- şiirler - Yayın Tarihi: 4.5.2006 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir. Şiirlerin kopyalanması gerçek veya elektronik ortamlarda yayınlanması, dağıtılması Türkiye Cumhuriyeti yasaları ve uluslararası yasalarla korunmaktadır ve telif hakları temsilcisinin önceden yazılı iznini gerektirir. Bu doküman, şairin kendisi veya temsil hakkı verdiği kişinin isteği üzerine Antoloji.Com tarafından, şairin veya temsilcisinin beyanları doğrultusunda yayınlanmıştır. Bu dokümanın yayınlanması kullanılması dağıtılması kopyalanması ile ilgili husularda ve şiir içerikleri ile ilgili anlaşmazlıklarda Antoloji.Com hiç bir şekilde sorumlu ve taraf değildir.
(21 Yaşımın Öyküsü) Bin dokuzyüz seksen üç şubatı malatya da ağlamaya başladım bir hastahane odasında ve gözlerim kapalıydı. Sonra yavaş yavaş büyümeye başlayınca. Aslıda bu sözün gerektirdiği bir kelime, yoksa zaman çok hızlı geçiyor. (Daha dizlerimdeki yaraların acısını hatırlıyorum) Belli konulara aklım ermeye başladı. Tabiki çok şey öğrendim. Yirmi yıl yaşadığım mahalle de her gün, farklı farklı insanları görmeye başlayınca anladım ki dünya çok büyüyük ve kalabalık. Dedim ki kendi kendime öğrenecek çok şey var. Her adımında kavga veya kucaklaşmanın değişik renkelerini öğreneceksin. Bir nokta dahi sana çok şey öğretecek, çünkü her cümle aynı bitmeyecek. Aklım bedenimde kendine layık gördüğü tahtını bulunca oturdu, birçok şeye daha kolay karar veriyordum. Uzuyorken 16-17-18...21-22 yaşım derken şiirler ve ustalar yerleşti içime... Nazım Hikmet, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Aziz nesin, Ataol Behramoğlu, Edip Cansever, Afşar Timuçin, Ahmed Arif, Necip Fazıl, Attilla İlhan, Can Dündar, Rıfat Ilgaz, Nevzat Çelik, Nihat Behram, Özdemir İnce, Özdemir Asaf, Ümit Yaşar Oğuzacan, Metin Altıok, Yılmaz Odabaşı (Sanki birinin adını kaçırsam ayıp olacak gibi) Ve daha niceleri.. Nazım Hikmet ten öğrendim ' Şair dediğin halkçı olmalı' Can Yücel anlatıyor babamı ne kadar çooook sevdiğimi 'Ben hayatta en çok babamı sevdim' Ataol behramoğlu nun en sevdiğim siirlerinden birinde yazdığı gibi' Ölümdür yaşanan tek başına aşk iki kişiliktir' (Ben sevdim fakat, hiç aşık olmadım.) Yaşım 22 Ufak tefek birşeyler karalıyorum.
İnsanlar büyük sırları (Avcı, Sevinç) taşırlar bedenlerinde ve daha nicelerini. Tabiki bende taşıyorum. Ve şiirler bunlardan ortaya çıkıyor. 8 yaşımdan öncesini hatırlamıyorum. Çocukluğuma döndüğümde hatırladığım ilk şey işaret parmağımın yanması, ve abimin parmağımı üflemesi. Tekrar 22 me döndüğümde ve ileriye baktığımda birşey göremiyorum. Şu anda doğduğum şehirdeyim. Lakin. Büyüdüğüm kente dönmeyi sabırsızlıkla bekliyorum. Eserleri: Acının türküsü Aşk unutulacak Aşık olmadadan ölmemeli hiçbir çocuk Avaz Birazcık bana benziyorsun Ellerin ellerime değmiyorsa aşk ne Göz yaşlarına güvenipde aşık oldunmu Sen adın(bahar) olmalısın Yalnızlık Yarısısın Yeniden sevsem seni Yendiden ayrılık olur
Acının Türküsü Bilmiyorum, ben yazmadım acının türküsünü. Sevemiyorum gözyaşını, gözümden akıtıyorum ama bakamıyorum düşerken yere. Kırmızı karanfil solarken birde rengi dönerken sarıya ben bakamadım. Sanki boğazladılar yüreğimi fakat elimi uzatıpda hayat çizgisine tekrar sokamadım. Bilmiyorum ben yazmadım acının türküsünü Birde yitirilmiş ömürlerin türküsünü ben yazmadım...
