Futbolda Eşcinsellik



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Kampın iyi bir. Kendimi İspatlamak İstiyorum

:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

Karakaya: İnanmayanlar ile Bizim İşimiz Yok

Oğuzhan'dan iyi haber!..

STRES ATMAYA GELDİLER, DENİZ TEMİZLİĞİ YAPTILAR

Öğrencilerin çektiği fotokopiye yasal formül şart!

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Bir gün Pepe yi görmeye gittim ve ona : Anlayamıyorum her zaman bu kadar pozitif olmak mümkün değil, Bunu nasıl yapıyorsun? diye sordum.

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

Hayri Ülgen Türk futbolunun ve Türk. basınının centilmenlerinin ilk sıralarında en önemli yerde olan örnek bir insandır. 16/04/195

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

Günlük Spor Gazetesi. Holebas rotası tutmadı

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

BİMEKS B.B.Bodrumspor a Teknoloji Sponsoru Oldu

Akşam antrenmanında. Beşiktaş Gazetesi Köybaşı ameliyat olacak GÜNLÜK INTERNET GAZETENİZ... SPOR

BJK Nevzat. Beşiktaş'tan farklı galibiyet

Siyah-beyazlıları. Statdaki son maçına çıkıyor

Dentinho. Çok mutluyum

Bodrum Sutopu Takımı, Başkan Kocadon u ziyaret etti


23 Yılllık Yazılım Sektöründen Yat Kaptanlığına

Beşiktaş, Ziraat. Beşiktaş Gazetesi Hakem Abdullah Yılmaz GÜNLÜK INTERNET GAZETENİZ... SPOR

TÜRKİYE FUTBOL FEDERASYONU TEŞKİLAT YAPISI VE GÖREVLERİ H.SUNAY A.Ü.SBF

Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor.

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

Beşiktaş Gazetesi. Aybaba rüzgarı. Chile takımının yöneticileri ile kısa bir görüşme yaptı. Tecrübeli hoca

Haftalardır en. Rekora gölge düştü

Yönetici tarafından yazıldı Çarşamba, 09 Eylül :41 - Son Güncelleme Çarşamba, 09 Eylül :10

Siyah-beyazlılar, Beşiktaş Antalyaspor'u devirdi

Tesisleri'ndeki antrenmana ısınma koşularıyla başlayan Beşiktaş, yaptı. Bir süre ayak tenisi oynayan oyuncular, şut çalışmasıyla

11 günlük izindeler. ardından Antalya'da kampa gidecek. haftada Kayserispor'la

Beşiktaş Teknik. Taksitle gitti

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI (T.M.K. 10. MADDE İLE YETKİLİ) TUTANAK

Kasada kuruş yoktu!..

Almanya'da Yaşayan Trabzonsporlu Taraftarın 61 Plakanın İlginç Azmin Hikayesi

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı.

Orhan benim için şarkı yazardı

Kobe: Beşiktaş ile Görüştüm

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

Taktik çalışması. Fernandes'siz antrenman. BEŞİKTAŞ, Akhisar Belediye Gençlik ve Spor maçı hazırlıklarını akşam saatlerinde yaptığı antrenmanla

Hüzünlü son. son dakikalarda üst üste pozisyon yakalasada aradığı golü bulamadı. faydalanan Medical. Ziraat. ve ceza sahasına.

Karşılaşmanın. Kasımpaşa maçının biletleri satışta

Tutturursa. da kamp yapacak Ocak 2013 tarihleri arasında Antalya Mardan. 6 Ocak 2013

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası

3 puan 3 golle geldi

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Kartal, Kuvvet çalışması

Kartal turu geçti. dışında müdahale etti, dönen topu Kaan ağlara gönderdi (1-2). İlerleyen dakikalarda başka gol olmayınca ilk yarı 1-2 rakibin

Perşembe İzmir Gündemi

Yüz Nakli Doktorları Birbirine Düşürdü

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

Karşılaşmaya. BJK 2 Eskişehirspor 1

Maç biletleri satışta

Aslında bugün İbrahim in Mihrac Ural ın kıçındaki ihanet kılıçları yazısının ikinci bölümü sitede yer alacaktı, ama ne yapayım!

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

BAL Ligi 10.grupta şampiyonluk mücadelesi veren lider Kütahyaspor, DPÜ Spor u 3-0 la geçerek üçte üç yaptı.

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan

Beşiktaş İnönü. Teklifler gündemde

MOTİVASYON. Nilüfer ALÇALAR. 24. Ulusal Böbrek Hastalıkları Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireliği Kongresi Ekim 2014, Antalya

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

Habere göre. Quaresma sözü ortalığı karıştırdı

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Beşiktaş Gazetesi. Q7'den veryansın!..

Beşiktaş, Kartal liderliği sevdi

Maksimovic in. Sadece dedikodu mu? SIRP oyuncuların Beşiktaş'la ilgili haberleri medyadan. öğrendiklerini söylediği iddia edildi. Kızılyıldız Kulübü

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Başarı Hikayelerinde Söke Ekspress Gazetesi ve Cumhuriyet Ofset Matbaasının sahibi, 1980 yılından bu yana üyemiz olan Yılmaz KALAYCI ya yer verdik.

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

Benimle Evlenir misin?

Lesley Koyi Wiehan de Jager Leyla Tekül Turkish Level 5

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor

TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN MAKİNENİN ARKASI

Beşiktaş Gazetesi. Hedef Süper Final. Karabükspor'a konuk olan. maçta rakibiyle 1-1

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Akıllı Kral Süleyman

MİNİK PATİKLER ANAOKULU

Beşiktaş Gazetesi Beşiktaş:3 - Mersin:0

Tanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor

Üç nesil Anneler Günü

Es Es'i geçemediler

Siyah-Beyazlı. Veli'ye ücret

İçindekiler. 1PERESE adalet

ANLATIM BOZUKLUKLARI

Bilinen hikayedir. Adamın biri, akıl hastanesinin parmaklıklarına yaklaşmış. İçeride gördüğü deliye:

Nasuh Mitap ı Ankara dan tanırım. Kendisi hakkında bir şey yazmayacağım.

Gençlerbirliği sınavı!..

Cumhuriyet Halk Partisi

MUĞLA GAZETECİLER CEMİYETİNDE GÖREV GENÇLERİN

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

RIDVAN DİLMEN BODRUMSPOR U ZİYARET ETTİ

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ

Beşiktaş 1 Adanaspor 1

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

GÜNLÜK INTERNET GAZETENİZ...

(Resmi Gazete ile yayımı: Sayı:24026)

Maça tutuk. Beşiktaş Gazetesi Potada anlamlı galibiyet GÜNLÜK INTERNET GAZETENİZ... SPOR

Vanlı futbolcu kızlar Bodrum da kamp yapıyor

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İlk Kilisenin Doğuşu

Transkript:

1 7OCAK2 01 4-SAYI 1 1 3 F U T B O L D A E Ş C i NS E L L i K Ha l i l İ br a hi m Di nç da ğ Thoma shi t z l s pe r g e r J us t i nfa s ha nu C or nyli t t ma nn

Yayın Koordinatörü İlker Yılmaz Editörler Emre Çelik Rafet Baran Eryılmaz Yazarlar Kaan Koç Oğuz Öztürk Orhan Uluca Futbolda Eşcinsellik Vakti zamanında Almanya Milli Takımı nın kaptanlığına kadar yükselmiş Thomas Hitzlsperger, eşcinsel olduğunu açıklayarak futbol dünyasında bu cesareti göstermeyi başaran nadir isimlerden biri olmayı başardı. Kimileri bu cesaretinden ve ileride de bu tip açıklamaların yapılmasını kolaylaştıracağını düşündüğü için Hitzlsperger in yanında yer aldı, kimileri açıklama için futbolu bırakmayı beklediği için onu korkaklıkla suçladı. Lâkin Hitzlsperger in hikâyesi açıkça gösteriyor ki o da sizin bizim gibi her şeyden önce gibi sıradan bir insan. Hitzlsperger bu cesareti göstermeyi başarsa da her hikaye istenildiği gibi gitmiyor. Tıpkı bunu Ada da yapan ve ardından intihara sürüklenen Justin Fashanu gibi... Ya da Türkiye gibi fazlasıyla muhafazakâr bir ülkede eşcinselliğini açıklayan ve hakemlik kariyerine veda etmek zorunda kalan Halil İbrahim Dinçdağ gibi... Bu noktada da hikayelerden ders çıkarmak adına Almanya da eşcinsellere karşı bu algıyı kırmayı başaran eski bir kulüp başkanı Corny Littmann a kulak vermemek elde değil... Ayrıca üç büyüklerin peşinden koşturduğu Tarık Çamdal; 1950 Dünya Kupası Finali nde attığı golle sadece stadı değil tüm Brezilya yı susturan Juan Alberto Schiaffino ve tıpkı Schiaffino gibi şaşalı günlerin ardından unutulmaya yüz tutmuş bir demir perde efsanesi Banik Ostrava da HayatımFutbol un sayfalarındaki yerlerini aldılar. Keyifli okumalar, Emre Çelik iletisim@hayatimfutbol.com team@mobilike.com

