Coşkulu Karşılama. Küresel Isınma ve Çevre. NMYO Kampusunda Ağaç Dikim Kampanyası Devam Ediyor. Üniversitemizde E-Ticaret Semineri Düzenlendi

Üniversitemizde Bahara Baharın müjdecisi Nevruz, Atatürk Kültür Merkezi karşısında bulunan park alanında, 21 Mart 2009 Cumartesi günü yapılan etkinliklerle kutlandı. Kutlama programının açılış konuşmasını yapan Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, tarihin yüzyıllarından süzülüp gelen bu bayramda birlikte olmaktan büyük mutluluk duyduğunu ifade ederek, Nevruz un bu coğrafyada bulunan bütün insanların yürekten kutladığı bir bayram olduğunu söyledi. Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Geçmişe baktığınız zaman Orta Asya geleneğinden bu zamana kadar devam eden, Orta Asya coğrafyasında ve bizim coğrafyamızda çok büyük şenliklerle kutlanan Nevruz Bayramına hepi- Coşkulu Karşılama niz hoş geldiniz. Bu coğrafyadaki tüm insanların gerçekten yürekten kutladığı bir bayramdır. Artık kıştan kurtulmanın yepyeni düşüncelerle aydınlık yarınlara bahara, yaza doğru açıldığımız bir bayramdır. Bu bayramın özellikle Gaziantep ve Güneydoğu coğrafyasına baktığımız zaman toplumdaki Şimşek, Nevruz bayramınız kutlu olsun. Bu bayram ülkemiz ve tüm insanlık için barışa, huzura vesile olur. Ülkemiz için özellikle bu dönemde çok daha yeni atılımların yapıldığı bir dönemin başlangıcı olsun Açılış konuşmalarından sonra Nevruz ateşi yakılarak, bütün katmanları, bütün insanları bir arada tutacak önemli bir çimento olduğunu düşünüyorum. Tüm halkımıza, tüm gençlerimize, ülkemize ve bütün bu coğrafyaya, Türk Çanakkale Zaferi Coşkuyla Kutlandı Yaşlılar Haftası Coşkuyla Kutlandı Sayfa 3 de Her Öğrenciye Bir Ağaç Milletine ve diğer ülkelerin halklarına bu bayramın hayırlı ve kutlu olmasını diliyorum Kutlama programına katılan Devlet Bakanı Mehmet Sayfa 2 de Sayfa 4 de Bilişim Kulübünden İki Yeni Kurs Sayfa 4 de Türkiye de ve Gaziantep te Suyun Geleceği Anlatıldı Sayfa 5 de Küresel Isınma ve Çevre NMYO Kampusunda Ağaç Dikim Kampanyası Devam Ediyor Sayfa 6 da Sayfa 6 da Üniversitemizde E-Ticaret Semineri Düzenlendi Sayfa 7 de Bilim Düşüncesi Üzerine Konulu Konferans Sayfa 8 de Genç Girişimci Geliştirme Programı Sayfa 9 da Üniversitemizde Çanakkale Zaferi Konulu Konferans Sayfa 10 da Bereket Tepsisi ateşe atıldı. Halk oyunları eşliğinde Nevruza katılanlar birlikte halay çektiler. Nevruz konulu resim, şiir ve kompozisyon yarışmalarında dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi. Resimde birinci Ceren Çoban, ikinci Mahmut Tidin, üçüncü Elif Elvin Çöçelli; şiirde Nuray Çeneli birinci, Yunus Emre Yılmaz ikinci, Kübra Şimşek üçüncü olurken; kompozisyonda birinci Tülin Türkaslan, ikinci İshak Sakal, üçüncü Uğur Kutku oldu. Tören sonrasında, Nevruz şenliğine katılanlar, hep birlikte üniversitemiz Merkezi Kafeteryasında Nevruz yemeği yediler. Tarihsel ve Psikolojik Açıdan Çanakkale Zaferi Sayfa 11 de Gaziantep Şizofreni Derneği Kuruldu Sayfa 12 de Öğrenci Kulüplerimiz Faaliyetleri Sürdürüyor Sayfa 13 de Üniversitemizde AISEIC Tanışma Toplantısı Düzenlendi Sayfa 14 de Kros İl Şampiyonası Üniversitemizde Düzenlendi Sayfa 15 de Üniversitemizde Bilek Güreşi Türkiye Şampiyonası Düzenlendi Sayfa 16 da

Çanakkale Zaferi Üniversitemizde Coşkuyla Kutlandı Muhteşem Gece Üniversitemiz Türk Musikisi Devlet Konservatuarı tarafından, Çanakkale Zaferi nin 94. yıl dönümü etkinlikleri çerçevesinde, Atatürk Kültür Merkezinde, Türkülerle Çanakkale Zaferi isimli muhteşem bir Türk Halk Müziği konseri verildi. Oldukça duygulu anların yaşandığı gecede, salonu dolduran dinleyiciler öğrencilerimizin yorumları karşısında zaman zaman gözyaşlarına hâkim olamadılar. Gecede konuk sanatçı Fatih Demirhan da sahne alırken, Dursun Atik in Zeybek, Canbek Sinan ın Kafkas yöresi oyunu ayrı bir renk kattı. Gecenin sonunda konuşan Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, bu gece mahcubiyet, utangaçlık gibi birkaç duyguyu bir arada yaşadığını belirterek, İçimde çağlayanlar koptu, gözlerim yaşardı. Arkadaşlarım, bu ülkenin var oluşunda önemli bir köşe noktayı, önemli tarihi bir dönemeci dolu dolu yaşattı. Çanakkale yi anlamak gerçekten önemli. Yok oluşa ramak kalmıştı. Artık son noktada, tarihin karanlık sayfalarına doğru dökülme yolunda iken bu ülke, birden bire tarihin altın sayfalarına hem de altın harflerle geçecek kanla yoğrulmuş bir destan yazdı. Çanakkale Savaşı nda yüz binlerce şehidin kanlarıyla yoğrulmuş ve arkasından bu ülke var olmuştur diyerek, Çanakkale nin varoluşun yaşanmış efsanesi olduğunu söyledi. Konuşmasını, Gaziantep te Çanakkale bu kadar güzel anlatılabilirdi diyerek sürdüren Rektör Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Göreve gelirken şuna inanmıştık. Bir sloganımız vardı. Tüm arkadaşlarımızla birlikte Parlayan Yıldız olacaktık. Bu bizim idealimizdi ve bunun için kafamızı, gönlümüzü koymuştuk. Şimdi yavaş yavaş o ideale yaklaşıyoruz. Biz Türkiye nin güneydoğusunda, Gaziantep te parlayan bir yıldız olacağız. Kendimizi yalnızca Gaziantep ten değil ülkemizden, tüm dünyadan görünen yıldız olmaya adadık. Tüm arkadaşlarımla birlikte bunları gerçekleştireceğimize inanıyorum Coşkun, Şair, Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı, Düşün altında binlerce kefensiz yatanı. diyor ya, 100 binlerce şehidin kanı üzerinde yoğrulmuş bu topraklara layık olmak istiyorsak, öncelikle üniversite olarak bunu yapmak zorundayız. Kararlılıkla, tüm arkadaşlarımla birlikte, sizlerin de desteğiyle yürüyeceğiz. Konservatuvarımız burada olacak, İstanbul Reşit Rey de olacak, Boston da, Amsterdam da olacak, her yerde olacak diyerek, başta Konservatuar Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ruhi Ersoy ve Sanatçı Öğr. Elm. Hakan Tatyüz olmaz üzere, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum Gecenin açılış konuşmasını yapan Konservatuar Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ruhi