ALLAH (c.c) En Güzel 99 İsim, 99 Yazı

Benzer belgeler
Esmâ-ül hüsna genelde güzel isimler demektir. Özelde ise Yüce Allah'ın güzel isimleri için kullanılır.

ESMA-İ HÜSNA -I- 1 "Allah" Her ismin vasfını ihtivâ eden öz adı. Dünyada bütün mahlûkata. merhamet eden, şefkat gösteren, îhsân eden.

ALLAH IN GÜZEL ĐSĐMLERĐ

Esma-ül Hüsna ALLAH ın (c.c.) Güzel İsimleri

Hüsn-i Hat İle. Esmâü l-hüsnâ

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir.

Ömer Turhan. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

GÜZEL SÖZLER. (Derleyen; Veyis Susam) * Ne kadar çok olsa koyunun sürüsü, Ona yeter imiş kasabın birisi. * Alçak, ölmeden önce, birkaç kere ölür.

Esma ü l Hüsna EN GÜZEL İSİMLER ALLAH INDIR AKKASE EBRU SERGİSİ TANITIM KATALOĞU. T.C. GAZİANTEP VALİLİĞİ İL KÜLTÜR ve TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ

, ERZİNCAN, TÜRKİYE.

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Yusuf Bulut. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

İLİ : GENEL TARİH : Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Çileler sıkıntı yoldaşın oldu Ömrüne her zaman kahırlar doldu Henüz açan gülün çok çabuk soldu Dört mevsim bitmeyen kış mıydın anne

Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa, akıbet o kılıçla kendi maktül düşer. Hz. Ali

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister.

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

, ERZİNCAN, TÜRKİYE.

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Dua ve Sûre Kitapçığı

Nakarat Alnımızın aklığı kafire kabus olur. Mazlumun canı yansa ahı bize dokunur. 2. Nakarat

Allah'a İman ve Allah'ın varlığının ve birliğinin delilleri

Allah'ın isimleri ( Esma'ül-Hüsna )

Ramazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül :55

Hz.Resulüllah (SAV) den Dualar

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. ( ) M. Mehtap Türk

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı'yla birlikteydi ve Söz Tanrı'ydı.

GADİR ESİNTİLERİ -10- Şiir: İsmail Bendiderya

Muhammed Aleyhisselam ın Dilinden Dualar

Senin için gelmesi mukadder olan şeylere hırs göstermen yersizdir. Senin için olmayan, başkasının hakkı olan şeylere, hasret çekmen yakışıksızdır.

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya

Bu ay içinde orucu ve namazı o kişiye kolaylaştırılır. Bu ay içinde orucu ve namazı ALLAH tarafından kabul edilir.

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

Insanı başa taç yaptım. Ne eğildim, ne de saptım. Acılardan ilaç yaptım. Aşık Şahturna Hayatı ve Şiirleri

İntikam. Ölüm Allah ın Emri

Sultanım, müsaade buyurun, ben İstanbul'un çevresini dolaşıp, mevcut suları bir inceleyeyim!.

Nefsin iki hali vardır. Üçüncüsü yoktur. Biri bela diğeri afiyet...

Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel minna inneke entessemiul alim.

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL

Nesrin: Ahmet! Ne oturması! Daha gezecek birçok mağaza var, sen oturmaktan bahsediyorsun.

6. SINIF. Oturan, duran, kovsuz, gıybetsiz Hakk Muhammed Ali deyip evine vara, tüm canların Yüce Allah dildeki dileğini, gönüldeki muradını vere!

SELİM GÜNDÜZALP ALLAH AŞK

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

GÜNAH ve İSTİĞFAR. Israr etmek kişiyi nasıl etkiler

DUÂ-İ TERCÜMÂN-I İSM-İ Â ZAM DUÂ-İ İSM-İ Â ZAM

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

dinkulturuahlakbilgisi.com Konu Anlatımı MELEKLER Hazırlayan Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

Yýldýz Tilbe 1 ADAM OLSAYDIN. Söz-Müzik: Yýldýz Tilbe. Sevdim olmadý yar, küstüm olmadý yar. Kendini arattý, beni bulmadý yar

Resulullah ın Hz. Ali ye Vasiyyeti

Ali Rıza Malkoç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

İlim gıda gibidir. Ona her zaman ihtiyaç vardır. Faydası da herkesedir.

Şahin Karapençe. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

KIZILAY HAFTASI 29 EKİM 4 KASIM

Yazının çıktığı kaynak: Âşık Derdiyar ın Çift Kafiyeli Şiirleri, Erciyes, S. 293, Mayıs 2002, s. 9-10

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma

İSTİKLÂL MARŞI'MIZ. Her milletin bir milli marşı var fakat bizimkisi ayrı. Bizimkisi İstiklal Marşıdır, başka yazılamaz gayrı.


Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi

Paragraftaki açıklamaya uygun düşen atasözü aşağıdakilerden hangisidir?

KUR'ANDAN DUALAR. "Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru." ( Bakara- 201 )

(Seni sevdiğim için eğer benden bedel isterlerse, iki cihânın mülkünü versem bile bu bedeli ödemeye yetmez.)

Peri Kızıyla Çoban Hikâyesi, Orhan Seyfi Orhon, 1919, (Şiirler 1970)

Şiir Anadan Örnekler. Köyden ayrılalı nice yıl oldu Yıkıldı evimiz selinen doldu Hani bacı kardeş nerede kaldı özlüyorum ben seni güzel Alvar

İSMEK İN USTALARI SANATA ADANMIŞ BİR ÖMÜR ETEM ÇALIŞKAN ETEM ÇALIŞKAN KALİGRAFİ SERGİSİ

Müslim Uyğun. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Maksut Genç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Yücel Terkanlýoðlu. HTML clipboard. Yaþamadýklarýndýr Dünyan! Uykuyla geçirdiðim her an, Benim için yitik bir zaman. Rüyayla devirdiðim kazan,

Sabah Duaları Rahman ve Rahîm Allah ın adıyla. Allahım! Selam Sensin, bütün kusurlardan sâlimsin ve herkes için selamet kaynağısın.

ÂŞIK DAİMÎ (İSMAİL AYDIN)

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam.

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

Rahmân ve Rahîm Ne Demektir?

Mehmet Ali Aktar. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar

ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ

- Sorma, şişenin üzerinde iyice çalkalayın yazıyormuş, ben fark etmemişim

dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

İ.Ö 100 Temel Eser. Kategori: Şiir Salı, 11 Ağustos :32 tarihinde yayınlandı. Gösterim: / 7 Phoca PDF. Çanakkale içinde aynalı çarşı

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

Agape Kutsal Kitap - God's Love Letter Scriptures

M VE NAZARDAN KORUNMA VE KURTULMA YOLLARI. lar aha beteri. dir veya 7 2. Y. 4. a bakarak " " dersek h 6. olarak sadaka verme.

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

5. Et et içinde, et fit içinde Dünya dümeni, onun içinde.

BAYRAĞIM. Atalarım, gökten yere İndirmişler ay yıldızı, Bir buluta sarmışlar ki Rengi şafaktan kırmızı

MERSİN İL MÜFTÜLÜĞÜ 2015 YILI RAMAZAN AYI VAAZ VE İRŞAT PROGRAMI VAİZİN

tellidetay.wordpress.com

ERDEM BABA ANISINA ALİ HAKİ EDNA FAKFI

Azîzim! Çün harab ola cihan-ı fani. Bir pula verirlerse alma anı. Fani olanın baki olana nisbetle ne değeri olabilir ki!

RIZIK VE ZENGİNLİK DUASI (ESMAÜL HÜSNA ŞİFRELERİ-2)

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek

Bu vesileyle hem vefk usülü tarihi hem de zaman içinde husule gelen bazı hissiyatımızı ifade eden manzumeleri bir araya getirmek istedik.

KRAL JAMES İNCİLİ 1611 APOCRYPHA DUA AZARYA & üç Yahudi şarkı. Azarya ve şarkının üç Yahudi duası

Şiir. Kategori: Şiir Cuma, 23 Nisan :15 tarihinde yayınlandı. Gösterim: / 7 Phoca PDF 1. SEN (1973) Senden, senden, hep senden,

Selam vermekle karşımızdaki kimseye neyi ifade etmiş oluruz?

Mevlânâ dan Bilgelik Katreleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Transkript:

ALLAH (c.c) *Ulûhiyete mahsus sıfatların hepsini kendisinde toplamış bulunan Rabbımızın has ismi. İsimlerin içinde en büyüğü, en mübarek olanı. İsm-i A zam... Esmâsını dilden komam, Hiç kesilmez rüzigârım. Bin şükür ki kuluyum ben, Fedâ kıldım bütün vârım... Kerem eyler güller açar, Her dalında bülbül uçar, Misk u amber koku saçar, Solmaz olur gülizârım. Şefkatiyle bakan O dur, Çerağımı yakan O dur, Her direği diken O dur, O dur benim özge yârim. Şehinşâhım fermân eder, Ben gedâyı sultân eder, Firdevsine mihmân eder, Sona erer âh u zârım... Hayr umarım celâlinden, Nûr isterim cemâlinden, Allah derim tâ gönülden, Hoştur elbet bu ezkârım. 9

Er-Rahmân (c.c.) *Dünya hayatı içinde inanan veya inanmayan herkese sayısız nimetler ihsan eden. Rahmân ism-i celîlin İki cihan tâcıdır Ya Rabbî senin affın Mü minin mirâcıdır Nimetin gelmez dile Acırsın her bir kula Zâtına münkir bile Rızkının muhtâcıdır Yârisin ehl-i dîlin Mahzûn olmaz halîlin Senin ism-i celîlin Her derdin ilâcıdır Âdemin aklı erse Senindir her ne görse Yaratılmış ne varsa Hep senden ricâcıdır Hünkâr-ı Kerîm sensin Rahmân u Rahîm sensin Fettâh u Alîm sensin Kulların duacıdır... 11

