1 Cumhuriyet Halk Partisi GENEL BAŞKAN KEMAL KILIÇDAROĞLU NUN SAKARYA MİTİNGİNDE YAPTIĞI KONUŞMA Tarih : 04.09.2010 Karanlığın sonunda güneş doğacak. Umuyorum o güneş Sakarya da doğacak. Haksızlığa karşı, zulme karşı, emeğe karşı davrananlarla mücadele edeceğiz ve güneşi mutlaka Sakarya dan doğuracağız. Tatangalar da aranızda mı? Onların sesi çıkıyor mu? Ama bir şeyden emin olmanızı istiyorum. Az önce arkadaşımız Sayın Başbakan her gelişte burada Necip Fazıl ın Sakarya türküsünden her seferinde bir dizeler okur. O dizelerin son satırını izin verirseniz ben bir kez daha okumak istiyorum. Şöyle diyor Necip Fazıl; yüzüstü çok süründü, ayağa kalk Sakarya. Sayın Başbakan ayağa kalk Sakarya yı 2002 de söyledi, 2003 te söyledi, 2004 te söyledi, 2005, 2006, 2007 de söyledi, 2008 2009 ve 2010 da söyledi. Sakarya ayağa kalktı mı? Ayağa kalktı mı? Peki Sakaryalı dönüp geriye bakacak. Sayın Başbakan Sakarya ayağa kalk diyorsun, ayağa kaldıracak olanda sensin. Sen bir muhalefet milletvekili misinki bunu söylüyorsun diye. Bunun hesabını Sakaryalı ayağa kalkarak AKP den soracaktır. Bir şeyden emin olmanızı istiyorum. Bir grup arkadaş slogan atıyor AKP halka hesap verecek diye. Size söz veriyorum yetki verin, güç verin kul hakkı yiyenlerden hesap sormak bu kardeşinizin boynunun borcudur. 2002 de Sakarya AKP ye 6 milletvekili verdi. Yani 6 0. Daha sonra seçimler oldu 5 AKP milletvekili 1 MHP ye verdi. Şimdi soruyorum 6 milletvekili verdi Sakarya nın sorunları çözüldü mü? Deprem yaraları sarıldı mı? Çiftçi hayatından memnun mu? Esnaf hayatından memnun mu? O zaman söyledim güneş Sakarya dan doğacak diye. Şimdi ayağa kalkacağız, şimdi mazlumun hakkını alacağız. Şimdi sana 6 milletvekili verdim, dönüp benim yüzüme bakmadın diye Sakarya ayağa kalkacaktır, kalkmalıdır diyorum. Sakaryalı güvenecek, iktidara 6 milletvekili verecek. Meclis kürsüsünden Sakarya nın sorunları dile getirilmeyecek. Ondan sonra Sakaryalının omuzlarına binilecek, işsizlik getirilecek, yoksulluk getirilecek, perişanlık getirilecek ve Sayın Başbakan Sakarya ya gelip konuşacak Sakarya ayağa kalk. Senin görevin ne? Senin görevin Sakarya yı ayağa kaldırmak değil midir? Onun için söylüyorum Sakarya ayağa kalk derken sen Başbakansın kaldırsana Sakarya yı ayağa. Çiftçisinin yüzünü güldürsene, emeklinin yüzünü güldürsene, esnafın yüzünü güldürsene. Siyasete girerken söz verdim. Bir; halkla yalan söylemeyeceğiz. İki; her yerde doğruları söyleyeceğiz. Üç; doğruları söylediğimiz için kovsalar bile, 9 köyden de kovsalar 10. köye gideceğiz yine doğruları söyleyeceğiz. Dört; cebimiz için değil, halk için çalışacağız. Onun için söyledik önce halk zenginleşecek dedik. Halk için çalışacağız, halk için üreteceğiz ve hakça bölüşeceğiz. Cumhuriyet Halk Partisi - 1 / 5-13.08.2013
2 Sakarya bereketli topraklar üzerinde kurulu. Şeker pancarı üreticisi hayatından memnun mu? Şimdi şeker fabrikasının yerini birilerine peşkeş çekecekler. Bir sorun bakalım o şeker fabrikası hangi AKP yandaşının borç batağı altında? Borç tehdidi altında. Arazisini birilerine peşkeş çekmek istiyorlar. Şeker pancarı üreticisine sen ekme diyorlar. Niye ekmiyor? Alın teri dökmek günah mı? Eve helal ekmek götürmek günah mı? Çalışmak günah mı? AKP felsefesine göre günah. Çalışmayacaksın, üretmeyeceksin, alın teri dökmeyeceksin, yoksullaşacaksın bir