Cemiyetimizin güzide dostları

İLİM YAYMA CEMİYETİ BÜLTENİ / YAZ 2009 1 Cemiyetimizin güzide dostları Yine dopdolu bir bültenle, 20. sayımızla karşınıza çıkmanın verdiği heyecanı taşıyoruz. Bu sayımızda ilim ve hizmet yolcularının geçtiğimiz zaman diliminde neler yaptıklarını ve yaşadıklarını göreceksiniz. BÜLTEN Yaz 2009 Sayı: 20 İlim Yayma Cemiyeti Adına Sahibi Genel Başkan Av. Hamza AKBULUT Genel Yayın Yönetmeni M. Celâl TERZİ Editör&Yazı İşleri Müdürü Fatih KARA Yayın KURULU M. Fatih SARAÇ İlhan AKINCI Hızır TUTAN İsrafil KIŞLA Yapım-Baskı Düzey Ajans-İlbey Matbaa Salihpaşa Cad. No:58/12 Gaziosmanpaşa-İSTANBUL 0212 417 92 92 www.duzeyajans.com Grafik Tasarım İbrahim YILMAZ İLİM YAYMA CEMİYETİ GENEL MERKEZİ Esentepe Mah. Silahtarağa Cad. No:189 34030 Alibeyköy - Eyüp / İSTANBUL Tel: 0212 427 43 70 Faks: 0212 626 20 47 www.iyc.org.tr e-mail: iyc@iyc.org.tr Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir. İlim Yayma Cemiyeti nin Yusuf Türel Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurdu konferans salonunda gerçekleşen 55. Olağan Genel Kurulu Toplantısından bilgi ve izlenimler, bültenimizin ana konularından birisi. Bu sayımızda da, uzun yıllar Cemiyetimize hizmetleri geçmiş olan değerli büyüklerimizi unutmadık. Kurucularımızdan merhum Lokman Kuriş in hayat hikayesi ile Cemiyetimizin yönetim kademelerinde nice hayırlı işlere imza atan Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş u Anma Programına dair yazıların ilginizi çekeceğini alacağınızı düşünüyoruz. İmam-Hatip Okullarının açılmasında büyük emeği geçen Milli Eğitim Eski Bakanı merhum Tevfik İleri hakkında, oğlu Cahit İleri ile yaptığımız mülakat da Türkiye de din eğitim tarihine dair bilinmeyen bazı hususlara ışık tutacak nitelikte. Tevfik İleri nin hayatı, ilim yolunda verdiği mücadele, siyaset arenasında yaptıkları ve daha pek çok şey bu yazıda sizlerle buluşuyor. Bolu da yapılan Yükseköğretim Erkek Öğrenci Yurtları Öğrenci Temsilcileri Toplantısı, Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurtları Değerlendirme Toplantısı, Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurtları 3. Kardeşlik ve Spor Şöleni gibi faaliyetlerimiz, yurtlarımızın yönetiminde verimlilik ve kalite, öğrencilerimizin yetişmesinde başarı elde etmek için gösterdiğimiz çabanın tezahürleri. Bültenimizin bu sayısında, yeni hizmete giren yurtlarımızdan Beykoz Vehbi Bilimer Ortaöğretim Öğrenci Yurdu ve Denizli Merkez Efendi Yükseköğretim Erkek Öğrenci Yurdu nu tanıttık. Her sayımızda olduğu gibi bu sayımızda da, Cemiyetimizin ülke genelindeki şubelerinin ve yurtlarının gerçekleştirdikleri faaliyetler hakkında, fotoğraflar eşliğinde bilgiler verdik. Hayır ve hizmet haberlerini paylaşacağımız sonraki bültenlerde buluşmak temennisiyle

İLİM YAYMA CEMİYETİ BÜLTENİ / YAZ 2009 2 içindekiler İlim Yayma Cemiyeti 55. Olağan Genel Kurul Toplantısı 04 08 Yükseköğretim Erkek Öğrenci Yurtları Öğrenci Temsilcileri Toplantısı / Bolu 10 Bir Sosyal Tabip Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş u An(la)ma Programı 13 Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurtları Değerlendirme Toplantısı 14 Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurtları III. Kardeşlik ve Spor Şöleni Kurucularımız; Lokman Kuriş 16 17 Röportaj: Cahit İleri ile Merhum Tevfik İleri yi Konuştuk 22 Beykoz Vehbi Bilimer Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurdu 24 Denizli Merkez Efendi Yükseköğretim Erkek Öğrenci Yurdu İlim Yayma Cemiyeti Haberler 30

