Biricik May Amelia. Jennifer L. Holm. Çeviri Aslı Güçlü



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

ÖZEL GÜNLER. Doğum günü/kadınlar günü/anneler günü/babalar günü/sevgililer günü/ Öğretmenler günü

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

Bay Çiklet in Bahçesi

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer,

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

Lesley Koyi Wiehan de Jager Leyla Tekül Turkish Level 5

Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi

Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um. Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun. O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş. Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz

Sevda Üzerine Mektup

Helena S. Paige Çeviri Kübra Tekneci

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

EKİM AYI BÜLTENİ YARATICI DÜŞÜNME ATÖLYESİ (3 YAŞ) 2-6 EKİM

C A NAVA R I N Ç AGR ISI

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

Jiggy kahramanımızın asıl adı değil, lakabıdır. Ve kıpır kıpır, yerinde duramayan anlamına gelmektedir.

TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN MAKİNENİN ARKASI

Herkese Bangkok tan merhabalar,

6. Sınıf sıfatlar testi testi 1

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

Yazan ve çizen: Michael Ryba

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin



Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

DON GİOVANNİ. uygun ve çok uzun uçuş saatleri gerektirmeyen bazı Avrupa şehirlerine göz gezdirirken

Bilinen hikayedir. Adamın biri, akıl hastanesinin parmaklıklarına yaklaşmış. İçeride gördüğü deliye:

Bahar Ateşi Evet! Hayır! Belki? Ne? Merhaba.

6 Çocukla Ahır'da Yaşam Mücadelesi

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

Eğitim Öğretim Yılı OKUL ÖNCESİ ŞEKERLİK EĞİTİM SETİ YARIM GÜNLÜK PLAN ÇİZELGESİ

ÖZEL NİLÜFER ÇOCUK EVİ

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

OKUMA ANLAMA ANLATMA. 1 Her yerden daha güzel olan yer neresiymiş? 2 Okulda neler varmış? 3 Siz okulda kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

ÖZEL NİLÜFER ANAOKULU

Adamın biri bir yolun kenarına dikenler ekmiş. Dikenler büyüyüp gelişince yoldan geçenleri rahatsız etmeye başlamış. Gelip geçenler, adama:

TARSUS DA BİR GÜN...BELKİ DE İKİ... Adanalılar...Mersinliler...Gaziantep, Hatay ve Osmaniyeliler...Türkiye nin gezmeyi sever insanları...

66 Fotoğrafçı Etkinlik Listesi. 52 Haftalık Fotoğrafçılık Yetenek Sergisi

Bu testi yapın, kendinizi tanıyın!

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK

.com. Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN

Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK

* Balede, ayak parmakları ucunda dans etmek. [Ç.N.] ** Balede, ayaklarını birbirine vurarak zıplamak; antrşa şeklinde okunur. [Ç.N.

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

Bir adam... Bel Plan Dış/Gün. Bir şehir... Geniş Açı. Ve insanlar... Geniş Açı

BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe

Okula sadece dört dakikalık yürüme mesafesinde oturmama

Okul günüm. Anne-babalar ve çocuklar için için okula başlama rehberi. Niedersächsisches Kultusministerium

Nepal Gezisi (Holi Festivali'nde Nepal'e gidiyoruz!)

.com. Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN

yemyeşil bir parkın içinden geçerek siteye giriyorsunuz. Yolunuzun üstünde mutlaka birkaç sincaba rastlıyorsunuz. Ağaçlara tırmanan, dallardan

PROJENİN BAŞINDAKİ VE ŞUANDAKİ SİMULTANE UYGULAMALAR, BAKIM UYGULAMALRI VE SOSYAL İLİŞKİLER YÖNETİMİ

Deniz Kantarcıoğlu Anaokulu Rehber Öğretmeni. «Okula Uyum»

TAVŞANCIK A DOĞUM GÜNÜ SÜRPRIZI

KURALLI VE DEVRİK CÜMLELER. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir.

Söyle, üzmesinler onu. Ele güne muhtaç olmasın. Hâlâ sigara. Çünkü gücüm var biraz daha.

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

Şehirdeki Yeni Hayatımız Başlıyor

Örnek Tarot Okuması

ISBN :

Edwina Howard. Çeviri Elif Dinçer

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

&[1 CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR! SERIS.INDEN BAZILARI. l O - Cin Ali Kır Gezisinde. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Mayıs 2010 DİKKAT

AŞKI, YALNIZLIĞI VE ÖLÜMÜYLE CEMAL SÜREYA. Kalsın. Mutsuz etmeye çalışmayacak sizi aslında, sadece gerçekleri göreceksiniz Cemal Süreya nın

Dört öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve matematik finalini kaçırmışlar, ertesi gün hocalarına gitmişler, zar zor ikna etmişler. Arabaya bindik yolda


KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

Jamie Foxx J

Turkiye' ye dönmeden önce üniversiteyi kazandığımı öğrenmistim. Hayatımın en mutlu haberini de orada almıştım.

