Ludwig van BEETHOVEN. Kazım ÇAPACI



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Rehberlikten... Notlar

BEETHOVEN. Kazım Çapacı

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan

Sevda Üzerine Mektup

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Güzel Kraliçe Ester

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Güzel Kraliçe Ester

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

İntikam. Ölüm Allah ın Emri

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Beykoz Yerel Basını: Yılın Öğretmen Çifti, Adife& Bayram YILDIZ - Özgün Haber

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ

ŞİİR, HİKÂYE, MAKALE. Ekim 2013 Sayı 1. Yazar; HARUN ŞEN

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı

H.CAHİT DERMAN 18. KİŞİSEL RESİM SERGİSİ 30 MART-13 NİSAN

Sevgili dostum, Can dostum,

66 Fotoğrafçı Etkinlik Listesi. 52 Haftalık Fotoğrafçılık Yetenek Sergisi

Akın Uyar. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Örnek Tarot Okuması

YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen


Zengin Adam, Fakir Adam

Hikaye uzak bir Arap Alevi köyünde geçer. Ararsanız bambaşka versiyonlarını da bulabilirsiniz, hem Arapça hem Türkçe.

Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ

Yüreğimize Dokunan Şarkılar

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

Okuma- Yazmaya Hazırlık. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim. Fen Ve Doğa Etkinlikleri

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU, İLKOKULU VE ORTAOKULU EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 35.VELİ BÜLTENİ

Yeşaya Geleceği Görüyor

Cesaretin Var Mı Adalete? Çocuklar günümüz haberleriyle, gündemle ne kadar iç içe?

Arapgirli Haşim Koç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

ISBN :

ALTIN KALPLİ ÖĞRETMENİM

Bunu herkes yapıyor! -Gerçekten herkes mi? Nasıl korunmam gerektiğini biliyorum! -Kalbini, gönlünü nasıl koruyacaksın?


YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ BESYO TME-110 TEMEL MÜZİK EĞİTİMİ 1.HAFTA

İNSANIN YARATILIŞ'TAKİ DURUMU

SINIF İÇİ ETKİNLİKLER

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

Bir$kere$güneşi$görmüş$ olan$düşmez$dara$

SIFATLAR. 1.NİTELEME SIFATLARI:Varlıkların durumunu, biçimini, özelliklerini, renklerini belirten sözcüklerdir.

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

Kulenizin en üstüne koşup atlar mısınız? Tabii ki, hayır. Düşmanınıza güvenip onun söylediklerini yapmak akılsızca olur.

Ekmek sözcüğü, sözlüklerde yukarıdaki gibi tanımlanıyor. Aşağıdaki görselin yanında yer alan tanımlar ise birbirinden farklı. Tanımları incele. 1.

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Eziyet Eden Birinden Vaaz Eden Birine

ALBERT EİNSTEİN HAYATI

Hazırlayan: Tuğba Can Resimleyen: Pınar Büyükgüral Grafik Tasarım: Ayşegül Doğan Bircan

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İlk Kilisenin Doğuşu

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

Ekteki yaziyi okudugunuzda "ne yapalim onlar da o kadar dogurmasalardi" mi? diyeceksiniz... yoksa, yoksa...

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

Aşk Her Yerde mi? - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

ALPER DURU ANAOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DEĞERLER EĞİTİMİ PROJESİ ARALIK AYI DEĞER KONUSU SEVGİ

Erbaa lı Genç Şair Muhammed Dikal Lisede edebiyatı gerçekten seven öğretmenlerim bana da Edebiyatı sevdirdiler

Selam vermekle karşımızdaki kimseye neyi ifade etmiş oluruz?

Bu kitabın sahibi:...


Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Yeşu Yetkiyi Alıyor

DON GİOVANNİ. uygun ve çok uzun uçuş saatleri gerektirmeyen bazı Avrupa şehirlerine göz gezdirirken

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ

ANLATIM BOZUKLUKLARI

İŞARET DİLİNİN GELİŞİMİ KURUMLARARASI İŞBİRLİĞİNE BAĞLIDIR - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Bir gün, kozada küçük bir delik belirdi; bir adam oturup kelebeğin saatler boyunca bedenini bu küçük delikten çıkarmak için harcadığı çabayı izledi.

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Akıllı Kral Süleyman

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı'yla birlikteydi ve Söz Tanrı'ydı.

Zihnindeki Sonu Hayal Et, İstediğini Elde Et! Eski zamanlarda üç yolcunun yolu çölde düşer. Kurumuş bir nehir... Sevgi Tunalı

Rut: Bir Aşk Hikayesi

Jamie Foxx J

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

SAN Kİ ÖNCELEYİN GÜL AŞIK OLMUŞTU. kadının yeniden yaratılmasına sebebiyet vermiştir, onlara olan eşsiz aşkıyla. Bir yandan bu

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

Yüksek Topuk Gölgesinde Hayatlar

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU. NİSAN AYI 1. ve 2. HAFTASINDA NELER YAPTIK?

Ramazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Yrd. Doç. Server ACİM İnönü Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi. Bir Besteci'nin Gözünden Özgür Yazılım ve Özgür Yaşam

KİŞİLİK GELİŞİMİ. Carl Rogers & Abraham Maslow

Transkript:

Kazım ÇAPACI Ludwig van BEETHOVEN bir duyarlılıkla yüklü, yapabileceklerinden fazlasını sezen, yalnız ve sorunlarla boğuşan büyük bir sanatçıyı açıklar. Eserleri, soluk aldığı havaya giderek egemen olan romantizm ögeleriyle karışmış koyu bir klasik mizacı ortaya koyar. Beethoven, araştırmacı ve yazarlar için her zaman ilgi çekici bir konu olmuştur. Bunun bir nedeni de hakkında oldukça fazla malzeme olmasıdır. Beethven in en eskisi 1819 tarihli olan ve günümüzde Berlin Müzesi nde korunan, on bin sayfanın üzerindeki konuşma defterleri günlük yaşamının ipuçlarını verir. Yine de besteci Beethoven in ve büyük sancılar yaşayan bir çağın gerilimine sözcülük eden eserlerinin yeterinde açıklanıp açıklanmadığı tartışılabilir. Joseph Karl Stieler tarafından yapılan portre, 1820 16 Aralık 1770-26 Mart 1827. Alman klasik müzik bestecisi. Bach, müziğin matematikçisiydi, Mozart şairi, Beethoven ise filozofu Ludwig van Beethoven Bonn da 8 oğlu olan, fakat bunların hepsinin de kendisi gibi engelli olduğu bir ailenin çocuğudur. Adı, bütün XIX. yüzyıla egemen olmuştur. İki çağ arasında, önemi tartışılamayacak bir köprü olmuştur. Kendisinden sonra gelenlere zengin bir model oluşturmuştur. Beethoven hakkındaki araştırmalar, psikolojik zıtlıklar üzerinde odaklanır: şefkatli ve kaba, hassas ve öfkeli, idealist ve maddeci, insan kardeşliğine inanmış bir münzevi, aristokrat dostlarının sunduğu ayrıcalıkları gocunmadan kabule den kavgacı bir hürriyet aşığıdır Gerçekte bu özellikler birbiriyle sıkıca ilgilidir ve derin 13 yaşındaki Beethoven 1

Beethoven, bir dahi çocuk değildi. Delikanlılık çağında da öyle kimseye benzemeyen bir hava taşımıyordu. Öğretmenleri de ondan pek memnun değildiler. Ona bestecilik öğretmekte olan Albrechtsberger Beethoven, şimdiye kadar bir şey öğrenemedi. Bundan sonra da öğreneceği yok. Besteci olarak ben onda en küçük bir ümit dahi göremiyorum. demişti. Beethoven a bir süre armoni dersleri veren Haydn bile öğrencisinin yeteneklerini fark edememişti. Aslında Beethoven, öğretmenlerinin anlayamayacakları derecede büyük hayallerin peşindeydi. Ama henüz bunları açıklayacak zemini bulamamıştı. İlk senfonisini ancak 30 yaşında besteleyebilmişti. Ama piyanosunun başına geçtiğinde her şey değişiyordu. Daha küçük yaşta iyi bir piyanist olacağını kanıtlamıştı. Kısacık, küt parmaklarıyla piyanonun tuşları üzerinde harikalar yaratabilmekteydi. ona Bach, Mozart, Haydn ve Clementinin olağanüstü dünyalarını açarken bir yandan da burs araştırmaktadır. Fransa nın komşuluğu Beethoven in çok genç yaşta, Ren ötesinde doğan Cumhuriyetçi düşünceyi tamamlamasını sağlamış, böylece demokrasi, yaşamı boyunca politik ideali olmuştur. Daha önce müzik, imtiyazlı sınıfların tekelindeydi. Oysa Beethoven, müziğinde insanlığın soluğunu topladı ve gerekli gördüğü yerde kuralları bozmaktan çekinmedi. Pudralı peruk çağından uzaklaşan ilk besteci olarak tanımlanan Beethoven, yüreğinde gerçek ve insan sevgisi, günlüğüne şöyle yazıyordu: Gücü yettiğince iyilik yapmak, her şeyden çok hürriyeti sevmek, bir taht önünde bile olsa, gerçeği değiştirmemek İlk müzik öğretmeni babası Johann van Beethoven dir. Prenslik Kilisesi nde tenor olan babası, erdemden çok hatadan nasibini almış bir adamdı. İçkiye düşkünlüğü yüzünden ailesini geçindirecek kadar parası hiç olmuyordu. Annesi, sevecenliğiyle, mutsuz çocukluğunun tek parıltısı oldu. Alkolik bir müzisyen olan babasının Beethoven a piyano eğitiminde çok sert ve acımasız davrandığı bilinir. Mutsuz bir çocukluk geçiren Beethoven, küçük yaşlarda ailesinin geçimine katkıda bulunmak için kilisede piyano çalarak çalışmaya başlamıştır. Ludwig in müzik yetenekleri oldukça erken belirince, Mozart örneği nin çekiciliğine kapılan babası, 1778 de onu altı yaşındaki piyano virtüözü olarak sahneye çıkardı. Aslında sekiz yaşındaydı. On üç yaşındayken ilk eserleri yayınlandı. Bunlar, iyi bir öğretmen gözetiminde yapılmış çalışmalardan öteye geçmez. Ancak yaşı konusunda yine yanlışlık yapılmıştır. Öğretmeni Christian Neefe, bir yandan Öğretmeni Neefe nin çabaları sonuçsuz kalmadı. 1787 yılında Mozart'la çalışmak umuduyla Bonn da ayrılarak Viyana'ya gitti. Viyana da kendisini Mozart a dinleten genç müzisyen, bu fırsattan gereğince yararlanamadı. Mozart ile bir süre çalışma fırsatı bulsa da, gelecek için kararlarını alamadan, annesinin hastalığı nedeniyle Bonn'a döndü. Birkaç gün sonra, 2