Ersoy, Böylesine anlamlı bir gecede, sizlerin karşısına Çanakkale nin ruhuna uygun olacağını hayal etmeyi umduğumuz bir prog ramla çıkmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Milletlerin tarihle rinde, hafızalarını unutmamaları gereken anlamlarla toplamaları onların geleceklerinin de aynı zamanda teminatlarıdır. Yok olmak üzereyken var olma mücadelesini veren Çanakkale, böyle milli bir mücadelenin neticesinde, milli değerlerin yeniden var olmasının ve Türk ün yeniden bağımsız devlet olmasının sembolüdür Yaşadığımız kültür ortamlarının çok farklı ortamlardan beslendiğini ifade eden Ersoy, Popüler ve arabesk kültürün yoğun bombardımanına maruz kalan toplumlar, kendi kimliklerini kendi şuur altından besleyerek, çağın şartlarında üretilen yeni enstrümanlarla yeni kimliklerini yeni müziklerden geçiremezlerse muhtelif mantar kültürler ortaya çıkar. Atalarımızın verdiği mücadeleyi anlamak, anlamlandırmak, yeniden yorumlamak adına sıradan bir türkü, konser programının ötesinde, aradaki monologlardan, yan tarafta izlenecek belgesellere kadar, göze, kulağa, yüreğe hitap etmeyi kendimize şiar edindik. Bize bu fırsatı veren, yürüyün sonuna kadar yanınızdayız, biz bunlar için bu makamlarda bulunuyoruz diyen, başta Rektörüm Sayın Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun olmak üzere, onun kaptanlığında tüm üst yönetimine verdikleri destekten ve bu heyecanı bizlerle paylaştıklarından dolayı teşekkür ediyorum. Ayrıca bu programı hazırlayan ve yöneten Sanatçı Öğr. Elm. Hakan Tatyüz e ve bu gecede emeği geçenlere teşekkür ediyorum

Her Öğrenciye Bir Ağaç Üniversitemiz kampüs alanı içerisinde, Her Öğrenciye Bir Ağaç kampanyası çerçevesinde kalabalık bir öğrenci gurubunun katılımıyla ağaç dikimi gerçekleştirildi. Toprağımızın korunması, ağaçlandırmaya önem verilmesi ve bu bilincin arttırılması konusunda eğitim kurumlarına büyük görevler düşmektedir diyen Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Gaziantep Üniversitesi olarak, üzerinde yaşadığımız toprağımızın ülkemizin en büyük değerlerinden biri olduğu bilincini, Üniversitemize gelen öğrencilerin öğrenmesi ve yaşaması amacıyla Her Öğrenciye Bir Ağaç kampanyası başlatılmıştır Ağaç dikmenin Türk geleneğinde çok önemli bir yere sahip olduğunu söyleyen Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Orta Asya geleneğine baktığımız zaman halen Türki Cumhuriyetlerde her doğan çocuk için ve her evlenen çiftler için bir ağaç dikilir. Buradan da esinlenerek, Üniversitemizde her öğrencinin bir ağacı olsun, çevre bilinci oluşsun istedik. Yıllar sonra gençlerimiz, Üniversitelerine geldiklerinde bu benim diktiğim ağaçtı diyecektir ifadesinde bulundu. Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, başta Prof. Dr. Mehmet Özaslan olmak üzere, katkı veren tüm öğrenci ve akademik ve idari personele teşekkür etti. Bilişim Kulübünden İki Yeni Kurs Bilişim Kulübü tarafından, kulüp öğrencilerine yönelik olarak düzenlenen Bilgisayar Destekli Çizim (İki Boyutlu Autocad) ve Yeni Başlayanlar İçin Bilgisayar Kullanımı kursları başladı. Kursların Bilgi İşlem Merkezinde verileceğini söyleyen Bilişim Kulübü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Yunus Emre Tansü, Bilgisayar Destekli Çizim (İki Boyutlu Autocad) kursuyla öğrencilerin derslerine katkı sağlamak istediklerini belirterek, Bilgisayar Destekli Çizim Kursu Pazartesi günleri saat 17.30 da, İnşaat Mühendisliği Bölümü Arş. Gör. Talha Ekmekyapar tarafından veriliyor. Öğrencilerimizin, hem derslerine yardımcı olmayı hem de ileride kullanabilecekleri bir programı öğretmeyi amaçlıyoruz Yeni Başlayanlar İçin Bilgisayar Kullanımı kursunun 30 kişilik kontenjanla sınırlı olduğunu ifade eden Tansü, Günümüzde hemen hemen her şey bilgisayar aracılığıyla yapılıyor. Yeni başlayanlar için bilgisayar kullanımı kursuyla, hiç bilgisayar bilmeyen öğrencilerimize bilgisayar kullanımını öğretmeyi hedefliyoruz. Office, word, excel, power point, internet explorer konularında öğrencilerimizi bilgilendireceğiz. Kursumuz altı haftalık süreyle, çarşamba günleri 17.30 19.30 saatleri arasında Beden Eğitim ve Spor Yüksekokulu Öğretim Elemanı İbrahim Halil Şüküroğlu tarafından veriliyor ifadesinde bulundu.

Yaşlılar Haftası Coşkuyla Kutlandı 18-24 Mart Yaslılar. Haftası etkinlikleri çerçevesinde, Huzurevi sakinlerine Merkezi Kafeteryası nda müzikli yemek verildi. Türk Musikisi Devlet Konservatuarı öğrencilerinin hazırladığı müzik eşliğinde, yemek yiyen ve doyasıya eğlenen yaşlılarımız çok mutlu olduklarını dile getirdiler. Halay çekip, oyunlar oynayan yaşlılarımız, kimi zaman da kendi seslerinden konuklara eşsiz bir müzik ziyafeti sundular. Yaşlılarla tek tek konuşup sohbet eden ve açılış konuşmasını yapan üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Sevgili annelerim babalarım, hepiniz hoş geldiniz. Sizin gibi değerli insanları burada ağırlamaktan dolayı çok mutluyuz. Buraya gelerek bizlere şeref verdiniz. Zaman gelecek biz de sizler gibi olacağız. Keşke fırsatımız olsa da daha sık beraber olsak. Sizleri unutmadığımızı göstermek için yapmış olduğumuz bu daveti kabul ettiğiniz için sizlere çok teşekkür ederiz. Elbette ki sizleri sadece bir hafta değil her gün hatırlamamız gerek. Sizlerin önünde saygıyla eğiliyor, o güzel ellerinizden öpüyor ve hepinize sağlık mutluluk diliyorum Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun a teşekkür plaketi veren Gaziantep Yaşlılarını Koruma Derneği Başkanı Hatice Özyaşar, Bizleri burada bir araya getiren Rektörüne tüm arkadaşlarım adına çok teşekkür etmek istiyorum. Yaşlılarımızı sadece bir gün değil, her gün hatırlamalıyız Yemekte Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun yaşlılarımız için Tek Tek Basaraktan adlı türküyü söylerken, Gaziantep Yaşlılarını Koruma Derneği Başkanı Hatice Özyaşar ise Bir Sokak Çeşmesi adlı şarkıyı söyledi.