Er-Rahim (c.c.) *Çok merhamet eden. Verdiği nimetleri iyi kullananları daha büyük ve ebedî nimetler vermek suretiyle mükafatlandıran. Kıyametten sonra sadece mü min kullarına merhamet eden. Karlar yağar yurdumuza Yardım için kimse gelmez Senden özge derdimize Hiç kimseler çâre kılmaz Yâreleri saran sensin Çâreleri veren sensin Gözeten sen, gören sensin Açtırdığın gülün solmaz Ümit verdin, murat verdin Uçmak için kanat verdin Affeyleyip berat verdin Nimetini saymak olmaz Sensin bizim sultânımız Sağlam dursun imânımız İmân ile al cânımız Bu cihanda kimse kalmaz Er-Rahîm sin, şevke salar Öğretirsin neler neler... Münkir ancak burda güler, Mahşer günü gelse gülmez! 13

El-Melik (c.c.) *Bütün kainatın sahibi, mutlak hükümdarı. Sen dilersen yollar biter Yollardaki kervan durur Şu felekler, akan sular Şu zaman, şu devran durur Sen dilersen kul olur şah Gedâ olur her padişah Sensin Melîk olan İlah Şahlar sana divan durur Yoksulları soyanların, Haksız cana kıyanların, Mülke benim diyenlerin, Mezarında yılan durur Hüküm senin, hikmet senin Türlü türlü himmet senin İzzet senin, devlet senin Gayrı her söz yalan durur Ben kapında âciz kulum İznin ile döner dilim N olur Cennet olsun yolum Lütfun ayan beyan durur 15

El-Kuddûs (c.c.) *Her türlü eksikliklerden uzak, pak ve temiz olan. Münezzehsin yâ ilâhi Her eksikten, her fenâdan Elbet daha büyük şânın Her övgüden, her senâdan Hem açıksın, hem de bâtın Sahibisin kainâtın Senin tâhir olan zâtın Hiç hoşlanmaz mâsivâdan Kul kusurdan olmaz ki pâk Günah ile dolar mutlak Kadîr olan sensin ancak Bizi uzak kıl cezâdan Çölde kaldık, silme izi Eksik etme sevgimizi... N olur koru ya Rab bizi, Derd ü mihnet ve ezâdan Kuddûs olan sensin elbet Sana ait ızz u devlet Biz aciziz, kıl inâyet Uzak eyle her cefâdan... 17

Es-Selâm (c.c.) *Her çeşit arızadan uzak olan, kullarını selâmete çıkaran, Cennetteki kullarına selâm eden. N olur bize selâm et Ey es-selâm ilâhım Sen verirsin selâmet Ey es-selâm ilâhım Rızıklar pay edersin Yoksulu bay edersin Bazı rüsvay edersin Ey es-selâm ilâhım Münkîre nûr olur mu? Onda huzûr olur mu? Sende kusur olur mu? Ey es-selâm ilâhım Münezzehsin fenâdan Büyüksün her senâdan Gücün zâhir semâdan Ey es-selâm ilâhım Suyumu serâp etme Hânemi harâp etme Sen beni türâp etme Ey es-selâm ilâhım 19

El-Mü min (c.c.) *Gönüllerde iman ışığı uyandıran, kendine sığınanları koruyup gözeten. Ey el-mü min ilâhım Hâlim sana ayândır... N olur kovma kapından İman nûrum uyandır! Yoksul idim doyurdun, Her emrini duyurdun... Lâ taknetû buyurdun; Ne kutlu bir beyândır. Sensin Hallâk u Hakîm, İşimi kılma akîm... Şol sırât-ı müstakîm Bildir bize, ne yandır? Bize dirlik, düzen ver, Beş vakitte ezan ver, Fehm edelim, izan ver, Bu nice bir cihandır?.. Firdevsine varırsam, Cemâlini görürsem, Murâdıma erersem, Kurtuluşum o andır... 21

El-Müheymin (c.c.) *Gözeten ve koruyan. Beni yâda terk eyleme Müheymin sin ey Allah ım Sen koru sen gözet beni Müheymin sin ey Allah ım Ağacımı diken sensin Ocağımı yakan sensin Kerem edip bakan sensin Müheymin sin ey Allah ım Sükûnet kıl şu zârıma Verme fırsat ağyârıma Kavuşayım dildârıma Müheymin sin ey Allah ım Yalvarırım ta gönülden Dirliğimi alma elden Hiç düşürmem seni dilden Müheymin sin ey Allah ım Senden özge kimim vardır N olur yârelerim sardır Cümle murâdıma erdir Müheymin sin ey Allah ım 23

El-Aziz (c.c.) *Mağlup edilmesi asla mümkün olmayan. Nice mâmur olsa cihan Gün gelince virân olur Mağlup olur her pehlivan Tuşa gelip giryân olur Her direği yıkan vardır Ta kökünden söken vardır Yücelerden bakan vardır Her sır ona ayân olur Bir gemisi batırılmaz Gücüne güç yetirilmez Katına yâd getirilmez Kâr edilmez, ziyân olur. Biz bu yurtta kıldık bina Kevser içtik kana kana Dilimizde hamd ü sena Elimizde Kur ân olur. Dâru l-karar olsa yerim Ben de bâl u şeker yerim Dâim Aziz Allah derim Ne kutlu bir beyân olur 25

El-Cebbâr (c.c.) *Kırılanları onaran, eksiklikleri tamamlayan ve dilediğini zorla yaptırmaya gücü yeten. Şu kırılmış kalpleri Onduran Cebbâr imiş Kalbi sevdâ oduyla Yandıran Cebbâr imiş Gösterip doğru izi Kurtarır zorda bizi Lütfedip hakka yüzü Döndüren Cebbâr imiş Kul ağlarsa zâr ile Tutuşursa nâr ile Nârını hep nûr ile Söndüren Cebbâr imiş Şenlendirir cihânı Her ânı, her mekânı Ah u zârı, figânı Dindiren Cebbâr imiş Sığın Rabbu r-rahîm e Düşme sakın hamîm e Zâlimleri cahîm e İndiren Cebbâr imiş 27

El-Mütekebbir (c.c.) *Her şeyde büyüklüğünü gösteren. Kul cehlini fark eylemez Umman oldum! der tutturur Oturursa bir kürsüye Sultan oldum! der tutturur Takkesini zanneder taç Der ki âlem bana muhtaç Öğrenirse bir kaç ilaç Lokman oldum! der tutturur Kuzgun olup leşe iner Aslan imiş gibi döner Topal bir eşeğe biner Kervan oldum! der tutturur Çok tıngırdar, içi boştur Kanatları kırık kuştur Kara taşken nice iştir Mercan oldum! der tutturur Kibreder de yola gelmez Selâm versen bile almaz Mütekebbir zâtı bilmez Şeytan oldum! der tutturur... 29

El-Hâlık (c.c.) *Her şeyi yoktan var eden, yaratan. Kim vâr eden şu mevcûdu Bir yaratan bulunmaz mı? Nasıl yapmış bu vücûdu Bundan ibret alınmaz mı? Yok iken vâr eden O dur Gücün izhâr eden O dur Kulunu yâr eden O dur Hiç O na kul olunmaz mı? Ârif olan bunu bilir Uğrunda can verip ölür Kün! demesi kafi gelir Deryâlara dalınmaz mı? Geri kalma hizmetinde Kusur kılma hürmetinde Yer gösterir cennetinde Mihmân olup kalınmaz mı? O dur cânı alan Mevla Her isteğin bulan Mevla O dur Halık olan Mevla Hak tır elbet, bilinmez mi? 31

El-Bârî (c.c.) *Her şeyi uygun bir tarzda ve mülayim bir halde yaratan. Bunca felek nasıl döner, Nasıl durur bunca cihan? Güneş doğar, yıldız söner, Vakti gelir, olur nihân... Başı karlı yüce dağlar Şu dünyaya denge sağlar Ardı sıra geçer çağlar, Nasıl doğup, erir zaman? Her parmağın izi başka Her varlığın yüzü başka Kim düşürür bizi aşka? Ve kim verir bize aman? Saatleri kuran kimdir? Döşekleri seren kimdir? Cana huzur veren kimdir? Bu sır nasıl olur ayan? El-Bârî nin gücü çoktur Bir benzeri, eşi yoktur O pek yüce zatı tektir Cümle varlık eder beyan 33

El-Musavvir (c.c.) *Her şeye bir şekil ve hususiyet verip tasvir eden. Çemenzâra kırmızı gül Pek yaraşır, pek yaraşır Çiğdem, çiçek, lale, sünbül Pek yaraşır, pek yaraşır Gökyüzüne uçan kuşlar Yeryüzüne dağ u taşlar Hem inişler, hem yokuşlar Pek yaraşır, pek yaraşır Gonca feme beyaz dişler Siyah saçlar, kalem kaşlar Hem ağlayış, hem gülüşler Pek yaraşır, pek yaraşır Âşık kula sarı beniz Leylâsına götüren iz Mâhîlere deryâ deniz Pek yaraşır, pek yaraşır Musavvir le mest olur can Gece gündüz yazar destan Semalara mavi fistan Pek yaraşır, pek yaraşır 35

El-Gaffâr (c.c.) *Mağfireti pek çok olan. Gaffâr olan Allah ım Günâhım pek ziyâde Kaptırmışım gönlümü Nefis denen şu yâde Her hâlimi bilirsin Nere kaçsam bulursun Kerem kıl ne olursun Sen şu dîl-i nâşâde Zehr ile pişmiş aşım Akar durur gözyaşım Cansız kalır can kuşum Bitse verdiğin vâde Kapkaranlık sabâhım Arşına çıktı âhım Anlatamaz Allah ım Bunu hiç bir ifâde Aşkınla dolam yâ Râb! Müjdenle gülem yâ Râb! Tövbeler kılam yâ Râb, Ne olur ver müsâde... 37

