İslam Dininde Adaletin Ehemmiyeti

Benzer belgeler
AİLE KURMAK &AİLE OLMAK

Zulme Rıza ve Küfre Rıza Ne Demektir?

Asr-ı Saadette İçtihat

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır.

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

Okul Başarısı Anne Babalardan Dualar İster (2) Perşembe, 06 Aralık :11. Dualar Beddualar

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

KIZ ÇOCUKLARI ÜVEY EVLAT MI? Çarşamba, 01 Ağustos :45

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli?

Veda Hutbesi. "Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

İLİ : GENEL TARİH : Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İsra ve Miraç olayının, Mekke de artık çok yorulmuş olan Resulüllah için bir teselli ve ümitlendirme olduğunda da şüphe yoktur.

Resulullah ın Hz. Ali ye Vasiyyeti

Onuncu Söz, Yedinci Hakikat hakkında bilgi verir misiniz?

Kur an ın Bazı Hikmetleri

TÜRK DEVLET GELENEĞİNDE SİYASET DÜŞÜNCESİNİ KURAN MEKANİZMA

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

TEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA

Hazret-i Muhammed (S.A.V.) altı yaşındayken annesi vefat etti. Dedesi Abdül Muttalib çocuğu himayesine aldı, fakat iki sene sonra o, da öldü.

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

Nefsini Bilen Rabbini Bilir

Hac ve Umre İle İlgili Mekânlar

Size iki şey bırakıyorum; onlara sımsıkı sarılırsanız kurtuluşa erersiniz: Biri Allah ın kitabı Kur an, diğeri de Ehl-i beytimdir.

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

Senin için gelmesi mukadder olan şeylere hırs göstermen yersizdir. Senin için olmayan, başkasının hakkı olan şeylere, hasret çekmen yakışıksızdır.

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

Gençlik Eğitim Programları 7. SINIF SİYER-İ NEBİ

2016 YILI 1. DÖNEM ÜÇ AYLIK VAAZ- IRŞAT PROGRAMI VAAZIN

Eski Mısır Hukuku: Koca bazı şartlar altında birden fazla kadınla evlenebilirdi

1988 yılında Hac ziyareti için Arabistan da bulunuyordum. Hac vazifemi yaptıktan sonra Medine-i Münevvere ye geçmiştim.

Kur an'daki selaset, selamet, tesanüd, tenasüb, teavün ve tecavüb mucizevî boyutlarındandır; bunları izah edebilir misiniz?

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

Hz. Ömer (RA)'in Fazileti

7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE)

1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır:

Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel minna inneke entessemiul alim.

Bu ay içinde orucu ve namazı o kişiye kolaylaştırılır. Bu ay içinde orucu ve namazı ALLAH tarafından kabul edilir.

ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ

Yazar= Soner DUMAN. Soru:

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla ESMA-İ HÜSNA 02 ER-RAHMAN

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

Kurban Nedir Ve Niçin Kesilir?

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te

Tahta kılıcın sırrı. İSLÂM TARİHİNDE CEMEL VE SIFFÎN savaşlarına yol açmış hadisatın

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar

BEYANAT. Ahmed el Hasan (a.s)

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa, akıbet o kılıçla kendi maktül düşer. Hz. Ali

Dilini Tutan Kurtuldu. : Gıybetten Sakınmak

KEŞKE (ŞAYET/EĞER) KELİMESİNİ KULLANMANIN HÜKMÜ

RIZIK VE ZENGİNLİK DUASI (ESMAÜL HÜSNA ŞİFRELERİ-2)

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

Ahiret Gününe (Haşre) İman

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HİCRİ-4 YAHUDİLERLE İLİŞKİLER NADİROĞULLARININ MEDİNEDEN ÇIKARTILMASI

a. Daire-i meşruada kalmayan gençliğin; dünyada, kabirde ve ahirette başlarına gelecek belalar ve elemler neler olabilir?

