Jim Sheridan: Yönetmenlik sinemada gereğinden fazla abartılan şeylerden biri



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Yönetmen VIJAY KRISHNA ACHARYA. Yapımcılar ADITYA CHOPRA. Türü Aksiyon. Oyuncular AAMIR KHAN KATRINA KAIF TABRETT BETHELL

Uçan Süpürge İçin Ankara'ya Geliyorlar

BİR ACAYİP SOYGUN ADANA İŞİ. - Basın Toplantısı Haber Küpürleri Ocak 2015 Adana Hilton Otel

3 DAYS TO KILL SON 3 GÜN. Yönetmen. McG. Yapımcılar. Luc Besson. Adi Hasak. Ryan Kavanaugh. Türü. Aksiyon. Oyuncular. Kevin Costner.

Yönetmen: Cate Shortland Oyuncular: Saskia Rosendahl, Kai-Peter Malina Senaryo: Cate Shortland, Robin Mukherjee Görüntü Yönetmeni: Adam Arkapaw

İLHAM VEREN KONUŞMACILAR ALEM-İ İŞ İLE HERKES BİRBİRİNİ DAHA İYİ ANLAYACAK!

BABA NERDESİN KAYBOLDUM

25 NİSAN DA SİNEMALARDA

Uluslararası İzmir Film Festivali ilk kez 1990 yılında düzenlenmeye başladı. 11 kez düzenlenen Festivale 2000 yılında ara verildi.

Patrick Raynal: Senarist, sinemanın araçlarından sadece biri

Vizyon Tarihi: 12 Temmuz 2013 Yönetmen: Shawn Levy Oyuncular: Vince Vaughn, Owen Wilson, Rose Byrne, Max Minghella, Will Ferrel Yapımcı: Shawn Levy,

Bu ödül veda için olmasın

Jamie Foxx J

ANTALYA ALTIN PORTAKAL'DA JÜRİ HEYECANI!

DIRIM. kültür - sanat - güncel yaşam ISSN Monet

Blogger bunu uyguluyor!

d) Yarışmaya 01 Ocak 2015 tarihinden sonra yapılmış ve Eser İşletme Belgesi almış olan filmler katılabilir.

HUNGER GAMES SERİSİNİN YARATICILARINDAN DIVERGENT UYUMSUZ 18 NİSAN DA SİNEMALARDA!

Ahmet Uluçay ın Ardından

Başka Sinema Esnek Bir Proje

BASIN SPONSORLUĞU DOSYASI

T.C. KÜLTÜR ve TURİZM BAKANLIĞI

Benim görevime gelince, festivalin programlama direktörüyüm. Dokuz yıldır festivalde çalışıyorum. Artistik direktör Cameron Bailey ile beraber

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

1999 yılında Arti Film i devralan, Devrim Arabaları, Kavşak, Nar, Eylül ve İz

Yönetmen: Nicolas Winding Refn Oyuncular: Ryan Gosling, Kristin Scott Thomas, Vithaya Pansringarm Senaryo: Nicolas Winding Refn Görüntü Yönetmeni:

BELGESEL FİLM YARIŞMASI YÖNETMELİK. TUFFEST Trabzon Uluslararası Film Festivali Ağustos 2017 tarihlerinde yapılacaktır.

İDİL DİZDAR, HEM OYUNCU HEM YÖNETMEN

Taliban Esaretinden İslam a

26. ANKARA ULUSLARARASI FİLM FESTİVALİ 24 Nisan 3 Mayıs 2015 ULUSAL UZUN FİLM YARIŞMASI YÖNETMELİK

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

Nicola Falcinella: Merhaba, öncelikle bu buluşmayı organize ettiğiniz ve beni davet ettiğiniz için teşekkür ediyorum. İstanbul'a ilk gelişim.

11 Eylül de Sinemalarda

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

Festivalin Tarihçesi

EVRİM TRANSCENDENCE 10 EKİM DE SİNEMALARDA!

MATBAACILIK OYUNCAĞI

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

Yarışma ile ilgili tüm detaylara adresinden ulaşılabilecektir.

14. New York Türk Film Festivali

TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN MAKİNENİN ARKASI

2016 ANTALYA FİLM FORUM YÖNETMELİĞİ (19-22 Ekim 2016)

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

bir ORHAN ESKİKÖY filmi MUHAMMET UZUNER JALE ARIKAN BESTE KÖKDEMİR AHMET VARLI

Bir taraf mutsuzsa mesele kapanmaz

ÇOCUĞUM BAŞARACAK MI?

