Habertürkiçintıkla. Sağken düşkün ölünce Azize yaptılar seni!

Benzer belgeler
Selim Çürükka / Sakine, Cahide ve Aysel dersten dışarı atılıp tutuklanınca, Öcalan Gerilla adaylarına aleyhimizde konuşmaya devam ediyor.

Öcalan bize, ne Mehmet Şener in ne yaptığını, ne de ne söylediğini anlatmıyordu!

Sakine Cansız 1991 Mayıs sonunda Şam a gitti.

Selim Çürükkaya / Öcalan, PKK nin 4. Kongresindeki gelişmelerle ilgili, Sakine Cansız la konuşmaz.

Zeynep in Günlüğü. Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) Fatma BAŞA. Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI

MERAKLI KİTAPLAR. Alfabe

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı

Bu bizdeki şaşkınlığın, acemiliğin, apolitikliğin, uslupsuzluğun tuzu biberi oluyordu.

&[1 CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR! SERIS.INDEN BAZILARI. l O - Cin Ali Kır Gezisinde. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı

Bir gün Pepe yi görmeye gittim ve ona : Anlayamıyorum her zaman bu kadar pozitif olmak mümkün değil, Bunu nasıl yapıyorsun? diye sordum.

İstihbarat raporu açıklandı : İşte Kandil gerçeği

Jiggy kahramanımızın asıl adı değil, lakabıdır. Ve kıpır kıpır, yerinde duramayan anlamına gelmektedir.

21 Mart ta PKK önderlerinden Mazlum Doğan Diyarbakır zindanında yaşamına son vererek direnişin kıvılcımını çakmıştı. Talimatla Kitap Yazmak 6

Administrator tarafından yazıldı. Cumartesi, 03 Mart :54 - Son Güncelleme Pazartesi, 09 Nisan :50

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

Bu kitabın sahibi:...

Ahmet Ün / Diyarbakır zındanı film çekime fikriniz nasıl oluştu? Selim Çürükkaya 1983 Tarihinde zanneresem yaz alylarıydı.

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

Prof.Dr. Jeffrey H. Lang ın İlk Namazı

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor.

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Eziyet Eden Birinden Vaaz Eden Birine

6. Sınıf sıfatlar testi testi 1

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan

Nasuh Mitap ı Ankara dan tanırım. Kendisi hakkında bir şey yazmayacağım.

Ankilozan Spondilit hastaları için Günlük egzersiz programı

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik


KİŞİSEL GELİŞİM NASIL BAŞLAR?

GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu

Bu konuda daha kim bilir ne yöntemler bulunacak? Tüm Kişisel Gelişim Uzmanı Meslektaşlarımı ve dostlarımı WC-TERAPİ çalışmalarına bekliyorum!

:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

3) Bir gün bu delikten bir tarla faresi çıktı. cümlesinde aşağıdaki sorulardan hangisi nin cevabı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İsa nın Doğuşu

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. İsa nın Doğuşu

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

Hayalindeki Kadını Kendine Aşık Etmenin 6 Adımı - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

ajan damgası vurdutuldu. Bu bayan Rıza ya öldürtüldü.

Jake mektubu omzunun üstünden fırlatır. Finn mektubu yakalamak için abartılı bir şekilde atılır.

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

yemyeşil bir parkın içinden geçerek siteye giriyorsunuz. Yolunuzun üstünde mutlaka birkaç sincaba rastlıyorsunuz. Ağaçlara tırmanan, dallardan

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Betül Tarıman. Öykü GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ. 2. basım. Resimleyen: Uğur Altun

Sevda Üzerine Mektup

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin

Diyarbakır ve Yüksekova da kayıplarının failleri soruldu

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer,

BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ

Plaka Tahdidi Çıkmadı

ESERLERLE BAŞ BAŞA KALMAK. Hayalinizde yarattığınız bir yerin sadece hayal olmadığının farkına vardığınız bir an

23 Yılllık Yazılım Sektöründen Yat Kaptanlığına

Selim Çürükkaya / Bu şahıs kim ise; gerçeklerden korkup sahte bir isimle eleştiri yapıyor.