Türkiye de ve Gaziantep te Suyun Geleceği Anlatıldı Konferansa konuşmacı olarak katılan GASKİ Genel Müdürü Fahrettin Uslusoy, suyun en az petrol kadar önemli bir ihtiyaç olduğunu söyledi. Dünyada toplam1,4 milyar kilometreküp su bulunduğunu belirten Uslusoy, bu suyun yüzde 97 sinin tuzlu su, geriye kalan yüzde 3 lük oranın ise tatlı su olduğunu belirterek, tatlı suyun üçte birinin ise içme suyu olarak kullanılabildiğini söyledi. İhtiyaçların çoğalmasıyla birlikte, sanayi ve tarımda kullanılan su tüketiminin son 50 yılda 4 kat arttığını vurgulayan Uslusoy, en fazla su tüketiminin tarımda gerçekleştiğini ifade etti. Uslusoy, Ülkemizde Bilişim Kulübü tarafından, Fen Edebiyat Fakültesi Ömer Asım Aksoy Konferans Salonunda, Türkiye de ve Gaziantep te Suyun Geleceği konulu konferansın açılış konuşması, Bilişim Kulübü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Yunus Emre Tansü tarafından yapıldı. akarsuların toplam uzunluğu 170 bin kilometre olup, 120 tane doğal gölümüz vardır. Ne olursa olsun akarsularımızı denizlere ulaştırmamamız lazım. Çünkü denize ulaşan her su bizim için bir kayıptır. Bunu sağlamak ise ciddi bir maliyet gerektirir. Su kullanılır, ancak tüketilmez. Kullanılan sular kirlenmiş su olarak akarsulara veya yeraltına arıtılarak ya da arıtılmayarak verilir Türkiye nin yıllık ortalama 501 milyon metreküp yağış aldığını belirten Uslusoy, bu suyun ancak yüzde 33 ünü kullanabildiğimizi söyledi. Gaziantep te 2009 yılının ilk iki ayında metrekareye toplam 157,7 kilogram yağış düştüğünü ifade eden Uslusoy, Gaziantep gün geçtikçe büyüyen, nüfusu artan bir şehirdir. Gaziantep in en büyük sorunu kullandığı su kaynaklarının kendi sınırları dışında olması ve kullandığı su kaynaklarının rakım olarak Gaziantep ten aşağıda olmasıdır. Eskiden Alleben Deresi kenarını ayağınızla kazsanız su çıkar derlerdi. Şimdilerde ise su çıkarmak için metrelerce aşağıya iniyoruz. Gaziantep e daha iyi su kaynağı sağlamak için ciddi bir şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şehre verdiğimiz su birinci sınıf. Rahatlıkla içebilirsiniz Konferans sonunda GASKİ Genel Müdürü Fahrettin Uslusoy a hediye takdim eden üniversitemiz Rektör Danışmanı Prof. Dr. Mehmet Özaslan, GASKİ Genel Müdürümüz Fahrettin Uslusoy a bizi bu konuda bilgilendirdiği için çok teşekkür etmek istiyorum dedi. Suyu arıtmak için üniversitemiz Biyoloji Bölümüyle işbirliği içerisine girmelerini teklif eden Prof. Dr. Mehmet Özaslan, Gelin suyu biyolojik olarak arıtalım. Arıtma yapan o kadar çok bitki ve bakteri var ki, gelin bu işi onlara bırakalım. Buradaki öğrenci arkadaşlarımın ve hocalarımın huzurunda sizi böyle bir proje gerçekleştirmeye davet ediyorum Prof. Dr. Mehmet Özaslan ın yaptığı işbirliği çağrısını olumlu karşılayan, GASKİ Genel Müdürü Fahrettin Uslusoy, böyle bir işbirliği yapmaktan çok mutlu olacaklarını ve en kısa zamanda çalışmalara başlamak istediklerini belirtti.

Küresel Isınma ve Çevre Sorunların çözüm yolları başımı kaldırıp mağazaların gerektiğini boşa geçirecek zamanın olmadığını sizlersiniz. Her vatandaş tabelalarına baksam her görevini yaparsa başarı işte şey yabancı. Bu beni çok belirtti. Suyun çok önemli olduğunu ve dikkatli o zaman kaçınılmazdır fazla rahatsız ediyor. Özellikle çocukların magazin kullanılması gerektiğini dedi. İnsanların ihtiyaçları programlarından ve dizi vurgulayan Kural, Mil kadar satın alması lerden uzak durmasını istiyorum. Yere tükürmeyin, su bulamamaktadır. yonlarca insan yerkürede gerektiğini ifade eden Kural, Benim şuan sigara içmeyin, çöpleri Dişlerinizi fırçalarken, üzerimdeki gömlek 3 lira. çöp kutularına atın. Çünkü Kıyafetim ise, üç yıl önce dünyayı ve ülkemizi Gaziantep Üniver sitesi ve Bahçeşehir Koleji işbirliğiyle üniversite miz Atatürk Kültür Merke zinde, İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Kural tarafından Küresel Isınma ve Çevre konulu konfe rans verildi. Konuşmasına Gaziantep in eskiden ağaçlarla kaplı yeşil bir yer olduğunu vurgulayarak başlayan Prof. Dr. Kural, şimdilerde ise her tarafın binalarla kaplı olduğunu söyledi. Ağaçların betonla satın alınamayacağını belirten Kural, her şeyin tüketimden geçtiğini kaydetti. Çevreyle ilgili ümitsizliğe kapıldığını söyleyen Kural, Tüketerek tükeniyoruz. Çevre sorunlarının yüzde 90 ında insanlar suçlu. Zaten çevre sorunları sınır tanımıyor. Daha çok tüketen değil, daha çok düşünen ve bilen insanlar mutludur. kaybettiğim babamdan bana miras kaldı. İkinci el kıyafet almaktan çekinmeyin tam tersine iftihar edin. Hayatımda hiçbir zaman pahalı bir şey alıp, giymedim. Modaya uymayın çünkü moda tüketimi destekler. Önemli olan size yakışan ve temiz kıyafetler giymenizdir. Her gün televizyonlarda sanatçıların şu kadar elbisem, şu kadar ayakkabım var dediğini duyuyoruz. Bunlar insanları hiç mi düşünmüyorlar. Her gün binlerce insan aç yatıyor Her gece yastığa başımızı koymadan önce bugün ülkeme sosyal sorumluluk adına ne yaptım diye sormamız gerektiğini vurgulayan Kural, yaşayan her şeyin kıymetli olduğunu belirtti. Kural, İstanbul Beyoğlu nda ne zaman yaşanabilir hale getirmek zorundayız ifadesinde bulundu. Zamanın çok kıymetli olduğunu söyleyen Kural, her anın değerlendirilmesi tıraş olurken mümkün olduğu kadar az su harcamaya gayret edin. Kâğıtları israf etmeyin. Çünkü kâğıt ağaç demektir. Kâğıtları az tüketin ve iki yüzünü de kullanıp, geri dönüşüme gönderin Nizip Meslek Yüksekokulu kampusunda Ağaç Dikim Kampanyası devam ediyor Nizip Meslek Yüksekokulu kampusunda Ağaç Dikim Kampanyası devam ediyor. Nizip Meslek Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Yaşar Büyükoğlu, 2007 yılının Mayıs ayında yapılan yaklaşık 5 bin fidandan oluşan fidan dikimine ek olarak, Ağaç Dikim Kampanyası nın devam ettiğini söyledi. Büyükoğlu, Ağaç Dikim Kampanyası çerçevesinde, 21 Mart 2009 tarihinde NASİAD(Nizipli geniş bir araziye sahip olan yüksekokulumuz kampusunda ihti- Aktif İş Adamları Derneği) üyeleri ve aileleri tarafından kampus alanımızda bir hatıra ormanı olduğunca kısa sürede oluşumunu yaç duyulan yeşil alanın mümkün oluşturuldu. Bu alana daha sonra sağlamaktır bin fidan daha dikilecek. Kampanyaya yüksekokulumuz öğretim okulun bahçesinde piknik ya- Ağaç dikiminden sonra görevlileri ve öğrencileri de destek pan öğrenciler, ileride Nizip e oldu. Yüksekokulumuzda yeşil açılacak fakültede okumak istediklerini söyleyerek, Burası alan oluşturma ile ilgili Ağaç Dikim Kampanyası çalışmalarının bizim geleceğimiz. bizde şuan yılda iki kez olmak üzere süreklilik geleceğimize yatırım yapıyoruz göstermesini istiyoruz. Amacımız, dediler.