#113 BU SAYIDA Duvara Karşı Eşcinsel olduğunu açıklayarak yeni bir tartışma başlatan Thomas Hitzlsperger in hikâyesi Justin Fashanu nun Trajik Hikayesi Herkes Hitzlsperger in aldığı tepkileri almayabiliyor, hele 20 yıl önce... Corny Littmann: Sorun Taraftar Değil Almanya nın ilk eşcinsel kulüp başkanı Corny Littmann ın yaşamı ve eşcinsellik üzerine düşünceleri Erkeklik Ofsayta Düşünce Halil İbrahim Dinçdağ ın başından geçenler... Eskişehirspor un Jokeri Veysel Sarı Demir Perde nin Unutulmuş Efsaneleri BANIK OSTRAVA Unutulan Tanrı Juan Alberto Schiaffino

Röportaj Orhan Uluca HF113 Halil İbrahim Dinçdağ BANA işimi YAPTIRMADILAR Halil İbrahim Dinçdağ ın savaşı hukuksuzluk üzerine başladı. 14 yıldır icra ettiği hakemlik mesleğini 13 yıl daha sürdürme şansına sahip olmasına rağmen elinden aldılar. Herhangi bir hakemden cinsel tercihi dışında en ufak bir farkı olmamasına rağmen 14 yıllık mesleğinden men edildi ve süreç 12 yıldır yaptığı radyo yayıncılığını da elinden alınıncaya kadar ilerledi. Tüm bunlar sadece eşcinsel olduğu için gerçekleşti. Ayrımcılığın kademe kademe nasıl yaşandığını onun ağzından dinlerken hakem camiasına da merceği yakınlaştırdık Orhan Uluca: En baştan başlayalım istersen. Halil İbrahim Dinçdağ: Ben kendimi bildim bileli futbol aşığıyım. 10 yıl futbol oynadım ve 1995 yılında hakemliğe başlayıp 14 yıl boyunca hakemlik yaptım. Oldukça başarılı maçlar çıkarınca İl Hakem Kurulu nun listesine girdim ve ne hikmetse bir gece önce listeye eklendiniz diye haber verenler listede benim ismimi göremediler. Neden? Bakın dört yıl üst üste beni İl Hakem Kurulu klasman teklif listesine ismimi yazdı. Dernek sekreteri beni arayıp telefonla bana bunu bildirdi ama her seferinde açıklanan listede ismimin üzerinin çizildiğini gördüm. Yıllar sonra öğrendik ki dönemin Merkez Hakem Kurulu Bölge Sorumlusu Erdoğdu Diyadin, kurulu tehdit etmiş Halil İbrahim i listeye yazarsanız hiç birisini üst klasmana yazmam şeklinde... Somut bir nedenini ben de bilmiyorum. Bir defasında mesela koşu sınavlarında 2700 koşmamız gerekiyordu ve Erdoğan Kırıcı 10 metre eksik koştuğumu söyleyerek almamıştı. Diğerinde bütün sınavları başarıyla geçip İl Hakem Kurulu beni teklif etmesine rağmen o dönem Merkez Hakem Kurulu

Bölge Sorumlusu olan Ali Aydın beni almadı. Tüm bunların nedeni ne biliyor musun? Büyük bir merakla dinliyorum sizi. Torpil... Bu memlekette torpil olmadan üst düzey hakem olmanız imkânsıza yakın bir ihtimal. Torpil belki pek çok sektörde bazılarının işlerini kolaylaştırır ama hakem camiası içerisinde torpil olmadan yükselmeniz çok zor. Bakın şu isimlere... Metin Tokat-Talat Tokat, Serdar Çakır-Cüneyt Çakır, Muzaffer-Oğuz Sarvan, Mustafa-Ahmet Çakar, Yaşar Filiz-Kürşad Filiz, Şahin Taşkınsoy-Burak Taşkınsoy, Galip Bitigen-Abdulkadir Bitigen, Sadık Deda-Cem Deda, Ahmet Akçay-Tufan Akçay, Ergül-Harun Yücedağ, Onur Sorguç-Kadir Sorguç Hakemlik saltanata dönüştürüldü! Tamam tamam yeter! Daha bitmez Orhan. Hasan Ceylan-Hakan Ceylan Sürüyle. Hakem camiasının bir numaralı güdüsü torpildir. Yani bu 70 milyonluk ülkede sadece hakem yakınları mı hakemliğe karşı yetenekli olmuşlar? Mümkün değil. İçerisine gir çok daha iyi anlarsın. Bak, Barış Şimşek benim eski arkadaşım. Maalesef yeteneksiz bir hakem. Kasımpaşa maçının dışında Antalya da da kural hatası yapmıştı. Düdük çaldıktan sonra atılan golü verdi vs. Ama nedir? Babası eski Trabzonspor yöneticisi, Baro eski başkanı. Hooop Süper Lig. Mete Kalkavan kaç lig maçı yönetip FIFA Kokartı taktı? Önceden hakem yetiştirilir, kokart takılırdı. Şimdi artık kokart takılıp hakem yetiştiriliyor! Daha bunun işte Haluk Ulusoycular X çiler Y ciler diye ayrılmışlığı var. Yönetim bugün dahi bu şekildedir. X çi, Y ci. Senin haberin yoktur, bir kesimin adamı olmuşsundur. Kapı dışarı edilirsin, şunun adamı diye ama senin tüm bu olup bitenlerden haberin dahi yoktur. Bülent Demirlek, Vedat Yüksel ve Hakan Sivriservi... Bu üç hakemin kariyerini tek bir anda bitirdiler ve üçü de ailesine, çevresine ve herkese nedeni hakkında tek kelime açıklama yapamıyor. İnanın kendime yapılandan daha çok üzüldüm bunlara. Bunların ikisi FIFA kokartı olan hakemler. Bülent Demirlek en son yurt dışında maç yönetmek için havaalanına gittiğinde biletlerinin iptal edildiğini öğreniyor. FIFA ya telefon açtığında TFF nin kendilerini şikâyet ettiğini söylüyor. Bu nedir? Nasıl bir ilişki kuruyor TFF hakemleriyle? İnsanlık namına araştırılması gerekir ama hakemlerin bu futbol arenasında en büyük handikabı taraftarının olmayışıdır. Bu yüzden baskı yok ve herkes dilediğini dilediğince yapıyor, nasıl olsa kimse hesap sormuyor. Neden beni her defasında listeden çıkarttılar? O kadar çok torpili olan vardı ki beki de bana hiç sıra gelmedi. Çünkü bu memlekette hakemlik babadan oğula geçen bir saltanat haline geldi! Bu gerçeği bir kenarda tutarak belki de yeterli değilim diye düşündüğünüz olmadı mı? 14 yıllık hakem geçmişimin her senesinin gözlemci raporu bende belgeli olarak mevcut. İsteyen herkese gösterebilirim. En düşük notum o da sadece iki kez 8,5 oldu. Sıklıkla 9 ya da 9,5 ortalama ile yılları kapadım. Bakılabilecek olan başka bir gösterge varsa onlar da çıkıp açıklayabilirler ama bendeki raporlar belgeli ve hepsi de evimde. Dört kez ismim o listelere yazıldı. Sayısız kez bu camianın büyüklerinden zorlu maçlar sonrası tebrik mesajları aldım. Trabzon da Avrupa ya gidecek bu çocuk denildi. Sonuç?