El-Kahhâr (c.c.) *Her şeye, her istediğini yapacak surette hakim olan. Güç senindir, kudret senin Bir müşkilât ermez sana Sen dilersen kahredersin Kimse zarar vermez sana Derd ü mihnet baştan aşar Gam u gussâ ile taşar Münkîr olan düzde şaşar Yol bulup da varmaz sana İndirirsin, kaldırırsın Ağlatırsın, güldürürsün Diriltirsin, öldürürsün Kimse hesap sormaz sana Olmasını dilersin sen Kün emrini salarsın sen Bir anda hiç kılarsın sen Bütün çoklar pek az sana Yaprak düşer, güller kurur Her şey sonra sana varır Kahhâr sın sen lâyık durur Hem taat u niyaz sana 39

El-Vehhâb (c.c.) *Daima sayısız nimetler bağışlayan. Muhsin olan sensin Allah Doyurursun ihsan ile Âcizlere himmet eder Kayırırsın ihsan ile Güller doğar kara yerden Sevinç kaplar canı birden Tefrik eder, hayrı şerden Ayırırsın ihsan ile Çok bağışlar, çok verirsin Hem tertemiz, pak verirsin Nurlu râhı gösterirsin Kula ilim irfan ile Aşkın ona derman olur Her kelamın ferman olur Kim yolunda kurban olur Yaşatırsın bin can ile Cömert benim halîlimdir İbrahim se delîlimdir Vehhab ismi celîlimdir Buyurursun ihsan ile 41

Er- Rezzâk (c.c.) *Rızık veren. Erzâkımız senden gelir Rezzâkımız sensin Allah Bir teşekkür kılmayanlar Nârın ile yansın Allah Hem ekmeğim, aşım senden Ağzım, dilim, dişim senden Afiyetim, hoşum senden Susuz, suya kansın Allah Âcizleri kayırırsın Yavru kuşu doyurursun Rezzâk benim buyurursun Yüzüm sana dönsün Allah Hikmetlerin bilinmezmiş Yazdıkların silinmezmiş Aç mezarı bulunmazmış Yâre varsa, onsun Allah Kolaylık ver işimize Haram katma aşımıza Âh bizim de başımıza Talih kuşu konsun Allah 43

El- Fettâh (c.c.) *Her türlü zorlukları kolaylaştıran, her kapalı şeyi açan. Kapılarda kilit varsa Kilitleri açan vardır Kapkaranlık gökyüzüne Yıldızları saçan vardır... Harap etsen bağr u başı Eğri görüp kalsan şaşı Pişman olup dök gözyaşı Günahından geçen vardır Has bahçenin gülüsün sen Bin sır ile dolusun sen Bir Fettâh ın kulusun sen Sana hayrı seçen vardır. Hiç korkmadan bâb a dayan Tüm gizliler olsun ayan Seni kulum diye sayan Şanı yüce bir han vardır Her bir işte erbâb O dur Müsebbibe l-esbâb O dur Müfettiha l- ebvâb O dur Bir el-fettâh hakan vardır 45

El- Alîm (c.c.) *Her şeyi çok iyi bilen. İlimdir rutbenin hası Akledene mâlum imiş Resûl koymuş bu mirası Nakledene mâlum imiş Alîm Allah bilir vârı Her gizliyi, aşikârı O dur kulun gerçek yâri Fikredene mâlum imiş Verir kula devletleri Sonu gelmez servetleri Sayısızdır nimetleri Şükredene mâlum imiş İlim için râha varıp Bilmediğin anda sorup İblisine zincir vurup Kahredene mâlum imiş Açtırdığı gülü solmaz Bunu bilen yaya kalmaz Esmâsına doyum olmaz Zikredene mâlum imiş 47

El- Kâbıd (c.c.) *Sıkan ve daraltan. Bazen gönül yurduna Gam dolu kervan gelir Çâre olmaz derdine Bir nice hicran gelir Köprülerden geçilmez Bir yudum su içilmez Hiç bir kapı açılmaz Şu dünyâ zindan gelir Rûhumuz düşer nâra Ve dahî âh u zâra Gider yâr-ı dilâra Bir kanlı düşman gelir Kim çözer bu düğümü Kim görür gördüğümü Ay ışıtmaz göğümü Yüreğimden kan gelir O el-kâbıd sıkarsa Gazap ile bakarsa Ve nârında yakarsa Ne yandan aman gelir? 49

El- Bâsıt (c.c.) *Açan ve genişleten. Ya Rab gönül yurdumuza Cevâhirler saçarsın sen Şu daralmış rûhumuzu Genişletip açarsın sen Bunca sırra akıl yetmez Gücün saymak ile bitmez Kula şerri murad etmez Iyilikler seçersin sen Şu âcizler mücrim olsa Dâim isyân ile dolsa Sevinirsin tevbe kılsa Günâhından geçersin sen Kanat verip uçurursun Sıratlardan geçirirsin Yedirirsin, içirirsin Ne yersin, ne içersin sen İşte geçip durur zaman Kudretinden etme güman El-Bâsıt a sığın a can Yoksa bunda naçârsın sen... 51

El- Hâfıd (c.c.) *Yukardan aşağı indiren, alçaltan. Zirvelere çıktım sanan Bir lahzada yere düşer Ah aşağı indirirsin Çâre bulmaz buna beşer Düşürdüğün kaldırılmaz Bir tek nefes aldırılmaz Döktüklerin doldurulmaz Kulun ardın sıra koşar Bir yumuşak öz verirsen Cana hayrı tez verirsen Yol gösterir, iz verirsen Nice karlı dağdan aşar Yetip artar biri bile Suç işleme bile bile El-Hâfıd ın zikri ile Kul âkilse, dolup taşar Sensin hakkı üstün sayan, Şu âlemde kanun koyan... Ben aşağı düşmem diyen, Bütün ömrü boşa yaşar... 53

Er- Râfî (c.c.) *Yukarı kaldıran, yükselten. Düşüp kaldım gurbet elde Tut elimden kaldır beni Cehâletim yok eyleyip Hikmet ile doldur beni Bana kol ver, kanat ver de Pervâz edem yücelerde Gündüzlerde gecelerde Yandırıp da oldur beni Koma beni yolda gayrı Nasip eyle cümle hayrı Cemâlinden kılma ayrı Ağlar isem güldür beni Nefse uyan pişman olur Dâim alçaklarda kalır İblîs e kul etme n olur İster isen öldür beni Gelmez buna sözüm kâfî Elbette her biri nâfî Ne hoş esmâ bu er-râfî Esrârına daldır beni 55

El- Muiz (c.c.) *İzzet verip ağırlayan. Sen tutarsan ellerinden Âciz kulun devlet bulur Lütfeder de bağışlarsan Hem şeref ü izzet bulur Gülşeninde diken bitmez Talihinin ayı batmaz Akıl, fikir, izan yetmez Nice nice nimet bulur Düşmüş iken âh u zâra Gider iken kanlı dâra Karar versen bîkarâra Kurtulur da şöhret bulur Doğru yola savdıkların Her hâlini övdüklerin Azîz olur sevdiklerin Meleklerden hizmet bulur El-Muiz sin yoktur gümân Kim ederse buna imân Firdevsinde olur mihmân Cemâline kurbet bulur 57

El- Muzil (c.c.) *Zillete düşüren, hor ve hakîr eden. Günahkârı zelîl eden Bir el-muzill yok mu sandın? Baş düşmanın değil miydi Ol iblis e nice kandın? İsyâna gark olup gittin Tuğyâna gark olup gittin Nisyâna gark olup gittin Nâr-ı cahîm ile yandın Yazık ettin öz nefsine Geçirmedin söz nefsine Hakkı budur, kız nefsine Nefs elinde hep aldandın Kanar durur özde yâren Bulamadın nerde çâren Ah o andan itibâren Zehirli bir aşa bandın Sığınmadın bir esmâya Gönül verdin hep eşyâya Uzun yolda kaldın yaya Gidip çürük dala kondun 59

Es- Semî (c.c.) *Her şeyi işiten. Âkil olup idrak eyle Her kelâmı duyan vardır Söyler isen hakkı söyle Her kelâmı duyan vardır Ayân olur ona sırlar Kolay gelir cümle zorlar Bilir bunu ârif erler Her kelâmı duyan vardır Bir kulağa muhtaç değil Ses O na ihtiyaç değil Dinlemesi bir suç değil Her kelâmı duyan vardır Sorar bir bir hesâbını Açar kulun kitâbını Duyar her bir hitâbını Her kelâmı duyan vardır Sınar durur cümle nâsı Küfreyleyip olma âsî Es-Semi dir bir esmâsı Her kelâmı duyan vardır 61

El- Basîr (c.c.) *Her şeyi gören. Kara yerde karıncayı Gören göze kurban olam Göz verip de gösterdiğin Doğru ize kurban olam Deryalara daldırırsın Ağlatmayıp güldürürsün İlham edip bildirirsin Hakça söze kurban olam Gördüğünü bilir, şaşmaz Haddini bir kerre aşmaz Günah ile dolup taşmaz Nurlu öze kurban olam Bildirdiğin her esmâya Esmân ile doğan aya Kurban olam bu deryâya Bu denize kurban olam Karanlıkta ziyâ bulan Hikmet ile nazar kılan El- Basîr e teslim olan Canlar size kurban olam 63

El- Hakem (c.c.) *Hakkı yerine getirip, hükmeden. Hükmün nice hikmet dolu El-Hakem sin, yanılmazsın Gösterirsin doğru yolu El-Hakem sin, yanılmazsın Bildirirsin kitâbında Her şey açık hitâbında Şaşma olmaz hesâbında El-Hakem sin, yanılmazsın Hükmün gelir yüce yerden Ayırırsın nârı nûrdan Münezzehsin her kusurdan El-Hakem sin, yanılmazsın Sular mecrasına akar Kulun şaşkın şaşkın bakar Her karârın doğru çıkar El-Hakem sin, yanılmazsın Şu dünyada eden bulur Bunu cümle âlem bilir Hak bâtıla üstün gelir El-Hakem sin, yanılmazsın 65