Sonrası. Jewett, Keman. Özcan Ulucan, Keman. Tuba Özkan, Viyola. Ozan Tunca, Cello. Program ile ilgili detaylar ise

Video Reklamcılığında, Daha Uzun Videolar Daha Güçlü Videolar mıdır?

Yapabileceğim en iyi iş bu. Dünyanın pek çok farklı yerinden filmleri Avustralya da yaşayanların izleyebilmesini sağlayabilmek benim tutkum.

Türkiye sinemasının en tecrübeli ve alanında en yetkin isimlerinden

HERKÜL TÜRKİYE VİZYON TARİHİ: İTHALATÇI: D YAPIM / DAĞITIMCI: PİNEMA SUMMIT ENTERTAINMENT VE MILLENIUM FILMS SUNAR A NU BOYANA YAPIMI

Sinemada Duru ve Şiirsel İfadenin Ustası Nuri Bilge Ceylan - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

ÖLÜMCÜL OYUNCAKLAR KEMİKLER ŞEHRİ MORTAL INSTRUMENTS CITY OF BONES 30 AĞUSTOS TA SİNEMALARDA!

Buruşuk Ömer Destanı

Brighton Ekolü. Film d'art (yapımevi)

Yaptığım şey çok acayip bir sır da değildi aslında. Çok basit ama çoğu kişinin ihmal ettiği bir şeyi yaptım: Kitap okudum.

Seyfi Teoman Kısa film çekmeyi düşünmüyorum, çünkü maliyeti çok yüksek, geri dönüşü yok.

KIRILL ISTOMIN in. renkli dünyası ve DEKO TASARIM

Beyoğlu Sineması, seksenlerin sonunda Beyoğlu nda sinema salonları. Temel Kerimoğlu: Dünyayı Anlatan, Derdi Olan Filmleri Gösteriyoruz

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri.

Nükhet YILMAZ HAYAT BİLGİSİ Kaynaklarımız Üç Kumbara

24. ANKARA ULUSLARARASI FİLM FESTİVALİ Mart 2013 ULUSAL UZUN FİLM YARIŞMASI YÖNETMELİK

Bodrum Deniz Filmleri Festivali

Orhan benim için şarkı yazardı

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi nde Tiyatro Tarihi ve Teorisi eğitimi

ULUSAL ve ULUSLARARASI FİLM FESTİVAL YÖNETMELİK. TUFFEST Trabzon Uluslararası Film Festivali Ağustos 2017 tarihlerinde yapılacaktır.

2014 BOX OFFICE RAPORU

Bir dil bir insan. Daha Fazla Kişiyle Bağlantıya Geçin

13. New York Türk Film Festivali

SiNEMA ESERi YAPIMCILARI MESLEK BiRLiGi

Vural ÇAVUŞOĞLU YÖNETMEN VURAL ÇAVUŞOĞLU

1. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (08 Aralık Ocak 2015 )

CANIM KARDEŞİM BENİM 3D ANİMASYON FİLMİ BASIN KİTİ

KISA-CA. Terlik te, küçük yaşlardan itibaren bizlere empoze edilen bazı yaptırımlara, kurallara SÖYLEŞİ: BETÜL DEMİREL

ULUSAL UZUN METRAJ FİLM YARIŞMASI YÖNETMELİĞİ

Eğitim Öğretim Yılı Kütüphane Bülteni. Sayı:1 Nisan 2015

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ

15 Ekim 2014 Genel Merkez

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası

ULUSAL UZUN METRAJ FİLM YARIŞMASI YÖNETMELİĞİ

Pepee den Önce Pepee den Sonra P.Ö- P.S

HAYATTA İMKÂNSIZ DİYE BİR ŞEYİN OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUM

Kitabı mı Çıkmış, Dizisi mi?

17. UÇAN SÜPÜRGE ULUSLARARASI KADIN FİLMLERİ FESTİVALİ 8-15 Mayıs 2014

DORA DALGIÇ (ZEYNEP) TANSEL ÖNGEL (MEHMET)

ULUSAL UZUN METRAJ FİLM YARIŞMASI YÖNETMELİĞİ

Öğrencilerin çektiği fotokopiye yasal formül şart!