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

M VE NAZARDAN KORUNMA VE KURTULMA YOLLARI. lar aha beteri. dir veya 7 2. Y. 4. a bakarak " " dersek h 6. olarak sadaka verme.

Teravih Namazı - Gizli ilimler Sitesi

GÜZEL SÖZLER. (Derleyen; Veyis Susam) * Ne kadar çok olsa koyunun sürüsü, Ona yeter imiş kasabın birisi. * Alçak, ölmeden önce, birkaç kere ölür.

dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA

Istılah olarak;peygamber Efebdimiz zamanında yaşamış ve de Peygamber Efendimizi görerek ona inanmış olan kişilere denir.

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

Rahmet Ayı RAMAZAN Pazar, 07 Haziran :17

Dua ve Sûre Kitapçığı

GÜNAH ve İSTİĞFAR. Israr etmek kişiyi nasıl etkiler

Adana'da Hayvan Haklari HUTBESI 250 camide kisiye VERILDI Son Güncelleme Pazartesi, 10 Kasım :37

Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır.

5 Peygamberimiz in en çok bilinen dört ismi hangileridir? Muhammed, Mustafa, Mahmud, Ahmed.

İÇİNDEKİLER. Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili. Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan

LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Deneme Sınavı

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

ÇANAKKALE İLİ GELİBOLU İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2016 YILI 1. DÖNEM (OCAK-ŞUBAT-MART) VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI

5. Peygamberimizin Medine'ye hicret ettikten sonra yaptırdığı caminin adı nedir? 1. Aşağıdakilerden hangisi dinin faydalarından biri değildir?

Onuncu Söz, Birinci Hakikat hakkında bilgi verir misiniz?

İslâm Dininde Orman ve Suyun Önemi

Mucizeleri. ÇOCUKLAR İÇİN Peygamberimizin. M. S i n a n A d a l ı. Resimleyen: Sevgi İçigen

Onu kendi haline bırakın, Allah'ın diyarında otlasın, sakın ona bir fenalık yapmayın.

Siz, Kimi Seviyorsunuz? Perşembe, 07 Ekim :38

Hz. Peygamber'in Tefekkürü

İslam Peygamber'i Barış ve Sulh Taraftarı İdi

Onuncu Söz, Beşinci Hakikat hakkında bilgi verir misiniz?

Bir gün köyde komşunun evinde otururken söz döndü dolaştı çocuklara ve gençlere geldi yaşlarında olan komşumuz şöyle diyordu:

dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

Islam & Camii Diyanet İşleri Türk İslam Birliği

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Transkript:

Mehmedkirkinci.com İslam Dininde Adaletin Ehemmiyeti Adalet; düzenli ve dengeli davranma ve herkesin hakkını vermedir. Adalet; ifrat ve tefritten uzak olarak istikamet üzere bulunmaktır. Adalet; insaf ve hakkaniyettir; alemin nizamı ve ahengidir. Bütün insanların hukuk karşısında eşit olmalarıdır. Adalet; en güzel bir meleke-i ruhiyedir. Bu melekeye haiz olan kimseler, aleme nizam, içtimai hayata ahenk getirmiş olurlar. Adalet en büyük bir fazileti ahlakiye, ulvi bir haslet, ferdi ve içtimai bir vazifedir. Adalet öyle bir nurdur ki, girdiği memleketleri ihya eder, onların maddi ve manevi terakkisine vesile olur. Adalet insanların istirahatına, saadet ve huzuruna sebep olur. Allah ın bir ismi de Adl dır. Adaletin ehemmiyet ve ulviyetine bundan daha büyük bir delil mi olur? Mutlak adalet Allah a mahsustur. İnsanlar arasındaki adalet ise, kendi takatleri nispetindedir ki, buna adalet-i izafiye denir. Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmaktadır: Hepiniz çobansınız ve hepiniz raiyetinizden mesulsünüz. Bu hadis-i şeriften de anlaşıldığı üzere, hane reisinden devlet reisine kadar her fert çevresinde olup bitenlere karşı sorumludur. Adalet, dağdaki çobandan mahkemedeki kadıya, çocuğunu emziren anneden öğretmene, tüccardan amire kadar herkesi ilgilendiren ve kapsamı çok geniş olan mühim bir meseledir. Evet, çoban koyunlarını otlatırken kimsenin ekili alanına zarar vermemeli, hakim de adaletle yargılamalıdır. İslam ın nazarında salih amellerin en mühimlerinden biri de adalettir. Adalet, Allah-u Teâla Hazretlerinin insanlık alemine bahşettiği nimetlerin en büyüklerindendir. Adalet, hukukunun temeli, esası ve ruhudur. İçtimai hayatın saadet ve huzuru, nizam ve ahengi kainatın ve içindeki mevcudatın muvazenesi adaletle mümkündür. Cenab-ı Hak bir ayette mealen şöyle buyurmaktadır: page 1 / 10

