'Toplumun çevre konusunda rabıtası olmayı sürdüreceğiz'

AYLIK GAZETE Haziran 2015 / Sayı 25 basinyayin@cmo.org.tr 'Toplumun çevre konusunda rabıtası olmayı sürdüreceğiz' BASIN AÇIKLAMALARI Soma Faciası Son Oldu Mu? Sayfa 5 de TMMOB Çevre Mühendisleri Odası 23 Yaşında. Sayfa 6 da Çevre Gününü bu yıl da kutlamıyoruz... Sayfa 6 da ATATÜRK`Ü ANMA GENÇLİK VE SPOR BAY- RAMIMIZ KUTLU OLSUN ÇMO Basın Ödülleri sahipleri ile buluştu. Sayfa 2 de Bozoğlu, Güllüce ile Gökçek'i göreve çağırdı Danışma Kurulu Yapıldı ÜYELİK AİDATI ÖDEMEK ARTIK DAHA KOLAY 'Genç fikirli demek, doğruyu gören ve anlayan gerçek fikirli demektir.' Mustafa Kemal ATATÜRK. Sayfa 7 de ÇESAM Başkanı Bozoğlu, TRT'nin İmrahor Vadisi'ne akan kanalizasyonu için Bakan Güllüce yi ve Belediye Başkanı Gökçek'i göreve davet etti. Sayfa 3 de SU POLİTİKALARI VE GÜVENLİĞİ ANA BİLİM DALI KURULDU İki yıllık dönem içerisinde 4 kez gerçekleştirilen, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası 12. Dönem Danışma Kurulu toplantısının üçüncüsü, 30 Mayıs Cumartesi günü yapıldı. Sayfa 4 de ÇMO İzmir'den 'Çevre Görevlisi' Eylemi ÇMO üyeleri aidatlarını artık sanal pos ile ve taksitle ödeyebilecek. Sayfa 4 de ÇMO`NUN 12. TEMSİLCİLİĞİ: VAN... BİRİMLERİMİZDEN SEVESO EĞİTİMİ Soma Anması-Taksim Marmara İçin Birleşiyoruz Çevre Mühendisi İş Güvenliği Uzmanları Buluşması Kanal İstanbul Teknik Gezisi TMMOB Çevre Mühendisleri olarak 12. Temsilciliğimizi Van İlinde açıldı. Sayfa 5 de Kadın ve Ekoloji Atölyesi Kurbağalıdere Keşif Gezisi Ankara Üniversitesi (AÜ), Sosyal Bilimler Enstitüsü'ne bağlı olarak Su Politikaları ve Güvenliği Ana Bilim Dalı oluşturdu. Enstitü ilk kez 2015-2016 eğitim döneminde öğrenci alacak. Sayfa 3 de TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube, İzmir'in Çeşme İlçesinde düzenlenen Çevre Görevlisi Eğitimini, eğitimin yapıldığı otel önünde protesto etti. Sayfa 4 de haberler 2-4 basın açıklamaları 4-7 birimlerimizden 7-11 eğitimlerimiz 13 İstanbul Üniversitesi Öğrencileriyle Buluşma Arıtma Tesisine Teknik Ziyaret

2 haberler 'Toplumun çevre konusunda rabıtası olmayı sürdüreceğiz' ÇMO Basın Ödülleri sahipleri ile buluştu TMMOB Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Başkanı Mert Güvenç, 2. Geleneksel Çevreye Duyarlı Basın Ödülleri töreninde, Sen şu kadar ağaç kestin, ben bu kadar ağaç diktim üzerinden yürüyen bir süreç çok sağlıklı değil. Bunun atığı, emisyonu, atık suyunu kimsenin konuştuğu yok. Bizim görevimiz bunların da çevreyle ilgili konular olduğunu halka iletmek diye konuştu. Bu yıl ikinci kez dağıtılan basın ödülleri cuma akşamı sahiplerini buldu. Ankara da Jeoloji Mühendisleri Odası terasında gerçekleştirilen törende konuşan Güvenç, Oda olarak edinilen bilgilerin gündem yaratması ve topluma duyurulabilmesinde gazetecilerin önemli rolü olduğuna dikkati çekerek, Bu konuda bizimle işbirliği yapan basın emekçisi dostlarımıza teşekkür etmek için buradayız dedi. Başkan Güvenç şöyle devam etti: Edindiğimiz bilgilerle gündem yaratmaya ve gazeteciler aracılığıyla topluma ulaştırmaya çalışıyoruz. ÇMO, 23 yaşında genç bir oda. Genel olarak çevre mühendislerinin örgütü olan odamız, diğer mühendisliklerden biraz daha farklı. Diğer mühendislikler bir üretimin nasıl olması gerektiği üzerinden giderken biz, kirlilik boyutundan işi ele alırız. Bu yüzden de sık sık iktidar sahipleriyle karşı karşıya geliriz. Mesleğimiz gereği, Bunu yapamazsın, Bu olmaz diyebilecek tek meslek çevre mühendisliği. Önümüzde bir seçim süreci var. Partilerin çevre programlarına baktığımızda elle tutulur bir şey yok. Daha çok ağaç kesme ve ağaç dikme üzerinden yürüyen bir süreç. Ama çevrenin sadece bu olmadığını insanlara anlatmakla yükümlüyüz. Sen şu kadar ağaç kestin, ben bu kadar ağaç diktim üzerinden yürüyen bir süreç çok