Cadı böyle diyerek süpürgesine bindi. Daha yüz metre uçmadan. paldır küldür yere düştü. Ağaçtaki kargalar Gak gak diye güldüler.

Özel gereksinimli çocuklar

15. TÜRKISCHES FILMFESTIVAL FRANKFURT/M FİLM YARIŞMASI YÖNETMELİĞİ

Yarışma ile ilgili tüm detaylara adresinden ulaşılabilecektir.

Müslüman kadın futbolcular Berlin'de buluştu ALMANYA...

52. ULUSLARARASI ANTALYA FİLM FESTİVALİ ULUSAL UZUN METRAJLI FİLM YARIŞMASI YÖNETMELİĞİ

Bunu herkes yapıyor! -Gerçekten herkes mi? Nasıl korunmam gerektiğini biliyorum! -Kalbini, gönlünü nasıl koruyacaksın?

Sevgi evlerinde kalan kardeşlerimize konser düzenledik. Huzurevi ziyaretlerimiz ara sıra oluyor,gönül Köprüsü diye bir proje de yer alıyoruz.

Sadece 2 İstekle MySQL Blind SQL Injection. Canberk BOLAT canberk.bolat[-at-]gmail[-dot-]com

28 Ekim 2015 Festivaller İstanbul da Projesi Sektör Toplantısı Rotterdam Film Festivali Bianca Taal Moderatör: Yamaç Okur

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın?

Transkript:

Jim Sheridan: Yönetmenlik sinemada gereğinden fazla abartılan şeylerden biri Jim Sheridan, Uluslararası Yarışma nın jüri başkanı olarak 22. Uluslararası Film Festivali ne katıldı. 24 Nisan 2003 te Mithat Alam Film Merkezi ni ziyaret eden Sheridan, öğrencilerden oluşan kalabalık bir dinleyici grubuyla söyleşti. Söyleşiden sonra, Sheridan ın Sol Ayağım filmi gösterildi. J im Sheridan: Sol Ayağım (My Left Foot, 1989), Neil Jordan ın ilk filmi Angel (1982) ile birlikte yükselişe geçen İrlanda sinemasının ilk önemli filmlerindendir. Filmin yapılış hikâyesi ilginçtir: Böyle bir filmde oynayacak bir aktör bulmak çok zor olduğu için, yapımcının sekreterinden senaryoyu İrlanda pasaportu olduğunu öğrendiğim Daniel Day-Lewis e göndermesini istedim. Senaryo, başlığından dolayı Lewis in ilgisini çekmişti. Tamamını okuyup beğendi ve filmde rol almayı gerçekten istediğine karar verdi. Böylece film başlamış oldu. Bana gelince, filmi paraya ihtiyacım olduğu için yaptım. ABD de yaşadığımız sekiz yılın ardından İrlanda ya geri dönmüş ve parasız kalmıştım. Hep tiyatro üzerine çalışmak istemiştim, ama tiyatroculukla geçinmenin zor olduğunu da biliyordum. Oyunlarını sahneleyebileceğimiz İrlandalı bir Shakespeare yoktu ve orta sınıf tiyatrosu da benim ilgimi çekmiyordu. Avrupa Tiyatrosu, İkinci Dünya Savaşı ndan sonra Holokost ve Hiroşima dan etkilenmiş, varolan bütün sistemler yıkılmıştı. Geriye sadece Beckett ve Pirandello kalmıştı. Yaptığınız ne kadar çılgınca olursa o kadar iyi olur anlayışı yaygınlaşmıştı. Böyle bir ortamda