Üniversitemizde E ticaret Bilişim Kulübü tarafından İktisadi ve İdari Bilimler Konferans Salonunda, York Trade Dış Ticaret Uzmanı Ali Altınel ve e - Ticaret Uzmanı Serkan Çadırcı nın konuşmacı olarak katıldığı, Sanal dünyada gerçek para kazanmanın yolları, Dış ticarette kariyer, E ticaret, İthalat ve ihracatta e-ticaretin similasyonlu uygulaması konularında seminer düzenlendi.. Seminerin açılışında konuşan üniversitemiz Bilişim Kulübü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Yunus Emre Tansü, Cuma günü lösemili çocuklar için gönüllü eğitmenlik programımız başlıyor. Lösemili çocuklar için yaklaşık bin 100 tane kitap topladık. Onlar için Gaziantepspor un formalarını yaptırdık. Ama onlar bizden dört büyük takımın Semineri Düzenlendi formalarını istediler. Bu konuda sizlerin desteğini bekliyoruz. Etkinliklerimizin gerçekleşmesinde bizlere destek olan Rektörümüz Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun ve Rektör Danışmanımız Prof. Dr. Mehmet Özaslan a çok teşekkür ediyorum Üniversitemiz Rektör Danışmanı Prof. Dr. Mehmet Özaslan tarafından Bilgisayar Destekli Çizim Kursu nda ders veren Öğr. Gör. Ali Şeref Cengiz e teşekkür belgesi verildi. Prof. Dr. Özaslan, 6 Ağustos 2008 tarihinden beri üniversitemiz kabuk değiştiriyor. Hemen hemen her gün 3 etkinlikle karşınıza çıkıyoruz. Bu etkinliklerin yapılmasında yaptığı konferanslarla, seminerlerle, kurslarla büyük katkılar sağlayan Bilişim Kulübü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Yunus Emre Tansü ye çok teşekkür ediyorum Özaslan ın konuşmasından sonra Bilgisayar Destekli Çizim Kursu na katılan 39 öğrenciye sertifikaları verildi. York Trade olarak, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı e iç ve dış ticaret hakkında bireylerin eğitim almasını sağladıklarını belirten York Trade Ticaret Uzmanı Ali Altınel, York Trade programı interneti kullanarak yapılan tüm ticaret şekillerini ve e dış ticareti uygulamalı gerçek piyasa kuralları ile iç piyasada da neler yapılabileceğini göstererek yaptıran ilk ve tek yasal sertifika kariyer programıdır ifadesinde bulundu. Türkiye nin yıllık 200 milyar dolara yakın ithalat, 140 milyar dolara yakın ihracat yaptığını vurgulayan Altınel, ülkemizde 100 üreticiden ancak 8 inin ürettiğini satabilme yeteneği olduğunu kaydetti. E- dış ticaretinin bilinmesi gereken bir konu olduğunu söyleyen E - ticaret Uzmanı Serkan Çadırcı, her yıl yaklaşık 300 bin kişinin üniversiteden mezun olduğunu ve iş arayanlar ordusuna katıldığını belirtti. Firmalar tarafından tercih edilebilir olmanın yollarını anlatan Çadırcı, Şirketler sizlerden deneyim, farklılık ve o firmaya para kazandırmanızı ister. Pazarlama ve satışı mutlaka öğrenin. Eğer iş başvurusunda bulunduğunuz şirket satış yapmıyorsa bile, orada çalışabilmek için en azından kendinizi onlara satmaya yani beğendirmeye çalışırsınız diye konuştu. Türkiye deki işletmelerin yüzde 99,6 sının KOBİ lerden oluştuğunu vurgulayan Çadırcı, KOBİ lerin dış ticaret bilgisizliğinden dolayı, bilgisayar ve nitelikli iş gücü bulmada sorunlar yaşadıklarını kaydetti. Program sonunda çekilişle Makine Mühendisliği hazırlık sınıfı öğrencisi Enes Dündar a York Trade den 2 bin 500 TL değerinde 2,5 ay süreli e ticaret kursu hediye edildi.

İnşaat Mühendisliği Bölümü Konferans Salonunda, Bilimsel Araştırmalar Kulübü öğrencileri tarafından, Bilim Kutsal Bir İnek midir? Bilim Düşüncesi Üzerine Notlar konulu konfe rans düzenlendi. Konfe ransa konuşmacı olarak katılan Üniversitemiz Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Savaş, Hintlilerin ineğe kutsallık verdiğini söyledi. Eflatun un epistemolojisinde Bilim Düşüncesi Üzerine Bilim Kutsal Bir İnek midir? bilimsel bilgiyi küçümsediğini belirten Savaş, Eflatun a göre bilgi hakiki doğru değildir ve sadece mağarada duvara vuran ışıklardır. Onun için önemli olan şekillerin bilgisidir ve bunlar evrenin ahlaki ve metafizik yapısını tanımlayan soyut var oluşlardır Bilimin görevinin gerçekleri biriktirmek olduğunu vurgulayan Savaş, bilimsel bilginin öncelikli olarak bazı pratik ve toplumsal sorunları çözdüğünü söyledi. Aristo nun modern bilimin kurulmasında çok ciddi rolü olduğunu belirten Savaş, Miletli Tales i de felsefe, bilim ve matematiğin babası olarak nitelendirdi. Newton, Bacon, Galileo nun bilim üzerine düşüncülerini anlatan Savaş, Newton a göre, doğanın doğru dili matematiktir. Gözlem dünyası matematiksel bir şekilde kodlanabilir. Bacon, dünyanın nasıl işlediğini görmek için ön yargılara değil gerçeklere bakılması gerektiğini savunur. Galileo ise, Ölçülebilenleri ölçün, ölçülemeyenleri ölçülebilir hale getirin der Poper in yanlışlanabilirlik üzerine düşüncelerini söyleyen Savaş, Poper e göre, tümevarım ilkesinin geçersizliği nedeniyle kuramlar hiçbir zaman deneysel olarak doğrulanmaz. Ama yanlışlanabilir. O halde bir teorinin bilimsel olabilmesi için yanlışlanabilir olması gerekir. En iyi kuram Zamana bağlı olarak yanlışlanabilir, çürütü lebilir kuramdır denilmiştir ifade sinde bulundu. Bilimde bazı önemli noktalara dikkat çeken Savaş, Anekdotlar bilim değildir. Sadece bilimsel bir dil, bilimsel, kalın harflerle yazılmış cümleler gerçek anlamına gelmez. Bilimde rivayetler gerçeğe eşit değildir. Bilim adamlarını sürükleyen en temel güç merak duygusudur. En önemli sermayesinden biri, çocukça ilgileri ve araştırma dürtüleridir. Bizler bilim adamı olarak devletin bize ayırdığı kaynağı en iyi şekilde kullanmalıyız. Bilim adamı gerçekten toplumun kısa veya uzun vadede yararına olacaksa, Onun için kaynak temini ve gayret sarf etme yoluna girmelidir. Türkiye dünyada en çok bilim üreten 20 ülkenin içersinde yer almaktadır Oğuzeli Meslek Yüksekokulu öğrencileri tarafından, Oğuzeli Yatılı Bölge İlköğretim Okulunda, Çanakkale Şehitleri adlı tiyatro gösterisi sahnelendi. 18 Mart Çanakkale Zaferi nin büyük bir zafer olduğunu söyleyen Üniversite miz Oğuzeli Meslek Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Necip Fazıl Yılmaz, öğrencilerimizin böyle bir etkinliğin düzenlenmesinin gurur verici olduğunu belirtti. Yılmaz, Bu gün, günlerden bir gün ya da aylardan bir ay değildir. O günün şartlarında böyle bir zaferin kazanılmasında Oğuzeli Meslek Yüksekokulu nda Tiyatro Gösterimi hemen her yaştan insanın, kadınerkek demeden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ün, Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum sözüne yürekten bağlılıkla inanıp, bu doğrultuda hareket etmeleri sayesinde bu zafer kazanılmıştır Programda konuşan Oğuzeli İlçe Kaymakamı Remzi Demir, bu tür gösterilerin bizleri o günlere götürdüğünü söyleyerek, tiyatronun insan hayatında önemli bir yeri olması gerektiğini kaydetti. Demir, Çanakkale Zaferi nin ne zorluklarla kazanıldığını bir kez daha hatırlamamız açısından bu tür etkinliklerin devamlı olarak yapılması gerektiğini vurguladı. Programda Oğuzeli Meslek Yüksekokulu öğrencileri sahneledikleri oyunda, Genelkurmay Başkanlığının arşivinden alınan tarihi görüntüler de yer alırken, izleyiciler duygulu anlar yaşadı. İhtiyar bir amcanın torunlarına nasihatleri ile başlayan, eşlerin vedalaşması, askerlerin cepheye gitmek için can atması ile devam edip ve Kınalı Ali nin şehit olması ile sonra eren tiyatro gösterisi, gerek teknik alt yapı, gerekse oyuncuların kendilerini oyuna yürekten kaptırmasıyla büyük alkış topladı. Dakikalarca ayakta alkışlanan oyuncular 10. yıl marşı ile perdeyi kapattı.