İLİM YAYMA CEMİYETİ BÜLTENİ / YAZ 2009 3 İlim ve İlim Adamının Önemi Dinimizde ilk vahyin Oku emriyle başlaması, okumanın ve ilmin insan hayatında ne kadar önemli olduğunu anlatmaya yeter. Alak Sûresinde ilk üç ayette Oku emri iki defa tekrar edilmiş, insanın bilmediğini öğrenirken istifade ettiği kalemden ve öğretmekten bahsedilmiştir. Yaratan Rabbinin adıyla oku!. O, insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku! senin rabbin en cömert olandır. O, kalemle yazmayı öğretendir, insana bilmediğini öğretendir. İnsanın diğer varlıklardan üstünlüğü ilimle olduğu gibi, insanlar arasında üstünlük ölçüsü de ilimledir. Allah (c.c.) şöyle buyuruyor: Deki hiç bilenlerle bilemeyenler bir olur mu? Allah içinizden iman edenlerin ve ilim sahiplerinin derecelerini yükseltir. Rabbim benim ilmimi artır de (dua et!) İlahi emirleri insanlara ulaştıran ve onlara örnek olan peygamberler, aynı zamanda çocuk, genç, yetişkin eğitimi veren birer öğretmendir. Peygamberimiz (s.a.v.) bir hadislerinde Ben muallim (öğretmen) olarak gönderildim. buyurmuştur. İlim herhangi bir devletin, ırkın, kişinin tekelinde değildir. Herkes kabiliyeti ve çalışması oranında ilim sahibi olabilir. İlim sayesinde yüksek mevki ve dereceler elde edebilir. İlim sahibinin üstünlüğü ile ilgili hadisi şerifte şöyle buyrulur: İlim sahibi olanın, ibadeti çok olana üstünlüğü, benim sizin en aşağı derecede olanınıza üstünlüğüm gibidir. İlim Allah ın sıfatıdır. İlim öğrenmeye başlayan kimseye yüce Allah cennete giden yolu kolaylaştırır. İnsanların faydalanacağı çalışmalar yapan âlimin, öldükten sonra da defteri kapanmaz. İlim yolunda gidenlere, meleklerin, yer gök ehlinin, hatta yuvasındaki karıncaların, denizdeki balıkların bile dua edeceği, peygamberimiz tarafından haber verilmiştir. İlim bitmek tükenmek bilmeyen bir hazinedir. Bütün insanlar hatta diğer canlılar da istifade ederler. Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: Yalnız iki kimseye gıpta edilir. Birincisi, Allah ın kendisine ihsan ettiği malı hak yolunda harcayan, ikincisi ise Allah ın kendisine verdiği ilimle yerli yerince amel eden ve onu başkalarına öğreten kimsedir Peygamberimiz erkek-kadın bütün toplum fertlerinin eğitim ve öğretimine önem vermiştir. Sahabenin yetenekli olanlarını yabancı dil öğrenmeleri için teşvik etmiştir. Bedir Savaşı nda ele geçirilen esirlerden bir kısmını, Müslüman çocuklara okuma yazma öğretmeleri karşılığında serbest bırakmıştır. Mescidinin kenarında ilk yatılı mektebi (Ashab-ı Suffa) açmıştır. Yeni Müslüman olmuş kabilelere öğretmenler gönderilmiştir. Toplumda, insanlara faydası olan her ilim dalıyla uğraşan ilim adamlarının olması gerekir. İlme sarılmak, ilmi seviyemizi yükseltmek zorundayız. En önemli meselemiz eğitim ve öğretimdir. Dünyadaki gelişmiş ülkelerde, hangi seviyede müspet ilim ve teknik eğitim yapılıyorsa, onun üzerinde bir eğitim ve öğretim yapılmalıdır. Ülkemizde kitap okuma oranı çok düşüktür. Gençlerimizin vakti boşa harcanmamalı, okuma alışkanlığı kazandırılmalıdır. İnsan okudukça, araştırdıkça, yeni şeyler öğrendikçe, aslında ne kadar az şey bildiğinin farkına varır. Ufukta gördüğü tepenin, ulaşabileceği son nokta olduğunu zanneden kişinin oraya ulaştığında, aslında daha ne kadar çok yolunun olduğunu fark etmesi gibidir. İlim yolu da sonuna gelindiği zannedilirken, daha işin başında olunduğunun fark edildiği uzun bir yoldur. Eğer kişi bu yolda Ne kadar az şey bilmiyormuşum. demek yerine, Ne kadar çok şey biliyormuşum derse, kendisi için öğrenmeye giden tüm yolları kapamış olur. Oysa Beşikten mezara ifadesi okuma öğrenme eyleminin sürekliliğine vurgu yaparken, Okumanın yaşı yoktur. atasözümüz de bu yolda yürümenin önünde hiçbir mazeretin geçerliliğinin olamayacağını ortaya koymaktadır. Her insanın birbirinden öğreneceği pek çok şey vardır. Önemli olan insanların bilgilerini ve birikimlerini birbirleriyle paylaşarak zamana göre sürekli kendilerini geliştirmeleridir. Eğitim döneminin tekrar başladığı ülkemizde, yüz binlerce öğrenci ders başı yaptı ve ilim yoluna adım attı. Bu vesileyle sevgiyi, dostluğu, muhabbeti paylaştığımız güzel günlerin ardından başlayan ders yılının, vatanımıza ve milletimize hayırlar getirmesini yüce Mevlâ dan niyaz eder, başarılar dileriz. Selam ve dua ile

İLİM YAYMA CEMİYETİ BÜLTENİ / YAZ 2009 4 İlim Yayma Cemiyeti 55. Olağan Genel Kurul Toplantısı İlim Yayma Cemiyeti ve Vakfı iyi, güzel adam yetiştiren, eğitime hizmet eden çok hayırlı kuruluşlardır. Bu tür kuruluşlar bizim kültürümüzün temel taşlarıdır. İlim Yayma Cemiyeti 55 inci Olağan Genel Kurul Toplantısı 26 Nisan 2009 Pazar günü Yusuf Türel Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurdu Konferans Salonunda yapıldı. İstiklal Marşı ve Kur an-ı Kerim okunmasını müteakiben Genel Kurul Toplantısı İlim Yayma Cemiyeti Genel Başkanı Av. Hamza Akbulut un açış konuşmasıyla devam etti. Genel Başkan Av. Hamza Akbulut konuşmasında şunları söyledi; Ülkemizde 1950 öncesi uzun yıllar din eğitimi ve öğretimi ihmal edilmiştir. 1950 sonrası siyasi iktidarın din eğitim ve öğretimine önem vermesi neticesi İlim Yayma Cemiyeti 11 Ekim 1951 de kurulmuştur. İlk iş 17 Ekim de 19 talebe ile İstanbul İmam Hatip Okulunu hizmete açmak olmuştur. Bu okulların Türkiye genelinde yaygınlaşmasını sağlamış, çok sayıda okulun yapımına öncülük etmiştir. Kamu yararı vasfına sahip İlim Yayma Cemiyeti kuruluşundan itibaren eğitimin hizmetinde olmuştur. Cemiyetimizin gayesi; milli, ahlaki, dini ve kültürel değerleri benimseyen, vatanını, milletini seven bir gençlik yetiştirmektir.

