Soykırımın Tanıkları ve Eşyaları Hikâyelerini Anlatıyor... Tek Suçları Azerbaycan Türkü Olmaktı



Benzer belgeler
1. 25 Şubat 1992: 336. Motorize Alayı, Hocalı yı üç taraftan kuşatıyor

Azerbaycan ın sevinci sevincimiz, üzüntüsü üzüntümüzdür Mustafa Kemal ATATÜRK

Sovyetlerin Kafkaslarda yıllar süren hükümdarlığı sırasında Ermenistan, Moskova hükümetinin de yardımıyla sahip olduğu toprakları stratejik ve

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Karabag. Dr. Memmed CAFERLİ Tarih Bilimci Ağdam şehri (işgalden sonra) KARABAĞ I İLHAK ETME POLİTİKASI ÜZERİNE BAZI NOTLAR

Kafkasya. Hocalı Soykırımı. 19 yıl önce bugün, Azerbaycan bir morgun mahzeni gibiydi Dr. Ali ASKER

Mübariz İbrahimov tek başına 45 Ermeni asker ve subayı

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Emine Aydın. Resimleyen: Sevgi İçigen. yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

HALKIN DOKTORLARINDAN KORKUYORLAR

Trinidad ve Tobago 1990: Latin Amerika'nın ilk ve tek İslam devrimi

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Kral Davut (Bölüm 2)

Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi

Tarihi karanlık bir aile: Rockefeller

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İsa nın Doğuşu

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. İsa nın Doğuşu

Batı Dünyasının 'Bireysel Silahlanma' İkilemi

"medya benim ayağımın altına muz kabuğunu biraz zor koyar" vari açıklamalarda bulunuyordu ki Olanlar oldu

Özet Rapor. Kürt Öz Yönetim Güçleri Tarafından Gerçekleştirilen Tutuklama Sayıları ve Zorla Kaybolma Vakalarındaki Artış. Pazartesi, Şubat 18, 2019

Bir gün Pepe yi görmeye gittim ve ona : Anlayamıyorum her zaman bu kadar pozitif olmak mümkün değil, Bunu nasıl yapıyorsun? diye sordum.

Yermük Kampı'nda IŞİD-El Kaide Çatışmaları

K A N A Y A N Y A R A K A R A B A Ğ

ŞANLIURFA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü İNTERNET HABERLERİ. İnternet Haber Sitesi : Tarih:

Mete Yarar'dan 15 Temmuz kitabı : Darbenin Kayıp Saatleri

III. ULUSLARARASI HOCALI SOYKIRIMI ve TÜRK DÜNYASI SEMPOZYUMU

İrada Aliyeva Zulfalıkızı. Qazeteçi, Baku DövletUniversitetinde hoca. AzerbaycanMilliİlimlerAkademisininaraştımaçı dissertant, Yazar.

FETÖ İMAMLARINDAN S. TÜRK ÜN OĞLU BODRUM DA GÖZALTINA ALINDI

GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU

25. YILINDA HOCALI SOYKIRIMI ULUSLARARASI SEMPOZYUMU

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Bunu herkes yapıyor! -Gerçekten herkes mi? Nasıl korunmam gerektiğini biliyorum! -Kalbini, gönlünü nasıl koruyacaksın?

IKBY-Irak Merkezi Hükümeti Çekişmesi ve Türkmenlerin Durumu

SAĞLIK TARAMA RAPORU

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı

Elişa, Mucizeler Adamı

İstihbarat raporu açıklandı : İşte Kandil gerçeği

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU

KAYIP KIZI BODRUM POLİSİ BULDU

TSK'dan Sınır Ötesi IŞİD Operasyonu

Cumhuriyet Halk Partisi

Ege Bölgesi Gülsüm Çolak:

Çepeçevre Karadeniz Devam Eden Sorunlar, Muhtemel Ortakl klar - Güney Kafkasya ve Gürcistan aç s ndan

Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

ŞANLIURFA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü İNTERNET HABERLERİ. İnternet Haber Sitesi : Tarih:

Diyarbakır ve Yüksekova da kayıplarının failleri soruldu

Suriye'den Mekke'ye: Suriyeli üç hacı adayının hikâyesi

AYŞEGÜL ARSLAN IN KATİL ZANLISI MÜEBBET YEDİ

Konumuz sol içi cinayetler, özel olarak da Acilciler bünyesindeki cinayetler

KAYSERİ SANAYİ ODASI. AZERBAYCAN ÜLKE RAPORU 17 Ağustos 2017

Filistin'den özgürlüğe bedel çizimler

6 Çocukla Ahır'da Yaşam Mücadelesi

İNSAN HAKLARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI ARALIK AYI İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU ARALIK 2012

SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Aldatıcı Yakup

Riksgränsen deki mültecilerin hepsi İsveç e sığınma başvurusu yapmış. Ancak çoğu,

15 TEMMUZ BELGESELİ 112 AMBULANS SÜRÜCÜLERİ VİDEO ÖZÇEKİM YÖNERGESİ

Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor.

Niğde Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Topluluğu Başkanı Okan Aktaş Toplulukta Görev almak bir İletişimci olarak bana çok faydalı oluyor

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

ORGANLARI 5 KİŞİYE HAYAT VERDİ

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

İsimsiz Gömülenler. Faruk'un hikayesi. Avrupa'nın boğulan göçmenlerinin anlatılmayan hikayesi / 15:00

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Aldatıcı Yakup

Başbakan Yıldırım, 25. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı sonrası basın çadırını ziyaret etti

Değerli S. Arabistan Cidde Uluslararası Türk Okulu

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

Taliban Esaretinden İslam a

NEVŞEHİR MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ. Nevşehir de Göçmen Eğitimi Uygulamaları ve Sorunları

Yazan : Osman Batuhan Pekcan. Ülke : FRANSA. Şehir: Paris. Kuruluş : Vir volt. Başlama Tarihi : Bitiş Tarihi :

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin

Ocak 1995: Nehri yüzerek geçen Çeçen gerillalar Rus tankını imha etti

Gidyon un Küçük Ordusu

ÜLKEMİZDE HUZURU BOZMAK İSTİYORLAR

ABD'nin iki seçeneği kaldı: Ya gücünü artır ya da Taliban'a göz yum

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

Sevilen Oğul bir Köle Oluyor

ASLI DEGİRMEN NİN SIRASI BOŞ SINIFINDA HÜZÜN

Yayın no: 133 ÇANAKKALE SAVAŞI. Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi editörü: Özkan Öze Dizi editörü: Prof. Dr. Salim Aydüz

ŞANLIURFA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü İNTERNET HABERLERİ

ANTALYA İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ. Tarih Aralığı: Haber Sayısı: 44

TÜRKİYE DE BULUNAN SURİYELİ MÜLTECİLER

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

************* ***************

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

MB MMC BAKÜ. BAKÜ : Orxan İsmayilov. İSTANBUL: Orkide Bulut. İZMİR: Barış Bulut

ANADOLU TOPRAKLARINDA MEHMETÇİĞİN İMZASI: SİPER HATLARI

Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı

YILDIZ TEKNİK DOĞA BİLİMLERİ ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANI PROF. ERSOY, milliyet için İNC. ELEDİ- 1 / Serhat Oğuz

Transkript:

Soykırımın Tanıkları ve Eşyaları Hikâyelerini Anlatıyor... Tek Suçları Azerbaycan Türkü Olmaktı

TÜRKSAM Yayınları: 01 İÇİNDEKİLER Gazete Başlıkları... 5 Nesilden Nesile Yaşanan Dram: Ermenilerin Azerbaycan Topraklarını İşgali ve Soykırım... 7 20 Ocak Bakü Katliamı... 12 Karabağ ın İşgali ve Acılar... 13 Azerbaycan ın İşgal Edilen Bölgeleri ve İşgal Tarihleri...16 Soykırımın Tanıkları ve Eşyaları Hikâyelerini Anlatıyor... Tek Suçları Azerbaycan Türkü Olmaktı Hocalı Soykırımı... 17 Şahitlerin İfadeleriyle Hocalı...18 Doktor Raporlarından...26 The Council on State Support to Non-governmental Organizations under the Auspices of the President of the Republic of Azerbaijan Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Analizler Merkezi Uluslararası Basında Hocalı...28 Hocalı nın Çocukları, Şimdinin Yetişkinleri... 31 Sarkozy ye Açık Mektup...32 Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan a Açık Mektup...35 Göçmen (Kaçkın) Sorunu...38 Uluslararası Hukuk Suskun!... 40 İnsan Hakları Görmezden Geliniyor...41 Hocalı Soykırımı nı Tanıyan Ülkeler...43 Ermeni İşgalinin Azerbaycan ın Tarihi ve Kültürel Mirasını Tahribi...45 Duyulmayan Dram Rakamlarla Karabağ...51 Tasarım-Baskı: Başak Matbaacılık ve Tan. Hiz. Ltd. Şti. www.basakmatbaa.com

Tanıkların Eşyaları ve Hikayeleri...55 Küçük Bedende Saklanan Bayrak - Hocalı...57 Şehidin Çocuklarına Ulaştıramadığı Mirası - Daşkesen...59 Eski Birikimlerle Yeni Bir Başlangıç - Hocalı...60 Küçük Oyuncağın Büyük Hatırası - Ağdam...61 Savaşın Küçük Gözlemcileri, Çocuklar Ağdam...63 Umut Arayışı - Zengilan...65 Dualarla Gittiler Dağlık Karabağ...66 Saat Değil, Zaman Durdu - Ermenistan...67 Soykırımın Küçük Tanığı - Ağdam...68 Tarihe İz Bırakan Ayakkabılar - Ağdam...69 Değerliler Değil, Değerleri Çalınan Vedi, Ermenistan...70 Cephede Tarih Yazan Kalem Ağdere... 71 Zaman Şahit - Kelbecer... 72 Canı Sıyırıp Yüreği Vuran Kurşun Gence... 73 Müzik Bitti, Radyo Sustu - Gubadlı...74 Her Nefeste, Özlem Çekti İçine - Ağdam - Şuşa...75 Bir de Geçmişi İçin Yaktı Hasan Muallim...76 Tadı Kalmadı Tandırın, Hayatın - Ermenistan... 77 Bir Ocak Daha Söndü - Zengilan...78 Dert Niyetine Tespih Çekmek - Kelbecer...79 Emanet Yüzük - Asker Abdullayev... 80 Öncesi ve Sonrasıyla Soykırım...81 The Times: Kıyım Açığa Çıktı! Gazete Başlıkları Ele geçirilmiş Dağlık Karabağ tepelerinde 60 dan fazla kadın ve çocuk cesedi, Ermeni ordularının barış içindeki Azerbaycan halkının yok edilişini kanıtlıyor The Sunday Times: Hocalı Geçen Hafta Haritadan Silindi (Anatoly Levin, Kıyım Açığa Çıktı, The Times, 3 Mart 1992) Thomas Goltz Ermeni askerlerinin toplu kıyımını rapor eden ilk raportör: Hocalı eskiden boş dükkanları ve çakıl yollarıyla çorak, Azerbaycan Türklerinin bir kasabasıydı. Ama yine de tarlalarla ve kaz sürüleriyle ilgilenen binlerce Azerbaycan Türkünün eviydi bir zamanlar. Geçen hafta haritadan silindi. (The Sunday Times, 8 Mart 1992) Le Monde: Bu, Azerbaycan Türklerinin Propagandası Değil Bir Gerçektir Ağdam da bulunan basın mensupları, Hocalı da öldürülmüş kadın ve çocuklar arasında kafa derisi soyulmuş, tırnakları çıkarılmış üç kişi görmüşler. Bu, Azerbaycan Türklerinin propagandası değil bir gerçektir. (Le Monde, 14 Mart 1992) 5