Genç Girişimci Geliştirme Programı ve KOSGEB Gaziantep TEKMER işbirliğiyle üniversitemiz İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonunda, Genç Girişimci Geliştirme Programı adlı tanıtım toplantısı düzenlendi. Gaziantep TEKMER Müdürü Selçuk Eriş, KOSGEB in ülkenin ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarının karşılanmasında küçük ve orta ölçekli sanayi işletmelerinin payını ve etkinliğini artırmak, rekabet güçlerini ve düzeylerini yükseltmek, sanayide entegrasyonu ekonomik gelişmeler uygun biçimde gerçekleştirmek amacıyla kurulduğunu söyledi. KOSGEB in Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile ilgili bir kamu kurumu olduğunu belirten Eriş, TEKMER 25 Aralık 2004 tarihinde, Gaziantep Ticaret Odası, Gaziantep Sanayi Odası ve KOSGEB Başkanlığı iş birliği ile kuruldu. TEKMER, KOSGEB e bağlı bir merkezi müdürlük olarak, faaliyetlerini Üniversitemiz içerisinde tahsis edilmiş olan hizmet binasında yürütmekte Toplantıya konuşmacı olarak katılan Consept Danışmanlık ve Eğitim Şirketinin Genel Müdürü Ömer Cengiz Çelebi hayali ihracat yolu ile kazanç elde etme, yüksek enflasyona bağlı karlılık, müşteri hakları, müşteri memnuniyeti, tüketici koruyan yasalar, mevzuat değişiklikleri, uluslar arası serbest ticari anlaşmaları gibi unsurların değişen iş yaşamında sıklıkla karşılaşıldığını belirtti. Gaziantep endüstriyel işletmelerinin sektörel yapısına değinen Çelebi, Gaziantep te 8464 tane yerleşik firma olduğunu belirterek bu firmaların; yüzde 43 ünün tekstil, yüzde 23 ünün gıda, yüzde 9 unun plastik, yüzde 7 sinin boya, yüzde 2 sinin temizlik ve yüzde 16 sının diğer sektörlere ait olduğunu vurguladı. Çelebi, KOBİ ler işletmelerin çalıştırdıkları işçi ve ciro gibi faktörlere göre gruplandırılmaktadır. KOBİ lerin tanımlanması ve gruplandırılması, KOBİ lerin en serbest ekonomi ortamlarında bile çeşitli desteklerden yararlanması için gereklidir. KOBİ ler desteklenmeli ve sayıları artmalıdır. Çünkü en kolay istihdam yaratma, kriz dönemlerine en dayanıklı sektör onlardır. Dinamik olup, ekonomiye canlılık kazandırır, değişen pazara hemen uyum gösterirler Bir iş fikrini geliştirmek suretiyle gerekli bilgi, beceri, işyeri, eleman, ekipman v.b. girdileri bir araya getirerek mal veya hizmet üreten kişiyi girişimci olarak nitelendiren Çelebi, Yeni bir şey başlatan, yeni düzen getiren, öncü insan ve sermaye kaynaklarını üretim sürecinde etkin kullanarak zenginlik üretimine katkı yapan, risk alan, cesur, organize eden engelleri ve fırsatları ayırt edip her ikisini de kendi avantajına çevirebilen kişiler girişimcilerdir. KOSGEB Girişimci Desteğinin temel amacı, ekonomik kalkınma ve istihdam sorunlarının çözümünün temel faktörü olan girişimciliğin amacı ile yeni girişimcilere destek verilmesidir ifadesinde bulundu. Lösemili çocuklar için kitap kampanya devam ediyor Bilişim Kulübü Başkanı Y. Doç. Dr. Yunus Emre Tansü, Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştır ma ve Uygulama Hastanesi ne bağlı Onkoloji Hastanesi Çocuk Servisinde yatan lösemili ço cuklara yönelik bir kampanya ve bir program başlattıklarını ifade etti. Tansü, Lösemi hastası çocuk larımıza yönelik bir kütüphane kurma kampanyası başlattık. Bir hafta içinde 1000 kadar kitap topladık. Kitaplar hasta çocuklarımızın yaş grubuna uygun. Ayrıca çocuklarımız için çizgi film DVD si, boyama kita bı, kuru ve pastel boya ile takım forması da topluyoruz. Gerek Bilişim Kulübü üyesi öğrencilerden ve gerekse hayırseverlerden bü yük destek görüyoruz. Bağışlar 80.Yıl Kültür Merkezi nde toplanıyor. Belli bir miktara ulaşınca ba ğışları Onkoloji Hastanesi ne teslim edeceğiz. diyerek has tane yönetiminin göstereceği uygun bir yerde Bilişim Kulübü Çocuk Kitaplığını kuracaklarını söyledi. Lösemili çocuk hastalara yönelik olarak Gönüllü Eğit menlik programı başlatıla cağını söyleyen Tansü, 20 Mart 2009 tarihinden itibaren programa katılan gönüllü eğit menlik yapmak isteyen öğren cilerimiz, Onkoloji Hastanesi ve Çocuk Servisi denetimi ve gözetiminde hasta çocuklarla ilgilenecekler, oynayacaklar ve eğitimlerine destek olacaklar. Söz konusu programa katıl mak isteyen öğrencilerimizin Bilişim Kulübüne başvurmala rı yeterlidir. Bu iki çalışmamızı gerçekleş tirmede Bilişim Kulübüne des teklerini esirgemeyen Rektör Danışmanı Prof. Dr. Mehmet Özaslan a, Şahinbey Araştır ma ve Uygulama Hastanesi Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Alper Sevinç e ve Çocuk Ser visi Şefi Doç. Dr.Elif Güler e, kitap kampanyamız ile gönüllü eğitmenlik programımıza ilgi ve yardımlarını esirgemeyen Bilişim Kulübü öğrencileri ile yardımseverlere de teşekkürle rimi sunuyorum diye konuştu.

Üniversitemizde Çanakkale Zaferi konulu konferans verildi Üniversitemiz Fen Edebiyat Fakültesi Ömer Asım Aksoy Konferans Salonunda, Arş. Gör. Zehra Özharat tarafından, Çanakkale Zaferi konulu konfer ans verildi. İngiltere ve Fransa nın bu cepheyi açmalarının amacı, boğazları ve İstanbul şehrini ele geçirerek Osmanlı devletinin açtığı diğer cepheleri de tasfiye etmek ve Rusya ile ilişki kurarak araçgereç yardımı yapabilmekti diyen Özharat, Çanakkale tahkimatının zayıf olduğunu sezen itilaf devletleri, boğazı kolaylıkla aşacağını sanıyor ve Türk milletinin savaş gücünü hesaba katmayı unutuyordu Özharat, 3 Kasım 1914 te ilk taarruzu başlatan İngiliz filosu, Seddülbahir istihkâmlarını topa tuttu. Diğer taraftan da denizaltı gemileri denizden Marmara ya girerek gemileri batırmak suretiyle İstanbul dan Çanakkale ye asker ve levazım sevkine mani oluyorlardı. 19 Şubat 1915 te birleşik düşman donanmasının kesin hücumu başladı. Orhaniye ve Ertuğrul tabyaları şiddetli bir ateş altına alındı. Düşman gemileri Osmanlı bataryaları menziline girince ateşle karşılandılar ve daha fazla ilerleyemediler. 18 Mart 1915 te İngiliz ve Fransız gemileri tarafından büyük bir hücum yapıldı. Harp gemileri Osmanlı tabyalarına şiddetli ateş açtılar. Bir miktar zarara uğrattılar. Ancak tam bu sırada Fransız gemileri nöbet değiştirmek üzere manevra yaparken, Bouvet zırhlısı bir torpile çarparak battı. Yerlerini almaya gelen İngiliz gemilerinden İrresistible de çok geçmeden sulara gömüldü. Onun yardımına gelen Ocean da aynı akıbete uğradı. Diğer zırhlılar da hasara uğradılar. Bunun üzerine düşman donanması geri çekilmek zorunda kaldı. Bundan sonra boğaz bir daha denizden zorlanmadı Deniz savaşlarında uğradıkları başarısızlık üzerine itilaf devletleri karadan taarruza geçmeye karar verdiler diyen Özharat, Bu maksatla Akdeniz müttefik kuvvetleri başkomutanlığına tayin edilmiş 75.000 kişilik bir ordu bu adalara yığılmaya başladı. Bu ordu, İngiliz, Fransız, Avustralya, Yeni Zelanda ve diğer bazı sömürge askerlerinden müteşekkil idi. Bunlara karşı 80.000 kişilik Türk kuvveti, Alman generali Liman Von Sanders in emrine verildi. Çıkarma harekâtları 25 Nisan 1915 sabahı erkenden başladı. Kumkale, Seddülbahir ve Zığındere kıyılarına çıkarılan Fransız taburu ve İngiliz birlikleri geri püskürtüldü. Arıburnu nun hemen güneyinde köye çıkan düşman kolordusu 19. Fırka Kumandanı Mustafa Kemal Bey tarafından durduruldu. Güney cephesinde ise 26 Nisan da taarruza geçildi ise de müdafaa kuvvetlerimiz tarafından geri püskürtüldü. 6 Mayıs taki ve 4-5 Haziran da giriştikleri savaş da neticesiz kaldı. Kuzey cephesinde ise karaya çıkan kolordunun ilk kademesi 25 Nisan sabahı Kemal yeri adı ile anılan mevkiye ilerlermiş ve taarruza geçmişti. Bunu 27 Nisan da Türk karşı taarruzu takip etmişti. İki taraf da bu kanlı çarpışmalardan netice alamadılar. 19 Mayısta da Türk taarruzu oldu ise de, Anzak kuvvetleri şiddetli müdafaada bulundular. Bu taarruz da Türkler 10.000 den fazla zayiat vermişlerdir. Daha sonra düşmanlar kuvvetlerini bir kısmını Arıburnu cephesine çıkararak yarımadanın kilit noktası olan Kocaçimen tepesine taarruz etti. Diğer bir kısmını Türkleri arkadan çevirmek maksadıyla Suvla limanı sahillerine çıkardı. İngiliz taarruzu 6-7 Ağustos gecesi başladı. Aynı gece 9. İngiliz kolordusunun Anafartalar kıyısına çıkartma yapmaya başladığı haberi geldi. Düşmanın 4 gün süren taarruzu Miralay Mustafa Kemal Bey tarafından durduruldu. Bundan sonra düşman kuvvetlerinin bütün hücumları neticesiz kaldı. Çanakkale savaşlarının son safhası hemen hemen si per savaşları şeklinde oldu. Düşman kuvvetleri 19 20 Aralık 1915 gecesi Anafartalar ve Arıburnu cephesinden, 8 9 Ocak 1916 gecesinde Seddülbahir den çekilip gittiler Geri çekilme sırasında toprağa mayınlar, bubi tuzakları gömülüyor, Conkbayırı nın alt ke simine kazılan bir tünele bir ton patlayıcı madde konuluyordu diyen Özharat, İngilizlerin geri çekildiklerini Türklerin fark etmemeleri için akla gelen her türlü oyunu oynuyorlardı. Siperlere yerleştirilen ve kendi kendine ateş eden tüfekler bu buluşlardan biriydi diyerek, Conkbayırı nın saatte 7 kez el değiştirdiğini söyledi.