El- Adl (c.c.) *Çok adaletli olan. Kul terazi tutar lakin, Eğri tartar terazisi... Çürük çarık bina kurmuş; Kim bu mimar, kim bânisi? Döner kavl-i karârından Kaçar dostun civârından Bîzâr olur zarârından Öz annesi, öz babası... Tutunmaz bir doğru dala, Hiç azıksız çıkar yola. Ne diyeyim böyle kula, Hiç okunmaz esâmesi... Ölüm gelse nere kaçar? Zâlim orda kalır naçar. Tutarsa iş işten geçer, Cehennemin zebanîsi... Ben yaparım olur deme, Bir lokmacık haram yeme. Sakın Adl i terkeyleme, Sakın hakka olma âsî... 67

El- Latîf (c.c.) *İşlerin bütün inceliklerini bilen. Ey en ince sırrı bilen Her esrârın Latîf imiş Bin rayiha getirmekte Rüzigârın latîf imiş Firdevsinin gülü hoştur Bülbülünün dili hoştur Ol cennetin yolu hoştur Çemanzârın latîf imiş Sevda ile bakan gözler Nere gitse yâri izler Burda biter cümle sözler Her karârın latîf imiş Kahrında da gizli lütfun İş bu yüzden güler mecnun Kimi abâd, kimi mahzun Her pazârın latîf imiş Musa yı Firavn a saldın İsa yı katına aldın Ahmed i son nebî kıldın İhtiyârın latîf imiş 69

El- Habîr (c.c.) *Her şeyin iç yüzünden, gizli tarafından haberdar olan. Her gizli sır ayan sana El-Habîr sin sen Allah ım Yok gizli bir beyan sana El-Habîr sin sen Allah ım Karanlıkta gören sensin Her esrâra eren sensin Alan sensin, veren sensin El-Habîr sin sen Allah ım Hiç bulunmaz âhir sana Boyun büker zâkir sana Bâtın olan zâhir sana El-Habîr sin sen Allah ım Hem mazîden haberdârsın Hem atîden haberdârsın Her mutîden haberdârsın El-Habîr sin sen Allah ım Mâzur görüp ısrârımı Fâş eyleme esrârımı Bilirsin sen efkârımı El-Habîr sin sen Allah ım 71

El- Halîm (c.c.) *Suçluların cezasını hilmeyle geriye bırakan. Cezâlardan vazgeçersin Ne büyüksün Halîm Allah Nice suçtan tez geçersin Ne büyüksün Halîm Allah Her bir işin rahmet ile Bağışlarsın himmet ile Davranırsın izzet ile Ne büyüksün Halîm Allah Gücün yeter bağlamazsın Nârın ile dağlamazsın Yol verirsin, eğlemezsin Ne büyüksün Halîm Allah Hilm u rıfkın pek ziyâde Bağışlarsın nice vâde Sen gelirsin her an yâde Ne büyüksün Halîm Allah İmhâl edersin de Mevlâ Ihmâl eylemezsin aslâ Ne vardır ki senden evlâ Ne büyüksün Halîm Allah 73

El- Azîm (c.c.) *Pek azametli ve büyük olan. Ey âlemde tek şehinşah Cümle mülkün ilk sahibi Sensin elbet mâlik ilah Sensin elbet tek sahibi Şükür ince sırrı sezdim Kalem alıp hakça yazdım Nice kaşâneler gezdim Sorup durdum yok sahibi... Kime kalmış ipek fistan? Kime ait bunca destan? Kimindir bu bağ u bostan? Nerde mal u mülk sahibi?... Mahşer günü mizân durur Kul neylemiş, n etmiş görür Kurt kuzuya hesap verir Naçar kalmaz hak sahibi... El-Azîm e sığın dostum Uyarmaktır seni kastım Söz tükendi, bitti, sustum O dur şaşmaz ok sahibi... 75

El- Gafûr (c.c.) *Mağfireti, bağışı çok olan. Mağfiretin pek ziyâde Ey el-gafûr olan Rabbim Senden gelir her müsâde Ey el-gafûr olan Rabbim Yarlığarsın günahkârı Dindirirsin âh u zârı Söndürürsün yanan nârı Ey el-gafûr olan Rabbim Her ahvâli gözleyensin Engelleri düzleyensin Esrârları gizleyensin Ey el-gafûr olan Rabbim Kulun elbet bin hasmı var Dostu sensen bir yas mı var? Senden özge halâs mı var? Ey el-gafûr olan Rabbim Suç defterim yırtıverdin Günahlarım örtüverdin Örtem diye örtü verdin Ey el-gafûr olan Rabbim 77

Eş- Şekûr (c.c.) *Kendi rızası için yapılan iyi işleri, ziyadesiyle mükafatlandıran. Sana lâyıktır şükür Ey eş-şekûr ilâhım Sana sonsuz teşekkür Ey eş-şekûr ilâhım Sensin bire bin veren Nice nimet gönderen Yüzüm hakka döndüren Ey eş-şekûr ilâhım İhsânına kör olan Sözleri inkâr olan Zâlimdir nankör olan Ey eş-şekûr ilâhım Kuran sensin otağı Çeken sensin sancağı Sensin ihsân kaynağı Ey eş-şekûr ilâhım Kim şükür kılmaz sana Nâr u niranda yana Şükreden can ver bana Ey eş-şekûr ilâhım 79

El- Aliyy (c.c.) *Pek yüksek olan. Yüceliğin düşündükçe Aklım alev alıp yanar Pervaneler gibi nâra Apansızın dalıp yanar Mâhî olur göllerinde Bir kuş olur dallarında Mecnun olur çöllerinde Sevdâ ile dolup yanar Vasfedemem yüce zâtın Hallâkısın kainâtın Hem zâhirsin, hem de bâtın Ârif olan bilip yanar A zam bilir kul cirmini Yâd eylemez hiç cürmünü Lâkin gelir mahşer günü Pek çâresiz kalıp yanar Hak râhına gelmeyenler Bir tek taat kılmayanlar El-Aliyy sin, bilmeyenler Kurur, kadîd olup yanar 81

El- Kebîr (c.c.) *Pek büyük olan. Görsem bir karıncayı Allahu ekber! derim Hem güneşi, hem ayı Allahu ekber! derim Kara yerde gül biter Lale ve sümbül biter Her seher bülbül öter Allahu ekber! derim Çağlayıp akar sular Dem çekiyor kumrular Gönlüm imanla dolar Allahu ekber! derim Azâd ettin kuşumu Kolay kıldın işimi Secdeye kor başımı Allahu ekber! derim Münezzehsin duraktan Hem yakından, ıraktan El-Kebîr sin yürekten Allahu ekber! derim 83

El- Hafîz (c.c.) *Yapılan işleri bütün tafsilatıyla tutan, her şeyi belli vaktine kadar âfet ve belâlardan koruyan. Hıfz eyleyip lütf ile Canları tutan Mevlâ Kudretin gelmez dile Gökleri çatan Mevlâ Mâmûr eder harâbı Yeşertirsin türâbı Ey aşkının şarâbı Cana can katan Mevlâ Bilirsin ahvâlimi Hoş görürsün hâlimi Lakin azgın zâlimi Nârına atan Mevlâ Hâfızsın öne, sona Akıllar ermez buna... Ey cenneti kuluna Bir hayra satan Mevlâ!.. Sensin elbet tek ilah Hem de vallah ve billah Ey Hafîz olan Allah Kuluna yeten Mevlâ 85

El-Mukît (c.c.) *Yaratılmış her şeyin azığını veren. Yüce Hakk ın katında, Uygunsuz iş olur mu? Her şey yerli yerinde, Ayaklar baş olur mu? Bak âleme rengârenk, Her şey uygun, güzel, denk... Kesilmez ki bu ahenk Buzdan âteş olur mu? Yağmur ile kar verir, Kış verir, bahar verir. Kanat ve rüzgâr verir; Uçmayan kuş olur mu? Bir can gibi, ruh gibi, Bulunmaz ufkun dibi... Âlemlerin sâhibi Allah a eş olur mu? El-Mukît hep verirken, Her yaptığın görürken; Helal erzak dururken, Haramdan aş olur mu? 87

El-Hasîb (c.c.) *İşlerin tafsilat ve teferruatını en ince ayrıntılarına kadar bilen. Her şeyin hesabını soran. Hesap günü hesâbı Gören Hasîb ilahsın Her bir şeyi ortaya Seren Hasîb ilahsın Cem edip ins ü cânı Doğurursun figânı Mahşer günü mizânı Kuran Hasîb ilahsın Emredersin hitâbı Açarsın her kitâbı Ahirette hesâbı Gören Hasîb ilahsın Yaşarsa isyân ile Daima nisyân ile Zâlimi efkân ile Saran Hasîb ilahsın Her hesâbı fark eden Her müflisi terk eden Ve kalpleri korkudan Yaran Hasîb ilahsın 89

El-Celîl (c.c.) *Celâdet ve ululuk sahibi olan. Gel boyun bük ta zim ile El-Celîl in huzurunda Divan durur şahlar bile El-Celîl in huzurunda Kim bir kelâm eyleyecek? Bir tek sözü söyleyecek? Can bilmem ki n eyleyecek? El-Celîl in huzurunda... Kime İblis delil olur Onun hâli rezil olur Kibirlenen sefîl olur El-Celîl in huzurunda Kaçılacak mekan mı var? Kurtulacak zaman mı var? İtiraza imkân mı var? El-Celîl in huzurunda... Bak geriye neyi kalır Tüm vârını eller alır Günahkarlar zelîl olur El-Celîl in huzurunda 91

El-Kerîm (c.c.) *Keremi ve mağfireti bol olan. Yâ Rabbî, günahkârım, Kül oldum, nâra yandım... Kerîmim sensin diye, Ben bâbına dayandım. Bir fayda yok işimde, Tad kalmadı aşımda, Neler gördüm düşümde; Bin acıyla uyandım. Ben bu akılsız seri, Taşlara vuram bâri... Gücendirdim o yâri, Yâd u ağyârı andım. İçip mihnet şarâbı, Harâp ettim türâbı... Su zannettim serâbı, Lâin İblîs e kandım. Geçmemişse iş işten, Vazgeçtim bu gidişten... Kerîm sin yeni baştan Ben lütfuna inandım!.. 93

