OSMANLI DEVLETİ DÖNEMİ GRAVÜRLERİNDE İSTANBUL BETİMLEMELERİ* DEPICTIONS OF ISTANBUL IN OTTOMAN ENGRAVINGS



Benzer belgeler
OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

BİLDİRİ KİTABI PROCEEDING BOOK


T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ


T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ

1819 tarihli, 34 x 24 cm.

Doç. Dr. Tolga BOZKURT SAN CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK MİMARİSİ BATILILAŞMA DÖNEMİ OSMANLI MİMARİSİ

TUR 1 - ĠSTANBUL KLASĠKLERĠ

FETİH SONRASI OSMANLI MİMARLIĞINDA KLASİK DÖNEM

Deniz Esemenli ile Üsküdar Turu 27 Ekim 2013, Pazar

FOSSATİ'NİN "AYASOFYA" ALBÜMÜ

İSTANBUL UN İZDÜŞÜMLERİ

OSMANLI İMPARATORLUĞU GERİLEME DÖNEMİ ISLAHATLARI XVIII. YÜZYIL

BATILILARIN YAZDIĞI SEYAHATNAMELERDEKİ GRAVÜRLERE YANSIYAN ŞEKLİYLE ANADOLU GELENEKSEL MİMARİSİ

KUDÜS TE BULUNAN TARİHİ OSMANLI ESERLERİ

GÖRSEL SANATLAR. Mehmet KURTBOĞAN

İstanbul u İstanbul un Öğrencileri Keşfediyor.

TÜRKİYE PEYZAJI (FAKÜLTE)

KONURALP TEKNİK GEZİ RAPORU

hanedandan bir ressam Abdülm ecid y Efendi ^ 60yı] YAPI KREDİ m N A T IO N A L P A L A C E S T B M M M İLLİ S A R A Y L A R

ÖĞRETMEN REHBER KİTAPÇIĞI. Oryantalist Resim Koleksiyonu Kesişen Dünyalar: Elçiler ve Ressamlar Yaş

İZMİR BALÇOVA ANADOLU LİSESİ İSTANBUL ÜNİVERSİTE TANITIM VE KÜLTÜR GEZİSİ

Rönesans Heykel Sanatı

Kuzguncuk. Madam Agavni Muratyan Yalısı, 1993 Madam Agavni Muratyan Yalısı, Madam Agavni Muratyan Yalısı, Çiğdem PAKER, Mimarlık Fakültesi

ÖĞRETMEN REHBER KİTAPÇIĞI. Oryantalist Resim Koleksiyonu Kesişen Dünyalar: Elçiler ve Ressamlar Yaş

Kalem İşleri 60. Ağaç İşleri 61. Hünkar Kasrı 65. Medrese (Darülhadis Medresesi) 66. Sıbyan Mektebi 67. Sultan I. Ahmet Türbesi 69.

ĐSTANBUL KÜLLĐYELERĐ (FATĐH / SULTAN SELĐM / ŞEHZADE MEHMET) TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU

TÜRKİYE DE MÜZECİLİK VE MÜZECİLİK TARİHİ

Gürcistan Dostluk Derneği. Faaliyet Raporu. Yayınlar Sosyal-Kültürel Etkinlikler İnsani Yardımlar Eğitim Faaliyetleri

Sakıp Sabancı Müzesi Sakıp Sabancı Cad. No:42 Emirgan İstanbul

This empire began in 330 and lasted until 1453, for 1123 years.

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 2 SASANİLER-İSPANYA EMEVİLERİ-TULUNOĞULLARI

ÖZGEÇMİŞ. 2 Ünvanı : Prof.Dr. 4. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

CİNSİ SANATÇI ADI ESER ADI ADET BOYUT. 2 2 TABLO Anonim Yelkenli 1 86x TABLO Anonim Gemi (Peyzaj) 1 54 x

ALBEY DEN GELEN BYZANTION ANTİK KENTİ SUYOLU BYZANTION ANTİK KENTİNDEN. DERLEME MEHMET BİLDİRİCİ Park Apartmanı Şişli İstanbul

MİNİATÜRK (Minyatür Türkiye Parkı)

AVRUPA DA MEYDANA GELEN TEKNİK GELİŞMELER : 1)BARUTUN ATEŞLİ SİLAHLARDA KULLANILMASI: Çinliler tarafından icat edilen barut, Çinlilerden Türklere,

350. GRAVÜR ÇEŞME Çelikbaskı, J.B. Hilaire, x 50 cm. 325 TL

MİMARİ RESTORASYON ÖĞRENCİLERİ EĞİTİM GEZİSİ

Türk kültürünün binlerce yıllık birikimi, kültürel, coğrafi, felsefi, dini etkileşimlerin ve inançların bir ürünüdür.

OSMANLI ARAŞTIRMALARI

1.Kameranın Toplumsal Tarihi. 2.Film ve Video Kameraları. 3.Video Sinyalinin Yapılandırılması. 4.Objektif. 5.Kamera Kulanım Özellikleri. 6.

10. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Kilitbahir Kalesi, Fatih Sultan Mehmet Dönemi

İstanbul un 100 Hamamı

1-MERKEZ TEŞKİLATI. A- Hükümdar B- Saray

FATİH SULTAN MEHMET İN Sarayları

Yaşam. Kandilli si. Hayalinizdeki. Yatırımın. Yaşamın ve

KONULARINA GÖRE G OSMANLI MİNYATM OTTOMAN MİNİATURES ACCORDİNG TO SUBJECT

II. ABDÜLHAMİD ARŞİVİNDEN İSTANBUL

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ

GEZİ RAPORU ADI: BURAK SOYADI: ÜNLÜ SINIFI:9/A NUMARASI:149 TARİH: a GEZİ ÖNCESİ YAPILACAK HAZIRLIKLAR (ÖN ARAŞTIRMA)

Dr. Öğretim Üyesi Ayşe Yetişkin Kubilay

İZMİR VE FAYTON; BİR KİMLİK İMGESİ

50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ. Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin /

Tarihi Mekan... Çağdaş Konfor...

PROF. DR. İLKER ÖZDEMİR YRD. DOÇ. DR. OSMAN AYTEKİN

STANBUL VE EYÜP ÇEVRES N N,

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ

1824 yılında Paris Salonu'nda John Constable'ın eserleri sergilendi. Ressamın, kırsal manzaraları bazı genç meslektaşlarını etkiledi.

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ SANAT TARİHİ ÖĞRETİM PROGRAMI

19. Yüzyıl Türk Sivil Mimarisinde Duvar Resmi Estetiği ve İstanbul Teması

Edirne Çarşıları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

GEÇMİŞTEN GELECEĞE İSTANBUL BALIK HALLERİ

OSMAN HAMDİ BEY ŞEKER AHMET PAŞA HAZIRLAYAN: MEHMET KURTBOĞAN

Edirne Hanları - Kervansarayları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

CAMİ MİMARİSİ EMEVİLER EMEVİLER DEVRİ EMEVİLER DEVRİ EMEVİLER DEVRİ ENDÜLÜS EMEVİ DEVLETİ OSMANLI MİMARLIĞI

Cumhuriyet Dönemi nde ;

Günümüzde 1. tepede Topkapı Sarayı, 2. tepede Nuruosmaniye Camisi, 3. tepede Süleymaniye Camisi, 4. tepede Fatih Camisi, 5. tepede Yavuz Sultan Selim

2. İstanbul Boğazı 31 kilometre uzunluğundadır. 3. İstanbul Boğazı Asya ve Avrupa yı birbirinden ayırır. 4. İstanbul Boğazını turistler çok severler.

ESTAM HEDİYELİK EŞYA DESEN TASARIMI

T.C. MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU MİMARİ RESTORASYON PROGRAMI ÖN LİSANS DERS BİLGİ FORMU

YAZ 2015 SAYI: 305. şehir tanıtımı

çocukların çok ilgisini çekti. Turdan sonra çocuklar müzedeki atölyede

T.C. MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU MİMARİ RESTORASYON PROGRAMI ÖN LİSANS DERS BİLGİ FORMU

Gulnara KANBEROVA 1 Serap BULAT 2 İSHAK PAŞA İLE ŞEKİ HAN SARAYI MİMARLIK DESEN ve FORMLARININ GEOMETRİK KURULUŞLARI

SOSYAL BİLGİLER 7 ESKİ VE YENİ MÜFREDAT KARŞILAŞTIRMASI (ÜNİTE YERLERİ DEĞİŞTİRİLMEDEN)

İstanbul un 100 Spor Kulübü

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ

ETKİNLİKLER/KONFERSANS

istanbul'un fethinin türk ve dünya tarihi açısından sebepleri istanbul'un fethinin türk ve dünya tarihi açısından gelişmesi istanbul'un fethinin türk

İstanbul u Fethinin Dahi Stratejisi - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Yrd. Doç. Dr. Sezai SEVİM YAYIN LİSTESİ

SÜLEYMANİYE YENİLEME ALANI, 2. BÖLGE, 562 ADA, 11 PARSEL RESTİTÜSYON AÇIKLAMA RAPORU

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ KARADENİZ ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ

Bu durum, aşağıdakilerden hangisin gösteren bir kanıt olabilir?

İSTANBUL DA, XIX. YÜZYIL OSMANLI MİMARLIĞINDA GÖRÜLEN AMPİR ÜSLUPTAKİ MADENİ ŞEBEKELER

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

COĞRAFYA BÖLÜMÜ NDEN EDREMİT KÖRFEZİ KUZEY KIYILARINA ARAZİ ÇALIŞMASI

ADI SOYADI: SINIFI: NUMARASI: PUANI:

ŞANLIURFA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI. Konusu: Urfa Üzerine Yazılmış Şiir Seçkisi

Osmanlı nın ilk hastanesi:

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Bir Sergi 'T199A I U I

CUMHURİYET ORTAOKULU 7. SINIF GÖRSEL SANATLAR GÜNLÜK DERS PLANI

Leonardo'nun Çizimleri Ne Kadar Gerçekçi?