vereme yakalanmış olan genç kadın oğlunun kollarında öldü. 1792'de Viyana'ya geri döndüğünde Mozart'ın ölmüş olduğunu öğrendi. Bu adama dikkat edin. O, günün birinde dünyada kendisinden söz ettirecek. Bu sözü, Mozart 1787 yılında söylemişti. Beethoven, genç bir adam olarak Viyana ya gittiğinde verilmiş bir tema üzerine serbest çeşitlemelerle büyük besteciyi etkilemişti. Uluslararası bir virtüöz olma rüyasından vazgeçmek zorunda kaldı. Doğduğu yerde bir görev almaya hazırlanıyordu ki, İngiltere den dönerken yolu Bonn a uğrayan Joseph Haydn la karşılaştı. Bütün arzuları bir daha yatışmamak üzere uyandı. Mozart'ın çalışmaları Beethoven in üzerinde etki bırakmıştır. Bu duruma örnek olarak; Beethoven in Mozart'ın 40. Senfoni 'sinden bir pasajı çalışma defterine kopya etmesi ve bu pasajı kendisinin 5. Senfoni 'sinde kullanması verilebilir. Annesinin ölümünden sonra ailevi durumu daha da çekilmez oldu. Baba Beethoven kendisini iyice içkiye vermişti. Evin bütün yükü Beethoven in omuzlarındaydı. Babasından başka, iki küçük kardeşi Anton Carl ile Nikolaus Johann ın bakımı da Beethoven a kalmıştı. Gündüzleri evin işlerini de yapmak zorundaydı. Sağlık durumu onu endişelendiriyor, evin işleri, ekmek parası kazanma derdi bunaltıyordu. Son derece aksi ve sinirli biri olmuştu. Çevresindeki insanların ondan çok daha rahat ve mutlu yaşayabildiklerini düşününce öfkeleniyor, herkese düşman kesiliyordu. Arkadaşlarıyla konuşurken onlara sürekli kötü sözler sarf ediyor, en küçük fırsatta kavga çıkarıyordu. Saçı başı darmadağınık dolaştığı için herkes ona Çılgın İspanyol diyordu. Yine de her şeye karşın bir çok dostu da vardı. Çevresindekiler bu kavgacı ama dürüst delikanlıyı seviyorlardı. Onun, hayatın gerçekleri karşısındaki davranışları da hoşa gidiyordu. Kalabalık salonlarda, arkadaş toplantılarında daima yabancı kalıyordu ama bu toplantılarda da herkes sadece onunla ilgileniyor, herkes onunla konuşmak için sabırsızlanıyordu. Bu çirkin, atlet vücutlu, inatçı adamda herkesi çeken gizli bir kuvvet vardı sanki. Avusturyalı Kont Waldstein, ona yeni bir Viyana yolculuğu hazırladı. Tavsiye mektupları yanında şu öğüdü ilgi çekicidir: Azizim Beethoven, uzun zamandır savaştığınız arzularınızın gerçekleşmesi için Viyana ya gidiyorsunuz. Orada, Mozart ın ilham perisi gözdesinin ölümüne ağlıyor. O, güçlü Haydn ın yanında barınacak yer buldu. Eğer, aralıksız ve dikkatli çalışırsanız, Haydn ın ellerinden Mozart ın ruhunu alacaksınız. 1792 yılında Viyana ya giden Beethoven klasik müziğin ünlü bestecisi Joseph Haydn ın yanında çalışmaya başladı. Beethoven, gerçekten Mozart ın ilham perisini aradı mı bilinmez. Ama Haydn ın yanında onu bulamadı. İki kuşağı, bir uçurum ayırıyordu. Hem, yaşlı Haydn ın genç Beethoven a verdiği dersler sayılı oldu. Ancak, bu ikinci Viyana yolculuğundan başlayarak Beethoven in ciddi bir şekilde çalıştığını biliyoruz. Derslerin kısalığına karşın, Joseph Haydn kısa sürede Beethoven ın üstün 3

yeteneğini fark etti ve her konuda ona destek oldu. Haydn ın usta yazısı ve senfonilerinin sağlam modeli Beethoven e çok şey söylemiştir. Viyana da artık ellerinin ustalığı sayesinde kendi ayaklarının üzerinde duracak hale gelmişti. Piyanoda gösterdiği başarı sayesinde Prens Carl Lichnowski ile eşinin de dikkatini çekti. Avusturyalı aristokratlar müziğe çok meraklıydılar. Asil kar-koca Beethoven i yanlarına aldılar ve ona yılda altı yüz florin (üç bin TL ye yakın) ödemeyi taahhüt ettiler. Bu arada, genç müzisyenin Viyana sosyetesinde de tanınmasına yardımcı oldular. Beethoven bir süre neşeli, kayıtsız bir insan olmayı denedi. Hatta kendine bir atlı araba almayı düşünecek kadar da lükse merak sardı. Parlak renkli kumaşlardan elbiseler yaptırıyor, dans dersleri alıyor ve etrafındaki kızlarla dostluk kuruyordu. Viyana sosyetesinin bir numaralı erkeği olmuştu. Her yere davet, ediliyor, gittiği her yerde ilgi görüyordu. Ama çok geçmeden bütün bunlar, asi ruhlu bestecinin sinirine dokunmaya başladı. Soyluların ona yakınlık göstermeleri öfkelenmesine neden oluyordu. Mutluluk bana yaramıyor diye durumunu açıklamaya çalışmıştı. Gerçekten de dehasını geliştirebilmek için yalnızlığa gereksinimi vardı. Ben dünyaya mutlu, kaygısız bir yaşam sürmek için değil, büyük eserler yaratmak için gelmişim diyordu. Bunları düşünerek sosyeteden elini eteğini çekti. Kaba davranışları iyi kalpli prens ve eşinin de sabrını tüketiyordu. Yine de sanatın her şeyden önce geldiğine inanan Prens, onun şımarıklıklarına ve huysuzluklarına boyun eğiyordu. Hatta bir keresinde hizmetkarlarından birine, şayet Beethoven seni benim çağırdığım sırada çağırırsa önce onun yanına gidip emirlerini yerine getirmelisin demişti. Beethoven, annesinin ölümünden sonra hastalık korkusundan bir türlü kendini kurtaramamıştı. Vücudunun hep ağrılar içinde olduğunu sanıyor, kendisine hasta süsü veriyordu. Herkesin onu iyi bir piyanist, kötü bir besteci olarak tanımasından da yakınıyordu. İlk eserleri, güzel çalan ama güzel eserler aratmaktan aciz bir bestecinin eserleriydi. Oysa Beethoven her şeyden çok yaratıcılığa önem veriyordu. Tek isteği, güzel eserler bestelemekti ama otuz yaşına yaklaştığı halde ilgi çekici bir eser ortaya koyamamıştı. Arkadaşlarının ona cesaret vermemeleri Beethoven i ümitsizliğe düşürmedi. Dehasının er geç anlaşılacağından emindi. Nitekim 1800 yılında tamamladığı 1. Senfoni si ileride bir şeyler yapabileceğini haber vermesi açısından önemliydi. Bu eserde besteci, kendisinden önce yaşamış bestecilerin etkisi altında kaldığını göstermişti. Yine de bu eser, ileriye doğru atılmış önemli bir adımdı. Müzik eleştiricileri, Beethoven in yenilikler peşinde koşmaktan vazgeçip, eski usulde eser bestelemesini önerdiler. Beethoven, 2. Senfonisi ile adeta eleştirmenlere meydan okudu. Bu senfoninin largetto temposundaki ikinci bölümünde orkestranın çeşitli sazları bir melodiyi karşılıklı tekrarlayarak bir tür notalı dedikodu yapıyorlardı. İki ayrı grubun aynı melodileri karşılıklı tekrarlamasından sonra üçüncü 4