Nesilden Nesile Yaşanan Dram: Ermenilerin Azerbaycan Topraklarını İşgali ve Soykırım Ermenilerin Kafkasya bölgesine yerleştirilmesiyle beraber Azerbaycan Türklerinin tarihinde acı, gözyaşı ve soykırımlar başlamıştır. Tarihler değişse de Azerbaycan Türklerinin kaderi değişmemiş ve Ermenilerin saldırılarına maruz kalmaktan kurtulamamışlardır. İster Erivan da, ister Zengibasar da, ister Gence de, ister Guba da isterse de Dağlık Karabağ bölgesinde olsun zulme ve soykırıma uğrayanlar hep Azerbaycan Türkleri olmuştur. Maalesef bu soykırımı ise zaman zaman Rusların desteği ile zaman zaman da Batı nın desteği ile Ermeniler yapmıştır. Dağlık Karabağ da tarihi veriler ele alındığında etnik yapının Azerbaycan Türkleri aleyhine zaman içerisinde bozulduğu net bir şekilde görülmektedir. Bu durum uzun ve planlı bir politikanın sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Etnik yapının değiştirilmesiyle ilgili olan bu sürecin başlangıcı, 19. yüzyıla kadar dayanmaktadır. 1783 te Knez Potyomkin, Çariçe II. Katerina ya yazdığı mektupta: Fırsat bulunca Karabağ ı hemen Ermenilerin kontrolüne vermekten ve böylece Asya da bir Hıristiyan devlet kurmaktan bahsetmektedir. 1 1828 1830 tarihleri arasında Çarlık Rusya sının çabaları ile İran da yaşayan Ermenilerin bir bölümü Azerbaycan ın Karabağ vilayetinin dağlık bölgelerine göç ettirildi. 1 Bitmeyen Sorun: Dağlık Karabağ Trajedisi, http://www.diplomat.com.tr/atlas/sayilar/sayi12/sayfalar.asp?link=s12-5. htm, Erişim Tarihi: 26 Mayıs 2014. 7

Ermenilerin Dağlık Karabağ a göç ettirilmeleri ile başlayan Azerbaycan Ermenistan çatışmaları neticesinde bir kısım Azerbaycan Türkü Karabağ ı terk etmek durumunda kaldılar. 2 Ermenilerle yaşadıkları sorunlar yüzünden Azerbaycan Türklerinin tarihte ilk göç hareketleri de böylece başlamış oldu. Ermenilerin, Büyük Ermenistan ı kurmak için Azerbaycan Türklerini ilk planlı tehcir hareketi 1905 1907 yılları arasında gerçekleşti. 3 Azerbaycan Türkleri daha sonra 1918 20 yıllarında ikinci defa güç tatbik edilerek kendi topraklarından çıkarıldılar. 4 2 R. Memedzade, İbrahimbeyova R, Refugees and Internally Displaced Persons in Azerbaijan: Women and Children Statistical Data, (Bakü: Sada Yayınevi: 1993), s. 3. 3 Azerbaycanlıların Soykırımı Hakkında Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Başkanı nın 690 sayılı Fermanı, Bakü, 26 Mart 1998. 4 1918 yılı Mart-Nisan aylarında Ermenilerin Azerbaycan Türkleri ne karşı yaptıkları soykırım neticesinde 100 binde fazla insan öldürülmüştür. Bu durum 1918-1920 yılları arasındaki Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti tarafından bir gün olarak anılmış ve fakat Azerbaycan ın Sovyet işgaline uğramasıyla bu devam etmemiştir. Kendisini Demokratik Cumhuriyetin varisi olarak kabul eden şimdiki Azerbaycan Cumhuriyeti bu sebeple bu tarihi günü yeniden kaydetmeye başlamıştır. 26 Mart 1998 yılında soykırımın 80. yılı dolayısıyla Devlet Başkanı tarafından 31 Mart Azerbaycanlıların Soykırım Günü olarak anılması için bir ferman imzalamıştır; http:/president.gov.az/ azerbaijan/31/doc00.htm, 1920 yılında Güney Kafkasya nın her üç cumhuriyetinin de (Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan) Sovyet egemenliği altına girmesiyle bölgesel çatışmalara son verilmiş ve bu ülkelerin insanları ortak Sovyet vatandaşı kimliği altında karşılıklı iyi ilişkiler içerisinde yaşamaya başlamışlardı. Ancak dönemin Sovyet yönetimine etki edecek siyasi kadrolarda önemli görevler üstlenen Ermeni asıllı Sovyet vatandaşları çeşitli bahanelerle Ermenistan daki Azerbaycan Türklerinin zorla göç ettirilmeleri yönünde yoğun bir çaba içerisine girmiş ve neticesinde çiftçiliğe yatkın olmaları bahanesiyle Dağlık Ermenistan dan, ovalık Azerbaycan a göç ettirilmelerinin uygun olacağı ve Azerbaycan Türklerinin Sovyet ekonomisine (Muğan ovasında pamuk üreterek) daha fazla katkı sağlayabilecekleri gibi bir iddia ile Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği (SSCB) döneminde Ermenistan da yaşayan Azerbaycan Türkleri, 1948 53 yılları arsında 5 büyük göçe tabi 5 SSCB Bakanlar Kurulu nun 23 Aralık 1947 tarih ve 4083 sayılı ve 10 Mart 1948 tarih ve 754 sayılı kararları ile 150 binden fazla Azerbaycanlı Ermenistan daki tarihi yurtlarından çıkarılarak Azerbaycan a yerleştirilmişlerdir. Zor şartlar altında yapılan bu göç sırasında birçok Azerbaycan Türkü yaşamını yitirmiştir. tutarak yaklaşık 150 bin Azerbaycan Türkü tarihi yurtları olan Ermenistan dan kovulmuştur. Azerbaycan Türklerinin tarihi yurtları olan İrevan Hanlığı ndan (bugünkü Ermenistan) ve Dağlık Karabağ bölgesinden 1828 yılından itibaren başlayan tehcir sürecinin son ve halledici halkası 1988 1991 yılları arasında uygulanmaya konuldu. Bu son planlı tehcir ve soykırım politikaları ile Ermenistan, Azerbaycan Türkleri nden arındırılmış ve monolit bir yapıya kavuşmuştur. 1985 yılında Mihael Gorbaçov un Glastnost 6 ve Perestroika 7 politikaları, büyük ekonomik ve sosyal sorunlar yaşayan SSCB de, bir arada yaşamaya zorlanmış olan halkların bastırılmış duygularının dışa vurmasını da geciktirmedi. Onlarca değişik milliyeti 15 idari cumhuriyet altında birleştiren SSCB de, bu cumhuriyetler arasında bulunan değişik sorunlar ve zaman içerisinde küllendirilen ancak söndürülemeyen düşmanlıklar da mevcuttu. SSCB döneminde sorunlu cumhuriyetler arasında karşılıklı ilişkiler yüzeysel 6 Açıklık. 7 Yeniden yapılanma. anlamda geliştirilse de özellikle Ermenistan, sorunları bir türlü unutmak, unutturmak istemiyordu. İçten içe Azerbaycan Türklerine ve Anadolu Türklerine düşmanlık besleyen Ermenistan, Gorbaçov ile başlayan bu yeni dönemin, SSCB nin dağılmasına doğru giden sürecinde bastırılmış düşmanca duyguların dışa vurmasını şiddet yoluyla gerçekleştirdi. Azerbaycan sınırları içerisinde 1923 yılında oluşturulan 8 ve Muhtar Cumhuriyet statüsünde 9 bulunan Dağlık Karabağ ın bağımsızlık istekleri 1987 yılından 10 itibaren Ermeniler tarafından çeşitli platformlarda seslendirilmeye başlandı. Bu çağrılar çeşitli kesimlerde ve değişik şekillerde meyvesini vermeye başladı ve 1998 yılına gelindiğinde Dağlık Karabağ da Ermenilerin toprak istekleri silahlı çatışmalara dönüştü. Ermenistan ı diğer halklardan ve öncelikle de Azerbaycan Türklerinden temizleyerek monolit bir toplum haline getirmek için 1988 yılından itibaren Dağlık Karabağ da gelişen 8 Sinan Oğan, Azerbaycan, (İstanbul: TDAV Yayını, 1992), s. 3. 9 Bu statü çatışmaların yoğunlaşması üzerinde Kasım 1991 tarihinde Azerbaycan Cumhuriyeti Parlamentosu tarafından kaldırılmıştır. 10 http://www.president.az/azerbaijan/az8.htm. 8 9