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERİSTESİ VAKFI ADIGÜZEL OKULLARI ÇEKMEKÖY ANAOKULU TAVŞANLAR SINIFI MAYIS AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

Bunu herkes yapıyor! -Gerçekten herkes mi? Nasıl korunmam gerektiğini biliyorum! -Kalbini, gönlünü nasıl koruyacaksın?

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Bir Ayakkabı Hikayesi - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

Eber Gölü (Bolvadin-Afyonkarahisar) (10-11 Mayıs 2008) Yazan ve fotoğraflayan: Hüseyin Sarı,

EĞİTİM VE ÖĞRETİM DÖNEMİ DENİZYILDIZI GRUBU MART AYI BÜLTENİ

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ

(22 Aralık 2012, Cumartesi) GRUP A Türkçe Ortak Sınavı Lise Hazırlık Sınıfı

İLK OK UMA KİT APLARI

Orhan benim için şarkı yazardı

kural tanımayan cafer Adı-Soyadı:...

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

Transkript:

Biricik May Amelia Jennifer L. Holm Çeviri Aslı Güçlü

4

Anneme ve babama Ve bana kalbimin sesini dinlememi söyleyen büyükbabam Michael Hearn a 5

6

İÇİNDEKİLER BİR Ağabeyim Wilbert Diyor Ki... 13 İKİ Nasel de Hiç Centilmen Yok... 31 ÜÇ Mucizeler ve Koyunlar... 49 DÖRT Böyle Bir Ağabey Yok... 65 BEŞ Büyükanne Sabrımızı Zorluyor... 89 ALTI Terbiyeli Genç Bir Leydi Nasıl Olunur?... 103 YEDİ Kötü Günler... 121 SEKİZ Burada Genç Bir Anne Yetişiyor... 141 DOKUZ Smith Adası nda Ne Oldu?... 153 ON Gördüğüm Şeyler... 163 ON BİR Gerçekten Üzgün Bir Kız... 177 ON İKİ Şanslı Bebek... 193 ON ÜÇ Burada Olmak Mutluluk Verici... 203 YAZARIN NOTU...213 7

8

9

10

Gitmezsen geri dönemezsin. Fin Atasözü 11

12

BİRİNCİ BÖLÜM Ağabeyim Wilbert Diyor Ki Ağabeyim Wilbert bana Nasel de doğan ilk kız olma özelliğini gösterdiğim için adeta mucize çocuk olduğumu söylüyor. Nasel Nehri kıyısında durup çılgınca akan nehri izlerken bu sözler dudaklarından dökülüyor. Keyfimin yerine gelmesi için uğraş veriyor. Wilbert beni burada, bana oldukça kötü davranan babamdan kaçıp sığındığım Bebek Adası nda buldu. Wilbert bile on üçüncü yaşıma bastığım böylesine özel bir günde babamın bana kötü davranmasının korkunç bir şey olduğunu söylüyor. On üç yaşındaki Wilbert en çok sevdiğim ağabeyim olma unvanına sahip. Bir kızın sahip olması gerekenden çok daha fazla sayıda ağabeyim olduğunu göz önüne alırsak bu oldukça önemli bir şeymiş gibi görünüyor. Gerçekleşir mi bilmiyorum ama bu seneki doğum günümde içten içe bir kız kardeşim olmasını diliyorum. İşte ağabeylerim: Matti on sekiz yaşında. 13

Kaarlo on yedi yaşında, aslında kuzenimiz ama sanırım o da bir nevi ağabey sayılır. Isaiah on altı yaşında. Wendell on beş yaşında. Alvin on dört yaşında. Ivan da on dört yaşında. Kendisi Alvin in ikiz kardeşi oluyor. İkili birbirine tıpatıp benziyor. Sadece Wilbert ve ben onları ayırt edebiliyoruz, annem bile bu konuda zaman zaman sorun yaşıyor. Wilbert on üç yaşında. May Amelia Jackson on iki yaşında. Adı geçen kişi ben oluyorum. Washington Eyaleti nde bulunan Nasel de yaşıyoruz. Sene 1899. Sıradan bir oğlan çocuğunun yaptığı şeyleri ne zaman yapmaya kalkışsam, Yaramazlık yapma May Amelia, diye bağırıyor babam bana. Bana kız olduğumu, bu yüzden oğlanların yaptığı şeyleri yapamayacağımı ve her yerin tehlike saçtığını söylüyor. Wilbert babamın ne denli zor bir yaşam sürdüğünü anlatıyor bana. Fin donanmasına katılmak üzere Finlandiya dan ayrılmak zorunda kalıp Washington a yaptığı uzun yolculuğun ardında bıraktığı izleri yüzündeki çizgilerden de anlamamızın mümkün olduğunu söylüyor. Bu yüzden bana sert davranıyormuş. Ancak bana göre Wilbert yanılıyor. Babam genel olarak küçük kızlardan pek hoşlanmıyor, özellikle de benden. Annem birkaç ay sonra yeni çocuğunu kucağına alacak. Babam bir gün Çocuklar, umarım anneniz dünyaya bir oğlan çocuğu getirir, çünkü ben ikinci bir May Amelia ya daha dayanamayacağım, diyor. Bu sözleri Ben Ar- 14

