Arya mezhebine mensup bir Hindu, İslamiyete karşı şöyle bir itiraz ortaya atmıştı:

Benzer belgeler
Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İlk Kilisenin Doğuşu

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Eziyet Eden Birinden Vaaz Eden Birine

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

Mirza Tahir Ahmed Hazretleri Cuma Hutbesinde, duanın aşağıdaki bahsedilen durumda şartsız olarak kabul edileceğini söyledi;

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. lk Kilisenin Do u u. 60. Hikayenin 55.si.

Peki, bu bayramın bizlere nasıl hediye edildiğini biliyor musunuz? Dilerseniz bu kıssayı hep birlikte hatırlayalım.

Teheccüd namazını lazım tutun!

Azrail in Bir Adama Bakması

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

Mucizeleri. ÇOCUKLAR İÇİN Peygamberimizin. M. S i n a n A d a l ı. Resimleyen: Sevgi İçigen

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi

NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ. Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler. Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil

20 Derste Eski Türkçe

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

Cennet, Tanrı nın Harika Evi

İslamiyet in dirilmesi bizden fidye ister. Cenab-ı Hak:

Petrus ve Duanın Gücü

Cevap: Saygıdeğer babasının ismi, Kadiyan Reisi Hz. Mirza Gulam Murtaza; saygıdeğer annesinin ismi Hz. Çırağ Bibi Hanımefendidir.

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir.

M. Sinan Adalı. İllustrasyonlar: Sevgi İçigen. yayın no: 114 NASIL MÜSLÜMAN OLDULAR? / 2

Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn

İÇİNDEKİLER. Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili. Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan

CALSA SALANA Yıllık Toplantı Almanya - Karlsruhe. Messe Karlsruhe Messeallee Rheinstetten

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

Gerçek şudur ki bu konu doğru dürüst anlaşılmamıştır; hakkında hiç derin derin düşünülmemiştir. Ali-İmran suresinde Allah (c.c.) şöyle buyurur; [3]

Îţi dorim mult succes!

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Yani küfredenler ister Ehli Kitaptan olmuş olsunlar ister müşriklerden; kendilerine beyyine gelene kadar küfürlerinden ayrılamazlardı.

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İsa nın Mucizeleri

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Birinci İtiraz: Cevap:

Eziyet Eden Birinden Vaaz Eden Birine

Bu konuda daha kim bilir ne yöntemler bulunacak? Tüm Kişisel Gelişim Uzmanı Meslektaşlarımı ve dostlarımı WC-TERAPİ çalışmalarına bekliyorum!

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Prof.Dr. Jeffrey H. Lang ın İlk Namazı

Tanrı dan gönderilen Adam

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

GÜNAH ve İSTİĞFAR. Israr etmek kişiyi nasıl etkiler

6 Çocukla Ahır'da Yaşam Mücadelesi

Hindistan ın Pencap bölgesinde bulunan Kadiyan adlı yerden şöyle bir ses yükseldi:

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

İsimleri ilk önce Berre idi, Zatı saadetleri ile evlendikten sonra ismini değiştirip Meymune koydular.

Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS

RIZIK VE ZENGİNLİK DUASI (ESMAÜL HÜSNA ŞİFRELERİ-2)

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

Ezan Vakti/Kuran-ı Kerim Pro [Faydalı Android Uygulamalar]

Veda Hutbesi. "Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.

Haydin Câmiye Pazartesi, 31 Ekim :26

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli?

Bilmeceli-Bulmacalı-Oyunlu. Namaz Kitabım. Bilal Yorulmaz

Keza aynı Hadis-i Şerif, çok cüzi kelime değişikliğiyle Şii kaynaklarda da mevcuttur. Detaylı bilgiler şu kaynaklardan elde edilebilir:

ÜMMETİN GELECEK NESLİ ÇOCUKLARIMIZA NAMAZ EĞİTİMİ NASIL VERİLEBİLİR? Gelecek Nesle Doğru

Bu Ayet-i Kerime, Elmalılı Hamdi Yazır ın Hak Dini Kuran Dili adlı tefsirinde şöyle izah edilmiştir:

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

Agape Kutsal Kitap - God's Love Letter Scriptures

Hz. Ahmed (as) Ayyam-üs Sulh adlı eserinde, 6 Şubat 1898 günü gördüğü bir rüyasından bahseder. Gördüğü rüya şöyledir:

iki sayfa bakayım neler var diye. Üstelik pembe kapaklı olanıydı. Basından izlemiştim, pembe kapaklı bayanlar için, gri kapaklı olan erkekler içindi.

