İKİ AYLIK SOSYALİST SİYASET VE KÜLTÜR DERGİSİ EYLÜL/EKİM 2014 SAYI 6



Benzer belgeler
YEREL SEÇİM ANALİZLERİ. Şubat, 2014

Fren Test Cihazları Satış Bayiler. Administrator tarafından yazıldı. Perşembe, 05 Mayıs :26 - Son Güncelleme Pazartesi, 30 Kasım :22

2015 Konsensus. Tüm hakları saklıdır. Gizli, özel bilgi içerir. Konsensus un yazılı izni olmadan açıklanamaz veya üretilemez.

TABLO-4. LİSANS MEZUNLARININ TERCİH EDEBİLECEĞİ KADROLAR ( EKPSS 2014 )

TABLO-3. ÖNLİSANS MEZUNLARININ TERCİH EDEBİLECEĞİ KADROLAR ( EKPSS 2014 )

Yatırım Teşvik Uygulamalarında Bölgeler

7 Haziran Kasım 2015 Seçimleri Arasındaki Değişim

3. basamak. Otomobil Kamyonet Motorsiklet

OTO KALORİFER PETEK TEMİZLİĞİ - VİDEO

TAŞRA TEŞKİLATI MÜNHAL TEKNİKER KADROLARI

BAKANLAR KURULU KARARI

Ajans Press; Marka Şehir ve Belediyelerin Medya Karnesini açıkladı

İLLERE GÖRE NÜFUS KÜTÜKLERİNE KAYITLI EN ÇOK KULLANILAN 5 KADIN VE ERKEK ADI

İL ADI UNVAN KODU UNVAN ADI BRANŞ KODU BRANŞ ADI PLANLANAN SAYI ÖĞRENİM DÜZEYİ

LİSTE - II TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU - TAŞRA

Karşılıksız İşlemi Yapılan Çek Sayılarının İllere ve Bölgelere Göre Dağılımı (1) ( 2017 )

LİSTE - II TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU - TAŞRA

DAR BÖLGE / DARALTILMIŞ BÖLGE

İllere ve yıllara göre konut satış sayıları, House sales by provinces and years,

KPSS-2014/3 Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Sözleşmeli Pozisyonlarına Yerleştirme (Ortaöğretim)

SİYASİ PARTİLERİN SEÇİM YARIŞI HIZ KESMİYOR

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

BASIN BÜLTENİ İSTANBUL DA BİLGİ ODAKLI KÜRESEL REKABET PROJESİ 10 MAYIS 2012 PERŞEMBE İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ PROFESÖRLER EVİ BEYAZIT İSTANBUL

Gayri Safi Katma Değer

Tüvturk Araç Muayene Gezici Mobil İstasyon Programı

BAYİLER. Administrator tarafından yazıldı. Çarşamba, 18 Nisan :29 - Son Güncelleme Cuma, 03 Mayıs :39

KARABÜK ÜNİVERSİTESİ PERSONEL DAİRE BAŞKANLIĞI

TABLO-1. İLKÖĞRETİM/ORTAOKUL/İLKOKUL MEZUNLARININ TERCİH EDEBİLECEĞİ KADROLAR (2015 EKPSS/KURA )

Tüvturk Araç Muayene Gezici Mobil İstasyon Programı

2012-ÖMSS Sınav Sonucu İle Yapılan Yerleştirme Sonuçlarına İlişkin Sayısal Bilgiler (Önlisans)

Araştırma Notu 14/170

2012-ÖMSS Sınav Sonucu İle Yapılan Yerleştirme Sonuçlarına İlişkin Sayısal Bilgiler (Ortaöğretim)

EK Temmuz 1946 Milletvekili Genel Seçim Sonuçları Seçim Sistemi: Çoğunluk Sistemi

19 MAYIS ÖN HAZIRLIK TOPLANTISINDA ALINAN KARARLAR 9-10 Nisan 2005, Ankara

BÖLÜM -VI- BÖLGESEL AZALTMA KATSAYILARI

KURUM ADI KADRO ADI KONT.

2015 KOCAELİ NÜFUSUNUN BÖLGESEL ANALİZİ TUİK

Sosyal Araştırmalar Enstitüsü 30 MART 2014

16 NİSAN 2017 REFERANDUMU KESİN SONUÇLARI 1

Doğal Gaz Sektör Raporu

BÖLÜM -VI- BÖLGESEL AZALTMA KATSAYILARI

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

İMAM HATİP ORTAOKULLARI ARAPÇA ŞİİR YARIŞMASI BÖLGE BİRİNCİLERİ

TAKVİM KARTONLARI 2016 YILI RESMİ TATİL GÜNLERİ

İŞYERİ EĞİLİM ARAŞTIRMASI 2017

Doğal Gaz Sektör Raporu

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Doğal Gaz Sektör Raporu

TABİP İL BÖLGE SE PDC KAD ORAN GRUP KİLİS ,09% A1 KARAMAN ,36% A2 İZMİR ,36% A3 MALATYA

İZMİR İN EN BÜYÜK SORUNU İŞSİZLİK RAKAMLARININ ANALİZİ

İleri Teknolojili Tıbbi Görüntüleme Cihazları Yoğunluğu. Prepared by: Siemens Turkey Strategy and Business Development, SBD Istanbul, March 2010

LİMANLAR GERİ SAHA KARAYOLU VE DEMİRYOLU BAĞLANTILARI MASTER PLAN ÇALIŞMASI

VERGİ BİRİMLERİ. Taşra Teşkilatındaki Birimlerin Yıllar İtibariyle Sayısal Durumu

Google Etiketler: FEDERAL KAMPANA TORNA MAKİNASI - FİRMAMIZ

TABLO-2. ORTAÖĞRETİM MEZUNLARININ TERCİH EDEBİLECEĞİ KADROLAR ( EKPSS 2014)

İTİBARİYLA KÖY YOLU ENVANTERİ

2013-ÖMSS Sınav Sonucu İle Yapılan Yerleştirme Sonuçlarına İlişkin Sayısal Bilgiler (Önlisans)

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Atık Getirme Merkezi. REW-Getirme Merkez Tebliğii-Nisan Hülya ÇAKIR Çevre Mühendisi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

İÇİNDEKİLER. Rapor Özet Türkiye genelinde il merkezlerinin içmesuyu durumu

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Mayıs 2012 SAGMER İstatistikleri

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

KOSGEB Kaliteli Üretim İçin Test, Analiz ve Kalibrasyon Desteği. Ekoteks Laboratuvar ve Gözetim Hizmetleri A.Ş.

KPSS-2014/3 Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Kadrolarına Yerleştirme Sonuçlarına Göre En Büyük ve En Küçük Puanlar (Lisans)

Talepte Bulunan PersonelinÜnvanlara Göre Dağılımı

Mart 2012 SAGMER İstatistikleri

2017 YILI BİLİM SANAT MERKEZLERİNE ÖĞRETMEN ATAMASI SONUCU OLUŞAN İL-ALAN BAZLI TABAN PUANLAR

KURUM ADI KADRO ADI KONT.

SAMSUN TİCARET VE SANAYİ ODASI EKONOMİK BÜLTEN

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

KURUM ADI KADRO ADI KONT.