Tarihsel ve Psikolojik Açıdan Çanakkale Zaferi düştüğümüz anlarda geriye güçlü donanmasının 18 kale cephesindeki insan kaybımızın diğer cep dönüp baktığımız zaman Mart 1915 te Çanakkale de ders alacağımız, destek olduğunu belirtti. helerdeki kayıplarımıza Gaziantep Üniver sitesi Atatürkçü Düşünce Kulübü öğrencileri tarafından 18 Mart Çanakkale Zaferi etkinlikleri çerçevesinde, Üniversitemiz Ömer Asım Aksoy Konferans Salonunda, Tarihsel ve Psikolojik Açıdan Çanakkale Zaferi adlı bir panel düzenlendi. Panele, Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Araş. Gör. Dr. Hani fi Kokaçya ve Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Bölümü Okutman Mehmet Biçici konuşmacı olarak katıldı. Uzun süren bir savaş dönemini tek bir güne indirmenin mümkün olmadığını vurgulayan Okutman Mehmet Biçici tarihin, dünden bugüne bugünden yarına uzanan sürdürülebilir bir çizgi olduğunu belirtti. Geçmişini bilmeyen ve kendisine güvenmeyenlerin, geleceklerini sağlıklı kuramayacağını ifade eden Biçici, ümitsizliğe alacağımız örneklerden birinin Çanakkale Savaşı olduğunu kaydetti. Ç a n a k k a l e Savaşı nın bir dizi yenilgi ve başarısızlıktan sonra kazanılan büyük bir zafer olduğunu belirten Biçici, Bizler savaşta dahi düşmana dürüst davranarak, düşmanımızın hayranlığını kazanmış bir geleneğin temsilcileriyiz. Osmanlı Devleti son kalesi İstanbul un ele geçmemesi için adeta canını dişine takarak var olma mücadelesi yapmıştır. Çanakkale bizim her yönüyle iyi anlamamız gereken bir muharebeler dizisidir. Bu savaşlarda Türkiye Cumhuriyeti Devleti nin önsözü yazılmış ve sonsöz Lozan da söylenerek, Türk ün bağımsızlığı dünyaya kabul ettirilmiştir şeklinde konuştu. Savaş dönemle rinde ülkede sanayinin olmadığını, insanlar fakir ve okutulamamış ve askerin moralinin zayıf olduğunu söyleyen ve savaşı psikolojik açılardan değerlendiren Arş. Gör. Dr. Hanifi Kokaçya, dünya tarihinin gelmiş geçmiş en Çanakkale nin bir savunma olduğunu vurgulayan Kokaçya, Çanakkale de savaşan iki tarafın da savaştan önce, savaş anında, savaş sonrasındaki psikolojileri aynı değildir dedi. Çanakkale de ölmesini bilenlerin, Türk milletinin tarihten silinmeden yaşayacağını kanıtladığını belirten Kokaçya, Çanak- oranla çok daha fazla olduğunu vurgulayan Kokaçya, Türk askerinin iç dünyasını, manevi gücünün dışında tam olarak bilemiyoruz. Çünkü içinde olduğu kötü durumu dışa yansıtmaz. Şikâyet ederse kaybedecek, kaybederse topraklarının işgalinden sonra daha fazla acı çekecekti ve bağımsızlığı yok olacaktı Çanakkale Zaferi milletimizi bir arada tutan en önemli temel taşlarından birisidir Kargamış Kaymakamlığı tarafından Kargamış Lisesinde düzenlenen Şehitler Günü etkinliğine Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Y. Doç. Dr. Yunus Emre Tansü konuşmacı olarak katıldı. Tansü, konuşmasında Çanakkale Zaferi bizim milletimizi bir arada tutan en önemli temel taşlarından birisidir. Çanakkale zaferi, tüm gençliğimize öğretilmeli ve Çanakkale Zaferi asla unutulmamalıdır. Bu vesile ile Çanakkale Zaferi nin en büyük mimarı olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ü sevgi, saygı ve rahmetle yad ediyorum. Eğer Atatürk ve silah arkadaşları Çanakkale de bir destan yazmasaydı, bugün bu hayat standardımıza sahip olmazdık. Her şey için atalarımıza şükran borçluyuz. dedi. Kargamış Lisesi tarafından hazırlanan programda ayrıca Çanakkale Zaferi için düzenlenen kompozisyon, resim ve şiir yarışmalarında dereceye girenlere ödülleri verildi. Günün anlam ve önemi ile ilgili şiirler okundu, konuşmalar yapıldı. Törenin sonunda Karkamış Kaymakamı Serhat Sinanoğlu, törende emeği geçenlere ve özellikle Y. Doç. Dr.Yunus Emre Tansü ye katılımlarından ve konuşmalarından dolayı teşekkür etti.

