Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Benzer belgeler
Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, uçurumdan atlayanlar n...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, uçurumdan atlayanlar n...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Betül Tarıman. Öykü GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ. 2. basım. Resimleyen: Uğur Altun

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, afla ı tırmananların, dili, sesi

Zengin Adam, Fakir Adam

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM ANAOKULU DENİZ İNCİLERİ SINIFI

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Şiir BEZ BEBEKLE KUKLASI. 2. basım. Resimleyen: Burcu Yılmaz

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, yola ç kmaktan çekinmeyenlerin,

KIRMIZI KANATLI KARTAL

2016 Tudem Edebiyat Ödülleri Öykü Yarýþmasý Mansiyon Ödülü

Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Bilim Etkinlikleri

BİREYSEL EĞİTİM PROGRAMI GÖRÜŞME FORMU

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

KRAL JAMES İNCİLİ 1611 APOCRYPHA DUA AZARYA & üç Yahudi şarkı. Azarya ve şarkının üç Yahudi duası

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Cihan Demirci. Şiir ŞİİR KÜÇÜĞÜN. 2. basım. Resimleyen: Cihan Demirci

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Nuh ve Büyük Tufan

tellidetay.wordpress.com

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Nuh ve Büyük Tufan

BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe

Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman

bölüm 2 Benim ilk İzmir im (tai liti izmir)

FRANCESCA SIMON FELAKET HENRY İLE SPOR

Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap

WLL100. Ninnici Hav Hav KULLANIM KILAVUZU

Bay Çiklet in Bahçesi

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

AYLA ÇINAROĞLU. Mavi Boya

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İlk Kilisenin Doğuşu

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Eğitim Öğretim Yılı OKUL ÖNCESİ ŞEKERLİK EĞİTİM SETİ YARIM GÜNLÜK PLAN ÇİZELGESİ

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

SINIRSIZ ZİYARETLER. Nermin Er in ev atölyesi

OHIO DOĞAÇLAMASI (OHIO IMPROMPTU)

Bahar Ateşi Evet! Hayır! Belki? Ne? Merhaba.

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

ŞEBNEM İŞİGÜZEL Eski Dostum Kertenkele

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Yeşu Yetkiyi Alıyor

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERİSTESİ VAKFI ADIGÜZEL OKULLARI ÇEKMEKÖY ANAOKULU TAVŞANLAR SINIFI MAYIS AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

Yeşaya Geleceği Görüyor

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın?

İşitme Engelli Öğrenciler için Tek Kart Resimler ile Kelime Çalışması. Hazırlayan Engin GÜNEY Özel Eğitim Öğretmeni

İNSANIN YARATILIŞ'TAKİ DURUMU

SİBELANNE ANAOKULU MAYIS AYI BÜLTENİ ÇALIŞKAN ARILAR SINIFI

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, uçurumdan atlayanların...

Jamie Thomson Çeviri Leman Çelik

AYLA ÇINAROĞLU. Şiir Gemisi

Elişa, Mucizeler Adamı

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut GÜNAYDIN! GÜNAYDIN! Resimleyen: Burcu Yılmaz

helikopter degil Şebnem Güler Karacan Resimleyen: Ahmet Demirtaş Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 266 Ali Kopter-5 TATİLDE HAYAT NE GÜZEL

Cevdet KARAL BELKİ BEN ÇAĞIRDIM

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan

Transkript:

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, yola çıkmaktan çekinmeyenlerin, uçurumdan atlayanların... dili, sesi Yeraltı Edebiyatı...