Askerlik yapmayana hakemlik yok Bu seninle beraber pek çok hakemin ortak problemi. Sorun bunlarla sınırlı değildi sanırım. Biliyorsun ki askerlik her insanın bu ülkede yapmak zorunda olduğu bir görev. Ben eşcinsel olduğuma dair rapor aldım. Askerlik kâğıdının altında küçük bir şekilde şu tarihlerde rapor almıştır diye bir not var. Başka bir ayrıntı yok. İlk etapta kimse fark etmemiş olacak ki ben bir süre daha hakemlik yapmaya devam ettim. Sonra bana gelip askerliğini yapmadığın için MHK iç talimatının 25. Sağlık sorunları nedeniyle askerlikten muaf olanlar hakemlik yapamaz şeklinde diyerek elimden lisansımı aldılar. Oysa benim sorunum sağlık sorunu değildi. Dahası sağlık sorunu olan zaten hakemlik yapamaz çünkü her sene hakemler 5 doktordan heyet raporu alır sağlıklı olduğunu belgelemek için. Dahiliyeciden tut da her türlü organının iyi olduğu belgelemek zorunda kalacağın her yere gidersin. Başka bir sektörde olsa belki sağlık sorunu görünmez olabilir ama hakemlik mesleğinde böyle bir durumun yaşanmasının imkânı yok. Peki bu tepkiye nasıl karşılık aldın? Bugün de MHK üyesi olan Turgay Güdü ye derdimi anlattım. Öyle kaba ve yüzeysel bir bakış açısı var ki... Bana şunu söylediler Ya arkadaşım bu raporu alan hakemlik yapamaz hepsi bu 1993 UEFA Kupası finali Juventus-Dortmund maçını kim yönetti biliyor musunuz? Evet. Hollandalı eşcinsel hakem John Blankenstein. Aynı zamanda Şampiyonlar Ligi nin ilk senelerinde Galatasaray ın deplasmandaki Spartak Moskova maçını da yönetmişti. Bizim ülkemizde böylesine yetenekli bir hakem olsa Askerliğini yapmadın, hakem olamazsın diyecekler bir bakıma öyle mi? Biraz öyle. Yani eşcinsellik ile hakemlik performansı arasında tek bir bağlantı nedir söyler misin bana? Erman Toroğlu maçlarda sizin duygusal düdük çalacağınızı iddia etmişti? Ben de onu dışarıda gördüğü her kıza tecavüz mü etmek istiyor diye cevaplamıştım. Kadınlar Dünya Kupası Finali ne düdük çalacak olsa muhtemelen Erman Toroğlu güzele kıyağı çirkine kırmızıyı basacaktı, o tamamen onun kendi karakterinden yola çıkıp sonuca varmasıdır. Yani bugün pek çok spor dalında erkekler kadınların performanslarını değerlendiriyor, sorun yaşanıyor mu? Bu çok güzel kadın, kesin hakem erkekse daha başka bakar diye bir düşünce gelişiyor mu? Ayrımcılık işte bu eşcinselliği olağanın dışında yorumlama biçimidir. Bilgisizlik ve cehaletin kaçınılmaz sonucu. Size telefon geldi ve o raporu görüp askerlik yapmadığın için hakemlik yapamazsın dediler. Evet.

Neden rapor aldın diye sormadılar mı? Hayır sormadılar. Bana telefonda Muhammed Öncü Askerliğini yapmamışsın, hakem olamazsın diyerek durumu bildirdikten sonra kurula gittim. Onara sağlık sorunum olmadığını anlatmaya çalıştım. Askerlik yapmayanların değil sağlık sorunu nedeniyle askerlik yapmayanların hakemlik yapamayacağını söyledim. Gerçek buydu. Akabinde birden fazla Sağlık sorunu yoktur raporunu alıp onların önüne koymama rağmen Askerlik yapmayan hakemlik yapamaz diyerek bütün yasaları geçersiz kılıp, lisansımı elimden aldılar. Bu karar sonrası Merkez Hakem Kurulu Bölge Sorumlusu Turgay Güdü yü arayıp Özel sorunlardan dolayı askerlik yapmadım diyerek gerçeği ilk ona anlatmak zorunda kaldım. Eşcinsel olduğumu söyledim. Beni buna mecbur bıraktılar. Nasıl bir tepki verdi? Turgay Güdü yine de güvendiğim bir insandı. İnsanlara değer verdiğini düşünüyordum ve yapılan haksızlığı gidermesi için bunu söylemem gerektiğini düşündüm. Ona güvendim, en büyük hatam bu oldu belki de... Süreç ilerlediği zaman Halil İbrahim ile görüşen görev alamaz diye tehditler savurduğu bana iletildi. Nihayetinde o gün bana kimseye söylemememi tembihledi, telefonu kapattı. Sonra ne oldu peki? Sağlıklıyım, hakemlik yapmak benim yıllarca verdiğim emek sonucu hakkım. İdmanlara eğitimlere devam ettim, yapmam gereken her şeyi yaptım ama bana maç vermiyorlardı. İl Hakem Kurulu ndan arkadaşlara sorunca Bizim için sorun yok, Muhammed Öncü izin vermiyor dediler. Akabinde Turgay Güdü aradı, kurulla konuştuğunu söyledi ve bu olayı başka kimlerin bildiğini söyledi. Ben de kendisine sizin dışınızda bir de Muhammed Öncü biliyor dedim. Kimseye bir şey söyleme deyip telefonu kapattı. Merkez Hakem Kurulu na durumu izah etmişler, kararı bekliyorlarmış. Doktorların reddettiği rapor Karar ne oldu peki? Her yıl Mayıs ayında gelecek sezon için hakemler atletik ve yazılı sınavdan geçer. Ben de 3 Mayıs ta sınava gittim. İl Hakem Kurulu nda görevli Ayhan Kılıç elinde bir kâğıtla beni yanına çağırdı. MHK den hakemlik yapamayacağıma dair gelen yazıyı imzalamamı istedi benden... Yine 25. madde, Sağlık sorunları yüzünden askerlik yapamayanlar hakemlik yapamaz önüme konuldu. Delirdim, çıldırdım. Öyle bir ısrarla hakemliğimi elimden almaya gayret etmişler ki Psikoseksüel bozukluk yazan raporu Trabzon da 3 değişik doktora göstermişler. Üçü de hakemlik yapmama engel bir durum olmadığını söylemesine rağmen pes etmemişler. Bunu bana sonradan İl Hakem Kurulu ndan arkadaşım anlattı. Turgay Güdü ye anlatmadın mı bu durumu? Derdimi ona anlattım ama o sadece şunu söyledi Sağlık sorunu önemsiz, askerlik yapmayan hakemlik yapamaz Halil İbrahim. Üstelik Tahkim Kurulu na gideceğimi söyleyince Tahkim e gidersen hakem arkadaşların, futbol federasyonu yetkilileri, herkes durumu öğrenir. Boşver hakemlik yapma, gözlemcilik yap diye de tavsiye verdi.

Biliyor musunuz tahkim kuruluna itiraz için 300 lira gerekiyordu. Bunu taksite de bağlıyorlardı. Kimse itiraz edemesin diye bunu peşin 1000 liraya çıkardılar. Yeterince paranız yoksa eğer, haksızlığınız karşısında itiraz etme hakkınız dahi yok! Basına nasıl yansıdı peki? O karar metninin üzerine Hakem İşleri Müdürlüğü ne hakemlik haklarımın iadesi talebiyle var olan durumu anlatan bir dilekçe yazdım. İçerisine hastane raporu ve İl Merkez Hakem Kurulu nun hakemlik yapamaz kararını da iliştirdim. Bizzat Trabzon a giderek antetli zarfa koyduğum dilekçeyi elden teslim ettim. Kargoya verildiğine gözlerimle de şahit oldum. Bundan iki gün sonra radyoda çalışırken arkadaşım, Fanatik gazetesinde çıkan habere bakmamı ve benimle ilgili olup olmadığını sordu. Hiç unutmuyorum, 13 Mayıs tı Eşcinsel hakem düdüğünü istiyor yazılı Hakan Can imzalı bir haber. Haberde ismim geçmiyordu ama ayrıntılarda herkesin beni bulması çok da zor olmadı. Habertürk ten arkadaşlarım olan gazeteciler hemen bana ulaşıp muhabbet ederken çaktırmadan fotoğrafımı çekip kamera ile kayda da aldılar. Bu olaydan bir gün sonra haber bütün ulusal medyada yer aldı. Herkes öğrenince Belki de en önemli nokta şu: Bu haberler çıkasıya kadar eşcinsel olduğunu ailen dahi bilmiyordu sanırım. Fatih Altaylı Trabzonlu eşcinsel hakem HİD diye yazdığı andan itibaren artık saklanacak bir tarafı yoktu. Günden güne çember daralıyordu ve en sonunda Telegol e çıkıp derdimi anlatmak zorunda kaldım. Ailemin bütün üyeleri eşcinsel olduğumu televizyondan öğrendiler. Kendimi bildim bileli eşcinsel olduğumu bir şekilde ailemden nasıl saklarım düşüncesiyle yaşadım. Hayatım boyunca bu gerçek ile ailem arasında kaldım. Ve nihayetinde mesleğimi haksız bir şekilde elimden alanların karşısında güçlü olmak için Türkiye ye televizyondan açıkladığım sırada öğrendiler. En çok zoruma giden bu oldu. Hangi hakla bunu bana yaparlar? Haberlerde kendini görünce ilk tepkin ne oldu? Ben haberi görür görmez Türkiye Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemciler Derneği Genel Merkezi ni aradım. Merkezin genel sekreteri ve avukatı Murat Söylemez ile görüştüm. Basın ordusu benim peşimdeydi, ne yapacağımı da şaşırmıştım. Murat Söylemez Seni arayanları avukatım diyerek bana gönder dedi. Ben de öyle yaptım. Çok sonraları Avukatı sızdırmıştır diyerek Murat Söylemez e iftira attılar ama zaten benim onunla olan ilişkim haberlerin basına yansımasından sonra başladı. 14 Mayıs ta ona vekalet verdim. Neredeyse bu ülkede yayın yapan her kuruluş bir şekilde röportaj yapmak için bana ulaşma çabası içerisindeydi. Ailemi de rahatsız edecekler korkusuyla hakemlik ile ilgili bir sorunu halletmek için İstanbul a gidiyorum diyerek cebimde 150 lira ile İstanbul a kaçtım. Arkadaşımda kaldım, o da taşınınca bir gece sokakta yatmak zorunda kaldım. Ayşe Arman ın sizinle röportaj yapması bir hayli ses getirdi. Ondan sonra TFF nin tavrında bir değişiklik oldu mu? Ulusal medyada böyle ses getirince deyim yerindeyse kıvırmaya başladılar. Özellikle Ayşe