Gaziantep Şizofreni Derneği Kuruldu Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Osman Vırıt, Serpil Acıoğlu nun başkanlığında Gaziantep Şizofreni Derneği nin kurulduğunun müjdesini vererek, toplumun her kesiminden maddi ve manevi destek beklediklerini söyledi. Gaziantep Şizofreni Derneğinin, hasta yakını Fatma Acıoğlu ve Serpil Acıoğlu nun yoğun ve özverili çalışmalarının yanı sıra Üniversite Hastanemizin katkılarıyla kurulduğunu belirten Vırıt, derneğin gelişmesi için desteğe ihtiyaçları olduğunu söyledi. Vırıt, Şizofreni hastalarına toplumun sahip çıkması gerekmektedir. Derneğin amacı hasta ve hasta yakınlarının ve diğer ilgilenmek isteyen gönüllü insanların bir araya gelmeleri, dertlerini, sorunlarını paylaşmaları, hastaların sosyal ve yasal haklarını talep ve takip etmeleri ve şizofreni hakkında toplumu doğru bilgilendirerek damgalanma ile mücadele etmek, çeşitli etkinliklerle hastaların toplumda yer almalarını, kaynaşmalarını sağlamak ve böylece bu insanların acılarını azaltmaktır Şizofreni yaşam boyu yaygınlığı yüzde 1 ve nokta sıklığı yüzde 0,5 civarında görülen kronik bir hastalıktır diyen Vırıt, Kadın ve erkekte eşit olarak ve dünyanın bütün coğrafya ve toplumlarında benzer sıklıkta görülür. Hastalığın başlama yaşı genellikle 15 35 yaş arasıdır. Şizofreniye yakalanan kişide çeşitli algı, düşünce ve davranış bozuklukları ortaya çıkabilir. Kişinin hayatı önemli derecede hastalıktan etkilenir. Kişi eski kişisel ve sosyal becerilerini kaybedebilir, toplumdan soyutlanabilir, insanlarla iletişim kurmakta önemli zorluklar yaşayabilir ifadesinde bulundu. Şizofreni hastaları için önemli diğer bir sorunun da damgalanma olduğunu vurgulayan Vırıt, Böyle hastalara genellikle insanlar yaklaşmamakta, hastaların kendilerine saldıracağı veya zarar verebileceğini düşünmektedirler. Çalışabilecek derecede iyi durumda olan hastalara bu tutum nedeniyle iş verilmemektedir. Böylece bu hastalar toplumdan iyice soyutlanmakta ve yalnızlaşmaktadırlar Ailede bir kişide şizofreni ortaya çıkmasıyla birlikte aile için de travmatik bir etki oluşturduğunu belirten Vırıt, Aile ilk önce hastalığı kabullenmekte zorluklar yaşamaktadır. Zamanla hastalıkla baş etmeye çalışılmakta ve bununla ilgili çeşitli güçlükler ve zorlanmalar yaşanmaktadır. Hastanın ailesinde veya yakınlarında tükenmişlik duygusu oluşabilmekte ve adeta hastadan vazgeçmektedirler. Bu durum hastaların tedavilerini etkilemektedir. Çünkü şizofreni tedavisinde aile desteği çok önemlidir. Hastanın tedavisinin takibi ile çoğunlukla aileden birisinin ilgilenmesi gerekir dedi. İstatistiksel varsayım olarak Gaziantep te yaklaşık 5 bin şizofreni hastası olduğunu söyleyebiliriz diyen Vırıt, Ülkemizde olduğu gibi maalesef kentimizde de şizofreni hastalarının tedavi ve takipleri ile ilgili birçok sorun ve eksiklik vardır. Genel olarak psikiyatri yatağı sayısı ihtiyacın çok altındadır. Şu anda Gaziantep te Tıp Fakültesi ve Av. Cengiz Gökçek Devlet Hastanesinde toplam 30 kadar psikiyatri yatağı bulunmaktadır. Bu rakam ihtiyacın çok gerisindedir. Şizofreni hastaları hastane yatışı için çoğunlukla başka bir şehre özellikle de büyük Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanelerinin olduğu şehirlere gitmek zorunda kalmaktadırlar. Bu durum da önemli zorluklar içermektedir. Bundan dolayı hastaların takipleri düzenli yapılamamakta ve tedavileri eksik kalmaktadır. Diğer Her şeyimizi bu vatan için hayatını feda edenlere borçluyuz önemli bir sorun da bu hastalar için gerekli rehabilitasyon hizmetinin verilmemesidir. Sosyal ve kişisel rehabilitasyon aslında şizofreninin tedavisinin önemli bir parçasıdır. Birçok Avrupa ülkesinde şizofreni rehabilitasyonuna önemli kaynaklar ayrılmakta ve uygulanmaktadır. Şizofreni tedavisinde sadece ilaç tedavileri her zaman yeterli olmamaktadır Fen Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Y.Doç. Dr.Yunus Emre Tansü, Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Gaziantep Bölge Müdürlüğü tarafından Öğrenci Yurdu Çok Amaçlı Salonu nda düzenlenen Çanakkale Zaferi ve Günümüze Etkileri konulu konferansta konuştu. Gaziantep Bölge Müdürü Alaaddin Akyüz ile yurt yetkilileri ve çok sayıda öğrencinin katıldığı konferansta Y.Doç.Dr.Yunus Emre Tansü; Herşeyimizi bu vatan için hayatını feda edenlere borçluyuz. Çanakkale zaferinin 94.yıldönümünde, Şehitler Günü nde şehitlerimiz ve gazilerimizi sevgi ve rahmetle yad ediyoruz. Şehit ve gazilerimizi sadece senede bir gün değil sık sık hatırlamalıyız. Onların hayatlarını bugün rahat yaşamamız için feda ettiklerini gençlerimize öğretmeliyiz. Maruz kaldığımız kültürel dejenerasyon sürecinde ülkemizde milli ve manevi değerler de zayıflıyor. Çanakkale ruhunu canlı tutmalıyız. Çanakkale zaferi Mustafa Kemalsiz olmaz. Çanakkale zaferinin kazanılmasında Atatürk ün büyük emeği ve çabası vardır. Bu emek ve çaba göz ardı edilemez. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ü ve arkadaşlarını sevgi ve rahmetle yad ediyorum. Aziz Atatürk! Eserin emin ellerdedir. Cumhuriyet ve inkılapların en kıymetli hazinemizdir. Kim ne kadar uğraşırsa uğraşsın bu hazineye halel gelmez. Çanakkale ruhu, Atatürk ve Türk Ordusu, bu üç değer Cumhuriyetimizin temelidir. Bu değerleri ebediyyen muhafaza edeceğiz. dedi. Konuşmanın ardından Gaziantep Bölge Müdürü Alaaddin Akyüz tarafından Y.Doç.Dr.Yunus Emre Tansü ye teşekkür edilerek bir buket çiçek takdim edildi.

Öğrenci Kulüplerimiz Faaliyetlerini Sürdürüyor hem kulübü hem de üniversiteyi tanıtmada önemli rol oynamakta Dağcılık Kolu olarak her hafta sonu pazar günleri kulüp 300 ün üzerindeki faaliyette hiçbir kazanın yaşanmaması bunun açık bir örneğidir. Kulüp bünye sinde verilen teorik eğitimlerin akabinde bu eğitimleri pratikte odasında Türkiye Dağcılık de uygulanması için sırası ile Yaz Federasyonu ndan eğitim almış Temel, Kış Temel, Yaz Gelişim, öğrenciler tarafından eğitim İleri Kaya ve Arama Kurtarma verildiğini belirten Gemalmaz, eğitimleri verilmektedir ifade aldıkları bu teorik eğitimleri sinde bulundu. Kalite müşteri Gaziantep in Araban ilçesinde ve Türkiye nin hemen hemen tüm dağlarında pratiğe dönüştürmeye çalıştıklarını söyledi. Bugüne kadar pek çok yerde kamp kurduklarını ve zirve tırmanışları yaptıklarını Doğa ve Macera Sporları Kulübü Dağcılık Kolu, Gaziantep in Araban vurgulayan Gemalmaz, Büyük Ağrı Dağı, Erciyes Dağı, Büyük tatminidir ilçesi Köklüce Kanyonu nda, Demirkazık, Medetsiz Dağı, 13 15 Mart 2009 tarihleri Hasan Dağı gibi pek çok yere zirve Gıda Mühendisliği tarafından arasında Yaz Gelişim Eğitim tırmanışları yaptık. Ayrıca daha Makine Mühendisliği Bölümü Kampı düzenledi. önce Kaçkar Dağı na yaptığımız Toplantı Salonu nda, EFQM Kulüpte aldıkları teorik bir haftada 10 zirve başarılı bir Mükemmellik Modeli adlı seminer düzenlendi. eğitimleri pratiğe dönüştürmek şekilde sonuçlanmıştı şeklinde amacıyla 26 kişilik bir grupla konuştu. Seminere konuşmacı olarak katılan Beşler Makarna İşletme