bir grup araya karışıyordu. Eleştirmenlerden biri Beethoven in bu eserini dinledikten sonra, bu gidişle bizim orkestralar sazlı dedikodu dernekleri haline gelecek demişti. Beethoven, bu sözleri de duymazdan geldi. Birkaç sineğin ısırması, yarışı kazanmaya azmetmiş bir atı durduramaz diyordu. Eleştirmenler ise Beethoven in sadece bir konuşmadan ibaret olmayıp, gramer yanlışlarıyla da dolu olduğunu belirttiler. Onların görüşlerine göre bu konuşma, cahil bir adamın konuşmasından farksızdı. Beethoven, bu sert saldırılara da aldırmadı. Eserler, düşüncelerinin tartışmasız birer kanıtıdır. Coriolan, Egmont, Prometheus, hürriyet savaşının bu sembolleri ona uvertürlerini ilham ettiler. Üçüncü Senfonisi (Eroica) ni, Avrupa ya demokrasiyi getirdiği için, Fransız İhtilali nin kahramanı Napolyon Bonapart a adadı. İnsanlığın kurtarıcısı, saltanatın düşmanı oalrak tanıdığı Napolyon a hayrandı. Bestelediği üçüncü senfoniyi ona adamaya karar vermişti. Tam eserin müsveddelerini Paris e göndermeye karar verdiği sırada Napolyon un fedakâr bir kahraman kimliğinden sıyrılıp kendisini imparator ilan ettiğini duyunca çok sinirlendi. Napolyon, imparatorluk tacını taktığı zaman ithafı öfkeyle karaladı: O halde bu da sıradan bir adam! İnsan haklarını çiğneyecek, bütün öteki zorbaların yaptığı gibi tutkusunun peşinden gidecek. O da diğer diktatörler gibi insan kalplerini zedelemekten başka bir şey bilmiyor!.. Bir imparatorluk kenti olan Viyana için alışılmadık sözlerdi bunlar. Yine de Prens dostları ona sadık kaldılar, anlamaya ve yardıma çalıştılar. Üçüncü senfonisini Napolyon a adamaktan vaz geçti. Eserine Eroica (Kahraman) adını koydu ve vücudu hala yaşadığı halde ruhu çoktan ölmüş olan büyük bir adamın anısına saygıyla kelimelerini ekledi. Eroica nın kapak sayfası. Napolyon a ithaf yazısının üzeri karalanmıştır. Beethoven, Haydn dan başka, Albrechtsberger (Johann Georg, 1736-1809) ve Antonio Salieri (1750-1825) den de dersler aldı. Beethoven, başlarda besteci olarak değil piyanist olarak adını duyurdu. Waldstein Kontu nun tavsiye mektupları sayesinde Beethoven, Viyana nın en gözde saraylarında ilgiyle karşılandı. Demokrat ve ihtilalci Beethoven, öyle başına buyruk, öyle garip huylu ve o kadar kötü eğitilmiş bu yabancı, saraylarda büyük senyörlerin maddi ve manevi desteği ile karşılanıyordu. Onların arasında gerçek dostlar buldu. Düşüncelerini saklamıyordu. Bir gün, öğrencisi Archiduc Roudolphe a şöyle dedi: Hürriyet ve gelişme işte sanatın amacı. Daha sonra yaptığı bestelerle klasik müziğin XIX. yüzyılın sonuna kadar yaşayan tüm müzisyenlerini etkiledi. Viyana daki ilk konserini 1795 te verdi. Ertesi yıl, Beethoven in varlığını değiştirecek sürekli bir dert baş gösterdi: sağırlık. Bu durum, zaten melankoliye eğilimli olan tabiatını daha da kararttı. Onu intiharın ve deliliğin eşiğine kadar götüren ilk krizden sonra mücadeleye girişti. Bu, mutsuzluğa karşı kahramanca bir direnişti. 5

Hiç kimsenin önünde eğilmeyen, kimsenin sözünü dinlemeyen bu inatçı ve kibirli adam, her gün yeni bir gönül macerasının esiri oluyordu. Ancak evli kadınlarla hiçbir zaman ilgilenmemeyi ilke edinmiştir. Ama Beethoven, bir kadının gönlünü kazanmak için gerekli olan özelliklerin hepsinden yoksundu. Üstelik son zamanlarda kulakları da ağır işitmeye başlamıştı. Bestecinin ilgilendiği kadınlar onun durumuna üzülüyor, genç adama acımaktan kendilerini alamıyorlardı. Sağırlık onu cemiyetten, insanlardan uzaklaştırmakla kalmıyor, çalışmalarını da zorlaştırıyordu. Bir ara hayatına son vermeyi de düşünmedi değil. Fakat eserler besteleyebilmek için daha yaşaması lazımdı. Yıllar geçtikçe Beethoven in huzursuzluğu da artıyordu. Arkadaşlarına bağırıp çağırıyor, hizmetçilerine kitap, çanak fırlatıyor, hatta patronlarına da hakaret ediyordu. Bir keresinde Prensin sarayına Napolyon ordusuna mensup subayların geldiğini görünce o gece piyano çalmaktan vaz geçmişti. Prens, konuklarımın huzurunda piyano çalmazsan, savaş esiri olarak şatoda hapsedileceksin diye uyardı. Beethoven bu sözler üzerine hiçbir şey demeden şatodan dışarı çıktı, şiddetli yağmur altında üç millik yolu yürüyerek kasabaya geldi. burada araba beklerken prense de bir mektup yazdı: "Prens, sen bugünkü halini doğuşuna ve şansına borçlusun ben ise kendi kendimi yetiştirdim. Bugüne dek binlerce prens geldi ve geçti, bundan sonra da binlercesi yaşayacak. Fakat yeryüzünde sadece bir tek Beethoven vardır. Beethoven, öğrencilerine de çok sert davranoyor, onlara hiç durmadan egzersiz yapmaları gerektiğini söylüyordu. Bayan öğrencilerinin yanında bile öfkesini gizlemek zahmetine katlanmıyordu. Bazen günlerce ortadan kayboluyor, onu aramaya çıkanlar da ormanda, bir ağaç altında ellerini şakağına dayamış bir durumda buluyorlardı. Onu sakinleştiren tek yer ormanda, ağaçların yanıydı. Hasretini çektiği insan sevgisini ağaçlarda arıyordu. Sağlığının her gün biraz daha bozulmasına karşın, bestelediği eserlerin sayısı da günden güne artıyordu. Dördüncü senfonisini neşeli bir aşk senfonisi olarak bestelemişti. Bestecinin 3. ve 5. Senfonilerinin yanında 4. Senfoni biraz sönük kalmaktadır. Bu arada, Fidelio poerasını da bestelemeye başlamıştı (1804). Boully adındaki yazarın Leonore adlı eserinden aldıpı operanın bestelenmesi oldukça uzun sürdü. Beethoven, insan seslerini sevmediği için onlara göre bir eser yaratmakta zorluk çekiyordu. Mozart için müzik şairi diyenler, Beethoven için müzik filozofu demektedirler. Kader Senfonisi adıyla anılan 5. Senfoni sinde, felsefesini en ince noktalarına kadar anlatır. İnsanların kaderleriyle yaptıkları savaşın öyküsüdür bu. Başlangıçta, insanoğlu kadere karşı açtığı savaştan galip çıkacak gibi görünmekteyse de, son zafer yine kaderin olacaktır. Beethoven in yaşamının en önemli olaylarından biri de ünlü şair Goethe ile tanışmasıdır. Besteci, geçirdiği şiddetli bir krizden sonra dinlenmek, biraz da kendini toplamak için Teplitz e gelmişti. Burada ünlü şair Goethe ile karşılaştı. Hayli yaşlanmış olan şair, genç besteci üzerinde derin bir iz bırakmıştı. Teplitz deki yaz tatili boyunca iki 6

sanatçı sık sık buluşma fırsatını yakaladı. Beethoven in sağırlığı iki ünlünün rahatça konuşmasını önlüyordu. Fakat birbirlerinden çok hoşlandıkları için sık sık ormanda yürüyüşe çıkıyorlar, bazen de hiç konuşmadan dakikalarca yürüyorlardı. Bazen de aralarında fikir ayrılıkları beliriyor, şiddetli tartışmalara girişiyorlardı. Goethe, asaleti her şeyden üstün tutuyordu. Beethoven, onun aksine demokrat ruhluydu. Bir gün dolaşırken krala rastladılar. Beethoven, karşıdan gelenlere hiç aldırmadan başı yukarıda yoluna devam etti. Goethe ise yanındakilere saygıda kusur etmedi. Sonra da yaptığı kabalıktan dolayı Beethoven i azarladı. Bu yüzden iki dostun arası açıldı. gösteriyordu. Bir süre onu yanında sekreter olarak da çalıştırdı. Caspar öldükten sonra da o tarihte dokuz yaşında olan oğlu Carl ı yanına alıp onu manevi evlat edindi. Küçük Carl ın bakımını üzerine almakla omuzlarına pek ağır bir yük yüklemiş oluyordu. Carl ın annesi zengin bir ailenin kızıydı ve kocasının kardeşine çocuğunu vermek istemiyordu. Mahkemelik oldular ve dava yıllarca sürdü. Beethoven in maddi durumu iyice kötüleşmiş, mahkemenin verdiği heyecan ve üzüntü sağlığını da bozmuştu. Her şeye karşın sevgili yeğeninin eğitimi için kenara bir miktar para ayırdı ve kendi ihtiyaçlarından fedakarlık yaparak varını yoğunu Carl a ayırmaya koyuldu. Yeğeninin de bir gün iyi bir besteci olacağına inanıyordu. Fakat onu büyük bir hayal kırıklığı bekliyordu. Carl, asi ruhlu, idaresi zor bir çocuktu. Okulda ders çalışmaktansa bilardo salonlarında oyun oymayı yeğliyordu. Amcasından aldığı harçlık masraflarına yetmediği gibi bir sürü de borca girmişti. Carl, bir keresinde, aklınca dertlerinden kurtulmak için, başarısız bir intihar girişiminde bulunduktan sonra Beethoven kendini bir türlü toparlayamadı. Carl, sonradan iyi bir insan oldu, amcasının müziğiyle de gururlandı. Ama Beethoven, haylaz yeğeninin akıllandığını göremedi. Beethoven, akrabalarına karşı da dostlarına yaptığı gibi kaba davranıyor, beslediği sevgiyi sert davranışlarıyla gizlemeye çalışıyordu. Küçük kardeşlerinden Johann, ilaç yapımı üzerinde çalışmış, başarılı bir işadamı olmuştu. Her zaman başarılarıyla üvünmekten hoşlanıyordu. Büyük bir arazi satın aldığını herkesin öğrenmesini istiyordu. Bir gün abisini ziyarete gittiğinde kartvizitine Johann van Beethoven Akıl sahibi kelimelerini yazmayı ihmal etmemişti. Besteci, kardeşi Caspar a daha fazla yakınlık 7