A - Resmi İbadet : Namaz, Hac, Oruç ve Zekat. B- Gayri-resmi İbadet : Yani herzaman Allah ı anmak. Buna zikr de denir.


Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı'yla birlikteydi ve Söz Tanrı'ydı.

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86)

Yeşaya Geleceği Görüyor

İznik in çok eski bir tarihi var. İlçenin resmi internet sitelerinden aldığım bilgiye göre ilçenin tarihi Osmanlılara, Selçuklulara,

Zeynep in Günlüğü. Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) Fatma BAŞA. Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI

GADİR ESİNTİLERİ -10- Şiir: İsmail Bendiderya

Dört öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve matematik finalini kaçırmışlar, ertesi gün hocalarına gitmişler, zar zor ikna etmişler. Arabaya bindik yolda

Ondalık ve Oruç Adakları

Akhisarlı Hakkı Baba, 1934 yılında Akhisar da doğdu. Ailesi Aslen Makedonya nın PİRLEPE şehrinden gelmiş Arnavut kökenli bir ailedir.

Acaba hali hazırda elimizdeki Kur an Peygamber (s.a.a) e nazil edildiği suretteki Kur an mıdır?

Diyanet'in yaz Kur'an kursları bugün başladı

İSA MESİH İN SON ZAMAN AZİZLER KİLİSESİ

Bana dua ettiği zaman dua edenin dileğine karşılık veririm. (2:187) [1]

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

&[1Ô A w - ' ",,,, . CiN. ALl'NIN. HiKAYE. KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI Rasim KAYGUSUZ

&[1 CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR! SERIS.INDEN BAZILARI. l O - Cin Ali Kır Gezisinde. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

Size iki şey bırakıyorum; onlara sımsıkı sarılırsanız kurtuluşa erersiniz: Biri Allah ın kitabı Kur an, diğeri de Ehl-i beytimdir.

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Emine Aydın. Resimleyen: Sevgi İçigen. yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi

Ekmek sözcüğü, sözlüklerde yukarıdaki gibi tanımlanıyor. Aşağıdaki görselin yanında yer alan tanımlar ise birbirinden farklı. Tanımları incele. 1.

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

Teravih Namazı - Gizli ilimler Sitesi

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Yeşu Yetkiyi Alıyor

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül :55

Ye aya Gelece i Görüyor

Gülmekten Öldüren Fıkralar - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

SAYILI ADIMLARLA ELDE EDİLEN MİLYONLARCA SEVAPLAR

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Şimşon, Tanrı nın Güçlü Adamı

HAZRET-İ ALİ DESTANI BİRİNCİ BÖLÜM

Unutulmamalıdır ki müminlerin hayatında maruz kaldıkları sıkıntıların dört ana amacı vardır:

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

KRAL JAMES İNCİLİ 1611 APOCRYPHA DUA AZARYA & üç Yahudi şarkı. Azarya ve şarkının üç Yahudi duası

Yazan : Osman Batuhan Pekcan. Ülke : FRANSA. Şehir: Paris. Kuruluş : Vir volt. Başlama Tarihi : Bitiş Tarihi :

Adamın biri bir yolun kenarına dikenler ekmiş. Dikenler büyüyüp gelişince yoldan geçenleri rahatsız etmeye başlamış. Gelip geçenler, adama:

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Kral Davut (Bölüm 2)

EK: Mucize Avcısı nı yayına hazırlarken, çok

Transkript:

BENİ ATEŞE ATSALAR BİLE Arya mezhebine mensup bir Hindu, İslamiyete karşı şöyle bir itiraz ortaya atmıştı: Kur an, Hazreti İbrahim in ateşe atıldığını ve İlahi bir emirle ateşin söndüğünü yazmaktadır. Bu tabiat kanunlarına aykırıdır. Daha sonra Vadedilen Mesih in (a.s.) ilk Halifesi olan Mevlevi Nurüddin Hazretleri, bu itiraza cevap olarak, Kur an-ı Kerim deki bu metinde yazılı olan ateş kelimesinin yanma ile meydana gelen ateş olmayıp, düşmanlık ve husumet ateşi manasına geldiği yolunda bir açıklamada bulundu. Vadedilen Mesih (a.s.) bu açıklamayı işitince, son derece haşmetli bir eda ile, Mevlevi Sahibin böyle bir açıklamaya başvurmaması gerektiğini söyledi. Kimse, Allah ın (c.c.) koyduğu bütün tabiat kanunlarını tam olarak kavrayıp ihata edemezdi. Bu sebeple, Allah (c.c.) ın, Hazreti İbrahim için ateşi söndürmesine hiç şaşmamak lâzımdı. Sonra şöyle dedi: Hazreti İbrahim bugün yaşamıyor. Allah ın emri ile, bu çağda onu ben temsil ediyorum. Eğer düşmanlarımdan bazıları beni ateşe atmış olsalar, ateş Allah ın lütfu ile, benim için de sönecektir. Fakat bir hokkabaz gibi oyunlar göstermek, mesela ateş yakıp kendimi içine atmak ve böylece Allah ı denemek benim işim değildir. Çünkü O nu denemek O nun haşmetine ve Allah (c.c.) tarafından gönderilen kişilerin vakarına aykırıdır. Bununla birlikte eğer bir düşman, husumetinden dolayı beni ateşe atsa, ateş hiç şüphesiz benim için sönecektir ve Allah (c.c.) ateşin zararlı tesirlerinden beni koruyacaktır.[1] İŞTE REFERANS Vadedilen Mesih in ilk halifesi Mevlevi Nurüddin Hazretleri şöyle anlatıyor: Bir münakaşa esnasında Peygamber Efendimiz in ( s.a.v.) bir Hadis inden söz edilmişti. Kibirli ve azametli bir muârız (muhalif), o anda Vadedilen Mesih ( a.s.) Hazretlerinden bir referans göstermesini talep etti. Sözü edilen Hadis e dair derhal bir kaynak gösteremeyeceğini düşünerek, Vadedilen Mesih i herkesin içinde zor duruma sokmak istiyordu. Fakat Vadedilen Mesih (a.s.) hiç telaşlanmadı. Sahih-i Buhari nin bir kopyasını getirtmek için birisini gönderdi. Kitap geldiği zaman onu eline aldı ve sayfalarını çok hızlı bir şekilde çevirmeye başladı. Belirli bir sayfaya 1 / 7