sağlıklı değil. Bunun atığı, emisyonu, atık suyunu kimsenin konuştuğu yok. Bizim görevimiz bunların da çevreyle ilgili konular olduğunu halka iletmek. Biz toplumun çevre konusundaki rabıtası olmaya devam edeceğiz. ÇMO Başkanının konuşmasının ardından söz alan ÇGD Başkanı Ahmet Abakay, gazete ve televizyonlarda özellikle çevre haberlerinin daha az ve zor yer aldığına değinerek, bu konuda haber yapan muhabirleri kutladı. Konuşmaların ardından geçilen ödül töreninde ilk olarak ulusal basında Milliyet Gazetesinden Evin Demirtaş, Hürriyet Gazetesinden Erdinç Çelikkan, Habertürk Gazetesi nden Aykut Yılmaz, Cumhuriyet Gazetesi nden Emre Döker ve Birgün Gazetesi nden Doğu Eroğlu, teşekkür plaketlerini Mert Güvenç in elinden aldı. Yazarlar kategorisinde ise Taraf Gazetesi yazarı Pelin Cengiz in Ödülünü TEMA Ankara Temsilcisi Mukadder Eroğlu, Hürriyet Gazetesi yazarı Melis Alphan ın ödülünü ÇESAM Başkanı Baran Bozoğlu ve Habertürk Gazetesi yazarı Serpil Yılmaz ın ödülünü de ÇMO Yönetim Kurulu üyesi Yeser Aslanoğlu verdi. Televizyon kanalı olarak Halk TV adına Semra Topçu ya ödülünü Baran Bozoğlu verirken Ulusal Kanal adına da haber koordinatörü Osman Erbil ödülünü ÇMO 2. Başkanı Ozan Çıtır dan aldı. Bu yıl ilk kez verilen Yerel Basın Teşvik Ödülülerini de Milliyet Ankara Eki Yazıişleri Müdürü Ömür Ünver adına Evin Demirtaş Yönetim Kurulu Üyesi Nilay Kaya nın, Hürriyet Ankara Ekinden Eray Görgülü Yeser Aslanoğlu nun, Taraf Gazetesi nden Ayfer Çalıkıran Baran Bozoğlu nun, Evrensel İstanbul dan Sinem Uğurlu adına Ekin Saltık Ozan Çıtır ın ve Samsun Halk Gazetesinden Zekeriya Fırat ÇGD Başkanı Ahmet Abakay ın elinden aldı. Geçtiğimiz yıl sanatçı Suzan Aksoy ve Mehmet Ali Alabora ya verilen Onur Ödülünü Nükleer Santralde Sahte İmza haberiyle almaya hak kazanan Birgün Gazetesi nden Doğu Eroğlu na ödülünü ise ÇMO Başkanı Güvenç verdi. Ödül töreninin ardından, ÇMO katılımcıları ve gazeteciler toplu fotoğraf çektirdi.

haberler Bozoğlu, Güllüce ile Gökçek'i göreve çağırdı ÇESAM Başkanı Bozoğlu, TRT'nin İmrahor Vadisi'ne akan kanalizasyonu için Bakan Güllüce yi ve Belediye Başkanı Gökçek'i göreve davet etti TRT Kampüsü içinde yer alan beş binanın kanalizasyon, deterjan ve tuvalette kullanılan diğer kimyasalları içeren atık suyun, 200 metre uzaklıktaki belediyenin kanalizasyon sistemi yerine arıtılmadan İmrahor Vadisi'ne deşarj edildiğini kaydeden Bozoğlu, çevreyi kirlettiği gerekçesiyle TRT hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunacaklarını kaydetti. ÇMO Ankara Şube'den Cem Şahin ile birlikte bölgede inceleme yapan Baran Bozoğlu, atıkları taşımak için TRT içinde bir yere kadar sistem oluşturulduğunu, ancak sonrasında bu atığın kanalizasyon yerine İmrahor Vadisine aktığını tespit etti. Bunun, Eymir Gölü'ne de zarar verebileceğini kaydeden ÇESAM Başkanı, 'Bu Eymir'i kanalizasyona çevirir. Atık suyun yeraltı suları ile göle karışma ihtimali de çok yüksek. Eymir Gölü ve İmrahor Çayı'ndaki canlı yaşamı biter' dedi. Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'i göreve çağıran Bozoğlu, Çevre Kanunu'nun 20 - F Maddesi'ne göre TRT'ye 116 bin 261 TL ceza kesilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi. Baran Bozoğlu şöyle konuştu: 'Atık suyun geldiğini TRT yönetimi çok iyi biliyor çünkü atık suyu binalarından almak için bir altyapı kurup belli bir noktaya kadar götürmüş. Ama bu noktayı, kanalizasyon sistemiyle birleştirmek yerine doğrudan doğaya vermişler. İmrahor Vadisi, bir ekolojik bütünlüğe sahip. Mogan ve Eymir Gölü ile Ankara Çayı'na karışan bir vadiden bahsediyoruz. Burada çok çeşitli bitki ve hayvanlar yaşıyor. İmrahor Vadisi, Çevre Mevzuatına göre atık suyun deşarj edilebileceği bir alıcı ortam değil. TRT, yasadışı bir iş yapıyor. Ayrıca atık suyun yeraltı