Arman ın röportajı büyük yankı uyandırdı. Tüm bu olup bitenleri lütfen bir kez düşünün. Benim hakemlik lisansımı kuralları hiçe sayarak elimden aldılar. TFF ye gönderilen dilekçe basına sızdırıldı ve özel hayatım darmadağın oldu. Hakan Can bunu bana söyledi ama mahkeme karşısında dile getirmedi. İşsizim, 32 yıl boyunca içimde büyük uğraşlar vererek sakladığım sırrımı ve hayatımı değiştirecek olan gerçeği ulusal kanaldan herkesle paylaşmak zorunda bırakılmışım... Hali hazırda 45 yaşına kadar icra etme hakkım olan hakemlik için bu olaylar sonrasında, üstelik istediğim şehirde ve istediğim zaman yeniden sınava almak istediklerini iyi niyet gösterisi olarak bana sundular. İyi de bu zaten benim hakkım olan bir şeydi. Üstelik burada başka sıkıntılar var. Sorun sadece hakemlik lisansımı hukuksuz bir şekilde elimden alması değil, profesyonel hakemliğe atanmamın son senesini de bu şekilde gasp ettiler. Vereceklerse geri o hakkı da bana versinler. Hali hazırda elimden hukuksuz ve ayrımcılık güderek aldıkları hakemlik lisansı için bana sınav hakkı tanımaları tüm bu yaşadıklarımı bir anda yok edecek midir? Sınava girdin mi peki? Bakın bu olaylar sonrası benim tüm psikolojimin alt üst olduğu noktada sınava nasıl gireyim? Üstelik nasıl bir sınavsa bana özel! Ben o halde nasıl sınava gireyim? Size dürüst olacağım. Benim tüm mücadelem işimi geri almak üzere savaşmakla başladı. Sürecin sonunda geldiğim yer çok başka olsa da hayatımı devam ettirmek için iş sahibi olma mücadelesiydi bu. İtirazlar, dilekçeler, yapılanlar. Yalnız 32 yıl sonra eşcinsel Halil İbrahim olarak bırakın yakın çevremi, hakemlikten atıldıktan sonra başvurduğum birbirinden farklı 150 iş yerinde tanınacak kadar yeniden var olma süreci kolay değil. Aradan geçen onca zaman sonra elbette bu süreci atlattıktan sonra kendinize, özünüze her Allah ın günü çevrenize yalan söylemeden yaşamak çok daha iyi ama o günler... Tehditler aldım. Ara ara bulduğum iş yerime gidemeyecek durumda olduğum zamanlar oldu. Bir insanın 14 yıl emek verdiği işini elinden alacaksın, özel hayatını basına bir şekilde servis edilmesine imkan tanıyacaksın, hayatı tümden değişecek ve bu gürültünün ortasında her şey doğru yapılmış olsa zaten elimde olacak imkanı bana yeniden sınavla vermek gibi büyük bir iyilik yapacaksın. Haziran ayında, bir kereye mahsus olmak üzere, sınava girememiş ya da girip de başarısız olmuşlar için bir sınav hakkı tanıdılar. Bu da sanırım benim kendi savaşımın hakemlere olan faydası ama bana değil. Benim zaten yasal olarak 45 yaşına kadar il hakemliği yapma hakkım vardı. Ne ki bu? Sizlerin hukuksuzluğu yüzünden ben kendi özel hayatımı basın önünde ifşa etmek zorunda kaldım. 12 yıl boyunca çalıştığım iş yerinden kovulduğumu basın yoluyla öğrendim. İşsiz kaldığım süreçte 150 ye yakın iş başvurusu yaptım, hiç birisi kabul edilmedi. Tüm bu yıkımların acısını, hali hazırda var olan hakkımı bana sınavla yeniden vererek mi kapatacaklar? Sınava girmeyeceğim mi dedin peki? Hayır, sınav filan istemiyorum. Ben MHK ile avukatımla beraber katılacağım bir toplantı talebinde bulundum. O zaman MHK başkanı Oğuz Sarvan dı. Gerçi bugün de gizli başkan yine Oğuz Sarvan dır bu başka. Kurul üyeleri tatilde diye geri dönüş yaptılar ve ben de Oğuz Sarvan ile iki ismin daha yeteceğini söylesem de geri dönüş olmadı bir daha. Avukatımla gelmek istememe bozulmuşlar. Bence daha çok her şeyi belgeli bir şekilde önlerine

koyacağımın korkusunu yaşadılar. Avukatımı istedim çünkü en az bir kişinin olaylara şahitlik yapmasını bekliyordum. Geri dönüş olmadı. TFF mahkemeyi de oyalıyor Dava açıldı. 10. duruşması geçen Aralık ayında gerçekleşti. Son durum nedir? TFF nin avukatları geldi. Savunma şu: Biz, işte eşcinsel olduğu için değil de yetersiz olduğu için görev vermedik. Peki biz davayı niçin açtık? Hakem olmama rağmen görev verilmediği için mi? Daha ne için dava açıldığını bilmiyorlar ama kafalarındaki ezber bu. Eşcinsellik değil de sorun yetersizlik. Hakemlik lisansının hukuka aykırı bir şekilde iptal edilmesi ve özel hayatın ihlalinden dolay maddi ve manevi tazminat davası açtık. Hakem değilim ki performansım konu edilsin. Daha TFF nin davayı niçin açtığımızdan bile haberi yok... Benim dosyam bilirkişiye gönderildi. Bilirkişi beni haklı, futbol federasyonunu haksız buldu. Hakemlik yapabilir, hiç bir sorunu yok denildi. Valilik İnsan Hakları Komisyonuna gittik. Orası da beni haklı buldu ve Cumhuriyet Savcılığı na TFF hakkında suç duyurusunda bulundu. Hakim artık tazminatı hesaplayacak ve son iki duruşmadır TFF den maç ücretlerini istiyor, her seferinde başka bir şey gönderiyorlar. En son duruşmada hakim neden şu maç ücretleri belgesini göndermiyorsunuz diyor, avukatları Ya işte amatör maç ücretleri ortalama 50 liradır diyor. Yahu bunun belgesi yok mu resmi yazı gönderin diyor. En son artık TFF den cevap gelmediği takdirde sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunacağı kararını aldı. Aslında karar aşamasına gelindi ve sonuç belli ama TFF uzattıkça uzatmaya çalışıyor. Geçtiğimiz günlerde yapılan hakem seminerinde sizin üzerinizden Jaap Uilenberg e soru yönetildi? Radikal den bir arkadaş Uilenberg e hür bir şekilde şu soruyu sordu. Eşcinsel olduğu için Türkiye de HİD ye hakemlik yaptırılmaması konusunda ne düşünüyorsunuz? Peki tercüman ne dedi? Türkiye deki iç meselelerimize onu karıştırmayalım. Yahu adama zaten 20 bin euro aylık senin iç meselelerindeki sorunları çözsün diye veriyorsun, sen üstelik tercüman olarak İç meselelere karıştırmayalım onu diyorsun. Hiç kusura bakmayın, böyle embesillik olur mu? Gazeteci sormuş, tercüman araya giriyor. Sonra Zekeriya Alp e soruldu, bize ulaşan bir şey olmadı diyor dalga geçercesine. Bakın hemen herkes Zekeriya Alp in ne kadar iyi bir insan olduğunu dile getiriyor. Ben de diyorum ki: Bana ne! Beceriksiz bir yöneticiyse iyi ya da kötü insan olmasının ne değeri var? O konumda bulunmasını sağlayan iyi ya da kötü bir insan olması mı? Türk futbolunu yönetenlerin hiç birisi futbolcu değil, hakem camiasının başındaki ise hakem değil. Yapılan uygulamaların çoğundan Zekeriya Alp ın haberi yok ya da birileri açıklıyor, o da onay veriyor ama neye onay verdiğinin farkında bile değil çünkü bilmiyor. Taraftar desteği! Hakemlerin taraftarları yok dedik ama sizin davanız söz konusu olduğunda inanılmaz bir destek vardı. Sakarya nın Tatangalarından tutun da St.Pauli