Transkript:

Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 8 Sayı: 39 Volume: 8 Issue: 39 Ağustos 2015 August 2015 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 OSMANLI DEVLETİ DÖNEMİ GRAVÜRLERİNDE İSTANBUL BETİMLEMELERİ* DEPICTIONS OF ISTANBUL IN OTTOMAN ENGRAVINGS Mehmet Emin KAHRAMAN** İsmail Erim GÜLAÇTI*** Öz Osmanlı Devleti 600 yıllık hükümdarlığı süresince üç kıtaya yayılan bir coğrafyaya hükmetmiştir. Geniş yüzölçümüne sahip bir coğrafyada birbirinden farklı kültürler ve milletler bulunmaktaydı. Tüm bu farklılıkların bir arada bulunduğu devlette yönetim işleri İstanbul dan sürdürülmekteydi. İstanbul ayrıca içinden boğaz geçen tek şehir olması ve eski Bizans İmparatorluğu nun da başkenti olmasından dolayı komşu ülkelerin ilgi odağı olmuştur. Hükümdarların saray yaşantıları, Osmanlı kültürünün günlük yaşamdaki ve sanattaki etkisini öğrenmek isteyen araştırmacılar sık sık İstanbul a ziyaret etmişlerdir. Bu ziyaretçilerin içinde sanatçılarda yer almıştır. İstanbul un coğrafik güzelliklerini, saraylarını, günlük yaşamdan görüntüleri ve önemli törenlerini resmeden sanatçılar, Osmanlı Devleti yle ilgili görüşlerini ülkelerine döndüklerinde kitap olarak basmışlardır ve tüm çizimlerini gravüre dönüştürerek kitaplarında değerlendirmişlerdir. Bu araştırmada da İstanbul a gelen gravür sanatçıları ve eserleri incelenmiştir. Anahtar Kelimeler: İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu, Seyahat, Uluslararası İlişkiler, Gravür. Abstract In its 600-year lifetime, Ottoman Empire reigned in three continents, all of which were comprised of diverse ethnicities and cultures. Istanbul was the hub of all economic and administrative decisions made regarding the nations living in this enormous empire. Lying on Europe and Asia with the Bosporus between them and being also the capital of Eastern Rome and Byzantine Empires before Ottomans, Istanbul has always attracted continuous attraction from neighboring countries. Many explorers and researchers, among whom were also famous artists, who inquired to learn about daily routines of sultans and the Ottoman culture flocked to the city. Artists who studied and painted Istanbul landscapes, palaces, instances of daily life on the streets of the city and ceremonies, either formal or cultural, had all their experience published in books when they returned to their own countries. These books all had engravings that clearly demonstrate how life was in Istanbul back then. This study aims to examine works of several artists who came to live in Istanbul and produced engravings mainly in 18th and 19th centuries. Keyworlds: İstanbul, The Ottoman Empire, Travel, International Relations, Gravure. GİRİŞ Kültürlerarası iletişimde etkin bir dil olan sanat, politik gelişmelerin temelini de atmıştır. Figüratif resim sanatında gelişmiş batı toplumundaki sanatçılar, Ortaçağ ın ardından Avrupa nın doğusunda güçlü olan Osmanlı Devleti ne seyahat ettiler. Ekonomik olarak dönemin gelişmiş ülkelerinden olan Osmanlı Devleti nin padişahları, Rönesans dönemini yaşayan ülkelerin başarılı sanatçılarını ağırlamıştır. Sanatçılara istedikleri imkânları sağlayarak eserlerini üretebilmelerine yardımcı olmuşlardır. Savaşların uzun yıllar hüküm sürdüğü Avrupa nın dışında, sanatçıların özgürce eserlerini üretebilecekleri bu yeni merkez, onlar için cazip olmuştur. Rönesans dönemi ile başlayan süreç içinde bilim ve estetiği sentezleyen sanatçıların öncülüğünde gelişen sanat anlayışı... bir yapı halini almıştır (Dolunay & Boyraz, 2013, 111). Rönesans ın önde gelen isimlerinden Leonardo Da Vinci nin Haliç e asmalı köprü teklifi de göz önüne alındığında İstanbul un sanatçılar tarafından ziyaret edilen merkezlerden biri olduğu anlaşılmaktadır. Fatih Sultan Mehmet in 1480 yılında Ressam Gentile Bellini ye kendi portresini yaptırması (Resim 1), Osmanlı da sanata olumlu yaklaşıldığının göstergesidir. Batı sanatına karşı gösterilen bu olumlu yaklaşımın ardından sanatçılar daha fazla gelmeye başlamıştır. İstanbul un fethi ile başlayan değişim Cumhuriyet in ilanına kadar devam etmiştir. Yerel sanat anlayışı olan minyatür, hat, tezhip ve kalem işi gibi çeşitliliğin yanı sıra özellikle matbaanın kullanılmasıyla birlikte gayrimüslim vatandaşlar olarak bilinen Musevi ve Ermeni vatandaşların Avrupalı sanatçılardan öğrendikleri gravür ve diğer baskı yöntemleri ile Osmanlı Devleti nde yeni sanatsal yöntemler görülmüştür. İstanbul u konu alan seyahatnamelerde ziyarete gelen sanatçılara ait gravürler bulunmaktadır. * Bu çalışma; Yıldız Teknik Üniversitesi, Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü tarafından desteklenen Grafiti sanatında batı ve doğu kültürünün sentezi ve yeni bir model arayışı adlı proje çerçevesinde gerçekleştirilmiştir (2014-08-02-GEP03). ** Yrd. Doç. Dr, Yıldız Teknik Üniversitesi, Sanat ve Tasarım Fakültesi, Sanat Yönetimi Anabilim Dalı, Davutpaşa Kampüsü, Esenler, İstanbul, kahramanmehmetemin@gmail.com *** Öğr. Gör. İstanbul Teknik Üniversitesi, Yabancı Diller Yüksek Okulu, Maçka Kampüsü, Beşiktaş, İstanbul, gulacti@gmail.com - 376 -