geldiği zaman yüksek sesle: İşte referans dedi. Orada hazır bulunanlar gördüklerine şaşırdılar. Çünkü Vadedilen Mesih, Sahih Buhari nin sayfalarını hızla çevirirken, yazılara dikkatli bir şekilde bakmamıştır bile; fakat referansı bulmuştu. Daha sonra, okumadan nasıl olupta belirli bir sayfa üzerinde durup, İşte referans dediğini ona sorduğunda, Vadedilen Mesih durumu şöyle açıkladı: Kitabı elimde tutup sayfaları çevirirken, sayfalar bomboş üzerlerinde hiçbir yazı yokmuş gibi görünüyordu. Nihayet üzerinde bir şeyler yazılı bir sayfa gördüğüm zaman, tam olarak inandım ki, Allah (c.c.) lutfunun yardımıma yetişmesiyle, istediğim referans bu sayfada idi ve hiç tereddüt etmeden bunu, itirazcının önüne koydum. [2] FAKAT BÖYLE OLMAYACAKTIR Bunun gibi sayısız fevkalâde İlahi yardım ve İlahi koruma anılarını yaşamış olmasına rağmen, Vadedilen Mesih (a.s.) yine de, Allah yolunda her türlü fedakârlığı yapmaya daima hazırdı. Burada örnek olarak yalnız bir olayı zikredeceğim. Mevlevi Abdül Kerim Hazretleri şöyle anlatıyor: Pandit Lekhram ın katli ile ilgili olarak, beklenmedik bir şekilde Vadedilen Mesih in (a.s.) evini aramak için Polis Müfettişi nin Kadiyan a geldiği gün, Mir Nasır Nevab Hazretleri ( Vadedilen Mesih in dostu ve kayınpederi ) bunu işitince pek çok üzüldü ve büyük bir şaşkınlıkla Vadedilen Mesih e koştu. Heyecan içinde, zorlukla şunları söyleyebildi: Polis Müfettişi elinde kelepçelerle sizi tutuklamaya geliyor. Vadedilen Mesih ( a.s.) o sırada Nur-ül Kur an isimli kıtabını yazmakla meşguldü. Başını kaldırdı ve gülümseyerek şöyle dedi: Mir Sahip insanlar süslenmek için bileklerine altın veya gümüş bilezikler takarlar. Ben Allah uğruna bileklerime demir bilezikler takmakla mes ut olacağım. Sonra biraz durdu ve şöyle ilave etti: Fakat bu böyle olmayacak. İlahi Hükümdarlığın kendi planları vardır. Allah (c.c.), seçtiği kullarının halifesini böyle cezalandırmayacaktır. [3]... VE BİR DÜŞMANI AYAĞINA KAPANIYOR Şimdi Vadedilen Mesih in ruhsal cazibesine ve nüfuzuna dair iki olay zikredeceğim. Mevlevi Server Şah ( r.a.) Hazretleri şöyle anlatıyor: Mevlevi Nurüddin Hazretlerinin doktor olarak büyük ününü işiten birisi, tedavi olmak üzere Mardan şehrinden Kadiyan a gelmişti. Bu şahıs Vadedilen Mesih in amansız bir düşmanı idi. Kadiyan da kalmak için Ahmediye Mahallesi nden uzakta bir ev kiraladı. Allah ın lutfu ile sıhhatine kavuştu ve evine döneceği zaman, Ahmedi Müslüman olan bir arkadaşı, Kadiyan a gelmişken hiç olmazsa camimizi görmelisin deyince kabul etti; fakat Camii Vadedilen Mesih in orada bulunmadığı bir zamanda gezip görmesini şart olarak ileri sürdü. Bunun üzerine arkadaşı onu, namaz vakti dışında ve içerde kimsenin bulunmadığı bir saatte Mübarek Camii nin içine aldı. Fakat içeri girer girmez, tesadüfen, Vadedilen Mesih (a.s.) de Cami ye bitişik evinden cami içine açılan kapıyı açarak, bir şey için içeriye girmiş bulundu. Ziyaretçi Vadedilen Mesih e göz ucuyla baktı ve O nun aydınlık verici, 2 / 7

nurlu görünüşü karşısında büyülenerek kontrolunu kaybetti ve kendini Vadedilen Mesih in ayaklarına atarak derhal orada Ahmediye Cemaatine kabulünü rica etti.[4]...veya ALLAH ( C.C.) KİME LÜTUF EDERSE Münşi Zafer Ahmet Hazretleri anlatıyor: Ben bizzat Vadedilen Mesih (a.s.) tarafından Cemaat e kabul edildikten sonra bir süre daha Ludhiana da kaldım. Bir sufi ( tasavvuf ehli) Vadedilen Mesih e bir süre soru sordu ve sonra: Siz birisinin peygamber Efendimizi görmesini sağlayabilir misiniz? diye sordu. Vadedilen Mesih cevap olarak: O nu görmenin bazı şartları vardır dedi. Sonra bana dönerek şöyle ilave etti: Veya Allah (c.c.) lütfuyla kime nimetlendirmişse o görebilir. Ben bu konuşmanın geçtiği günün gecesinde ve daha sonra birçok defa rüyamda Peygamber Efendimizin (s.a.v.) ziyaretine nail oldum.[5] Her peygamberin devrinde, İlahi ışık ve nimetler öyle bir bolluk içinde iner ki, bunu şiddetli bir yağmurla kıyaslayabiliriz. Vadedilen Mesih için de durum aynı idi. O, İlahi bir şekilde görevlendirilmişti ve İlahi ışık, özel bir kalite ile ve özel bir ölçü içinde ona bahşedilmişti. Bu ışık, onunla birlikte ve ona yakın olarak yaşayan ve ona yardım edenlerin de üzerine iniyordu. Bu kimselerin herbiri, erkek veya kadın, kendi ruhsal kabiliyetine ve kapasitesine göre bu ışığı aldı. Yukarıda ilk zikredilen olay bu gerçeği doğrulamaktadır. Sırası gelmişken, Vadedilen Mesih in üç veya dört arkadaşını zikredeceğim. Bunlar toplumun farklı sınıf ve bölümlerinden geliyorlardı. Gerçek odur ki, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir sözüne uygun olarak, bunların her biri, kendi kapasitelerine göre semavi yıldızlardı. İmanda sebat, fedakarlık ruhu ve itaat hususunda bunlar, Peygamber Efendimizin ashabının özelliklerini kendilerinde toplamışlardı, ve gelecekteki nesillere örnek olacak şekilde hizmet etmişlerdi. Hazreti İsa nın doğru olarak dediği gibi, bir ağaç meyvalarından tanınır. Bunun gibi, Vadedilen Mesih in (a.s.) farsça şiirlerinde övdüğü ve sonraları ilk halifesi olan Mevlevi Nurüddin (r.a.) Hazretleri nden bahsedeceğim. Sahipzade Mirza Beşir Ahmed (r.a.) onun hakkında şöyle yazıyor: Vadedilen Mesih Hazretleri (a.s.) İslâmiyet te Ahmediye Hareketi ni başlattığı ve halkı buna davet ettiği zaman, Mevlevi Nurüddin Hazretleri, ona inanan ilk kişi olmuştu. Vadedilen Mesih ( a.s.) vefat ettikten sonra onun ilk halifesi oldu. Sadakatinin ve teslimiyetinin derecesi o kadar yüksekti ki, Vadedilen Mesih bir yazısında O nun için şöyle yazmıştır: Eğer bu ümmetin her ferdi Nurüddin olsaydı ne güzel olurdu. 3 / 7