taraftarlarının statlarında açtıkları pankartlara kadar inanılmaz bir destek gördüğümü söylemeliyim. Bayern Münih taraftarı bile statlarında pankart asarak bana destek verdiler. İstanbul Büyükşehir Belediyespor un o meşhur taraftar grubu Bozbaykuşlar pek çok kez destek oldu. Hatta bir keresinde Beşiktaş maçında Onun düdüğü onun kararı pankartını içeriye polis sokmadı. Bunların hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum, çünkü o kaos içerisinde bunlar kelimenin gerçek anlamıyla hayati öneme sahip oldular. Beni yaşama, davama bağladılar çünkü zaman içerisinde pes ettiğim ya da ilk açıkladığım zaman oluşan kaos ortamında ölmek istediğimi çok iyi hatırlıyorum. Aslında öldüm! Yeniden dirilecek miydim tek mesele buydu. İşte bu duyarlı insanların desteği ayağa kalkmamda fazlasıyla yardımcı oldu. Bu süreçte pek çok insan size yardım sözü verdi. Kimler bu sözünün arkasında durdu? Çok az insan. Yaptığım açıklamaların ardından Sadettin Saran beni arayıp cesaretimden dolayı kutlamıştı. Akabinde bana iş konusunda yardımda bulundu ve Radyospor da 8 ay süreyle çalışma imkânına sahip oldum. 8 ayın sonunda radyonun genel yayın yönetmeni Size edebileceğimiz yardım bu kadar dedi ve Pazar sabahları yaptığım hakem günlüğü programını yayından kaldırdılar. Yine de sağolsun. Sinan Enginler, Ahmet Çakarlar, Bu çocuğa elimden gelen yardımı yapacağım diyerek konuştular ama sadece konuşmakla kaldılar. Telegol den ilginç gelecek belki ama Serhat Ulueren in bugüne kadar hep sıcak bir tavrı oldu. Arada mesajlaşırız, birbirimizin bayramını kutlarız. Diğerlerinden daha sahici ve sıcak yaklaşımı olduğunu söyleyebilirim. Bunun dışında Melda Onur meclisten çok iyi bir destek sağladı. Beraber basın açıklaması yaptık. Bağış Erten, Efendi Lig de tekrardan hakemlik yapmama olanak verdi. Üstelik ufak tefek harçlık da kazanıyorduk. Gazoz Ligi de aynı şekilde çağırdı ama çakıştığı için onlara sadece Çarşamba günleri hakemlik yapabildim. Bu iki ligin hakemlik mesleğimi bana yeniden hatırlatmasına olanak vermesi çok önemliydi. Manevi olarak Atilla Türker benim hep yanımda oldu. Mustafa Çulcu, Selçuk Dereli, Muhittin Boşat, Orhan Erdemir... Bunların desteğini her zaman hissettim. Şu an iş konusunda durumunuz nedir? Zete.com sitesinde haftada iki köşe yazısı yazıyorum. Nurcan Akad ın büyük desteği oldu sağolsun. Aynı şekilde Bağış Erten, Efendi Ligi nde maç yönetmemi sağladı. Harçlık niyetine yardımları da oluyor. Yine de bu liglerin bana yeniden hakem olma şansı tanıması, o heyecanı yaşamak müthiş. Ama bazen tam o noktada da insan şöyle bir düşünüyor, nereden nereye... Asla ve asla bu güzel amatör ruhu küçümsemiyorum ama yine de düşünmeden edemiyor insan. Temelde bugün geldiğim nokta çok başka olsa da aslında benim mücadelem, işimi haksız yere kaybetmek nedeniyle başladı. İnsanlar 800-1000 liraları küçümseyebilirler ama ek işleri de katarsanız biz bu miktarın kıyısında berisinde dolaşarak yaşamımızı yıllarca idame ettirdik. Bugün bunca şeyden sonra bilmek isteyenler olur diye tekrarlıyorum kazancım yine aynı oranda devam ediyor. Radyodan kovuldum, köşe yazarlığı yapıyorum. İl Hakemliği değil Efendi ve Gazoz Ligi nde çok küçük meblağlar karşılığı hakemlik yapıyorum. Nihayetinde mesele hiç bir suçum günahım olmadığı halde eşcinsel olduğum için 14 yıllık emeğimin çöpe atılmasıydı. Yalnız bugün her kim böyle bir sorun yaşarsa lütfen bana gelsin. Karşılıksız her türlü yardımı sonuna kadar yaparım. Yol yöntem bilmeyebilir, her şekilde her türlü ayrımcılığa karşı sonuna kadar onların yanında olurum. Aileniz nasıl etkilendi bu süreçten? Ben annemi bir daha göremeyeceğimi düşündüğüm esnada annem de beni bir daha göremeyeceğini düşünerek Ne olur bizden kaçma, gel oğlum dedi açıklamalar sonrası. Bu beni çok mutlu etti. Kız kardeşim bu süreçte çok önemli rol oynadı. Eşcinselliği aileme anlattı. Ama zaten annemin tepkisi inanılmazdı Ya ne olursa olsun

bana ne ondan bundan. O benim oğlum. Keza halamın yaklaşımı da unutulmazdı. Ne olmuş? Hırsızlık mı yaptı yolsuzluk mu yaptı ne yaptı? Ağabeyim ile Babam başlarda biraz bu gerçeği benden değil de televizyondan öğrenme konusunda sorun yaşasa da zamanla onlar da anlayışla karşılayıp destek oldular. 12 Mayıs Anneler Günü nde ben annemi kaybettim. Her insanın annesi şüphesiz ki çocuğuna melek gelir ama burada diğer bütün annelerden ayırıyorum ben onu. Böyle bir acının ne tarifi olabilir ne de bir ifadesi. O tezahürat ı duyunca... Kitabınız var Erkeklik Ofsayta Düşünce isminde. Burcu Karakaş ve Bawer Çakır ile birlikte hazırlandı. Belki de eşcinsel bir insan bu ülkede neler hisseder, neler yaşar ve beklentileri nelerdir gibi pek çok soruya cevabı bu kitapta bulabilirsiniz. Okudum ve özellikle askerlik kısmında irkildiğimi söyleyebilirim. Ben bu kitabı eşcinselliğin daha iyi bir şekilde algılanabilmesi adına herkese öneriyorum. Aynı şekilde bir belgesel hazırlanıyor. Ankara Sine Set yapım şirketinden uzun metrajlı bir belgesel yapmak istediklerini söylediler. Tamamen amatör bir yapım olacak. Amaçları eşcinselliği halka anlatmak. Kendi imkanlarıyla hiç bir destek almadan bunu yapıyorlar ve artık bitirme aşamasına geldiler. Hatta bu belgesel içerisinde Serhat Ulueren le de konuştular. Yüzünüze gülen samimi insanlara fazla inanmayın. Kim duyarlı, kim daha çok insan zamanla anlıyorsunuz. Eşcinsel bir hakem olarak İ hakem tezahüratınıza tepkiniz nasıl oluyor? Ben eşcinselim, i değil. Seyircinin de i likten anladığı zaten entrika çevirmek. Bir gün maçta seyirciler i hakem diye tezahürata başladılar. Devre arası olunca tribünlere gidip bir saniye dedim. Herkes sustu. Buyur hocam dediler. Hacı hacıyı Mekke de, hoca hocayı tekkede, ibne ibneyi dakikada tanırmış. Beni tanıdığınız için sağolun dedim. Alkış kıyamet aldı başını gitti ama ikinci yarı kimse o tezahüratı bir daha yapmadı. Eşcinsellik bir seçim midir doğuştan gelen zorunlu bir yönelim midir? İnsan bana göre ya eşcinsel doğar ya da doğmaz. Bir insan 25 yaşına kadar heteroseksüel bir yaşam sürüp Çok sıkıldım artık ben eşcinselliği seçeyim diyemez. Öyle olsa bizler uzunca bir dönem bu kaos içerisinde yaşam sürmektense heteroseksüelliği seçerdik. Sonradan seçmek diye bir şey mümkün değildir. Siz hadi ben eşcinsel olayım diyerek değişebilir misiniz? Belki bazıları yıllar içerisinde bastırarak dışarıya daha sonra çıkmasını sağlamış olabilir. Bu yüzden insanlığı tehdit etmez, özenerek olunacak bir şey değildir eşcinsellik. O şekilde yaratılırsın. Bu şekilde dünyaya gelmiş olursun ve bu yaşamı sürersin. İnanın bana biraz olsun başka türlü olma şansım olsaydı en azından çocukluğumda, gençliğimde onu gerçekleştirmek için sonuna kadar savaşırdım. Zamanında bu savaşın içerisine girdim, kız arkadaş edindim. Zorlasam da çok iyi bir dosttan öteye gitmedi. Pek çokları maskelemek adına evleniyor ama ben o noktaya geldiğimde karşımdaki insana bu haksızlığı yapmak istemedim. Sonradan