Er-Rakîb (c.c.) *Bütün varlıklar üzerine gözcü olan, işlerin tümünü murakabesi altında tutan. Bir gözcü var akşam sabah Her ahvâli gözler durur Yakındır şah damarından Kullarını izler durur O dur gören, O dur bakan Her ahvâlin resmin çeken Esrârına şâhid iken Kerem edip gizler durur Kâr etmezse fermân sana Pek yakışır nîrân sana Şifa vermez derman sana Yârelerin sızlar durur Gel başını sokma kuma Düşme sakın uçuruma Gizlenirim sandın ama Arkandaki izler durur... Er-Rakîb den kaçılmaz ki Bir başka yol seçilmez ki Gassak, hamîm içilmez ki Kevser seni özler durur... 95

El-Mücîb (c.c.) *Kendisine yalvaranların istekleri veren, onlara icâbet eden. El- Mücîb e sığın dostum O ndan gelir hâcet sana Hep bu sırrı hatırlatır Bilsen nice âyet sana Gün gelecek düşeceksin İş bu hâle şaşacaksın Hangi bâb a koşacaksın, Erişirse âfet sana? İnkâr ile dolar isen Hep isyâna dalar isen Pörsüyüp de solar isen Kim verecek devlet sana?.. Hak batılla çatışmaz mı, Azgın nefis yatışmaz mı, Tövbe için yetişmez mi, Bunca uzun mühlet sana? Bir kuş olsan uçamazsın, Bir yudum su içemezsin. Sultan olsan kaçamazsın, Ölüm gelse şâyet sana... 97

El-Vâsî (c.c.) *Geniş olan, müsâdesi bol olan. Gel ey âdem sen gönlünü Daraltıp da nâra yakma Kulun kalbi sırça saray Sakın yıkma, sakın yıkma Her bir işi kolay eyle Söyler isen hayır söyle Kul padişah olur böyle Ettiğini başa kakma Engin olan gönül hoştur Bin kanatla uçan kuştur Şu dünyanın işi boştur Bu zînete, nakşa bakma Gel İblîs i yâr eyleme Âhiretin nâr eyleme Her cefada zâr eyleme Hemen bir isyana kalkma O el-vâsî seni seçsin Cümle günâhından geçsin Rahmetinle güller açsın Bir azgın sel gibi akma 99

El-Hakîm (c.c.) *Buyrukları ve bütün işleri hikmetli olan. Emr ü nehyi hikmet dolu El-Hakîm e yalvarırım O korur bu kemter kulu El-Hakîm e yalvarırım İşlerine hayrân olur Yollarına kurbân olur Ben daima giryân olur El-Hakîm e yalvarırım O son verir hasretlere Kavuşturur nimetlere O girdirir cennetlere El-Hakîm e yalvarırım Pek yücedir buyrukları Sayısızdır uyrukları Hep yükselir bayrakları El-Hakîm e yalvarırım Dua kılar ben müdâvim Huzurunda olur kâim Eşiğinde durur dâim El-Hakîm e yalvarırım 101

El-Vedûd (c.c.) *İyi kullarını seven, sevilmeye ve dostluğa hakkıyla layık olan. Seversin, sevilirsin Ey el-vedûd Allah ım! Durmadan övülürsün, Ey el-vedûd Allah ım! Senden özge yâr olmaz Sevenlere zor olmaz Münkir bahtiyâr olmaz Ey el-vedûd Allah ım! Sev bizi, sevdir bizi, Sevindir cümlemizi... Kaybettirme bu izi, Ey el-vedûd Allah ım! Âşıkların yârisin, Gönüller dildârısın, Canların gülzârısın, Ey el-vedûd Allah ım! İlâhî senin aşkın, Sellerden daha taşkın... Ko beni, kalam şaşkın, Ey el-vedûd Allah ım! 103

El-Mecîd (c.c.) *Şanı çok büyük ve çok yüksek olan. El ermez, güç yetmez sana Sen el-mecîd sin Allah ım Övgülerim bitmez sana Sen el-mecîd sin Allah ım Canlara can olan sensin Derde derman olan sensin Azimü ş-şân olan sensin Sen el-mecîd sin Allah ım En doğru yol, yolun senin Solmayan gül, gülün senin Sultanlar da kulun senin Sen el-mecîd sin Allah ım Kâfir sana isyân eder Vâde dolar efgân eder Cümle esmâ ilan eder Sen el-mecîd sin Allah ım Münezzehsin hecelerden Gündüzlerden, gecelerden Yücesin en yücelerden Sen el-mecîd sin Allah ım 105

El-Bâis (c.c.) *Ölüleri diriltip kabirlerinden çıkaran. Yerden tohum biter gibi, Kullar çıkar mezârından. Belki âh u vâh ederler, Ayrı düşüp nigârından. Nice kullar gelir geçer, Azrailden bâde içer... Âh sayısız kervan geçer, El-Bâis in pazarından. Urba eskir, yen yırtılır, Hak katında can tartılır... Ok atılsa kim kurtulur, Kalesinden, hisârından?.. İsrafil in sûru çalar, Âlemlere kaygı salar. Kafir saçın, başın yolar; Herkes kaçar civarından!.. Hep tarumâr olur bağlar Kimi güler, kimi ağlar. Böyle geçer nice çağlar, Rab ayrılmaz nigârından... 107

Eş-Şehîd (c.c.) *Her an ve her yerde hâzır ve nâzır olan. Gizli kalır sanma cürmün Bir gören var, bir duyan var Hâzır, nâzır, eş-şehid dir Bir gören var, bir duyan var Tenhalarda kalsan bile Yapayalnız olsan bile Bin sır ile dolsan bile Bir gören var, bir duyan var Nefse uyup hiç aldanma Suçum gözden kaçar sanma Her şey gelir geçer sanma Bir gören var, bir duyan var Kimse bilmez deme sakın Cümle günahlardan sakın Sana senden daha yakın Bir gören var, bir duyan var Defterleri açacaktır, Orta yere saçacaktır, Kim nereye kaçacaktır? Bir gören var, bir duyan var 109

El-Hakk (c.c.) *Varlığı hiç değişmeden duran. Dağın taşın kurdu kuşu El-Hakk diye çağırmaz mı? Cefâ bulsa münkir kişi El-Hakk diye çağırmaz mı? Hem denizler, hem dalgalar Hem asıllar, hem gölgeler İdrak eden tüm bilgeler El-Hakk diye çağırmaz mı? Haber salsa, hemen varıp; Kullar gibi boyun kırıp, Padişahlar divan durup El-Hakk diye çağırmaz mı? Bâtıl ile olma hemdem Sen de hakkı eyle mahrem Nankör İblîs bile her dem El-Hakk diye çağırmaz mı? Öz canına vurma sekte, Âkil ol da kalma şekte!.. Her ne varsa yerde gökte, El-Hakk diye çağırmaz mı?.. 111

El-Vekîl (c.c.) *İşlerini kendisine bırakanların işini düzelten ve her şeyin iyisini temin eden. Yâ Rabbî sen ne güzel Bir Vekîl sin kuluna... Hâcetini görürsün, Çağırırsın yoluna... Aç ve açık koymazsın, Üryân edip soymazsın, Suçlarını saymazsın, Kaptırmazsın seline. Etmezsin yâd a muhtaç, Bırakmazsın onu aç, Verirsin nice miraç, Bir de berât, eline... Çâresi bitip gitse Ümîdi yitip gitse Gemisi batıp gitse Bindirirsin salına... Kul düşerse ardına Devâ gelir derdine Girer cennet yurduna Hem salına salına... 113

El-Kaviyy (c.c.) *Pek güçlü olan. Ey âdem görmez misin, El-Kaviyy nin gücünü? Şu sonsuz âlemlerin, Düzer durur göçünü... Hem zerreler yaratır, Hem kürreler yaratır. Hem hücreler yaratır; Dahi başın saçını... İrfânı tükenmez ki, Fermânı tükenmez ki, Dermânı tükenmez ki, Verirse ilâcını... Bunları yazmak için, Gücü yetmez kalemin. Kaviyy bütün âlemin, Yıkar taht u tâcını!.. Ey âdem pek nâçarsın, Defterini açarsın... Sen nereye kaçarsın, Örtmez ise suçunu?.. 115

El-Metîn (c.c.) *Çok sağlam olan. Ey kuvveti, kudreti Azâbı çetin Allah Sâde senden korkulur Gazâbı çetin Allah Sana karşı gelinmez Vermez isen alınmaz Katında sır bulunmaz Hesâbı çetin Allah İşlerinde şaşmazsın Kimseye danışmazsın Boş yere konuşmazsın Hitâbı çetin Allah Hükmün iptâl edilmez Haram, helâl edilmez Sana suâl edilmez Cevâbı çetin Allah Can senin, canân senin Kul senin, sultan senin En yüce ferman senin Bildim, el-metîn Allah 117

El-Veliyy (c.c.) *İyi kullarına, gerçek mü minlere dost olan. Ey Veliyy sen verirsen Derde derman ne lâzım Bana yeter bu sevda Tâc-ı sultan ne lâzım Neyleyim mâl u mülkü Oyalar cümle halkı İsyâna sebep belki Bağ u bostan ne lâzım Kulluğun izzet bana En yüce kuvvet bana Ne lâzım devlet bana Şöhret ü şan ne lâzım Gönül kuşum dalına Konup gülsün, gülüne... Kurban olsun yoluna Kuluna can ne lâzım Aşığın coşar gelir, Dağları aşar gelir... Gel! desen koşar gelir Başka ferman ne lâzım... 119