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

KADIN-ERKEK, OKUR-YAZAR, ZENGİN-FAKİR SINIFLANDIRMASI


Okula sadece dört dakikalık yürüme mesafesinde oturmama

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

ISBN :

tellidetay.wordpress.com

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Samuel, Tanrı Çocu u Hizmetkarı

Sevgili dostum, Can dostum,

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Şimşon, Tanrı nın Güçlü Adamı

Administrator tarafından yazıldı. Çarşamba, 27 Temmuz :46 - Son Güncelleme Cuma, 19 Ağustos :53

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Yeşu Yetkiyi Alıyor

Mübariz İbrahimov tek başına 45 Ermeni asker ve subayı

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

SINAV ÖNCESİ SON UYARILAR...

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Nuh ve Büyük Tufan

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Nuh ve Büyük Tufan

Şimşon, Tanrı nın Güçlü Adamı

Strasbourg da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan için günlerdir eylemde olan kadınlar, Haber alıncaya kadar buradan ayrılmayacağız diyor.

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Kral Davut (Bölüm 2)

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

Dört öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve matematik finalini kaçırmışlar, ertesi gün hocalarına gitmişler, zar zor ikna etmişler. Arabaya bindik yolda

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

Sevinç, imza günü geldiğinde erken kalktı. Kütüphanesinden o yazara ait bulunan tüm kitapları çıkarttı.

Nasrettin Hoca ya sormuşlar: - Kimsin? - Hiç demiş Hoca, Hiç kimseyim. Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca: - Sen kimsin?

Bu haftaki yazımıza geçmişten bir medya kazasıyla giriyoruz Yıl 1983

Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır.

19 GİRİŞ 19 Dört Duvar Arasında 'Sürek Avı'

Bu kitabı Sanat Kitabevi nden edinebilirsiniz.

Güzellerden Güzellemeler...

Tarih: imza.

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI (T.M.K. 10. MADDE İLE YETKİLİ) TUTANAK

OYUNCAK AYI. Aysel çok mutluydu. Çünkü bugün doğum. Annesi Elvan a oyuncak bir ayı aldı. Elvan. günüydü. Babası Aysel e hediye aldı.

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları.

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

OYUNCAK AYI. ayının adını Yumoş koydu. Halasına oturmaya. giderken Yumoş uda götürdü. Halasının kızı. Sorular: 1- Annesi Elvan a hangi hediyeyi aldı?

YAPACAĞIMIZ SANAT ETKİNLİKLERİ

» Ben işlerimi zamanında yaparım. cümlesinde yapmak sözcüğü, bir yargı taşıdığı için yüklemdir.

YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI

Transkript:

Selim Çürükkaya / Sakine, bu gün, yani 10.01.2013 te Türkiye de yayınlanan bütün gazetelerin manşetiydin. Bütün televizyonlar senden söz ediyorlardı. Sen bizim kader arakadışımızdın, zulümün baskının, işkencenin altında bizimle kol kolaydın. BURAYI TIKLA Habertürkiçintıkla Cehennemde zabanilere boyun eğmedik, karanlıklarda meşale olduk, hiçbir güç yıldıramadı bizi. Kendimizi yiyerek yaşadık. Alnımızın akıyla duvarları yıkarak dışarı çıktık. Bekaa vadisinde kendimizi başka bir zindanda bulduk. Birinci zindanımızda yenilmedik Sakine, ama ikincisinde bir ay sonra yenildik ikimizde, yenildik, Sakine! Bizi yenen işkence ve zulüm değildi bu kez, en yakınlarımız ve gafletimizdi. Sen intihar etmek istedin, seni vaz geçirdim, intiharla olmaz bu dedim ve sen vaz geçtin, bu kez direnmeye geçmek istedin, onun da ortamı yoktu, seni sabırlı olmaya davet ettim, bana küstün Sakine! Sevdiğin adam Mehmet Şener öldürülünce tamamen yıkıldın Sakine, yıkıldın, Küstün hayata, öldüğün güne kadar hiç gülmedin ve kötü olan her şeye lanet ettin... Sırf hain damgası yememek için boyun eğdin, horlandın, hakarete uğradın, kanı peş para etmezlerin emirine verildin, adın bütün beyinlerden ve gönüllerden silinmek istendi.. Ardından varmısın yokmusun oldun Sakine... Ama sen boyun eğmeye devam ettin. Sevdiğin adam Mehmet Şener in akibetini 1991 in kasımında öğrendin. Ama kendi akibetini sen görmedin, ben gördüm Sakine.. Akibetiniz ne kadarda birbirine benziyordu? Hayret etmemek mümkün değidir! Sevdiğin Adam Mehmet Şener 1991 kasım ayında iki arkadaşı ile birlikte Kamışlu kentinde bir oda da kalırken bir istihbarat örgütü ve onun kulları odayı basarak, ellerindeki silahla Mehmet Şener ve arkadaşlarının kafalarına sıkarak öldürdüler. 20 Yıl sonra Paris te bir odada yine bir istihbarat örgütü ve onun kulları tarafından senin ve iki arkadaşının kafalarına kurşun sıkılarak öldürüldün. Bu ne kıyamettir! İçim kan ağlıyor Sakine? 1 / 7

Seni iki belge ile okuyucularıma anlatmak istiyorum. Sen benim gönlümde her zaman bir kahramandın. Sağken de, yaşamını yitirdiğinde de. Öldürüldün, cenazene bile gelmedim Sakine. Boyun eğdiğin sistemin gözünde sen sağken bir düşkündün... Şimdi öldün ya, seni bir azize yapıyor sistem. Çünkü seninde bildiğin o sistem için diri kahramanlar değil, diri düşkünler ile ölü kahramanlar lazımdı. Seni iki ayrı mekanda anlatan iki ayrı belgeyi yayınlıyorum.: Yer Diyarbakır Zindanı Tarih 1986. Sakine Cansız bana bir mektup yazdı ve bu mektubu 1990 tarihinde yayınlanan 12 Eylül karanlığında Diyarbakır Zindanı adlı kitabımda yayınladım. "Sevgili Selim, arabadan aşağı indiğimizde ne kadar sevindiğimi şimdi anlatamam. Bu Mazlum'u, Hayri'yi ve sizleri görme sevinciydi. Uzun yıllar sizlerden ayrı kalmam artık son bulacaktı. Siz lerle konu şacak, dertleşecek, geçmiş anılarımızı birlikte yaşaya caktım. Erkek arkadaşlardan benle Elif i hemen ayırarak cezaevi bahçesinden cezaevinin giriş salonunun yanındaki merdiven altı na aldılar. Bir asker duvara dönmemizi istedi. Elif döndü. Ben dönmeyince, asker benimle tartıştığı sırada, kırmızı yüzlü uzun pardüsolu biri salondan çıkarak yanımıza geldi. Hiçbir şey konuşmadan var gücüyle elinin ayasıyla yüzüme vurdu: Dön önüne kaltak! dedi. Gözlerim karardı, neye uğradığımı şaşır dım. Ama, inadına duvara dönmedim. Erkek arkadaşları eşyalarıyla birlikte önümüzden geçirerek uzun koridora aldılar. Tekmelerle, yumruklarla arkadaşları döverek itekliyorlardı. Onları koridorda beklettikleri sırada, benle Elif'i alarak arkadaşların bekletildiği koridordan geçirdiler. Arkadaşların çoğu boyunlarını eğmiş alttan bize bakıyordu. Ben arkadaşların bu durumuna bir anlam veremedim ve başım dik onları geçtim. Bizi demir bir kapıdan boş bir koridora aldılar. Koğuş kapısına götürdüklerinde iki asker üstümüzü aramak istedi. Ben: Biz bayanız, siz üstümüzü arayamaz sınız. Gidin bayan gardiyanları çağırın. dememe rağmen, askerler bizlere saldırarak hem üstümüzü aradılar hem de dövdüler. Sonra koğuş kapısını açarak bizi birinci kata koyup kapıyı kapattı lar. İşkenceci askerler gittikten sonra, koğuşun sağını solunu, ranzaların altını üstünü yokla dım, hiçbir canlı yoktu. Ayakkabılarımı ayağımdan çıkararak pence renin yanındaki ranzanın üstüne çıktım. Karşıda beş altı demir par maklı pencere, dört duvarlı bir havalandırma ve havalandırma geniş liğinde bir gökyüzü 2 / 7