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

2 ADANA SEYHAN Adana Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi. 3 ADIYAMAN MERKEZ Adıyaman Teknik ve Endüstri Meslek Lises

Ağustos SAGMER İstatistikleri

KONU : YENİ TEŞVİK SİSTEMİ

2014 Yerel Yönetimler Seçimleri

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Türkiye den bir eşitsizlik fotoğrafı daha: Yaşlanmadan ölenler! / Kayıhan Pala

TABLO-1. MERKEZİ YERLEŞTİRMEDEKİ EN KÜÇÜK VE EN BÜYÜK PUANLAR ( ORTAÖĞRETİM MEZUNLARI )

ÖĞRENCİ DOSTU ÜNİVERSİTE ŞEHİRLERİ: Prof. Dr. Engin KARADAĞ Prof. Dr. Cemil YÜCEL

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

SAĞLIK BAKANLIĞI TAŞRA TEŞKİLATI İDARİ VE HİZMET BİRİMLERİ KADRO STANDARTLARI YÖNETMELİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

EK-1 MERKEZ MÜDÜRLÜĞÜ GRUBU POSTA-KARGO İŞLEME GRUBU TOPLAM ÜNİTE

2016 Ocak İşkolu İstatistiklerinin İllere Göre Dağılımı 1

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Anket: SAÜ Fizik Bölümü Mezunları İşveren Anketi

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Ocak SAGMER İstatistikleri

Haziran SAGMER İstatistikleri

Ocak SAGMER İstatistikleri

Mart SAGMER İstatistikleri

Transkript:

İKİ AYLIK SOSYALİST SİYASET VE KÜLTÜR DERGİSİ EYLÜL/EKİM 2014 SAYI 6 Ayrıntı Yayınları Basım Dağıtım San. ve Tic. A.Ş. Hobyar Mah. Cemal Nadir Sok. No.:3 Cağaloğlu/Fatih/İstanbul Tel: 0212 512 15 00 Faks: 0212 512 15 11 ayrintidergi@ayrintiyayinlari.com.tr www.ayrintiyayinlari.com.tr

Sayı: 6 Eylül/Ekim 2014 Sahibi Ayrıntı Yayınları Basım Dağıtım Tic. ve San. Ltd. Şti. adına Erol Mut Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İlbay Kahraman Yayın Kurulu Dinçer Demirkent, İlbay Kahraman, Burak Özçetin, Abdurrahman Aydın, Tuba Emiroğlu, Doğuş Sarpkaya, Mutlu Arslan, Sanem Yardımcı Danışma Kurulu A. Ömer Türkeş, Burhan Sönmez, Enis Rıza, L. Doğan Tılıç, Meltem Gürle, Necmi Erdoğan, Selami İnce, Selçuk Candansayar, Süreyya Karacabey, Cahide Sarı, Duygu Tanış Zaferoğlu, Duygu Türk, Özkan Agtaş, Yavuz Yıldırım, Doğu Eroğlu, Aydın Ördek, Kurtul Gülenç, Önder Kulak, Şerif Onur Bahçecik, Bora Erdağı Kapak Fotoğrafı Hakan Jansson / Maskot / Getty Images Turkey Görsel Tasarım ve Uygulama Mutlu Arslan Son Okuma Ceren Ataer Baskı Kayhan Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti. Merkez Efendi Mah. Fazılpaşa Cad. No: 8/2 Topkapı/İstanbul Tel.: (0212) 612 31 85 Sertifika No.: 12156 Sertifika No.: 10704 AYRINTI YAYINLARI Basım Dağıtım San. ve Tic. A.Ş. Hobyar Mah. Cemal Nadir Sok. No.:3 Cağaloğlu/İstanbul Tel.: (0212) 512 15 00 Faks: (0212) 512 15 11 www.ayrintiyayinlari.com.tr & ayrintidergi@ayrintiyayinlari.com.tr

IÇINDEKILER SUNUŞ Rejimi Adlandırmak AYRINTI DERGİ YAYIN KURULU 5 GÜNDEM HDP, Türkiyelileşme ve Demirtaş KEMAL GÖKTAŞ 7 Bir Hikâye Yazamamak ve CHP ve Hepimiz... KAZIM ATEŞ & OKAN KONURALP 14 Derinlik Komedisinden, Halkların Trajedisine! BÜLENT ÖZÇELIK 20 POLITIKA-DÜNYA Ezidiler Kimdir? Sana ne... ABDURRAHMAN AYDIN 25 POLITIKA-TEORİ Barış Ruhu ve Özgürleştirici Ruhbilim SELÇUK CANDANSAYAR 29 Yurttaşlığın Kıyısında ÖNDER ÖZDEN 35

DOSYA: REJİMİ ADLANDIRMAK Rejimi Adlandırmak: Politikaya Çağrı DINÇER DEMIRKENT 42 Siyasal Rejim ve Yozlaşma Üzerine Bazı Düşünceler FILIZ ZABCI 47 Çağdaş Kapitalizmde Faşizmin Dönüşü SAMIR AMIN 55 Muhafazakâr-Demokrat Rejim ve Mantıkları ONUR YILDIZ 63 Irkçılığın Askerileşmesi ve Neoliberal Şiddet HENRY A. GIROUX 70 ELEŞTIRI-EDEBIYAT Duvarların Arasında: Gölgeler ve Hayaller Şehrinde nin Arada Kalmışlığı Üzerine DOĞUŞ SARPKAYA 74 ELEŞTIRI-SINEMA Her : Ayrılık mı, aşk mı daha hüzünlü? SELÇUK CANDANSAYAR 81 ELEŞTIRI-KITAP Metafiziğin Gücüne Karşı Yaşamı Savunmak BORA ERDAĞI 86 ELEŞTIRI-EDEBIYAT Bi mektup daha... AYŞEGÜL TÖZEREN 89

İKİ AYLIK SOSYALİST SİYASET VE KÜLTÜR DERGİSİ Rejimi Adlandırmak Ayrıntı Dergi Yayın Kurulu Geçtiğimiz ay, Yeni Türkiye nin, yeni rejimin kurumsallaşmasının en önemli adımlarını izledik. Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanı seçildikten sonra parti başkanı sıfatıyla topladığı AKP Olağanüstü Kongre sinde Ahmet Davutoğlu nun parti başkanlığını ve başbakanlığını açıkladı. Erdoğan, bu tarihten itibaren yaptığı tüm konuşmalarda Yeni Türkiye yi tarif etme gayretine girişti. İçinden geçtiğimiz süreci ilginç kılan, AKP nin Yeni Rejim inşa faaliyetinden çok, mevcut siyasal aktörlerin bu yeni rejime sorgusuz sualsiz adapte olma çabalarıdır. AKP nin yapıtaşlarını döşediği Yeni Türkiye ye en kolay uyum sağlayanın kendisine avantaj sağlayacakmış gibi bir yarış içinde geçen bu süreç, en açık biçimiyle cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendini gösterdi. CHP ve MHP önderliğindeki bazı siyasi partilerin muhafazakâr kimliğiyle öne çıkan bir cumhurbaşkanı adayı göstermesi bu sürecin pik noktalarından birisi oldu. Erdoğan dışında kimseye yaramayan bu siyasal tercih, CHP yi olağanüstü kurultaya kadar götürdü. CHP nin seçmen yapısı analizinin onu siyaset yapmaktan alıkoyduğunu, hem seçim süreci hem de eylül başında toplanan CHP kurultayının sonuçları göstermiş oldu. Seçimin en başarılı ismi sayılabilecek Selahattin Demirtaş ın kampanyası HDP nin Yeni Türkiye ye itirazının karşılığının önemini ne kadar işaret ediyorsa, Recep Tayyip Erdoğan ı alkışlaması üzerine yaşanan tartışma, Yeni Türkiye nin bir 5

