Kayýp Bahçenin Çocuklarý Jan Devrim öykü



Benzer belgeler
Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

Evvel zaman içinde, eski zamanlarýn birinde, zengin bir ülkenin gösteriþ meraklýsý bir kralý varmýþ. Kralýn yaþadýðý saray çok büyükmüþ.

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

Uður Tok ÇOK SEVMÝÞSÝN. Sen onu çok sevmiþsin, Daha da seveceksin, Sen onunla aðlayýp, (sen onunla var olup,) Onunla güleceksin. (Onunla öleceksin.

Kanguru Matematik Türkiye 2017

17 ÞUBAT kontrol

Üzülme Tuna, annem yakýnda gelecek, biliyorum ben. Nereden biliyorsun? Mektup mu geldi? Hayýr, ama biliyorum iþte. Postacýya telefon edip not

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam.

Azıcık şundan, azıcık bundan, Azıcık yumurta kabuğundan; Bir çanak yaptım a dostlar Ne bulgur kazanı ne hamsi tavası, Görenler sanır bülbül yuvası.


2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden. A. kuraklýk B. þiddetli yaðýþlar C. soðuklarýn baþlamasý

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

BİZ VE DEĞERLERİMİZ. 3. Ayþe yeni okulunda okuyacaðý için hangi duyguyu yaþýyormuş? A) B)

Gelin Bir Yolculuða Çýkalým Birlikte

3. Çarpýmlarý 24 olan iki sayýnýn toplamý 10 ise, oranlarý kaçtýr? AA BÖLÜM


Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Kanguru Matematik Türkiye 2015


TEŞEKKÜR. Kısa Film Senaryosu. Yazan. Bülent GÖZYUMAN

Benim adým Evþen, annem bana bu adý, evimiz hep þen olsun diye vermiþ. On yaþýndayým, bir ablam bir de aðabeyim var. Ablamla iyi geçindiðimizi pek

Sertab Erener. Acýt Canýmý. Söz: Sertab Erener. Müzik: Demir Demirkan, Sertab Erener. En gizli bahçelerim. Islandý yaðmurunla. Açýldý her damlada

Kanguru Matematik Türkiye 2015

ÖYKÜ NÜN GÜNLÜĞÜ GÜNLÜĞÜM

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ

Nejat Yavaþoðullar. Ankara Sokaklarý. Söz - Müzik: Nejat Yavaþoðullarý. Yürüyordum. Yürüyordum ay ýþýðýnda. Adým seslerim.

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ

Ebru Yiðit x. Hala üye olmamýþsýnýz..! Üye olun yolumuza devam edelim...! SEN BÝR GÜNAH ÝÞLEDÝN. Tek aþkýn bendim senin. Senin en çok sevenim

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 6 (ΔΞΙ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.

yuvarlak masa yeşil erik üç kalem ihtiyar adam

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri.

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın?

Yücel Terkanlýoðlu. HTML clipboard. Yaþamadýklarýndýr Dünyan! Uykuyla geçirdiðim her an, Benim için yitik bir zaman. Rüyayla devirdiðim kazan,

Sezen Aksu 2. Çok Ayýp. Söz - Müzik: Sezen Aksu. Kulaðýma geliyor, atýp tutuyorsun, ileri geri konuþuyorsun aleyhimde. Çok ayýp, çok ayýp.

BÝREY DERSHANELERÝ SINIF ÝÇÝ DERS ANLATIM FÖYÜ MATEMATÝK

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

KURALLI VE DEVRİK CÜMLELER. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir.

Samet Kalkan GÝZEMLÝ MAVÝ. Deniz mavisi gözlerin. Dünya tatlýsý gülüþün. Can alýcý sözlerin. Sana ne kadar yakýþýyor bir bilsen.

Kanguru Matematik Türkiye 2017

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

ÖZEL GÜNLER. Doğum günü/kadınlar günü/anneler günü/babalar günü/sevgililer günü/ Öğretmenler günü

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama Haftanýn Testi...25

10. 4a5, 2b7 ve 1cd üç basamaklý sayýlardýr.

Mine Haným sevinçliydi, mutluydu. Ýçinden gülmek, türkü söylemek, oynamak geliyordu. Bilmediði, ayrýmýnda olmadýðý bir coþku vardý içinde.

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

ÝÇÝNDEKÝLER 1. TEMA OKUL HEYECANIM Kazaným Testi Fiziksel Özelliklerim Duygularým Haftanýn Testi...

Ýlksiz zaman içinde, kalbur saman içinde... Yazarlar çizer, çizerler yazar iken; ben annemin beþiðini, týngýr mýngýr sallar iken, ayný zamanda daðda

O gün televizyonda ve radyoda, Antalya da fýrtýna çýkacaðý her saat baþý duyurulmuþtu. Ben, sonuçlarýný düþünmeden sevinçle karþýladým bu haberi.

Ozan Doðulu. Sen Çaðýr Yeter. Söz: Kenan Doðulu. Müzik: Ozan Doðulu. Alýþmak çok zor inan. Sebebim düþün bir an. Yakýþmaz bize haram

kural tanımayan cafer Adı-Soyadı:...

ÇALIŞKAN ARILAR EKİM AYI EĞİTİM PROGRAMI 1.HAFTA NELER ÖĞRENECEĞİZ HAFTANIN KONUSU:OKULUMUZ

ünite SÖZCÜK ANLAM 3. Aþaðýdaki cümlelerin hangisinde altý çizili sözcük gerçek anlamý dýþýnda kullanýlmýþtýr?

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum


YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN

17 ÞUBAT kontrol

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu

5 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, fiziksel özelliklerim nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar?

C A NAVA R I N Ç AGR ISI

3 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir?

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn

ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ

YÜKSEL ÖZDEMİR. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

4. ve 5. Değerlendirme Sınavları. Puanlama Aşağıda...

Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır.

3. FASÝKÜL 1. FASÝKÜL 4. FASÝKÜL 2. FASÝKÜL 5. FASÝKÜL. 3. ÜNÝTE: ÇIKARMA ÝÞLEMÝ, AÇILAR VE ÞEKÝLLER Çýkarma Ýþlemi Zihinden Çýkarma

DENEME Bu testte 40 soru bulunmaktadýr. 2. Bu testteki sorular matematiksel iliþkilerden yararlanma gücünü ölçmeye yöneliktir.

7. SINIF TÜRKÇE KAZANIM ODAKLI SORU BANKASI

Çevreyi Benim Ýçin. Güvenli Hale Getirebilir misin? MUTLU ÇOCUKLAR DERNEÐÝ MUTLU ÇOCUKLAR DERNEÐÝ

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer,

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?