parçasından başka bir şey görünmüyordu. Ranzadan aşağı inince Elif le biraz konuştum: Elif dedim, Seninle uzun süreden beri cezaevinde kaldık. Aramızda bazı tatsızlıklar oldu; ama seninle daima iyi geçinmeye çalıştım. Bundan sonra da iyi geçi neceğiz. Burası Elazığ'a benzemez, düşman sana bazı şeyler teklif edebilir. İspiyonculuk yapman için seni zorlayabilir. Seni kullandılar, sevgilini öldürdüler diyebilirler. Biliyorsun, Parti haksız yere kimse yi öldürmez. Celal Aydın, Parti içerisinde komplo yapmaya çalıştı. Partiden habersiz seninle duygusal ilişkiler içerisine girdi ve yüzüstü bıraktı. Düşman senin bu durumunu biliyor. Bunun için seni kullan maya çalışacaktır. Dikkatli olmalısın. dedim. Elif de dediklerime katıldı. Partiye zarar vermeyeceğini söyledi. Yaklaşık bir saat sonra Yüzbaşı Esat, bir grup gardiyanla birlikte koğuşumuza girdiğinde, elindeki copu bana doğru sallayarak: Sakine elimden çekeceğin var, ben seni Tunceli'nin vahşi dağların da ararken; seni burada buldum dedi. Yanıma yaklaşarak çenem den tuttu, başımı kaldırarak gözlerimin içine bakmaya çalıştı. Ben çenemi elinden kurtararak bir adım geri çekildim. Buna rağmen Esat bana yanaştı: Türk müsün, Kürt müsün Sakine? dedi. Kürt olduğumu söyleyince, yüzüme bir tokat attı. Diğer taraftan birkaç gardiyan Elif e aynı soruyu soruyordu. Elif hiç direniş gös termeden Türk olduğunu söylemişti. Yüzbaşı Esat bana Türk olduğumu söylettiremeyince: Yatırın bunu yere diye gardiyanlara emir verdi. Onlar böyle bir şeye çoktan hazırlardı zaten. İriyarı olan biri saçlarımdan tutarak beni yere attı.esat: Bunun bacaklarından tutup ayaklarını havaya kaldırın dedi. Askerler ayaklarımı havaya kaldırınca, Yüzbaşı Esat, elindeki copla önce ayaklarımın altına; sonra bacaklarıma, daha sonra da bacaklarımın arasına vurmaya başladı. Ben feci bir acı duyarken, onun bu işten zevk aldığı yüz hatlarından belliydi. Uzun bir süre beni dövdükten sonra: Türk müsün, Kürt müsün? sorusunu birkaç kez daha sordu. Kürt olduğumu, zorla, işkenceyle Türk olamayacağımı anlattım. Ama adam hiçbir şey anlamayacak kadar hayvandı. 3 / 7