Resim 1: Fatih Sultan Mehmed in Portresi Fetihten sonraki erken dönemlerde ressamlar için kentin en önemli yeri kuşkusuz Sarayburnu ve tarihi yarımadadır. Batılı ressamlarca yapılmış ilk İstanbul resimleri de Sarayburnu nu gösteren panoramik manzaralardır (Çötelioğlu, 2009:13). Matbaanın etkisi yazılı kaynaklara ait görsellerin artmasına neden olmuştur. Çünkü Avrupa da 1453 te Gutenberg in matbaayı bulmasından sonra, Türkiye ye gelip yerleşen Museviler matbaayı kurmuşlar ve ilk defa yüksek kalıp kullanarak Yahudi dilinde kitap basmışlardır. 1567 yılında Sivaslı Apkar adında bir Ermeni nin Venedik ten basımcılığı öğrenip İstanbul a dönerken yanında baskı makine ve malzemelerini getirdiği bilinmektedir. Sivaslı Apkar ın getirdiği bu makinelerle İstanbul a Ermenice kitap basması, 1627 de ise Rumlar ın, Londra dan edindikleri makinelerle Rumca kitap basmaları bu gelişmeleri devam ettirmiştir (Şentürk, 2012:2). Matbaanın kullanılmasıyla el yazma eserlerden daha fazla kitap üretebilme imkanı doğmuştur. El yazması kitaplarda kalem işi, minyatür ve kaligrafik süslemeler kullanılmasına rağmen matbaada çoğaltılan eserlerde gravür tarzı baskıyla çoğaltılan eserlere yer verilmiştir. Şentürk e göre, yabancı gezginler, Osmanlı yaşantısını, halklarının giysilerini ve mimari go ru nu mleri belgeleyen resimler ve gravürler üretmişlerdir. Ayrıca gelen gezginlerin anılarının yayınlandığı kitapların ve seyahatnamelerin gravürlerle zenginleştirildiği görülmektedir. Bu eserler belgesel değeri yüksek bilgiler sunması acısından oldukça değerlidir (Şentürk, 2012:5). Ayrıca yine II. Mahmut döneminde İstanbul a gelen sanatçılar, gravürlerinde genelde Boğaz görünümlerini ve günlük yaşamdan kesitler mesela insanları, doğası, ticari yaşamı, hayvanları, ulaşım araçları gibi sosyal yaşam sahnelerini ele alan gravürler ortaya koymuşlardır. Sadece kentin mimari yönü değil birçok konuyu ele alan gravürler üretmişlerdir (Şentürk, 2012:4). Osmanlı döneminde yapılan gravürler incelendiğinde büyük bir bölümünün şehrin yüksek kesimlerinden görünen manzaraları olduğu görülmektedir. Hem şehrin içinden geçen boğazın görüntüsünün cezbediciliği hem de şehrin önemli kısmının haritasının oluşturulabilmesi için şehrin manzaraları resmedilmiştir. Baskı yöntemiyle resim yapma yöntemlerinden en eski olanı gravürdür. Sert bir zemin üzerine resmin oyularak yüzeyde yükseklik değerleri oluşturmak ve boyayla renklendirilip kâğıt, deri ve kumaş gibi yüzeylere bastırılarak sert yüzeydeki resmin aktarılması işlemidir. Gravür bilinenin aksine sadece metal levha oymacılığıyla sınırlı olmayıp ahşap, bakır ve taş gibi başka malzemelerin yontulmasıyla da yapılmıştır. Özellikle ahşaba desenin oyularak baskıda kullanılması yöntemi yerel kültürümüz olan yazma süslemeciliğinde kullanılmıştır ve günümüze kadar bu zanaat devam etmektedir. Thomas Allom ile W.H. Bartlett'in gravu rleri en o nemli ve bilinen o rneklerdir. Aynı zamanda İstanbul'da yaşayıp bir de ato lye sahibi olan Amadeo Preziosi ve J. Brindesi ile u nlu oryantalist J.F. Lewis'in taşbaskı olarak basılmış albu mlerinde "pitoresk" bir anlayışla resmedilmiş bir İstanbul c ıkar karşımıza. - 377 -