olaylara paralel olarak Ermenistan ın bütün bölgelerinde ve özellikle de Azerbaycan Türklerinin sıklıkla meskunlaştığı yerlerde Ermeni önde gelenleri ve komitacıları çeşitli toplantılar düzenleyerek Azerbaycan Türklerinin korku ve sindirme politikaları ile kovulması faaliyetleri organize edilmeye başlandı. Bunun için Ermenistan Hükümeti nden değişik yetkililer Azerbaycan Türkleri ne yönelik güvenli yerlere gitmelerini ve herhangi bir olay karşısında kendilerinin korunmasına teminat veremeyeceklerine 11 dair açıklamalar yaparak korku ve sindirme politikalarının çatısını örmeye başladı. Ermenistan SSC Parlamentosu nun 22 Kasım 1988 tarihli gizli oturumunda, Ermenistan içerisinde 23 bölgedeki tamamı Azerbaycan Türklerinden ibaret 170 yerleşim biriminde ve Azerbaycan ve Ermenilerin karışık yaşadıkları 94 yerleşim biriminden Azerbaycan Türklerinin bir hafta içerisinde güç tatbik edilerek tehcir edilmeleri hususunda bir karar alınmış 12 ve bu karar titizlikle uygulanmıştır. Böylece Ermenistan bu ülkede yaşan Azerbaycan Türklerine ve bu arada Müslüman Kürtlere 13 karşı geçen asrın başlarından beri sürdürdüğü planlı tehcir politikasının son halkasını da başlatmış oldu. Başta Ermenistan SSC Parlamentosu nun Azerbaycan asıllı Ermenistan vatandaşı 13 milletvekili 14 olmak üzere bir çok bürokrat, aydın, öğretmen, öğrenci ve meskun halktan ibaret 243.682 Azerbaycan Türkü bir kaç ay içerisinde Ermenistan arazisindeki tarihi topraklarından kovularak Azerbaycan a sürülmüşlerdir. Ermenistan dan ilk göçmenler 1988 yılı Şubat ortalarında gelmeye başladı. 15 O tarihe 13 Ermenistan da yaşayan Kürtler, Müslüman Kürtler ve yezidi Kürtler olarak iki guruba ayrılmaktadırlar. Tehcir sırasında bu ülkede yaşayan Müslüman Kürtler büyük oranda kovulurken yezidi Kürtlere pek fazla dokunulmamış ve meskun bulundukları yerlerde muhafaza edilmişlerdir. Ermenistan da toplam nüfusları 50 bin olarak ifade edilen Kürt nüfustan zorla göç ettirilen Kürtlerin sayısı hakkında kesin bir rakam bulunmamakla beraber Ermenistan dan zorla göç ettirilen 200 binden fazla Azerbaycan nüfus içerisinde bu rakamı bazı kaynaklar 11.000 olarak vermektedirler.bkz. http://ourworld.compuserve.com/homepages/ usazerb/refugees.htm, Ancak Dağlık Karabağ dan göç ettirilen ve Azerbaycan da göçmen statüsü almış Kürtlerin sayısı 4.526 dır. 14 İdayat Orucov, Bejensı, (Bakü: Gençlik Yayınevi, 1992), ss. 55-64; Gazeta Azerbaydjan, 10 Dekabr 1989. 15 Neobayavlennaya Voyna, (Bakü Komunist Yayınevi), 1991, s. 14. kadar böyle bir şeye ihtimal dahi vermeyen ve halen Sovyetler Birliği ne inanan Azerbaycan Türkleri artık kendi başlarının çaresine bakmaları gerektiğini ve Sovyetlerin bundan sonra var olamayacağını anladılar. Ermenistan dan kovulan Azerbaycan Türkleri önce Dağlık Karabağ a yöneldiler. Ancak dönemin Azerbaycan Devlet Başkanı Vezirov ve Azerbaycan ın Sovyet yöneticileri buna izin vermeyerek 1988 den başlayarak Ermenistan dan kovulan yaklaşık 243.682 Azerbaycan Türkü nün Dağlık Karabağ bölgesine yerleşmelerine izin vermeyerek 16 A- zerbaycan için geri dönülmesi çok zor görünen tarihi bir çözüm fırsatı kaçırılmıştır. Dağlık Karabağ a sokulmayan göçmenler başta başkent Bakü olmak üzere Sumgayıt ve diğer şehirlere doğru yöneldiler. Her iki toplumda göçmenlerle başlayan karşılıklı gerginlik yerini yavaş yavaş silahlı çatışmalara bıraktı. 1988 yılında silahlı çatışmaya dönüşen Dağlık Karabağ sorunu kısa süre sonra Dağlık Karabağ ın sınırları dışına taşmış ve cephe- de kazanılan askeri başarılar Ermenilerin Azerbaycan ın içlerine kadar sokulmalarına olanak sağlamıştır. Netice itibariyle Azerbaycan topraklarının yüzde 20 si Ermenistan Silahlı Kuvvetleri tarafından işgal edilmiştir. 11 Hidayet Orucov, Diderginler, (Bakü: Gençlik Yayınevi, 1990, s. 42. 12 Vilayet Eliyev, Deportasiya, (Bakü, 1998), ss. 29-30. 16 Sinan OĞAN, Kafkasya daki Gelişmeler Çerçevesinde Azerbaycan Faktörü, ASAM Jeopolitik Tartışma Dizini, 24 Ekim 2000, s. 5. 10 11

20 Ocak Bakü Katliamı Karabağ ın İşgali ve Acılar Bu süreçte gerçekleşen 20 Ocak Bakü Katliamı nın, hem Sovyetler in despotizmini hem de Azerbaycan Türklerinin kahramanlığını göstermesi bakımından üzerinde durmak gerekmektedir. Azerbaycan ın özgürlük mücadelesini büyük bir kararlılıkla gösterdiği 20 Ocak 1990 tarihi ayrı bir öneme haizdir. Karanfilin ağladığı gece olarak da hatırlanan 1990 yılı 19 Ocak ını 20 Ocak a bağlayan gece Azerbaycan tarihinde dönüm noktalarından birine işaret etmektedir. Başkent Bakü de, Sovyet tanklarının önünde bağımsızlık ruhuyla bir araya gelen Azerbaycan Türkleri, bedenleriyle tanklara karşı koymuş, o gece Azerbaycan Türkleri, 140 tan fazla şehit vermiştir. Kanlı Ocak, Kızıl Ordu nun masum insanlara yönelik acımasız bir katliamı olarak sayılmasının yanı sıra Azerbaycan Türklerinin bir kahramanlık destanıdır. Şehitlerin anısına yapılmış olan Şehitler Hiyabanı nda aziz hatıraları yaşatılan Azerbaycan kahramanları her yıl başta Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev olmak üzere birçok Azerbaycan Türkü tarafından katliamın simgesi haline gelen karanfillerle 20 Ocak gününde anılmaktadır. Karabağ ın işgali, sadece kardeş millet Azerbaycan için değil, bizler ve tüm dünya için büyük bir acının, telafisi mümkün olmayan bir utancın ismi olmuştur. Bu işgal sırasında 18 binden fazla Azerbaycan vatandaşı öldürülmüş (bu konuda bazı yazarlar her iki taraftan 1988-1994 yılları arasında toplam 35 bin kişinin öldüğünü ifade etmektedirler), 20 binden fazlası yaralanmış, 50 bini sakatlanmış ve 5.101 Azerbaycan Türkü ise kaybolmuş ve/veya esir edilmiştir. Esir olan Azerbaycan Türklerinin 66 sı çocuklardan ibarettir. Azerbaycan da aile fertlerinden bir ve/veya birkaçı savaşta öldüğü için 7.737 aile şehit ailesi statüsü almıştır. 17 Genelde Azerbaycan nüfusunun 1/3 ü Dağlık Karabağ savaşından doğrudan veya dolaylı olarak zarar görmüştür. Sadece 1988-1989 yıllarında 216 Azerbaycan Türkü öldürülmüş, 49 u işkenceden kaçarken donarak ölmüş, 115 i canlı canlı yakılmış, 29 u kafaları otomobil altında ezilmiş, 16 sı kurşuna dizilmiş, 10 u kalp krizi geçirmiş, 3 ü suda boğulmuş, biri asılmış, 1 i intihar etmiş, biri elektrik verilmek suretiyle, ikisi elektrik verilerek, hastanede bakımsızlıktan veya başka nedenlerle öldürülmüştür. 18 17 Crimes By Armenian Terrorists and Bandit Groupings Against Humanity, Encyclopedia, Baku, Elm, 2011, S. 192 18 Kasım Hacıyev, Karabağ ın Maddi ve Manevi Kültürü, Karabağ: Sorular ve Gerçekler, S. 57 12 13

Ermeni işgali Azerbaycan ın önemli miktarda ekonomik kaybına da sebep olmuştur. 60 milyar dolar 19 olarak hesaplanan bu ekonomik kayıp ile Azerbaycan ın bu bölgesinde 7.000 e yakın sanayi, tarım ve diğer müesseseler kapatılmıştır. Bu müesseseler ile ülke ekonomisinde toplam tahıl hasılatının yüzde 24 ü, alkollü içki imalatının yüzde 41 i, patates üretiminin yüzde 46 sı, et üretiminin yüzde 18 i ve süt üretiminin ise yüzde 34 ü karşılanmaktaydı. Bundan başka bu bölgede bulunan 616 okul, 242 çocuk yuvası, 20 683 kütüphane, 464 den fazla tarihi eser ve müze, 695 hastane, poliklinik ve sağlık ocağı, Azerbaycanlıların meskunlaştığı 724 şehir, köy ve kasaba işgal edilmiştir. Azerbaycan ın bu bölgelerinin işgali ile beraber ülkenin ekolojik sistemine önemli miktarda zarar verilmiş, bölgedeki ormanlar tahrip edilmiştir. Azerbaycan ın verdiği şehitler, sadece Azerbaycan ın değil Türk dünyasının yüreğinde bir yara olarak kalmıştır. Bilinmelidir 19 R. Memedzade, İbrahimbeyova R, Refugees and Internally Displaced Persons in Azerbaijan: Women and Children Statistical Data, (Bakü: Sada Yayınevi, 1993), s. 3. 20 Refugees Azerbaijan, s. 11. ki, Karabağ Savaşı sırasında ve sonrasında Ermeniler tarafından Azerbaycan Türklerini hedef alan saldırılar, tarihte bir leke, insanlık için büyük bir utançtır. Yetim kalan çocukların ağıtları, esir düşen insanların psikolojisi, yakınlarını kaybeden ailelerin üzüntüleri henüz son bulmamıştır ve yaşanan vahşetten zarar gören bu kimseler yaşadıklarını unutmayacaktır. Azerbaycan topraklarının işgali sırasında yaşananlara bakıldığında gerçekten de bu acıların ne denli büyük olduğunu her anlamda en net şekliyle görülmektedir. Hipokrat Yemini ne aykırı hareket eden Ermeni bir doktorun yasaklanmış iğneler yapması, insanların dişlerinin narkozsuz çekilmesi gibi insanlık dışı işkenceler aynı zamanda savaşın sadece cephede değil cephe gerisinde de çirkin bir şekilde devam ettiğini göstermiştir. Bu vahşetin en trajik örneklerinden olan Kelbecer de Arzu Hacıyev in yaşadıkları, Nezaket Memedova nın babasına yapılanlar ve daha niceleri Azerbaycan halkının tarihine ve milli benliğine bir daha çıkmamak üzere kazınmıştır. Kelbecer ilçesinin işgali sırasında (31 Mart 1993) rehin alınmış Gülcamal Kuliyeva nın yeni dünyaya gelmiş oğlu Arzu Hacıyev e Ermeni doktoru Aida Serobyan yasaklanmış iğneler yaptı. Sonuçta Arzu Hacıyev ömür boyu sakat kaldı. Arzu, 2003 yılının Mayıs ayında 10 yaşında vefat etti. Ermeniler 15 yaşındaki rehin Nezaket Memedova nın gözleri önünde babasına korkunç işkenceler yaptılar, kulaklarını kestikleri için anne bu tehdit ve şantajlara dayanamayarak akıl sağlığını yitirdi, kızını ise 4 bin Rus rublesi karşılığında ailesine sattılar. Ağdam ilçesinde rehin alınmış Keklik Hasanova ya da korkunç işkenceler yapıldı, kerpeten ile 16 dişini çıkardılar. Ağdam ilinin işgali sırasında Ermeniler tarafından rehin alınan yaşlı kadın Şergiye Şirinova nın 8 altın dişi kerpetenle çektiler. O, altı ay rehine hayatı yaşayarak sürekli işkencelere maruz kaldı. Kelbecer in işgali sırasında 20 yaşındaki Semaye Kerimova nın 2 yaşındaki çocuğu Nurlane ile birlikte rehin alınmıştır. Kolundan yaralı durumda rehin alınmış çocuğu Nurlane nin karşılaştığı baskılara, ayrıca kendisinin maruz kaldığı işkencelere dayanamayan Semaye Hanım 15 Mayıs 1993 tarihinde intihar etti. Hazangül Tevekkül kızı Hocalı işgal olduğu zaman ailece Ermeni orduları tarafından rehin alındı.. Ermeniler Hazangül ün annesi Raya yı, 7 yaşındaki kız kardeşi Yegane yi ve teyzesi Göyçe yi kurşunlayıp, babasının üstüne benzin dökerek yaktılar. Hocavent in Karadağlı köy sakini Hakikat Yusuf kızı Hüseynova Ermenilerin 1992 yılının Şubat ında aynı köyden olan 10 kişiyi diri diri yaktıklarına tanık oldu. Onların arasında kadın ve çocuklar da vardı. İmaret Memişova, Kelbecer ilçesinin işgali sırasında iki çocuğu ile rehin alındı. Onun gözleri önünde Ermeniler sekiz yaşındaki oğlu Taleh i kurşuna dizdi ve cesetleri de yaktılar. Bundan sonra Ermeniler kendisini, 10 yaşındaki oğlu Yadigar ı, diğer kadın, çocuk ve yaşlıları Hankendi ne götürerek korkunç işkenceler yaptılar. 21 21 Kadın, Çocuk, Yaşlı Demeden,http://1905.az/kadin-cocuk-yasli-demeden/?lang=tr, Erişim Tarihi: 29 Mayıs 2014. 14 15