İki gün iki gece saat başı koğuşumuza gelen Yüzbaşı ve gardiyanlar böyle saçma sorular sorarak olumsuz cevap alınca, bana işkence yapıyorlardı. Burada kaldığımızın üçüncü gecesiydi. Koğuşun pen ceresine çıkmış havalandırmaya bakıyordum. Birden üst koğuşun penceresinden havalandırmanın tavanına yansımış bir insan gölgesi gördüm. Hemen çağırdım. Elazığ'dan geldiğimi, adımın Sakine olduğunu söyledim. Penceredeki gölge: Tamam tamam, sana not yollayacağız dedi. Evet, evet, bu bir bayan sesiydi bu. Müthiş sevindim. Üç günden beri bir tutuklu bayanla ilk kez ilişki kuruyor dum. Şimdiye kadar neden benimle ilişki kurmamışlardı diye düşünür ken, ince bir ipin ucuna bağlı bir paketin aşağı sarkıtıldığını gördüm. Elimi uzatarak paketi aldım. Hemen açarak okudum. Yazının içeriği aklımda kaldığı kadarıyla şöyleydi: Sakine, sizi buraya getirdikleri günden beri sana yazmak istiyorduk. Ama karşıki pencerelerden izlendiğimizden şimdiye kadar notu gönderemedik. Cezaevinde erkek arkadaşlara çok vahşice işkenceler yapılıyor. Birkaç gün önce, biz de sekiz günlük açlık grevine katılmıştık. Yapılan tüm işken celere rağmen açlık grevini sonuna kadar sürdürdük. Sonra biz dört kişiyi diğer arkadaşlardan ayırıp sizin kaldığınız alt koğuşa koydular. Siz gelmeden iki gün önce, Türk olduğumuzu söyledik. Bizi buraya arkadaşların yanına verdiler. Burada hiç bir kurala uymuyoruz. Sen Türk olduğunu söylemezsen seni buraya, vermezler. Yarın Türk olduğunu söyle yanımıza gel. Burada kurallara uymayız. Selamlar. Aysel Çürükkaya. Yazıyı okuyunca gözlerim yaşardı. O gece hiç uyuyamadım. Sabah işkenceciler yine geldi. Her günkü gibi yine Türk olup olmadığımı sorup dövdüler. Dövdükleri sırada, Türk olduğumu söylemedim. Yüzbaşı Esat koğuştan çıktığı sırada: Sizin amacınız işkence yap maktır. Türk-Kürt sorununu bahane olarak kullanıyorsunuz dedi ğimde, birden ağzından kaçırdı: Bahane mahane yok, 'Türküm de... Seni de yukarı vereyim dedi. Ben de bu ortamdan yararlanarak tamam Türk olduğumu; ama hiçbir şeyin zorla olmayacağını söyle dim. Birkaç dakikalık nasihatten sonra, Elif le ikimizi yukarı koğuşa verdiler, içeri girdiğimizde bayan arkadaşlar çok sevindiler, sarıldık öpüştük, çoğu tanıdığım, sevdiğim arkadaşlardı. Eşyalarımızı bir yerlere yerleştirdikten sonra, ranzaya oturup başımızdan geçenleri arkadaşlara anlattık. Mektubuma burada son verirken, tüm arkadaşlara selam eder, mücadelenizde başarılar dilerim. Diğer yaşananları ilerde yazmaya çalışırım. Merak etme, Sakine... (1) 4 / 7