160 Mithat Alam Film Merkezi Söyleşi, Panel ve Sunum Yıllığı 2003 tiyatroda çalışamayacağımı anladım ve senaryo yazmaya başladım. Senaryo yazmak için gidip nasıl senaryo yazılacağını anlatan basit kitaplar aldım. Sol Ayağım a nereden başlamamız gerektiği üzerine çok tartıştık. Filmin hem yönetmeni hem de oyuncusu olması öngörülen Richard Harris, filmde geriye dönüşlerin olmaması gerektiğini, çünkü bu tekniğin sinemada artık kullanılmadığını söyledi. Oysa ana karakterin tekerlekli sandalyede yatakhaneye alındığı sahnedeki geriye dönüşü kullanmak istiyordum. Bu sahneyi çıkarırsam senaryoyu yeniden yazmam gerekecekti ve bunu istemiyordum. Senaryoyu diğer senarist Shane Connaughton yeniden yazdı. Kötü değildi, ama ilk taslak kadar etkileyici de olmamıştı. Sonra bir Meksika filmi izledim. Film, doktorun bu küçük kızın spastik palsisi (cerebral palsy) var, demesiyle başlıyordu. Sözü geçen kız yalnızca sol ayağını oynatabiliyordu ve hastalığının tedavisi mümkün değildi. Fakat yine de, seyircinin tamamı final sahnesinde onun yürüyeceğini umuyordu. Oysa yürümeyecekti. Filmin açılış sahnesi seyirciye bu durumun fiziksel bir özürle ilgili olduğunu da zaten bu nedenle söylüyordu. Bizse filme, Sol Ayağım daki gibi daha yaşlı, iyileşmeyeceği açıkça görülen bir adamla başlayarak bu beklentiyi ortadan kaldırdık ve dolayısıyla seyirciyi de hayal kırıklığına uğratmamış olduk. Sinema ve Amerika Jim Sheridan: 1967-68 de, IRA Savaşı ndan önce, İrlandalılar toplumsal hakları için toplu yürüyüşler yapıyorlardı. Halbuki toplumsal haklar, haklar bildirgesini temel alır. İngiltere ve İrlanda da bir haklar bildirgesi olmadığından, bu yürüyüşler biraz tuhaf kaçıyordu. Gösterilere katılanların hepsi kendini birer Martin Luther King sanıyordu ya da onun birer takipçisiydi. Her iki durumda da kendilerini birer Amerikalı olarak görüyorlardı. Sanırım bu dünyada yaşayan herkes kendini ABD de sanıyor. Bu durum da Amerikan televizyonlarından kaynaklanıyor. Amerikan sisteminin anlaşılması çok basit: Bir haklar bildirgesi ve bir anayasa var. Bir de herkes devlet başkanı olabiliyor, ki insanların istediği de bu.

Jim Sheridan 161 Türk sineması üzerine okuduğum makalelerden anladığım kadarıyla zamanında iyi bir film, yönetmenine para kazandırabiliyormuş. Bugün durumun farklı olmasının altında tekel kavramı yatıyor. Tekel, tanımı gereği ücretleri sabit tutarken film yapım maliyetlerini artırarak oluşuyor. Bu yüzden ABD de yasal olarak bir tekele izin verilmese de, zaten ABD nin kendisi dünyada bir tekel. Diğer kültürlerin ortadan kalkmasının nedeni de ABD yle rekabet edememeleri. Amerikan kültürü son otuz kırk yılda, belki Fransa hariç diğer bütün kültürleri ortadan kaldırdı. Fransızların dilleri konusunda gösterdikleri hassasiyet nedeniyle Fransız sineması bir yere kadar korunabildi. Bu sorunun bir çözümü olduğunu düşünmüyorum. Pazarın kaçınılmaz işleyişini durduracak bir şey yokmuş gibi görünüyor. Bu yüzden yaptığım İrlanda filmleri ya bu sisteme dahil olmak ya da hiç değilse duruşunu ona göre belirlemek zorunda. Şimdiye kadar sinemada hiç kimse müzikte punk ın takındığı gibi bir tutum sergilemedi. Kimse sisteme karşı tavır almadı, çünkü böyle bir şey bu zamana kadar pahalıya maloluyordu. Bir film yapmak ortalama 400 bin dolar tutuyorsa da, 20 bin dolara çok başarılı bir video filmi yapabilirsiniz. Ne yazık ki düşük bütçeli filmler çoğunlukla sıkıcı oluyor, çünkü genelde hadi film yapalım mantığıyla yola çıkılıyor. Oysa sinemada en önemli şey çok iyi hazırlanmış bir senaryonuzun olması. Sol Ayağım ı ya da Babam İçin i (In the Name of the Father, 1993) birer Amerikan filmi olarak görüyorum, çünkü bu filmlerin öncelikle orada izlenip beğenilmesi gerektiğini biliyorum. Bunun yanlış olduğunu düşünebilirsiniz; ama Sol Ayağım ve Neil Jordan ın Ağlatan Oyun u (The Crying Game, 1994) gibi filmler İrlanda ve İngiltere de gösterime girdiğinde hiç izleyici bulamadı. Ancak ABD de başarılı olduktan sonra ülkemize başarılı filmler olarak geri ithal edildiler. Bu filmlerin evrensellikleriyle hitap ettikleri uluslararası bir kitle var, ama herhangi bir ülkedeki sinema izleyicisinin yalnızca yüzde onu onlarla ilgilenir. Bu yüzde ona ulaşmak da çok zordur, çünkü yaptığınız yerel filmin içinde evrensel bir tema olması gerekir. Sol Ayağım da bu evrensel tema Ödip in öyküsüdür. Ödip