Azerbaycan ın İşgal Edilen Bölgeleri ve İşgal Tarihleri Hocalı Soykırımı 1988 yılında silahlı çatışmaya dönen Yukarı Karabağ sorunu kısa bir sürede Azerbaycan ve Ermenistan ın bir bölgesel savaşına dönüşmüş ve Ermenistan silahlı kuvvetleri 1988 yılından ateşkesin yapıldığı 12 Mayıs 1994 tarihine kadar Dağlık Karabağ ın tamamı da dahil olmak üzere toplam 890 rayon, köy, kasaba ve yerleşim biriminden oluşan Azerbaycan topraklarının yüzde 20 sini işgal etmiştir. Ermenistan Silahlı Kuvvetleri; Şubat 1992 de Hocavend i, Şubat 1992 de Hocalı yı, Mayıs 1992 de Şuşa yı, Mayıs 1992 de Laçın ı, Nisan 1993 de Kelbecer i, Temmuz 1993 te Ağdam ı, Ağustos 1993 te Fuzuli, Ekim 1993 te Zengilan ı, Ağustos 1993 te Cebrayil i, Ağustos 1993 te Gubadlı yı işgal etmişlerdir. İşgal edilen bölgelerden; 4.388 km 2 lik toprak sahasına sahip Yukarı Karabağ dan 192.300 kişi, Laçın dan (1.835 km 2 ) 59.500 kişi, Şuşa dan (970 km 2 ) 29.500 kişi, Kelbecer den (1.936 km 2 ) 50.500 kişi, Ağdam dan (1.093 km 2 ) 158.000 kişi, Fuzuli den (1.386 km 2 ) 100.000, Cebrayil den (1.059 km 2 ) 51.600 kişi, Gubatlı dan (802 km 2 ) 30.300 kişi ve Zengilan dan (707 km 2 ) 33.900 kişi olmak üzere bu yerleşim birimlerinde yaşayan toplam 676.100 kişi yıllarca yaşadıkları ata yurtlarından kovularak Azerbaycan ın içlerinde çadırlarda yaşamaya mahkum edilmişlerdir. 22 22 Sinan Oğan, Ermenistan ın Tehcir Politikası ve Neticesi: Azerbaycan da Göçmen (Kaçkın) Sorunu, Ermeni Araştırmaları, Sayı 9, Bahar 2003 İşgalin en kanlı şekilde yaşandığı yerlerden bir tanesi de Hocalı dır. 1992 yılının 25 Şubat ı 26 ya bağlayan gece Ermenistan güçlerinin Hocalı kentine girerek onlarca çocuğu kurşuna dizdiği, insanların derilerini soyduğu, bazı cesetlerin kafataslarının otomatik silahlarla dağıtıldığı, kulağı kesik cesetlerin bulunduğu literatüre geçmiştir. Uluslararası hukuka göre, suçun soykırım olarak tanımlanabilmesi için, suç işleyenin düşüncesinin özel yönü veya eylemin olumsuz sonuçları ile ilgili açık niyeti otaya konulmalıdır. 23 Bu bakımdan kıyımdan kaçan Hocalılıların kaçış yollarına pusu kurulması ve cesetlerin üzerinde birden fazla kurşun yarası olması öldürme eyleminde kasıt olduğunu göstermektedir. 23 Report of the International Law Commission on the 48th Session, 6 May- 26 July, 1996, NewYork,1996,p.93-94. Bunların neticesinde; 936 km 2 lik bir alanda 2.605 aileden oluşan 11.356 kişinin yaşadığı Hocalı kasabası, 26 Şubat 1992 tarihinde yüzyılın en acımasız soykırımına maruz kalmış ve kasaba tamamıyla yok edilerek, 613 kişi (63 ü çocuk ve 106 sı kadın) işkence yapılarak öldürülmüş, 487 kişi sakat edilmiş ve 1.275 kasaba sakini ise esir edilmiştir. 8 aileden ise hayatta kalan kimse olmamıştır. Hocalı, henüz tarih olmamış bir soykırımdır; şahitleri, kurbanları ve onların yakınları hala hayattadırlar. Dünya tarihi açısından 22 yıl kadar kısa bir süre önce Hocalı da yaşanan vahşeti yaşayanlar hala bu acıyı hatırlamaktadır. Hocalı yı yaşayanların anlattıkları bu soykırımın gerçekten de insanlık dışı bir şekilde yapıldığını bütün detaylarıyla gözler önüne sermektedir: 16 17

Şahitlerin İfadeleriyle Hocalı Kübra Paşayeva (1938 yılında doğmuştur. Halen Terter in Söylen köyünde ikamet etmektedir.) Ketik Ormanı na giderken sol kolumdan ve sağ bacağımdan kurşun yarası aldım. Ermeniler etrafımızı tam olarak sarmıştı. Çalılıkta saklandım ve eşim Tevfik oğlu Şura Paşayev in, oğlum Şura oğlu Elşad Paşayev in taranarak öldürüldüğünü gözlerimle gördüm. Sonra bizi yakalayarak Askeran Emniyet Müdürlüğü nün bodrumuna tıktılar. O gece esirlerden yaklaşık 30-40 kişinin kesik başlarını gözlerimizin önünde istiflemişlerdi. Bodrumda tutulduğumuz sürede Ermenilerin genç kızları ve kadınları yakınlarından ayırdıklarını ve kafalarını duvara çarparak bayılttıktan sonra götürdüklerini gördüm. Susuz kalan çocuklara su yerine idrar veriyorlardı. Herkesi aç tutuyor, sonra idrar katılmış hayvan yemi veriyorlardı. 24 Hocalı da yaşananlardan sonra esir düşenlerin yaşadıkları da Kübra Paşayeva gibi tanıkların yaşadıkları kadar dehşet vericidir. Hocalı da sadece, Azerbaycan Türklerini değil, esirlerin anlattıkları göz önüne alındığında Ahıska Türkleri, Müslüman Kürtler gibi bölgedeki Müslüman varlığı hedef alınmıştır. Vugar Necefov (1960 yılında doğmuştur. Helen Bakü nün Sabuncu ili Pirşağa kasabasında ikamet etmektedir.) Bizimle beraber esarette bulunan kadınlara, çocuklara, yaşlılara işkenceler yapıyorlardı. Hocalı sakinlerinden Ahıska Türkü Ahmet in kafasını gözlerimizin önünde kestiler. Sonra beni, Hankendi ye götürerek bir ahırda zincirlediler. Beni sık sık demir sopalarla dövüyorlardı. Vücuduma birkaç yerden bıçak darbesi de vurdular. 25 24 Ganire Paşayeva, Hocalı Soykırımı, s.138. 25 A.g.e, s. 142. Anar Usubov Türkiye ziyaretinde aslında olayların 1988 yılında başladığını ifade ediyor: Önce yolları kestiler, sonra elektrik ve gaz kesildi. Babamın bir tüfeği vardı. Herkes gibi onun da Ermeniler saldırıya geçmesin diye nöbet tuttuğunu hatırlıyorum. Bazı arabaların Askeran bölgesinden geçerken Ermenilerin taş atıp camları kırdığını söyleyen Usubov, Biz de çocuğuz. Onların arabaları yakınlardan geçerken elimize taş alır atardık. Böyle böyle başladı. Önce taş attılar, sonra tüfek, sonra roketler geldi. En sonunda helikopterlerle dayandılar. 1992 yılı şubat ayındaki olaylar için: O yıl hiç okula gidemedim. Babam, 2 kardeşim ile annemi daha güvenli olduğu ve kardeşlerimin okula devam edebilmesi için annemin kasabası olan Ağdam a götürdü. Ben Hocalı da, babaannem ve amcalarımla kaldım. 70-80 kadar akrabamla Hocalı da yaşıyordum. Ta ki, 25 Şubat a kadar. 25 Şubat akşamı amcalarından birinin geldiğini ve Ermeniler saldırıya geçti, buradan çıkmamız gerek dediğini aktarıyor Usubov: Mürsel Hasanov Amcam Tek ümidimiz ormana girmek. Başarabilirsek, Ermeniler bizi bulamadan Ağdam ın Azerbaycan köylerine geçebiliriz dedi. Ormana girdik, Ağdam a ulaştık ama herkes bizim kadar şanslı olamadı. Pek çok insan ormanda donarak öldü. Gargar Nehri ni geçerken ayakları donduğu için ayaklarını kaybedenler oldu. 40 gün ormanda kaybolanları, yolunu bulamayanları biliyorum. (Mürsel Hasanov 15 Yaşındaydı) Mürsel Hasanov, silahlı Ermeni güçlerinin saldırıları sonucu 613 kişinin hayatını kaybettiği Hocalı Katliamı zamanında 15 yaşındaydı. 1992 yılının 25 i, 26 Şubat a bağlayan gece Hocalı dan çıkmayı başaranlardan; ama Hocalı Soykırımı nı hiç unutmayanlardan. Ailesi, Hocalı dan göç eden birçokları gibi kamplarda yaşıyor. Azerbaycan Devleti nin maddi yardım- 18 19