İLİM YAYMA CEMİYETİ BÜLTENİ / YAZ 2009 5 Cemiyetimizin imkânlarıyla, özellikle Anadolu dan gelen fakir aile çocuklarına kucak açılmış, tahsil yapma imkânı sağlanmıştır. İlim Yayma Cemiyeti çalışmalarını kuruluşundan bugüne kadar, aralıksız sürdürmüştür. Hizmetlerimize her gün bir yenisi eklenmektedir. Türkiye genelinde 67 yurdumuz mevcuttur. Buralarda üniversitelerimizin Eğitim Fakültesi, Tıp, Hukuk, Mühendislik, İlahiyat gibi çeşitli fakülte ve bölümlerinde okuyan talebeler kalmaktadır. Maksat; ülkemizin ihtiyacı olan her meslek ve branşta insanımızın yetişmesine katkıda bulunmaktır. Ayrıca her yıl değişik fakültelerde okuyan ihtiyaç sahibi öğrencilere burslar verilmektedir. İlim Yayma Cemiyeti nden on binlerce insan eğitim hayatında yardım görmüştür. Bu insanlar iş hayatında, üniversitelerde, bürokraside görev almışlar, memleket ve milletimize hizmet etmektedirler. Ayrıca Türkiye genelindeki 94 şubemiz, cemiyetin gayesi doğrultusunda eğitime yönelik faaliyetlerini sürdürmektedir. İlim Yayma Cemiyeti ve İlim Yayma Vakfı iyi, güzel adam yetiştiren, eğitime hizmet eden çok hayırlı kuruluşlardır. Bu tür kuruluşlar bizim kültürümüzün temel taşlarıdır. Genel Başkan Av. Hamza Akbulut, konuşmasını, Genel Kurula katılanlara teşekkür ederek ve Genel Kurulumuzun hayırlara vesile olmasını dileyerek bitirdi. Divan heyetinin teşekkülü için verilen teklif ve yapılan açık oylama neticesinde Divan Başkanlığına Av. İsmail Kahraman, Divan Bşk. Yardımcılığına Av. Nihat Şimşek, Divan Katipliklerine, Kirami Ekmekçi ve İbrahim Solmaz oybirliği ile seçildiler. Söz alan Divan Başkanı İsmail Kahraman konuşmasında İlim Yayma Cemiyeti ni kuranları rahmetle andı ve hizmetleri geçenlere minnet duygularını ifade etti. Toplantı, protokol konuşmaları ile devam etti. Protokol konuşmalarında ilk söz alan İstanbul Milletvekili Feyzullah Kıyıklık, topluma yararlı olmak kadar güzel bir şeyin olmadığının önemini vurgulayarak, İlim Yayma Cemiyeti nin o mümtaz kurucu şahsiyetler vesilesiyle çok şeyler başardığını ifade etti.

Daha sonra Genel Kurula hitap eden Bayrampaşa Belediye Başkanı Hüseyin Bürge, resmi Bilgi Evleri nin kurulmasını tavsiye etti ve bu temennisinin en yakın zamanda değerlendirileceğinden emin olduğunu ifade etti. Müteakiben Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı (TGTV) Genel Başkanı Av. Necati Ceylan kürsüye davet edildi. Ceylan konuşmasında İlim Yayma Cemiyeti nin hakka hizmet ettiğini vurgulayarak, milli ve manevi değerleri geleceğe taşıyan ve destekleyerek yaygınlaşmasını sağlamaya çalışan İlim Yayma Cemiyeti nin TGTV nin ana kurucu üyelerinden olduğuna dikkat çekti. ÖNDER Genel Başkanı Yusuf Ziyaettin Sula ise ÖNDER hakkında kısaca bilgi vererek, Bir fetret dönemi var önümüzde. Yaklaşık 12 yıllık bir sıkıntı. Sekiz yıllık eğitim ve üniversiteye girişin önüne engeller konulmaya başlandıktan sonra, İmam Hatiplerde eskiye göre bir kan kaybı yaşamaktayız. Öğrenci kaybını kısmen telafi ettik, fakat hala diğer sıkıntılarımız devam etmektedir. İnşallah 2010 yılında bu giderilecek diye bekliyoruz. diye konuşan Yusuf Ziyaettin Sula, İlim Yayma Cemiyetine emeği geçen ve ahirete intikal edenlere Allah tan rahmet dileyerek sözlerini tamamladı. Müteakiben konuşmasını yapmak üzere Ensar Vakfı Genel Başkanı Ahmet Şişman kürsüye davet edildi. Ahmet Şişman konuşmasında şöyle dedi: İlim Yayma Cemiyeti nin Genel Kurulları benim hayatımda en çok heyecanlandığım toplantılardan biridir. Görüyorum ki o bir cemiyet değil, İlim Yayma, Türkiye de bin yıllık bir birikimin, bir önemli fetret döneminden sonra tekrar harekete geçmesi ve bununla ülkeye yeniden aydınlık getirmesi olayıdır ve böyle görüyorum. Bu anlamda düşüncelerimi toparlamam çok zor. Çünkü nereye bakarsam görüyorum ki, orada İlim Yayma nın izi var. Bu anlamda İlim Yayma Cemiyeti ne huzurlarınızda teşekkürlerimi sunuyorum. Ardından Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş Genel Kurula hitap etti. Kurtulmuş şunları söyledi: İlim Yayma Cemiyeti nin bu topraklarda yaptığı hizmetleri uzun uzun anlatmaya gerek yok. Ben de İlim Yayma Cemiyeti nin havası içinde büyümüş bir kardeşiniz olarak, bu çalışmalara şimdiye kadar emeği geçmiş ve ahirete intikal etmişleri bir kez daha rahmetle anıyorum. Yusuf Türel amcadan, İsmail Niyazi Kurtulmuş a kadar; Vehbi Bilimer amcadan, Nazif Çelebi ye kadar bu davada emeği geçmiş olanları saygıyla rahmetle anıyorum. Yine bu çalışmaları en zor şartlarda bugünlere kadar getiren siz değerli kardeşlerime de teşekkür ediyorum. İlim Yayma Cemiyeti nin Genel Kurul Toplantısı nın hayırlara vesile olmasını diliyorum.