Aşık Olmadan Ölememeli Hiçbir Çocuk Ölemez ilk basamakta bir çocuk. Hayatı, kahkahası ve soluk alması gibi ellerindeyken. Başlamışsa yol almaya, hiçbir kurşun değmemeli bedenine. Aşık olmadan ölmemeli hiçbir çocuk. Çıkartılırken darağacına sevgilisi görmemeli.
Aşk Unutulacak Yakacağım resimlerini Gövdenden başlayıp ellerine kadar Sonra belki de göze alabilirsem, yüzünü Keskin bir kan koskusu gelecek burnuma Kendime baksam seni göreceğim, acı verecek bu bedenime Sıcak sıcak olacak gözlerim, yaşlarım toprağı çürütecek. Güneşe inat mevsimini tersinden yaşacağım. Unutulacak sokağımdaki ayak izlerin. Ellerim göğe uzanacak, soğuk olacak, yağmur yağacak Belki donacağım. Ama Aşk unutulacak.
Avaz Kanatlarımda rüzgar ağrısı avuç içlerim yara bere. dokunduğum çiçekler boyun büker. Babanın arkasından ağlayan çocuk gibi mahsun gözlerim. Çocukluk günlerimden gelen bir avaz duruyor dilimde Gidiyorsun. Bağıramıyorum...
Birazcık Sana Benziyorum Hangi geceler seni düşünsem Hasta hasta sayıklıyorum, bir miktar sancı oluyorum. Hangi geceler kendimi düşünsem Birazcık sana benziyorum. Ellerimi ovuşturuken dudaklarımı da kemiriyorum. Sabrımı sınıyorum Kahretsin ki sıgara bile kullanmıyorum.
Ellerin Ellerime Değmiyorsa Aşk Ne 'Şimdi sen yoksun Sevmek ne Sevilmek ne Ben neyim Ellerin ellerime değmiyorsa Aşk ne.' Dedim ki Karanlığa; Nerede benim yüreğimin kıvılcımı? Batıyor bu siyahlar gözlerime, Nerede benim yüreğimin kıvılcımı!!! Bu şiirler kimlere yazılır. Türküler hangi gözleri ağlatır. Dünyanın kokusunu kim solur... Dedim ki hayata; Yaşıyorken tutuşturdun sevgiyi. Kim inanır aşka Ölüm bile güler sana... Bir güzel sessizliğe karışmış bir gece vakti... Deniz mavisini geceye kaptırmış bir akşam üstü. Güzeller güzelim demiş, dağlar yeşile boyamış karaçalılardan aşırıp kendini. Yağmur toprağa küsmüş, toprak tohuma. Koca gövdeli ağaçlar dallarını yok sayıyor ve ayaklar altında çıtırdatıyor yapraklarını. Kalbim bağırıyor yüreğime ve çığlık çığlığa bir hırsızı çağırıyor. Bir güzel sessizliğe karışmış bir gece vakti...
Ve Yeniden dönecekse, Yeniden yaşayacaksa aşıklar aşklarını. Yıldızlar güneşe ışıltısını geri vermeye yemin ediyor. Yürek uzatacak sahibinin ömrünü. Ölüm mezartaşlarında kalacak. Soluklar uzayacak. Dağ unufak olacak, değecekse bir aşığın ayakları sırtına. Şimdi sen gelde küllerime bir rüzgar ısmarla. Bir yanımı sonsuz kuyular dibine, Bir yanımı kendi ellerinle kendi bedenine sakla. Zembillerle indirilecek, gelecek her mevsim yeni yeni baharlar. Çığlık çığlığa bağırıyor bir yürek, donuk kalmış gözleriyle, bedeninin yarsına. Ve kuşlar göç etmiyor. Kokmuyor çiçekler burcu burcu Büyüyen bedenlerde, hızla küçülüyor umutlar. Kalan yüreğin nefesi, dünyayı kirlettiğiyle kalıyor. Bir sevgili sessizliğe karışıyor bir gece vakti. Birkaç satır sitem kalıyor geriye... 'Şimdi sen yoksun Sevmek ne Sevilmek ne
Ben neyim Ellerin ellerime değmiyorsa Aşk ne...'