mstrong un tomruk kampına tek başına gittiğim için beni azarladığı günün sonunda söylüyor. Ama Ivan ile Alvin bir başına oraya gidebiliyorlar, diyorum itiraz edercesine. Bu konuda itiraz duymak istemiyorum, May Amelia, diye karşılık veriyor babam. Ama baba... Bunun üzerine babam öylesine şiddetle haykırıyor ki, sesinin Petersen lerin çiftliğinden duyulduğuna eminim. Orası genç bir kızın gidemeyeceği kadar tehlikeli bir yer! diye gürlüyor. Oradan oraya koşturmanı istemiyorum, duyuyor musun beni? Ardından kaşlarını öfkeyle çatıp parmağını bana doğru sallayarak ekliyor. İşte o kadar! Beni azarlamasından nefret ediyorum, bu yüzden çareyi her defasında kaçmakta buluyorum. Günün sonunda işittiğim azardan sonra küçük sandalı önceden olduğu gibi yine Nasel Nehri ne indirip Bebek Adası na doğru yola çıkıyorum. Wilbert gelip beni eve götürene dek büyülü ağacın içinde saklanıyorum. Büyülü ağacın varlığından haberdar olan bir kişi var sadece, o da Wilbert tan başkası değil. Bu ağaç benim gibi küçük bir kızın kolaylıkla girebileceği bir oyuktan ibaret aslında. Wilbert, öldüğüm zaman büyülü ağacın içine gömülmek istiyorum, diyorum. Anlaşıldı May, diyor Wilbert. Ama muhtemelen yakın zamanda ölmeyeceksin. Henüz on iki yaşındasın ve ölmek için yaşlanman gerek, bunu bilmiyor musun? Biliyorum, bu şu an için bir plandan ibaret zaten. Wilbert şimdi suda oradan oraya sıçrayarak küçük ba- 15

lıkları kovalayan Bosie ile oynuyor. Mandıranın arka tarafında yaşayan rakunla kavga ettiğinde tüylerinin bir kısmını kaybeden Bosie bu haliyle oldukça sefil görünüyor. Haziran ayına girmek üzereyiz. Havalar ısınmaya başlıyor. Bugünlerde burada, Nasel de hafif bir esintiyi bile hissetmek mümkün değil. Suyun içindeki balıkları ısırmaya çalışan Bosie gibi bu sıcakta etrafta uçuşan sivrisinekler de beni yemeye çalışıyor. Bosie her ne kadar iyi bir yüzücü olsa da, akıntı onu nehrin sonuna doğru sürüklüyor. Wilbert, diyorum. Shoalwater Koyu na ulaşmadan önce Bosie yi yakala. Nasel Nehri daha aşağıda bulunan Shoalwater Koyu na dökülüyor, oradan da okyanusa karışıyor. Bu nehrin güneyinde Columbia Nehri bulunuyor. Columbia nın bir ucunda Oregon ve Astoria şehirleri göze çarpıyor. Bu civardaki tek şehir Astoria olarak biliniyor. Burası zor kullanarak gemilerine tayfa alan adamlarla denizcilerin bulunduğu ve yeni bir çift ayakkabı almak dışında hiçbir zevki olmayan insanların yaşadığı Nasel e hiç benzemiyor. Şehir zevk sahibi her çeşit insanı bünyesinde barındırıyor. Yani, Wilbert öyle olduğunu söylüyor, çünkü ben oraya hiç gitmedim. Alice Teyze orada yaşıyor ve o da gerçekten zevk sahibi biri. Feenie Hala ve Henry Amca gibi o da doğum günüm sayesinde ziyaretimize geliyor. Bugün tamı tamına on iki yaşıma girdim. Günün büyük bir kısmını ise bir ağacın içinde saklanmakla geçiriyorum. Wilbert ıslık çalarak Bosie yi çağırıyor. Balık yakalamak konusunda Bosie nin pek de başarılı bir köpek olduğu söylenemez. Yalnızca bir tane balık yakalamış, yakaladığı balık bir çocuğun karnını doyuramayacak 16