SUNUŞ parçası olma ihtimalinin yarattığı başka bir karşılığı önümüze koydu. Ülkenin tepelerinde bunlar olurken, sermaye birikiminin işçileri soysuzca sömürdüğü madenlerde, rezidans inşaatlarında kayıtlı ve kayıtsız ölümler yaşanmaya devam etti. Ayrıntı Dergi bu sayısında siyasal rejim sorununa odaklanıyor. Türkiye nin rejim sorununa yanıt arayışının siyasal mücadeleye dair belirlenecek stratejilerdeki önemi bağlamında siyaset yapmaya dair bir çağrı olarak okunması gerektiği iddiasıyla çıkıyor. Dosya nın Dinçer Demirkent tarafından kaleme alınan ilk yazısı bu noktadan hareketle Yeni Türkiye nin egemen siyasal iktidar ve ona tabi olanlar bakımından anlamını ve Yeni Türkiye ye karşı mücadelenin dinamiklerini ele alıyor. Onur Yıldız ise AKP nin on iki yıllık iktidarında, hükmetme stratejileri bakımından idarenin değişen veya değişmeyen mantıklarına odaklanıyor ve rejimin dönüşüm dinamiklerini ortaya koyuyor. Filiz Zabcı, Platon dan Machiavelli ye siyasal yozlaşmayı incelediği yazısında, Brecht ve onun özgün faşizm yorumuyla, kapitalizm, yozlaşma ve faşizm ilişkisini ele alarak bu bozuk düzenden bir şey olmaz sinizminin karşısına cumhuriyetçi değerleri temel alan bir mücadeleyi öneriyor. Samir Amin in geçtiğimiz ay içerisinde kaleme aldığı ve dünya faşizmlerini inceleyerek çağdaş kapitalizmde faşizmin geri dönüşü tespitinde bulduğu yazısını Selen Özçelik dergimiz için çevirdi. Amin in yazısı farklı faşizmlerin kapitalizmle nasıl ortak ilişkilendiklerini görmek ve günümüz bağlamını değerlendirmek bakımından büyük önem taşıyor. Dosyanın son yazısı olarak yayımladığımız Henry A. Giroux nun yazısını ise Abdurrahman Aydın çevirdi. Giroux Ferguson olaylarını merkeze aldığı yazısında olayların yerel ve istisnai olmadığını neoliberalizmin kendini ancak daha fazla zora ve şiddete başvurarak var edebildiğini, siyasal rejimlerin buna göre yapılandığını belirtiyor. Gündem bölümünde cumhurbaşkanlığı seçimleri bağlamında CHP ve HDP ye ilişkin iki değerlendirme ve Yeni Türkiye nin başbakanına ilişkin bir analiz yer alıyor. HDP ye ilişkin analizinde Kemal Göktaş HDP nin Alevilerle ve solla ve sekülerizm ve İslami sembolizmle olan ilişkileri bakımından önemli sorulara yanıt arıyor. Kazım Ateş ve Okan Konuralp CHP ye ilişkin kadim sorulara yanıt arayarak halkçı sol un popülizm ve radikal demokrasi ile temas olanaklarına işaret ediyor. Bülent Özçelik ise Stratejik Derinlik ten felakete varan öykü bağlamında Yeni Başbakan ı tanıtıyor. Derginin Politika-Dünya bölümünde Abdurrahman Aydın, Ezidilerin kimliği sorusuna radikal bir itirazda bulunarak, onu katledenin kimliği sorusunu soruyor. Politika-Teori bölümünün ilk yazısı Selçuk Candansayar a ait. Candansayar, Barış bakımından çok önemli bulduğumuz, barışın ve savaşın ruh hali ne odaklanıyor ve egemen ruhbilimsel yaklaşımların ötesine geçecek bir perspektifi öneriyor. Diğer yazı Önder Özden e ait. Özden yurttaşlık kavramını siyasal gündemimizden çıkarmamamız gerektiğini hatırlatan bir katkı yapıyor. Selçuk Candansayar ın sinema yazıları bu sayımızda da devam ediyor. Candansayar, Spike Jonze un Her filmini merceğinin altına yerleştiriyor. Bora Erdağı, komünizm fikri bağlamında sürdürdüğü tartışmada bu sayıda Michel Henry nin Marx a Göre Sosyalizm ini merkeze alıyor. Edebiyat-Eleştiri bölümünde ise bu senenin iki ses getiren kitabı üzerine eleştiriler var. Doğuş Sarpkaya, Murat Gülsoy un Gölgeler ve Hayaller Şehrinde sinin nitelikli edebiyatın kapısında kalmasının nedenlerini araştırdığı yazısında; postmodernizmin metne sirayet edişinin sonuçlarını tartışıyor. Ayşegül Tözeren ise Emrah Serbes in Deliduman ının zorlama ve poz veren dilinin, romanı yazarın öngörmediği noktalara savurduğunu iddia ediyor. İyi okumalar... 6

İKİ AYLIK SOSYALİST SİYASET VE KÜLTÜR DERGİSİ HDP, Türkiyelileşme ve Demirtaş Kemal GÖKTAŞ Cumhurbaşkanını halkın seçmesine yönelik anayasa değişikliklerinden sonra gerçekleşen ilk seçimde CHP ve MHP nin temel amacı Recep Tayyip Erdoğan ın Köşk e çıkmasını önlemek olarak formüle edilmişti. İki partinin göstereceği ortak adayla Erdoğan ın Köşk e çıkmasını önleyecek bir oy oranının yakalanması umudu aslında matematiksel olarak mevcuttu ancak cemaatin 17 ve 25 Aralık yolsuzluk operasyonlarına rağmen AKP nin 30 Mart seçimlerinde başarıyla çıkması muhalefette önemli bir demoralizasyon yaratmıştı. Bu durum, CHP ve MHP açısından ayrı adaylar çıkardıklarında seçim yarışında başarısız olma riskini ve korkusunu da beraberinde getirmişti. Anketler ve siyasi havanın da etkisiyle her iki parti daha seçimin ilk turunda Erdoğan karşısında ortak bir aday çıkarma konusunda kolaylıkla anlaştılar. Bunda olası bir başarısızlık faturasını hiçbir partinin tek başına üslenmeyecek olmasının önemli bir etkisi vardı. Erdoğan ın ilk turda seçimi kazanmaması için karşısındaki güçlü desteğe sahip adayların artması gerektiği gibi basit bir taktik dahi ihmal edilerek Türk-İslam sentezinin önemli isimlerinden Ekmeleddin İhsanoğlu nun ortak aday olarak gösterilmesi, seçimin daha baştan kaybedildiğini ilan etmek anlamına geliyordu. İhsanoğlu nun adaylığı ayrıca siyaset alanının İslamcı hegemonya tarafından da teslim alındığını gösteren bir manzarayı ortaya koyuyordu. Geçmişte cumhurbaşkanlarının Atatürkçü olma zorunluluğu darbelere vesile olacak önemli bir teamül iken CHP nin İhsanoğlu nu aday göstermesi cumhurbaşkanlarının dindar olması gerektiği yönündeki yeni bir kabule boyun eğişi de gösteriyordu. 7

8 GÜNDEM HDP de, CHP ve MHP nin ortak adayının açıklanmasından önce kadın aday gösterme eğilimi güçlüyken İhsanoğlu nun adaylığıyla Alevilerin ve sosyal demokratların yaşadığı hayal kırıklığının HDP nin şansını artıracağı umudu ile yeni arayışlar başladı. Seçim kampanyasında kitlelere ulaşabilecek siyasi vizyonu güçlü bir kadın adayın ortaya çıkamayışı da HDP de Demirtaş adının öne çıkmasına yol açtı. Demirtaş, BDP Eş Genel Başkanlığı dönemindeki performansı ile hem kendi tabanında büyük bir güç elde etmiş hem de BDP yi düşman olarak gören zihinlerde dahi önce örtülü ve giderek daha açıktan ifade edilmeye başlayan bir sempati kazanmayı başarmıştı. İhsanoğlu nun adaylığı CHP içinde hem ulusalcı hem de sol kanadın tepkisini çekti. Ulusalcı kanat İhsanoğlu nun adaylığına İslami-dindar kimliği nedeniyle karşı çıkarken sol kanat, İslamcı hegemonyaya teslim olmaya yönelik tepkinin yanı sıra cumhurbaşkanlığı seçiminde otoriter İslamcılığın lideri konumundaki Erdoğan ın karşısına çıkarılacak adayın özgürlükçü ve demokrat olması gerektiğini savunuyordu. Fethullah Gülen cemaatinin de dahli olduğu anlaşılan İhsanoğlu nun aday gösterilme sürecinin parti tabanından gizli yürütülmesi de iki kanadın da tepkilerini büyütüyordu. Ancak İhsanoğlu nun adaylığına karşı çıkan grupların başka bir aday gösterememesi nedeniyle bu kanatların temsil ettiği kitle tabanında da cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik tepki daha en baştan kuruldu. HDP nin İhsanoğlu nun adaylığı karşısında gösterdiği ilk tutum, eski Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yargıcı ve İzmir milletvekili Rıza Türmen e adaylık önerisinde bulunması oldu. Bu adaylık teklifi, Türmen in kabul etmesi beklentisinden ziyade, HDP nin sosyal demokrat tabana yönelik önemli bir mesajı oldu ve başarılı bir taktik olarak Selahattin Demirtaş ın adaylığının da zeminini güçlendirdi. Gerçekten de HDP de, CHP ve MHP nin ortak adayının açıklanmasından önce kadın aday gösterme eğilimi güçlüyken İhsanoğlu nun adaylığıyla Alevilerin ve sosyal demokratların yaşadığı hayal kırıklığının HDP nin şansını artıracağı umudu ile yeni arayışlar başladı. Seçim kampanyasında kitlelere ulaşabilecek siyasi vizyonu güçlü bir kadın adayın ortaya çıkamayışı da HDP de Demirtaş adının öne çıkmasına yol açtı. Demirtaş, BDP Eş Genel Başkanlığı dönemindeki performansı ile hem kendi tabanında büyük bir güç elde etmiş hem de BDP yi düşman olarak gören zihinlerde dahi önce örtülü ve giderek daha açıktan ifade edilmeye başlayan bir sempati kazanmayı başarmıştı. İhsanoğlu nun adaylığı karşısında hayal kırıklığı yaşayanlar sadece CHP içindeki bazı gruplar olmamıştı. Erdoğan a karşı CHP nin çıkaracağı adayı örtülü de olsa desteklemeye hazır sosyalist solun önemli bir kesimi de İhsanoğlu nun adaylığı karşısında ciddi bir bocalama yaşadı. Bu parti ve grupların önünde artık HDP nin çıkaracağı adayı desteklemek veya seçimleri boykot etmek seçenekleri kalmıştı. HDP ile yapılan görüşmelerde gösterilecek adayın HDP dışındaki bir isim olması yönünde öneri götüren grupların yanı sıra bu görüşmelerde göstermelik olarak yer alan ve tutumunu baştan boykot olarak belirleyen yapılar da vardı. Sonuçta bu gruplar, seçimlerde Demirtaş ı desteklemeyerek Kürt siyasi hareketi ile ilişkilenmekten kaçınmanın ulaştığı boyutu da ortaya koymuş oldular. HDP ise İhsanoğlu nun adaylığı ile boşluğa düşen sol oyları kendisine çekebilme umudundaydı ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin kendine özgü niteliği, bu olasılığı güçlü biçimde ortaya çıkarıyordu. Milletvekili veya belediye seçimlerinden farklı olarak yerel beklentilerin olmadığı cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adayın kamuoyu önünde göstereceği performansın oldukça önemli olacağı da hesaba katılarak bu konuda HDP de kendisini ispatlamış tek isim olan Selahattin Demirtaş ismi üzerinde uzlaşıldı.