Başka bir yerde O nun hakkında Vadedilen Mesih şöyle der: Nabzın kalp atışlarına tabi olduğu gibi, o da bana itaat eder. Bir gün Vadedilen Mesih Delhi deyken, Kadiyan da bulunan Mevlevi Nurüddin (r.a.) Hazretlerine bir telgraf çekerek Delhi ye gelip kendisine iltihak etmesini istedi. Kâtip, kendi başına, telgrafı şöyle kaleme aldı: Gecikmeden Delhi ye geliniz Mevlevi Nurüddin Hazretleri telgrafı aldığı zaman, dispanserinde hastalarla meşguldü. Derhal ayağa kalktı ve evine gidip bir hazırlık yapmadan ve yolculuk için masrafları ve diğer ihtiyaçları dahi düşünmeden araba bulmak için dışarı çıktı. Birisi, nasıl olup da böyle hiçbir hazırlık yapmadan ve tedarikte bulunmadan böyle uzun bir yolculuğa çıkmak üzere olduğunu kendisine sorduğunda şöyle dedi: İmam gecikmeden gel, diye emrederek beni çağırıyor. Artık benim için, hareketimi bir an bile geciktirmek caiz değildir. Ne durumda olursam olayım Delhi ye gidiyorum. Çünkü şimdi Allah benim kefilim olacaktır. Allah (c.c.) da onun kendisine olan tevekülünü ve güvenini, fevkalade bir şekilde, doğruladı. Batala şehrinin tren istasyonuna varınca zengin bir hastası onu karşıladı ve ona bir bilet ile bir miktar para takdim etti. Böylece uzun yolculuğu boyunca bütün ihtiyaçları olağan dışı kaynaklardan sağlanarak hiçbir zorluk çekmeden ertesi gün Mevlevi Nurüddin Hazretleri (r.a.) İmamı nın huzuruna vardı.[6] Baba Kerim Bahş isminde basit bir köylü vardı. Tahsili azdı, ama Ahmedi Müslümanların çoğu gibi, Vadedilen Mesih e içtenlikle bağlı idi. Bir gün Vadedilen Mesih Mübarek Camii nde bir konuşma yapıyordu. Geç gelenler camii nin arka tarafında saflar halinde ayakta duruyorlardı. Bu durum sıkışıklığa sebep olduğu için, Vadedilen Mesih (a.s.) herkesin oturmasını emretti. O sırada Baba Kerim Bahş, yolda yürüyerek Cami ye geliyordu. İmam ın bu emrini işitir işitmez yolda ayakları üzerine oturdu ve bu durumda Cami ye doğru emekleyerek ilerlemeye başladı. Baba Kerim Bahş bunu sonradan: Oturma emrini işittikten sonra yürümeye devam etseydim ve o sırada ölseydim, Allah bana, Vadedilen Mesih in emrine niçin itaat etmediğimi soracak olsa ne cevap vereceğimi düşündüm diye izah etti.[7] Mian Abdül Aziz isimli bir köy Patvari si (arazi kayıtlarını tutan memur ) vardı. Bu zat, Vadedilen Mesih in ilk arkadaşlarından biriydi. Bir olayı, Sahipzade Mirza Beşir Ahmed Hazretlerine (r.a.) şöyle anlatmıştır: Vadedilen Mesih ( a.s.), bir hukuk davası ile ilgili olarak bir ara Gurdaspur a gitmişti. O sırada şiddetli bir bağırsak hastalığı geçiriyordu ve sık sık abdest alması gerekiyordu. Bunun için yanında kalıyor ve ihtiyacı olduğu zaman su getiriyordum. Fakat O bana tekrar tekrar : Mian Abdül Aziz, lütfen yatağınıza gidin. Gerekirse ben sizi uyandırırım diyordu. Ama ben, şayet uyursam O da beni çağırırsa, işitemem, ona eziyet olur, diye bütün gece uyanık durdum. Sabahleyin, Vadedilen Mesih arkadaşlarıyla otururken, sevinç içinde şöyle dedi: Allah ım ( c.c.) ne büyük nimettir bu bana! Hz.İsa (a.s.) havarilerine, ilahi bir sınama zamanında, uyanık kalmalarını ve dua etmelerini tekrar tekrar tenbih etmiş, ama onlar uyuya kalmışlardı. (Matta, 26:39-46) Halbuki ben sadece bir hastalıktan muztariptim. Münşi Abdül Aziz e tekrar tekrar yatıp uyumasını söyledim. Fakat O, benim için bütün gece uyanık kaldı, bir an bile uyumadı. [8] 4 / 7