suları ile göle karışma ihtimali çok yüksek çünkü bölgede toprak killi değil, geçirimli. Eymir Gölü, yüzde 90 suyunu Mogan Gölü ve yüzde 10 yeraltı sularından alıyor. TRT'nin kanalizasyonu, Eymir Gölü'nü besleyen yeraltı sularına karışıyor. Böyle giderse Eymir Gölü ve İmrahor Çayı'ndaki canlı yaşamı biter. Bu kadar büyük bir kurum atık suyunu arıtmadan doğaya veriyorsa; bu dakikadan sonra TRT, ne çevre ile ilgili belgesel ne de kamu spotu yayınlasın.' Bölgede arıcılık ve tarımsal üretim yapıldığını da belirten Bozoğlu, 'Bu su, akıp gidiyor. Kanalizasyonla sulanan meyve ve sebzeler soframıza geliyor. Burada nüfus yoğun. Mühye Köyü de, olumsuz etkileniyor' diye konuştu. SU POLİTİKALARI VE GÜVENLİĞİ ANA BİLİM DALI KURULDU Ankara Üniversitesi (AÜ), Sosyal Bilimler Enstitüsü'ne bağlı olarak Su Politikaları ve Güvenliği Ana Bilim Dalı oluşturdu. Enstitü ilk kez 2015-2016 eğitim döneminde öğrenci alacak. AÜ Rektörlüğü yaptığı açıklamada, ulusal ve uluslararası gündemin ilk sıralarında yer alan su yönetimi ve güvenliğinin önemine vurgu yaparak, konunun uzmanlarını yetiştirmek amacıyla adı geçen enstitünün kurulmasına karar verildiğini belirtti. Açıklamada şöyle denildi: 'Su güvenliği, sürdürülebilir su yönetimi ve su politikaları konularında ülkemizde ihtiyaç duyulan uzmanların yetiştirilmesi amacıyla Su Yönetimi Enstitüsü olarak önermiş olduğumuz Su Politikaları ve Güvenliği Ana Bilim Dalı, üniversitemiz Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesinde kurulmuştur. Programın amacı, eko sistem, gıda enerji, ekonomik gelişme ve insani tüketim gibi birbiriyle yarışan su ihtiyacı öncelikleri karşısında sürdürülebilir su yönetimine ve su politikalarına katkıda bulunmak için öğrencilere gerekli bilgi ve becerileri kazandırmaktır. programın öncelikli hedefi farklı araştırma ekiplerini biraraya getirmek ve disiplinler arası boyutta araştırmalar yürütmek, politika yapıcıların ve su idarecilerinin üniversite öğretim üyeleri ve öğrencilerle işbirliği yapmasına yardımcı olmaktır. Ayrıca su politikaları ve güvenliği konusunda geleceğin liderlerini yetiştirmeyi, kapasitelerini geliştirmeyi ve ülkemizde su konusunda faaliyet gösteren kurum ve kuruluşların uzman ihtiyaçlarını karşılamayı hedeflemektedir.' Su güvenliği, su politikaları, su yönetimi, gıda güvenliği, entegre su kaynakları yönetimi, iklim değişikliğine uyum, tarımsal su yönetimi, kentsel su yönetimi, su bilimi, su ayak izi, Avrupa Birliği Su Çerçeve Direktifi ve Türkiye Uygulamaları, uluslararası su hukuku konularında derslerin işleneceği enstitü, ilk öğrencilerini 2015-2016 eğitim döneminde alacak. Öğrenci alımının Haziran ayında sosbilens.ankara.edu.tr adresinden yapılacağının kaydedildiği açıklamada, mülakatın Temmuz ayında yapılacağı belirtildi. 3

4 haberler Danışma Kurulu Yapıldı İki yıllık dönem içerisinde 4 kez gerçekleştirilen, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası 12. Dönem Danışma Kurulu toplantısının üçüncüsü, 30 Mayıs Cumartesi günü yapıldı. Toplantıda genel bilgilendirmenin ardından, İdari ve mali durum ve planlanan çalışmalar, birim faaliyet raporları, ÇESAM, Çevre Görevlisi süreci, öğrenci kurultayı ve 11. Ulusal Çevre Mühendisliği Kongresi konuları ele alınarak değerlendirildi. Danışma Kurulu toplantısı, Genel Merkez, Kocaeli, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Samsun Şubeleri ile Düzce, Mersin, Trabzon, Konya, Van ve Aydın temsilciliklerinden temsilcilerin katılımlarıyla gerçekleştirildi. ÜYELİK AİDATI ÖDEMEK ARTIK DAHA KOLAY ÇMO üyeleri aidatlarını artık sanal pos ile ve taksitle ödeyebilecek TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, üyelerine aidat ödemelerinde kolaylık sağlamak için bir yeniliğe daha imza attı. ÇMO, İşbankası ile gerçekleştirdiği anlaşma