hırka, bir lokmaya muhtaç kalacaksın, AKP gelecek sana bulgur, makarna verecek, sende ona oy vereceksin. Bu düzen Recep bey düzenidir. Bu düzeni yıkacağız, yerine halkın iktidarını kuracağız. Adapazarı nın patatesi çok meşhurdur. Tarımsal ürünlerde bir markaydı Adapazarı. Şimdi ben zaman zaman şöyle bir espri yapıyordum. Ürün kaldı tarlada, Recep bey havuzlu villada diye. Bugünkü sözcü gazetesine bakın, birinci sayfasını görün. O havuzlu villanın nasıl olduğunu da görün. Altın kaplamalı musluklarını görün. Millet aç sefilken Recep beyin hangi saltanat içinde yaşadığını da görün. Görün ve bakın bakalım kim halktan yana, kim ranttan yana. Şimdi bunların bir özelliği var biliyorsunuz. Bunların özelliği şu; milletin arasına girerler din, iman, Allah peygamber, kuran, fakir fukara, garip gruba edebiyatı yaparlar. Sonra bir bakarız köşeyi dönmüşler hepsi han hamam sahibi olmuş. Dini kullanırlar, inancımızı sömürürler. Her türlü duygularımızı sömürürler bunlara inanmayın. Bunlar halkın ekmeğine, aşına göz koyanlardır. Bunların elinden gelse millete bir lokma bile vermeyecekler. Ne diyor Sayın Başbakan? Diyor ki, o ana muhalefet partisi liderine diyor mecliste bir gıdım su bile vermeyiz. Bakın kafaya. Bu kafada demokrasi var mı? Böyle demokrasi anlayışı olur mu? Bana su vermeyecekmiş. Senin suyuna muhtaç değiliz. Biz halkımıza güveniyoruz. Halkın iradesine güveniyoruz biz. Güzel bir tabela var. Allah ın suyu parayla olur mu dediniz en fazla parayı aldınız. Sakaryalılar bunu herhalde çok iyi biliyorlar. Suyu almasını da çok iyi biliyorlar. Bunun hesabını sormayacak mıyız? Yetki verin, güç verin onlardan hesap sormak bizim boynumuzun borcu olacaktır. Size inanıyoruz, tek güvencem, tek gücüm sizsiniz. Umudum sizsiniz. Beraber mücadele edeceğiz. Halkla beraber mücadeleyi yapacağız. Bakınız Adapazarı bize beklediğimiz oyu vermedi. Beklediğimiz milletvekilini çıkaramadık. Ama kabahat Adapazarlıda değil, kabahat bizde. Daha fazla geleceğiz, daha fazla konuşacağız, daha fazla derdinizi dinleyeceğiz. Adapazarı nın sesini parlamentoda biz dile getireceğiz. Biz herkesin inancına saygılıyız. Herkesin inancı, herkesin etnik kimliği başımızın üstüne. Hiçbir zaman inançları dolayısıyla insanlar arasında ayrım yapmadık. Sakarya da da söylüyorum. Eğer bir tek Allah ın kulu çıkıp ben ibadetimi özgürce yerine getiremiyorum diyorsa gelsin Kemal kardeşini bulsun. Onun önüne düşeceğim ibadetini özgürce yerine getirmesi için mücadelemi yapacağım. AKP nin tuzağına kimse düşmesin. Bizim derdimiz insanların inancıyla değil. Bakınız; en temiz duyguları istismar ediyorlar. İstanbul da bir pankart astılar. Sözde CHP asmış. Halbuki biz o pankartı asmadık. Aynı pankartı götürüp Diyarbakır da asmışlar ve Sayın Başbakan diyor ki İçişleri Bakanına Beşir bey diyor o pankart burada da var değil mi? Beşir beyde kafasını sallıyor. Evet o pankart burada da var. Şimdi soruyorum Recep bey sen bu ülkenin Başbakanısın o pankartı asanı bul, bulmuyorsan bunun sorumlusu sensin. İnsanların en temiz duygularını, inançlarını sömüren bir parti bu milleti iliklerine Cumhuriyet Halk Partisi - 2 / 5-13.08.2013