Figu rleriyle Sir David Wilkie, Bogăz go ru nu mleriyle Preault, E. Flandin ve J. Laurens, panoramalarıyla J. Schranz ve gu nlu k yaşantı ayrıntılarıyla C. Rogier anılması gereken diğer sanatçılardır. OSMANLI DA YAŞAM VE SANAT 1299 yılında Osmanoğulları Beyliği ile temeli atılan ve 600 yıl boyunca üç kıtaya yayılarak genişleyen, sınırları içerisindeki hâkimiyeti altındaki topraklarda yaptırdığı mimari yapılarla; hat, tezhip, minyatür ve tekstil sanatındaki eserlerle, hâkimiyetindeki ırkların yaşamlarındaki eşitliğiyle komşu ülkelerin ilgisini çekiyordu. Osmanlı Devleti nin mimarlık ve sanat anlayışında kendi üslubunu geliştirmesinden önce Anadolu da hüküm sürmüş Selçuklu Fars kültürlerinin etkisi büyüktü. İlk yapılan mimari eserlerde Selçuklu etkisi hâkimdi. Hat ve minyatürlerde de Fars etkisi görülmekteydi. Sultan II. Murad ın sanata olan yakınlığının ardından sanatta ki gelişmeler artmıştır. Özellikle edebiyatta ve mimari de devletin kendi üslubu oluşmuştur. İstanbul un fethi ile bu gelişmeler hız kazanmıştır. Çünkü İstanbul da Bizans İmparatorluğu bünyesinde çalışan sanatçıların bir kısmı Osmanlı Devleti himayesine geçip eserlerini üretmeye devam etmişlerdir. Avrupa da Rönesans yaşanırken Osmanlı da da bir Rönesans dönemine geçilmiştir. Osmanlı nın Rönesans anlayışı; mimarlık, edebiyat, tezhip ve giyimi etkilemiştir. Taşkale ye göre Fatih Sultan Mehmed in 1453 yılında İstanbul u fethetmesi dünya tarihinde önemli bir dönüm noktası olmuş, kültür ve sanat alanında önemli gelişmelere sebebiyet vermiştir. İstanbul un çehresinde yapılan yenilikler ve değişiklikler Türklerin yalnız askeri sahada değil, aynı zamanda kültür ve sanat alanında da önemli bir yere sahip olduklarını göstermektedir (Taşkale, 2008:6). 1480 yılında İstanbul a gelen Ressam Gentile Bellini ye portresini yaptırması Fatih Sultan Mehmed in sanata olan yakınlığının göstergesidir. Taşkale ye göre Fatih Sultan Mehmed, edip ve şairdir, divan sahibidir. Fatih, âlimdir, ilim adamlarına hürmetkardır. Büyük bir imarcıdır. İstanbul da yaptığı yenilikler bunun delilidir. İstanbul un Doğu ile Batı nın kültür ve sanat merkezi haline gelmesine neden olan Sultan Mehmed Han ın, İstanbul da sarayda kurdurduğu nakışhanede hattatlar, nakkaşlar ve müzehhipler tam kadroyla çalışmaya başlamış, sayısız ve mükemmel eserler vermişlerdir (Taşkale, 2008:7). OSMANLI DÖNEMİNDE GRAVÜR SANATI Osmanlı Devleti ne seyahat eden Batılı sanatçıların beraberinde getirdikleri sanatsal üsluplar, kaldıkları süre içerisinde yetiştirdikleri öğrencilerle kalıcı hale gelmiştir. 18. ve 19. yüzyıllarda Batılı elçilerin maiyetinde, seyyahlarla birlikte veya kendi olanaklarıyla İstanbul a çok sayıda ressam gelmiştir. Avrupa da bu dönemde gelişen baskı teknikleri, bu ressamların yaptıkları betimlemelerin gravürlü albümler ve seyahatnameler yoluyla yaygınlaşmasına olanak sağlamış ve 19. yüzyılda Oryantalizmin ortaya çıkışını gerçekleştirmiştir (Çötelioğlu, 2009:14). Gravürün çoğaltılabilir eserler üretilmesinde kullanılan dönemin kolay yöntemi olmasından dolayı seyyah sanatçıların tercih sebebi olmuştur. Yapılan gravürlere bakıldığında genellikle Sarayburnu, Haliç ve Beyoğlu bölgelerinin gravürlerinin yapıldığı görülmektedir. Harita ve yerleşke siluetlerinin yoğunlukta olduğu gravürlerde ayrıca günlük yaşamdan kesintiler ve günlük giysi çizimleri de bulunmaktadır. Günümüze kadar ulaşabilmiş İstanbul a ait ilk gravür örneği Pieter Coeck Van Aalst a ait Beyoğlu ndan çizilmiş İstanbul Panoramasıdır (Resim 3). Flaman Asıllı sanatçı Pieter Coeck van Aalst Kanuni Sultan Süleyman ın (1520-1566) ilk dönemlerinde 1525 yılları civarında İstanbul a gelmiştir (Çötelioğlu, 2009:18). İstanbul a ait eski gravürlerden biri de Giovanni Andrea Vavassore dir. Çötelioğlu na göre Vavassore fetihten sonraki ilk İstanbul görünümlerinden biri olan haritasıyla İstanbul u Batılılara tanıtan bir sanatçıdır (Çötelioğlu, 2009:18). - 378 -