sonucu, sanal pos uygulaması ile internet üzerinden aidat ödeme sistemi başlattı. Bugünden itibaren Maximum kredi kartı sahibi olan ÇMO üyeleri, aidatlarını internet üzerinden ve isterlerse dokuz taksitte, diğer kredi kartı sahipleri de tek çekimle ödeyebilecek. Şu an yalnızca maksimum kart için yapılabilen taksitlendirme işlemi, on gün içinde Bonus ve World kart özellikli kartlar için de geçerli olacak. ÇMO nun web sayfası üzerinden, http://www. cmo.org.tr/uyegiris.php adresinden giriş yapan üyeler, web sayfasına eklenen aidat ödeme butonu aracılığıyla aidat borcu sorgulama ve ödeme işlemini güvenli bir şekilde gerçekleştirebilecek. ÇMO İzmir'den 'Çevre Görevlisi' Eylemi TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube, İzmir'in Çeşme İlçesinde düzenlenen Çevre Görevlisi Eğitimini, eğitimin yapıldığı otel önünde protesto etti. Eyleme katılan ÇMO üyesi çevre mühendisleri ve mesleğe yeni başlayacak olan meslektaşları 'Çevre Görevlisi Değil Çevre Mühendisi' pankartları açarak slogan attı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın eğitimt ticareti yaptığını kaydeden çevre mühendisleri, 'Çevre Görevlisi Değil Çevre Mühendisi olduğumuzu bir kez daha haykırmak için, ticari rant aracı olan eğitimlere karşı olduğumuzu, Çevre Mühendislerinin eğitim belgesinin Lisans Diploması olduğunu, mücadelemizi sürdüreceğimizi belirtmek için buradayız' dedi. Eğitime katılanlarla birlikte Çeşme'de eğitimin yapıldığı otel önünde, basın açıklaması yapan çevre mühendisleri, mücadelelerinin bir meslek mücadelesi olduğunu, mesleklerinin itibarsızlaştırılmasına, diplomalarının bir belgeye indirilmesine izin vermeyeceklerini belirterek, Çevre Görevlisi Değil Çevre Mühendisi olana dek mücadelelerine devam edeceklerini söyledi.

basın açıklamaları 5 ÇMO`NUN 12. TEMSİLCİLİĞİ: VAN... TMMOB Çevre Mühendisleri olarak 12. Temsilciliğimizi Van İlinde açıldı. Oda yönetim kurulumuzun daha önceki ziyaretinde, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Van Şubesinde üyelerle gerçekleştirilen toplantıda Van İlinde Temsilcilik açılması talebinde bulunulmuştu. Konunun, Oda Yönetim Kurulumunun 06 Mayıs 2015 tarihli toplantısında yapılan değerlendirilmesi sonucunda, idari ve mali işleyişini Oda Yönetim kurulumuza bağlı olarak yürütecek olan ÇMO Van İl Temsilciliği kurulması kararı alındı. Van Temsilciliğine Ferdi Kartal, Sekreterliğe Hatice Akar ve Saymanlığa Ercan Kaval atanırken, meslektaşlarımız Şeref Sayın, Salih Taşçı, Ömer Aydın ve Ayaz Borak da Üye olarak görev alacak. Soma Faciası Son Oldu Mu? Yastayız demiştik bundan tam bir yıl önce, Soma da 301 canın yittiğini öğrendiğimizde. O günlerde herkes, yapılan yanlışlar, alınmayan önlemler, ülkemizde sayısı giderek artan iş cinayetlerine dair bir şeyler söylüyordu. Konuşanlar arasında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Bunlar olağan şeylerdir. Literatürde iş kazası denilen bir olay vardır. Bunun yapısında, fıtratında bunlar var. Hiç kaza olmayacak diye bir şey yok demiş, hükümetin alması gereken sorumluluğu fıtrat a yüklemişti. O gün, "ulusal yas" ilan edilmeli, belleklere kazınmalı ve iş cinayetlerinin yaşanmaması için alınacak önlemler biran önce sendikaların, meslek odalarının katılımı ile kamu yararı gözeten bir perspektifle belirlenerek hayata geçirilmeli demiştik. Ardından, TBMM`deki bütün milletvekillerine e-posta göndererek, #SomaKanunu etiketiyle sosyal medyada hareket başlatarak, TBMM de gurubu bulunan bütün siyasi liderlere, grup başkan vekillerine, Çevre Komisyonu üyelerine, gazete, ve televizyonların Ankara temsilcilerine ziyaretler gerçekleştirip Soma Kanunu teklifimizi anlatmış, ayrıca, konu ile ilgili imza kampanyası başlatmıştık. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan randevu talebimize yanıt vermemişti. Onun dışında görüştüğümüz bütün siyasilere artık afeti yöneten değil, riski yöneten bir yaklaşımın ülkemizin her köşesinde biran önce hayata geçirilmesi gerektiğini anlatmıştık. Çevre Mühendisleri Odası olarak, Maden Kanununzda yapılacak değişiklikte adının SOMA KANUNU olarak değiştirilmesini her platformda dile getirmiştik. Böylece, Soma da yaşanan facia ve yitirdiğimiz 301 canın asla unutulmayacağını, bundan sonra benzer facialar yaşanmaması için anımsatıcı olacağını söylemiş, ÇMO olarak, bilim-emek ekseninde, Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği`nin (TMMOB) parçası olarak sürecin takipçisi olacağımızı da eklemiştik. Ne var ki, henüz Soma da açılan yaralar kanarken Ermenek te, yine bir kömür madenine su dolması sonucunda 18 işçi yaşamını yitirdi. Bir çoğunun cesedine dahi ulaşılamadı. Seçimlere doğru gittiğimiz bugünlerde hükümet üyelerinin bazıları günah çıkarmaya başladı. O gün Başbakan Erdoğan ın işin fıtratında var dedi olay için bugün Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Tabii ki, o olaylar açıkçası benim ve bakanlığımın mahcubiyetidir. Hiç şüphesiz ki en başarısız olduğumuz yerler Soma ve Ermenek tir. Bunu en eksi hallerimiz olarak söylüyorum. Bunlar tabii afetlerden değil, kusurlardan oldu dedi. O gün, biz mühendisleri vatan haini ilan edenlere, seçim dönemindeki elektrik kesintisini trafoya giren kedi diye açıklayan, Mart ayında Türkiye nin neredeyse tamamındaki elektrik kesintisinin nedenini ise hala tam olarak açıklayamayan Sayın Bakana soruyoruz: Yalnızca Soma ve Ermenek`de yaşanan facia bile, Mersin-Akkuyu`da ve Sinop`ta yaşanabilecek olası bir nükleer santral faciasında ne kadar büyük bir felaketle karşı karşıya kalabileceğimizi de gösteriyor. Biz mühendisleri duymanız, bizi ciddiye almanız için bir nükleer santral kazası yaşanması, geri dönüşü olmayan bir yola mı girilmesi gerekiyor? Soma, Ermenek ve diğer bütün iş cinayetlerinde yaşanan faciaların nedeni, özelleştirmeler, taşeronlaştırmalar, riski değil afeti yönetme politikaları, sendikasızlaştırmalardır. Ülkemizde yaşanan iş cinayetlerinden artık ders çıkarılmalı, mevzuat, sendikal örgütlülük, risk ve afet yönetimleri sağlıklı bir hale getirilmeli, rantı değil emeği, sermayeyi değil insanı merkezine koyan yasal önlemler alınmalıdır. ÇMO olarak, sürecin takipçisi olduğumuzu yineleyerek, her iki maden faciasında ve diğer bütün iş cinayetlerinde yaşamını yitiren işçi kardeşlerimizi saygı ile anıyoruz. TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu

6 basın açıklamaları TMMOB Çevre Mühendisleri Odası 23 Yaşında 1980 li yılların başında, İnşaat Mühendisleri Odası nda bir meslek disiplini olarak ortaya çıkan Çevre Mühendisleri Odası, yaklaşık 10 yıllık süreçte İMO bünyesinde çalışmalarını mesleğin ve meslektaşların sorunlarının çözümüne odaklamıştır. Odamız önce, 1986 yılında Çevre Mühendisleri Derneği (ÇMD) olarak kuruldu. 4 yılı aşkın bir süre faaliyet sürdüren ÇMD, meslektaşlarımız arası birliktelik ve dayanışmanın sağlamlaştırılması, örgütlülüğün devamının sağlanması ile asıl kuruluş amacı olan Çevre Mühendisleri Odası nın (ÇMO) kurulması yönünde yoğun çalışmalarda bulunmuştur. Birikimlerini artık TMMOB çatısı altında sürdürmek için ÇMO nun kurulması yönünde adımlar atan Odamız, TMMOB 32. Olağan Genel Kurulu nda yapılan oylamayla 23.05.1992 de oy birliği ile kurulmuştur. Meslektaşlarını bir çatı altında toplanmasının önemini bilen ÇMO, bu süre içinde 6 şube 12 temsilcilikle, ve on üç bine yaklaşan üye sayısıyla büyük bir aile haline gelmiştir. Mesleğimizin önemini ve gerekliliğini anlatmak için bugüne kadar birlikte hareket eden, Odamızın güçlenmesinde emek harcayan ve destek veren bütün üyelerimize ve meslektektaşlarımıza yeni yaşımız vesilesiyle teşekkür