Çeşitli sıkıntılar ve artan sağırlık Beethoven in gerektiği kadar fazla çalışmasına olanak tanımıyordu. Sekiz senfonisini de 1815 ten önce, yani Carl ı evlat edinmeden önce bestelemişti. Dokuzuncu senfonisini ise 1824 ten önce tamamlayamadı. Dokuz yıl süren ıstırap, büyük bir neşeyle son bulmuştu. Dokuzuncu senfonisi, o güne kadar bir benzerine daha rastlanmamış, inanılmayacak derecede güzel bir eserdi. Beethoven, eserin son bölümüne ünlü Alman şairi Schiller in Neşeye Övgü (An die Freude) adlı eserini de koro parçası olarak besteleyip eklemişti. Eseri dinleyenler kulaklarına inanamıyorlardı. Bu muazzam eser, ilk kez 7 Mayıs 1824 te Viyana Kraliyet Tiyatrosu nda çalındı. Kulakları artık iyice sağırlaştığı halde, besteci eserin idaresini başkasına bırakmak istememişti. Bageti eline aldıktan sonra, konseri başından sonuna kadar hiçbir aksaklığa neden olmadan idare etti. Fakat konser bitip da halkın çılgınca alkışları salonu inletmeye başladığı zaman Beethoven yaşamının en acı dakikalarını yaşadı. Zavallı besteci, çevresinde olup bitenlerden habersizdi. Alkışlara karşılık olarak halkı selamlamasını ona işaretle anlatmaya çalıştıkları zaman da bestecinin üzüntüsü çok fazla oldu. Dehşet içinde iki eliyle kulaklarını kapadı. Kader, Beethoven a en büyük darbesini indirmişti. Ölümü de yakındı artık. Konser gecesinden sonra yatağa düşen Beethoven, aylarca ölümle pençeleşti. Son mücadelesi de iki gün sürdü. Artık kendini bilmez halde yatıyordu. Dışarıda korkunç bir fırtına vardı. Şimşekler çakıyor, rüzgar uğuldayarak esiyor, yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyordu. Bir ara şimşek çakmasıyla ölümsüz besteci de gözlerini açtı, sağ yumruğunu havaya kaldırdı ve boşlukta hafifçe salladı. Sonra başı geriye düştü. Ölmüştü Beethoven in dokuz senfonisi, beş piyano konçertosu, bir keman konçertosu, bir piyano, keman ve çello için üçlü konçerto, otuz iki piyano sonatı ve birçok oda müziği eseri bulunmaktadır. Sadece bir opera, Fidelio, bestelemiştir. İlk senfonisini 1800 yılında yapmıştır. 9. senfoni ise en çok bilinen ve bugün Avrupa Birliği marşı da olan en çarpıcı senfonisidir. Beethoven çok titiz çalışan bir müzisyendi. Müziği, ifade gücü ve teknik olarak çok üst seviyedeydi. Haydn ve Mozart tan devraldığı prensipleri geliştirdi, daha uzun besteler yazdı ve daha tutkulu, dramatik eserler oluşturdu. Özellikle Op. 109 piyano sonatıyla Klasik müziğin Romantik Dönemini başlatmıştır. Bütün yalnızlar gibi, sürekli olarak benzerlerine açılma gereksinimi duyuyordu. 1802 tarihli Heiligenstadt vasiyetnamesi, yüreğindeki inanılmaz duygusal birikimin kanıtıdır. Seçkin entelektüellerin gittiği en parlak salonların ona açık olduğu bir dönemde Beethoven, kendini yavaş yavaş fakat kesin olarak sosyal yaşamdan çekti. Daha haşin, hatta daha vahşi 8

oldu. Ne çağdaşlarının rezilce unutuşlarından doğan Mozart ın yalnızlığı, ne de düşman bir ortamda yaşayan Schubert in yalnızlığıdır onunkisi. Günlüğüne şöyle yazmıştı: Senin için bahtsız, dış mutluluklar yok. Her şeyi kendin yaratmak zorundasın. Ancak gerçek olmayan bir dünyada dost bulabilirsin. dönemlere rastlar. Oysa bu tür ilişkiler yaratma olayını her zaman açıklayamaz. Sözgelimi 9. Senfoni nin finalini ele aldığımızda görürüz ki, böylesine coşkun bir yürek duruluğunun, neşenin ve insanlık sevgisinin parladığı sayfalar, Beethoven in en trajik döneminin ürünüdür. Bütün yalnızlar gibi doğaya tapıyordu. Onun için dinin yerini tutuyordu doğa Derin bir şekilde inançlıydı. Fakat bu inanç, Bach ınkinden çok farklıdır. Yazın, bir orman kenarında ya da bağ ortasında küçücük bir evde oturmaya gidiyordu. Sayfiyede geçirilen bu günlerde pek çok eser ve Heiligenstadt vasiyetnamesi doğdu. Pastoral Senfoni, bu doğa aşkını yepyeni bir Fresk gücüyle ifade eder. Bununla beraber, unutulmamalıdır ki, senfonilerinde ormanın mırıltısı, ırmağın sesi, kuş cıvıltıları, kulağının henüz onları fark ettiği mutlu dönemlerin melankolik anılarından başka bir şey değildir. Yaşamı boyunca sağlık problemleri çeken Beethoven 1801 de işitme problemleri yaşamaya başlamış ve 1817 de tamamen sağır olmuştur. Bu dönemden sonra sağırlığı müzik yaşamını hiçbir şekilde etkilememiştir. 9. senfoniyi sağırlık döneminde bestelemiştir. Bazı biyograflar, Beethoven in eseri ile yaşamını birleştirirler. Onlara göre, iyimser eserleri başarılı ve sağlığının yerinde olduğu döneme, trajik eserleri ise sağlığının sarsıldığı, maddi endişelerle bunaldığı Yıldan yıla Beethoven in fiziksel rahatsızlığı arttı ve giderek daha derin bir yalnızlığa gömüldü. Napolyon Savaşları Viyana ya büyük değişiklikler getirmiş, aristokratların çağı kaybolmuştu. Vals kralları günün ilahları oldular. Geçimi, aristokratların cömertliğine bağlı olan Beethoven in durumu kötüleşti. Ölümler, dost çevresinde gedikler açtı. Yeni zenginler, eski yönetici sınıfın kültür düzeyine ulaşamadılar. Viyana halkı artık İtalyan operasını ve yeni valsleri tutuyordu. Böyle bir ortamda Rossini Beethoven in yanına saygılarını sunmaya gittiğinde, kendisini tamamen sağır, öfkeli ve hüzünlü bir adamın karşısında buldu. Beethoven i hırçınlaştıran sadece Rossini değildi. Vals bestecileri Johann Strauss ve Lanner, günün kahramanlarıydı. Her savaşın bitiminde olduğu gibi, insanlar yalnızca dans etmeyi düşünüyorlardı. Yokluk, Beethoven in evine yerleşti. Günlüğünde, üzüntülerinin nedenlerini açıkça belirtmiştir. Artık hiç 9

