21/22) Rabbinin gölgeyi nasıl uzattığını görmez misin? İsteseydi onu durdururdu. Sonra biz, güneşi, ona delil kılıp yavaş yavaş kendimize çekmişizdir. (25/45-46) Dağları yerinde donmuş sanırsın, oysa onlar bulutlar gibi geçerler. Bu herşeyi sağlam tutan Allah ın işidir. Doğrusu o, yaptıklarınızdan haberdardır. (27/88) Rüzgarı gönderip bulutları yürüten, oları gökte dilediği gibi yayan ve kısım kısım yığan Allah dır. Artık sen de aralarından yağmurun çıktığını görürsün. Allah ın kullarından dilediğine verdiği yağmurla daha önceden kendilerine yağmur indirilmesinden ümitlerini kesmiş oldukları için onlar seviniverirler. Allah ın rahmetinin belirtilerine bir bak; yeryüzünü ölümünden sonra nasıl diriltiyor? Şüphesiz ölüleri o diriltir, her şeye kadirdir. (30/48-50) Allah ın geceyi gündüze, gündüzü geceye kattığını, her biri belirli bir süreye doğru hareket edecek olan güneşi ve ayı buyruk altında tuttuğunu; Allah ın yaptıklarınızdan haberdar olduğunu bilmez misin? (31/29) Gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları altı günde yaratan, sonra arşa hükmeden Allah dır. Ondan başka bir dost ve şefaatçiniz yoktur. Düşünmüyor musunuz? (32/4) Hamd, göklerde olanlar ve yerde bulunanlar kendisinin olan Allah a mahsustur. Hamd, ahirette de ona mahsustur. O, hakimdir, her şeyden haberdardır. Yere gireni ve ondan çıkanı, gökten ineni ve oraya yükseleni bilir. o, merhametlidir, mağfiret sahibidir. Gaybı bilendir. Göklerde ve yerde zerre kadar olanlar bile onun ilminin dışında değildir. Bundan daha küçüğü ve daha büyüğü de şüphesiz apaçık Kitaptadır. (34/1-3) Doğrusu zeval bulmasın diye gökleri ve yeri tutan Allah dır. Eğer onlar zevale uğrarsa ondan başka, and olsun ki, onları kimse tutamaz. O, şüphesiz halimdir, bağışlayıcıdır. (35/41) Orada hurmalıklar ve üzüm bağları var ederiz, aralarında pınarlar

fışkırtırız. Onu ve elleriyle yaptıklarının ürünlerini yesinler; şükretmezler mi? Yerin yetiştirdiklerinden, kendilerinden ve daha bilmediklerinden çift çift yaratan Allah münezzehtir. Onlara bir delil de gecedir: Gündüzü ondan sıyırırız da karanlıkta kalıverirler. Güneş de yörüngesinde yürüyüp gitmektedir. Bu güçlü ve bilgin olan Allah ın kanunudur. Ay için de sonunda kuru bir hurma dalına döneceği konaklar tayin etmişizdir. Aya erişmek güneşe düşmez. Gece de gündüzü geçemez. Her biri bir yörüngede yürürler. Onlara da bir delil: Soylarını dolu gemiyle taşımamız ve kendileri için bunun gibi daha nice binekler yaratmış olmamızdır. (36/34-42) Gökleri ve yeri yaratan, kendilerinin benzerini yaratmaya kadir olmaz mı? Elbette olur; çünkü o, yaratan ve bilendir. Bir şeyi dilediği zaman, onun buyruğu sadece, o şeye: Ol demektir, hemen olur. Her şeyin hükümranlığı elinde olan ve sizin de kendisine döneceğiniz Allah yücedir. (36/81-83) Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbi, güçlüdür, çok bağışlayandır. (38/66) Onlar, Allah ı gereği gibi değerlendiremediler. Bütün yeryüzü, kıyamet günü onun avucundadır; gökler onun kudretiyle dürülmüş olacaktır. O, putperestlerin ortak koştuklarından yüce ve münezzehtir. (39/67) Sur a üflenince, Allah ın dilediği bir yana, göklerde olanlar, yerde olanlar baygın düşer. Sonra sura ir daha üflenince, hemen ayağa kalkıp bakışır dururlar. Yeryüzü Rabbinin nuruyla aydınlanır, kitap açılır, peygamberler ve şehitler getirilir ve onlara haksızlık yapılmadan, aralarında adaletle hüküm verilir. Her kişiye işlediği ödenir. Esasen Allah, onların yaptıklarını en iyi bilendir. inkar edenler, bölük bölük cehenneme sürülür. Oraya vardıklarında kapıları açılır. Bekçileri onlara: Size, içinizden, Rabbinizin ayetlerini okuyan ve bugüne kavuşacağınızı ihtar eden peygamberler gelmedi mi? derler. Evet geldi, derler. Lakin azap sözü inkarcıların