İKİ AYLIK SOSYALİST SİYASET VE KÜLTÜR DERGİSİ HDP, henüz yeni kurulduktan sonra girdiği ilk seçimler olan 30 Mart mahalli idareler seçiminde umduğu çıkışı yakalayamamıştı. Örgütsel yetersizliklerin yanı sıra HDP, BDP den farklı bir siyaset ürettiği konusunda da kamuoyunda bir izlenim yaratamamıştı. Demirtaş, HDP nin cumhurbaşkanlığı seçiminden beklentilerini karşılayacak tek aday olarak öne çıktı ve seçim döneminde hem HDP nin hem kendisinin etkisini önemli ölçüde artırarak bu tercihin ne kadar isabetli olduğunu da ortaya koymuş oldu. ALEVILER VE HDP Demirtaş ın ve HDP nin seçim stratejisinin en önemli hedefi Alevilerin ve solcuların oylarını çekebilmekti. CHP nin İhsanoğlu nu aday göstermesinin yarattığı tepkinin yanı sıra, AKP iktidarı döneminde Alevilere karşı artan baskı ve ayrımcılık politikalarına CHP nin önemli bir cevap üretmemiş olması da geniş Alevi kitleleri açısından HDP nin belki de ilk defa bir seçenek olarak gündeme alınmasına yol açtı. Ancak HDP nin en önemli bileşeni olan Kürt siyasi hareketinin temsilcisi BDP nin Alevilerle olan ilişkilerindeki sıkıntılı alanların tam olarak aşılamaması nedeniyle Aleviler yine büyük ölçüde İhsanoğlu na oy verse de önceki seçimlerde tek haneli olarak ifade edilen Kürt siyasi hareketinin partilerine yönelik desteklerinde oransal bir sıçrama yaşandığı da gözlerden kaçmadı. Seçimden sonra yapılan anketlerde Alevilerin kullandıkları oylar açısından önemli veriler ortaya çıktı. Araştırmacı Adil Gür ün 14 Ağustos tarihli Milliyet gazetesinde açıkladığı verilere göre, Alevi seçmenin yüzde 68 i İhsanoğlu na oy vermişti. Ancak asıl kırılma Alevi Kürtlerde yaşanmış ve Alevi Kürt seçmenin yüzde 53.6 sı Demirtaş a oy vermişti. Özellikle Dersim, Adıyaman, Malatya, Erzincan hattındaki seçim sonuçları da anketlerdeki bu verilerin tutarlılığını teyit ediyordu. 1 Ancak aşağıda değineceğimiz üzere daha önce CHP ye oy veren Kürt Alevilerin Demirtaş a bu yönelişlerinin genel sol oyların yönelişinden farklı olarak Demirtaş ın daha önce BDP ye oy vermeyen Kürtlerden aldığı 1.http://www.milliyet.com.tr/erdogan-2-turdadaha-cok-oy-alirdi/siyaset/detay/1925837/default. htm. oyları artırması bağlamında da okunması gerektiğini düşünmek gerekir. Yani Alevi Kürtlerin desteğinin Alevi oylarının artmasından ziyade Kürt oyların artması olarak okunmasını mümkün kılan bir zemin de mevcuttur. Kürt siyasi hareketinin, son dönemde, özellikle HDP projesi ile birlikte Alevilere yönelik özel ilgisinin karşılık bulup bulmayacağına ilişkin tarihsel birtakım dezavantajlara dikkat çekmek gerekir. Kürt hareketi olduğu kadar Alevi hareketi de olduğu iddiasında bulunan Kürt ulusal hareketinin yönetici ve militan kadrolarındaki Alevi kökenlilerinin sayıca çokluğuna rağmen Alevilerin Kürt ulusal hareketine desteği hep sınırlı kaldı. Özellikle sınır hattındaki illerde Maraş, Malatya, Adıyaman, Erzincan daki Alevilerin siyasi tercihleri daha çok Türkiye sol hareketleri olurken seçimlerdeki siyasi tercihleri de CHP olmaya devam etti. Her ne kadar Kürt siyasi hareketi seküler bir hareket olmasına ve kadın sorunu başta olmak üzere muhafazakâr dindar tabanını Demirtaş, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yürüttüğü kampanya ile geniş kesimlerin ilgisini toplamayı başardı. 9