kadar küçük görünüyor. Sudan çıkarken silkiniyor. Tüylerinden etrafa saçılan suyla Wilbert sırılsıklam oluyor. Dur Bosie! diye bağırıyor Wilbert. Wilbert öfkeli bir şekilde kaşlarını çatıyor. Böyle yaptığında, zamanında karıştığı kavga sırasında Kaarlo dan gözüne aldığı darbenin ardında bıraktığı yara izi daha da belirgin hale geliyor. Hadi balık tutalım, diyorum ona. Oltamıza takılan birkaç somonla annemize sürpriz yapabiliriz. Hamilelik yüzünden annem günün tamamı yorgun ve bitkin oluyor. Bu yüzden yemek pişirmek dahil hemen hemen her konuda ona yardım etmek zorundayım. İşte bu yüzden annemin dünyaya bir kız bebek getirmesini istiyorum. Sıkı çalışmamın karşılığını ancak o zaman alacağım. Etrafta benden başka kız olmamasından bıktığımı söylemiyorum bile. Bebek Adası çiftliğimizin aşağısındaki Nasel Nehri nin ortasında yer alan küçük bir ada. Küçükken adından ötürü tüm bebeklerin bu adadan geldiğine inanırdım. Her ne kadar Çinuklar ölülerini buraya gömseler de Bebek Adası balık tutmak için güzel bir yer olma özelliğini hâlâ koruyor. Hiç Kızılderili ölüsüne rastlamadım ancak bölge halkının ölülerini kimsenin görmeyeceği şekilde gömdüğünü düşünüyorum. Kızılderililer kesinlikle bunu düşünmüşlerdir. Wilbert etrafta başıboş dolaşan Çinuk ruhlarından ötürü Bebek Adası nın lanetli olduğuna yemin ediyor. Ancak ben onun korkusundan bu tip şeyler söylediğini düşünüyorum. Ona bakılacak olursa, öğretmenimiz Bayan McEwing in de cadı olduğunu söylüyor, ama o şu ana 17

dek tanıdığım en sevimli kadın. Sevimli, hoş biri olması ve çocuklara karşı sergilediği sevecen tavırlar bir yana, bu kadın çam dalıyla ellerimize vuran yaşlı Bay Barton a hiç benzemiyor. Bayan McEwing ıslak kıyafetlerimizi çıkarıp kuruyana dek geniş sobanın yanında oturmamıza bile izin veriyor. Wilbert ne ders çalışmayı seviyor ne de ileri düzeyde İngilizce konuşabiliyor. Sadece Fince konuşabildiğinden Bayan McEwing ders boyunca İngilizce konuş Wilbert Jackson, diye uyarıyor onu. Anne babamız çoğunlukla Fince konuşuyor olsa da annem bize İngilizce konuşmayı öğrenmemiz gerektiğini, aksi takdirde sıkıntı çekeceğimizi söylüyor. Bu civardaki herkes Fince konuşuyor. Asıl soyadımız Juntilla ama Finlandiya dan buraya kesin dönüş yaptığı zaman babama bir Amerikan ismi tercih etmesinin daha iyi olacağını söylemişler. Böylece Jackson lar soyadına kavuşmuşuz. Wilbert İngilizce konusunda zorluk çekiyor. Bir keresinde (Bayan McEwing sınıfın diğer ucuna geçip başka yöne baktığı sırada) çaktırmadan kâğıdıma bakmıştı. Kendi kâğıdınla ilgilen Wilbert Jackson, demişti Bayan McEwing. O günden beri Wilbert onun cadı olduğuna inanıyor. Wilbert ın korkak olmasında yadırganacak bir şey yok. Çünkü o yalnızca Bayan McEwing den ve Bebek Adası ndaki kayıp ruhlardan çekiniyor. Başka hiçbir şey onu korkutmuyor, babamın kemeri bile. Lanetli olduğunu düşündüğü Bebek Adası na kadar onca yolu beni, işe yaramaz kız olan May Amelia yı, bulmak için geldi. Bir sürü ağabeyim var, ama Wilbert ın bendeki yeri bambaşka. 18