ederiz. Çok daha büyük başarılara birlikte imza atmak için örgütlü gücümüzle mücadelemizi sürdüreceğiz. TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Çevre Gününü bu yıl da kutlamıyoruz... Bundan tam 43 yıl önce, 1972 yılında İsveç`in başkenti Stockholm`de yapılan toplantıda `5 Haziran` günü, Dünya Çevre Günü olarak ilan edilen bu günü Çevre Mühendisleri Odası olarak ne yazık ki, bu yıl da kutlayamıyoruz. Çünkü; Dünya çevre günü ülkemiz için ne yazık ki, hala kutlamaların yapılabileceği bir gün değil! Gittikçe artan ve her geçen gün çığ gibi büyüyen çevre sorunları, AB'ye uyum sürecinde alınan ancak uygulanmayan ve yayımlanan birçok değişiklikle sürekli tahribata uğrayan çevre mevzuatı, Çevre sorunlarının çözümünde kilit role rahip mesleğimizin yok sayılmaya çalışılması, çevre mühendisi liyakatını almış meslektaşlarımıza yetersizmiş gibi mamele edilerek, pahalı otellerde 3-5 günlük sürelerle verilen 'sözde' eğitimin ardından dayatılmaya çalışılan Çevre Görevlisi belgesi alma zorunluluğu gibi gerekçeler, bizi Çevre Gününü kutlamaktan alı koymaktadır. Bizler bu ülkenin mühendisleri olarak, yaşanan çevre sorunlarını somut olarak görüyor ve çözüm üretmeye çalışıyoruz. Ne var ki, siyasi irade çevre sorunlarına çözüm üretmekten çok, doğayı yapılaşmaya, ranta, talana teslim etmeyi tercih etmektedir "Kalkınma" kavramını yalnızca yapılaşma olarak algılayan bu anlayış, halkın huzurunu, sağlığını, sağlıklı çevrede yaşama hakkını hiçe saymakta, demokratik katılım kavramını ise tamamen kapsamın dışında tutmaktadır. Odamızın 12. Olağan Genel Kurulu`nda alınan karar gereği 5 haziran haftası "ekolojik yıkımla mücadele" haftası olarak anılmaktadır. Çünkü; -Ülkemizizn SİT alanlarına, mahkeme kararlarına rağmen oteller, saraylar, inşaatlar yapılmaya devam etmektedir, - AB'ye uyum iddiasıyla Çevresel Etki Değerlendirme raporu 7 kez değiştirilmiş, süreç birçok projede by-pass edilmiştir, - 3. Köprü gibi büyük projelerde halk için değil kredi kuruluşları için ÇED raporu hazırlanmasına neden olunmaktadır, - Orman kanunu, bu kanuna dayanılarak çıkartılan yönetmelikler, Milli Parklar Yönetmeliği, Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği gibi birçok yönetmelikte değişiklik yapılarak doğal alanların yok edilmesinin önü açılmıştır, - Doğa tahribatına, kent içerisindeki yaşam alanlarının yok edilmesine karşı alınan hukuk kararları uygulanmamaktadır, - Ülkemizin insan ve yaban hayatı için önemli köşelerinde mikro HES inşaatları, maden ocakları hukuk tanımadan, bilim tanımadan, halkın isteklerini önemsemeden fütursuzca devam etmektedir, - Geri kalmış, atıkları yönetilemeyen bir teknoloji olan Nükleer Santrallerin yapılması için alelacele, halka rağmen, sahte imzalarla raporlar hazırlanmakta, hazırlanan inceleme raporları gizlenerek izinler verilmektedir, -Termik santral yapılacak diye, mahkeme kararlarının açıklanması beklenmeden bir gecede zeytinlik alanlara girilip ağaçlar katledilmekte, köylüler dövülmekte, mahkenin verdiği durdurma kararı sonucu olan binlerce ağaca ve üreticiye olmaktadır, - 3. Havalimanı, Kanal İstanbul gibi İstanbul`u, Trakya`yı, su kaynaklarını yok eden, ormanları ortadan kaldıran, kuşlar ve balıklar için hayati önem taşıyan tatlı su kaynaklarını denizlere boşaltan projeler, alınan hukuk kararlarına rağmen ısrarla devam ettirilmektedir, - Bursa`da, Diyarbakır`da, Ankara`da, Adana`da, İzmir`de, Samsun`da, Düzce'de, Kocaeli'de, Antalya`da ve diğer büyük kentlerde çevre tahribatı, hava kirliliği gibi sorunlar yoğunlukla devam etmektedir, - Nüfusumuzun yüzde 17`sine içme ve kullanma suyu hizmeti verilmemekte, yüzde 53'nün kullandığı su ile toplam nüfusumuzun yüzde 42`sinin ürettiği atıksu arıtılmamaktadır, - Küresel ısınmaya dair ülkemizde somut adımlar