10 GÜNDEM Kürt ulusal hareketi de Türkiye solunun yaptığı hataya benzer biçimde Alevilerin taleplerini, ulusal hareketin ihtiyaçları karşısında çoğunlukla tali gördü. Cemevlerinin statüsü, zorunlu din eğitimi, ayrımcılık gibi konularda Alevilerin taleplerinin desteklendiği sık sık Kürt siyasi hareketinin sözcüleri tarafından vurgulansa da bütün bunlardan önce gelen ulusal hareketin ihtiyaçlarıydı ve politik söylemin ana hattında, Alevileri de Kürt ulusal kimliğinin kuruluşuna tabi kılmak arzusu baskın biçimde yer alıyordu. dönüştürmekte olağanüstü başarılar gösterse de tabanın söz konusu karakteri nedeniyle Alevilere ulaşmakta büyük güçlük çekti. 1990 lı yılların başında devletin PKK ye karşı Hizbullah kartını oynamaya başlamasından itibaren Kürt siyasi hareketi de dindar kitleleri kaybetmemek için din konusunda Türkiye sol hareketinin yabancısı olduğu ama büyük ölçüde kitlesini başarıyla tutan bir hatta kalmaya çalıştı. Abdullah Öcalan ın, 1990 lı yılların başında kaleme aldığı Din Sorununa Devrimci Yaklaşım isimli kitabında formüle edilen bu yaklaşım, dinin doğuş koşullarında sahip olduğu devrimci içeriği tarih üstü bir yaklaşımla günümüze taşıyor ve ulusal hareketle din arasında yeni bir ilişki kuruyordu. Türkiye sol hareketleri tarafından Kürt-İslam sentezi olarak eleştirilen Kürt ulusal hareketinin bu yaklaşımındaki temel hedef, din konusunun ulusal hareketin siyaset alanını daraltmasına izin vermemesiydi ve bu strateji büyük ölçüde başarılı oldu. Ulusal hareketin dinle ilişkisi, seküler çizgisini muhafaza eden ve kadın sorunu gibi kritik alanlarda toplumsal dönüşümün itici gücü olan ancak dindar tabanının beklentilerinden uzaklaşmayan bir çizgide yer aldı. Hareketin dinle bağlantılı konularda, türban başta olmak üzere Alevilerin beklentilerini karşılamaktan uzak bir çizgisi de oldu. Alevilerin tarihsel ötekisi olarak Sünniliğin Kürt ulusal hareketinin kitle tabanının büyük çoğunluğunu oluşturması da aradaki psikolojik mesafeyi büyük ölçüde arttırdı. Kürt ulusal hareketi de Türkiye solunun yaptığı hataya benzer biçimde Alevilerin taleplerini, ulusal hareketin ihtiyaçları karşısında çoğunlukla tali gördü. Cemevlerinin statüsü, zorunlu din eğitimi, ayrımcılık gibi konularda Alevilerin taleplerinin desteklendiği sık sık Kürt siyasi hareketinin sözcüleri tarafından vurgulansa da bütün bunlardan önce gelen ulusal hareketin ihtiyaçlarıydı ve politik söylemin ana hattında, Alevileri de Kürt ulusal kimliğinin kuruluşuna tabi kılmak arzusu baskın biçimde yer alıyordu. Oysa hangi etnik kökene sahip olursa olsun Alevilerin tarihten bu yana Sünni iktidar odakları tarafından yaşadıkları kıyımlar nedeniyle önceledikleri kimlik, etnik aidiyetlerinden önce inançları yani Alevi kimliği olmuştur. Kürt ulusal hareketinin Kürt kimliği vurgusunun öncelenmesi gerektiği tezi özellikle Dersim de siyasi ve bazı durumlarda askeri çatışma boyutuna varan gerilimlere sahne olurken Kürt ulusal hareketinin temsilcilerinin zaman zaman Alevilere yönelik Stockholm sendromu ifadesinde örneğini bulan ağır suçlamaların dahi yaşanmasına neden olmuştur. Kimlik tartışmaları ekseninde yaşanan bu gerilime, Alevilerin (anlaşılır kabul edilmesi gereken) tarihsel (ön)yargıları ve Kürt siyasi hareketinin kitle tabanından kaynaklanan bazı politikalarını da eklemek gerekir. Ortadoğu da ve bölgede siyasi İslam ın artan gücü, siyasi İslam la çevrelenmiş coğrafi ve sosyal zeminde ciddi güçlükler yaşayan Kürt siyasi hareketini din konusunda yeni toplumsal-politik tutumlar geliştirmeye mecbur bırakmıştır. Kadrosal düzeyde sahip olunan anlayış öteden beri laiklik-sekülerlik konularında klasik sol-sosyalist argümanlara daha yakın olmasına rağmen toplumsal hayatta oldukça önemli bir yeri olan dinin siyasi alanda da güçlenmesinin de etkisiyle hareketi din konusunda oldukça dinamik tutumlar almaya itti. Bir dönemin Kürdistan İmamlar Birliği deneyiminin yerini oldukça önemli bir sivil itaatsizlik eylemi olan sivil cuma direnişleri ne bıraktı. Demokratik İslam Kongresi, Kutlu Doğum etkinlikleri gibi bölgede gelişen ve Kürt gençler arasında da yaygınlaşan Selefi-cihatçı anlayışlara set çekmeye yönelik pratikler, siyasi

İKİ AYLIK SOSYALİST SİYASET VE KÜLTÜR DERGİSİ İslam ın iki farklı ama akraba versiyonunu ifade eden AKP ve Hüda-Par ın bölgede baskın güç haline gelmelerini önlemeye yönelik başarılı politikaları da ifade ediyordu. İşte Kürt siyasi hareketinin çoğunlukla zorunlu olarak devreye soktuğu bu politikaların Alevi kitlelerle makasın açılmasına neden olduğunu da söylemek gerekir. SOL OYLAR Demirtaş ın Aleviler dışındaki ikinci hedef kitlesi sosyal demokrat ve sosyalist oyları alabilmekti. HDP bileşenleri arasında yer alan Türkiye sol hareketi içinde ifade edilen parti ve grupların kitlesel desteğinin oldukça cılız olması ve 30 Mart seçimlerinde Erdoğan karşıtlığı üzerinden ortaya çıkan kutuplaşma ortamının da etkisiyle HDP nin Kürt seçmen dışında pek destek görmemiş olması önemli dezavantajlardı. Henüz HDP nin parti olarak kurulmadığı günlerde yaşansa da Gezi isyanıyla ilgili BDP nin ikircikli tutumu da solun HDP ye yönelik mesafeli tutumunu artırıyordu. Ancak İhsanoğlu nun adaylığı koşullarında hayal kırıklığı yaşayan solun Demirtaş a yönelmesi ciddi bir olasılıktı ve Demirtaş, Gezi isyanını sahiplenen tutumu ve sadece sol seçmen değil, genel seçmen kitlesi üzerinde de olumlu bir intiba bırakan ve sempati yaratan barışçı, çoğulcu, demokratik ilkeler etrafında ördüğü seçim kampanyası ile bu dezavantajları kısa sürede silmeyi başardı. Çözüm sürecinin ürünü olan çatışmasızlık ortamı ve Gezi isyanı ile önü açılan Kürt sorununun kamusal alanda daha çok tartışılması ve empati belirtileri de Demirtaş ın görünürlüğünü artırdı. Demirtaş ın aldığı oyların önemli bölümü yine Kürt seçmenden gelmesine rağmen hem yüzde 11 olarak ifade edilen Kürt olmayan seçmen oyu hem de oya dönüşmese de Demirtaş a yönelik sempati HDP açısından seçim döneminin önemli başarılarından biri olarak kayda geçti. TÜRKIYELILEŞME MI? Bu orana rağmen HDP nin cumhurbaşkanı adayı olarak seçime giren HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ın aldığı oylar analiz edildiğinde ortaya çıkan sonuç, genellikle düşünülenin aksine, HDP nin oy artışını Türk seçmenlerdeki değil yine Kürt seçmenlerdeki artışa borçlu olduğunu ortaya çıkarıyor. Bu, Türkiyelileşme perspektifi olarak ifade edilen yönelimin esasen Kürdistan sorunu olarak kalan meselenin artık giderek daha fazla Kürt sorununa dönüşme eğiliminde olduğuna dair de önemli ipuçları veriyor. Meselenin Kürt sorunu olarak ifade edilmeye başlanması ve bir coğrafi sınırı aşması hali, yani mekânsal olarak genişlemesi, diğer toplumsal muhalefet kesimleri ile ittifak olanaklarını da daha çok artıyor. Gerçekten de metropollerdeki oy artışının büyük ölçüde daha önce CHP veya AKP ye oy veren Kürt seçmenlerin cumhurbaşkanlığı seçiminde Selahattin Demirtaş a oy vermesinin yanı sıra 81 ilin 80 inde yüzde 1 in üzerinde oy alması birlikte okunduğunda bu ittifakın cılız da olsa temellerinin atılmaya başlandığını ifade etmek gerekir. SEÇIM SONUÇLARININ ANALIZI Cumhurbaşkanlığı seçiminden sadece 4.5 ay önce yapılan mahalli idareler seçiminde BDP ve HDP nin aldığı sonuçlar ile Selahattin Demirtaş ın aldığı oyların karşılaştırılması çarpıcı bazı sonuçları ortaya koymaktadır. BDP ve HDP nin birlikte girdiği 30 Mart ta, belediye başkanlıkları seçimlerinde HDP ve BDP toplam yüzde 6.24 oy aldı. Belediye meclisi seçimlerinde ise BDP 228 belediyede, HDP ise 312 belediyede aday gösterdi ve iki partinin toplam oy oranı yüzde 6.34 oldu. Nihayet büyükşehir olmayan 51 ildeki il genel meclisi seçimlerinde de BDP ve HDP nin aldıkları oyların oranı yüzde 8.31 oldu. Büyükşehir belediyelerine bağlı ilçe belediye meclisi üyelikleri de göz önüne alındığında BDP-HDP nin oy oranı yüzde 6.59, aldığı oy sayısı ise 2 milyon 961 430 oldu. Bu son oy oranı, niteliği itibarıyla BDP-HDP nin 30 Mart seçimlerinde aldığı oy olarak kabul edilebilir bir veri sunmaktadır. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Selahattin Demirtaş ın aldığı toplam yurtiçi oyun 3 milyon 914 bin 359 olduğu ve bunun da yüzde 9.76 oy oranına tekabül ettiği göz önüne alındığında oy oranındaki yüzde 50 artış büyük bir seçim başarısı olarak değerlendirmek gerekir. Demirtaş ın verilen oylarla BDP-HDP nin 30 Mart ta aldığı oyların kıyaslanması ise Demirtaş ın sağladığı artışın kaynağının esas 11