Resim 3: İstanbul Haritası (Giovanni Andrea Vavassore) Aynı dönemde İstanbul a seyahat eden diğer sanatçılarda şehir panoramaları yapmaya devam etmişlerdir. Bunlardan 155 yılında İstanbul a gelen Lorichs Kanuni Sultan Süleyman ın portresini yaparak 2. kez padişah portresi yapabilen ressam olmuştur. Melchior Lorichs için Danimarka asıllı ressam, mimar, gravürcü, haritacı ve yazar olup 155 yılında Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu nun elçisi olarak atanan Augier Ghiselin de Busbecq in maiyetinde İstanbul a gelmiştir. Burada kaldığı dört yıl içerisinde sayısız desen ve resim yapan sanatçının en ünlü eseri, 11 m. uzunluğunda ve 21 parçadan oluşan İstanbul Panoramasıdır. Gerçekçi ve gözleme dayalı bir anlayışla betimlenen resim, 16. yy İstanbul u için erken tarihli önemli bir belgedir (Çötelioğlu, 2009:22). Melchior Lorichs den sonra İstanbul a gelen Corneille Bruyn ise bir yıl burada yaşamıştır. İstanbul panoramaları içeren gravürler yapan ressam Üsküdar tarafından çizilen gravürde Sarayburnu, Haliç ve Galata betimlenmiştir (Resim 4). Resim 4: İstanbul Panoraması (Corneille Bruyn) Eserde yapılaşmanın sahil kesimlerinde yoğunlaştığı görülmektedir. Sahile yakın yerlerde günümüze kadar ayakta kalamamış büyük yapılarda yer almaktadır. Boğaz sularının durgun olarak çizildiği eserde dönemin gemileri de çizilmiştir. İstanbul un gravürlerle çizilmesi ve seyyahların kitaplarında yer alması ressamların ve mimarların ilgisini çekmeye neden olmuştur. Rönesans dönemini yaşayan Avrupa dan başarılı sanatçılar ve mimarlar İstanbul da sanatçılara sağlanan imkânları öğrendikçe merak ederek elçilerin aracılıklarıyla gelmeye devam etmişlerdir. Osmanlı Devleti nin ekonomik gelişmişliği ve savaşlardaki galibiyetlerinden kazandıkları güçlü yapısı Batı ülkelerindeki aristokrat kesim tarafından hayranlıkla takip edilmekteydi. Batı da din olgusunun katı kuralları altında eserler üreten sanatçılar Osmanlı da İslam dininin belli sınırlar çerçevesinde serbest - 379 -

ortam yaratmasını ve padişahların sanata ekonomik destek oldukları bilgisi ile daha rahat gelmek istemelerine zemin hazırlamıştır. İstanbul seyahatinde yaptığı gravür ile günümüzde Osmanlı kültürünü tanımlayan ve bu yüzden önemli bir belge olarak görülen eserin sahibi L espinasse dir. Lale Devri nin (1703-1730) önde gelen eğlence yerlerinden biri olan Kâğıthane mesiresinde hareketli bir günlük yaşam sahnesinin betimlendiği resimde, arka planda S adabad Sarayı görünür (Resim 5). Sultan III. Ahmet döneminde Sadrazam Damat Paşa tarafından saray, 1730 yılında Patrona Halil İsyanı nda yıkılmış, III. Selim (1789-1807) ve II. Mahmud (1808-1839) dönemlerinde yenilenmiştir. Resim sarayın III. Selim dönemindeki görünümünü belgelemektedir (Çötelioğlu, 2009:34). çizim incelendiğinde günümüzde şehrin merkez ilçelerinden biri olan Kağıthane ye bağlı semtte S adabad sarayı dışında başka yapıların olmadığı ve halkın zaman geçirebildiği geniş mekanların olduğu görülmektedir. Resim 5: İstanbul Panoraması (L espinass) İstanbul a ait yapıların gravürlerini yapan bir diğer sanatçıda Fransız ressam Jean Baptiste Hilair dir. Resimleri 18. yy sonları ile 19. Yüzyılın başlarında İstanbul ve Osmanlı yaşamı için belge değeri taşıyan sanatçı, İstanbul da çalıştığı süre içerisinde dönemin padişahı I. Abdulhamid in bir portresini de yapmıştır (Çötelioğlu, 2009:44). Sanatçının İncili Köşk betimlemesi, Gouffier in Le Voyage Pittoresque De La Greece adlı kitabının ikinci cildinde yer alır. Topkapı sarayının günümüze gelmeyen sahil köşklerinden biri olan İncili Köşk, 16. yüzyıl sonlarında seyir köşkü olarak Sadrazam Koca Sinan Paşa tarafından Mimarbaşı Davut Ağa ya yaptırılarak III. Murad a sunulmuştur (Resim 6) (Çötelioğlu, 2009:44). İncili köşkün mimari yapısı ayrıntılarıyla betimlenmiştir. Saray surlarının üzerine konumlandırılan sarayın ismi gibi bir inci değerinde önemli bir konumda inşa edildiği görülmektedir. Bu yüzden İnci Saray ismi verilmiş olabilir. III. Selim döneminde sarayın hizmetine giren Antoine Ignace Melling ise Voyage Pittoresque de Constantinople et des Rives du Bosphore adlı eserinde yer verdiği gravürde Boğaz a bakan bir tepede düğün alayı betimlenmiştir (Resim 7). Önde şeker nahılları, meyve, çiçek ve gelin çeyizi taşıyanlar, çeşme başında kadınlar ve atlılar ile hareketli bir günlük yaşam kesiti ve arka planda Boğaziçi kıyıları görülür (Çötelioğlu, 2009:45). Halkın özel ritüellerinden biri olan düğün merasiminin sanatçının ilgisini çektiği anlaşılmaktadır. Düğün merasimi ile ilgili çizimde halkın kültürel özelliği de belgelenmiştir. - 380 -