kimseye güveni kalmamıştır. Yeğeni Karl için endişeleri, para sıkıntısı, ev derdi, hastalıklar hepsi günü gününe, oraya yüzlerce müzik sayfasını dolduran aynı elle not edilmiştir. Bu sayfalardan her biri, gelecekten yeni bir kopmadır. Her ölçü, henüz bulunmamış bir yol arar. Artık yeni düşünceler, Haydn ve Mozart ın kullandığı ölçülü biçimlerde hapsolmazlar. Beethoven, ilk eserlerinde henüz varlığı hissedilen Barok la, yakın geleceğin Romantizmi arasında şaşırtıcı bir köprü oluşturmuştur. O zamana kadar katışıksız bir çalgı müziği olan senfoniye insan sesini katması, piyano sonatlarının bölümlerini gerekli gördüğü tarzda genişletip daraltması, sonat formuyla yazılan eserlerde menüet yerine scherzo kullanması getirdiği başlıca yenilikler arasındadır. İkinci sonatından (op.2., No.2) başlayarak Beethoven da artık bir daha menuet ye rastlamayız. Bazen yalnız menuet kaldırılmış ve sonatlar üç bölüme indirgenmiştir. Beethoven in sonat biçiminde yaptığı değişiklik yalnızca bu kadarla kalmaz. Sonatın esprisini de etkilemiştir. Ondan önce sonat, salonlara, dost toplantılarına renk veren soylu bir müzik icrası ndan öteye gitmemişti. Beethoven la sonat bizi saray ya da salon inceliklerinden uzaklaştıran güçlü bir kişiliğe büründü. Artık bu divertisman (operada araya konan, kısa ve eğlendirici oyun) değil, bestecinin yüreğini ortaya koyduğu, tutkulu, kahramanca, trajik ya da neşeli bir şiirdir. Dörtlülerinde, artık tekniği aşmış, bütün kuruluş zorlamalarından sıyrılmış yüce ve soylu bir felsefeyi adım adım izleriz. Burada, yaratıcı dehası ile dinleyici arasında hiçbir engel kalmamıştır. Wagner in Tristan ının habercisi olan yaylılar, başka bir dünyadan gelen çağrı gibidir. Bunlar, armoni, melodi ve ritim dwğişiklikleriyle XX. yüzyıla ulaşırlar. Schumann a göre Beethoven in oda müziği eserleri, aklın ve ruhun ulaşılabileceği son sınırdır. Hiçbir neden olmadığı halde onları BAc ın eserleri ile karşılaştırır. Daha sonra, ünlü orkestra yöneticisi Hans von Bülow da Bach ve Beethoven arasındaki bağı sezecekti: Clavecin bien temperé, eski vasiyetnamedir. Der. Beethoven in sonatlarının, yenisi olduğu gibi Birine olduğu kadar ötekine de inanmak zorundayız. Wagner de Dokuzuncu Senfoni nin etkisinde şöyle diyordu: Allah a, Mozart a ve Beethoven a inanıyorum. Beethoven için yazmak bir savaştı. Yazacağı zaman herkesten kaçardı. İçindeki tanrıyla savaşmak ve ondan gerçeği çekip alabilmek için Elleri titrer, yüzü solardı. Bilirdi ki, ya başarmak, ya mahvolmak vardı. Yaratış, kendisini borçlu bildiği kutsal bir görevdi. 1814 te, sağırlığını gizleyerek son konserini verdi. Bundan 8 yıl sonra, Fidelio Operası nın genel provasını yönetmeye kalkıştı. Hasta sinirlerinin bütün gerilimine karşın başaramadı. Sahnedeki şarkıcılarla, orkestra müzisyenleri arasında hiçbir ilgi kuramadı. Sanatçılar, dehşet içinde, soran gözlerle birbirlerine ve hiçbir şey fark etmeden ölçüleri vurmakta devam eden şefe bakıyorlardı. Dostu Schindler, küçük bir kâğıda karaladığı iki satırla onu uyardı: Yalvarırım devam etmeyin. Evde size nedenini açıklayacağım. Beethoven, orada bulunanların gözlerinden her şeyi bildiklerini anladı. Bu olay, son günlerine kadar onu üzen bir anı olarak kaldı. Aslında Fidelio nun ilk seslendirilişi 1805 te yapılmıştı. Bu dramın kötü bir şansı vardı. Beethoven ona birbiri arkasından üç uvertür yazdı: Leonore I, Leonore II ve Leonore III. Sonra da bir dördüncüsünü. Bu da Fidelio adını taşıyordu. İlk seslendirilişinde 10

halkın karşılayışı soğuk oldu. Üçüncü geceden sonra da temsil kaldırıldı. 1826-182 kışında Beethoven sonunun geldiğini hissetti. Gururla şöyle diyordu: Eserim tamamlandı. Can çekişme, 24 Mart 1827 de başladı. İki gün sonra, kar fırtınası kenti kapladığı sırada ruhu, bu altüst olmuş vücudu terk etti. 56 yaşındayken dünyaca tanınan bir besteci olarak öldü. Bir yabancı, Anshelm Hüttenbrenner adlı bir müzisyen gözlerini kapadı. Beethoven in gömülüşü ile Mozart ınki arasında büyük bir zıtlık vardı. Bütün Viyana ayaktaydı. Tabutunu 8 ünlü müzisyen taşıdı. Cenazesine otuz bine yakın insan katıldı. Avusturya nın en büyük şairi ölüm nutkunu yazdı ve bir aktör tarafından okundu. 1802-1817 arasında yer alan ikinci dönem, Eroica senfonisi ile başlar. Beethoven, bu eserle yabancı etkilerden arınmıştır. 4. ve 5. piyano konçertoları, Op. 53 den başlayan piyano sonatları (Op.101 i de içine alan sekiz sonat), Op. 59, Op. 74 ve Op. 95 katalog numaralı beş yaylılar dörtlüsü, Do majör missa, Koral Fantezi, Fidelio Operası, Op. 61 keman konçertosu, Coriolan ve Egmont uvertürleri, 3-8. Senfonileri ile bazı trioları bu dönemin ürünleri arasındadır. Üçüncü dönem, son on yılını içerir. Missa Solemnis, 9. Senfoni, Op.127, Op.130, 131, 132, 122, 135 yaylılar dörtlüleri, son piyano sonatları (Op. 106-111) son yaratıcı dönemini taçlandırır. / Yüzünün kalıbı örnek alınarak Hugo Hagen tarafından yapılan büst. Beethoven in yaşamı, üç yaratıcı dönemde incelenir: Birinci dönemde Haydn ve Mozart geleneğine bağlıdır. 1795-1802 yıllarını kapsayan bu dönemin ürünleri arasında Pathetique, Moonlight, Waldstien gibi çok sayıda piyano sonatı, ilk altı yaylılar dörtlüsü, keman-piyano için Kreutzer sonatı, Prometheus balesi, piyano için ilk üç konçertosu ve ilk iki senfonisi dikkati çeker. Beethoven in ikinci yaratıcı döneminden (1802) başlayarak, kişisel üslubu ve romantik eğilimleri açıkça kendini gösterir. Halk, onu anlamakta zorluk çekmektedir. Yenilikleri, müzisyenler için bile anlaşılmaz görünür. Yedinci yaylılar dörtlüsünün 11

icrasında kemancı Schuppanzigh, birkaç ölçü çaldıktan sonra durur ve Beethoven in şaka yaptığını sanarak kahkahalarla gülmeye başlar. Günün modasına uymak artık Beethoven i ilgilendirmemektedir. Bununla beraber, eserlerinin genel planı, oranları, simetrileriyle gelenekseldir. Fidelio nun uğradığı başarısızlığın ardından, 1806 yılında gittiği Troppan da, Brunswick lerin yanında 4. Senfoni yi yazar. Eserin iyimserliğinde, Therese von Brunsvick e duyduğu ilginin etkisi var mıdır bilinmez. Ancak Apposionata (1807) ile Op.78 piyano sonatı ve Pastoral Senfoni arasında belli bir bağ vardır. Beethoven in Therese ile evlenme isteği, 1800 yılında soylu bir ailenin kızı olan, piyano öğrencisi Giulietta Guicciardi ile evlenmesini engelleyen aynı nedenlerle, mesleğinin ve sınıf ayrılığının yarattığı olumsuzluk nedeniyle gerçekleşmedi. Ancak ikisi, ölene dek sadık birer dost olarak kaldılar. Beethoven in 1816 da yazdığı altı lied lik Uzaktaki Sevgiliye (An die Ferne Geliebte) şarkı destesi böylece doğdu. Beethoven hiç evlenmedi, ama çevresinde kendisine yakınlık gösteren epeyce kadın vardı. Öldükten sonra çekmecesinde Ölümsüz Sevgiliye ait bir mektup bulundu. Kimdi bu Ölümsüz Sevgili? Bestecinin 1816 da yayımladığı Uzaktaki Sevdiğime adlı yapıtından ve müzik öğretmenine umutsuz bir aşktan söz edişinden yola çıkan uzmanlar, üç ad üzerinde durdular: Antonie Brentano, Josephine Deum ve Dorothea Ertmann. Bunlar arasında en güçlü aday ilkidir. 1823 yılında Diabelli Çeşitlemeleri ni ona adadı. 57 yaşında öldüğünde hala Ölümsüz Sevgilisi ne duyduğu sonsuz aşkı yüreğinde değerli bir sır olarak saklıyordu. (Ay Işığı Sonatı nı Giuletta ya adamıştı.) 12