162 Mithat Alam Film Merkezi Söyleşi, Panel ve Sunum Yıllığı 2003 (Oedipus) sözcüğü Yunanca da yaralı ayak anlamına gelir. Filmde ise ana karakterin sağlam olan tek organıdır ayağı. Bu yüzden son derece ödipal bir karakterdir Christy Brown. Filmin dünya çapında başarı kazanmasının en büyük nedeni de bu evrensel temadır bana kalırsa. Sinema ve Politika J im Sheridan: Sinema genel geçerliliği olan büyük duyguları ele alır. Bu açıdan Dostoyevski nin Kumarbaz ı, Budala sı ya da Kafka nın evrensel değer taşıyan küçücük hikâyelerinden çok, Shakespeare in eserlerine benzer. Shakespeare, Batı da mezhep çatışmasının doruğa u- laştığı bir dönemin çok önemli bir köşetaşıdır. Dinler savaşında, toplumsal yapının yüzeyinin altında yatan ne varsa ortaya çıkar. Şu anda Batı ve İslam dünyası arasında yaşanan da budur. Bin Ladin bana göre kapitalist düzeni çok iyi kavrayan ve ona yaptığı saldırıyı bir televizyon olayı olarak gören tuhaf bir mutasavvıftır. Irak Savaşı nasıl Batı i- çin bir televizyon olayıysa, Bin Ladin in saldırısı da öteki taraf için böyle bir olaydır. Dünyada ciddi sorunlarla uğraştığımız böyle bir dönemde, bir şey ifade eden filmler yapmak çok zor. Babam İçin de, normalde bir haksızlık hikâyesi olarak anlatılabilecek bir olayı ele aldım; fakat bir haksızlık hikâyesi anlatmadım, çünkü bu tür çok fazla öykü var. Yapmak istediğim, görünen hikâyenin arkasında pasifist bir İrlandalı babanın hikâyesini işlemekti. İrlanda da, sekiz yüz yıldır, hiç kazanamayacağımız bir savaşa mahkum e- dildik. Burada her zaman saldırgan insanlar söz sahibi o- lup, şiddeti tırmandırıyorlar ve bu, genelde işe yaramıyor; çünkü şiddet yetersiz bir dil. Bu yüzden Babam İçin, şiddet karşıtı ilkelere uyan bir babayla onun oğlunun hikâyesiydi. Ama insanlara Pinokyo gibi göründü; büyüyen, uzağa giden, yalanlar söyleyen, burnu büyüyen, yakalanan, balinanın karnına giren, kendisini kurtarmaya gelen babasını balinanın karnında yitiren Pinokyo nun hikâyesi gibi. Pinokyo gibi basit bir hikâye anlatıyorsam bunu seyircinin de hissedeceğini bilirim. Film yaparken beyzboldaki gibi küçük bir alan üzerindesinizdir. Topu sahanın dışına atar-