3 kadar soymaz mı? Bende biliyorum soyar. İnançları sömürüyorlar, duyguları sömürüyorlar, etnik kimlikleri sömürüyorlar, şimdi sıra geldi vatandaşın cebine. Onu da soyacaklar ama izin vermeyeceğiz. Ama mücadele edeceğiz. Sizin gücünüzle, sizin desteğinizle. Ben size sordum Adapazarılı esnaf hayatından memnun mu diye. Hayır dediniz. Bende biliyorum hayır dediniz. Ama siz AKP ye 6 tane milletvekili verdiniz. AKP Sakarya ya ne verdi biliyor musunuz? 6 tane icra dairesi. İcra dairelerinin sayısını 6 ya çıkardı. Esnaf borç batağında, çiftçi borç batağında. Eskiden traktörünü satardı şimdi sıra geldi tarlaya. Bu tabloyu unutmayın. Bu tablo hep bana, rep bana tablosudur. Bu tablo Recep beyin tablosudur. İzin verin, yetki verin haramilerin iktidarını yıkıp halkın iktidarını kuralım. Bakın, Sayın Başbakan 26 Ekim 2002 de daha Başbakan olmadan önce Adapazarı na geliyor. O dediğim meşhur Necip Fazıl ın şiirini okuduktan sonra diyor ki, tarım ve hayvancılığı iyileştireceğim. Bazı tarım ürünlerini destekleyeceğim. Tarımı destekledi mi? Peki söz verip sözünün arkasında durmayan adama ne denir? Bir adam yiğitse, bir adam halkın çıkarlarını koruyorsa, bir adam söz verdiyse sözünün arkasında durur değil mi? Recep bey sözünün arkasında durdu mu? Bakın genç bir kızımız sırada TÜVASAŞ var mı diyor. 3 bin kişi çalışıyordu, 700 kişiye düştü. Niye düştü? Birilerine verecekler değil mi? Yetki verin, güç verin TÜVASAS ı da kurtaracağız, şeker fabrikasını da kurtaracağız. Tarımı da kurtaracağız, şeker kotasına da son vereceğiz. Ve bir şey daha. Emekliler hayatından memnun mu? Memur Kemal diyor intibak yasasını bekliyoruz. Bu memur Kemal, işçi Kemal, emekli Kemal, esnaf Kemal Sakaryalılara söz veriyor halkın iktidarında, yani Cumhuriyet Halk Partisinin iktidarında intibak yasası çıkacak emeklide milli gelir artışından ayrıca pay alacaktır. Emekliyi birinci sınıf yurttaş yapacağız. Şimdi bunlar geldiler, 8 yıl ülkeyi yönettiler, ceplerini doldurdular, köşeyi döndüler, din iman edebiyatı yaptılar. Şimdi diyorlar ki bir anayasa getiriyoruz. Buna da evet deyin. Bu anayasa çiftçinin derdini çözüyor mu? Emeklinin derdini çözüyor mu? Esnafın derdini çözüyor mu? Memurun derdini çözüyor mu? Bu anayasa kimin derdini çözüyor? Bu anayasa kul hakkı yiyenlerin derdini çözüyor. Ben mahkemeye adamımı tayin edeyim, o benim davama baksın, beni beraat ettirsin diye düşünüyor. Buna izin verecek misiniz? İzin verecek misiniz? Ramazan ayındayız, kutsal aydayız, manevi duyguların en yoğun olduğu aydayız. Eğer diyorsanız ki kul hakkı yiyenler yemeye devam etsin, malı götürmeye devam etsin. O zaman gidip eveti basabilirsiniz. Ama diyorsanız ki kul hakkı yemeye son, düzgün bir siyaset, temiz bir siyaset, artık kul hakkı yemeye son verelim ve anayasaya da hayır diyelim diyorsanız sizinle beraberim. Çünkü biz biliyoruz ki, bu anayasa yolsuzlukları meşrulaştırıyor. Bu anayasa yolsuzlukları korumak için hazırlanıyor. Örnek veriyorum size 2004 yılında Tüpraş özelleştirildi. 1 milyar 300 milyon dolara bir gruba satıldı. Petrol-iş sendikası müracaat etti ve dedi ki burada haksızlık var. Kamu yararı ihlal ediliyor. Danıştay iptal etti. Bir yıl sonra 2005 te aynı yer tekrar özelleştirilmek için ihaleye çıkıldı. Kaça satıldı? 4 milyar 100 milyon dolara. 3 milyar dolar devletin karı oldu. Şimdi anayasaya hüküm getiriyorlar diyorlar ki ihalelerde kamu menfaati dolayısıyla dava açılamaz. Ne demek biliyor musunuz? 1 milyar 300 milyon dolara verdin artık gerisine karışma. Yağma düzenine anayasayı getiriyorlar. Anayasa yağma düzeninin koruyucusu olacak. Buna izin verecek misiniz? İzin verecek misiniz? İzin vermeyeceğiz, vermemeliyiz. Sakarya daki bütün mütedeyyin Cumhuriyet Halk Partisi - 3 / 5-13.08.2013