Adanın su akış hızının düşük olduğu, tombul balıkların tembelce yüzdüğü bölümüne doğru ilerliyoruz. Hafif bir rüzgâr eserken doğum günümü burada Wilbert la beraber balık tutarak geçirmenin o kadar da kötü bir şey olmadığını düşünüyorum. Bundan daha çok sevdiğim bir şey yok. Oltamı suya daldırıyorum ve anında bir titreşim hissediyorum. Öncekinden daha güçlü bir şekilde bir kez daha aynı şeyi tekrarlıyorum. Hissettiğim hareketle oltayı çekiyorum ve bir somonun ipeksi yüzgeci su yüzeyinde beliriyor. Bir tane yakaladım Wilbert! diye bağırıyorum. Bekle May, diyen Wilbert kendi oltasını bırakıp hemen yanıma koşuyor. Oltamı tutmama yardım ediyor ama somon bize direniyor. Tam o sırada Bosie havlayarak birdenbire suya atlıyor ve balığımı ısırıyor. Bosie bırak onu! diye bağırıyoruz Wilbert la hep bir ağızdan. Fakat kalın kafalı Bosie kancaya takılıyor ve köpeğimizden daha zeki olan balık kendini oltadan kurtarıp uzaklaşıyor. Bosie yanağına saplanan kanca yüzünden hafifçe inliyor. Wilbert kıyafetlerini çıkarmaksızın hızla nehre atlıyor ve Bosie yi yakalayıp kıyıya getiriyor. Wilbert onu yere bıraktığında Bosie gerçekten üzgün görünüyor. Sıkıca tut onu May, diyor Wilbert. Kancayı yanağından çıkarmam lazım. Bosie çılgına dönüyor - kanca canını korkunç derecede acıtıyor olmalı - ama yine de onu sıkıca tutuyorum. Wilbert elini Bosie nin ağzına sokuyor ve kancayı çıkarıyor. Kancanın çıktığı yer kanıyor, fakat kancadan kurtulan Bo- 19

sie artık mutlu görünüyor. Kesik kesik havlıyor ve Wilbert ın yüzünü yalıyor. Kalın kafalı köpeğin tekisin Bosie, diyor Wilbert. Nasel Nehri ne kıyısı olan bir vadideki çiftlikte yaşıyoruz. Topraklarımız akıntıya karşı Ben Armstrong un tomruk kampının bulunduğu yerden başlayıp nehrin üst kısma kadar uzanıyor. Ayrıca burada günlük işlerde işimize yarayacak bir sandalı bağlayabileceğimiz küçük bir iskele var. Birçok Çinuk sırrını barındıran karlı dağlarla upuzun çam ağaçları kuzey boyunca ilerliyor. Çiftliğimizde çok sayıda inek, koyun, domuz ve Buttons adında şişko bir kedi bulunuyor. Bu hayvanlardan sağdığımız sütü Günışığı Fabrikası na satıyoruz - tabii kaymağı da. Eve vardığımızda Alice Teyze nin çoktan gelmiş olduğunu görüyoruz. Alice Teyze doğum günüm sebebiyle Astoria dan buraya tüm yolu kat etmek zorunda kalmış. Uzun bir süreyi yollarda geçiriyor. Öyle ki bu mesafeden ötürü nadiren ziyaretimize geliyor. Ancak doğum günlerimi asla kaçırmıyor. Sen benim tek kız yeğenimsin May Amelia, bunu kutlamamız gerekiyor, diyor her seferinde. Annemin kız kardeşi Alice Teyze Boston da yaşıyor. Her ne kadar kocası olmasa da gözüme oldukça hoş görünüyor. Kocamın olup olmaması hiç önemli değil. Yeter ki Astoria daki o sevimli evde yaşayayım. Wilbert evin arka tarafında çiçek bahçesi olduğunu, gerçek insanlara ait fotoğrafların duvarlarını süslediği eve bir hanım elinin değdiğinin kokusundan belli olduğunu söylüyor. 20

İçeri girdiğimizde annem bizi karşılıyor. Darmadağınık saçları ve düşürdüğü omuzlarıyla gerçekten yorgun görünüyor. Elini bebeğini okşamak istercesine büyümekte olan karnına götürüyor. Çok sayıda balık tuttuğunuzu umuyorum, diyor annem sırasıyla bana ve sırılsıklam olmuş Bosie ye bir bakış atıp. Evet, uzun süredir dışarıdasınız. Ben Armstrong un kampına gitmediniz değil mi May Amelia? diyor Kaarlo başımı belaya sokmaya çalışarak. Kes sesini Kaarlo, diyorum. May öyle demek istemedi, diye söze karışıyor Wendell. Bugün onun doğum günü. Wendell iyi bir ağabey, beni her zaman savunuyor. Ne yakaladınız May? diye soruyor Matti kibar bir dille. Somon yakaladınız mı? diyor Ivan ve Alvin hep bir ağızdan. Şiişş... diyor annem. Hiç balık tuttunuz mu May? Omuz silkiyorum. Hayır, diyor Wilbert sırıtarak. Ama bir köpek yakaladık. Alice Teyze, Wilbert ve diğer oğlanları mutfaktan uzaklaştırırken May, diye sesleniyor. Anneciğin şuracıkta bebeğini doğurmadan önce onu kendi haline bırakalım mı ne dersin? Hem birlikte akşam yemeğini hazırlarız. Alice Teyze nin üzerinde gül rengi, ipek bir elbise var. Elbisenin düğmeleri ise gerçek deniz kabuğundan oluşuyor. Kurdeleyle topladığı sarı saçları ise ışıl ışıl parlıyor. Annemin Alice Teyze gibi hoş bir elbise giydiğini hiç 21

