Nefsini Bilen Rabbini Bilir

Benzer belgeler

Cenab-ı Hakk neden insanları yarattı, imtihan olmadan cennete gönderseydi olmaz mıydı, insanın Yaratılış Gayesi Nedir?

"Şimdi senin hayatının sureti ve tarz-ı vazifesi şudur ki,.." İnsanın hayatının sureti ve tarzı vazifesi ne demektir, izah eder misiniz?

Başta bu hadis-i kudsinin kaynağını vereceğiz. Ayrıca bu hadis-i kudsinin manası ve hakikatını vereceğiz. "Levlâke" hadîsinin kaynakları şudur:

Onuncu Söz, Yedinci Hakikat hakkında bilgi verir misiniz?

Bu fikre girmenin iki önemli sebebi vardır.

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Hz. Peygamber'in Tefekkürü

İlk paragrafdaki uzun cümlede insanın farklı ve birbirinden önemli yönlerine dikkat çekilir.

Kur an'daki selaset, selamet, tesanüd, tenasüb, teavün ve tecavüb mucizevî boyutlarındandır; bunları izah edebilir misiniz?

Üstat Hazretlerinin, çok hakikatleri aydınlatan güneş-ayna misalinden bu konuda da faydalanabiliriz.

ALLAH`I (C.C.) BİZE TANITAN ÜÇ BÜYÜK TARİF EDİCİ

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

Onuncu Söz, Mukaddime, Birinci İşaret hakkında bilgi verir misiniz?

_MEYVENIN ÇEKİRDEĞİ AĞACIN ÇEKİRDEĞİN NE AYNDIR NE GAYRDIR..._

Tefekkürün Ehemmiyeti

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

n. Kâmil İman Mehmedkirkinci.com

Asr-ı Saadette İçtihat

(Seni sevdiğim için eğer benden bedel isterlerse, iki cihânın mülkünü versem bile bu bedeli ödemeye yetmez.)

Hıristiyanlar âlim olunca, Hıristiyanlıkla alakaları kesilir, Müslümanlar cahil olunca İslamiyet le alakaları kesilir. der Charles Mısmer.

Ruhun Akılla Münasebeti

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır.

"İşte, Rabbimizi bize târif eden Kur ân-ı Hakîm; şu kitab-ı kebîr-i kâinatın bir tercüme-i ezeliyesi..."

Kulun lisanı sadık olmadıkça, inancı sadık olmaz. Kalbi sadık olmadıkça, lisanı sadık olmaz. 45

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla NEDEN ESMA-İ HÜSNA

a. Daire-i meşruada kalmayan gençliğin; dünyada, kabirde ve ahirette başlarına gelecek belalar ve elemler neler olabilir?

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

SELİM GÜNDÜZALP ALLAH AŞK

"Vesvese" ile "korku" aynı mıdır? Risalelerde vesveye önem vermemek, modern bilimde ise korkunun üzerine gitmekten bahsediliyor?..

Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesin olarak inanırlar. Bakara suresi, 4. ayet.

Ruhun Gayesi. Mehmedkirkinci.com

başlıklı bir dersine dayanarak vermeye çalışacağız.

GÜNAH ve İSTİĞFAR. Israr etmek kişiyi nasıl etkiler

Yirmi Altıncı Söz'de geçen, "Ezel; mazi, hâl ve istikbali birden tutar, yüksekten bakar bir âyine misâldir." cümlesini izah eder misiniz?

EK: Mucize Avcısı nı yayına hazırlarken, çok

Otuz Üçüncü Söz'ün Otuz Birinci Pencere'sini izah eder misiniz?

Hz.Muhammed (sav); yaratılış muammasını ve esma-i İlahiye'nin sırlarını keşfeden zat!

Üstadımız bu risalede dua üzerinde büyük bir önemle duruyor. Dua ve önemi konusunu biraz açar mısınız?

w w w. e s m a m e l t e m i. n e t KELÂM SIFATI

NİÇİN EVLENMEDEN ÖNCE İNSANIN KENDİNİ TANIMASI ÇOK ÖNEMLİDİR? YA DA KENDİNİ TANIMAK NEDİR?

Değerli büyüğümüz Merhum Fatma ÖZTÜRK ün ruhunun şad olması duygu ve dileklerimizle Lisans Yayıncılık

Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

RÜ'YETULLAH'IN (ALLAH'I GÖRMEK) KEYFİYETİ

Fikir madde üzerine işlenen bir sanattır. Madenlerdeki kalite ve kıymeti ifade eder.

yayın no: 267 RiSALE-i NUR DAN DERSLER-1 / Mesnevî-i Nuriye den Zerre ve Şemme

İLİ : GENEL TARİH : Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Ruhun Vicdanla Münasebeti

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15

Zat, şuunat, sıfat, esma ve efal-i ilahiye hakkında biraz bilgi verir misiniz?