Allah, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. 1 Buna göre başta devlet idarecileri olmak üzere, her insanın adaletle hükmetmesi vaciptir. Fertlerin adil hükümdarlara itaati mecburi olduğu gibi, idarecilerin de fertler arasında adaletle hükmetmesi vaciptir. Başka bir ayette de mealen şöyle buyrulur: Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutun, kendiniz veya ana babanız veya en yakınlarınız aleyhine bile olsa, Allah için şahitlik eden kimseler olun. Haklarında şahitlik yaptığınız kimseler, gerek zengin ve gerek fakir olsunlar. Allah onlara sizden daha yakındır. Onun için haktan ayrılıp da nefsinizin arzusuna uymayın. Eğer adaleti yerine getirmekte veya şahitlikte dillerinizi eğer bükerseniz veya büsbütün yüz çevirirseniz, hiç şüphesiz Allah, ne yaparsanız hakkı ile haberdardır. 2 Bu ayetlerden de anlaşılıyor ki, adaletin haricine çıkan kimse zalimlerin arasına dahil olur ve cezasını görür. Peygamber Efendimizin (s.a.v) adaletle ilgili bir çok hadis-i şerifi vardır. Bazılarına göz atalım: Bir saat adalet, yetmiş sene nafile ibadetten hayırlıdır. Hükmünde, yönetimi ve velayeti altındakiler hakkında adil davrananlar, Allah katında nurdan minberler üzerinde olacaklardır. 3 Kıyamet gününde insanların Allah a en sevgili olanı ve O na en yakın bulunanı âdil devlet başkanıdır. 4 Fesada uğramış fert ve cemiyetleri ve azgın nefisleri yola getirip terbiye etmek, ancak adaletle olur. Düşmana bile adaletle davranmak lazımdır. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v) page 2 / 10