İLİM YAYMA CEMİYETİ BÜLTENİ / YAZ 2009 7 Son protokol konuşmasını yapmak üzere İlim Yayma Vakfı ndan Mustafa Uğur söz aldı. Mustafa Uğur konuşmasında İlim Yayma Vakfımız, İlim Yayma Cemiyeti ile kardeştir. Yeni bir haber olarak bir üniversite kurma çabamız vardır. İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi ismiyle geçtiğimiz hafta müracaatımızı yaptık. İnşallah en yakın zamanda onayını alacağız dedi ve İlim Yayma Cemiyeti 55. Genel Kurul Toplantısının hayırlara vesile olması temennisiyle sözlerini noktaladı. İlim Yayma Cemiyeti Genel Sekreteri Mahmut Celal Terzi tarafından faaliyet raporu okundu. Faaliyet raporunda özetle; yurt faaliyetlerinden, yeni hizmete giren öğrenci yurtları ile inşaatı devam etmekte olan ve inşaatı başlayacak öğrenci yurtlarından bahsedildi. Eğitim ve kültür faaliyetleriyle ilgili Genel Kurula bilgi sundu. Gayrimenkul bağışları hakkında bilgi vererek, emlak ve yatırımlarla, Cemiyete yapılan tahsis-intifa hakkı ile alınan gayrimenkullerin Cemiyete kazandırıldığını ve kira gelirlerinin artırılmasına yönelik gayret edildiğini ifade etti. Cemiyetin faaliyetiyle ilgili mali rapor (Bilanço, Gelir-Gider tablosu) yine Mahmut Celal Terzi tarafından okunarak Genel Kurul üyeleri bilgilendirildi. Denetim Kurulu Raporu, Denetim Kurulu Bşk. Av. Yunus Can tarafından okundu. Genel Kurul toplantısına gönderilen birçok tebrik telgraf ve fakslar Divan Başkan yardımcısı Av. Nihat Şimşek tarafından okunarak Genel Kurul bilgilendirildi. Cemiyete hizmeti geçen eski şube başkanlarından ve kurucularından Adana Şubesi Kurucu Başkanı Mehmet Çokörekler, Akkuş Şube Başkanı Ahmet Kolcu, Antalya Şubesi Kurucu Başkanı Osman Gerçek, Balıkesir Şube Başkanı Hasan Başlı, Batman Şube Başkanı Akif Er, Beykoz Şube Başkanı Mustafa Bayram Yılmaz, Bismil Şubesi Kurucu Başkanı Nedim Budak, Düzce Şube Başkanı Lütfü Haksoy, Mersin Şube Başkanı Muzaffer Tay ve Sakarya Şube Başkanı Hasan Filiz e geçmiş hizmetler anısına Genel Başkan Av. Hamza Akbulut tarafından plaketleri verildi ve yaptıkları hizmetlerden dolayı teşekkür edildi.

İLİM YAYMA CEMİYETİ BÜLTENİ / YAZ 2009 8 Yükseköğretim Erkek Öğrenci Yurtları Öğrenci Temsilcileri Toplantısı / Bolu Program, Bolu Yurt Müdürü Talat Çırak ın açış konuşmasının ardından, öğrencilerin tanışmaları ile başladı. Öğrenci temsilcileri tarafından geçmiş dönem faaliyetleri, slayt ve faaliyet raporu şeklinde sunuldu. Kastamonu, Burdur, Bandırma, Mersin, Kadıköy ve Bolu Yükseköğretim Erkek Öğrenci Yurtlarından öğrenci temsilcisi ve yardımcısı toplam on üç kişinin katılımıyla gerçekleşen toplantımız, programa katılım ve verim yönünden arzu edilen başarılı bir organizasyon olarak gerçekleştirildi. Program, Bolu Yurt Müdürü Talat Çırak ın açış konuşmasının ardından, öğrencilerin tanışmaları ile başladı. Öğrenci temsilcileri tarafından geçmiş dönem faaliyetleri, slayt ve faaliyet raporu şeklinde sunuldu. Yurtlar arasında benzer faaliyetler yapıldığı gibi, farklı faaliyetlerin olduğu da görüldü. Bu noktada karşılıklı tecrübelerden bu toplantı vesilesi ile faydalanabileceği, istifade edebileceği açık bir şekilde görüldü. Gelecek dönem faaliyetleri ile ilgili müzakereler ve değerlendirmeler yapıldı.

İLİM YAYMA CEMİYETİ BÜLTENİ/ YAZ 2009-9 Öğrencilerin faaliyetlere katılımını sağlamak ve üretkenliği artırmak konulu oturumda fikir alışverişinde bulunuldu ve faydalı düşünceler ileri sürüldü. Beşir Karahasanoğlu Hocamızın Öğrenci temsilcilerinin kendilerini geliştirmesinin yolları ve öğrenci temsilcilerinin diğer öğrencilerle iletişimi nasıl olmalı konulu sunumu katılımcılar tarafından faydalı bulundu. Genel olarak toplantının faydalı ve yerinde olduğu kanaati toplantıya katılan öğrenciler tarafından belirtildi. Bu bağlamda öğrenci temsilcileri, birbirlerinin tecrübelerinden istifade etmeleri gerektiğini, ifade ettiler. Programımızın sonunda ev sahibi Bolu Yurdu idaresi tarafından katılımcı öğrencilerimize, Bolu nun eşsiz güzelliklere sahip yerlerinden olan Gölcük ve Gölköy turu düzenlendi.

İLİM YAYMA CEMİYETİ BÜLTENİ / YAZ 2009 10 Bir Sosyal Tabip Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş u An(la)ma Programı Bir başka hasleti, yardımseverliğiydi. Tabelasında Perşembe günleri muayene ücretsiz yazardı. Perşembe günleri almazdı da, diğer günleri alır mıydı o da şüphelidir. Gece üçte birisi telefon ederdi, hiç tereddüt etmeden kalkar, gider ve yardımda bulunurdu. Bakî kalan bu kubbede hoş bir sadâ imiş... 1951 yılından itibaren değerlerine bağlı bir gençliğin yetişmesi için çaba gösteren, İlim Yayma Cemiyeti nin çeşitli kademelerinde hizmet etmiş çok sayıda isimsiz kahraman bulunmaktadır. Fedakarlığıyla bir neslin yetişmesinde önemli roller üstlenen bu gönül erlerinden çok azının hikayesi günümüze ulaşabilmiştir. Yaşadıkları dönem daha dün denebilecek kadar yakın olsa da, hizmetlerinin sevap hanelerinde kalmasını tercih ettiklerinden fazlaca dillendirmemişlerdir. İlim Yayma Cemiyeti ne emeği geçen hizmet kahramanlarından birisi de Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş Bey dir. İsmail Niyazi Bey ve döneminde İlim