INGVAR AMBJÖRNSEN: Ingvar Ambjörnsen (D. 1956) Norveç in güneyinde Larvik adl küçük bir kentte do du. 15 yafl nda kitaplara tutulup yazar olmaya karar verdi, okulla iliflkisini kesti. Okuldan ayr ld ktan sonra 10 y l boyunca kendi deyimiyle uyku tulumunun içinde yaflad, çeflitli kentler, ülkeler dolaflt ve her çeflit iflte çal flt. Bu 10 y l boyunca yazd fliirler yerleflik yay nevleri taraf ndan bas lmad ; fliir ve yaz lar ancak 1970 li y llar n bafl nda Norveç te geliflen anti-kültür hareketi içinde yank buldu ve bu kültürü temsil eden Gateavisa/Sokak-gazetesi türü dergilerde yay mland. Gençli inde upuzun saçlar ile Hair müzikalinden ç kma bir figüre benzetilen Ambjörnsen, Esrar serbest b rak ls n türünden demeçler vermekten çekinmedi. Özel hayat n medyaya asla yans tmayan, Beyaz Zenciler in gördü ü ola anüstü ilgi yüzünden hipi ile punk aras bir kufla temsil etti i söylenen, uyuflturucu maddeler yazar olarak an lan bir yazar. Bu konuda kendisi flöyle diyor: Beni Beyaz Zenciler ve Son Tilki Av n yazmaya iten 70 li y llarda yay mlanan kitaplar oldu. Bu kitaplar blöf doluydu. Uyuflturucu cehennemlerini anlatan uyduruk an defterleri, filan. Her fleyin bombok çevreler olarak anlat ld bu kitaplar beni çok öfkelendiriyordu. nsan her yerde insand r. nsan bilmedi i fleyleri yazmaya çal flmamal. Ben bunlar hem bildi im, hem de tak nt m oldu u için yazd m. lk kitab 1981 de 25 yafl nda yay mlanan ve h zl bir tempo ile her y l en az bir kitab bas lan Ingvar Ambjörnsen günümüzde yerleflik bir toplumd fl olarak ve uyumsuz, eflcinsel, depresif, yaln z yaflayan kahramanlar anlatmas yla tan n yor. Çevirmen olan Alman efli ile 1986 y l ndan beri Hamburg da yaflayan yazar Norveç e kitaplar n tan tmak, kitab ndan yap lan filmi görmek ya da ödül almak gibi nedenlerle gidiyor. Birçok ödülün sahibi olan Ambjörnsen 1991 y l nda polisiye kitap yazarlar na verilen Riverton Alt n Tabanca Ödülü nü, 1992 de Gençlik Kitap Ödülü nü, 1995 te Norveç Edebiyat Ödülü nü, 1996 da Kitapç lar Ödülü nü, 2002 de Oslo Kenti Kültür Ödülü nü ald. Ambjörnsen, birçok kitab nda uyuflturucu kullananlar anlat yor olsa da kahramanlar Pelle ve Proffen in serüvenlerini hikâye etti i etik kayg lar gözeten 10 kitapl k bir gençlik dizisi de kaleme ald. Tuhaf ama sevimsiz de olmayan Elling karakterinin ifllendi i dört kitapl k dizi büyük ilgi gördü. Bu kitaplardan yap lan Elling adl film en iyi yabanc film dal nda Oscar a aday gösterilen befl filmden biri oldu. BAfiLICA YAPITLARI: 23-Salen, 1981; Den siste revejakta, 1981; Sarons ham, 1982 ( nsan Postuna Bürünmüfl Köpek, Çev. Banu Gürsaler Syvertsen, Ayr nt Yay nlar, 1994); Galgenfrist, 1984; Stalins øyne, 1985; Hvite niggere, 1986 (Beyaz Zenciler, Çev. Banu Gürsaler Syvertsen, Ayr nt Yay nlar, 1991); Heksenes kors, 1987; Jesus står i porten, 1988; Bellona, 1989; San sebastian blues, 1989; Den mekaniske kvinnen, 1990; Det gyldne vakuum, 1992; Sorte mor, 1994; Natt til mørk morgen, 1997; Husk hjelm!, 1998; Samson og Roberto, 1998; Krakilske kamerater, 1999; Pater Pietros hemmlighet, 2000; Dronningen sover, 2000; Tre døgn etter dommedag, 2000; Dukken i taket, 2001 (Tavandaki Kukla, Çev. Banu Gürsaler Syvertsen, Ayr nt Yay nlar, 2002); ELLING D Z S : Utsikt til Pardise/ Elling-1, 1993; Fugledansen / Elling-2, 1995; Brødrene i blodet/ Elling-3, 1996; Elsk meg i morgen/ Elling-4, 1999; GENÇL K D Z S : Kjempene faller/ Pelle ve Proffen-1, 1987; Døden på Oslo S / Pelle ve Proffen-2, 1988; Giftige løgner/ Pelle ve Proffen-3, 1989; Sannhet til salgs/ Pelle ve Proffen-4, 1990; De blå ulvene/ Pelle ve Proffen-5, 1991; Flammer i snø/ Pelle ve Proffen-6, 1992; Etter orkanen/pelle ve Proffen-7, 1993; Hevnen fra himmelen/ Pelle ve Proffen-8, 1994; Storbyens stemme/ Pelle ve Proffen-9, 1995; Mordet på Akerbrygge/ Pelle ve Proffen dizisi albümü, 1995.