şöyle buyurmaktadır. Düşmanınıza galebe ederseniz sakın adaletten ayrılmayınız! Onların çocuklarını, ihtiyarlarını, rahiplerini öldürmeyiniz. Onları kendi haline bırakınız. Şayet onlarla anlaşma yaparsanız, anlaşmanızı bozmayınız. Adaletten ayrılan devlet reisi, idare ettiği milletin huzur ve saadetini temin edemez, bilakis onlara zulmetmiş olur. Malumdur ki, insanlara zulmedenin davacısı Allah tır. Evet, zulüm kadar Allah ın kahr ve gazabını tacil edecek hiçbir şey olamaz. O nun intikamına dayanacak kuvvet ve kudret ise hiçbir kimsede yoktur. Allah Teâla ile azamet yarışına kalkışan Firavun ve Nemrutların akıbetleri ortadadır. Allah Teâla her zalimi zelil; her mütekebbiri hakir eder, bırakır. Adaletin olmadığı yerde zulüm, fitne ve fesat olur. Bunlar, husumetin ziyadeleşmesine, rızık kapılarının kapanmasına, yoksullukların, sefalet ve zilletin artmasına sebep olur. Bütün bunlar tarihin şahadet ettiği hakikatlerdir. Adaletin olmadığı bir millet ve devletin harap olmaması ve tarih sahnesinden silinmemesi mümkün değildir. Bu bakımdan bütün semavi kitaplarda adalet emredilmiş ve geçmiş ümmetlerin başına gelen bela ve musibetlerden ders alınması buyrulmuştur. Nitekim bir ayette mealen şöyle buyrulur: De ki, yeryüzünde gezin dolaşın da daha öncekilerin akıbetleri nice oldu görün. 5 Bu esasa binaen özellikle idareciler, adaleti kendilerine rehber etmeli, insanlar arasında adaletle hükmetmeli ve onların hak ve hukukunu muhafaza etmelidirler. Yeryüzü fesat ve fitnenin, haksızlık ve zulmün mahalli olduğundan, insanlar arasında adaletle hükmeden adil idarecilerin ve hakimlerin olması zaruridir. Bunların adil yönetimi sayesinde haksızlık ve zulüm ortadan kalkar, nizam, intizam, asayiş ve adalet tahakkuk etmiş olur. İnsanlar kudret, servet, makam ve mevki itibarıyla birbirinden farklıdır. Bunları birbirine tecavüzden men edecek bir kuvvet, bir engel varsa, o da adalettir. Evet, Allah ın bir kanun-u ezelisi olan adalet, bir millette hükmetmezse o zaman fertler arasında fitne, fesat ve terör tezahür eder. Kavi zayıfa, zengin fakire, zalim mazluma tahakküm eder. Biçare insanlar merhamet ve insaftan, fazilet ve kemalattan mahrum olan zalimlerin tecavüzünden perişan ve huzursuz olurlar. Onların malları, namusları muhafaza edilemez olur. İş çığırından çıkar, yolsuzlukların, hırsızlıkların page 3 / 10

önü alınmaz olur. Zamanımız bunun en büyük şahididir. İşte bunları ortadan kaldırmak ve insanları huzura kavuşturmak, mal ve canlarını teminat altına almak ancak adalet ile temin edilebilir. Bediüzzaman Hazretleri de Kuvvet kanunda olmalı. Yoksa istibdad tevzi olunmuş olur. 3 buyurarak, adaletin ancak kanun hakimiyetiyle sağlanabileceğine dikkat çekmiştir. Cenabı Hak, bu kainatı ve içindeki mevcudatı pek bedi ve garip bir tarzda yaratmış ve onlara pek mükemmel bir ahenk, nizam ve istikamet vermiştir. Ayrıca İhkak-ı Hak olarak tarif edilen her mahlukun hakkını noksansız olarak vermiştir. Her mahlukun ruhuna göre ceset giydirilmesi de adaletin başka bir tecellisidir. Koyunun ruhuna göre ceset, aslanın ruhuna göre de başka bir ceset verilmesi gibi. Yine güneşin dünyaya belli bir mesafede olması nizam ve intizamın ve adaletin başka bir tecellisidir. Güneşin dünyaya birazcık yaklaşması veya ölçüsünden zerre miskal sapması yeryüzünün hercü mercine sebep olur. Bediüzzaman bu hakikatı şöyle ifade eder: İşte gel, Güneş ile muhtelif oniki seyyarenin müvazenelerine bak. Acaba bu müvazene, Güneş gibi, Adl ve Kadîr olan Zât-ı Zülcelal'i göstermiyor mu? Ve bilhassa seyyarattan olan gemimiz yani Küre-i Arz, bir senede yirmidört bin senelik bir dairede gezer, seyahat eder. Ve o hârika sür'atiyle beraber zeminin yüzünde dizilmiş, istif edilmiş eşyayı dağıtmıyor, sarsmıyor, fezaya fırlatmıyor. Eğer sür'ati bir parça tezyid veya tenkis edilseydi, sekenesini havaya fırlatıp fezada dağıtacaktı. Ve bir dakika, belki bir saniye müvazenesini bozsa, dünyamızı bozacak; belki başkasıyla çarpışacak, bir kıyameti koparacak. Ve bilhassa zeminin yüzünde nebatî ve hayvanî dörtyüz bin taifenin tevellüdat ve vefiyatça ve iaşe ve yaşayışça rahîmane müvazeneleri; ziya güneşi gösterdiği gibi, bir tek Zât-ı Adl ü Rahîm'i gösteriyor. Ve bilhassa o hadsiz milletlerin hadsiz efradından bir tek ferdin âzası, cihazatı, duyguları o derece hassas bir mizanla birbiriyle münasebetdar ve müvazenettedir ki; o tenasüb, o müvazene, bedahet derecesinde bir Sâni'-i Adl ü Hakîm'i gösteriyor. 6 Fertlerin idarecilere karşı samimi irtibatı adaletle sağlanabilir, takviye edilebilir. Adaletle hükmedilmezse zulüm ve cebir ortaya çıkar. O zaman idarecilere muhabbet ve itaat yerine düşmanlık ve husumet edilir. Memlekette asayiş ve emniyet kalmaz. page 4 / 10