atılmamaktadır, - Kuraklık ülkemizin en önemli afet konusu olmakla birlikte, afet kavramı içerisinde yer almamaktadır, - Su Kanunu, hala taslak olarak biryerlerde bekletilmektedir, - Ülkemize sökülmek üzere gelen zehirli gemiler kontrol edilmeden, işçinin ve halkın sağlığı hiçe sayılarak söküm alanlarına alınmaltadır, - Tek başına güçlü bir Çevre Bakanlığı bulunmamaktadır, Ne yazık ki, liste uzadıkça uzamaktadır. Seçim sürecine girdiğimiz bugünlerde yine ne yazık ki, siyasilerin, bir kaç cılız ses dışında, bu konu hakkında içimizi ferahlatan herhangi bir açıklamasına rastlanmamaktadır, Bu ülkenin çevre mühendisleri olarak, çevre sorunlarının çözümünde mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu nedenle zaman kutlama zamanı değil, "ekolojik yıkımla mücadele" zamanıdır! Saygılarımızla TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu

basın açıklamaları ATATÜRK`Ü ANMA GENÇLİK VE SPOR BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN 'Genç fikirli demek, doğruyu gören ve anlayan gerçek fikirli demektir.' Mustafa Kemal ATATÜRK 7 Türk gençliğine emanet etmiştir. 'Genç fikirli demek, doğruyu gören ve anlayan gerçek fikirli demektir' diyen Atataürk, ülkenin bağımsızlığının başlangıç tarihini bayram olarak Türk gençlerine ve gençliğine armağan etmiştir. Atamızın bizlere emanet ettiği bağımsız Türkiye'yi koruyacağımıza bir kez daha söz vererek, Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun diyoruz... 19 Mayıs 1919 Türkiye tarihi için büyük önem taşır. Çünkü 19 Mayıs 1919, ulusal bağımsızlık savaşımızın başladığı önemli bir dönüm noktasıdır... 19 Mayıs 1919, I.Dünya Savaşı ardından, topraklarımızın emperyalist güçlerin işgalinde olduğu günlerde Mustafa Kemal'in, bağımsızlık mücadelesi için Bandırma vapuru ile Samsun'a çıktığı tarihtir. 19 Mayıs 1919, ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün liderliğinde, tam bağımsızlık için çıktığı yolda kesin zafer kazandığı günlerin başlangıcıdır. 19 Mayıs 1919 tarihinde başlatılan bağımsızlık mücadelesi, Kurtuluş Savaşı'nda elde edilen zaferle taçlandırılmış ve Mustafa Kemal, Cumhuriyetimizin savunulması ve korunması görevini, yeni kurulan Türk devletinin dinamik gücü olarak gördüğü Yine kitapları, türküleri, bayraklarıyla geldiler, Dalga dalga aydınlık oldular, Yürüdüler karanlığın üstüne. Meydanları zaptettiler yine. Beyazıt'ta şehit düşen Silkinip kalktı kabrinden, ve elinde bir güneş gibi taşıyıp yarasını Yıktı Şahmeran'ın mağarasını. Daha gün o gün değil, derlenip dürülmesin bayraklar. Dinleyin, duyduğunuz çakalların ulumasıdır. Safları sıklaştırın çocuklar, Bu kavga faşizme karşı, bu kavga hürriyet kavgasıdır. Nazım Hikmet RAN ANKARA ŞUBE SEVESO EĞİTİMİ "30.12.2013 tarihli ve 28867 Mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren "Büyük Endüstriyel Kazaların Önlenmesi ve Etkilerinin Azaltılması Hakkında Yönetmelik" uyarınca yerine getirilmesi gereken yükümlülüklere dair uygulama adımlarının ve ilgili AB mevzuatının irdelendiği, "Ab Seveso Direktifleri, Büyük Endüstriyel Kazaların Önlenmesi Ve Etkilerinin Azaltılması Hakkında Yönetmelik Sanayici yükümlülükleri, Bildirim Sistemi (Seveso Ve Bekra) - Kaza Senaryoları, Kantitatif Risk Değerlendirme Metotları" eğitimini, 30-31 Mayıs 2015 tarihlerinde gerçekleştirdik. Eğitim kapsamında; Eğitmen Coşkun Kumru tarafından, Kapsama dahil olan faaliyetler için Seveso Bildirimlerinin yapılması, BKÖP ile Güvenlik Raporu hazırlanmasına ilişkin temel yeterlilik, Büyük Endüstriyel Kaza Senaryolarının Belirlenmesi, Risk Değerlendirme Metotları ve uygulama örnekleri gibi konular ele alınarak, ilgili mevzuat kapsamında değerlendirildi. Yapılan anket ve birebir yapılan görüşmelerden olumlu geri dönüşler alınan eğitim hakkında katılımcılar memnuniyetlerini dile getirdi.