Kýrmýzý çatýlarýn, kararmýþ yüksek bacalarýn üstünden geçiyordu. Nereye gittiðini bilmiyordu. Kafesinden çýkýp gökyüzünün maviliðine dalalý çok zaman

Adım-Soyadım:... Oku ve renklendir.

DDD. m . HiKAYE. KiTAPLAR! . CİN. ALİ'NİN. SERiSiNDEN BAZILARI. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΠΤΑ (7) ΣΕΛΙΔΕΣ

KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127

EYLÜL AYI BÜLTENİ(İnci Taneleri)

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim:


YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

ORTA HAZIRLIK TÜRKÇE ORTAK SINAVI Açıklamalar GRADE. (20 Aralık 2015, Pazar)

Çok Mikroskobik Bir Hikâye

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Transkript:

Kayýp Bahçenin Çocuklarý Jan Devrim öykü

www.altkitap.com öykü Kayýp Bahçenin Çocuklarý Jan Devrim

altkitap - öykü 4 Kayýp Bahçenin Çocuklarý Jan Devrim 1. Baský Mayýs 2000 2. Baský Ocak 2001 3. Baský Ekim 2003 Yayýna Hazýrlayan: Yekta Kopan Düzelti: Yekta Kopan Tasarým: Faruk Ulay Tasarým Uygulama: Murat Gülsoy 2003 altkitap ve Jan Devrim Yapýtýn tüm yayýn haklarý saklýdýr. Tanýtým için yapýlacak kýsa alýntýlar dýþýnda yayýncýnýn izni olmaksýzýn hiçbir yolla çoðaltýlamaz. www.altkitap.com editor@altkitap.com

Yazar Hakkýnda Jan Devrim 1974 Düzce doðumlu. Ýlk yazýlarýný yerel dergi ve gazetelerde yayýnladý. Ardýndan, Endülüs, Düþçýnarý ve Ayvakti dergilerinde öyküleri yayýnlandý. Bilgisayar Programcýsý ve Bilgi Teknolojileri Uzmaný olarak çalýþýyor. Evli ve iki çocuk babasý.

Önsöz - Jan Devrim i 3. Baský için Önsöz Ýlk kitap bitmek bilmeyen bir heyecanmýþ. Yazma maceramdan aldýðým önemli derslerden biri bu. Üzerinden üç yýl ve 2 yayýncý geçen bu kitabýn benim için eskimesi mümkün deðil. 3. Baskýnýn, hayatýmdaki önemli bir baþka unsur olan bilgi teknolojileri kullanýlarak hazýrlanmýþ olmasý bu yüzden beni çok mutlu etti. Hem 2. baskýsý sýr olan ve daðýtýlmayan kitap yenilenebilecek, hem de öyküler çok daha fazla insana ulaþabilecek. Bunu saðlayan yayýnevi AltKitap'a müteþekkirim. Sýrlayýp sakladýðým çocukluðumun, kayýp bir bahçeden tekrar sesini duyurabileceðini ummak, benim için bitmez bir tebessüm, dinmez bir heyecan.

1 Ýçindekiler ÞEHÝR HATIRASI KAYIP BAHÇENÝN ÇOCUKLARI 3 ÝSKELEDE SIKIÞAN KALP 6 REÞÝT SABAHLARI 8 LOKANTA 13 SAVAÞÇI 17 YOLCULUK 18 ÞEHRE VEDA 21 DÜÞ GÖRME YETENEÐÝ GALÝBA BEN ÖLÜYORUM 24 BEKLEYÝÞ 25 BERBER ÝHSAN AMCANIN BERBERLÝÐÝ 28 BÝRDAL AMCA'NIN MUTLULUÐU 34 DAÐIN TEPESÝ 38 DELÝ SAÇMASI 42 FAL 46 GÝDERKEN 51 HASRET VE ÇOCUKLUK 54 MÜZÝK 55 JAN SENÝ ÖLDÜRECEKLER 56 KARANLIK 57 KISA, ÝNCE VE AÇIK RENK TELLER 60 SOYUNMAK 63 MEKTUP ARKADAÞI 64 SENÝ SEVMEKTEN VAZGEÇÝYORUM 70 RUH KAPANI 71 ÇANTADA PAPATYA 74 ÖLMEK ÝÇÝN GÜZEL BÝR GÜN. 77

Þehir Hatýrasý 2

3 Kayýp Bahçenin Çocuklarý - Anneme ve Babama- I Eskiden yaþadýðým þehrin sokaklarýnda dolaþýrken, yýllar önce kaybettiðim bir bahçeyi buluverdim. Bu, artýk yýkýlmýþ bir evi ve çalý çýrpýya dönüþmüþ, güzel çiçeklerin solgun hatýralarýný barýndýran eski bahçe; derin bir hasretin baþladýðý yerdi. Ve ben onu ne kadar çok sevmiþtim II Yýllar önce, annemin beni çekiþtirerek ilkokula götürdüðü günlerdi. Aniden yalnýz býrakýlmýþ olmanýn acýsý yüreðimdeydi ve annemi her gördüðümde, dudaklarýmý çizgi öykülerdeki zenci devler gibi sarkýtýp aðlamaklý oluyordum! Babamýn eski ve loþ pasajdaki dükkaný, bu þehrin iki karanlýk pasajýndan birini aydýnlatýyordu. O zamanýn dekorasyon mucizesi tüm mekanýn tek bir renk olmasýydý ve parýl parýl parlayan, bu kýpkýrmýzý ufak dükkanýn spot ýþýklarýnýn altýndaki görüntüsüne hayranlýkla bakardým. Diðer dükkanlar da tek renkti ama onlarýn hiç biri bu kadar parlak deðildi ve ben bu pasajýn her iki ucundan da görülen dükkaný çok severdim. Pasajda baþka dükkanlar ve onlarýn içinde de afacan çocuklar vardý, elbette! Ama ben hep "bir kýz çocuðu kadar " sakin ve uslu olduðumdan sessiz sessiz vitrinlere bakar, annemin beni eve götüreceði aný beklerdim Pasajda neler yoktu ki? Bir kere tam çýkýþýnda köhne bir bakkal vardý Ýçinde güzel mi güzel oyuncaklarla dolu bir oyuncakçý. Bir beyaz eþya maðazasý ve þeker kadar renkli kalemleri ile bir kýrtasiye. Ama bunlardan sadece biri çok önemliydi: Sýk sýk deðiþen vitrininin her detayýný ezberlediðim oyuncakçý; pasaj seyrinin en zevkli yeriydi. Okuldan gelip çantamý býraktým mý, hemen o vitrini seyretmeye koþardým. Tüm düþündüðüm, fýrsatýný bulduðumda hangisini aldýracaðýmdý.