İdare edenlerle idare edilenler arasında nefret meydana gelir ve gittikçe ziyadeleşir. İdareyi elinde tutanlar adaleti kendilerine rehber ederek cemiyetin nizam ve intizamını muhafaza etmelidirler. Adaletin hükümran olmadığı bir memlekette huzur ve bereket olmaz. Bu bakımdan Cenab-ı Hak kullarını zulümden meneder. Çünkü adalet insanların huzur ve istirahatına vesiledir. Cenab-ı Hak adaletle yaşayan devlet ve milletlere, hak dini üzere olmasalar bile, yardım eder, onları payidar eder. Bir milletin maddi ve manevi terakkisi ve bekası, adaletin ta mim ve tahakkukuna bağlıdır. İnsanlar arasında hak ve hukuk adalet ile muhafaza edilir. Fert ve cemiyet bunun ile terakki ve teali eder. Adaletin tarih boyunca hakim olduğu dönemler yaşanmıştır. Başta Peygamberler ve onların yolunu izleyen pek çok adil melikler yaşadıkları dönemlerde ferdî ve içtimaî hayatta huzur ve güveni temin etmişlerdir. Bu konuda akla gelen ilk örnekler Hazreti Ömer, Nuşirevan dır. Nuşirevan ın adaleti sayesinde İran Devleti geniş bir imparatorluk haline gelmişti. Bütün dünya tarihinde Hazret-i Ömer in adaleti dillere destan olmuştur. O kalbi muhabbet,celadet, merhamet ve lütuf ile dolu bir devlet reisiydi. Hz. Ömer in (r.a) hassas adaletinin ve mesuliyet duygusunun bir göstergesi olarak merhum Mehmet Akif in Safahat adlı eserindeki şu mısralara kulak verelim: "Kenar-ı Dicle de bir kurt aşırsa bir koyunu, Gelir de adl-i ilâhi sorar Ömer den onu!" İslâm da iki türlü hak vardır: Birincisi: Hukukullah tır. Yani Allah ın hakkıdır. Bu hakkı kimse affedemez. Meselâ, küfür ve Allah a şirk koşmak en büyük cinayet ve zulümdür. Küfür ve şirke düşmüş, mürted ve anarşist olmuş bir insan, hem umum mahlûkatın ve bütün esma-i ilâhiyyenin hukukuna tecavüz ve hem kainatın güzelliğini tahkir etmiş olduğundan affedilmez bir cinayet ve zulüm işlemiştir. Nitekim mürted ve anarşisti tevbe etmediği taktirde Allah affetmemektedir. İkincisi: Hukuk-u ibaddır. Yani kul hakkıdır. Kul hakkını da birisi diğerinin yerine affedemez. Hukukuna tecavüz edilen mağdurun kendisi isterse affedebilir. Kul hakkını peygamberler de affetmeye selâhiyetli değillerdir. Bu meselemizi izah için İslâm tarihinden çok çarpıcı bir iki misal nakledelim: Kureyş eşrafından bir kadın hırsızlık yapmıştı. Suçu sabit olunca, kabilesinin büyükleri bir araya gelerek Hz. Peygamber (s.a.v.)'in huzuruna çıktılar: Ya Resûlullah kızımızın kısası yapılırsa, bu bizim için bir zül olur. Onu affediniz." diye yalvardılar. Efendimiz (s.a.v.): Allah a yemin ederim ki, eğer Muhammed in kızı Fatma bile hırsızlık etse, onun elini keserim. buyurdular. page 5 / 10