4 kardeşlerime sesleniyorum. Yüreğinde Allah korkusu olan kul hakkı yiyenlere izin vermemeli. Kul hakkı yiyenler bilin ki bu ülkeyi sömürüyorlar. Bilin ki bu ülkenin çıkarlarını düşünmüyorlar. Bilin ki ceplerini dolduruyorlar. Defalarca söyledim. Sayın Başbakana bir teklifte bulundum. Dedim ki Sayın Başbakan sen anayasana güveniyor musun? Bu anayasa doğrudur diyor musun? O zaman çıkarsın milletin önüne, bende gelirim. Evet Sayın Başbakana dedim ki, yaptığın anayasaya güveniyorsan, kendine de güveniyorsan istediğin televizyon kanalını seç, istediğin gazetecileri seç çık karşıma. Adam gibi adamsan, mangal gibi yüreğin varsa çık anayasayı tartışalım. Ve Recep bey çıktımı? Çıkabilir mi? Bende biliyorum ki çıkamaz. Yüreği yetmez. Çıkması için adamda mangal gibi yürek olması lazım. Çıkması için kendisine güvenmesi lazım. Bir arkadaşımız soruyor 2B. 2B konusunda bizim düşüncemiz şu; açıkça söylüyorum. 2B yi çözeceğiz. Ama AKP nin yaptığı gibi değil. AKP onları satmak istiyor. Biz kim kullanıyorsa kullandığının hiçbir bedel almayarak 2B arazisini onlara vereceğiz. Bizim ilkemiz bu, hedefimizde bu ve bunu da gerçekleştireceğiz. Bir şey daha söyleyeceğim. Bakınız biz bu referanduma hazırlanırken kendi kaynaklarımızla hazırlandık. AKP ye bakın, Edirne den Hakkari ye kadar bütün bilbordlarda evet yazıyor. Hangi gazeteyi alırsanız o gazetelerde tam sayfa evet ilanları. Bir sayfası kaç lira biliyor musunuz? 40 bin lira. Şimdi soruyoruz, Adapazarı ndan soruyoruz bu kadar parayı nereden buluyorsunuz? Bu değirmenin suyu nereden geliyor? Ülkede açlık varken, yoksulluk varken bu kadar parayı nasıl harcıyorsunuz diye sormayacak mıyız? Sakaryalı kardeşlerime söylüyorum. Bize destek verin, bize güç verin. Destek verin, güç verin ki Türkiye de değişimin önünü açalım. Hayır deyin ki kardeşliğin yolu açılsın. Hayır deyin ki barışın yolu açılsın. Hayır deyin ki değişimin yolu açılsın. Hayır deyin ki esnafın, çiftçinin, emeklinin yüzü gülsün. Hayır deyin ki sivil darbelerin önü açılmasın. Önü kapansın. Bunlar diyorlar ki biz 12 Eylül darbecilerini yargılayacağız. Bunlar yargılayabilir mi? Bende biliyorum ki yargılayamazlar. Yargılayacak niyetleri olsaydı kendilerine muhtıra veren paşayı yargılarlardı. Yargıladılar mı? Birde tuttular üstüne üstlük üstün hizmet madalyası verdiler değil mi? Onun için diyorum bunlara güvenmeyin, bunlara inanmayın. Daha fazla geleceğim Sakarya ya. Sakarya da sizlerle daha fazla olacağım. Aramızda çok sayıda genç var. Genç kardeşlerime söylüyorum. Siyasette daha fazla olacaksınız, daha fazla sesiniz çıkacak, daha gür çıkacak, daha inançlı olacaksınız çünkü siz ülkenin geleceğisiniz. Ve çok sayıda bayan kardeşimiz var. Recep bey kadın erkek eşitliğine inanıyor mu? Zaten kendiside söyledi ben kadın erkek eşitliğine inanmıyorum diye. Demokrasilerde insan insandır. Kadın erkek ayrımı yoktur. Benim bir oyum varsa kadın kardeşimin de bir oyu vardır. Artık bu ülkede her meslekte kadın kardeşlerimiz çalışabiliyorlar, üretebiliyorlar, alın teri dökebiliyorlar. Erkeğin yanında o da evine alın teriyle kazandığı ekmeğini getirebiliyor. O zaman kadın, erkek arasına ayrılığı koyan Recep Tayyip Erdoğan a ders vermek bütün kadın kardeşlerimin görevi olsun diyorum. Ve fındık olayına geliyorum. Ben fındık üreticisi diyorum Recep bey fındık anlıyor. Ben incir üreticisi diyorum Recep bey incir anlıyor. Niye hep yemekten anlıyor? Çünkü Recep bey fındık üreticisinin alın terini bilmiyor. Recep bey çiftçinin sabahın köründe tarlaya Cumhuriyet Halk Partisi - 4 / 5-13.08.2013