Jim Sheridan 163 sanız kaybedersiniz. Dolayısıyla ne anlatmaya çalıştığınızı çok iyi bilmeniz gerekir. Yoksa herkes bu film ne hakkındaydı? diyerek çıkar filminizden. Bu nedenle, anlaşılmak için bazen kendi kültürünüzün dışına çıkmanız gerekir. Joyce ve Beckett gibi İrlandalı yazarlar kendi kültürlerine dışarıdan bakabildikleri için dünya çapında başarılı oldular. Dinleyici Soruları Avrupa Sineması ve Amerikan Sineması Hem Avrupa da hem ABD de çalışmış bir sinemacı olarak, sinema endüstrisini, yapım ve dağıtım ilişkilerini nasıl görüyorsunuz? Başka endüstri kollarında maliyetle satış fiyatı arasında belirli bir orantı vardır. Oysa sinemada durum böyle değil. 200 milyon dolara çekilmiş bir filmle 400 bin dolara çekilmiş bir filmin bilet fiyatı aynıdır. Bu çok tuhaf bir durum. 200 milyon dolarlık filmleri yapanların daha yüksek bilet fiyatları talep etmesini bekleyebilirsiniz. Fakat onlar teknik olanaklarıyla, pazarlama yöntemleriyle dünya çapında çok daha geniş kitlelere ulaştıklarından daha yüksek bilet fiyatlarına ihtiyaç duymazlar. Öte yanda televizyon savaşları var. Televizyonda neyin gösterildiği, olayların şekillenmesinde etkin bir rol oynuyor. Bu durum beni rahatsız ediyor, çünkü Amerikan kültürünün temsil ettiği pek çok şeye katılıyorum aslında. Avrupa nın monarşi geleneğini, sınıf sistemini sevmiyo-rum. Başka diller beni rahatsız etmiyor, ama çoğunlukla onları anlayamıyorum. ABD deyse İngilizce yapılıyor filmler. Üstelik sınıf sisteminin, monarşinin olmadığı; herkesin eşit kabul edildiği ve herkesin, en azından potansiyel olarak, başkan seçilebileceği bir ülke orası. Bu nedenle ABD yi Avrupa ya tercih ederim. İrlanda aile kültürü perdede neden bu kadar iyi duruyor? Filmlerinizin çoğu aile hakkında; özellikle de son filmimiz Yeni Bir Ülkede (In America, 2002). İrlanda ai-

164 Mithat Alam Film Merkezi Söyleşi, Panel ve Sunum Yıllığı 2003 lesinde sözünü ettiğiniz evrenselliğe ulaşıp bizi çeken şey nedir? J im Sheridan: Aile biriminin, anlaşılması kolay bir birim olduğunu düşünüyorum. Benim normal bir ailem olmadı. Annemin evde kiracıları vardı ve evimiz bu yüzden biraz çılgın bir evdi; çekirdek bir ailemiz hiç olmadı. Ben on yedi yaşındayken bir erkek kardeşim öldü, bu yüzden diğer erkek kardeşimin ve kız kardeşimin üzerine biraz fazla düştüm. Yaşadığımız bu travmayla bir aile haline geldik... Film seti de bir aile gibidir. Dolayısıyla belki film yaparak ailemi yeniden bir araya getiriyorumdur. Seyirci bu sıcaklığı, bu aile ihtiyacını hissediyor. Filmlerin çekiciliği de bundan kaynaklanıyor bence. Kanlı Pazar ın (Bloody Sunday, 2002) yapımcılarından birisiniz. Film İrlanda ve İngiltere de nasıl karşılandı? O da ABD de beğenilince mi popüler oldu İrlanda da? İzleyicilerin filme tepkisi nasıldı? Kanlı Pazar, Sol Ayağım ı da finanse etmiş olan İngiliz televizyonu tarafından finanse edildi. Ama Kanlı Pazar ın piyasaya sürülme sürecinde yapımcılarla bazı anlaşmazlıklar yaşadık. Bize pazartesi günü verdikleri filmi cuma günü televizyonda gösterdiler. Filmin televizyonda yayınlanmasına karşı çıktık; ama bildiklerini okudular. Tam bir İngiliz kibiri örneğiydi, ne istediğimize onlar karar verdiler. Dağıtım olanağımız olmadığından film İrlanda da vizyona giremedi. Ama Oscar a gelindiğinde, televizyonda gösterilmiş olması filmin diskalifiye edilmesine yol açabilirmiş gibi, film şirketi benden Akademi yle konuşup filmin Oscar a aday olup olamayacağını sormamı istedi. Bu, İngilizlerin İrlanda ve İngiltere yi bir arada görmekten tam olarak ne anladıklarının iyi bir örneği. Ama Kanlı Pazar çok güçlü bir film. Ortalama izleyicinin takip edebileceği kadar basit bir öyküsü olmadığından ticari açıdan başarılı olması zor. Avrupa da yönetmenliği öğrenmenin en iyi yolu nedir? Sinema okulları yararlı mı? Yönetmenliğin sinemada gereğinden fazla abartılan şeylerden biri olduğunu düşünüyorum. Kendim yönetmen ol-