olunacak ya da vazgeçilecek bir şey değil. Ama bugün böyle olduğum için de asla utanmam, sıkılmam. Öyle ki buna itiraz edersem beni bu şekilde yaratmış insana da karşı çıkmış olurum diye de düşünürüm. Dünyanın gerisindeyiz Çok iyi bir Müslümanım diyorsunuz ama bütün ilahi dinler eşcinselliği bir bozulma, sapma, gayri ahlaki bir tutum, tabii olanın dışına çıkma ve günah olarak görür. Abimle beraber kuran kurslarına giderdik. Orada sürekli korku, dayak ve tehdit vardı. Sanırsın cennet diye bir şey yok sadece cehenneme gidip gitmeme meselesi. Zaten ağabeyim gitti, ben bıraktım. O hafız olmasına rağmen eve şişlerle geliyordu. Ailem ise beni namaza ya da duaya o kadar güzel bir şekilde teşvik ediyordu ki. Şimdi Kur an kurslarına ve hocalara baksam dinden çıkardım ama aileme baktım ve ben dini dar değil dindar olma yolunu seçtim. Müslümanlar derken kast edilen kitle genelde belirsizdir. Allah beni böyle yarattıysa ben ne yapabilirim? Allah beni böyle yarattıysa sizin isyanınız kime diyorum. Dindarlardan zarar gelmez, dini darlar insanı korkutuyor. Benim ağabeyim köyümüzün imamı, kız kardeşim ise ilahiyat fakültesini birincilikle bitirmiş insan. Benim düşüncelerim çocukluğumda başladı. Bir çocuğun günahı ne olabilir? Kim beni neyle suçlayabilir? Zorlu süreçte en büyük desteği ben az önce bireylerini tanımladığım ailemden gördüm. Hani yaratılanı yaratandan ötürü seviyorlardı? En çok da beni sinirlendiren eşcinselliğin daha doğru bir şekilde toplumda algılatılması adına çaba verildiği vakit özendirmeyin oluyor. Böyle bir şey mümkün mü? Durduk yere Hadi ben eşcinsel olayım diye bir şey söz konusu olabilir mi? Ama bu korku eşcinselliği toplumun dışına iterek tabu haline getirip sapkınlık olarak görülmesine yol açıyor. Bu insanların yaşamlarını zorlaştırıyor. Böyle doğan ve bu yaşamı sürmek zorunda kalan insanlar var. Bunu toplum olarak mesele edinmek zorundayız. Sizin de yarın doğacak çocuğunuzun başına gelmeden bu duyarlılığa sahip olmanız gerekiyor. Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf ın Ben eşcinselliğin biyolojik bir bozukluk, bir hastalık olduğuna inanıyorum. Tedavi edilmesi gereken bir şey bence sözleri büyük tartışma yaratmıştı. Ne düşünürsünüz? Modern toplumu ne kadar geriden takip ettiğimizin bir göstergesi olsa gerek. 17 Mayıs 1990 da Dünya Sağlık Örgütü (WHO) eşcinselliği hastalık kategorisinden çıkarttı. Yogyakarta ilkelerinin 18. maddesi de kişinin cinsel yöneliminin tedavi edilemeyeceğini vurgular. Aradan geçmiş 23 sene ama bakan açıklamaları bu düzeyde. Ne diyebilirim ki? Dünya var oldukça bu yönelime sahip insanlar yaşamlarını sürdürecek. Bir devletin görevi azınlığa tekabül eden bu insanların yaşamlarını normalize etmesidir. Benim dava sürecimde de iddia edildiği gibi Pozitif ayrımcılık değil istenilen. Diğerleri gibi bir yaşam sürmek, hepsi budur. Heteroseksüel hakem ile eşcinsel hakem arasındaki farkı cinsel seçimi belirlemesin. Çok teşekkürler.

Orhan Uluca Futbol Kültürü HF113 ERKEKLiK OFSAYTA DÜŞÜNCE Halil İbrahim Dinçdağ ın hikayesi Burcu Karakaş ve Bawer Çakır ın da yardımlarıyla kitaplaştırıldı. Türkiye de eşcinsel olmanın nasıl bir şey olduğunu anlatan oldukça iyi bir iş çıkarılmış. Çocukluğundan başlayan ve dava sürecine kadar yaşanılan her ayrıntı burada var. Önemle üzerinde durulması gereken ise belki de eşcinsel olduğu için rapor almak zorunda kaldığı zaman yaşadıkları olsa gerek. Halil İbrahim Dinçdağ, Sivas taki birliğine teslim olur olmaz eşcinsel olduğunu söyleyerek rapor almak için hastaneye gidiyor. Bölüğündeki doktor oldukça sıcak yaklaşıp destek olsa da komutanlarından hastane başhekimine kadar herkesle çatışmak zorunda kalıyor. Doktoru eşcinsel olduğuna inansa da rapor alması için başhekim emri ile GATA ya sevk ediliyor. Orası komutanın dolduracağını kıta anket formunu istiyor, bölük ise Burada kalmadı ki ne formu. diyerek bir oraya bir buraya savuruyor. Nihayetinde tüm bu olup bitenleri Genelkurmay Başkanlığı na şikayet ediyor ve süreci aslında daha da kötü etkiliyor. Sivas taki bölüğü hava değişimi vererek onu GATA ya sevk etse de o komutanın onu tanıyıp kıta anket formunu vermesi için yeniden bölüğüne dönmeye zorunlu kalıyor. O çok korktuğu koğuştan kaçtıkça GATA onu buraya yönlendiriyor. Gerisini kitaptan alıntı yaparak devam edelim. Nihayetinde unutulmasın ki aşağıda çekilen bütün psikolojik baskı ve zulümlerin tek nedeni cinsel tercihinin farklı olması.

Israrla istenen kıta anket formu neden bu kadar önemliydi? Bölük komutanının senin hakkında neler düşündüğünü bilmek istiyorlar. Askeriyede kalıp kalmaman sakıncalı mı değil mi diye anlamak için o formu talep ediyorlardı. Malum, erkek askerde komutanın kölesi! Yat, kalk, otur Artık o ne isterse, onu yapacaksınız. Afyon da bir arkadaşım anlatmıştı. Bir çocuk askerlik yapmamak için Ben eşcinselim demiş komutanına. Komutanı da çocuğu hastaneye göndermiş. Hastaneden Eşcinsel değildir raporu verilince bölükteki askerler bununla dalga geçmeye başlamış. Ailesine haber vermişler, Oğlunuz askerlik yapmamak için eşcinsel olduğunu iddia etti diye. Ailesi de çocuğa bir daha memleketine dönmemesini tembihlemiş. Birliğinde komutanları da dâhil olmak üzere tüm askerler dalga geçmiş çocukla. Psikolojik ve cinsel baskı uygulamışlar. Çocuk dayanamayıp intihar etmiş. Ama kimse bunun nedenini araştırmamış bile. Olayın üstü öylece kapatılmış. Eğitim zayiatı denilmiş. Askerlik sürecine dönersek, Sivas taki birliğine döndüğünde günlerin nasıl geçiyordu? Beni bir çavuşla iki onbaşıya zimmetlediler. Başıma bir şey gelmesin diye! Eğitimlere değil ama içtimalara katılıyordum. Bölükte toplam beş gün kaldım. Son gün hasta oldum, ateşim çıkmıştı, gözlerimi açamıyordum. Nöbetçi çavuş oyaladı bir süre. Sonra hastaneye gittik. Tesadüf üzerine benim doktorum o gece nöbetçiydi. Eğitim mi yaptırıyorsunuz diye kızdı yanımdaki askerlere. Ertesi sabah hastaneye yatışımı yapacağını söyledi. Sabah oldu, gittik. On gün Sivas Askeri Hastanesi nde kaldım. Doktorum rapor vermeden göndermeyeceğini söylüyordu. Bölükten nihayet kıta anket formu geldi. Komutan Askerlik yapabilir yazmış Neye göre askerlik yapabileceğini yazmış? Görünüşüme göre karar vermiş herhalde. Ama doktor bana inanıyordu. Komutanı çağırdı ve üçümüz konuşmaya başladık. Cinsel ilişki esnasında çekilmiş fotoğraf istendiğini duyduğum zaman, fotomontaj yöntemiyle birkaç fotoğraf hazırlamıştım. Düşün, bu derece iğrençlikler yaptım. Doktor, komutanı eşcinsel olduğuma ikna etmeye çalışıyordu. Öyle ki ikna etmek için bahsettiğim fotoğrafları bile gösterdi. Doktor fotomontaj olduğunu biliyordu, komutansa bakıp Tamam dedi. Komutan, fotoğrafların fotomontaj olduğunu anlamadı mı? Hayır, anlamadı. Zaten göz ucuyla baktı sadece ve Tamam dedi. Böylece kıta anket formunu değiştirdi. Erlerini sevmeyen biriydi. Baktıktan sonra fotoğrafları yırtıp attık. Sonunda formu değiştirerek Askerlik yapması sakıncalıdır yazdı. Ardından, doktorlar tarafından muayene edileceğim haberi geldi. Sebep, cinsel ilişkiye girip girmediğimi tespit etmekti. Komutan, formu doldurduktan sonra, muayeneye neden gerek duydular? Başhekim istemiş. Doktoruma, Ne yapacaklar? diye sorduğumda, parmakla muayene edeceklerini söyledi. Gevşek mi sıkı mı buna bakacaklarmış.. Doktor da bir şey diyemiyor, başhekim istemiş çünkü. Askerlikten kurtulacaksın diye her şeyi yapıyorsun. Öyle ki doktoruma Rapor vermenize yardımcı olacaksa bir asker getirin, sevişeyim bile dedim. O derece yani.. Doktor muayenesi nasıl oldu? Beni bir odaya aldılar. Odada iki doktor vardı. Sırayla teker teker muayene ettiler. Duyuyorum ben bunları tabii.. Nasıl bir aşağılanmışlık, nasıl bir utanç duygusu.. Anlatmam mümkün değil. Hastaneyi yakasım geldi o an. Odana dön dediler, döndüm. Sinirden ağlıyordum. Doktorum sakinleştirici verdi. Raporun onaylanması için heyete çıkacaktım. Ancak sonra ne olduysa doktorum heyete çıkamayacağımı söyledi. En iyisi seni Ankara ya göndereyim, burası işi yokuşa sürüyor dedi.