El-Hamîd (c.c.) *Her türlü hamd ve övgüye layık olan. Hep hamd ile tesbih eder El-Hamîd im sensin derim Yanlış sözü tashih eder El-Hamîd im sensin derim Seher vakti yaşlar döker Gönlü hicran ile yakar Meleklerle zikir çeker El-Hamîd im sensin derim Açan cümle güller ile Yapraklarla, dallar ile Boyun bükmüş kullar ile El-Hamîd im sensin derim Emrine râm olur felek Divan durur her bir melek Ancak sana varır dilek El-Hamîd im sensin derim Şu övgüler yetmez sana Şu sevgiler yetmez sana Yetmez sana meth ü senâ El-Hamîd im sensin derim 121

El-Muhsî (c.c.) *İstisnasız her şeyin tek tek sayısını bilen. Çöllerde kaç kum tanesi Deryada kaç dalga vardır? Dalgalarda kaç damla var, Damlada kaç gölge vardır?!.. Kaç kuş uçar semâlarda, Kaç yıldız var fezâlarda, Kaç hücre var âzâlarda, Hücrede kaç halka vardır?!.. Yaprakları sayan var mı? Erzakları sayan var mı? Evrakları sayan var mı? Kaç yazı, kaç belge vardır?!.. Feleklerin sayısı ne? Meleklerin sayısı ne? Dileklerin sayısı ne? Kaç yasa, kaç ilke vardır?!.. Muğnî olan Allah bilir Muhyî olan Allah bilir Muhsî olan Allah bilir Kaç âlem, kaç bölge vardır... 123

El-Mübdi (c.c.) *Bütün mahlukatı maddesiz ve örneksiz olarak ilk baştan yaratan. Hiç örneksiz vâr edersin Sen el-mübdi ilâhımsın Gönlüm sana yâr edersin Sen el-mübdi ilâhımsın İstemezsen mecâl olmaz Bunda farz-ı muhâl olmaz Hikmetinden suâl olmaz Sen el-mübdi ilâhımsın Nâra yanıp feryâd eden, Her varlığı imdâd eden... İbdâsını isbat eden Sen el-mübdi ilâhımsın Cümle âlem senden nişan Kün emrinle doğdu cihan Senindir hep izzet ü şan Sen el-mübdi ilâhımsın İcâtların çoktur senin Her örneğin tektir senin Hiç benzerin yoktur senin Sen el-mübdi ilâhımsın 125

El-Muid (c.c.) *Yaratılmışları yok ettikten sonra tekrar yaratan. Gül solar, bülbül susar Erişir vakt-i hazân Bir acîb rüzgar eser Tersine döner zaman Bomboş kalır kucaklar Sönüp gider ocaklar Boyun büker çiçekler Âlemin hâli yaman Karlı dağlar aşılmaz Hiç yollara düşülmez Hak işidir, şaşılmaz Böyle yazmıştır yazan Bitince kıyl u kaller Tükenince mecaller Arz olur cümle haller Kiminde doğar efgân Muid cisme can verir Varlığa imkan verir Dünyada zaman verir Mahşerde kurar mîzân 127

El-Muhyî (c.c.) *Can bağışlayan, dirilten, sağlık veren. Sen yorarsın her düşü Ey el-muhyî ilâhım Diriltirsin ölmüşü Ey el-muhyî ilâhım Cenîne can verirsin Damar ve kan verirsin Derde derman verirsin Ey el-muhyî ilâhım Her himmet senden gelir Her izzet senden gelir Âfiyet senden gelir Ey el-muhyî ilâhım Saran sensin yâreyi Veren sensin çâreyi Ak edersin kâreyi Ey el-muhyî ilâhım Yol hep senin yolundur Tuttuğum dal dalındır Ahmet aciz kulundur Ey el-muhyî ilâhım 129

El-Mümît (c.c.) *Ölümü yaratan, öldüren. Rûhu çekip alırsın, Ey el-mümît Allah ım. Tek bâkî sen kalırsın, Ey el-mümît Allah ım... Ol dersin oldurursun, Goncayı soldurursun. Nisyâna daldırırsın, Ey el-mümît Allah ım... Dolar elbet bu vâde, Son bulur her ifâde... Kimse gelmez imdâde, Ey el-mümît Allah ım... Emreder Azrail e, Üfletirsin kandile... Al canımı rıfk ile, Ey el-mümît Allah ım... Senindir her izz ü şan, Mahşerde gelir ferman: Ölüm bile verir can, Ey el-mümît Allah ım... 131

El-Hayy (c.c.) *Diri olan, her şeyi bilen ve her şeye gücü yeten. Seher vakti öten bülbül Zikrediyor el-hayy diye Gül, menekşe, lâle, sümbül Zikrediyor el-hayy diye Gökte uçan kuşlar dahi Dağlar ile taşlar dahi Gözden akan yaşlar dahi Zikrediyor el-hayy diye Tek yârisin ermişlerin Gönlü sana vermişlerin Boyun bükmüş dervişlerin Zikrediyor el-hayy diye Senden gelir binbir nidâ Kul canını kılar fedâ Muhtâç imiş şâh u gedâ Zikrediyor el-hayy diye Ayak iken baş olanlar Nâhoş iken hoş olanlar Aşkınla sarhoş olanlar Zikrediyor el-hayy diye 133

El-Kayyûm (c.c.) *Gökleri, yeri ve her şeyi tutan. Cesede rûh üfleyip Kaldıran Kayyûm Allah Sadece kün deyip de Olduran Kayyûm Allah Zahirdir gücün dâim Her şey seninle kâim Kul suça olsa nâdim Güldüren Kayyûm Allah Uğratmayıp kahrına, Şifa katıp zehrine, Ârifi aşk bahrine, Daldıran Kayyûm Allah Eyleyip müsâdeler, Verip nice vâdeler, Can havzından bâdeler Dolduran Kayyûm Allah Kulunun her hâlini Bilirsin ahvâlini Şaşırmışsa yolunu Bulduran Kayyûm Allah 135

El-Vâcid (c.c.) *İstediğini istediği vakitte bulan. Mahpesinden kaçılmaz El-Vâcid sin yâ Rabbi!.. Hudûdundan geçilmez El-Vâcid sin yâ Rabbi!.. Kim nerdedir bilirsin, Hiç aramaz, bulursun! Sorgulara alırsın... El-Vâcid sin yâ Rabbi!.. Kuş olsam uçuş mu var? Bir yana kaçış mı var? Senden gizli iş mi var? El-Vâcid sin yâ Rabbi!.. Kurtulan yok elinden, Yakalarsın kolundan!.. Kim azad olur senden, El-Vâcid sin yâ Rabbi!.. Zincirine bağlama, Nârın ile dağlama, Cehennemde eğleme, El-Vâcid sin yâ Rabbi!.. 137

El-Mâcid (c.c.) *Kadri büyük, keremi bol olan. Ya Rabbi ne olursun Nûrumu nâr eyleme!.. Ömrümü gamla dolmuş Leyl ü nehâr eyleme Görülür hep nişânın Ma budusun cihânın Büyüktür kadr ü şânın Beni nâçâr eyleme Sen sabrımı cemîl et Yüce hakkı delîl et Hem kendine halîl et İblîs e yâr eyleme El-Mâcid olan sensin Ruhlara dolan sensin Her şeyi bilen sensin Gönlümü dar eyleme Bu nice bir yaradır Nice derman aratır Bakma yüzüm karadır Kem bir nazâr eyleme 139

El-Vâhid (c.c.) *Tek olan. Hüvallahu ehad derim Vâhid olan sensin Allah Başka bir tek var mıdır ki? Vâhid olan sensin Allah Sana asla şerik olmaz, Müşrik olan yolu bulmaz. Senden özge kimse kalmaz, Vâhid olan sensin Allah Ortağın yok, eşin yoktur, Sonun yoktur, başın yoktur, Faydasız bir işin yoktur, Vâhid olan sensin Allah Cümle vârı çift yarattın, Birbirine zıt yarattın. Sen sayısız zât yarattın Vâhid olan sensin Allah Şaşırsak da bazı bazı Hep bulalım doğru izi Ehl-i Tevhîd eyle bizi Vâhid olan sensin Allah 141

Es-Samed (c.c.) *Sığınacak tek dayanak olan. Ey halaskâr arayan Es-Samed Allah yeter Ey kisb ü kâr arayan Es-Samed Allah yeter Dalında açan güle, Ötüp duran bülbüle, Yaratılmış her kula, Es-Samed Allah yeter Gül ü gülzâr arayan Hoş rüzigâr arayan Gönlüne yâr arayan Es-Samed Allah yeter Ahvâlimiz sorandır Erzâkımız verendir Bâbı açık durandır Es-Samed Allah yeter Ahmed in O dur kastı Gayrıdan ümit kesti İstemez başka dostu Es-Samed Allah yeter 143

El-Kâdir (c.c.) *Her şeye gücü yeten, her istediğini yapmaya kâdir olan. Kim yakacak ateşleri Söndürürse Kâdir Allah Kim söndürür ateşleri Yandırırsa Kâdir Allah Aylar doğar gecelerden Sesler gelir hecelerden Kim çıkarır yücelerden İndirirse Kâdir Allah Yakın ol der ıraklara, Nurlar saçar yüreklere Kim indirir buraklara Bindirirse Kâdir Allah Uzak olur pîr ü paktan Kurtulamaz bir tuzaktan Kim hidayet eder haktan Döndürürse Kâdir Allah Nerde gezer gönül kuşu Nasıl görür bunca düşü Kim akıtır gözden yaşı Dindirirse Kâdir Allah 145

El-Muktedir (c.c.) *Kudret ve kuvvet sahipleri üzerinde istediği gibi tasarruf eden. Kul padişah olsa bile Elindedir kudret senin Firavn olan hep benim der Bilmez izz u devlet senin Vardır buna binbir delîl Münafıktır asıl zelîl Muktedir sin, sensin Celîl Sen Azîz sin, izzet senin Şu dünyada şâh u gedâ Hepsi senden eyler ricâ Ya Rab sana canlar fedâ Güç senindir, haşmet senin İsyan eder zaman zaman Kul şaşırır bilmez aman İş bu sözde yoktur güman Verirsin ya, mühlet senin Kim kibr ile çalım satar Hem malına haram katar Kârun gibi yere batar Hüküm senin, hikmet senin 147