12 GÜNDEM olarak yine Kürt seçmenden kaynaklandığını ortaya koyuyor. Örneğin, Demirtaş ın 30 Mart seçimlerine göre oylarının yüzde 10 un üzerinde arttığı ilçe sayısı 64 olmuştur. Bu ilçelerin Kocaeli Dilovası ve Çanakkale nin Gökçeada ilçesi dışında tamamı Kürt illerindedir. 2 Benzer şekilde oy azalması görülen 24 ilçenin de Hatay Samandağ hariç tamamı Kürt illerindedir. 3 Bu son veri, 30 Mart seçimlerinin yerel niteliğine (adaylar, önceki belediyenin hizmetleri vs) bağlanabilir. Demirtaş ın oylarını en çok artırdığı il ise İstanbul oldu. İstanbul dan 650 bin 653 oy alan Demirtaş, böylece 30 Mart ta HDP nin belediye meclisi üyelikleri için aldığı 426 bin 929 oyu yüzde 52,4 oranında artırdı. Demirtaş ın oylarını artırdığı ilçelere bakıldığında Kürt seçmenlerin yoğun olarak yaşadığı ilçelerdeki artış oranının daha fazla olduğu görülmektedir. 4 2. Ağrı Patnos 41.77, Tunceli Nazımiye 37.38, Erzurum Karayazı 31.19, Bingöl Yedisu 30.12, Bingöl Yayladere 28.32, Bingöl Karlıova 28.19, Muş Bulanık 27.77, Ağrı Hamur 25.97, Bingöl Adaklı 25.66, Muş Malazgirt 25.11, Ağrı Tutak 24.05, Ağrı Diyadin 23.75, Muş Korkut 22.57, Tunceli Pülümür 21.41, Erzurum Tekman 21.24, Tunceli Ovacık 20.64, Siirt Kurtalan 20.59, Tunceli Mazgirt 20.44, Tunceli Hozat 20.3, Şırnak Güçlükonak 19.56, Kocaeli Dilovası 19.39, Tunceli Merkez 19.23, Van Saray 17.17, Diyarbakır Çınar 17.01, Ağrı Doğubayazıt 16.54, Şırnak Merkez 16.18, Hakkari Merkez 16.11, Kars Digor 16.07, Kars Kağızman 14.75, Mardin Derik 14.67, Şırnak Uludere 14.42, Tunceli Pertek 14.23, Diyarbakır Kocaköy 14.17, Diyarbakır Hazro 13.98, Mardin Mazıdağı 13.83, Maraş Pazarcık 13.22, Mardin Kızıltepe 13.12, Muş Varto 13.07, Van Gürpınar 13.06, Erzurum Karaçoban 12.75, Şırnak Silopi 12.58, Siirt Eruh 12.44, Şırnak İdil 12.34, Van Özalp 12.31, Hakkari Çukurca 11.94, Bitlis Güroymak 11.81, Diyarbakır Silvan 11.79, Bingöl Kiğı 11.69, Erzurum Çat 11.65, Hakkari Şemdinli 11.64, Mardin Dargeçit 11.33, Maraş Ekinözü 11.26, Şırnak Beytüşşebap 11.1, Elazığ Arıcak 11, Ardahan Merkez 10.86, Kars Susuz 10.86, Çanakkale Gökçeada 10.78, Diyarbakır Yenişehir 10.49, Şanlıurfa Suruç 10.48, Adıyaman Merkez 10.45, Bitlis Tatvan 10.24, Diyarbakır Sur 10.18, Siirt Pervari 10.13, Antep İslahiye 10.03. 3. Şanlıurfa Bozova -12.26, Şanlıurfa Birecik -10.84, Ağrı Merkez -8.78, Konya Cihanbeyli -8.73, Van Erciş -8.61, Diyarbakır Eğil -7.18, Mardin Yeşilli -7.17, Şanlıurfa Halfeti -6.26, Iğdır Tuzluca 6.14, Konya Kulu -4.86, Van Muradiye -4.03, Şanlıurfa Haliliye -3.21, Iğdır Merkez -3.1, Diyarbakır Çermik -3.66, Bitlis Merkez -3.33, Van Gevaş -3, Şanlıurfa Viranşehir -2.31, Van Çatak -1.36, Iğdır Karakoyunlu -1.27, Şanlıurfa Eyyübiye -1.22, Batman Gercüş -0.94, Hatay Samandağ -0.91, Siirt Tillo -0.86, Van İpekyolu -0.53. 4. Adalar 8.18, Sancaktepe 7, Esenyurt 6.95, Şişli 5.41, Beyoğlu 5.14, Başakşehir 4.52, Küçükçekmece Benzer şekilde İzmir de de 30 Mart seçimlerine göre 88 bin 747 daha fazla oy alarak yüzde 89 oy artışı sağlayan ve 188 bin 28 oy alan Demirtaş, yine en çok oy artışını Kürt seçmenin yoğunlaştığı ilçelerde sağlamıştır. 5 Ankara da ise sol ve Alevi seçmenin Demirtaş a yöneldiğini gösteren bir tablo vardır. Yerel seçimde 35 bin 661 olan oy cumhurbaşkanlığı seçiminde 95 bin 33 e yükselmiş, artış oranı yüzde 266 olmuştur. OY ARTIŞININ NEDENLERI Demirtaş, daha önce yüzde 1 in altında olan il sayısını 40 dan 1 e düşürmüştür. Yokluk sınırı anlamına gelen yüzde 1 sınırının aynı zamanda psikolojik bir eşik olduğu dikkate alınırsa kongrelerini tamamlayarak örgütlenecek bir HDP nin önümüzdeki seçimlerde tüm Türkiye de seçim yarışının önemli bir aktörü olma potansiyeli taşıdığı ortaya çıkmıştır. Demirtaş ın yüzde 50 nin üzerinde oy aldığı 10 ilin tamamı Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi nde yer almaktadır. 6 Demirtaş, bu bölgede BDP nin daha önce görece güçsüz olduğu Ardahan, Adıyaman, Elazığ ve Gaziantep te yüksek oy artışları sağlamış ve bu illerde yüzde 10 ile yüzde 25 arasında oy alarak HDP projesinin sadece Batı da değil, Doğu da da yeni bir çekim merkezi olma yolunda ilerlediğini göstermiştir. 7 4.12, Tuzla 4.89, Sultangazi 4.74, Sultanbeyli 4.64, Bakırköy 4.44, Beşiktaş 4.44, Bağcılar 4.37, Avcılar 4.37, Bahçelievler 4.34, Ataşehir 4.28, Zeytinburnu 4.22, Güngören 4.03, Esenler 3.9, Çekmeköy 3.9, Kartal 3.89, Silivri 3.86, Fatih 3.83, Gaziosmanpaşa 3.7, Ümraniye 3.61, Kadıköy 3.6, Sarıyer 3.55, Maltepe 3.48, Kağıthane 3.31, Eyüp 3.29, Üsküdar 3.14, Büyükçekmece 3.11, Pendik 3.06, Beykoz 2.71, Beylikdüzü 2.51, Arnavutköy 2.37, Şile 2.15, Çatalca 1.96, Bayrampaşa 1.88. 5. Menemen 8.72, Torbalı 5.35, Çiğli 5.21, Bayraklı 4.86, Karabağlar 4.55, Konak 4.53, Buca 4.44, Bornova 4.36, Gaziemir 3.6, Karşıyaka 3.17. 6. Bu iller ve Demirtaş ın aldığı oy oranları şöyle: (Parantez içindeki sayılar 30 Mart taki oranı gösteriyor) Şırnak: 83.2 (70.62), Hakkari: 82 (69.27), Diyarbakır: 64.2 (55.11), Ağrı: 61.3 (44.17), Muş: 61.2 (46.31), Batman: 60 (52.47), Van: 54.6 ( 53.14), Siirt: 54.1 (46,65), Dersim 52.3 (33.25). 7. Demirtaş ın yüzde 30-50 arasında oy aldığı iller; Bitlis 43.8 (38.03), Iğdır 42.9 (43.38), Kars 32.9 (25.21), Bingöl 30.6 (21.65) olurken yüzde 10-30 arasında aldığı iller ise Şanlıurfa: 26.2 (30.51), Ardahan: 23.1 (16.32), Adıyaman: 15.2 (7.87), Mersin: 13.5 (9.65), Erzurum: 13.1 (6.23), Elazığ 10.9 (5.66), Adana: 10.6 (7.35), Gaziantep: 10.6 (6.22) oldu.