hatırlamıyorum. O çoğu zaman siyah renkteki pamuklu bir etek ile beyaz bir gömlek giyer. Alice Teyze şık göründüğüne ve annem de onun getirmiş olduğu elma suyunu içtiğine göre artık kollarımı sıvayıp yemek hazırlıklarına başlayabilirim. Böylece birbirleriyle rahatlıkla konuşabilmeleri için onları baş başa bırakıyorum. Alice Teyze bana yetişkinmişim gibi davranıyor. On iki yaşında olan ben değilim sanki. Bunun hoşuma bile gittiğini söyleyebilirim, çünkü çoğu zaman kendimi neredeyse yüz yaşındaymış gibi hissediyorum. Sevgili Alma, diyor Alice Teyze anneme. Karnın hiç boşalmayacak gibi duruyor, bu kadarı sence de yeterli değil mi? Alice destek yerine köstek olmak için mi buradasın? diye karşılık veriyor annem oturduğu yerden. Ben sana destek oluyorum anne, diyorum. Elbette oluyorsun, hayatım. İyi ki varsın May. Alice, odada bir kadın olmasa, benim oğlanların bir dilim ekmeğin üzerine nasıl yağ süreceklerini bilemeyeceklerine yemin ederim. Bu tamamen onların doğasıyla alakalı, diyor Alice elbisesinin eteğini düzelterek. Yedi erkekten sonra bu duruma alışmış olduğunu sanıyordum. Umarım bir kızın olur anne, diyorum. Alice Teyze me ithafen ona Küçük Alice diye seslenebiliriz. Alice Teyze bana gülümsüyor. May Amelia, gerçekten çok tatlısın, diyor. Bu dağ başında böylesine hanımefendi bir kızın yaşadığı kimin aklına gelir ki? Nasel gerçekten de dağ başında yer alıyor çünkü burada topraktan, meşe ağaçlarından, ineklerden, koyunlardan 22

ve ayılardan başka hiçbir şey yok. Özellikle de oğlanlardan! Burada benim dışında doğan hiç kız çocuğu yok. Ada Okulu ndaki tek kız benim. Bazen ormanda Çinuk kızlarına rastlıyorum. Ancak benle aynı yaşta olan Finli kız arkadaşlarımın hepsi buradan oldukça uzakta olan Knappton yakınlarında yaşıyor. Ön kapı açılıyor ve Feenie Hala ile Henry Amca sarı fiyonklu bir kutu taşıyarak içeri giriyorlar. Feenie Hala babamın kız kardeşi ve Henry Amca yla evli. Alice Teyze den sonra en sevdiğim akrabalar listesinde onlar geliyor, çünkü Wilbert ile bana çok iyi davranıyorlar. Henry Amca, Feenie Hala dan yaşça epey büyük. Babam, Feenie parası yüzünden onunla evlendi, diye açıklamada bulunsa da ona bir türlü anlam veremiyorum çünkü sahip olduğumuzdan daha fazla paraları yok ve zaten bizim paramızda hiç yok. Annem, Babanız yabancıları umursamayan ve onlardan hoşlanmayan yaşlı, inatçı Finlinin teki, diyor. Henry Amca bölgede yaşayan çoğunluğun aksine Finli değil, kökeni İskoçya ya uzanıyor. Bu durumun birilerinin canını sıktığını hiç sanmıyorum çünkü hayatımda onun kadar zeki birini hiç görmedim. Ünlü bir kaptan olmasından ötürü beş dil konuşabiliyor. Asıl adı Neal McNeil ve annem İskoçya da yaşadığı bazı sorunlar yüzünden Amerika ya döndüğünde adını değiştirdiğini söylüyor. Yeni adı Henry Smith ile adeta gerçek bir Amerikalı olduğu izlenimini veriyor. Evinde sadece kitapların doldurduğu bir odası var. Bizimse bir rafı dolduracak sayıda kitabımız bile yok. Babam, Henry Amca sürekli denizde olduğundan, onların bebek sahibi olamadığını, bu yüzden de evlerinin bir odasını kitaplarla doldurduklarını söylüyor. 23