El-Mukaddim (c.c.) *İstediğini ileri geçirip, öne alan. Ey daima önde duran Bâki kalan ulu Mevla Ey olduran, ey onduran Şâfi olan ulu Mev la Ey dil ehli zâkirleri Şol yüreği tâhirleri Her işinde mâhirleri Öne alan ulu Mevla Dilersen baş edip pâyı Öğretirsin her esmâyı Şah eyleyip bir gedâyı Yüce kılan ulu Mevla Ey Yusuf u dildâr eden Zindanını gülzâr eden Ey lütfunu ızhâr eden Gamı silen ulu Mevla El-Mukaddim sensin elbet Senindir her türlü devlet Günahkârım, kıl hidâyet Sensin bilen ulu Mevla 149

El-Muahhir (c.c.) *İstediğini geri koyan, arkaya bırakan. Güneş batar, kervan geçer Gerilerde kalan benim Bahçelerde güller açar Boynu bükük solan benim Nasıllarda, nicelerde Kalmışım ben gecelerde Pervaz için yücelerde Hülyalara dalan benim Malik olmam hiç bir şeye Bir sevince, bir neşeye Geçip gitti ömrüm diye Saçlarını yolan benim Yâd elinde garip gezen Bazı bazı sırrı sezen Mezarını kendi kazan Yapayalnız ölen benim El-Muahhir geri kılar İster ise zârî kılar Dilerim ki yâri kılar Gör o vakit gülen benim 151

El-Evvel (c.c.) *Başlangıcı olmayan, ilk olan. Şu âlemde her bir şeyin Bir sonu var, bir başı var Lâkin Allah el-evvel dir O ndan gelir her bir karar Kendinden başkası yoktu Murâd edip şöyle baktı Âleme bir can bıraktı Verdi nice fayda, zarar Kuyusunun yoktur dibi O dur mülkün tek sâhibi Âkil olan Yûnus gibi Abdal olur, O nu arar O nun nûru söndürülmez Kaldırdığı indirilmez Kararından döndürülmez Mizan kurup, hesap sorar Her evvelden evvel dir o Ebeddir o, ezeldir o Her güzelden güzeldir o Kim demiş ki bir eşi var? 153

El-Âhir (c.c.) *Bitişi olmayan, son olan. El-Âhir dir bâkî kalan Gayrısı hep hayâl imiş Ömür denen şu muamma Upuzun bir melâl imiş Fenâ bulur gelen bunda Bir çâre yok şu cihanda Hiç ölmemek fikri, canda, Bir arzû-yi muhâl imiş Şu dünyada n ider, n eyler Paşalar, ağalar, beyler?.. İnsanoğlu her ne söyler; Sadece kıyl u kâl imiş... Âhir O dur, yoktur sonu Yarattığı her şey fânî Künhüne varılmaz, bunu Sorup durmak vebâl imiş... Dû cihanda âşıkların Ol âşık-ı sâdıkların Yüce hakka lâyıkların Tek murâdı visâl imiş... 155

Ez-Zâhir (c.c.) *Açıkca bilinen, âşikâr olan. Kalbin gözü kör olmuşsa Görmez olur âşikârı Ez-Zâhir e teslim olmaz Hiç anlamaz nevbahârı Gül gülistan nedir bilmez Bağ u bostan nedir bilmez Bunca destan nedir bilmez Ne gül görür, ne gülzârı Âkil olan boyun büker Kalp gözünü açıp bakar Bu kervânı kimler çeker Kim estirir rüzigârı? İman ile dolan kullar Hikmetine dalan kullar Hakka teslim olan kullar Dû cihânın bahtiyârı Yağmur yağar, su akarmış Kulak duyar, göz bakarmış Hakka delil, her ne varmış Bırak artık şu inkarı... 157

El-Bâtın (c.c.) *Gizli olan. Ey tohum tânesinde Bağ u bostan gizleyen... Bir damlanın içinde Bin bir umman gizleyen... Her şey seni zikirde, Sen varsın her fikirde... Ey muhlis bir fakirde, Şöhret-i şan gizleyen!.. Sensin elbet ilâhî, Yüceden yüce dâhî... Derdin içinde dahî, Nice derman gizleyen... Kalırım kan içinde, Âh u efgân içinde... Ey bir hicrân içinde, Nice zindan gizleyen... Sensin elbet felâhım, Dahi sulh u salâhım... Ey el-bâtın ilâhım, Ey canda can gizleyen!.. 159

El-Vâlî (c.c.) *Her şeyi tek başına idare eden. O nun kudret elindedir Kâinatın idâresi O el-vâlî Rabbımızdır Hiç yıkılmaz mâmûresi Her verdiği yükü çekmek Gösterdiği ize bakmak Fermanına boyun bükmek Âlemlerin tek çâresi Eşyalara O ad verir, Semalara kanat verir... Başka başka bir tad verir, Meyvelerin üsâresi Emrine râm olur fezâ Feleklerde olmaz nizâ Gösterirler emre rıza Her varlığın her pâresi Vâlîlerin vâlisi O Her kulunun hâmisi O Mübdî si O, Hâdî si O Olmaz asla bir kâresi... 161

El-Müteâlî (c.c.) *Aklın mümkün gördüğü her şeyden, her hâl ve tavırdan münezzeh olan. Yalvarırım her dem sana Müteâlî ilâhımsın Muhtaç durur âlem sana Müteâlî ilâhımsın Ne gençsin ne kocasın sen Yücelerden yücesin sen Kimse bilmez nicesin sen Müteâlî ilâhımsın Akıl, fikir, izan almaz Büyüklüğün dile gelmez Esrârını kimse bilmez Müteâlî ilâhımsın Senin künhün bilinmezmiş Yazdıkların silinmezmiş Bir benzerin bulunmazmış Müteâlî ilâhımsın Vasfedemez sözler seni Hiç göremez gözler seni Ârif olan özler seni Müteâlî ilâhımsın 163

El-Berr (c.c.) *Kulları hakkında iyiliği ve bahşişi bol olan. Hamdederim, şükrederim El-Berr gibi ilâhım var Dâim onu zikrederim El-Berr gibi ilâhım var Zor vermeyen Hüdâ o dur Hor görmeyen Hüdâ o dur Kalp kırmayan Hüdâ o dur El-Berr gibi ilâhım var Ün bağışlar, şan bağışlar Apaydınlık gün bağışlar Bir verene bin bağışlar El-Berr gibi ilâhım var Düşünsem bir hayrı şâyet Kılar ona bin inâyet... İhsanına yok nihayet, El-Berr gibi ilâhım var Bahşişi bol Mevlâ dır O Her evlâdan evlâdır O Âlâlardan âlâdır O El-Berr gibi ilâhım var 165

Et-Tevvâb (c.c.) *Tövbeleri kabul eden. A kul vâde gelip çatar Günâhından tövbe eyle Bunca cürm ü isyan yeter Günâhından tövbe eyle Gâfil olma nakşa dalıp Durma burda şaşkın kalıp Seher vakti secde kılıp Günâhından tövbe eyle Gözyaşların aksın içe Meyil verme sakın hiçe Dön sırtını binbir suça Günâhından tövbe eyle Vakt-i hazân erişecek Kurt kuzuya karışacak Suçlu suçsuz görüşecek Günâhından tövbe eyle Ko geceyi, sabaha dön Pek müstakîm bir râh a dön Tevvâb olan Allah a dön Günâhından tövbe eyle 167

El-Mütakîm (c.c.) *Suçluları adaletiyle cezalandırıp intikam alan. Bunca zulmü işleyenler Bir Müntakîm yok mu sanır? İşkenceye başlayanlar Bir Müntakîm yok mu sanır? Önünde diz büktürürken Masuma kök söktürürken Gözyaşları döktürürken Bir Müntakîm yok mu sanır? Vurup kırar peymâneyi Harap eyler kaşâneyi Yakar durur pervâneyi Bir Müntakîm yok mu sanır? Eşkıyâdır, pazârımda... Bir taş komaz hisârımda Rahat vermez mezârımda Bir Müntakîm yok mu sanır? Aklı olan, tutulmadan, Gayyalara atılmadan, Nâr ehline katılmadan, Müntakîm i hemen tanır! 169

El-Afüvv (c.c.) *Affı ve rahmeti çok olan, bağışlayan. Ya Rab, gazap eyleme Ben nice günahkârım N olur azap eyleme Hep isyan oldu kârım Can verdi gönül kuşum Kan ile doldu yaşım Bin dert ile sarhoşum Tükenmez âh u zârım İblisi yâr eyledim Yâd ı civâr eyledim Terk-i diyâr eyledim Hiç kalmadı karârım Umudum serap oldu Savrulan türap oldu Gülşenim harap oldu Hazân oldu baharım El-Afüvv affın yüce Lütfunla bitsin gece Kalmasın bir bilmece Sensin benim ezkârım 171

Er-Raûf (c.c.) *Pek acıyan, lütuf ve merhametle pek esirgeyen. Küçük kuşa alçacık bir Dal verirsin yâ ilâhî! Çırpınırsa deryâda kul Sal verirsin yâ ilâhî! Sen haddini aşmışlara İsyan ile taşmışlara Yine acır, şaşmışlara Yol verirsin yâ ilâhî! Sensin cana canlar katan, Her efkârı kalpten atan... Dallarında bülbül öten, Gül verirsin yâ ilâhî! Sevdan ile dolmuşsa öz İçi ateş dolu bir köz... Ağız, burun, kulak ve göz, El verirsin yâ ilâhî! Kaybolmuşu sensin bulan Hem Raûf u Rahmân olan Esmân ile zikir kılan Dil verirsin yâ ilâhî!.. 173