ları yaralarını sarmaya yetiyor ama Devletten maddi beklentim yok. Bir an önce Ermenilerce işgal edilmiş topraklarımızın geri alınmasını bekliyorum diyor ve ekliyor İnsan öyle bir mahlûk ki, her şeye alışıyor. Kendisinin gözünden olaylar şöyle gelişmiş; Biz babamla dönüşümlü olarak gözcülük yapıyorduk. Çünkü Hocalı nın etrafı Ermenilerle çevrilmişti. Karayolu ulaşımı kesilmişti. En son ayın 13 ünde helikopter gelip yiyecek atmıştı. Artık helikopter de gelmiyordu. Ermeni silahlı gruplarının saldırısını bekliyorduk. 25 i akşamı ben akşam 6-7 civarı eve geldim babam gözcülüğe gitmişti. Saat 9 civarı babam eve geldi. Çabuk evden çık. Anneannenlere gidiyoruz dedi. Biz yoldayken ilk ateş başladı. Önce roketler geldi ardından dolu yağar gibi her taraftan ateş edilmeye başlandı. Anneannemlere gittik orada sığınaklar kazılmıştı kadınlar ve çocuklar sığınsın diye. Benim kendi annem ve kardeşlerimi daha önceden Hocalı dan çıkarmıştık ama hala çok sayıda kadın ve çocuk vardı Hocalı da. Kentin yukarı kısmında Ahıska Türkleri nin evleri vardı. Birden sığınağa bir Ahıska Türkü geldi. Kucağındaki çocuğu yere bıraktı sadece bunu kurtarabildim dedi. Babam dışarı dedi. Evden çıktık. Yukarı kısımdaki Ahıska Türkleri nin mahallesinin ahşap evlerinden alevler yükseliyordu. Hepsi yanıyordu. Biz yürümeye başladık. Ermeni silahlı güçler artık kentin içine girmişlerdi. Sokak savaşı başlamıştı. Ermeniler arkadan geliyordu. Biz ben, babam anneannem, halamlar, dayım, dayımın oğulları hep beraberdik. Öyle bir yere geldik ki, artık karar vermek gerekiyordu: Hocalıyı terk mi edelim, Yoksa burada saklanalım mı? Büyükler karar vermeye çalışıyordu. Bir yol vardı oraya biz meşe yolu (Orman Yolu) derdik oraya, o yol açık görünüyordu. Oraya girdik, orada da iki yol vardı birinci yola baktık orada ileride savaş var, çatışma var. Sonra öteki yola gittik. Yolda bir çay (akarsu) vardı. Çaydan geçtik, kadın çoluk çocuk yola düştük. Göç ediyorduk. Ben göçün ortasındayım. Öne baktım insan seli, arkaya baktım insan seli. Bütün Hocalı göç ediyor. Sabaha kadar yürüdük. Askeran a geldik sabah olduğunda Askeran ı geçtik. Düşünün kar, buz yürüyorsunuz, ayaklar ıslandı. Bana ayakkabını çıkar dediler. Ben hiç çıkarmadım çıkaranların hep ayakları yarıldı. Ayakları yarılanların da çoğu gelemedi. Askeran ı geçtik artık Ağdam a yaklaşıyoruz açıklık düzlük bir alana geldik. Birden her taraftan ateş açılmaya başladı. Babamla beraber önce hızlı yürümeye başladık. Sonra yere yattık. İnsanlar birer birer yanı başıma düşüyordu. Hayatımda ilk defa yakın mesafeden cesedi orada gördüm. Bir komşumuzdu, onun üzerine yıkıldım. Cesedin gözleri açıktı bana bakıyordu. Gözü gözüme geldi. Daha 15 yaşındayım. Baktım ölmüş. Etrafım hep öyleydi. Korku hissim yoktu, aslında korkmaya vakit yoktu herşey o kadar hızlı oluyordu ki içgüdü ile hareket ediyorsunuz. Babam yanımdaydı ateş hiç susmuyordu. Tanıdığım insanlar, beraber oynadığım çocuklar, tanıdıklarım birer birer vurulup yere düşüyor. O an babam bir anda dizini yere koydu ve kalktı. Ben hala o sakinlikte nasıl sorduğuma hala inanamam baba değdi mi (kurşun) dedim. O da bana sakince cevap verdi değdi. Ama ne bileyim kolu kopmadı başı yerinde. 5 metre yürüdü ve arkası üstü yıkıldı. Hemen üzerine gittim baba diye seslendim. Omzunun altından göğsünden kan fışkırıyordu. Ben artık yaşamıyorum gibi hissettim. Hissizleştim. Kafamı çevirdim her tarafta yaralılar inliyor. Babam bana o sırada ileri ileri diyordu. Babam sanki beni görmüyordu durmadan ileri ileri diyordu. Hemen yanda bir hendek vardı babamı oraya sürükleyebilirdim. Ama yapamadım, 15 yaşındaydım babam da yapılıydı. Sürükleyemedim onu. Hiç unutamadığım bir sahne var mesela bir aile üst üste ölmüştü. Baba ölüyor, onun üzerinde anne, annenin üzerinde kızı öyle öyle bir aile ölmüş. Yakının üzerinde ağlarken ölüyorsun. Orada durmak ölmek demekti. Hareket edersen yaşama şansın vardı. Ben artık sürüne sürüne hendeğe indim gitmeye başladım. Baktım önümde biri var ona seslendim yürüsene yolu tıkıyorsun diye. Baktım ses vermiyor ölmüş. Öyle bir manzaraydı. Dayımın oğlunu gördüm. Yol boyu dayımın 2 yaşındaki kızını kucağımda taşımıştım onu hiç bırakmadım sürüne sürüne Azerbaycan köyüne geldik. Artık bizi Azerbaycan Türkleri karşılamaya başlıyordu. Ben gördüm onları ama artık bir şey hissetmiyordum. Bizim gruptan önce ben ve dayımın oğlu Ağdam a ulaştık... Sonra dayımın diğer oğlu ve halam iki gün sonra babamın cesedini getirdiler. 13 gün sonra da anneannemin cesedi geldi. Dayımın karısının cesedi hiç bulunamadı. Dayımın küçük oğlunun da cesedi geldi. İki halamın oğlunun cesedi bulunamadı, biri dokuz yaşındaydı. 20 21

Ağdam da tam bir karışıklık vardı. Ellerinde silahlı gençler bekliyor, öfke dolular ama lidersizlik, başsızlık var. Teşkilat yapan yok, komutanlık eyleyen yoktu. Tek yapılan şey Ermenilere top atmaktı o da ne kadar doğruydu. İleri diyen yoktu. Arkada, Azerbaycan Ordusu bekliyor. Herkesin elinde silah herkes birbirine bakıyor. Sonradan öğreniyoruz tabi Bakü de karışıklık var. Muttalibov başka bir tarafa gider muhalifler başka bir yöne gider. Azerbaycan da bütünlüklü bir durum yoktu. Babasının ölümünü şöyle açıklıyor: Zülfü Memmedov Ama ne bileyim kolu kopmadı, başı yerinde. 5 metre yürüdü ve arkası üstü yıkıldı. Hemen üzerine gittim baba diye seslendim. Omzunun altından, göğsünden kan fışkırıyordu. Ben artık yaşamıyor gibi hissettim. Hissizleştim. Hani denir ya artık her şey vız gelir. Yani her şey manasını yitirir. Kafamı çevirdim her tarafta yaralılar inliyor. - Baba, değdi mi? - Değdi. 25 Şubat 1992 yi 26 ya bağlayan gece, Ermeniler Hocalı şehrini kuşatıp bombaladılar. Ailemle birlikte kuşatmadan kaçmaya çalışsak da Ermeniler bizi esir aldılar ve bodruma kapattılar. Orada 25 ten fazla hemşerim vardı. Ermeniler bizi her gün işkence edip, dövüyordu; bazılarımız öldürüldü, bazılarımız kurşuna dizildi, kalanların da başı kesildi. Aşağıdaki olayları hatırlıyorum: 1. 1960 doğumlu Selimov Fahreddin Bahadiroğlu bir Ermeni onu başından tüfeğin kabzası ile vurarak öldürdü. 2. 1962 doğumlu Elhan Nesiboğlu Ermeniler onu bodrumdan çıkardılar ve kurşunladılar. 3. 1968 doğumlu Mobil - Ermeniler onu tüfeğin kabzası ve sopalarla vurarak gaddarca katlettiler. 4. 55 yaşındaki Hüseyin (annesinin adı Mariş idi) Ermeniler onu bizimkine bitişik olan bodrumdan çıkardılar, gaddarca dövmeye ve kurşunlamaya başladılar. 5. 1965 doğumlu Vidadi ve 1974 doğumlu Mürvet Ermeniler onları bodrumdan çıkardıktan sonra kafasını kestiler. 6. Komşum, 1969 lu Faiq Şahmelioğlu Ermeni Komutan Karo tarafından kurşuna dizildi. Biz Hocalı dayken Karo cellât gibi tanınırdı. O, Yangın muhafaza şubesinin müdürüydü. Uzun boylu, iri yapılı ve siyah bıyıklı bir adamdı. Memmed Memmedov 25 Şubat 1992 yi 26 ya bağlayan gece Hocalı Ermeniler tarafından işgal edildikten sonra ben rayon sakinleri ile beraber oradan çıkmıştım. Canan Orucov, Faiq Alimemmedov, Kamil Memmedov, Kamal, İsa, İlqar Abışov, Yaşar Alimemmedov, Mehemmed Memmedov ve adlarını unuttuğum bir grup insan ile beraber ormanlık alanda saklandık. 28 Şubat 1992 ye kadar orada kaldık. Aynı gece Ermeniler beni esir aldılar ve Nahçıvanik de bir çiftliğe getirdiler. Orada beni esir tuttuktan sonra Memmed in öldürüldüğünü öğrendim, lakin diğer esir alınan şahıslar hala orada saklanıyorlardı. Karo Babayan bizi esir alanlara önderlik ediyordu. O, yangın muhafaza şubesinin müdürü ve polis komiseriydi. Babayan orada saklanan insanlara işkence ediyordu. Bizimle beraber kadınlar ve çocuklar da esir alınmışlardı. 14 Mart 1992 tarihinde onlar 21 esiri Esgeran polis şubesinin pasaport bölümüne getirdiler. Karo nun grubundan olan Ermeni askerleri aynı bölümde bizi dövüyordu. O günden sonra onlar bizi geri Azerbaycan a gönderdiler. Bizi göndermeden önce Karo Babayan Faiq Alimemmedov u şubenin bahçesinde öldürdü. Kardeşim Cemil Cümşüd oğlu Memmedov da bu olayları onaylayabilir. 22 23

Settar Ağayev Senem Abdullayeva 25 Şubat 1992 yi 26 ya bağlayan gece Hocalı yı terk ettik. O gün ben nöbetteydim. Eve geldiğimde evde hiç kimse yoktu. Ormana doğru gittim ve ailemle görüştüm. Dışarıda don havası vardı. Qarqar Nehri ni geçerken baştan ayağa ıslandık. On yaşındaki oğlum Vüsal ı kucağıma alarak devam ettik. Ancak oğlum dona dayanamayarak yaşamını yitirdi. Ayaklarım donduğundan ben de hareket edemiyordum. O an iki Ermeninin bana doğru yaklaştığını gördüm, beni vahşice dövüp esir aldılar. Oğlumun cansız bedenine ellerimi götürmek istedim ancak tekmeyle onun cesedini iterek ona dokunmama izin vermediler. Beni Dehrez ve Hankendi nde esir tuttular. Beni zindanda tutarlarken, milli orduda hizmet eden oğlumun olup olmadığını sordular. Onları aldatmaya çalışarak yok cevabını verdim. Sonra bana onun evraklarını gösterdiler, ancak yine de inkar ettim. Beni amansızca dövüyorlardı, sonra bana milli orduda hizmet eden oğlum Zahid Ağayev in cesedini gösterdiler. Onu kucaklamak istediğimde beni dövdüler ve bilincimi yitirdim. Kerpetenle bütün dişlerimi çıkardılar. Ayağımdaki yaralar çürümeye başladı. Onlar beni tedavi etmediler. 35 günlük esaretten sonra özgürlüğüme kavuşabildim. 25 Şubat 1992 yi 26 ya bağlayan gece babam, annem, kızkardeşlerim Tazegül, Hatice, Letafet, kızlarım Vüsale, Heyale ve kardeşimin oğlu Ruslan ile beraber Hocalı yı terkederek ormana saklandık. Ancak kaçarken babam, annem ve kızkardeşim Letafet yaşamlarını yitirdiler. 4 gün boyunca ormanda saklandık. Sonra Pircemal köyü yakınlarında Ermeniler tarafından esir alınarak 300 Hocalı sakini ile beraber bir ahırda esir tutulduk. Esir olduğumuz süreçte Ermeni askerleri Faik Elimemmedov u ve İsmail i öldürdüler. Ermeniler bizi tüfek kabzası ve değneklerle dövüyor ve aç susuz bırakıyorlardı Sevil Abdulova Seriye Talibova 25 Şubat 1992 yi 26 ya bağlayan gece Ermeniler Hocalı yı işgal ettiler. Ailem, eşim ve 3 çocuğum ile birlikte ormanlık alana kaçtık. Ermeniler bizim etrafımızı sardılar. İnsanların çok bulunduğu yere doğru Ermeniler ateş açmaya başladılar. 12 yaşındaki oğlum Ceyhun ve ben yaralandık. Sonra Ağdam rayonunun yakınlarında olan Garagaya olarak bilinen yerde biz diğer aile üyelerinden ayrıldık. Orada iki silahlı Ermeni askeri tarafından esir alındık. Hankendi nden olan Gulli ismindeki bir kadın ve oğlu da bizimle beraber esir düşmüştü. Kadın üzerindeki bütün paralarını Ermenilerin eline geçmesin diye yakınca Ermeniler bunu gördü ve ana oğulu oracıkta katlettiler. Sonra bizi Hankendi nde bir eve getirerek 3 gün alıkoydular. Ev sahibinin ismi Sarkis idi. Sarkis in oğlu Karen Ayrumyan Azerbaycan da hapishanede idi. Sonra Ermeniler bizi Asgeran da onunla değiş-tokuş yaptılar. Gözümün önünde 4 Mesket Türk ünün, 3 komşumuzun başını Ermeni askerinin mezarı başında kestiler. Ermeniler, anne babalarının önünde çocuklarına işkence yapıp öldürdüler. Sonra cesetleri buldozerlerle dereye döktüler. Cemal Allahverdioglu Orucov Nesibe Aliyeva 16 yaşındaki oğlumu kurşunladılar. 23 yaşındaki kızımı iki ikiz oğlumu ve 18 yaşındaki hamile kızımı elimizden aldılar. Ormandan çıkar çıkmaz Ermeniler ateş açtılar. 40 kişiydik. 26 kişiyi, oğlumu ve eşimi de öldürdüler. 24 25