Neden heyete çıkamayacağına dair açıklama yapıldı mı? Hayır, açıklama olmadı. Sonrasında ben tekrar Ankara GATA ya sevk edildim. Kıta anket formu ve doktorumun yazmış olduğu bir yazıyla beraber Ankara GATA ya gönderildim. Trenle Sivas tan Ankara ya gittim. Psikiyatri bölümüne adımımı attığımda Aa geldi dediklerini duydum. Mağduriyetimi Genelkurmay a şikâyet ettiğim için Ankara GATA daki doktorlar tarafından psikolojik baskılara maruz kaldım. Genelkurmay a yaptığım şikâyet sonucunda hakkımda soruşturma açılmış. Tepkileri de ondanmış. GATA da işi uzattıkça uzatıyorlar ve yeniden Sivas taki bölüğe bir bahane uydurup göndermek istedikleri vakit araya giren Albay ın emri ile Psikiyatri kliniğine yatırılıyor Yatırıldığın servisi, biraz daha anlatabilir misin? O yüzden arada sırada konuşuyordum ama kimseyle uzun uzun sohbetlere girmiyordum. Çoğu askerlikten kurtulmak istiyordu. Aralarında biri vardı, parmaklarını koparmıştı askerlik yapmamak için. O kişi daha sonra GATA dan firar etti. Nöbetçileri kandırmıştı. Bir başkası vardı, aşırı derecede hastaydı. Şizofrendi sanırım. Günde onlarca hap içiyordu. Bazı geceler kapılara vuruyordu. Bazen odasının kapısını kilitliyorlardı. Bir gün benden sigara istemişti. Olmadığını söyleyince, beni tokatlamaya kalkışmıştı. Geceleri odamızın kapısının arkasına kimseler içeri girmesin diye elbise dolabı ve masa koyuyorduk. Bir başkası bir gece benimle ilişki yaşamak istedi. Benden başka o serviste eşcinsel olduğu için yatan iki kişi daha vardı. Onlarla sabahlara kadar ağladığımız oluyordu. Sinirlerimiz iyice bozulmuştu. Birkaç gün daha kalsaydık, çıldıracaktık neredeyse. Resmen psikolojik baskı ve işkence gördük. İçeride otuz kadar hasta vardı. Çoğu askerlik yaparken akli dengesini yitirenler Bahsettiğim yer, Ankara GATA da polikliniklerin bulunduğu katın iki kat altındaydı. Pencereler, demir parmaklıklıydı. Dışarı çıkmak zaten yasaktı. Her an saldırabilecek hastalar vardı. Görevliler, bazılarının kapılarını kilitliyorlardı. Gündüz, yatakhaneye giremiyorsun, kilitliyorlar. Salona benzer bir yer var orada oturacaksın. Gezersen de orada gezeceksin. Yatıp uyumak istesen yatakhaneye giriş kapalı. Askersin çünkü. Asker muamelesi yapıyorlar hala. Belli bir saatte ışıkları kapatmak, sabah altı oldu mu uyanmak zorundasın. Askeri düzen aynı şekilde devam ediyor. Odalar iki kişilikti. Hepsi aynı koridordaydı. İlk gece yataklarımız hazır değil diye o salon gibi yerde koltuklarda yattık. Ben neredeyim, niye buradayım diye yine ağlıyordum. Tımarhane yani, resmen tımarhaneydi! Zulüm etmek başka şey değil! Ben bir süre eşcinsel bir arkadaşla aynı odayı paylaştım, sonra tek kaldım. Koğuştakilerle sohbetlerin oluyor muydu? Oradan bir an önce kurtulmak istiyordum.

Orhan Uluca Profil HF113 DUVARA KARŞI Almanya da ilk defa milli olmuş yıldız bir futbolcu olan Thomas Hitzlsperger futbolu bıraktıktan dört ay sonra eşcinsel olduğunu açıklayarak yeni bir tartışma başlattı. Bavyera nın köylerinden Forstinning de yedi kardeşin en küçüğü olarak 5 Nisan 1982 yılında dünyaya geldi Thomas Hitzlsperger. Böylesine büyük bir aile olmasının futbolcu olmasında Kardeşlerimden ve ailemden çaldığım boş vakitler olmasaydı bu düzeyde futbolcu olmam mümkün değildi. diyerek payını yadsımayacaktı yıllar sonra Zeit Gazetesi nde makale yazmaya başladığı vakit... Çocukluğunda antrenman, maç ve çiftlik evi arasında mekik dokuyan yetenekli oyuncu kardeşlerin hepsinin işi olduğu vakit evin arkasında tek başına duvara karşı şut çekerek tüm zamanını futbola vermekten kaçınmıyordu. O kadar çok şut çekme talimi yapıyordu ki o duvarın rengini boydan boya değiştirecek ölçüde hırpaladığını anlatıyordu yıllar sonra. Belki de raket gibi şut çekmesinin temeli kardeşlerinin dahi yetişemediği tutkusuna eşlik eden duvarla karşılıklı futbol oynadığı bu dönemlerde atılmıştı, kim bilir... Çok küçük yaşta başta futbola olan düşkünlüğü ile beraber diğerlerinden ayrıldığı her noktada duvar onun tutkularını giderecek ve bir süre sonra da dertlerini dinleyecekti. Ne antrenman ne maç trafiği ne de kardeşleri onun futbol oynama isteğine yetebiliyordu. Bu dünyada yaşadığı farklılıkları duvara karşı yalnız başına şutlarla, konuşarak ya da sadece onu izleyerek içinde eritti. Bayern Münih altyapısına seçilir Nihayetinde köydeki çiftlik evinden Bayern Münih in altyapısına doğru yolculuk kaçınılmaz olur. Zira savaşçı yapısı bir yana şut tekniği herkesi büyüler. Metalik mavi Passat ile babası onu haftada üç kez Bayern Münih antrenmanına taşır. Almanya U17 Milli Takımı yla 2000 yılında oynanan