ONUN DOĞRULUĞUNUN DELİLİ ONUN ÇEHRESİYDİ İzin verirseniz Vadedilen Mesih in diğer bir arkadaşı Münşi Muhammed Rura (r.a.) Hazretlerinin bir olayını zikretmek isterim. 1915 veya 1916 da Genç Hıristiyan Erkekler Derneğinin sekreteri Bay H.A. Walter Kadiyan a geldi. Ahmediye Hareketi hakkında bir kitap yazıp yayınlamak istiyordu. Vadedilen Mesih in bazı arkadaşlarıyla tanışmak arzusunu belirtti. Onu, Mübarek Camii nde Münşi Muhammed Rura ya takdim ettiler. Münşi Muhammed Rura, o sırada Cami de namaz vaktini bekliyordu. Usulen tanıştırıldıktan sonra Bay Walter, Münşi Bey e sordu: Ne zamandan beri Mirza Sahip ile temastasınız? Onun iddiasının gerçekliğine dair hangi delil sizi en çok cezbetti ve onun karakterinin hangi yönü sizi, diğerlerinden daha çok etkiledi? Münşi Sahip çok basit bir şekilde şöyle cevapladı: Mirza Gulam Ahmed Kadiyani yi Mesihlik iddiasında bulunmasından önce de tanırdım. Onun çehresi gibi mübarek ve nur dolu bir çehre asla görmedim. Benim için, Onun nur dolu görünüşü ve mıknatıs gibi çekici kişiliği, iddiasının gerçekliğine en büyük delil idi. Daima, Onun parıltılı yüzünü görmeye can atardık. Böyle söyledikten sonra Münşi Rura ( r.a.) Hazretleri, Vadedilen Mesih in (a.s.) hatırası ile heyecanını yenemeyerek, annesinden uzaklaştırılmış bir çocuk nasıl içtenlikle hıçkırırsa, öyle hıçkırmaya başladı. Bay Walter bu basit olaydan o kadar duygulandı ki, bunu Ahmediye Hareketi isimli kitabında zikretti ve kitabı aşağıdaki cümlelerle bitirdi: Mirza Gulam Ahmed Kadiyani Bey e aldatılmış diyebiliriz, fakat müritleri üzerinde bu kadar derin bir etki yaratmış olan birisine asla sahtekar diyemeyiz. [9] KISMEN FAKİRLİKTEN Münşi Rura Sahip ile ilgili diğer bir olayı hatırlıyorum. Bunu Vadedilen Mesih in ikinci halifesi anlatmıştır. Bir gün Mübarek Camii nin kapısı çalınır. Bu kapı Vadedilen Mesih in oturduğu evin içine açılmaktadır. Mesih in ikinci halifesi kapıyı açtığında, Münşi Bey i görür. Elinde bir para kesesi vardır. Halife Hazretlerini görür görmez Münşi Bey birden hıçkırarak ağlamaya başlar. Nihayet kendini kontrol edebilecek hale gelince elindeki para kesesini İkinci Halife Hazretlerine uzatır ve şöyle der: Vadedilen Mesih in ( a.s.) sağlığında ona birkaç altın sikke takdim etmek için çok şiddetli arzum vardı. Fakat, kısmen fakirlikten takdim etmekteki aceleciliğimden para biriktiremediğim için bu arzum gerçekleşmedi. Şimdi şu birkaç altın sikkeyi getirdim ve düşündüm ki, Vadedilen Mesih in (a.s.) kendisine takdim edemediğim böyle bir hediyeyi hiç olmazsa onun oğluna takdim etmeliyim. Bu küçük olay, Vadedilen Mesih in ( a.s.) ashablarının ona karşı duydukları derin aşkın ve muhabetin çok açık bir delilini de teşkil etmektedir. Burada, Vadedilen Mesih in (a.s.) en büyük kızı Mübareke Begüm Hazretlerinin kendisinden dinlediğim iki olayı da zikretmek isterim. Mübareke Begüm ( r.a.) Hazretleri bana şöyle demiştir: Bir gün Vadedilen Mesih ve Mehdi (a.s.) Beytüddua nın[10] 5 / 7