Diğer bir hadise: Hz. Ömer (r.a.)in hilâfeti zamanında oğlu bir suç işlemişti. Durum, Hz. Ömer e bildirildi. Hak ve adalet güneşi olan, şehamet ve celâdet sahibi Hz. Ömer, oğlunu muhakeme etti ve nihayet hüküm verildi. Kısas yapılacaktı. Bu, Allah ın emri ve Kur an ın hükmüydü. Hz. Ömer tereddütsüz, hükmü icra edecek Sahabelerin gözleri dolu Kadın ve annelerin gözleri yaşlı Hakkın karşısında bütün başlar eğik. Kısas tatbik edilip, ceza üçte ikisini geçtikten sonra oğlunun güç ve takati kesilmişti. Hararetten ve susuzluktan perişan bir vaziyetteydi. Gözleriyle babasını aradı. Şefkat dolu bakışlarla yüzünü babasına çevirdi, perişan ve bitkin bir sesle: Baba su.. Bir yudum su dedi. Adaletli Ömer, hak ve hakikati incetmeyen o büyük insan, oğluna seslendi. Oğlum!.. Cezan bitinceye kadar sana su verilmeyecektir. Eğer sonuna kadar dayanır, ölmezsen; hakkındır, veririz içersin suyunu. Eğer cezan bitmeden ölürsen, gider suyunu cennette inşallah Resulullah ın yanında içersin. Hz. Resulullah (s.a.v.) Ömer ne yapıyor diye sorarsa sen de: 'Ya Resulullah! Ömer, Kur an ı okuyor ve hükmünü tatbik ediyor' dersin. İşte İslâm tarihi Asr-ı Saadet den ibretli bir misal daha: Peygamber Efendimiz vefatına yakın günlerde sahabe-i kiramı Mescid-i saadete toplayarak onlara beliğ bir hutbe irad buyurduktan sonra, cemaate hitaben: "Ey Müslümanlar! Ben, sizleri hem dünya hem ahiret saadetine davet eden peygamberinizim. Yarın mahşer günü kimsenin hakkı bende kalsın istemem. Her kimin bende alacağı varsa gelsin alsın. Her kimin bende hakkı varsa gelsin hakkını alsın. diye üç defa tekrar ettiler. Üçüncü tekrardan sonra cemaat içinde Ukkâşe isimli sahabe ayağa kalktı: Anam babam sana fedâ olsun, yâ Resulullah! Bir harb dönüşünde benim devem sizin devenize yaklaşmıştı. Ben o sırada deveden inerken sizin page 6 / 10