Müdürü Nuri Yaz Gelişim Eğitim Kampı nı Kulübe üniversite dışından düzenlediklerini belirten Doğa da üye kabul edildiğini söyle Kaya, EFQM Mükemmellik ve Macera Sporları Kulübü yen Gemalmaz, Dağcılık sporu son derece tehlikeli bir spor tarafından geliştirilen, içeriğinde Modeli nin Avrupa Kalite Vakfı Dağcılık Kolu Öğrenci Lideri Selami Ersin Gemalmaz, 1993 olarak görülmektedir. Ülkemizde toplam kalite yönetiminin bütün yılında dağcılığın 50 yıllık geçmişine ilkelerini barındıran bir yönetim Dağcılık Topluluğu adı altında bakıldığı zaman kazaların oldukça az olduğu görülecektir. Ülke Modelin, öğrencilerin modeli olduğunu söyledi. faaliyetlerine başlayan Gaziantep Üniversitesi Doğa ve Macera mizde 50 bin kişinin bu sporu aktif Sporları Kulübü, 2005 2006 olarak yaptığı düşünüldüğünde eğitim - öğretim yılından beri Dağcılık Kolu adı altında faaliyetlerine devam ediyor. Kendi dağcılık sporunun sanıldığı kadar tehlikeli olmadığı görülmektedir. Dağcılıkta kullanılan malzemelerin düzenlediği faaliyetlerle sınırlı tamamen güvenliğini kalmayan kulübümüz diğer sağlamak adına kullanıldığını üniversitelerin düzenledikleri unutmamak gerekir. Kulübümüz tırmanış faaliyetlerine de katılarak adı altında gerçekleştirilen ileride meslek hayatlarında bulundukları işletmeyi farklı boyutlara taşıyacak bir araç olduğunu söyleyen Kaya, bu sistemi Gaziantep te kullanan ilk firmanın Beşler Makarna olduğunu belirterek, bu sistemin yaygınlaştırılması ve tanıtılması için seminerler düzenlediklerini kaydetti. Kalite müşteri tatminidir diyen Kaya, kalitenin ürün ve hizmetin ne kadar iyi olduğu konusundaki son kararın getirdiği mutluluk olduğunu vurguladı. Kaya, Verimlilik, işlerini yapabilmek için gerekli eğitimden geçen, ihtiyaç duyduğu araç - gereç ve talimatlarla desteklenen personelle elde edilir. Kalite, amaca, kullanıma ve koşullara uygunluktur. İnsanlar, daha iyiyi bulmak için sürekli ve düzenli bir şekilde çalışmak zorundadır Planlı yönetilen katılımcı bir yaklaşımla kalite, hizmet ve yenilik yaratmada sürekli gelişmeyi öneren, müşteri odaklı, stratejik ve sistematik bir yönetim anlayışının kuruluşlara hakim kılınması gerekir diyen Kaya, kuruluşların sürdürülebilir mükemmelliğe ulaşmalarını sağlayacak bir yönetim anlayışının toplam kalite ile mümkün olacağını belirtti. Kuruluşun tüm faaliyetlerinde bütünsel mükemmelliği sağlayarak ve sürekli gelişmeyi hedefleyerek, toplam kalitenin hedeflendiğini vurgulayan Kaya, Takım çalışmasını esas alarak, tüm süreçlerin sürekli iyileştirilmesi ile bütünsel mükemmelliği sağlayarak daha iyiye ulaşmayı amaçlıyoruz

Nevruzun temel felsefesi baharı karşılamadaki ortak mutluluktur çiçeğin adı Nevruz Çiçeği iken, şimdi ise ismi Kardelen Çiçeği dir ve bu çiçek hayatın, yeni günün başlangıcı olarak kabul edilir Nevruz un en ilkel çağlardan bu yana büyük bir neşeyle ve törenlerle kutlanan bir gün olduğunu belirten Tansü, Nevruz un her toplum için özel bir yeri olduğunu kaydetti. Tansü, Binlerce yıldır her fırsatta bu bayramı kutluyoruz. Çin den Adriyatik e kadar bütün milletlerin kutladığı ortak bir bayramdır. Nevruz Ömer kimsenin özel malı değildir. Çünkü Asım Aksoy Konferans Salonu nda, Fen bahar her milletin ortak yaşadığı bir Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. zamandır ifadesinde bulundu. Doç. Dr. Yunus Emre Tansü tarafından, Türkçe karşılığı Yengi Nevruz konulu konferans verildi. Gün olan nevruzun birleştirici, Nevruz un yeni gün bayramı bütünleştirici bir kuvvete sahip olduğunu söyleyen Tansü, Türklerin olduğunu ve farklı toplumları bir araya getirdiğini söyleyen Tansü, Han- 5 bin yıla yakın bir süredir bayramı gi dinden, mezhepten, hangi ırktan kutladığını ve Türkler için çok önemli bir olursa olsun baharın gelişini herkes gün olduğunu belirtti. 21 Mart tarihinin kutlamaktadır. Birlik ve beraberlik sağlayarak, insanları kaynaştırır. geceyle gündüzün eşit ve yazın başladığı bir gün olarak kabul edildiğini vurgulayan Tansü, bu nedenle bu bayramın Ortak geçmişimizin ortak bayramı olan Nevruzu, Türkler yaklaşık 5 büyük bir coşku içerisinde kutlandığını bin yıldır kutluyor ve 5 bin yıl daha kaydetti. kutlayacaktır. Nevruz; bizi İran, Suriye, Azerbaycan, Doğu Türkistan, Tansü, Toplumlar baharın ilk gününü büyük bir sevinçle karşılar. Çin, Türkmenistan ile bağlayan ortak geçmişimizin bir sonucudur İnsanlar önemli saydıkları günleri 21 Mart tarihine denk getirmeye çalışmıştır. Çünkü insanlar Nevruz da eğlenceler Nevruz un ana felsefesi düzenleyerek baharın gelişini coşkulu baharı karşılamadaki ortak mutluluktur diyen Tansü, Bu bin- bir şekilde kutlamak isterler. Kimi Müslüman toplumlarda Hz. Ali nin doğduğu lerce yıllık birlikteliğin ürünüdür. gün olarak bugün kabul edilmiştir Bir topluma dinini, konuşmasını v.s her şeyi öğretebilirsiniz. Ama Nevruz un sadece bir topluluğun bir gününe ait olmasından çok, birçok topluluğun önemli günü olarak nitelediğini ifade eden Tansü, Bundan binlerce yıl önce baharın habercisi olan, karlar altında bir çiçek karı delip yeryüzüne çıkmıştı. O zamanda bu onun halısındaki ya da kıyafetindeki desene hükmedemezsiniz. Çünkü o hangi kültürden gelmişse onu yaşatmak ister. İşte nevruz da bizim kültürümüzde var olan ve var olmaya devam edecek bir mutluluktur diye konuştu. Üniversitemizde AIESEC Tanışma Toplantısı Düzenlendi İktisadi ve İdari Bilim ler Konferans Salonunda, AIESEC tarafından Yeni Üye Çekim Süreci adlı bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Programa konuşmacı olarak katılan GAP Danışmanlık Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı ve Kurucusu Mehpare Şayan Kileci, her üniversite öğrencisinin AIESEC ten faydalanması gerektiğini söyledi. Üniversitede okuduğu yıllarda AIESEC e katıldığını ve bunun çok faydasını gördüğünü belirten Kileci, AIESEC üniversite öğrencileri tarafından yürütülen dünyanın en büyük öğrenci or ganizasyonu. AIESEC gençlere kendi potansiyellerini keşfedip geliştirebilecekleri fırsatlar sunuy or. Sizler yurt dışında çalışma ve yaşama tecrübesi elde ederek ileri iş yaşamınızda bu tecrübelerden yarar lanma imkânı bulacaksınız Tüm dünyada farklı sektörlerden binlerce ortağın AIESEC i, gençliğin gelişimini desteklemenin bir yolu ve dünyanın her yerin den yüksek potansiyele sahip, yetenekli gen çlere ulaşma fırsatı olarak değerlendirdiğini if ade eden Kileci, öğrencilerin kendi potansiyel lerini keşfetmesini sağlayacak faaliyetlerde yer alabileceğini kaydetti. AIESEC hakkında her türlü desteğe açık olduğunu vurgulayan Kileci, Bu sizler için eşsiz bir fırsattır. Takım çalışması tecrübesini kazanarak, kişisel çevrenizi ulusal ve uluslararası alanda genişletebilirsiniz. Bilişim teknolojileri, girişimcilik, kurumsal sosyal sorumluluk, eğitim gibi çeşitli konularda fırsat bulacağınız proje takımlarında; ilgilendiğiniz konular hakkında yürütülebilecek projeler için iş planı yaratabilir, öğrenme aktivitelerinde katılımcı ya da eğitmen olarak yer alabilirsiniz