Ölümsüz Sevgiliye Mektup Ezeli Yarim, Yatakteyken bile düşüncelerim üzerinize üşüşüyor. Bazen sevinçle, bazen hüzünle. Yazgı nın dualarımızı işitmesini bekliyorum. Bu yaşama göğüs gerebilmem için, ya tümüyle sizinle birlikte olmalıyım ya da sizi hiç görmemeliyim. Evet, kollarınıza uçup, göğsünüzde gerçek barınağımı bulduğumu söyleyene ve kollarınız arasında ruhumu kutsal ruhlar aleminde savrulmaya bırakılana kadar, yaban ellerde bir avare olma azmindeyim. Heyhat, ne yazık ki bu böyle olmak zorunda. Dinginliğe ereceksiniz, size olan sadakatimden emin olduğunuzda bu dinginliğiniz daha da büyüyecek. Şunu iyice bilmelisiniz ki, sizden başka hiçbir kadın bu yüreğin sahibi olamaz. Asla asla! Ah Tanrım, insan böylesine değerli bir kadınla neden hicranı yaşamak zorunda! Şu anda Viyana daki yaşamım sefilce. Aşkınız beni fanilerin hem en mutlusu, hem de en mutsuzu kıldı. Bu yaşta, artık yaşamımda bir düzene ve dengeye gereksinim duyuyorum. Yaşamakta olduğumuz ilişkide bu iki duygu bir arada olabilir mi? Meleğim, az önce postanın gideceğini duydum. Dolayısıyla bu mektubun eline hemen ulaşabilmesi için burada kesmem gerekiyor. Sakin olun. Beni sevin. Bugün... dün.. ne gözyaşartıcı bir özlem size duyduğum.. size.. siz.. hayatımherşeyim.. size en içten dileklerimi sunuyorum. Ah n olur beni sevmeye devam edin, bu aşığınızın sadık yüreğini kesinlikle yanlış değerlendirmeyin. Hep sizin Hep benim Hep ikimizin 1817 de başlayan Üçüncü Dönem de Beethoven, yepyeni bir üslupla ortaya koyar kendisini. Dış dünyadan tamamen uzaklaşarak kendi içine çekilmiş, gösteriş ve beklentiden uzak, acıya katlanabilen, dehasından emin, sıcak ve gülümseyen bir Beethoven dir bu eserlerde yakaladığımız. Üçüncü dönem eserleri, bestecinin inşa sorunlarını önemsemediği izlenimi verir gibidir. Bilgisi ve anlatımı, bütün teknik güçlüklerin üstünde ve amaca yöneliktir. Bütün büyük sanatçıların olgunluk döneminde olduğu gibi, ne biçim zorlaması, ne teknik sorunların varlığı sezdirilmez. Carl Traugott Riedel tarafından yapılan portre Bu davranış biçimi Beethoven de önce ezgi yapısında ortaya çıktı. Cümle ve priodun dayandığı ölçü sayısında dört ya da dördün katları kuralına uymamaya başladı. Op.106 piyano sonatında tema, 25 ölçülüktür. Op.126 No. 6 Bagatelle inde kuruluş 6+6+3 şeklindedir. Bazen kurala uyar. Ancak bu kez de cümle aralarına koyduğu, 9. Senfoni sinin adagiosunda ve 15. Yaylılar Dörtlüsü ndeki gibi sekiz ya da on altı ölçülük eklerle biçimi maskeler. Beethoven in ezgi yapısında gözlenen bir başka yeniliği de cümle kadanslarını bir kararla sona erdirmeyip, cümle sonlarını askıda bırakmasıdır. 13

Böylece, ileride Wagner in sonsuz ezgi diyeceği tarzın yaratıcısı olmuştur. Bu uygulama onu, karışık ifadeleri anlatmada olağanüstü başarılı kılar. 9. Senfoni sinin adagiosunda ve Op.109 piyano sonatının adagiosunda olduğu gibi Op.101 piyano sonatında scherzo yerine marş yazmıştır. Son piyano sonatlarının yarısından çoğunda füg tarzını ya da füg lü üslubu kullanır. J.S. Bach tan sonra unutulan fün yazısını yeniden canlandıran Beethoven, Büyük Çeşitleme tarzının da yaratıcısıdır. Daha önce çeşitleme yazan bestecilerde, ana tema her zaman asıl özelliğini korurdu. Oysa Beethoven in Büyük Variation unda temayı tanımak çok zorlaşmıştır. Genel çizgiler aynı kalmak koşuluyla ritim tam anlamıyla değişir. Küçük motiflerden yeni malzemeler türetilir. Tema ritminin bir parçacığı, armonik dokunun küçük bir bölümü tutularak yeni bir yaratmaya konu olabilir. Beethoven, özellikle 1815 den başlayarak Haydn ve Mozart tan alabildiğine uzaklaşmıştır. Bütün bu nedenlerle Beethoven, müzikte romantizmi hazırlayan, geleceğin büyük bestecileri için tükenmez bir örnek oluşturan, devrimci olduğu kadar güçlü bir klasik olarak benimsenir. Bu bakımdan, onun müzik tarihindeki yerini kesin çizgilerle tanımlama ve belirli bir döneme bağlama çabasından vazgeçmekte yarar vardır. Eserlerinin benzersiz başarısı Beethoven in duygusal yaşamın bütün nüanslarını anlatmada ilk olduğunu gösterir. Kompozisyonları, sarsıcı olayların, bireyciliğin gelişmesinin ve kişisel özgürlük arzusunun kanıtlarıdır. Eseri, Avrupalı insanın bu iç devriminin sözcüsüdür ve yeni çağların habercisidir. Beethoven in elinden çıkan bütün bu sayfalar, derin hassasiyeti, şefkati, enerjisi ve dramatik gücüyle dikkati çekerler. 14

Anton SCHİNDLER 13 Haziran 1795, Medlov, Moroviva 16 Ocak 1864, Bockenheim, Frankfurt Beethoven in sekreteri ve ilk biyografisinin yazarıdır. Ölümünden birkaç yıl sonra Beethoven, kahramn meraklıları tarafından tam anlamıyla aziz ilan edildi. Schindler, yeni mesihin ilk vaiziydi. Babası, memleketi Maehren, Meedl-Neustadt kilisesinde koro şefi ve öğretmendi. Schindler, daha çocukluk yaşlarında müzikle uğraşıyor ve keman çalıyordu. Çok genç yaşlarda Viyana Üniversitesi ne gitti, hukuk okudu ve amatör bir orkestrada coşkuyla keman çaldı. Beethoven la 1814 te kemancı Schuppanzigh kendisinden büyük besteciye bir mektup götürmesini rica ettiğinde tesadüfen tanıştı. Daha bu yılın sonunda 29 Kasım ve 2 Aralık taki Beethoven konserlerinde keman çalıyordu. 1815 te Schindler, üniversitedeki yıkıcı etkinlikleri nedeniyle tutuklandı ve hapse atıldı. Serbest bırakıldıktan sonra Beethoven in sekreteri ve sağ kolu oldu. 1822 de Beethoven in evine taşındı. Daha sonra Josefstaedler Tiyatrosu nda orkestra şefi oldu ve Beethoven in eserlerni kendi yönetiminde yorumladı. 1824 te, 23 Mayıs taki Beethoven konseri başarısızlığa uğradıktan sonra, araları geçici olarak bozuldu. İki yıllık dargınlıktan sonra, Beethoven Gneixendorf tan Viyana ya ölmek üzere geldiğinde, 1826 Aralık ayında Schindler ustasının evine döndü ve saygı dolu bir özveriyle ölümüne dek Beethoven e hizmet etti. Son günlerin ayrıntıları hakkında Moscheles e birçok mektup yazdı ve Breunun le birlikte Beethoven den kalan kağıtlarla uğraştı. Breuning in iki ay sonra ölümünün ardından Beethoven in tüm kağıtları Schindler e geçti. İlk Beethoven biyografisini 1840 ta yayımladı, bunu 1845 te bazı eklemelerle genişletilmiş ikinci baskı izledi, üçüncü ve son baskı 1860 ta yayımlandı. Schindle bize açık sözlülükle Beethoven in yaşamındaki tüm tatsız epizotları sükutla geçiştirdiğini anlatmaktadır. Tatsız olayların atlanamadığı yerlerde Schindler, bunları küçük göstermeye çalışıp arkadaşlarını karalayarak Beethoven in yükünü hafifletmeyi başarmıştır. Onun için Beethoven haksız hiçbir şey yapamayacak bir mesihti ve mesihinin Tanrısal niteliğini kuşkuya dşürecek her iddia Tanrı ya küfür etmekti. Büyük adamlar hakkında her şey ama her şey söylenebilir, bunun onlara bir zararı olma. Dediği için Ferdinand Ries ile de bozuşmuştu. Wegeler ve Ries i birçok çirkin gerçeği açığa vurdukları ve 1819/20 de Beethoven in parasal sıkıntılarını anlattığı, kendilerine yönelmiş mektupları yayınladıkları için de şiddetle eleştirmişti. Ona göre böyle mektupların ortaya dökülmemesi gerekirdi. Bunlar onun dostları Wegeler ve Ries tarafından gizli tutulmalıydı. Çünkü o mektupların içeriği, Beethoven in yalnızca para için beste yaptığı izlenimini doğurabilirdi. Schindler tarihi bildirme konusunda garip şekilde kayıtsız kalmıştı, tarihler çoğunlukla yanlıştır. Anlaşılan bunları önemsememiştir. Tüm bunlara karşın Schindler, Beethoven le ilgili paha biçilmez bir bilgi kaynağıdır. Ustanın günahlarını sevgiyle örtmek istediğinde farkına varmadan baklayı ağzından çıkarmaktadır. Ne zaman ustanın lehine yalan söylemeye kalksa ayrıntılara girmekte ve boşboğazlık edip lafı kaçırmakta, her defasında hiç farkına varmadan bize gerçek durum hakkında değerli işaretler vermektedir. Beethoven in ilk biyografi yazarı olan Schindler, kendisi için tipik, Beethoven i savunmasına yarayan, sır küpü zekasıyla Beethoven in aşırı siyasal görüşlere eğilimli olduğunu ve yeni fikirlere sempati duyduğunu söylemektedir. 15