(1) 12 Eylül Karanlığında Diyarbakır şafağı Yer Bekaa vadisi, Tarih Temmuz 1991. Selim Çürükkaya ve Sakine Cansız cezaevinden kurtulmuş, Bekaa vadisine gitmişlerdir. Öcalan ın vaizlerine inanmamış v e onun saldırılarına maruz kalınca, Bekaa daki akademinin yönetiminde Görevli Olan Selim Çürükkaya nın eşi Aysel tarafından Selim ile Sakine' ye karşı kullanılır. Buna karşı Selim Aysel e "seni bize karşı kullanıyor, eş ilşkilerini kullanarak bize boyun eğdirmeye çalışma" der bu sözleri Diyarbakır cezaevinide itirafçı ekada ise komıtan olan mecit gümüş duyar ve durumu Öcalan ispiyon eder. Bu durum karşısında paniğe kapılan Öcalan ders platformuna gelir ve : Öcalan:"Halâ kendini sivri uç gibi dayatan tarzlar var mı?" Dr. Baran: "Evet Başkan ım, bunca çözümlemelere rağmen dayatmalar vardır." Öcalan: "Örneğin ne gibi?" Dr. Baran: "Örneğin Selim arkadaş kendini dayatıyor." Öcalan:"Dün sorunu temel esaslarıyla, mücadele ve insanlık esaslarına göre nasıl bir yaklaşım içinde olunması gerektiğini oldukça açık koymuştum; bunu anlamamak, bunun gereklerini yerine getirmemek alçaklıktır ve cezalandırılması gerekir. Burası dingonun ahırı değildir, herkes gelip 'böyle yaparız' desin. Sizin bunu bana getirmeniz bile suçtur. Sizi de onlarla birleştirir atarım. Ben hergün sorunlarınıza çözüm getirirken siz neler yapıyorsunuz? Zindan direnişçilerine yakışır tavırlar içinde olmanız gerekirken siz kendinizle oynuyorsunuz. Biraz saygılı olmayı bilin, saygılı olmayı öğreneceksiniz. Yoksa nefes aldırtmayız size, kendinize gelin. Dördü de suçludur, bunları buradan atacağız. Başka buna bulaşan var mı? Kim var başka? Size şimdilik söz hakkı yoktur. Başka bu sorunu körükleyen var mı? Tahmininize göre kendini böyle dayatan, alçakça provakatif bir ortamı geliştirmek isteyen var mı? Ben size şunu söyledim; dünyanın insanlık kitabında olmayan en büyük saygısızlığı yaşadım; tek bir saat iki kelime bile parti ortamına getirmedim. Nasıl siz bundan bir sonuç çıkarmadınız? Nasıl biraz saygılı olmayı bilmediniz? Nasıl rezilce, serserice bir yaklaşımın içinde halâ bulunuyorsunuz?" Sakine oturduğu yerden ayağa kalktı: 5 / 7

"Abdullah arkadaş, çok ciddi konulardır bunlar. Öcalan: "Git dışarı!" Sakine: "Söz hakkı istiyorum" Öcalan: "Sahtekârlık yapma!" Sakine: "Söz hakkı. öcalan: "Sahtekârlık yapma, söz hakkı yoktur! Sahtekârları tecrit ediyoruz. Sizi üç-dört gün tecrite alıyoruz! Bunları Sakine nin yüzüne karşı söyleyen öcalan, yönetimde komutan olarak görevli olan Medya ya dönerek : "Sen de sahtekârsın! Niye provakasyonu geliştirdin? Sahtekâr! Niye geliştirdin? Dünkü çözümleme yeterli miydi, değil miydi, anladın mı, anla madın mı, niye saygısızlık yapıyorsun?" Sakine karşısında dikilerek : "Konuşmak istiyorum, tamam ne yapıyorsanız yapın konuşmak istiyorum." Öcalan: "Serseri!" Sakine: "Hayır bu şekilde hakaret edilemez. Terbiyesizlik etme ( bu terim kitaba konulmamış) Öcalan:"Gidersin bağlı olduklarına izah edersin." Sakine: "Ama Ko... Öcalan :"Defol ortamımızdan!" Sakine: "Çok ciddi şey..." Öcalan: "Dördünüz de; Selim, Aysel, Sakine, Cahide çıkın! (2) Öcalan ın böyle bağırmasıyla yerlerinden fırlayan silahlı gerillalar, adından söz edilen kişilerin kollarından tutarak karga tulumba dışarı çıkardılar. 6 / 7

(2)Temmuz Çözümlemeleri ve Talimatları, 2. Cilt. Mahsum Korkmaz Akademisi Yayınları, sayfa 77, 78, 79 7 / 7