Yayma Cemiyeti ne hizmeti geçmiş insanların hizmet anlayışlarını, dertlerini, örnek kişiliklerini öğrencilerimize tanıtmayı; hizmet ruhunu hissettirmeyi amaçladığımız program 13 Mayıs 2009 tarihinde Cemiyet tarafından kendi adının verildiği Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş Öğrenci Yurdunda gerçekleştirildi. Kur an tilaveti ve sinevizyon gösterimi ile başlayan programa İlim Yayma Cemiyeti Genel Başkanı Av. Hamza Akbulut, İsmail Niyazi Bey in oğlu Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Dr. Asım Taşer, Prof. Dr. Mahmut Kaya, Yard. Doç. Dr. Zülfikar Tüccar, Yard. Doç. Dr. Nedim Urhan, Av. Fehmi Çelikkol gibi daha önce İsmail Niyazi Bey ile geçmişi olan katılımcılar, hatıraları ile katıldılar. Programın açış konuşmasını yapan Genel Başkanımız Av. Hamza Akbulut, gençlerin maziyi tanıması gerektiğini ve İlim Yayma Cemiyeti ne çok fazla emeği geçen, talebeyle en fazla teması olan Dr. İsmail Niyazi Bey gibi büyük bir insanın tanıtılmasının çok önemli olduğuna dikkat çekti. Oturum başkanı Prof. Dr. Mahmut Kaya ise İsmail Niyazi Bey ve arkadaşlarının kurban bayramlarında deri, bağırsak toplayarak bu kurumları ayakta tutmaya çalıştıklarını belirtti. Bu insanlar kendilerini millete, milletin evlatlarına adadılar ve İslam ın ülkede tekrar hayat bulması için canla başla gayret gösterdiler dedi. Zülfikar Tüccar Bey de talebelik yıllarında Cemiyetin organize ettiği eğitim faaliyetlerinden son derece istifade ettiklerini ifade etti. Kendisi öğrenciyken ne zaman bir sorun çıksa ya da öğrencilerle ilgili bir problem yaşansa, derhal İsmail Niyazi Bey e başvurduklarını ve onun da kendilerine sahip çıktığını anlattı. Daha sonra söz alan Prof. Dr. Numan Kurtulmuş Bey, babasını şu özellikleri ile tanıttı: Tevazu sahibiydi: Özellikle de toplumsal statü olarak kendisinden aşağıda olan insanlara karşı daha dikkatli davranırdı. Kapıcılara ve odacılara Efendi diye hitap edildiği bir zamanda o özellikle onlara Bey derdi. Müdürlere gösterdiği saygıdan daha fazlasını onlara gösterirdi. Kendisi tam bir edep abidesiydi. 100 metrekare bir evde biz 5 kardeş annem, babam hep birlikte yaşadık. Ama hayatımız boyunca biz babamı atletle dahi görmedik. Üçüncü bir özelliği diğergamlığıydı. 1974 yılında babamın yakın dostu Adalettin Bey in annesi hasta olmuş, o dönemde kendisinde de kalp krizi başlangıcı var. O halde gidip hastayı tedavi ediyor ve eve geldiğinde ağır bir kalp krizi geçiriyor. Bir başka hasleti, yardımseverliğiydi. Tabelasında Perşembe günleri muayene ücretsiz yazardı. Perşembe günleri almazdı da, diğer günleri alır mıydı o da şüphelidir. Gece üçte, birisi telefon ederdi hiç tereddüt etmeden kalkar, gider ve yardımda bulunurdu. Biz sürekli başkalarının çocuklarını İmam Hatip Liselerine gitmelerini teşvik ediyoruz ama biz neden İmam Hatip bitirmedik diyerek bir tıp doktoru olarak 51 yaşında İHL diploması almış bir insandı kendisi. Aile içi ilişkiler açısından bizlere her zaman örnek olmuştur. Bizler namazı anlayana kadar da cemaatle kendi evde kıldırdı. Kendisi sahib-i tertip birisiydi. Hiçbir vakit namazını kaçırmamış bir insan-

İLİM YAYMA CEMİYETİ BÜLTENİ / YAZ 2009 12 dı. Vasiyetinde iki tane sabah namazında güneşin doğup doğmadığı konusunda şüphesi olduğunu ve yine iki tane de orucunu erken açmış olabileceğini belirtmiş ve bunun için sadaka vermemizi istemiştir. Sosyal ilişkileri açısından hayatında en önemli yeri İlim Yayma Cemiyeti tutuyordu. Biz 5 kardeştik, İlim Yayma Cemiyeti 6 ncı kardeşimizdi. Ama babamın zihninde her zaman birinci sırada İlim Yayma Cemiyeti vardı. Kurban Bayramı nda bizi unuturdu. Biz babamla bayramın birinci günü akşamı bayram yaptığımızı çok hatırlıyorum. DR. İSMAİL NİYAZİ KURTULMUŞ 1920 senesinde Ordu vilayetinin Ünye kazasında doğdu. Babası Kastamonu doğumlu olup İstiklal harbi malullerinden Binbaşı Numan Bey dir. Annesi Ünye nin Tekkiraz nahiyesinden Seher hanımdır. İlk tahsilini Ünye de, orta tahsilini Fatih Gelenbevi Ortaokulu ve İstanbul Erkek Lisesi nde yaptı. İstanbul Tıp Fakültesi ni 1945 te, yedek subaylığı 1947 de bitirdi. İstanbul Tıp Fakültesi, I. Dâhiliye Kliniğinde ihtisasını tamamladı. 1947 den itibaren Fatih te serbest hekim olarak çalıştı. 1971 den sonra Milli Saraylar doktoru olarak Dolmabahçe Sarayı nda vazife gördü. 1959 1976 yılları arasında aralıksız 17 yıl İlim Yayma Cemiyeti nin yönetim kurulunda çeşitli görevlerde bulundu. Beş çocuk babası Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş, 12 Ağustos 1986 günü Hakk ın rahmetine kavuştu. Bu neslin hayırla yâd edilmesi lazım. Çünkü onlar korkusuzca bu dava için mücadele etmişlerdir. İlim Yayma Cemiyeti Türkiye deki bütün hayır kurumlarının öncüsüdür. Herkesin gerici ve irticacı diye dalga geçtiği bir dönemde bu cemiyet İmam Hatip Okulları na sahip çıkarak yeni bir neslin ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Başta rahmetli babam olmak üzere İlim Yayma Cemiyeti ne hizmeti geçen herkesten Allah razı olsun. Bir başka konuşmacı Av. Fehmi Çelikkol ise, İsmail Niyazi Bey bu hizmetlerin gençler tarafından yürütülmesi gerektiğine inandığından beni yönetime aldırdı. Hizmet aşkını bize o tattırdı. Kendisi insan odaklıydı. Söylediklerini yaşamış ve yaşatmaya çalışmış bir insandı dedi. Programın son konuşmacısı Nedim Urhan Hocaefendi:, İsmail Niyazi Bey vasiyetime geçirdiğim üç insandan biridir dedi. Onların hangi şartlardan geçtiklerini, ne badireler atlattıklarını belirterek, yeni neslin sıkıntılı dönemlerde yüreklerini taşın altına koymuş bu nesli unutmaması gerektiğini ve her daim bu şahsiyetlerin örnekliğini canlı tutması gerektiğini belirtti. Zaman zaman duygu yoğunluğunun yaşandığı program, ikram faslının ardından sona erdi.