Alexander WHEELOCK 22 Ekim 1817, Massachusets, ABD 15 Temmuz 1897, Trieste, İtalya. Beethoven in önemli biyografi yazarı A.W. Thayer ortaya çıktıktan sonra Beethoven in biyografisi bir sıraya konulamayan efsanelerden oluşan melodram havasında bir karmaşaya dönüşmüştür. Thayer, 1843 te Harward Üniversitesi nde hukuk diploması aldı. Kısa bir süre üniversite kütüphanesinde çalıştı. Beethoven in yaşamıyla ilgilenmeye bırada başladı. Verdiği birkaç kısa aranın dışında tüm yaşamını ustanın eleştirel bir biyografisini yazmak için kaynak araştırmasına adadı. 1907) metni sözcüğü sözcüğüne çevirmek zorunda kalmıştı, ancak ona kendi kanısınca eldeki belgeler izin verdiği ölçüde tümüyle özgür biçimde devam etme hakkı verilmişti. Birinci cilt 1770-1796 yıllarını kapsıyordu; Weber tarafından Berlin de 1866 da yayımlandı. İkinci cilt (1796-1806) 1872 de; üçüncü cilt (1807-1816) 1879 da. Dördüncü cilt, Thayer öldüğünde tamamlanmamıştı. Deiters yapıtı yeniden gözden geçirdi ve tamamladı, ancak 1901 de yayımlanan birinci cildi gözden geçirdikten sonra öldü. Grossmehlra dan Dr. Hugo Riemann (1849-1919) dördüncü cildi 1907 de, beşinci ve son cildi 1908 de tamamladı ve yeniden gözden geçirilmiş ikinci ve üçüncü ciltleri 1910-11 de yayımladı. Henry Erdward Krehbiel in (1854-1923) İngilizce çevirisi New York taki Beethoven Derneği tarafından 1921 de yayımlandı; bu, yukarıda belirtilen kitaplardan kısaltılmış bir metindi. Thayer sayesinde, Tanrılaştırılan Beethoven yeniden insan yapılmış ve göklerden yere geri indirilmiştir. Thayer daha da ileri gitmiştir. O zamana kadar genel olarak Beethoven in aldatılan kahraman olduğu ve tüm çevresinin alçak kişilerden oluştuğu kabul edilirdi. Thayer, gerçeğe çok daha fazla yaklaşan ve bambaşka bir şeyi, yani Beethoven in tüm diğerlerini aldatan kişi olduğunu tanıtlayan belgeler sunmuştur. Çalışmalarının sonucu, eleştirel bir bakışla incelenmiş belgelerden oluşan anıtsal bir koleksiyondu. Thayer in çalışmaları başlangıçta Almanca yazılmış beş kalın cilt oluşturuyordu : Ludwig van Beethoven in Yaşamı. Tüm ciltlerin basıldığını görecek kadar yaşamadı, üçüncü cilt yayımlandıktan sonra öldü. İlk üç cildin yayımcısı olan Bonn dan Dr. Hermann Deiters (1833-16

Beethoven in Mektupları Beethoven in mektuplarından en önemlileri şunlardır: 1) 411 mektuptan oluşan Dr. Ludwig Nohl dakiler (Sutugard, 1865) 2) Dr. A.C. Kalischer^dekiler (Berlin/Leibzig 1906-1908). Dipnotları ve açıklamalarıyla beraber 1220 mektuptan oluşan beş ciltlik eleştirel baskı; Kalische koleksiyonunun Theodor von Frimmel tarafından yeniden gözden geçirilmiş ikinci baskısı (1909-1911). 3) 1474 mektup içeren Emerich Kastner ve Julius Kapp ınkiler (Leibzig 1923) 4) Thayer den başka mektuplar. Beethoven in mektupları bize en önemli bilgileri vermektedir. Bunlar, yayımlanmak üzere yazılmamıştır. Beethoven bunlarda düşüncelerini dile getirmekte ve sanki hiç izleyicisi yokmuş gibi davranmaktadır. Beethoven in bir sabah düşüncelere dalmış halde, açık pencerenin önünde çırılçıplak durduğunu, pencerelerin altından geçen sokak çocuklarından giderek büyüyen bir sürünün onu çın çın öten yaygaralarla selamladığını ve Beethoven in buna çok şaşırdığını Ignaz Moscheles (1794-1870) den öğreniyoruz. Beethoven in mektuplarının genel olarak hiçbir edebi değerinin olmadığı iddiası kaba bir küçümsemedir. Ne var ki bunların çoğunun kayda değer birşeyler içermediği, uşağı ve hizmetçilerine yazdığı kısa notlar olduğu da doğrudur. Yine de geriye olağanüstü, ateşli, tutkulu ve kısa Beethoven düzyasısından Alman edebiyatının şaheserlerinden sayılabilecek kadar iyi bir koleksiyon oluşturacak sayıda mektup kalmıştır. Görüşme Defterleri Beethoven in sağırlığının başlangıcından beri, konuklarıyla yalnızca yazılı olarak görüşebildiği genel olarak bilinmektedir. Evde haberler bir kara tahtaya yazılır ve usta bunları okuduktan sonra hemen silinirdi. Beethoven kahve ya da lokantaya gittiğinde ise yanında ceket cebine sığabilecek büyüklükte boş bir defer taşırdı. Sonra bu defter elden ele geçer ve Beethoven in dostları bauna soru ya da yanıtlar yazarlardı. Beethoven in kendisi ise sohbete konuşarak katılır, defteri ancak arada sırada, sesine güvenemeyeceğini sandığında kullanırdı. Yazılanlar saklanmak istendiğinde bazen evde de kara tahta yerine defter kullanılırdı. Bu tür görüşme defterlerinden yaklaşık 400 ü Schindler e kaldı. Schindler, ustaya duyduğu bağlılıktan 263 defteri ortadan kaldırdı ve 1845 yılında 11.460 sayfa tutarındaki 137 defteri Berlin Kraliyet Kütüphanesi ne bağışladı. Thayer, bunların tamamını kopya ederek kendi biyografisinde kullandı. 1819 dan 1820 ye kadarki süreyi kapsayan görüşme defterleri Walter Nohl un eleştirel yorumuyla 1923 te Münih te Rect tarafından yayımlandı. Görüşme defterlerinde sohbetler bulmak umulmamalıdır. Beethoven çoğunlukla sessiz kalmış ve arkadaşlarını konuşturmuştur. Ayrıca, bu görüşmeler yayınlanmak amacıyla yapılmamıştır, hele Beethoven in yaşamına kaynak olacağı hiç düşünülmemiştir. Schindler bunları temizlemiş ve ustaya layık bulmadıklarını yok ettikten sonra geriye kalanları yayınlamıştır. Bundan, görüşme defterlerinin elimizdeki kaynakların en yetersizi olduğu ve ancak büyük bir dkkatle kullanılması gerektiği sonucu çıkmaktadır. Ama yine de görüşme defterleri ilginç ve değerlidir. Bunlar bize Beethoven in yaşamının son sekiz buçuk yılında nelerle uğraştığı konusunda genel bir izlenim vermektedir. Kaygılarının başında, yeğeni Carl ile olanlar gelmektedir; bu konuda defterler 17

dolmuştur. Diğer bir kaygısı sağırlığı ve kronik ishalidir. Yufka yürekli konukları ona en son tıbbi bilgileri ve tedavi yöntemleri hakkında haberler getirmekteydiler. Defterlere dağılmış olarak dönemin olayları, maddi sorunlar, borsa haberlerine ilişkin notlar, politika, devrim, Napolyon, din, edebiyat, müzik, tiyatro, ev, uşaklar, şarap, dul hanımlar, genç kızlar ve kitaplarla ilgili düşünceler bulunmaktadır. Kitaplar büyük yer tutmaktadır ve Beethoven in el yazısıyla kitabın adı, yazarı, yayınevi, fiyatı ve alınabileceği kitabevi yazılmıştır. Son olarak da tek tük Beethoven in kişisel düşünceleri yer almaktadır. Eksik görüşme defterlerinden yapılan dikkatli değerlendirmeler Beethoven in yaşamı, dönemi ve Viyana daki çevresi hakkında ayrıntılı bir görüntü edinebilmemiz için değerli işaretler almamızı sağlamaktadır. Çağdaşlarının İzlenimleri Beethoven in ölümünden kısa bir süre sonra onunla ilişkisi olmuş herkes az çok ayrıntılı izlenimlerini ve onun hakkındaki efsanevi bilgilerin çoğalmasına yardımcı olmuştur. Çağdaşlarının tanıklıklarından en önemli koleksiyonlar Ludwig Nohl 1877, Albert Leitzmann 1921, Theodor von Frimmel 1923, G. Schirmer in 1926 da yayımladıklarıdır. Bu anıların çoğu fıkra türündedir ve bu nedenle çok dikkatli kullanılmalıdır. Çirkin Beethoven Tüm kahramanlar masal prensleri gibi yakışıklıdır. Bu inatçı efsanenin yıkılması gereklidir. Beethoven in kahraman hayranı sanatçıların düş gücünden kaynaklanan kahramanımsı resimlerine rastlanmaktadır. Gerçekte ise Beethoven oldukça çirkindi. Ufak tefek, esmer, çiçek bozuğu yüzlü, iri, yassı burunlu, çekik, güçsüz gözlü, fırlak dişli, siyah, kabarık saçlı, küçük elli, tombul parmaklıydı. SChinler bile buna boyun eğmekte ve ustanın görüntüsünü güzelleştirmeye çalışmamaktadır. Beethoven la yıllarca yakın ilişkisi olmuş Ries, Breuning, Holz ve Moscheles inkileri özenle değerlendirmek gerekir. Büyük adamlar hakkında herşey ama herşey söylenebilir, bunun onlara bir zararı dokunmaz sözünü kaydeden Ries dir. Böylesine gerçekçi bir değerlendirmede Ries, çok önemli olayları gizlemeyi uygun gören Schindler ve Thayer den çok daha üstündür. 18