8 birimlerden İSTANBUL ŞUBE Soma Anması-Taksim Soma da iş cinayeti sebebiyle hayatını kaybeden madencilerimizi unutmadık. Tünel meydanından Galatasaray meydanına gerçekleştirdiğimiz yürüyüşte madencilerimizi andık ve sorumluların yargılanması talebini bir kez daha kamuoyu önünde ilettik. Marmara İçin Birleşiyoruz Çevre Mühendisi İş Güvenliği Uzmanları Buluşması İş Güvenliği Uzmanlarının çalışma yaşamındaki sorunları konuşmak, işçi sağlığı iş güvenliği alanının bir bileşeni olan uzmanların güvenceli çalışması için çalışma programı oluşturmak amacıyla Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi İSG Komisyonun çağrısıyla 06.05.2015 tarihinde Çevre Mühendisi İş Güvenliği Uzmanları buluştu. Marmara Forum`unun yürütücülerinin çağrısıyla sularını, topraklarını, geçim kaynaklarını korumak için Marmara`nın dört bir yanından direnen çeşitli sivil toplum kuruluşları ve çevre örgütleri ile 16 Mayıs Cumartesi günü Beşiktaş Abbasağa parkında bir araya geldik. Foruma konuşmacı olarak katılan şube başkanımız Emine Girgin, İstanbul un su sorunlarına değinerek; başka havzalardan, Melen`den ya da Sakarya`dan su taşıma projelerinin akılcı ve bilimsel çözümler olmadığını aktardı. Taşıma suyun Melen`de su kıtlığı problemi yaratırken atık su deşarjı yapılan bir nehir olan Sakarya`nın sularının ise sağlıksız olduğunu, bu suyun İstanbul`da arıtılmasının mümkün olmadığını söyledi. "Arıtma tesisleri İstanbul havzalarını arıtmak üzere yapılandırılmış, Sakarya`nın suyu bu tesislerde arıtılamaz" diyen Girgin, İstanbul`un su havzalarının savunmasına yönelik mücadele edilmesi gerektiğini belirtti. Alibeyköy, Küçükçekmece gibi su havzalarının yapılaşmaya açıldığını, gözden çıkarıldığını söyleyen Girgin, 3. Havalimanının ise Terkos`u bitireceğini belirtti. Kanal İstanbul Teknik Gezisi Şubemiz tarafından 30 Mayıs 2015 tarihinde "Ekolojik Yıkımla Mücadele Etkinlikleri " kapsamında Kanal İstanbul projesi güzergahına teknik inceleme amacı ile gezi düzenlenmiştir. Geziye ÇMO İstanbul Şube üyeleri, Maden Mühendisleri Odası üyeleri, HKMO üyeleri katılmış olup proje güzergahı boyunca detaylı inceleme yapılmıştır. ÇMO İstanbul Şubesi ilgili komisyonları Kanal İstanbul ile ilgili gözlemlerini teknik verileri de değerlendirerek inceleme raporu hazırlayacak ve en kısa sürede kamuoyunun bilgisine sunacaktır.

birimlerden Kadın ve Ekoloji Atölyesi Ecehan Balta, Prof. Dr. Beyza Üstün ve Prof. Dr. Fulya Atacan ın yürütücülüğünde, 23 Mayıs Kadın ve Ekoloji atölyesi gerçekleştirdik. Atölye yürütücüleri tarafından Ekofeminizm, Ekoloji Mücadelesi ve Kadın ve Mısır Direnişi ve Ekoloji konuları hakkında paylaşımlarda bulunuldu. Atölye katılımcıları ise ekoloji mücadelesinde kadının önemine dikkat çekerek, mücadele yöntemlerini tartıştı. 9 Kurbağalıdere Keşif Gezisi Kurbağalıdere de yaz aylarında katlanılmaz duruma gelen koku ve temelinde kirlilik problemi nedeniyle, 27 Mayıs ta bölgede incelemelerde bulunduk ve bölge insanlarıyla bir araya geldik. 2015 yılı sonunda bitirileceği söylenen Kurbağalıdere halen açık bir kanalizasyon şeklinde akmaya devam etmekte. İstanbul Üniversitesi Öğrencileriyle Buluşma Şubemiz ve Öğrenci komisyonumuzla birlikte İstanbul Üniversitesi Çevre Mühendisliği bölümü öğrencilerinin 22 Mayıs Cuma günün gerçekleştirdiği Çevre Mühendisliği Öğrencilerinin Çevre Sorunlarına Yaklaşımı etkinliğinde oda tanıtım standı açtık. Öğrenci arkadaşlarımızın sunumlarını dinledik, paylaşımlarda bulunduk ve odamızla ilgili bilgilendirmelerde bulunduk. KOCAELİ ŞUBE Arıtma Tesisine Teknik Ziyaret Çevre Mühendisleri Odası Kocaeli Şubesi Öğrenci Komisyonu 08 Mayıs ta Türk Pirelli Lastikleri A.Ş nin arıtma tesisini gezdi. Tesise düzenlenen teknik gezide öğrenciler ilk olarak tesis ve işleyiş hakkındaki verimli sunumu izledi. Sunumun ardından iş güvenliğiyle ilgili giysilerini giyen öğrenciler arıtma tesisini gezdi. Kimyasal ve Biyolojik artıma tesislerinde arıtma aşamalarını uygulamalı olarak gören öğrenciler, havanın yağmurlu olması nedeniyle Yağmursuyu Toplama Tesisinin de işleyişini izleme şansını yakaladı. Tehlikeli ve Tehlikesiz Atıkların da nerede depolandıkları ve nasıl ayrıştırıldıklarını yerinde inceleyerek bilgi alan öğrenciler, fabrika çalışanları ile birlikte öğle yemeği yiyerek, sohbet etme fırsatı buldu.