Batı tarafındaki hücresinde uzanmış yatıyordu. O sırada kimse yoktu. İçeri girdim ve vücuduna masaj yapmaya başladım. Birden, sanki üzerinden bir elektrik akımı geçmiş gibi, bütün vücudunun titrediğini hissettim. Gözleri kapalıydı ve alnında inci taneleri gibi ter taneleri vardı. Sonra gözlerini açtı, bir kağıda birşeyler yazdı ve bana: Mir Sahip i çağır dedi. Mir Nair Nevab Hazretleri, o sırada diğer bir odada bulunuyordu. Geldiği zaman Vadedilen Mesih ona kağıdı uzattı ve Oku şunu, şimdi bana vahiy edildi Vahyin sözleri şöyle idi: İlerleme ve başarı, kudretli alametlerle birlikte gelecek. Şu anda burada oturan her biriniz, bu vahyin gerçek olduğuna birer delilsiniz. Her gün gördüğümüz diğer, sayısız alametlerden başka Ahmediye Cemaati ne katılan her fert bu vahyin gerçekliğine bir delil teşkil etmektedir. BUNU ANNENE ANLATMA Mübareke Begüm (r.a.) Hazretleri şöyle devam etmiştir: 1907 veya 1908 in başında Vadedilen Mesih (a.s.) bir seyahata hazırlanıyordu. Bana da iki rekat nafile namazı kıl ve istihare et, bir düya görürsen bana bildir dedi. Dediğini yaptım ve o gece rüyamda, Mevlevi Nurüddin (r.a.) Hazretlerini gördüm. Mübarek Camii nin bir yerinde oturuyor, elinde tuttuğu geniş bir kitabı okuyor: Bunlar Vadedilen Mesih ve Mehdi nin (a.s.) kehanetleridir. Ben Ebu Bekir im diyordu. Rüyada ayrıca Ammican (r.a.) Hazretlerini gördüm. Alt katta avluda oturuyor, et dağıtıyordu. O anda bu rüyanın manasını anlamamıştım. Vadedilen Mesih ve Mehdi (a.s.) bu rüyayı benden işitince ; Bunu annene anlatma dedi. Bu rüyada, bir taraftan, Vadedilen Mesih in yaklaşan ölümüne dair bir işareti ki -hayatının son iki veya üç yılında kendisinin ölümünü önceden bildiren vahiyleri sık sık alıyordu- diğer taraftan da Mevlevi Nurüddin Hazretlerinin O nun ilk halifesi olacağına dair bir işaret vardı. [1] Ashab-ı Ahmed; [2] Siratü l Mehdi; Mirza Beşir Ahmed, rivayet, 139 ve 147 6 / 7

[3] Siratü l Mehidi; Mirza Beşir Ahmed, c.2, rivayet 306 [4] A.G.E.; C.1, rivayet 73 [6] Siratü l Mehdi; rivayet 741 [7] Siratü l Mehdi; rivayet 701 [8] A.G.E.; rivayet 704 [10] Vadedilen Mesih in dua etmek için ayırdığı küçücük bir oda 7 / 7