Resim 6: İncili Köşk betimlemesi (Gouffier) Resim 7: Düğün Alayı (Antoine Ignace Melling) İstanbul un betimlemelerinde önemli bir yeri bulunan diğer bir sanatçı ise William Henry Bartlett tir. Doğu hayranı olan sanatçı İstanbul da yaşadığı süre içinde (1830) sayısız resim yapmıştır ve bunlardan 83 tanesi daha sonra gravür ile kitaplarda yer almıştır. Bu gravürlerden en bilinenleri Valens Su Kemeri, Kız Kulesi ve Eyüp ten İstanbul Görüntüsü adlı gravürleridir. 1834 yılında Doğu turuna çıkarak İstanbul a gelen ve ardından Kudüs e kadar seyahatine devam eden Thomas Allom, İstanbul da Üsküdar kıyılarını betimleyen gravürleriyle bilinmektedir. 1835 yılında İstanbul a gelen Julia Pardoe ise Yedikule Hisarı ve çevresini resmetmiştir. 19. yüzyıl sanatçıların daha fazla geldiği bir dönem olmuştur. Her gelen sanatçı en az bir yıl kalıp geri dönmüştür. Her giden sanatçının çizimleri kitaplaştırıldığında yeni hayranlar oluşmuş ve gelenlerin sayısı sıklaşmıştır. 1842 yılında gelen Fransız ressam Eugene Flandin de İstanbul un kalabalıklaşmış şehir yapısından kesitleri çizmiştir. Mihrimah Sultan Cami ve çevresini gösteren çizimi de önemli gravürlerinden biridir. - 381 -

Resim 8: Tophane'de Çeşme. Taşbaskı (A.I.Melling) Resim 9: Nöbet, Surre Alayı. Bakırbaskı (J.B. Hilair) 19. yüzyılın 2. yarısında yaşanan teknolojik gelişmelerle fotoğraf makinası icat edilmiş ve insan yaşamında yer edinmeye başlamıştır. Seyyah sanatçıların eskiz defterlerinde karaladıkları çizimler ve suluboya eskizler fotoğraf makinasının kullanılmasına kadar basılan kitaplar için kaynak bilgiler konumundaydı. Özellikle ayrıntıların hâkim olduğu çizimler fotoğraf mantığıyla tüm görüneni kâğıda aktarılmasıydı. Daha sonra gravür tekniğiyle çoğaltılan çizimler kitaplarda yer edinirdi. Sadece gravürle sınırlı olmayan baskı yöntemlerinde taş baskı, bakır baskı, litografi ve ahşap baskı yöntemleri de kullanılmıştı (Resim 8-9). Franz Hegi, Gaspare Fossati ve Camille Rogier İstanbul manzaralarını litografi ile üreten sanatçılardan bazılarıdır. SONUÇ İstanbul un coğrafik ve stratejik önemi, şehrin yüzyıllar boyunca paylaşılamamasına neden olmuştur. Büyük imparatorlukların başkenti olarak kullanılan şehirde farklı milletler yer almış ve kendi kültürlerine göre yaşamışlardır. İstanbul un tarihsel serüveninden günümüze kadar ayakta kalabilen yapılar ise geçmişteki milletlerin ve kültürlerin özelliklerinden deliller olarak görülmektedir. 1453 yılından sonra Osmanlı Devleti ne başkentlik yapan şehirde İslam dini hüküm sürmüş ve yapılar bu dinin altındaki kültüre göre inşa edilmiştir. Çok dinli kültürden Hristiyanlığa ve Museviliğe kadar etkilerin görüldüğü şehirde İslam dinine ait yapılarda eklenince çok kültürlü bir şehir olma özelliği kazanmıştır. Şehrin bu özelliği onu dünyadaki tüm şehirlerden -Kudüs hariç- ayrı bir özelliğe kavuşturmuştur. Şehrin başkent olması, kozmopolit yapısı ve ticari öneme sahip olması ziyaretçilerinin olmasına neden olmuştur. Padişaha gelen her elçinin yanlarında getirdikleri mimarlar, ressamlar, müzisyenler, edebiyatçılar ve bilim adamları İstanbul u inceleyerek yazılar yazmışlardır. Her seyahat edip dönen bilim - 382 -