Hatice Orucova 8 yaşındaydım. Gözümün önünde babamı, annemi, 6 yaşındaki kız kardeşimi Ermeniler kurşunlayıp öldürdüler. Kurşun bana da değdi ama sadece yaraladı. Muhammed Orucov Ermeniler esirler arasında 10-13-15 yaşlarında kızları ayırarak götürdüler. Cemil Memmedov Şehre giren tanklar ve zırhlı taşıyıcılar evleri yıkıyor ve insanları eziyordu. Talibov Samed Yapılan işkenceler karşısında seslerini çıkaranları hemen öldürüyorlardı. Esirlikte gördüğüm vahşeti hiç unutamayacağım. Doktor Raporlarından Soykırım sonrası cesetler üzerinden yapılan incelemelerden doktor raporlarına geçen bazı ölüm vakaları: Orucov Telinan Enveroğlu: Kafa derisi yüzülmüş, Abdülov Yelmar Enveroğlu: Kafa derisi yüzülmüş, Aliekberov Tevekkül İskenderoğlu: Nahçivanik yolunda kurşun yarası ile ölmüş, cesedi üstünde 10 bıçak darbesi var. Hasanova Fitat Ehedkızı: Tecavüz edilmiş, Gözleri çıkarılmış. Hasanova Gülçohre Yakupkızı: Göğüs kafesinden ve karnından kurşun yarası almıştır. Sol eli bilekten kesilmiştir. Hasanov Şohlet Usuboğlu: Göğüs kafesinden kurşun yarası, üst tarafının kesilmiş olduğu görülmüştür. Selimov Bahadir Mikayiloglu: Nahcivanik yolunda yakılmış, cinsi uzvu kesilmiş, gözleri çıkarılmıştır. Abışov Ali Abdüloğlu: Ezici aletle vurulmuş, kemiklerinin çoğu kırılmış. Aslanov İkbal Kuluoğlu: Cinsi uzuvları kesilmiş, yakılmış. Sahip: Cesedi üstünden tank geçmiş Nuraliyeva Dilara Oruçgızı: Gözleri ve göğüsleri kesilerek götürülmüş. Abbasov Taleh Umidvaroğlu: Öldürüldükten sonra kulağı kesilmiş. Abişova Meruze Muhammedkızı: Gözleri çıkarılmış, göğüs uçları ve burnu kesilmiştir. Kerimov Sarman Sultanoğlu: Katledildikten sonra gözleri çıkarılmış, şişe ile işkence edilmiştir. Kerimova Firengül Muhammedkızı: Bedeni tam doğranmış, gözleri çıkarılmış, kulakları ve göğüsleri kesilmiştir. Kerimov Frunz Salmanoğlu: Diri diri yakılmıştır. Selimov Araz Bahaduroğlu: Yaralı halde yakalanmış, küçük çocuğunun gözleri önünde dövülerek öldürülmüştür. Hüseyinov Allahverdi Kuluoğlu: 88, yakılarak öldürülmüştür. İmam Agyar Salmanoğlu: Üç yaşındaki bu çocuk Ermenilerce yakılarak öldürülmüştür. Bedelov Tevfik: Cesedi üzerinde vahşi uygulamalar yapan Ermeniler, kulaklarını kesmiş ve gözlerini çıkarmışlardır. Ferzeliyev Canan Binnetoğlu: Yakılmıştır. Mehmedova Tamara Selimkızı: Gözleri çıkarılıp, göğüsleri kesilerek öldürülmüştür. Nuriyev Hafiz Yusufoğlu: Elleri telle bağlanarak kafası kesilmiştir. Bilinmeyen Kişi: başı ve üst dudağı kesilmiştir. Bilinmeyen Kişi: Kafa derisi yüzülmüştür. Bu gerçeklikler karşısında Türk milletinin her bir ferdine düşen görev gönüllü ve programlı bir çalışma ile bu vahşeti soykırım olarak tanıtmaya çalışmak olmalıdır. Ancak bu şekilde soykırım kurbanlarına olan borcumuz ödenmiş olacaktır. 26 27

Uluslararası Basında Hocalı Sunday Times Gazetesi (Londra) 1 Mart 1992 tarihi: Ermeni askerleri binlerce aileyi yok etmiştir. Financial Times Gazetesi (Londra) 9 Mart 1992 tarihi: Ermeniler Ağdam a doğru giden orduyu kurşun yağmuruna tutmuştur. Azeriler 1200 kadar ceset saymış. Lübnanlı kameraman, ülkesinin zengin Ermeni Taşnak lobisinin Karabağ a silah ve asker gönderdiğini onaylamıştır. Times Gazetesi (Londra) 4 Mart 1992 tarihi: Birçok insan çirkin hale getirilmiş, masum kızın sadece kafası kalmış. İzvestiya Gazetesi (Moskova) 4 Mart 1992 tarihi: Kamera kulakları kesilmiş çocukları gösterdi. Bir kadının yüzünün yarısı kesilmişti. Erkeklerin kafa derisi soyulmuştu. Le Monde Gazetesi (Paris) 14 Mart 1992 tarihi: Ağdam da bulunan basın mensupları, Hocalı da öldürülmüş kadın ve çocuklar arasında kafa derisi soyulmuş, tırnakları çıkarılmış üç kişi görmüşler. Bu, Azerilerin propagandası değil bir gerçektir. İzvestiya Gazetesi (Moskova) 13 Mart 1992 tarihi: Binbaşı Leonid Kravets: Ben kendim tepede yüze yakın ceset gördüm. Bir erkek çocuğunun kafası yoktu. Her tarafta işkenceyle öldürülmüş bayan, çocuk ve yaşlılar vardı. Valer Actuel Dergisi (Paris) 14 Mart 1992 tarihi: Bu özerk bölgede Ermeni silahlı birlikleri yakın doğuda üretilmiş yeni teknolojiye, ayrıca helikoptere sahiptiler. ASALA nın Suriye ve Lübnan da askeri kamp ve silah depoları vardır. Ermeniler yüzden fazla Müslüman köyüne saldırı düzenlemiş ve Karabağ daki Azerbaycanlıları öldürmüşler. Golos Ukraini V. Stacko: Savaşın yüzü olmuyor. Yalnız çokça maske, kanlı gözyaşları, ölüm, bedbahtlık, yıkımlar. Hocalı da bebekleri ne için katlettiler, ya anneleri? Allah insanı cezalandırmak isteyince onun aklını alıyor. Nie Gazetesi (Bulgaristan) Violetta Parvanova: Hocalı insanlığın faciasıdır. 3 Mart 1992 de BBC Morning News saat 07.37 yayınında durumu şöyle aksettirmiş; Canlı yayın muhabirimiz 100 den fazla Azeri erkek, kadın ve bebek dahil olmak üzere çocuk cesetleri gördüğünü ve bunların başlarına yakın mesafeden ateş edilerek öldürüldüğünü rapor ediyor. Newsweek Gazetesi 16 Mart 1992 tarihli Newsweek te Pascal Privat ve Steve Le Vine tarafından hazırlanan haberde katliam şu şekilde yansıtılmış: Geçtiğimiz hafta Azerbaycan yine bir morgun mahzeni gibiydi; bir caminin arkasına geçici olarak kurulmuş morga sürüklenerek getirilmiş düzinelerce ceset ve yas tutan mülteciler... Bunlar 25 ve 26 Şubat tarihinde Ermeni kuvvetleri tarafından istila edilen Yukarı Karabağ bölgesindeki Hocalı köyünün Azeri sakinleriydi. Cesetlerin çoğu kaçmaya çalışırken yakın mesafeden vurulmuştu, bazılarının yüzleri paramparça idi, bazılarının kafa derileri yüzülmüştü Human Rights Watch Hocalı katliamını Karabağ ın işgalinden bu yana cereyan eden en kapsamlı sivil kırımı olarak nitelendirilmiştir. Amerikalı Gazeteci Thomas Goltz Fotoğrafçı arkadaşım öyle etkilenmişti ki fotoğraf çekebilmesi için kendisini objelerin üzerine doğru itmem gerekiyordu. Cesetler, mezarlar, evet hepsi mide gerektiriyordu. Ama olanları anlatmak, dünyaya duyurmak gerekliydi. Hayatta kalanları bularak hemen orada neler dediklerini kaydettik. Bazı cesetleri tanımaya çalıştım ama yüzlerinden vurulanlar, tanınmayacak halde olanlar vardı. Bazılarının kafa derileri yüzülmüştü. 28 29