4 Tam giriþte, yemyeþil bir dükkan daha vardý. Ýçinde de yaþlý bir amca. Yüzünü gözümün önüne getiremiyorum þimdi, ama çok iyi hatýrladýðým, onun pek de sevimli olmadýðýydý. Bu dükkan -sanýrýmþehrin o zamanlar az olan beyaz eþya maðazasýndan biriydi. Daha doðrusu, mobilyacýlarýn marifetiydi o zamanlar "beyaz eþya" satmak. Yemyeþil dükkanýn içinde koltuk takýmlarý, buzdolaplarý, sehpalar ve bir kaleyi bekleyen devler gibi dikilmiþ vitrinler hatýrlýyorum. Tam giriþte olmasýna raðmen karanlýk, tozlu bir dükkandý. Yardýmcýsý da yoktu galiba. Dükkan bu yüzden her zaman aðýr bir toz tabakasýnýn altýndaydý Zaten çok kalmadan kapandý. Bu yeþil dükkanýn pasaja bakan kýsmý aðaç ve cam ile bölünmüþ, bir ofis haline getirilmiþti. Ýçinde eski bir masa, duvarda karýnca dualarý. Bir sehpa ve üzerinde hayatýmda ilk defa gördüðüm bir cihaz: Simsiyah ve dev gibi bir telefon. Üzerinde kocaman delikleri olan bu alet ahþap ve eski maðazaya büyük bir ayrýcalýk veriyordu. Pasajda baþka kimsenin telefonu yoktu. Ne babamýn kýrmýzý ve pýrýl pýrýl dükkanýnýn ne de o zengin ve güzel oyuncakçýnýn. Sadece bu köhne dükkanýn ayrýcalýðýydý. Ben de oraya ilk defa bu bahane ile girmiþtim, babama gelen bir telefona -ne iþe yarayacaksam - onunla beraber yanýtlamak için koþmuþ ve yanýndan korkarak geçtiðim yeþil kalenin içini de görmüþtüm. Bu ilk ziyaret sadece telefonu deðil, karýnca duasýný da sokmuþtu hayatýma. Sapsarý bir kaðýt üzerinde minicik elifba harfleriyle yazýlmýþ duanýn karýncalarla iliþkisini çok ama çok uzun zaman düþündüm. Ufacýk aklým orada karýncalar ile ilgili bir duanýn ne iþe yaradýðýný almýyordu. Neden sonra, bir yerlerde üzerlerinde karýnca duasý yerine bereket duasý yazarken buldum o birbirine geçmiþ lekeleri de sonradan aslýný öðrendim. Pasajda rengarenk spotlarýn ýþýðýnda eðlenip vakit geçirirken, o yaþlý adam elinde minik bir kýz ile geldi yanýma bir gün. Yemyeþil gözleri ile tam benim yaþýmdaki bu çocuðu bana býraktý ve "Haydi, uslu uslu oynayýn bakalým" dedi. Utangaçlýðýmýn her yanýmý sardýðý anda, tam ben "bu mekânýn ustasý" olduðumu gösterecektim ki o kolumdan tutup beni pasajýn baþýndaki bakkala götürdü ve cebinden çýkardýðý -Allah bilir kaç liraydýparalarla bize kuþ lokumu aldý. Ne kadar güzel bir isim deðil mi "Kuþ Lokumu"? Belki bu mukaddes hatýranýn hasretine ben seviyorum, çünkü o gün minicik lokumlarý yine minik ellerimizle bir taþa oturup yemiþtik ve yine Allah bilir nelerden bahsetmiþtik. Hatýrlýyorum, bol bol oyuncakçýnýn önünde dikilip seyretmiþtik sevimli plastik adamcýklarý ve en çok hangisinin güzel olduðunu konuþmuþtuk.

5 O gün ne kadar sohbet ettiysek de doyamadýk. Ama onunla el ele pasajýn çevresinde gezerken -itiraf etmeliyim, ben pasajýn dýþýna adýmýmý bile atamamýþken, o her yeri biliyordu- beni evlerinin olduðu bahçeye götürmüþtü. Acaba böyle bir manzarayý tarif edebilir miyim? Beyaz, iki katlý bir evdi. Pencerelerini hatýrlýyorum hayal meyal. Sol tarafta artýk minik birer aðaç olmuþ çiçekler. Genelde bahçenin tamamýna hakim renk vardý: Pembe! Küçük beyazlý pembeli çiçeklerden þimdi bile burnumu hasretle sýzlatan kokular geliyordu. Diðer taraflarda ressamlarý kýskandýracak yeþiliyle capcanlý çimen ve tam ortasýnda evin kapýsýna kadar giden taþ yol Aslýnda pek büyük sayýlmayacak bu bahçe, yüksek duvarlar ve bir de demir kapý ile saklanmýþtý ana caddenin gürültüsünden. Zaten kimse orada bir ev olduðu tahmin edemezdi. O karýþýklýðýn, o tozun dumanýn içinde sýkýþý vermiþ bir cennet gibiydi. Ama biz çok durmadýk koþa koþa bahçeden çýktýk. Pasaj ve oyuncaklar bizim seyretmemizi bekliyordu, çiçekler bekleyebilirdi. Artýk ayrýlma vakti geldiðinde, tam gitmek üzereydim ki, arkadaþým yanaðýma bir öpücük kondurdu. Kýpkýrmýzý yüzümle hayret içinde bakakalmýþtým. Koþa koþa dükkana vardým ve tezgâhtarýmýza anlattým bunlarý, o da gülümsedi. Annem geldi, beni alýp eve götürdü. Ertesi gün henüz baþladýðým okulda en uzun günlerimden birini geçirdim. Tekrar pasaja dönmeli ve minik elli arkadaþýmla kuþ lokumlarýnýn tadýna bakmalýydým. Zil çaldý ve ben arkadaþlarýmýn arasýndan koþa koþa vardým pasaja. Ama o yoktu. Yeþil dükkanýn çevresinde ne kadar dolaþtýmsa da gelmedi. Korkumdan o yaþlý amcaya da soramamýþtým. Bahçeye, lokum satan dükkana, kýrtasiyeye baktým. Oyuncakçýnýn önünde uzun uzun bekledim. Ama ne o gün bir daha geldi ne de baþka bir gün. Çocukluðumun içine bir günlüðüne býrakýlmýþ minik bir periydi sanki ve o cennet gibi bahçeden kaçýp benim yanýma gelmiþti oynamaya. Ve minik elli arkadaþým bana kuþ lokumlarýna sevgiyi miras býrakýp gitti. III Bilmezsiniz ya, ben kuþ lokumlarýný halen çok ama çok severim. Her elime aldýðýmda minik elli, yeþil gözlü küçük kýzýn hayali gelir gözümün önüne. Onunla bir taþa oturup yine minicik bir kesekaðýdýndan alýp alýp yeriz lokumlarý sessizce Lokumlar bitince o yine usulca yanaðýma bir öpücük kondurur mu? Tekrar elimden tutup beni leylaklarýn ve adýný bilemediðim güzel çiçeklerin kokularý ile yeþeren bahçeye götürür mü? Oyuncakçýlarý gezip minik adamlarýn ne kadar güzel olduðunu anlatýr mýyýz birbirimize?