Mâlikü l-mülk (c.c.) *Mülkün ebedi sahibi olan. Ben önünde boyun büker, Hep el mülkü lillah derim... Yâ Rab malım olmaz benim, Emânettir billah derim... Acziyet hep kulundadır, Bu kemter kul yolundadır. Senin kudret elindedir, Hem gece, hem sabah derim... Ne hikmetler saklı bunda, Her şey senin avucunda... Yâ ilâhî dû cihanda Lütfet bize felah derim... Sensin arzu, sensin meram Kudretine isyan haram... Tüm melekler emrine râm; Sensin melîk ilâh derim. Tek hünkârım, şehinşâhım, Sensin benim padişâhım... Ey Mâlikü l-mülk ilâhım, Gece gündüz Allah derim... 175

Zü l- Celal-i ve l-ikram (c.c.) *Her türlü büyüklüğün, her türlü keremin sahibi olan. Şükür yâ Rab bu ikrârım Tâ yürekten, candan gelir Bu imandır bütün kârım Her sevincim ondan gelir Kâm alınan günden değil Arkalardan, önden değil Mâl u mülkten, ünden değil Bütün şeref dinden gelir Kün emrinle döner devran Veren sensin derde derman Padişahsın asıl ferman Senden özge kimden gelir? İsmi bilen, müsemmâyı Bilir elbet, nâr u nâyı... Sen öğrettin her esmâyı Senin esmân önden gelir Yâ Rab eksik değil tamsın, Arzulanan tek meramsın. Zü l- Celal-i ve l-ikram sın, Fazl u kerem senden gelir... 177

El-Muksıt (c.c.) *Bütün işleri birbirine uygun ve denk yapan. Sen el- Muksıt sın Allah ım, İşin belli kemâlinden. Sensin yüce padişâhım; Rûhum titrer celâlinden!.. Lâ mekanda duran sensin, Her saati kuran sensin, Kuluna can veren sensin, Haberdârsın her hâlinden. Ne hoş açar dalında gül, Sarhoş olur göz ve gönül... Fıtratını bozarsa kul, Kurtulur mu vebâlinden?!.. Sahibisin sen her rengin, Dâim süren bu ahengin. Bulunmaz ki senin dengin, Korkulmaz mı suâlinden?!.. Ey işleri uygun ilah, Ver bizlere sulh u salah... Sende huzur, sende felah; Sevdâ doğar cemâlinden... 179

El-Câmî (c.c.) *İstediğini, istediği yerde toplayan, bir araya getiren. Bin hücreyi bir lâhzada Sen cem edersin ey Câmî... Âlemlerde olan şeyi Sen cem edersin ey Câmî... Bir bakmalı gonca güle Nimetlerin gelmez dile Su verirsin İsmail e Zemzem edersin ey Câmî... Sana varır bütün izler Her vâr olan seni izler Sen cesede rûhu gizler Mahrem edersin ey Câmî... Can verirsin cansız taşa Gücün yeter her bir işe Taneleri kurda kuşa Sen yem edersin ey Câmî... Diriltirsin ölmüşleri Yeşertirsin solmuşları Sen çâresiz kalmışları Hemdem edersin ey Câmî... 181

El-Ganîyy (c.c.) *Çok zengin olan. Çırılçıplak doğdum diye, Kundaklara saran sensin... Gücüm yetmez hiç bir şeye, Erzakımı veren sensin. Bilirsin sen şu muhtâcı, Bitmez iken ihtiyâcı, Verip ona taht u tâcı, Köşkü saray kuran sensin. Noksan olmaz nîmetinde Nice sır var hikmetinde Fânilere cennetinde Ebed mührü vuran sensin Sen Ganîyy sin, biz fakîriz, Sen yücesin, biz hakîriz... N olur bize etme ta riz; Hâlimizi soran sensin. Kerem eyle ey haznedâr, Dû cihânı eyleme dar Himmet edip kıl bahtiyâr, Aczimizi gören sensin... 183

El-Muğnî (c.c.) *İstediğini zengin eden. El-Muğnî dir fakir kulu Şâkir kılar, zengin eder Üç kuruşsuz bir yoksulu Mâhir kılar, zengin eder Aydınlatır semâsını Hep çoğaltır senâsını Öğretir de esmâsını Zâkir kılar, zengin eder Tutar canı zaptettirir Gönlü Hakk a raptettirir Yoksulluğa sabrettirir Sâbir kılar, zengin eder İblis ile dolaştırmaz Vahşilerle dalaştırmaz Bir pisliğe bulaştırmaz Tâhir kılar, zengin eder İhsân eder cennetini Verir nice devletini Cömertlerin izzetini Zâhir kılar, zengin eder 185

El-Mânî (c.c.) *İstediği şeye mani olan. Ansızın bir rüzgar eser Viran eder kaşâneyi Hiç geride kalmaz eser Rab kırarsa peymâneyi Engel olsa geçemezsin Bir yudum su içemezsin Hiç bir yere kaçamazsın Nâra yakar pervâneyi Arzuların hayâl olur Dilin susar hep lâl olur Her sevincin melâl olur Andırırsın divâneyi Bu engel ne deme sakın Ol yine sen, Hak ka yakın Teker teker dizmek için Dağıtırsa dür dâneyi Zor çözülür bu muammâ Bir hikmeti yoktur sanma El-Mânî dir yıkar amma Sonra yapar virâneyi 187

Ed-Dâr (c.c.) *Hikmetiyle elem ve zarar verici şeyler yaratan. Ed-Dâr olan Allah ımız Hikmetinle zarar senden Sen yarattın hayr u şerri Her bir işte karar senden Mihnet, belâ senden gelir Cevr ü cefâ senden gelir Türlü ezâ senden gelir Kim bir hesap sorar senden Sensin viran eden bağı Aşılmaz kılarsın dağı Söndürürsün her çerağı Kul çâreler arar senden Hasta eder, yatırırsın Bin dertlere batırırsın Başa neler getirirsin Gam satılan pazar senden Ey ed-dâr ım verme zarar Can daima lütfun arar Senden gelir kavl ü karar Melûl mahzun nazar benden 189

En-Nâfi (c.c.) *Hayır ve menfaat verici şeyler yaratan. Çok düşersin şu dünyada, Kim kaldırır yerden seni? Elin ermez, gücün yetmez Kim kurtarır şerden seni? Çok söyledin küfür sözler, Pak etmezdi tüm denizler... Kerem edip kim temizler, Günahlardan, kirden seni? Ateşleri yandıran kim? Gökten suyu indiren kim? Ağrıları dindiren kim? İyi eder birden seni... Geçirirse ince sırat, Bilmezsin bu nice berat... Cehennemden eder azat, Bak çıkartır nerden seni. En-Nâfi ye senâlar et, Boyun büküp duâlar et, Bin ümitle ricâlar et, Ayırmasın yârden seni... 191

En-Nûr (c.c.) *Âlemleri nurlandıran. İman nûru bulmayanın Gülü olmaz, hârı olur Zulmet içre kalır dâim Hiç bitmeyen zârı olur Yüce Hakk ı bilmeyenin Doğru yola gelmeyenin Hiç bir taat kılmayanın Nûru olmaz, nârı olur Hak yaratır cümle vârı Hemi nûru, hemi nârı Kim tanımaz o dildârı Cümle ziyan kârı olur Yüce Hak tan âr edenin Her pazarda kâr edenin Ol en-nûr u yâr edenin Taht u tâcı, şârı olur O na candan gelir sefâ Ebediyyen bulmaz cefâ Kim kılarsa yâre vefâ Firdevs onun dârı olur 193

El-Hâdî (c.c.) *Hidayete ve doğru yola erdiren. Tut elimden, kaldır beni Sen el-hâdî ilâhımsın Nûrun ile doldur beni Sen el-hâdî ilâhımsın Bakma yüzüm karasına Koyma müflis sırasına Kat dostların arasına Sen el-hâdî ilâhımsın Ne yol bilir, iz bilirim Eğrileri düz bilirim Bahar gelir, güz bilirim Sen el-hâdî ilâhımsın Nûrun olmaz ise eğer Yurduma hep nârın yağar Senin aşkın cana değer Sen el-hâdî ilâhımsın Muhammed dir can tabîbi Kılavuz kıl ol habîbi Sensin kulun tek sahibi Sen el-hâdî ilâhımsın 195

El-Bedî (c.c.) *Örneksiz, misilsiz, hayret verici nice âlemler icad eden. Misilsiz icâd eden El-Bedî ilah sensin Her şeye imdât eden El-Bedî ilah sensin Gülşenler açıp duran Cevherler saçıp duran Binlerce âlem kuran El-Bedî ilah sensin Ağıza tat verirsin Kuşa kanat verirsin Nice hayat verirsin El-Bedî ilah sensin Senindir ince sırlar Günler, aylar, asırlar Hiç bulunmaz kusurlar El-Bedî ilah sensin Ayetler bildirirsin Hayrete daldırırsın Olmazı oldurursun El-Bedî ilah sensin 197

El-Bâki (c.c.) *Varlığının sonu olmayan. Nerde İrem bağları Kavm-i Âd, kavm-i Semûd Nerde Âdem ve İdris Nerde İbrahim ve Hûd Ne Musa kaldı şimdi Ne İsa kaldı şimdi Ne Yahya kaldı şimdi Ne Süleyman, ne Dâvud Hâneler harap oldu Yıkıldı türap oldu Suları serap oldu Kalmadı şimdi mevcut Çardak yıkıldı gitti Çiçekler soldu gitti Meyler döküldü gitti Son buldu arzu, ümit Her şeyi bilen sensin Canları alan sensin Ebedî kalan sensin El-Bâkî olan Vedûd 199

El-Vâris (c.c.) *Servetlerin gerçek sahibi olan. Kâr eyledim demesin, Alıp satan demişler... Mâl u servet içine, Haram katan demişler... Bir çıplağın nesi var? Kundurası, fesi var... Üç beş günlük sesi var; Emâneten demişler... Anla sebep nedendir, Mal, Vâris e gidendir. Bir kaç arşın kefendir, Kula yeten demişler... Sığmaz ölüm, bir kayda, Ok nasıl durur yayda? Karun olsan ne fayda, Kimdir batan demişler... Emanet malla bil ki, Oyalar cümle halkı. Allah tır bütün mülkü Elde tutan demişler... 201