İÇİNDEKİLER. Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili. Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan

Şeyh den meded istemek caizmidir?

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15

Hz. Adem den Hz. Muhammed (s.a.v.)e güzel ahlakı insanda tesis etmek için gönderilen dinin adı İslam dır.

Edeb Ya Hu! Cumartesi, 03 Ocak :31

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır.

M VE NAZARDAN KORUNMA VE KURTULMA YOLLARI. lar aha beteri. dir veya 7 2. Y. 4. a bakarak " " dersek h 6. olarak sadaka verme.

AYRILMAMAK ÜZERE İNKIYAD ETMEK.

Arap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor.

ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ

Bir insan Allah (c.c.)'ın birliğine inanırım diyorsa o irfan sahibidir denemez. Çünkü onun sahip olduğu sadece onun bilgisidir.

Onuncu Söz, Beşinci Hakikat hakkında bilgi verir misiniz?

Muhammed Salih el-muneccid

Senin için gelmesi mukadder olan şeylere hırs göstermen yersizdir. Senin için olmayan, başkasının hakkı olan şeylere, hasret çekmen yakışıksızdır.

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

İbâdet, Ma bûd-u Bilhak olan Allah-u Azîmüşşân ı, O nun tarifi veçhile ta zim, tekbir, tesbih ve tahmiddir.

İSLAM AHLAK ESASLARI

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL

Peygamberlerin Lüzumu ve Gönderilmelerindeki Hikmetler

NUR & MANA. Uluhiyet-i Mutlaka. Uluhiyetin Mahiyeti. Uluhiyetin Hakikati. Uluhiyet. Uluhiyetin Sureti

Risale-i Nur Külliyat'ının telif tarihleri hakkında kronolojik bilgi verir misiniz?

NOT : ÎMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu Seyyid Nakib Şeyh Ferid Buhari'ye yazmıştır.

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

Herkes bir arayış içinde

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir.

İman ve İslam rükünlerinin arasında tenasüb olduğunu ifade ediyor; bu konuyu açıklar mısınız?

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

HADDİNİ BİLMEMEK YA DA İSTİDRAC

Diğer müritlerin neşeyle elindekileri takdiminden sonra, Aziz Mahmut Efendi, boynunu bükerek bu kırık ve solmuş çiçeği üstadına takdim eder.

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Üstadımızın mezkûr beyanında, Kur'an ın her ayetinin üç hükmü içine aldığı belirtilmiştir. Bu hükümler şunlardır:

Mühim bir sual: Allah ı bilmek varlığını bilmenin gayrıdır. sözü ne anlama gelmektedir.

GENEL YAYIN YÖNETMENÝ VE SORUMLU YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜ TALÝP ARSLAN


Ali Rıza Köseoğlu IŞIK

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla ESMA-İ HÜSNA 02 ER-RAHMAN

Emr-i kün feyekün e malik bir sultana acz tezkeresi ile istinad etme yi nasıl anlamalıyız?

Selman DEVECİOĞLU. Gönül Gözü

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

Birinci Söz. By Hamra

Transkript:

Mehmedkirkinci.com Nefsini Bilen Rabbini Bilir Nefis, zat manasına gelir. Yani cisim ve ruhun ikisine birlikte nefis denilir. Nefis, insanın daire-i hayatı içindeki cisim, ruh ve kalbin ve onlar içindeki göz, dil, akıl ve hayal gibi zahirî ve bâtınî hasseleridir. Nefsini bilmekten maksat, insanın yaratılış ve mahiyetini bilmesi demektir. İslâm âlimleri ittifakla buyururlar ki, Allah a giden yollar nihayetsizdir. Zira zerreden yıldızlara, kamerden güneşlere kadar her şey O nun mevcudiyetine delildir. Bu mevcudat içinde Allah ın varlık ve birliğine en büyük delil, en kısa ve yakın yol insanın kendisidir. Esmâ-i Hüsnâ ve Sıfat-ı Kudsiyenin en geniş ve en berrak aynası insandır. Zira bu kutsi hakikatler kemaliyle yalnız insanda tecelli etmektedir. Bu bakımdan mahlûkatın en mükemmeli insandır. Onun hilkatindeki garabeti ve mahiyetindeki ulvîyeti düşünmekte akıl aciz kalıp, hayrete düşmektedir. İnsan kendi nefsine ve mahiyetine dikkatle bakar ve tefekkür ederse, yüzlerce belki binlerce harikulade esrarı görür ve Allah ın en büyük eseri olduğunu idrak eder. Cenab-ı Hakk ın en büyük eseri insandır. Allah (c.c) insandan daha büyük, daha şerefli, daha itibarlı, daha sevgili ve daha üstün bir mahlûk yaratmamıştır. Bu vasıflarından dolayıdır ki, Allah ı kemal manada anlayıp anlatan insandır. O, bu yönüyle cin ve meleklerden üstün kılınmıştır. Evet, insan şu kâinat kitabının bir nüsha-i camiasıdır. Ondaki her sahife, her cümle ve kelime nihayetsiz manalar ihtiva eder. Basiret sahibi her insan, bu sahifelerde tecelli eden binler âyeti ve ilâhi hikmetleri görür, okur ve onu yazan Halık ının mevcudiyetini bilir ve O nun azamet ve kudretini tasdik eder. Ey kendini insan bilen insan! Kendini oku! Yoksa hayvan ve camid hükmünde insan olmak ihtimali var! 37 page 1 / 5