6 Ýskelede Sýkýþan Kalp Adem Özbay'a Çok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum. Günler birbirini kovalamýyor artýk ve sýnýrlarýmý zorlayan memleketime olan inancým her geçen gün azalýyor Henüz daha sakallarýmýn keyfine varamamýþým ve her gün bunun kavgasý ile geçiyor. Birden yalnýzlýða itiveriyor beni bu mücadele. Çevremde kim varsa terk ediyor ve çalmýyor artýk telefonlar bir mutlu ses duymak için. Her þeyin direnmek ve "kaybetmeyeceðim" diye baðýrmak üzerine kurulduðu böyle bir dönemde, Ýstanbul'dan bir telefon geliyor : Zengin çocuklarýnýn okutulduðu bir lisede günde bir kaç saat öðretmenlik yapacaðým. Direniyorum ama fayda etmiyor. Sakallarým, yüzümden sararýp solmuþ yapraklar dökülüyor sanki. Ýstanbul yýllardýr kozunu paylaþamadýðý birisini nihayet savaþ alanýna çekmiþ muzaffer bir komutan gibi karþýlýyor beni. Ve tabii bilinen tüm sivri oklarýný fýrlatýyor hiç beklemeden Çok cahilim bu þehirde. Nereye nasýl gidilecek? Bu numaralar ne demek? Hangi semt hangi semte yakýn? Hýzlý Tramvay nedir ve bu otobüslerin hangisinde hangi bilet geçiyor? Çýlgýn bir koþu baþlýyor Rahmanlardan Etilere. Her gün 5 saat yollarda geçiyor. Ama bu hayatýn tek iyi yaný deniz. Denize bakmak öylesine büyük bir zevk ki, bu ýzdýraba sýrf bu yüzden katlanýyorum sanki. Ýlk kez Beþiktaþ'tan Kadýköy'e geçeceðim. Vapura biniyorum, Dehþet ürkek bir halde denize, insanlara bakýyorum. Týraþlý ve bence çirkin yüzüm rahatsýz ediyor beni Sanki tüm gözler üzerimde. Bir an kafamý kaldýrýyorum. Bir kýz karþýmda oturuyor. "Soluk uzun saçlar. Kahküller beni bile rahatsýz edecek kadar düþüyor önüne. Zayýf deðil ama, ince. Biraz solgun bir ten. Elinde dar ama kalýn bir kitap. Müthiþ bir derinlikle onu okuyor. Üzerinde bir þal.

7 Kemik beyazý ve çok güzel iþçiliði ile þal bu sadeliðe çok yakýþýyor. Ayaðýnda oldukça büyük görünen ayakkabýlar. 17. Yüzyýlý anlatan filmlerdeki Avrupa köylülerinin giydiði potinlere benziyor." Birden -kafasýný kitaptan kaldýrmadan- çantasýndan büyükçe bir erik çýkartýyor. Ve tüm bu sadelik ve umursamazlýðýn en doðal parçasý haline geliyor kocaman ýsýrýklarla yediði erik Onu uzun uzun seyrediyorum. Ýlk bakýþta her tarafýndan bir fakirlik akýyor. Ama detaylarda dehþet bir ruh zenginliði ve beni kendine aþýk eden bir sadelik var. Çevredekiler ona hayran hayran baktýðýmý fark etmesin diye göz ucu ile süzüyorum artýk. Cesaret diyorum kendi kendime. Kalk ve onunla konuþ. Bu fýrsatý bir daha bulamazsýn. Yarabbi! Sanki yýllarca bu dinlenmiþ hali, bu sessizliði aradým ben Ama konuþamýyorum. Ve vapur kýyýya yaklaþtýðýnda bu büyük iþkenceden kurtulmak için fýrlýyorum. En önde acý ile bakýyorum eski lastiklerle kaplý iskeleye. Vapur yanaþmak için iskeleye vuruyor. Biraz geriliyor, sonra tekrar. Ve tekrar. Lastikler her seferinde geriliyor, daralýyor ve inliyorlar. Ýnliyorlar Dalgalar inleyen lastiklere acýrcasýna su serpiyor. Benim yüreðime kim su serpecek? Denizin fýsýltýlarý bana "Geri dön ve onunla konuþ" mu diyor? Bu sesi bir türlü duyamýyorum. Kadýköy'den Beþiktaþ'a giden vapur ile iskeleye vardýðýnýzda dikkatle bakýn Vapurun durmak ve içinde ne varsa atmak için vurup durduðu lastiklerde, erik yiyen bir kýza aþýk olmuþ yüreðimin inlemesini duyabilirsiniz. Belki hala dalgalar, vapurun acý hatýrlatmasýndan sonra "üzülme " diye serinletmektedir o hatýrayý Zaten durmak için, Bir hatýra yüklü geminin, Kendini duvarlara çarpmasýnýn, Ne anlamý olabilir baþka?.

8 Reþit Sabahlarý Bütün sabahlar aynýdýr Ama bambaþka bir sabahla uyanmak mümkündür aslýnda. Hayýr, hayýr. Bütün sabahlar ayný deðildir. Örneðin, sabahýn alaca aydýnlýðýnda, Dostoyevski'yi arayan sislerin arasýnda yürüyüp gidebilirsiniz St.Petersburg'da. Gökyüzü zaten çok az kararmýþtýr, ne kadar aydýnlanacaktýr? Yada çiçekler salýnýp gider yüreðinizi saran dar bir sokakta. Mekân içinde kaybolmak için bir Bolu yeþilidir. Dört bir yanda bambaþka bir alemi ateþlemek için bekleyen füzelerdir, çam aðaçlarý. Soðuk büyük bir mutluluktur, dalar ciðerinden içeri Acýtýr ve sevindirir ayný anda Belki de dar, dev bir daðdýr, bu sabah Alplerde. Kýrýtkan birer aþüfte midir uçurumlar, gözlerini yüreðine dikmiþ? Bütün sabahlar ayný olabilir mi? Olamaz. Bu sabah, Ýstanbul'da uyanmaktýr çünkü. Kargaþadýr. Derin bir nefesle uyanýlmaz. Usulca kalkýlmaz, hafif hafif gün batmaz gözüne. Ne o lahuti ezan sesleri, ne tüp gazcýlar ne de otobüs kornalarý, hiçbiri deðil. Sadece çýðlýk atan bir saatle uyanýlýr. Günler karþý karþýya konmuþ birer aynadýr. Bütün yalnýz sabahlarý aynýdýr. Reþit'in bütün sabahlarý aynýdýr. O her sabah, isyan eden saatin sesi ile yarý panik içinde kalkar. Hiç sevmez uyanmayý. Tatil günü geldi mi, akþama kadar yatmak ister. Cumartesi akþamlarý saati mutlaka kontrol eder, alarmýný kapatmýþ mý kapatmamýþ mý? Televizyon programlarýna bakar, 37 ekran Tvsi ile akþama kadar nasýl vakit geçirecektir? Ufak tefek çerezi, kolasý hazýrlanmýþ olur.. Sibel Can'lý, Hülya Avþar'lý programlar denk gelirse tatil gününe, o zaman daha da keyiflenir. Ekmeðini, peynirini gazetesinin üzerine, gazetesini ufak sehpasýnýn üzerine serip kurulur yataðýna Bir elinde bantlanmýþ uzaktan