İLİM YAYMA CEMİYETİ BÜLTENİ / YAZ 2009 13 Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurtları Değerlendirme Toplantısı Program Genel Başkan Av. Hamza Akbulut un açış konuşmalarıyla başladı. Daha sonra İlim Yayma Cemiyeti Eğitim Kültür Müdürü Recep Kabakcı dünden bugüne ortaöğretim çalışmalarını değerlendiren bir konuşma yaptı. İlim Yayma Cemiyeti Eğitim Kültür Müdürlüğü Ortaöğretim Yurtları Komisyonu tarafından, 27 29 Ocak 2009 tarihleri arasında İstanbul Dragos ta Ortaöğretim Yurtları Müdür ve Müdür yardımcılarının katılımıyla 1.Dönem değerlendirme toplantısı yapıldı. Program Genel Başkan Av. Hamza Akbulut un açış konuşmalarıyla başladı. Daha sonra İlim Yayma Cemiyeti Eğitim Kültür Müdürü Recep Kabakcı dünden bugüne ortaöğretim çalışmaları konulu bir konuşma yaptı. Toplantıda işlenen diğer konular şunlardı: Yurtların faaliyetlerinin sunumu : - Mustafa Asım Yurt Müdürü Seyit Ömer Gürleyen, Yurt işleyişinde hassas meseleler : - Fethiye Yurt Müdürü Muhammed Kul, Belletmen geri bildirim raporları : - Yusuf Türel Yurt Müdürü Ahmet Bingöl, Kurumsal etkinlik analizi : - Vakfıkebir Yurt Müdür Yardımcısı Gökhan Kayhan, Öğrenci başarı durum analizi - Zeytinburnu Yurt Müdürü İsmail Şimşek. Yapılan sunumların yanısıra, ortaöğretim yurtlarındaki ortak meseleler hususunda, dört oturumda gerçekleşen atölye çalışmaları gerçekleşti. Toplantı İlim Yayma Cemiyeti Genel Müdürü Dr. İsrafil Kışla nın kapanış konuşmasıyla sona erdi.

İLİM YAYMA CEMİYETİ BÜLTENİ / YAZ 2009 14 Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurtları III. Kardeşlik ve Spor Şöleni Kardeşlik ve Spor Şöleni 16 Mayıs 2009 Cumartesi günü İlim Yayma Cemiyeti Genel Başkanı Av. Hamza Akbulut, Eğitim Kültür Müdürü Recep Kabakcı, Yurtlar Müdürü Nurullah Şimşek in katılımlarıyla yapılan açılış programıyla başladı. Daha sonra spor müsabakalarına geçildi. İlim Yayma Cemiyeti Eğitim Kültür Müdürlüğü Ortaöğretim Yurtlar Komisyonu tarafından, 16 19 Mayıs 2009 tarihlerinde, İstanbul Yusuf Türel Öğrenci Yurdu kompleksinde, Ortaöğretim Yurtları Kardeşlik ve Spor Şöleni nin üçüncüsü düzenlendi. Şölen 16 Mayıs 2009 Cumartesi günü İlim Yayma Cemiyeti Genel Başkanı Av. Hamza Akbulut, Eğitim Kültür Müdürü Recep Kabakcı, Yurtlar Müdürü Nurullah Şimşek in katılımlarıyla yapılan açılış programıyla başladı. Daha sonra spor müsabakalarına geçildi. 18 Mayıs 2009 Pazartesi günü, İlahiyatçı - Eğitimci Nurettin Yıldız ın verdiği İslam Kardeşliği konulu seminer, programa farklı bir anlam kattı. Yine 18 Mayıs Pazartesi günü, şölene katılan yurtlarımız arasında, Eğitim Müdürlüğü tarafından kurulan bir komisyon tarafından bilgi yarışması yapıldı. İstanbul dan Mardin e toplam 14 yurdumuzun katıldığı Kardeşlik ve Spor Şöleni kardeşlik adına güzel görüntülere sahne oldu.. 18 Mayıs Pazartesi günü akşamı İlim Yayma Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Hızır Tutan ın katılımıyla gerçekleşen ödül töreni ile şölen sona erdi.