İKİ AYLIK SOSYALİST SİYASET VE KÜLTÜR DERGİSİ Seçim sonuçlarına göre Demirtaş lı HDP büyükşehirlerde de önemli bir güç haline gelmiştir. İstanbul, İzmir, Kocaeli, Antalya ve Malatya da yüzde 5-10 arasında seyreden 8 Demirtaş oylarının Tekirdağ, Muğla, Denizli, Konya, Bilecik gibi illerde 3-5 bandında oy alması da dikkat çekicidir 9. Edirde, Balıkesir, Çanakkale, Eskişehir, Bartın ve Artvin de de yüzde 2-3 bandında oy alan Demirtaş 10, daha önce HDP-BDP nin varlık gösteremediği birçok ilde de yüzde 1-2 arasında oy almıştır. 11 8. Demirtaş ın yüzde 5-10 arasında aldığı iller: İstanbul: 9.1 (4.84), İzmir: 8.0 (3.37), Aydın: 7.0 (3.11), Yalova: 5.9 (3.01), Manisa: 5.6 (2.45), Kocaeli: 5.5 (2.35), Antalya: 5.3 (2.31), Malatya: 5.3 (1.55), Kırşehir: 5.0 (2.08). 9. Yüzde 3-5 arasında aldığı iller, Tekirdağ: 4.4 (1.70), Maraş: 4.3 (1.29), Bursa: 4.2 (1.67), Muğla: 4.1 (1.56), Erzincan: 4.1 (1.42), Kilis: 3.8 (1.06), Hatay: 3.6 ( 1.33), Ankara: 3.5 (0.87), Denizli: 3.3 (1.04), Konya: 3.1 (1.94), Bilecik: 3.0 (0.78). 10. Yüzde 2-3 arasında aldığı iller, Edirne: 2.9 (0.72), Balıkesir: 2.9 (0.81), Osmaniye: 2.8 (1.28), Çanakkale: 2.7 (0.74), Eskişehir: 2.6 (0.67), Uşak: 2.5 (0.49), Bartın: 2.4 (0.43), Artvin: 2.4 (0.84), Kırklareli: 2.3 (0.66), Sakarya 2.3 (0.81), Burdur: 2.1 (0.28), Zonguldak: 2.0 (0.42) 11. Yüzde 1-2 arasında aldığı iller: Kayseri: 1.9 (0.34), Düzce: 1.8 (0.44), Sinop: 1.8 (0.41), Karaman: 1.7 (0.00), Isparta: 1.7 (0.29), Bolu: 1.6 (0.31), Çorum: 1.6 (0.40), Aksaray: 1.5 (0.48), Karabük: 1.4 (0.25), Samsun: 1.4 (0.20), Ordu: 1.4 (0.24), Nevşehir: 1.4 (0.27), Niğde: 1.4 (0.37), Kastamonu: 1.4 (0.00), Giresun: 1.4 (0.41), Afyon: 1.4 (0.11), 30 Mart seçimlerinde BDP ve HDP, 970 ilçenin 336 sında belediye meclis üyeliği veya il genel meclis üyeliği için aday göstermemiştir. Cumhurbaşkanlığı seçiminde bu ilçelerden Demirtaş a 86 bin 304 oy çıkmıştır. Yerel seçimde BDP ve HDP Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi ndeki 23 ilde 1 milyon 936 bin oy almıştır. Demirtaş ise bu illerdeki oy sayısını 2 milyon 131 bine yükseltmiştir. Böylece Kürt illerindeki artış yaklaşık 200 bin olmuştur. Buna göre Demirtaş ın Batı da artırdığı oy sayısı ise 700 bin civarında gerçekleşmiştir. Bu artışın önemli bir bölümü metropollerdeki Kürtlerin oylarının HDP ye yönelmesi ile sağlanırken diğer illerde de Alevi ve sol oyların HDP ye yönelişi bakımından geçmiş seçimlerle kıyaslandığında bir hareketliliğin başladığını belirtmek gerekir. Kırıkkale: 1.2 (0.00), Tokat: 1.2 (0.17), Trabzon: 1.2 (0.10), Sivas: 1.2 (0.16), Rize: 1.2 (0.21), Kütahya: 1.2 (0.11), Amasya: 1.2 (0.35), Gümüşhane: 1.1 (0.00), Çankırı: 1.0 (0.00), Yozgat: 1.0 (0.00). Yüzde 1 in altı: Bayburt: 0.75 (0.00). Demirtaş ın Cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde temas ettiği kesimlerle kalıcı bir siyasal bağ kurup kuramamasını, önümüzdeki dönemde, HDP nin izleyeceği siyaset tarzı belirleyecek. 13

GÜNDEM Bir Hikâye Yazamamak ve CHP ve Hepimiz... Kazım ATEŞ & Okan KONURALP Dostoyevski, Gogol un Palto hikâyesinin Rus Edebiyatı ndaki önemine atıfla Hepimiz O nun paltosundan çıktık der. Kendisinin taşıdığı o veciz anlama bir saygısızlık etmemeye çalışarak söylüyoruz ki benzerlik kurulduğunda insanda klişe bir fikri tat bırakıyor, bıraksın, kullanıyoruz: Biz de diyoruz ki Türkiye sol/sosyalistleri CHP nin paltosundan çıkmıştır, karşıtları bile... Ve elbette bu hal, paltonun içinden çıkanların, içinden çıktıklarından olduğu anlamına gelmiyor. Kastetmeye çalıştığımız şöyle bir şey: İstisnaların kaideyi bozacağına duyduğumuz imanla söyleyebiliriz ki Türkiye sol/sosyalistlerinin neredeyse tümü ve tümü hayatlarının bir döneminde ya da sadece bir oy kabini döneminde dahi olsa CHP seçmenidir. Seçmenlik, bizatihi CHP li olmayı kapsadığı gibi dönemin kendi özel şartları nedeniyle sadece CHP ye oy vermeyi ya da CHP nin sol a doğru dönüştürülmesi, dönüşmesi hülyasını da kapsamaktadır. 14 Bu haliyle herhangi bir sol/sosyalisttin CHP nin sol bir partiye dönüşmesinin toplumsal yararına inanması ve yaşamının herhangi bir döneminde CHP ye oy vermesi, sağ herhangi bir partiye oy vermesinden farklıdır. Farklıdır çünkü CHP ye, bizatihi CHP lilerin verdiği oyların dışında verilen her oy CHP nin yerel ya da genel olası iktidarını öngören, buna inanan, bunun faydasına inanan ya da desteklenmesi gerekliliğine inanan seçmenin oyudur. Sol/sosyalistin bir sağ partinin olası iktidarı için O sağ partiye oy verdiğini söylemek mümkündür ve lakin bu tercih kendisinin ya da mensubu olduğu yığının, CHP ile ilişkisinin de önüne çıkan kalıcı bir hal değildir. Fazlasıyla dönemin ruhuna uygun olarak nitelendirilebilecek tercihlerdir.