9 kumanda, diðerinde çekirdek, üþüse de üþümese de, çýtýrtýlar içinde zaman geçer gider. Tatil günlerinde evden çýkmaz Reþit Reþit mutlaka takým tutar Takým tutmayanýn da adamdan sayýlmayacaðýna inanýr. Aslýnda, bu garip bir oyundur Reþit için. Çünkü, takým tutmayanýn adamdan sayýlmayacaðýna inandýðýndan tutar takýmýný. Ve bu oyunu baþkalarýna oynamaya devam eder Maçlarý heyecanla dinler radyodan. Eðer þifresiz kanaldaysa daha da keyiflenir. Akþamlarý evden çýkmaz, Fenerbahçeyi tutar Reþit Ýstanbul'a annesi gönderdi Reþit'i. Birkaç ay akrabalarýn yanýnda kaldý ama fakirlik bir ortak payda, kimsenin yanýnda rahat edemedi. Þimdi iþte kendi kendini kovalayan bir ufak pansiyon odasýnda kalýyor. Yataðýný en son annesi giderken düzeltmiþti. O gün bu gündür ayný çarþaf, ayný yastýk, ayný yorgan, ayný Reþit'le yatýp kalkýyor. Tüm dökülmüþ içecekler ve tüm çekirdekler ve tüm baþka pislikler onun üzerinde. Ama aldýrmamak da ayrý bir adamlýk düsturu onun için. Büyük bir alýþveriþ merkezinde çalýþýyor, yaþý on dokuz.. Yalnýz kalýyor. Pansiyona kadýnlarýn girmesi yasak, annesi geldiðinde amcasýnda kalýyor zaten. Bazen aðlýyor. Babasý küçükken ölmüþ Reþit'in. Evet, büyük bir alýþveriþ merkezinde çalýþýyor. Her sabah ayný oflamalarla biniliyor servise, elinde plastik saplý karton çantasý. Herkesin, elindekine benziyor çanta, herkesin üzerinde ayný renkte kot pantolon var. Herkesin gözleri þiþ servis sabahlarýnda. Bütün kýzlarýn makyajlarý silik. Bütün kýzlarýn gözleri Reþit'ten baþka her yere bakýyor. Birisi kaza ile bir þey soracak diye çok korkuyor. Cevabýný hazýrlýyor, usanmadan. Yer verirken nasýl konuþmalý, nasýl teþekkür etmeli. Nasýl yol vermeli? Mesela, Fýstýkaðacý'ndan binen uzun saçlý, ince yüzlü kýzla ayný anda yaklaþacak olsa minibüsün kapýsýna.. Hemen elini uzatýp, "Buyurun" diyecek. Kýz onun yüzüne bakacak Tebessüm edecek hafifçe, ama diþlerini göstermeden Kýz yavaþça aþaðý inecek. Ardýndan o. Sonra, baþka bir kapýdan girecek alýþveriþ merkezine Böylece kýz aslýnda onunla ilgilenmediðini sanacak. Son kez bunu denediðinde, nasýl oldu bilmiyor, "Buyurun Abla!!!" diyor. Kendinden çok utanýyor."adam olan kýzlara düþkün olmamalýdýr" diyor kendi kendine! Reþit çok çalýþýyor ama iþi kolay. Öyle diyorlar, memleketindekiler. "Uzaktan konuþmak kolay" diyor Reþit, "Davulun sesi uzaktan hoþ gelir, ne anlar onlar!" Kýzýyor açýkça: "Gelsinler onlar da zenginlerin

10 yediklerini toplasýnlar o kadar kolaysa!!!" Ya Ýstanbul'da yaþamak? "Bura köy merasý mý, su bedava, yer bedava? Burada gölge bile parayla?" Reþit, iþinin hafife alýnmasýný sevmiyor. Yaptýðý þey kolay yine de! Alýþveriþ merkezinin en alt katýnda restoranlar, hamburgeciler ve çeþit çeþit yemek satan dükkanlar vardýr. Ve masalar, herkes yiyeceðini alýr, bu masalara çöker. Yiyeceðini yer. Ve býrakýr plastik tabaðýný, yediðini, yemediðini Tepsisinin, peçetesini. Kaþýklarý. Artýklarý. Yaptýðý iþ kolay. Bunlarý toplamak ve çöpe atmak. Tabii atýlacak olanlarý. Üzerinde iþaret olan tepsileri dükkanlara iade etmeli. Yaptýðý iþ kolay, ufak bir servis arabasý ile dolaþýr masalar arasýnda ve iþi bitmiþ olanlarý toplar. Ýþ kolay aslýnda. Tepsileri çöpe boþalt, arabanýn altýna koy. Peçeteleri, artýk yemekleri de sýyýr tabaklardan. Kül tablalarýný boþalt. Sonra, baþka bir masaya git. Tepsiyi al, içindekileri çöpe at. Kül tablasýný boþalt. Tepsiyi yerine koy Kül tablasýnýn içini peçete ile sil. Ýþi kolay. Eline yemek artýðý bulaþýr Reþit'in Masalarda yemek yiyenler hiç bakmazlar yüzüne Ne güzel yüzlü neþeli kýzlar, ne minik çocuklar Ne de yaþlý baþlý kadýnlarla adamlar. Hiç bakmazlar. Reþit'in iþi çok kolay. Masalardakiler o yokmuþ gibi davranýrlar. Gelenlerin yüzlerinde bambaþka bir ifade vardýr, Reþit'in tanýmadýðý Bir çoðu masalarýn arasýnda durup, hangi restoranda yiyeceklerine karar vermek için bakýnýr bir süre. Acaba þu hamburgercide, özel patatesli, kolalý mönüden mi yeseler? Yoksa, ünlülerin çok sevdiði Ýtalyan pizzasýný mý? Belki de, özel katkýlý kumpir ve hafif bir salata ile geçiþtirecekler bugün "Neyse", diyor bazýlarý "Þimdi özel hamburger mönüsü ve yanýnda dondurmalý tatlý yiyeyim, akþam gelince pizza yerim!" Hiç mutsuz olmazlar mý? Hiç aðlamaz mý bu mönülere bakan gözler? Bu durmadan açýlýp kapanan çeneler þiir okuyor mu? Birbirlerinin omuzlarýna kondurduklarý öpücükler, masum mu bir çocuðun kardeþini öpmesi gibi? Paralarý biter mi hiç? Hiç kuru fasulye yediler mi ekmek arasýnda? Hiç aðlamazlar. Hep gülümser gözleri. Ya da, ayný zenginlikten býkmýþ bir ifade ile bakarlar. Kýzlar hep çok güzeldir ve hepsi farkýndadýr bunun. Annesinin gözleri gibi, Fýstýkaðacý'ndan binen kýzýn gözleri gibi çizgi çizgi deðildir onlarýn ki. "Aðlamýyorlar, üzülmüyorlar ki? Niye çizgi çizgi olsun yüzleri, gözleri?"