İLİM YAYMA CEMİYETİ BÜLTENİ / YAZ 2009 15 Kardeşlik ve Spor Şöleni Başarı Sıralaması: Voleybol 1.Yusuf Türel Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurdu 2.Fethiye Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurdu 3.Çatalca Mustafa Asım Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurdu Masa Tenisi 1.Çengelköy Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurdu 2.Akyazı Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurdu 3.Çorum Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurdu Koşu 1.Fethiye Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurdu 2.Konya Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurdu 3.Hacı Fahri Kiğılı Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurdu Dart 1.Akyazı Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurdu 2.Çorum Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurdu 3.İnegöl Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurdu Yüzme 1.Yusuf Türel Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurdu 2.Konya Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurdu 3.Çorum Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurdu Basket Atma 1.Vakfıkebir Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurdu 2.Bahçe Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurdu 3.Hacı Fahri Kiğılı Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurdu Satranç 1.Yusuf Türel Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurdu 2.İnegöl Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurdu 3.Çengelköy Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurdu Bilgi Yarışması 1.Fethiye Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurdu 2.Hacı Fahri Kiğılı Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurdu 3.Çatalca Mustafa Asım Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurdu

İLİM YAYMA CEMİYETİ BÜLTENİ / YAZ 2009 16 Kurucularımızdan Lokman KURİŞ (1898-1977) 1898 (Rumi 1314) yılında Trabzon un Of ilçesinde doğdu. Tek partili dönemden çok partili döneme geçildiği yıllarda bir araya gelen ve İlim Yayma Cemiyeti ni kurarak Türkiye nin geleceğini şekillendirecek büyük eğitim hareketini başlatan 68 ilim âşığından biridir. Ülkenin çok partili hayata geçmiş olması, bu ilim âşıklarının hayır işlerine büyük bir heyecanla başlamalarına uygun bir zemin hazırlamıştı. Lokman Kuriş, Cemiyetin kurucularından olup, kendisinin, Cibâli semtinde kereste tüccarlığı yaptığı firması İstanbul Ticaret Odası na kayıtlı ilk firmalardandır. Daha sonra kurulan, aile şirketi hüviyetine sahip Kuriş Ağaç Sanayi İşletmeleri A.Ş. de kurucu ortak olarak bulundu. Çalışma hayatının yanında, bir yandan da hayır işlerinde yer aldı. Cemiyetle ilgili toplantılara daima katılır ve değerli görüşlerini dile getirirdi. İmam-Hatip Okullarının bünyesinde; dini ve milli hassasiyetleri yüksek, vatanını milletini seven güzel nesiller yetiştirilmesi amacıyla yapılan her hayır işinde yönlendirmelerde bulunan, Cemiyetin işlerine gönüllü olarak koşturan Lokman Kuriş in örnek bir aile yaşantısı vardı. Milli ve manevi değerlere son derece önem veren, hassasiyetleri üst düzeyde olan değerli bir insandı ve aile üyelerinin de bu minval üzere yetiştirmenin gayreti içerisinde oldu. Merhum Ulviye Demirel, Osman Zeki Kuriş, merhum Hatice Demirel, merhume Sabahat Akyıldız, merhume Hasibe Aydın, merhume Meşküre Tever, M. Tufan Kuriş, Asiye Tever, Fatma Samancıoğlu, Ahmet ve Baki Kuriş, Emine Budak ve merhum Numan Kuriş in babalarıydı. Yaz aylarını Erenköy de, kış aylarını ise Fatih te geçiren Lokman Kuriş, 1977 yılında Erenköy de Hakk ın rahmetine kavuştu. Kabri, çok sevdiği Erenköy dedir. İlim Yayma camiası olarak, yetişmemizde büyük katkısı olan bu değerli insan ve 67 Hak ve hakikat âşığını hayırla yâd ediyor, mekânlarının cennet, derecelerinin âlî olmasını yüce Mevlâ dan diliyoruz.

İLİM YAYMA CEMİYETİ BÜLTENİ / YAZ 2009 17 Nerede olursa olsun, hizmet etme aşkı vardı. Cahit İleri ile babası Milli Eğitim Eski Bakanı merhum Tevfik İleri yi konuştuk... r Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Öncelikle İlim Yayma Camiasına teşekkür ediyorum. Rahmetli babam vesilesiyle benimle konuştuğunuz için mutluyum. 1945 doğumluyum ve emekliyim. İnşaat mühendisiyim. Sizinle babamın oğlu olarak konuşmaktan onur duyuyorum. r Nereden mezunsunuz? Üniversiteyi Almanya da okudum. r Ailenizden ve kökeninizden bahseder misiniz? Biz Hemşin liyiz. Hemşin Rize ye bağlı bir bölge. Babam Hemşin doğumlu ama çok küçük yaşta İstanbul a gelmiş. İstanbul da zor hayat şartları altında ve fakirlik içinde ilk ve ortaokulunu tamamlamış. O senelerde memlekette okumuş adam azlığı olduğu için, liseyi bitirmeden imtihanla üniversiteye kabul edilebiliyormuş. Dolayısıyla babam, ortaokul sonrası onbeş - onaltı yaşlarında iken şimdi İstanbul Teknik Üniversitesi olarak bildiğimiz, Mühendis Mektebi ne girmiş. Oradan mezun olduktan sonra, babasının kararıyla annemle tanışmış ve evlenmiş. Daha sonra bir memuriyet hayatı başlamış.