Ermeni Gazeteci Daud Kheyriyan Hocalı katliamına tanık olan ve daha sonra Beyrut a yerleşen Ermeni gazeteci Daud Kheyriyan, For the Sake of Cross (Haçın Hatırı İçin) isimli kitabında (sayfa: 62-63) vahşeti şöyle anlatıyor:...gaflan denen ve ölülerin yakılmasıyla görevli Ermeni grup, Hocalı nın 1 kilometre batısında bir yere 2 Mart günü 100 Azeri ölüsünü getirip yığdı. Son kamyonda 10 yaşında bir kız çocuğu gördüm. Başından ve elinden yaralıydı. Yüzü morarmıştı. Soğuğa, açlığa ve yaralarına rağmen hala yaşıyordu. Çok az nefes alabiliyordu. Gözlerini ölüm korkusu sarmıştı. O sırada Tigranyan isimli bir asker onu tuttuğu gibi öteki cesetlerin üstüne fırlattı. Sonra tüm cesetleri yaktılar. Bana sanki yanmakta olan ölü bedenler arasından bir çığlık işittim gibi geldi. Yapabileceğim bir şey yoktu. Ben Şuşa ya döndüm. Onlar Haç ın hatırı için savaşa devam ettiler. The Independent (Londra) 12 Haziran 1992, Frederique Lengaigne/Reuter: Katliamın mağdurları: Azerbaycanlı bir kadın Şubat ta Hocalı da öldürülen oğlunun yasını tutuyor. Bir tren vagonunda sağlık ekipleri ilkel şartlarda yaralı bir adamı kurtarmaya çalışıyor. Kederli akrabaları bir katliam mağdurunun tabutu başında ağılıyor. The Boston Globe 3 Mart 1992, Paul Quinn-Judge ın haberinde katliam şu şekilde yansıtılmış: Olay yeri muhabirleri, bölgedeki öldürülenlerin kesin sayısını vermelerinin zor olduğunu söylediler. Fakat Reutors fotoğrafçısı Azerbaycan Türklerinin cesetleriyle dolu iki kamyon gördüğünü ve bir Rus gazeteci de başka bölgedeki başka yerlerde de katliam olduğunu rapor etti. The Age (Melbourne) 6 Mart 1992, Helen Womack tarafından hazırlanan haberde katliam şu şekilde yansıtılmış: Hocalı, Ermeni nufusunun yoğun olduğu bir yerleşim bölgesinin içinde yer alan 6000 nüfuslu bir Azerbaycan Türkleri yerleşkesi. Ağdam Polis Komutanı Raşid Mamedov sadece 500 kişinin şehrine kaçtığını söylüyor. Peki, geri kalanlar nerede? Hocalı nın sadece bir nesli değil nesillerin etkilediği, bu felaketi yaşayan çocukların tanıklıklarından da anlaşılmaktadır. Hocalı Soykırımı sırasında 8 yaşında bulunan Hatıra Oruçova, yaşadıklarının kendisinde bıraktığı derin izleri şöyle anlatıyor; Babamı, annemi ve 6 yaşındaki kız kardeşimi gözlerimin önünde öldürdüler. Bana da kurşun isabet etti. Vücudumdaki kurşun yarası çoktan iyileşse de gözlerimle gördüklerimin yarası asla iyileşmeyecektir. 26 Eşi ve çocuğu dahil 22 yakınını kaybeden Rahile Guliyeva nın kızı Zarife Guliyeva Sarkozy ile Sarkisyan a mektup yazarak adını ve Karabağ daki çatışmaları dünyaya duyuran önemli isimlerden biri oldu. Rahile Guliyeva, savaştan önce Hocalı kasabasında 26 a.g.e, s. 156. Hocalı nın Çocukları, Şimdinin Yetişkinleri yaşıyordu. Ermeni askerleri kente saldırdığında, kentin tek çıkış noktası olan Ağdam kasabasına giden ormana koştular. Orman yolunu da tutan Ermeni askerleri, Rahile Guliyeva nın sırtından giren 4 kurşundan birinin bedeninden geçerek geride bırakmamak için göğsüne bağladığı iki yaşındaki oğluna isabet etmesiyle dünyada yapayalnız kalmıştır. Kollarının arasında can çekişerek oğlunun ölümünü izleyen Rahile Guliyeva ormana girdiğinde iki yaşındaki oğlunu kaybeden, üç aylık hamile bir anneydi, duldu, öksüzdü, yetimdi. Eşini, kayınvalidesini, kayınbabasını, görümcelerini, kaynını ve onların çocuklarını da kaybetti. O gece bir kendisi, bir de karnındaki Zarife bebek zihinlerinden ve yüreklerinden silemeyecekleri yaralarla hayatta kalmayı başardı 30 31

Zarife Guliyeva 20 yaşına geldiğinde katliamın failleri olarak gördüğü Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan a, sonra Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy ye birer mektup yazarak hem hesap sordu, hem de nesillerin bu çatışmalardan derinden etkilendiğini ispatladı: Sarkozy ye Açık Mektup Fransa Cumhurbaşkanı Sayın Nicolas Sarkozy! Size bu mektubu yazan Azerbaycan ın Karabağ bölgesinin yıkılmış Hocalı kentinden olan Azerbaycanlı Zerife Guliyeva dır. Şu anda 20 yaşındayım. Geçen yüzyılın en dehşetli katliamlarından birinin yaşandığı Hocalı da Azerbaycanlı sivillere yönelik olarak gerçekleştirilmiş olan soykırımın üzerinden yaşım kadar süre geçti. Hocalı ismini duydunuz mu? 26 Şubat 1992 de Azerbaycan ın bu tarihi bölgesinde işgalci Ermenistan silahlı birlikleri tarafından işlenmiş cinayet sonucunda 613 kişi öldürülmüş, 1275 kişi esir alınmış, 150 kişi kaybolmuş ve 487 kişi sakat kalmıştır. Bu insanların tek suçu onların Azerbaycanlı olmasıydı. Siz söyleyin, eğer bu, SOYKIRIM değilse, o zaman SOYKIRIM nedir? Eğer siz insanlığa karşı işlenmiş olan bu cinayeti açıklayacak sözler bulmakta zorlanıyorsanız, size Hocalı nın İkinci Dünya Savaşı döneminde Alman faşistleri tarafından yıkılmış Çek Cumhuriyeti nin Liditse kenti ile kardeş kent olduğunu söyleyebilirim. Bu, ibret verici bir olaydır: insanlığa karşı suçların dehşetleriyle yüzleşmiş iki kardeş kent. Bildiğime göre, siz mutlu bir eş ve mutlu bir babasınız. Sizin güzel eşiniz Carla Bruni 19 Ekim 2011 de size Julia ismli bir kız çocuğu doğurmuştur. Ben Allah tan bu küçük kızınızın sağlıklı ve mutlu büyümesini diliyorum. Bunun için onun her türlü olanağı da vardır. Dikkatinizi Ermeni faşistleri tarafından Hocalı da katledilmiş insanlar arasında olan 106 kadın ve 63 çocuğa çekmek isterim. Samimi olmak gerekirse, kendimi bildim bileli hala bir soruya yanıt bulamıyorum. Acaba kanına susayan katiller tarafından katledilmek mi, yoksa Hocalı da kaybettiğim babamı bir daha görememenin acısıyla yaşamak mı daha korkunç? Bana göre, bir çocuğun babasız büyümesini, ebeveynlerinden birini kaybetmesini anlamak hiç de kolay değildir. Ama siz bir baba olduğunuz için bunu anlayabilirsiniz. Hocalı da babamla birlikte kardeşimi, ninemi, amcalarımı ve dayılarımı da katlettiler. Bizim aile o korkunç gecede toplam 22 ferdini kaybetti. Bizi annem büyüttü. O bize bakmış, daha da önemlisi insani değerleri aşılamıştır. Biz Hocalı yı asla unutmayacağız. Çünkü o vahim gecede annemin aldığı 4 kurşun yarası ve hala vücudunda bulunan mermi parçaları onu sürekli rahatsız etmektedir. Bütün Hocalı sakinlerinin kalbinde bu tür kurşun yaraları vardır. Sayın Cumhurbaşkanı, ayrıca bunu bilmenizde de fayda vardır. Bir insanlık dramı olan Hocalı Soykırımı nın yapıldığı yerde Azerbaycanlı muhabir Çingiz Mustafayev ile birlikte bulunmuş Rusyalı televizyon muhabiri Yuri Romanov kendisinin Ben savaşı çekiyorum adlı kitabında sivillerin katledildiği bölgeye gittikleri anı şöyle naklediyor: Ben helikopterin camından bakıyordum ve gördüğüm, bu insanlık dışı dehşet verici manzara gerçek anlamda beni hayretler içinde bırakıyordu. Karın eridiği dağ yamacının gölgesinde sararmış otların üzerinde insan cesetleri bulunuyordu. Büyük bir alan kadın, yaşlı ve çocukların cesetleri ile doluydu. Cesetler arasında bulunan ninesine (anneannesine) sarılmış küçük kız cesedi, insanı yakan bir manzara idi. Beyaz saçlı, başı açık ninenin yanına küçük kız uzanmıştı. Nedense, onların ayaklarını dikenli tellerle bağlamışlardı. Ninenin elleri de bağlıydı. Her ikisinin kafasında kurşun yarası vardı. Yaklaşık 4 yaşındaki kız çocuğu hayatının son anında ellerini ölmüş anneannesine uzatmıştı. Bu sahneden o kadar etkilendim ki, kamerayı bile unuttum.... Sayın Sarkozy, siz bu anıları okuduktan sonra ben sizin gözlerinize bakmak isterdim. Eminim, ben o gözlerde başkasının derdine ortak olmayı bilen cesur insanın gözyaşlarını ve kalp acısını görürdüm. Bu nedenle sizin Hocalı da Azerbaycanlılara karşı işlenmiş soykırımın adını koyacağınıza, onu tanıyacağınıza ümit ediyorum. Sizin ve başkanlık ettiğiniz Halk Hareketi Birliği Partisi nin Hocalı da işlenen soykırımın tanınmasına ilişkin yasa tasarısının Fransa Senatosu nda görüşülmesi önerisinde 32 33

bulunmanızı bekliyorum. Böylece Azerbaycan da sizinle ilgili oluşmuş imajı değiştirir ve sizin Fransa daki Ermeni diasporasına ve Ermeni lobisine doğrudan bağlı olmanızla ilgili söylenenleri de yalanlamış olursunuz. Özellikle de siz 1915 yılında Osmanlı İmparatorluğunda yaşanan olayları Ermenilere yönelik soykırım olarak görmeyen herkesin tutuklanması ve para cezası almasıyla ilgili yasa tasarısının kabul edilmesi girişiminde bulunduktan sonra, Azerbaycan halkı arasında da sizin hakkınızda bu tür fikirleri oluştu. Cumhurbaşkanları göreve gelirler ve giderler, ama siyasetçilerin isimleri, onların faaliyetleri ile tarihte kalır. Hocalı da sivil Azerbaycan halkına yönelik soykırım yapanlara ilişkin olarak Fransa Senatosu tarafından adil karar alınması konusunda girişiminiz sizin isminizin Azerbaycan-Fransa ilişkileri tarihinde kalması açısından güzel bir fırsat olur. Böyle bir adım atmanın sizin için ne kadar zor olacağını anlıyorum. Fakat uluslararası İnsan Hakları İzleme Örgütü nün (Human Rights Watch) Hocalı faciasını Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ anlaşmazlığı boyunca işlenmiş en büyük katliam olarak adlandırdığını size bildirmek istiyorum. Bu örgüte göre, Ermeni silahlı birlikleri sivillerin katledilmesiyle ilgili direkt sorumluluk taşıyorlar. Zaman hızla geçiyor. Benim kendi toprağımı görmekten mahrum halde yaşadığım 20 yılın ardından ve Hocalı da soykırım yapılmasının üzerinden 20 yıl geçtikten sonra insanlığa karşı yapılan bu suç, artık tüm dünyada tanınabilir. Şimdi seçim sizin. Adaletin zafer kazanmasına yardım etmiş bir politikacı olarak mı, yoksa suça suç demeye korkup sadece kendi çıkarlarını üstün tutan bir kişi olarak mı tarihte kalmak istiyorsunuz? Bu sorunun cevabı da Sizin elinizde Zerife Guliyeva, Hocalı dan olan zorunlu göçmen. Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan a Açık Mektup Bu mektubu size, Azerbaycan ın Karabağ bölgesinden, şu anda kabusa dönüşmüş olan Hocalı kentinden olan Azerbaycanlı Zerife Guliyeva yazıyor. Muhtemelen, Hocalı yı biliyorsunuz. Hocalı yı biliyor olmanızın nedeni sadece sizin tarihi Azerbaycan şehri olan ve Sovyet döneminde Azerbaycan SSC nin bünyesine Stepanakert adıyla bilinen Hankendi de doğmanız değil, aynı zamanda Hocalı nın sizin de tanımladığınız üzere size ait bir bölge olmayan Ağdam şehrine yakın olmasıdır. Bu arada, defalarca olduğu gibi 2009 da Erivan da Azerbaycan ve Ermenistan aydınları ile yaptığınız görüşmede de Ağdam ın Ermenistan a ait olmadığını söylemenize rağmen Ağdam ın ismini değiştirerek Akne yaptınız. Eminim, 26 Şubat 1992 tarihinde Ermenistan ın işgalci ordusu tarafından Azerbaycan ın Hocalı kentinde yapılan katliamlar sonucu 613 kişinin öldürüldüğünden, 1275 den fazla kişinin rehin alındığından, 150 kişinin kaybolduğundan, 487 kişinin sakat bırakıldığından haberiniz var. Eğer insanlığa karşı işlenmiş bu cinayeti tanımlayan kelimeler bulmakta zorlanıyorsanız, size yardımcı olmak adına Hocalı nın İkinci Dünya Savaşı yıllarında Alman faşistleri tarafından yeryüzünden silinmiş Çek Cumhuriyeti nin Liditse şehrine benzetildiğini söyleyebilirim. Human Rights Watch Uluslararası İnsan Hakları İzleme Örgütü nün Hocalı da yapılan soykırımı Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ anlaşmazlığı dönemindeki en büyük katliam olarak adlandırdığını hatırlatmak isterim. Bu örgüt, Ermeni silahlı birliklerinin sivillerin ölümünden dolayı sorumluluk taşıdıklarını kaydediyor. Azerbaycanlı sivillere yönelik olarak gerçekleştirilen bu soykırımın üzerinden 20 yıl geçti. Adım Zarife Guliyeva, 20 yaşındayım ve aslen Hocalılıyım. Hocalı da benim küçük kardeşim, büyükannem, dayılarım, amcalarım öldürüldü, bizim ailemizden toplam 22 kişi hayatını kaybetti. Bizi annemiz büyüttü. Hayatta en büyük değerlerden olan vatan sevgisini ve insan hayatının değerini anlamayı bize o öğretti. 34 35