Jim Sheridan 165 mama rağmen, senaryonun daha önemli olduğuna inanıyorum. Kieslowski nin Üç Renk ini (Trois couleurs) ya da Dekalog unu (1988) ele alalım: Bu filmlerin senaristi çok zeki, müthiş bir yazar. On Emir den on bölümlük bir film yapma fikri ona aittir. Dekalog bu şekilde ortaya çıkmıştır. Bu yüzden insanlara önerim, oturup yazmaları. Yazmak, gerçekten zor bir şeydir. Kendi kültürünün dışına çıkmayı gerektirir. Ulusal bağlamınız sizi bazı konularda koşullandıran, kısıtlayıcı bir şeydir. Bunun dışına çıkmak için, örneğin Los Angeles a ya da New York a gidip kendi kültürünüze bir de oradan bakmanız gerekir. Yeni Projeler Yeni projeleriniz var mı? Şu anda üzerinde çalıştığım senaryo beni çok zor-luyor, çünkü Amerikan tarihini ele alıyorum. Tarih kitaplarında karşımıza çıkan hikâyelere pek inanmıyorum. Tarihi kazananlar yazdığı için en temel tarihsel bilgilerimizin bile doğruluğu kesin değil. Bu durumun ABD için de geçerli olduğunu düşünüyorum. Amerikan tarihiyle ilgili çok farklı, belki de tamamen delilik olarak görülebilecek tezlerim var. Bana göre, püritenlerin 17. yüzyılda İngiltere yi terk edip Amerika ya gidiş amacı oradaki yerli nüfusu ortadan kaldırmaktı. Amerika da üç yüz yıl kadar hüküm sürdüler ve sonra Avrupa da açlık çeken insanlar ABD deki şehirlere göç ettiler. Bu şehirler gelişip birer güç merkezi haline geldiler. ABD de doğu ve batı sahil şeritleri boyunca sıralanmış olan bu şehirler dışında koskoca bir orta bölge var ve bütün ahlâki meselelere bu bölgenin püriten anlayışı karar veriyor. Onlara göre alkol tabii ki yasaklanmalıdır; fakat şarap, ya da alkolün tıbbi kullanımı buna dahil değildir. Alkolün satılması ve dağıtılması yasaktır, ama tüketimi yasak değildir. Peki bu çelişkiler nereden kaynaklanır? Alkol yasağı aslında bu şehirlerdeki İrlandalı ve İtalyan Katolik sınıflara karşı bir güç gösterisidir. Bu güç mücadelesinin mezhep mücadelesi mi yoksa başka bir şeyin mücadelesi mi olduğu ABD de hiç sorgulanmadı. İrlandalılar ve İtalyanlar bu tavra karşı yıllarca savaşmıştır. Böylesine

166 Mithat Alam Film Merkezi Söyleşi, Panel ve Sunum Yıllığı 2003 hassas bir konunun üzerine gidiyor olmam, aslında benim de hayatımı tehlikeye atıyor. Jim Sheridan Kimdir? Filmleri 1949 da Dublin de doğan Jim Sheridan, tiyatroya bir çocuk tiyatrosunda çalışarak başladı. Kısa bir süreliğine New York Üniversitesi ne devam etti ve New York taki İrlanda Sanat Merkezi nin sanat yönetmeni olarak çalıştı. İlk yönetmenlik deneyimi olan Sol Ayağım birkaç dalda birden Oscar adayı oldu. En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Kadın Oyuncu dallarında bu ödülü aldı. Sheridan ın üçüncü filmi Babam İçin 1994 yılında Berlin Film Festivali nde Altın Ayı kazandı. Filmleri toplam on üç dalda Oscar a ve çok sayıda saygın Avrupa ödülüne aday gösterilen Sheridan ın 2002 yapımı beşinci filmi Yeni Bir Ülkede, 2004 yılının Şubat ayında Türkiye de gösterime girdi. Sheridan, yönetmenliğin yanı sıra senaristlik, yapımcılık ve oyunculuk da yapmaktadır. Sol Ayağım (My Left Foot, 1989) The Field (1990) Babam İçin (In the Name of the Father, 1993) Boksör (The Boxer, 1997) Yeni Bir Ülkede (In America, 2002) Aldığı Önemli Ödüller 1989 Montreal Film Festivali Jüri Özel Ödülü (Sol Ayağım) 1994 Berlin Film Festivali Altın Ayı Ödülü (Babam İçin) 1998 Berlin Film Festivali - Jüri Özel Ödülü (Boksör) 1999 Goya Ödülleri - En İyi Avrupa Filmi (Boksör)