11 Reþit böyle sanýyor iþte. Bazen kendini görüyor rüyalarýnda:çekingen yürüyüþü uçup gitmiþ üzerinden Masalarýn arasýna kadar yürüyor usulca, yanýnda mini etekli bir kýz yüzüne bakýp þakalar yapýyor. Kýz kahkaha atarken, Reþit'in omzuna tutunuyor. Bazen hafif sallanýyor ama yine de elini cebinden çýkarmýyor Reþit. Pantolonu ütülü, gömleði bembeyaz. Kýz, "Bugün ne yiyelim, caným?" diyor gülümseyerek. Sonra önünde çocuk gibi zýplýyor "Pizza pizza. Noolur bugün de pizza yiyelim". Reþit, þakacýktan yüzünü asýyor. "Býktým pizzadan, dün de yemiþtik." Kýz, Reþit'in yanaðýndan makas alýyor. "Beni kýrmazsýn deðil mi?" O da þakacýktan, yüzünü asýyor, dudaklarýný sarkýtýp, aðlamaklý bakýyor tam gözlerine. Reþit gülümseyince, kýz elinden tutup pizzacýya çekiyor onu Bas bas baðýran saatin zili ile uyandýðýnda rüya bitiyor. Ama. Ama Maaþ günü çatýp geldiðinde. Baþka bir sesle uyanýyor, tatlý bir müzik çalýyor o sabahlarda. Reþit akþamdan hazýrladýðý krem rengi gömleðini, kurusun diye sobanýn yanýndaki iskemleye astýðý, pantolonunu giyip, erkenden dikiliyor servis duraðýna. O gün, Fýstýkaðacý'ndan binen kýz isterse önce binmek istesin, yol veremez ona Reþit. Zaten zaman geçmiyor, onu bile bekleyemez maaþ gününde. Saniyeler birbiri ardýna yavaþ yavaþ geçer gider Reþit için. Her þeye bambaþka bir telaþ karýþýr. Tüm masalara koþar, tüm iþlere yetiþir o gün. Reþit maaþ saatine ve parasýna kavuþunca, koþarak deðiþtirir üstünü, çýkarýr kýrmýzý çizgili siyah üniformasýný ve giyer pantolonunu ve krem rengi gömleðini, derin bir telaþla. Yavaþça ve aslýnda ürkek yürüyüp geçer masalarýn arasýndan, kekeme adýmlarla Hamburger dükkanýndaki kýzlara sessizce, her zaman umduðundan usulca seslenir: "Bakar mýsýn?" Olabildiðince normal, her zaman buradaymýþ gibi, istediklerini söyler Reþit. Her zaman buradaymýþ gibi, bekler istediklerinin hazýrlanmasýný. Ve her zaman buradaymýþ gibi, kuruþu kuruþuna hazýrlanmýþ parayý uzatýr, tepsisini alýr Reþit. Bir masaya çöküp, yavaþ yavaþ yer patatesini. Tadýný çýkartýr kolasýnýn. Hamburgerin iki yumuþak ekmeðinin arasýnda neler var? Turþusuyla oynayýp yerine koyar, mayonezle ufak bir yüz çizer yuvarlak köftenin üzerine. Sonra iki lokmada yutar onu. Tepsinin

12 içindeki kaðýtla oynar biraz. Hamburgerin konduðu plastik kutuyu evirip çevirir. Sigarasýný yakýp yakýp söndürür. Çöpleri toplayan görevli gelir arabasý ile, elini uzatýp usulca alýr tepsiyi. Özenle temizler kül tablasýný ve yürür gider. Reþit hiç bakmaz onun yüzüne. Sonra Reþit'in yüzünden silinir sessizlik. Baþý önüne eðilir. Yavaþça yürür soyunma odasýna Yaptýðý iþin aslýnda ne kadar zor olduðunu düþünür "Köyün ortasýndan ne bilecekler?" der. Fenerbahçe'nin maçý var mýdýr? Sibel Can'ýn programý? Annesi ne zaman gelecektir? Yavaþça yürür soyunma odasýna doðru Reþit