cümlesi yukarıda belirtilen gerçeğin vecîz bir ifadesidir. Evet, insanın zatı maddeten küçük bir cüz ve cüz î gibi görünse de ihtiva ettiği ilâhi sırlar itibariyle sanki büyük bir âlemdir. Hazret-i Ali (ra.) bu hakikatı şöyle ifade buyurmuştur: İnsan maddeten küçük bir mahlûk olmakla beraber, onda bütün âlem gizlidir. Cenab-ı Hakk ın en mükerrem mahlûku olan peygamberler ve onların izinden giden kamil mü minler, Nefsini bilen Rabbini bilir. hakikatini hayatlarına en mükemmel manada tatbik etmişler ve başkalarına da örnek olmuşlardır. İnsanın nefsini tanımasının çok cihetleri vardır. Bir ayette mealen şöyle buyrulmaktadır: Dehrin (zamanın) akışı içinde öyle zaman geçti ki, o dönemde insanın adı dahi anılmazdı. Biz insanı katışık bir meniden yarattık. Onu imtihan ediyoruz. Bu sebeple kendisini işiten ve gören bir varlık olarak yarattık. 38 Evet, insanın vücudundan hiçbir eser yok iken, nasıl oldu da bir katre sudan hâlden hâle, tavırdan tavra değişip tekâmül ederek insan şeklini aldı? O bir damla su içinde ne et, ne kemik, ne göz, ne kulak, ne can, ne de akıl Hâsılı zahirî ve batınî hiçbir aza ve duygu yok iken, nasıl gören ve işiten bir varlık hâline geldi. İnsan, kendisine nasıl muntazam bir vücut verildiğini, her şeyi tefekkür eden bir akla, dünyayı temaşa eden bir göze, sesleri işiten kulağa nasıl malik olduğunu düşünüp, bunların Allah ın inayeti, ihsanı ve keremi olduğunu idrak etmelidir. İnsanın vücudundaki azaların birbiri ile münasebeti ve birbirine yardımı ne kadar mühim ve ne kadar hikmetlidir. Mesela, bütün azalar aralarındaki münasebet ve yardımlaşma olmasa idi, akıl manasız kalırdı ve bugün ki fen ve terakkiyatlar vücuda gelemezdi. Göz ve kulak gibi sair azalar da aynı şekilde birbirine yardım etmese idi, hayat azap olurdu. İşte insan, vücudundaki her bir azanın binler hikmetini düşünüp tefekkür ederek kendini ve Rabbini bilir. Kâinattaki her mahlûkun, insanın istifadesine göre yaratılmasını ibretle ve hayretle tefekkür eder. Bu ise, kişinin kendini bilmesinin başka bir vechesidir. İnsanın kendisini bilmesinin diğer bir ciheti de, esma-i İlahiyeye âyine olmasıdır. Evet, insanın kendi mahiyetine takılan sıfatlarını tefekkür edip, onlarla Halık ının page 2 / 5