best bir havamız vardı evde, babamıza çok büyük bir saygı duyardık, ama, onunla konuşmalarımızda, itirazlarımızı ve taleplerimizi dile getirmede çok rahattık. r Peki, aile geçmişinizden bahseder misiniz? Baba tarafım İmamoğulları olarak biliniyor. Bilirsiniz Anadolu da ailede bir iz bırakan olduğu zaman aile ismi değişir. Bir büyükdedemizin imamlık konumu ve görevi dolayısıyla aile İmamoğlu olarak anılır olmuş. Köyümüzün imamları da genellikle bizim aileden çıkarmış. Ondan önce de Aslanoğlu olarak tanınırmışız. Anne tarafı da Müftüoğulları olarak bilinirmiş. Yani iki taraf da dini bütün olan ailedir. Şükürler olsun Müslüman aileden geliyoruz. r Aile büyüğü olarak babanız nasıl biriydi? Ben babamı bir nevi on beş yaşında kaybettim. Vefatında onyedi yaşındaydım, ama onbeş yaşında babamı evden aldılar götürdüler. Çok duyulur ortalıkta nesiller arası çatışma, oğulun babaya öfkelenmesi. Ben bunları hiç yaşamadım, hissetmedim. Ben babamı her zaman saygıyla, takdirle, sevgiyle gördüm. Bizimle çok zaman geçiremezdi. Çünkü çok yoğun bir iş hayatı vardı. Babam, 1950 de Samsun milletvekili olarak Meclise girdi. 1960 ta Yassıada ya gitti. Aradaki on senede ben beş ile on beş yaş arasındayım. Evimizde çok fazla vakit geçirmezdi. Fakat geçirdiği zamanda nasıl olursa bizlerle çok yoğun bir ilişki kurardı. Hem benimle, hem iki ablamla çok güzel anlaşırdı. Ser- Yeri gelmişken bir anımı anlatmak istiyorum. Ankara Sıhhiye de kirada oturuyorduk. Üç oda, bir salon. Yatak odası, çocuk odası ve babamın çalışma odası. Aynı zamanda içinde kütüphanesi de vardı. O kütüphane odası dediğimiz yer, en güzel odamızdı. Ben belli bir yaşa gelince odamı ayırdılar ve beni kütüphane odasına koydular, en kıymetli yere konuldum ben. Babamın evde olduğu bir günde, babam çalışma odasına gelmek isterse, orası artık benim odam olduğu için, babam benden izin alarak girerdi odaya. İşte bu davranışı çok hoşuma giderdi. Çoluk çocuk demeden bütün insanlara saygısı vardı. r Peki, ailenizden siyasete girmiş veya devlet kademesinde görev almış başkaları var mı? Hayır. Devlet memuriyetinde bulunmuş babamın anne tarafından dedesi var. Kaymakam olarak yurdun çeşitli yerlerinde görev yapmış. Annemin babası da hukukçu ve hakimlik yapmış. Her iki taraf da esasta köylü ve kesinlikle siyasi bir tarihe sahip aile değiller. Babam milli meselelerle çok ilgili idi ve yoğun bir vatan sevgisi vardı. Nerde olursa olsun bir hizmet etme aşkı vardı. Milli Türk Talebe Birliği nin kurulmasında katkıları olmuş. Babam arkadaşına yazdığı bir mektupta millete hizmet için ne yapmak gerekirse onu yapmak lazım, bunun bir yolu da mebus olmaktır. Bunu da millete hizmet için olurum. Bunu da böyle bilesin diye kendine has bir üslupla o yaşlarda söylüyor. Ondan sonra 1950 de aday olmuş ve kazanmış. r 1950 de milletvekili olurken önceki seçimlerden hareketle babanıza olmaz, sonucunda bir tehlike doğurur, sürülürüz diye telkinde bulunanlar olmuş mu?

Evet, siyasete atılması belli ki endişeyle olmuş. Annemle babam dertleşmişler bu konuda. Babam ben siyasete giriyorum ama malım yok mülküm yok, başımıza bir haller gelebilir, mahrumiyet bölgelerine sürülebiliriz diyerek endişelerini taşımış. Annem babamın ne niyetle siyasete girdiğini bildiği için babama arkana bakmadan devam et demiş. r Din eğitimi, öğretimi üzerine yapılan faaliyetlerde babanızın çok büyük emeği var. İmam- Hatiplerin açılması, Yüksek İslam Enstitülerinin açılması gibi hususlarda babanızın çok emeği var. Nihayetinde babanızın bakanlığı sırasında olmuş. Babanızı bu icraatlara sevk eden şey nedir acaba sizce? Babam memleketin içinden gelen bir insan. Dolayısıyla babam halkın sıkıntılarını birebir görüyordu. Babam ayrıca mütedeyyin bir adam, dindar bir adamdır. Bu ikisi birleşince, her şey kendiliğinden olmuş. r Babanızın bakanlık dönemini anlatır mısınız? Adnan Menderes le önceden tanışıklığı var mıydı? Babamın Menderes le hiçbir tanışıklığı yokmuş önceden. İlk önce mebus, sonra Ulaştırma Bakanı, daha sonra da Milli Eğitim Bakanı olmuş. r Babanızın İlim Yayma Cemiyeti yle alakasını hatırlıyor musunuz? Hayır. İlim Yayma Cemiyeti yle olan bağını hatırlayamıyorum yaşım dolayısıyla. Fakat İmam-Hatip Liselerinin ve Yüksek İslam Enstitüsünün açılmasıyla olan bağını hatırlıyorum. Yüksek İslam Enstitüsü açıldığı zaman babamın çok sevindiğini, çok mutlu olduğunu hatırlıyorum. r 1950 li yıllarda siz beş yaşlarındaymışsınız. Aile olarak mütedeyyin bir ailesiniz, babanız size din eğitimi konusunda nasıl bir yöntem uyguladı? Biraz evvel söylediğim gibi evde öyle bir hava vardı ki, ben babamın şunu yapma, bunu yap dediğini hatırlamıyorum. Annem babam namaz kılan insanlardı ve evimizde Kur an okunurdu, sohbetler olurdu. Neyin ne olduğunu biz daha çok görerek öğrendik. r Siyasetten bir aile dostunuz var mıydı? O dönemde siyasetten sadece bir kişi vardı aile dostu olarak. O da Atıf Benderlioğlu dur. Onun dışında politikadan aile dostluğumuz olan yoktu. Babamın arkadaşları vardı, ama aileler olarak gidip gelme yoktu. r Ben bir fotoğrafınızda hatırlıyorum, babanızın dizine oturmuşsunuz. Stat gibi bir yerdi herhalde. Babanız sizi törenlere, programlara götürür müydü? 1959 yılında Hirfanlı Barajı nın açılışına götürmüştü. Ben çocukken Samsun 19 Mayıs Stadı nda bir bayram günü olsa gerek, o zaman da babamla bir fotoğrafım vardır. r Mahkeme sürecinde yaşadığınız sıkıntılar, güçlükler olmuştur. Mümkünse anlatır mısınız? Bahsettiğim gibi bizim evde bir hava vardı. Milletini seven, millete hizmet etmeye çalışan, milletin değerlerini benimseyen, bayrağı önemseyen bir hava vardı. Ve milliyetçiliğin esasını da millete hizmet etmek olduğu genel kabul gören bir şeydi bizim için. Babamı da bunun önde gelen mücade-