13 Lokanta Babam da burada ölmüþtü. Her sabah, þehrin bir ucundaki gecekondu mahallesinden, pislik dolu sokaklardan sisin içinde yola koyulurum. Sýkýþ pýkýþ otobüsler, trenler ve hayatýmý rezil etmek için hazýrlanmýþ bin bir tuzak var sokaklarda. Biliyorum,bunlarýn hepsi tuzak. Karanlýk içinde bir yerlere gitmekten artýk korkmuyorum Zayýf olduðum için beni kolay yenilecek birisi sanýyorlar. Ama hayýr! Ben kolay yutulur lokma deðilim. Babam gibi deðilim Lokanta þehrin pýrýl pýrýl caddelerinden birinde. O pis yol boyunca korkmuyorum, Ama buraya gelince Ýþte buraya gelince ayaklarým titremeye baþlýyor. Yüreðimde büyüyen o kocaman öfke olmasa çýldýrabilirim Þu geçenleri görüyor musunuz? Ne kadar çirkinler. Ýncecik diþleri aralýklý ve bembeyaz. Saçlarý sarý sarý parlýyor. Tilki kürkü, ufak köpekler ve kahkahalar "ah ah ah ah, þekerim sen de bir alemsin" Nefret ediyorum. Üzerlerine atlayýp boyunlarýný ýsýrmak ve diþlerimin arasýnda etlerinin parçalarý ile kalkmak istiyorum. Yüzlerindeki o makyajlý gülümseme kaybolup yerini devasa açýlmýþ hayret içinde gözler alýnca mutlu olacaðým sanki Ama yapamýyorum. Çünkü onlar bir sürü. Bana mutlaka saldýrýrlar. Bunun yerine gözlerini kolluyorum ve dehþet bir karaltý ile bakýyorum yakaladýklarýma. Buz gibi oluyorlar bir an. Minicik taytlarýn, pýrýl pýrýl mini eteklerin, güzel saatlerin arkasýnda oluþuvermiþ korkuyu görüyorum. Ve lokantaya varmamak için tüm cadde boyunca çabalýyorum. Lokanta. Güzel el yazýsý ile yazýlmýþ bu tabelada Babamýn mezar taþý Beyaz bir önlük var, her garson gibi ben de onu giyiyorum. Çevremde yýllanmýþ bir sürü garson bu canavara yem olmak için bekliyor. Ve komiler de üzerlerinde mavi bir gömlekle bizim ve müþterilerin gözlerine bakýyorlar Dýþarýnýn soðuðuna raðmen, içerisi bu saatte bile sýcak. Çünkü canavar birazdan gelecek ve akþam olup biz kapatana kadar yiyecek. O üþümemeli. Þu adama bir bakýn. Yýllardýr burada. Babam kadar eski deðil tabii. Babam garson olmuþken, o henüz bir komiydi. Belki de bulaþýkçý.

14 Yüzünde nasýl ahmak bir gülümseme var, görüyor musunuz? Diþleri. Diþleri sapsarý ve bitiþik. Bir tanesi altýn kaplama. Biri de simsiyah. Çürük Kahkaha atarken gözlerini kýsýyor ve yüzünün her tarafýnda çizgiler oluþuyor. Her gün bütün çalýþanlarla eðleniyor ve onlara þakalar yapýyor. Nasýl da belli kimin tarafýnda olduðu Biliyorum o farkýnda her þeyin. Yoksa nasýl bu kadar mutlu olur?. O da bu canavarýn bir ajaný iþte. Bu yüzden kimseye bahsetmiyorum gerçeklerden. Herkes onun ajaný olabilir, bir duyarsa canavar beni mutlaka parçalar. Herkes nazik olmaya çalýþýyor, belleri nasýl da kýrýlýyor bir görseniz. Her yerleri parçalanýyor, dökülüyor. Gözleri pýtýr pýtýr yuvarlanýyor mermer zeminde ve kayýp gidiyor. Burunlarý iðrenç bir ses ile yere yýkýlýyor ve bir muhallebi gibi daðýlýyor, sonra iðrenç bir mora bürünüyor o et parçasý. Kurtlanýyor ve zeminde eriyip gidiyor. Yüz, yanaklar, kulaklar hepsi parçalanýyor. Geriye bir tek çene kalýyor Çene. Diþler Diþler her an takýrdýyor, açýlýp kapanýyor, çeþit çeþit ses çýkartýyorlar Aralarýna et parçalarý giriyor, kýzarýyorlar, mavileþiyorlar. Renkten renge giriyorlar. Ama hep takýrdýyorlar O takýrtýlar büyüyor, içimi sarýyor. Çýðlýk atmak, ellerimi kulaklarýma dayayýp baðýrmak istiyorum. Gözlerim fýrlayacak olduðu yerden sanýyorum. Ama olmuyor, yapamýyorum Bir þey beni tutuyor. Ben lokantada hiç bir þey yemiyorum. Yolda gelirken bisküvi alýyorum. Çünkü burada yediklerim mutlaka zehirlidir. Babam burada öldü, onu canavar öldürdü Ben gömdüm. Onun için burada bir þey yemiyorum. Mutlaka zehirlidir Biliyorum. Tatlýlar, yemekler Masalar Hepsi birer dekor. Sadece bir süs. Birisi gelip gerçeði anlamasýn diye. Komiler büyüyecek, garsonlar yetiþecek ve canavar onlarý yiyecek. Param parça edecek. Bunun için hazýrlandý. Ýþte buranýn sahibi de geldi. Görüyor musunuz? Nasýl da belli canavarýn hizmetçisi olduðu. Onun da dev gibi diþleri var. Ve bir göbeði. Göbeðini görebiliyorum, yaðlý büyük bir cisim. Vücudu bu yaðdan dolayý oluþmuþ çeþit çeþit sivilce ile dolu. Hemen yazar kasanýn baþýna oturuyor o da. Birazdan canavar gelecek çünkü, o da hizmetini iyi yapmazsa canavar onu da yer belki. Ýþte, hemen çayýný istedi. Diþlerinin arasýnda akýp gidecek çay Koltuðuna nasýl da kuruluyor. Ýþte, pis canavarýn hizmetçisi olduðundan bu rahatlýk. Baþka kimde var böylesine kurum, caka? Kimsede yok. Ben biliyorum. Bu ses ne? Ýþte kapý çýngýraðý çalýndý. Geliyor. Korkmuyorum. Bugünü de atlatacaðým. Bugün de ölmeyeceðim. Babam gibi Deðil, ben dayanacaðým, yenilmeyeceðim. Geliyor