Dünya Kupası sonrası ise Avustralyalı bir menajer Aston Villa da deneme antrenmanına katılmak ister misiniz? diyerek kartını bırakır. Bayern Münih altyapısında milli olan oyunculara başka bakılırdı ve geleceğin Bayern kadrosuna ismini yazdırmış olarak görülürdü. Lakin diğer Bayernlilerin aksine takımıyla sözleşmesi uzatılmayan Thomas Hitzlsperger bu teklife sıcak bakar. O dönemde artık haftada 6 kez Bayern Münih altyapısında antrenmana çıkar ama bunun karşılığında ayda sadece 400 avro cep harçlığı kazanabilir. Kalsaydı muhtemelen o da yaşıtları Lahm, Schweinsteiger gibi oyuncularla beraber A takımına çıkacaktı ama yaşam onu burada başka bir yola getirdi. O dönem var olan ilk ve muhtemelen tek olarak kalacak kız arkadaşı ve yakınındaki birkaç dostu hariç ailesine bile haber vermeden bir haftalık deneme antrenmanları için Birmingham ın yolunu tuttu. Münih ten Birmingham a yolculuk Thomas Hitzlsperger i ve diğer çocukları ilk gün amatör takım hocası beton sahaya götürdü. Burada oyuncular duvara karşı şut çalışacaktı! Elbette gün sonunda hocası ona Herman the German diyerek raket gibi şutları olduğundan dem vurup övgüyle bahsedecekti. Bir gün sonra Aston Villa şut tekniğinden etkilendiği bu genç oyuncunun önüne sözleşmeyi koydu. Tekrardan Münih e dönen genç yetenek durumu Bayern Münih Menajeri Uli Hoeness e anlatınca Bavyera ekibinin efsanesi sinirden babasına patlayacaktı. Böylesine orta sınıf bir takıma gideceksin. Real Madrid ya da Manchester United olsa neyse... Sen Bayernlisin, burada kalmalısın. dese de 2000 yılında Hitzlsperger tasını tarağını toplayıp Birmingham a doğru yola çıkar önüne konulan sözleşmeyi imzalamak için. Bayern Münih in belki çok kısa bir geç kalmışlığını Aston Villa nın Avustralyalı scoutu iyi değerlendirmişti. Babası Bana da söylemedi ki. diyerek özrünü iletirken yetenekli genç oyuncu kendi kararını kendisi vermiştir bile çoktan... Yıldızı parlıyor İngiltere de her şey beklediğinden çok başka gelişti. Profesyonel takımın yedek kulübesinde dahi oturamıyor ve daha çok onların çoraplarını yerden kaldırıyor, formalarını yerlerine yerleştiriyordu. İlk yılında sadece bir kez Liverpool karşısında oyuna sonradan girer. Amatör takımda ise her hafta düzenli olarak sahadan yenik ayrılırken şutlarına övgü düzen hocası ise soyunma odasında terör estiriyordu, Thomas ise sadece susuyordu. Buraya gelmek tek başına aldığı bir karar olmakla beraber kendisine güveniyor ve zamanın geleceğini düşünüyordu. Yeni bir ülke, farklı şehir, bilmediği bir dil... Yıllar sonra kariyer zirvesinin Stuttgart a şampiyonluğu getiren o müthiş gol mü diye sorduklarına Hayır. diyecektir, Birmingham a gidip o genç yaşta oradan çıkış yapmak, benim kariyer zirvemdir. diyerek şampiyonluğun da ötesine koyacağı bir başarı hikâyesi başlar.

2002 yılında Aston Villa da yaşanılan teknik direktör değişikliği sonrası yedek kulübesine kadar yükseldi. Bir Manchester United maçında 63 üncü dakikada oyuna girerek etkili şutlarından bir kısmını taraftara ve teknik adama gösterince diğer maçta ilk 11 oynama şansını elde etti. Öyle oynadı ki maçın da adamı oldu ve yükseliş bu şekilde başlamış oldu. Thomas artık çorapları toplamıyordu. Taraftarlar ne zaman top onun ayağına gelse şut şut şut diyerek oyuncuya özel tezahüratlar dahi yapmaya başlamıştı. Almanya ya dönüş Beş yıl boyunca Aston Villa forması altında taraftarın sevgilisi, kadronun as oyuncusu olup milli takıma seçilmeyi de başardı. Artık soru sıklıkla Bayern e geri dönecek misin? olurken, o kimsenin beklemediği bir şekilde Stuttgart a transfer olarak Bundesliga ya geçiş yaptı. Kaptanlığa kadar yükselen Thomas Hitzlsperger, 2007 yılında Armin Veh yönetimi altında şampiyon olarak zirveye çıktı. Beş yıllık Stuttgart macerası içerisinde her şeyi yaşadı. 2006 da Dünya Kupası heyecanı yaşadı 2008 de ise Avrupa Şampiyonası Finali... Yıllar önce Danimarka da milli takım kaptanı olarak sahaya çıktığı gün başlayan ağır sakatlıklar peşini bir daha bırakmadı. Kısa sürede Lazio, West Ham United, Wolfsburg ve Everton takımlarında boy göstererek sürekli yer değiştirmek zorunda kalması futbol oynama tutkusunu elinden aldı. Futbol için oldukça erken bir yaş olan 31 yaşında emekliliğini açıkladı. 4 ay sonra ise Almanya nın eşcinselliğini açıklayan milli olmuş ilk yıldız futbolcusu olarak yeni bir tartışmanın gündemine oturdu. Hitzlsperger in mesajı Eşcinsel bir futbolcunun biyografisi bu şekildedir. Diğer herhangi bir futbolcudan farkı yok. Eşcinselliğin Thomas Hitzlsperger e göre toplumda yanlış olan algısı ona naif bir içerik kazandırmaktır. Maço sporu olarak algılanan futbol ile eşcinsel bir insan arasında zıtlık olmadığını göstermektir. Alman oyuncu futbolun sert bir oyun olduğunu altını çizerken bu arenada eşcinsellerin de diğerlerinden farklı olmadığının altını çiziyor. Eşcinsel olan genç oyuncuların futbolun toplun algısındaki o sert imajının korkutmaması gerektiğinin altını çiziyor. Rekabetin yarattığı bu zeminde oluşan sert ortamdan eşcinsellerin de diğerleri gibi nasiplendiğini ya da biçimlendirildiğini anlatıyor. Temelde cinsel yönelim farklılığından dolayı herhangi bir ayrımcılığa uğramamış olsa da toplumda var olan eşcinsel tipolojisinin yanlışlığına karşı kendisini ortaya koymaktan çekinmiyor. İ gibi vurmasa şeklinde zayıf bir şut sonrası isyan cümlesindeki eşcinsel ayrıntıyı raket gibi şutlarıyla yok ediyor. Onu Almanya içerisinde tanıyan futbolculardan başkanlara ve medya mensuplarına kadar herkes bilir ki en şaşalı döneminde dahi göz önünde olmaktan hoşnut olmaz. Bu nedenle reklam ya da başka bir unsurdan ziyade ortaya Ben eşcinselim. diyerek yaptığı çıkışı toplumda yeniden bir tartışmanın başlamasını hedefini güder. Eşcinsel ile heteroseksüel futbolcuların ne biyografisinde ne de saha içi karakterinde büyük farklılıklar bulunmadığını topluma göstermek ister. Bu açıklamanın etkisinin ne olacağını kestirmek güç olsa da İ.. gibi vurmasana. yaklaşımını şimdiden çöpe attığını rahatlıkla söyleyebiliriz zira onun şutları betonarmelerin rengini değiştirecek şiddetteydi.

Orhan Uluca Profil HF113 JUSTIN FASHANU NUN TRAJİK HİKAYESİ Her eşcinsel olduğunu açıklayan futbolcu Thomas Hitzlsperger gibi anlayışla karşılanmayabiliyor. Onlardan biri de Justin Fashanu dan başkası değil... 19 Şubat 1961 de Nijeryalı bir avukatın oğlu olarak Londra da doğdu. 2 Mayıs 1998 de bir garajın içerisinde elektrik kablosuyla kendisini asmış bir şekilde ölü bulundu. 37 yaşındaydı O, İngiltere de siyahi bir futbolcu olarak bonservisine milyon barajını aştıran ilk futbolcu olmayı başarmıştı. Her şey 1980 yılında takımı Norwich City ile Liverpool un maçının televizyondan verilmesi ile başladı. Tüm ülke onun attığı o muhteşem golü konuşuyordu ve nihayetinde 1980 yılında BBC tarafından Ylın En Güzel Golü olarak ödüllendirilip biraz daha gündeme taşınacaktı. O sezon Fashanu 22 gol atsa da bu muhteşem vole dümeni farklı yöne doğru kırdıran etkiyi sağlayacak ve her şey çok başka olacaktı. Muhteşem golün yarattığı rüzgârın yanı sıra oynadığı harika sezon ve attığı 22 gol Brian Clough un tarihin efsane takımlarından Notthingham Forest fırtınasına milyon pound barajını geçen ilk siyahi oyuncu olmasını sağlayacak şekilde transfer ettirdi. Yeni geldiği takımı Şampiyon Kulüpler Kupası Şampiyonluğu unvanını koruyarak onu selamlamıştı. Yeni bir yeteneğin yeşermesi için her şey hazırdı ama beklenilen yıldız doğamadı. Menajeri eşcinsel olduğunu öğrenir Brian Clough yeni transfer ettiği genç yeteneğin Nothingham ın gay barlarında dolaştığı bilgisini edinir. Eşcinsel olduğunu öğrendiği anda onu takımdan uzaklaştırır. Öyle olur ki antrenmandan