Bize bu değerleri aşılayan kadının vücudunda 4 kurşun yarası ve Ermeni askerlerinin yaptıklarını ona her gün hatırlatan şarapnel parçaları var. Bu şarapnel parçaları Hocalı dehşetini hiçbir zaman unutturmuyor. Bu şarapnel parçalarını her Hocalılı kalbinde taşıyor. Bu facianın suçluları sivil Azerbaycanlılara karşı soykırım yapan Ermeni birlikleridir. Ben kendimi tanıttım. Sizin kim olduğunuzu da biliyorum. Sizin Anuş ve Satenik adlı iki kızınız olduğunu biliyorum. Onlar geleceğin anneleri olacak. Şimdi ise siz bu soruma cevap verin ve kendi kızlarınıza da sorun: Ermeni faşistlerin Hocalı da öldürdükleri 106 kadının ve 63 çocuğun suçu neydi? Bu soruyu kendiniz yanıtlayınız ve kızlarınıza sorun: Onlar da yakınları için bu tür bir dehşeti arzularlar mı? Ben İngiliz gazeteci Tomas de Vaal ın Karabağ Kara bağ kitabını okudum. Kitapta şöyle deniyor: Sarkisyan meydana gelen olaylarla ilgili olarak daha samimi ve daha sert şeyler söyledi: Hocalı olaylarına kadar Azerbaycanlılar, Ermenilerin sivillere karşı güç kullanmayacaklarını düşünüyorlardı. Ama biz bu klişeyi yıktık. Siz bu kitabı okumak için kızlarınıza verdiniz mi, Sayın Sarkisyan? Onların Ermeniler içerisinde de tüm dinlerde ve dünyanın tüm halklarında saygı duyulan insanlık, insanseverlik özelliklerine sahip insanlar olmasına Azerbaycanlıların güvenini sarsmak için atalarının kadınların, çocukların ve yaşlı insanların öldürülmesini iyi bir fırsat olarak değerlendirilmesine sevinebileceklerini düşünemiyorum bile. Tomas de Vaal kitabında yazıyor: Ermenilerin komutanı Serj Sarkisyan dan Hocalı nın ele geçirilmesini anlatması rica edildiğinde o, şöyle cevap vermişti: Biz bununla ilgili yüksek sesle konuşmamayı tercih ediyoruz. Hocalı Soykırımı nın üzerinden 20 yıl geçiyor. Sayın Sarkisyan, kanımca, bu dehşetli cinayetle ilgili yüksek sesle konuşmanın zamanı gelmiştir. Eğer siz, Hocalı Soykırımı konusunda adil tutum takınsaydınız ve bu katliamı yapan Ermeni askerlerinin suçunu itiraf etmiş olsaydınız daha doğru olurdu. Ermenilerin işlediği bu suçu itiraf etmeniz için Sizden 7 Aralık 1970 tarihli Polonya ziyareti sırasında Varşova gettosunda, 2. Dünya Savaşı sırasında Yahudilerin Treblinka ve Osvencim ölüm kamplarına sürgün edildiği yerde dikilen anıtın önünde diz çökmüş ünlü Almanya Başbakanı Willy Brandt ın yaptığı hareketlerin aynısını yapmanızı rica etmiyorum zaten. Sizden sadece Ermeni askerlerinin Hocalı da Azerbaycanlı sivillere karşı soykırım yaptığını açıkça itiraf etmenizi istiyorum. Aslında bu adım Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ sorununun çözümünde tamamen yeni bir sayfa açabilir ve 20 yıl önce Hocalı Soykırımı nı yapanların ateş açarak yok ettikleri halklarımız arasındaki eski güvenilir ortamı yeniden sağlayabilir. Ben dünya kamuoyunun Azerbaycanlı sivillere karşı yapılan Hocalı Soykırımı konusunda gerekli tutum takınacaklarına ve sorumluların cezalandırılmaları için gerekli tavır dergileyeceklerine inanıyorum. Aynı zamanda çatışmaların ebedi sürmediği ve komşu halkların er ya da geç barış ve huzur içinde yaşayacakları kanaatindeyim. Bunun sizin katılımınızla mı, yoksa sizsiz mi yapılacağı ise tamamen size kalmış bir şey. Siz, kendi halkınızın geçmiş hatalarını ve işledikleri suçu itiraf edebilecek cesarete sahip, adaletin galip gelmesi ve halklarımız arasında barışın sağlanması için rol alan bir politikacı mı, yoksa işlenen suçu suç diye itiraf etmekten korkan, yalnız kendi çıkarlarına düşkün, fikrini açıkça söyleyemeyen bir siyasetçi mi olmayı tercih edersiniz? Bunu yalnız siz çözebilirsiniz. Zerife Guliyeva, Hocalı dan olan zorunlu göçmen. 27 27 Hocalı Katliamının Tanıkları Anlatıyor, http://www.haber7.com/turk-cumhuriyetler/haber/848834-hocali-katliaminintaniklari-anlatiyor, Erişim Tarihi: 1 Nisan 2014 36 37

Göçmen (Kaçkın) Sorunu Azerbaycan Devlet İstatistik Enstitüsü ülkedeki kaçkın ve mecburi göçmenlerin toplam sayısını 1999 yılı istatistiklerinde 1 milyon kişi olarak vermiştir. Azerbaycan daki mecburi göçmenlerin 565.408 inin Azerbaycan Türkü, 317 si Rus, 4.628 i Kürt ve 131 kişininse diğer etnik kökenlerden geldiği görülmektedir. Aynı kaynak Ermenistan dan göç ettirilenlerin sayısını 192.100, Kazakistan dan 1.600, Rusya dan 1.000 ve Özbekistan dan göç edenleri ise 25.100 olarak vermiştir. Rakamlar, Ermenilerin Azerbaycan topraklarını işgal ederken toplum içerisinde ayrım gözetmeksizin tüm meskun nüfusu bölgeden sürdüğünü göstermektedir. 28 Bu gruplar içerisinde en büyük yekunu tutan mec- 28 Sinan Oğan, Yüzyılın Dramı... Azerbaycan da Göçmen (Kaçkın) Sorunu, TÜRKSAM, http://www.turksam.org/tr/makale-detay/101-yuzyilin-drami-azerbaycan-da-gocmenkackin-sorunu, Erişim Tarihi: 27 Mayıs 2014 buri göçkünlerin terkibi ise şöyledir; 289.641 kişi erkek, 321.652 kişi kadın, 196.480 kişi 17 yaşına kadar olan çocuklar, 126.482 kişi öğrenci, 9.000 kişi yetim ve kimsesizlerden oluşmaktadır. 29 Diğer yandan her 7 göçmen çocuktan bir tanesinin annesi ve/veya babası savaşta ölmüş veya kaybolmuştur. Sonuç olarak Azerbaycan da yetim ve öksüz çocuk sayısı; 1990 da 21.807, 1994 de 24.192, 1997 de 25.375 ve 1999 yılında ise bu rakam 26.250 ye ulaşmıştır. 30 Nüfusu 9 milyondan fazla olan Azerbaycan da bir milyondan fazla insan, diğer bir 29 Azerbaycan Respublikasında Kaçkınlar ve Mecburi Göçkünler Hakkında Statistik Albom, Bakı 1999, s. 2-8. 30 Valideyn Himayesinden Mahrum Olan Uşak ve Yeniyetmelerin Yerleştirilmesi, http://www.tehsil.20m.com/azerbaycan/ azerb2-4.htm, Erişim Tarihi: 25 Mayıs 2014. ifade ile, ülkede yaşayan her 9 kişiden birisi göçmen durumundadır. Göçmen nüfusun toplam nüfusa bölümünde ortaya çıkan rakam açısından Azerbaycan dünyanın en çok göçmen barındıran ülkesidir. Azerbaycan topraklarının yüzde 20 si Ermenistan tarafından işgal edilmiştir ve nüfusunun yüzde 13 ü kendi tarihsel yurtları içerisinde göçmen durumundadır. Dönemin şartlarında göçmenlerden 15.530 aile (73.982 kişi) çadırlara, 19782 aile (98.879 kişi) barakalara, 526 aile (20.240 kişi) pansiyonlara ve istirahat evlerine yerleştirilir ve akraba ve tanıdık evlerine 38.926 aile (156.420 kişi), göçmenler tarafından zapt edilmiş evlerde 8.954 aile (44.502 kişi) çiftliklerde 7.555 aile (32.721 kişi), yarım kalmış inşaatlarda 10.616 aile (44.502 kişi), yük vagonlarında 2.070 aile (8.859 kişi) yol kenarlarında ve toprak evlerde (mağaralarda) 3418 aile (14.864 kişi) yaşamak zorunda kalmıştır. 31 Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev in talimatıyla göçmenlere yaşayacakları yeni 31 Azerbaycan Respublikasında Kaçkınlar ve Mecburi Göçkünler Hakkında StatistikAlbom, 1999, s. 10. yerler inşa edilmiş ve Karabağ a dönünceye kadar geçici kasabalarda durumlarının iyileştirilerek yaşamaları sağlanmıştır. Son dönemde Azerbaycan da çadır kampüsler iptal edilerek modern tesislerin kurulmasıyla ilgili önemli projeler hayata geçirilmektedir. 38 39