Nasılmış benim en çok sevdiğim kız yeğenim! diyor Henry Amca gülümseyerek, ardından beni kollarına alıp ayı gibi kucaklıyor. Aslında çalı gibi kızıl sakalı, geniş göğsü ve koca göbeğiyle gerçekten bir ayıya benziyor. Tam anlamıyla kendimi yapış yapış olmuş hissediyorum. Ördüğüm saçlarım dağılmış, gömleğim Nasel Nehri nde çamura bulanmış görünüyor. Doğum günü çocuğu gibi görünmek bir yana Wilbert ın eski ve yıpranmış tulumu üzerimdeyken kız gibi göründüğümü bile düşünmüyorum. Henry Amca beni süzüyor ve kafasını sallıyor. May Amelia, bu halinle silah zoruyla gemiye alınmış gibi görünüyorsun adeta! diyor ve kahkahalara boğuluyor. Feenie Hala bana kutuyu uzatıyor. Bu senin için May. Doğum günün kutlu olsun canım. Henry Amca babamın pipo içtiği verandaya çıkıyor ve ben kutuyu açıyorum. Paketten oyuncak bir bebek çıkıyor. Yüzü ve ipekten beyaz elbisesiyle bugüne dek gördüğüm en güzel bebeği elimde tutuyorum. Gerçek şu ki daha önce hiç böylesine sevimli bir şeye sahip olmamıştım. Beğendin mi May? diye soruyor Feenie Hala tedirgin bir şekilde. Feenie Hala belki Alice Teyze kadar hoş biri değil ancak tertemiz bir kalbi olduğunu biliyorum. Martı kanadını andıran gri renkte gözleri var, derinlerde bir yerde hüzün gizliyor gibi görünüyor. Hüzünlü gözlerine baktığımda, içten içe çocuk sahibi olmak istediğini düşünüyorum. Çok güzel bir bebek, diyor annem. Wilbert, Wendell, Ivan, Alvin, Kaarlo ve Isaiah etrafımı sarıyor. 24

Kesinlikle çok güzel May Amelia, diyor Wendell. Elbise dikmende sana yardımcı olabilirim. Ona ne isim vereceksin May? diye soruyor Wilbert. Feenie Bebek, diyorum halama bakarak. Feenie Hala gülümsüyor. Bir dakika sonra en büyük ağabeyim Matti ahşap bir sandıkla içeri giriyor. Homurdanarak sandığı tam önüme bırakıyor. Bu da bizden May Amelia, diyor Matti. Doğum günün kutlu olsun. Sandığın kapağını kaldırıyorum ve içinde uzun bir kirişe bağlı, sağlam görünen ahşap kakmalı bir korsan gemisi görüyorum. Bu Susannah için, diyor Alvin. Susannah benim bez bebeğim. Bu sayede hazine arayabilir, diye öneriyor Isaiah. Nasel de gezintiye çıkabilir, diyor Ivan. Hem de May Amelia yanında olmasa bile! diye ekliyor Wilbert, bunun üzerine Kaarlo dahil herkes kahkaha atıyor. Wilbert ve ben Henry Amca ile babamın oturduğu verandaya çıkıyoruz. Herkesin tanıdığı kaptan Henry Amca Sandviç Adaları ve Doğu Hindistan olmak üzere her yeri gezmiş. Doğu ülkelerine yol alan denizcilerle ilgili hikâyeler anlatıyor. Yataklarında uyuyakalıp gözlerini kabaran dalgaların arasındaki bir ranzada açıyorlar, diyor. Beni istediğin zaman Çin e götürebilirsin, diyorum ona her seferinde. Nasel den uzaklaşmak için her şeyi yaparım. Çin Denizi nde uyanacaksam eğer, zorla gemiye alınmış tayfa olma teklifini seve seve kabul ederim. 25

Henry Amca öne doğru eğiliyor ve fildişi piposunu tüttürüyor. Ben de tam babana Horn Burnu ndan başlayıp San Francisco ya, oradan da Shoalwater Koyu na gidişimizi anlatıyordum. Az kalsın kontrolü kaybediyordum. Cape Disappointment a * ulaştığımızda gemimiz korkunç bir fırtınaya yakalandı, neredeyse sarp kayalara çarpıyorduk, diyor. Yaşlı gemiciler sanırım bu yüzden oraya Cape Disappointment adını veriyorlar Henry Amca, diyorum. Sanırım öyle May Amelia, diye karşılık veriyor Henry Amca. Annem akşam yemeğinde biz çocuklara Henry Amca denize açılacağı için Feenie Hala nın bizimle kalacağını duyuruyor. Bu defa nereye gidiyorsun? diye soruyor Alice Teyze. San Francisco ya Alice, diye yanıtlıyor onu Henry Amca yemeğini yerken. Bu arada yahni çok lezzetli Alma. Feenie Hala kocasının yokluğuna alıştığını ve arazimizin birkaç kilometre yukarısında bulunan Ben Armstrong un tomruk kampında Nora Fuller in yanında aşçı olarak çalışmaya karar verdiğini belirtiyor. Ben Armstrong un kamp alanına doğru bitki örtüsü epey sıklaştığından keresteciler tomrukları aşağı kısımlara gönderirken Nasel Nehri nden yararlanıyorlar. Biz Nasel de bulunan bir vadide yaşıyoruz * Burayı bir kıta sanan Kaptan Cook etrafı turlarken aslında bir ada keşfettiğinin farkına varmış ve bu yüzden adanın en güney noktasına Cape Disappointment (Hayal Kırıklığı Burnu) adını vermiştir. 26