İKİ AYLIK SOSYALİST SİYASET VE KÜLTÜR DERGİSİ Peki bir sol/sosyalistin CHP ye verdiği her oy neden sağ bir partiye verilen oydan çok daha farklı anlamlar taşır. Bizce üç temel nedenle: CHP nin kuruluşundan bugüne kadrolarının büyük bir kısmı, hayatlarının bir döneminde Türkiye sosyalist hareketinin içinde bulunmuş ya da sosyalist hareketlerle ilişki içine girmiştir. Bu durum şaşırtıcı bir biçimde süreklilik arz etmektedir. Günümüzde de gençlik dönemlerini CHP nin solundaki siyasi hareketlerde geçiren pek çok isim, CHP yöneticisidir 1. İkincisi Türkiye sosyalist hareketinin, seksen sonrasında Kemalizm ile hesaplaşma/ kopma süreci olarak tartışmaya başladığı ortamı hazırlayan kendi tarihsel geçmişidir. İki ana damarın, THKO ve THKP-C damarının Kemalizm değerlendirmeleri hatırlanarak demek istediğimiz daha bir anlaşılır. Üçüncüsü ise daha çok gündelik yaşama, yaşamın kendi içinde yarattığı alışkanlıklara bağlı, üzerinde uzun uzadıya sosyolojik değerlendirmeler, siyasal tahliller yapmayı gerektirmeyen pratikler... Ömrünü Tanrı nın yokluğu inanışıyla tamamlamış bir merhumun cenazesinin camiden kalkması gibi; sol bir tevekkül bir kabulleniş, boyun eğme değil ancak ardımızda kalanların kendi rahatlığı... CHP ye oy vermek de böyle bir şey, oy kabinine girdiğinizde şu ya da bu sebepten CHP ye oy vererek eve dönüş. Popüler haliyle Tatava yapma/bas geç hali. CHP nin sosyalistlerle ya da sosyalistlerin CHP ile olduğunu varsaydığımız karmaşık ama sürekli ilişkisi bize bir şey anlatmalı. Bu şey in ne olduğunu çözebildiğimiz ölçüde ya CHP nin kelimenin gerçek anlamında bir sosyal demokrat, sol bir parti olabilmesini temenni etmeye devam edeceğiz ya da CHP 1. CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin ve Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba nın Hürriyet gazetesinden Faruk Bildirici ye öğrencilik yıllarına atıfla yaptıkları açıklamalara sırasıyla bakalım: Gürsel Tekin: Gençlik yıllarımızda farklı bir sol anlayış içerisindeydik. Dev-Yol çizgisindeydim. İlk katıldığım eylem, Kars ta düzenlenen Filistin mitingiydi. Lisedeyken Ulaş Bardakçı yı anlatan bir kitaptan etkilenip oğlumun adını Ulaş koymaya karar vermiştim... (14 Mart 2010). Veli Ağbaba: Devrimci hareketlere sempatiyle bakıyordum. 1989 da sorsaydınız bana Üç yıl sonra CHP ye üye olup, il başkanı olur musun? gülerdim (29 Nisan 2012). CHP nin sosyalistlerle ya da sosyalistlerin CHP ile olduğunu varsaydığımız karmaşık ama sürekli ilişkisi bize bir şey anlatmalı. Bu şey in ne olduğunu çözebildiğimiz ölçüde ya CHP nin kelimenin gerçek anlamında bir sosyal demokrat, sol bir parti olabilmesini temenni etmeye devam edeceğiz ya da CHP defterini ebediyen kapatıp sol-demokrat bir pozisyon inşa etmenin derdine düşeceğiz. defterini ebediyen kapatıp sol-demokrat bir pozisyon inşa etmenin derdine düşeceğiz. Yazımızın esas derdi de bu: Bu şey in anlaşılabilmesine, siyasal sonuçlarına dair naçizane bir katkı ya da CHP bahanesiyle Sol nedir? üzerine sesli düşünmek ama bir gösteren olarak Sol un, bu ilişkinin ana bağlantı noktası olduğunu göz önünde bulundurarak. SOL NEDİR? Haliyle Sol nedir? başlığını atmış olmakla, soruya verilecek olası bütün yanıtları tüketmeyi amaçlamıyoruz elbette. Sadece bir çerçeve çizmeye çalışıyoruz çünkü eşitlik, özgürlük, adalet gibi tarihsel olarak solu sol yapan öğelerin anlamlarının görece belirsizleştiği, yerinden çıktığı, anlam buldukları politik söylemsel formasyonların belli ölçüde aşındığı ve hâlâ aşılamamış bir kriz döneminde yaşıyoruz. En azından 1980 lere kadar bu öğelerin anlam kazanabildiği sol-sosyalist söylemlerin, postsosyalist ya da geç kapitalist dünyanın ürettiği yeni çelişki ve çatışmaları eklemlemekte başarısız olduğu açık. Hâsılı uzunca bir zamandır sürmekte olan ve hâlâ çözülemeyen kimliklerin özgürlük talepleri ve sömürülen sınıfların eşitlik talepleri, tanınma siyasetiyle adil bölüşüm siyaseti, tekillik ve evrensellik arasındaki gerilim, hem sol pratiklerde hem de sol siyaset teorisinde güncelliğini koruyor. Bu gerilim eksenlerinin gerçekliğiyle barışık, bütün demokratik talepleri eklemleyecek hegemonik bir sol proje hâlâ üretilebilmiş değil. Somut bir örnek: HDP dışındaki sosyalistler, HDP yi sol-liberal olmakla, sınıf siyasetini inkâr etmese bile marjinalleştirmekle 15

GÜNDEM CHP nin en devrimci olduğu dönemler, kurultay dönemleri... 16 eleştiriyor. Oysa HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş ın cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra Recep Tayyip Erdoğan ı alkışlamasını halk iradesine saygı olarak savunması, siyasal liberal hakların inkârı anlamına da gelir. Çünkü otoriter bir rejimin halk oylamasıyla meşrulaştırılması, anayasal-liberal teorinin kabul edebileceği bir argüman değildir. Daha da şaşırtıcı olan, HDP ye sol-liberal eleştirisi yapanların, Demirtaş ın halk iradesi açıklamasını, siyasal haklar a referansla eleştirmesidir. Bu halin kendisi, anayasal-liberal haklar, demokrasi, bir siyasal proje olarak sosyalizm ve sair konulardaki belirsizliğin bir görünümüdür. Yeniden CHP ye dönecek olursak. CHP nin olağanüstü kurultayı, rakiplerin birbirini sağcılaşmakla eleştirdiği, Parti Meclisi ne aday olanların da (60 kişilik Parti Meclisi ne aday olan 600 den fazla aday) delegeleri kendilerinin, diğerlerinden daha solcu olduğuna ikna etme yarışı olarak geçti: Herkesin solcu olduğu ve herkes kadar çok sayıda solculuk tanımının yapıldığı bir kurultay olarak. Kabul etmek gerekir ki CHP Kurultayı ndaki manzara, başka hiçbir siyasi partide görülemeyecek karnavalesk bir hava da taşıyordu. Ancak başka hiçbir partide görülemeyecek bir siyasi çoğulculuğun, rekabetin zemini de olabilecek bu solculuk yarışından bir çoğulculuk değil kakafoni çıktı. Çünkü nihayetinde Demokratik bir yarış gibi görünse de Parti Meclisi ne seçilmek için Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu nun listesinde olanlar ile Olmayanlar arasındaki bir yarıştı bu. İlk günkü genel başkanlık yarışında Çıkıp CHP sağa kaymış diyorlar. Hangi CHP Genel Başkanı Deniz Gezmiş in mezarını ziyaret etmiş. Üç fidana sahip çıktım mezarlarına çiçek bıraktım ben diyen Kılıçdaroğlu nun listesindeki Seçilmişler ile diğerleri arasındaki mücadele. Bir ek olarak Kılıçdaroğlu nun karşısına genel başkan adayı olarak çıkan eski grup başkanvekili Muharrem İnce nin kurultaydaki görüntüsüne de değinmek gerekir. Beklenmedik 415 oyla kurultayın birinci gününün galibi gibi görünen İnce, solu ulusalcılığa tabi kılacak bir söylemin CHP de yeniden canlanabileceği izlenimi verdi. İnce nin kurultay konuşması, İçerik hiçbir şeydir, belagat her şey olarak özetlenebilir çünkü belagatin yüksek olduğu konuşmada, somut, anlaşılır, tartışılır hiçbir sol öneri yoktu. Belki de ulusalcılığı, içerikte değil bu belagatin kendisinde aramak gerekir çünkü ulusalcılığın, ölü kuşakların geleneğini yaşatmak dışında Türkiye nin somut sorunlarına, sosyal ve demokratik taleplerine verilecek hiçbir yanıtı yoktur. Buna rağmen İnce, CHP de gidişattan memnun olmayanların oylarını almayı başardı. Denebilir ki İnce nin aldığı oy toplamı, İnce ye verilmiş değil Kılıçdaroğlu na verilmemiş oylardır. Kurultayın ikinci gününde İnce nin listesinden Parti Meclisi ne kimsenin girememiş olması, bu iddiamızın delilidir 2. 2. İnce nin listesinden Hakkı Süha Okay ın aldığı en yüksek 302 oyun, ulusalcı ittifakın oy toplamı olduğunu varsayarsak, ulusalcı melankolinin hâlâ kendisini yeniden üretebileceğini not etmek gerekir. Öte yandan İnce nin listesinde de kendine yer bulan Fikri Sağlar ın Kılıçdaroğlu nun anahtar listesini delebilmiş olmasını da sol bir başarı olarak eklemekte fayda var. Manisa Milletvekili Özgür