Göz Yaşlarına Güvenipde Aşık Oldun mu? Göz Yaşlarına Güvenipde Aşık oldun mu? En son ne zaman ağladın Beklentilerinin neresinde kaldın Bulutlar bile ağlar bazen. Neden ağladıklarnı sordunmu hiç. Bağırıa bağıra, birşeylerin karşısına geçip göz yaşlarını savurdunmu yere Göz yaşlarına güvenipte aşık oldunmu. Aşık oldunmu diyorum? Elleri ellerimde bir kara sevdaya verdim sırtımı Bedenimde yüksek heyecen, kalbim çok hızlı koşuyor. Gözleri gözlerimde bir kara büyü Göz yaşlarım yağmurları kıskandırıyor. Çiçekleri bile çatlatırdı kokusu. Saçlarının uçuşunu görünce, rüzgar dağ başlarına kaçardı. Sonra. Başı hep yukarıda, ağlardı. Ağlama derdim. Senin o dediğin erkek adama söylenir derdi.'erkeler ağlamaz'. Ardından bir bahar akşamı, sokağımda rüzgar esiyor. Yağmur damlaları sevinçle atıyorlar kendilerini yere. Anladım. Gitmişti. 'Erkekler ağlamaz' derdi İçimden ağladım.. (Özge ye Teşekkürler.)
Sen Adın (Bahar) Olmalısın (Bahar'a) Yüreğine sağlık. Ne güzel büyütmüş seni! Kaşına, gözüne, ellerine,fikrine sağlık. Ne zor iştir yaşamak, birde aydınlıkta, karanlıkta bir canı taşımak. Her nisan bir başka doğmalısın, hiç gece olmadan Tekrar tekrar güneş olmalısın. Adın (Bahar) olmalısın. Çiçek olmalısın. Her zaman olduğundan daha ak daha berrak olmalısın. Kafa tut ömrüne kattığın yaşlarına, yüreğindeki atışlarına... Biliyorum. Seviyorsun insanları. Sen daha fazla sevilmelisin. Şaçlarında dalga dalga, son değil! ilkbahar esintisi, gözlerinde mavi deniz ışıltısı, ellerinde bir ömür emeğin eksik olmasın. İnsansın. fikrinde insan eksik olmasın Sen, adın (Bahar) olmalısın. Çiçek olmalısın. Gücenmeden zamana büyürken. Yaşamına kattığın kalıntılarında bir ömürlük türkü olmalısın Seni bu zamana taşıyan Yüreğine sağlık Ne güzel büyütmüş seni Kaşına, gözüne, ellerine,fikrine sağlık...
Yalnızlık Bir bilsen ne kadar koyar bu yalnızlık Elerim buz tutmuş Gözlerim de bir dolu yaş alev alırım Ne bu sensizlik Kim bu sessizlik İnsan bu kadar yalnız kalmamlı dünya bu kadar kalabalıkken.
Yarısısın En az, benim kadar tanıyorsun beni. Çünkü! yarısısın yüreğimin. Göz yaşımın, gülüşümün yarısısın.
Yeniden sevsem seni Yeniden ayrılık olur Duruyorum, kurumak ister gibi. Soğuk bir el tutar yüreğimi. Suya bir damla düşer, deniz kurur. Gölgem üzerime ağırlık olur. Yeniden sevsem seni, yeniden ayrılık olur. Dilimde bir türkü notasız. Ağlasam, içimde bir çığlık olur. Yalnız kamak istesem ve karanlık; ışıklar geceye inat birlik olur. Desem ki gel elerini ver bana, gir koynuma, gir kanıma. Günah olur.