kamçınız bana isabet etti. Ben şimdi o kamçının hakkını istiyorum. Bilmiyorum siz kasden mi vurdunuz. Hz. Peygamber (s.a.v.) Hâşâ yâ Ukkâşe! Allah ın Resûlü size nasıl kasden vurur? buyurdular. Hz. Ukkâşe sükût etti. Peygamber Efendimiz (s.a.v), Hz. Bilâl i eve göndererek kamçısını getirmesini istedi. Cemaat tam bir merak, sükût ve hüzün, aynı zamanda da öfkeyle neticeyi bekliyordu. Hz. Bilâl kamçıyı getirdi. O zaman Hz. Ebû Bekir ayağa kalktı, Yâ Ukkâşe! Biliyorsun Hz. Resûlullah hasta; mübarek vücudu dayanamazlar. O nun yerine bana vur! Hayır! dedi Ukkâşe. Bu defa Hz. Ömer ayağa kalktı. Yâ Ukkâşe! Resulullah ın yerine benim sırtıma yüz tane kamçı vur. dedi. O zaman Efendimiz: Siz oturun, Allah sizin makamınızı yükseltsin! diye dua buyurdular. Sonra Hz. Ali ayağa kalktı. Yâ Ukkâşe! Benim kalbim buna razı olmaz. Bana vur. Daha sonra Hz. Hasan ve Hüseyin ayağa kalktılar Yâ Ukkâşe! Eğer hakkından vazgeçersen sana yüz deve vereceğiz. Yine Hayır! dedi Ukkâşe. Bu sefer Hz. Talha ayağa kalktı. Yâ Ukkâşe! Sen hakkından vazgeç, sana Medine deki bağ ve bahçelerimi vereyim. Efendimiz ayağa kalkanların hepsine dua buyurdular. Ukkâşe ye hitaben, Haydi kısasını yap. buyurdular. O zaman Hz. Ukkâşe, Ya Resûlullah benim sırtım çıplaktı. Efendimiz mübarek sırtını açtılar. Mescid-i Saadetteki bütün sahabeler ağlamaya ve figan etmeye başladılar. Hz. Ukkâşe eğildi. Efendimizin sırtındaki nübüvvet (peygamberlik) mührünü öptü. Anam, babam sana fedâ olsun Ya Resulullah! Maksadım sırtınızdaki nübüvvet mührünü öpmekti. diye maksadını beyan ettiler. Efendimiz bu hadise üzerine Her kim cennetlik bir şahsın yüzüne bakmak isterse, Ukkâşe ye baksın. buyurdular page 7 / 10

Adaletiyle tarihe damgasını vuran devletleri düşününce akla önce Ömer b. Abdulaziz in idaresindeki Emevi Devleti ile daha sonra da Selçuklular ve Osmanlılar gelmektedir. Kahraman ecdadımızın bu kadar ulviyetinin sırrı; kalblerinde Allah korkusunun mevcudiyetiyle, adaletin bütün incelikleriyle tecelli etmesiyle, Kur'an nurunun ve nihayetsiz feyzinin ruhlarında yerleşmiş olması ve kudsî hakaika karşı sonsuz ve nihayetsiz derecede merbutiyetleridir. Gerek Selçuklular ve gerekse Osmanlılar çok farklı dinlere mensup, ayrı dilleri konuşan toplumları adaletiyle aynı bayrak altında beraber ve huzur içinde yaşatmışlardır. Fethettikleri yerlere adalet ve hürriyet götürmüş ve onların maddi ve manevi bir çok nimetlere mazhar kılmışlardır. Selçuklu ve Osmanlıları o yüksek seviyeye çıkaran ve itibar sahibi yapan şecaat, hürmet, ahde vefa gibi birçok meziyetleri olmakla beraber bunların başında adalet gelir. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul u fethedince gayr-i müslimlerin din, namus, can ve mallarını muhafaza altına alarak, onların korku ve endişelerini izale edip, inançlarını istedikleri gibi yaşayabileceklerini, ibadet yerlerine dokunulmayacağını, hür olduklarını ve adalet önünde eşit olacaklarını ilan etmiştir. İşte o zaman Kardinal külahı görmektense, Osmanlı sarığı görmeyi tercih ederiz demişlerdir. Bu sayede o insanlar, vicdan, düşünce ve fikir hürriyetinin tadını almışlardır. Burada Osmanlının adalet anlayışını ortaya koyan şu ibretli hadiseyi dikkatinize sunmak istiyorum: Meşhur İslâm seyyahı ve tarihçisi Evliya Çelebi, Seyahatname'sinde diyor ki: "İlk İstanbul kadısı (hâkimi) olan Hızır Bey Çelebi'nin huzurunda, haşmetli padişah Fatih ile bir Rum mimarı arasında şöyle bir muhakeme cereyan eder: Büyük bir abidenin inşasında kullanılacak iki mermer sütunu, Fatih bir Rum mimarına teslim eder. Mimar da, Fatih'in arzusunun hilafına olarak bu sütunları üçer arşın kesip kısaltır. Fatih cezaen Rum mimarının elini kestirir. Rum mimarı da, Fatih aleyhine dava açar. Bunun üzerine mahkemeye celbedilen büyük padişah, baş köşeye geçmek istemiş. Birdenbire hâkimin şu ihtarıyla karşılaşmış: - Oturma beyim! Hasmınla mürafaa-i şer'î olacaksın, ayakta beraber dur! Hızır Bey Çelebi; bu koca şanlı padişah-ı maznuna, haksız el kestirdiği için, kendisinin de kısasa tâbi' olduğunu ve elinin kesileceğini bildirir. Fakat mimar kısası istemediği için, büyük Fatih kısastan kurtulur ve tazminata mahkum edilir." page 8 / 10