aleyhine gerçekleşir. Onlara: Temelli kalacağınız cehennemin kapılarından girin; böbürlenenlerin durağı ne kötüdür! denir. rabblerine karşı gelmekten sakınanlar, bölük bölük cennete götürülürler. Oraya varıp da kapıları açıldığında, bekçileri onlara: Selam size, hoş geldiniz! Temelli olarak buraya girin, derler. Onlar: Bize verdiği sözde duran ve bizi bu yere vâris kılan Allah a hamdolsun. Cenette istediğimiz yerde oturabiliriz. Yararlı iş işleyenlerin ecri ne güzelmiş! derler. (39/68-74) Sizin içi yeri durak, göğü bina eden, size şekil verip de şeklinizi güzel yapan, sizi temiz şeylerle rızıklandıran Allah dır. İşte Rabbiniz olan Alah budur. Alemlerin Rabbi Allah ne yücedir. (40/64) Dikkat edin; onlar Rabblerine kavuşmaktan şüphededirler; dikkat edin, Allah şüphesiz her şeyi bilgisiyle kuşatandır. (41/54) Göklerin ve yerin yaratanı, size içinizden eşler, çift çift hayvanlar var etmiştir. Bu suretle çoğalmanızı ağlamıştır. Onun benzeri hiçbir şey yoktur. O, işitendir, görendir. (42/11) Gökte de ilah, yerde de ilah odur. Hakim olan, her şeyi bilen odur. Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların hükümranlığı kendisinin olan Allah ne yücedir! Kıyamet saatini bilmek ona aittir. Ona döneceksiniz. (43/84-85) Biz gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları oyun olsun diye yaratmadık. Biz onları, ancak ve ancak gerektiği gibi yarattık. Ama insanların çoğu bilmezler. (44/38-39) Övülmek, göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve âlemlerin Rabbi olan Allah içindir. Göklerde ve yerde azamet onundur. O, güçlüdür, hakimdir. (45/36-37)

Göklerde olanları, yerde olanları, hepsini sizin buyruğunuz altına vermiştir. Doğrusu bunlarda düşünenler için dersler vardır. (45/13) Göklerdeki ve yerdeki ordular Allah ın. Allah, bilendir, hakimdir. (48/4) Göklerin ve yerin hükümralığı Allah ındır. O, dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Allah bağışlayıcıdır, merhamet sahibidir. (48/14) Göklerde ve yerde olan kimseler, her şeyi ondan isterler; o, her an kainatı tasarruf etmektedir. Öyleyse Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlarsınız? (55/29-30) Yeryüzünde bulunan her şey fanidir, ancak yüce ve cömert olan Allah ın varlığı bakidir. (55/29-30) Göklerde ve yerde olanlar Allah ı tesbih ederler. O, güçlüdür, hakimdir. Göklerin ve yerin hükümranlığı onundur; diriltir, öldürür. O, her şeye kadidir. O, her şeyden öncedir, kendisinden sonra hiç bir şeyin kalmayacağı sondur; varlığı âşikardır; gerçek mahiyeti insan için gizlidir. O, her şeyi bilir. Gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra arşa hükmeden, yere gireni ve ondan çıkanı, gökten ineni ve oraya yükseleni bilen odur. Nerede olursanız olun, o sizinle beraberdir. Allah yaptıklarınızı görür. Göklerin ve yerin hükümranlığı onundur. Bütün işler Allah a döndürülür. Geceyi gündüze katar, gündüzü geceye katar; o, kalblerde olanı bilendir. (57/1-6) Göklerde olanları da, yerde olanları da Allah ın bildiğini bilmez misin? Üç kişinin gizli bulunduğu yerde dördüncü mutlaka odur; bunlardan az veya çok, ne olursa olsunlar, nerede bulunurlarsa bulunsunlar, mutlaka onlarla beraberdir. Sonra kıyamet günü, işlediklerini onlara haber verir. Doğrusu Allah, her şeyi bilendir. (58/7) Göklerde olanlar da, yerde olanlar da Allah ı tesbih ederler. Hükümdarlık onundur, övülmek ona mahsustur. O, her şeye kadirdir. (64/1) Gökleri ve eri gerektiği gibi yaratmıştır. Size şekil vermiş ve şeklinizi güzel yapmıştır. Dönüş onadır. Göklerde ve yerde olanları bilir; gizlediklerinizi de açığa vurduklarınızı da bilir; Allah, kalblerde olanı bilendir. (64/3-4) Yedi göğü ve yerden bir o kadarını yaratan Allah dır. Allah ın her şeye kadir olduğunu ve ilminin her şeyi