adamları ve sanatçılar İstanbul ile ilgili kitaplar yazıp kendi ülkelerinde yayınlamışlardır. Özellikle Avrupa ülkelerinden gelen seyyahlar ülkelerinde merak edilen konularda araştırmalar yapmıştır. Bizans İmparatorluğu nun yıkılması ve farklı bir dine mensup ülkenin hızla güçlenmesi Avrupa da ki ülkeler tarafından daha fazla incelenmesine neden olmuştur. Özellikle Savaşlarda ve ekonomide güçlenen Osmanlı nın gücünün araştırılmak istenmesi de önemli bir gerçektir. Ayrıca devletin kültürel farklılığı da Avrupa da merak kaynağı olmuştur. Tüm bu konularda araştırma ve inceleme yapmak isteyen bilginler sık sık özellikle de İstanbul u ziyaret etmişler ve uzun süreler İstanbul da yaşamışlardır. Ülkelerine döndüklerinde yazdıkları kitaplarda edindikleri bilgileri içermektedir. Kitapların resimlemeleri ise İstanbul a seyahat eden ressamlar tarafından hazırlanmıştır. Sanatçılar günlük yaşamlarında yanlarında taşıdıkları çizim defterlerine yaptıkları eskizleri daha sonra baskı sistemiyle çoğaltabilmek için gravür tekniğini kullanmışlardır. Matbaanın icadı da bu aşamada önem arz etmiştir. Edinilen kaynaklara göre günümüze kadar ulaşabilmiş İstanbul a ait ilk gravür örneği Pieter Coeck Van Aalst a ait Beyoğlu ndan çizilmiş İstanbul panoramasıdır. Osmanlı Devleti nin hâkimiyeti boyunca sayısız sanatçının ziyaret ettiği şehirde yine sayısı bilinmeyen çizimlerin yapıldığı düşünülmektedir. Araştırma boyunca yapılan gravürlerden günümüze kadar ulaşabilmiş ve tarihsel belge özelliği olanlar incelenmiştir. İncelenen eserlerde özellikle şehrin panoromik çizimlerinin bulunduğu görülmüştür. Bu gravürlerde şehrin eski yerleşim yerleri olan Sarayburnu, Beyoğlu, Haliç ve Üsküdar semtlerinin görüntüleri ve semtlerde bulunan yapıların konumları görülmektedir. Çizimlerdeki yapılar incelendiğinde günümüze kadar ulaşabilen yapılar doğrultusunda eski yerleşim şekilleri anlaşılmıştır. Gravür çalışmalarında panoramik semt görüntülerinin yanı sıra önemli yapıların çizimleri, askeri ve dini törenlerin çizimleri, günlük yaşamdan görüntüler yer almıştır. Günlük giysilerinde çizildiği gravürler vardır. Bunların çizilme nedenlerinin sadece seyahatten anılar olmadığı, sanatçıların kendi toplumlarına bilgi edinmek istedikleri de anlaşılmaktadır. Osmanlı toplumunun yaşam şekli ile ilgili merakların giderilmesi için ayrıntılı çizimler hazırlandığı da anlaşılmaktadır. Sonuç olarak sanatçıların çizimlerinin sadece görsel beğeni sağlayan bir eser olmakla sınırlı kalmayıp, çizildiği döneme ait yerleşim şekilleri, yapısal özellikler, günlük kıyafetler ve mesleki özellikler gibi özellikleri de belirttiği için gravürler tarihsel belge özelliği de taşımaktadır. KAYNAKÇA AMICIS, Edmondo de (Çev-Filiz Özdem), (2013). İstanbul İstanbul: Yapı Kredi Yayınları. ÇÖTELİOĞLU, Aysel (2009). İstanbul un Yüzleri 1, İstanbul un Yüz Ressamı, İstanbul: İBB Kültür A.Ş. Yayınları. DOLUNAY, A., & BOYRAZ, B. (2013). Dijital Sanatlar Çerçevesinde Üretilen Eserlerde Teknoloji Kullanımı Ve İnternetin Sergilemeye Etkisi. İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi 2 (3), 111. GÜMÜŞOĞLU, ŞENTÜRK, Gülfidan (2011). 20.Yüzyıl Türk Gravür Sanatında Figüratif Eğilimler, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Çanakkale: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. TAŞKALE, Faruk (2008). Fatih Divanı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Meslek Eğitimi Kursları El Sanatları Dergisi, Sayı 6, İstanbul: Merkez Eğitim Yayıncılık. - 383 -