sıfatlarını kıyas yoluyla bilmesi ve üstünde nakışları görünen esma-i İlahiyeye âyinedarlık etmesidir. Evet, bu mahiyetteki bir insan, nefsini derinden derine tefekkür etmekle Halık ına tahkiki bir surette iman eder. Böyle sağlam bir iman ise, ancak tefekkürle mümkündür. Zaten Cenab-ı Hakk ın insana akıl ihsan etmesinin hikmeti de budur. İnsan kendisinde tecelli eden esma ve sıfatları tefekkür ettikçe Cenab-ı Hakk ın isim ve sıfatlarına en mükemmel bir ayna olduğunu anlar. Evet, her mahlûk, bir ayna ve mükemmel bir nakıştır, ama insan Nakş-ı azamdır. Zira insanın hilkatinde öyle esrar-ı İlahi ve kudret-i rabbani vardır ki, onu ne cin ne de melek taifesi idrak edebilir. Demek ki, insanı kemaliyle anlayan yine kendisi olmuştur. İşte kendini anlayan bir insan, elbetteki Rabbini bilir, bu noktada, melek ve cinlerin fevkine çıkar. Böyle bir insan kendi mahiyetinin ulvîyetini hayretle tefekkür, yaratılışındaki hakikatleri ibretle ve dikkatle temaşa ederse, kendisine verilen nimetlerin bir Mün im tarafından ihsan edildiğini düşünür ve idrak eder. Sübhanallah der ve O na şükür ile mukabele eder. Bu hakikatleri gören bir insanın, kendisine akıl, ruh, istidat, vicdan, aşk, şevk ve iman gibi manevî ve cihanbaha latifeleri ihsan eden Halık ını bilmemesi mümkün müdür?. Kendisinin bir damla sudan yaratıldığını ve ona verilen zahirî ve batinî duyguların menfaatlerini düşünen akıl sahibi bir insanın, Rabbine karşı marifet ve muhabbeti her an ziyadeleşir ve kendi aciz kudretinin üstünde merhamet ve inayet sahibi bir kudret-i kâmilenin mevcut olduğunu idrak eder. İnsanın nefsini tefekkür etmesine dair saydıklarımız bu misaller, denizden bir katre, güneşten bir ziyadır. Bir arif-i billahın nazarında bu kâinat nizam ve intizamıyla Cenab-ı Hakk ın varlığını ve birliğini ilan eden mücessem bir delil ve bir hüccettir. Kâinatın her bir eczasında, çiçeğinde, meyvesinde, ağacında insanı vecde getirici bir cazibe vardır. İnsan bunların letafet ve ziynetlerini temaşa ettikçe, azamet-i subhaniyenin ulvîyetine hayran olur. Erbab-ı kemal için bundan daha büyük bir zevk ve aşk mı olur? Aşk-ı hakiki ile dolu olan gönülleri hangi keder ve üzüntü mahzun edebilir? "Âlemleri tenvir eder envar-ı kemalin, Her zerrede meşhud olur asar-ı kemalin. İdrak edemez künhünü erbab-ı ukul, Akılları mesrur eder esrar-ı kemalin." page 3 / 5

İslâm filozofları demişlerdir ki: Allah ın insana verdiği en büyük ve en hayırlı ve en nuranî hediyesi akıldır. Zira insan, kendi nefis ve mahiyetini o nur ile bilebilir. Aklın şerefi, insana kendini bildirmesi ve tefekkür ettirmesidir. Çünkü tefekkür, insanı Halık ını bilmeye götürür. Musibetlerin en şerlisi ve cehaletlerin en büyüğü kendini bilmemektir. Ehl-i dalaletin küfürde kalmalarının yegâne sebebi işte budur. Yani kendi nefislerini tefekkür etmemeleridir. Dalalet ve cehalet gibi gayriinsanî yollara süluk etmek, insanın yaratılışındaki hikmetle asla kabil-i telif olamaz. Kendini bilemeyen kâinattaki nizam ve ahenkteki manayı kavrayamaz. Bu ise tam anlamıyla cehl-i mürekkep, yani katmerli bir cehalettir. Zerrelerden yıldızlara ve güneşlere kadar ibret alan akıl sahipleri için bu kâinat, Kudret ve Azamet-i ilâhiyeyi ilan eden antika eserlerin bir teşhirgahıdır.. Gerek kendi nefsine gerekse kâinata sathi ve cahilane bir nazarla bakmak, hiçbir zaman akıl ve fikirle bağdaşmaz. Her şeyin kıymet ve değeri olduğu gibi, insanında kıymeti ve değeri Mevla sını bilmesinde ve O nun asarını tefekkür etmesindedir. Yunus Emre nin dediği gibi, İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir... İlim hakikatının başlangıcı ve aslı, kişinin kendi nefsini bilmesiyle mümkündür. Buna hiçbir vicdan sahibi itiraz edemez. İnsanın bu dağdağalı ve keşmekeş dünyada huzur içinde yaşaması nefsini bilip, kendini okumasına bağlıdır. Hem kendi nefsine ve hem de âlemi insaniyete faydalı olması buna bağlıdır. İnsanın kendini bilmesinin başka bir ciheti de kensinin bu dünyada bir memur ve misafir olduğunu, ebedi bir saadeti kazanmak ve kaybetmek imtihanı geçirdiğini, mahiyetinde nihayetsiz acz, fakr ve naksın bulunduğunu, cisminin taştan ve demirden olmayıp, her an yıkılmaya mahkûm et ve kemikten yaratıldığınını idrak etmesi ve bu şuur ile Rabbine karşı kulluk vazifesinde hassasiyet göstermesidir. page 4 / 5

Powered by TCPDF (www.tcpdf.org) Dipnotlar: 37. Sözler. 38. İnsan Suresi, ayet, 1-2. page 5 / 5