5 gidip çalışıp ürettiğini bilmiyor. Recep beyin derdi başka. Ben size şunu söylüyorum. Recep bey emeğe değer vermez, alın terine değer vermez, insana değer vermez. Onun bir derdi var köşeyi nasıl döneriz. Onun bir derdi var milleti nasıl sömürürüz. Onun bir derdi var milleti nasıl kandırırız. Ama yağma yok bundan sonra dönem değişti yeni bir sayfa açıldı. Recep beylere haddini bildireceğiz, halkın iktidarında halkın çıkarlarını savunacağız. Recep bey iftar sofralarına da katılıyor. İftar sofraları siyasetin konusu değildir. Siyaset alanı değildir iftar sofraları. İftar sofralarında insanlar oruçlarını açar, Allah a dua ederler. Ama Recep bey düzeni değiştirdi. İftar sofraları açıyor, iftara katılan yurttaşlara evet diyeceksiniz diyor. Allah aşkına bunun Müslümanlıkta yeri var mı? Müslümanlıkta böyle bir anlayış var mı? Müslümanlıkta Allah la kul arasına giren birisi var mı? Peki Recep bey bu yetkiyi nereden alıyor? Neye güveniyor Recep bey? Onun için bütün mütedeyyin yurttaşlarıma sesleniyorum. İnancınızı sömürenlere inanmayın, onlar sizin inançlarınızı sömürerek malı götürüyorlar. Örnek mi istiyorsunuz Deniz Feneri davası duruyor orada. Açıldı mı dava? Niye açılmıyor? Bir pankartımız var çok güzel diyor. Evet dersen Recep bey, hayır dersen Türkiye kurtulacak. Aynı inancı paylaşıyorum. Türkiye yi kurtarmak, demokrasinin önünü açmak, insan sevgisinin önünü açmak, alın terine değer vermek, emeğe değer vermek için hep beraber hayır diyeceğiz. Hayır diyeceğiz ki gücümüz sesli çıksın. Sizlere selamlarımı, saygılarımı sunuyorum. Yüreğiniz insan sevgisiyle dolu olsun diyorum. İnsanımı seviyorum, insanıma saygı duyuyorum. Bana oy versin, vermesin bütün insanlarımı seviyorum. Hangi inançtan, hangi etnik kimlikten olursa olsun insan Allah ın yarattığı en değerli varlıktır ve benim başımın üstünde her zaman yeri vardır. Onu seveceğim. Ona saygı göstereceğim. Onun sorunlarını çözmek için mücadele edeceğim. Siyasete bunun için girdim. İnsanım için girdim. Keyfi çıkarlar için asla ve asla birilerinin peşinde olmayacağım. Tek umudum var, tek gücüm var o da sizsiniz. Güç verin, destek verin Türkiye yi ayağa kaldıralım. İşçisi, çiftçisi, memuru güler yüzlü olsun. Herkes kazansın, herkes üretsin, herkes alın teri döksün, herkes alın teriyle kazandığı parayla evine helal ekmek götürsün. İsteğim bu. Bu istekle geldim. Hepinize saygılarımı, sevgilerimi, dostluğumu sunuyorum. Yarın ben Sakarya da olmayacağım. Yarın mübarek Kadir gecesi. Kadir gecenizi şimdiden kutluyorum, mübarek olsun diyorum ve bir amacımızı bir daha söylüyorum. Koca Nazım ın dediği gibi söylüyorum. Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçe yaşayacak bir Türkiye yi el birliğiyle kuralım. Güç bizim ellerimizde, mübarek ellerimizde. İnancımızı koruyarak, düşüncemizi koruyarak hayır diyelim Türkiye nin önü açılsın diyorum. Sağolun, var olun diyorum. Cumhuriyet Halk Partisi - 5 / 5-13.08.2013