kuşattığını bilmeniz için Allah ın buyruğu bunar arasında iner durur. (65/12) Hükümdarlık elinde olan Allah yücedir ve her şeye kadirdir. Hanginizin daha iyi iş işlediğini belirtmek için ölümü ve dirimi yaratan odur. O, güçlüdür, bağışlayıcıdır. Gökleri yedi kat üzere yaratan odur. Rahman ın bu yaratmasında düzensizlik bulamazsın. Gözünü bir çevir bak, bir aksaklık görebilir misin. (67/1-3) And olsun ki yakın göğü şıklarla donattık, onlarla şeytanların taşlanmasını sağladık ve şeytanlara çılgın alev azabı hazırladık. (67/5) Sizi yerde yaratıp yayan odur ve onun huzurunda toplanacaksınız. (67/24) Allah ın göğü yedi kat üzerine nasıl yarattığını görmez misiniz? Aralarında aya aydınlık vermiş, güneşin ışık saçmasını sağlamıştır. Allah sizi yerden bitirir gibi yetiştirmiştir. Sonra sizi oraya döndürür ve yine oradan çıkarır. Yeryüzünde dolaşabilmeniz, orada yollardan ve geniş geçitlerden geçebilmeniz için onu size yayan odur. (71/15-20)

ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI HZ.NİN KISA HAYATI Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri 8 Mayıs 1703 yılında Erzurum Hasan kale (Pasinler) de dünyaya geldi. Büyük Âlim Dokuz yaşındayken babasıyla Siirt e gitti ve Tillo Köyü ndeki Kadiri Şeyhi İsmail Fakirullah a bağlandı. 1735 te Erzurum a döndü. Üç kez hacca giden, Arabistan ve Mısır ı dolaşan İbrahim Hakkı,1752 de İstanbul da Sultan I.Mahmud Han ın özel izniyle saray kitaplığından yararlandı. Şiirlerini İlâhi name adı altında toplayan İbrahim Hakkı, ünlü eseri Marifet name de çağının jeolojiden astronomiye, fizyolojiden psikolojiye kadar pek çok alandaki bilgilerini bir araya getirmeye çalıştı. Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretleri Osman Efendi adlı bir şeyhin evladıdır. Babası saygın bir mutasavvıf idi ve İbrahim Hakkı yı iyi bir eğitimle yetiştirdi. İbrahim Hakkı olgun bir düşünürdü. Yetmişten fazla eser yazdı. Eserleri arasında en meşhuru olan Marifetname adlı eseri, yaşadığı dönemin bütün bilgilerini kapsayan ansiklopedik özellikte bir eserdir. Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretleri Marifetname adlı eseriyle insanlara önce çevrelerindeki eşyayı, daha sonra kendilerini ve en sonunda da mevlayı bildirmeyi amaçlıyordu. Kitabın içindeki Kıyafetname adlı bölüm ise bir çeşit görgü bilimidir. Erzurumlu İbrahim Hakkı, dar çevresi içinde tasavvufu öğrenmişti. O, derin düşüncesiyle cisimlerin birleşmesini, hayatın doğuşunu, cinslerin gelişmesini yepyeni bir görüşle ortaya atmıştı. Ona göre mevlamız önce Kendi nurundan bir cevher var edip, andan cemi kâinatı tedric ve tertip ile yaratmıştır; buna Cevher-i Evvel denir. Erzurumlu İbrahim Hakkı ya göre, bütün varlık küre şeklindedir: Âlemin her ne tarafına nazar olunsa şekli muhaddep görünür. Arzda ve semada müşahede olunan bütün şekiller yuvarlaktır. Einstein bu görüşü ondan çok daha sonra matematiksel yollardan göstermiştir. İnsanların nazarında çok önemli bir yer işgal eden Marifetname adlı eseri defalarca basılmıştır. Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin BİLİME HİZMETLERİ İbrahim Hakkı Hazretlerinin duvarı ve Diğerleri: Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri kaliteli insan yetiştirmenin kaliteli yazılar sayesinde gerçekleştirilebileceği gibi, kaliteli çalışmaların kaybolmamasının da yine bu türden yazılara bağlı olduğuna inanan İbrahim hakkı, hayatı boyunca yaptığı bütün bilimsel çalışmalarını Marifetname adlı eserinde, çağında hemen her kesimin rahatlıkla anlayabileceği sade bir üslupla açıklayıp, kaybolma tehlikesinden korudu. Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri, başlı başına bir ansiklopedi olan marifetnamesine aritmetikle başlayıp, matematiğin diğer konularını sırayla ele almakta, sonra astronomi bilimine geçmektedir. Astronomi konularını işlerken Dünya dan, Güneş ten, Aydan, yapı ve şekillerinden bahsetmekte ve dünya nın küre biçiminde olduğunu ispatlamak için şu delilleri ileri sürmektedir:

Yıldızların doğuda oturanlara Batı da oturanlardan daha önce görünmesi. Kuzey e doğru gidenlere kutup ve kuzey yıldızlarının daha yüksek ve güney yıldızlarının daha alçak görünmesi. Sahillere ve dağlara yönelince ilk önce yüksek dağların, yaklaştıkça daha az yüksek dağların görünmesi. Güneş ve Ay tutulması konularında da çağına göre oldukça ilginç açıklamalarda bulunan İbrahim Hakkı, bu olayı tamamıyla geometrik bir tarzda izah edip, Ay tutulmasını şu şekilde ifade etmektedir. Dünyamız güneş le Ay arasına girince Ay ın ışığı kararır. Çünkü Ay, ışığını güneşten alır. Dünya ise yuvarlaktır ve gök, Dünya yı her yanından çevrelemiştir. Ay, Dünya nın gölgesine girerse, güneş ışığını alamaz. Güneş tutulmasını da Dünya ile Güneş arasına ayın irmesi şeklinde ifade ediyor ki, bu açıklamalar, geçerliliğini günümüzde de aynen korumaktadır. Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri, Dünya nın asıl bir hızla döndüğünü çağında yine herkesin anlayabileceği bir açıklıkla şu şekilde ifade ediyor: erişkin bir at bir ayağını kaldırıp indirinceye kadar dünya 3 bin fersah mesafe alır. Buna bağlı olarak meydana gelen zaman farkını da Bir gün üç kişiye göre farklıdır. Bir yerde 3 kişiden biri Doğu dan Batı ya, ikincisi Batı dan Doğu ya doğru gitse, biride durduğu yerde kalsa, gün bu üç kişiye ayrı ayrı gelecektir. Batı ya doğru giden kişi güneşin yörüngesine uygun, Doğu ya giden kişi ise bu yörüngenin ters yönünde hareket ediyor. Bu yüzden Batı ya doğru giden kişi için gün batışı daha geç olur. Şeklinde izah ediyor. Matematikte dört işlem, sayılar, bilinmeyen sayıları bulma, kesirler ve bir sayının kökünü bulma konularındaki ilginç açıklamalarıyla da dikkatleri çeken İbrahim hakkı, geometri alanında da cisimlerin boyutlarını, yüzölçümlerini, nokta, çizgi, yüzey ve tanımları, üçgenler, dörtgenler, çokgenler, açılar, merkez ve çevresi, kiriş, yay, sinüs, küp, silindir,koni ve küre hakkında da ilginç açıklamalarda bulunup, çözümler getirir. Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri anatomi ve fizyoloji konularında da derinlemesine incelemeler yapan İbrahim hakkı, anatomiyi vücudun yapısını bildiren bilim diye tanımlar. Marifetname adlı eserinin anatomiye ayrılan bölümünde vücudundaki organlardan, kemiklerden, sinirlerden, kaslardan, bahseder. Kafa kemiklerinden söz ederken bunların boynu koruduğunu, tek parça değil de birçok parçadan meydana gelişinin yararlarını anlatır. 12 kaburga kemiği, bel kemiği, as ve sinirlerin görev ve çalışma özellikleri hususunda verdiği bilgiler, günümüzde hala değerini korumaktadır. Özellikle kas ve sinirlerinin çalışma mekanizmasını ele alırken bütün hareketlerin sinirler yoluyla meydana geldiğini tespit etmesi ve insan vücudunda 420 istemli hareket türünün olduğunu ileri sürmesi oldukça ilginçtir. Yine dikkatleri çeken bir başka nokta ise, göz sinirlerini anlatırken açıkça tractus opticus un çaprazlaştığına işaret etmesidir. Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin ESERLERİ Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin bir kısım kaynaklardan 40, diğer bir kısımda ise 15 civarında eseri bulunduğu ileri sürülen İbrahim Hakkı nın en çok tanınan eserlerinden biri1754 te tamamladığı İlahiname adındaki divanı, diğeri ise başlı başına bir ansiklopedi hüviyetinde olan Marifetname adlı eseridir. Marifet name nin el yazma nüshalarından biri İstanbul da Fatih kütüphanesi nde 2850 numarada kayıtlıdır.

Kaynak: Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin Hayatı» Aklı Selim İle Düşünce, İnanç ve İnsan