15 Bu sefer bir kadýn kýlýðýnda tek baþýna. Topuklu ayakkabýlarý ile týkýrdaya týkýrdaya gidiyor. Evet, oraya oturacaðýný tahmin etmiþtim. Tüm lokantayý izleyebileceði bir köþe. Hemen gitti birisi, sipariþini sordu. Ben kurtuldum. Zil bir daha çaldý. Yine geldi. Bu sefer kalabalýk. Bir kaç öðrenci kýlýðýnda Tatlý istediler. Büyük bir masaya oturdular. Gürültü yapýyorlar. Bunlar zayýf olur. Ben servis yapayým. Yenilmeyeceðim. Üç çay, iki poðaça istiyorlar. Diðerleri bir þey yemeyecekmiþ Biliyorum, onlarda birazdan dayanamaz, çenelerini takýrdatmaya baþlarlar. Ýþte, üç çay, iki poðaça Gülümsüyorlar. Ben gülümsemiyorum, biliyorum bu imayý ben: Bu "Bu sefer olmadý ama bir dahaki sefere mutlaka" demek. Ben uðraþýrken bir kaç kiþi daha gelmiþ. Lokanta kalabalýklaþýyor. Hayýr, benim babamý öldürdü. Korkmayacaðým Þimdi siz bunlarý ayrý ayrý insanlar olarak görüyorsunuz. Ýþte burada yanýlýyorsunuz. Dikkatle bakýn. Dikkatle ama. Onlarýn oturduklarý masalar arasýndaki baðý görüyor musunuz. Yerden geçen þu baðýrsak gibi canlý borularý. Onlarý birbirine baðlýyor. Onlar tek bir beden aslýnda. Beni kandýrmak için farklý kýlýklarda geliyorlar. Nasýlda çenelerini birbirine vuruyorlar. Nasýl sesler çýkartýyorlar. Görüyor musunuz? Dikkatle bakýn, elbiseleri de yok. Dev bir beden. Gözü, kulaðý olmayan sadece minik elleri ve devasa aðzý olan bir beden bu. Ve bu beden hiç durmadan yiyor. Her yaný çene, her yaný el, kol ve yaðlý et. Nasýl pis kokuyor, farkýndasýnýz deðil mi? Ben biliyorum. Ýþte babamý bu canavar öldürdü. Öðle saati geldi. En zoru bu. Çok kalabalýk olacak. Yani canavarýn çok çenesi, çok baþý olacak. Çok bedeni. Ve isteyecekler. Durmadan. Biliyorum. Babamý bu canavar öldürdü. Hep yiyecekler. Çeneler, diþler Bir sürü ses çýkartacaklar. Biliyorum, yaðlý tek bir bedenin baþlarý. Yine istiyorlar. Kim? Þu þiþman kadýn. Oflayýp pufluyor. Yakýndan bakýn. Esmer bir beden. Diðerlerine baðlanan beþ karýþ kalýnlýðýnda bir et hortum çýkýyor tam karnýnýn hizasýndan. Minik ellerinde büyük büyük yüzükler var. Karný yaðlý ve parlak. Görüyorum Yüzünde sadece diþler var. Biri altýn kaplý, düzgün diþler. Çenesi hizasýnda bir çukur. Gözleri yerine de dümdüz, ifadesiz bir et parçasý. Ne kulak ne de baþka bir þey. Ne istiyor? Tatlý. Su muhallebisi. Ýþte. Su muhallebisi. Al Hemen uzaklaþmalýyým. Bu sefer saldýracaklar. Hissediyorum. Ne oldu? Beni çaðýrýyor. Biraz daha þeker istiyor. Hemen getireyim. Kýzacak ve saldýracak biliyorum. Þeker Çabuk. Biliyorum, babamý öldürdü. Ýþte. Öfkeme hakim olmalýyým. Korkuma da. Ýþte.

16 Yine çaðýrýyor. Baðýrma. Çok mu?çok istemiþtin. Yenisini getirsem patron bana kýzacak. Çok istemiþtin diyorum Baðýrma. "Sus!" Kýzýyor, daha da kýzýyor. Kýzdýkça o etten boru titreþiyor, kýpýrdanýyor bir solucan gibi. Baðýrma. Biliyorum, beni öldürecek ve yiyecek. Babamda böyle ölmüþtü. Birisi çayýný beðenmemiþti. Baðýrýyor. Çayý babamýn üzerine atmýþtý. Ayaða kalkýyor. Babamýn yüzü yanmýþtý. Çýðlýk atýyor Çok kýzmýþtý babam. Biliyorum, beni öldürecek. Kalbi durdu Babamý bu canavar öldürdü. Ben biliyorum, mutlaka. Tatlý tabaðýný yüzüme attý. Baðýrýyor. Tabak kýrýldý. Herkes bana bakýyor. Eyvah, Birazdan saldýracaklar. Korkuyorum. Ne yapacaðým þimdi ben? Patron ayaða kalktý. Hýzla buraya geliyor. Ýþte sahibini koruyacak. Sus canavar. Ne yapmalýyým? Herkes bana bakýyor. Herkes üzerime geliyor. Canavar. Yapma. Baðýrma. Ne yapacaðým. Tam aðzýnýn altýna þunu saplarsam belki ölür. Çenesinin altýna, diþlerinin. Orasý kalbi onun. Canavar. Beni öldürecek. Al bakalým!! Elleri ile orayý tutuyor þimdi. Ortalýða mor bir sývý bulaþýyor. Benim üzerime. Ýþte, herkes üstüme atlýyor. Çakal sürüsü gibiler. Beni öldürmek istiyorlar. Canavar. Hepsi canavarýn aðzý bunlarýn. Olsun, bende onlardan birini öldürdüm. Direndim. Ölmedim, babam gibi Beni ýsýrýyorlar. Her yanýmý ýsýrýyorlar. Her yaným acýyor. Diþlerinin sesini duyuyorum. Beni yiyorlar. Biliyorum. Canavar.

17 Savaþçý Savaþçý, kaybolur musun sýrlar içinde? Karanlýk sokaklarýn serin ve mutlu sabahlarýnda, çið damlalarýnýn arasýnda ne aradýðýný bilen bir tek sen misin? Simsiyah bir pardösü ile ceylan kadar ürkek gezersin. Gözlerinde kimse bir þey göremez, kapkara bir sabýrdan baþka Sen kendini sever misin? Sokaklarýn yalnýzlýðýnda, arkandakilerle nasýl da cesur savaþtýn. Yýkýldý mý düþmanýn ocaðý? Damlar üzerinde kovalarken bir kavgayý, sen dünyayý býrakmadýn mý? Simsiyah gökyüzü boþalttý içindeki tüm yaðmuru ve dehþeti senin üzerine ve sen dinmedin, yorulmadýn, býkmadýn. Direndin, direnmenin sonuna varamadýn. Yapayalnýz evlerde korkuyu bekler zalimlerin yüzleri. Senin gölgen midir, kapýlarý ve pervazlarý sallayan? Arka odadan mý gireceksin þimdi bu hesaplaþmaya yoksa, kapýyý birden açýp mý yýkacaksýn dehþet duvarlarýný onlarýn yüzlerine? Bin yýllýk bir duayý mý taþýyorsun iç cebinde, neden sana bir þey olmuyor? Zulmün can evinde bir toplantý var da sen yok musun? Onlarýn ziftli mutluluðunu daðýtmaya geldin, onlarý kaçýþýrken görmedin mi? Seni artýk herkes tanýyor, sen savaþçýsýn. Peki yüzün nerede? Nerede düþürdün yüzünü sen? Gecelerin tadýný en çok sen bildin. Bu gece bir evde misin? Yoksa sokaklarda bir zavallý gibi kývrýlýp yatar mýsýn? Güçlü müsün, dayanýklý mý? Savaþçý, sen kimsin? Bir bekleyenin var mý, sevenin? Seni terk etmemeye direnen bir sevgilin? Minik elli çocuklar koþar mý bir yerde beklerken babasýný? Savaþçý, senin gölgen var mý? Göz yaþlarýn bu yaðmurlar mý?