Hasta Beethoven Tüm kahramanlar Herkül e benzerler. Bu da yıkılması gereken bir başka efsanedir; onlar öyle değillerdir. Yaşamı boyunca hep hasta olduğunu kendisi anlatmaktadır: Hep hastalıklı bir adam olmadım mı?. Çocukken gözlerini ve yüzünü bozan çiçek hastalığı geçirmiştir. Mektuplarında durmaksızın, işitme kusurları, miyopluk, astım, gut, romatizma, sancılar ve barsaklarından yakınmaktadır. Yaşamının son yıllarında sağırlığı ve kronik ishali yüzünden hemen hemen hareketsizliğe mahkum olmuş, sonunda da sirozdan ölmüştür. Ayrıca gençliğinde yakalandığı ve mezara kadar çektiği frengiye ilişkin belirtiler vardır. Viyana dan Dr. Bertolini, Thayer e bu konuda gizli bilgiler vermiş ve Grove de işaret edilen kayıtlarını göstermiştir. Thayer, bunları doğrudan kullanmamış ve soruyu şu üstü kapalı işaretlerle açık bırakmıştır: Beethoven kesin temizlik emrini çiğnediği için alışılmış cezayı çekmiştir. 1819 a ait görüşme defterlerinin başında Beethoven in kendi el yazısıyla zührevi hastalıkların tanısı ve tedavi yöntemleriyle ilgilendiği ve bunları ele alan Lagunan ın kitabını satın almak istediğine ilişkin bir kayıt bulunmaktadır (L. Von Lagunan. Tüm zührevi hastalık çeşitlerini tanıma, iyileştirme ve kendini bu konuda güvenceye alma sanatı, Erfurt). Newman ve Grove, Beethoven in frengiye yakalandığını kabul ederler. Schauffler e göre bu olası, ancak kesin değil dir. Dr. Schweisheimer, bu konuda hiçbir şey yayınlanmadıkça imalara güvenmemektedir. Ayyaş Beethoven Sadık Schindler, ustanın içme alışkanlığını şöyle tanımlamaktadır : Beethoven in yeğlediği içki, yazın aşırı miktarda içtiği taze kaynak suyudur. Şaraplardan çeşitli sert tipleri severdi. Ne yazık ki özellikle de zayıf organlarına büyük zarar veren karıştırılmış şaraplar. Ancak uyarılar sonuçsuz kalırdı. Ama bu da Beethoven in doktoru Dr. Wawruch un belirttiği gibi bir ayyaş olmadığının en iyi kanıtıdır. Burada da Schindler in ustayı maruz gösterme eğiliminin tipik bir örneği görülmektedir. Beethoven in bir ayyaş olduğu kabul etmekte, ama bir yandan da onu bu suçlamadan kurtarmaktadır. Onun verdiği ayrıntılar karakteristiktir. Bütün alkolikler gibi Beethoven de daha fazla alkol içeren ve bu nedenle daha fazla ateş veren şarapları yeğliyordu. Beethoven in sekreterlerinden biri ve el ulağı Carl Holz da doktorun sözlerini doğrulamaktadır. Yemek ve içmekte Beethoven i neredeyse Gargantua ya benzetmektedir. (Gargantua: Fransız masal dünyasının devi, müthiş bir obur ve ayyaş). Çok ve besleyici yemekler yerdi. Sofrada çok şarap içerdi. Schindler, Holz a karşı çıkar ve onun zavallı, masum ustayı lokantalara, içki alemlerine sürüklediğini ve sonra da onun Beethoven in aşırı şarap içmekten hastalandığını ortalığa yaydığını iddia eder. Evet doğrudur, diye sözlerine devam eder mazur göstererek Schindler, Beethoven 1825 ve 1826 da çok açık biçimde şarap tanrısının egemenliğini kabul etmiştir, ancak bu aşırılıktan tamamen Holz sorumludur. Schindler yine ayrıntılara dalarken çelişkiye düşmektedir. Dolayla ancak net bir şekilde Beethoven in yaşamının son yıllarında ölesiye içtiğini belli etmektedir. Ölüm nedeni olan ödem ve karaciğer sirozu büyük olasılıkla aşırı alkol alımının bir sonucudur. Schindler in Beethoven in alkolizminin suçunu Holz a yüklemesi çocukçadır. Beethoven a olan saygısından dolayı Beethoven in ayyaş olmadığı konusunda Schindler ile uyuşan Thayer bile Holz u temize çıkarmakta ve şunları eklemektedir: Beethoven gençliğinden beri şarap içmeye alışıktır. Bu yüzden, 19

hastalandığında ona şarabı yasaklamak doktorlara güç gelmiştir. Beethoven in kalıtsal olarak da yüklü olduğu açıktır; çünkü babası ve babaannesi de iflah olmaz alkoliklerdi. Beethoven in mektuplarında ve sohbetlerinde sık sık her türlü şarap adına değiniliyordu: Ren şarapları, Mosel şarapları, Rüdesheimer, Ruster, Melniker, Gumpoldkirchner, Grinziger, Erlauer, Adelsberger, Nessmüller, Steicher, Seideler, Ofener, Vöslauer, Sankt Georger, Tokaier. Beethoven sert ve ucuz olan kırmızı Macar şaraplarını yeğliyordu. Macar kontesi Erdödy nin zengin ziyafetlerinde şişeleri peş peşe boşaltıyor ve doğal olarak da ertesi gün hasta oluyordu. Macar şarabı kendisini hasta ettiğinde şifayı şampanyada arar ve köpüklü Fransız şarabından esin umardı. Bundan geriye sadece baş ağrısı kalırdı. Usta, Kuhlau ya şöyle yazmaktadır: Böyle şeylerin enerjimi arttırmak yerine baltaladığını bir kez daha deneyimle öğrendim. Ancak pişmanlığı pek uzun sürmezdi ve hemen arkasından Holz a şunları yazmaktaydı: Bugün Pazar. Haydi kendimize bir Pazar ziyafeti çekelim. İkisi de ayyaş olan Baron Zmeskall ve Holz, Betthoven in içki alemlerine katılırlardı. Bir keresinde Beethoven onlara şu açıklamayı yapmıştı: İçki aleminden ancak bu sabah saat dörtte geldim orada çok gülmüştüm, ama bugün bir o kadar da ağlayacağım. Anlaşılan Holz bu ekibin elebaşıydı. Zira Holz un sıkı bir ayyaş olduğunu Beethoven bile kabul etmek zorunda kalmıştı. Beethoven in konuklarından bir yemekte üç şişe boşaltmalarını beklediğini öğrendiğimizde, onun sıkı bir ayyaş ile neyi kastettiğini anlayabiliriz. Bazen de Beethoven konuklarıyla içki içme yarışına girerdi. Sir George Smart böyle bir içki aleminde onu yenmişti. Herhalde Malfatti ölüm döşeğindeki besteciye sağlık çaylarıyla eziyet etmeyi anlamsız buluyordu ve ona buzlu punç verdi. Beethoven bunu hırsla içti, sarhoş oldu, uykuya daldı ve düşünde Talut ve Davut oratoryosunu bitirdiğini gördü. Yeniden uyandı, daha fazla şarap istedi; Malfatti nin yaşamını kurtardığına inanıyordu. Bu, gerçekten de Beethoven in tam da gereksinim duyduğu ilaçtı. Bu durumda hemen eski dostu Baron Pasqualati ye yazarak ondan biraz şarap, şampanya, Grinziger ve özellikle de eski Gumpoldkirchner istedi. Pasqualati, istenenden fazlasını gönderdi. Pasqualati nin şampanyası enfesti, ancak baron şampanya kadehi göndermeyi unutmuştu ve gerçek bir şarap düşkünü için şampanyayı yanlış kadehten içmek en büyük günahtı. Bu durumda Beethoven yeniden yazıp daha fazla şampanya ve uygun bir kadeh rica etti. Aynı zamanda Mainzlı Schott dan birkaç şişe hakiki Ren şarabı ister ve oda hemen şişelerce yollar. Terbiyeli Schinler gönderileni tam zamanında alıp ölmekte olan ustanın yatağının yanındaki masaya iki şişe Rüdesheimer koyabilmiştir. Usta bunlara bakmış ve şöyle demişti: Ne yazık, ne yazık, çok geç! Bunlar son sözleriydi. Schindler in bildirdiğine göre Beethoven in ölmeden önce içtiği son şey, birkaç kaşık Rüdesheimer şarabıydı. Beethoven, son nefesine kadar şarap tanrısı Baküs e sadık kaldı. Ölüm döşeğinde şöyle haykırıyordu: Yalnıza Malfatti nin bilimi beni kurtarabilir. Dr. Waruch onu yalnızca sağlık çayı içmeye zorluyordu. Dr. Malfatti ise istediği kadar şarap içmesine izin vermişti. Hatta ona birkaç şişe eski Gumpoldkirchner de göndermişti. 20