İslâm adaletinin şanlı misallerinden biri olan bu hadise, bize en haşmetli hükümdarlarla en âciz ferdlerin, huzur-u mehâkimde müsavi olduğunu gösteriyor. Bu vasıflar sayesindedir ki, Osmanlılar altı asır boyunca dünyaya hakim olmuş ve hükmetmişlerdir. Adalet mekanizmasını tam olarak işletmişler, bayrağı altındaki muhtelif kavimlerin aralarında adalet ve eşitlik esaslarını korumaya gayret göstermişlerdir. Adalet sayesinde kuvvet ve kudret kazanmışlar, hoşgörüde insanlık alemine numune olmuşlardır. Böylece cihanşumül bir devlet olmuşlardır. Fethettikleri ülkelere sevgi, barış ve huzur götürmüşlerdir. Selçuklu ve Osmanlı Devletleri idare ettikleri milletlerin dinlerine, dillerine örf ve adetlerine ilişmemişlerdir. Kur an-ı Kerim'in, Ey iman edenler! Adil şahitler olarak Allah için hakkı ayakta tutun... 4 ayetini kendilerine rehber etmişler, savaş zamanlarında bile adaletten ayrılmamış, düşmanlarına karşı merhametle davranmışlardır. Bu merhametli davranış sayesinde insanların kalplerinde muhabbete dayalı hakimiyetlerini devam ettirmişler. Böylece cihanı kucaklayan şevket ve saltanatları bütün haşmet ve şa şaasıyla asırlarca devam etmiştir. El hasıl zulüm, maddi ve manevi hayatı felç eden büyük bir tahriptir. Evleri ve ocakları söndürür. Devlet ve milletleri tarumar eder. Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmaktadır: Küfür devam eder, zulüm devam etmez. Bir ayette de mealen şöyle buyrulur: Zulmedenlere en küçük bir meyil dahi göstermeyin; yoksa cehennem ateşi size de dokunur. 7 Adalet ise fert ve milletlerin huzur ve saadetini temin eder.dünya ve ahretin saadetine vesile olur. Devlet ve milletlerin devam ve bekasını sağlar. Dipnotlar: page 9 / 10

Powered by TCPDF (www.tcpdf.org) 1 Nisa, 4/58. 2 Nisa, 4/135. 3 Müslim. 5 Rum Suresi, 30/42. 6 Otuzuncu Lem a. 7 Hûd Suresi, 11/113. page 10 / 10