ve buradaki tomrukların hepsi Armstrong un kampından geliyor. Burada olmandan mutluluk duyarız Feenie, öyle değil mi May Amelia? diyor annem bana göz kırparak. Oğlanlar sana bir yatak ayarlayacaklardır. Çok heyecanlanıyorum ve Feenie Hala nın bizimle kalacak olmasını hayal ederken yerimde duramıyorum. Henry Amcan denizden dönene kadar, diyor Feenie Hala. Güzel, diyorum. Güzel, bu yeterince uzun bir süre. Bu neredeyse oyuncak bebek kadar güzel bir hediye. Herkes odasına çekildiğinde Wilbert a fısıldıyorum. Wilbert la birlikte evin arka tarafında yer alan, ahırın hemen yanındaki odada kalıyoruz ve buradan ineklerin sesini duyabiliyorum. Keşke Henry Amca ve Feenie Hala yla Astoria da yaşayabilseydik, diyorum. Bunu yapamayız May, diye fısıldıyor Wilbert. Niçin? Yapamayız çünkü çiftlikteki işlere yardım etmemiz gerekiyor. Bunu ben de biliyorum ama keşke yardım etmek zorunda olmasaydık. Annem bebek beklediği için günlerimi sürekli ev işleriyle uğraşarak geçiriyorum, oyunlara ve maceralara neredeyse hiç zamanım kalmıyor. Ayrıca her gün sabahın köründe kalkıyoruz. Kapı gıcırdayarak açılıyor ve Wendell içeri süzülüp yatağımızın yanına geliyor. Wendell Wilbert tan sonra en sevdiğim ikinci ağabeyim. Wendell yarasa kadar kör olduğu için gözlük takıyor ve mum ışığında kısık gözlerle bize 27

bakıyor. Babam ona gözlük alabilmek için Astoria ya kadar gidip gelmek zorunda kalmıştı. Kaarlo o kadar yüksek sesle horluyor ki... diyor. Gözüme uyku girmedi. Burada uyuyacağım. Biraz kenara çekil Wilbert. Wilbert kenara çekiliyor ve şimdi iki kişilik yatağa üçümüz sığmaya çalışıyoruz. Ben de Wilbert a çiftlikten ayrılmak istediğimi söylüyordum, diyorum. Ben de buradan gitmek istiyorum May Amelia. Burada doktor olmam mümkün değil, diyor Wendell. Wendell in hayali gerçek bir doktor olmak ve çiftlikten kurtulabilirse bir gün bu hayalini gerçekleştireceğini sanıyorum. Wendell her zaman ne istersem yapabileceğimi, benim için en iyi olanın çiftlikten çıkıp vahşi dünyayla yüzleşmek olduğunu söylüyor. Her zaman bana Fince sisu, yani cesur ol diyor. Böyle dediğinde kendimi daha iyi hissediyorum. Pencerenin ardındaki gökyüzü simsiyah ve yıldızlar bana göz kırpıyor. Ateş böceklerinin kırlık alandaki dansını izliyor ve doğum günümün neredeyse sona ermek üzere olduğunu fark ediyorum. Annem doğum gününde tutulan bir dileğin her zaman gerçekleştiğini söylüyor ama ben bundan pek emin değilim. Geçen sene Kaarlo nun bana kaba davranmamasını dilemiştim ama hiçbir şey değişmedi. Yine de denemekten zarar gelmez. İyice düşünüyorum ve aklıma basit bir dilek geliyor. Tutacağım dileği kimseye söyleyemem, en sevdiğim ağabeyim Wilbert a bile. Ona söyleyemem çünkü o bunun benim için, May Amelia Ja- 28

ckson için, tek Jackson kızı için, Nasel deki tek kız çocuğu için ne ifade ettiğini asla anlayamaz. Gözlerimi sıkıca yumuyorum ve annemin küçük bir kızı olmasını, bir kız kardeşimin olmasını yürekten diliyorum. Doğum günü dileğimi tuttum, diye fısıldıyorum. Ama Wilbert ve Wendell beni duymuyorlar. Horlamakla meşguller. 29