Ayrıntı Yayınları Yeraltı Edebiyatı İnsan Postuna Bürünmüş Köpek Ingvar Ambjörnsen

Ayrıntı: 90 Yeraltı Edebiyatı Dizisi: 41 İnsan Postuna Bürünmüş Köpek Ingvar Ambjörnsen Kitabın Özgün Adı Sarons Ham Norveççe den Çeviren Banu Gürsaler Syvertsen Son Okuma Ceren Ataer Ingvar Ambjörnsen Kapak İllüstrasyonu Sevinç Altan J.W. Cappelens Forlag A.S./1982 basımından çevrilmiştir. Bu kitabın Türkçe yayım hakları yazar tarafından Ayrıntı Yayınları na iki adet nargile karşılığında verilmiştir. Kapak Tasarımı Deniz Çelikoğlu Kapak Düzeni Gökçe Alper Birinci Basım 1994 İkinci Basım 1995 Üçüncü Basım 1999 Dördüncü Basım 2014 Baskı Adedi 2000 ISBN 978-975-539-062-8 Sertifika No.: 10704 Dizgi Hediye Gümen Baskı Kayhan Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti Merkez Efendi Mah. Fazılpaşa Cad. No: 8/2 Topkapı/İst. Tel.: (0212) 612 31 85-576 00 66 Sertifika No.: 12156 AYRINTI YAYINLARI Basım Dağıtım Tic. San. ve Ltd. Şti Hobyar Mah. Cemal Nadir Sok. No: 3 Cağaloğlu - İstanbul Tel.: (0212) 512 15 00 Fax: (0212) 512 15 11 www.ayrintiyayinlari.com.tr & info@ayrintiyayinlari.com.tr

İnsan Postuna Bürünmüş Köpek Ingvar Ambjörnsen Ayrıntı Yayınları Yeraltı Edebiyatı

TIKANMA HIRSIZIN GÜNLÜĞÜ Jean Genet DENİZCİ Jean Genet FLAMENKO NUN İZİNDE Duende Jason Webster ODA HİZMETÇİSİNİN GÜN- LÜĞÜ Octave Mirbeau GÖRÜNMEZ CANAVARLAR ADSIZ DEVLER Pascal Bruckner ANNEM Georges Bataille ÇARPIŞMA J.G. Ballard MELEKLER Denis Johnson FAHİŞE Nelly Arcan KAÇAKLAR VE MÜLTECİLER CENNETTE BİR GÜN DAHA Eddie Little SEVDALI TUTSAK Jean Genet YALANIN ERDEMİ Joachim Zelter İSA NIN OĞLU Denis Johnson UYKU Annelies Verbeke GÜNCE ARA BÖLGE William S. Burroughs BEYAZ ZENCİLER Ingvar Ambjörnsen BALKON Jean Genet YERALTI EDEBİYATI DİZİSİ AMERİKA MEKTUPLARI Joachim Zelter NİNNİ İŞKENCE BAHÇESİ Octave Mirbeau BETTY BLUE Philippe Djian SIKIGÖZETİM Jean Genet PARAVANLAR Jean Genet ERSKİNE NİN KUTUSU Kym Lloyd BROOKLYN E SON ÇIKIŞ Hubert Selby Jr. CENAZE MERASİMİ Jean Genet TEKİNSİZ YOLDA Jack Kerouac LANETLİLERİN SAÇ STİLİ Joe Meno ZEN KAÇIKLARI Jack Kerouac YERALTISAKİNLERİ Jack Kerouac ÇARPIŞMA PARTİSİ BİR DÜŞ İÇİN AĞIT Hubert Selby Jr. SUÇLULUK KİTABI Kym Lloyd ÖLÜM PORNOSU BÜYÜK MAYMUNLAR Will Self LAZZARO, DIŞARI ÇIK Andrea G. Pinketts BİZ RÜYA GÖRÜRKEN Clemens Meyer ÇAMUR KRALININ KIZI Birgitta Trotzig HÜCRE Hubert Selby Jr. VAHŞİ OĞLANLAR William S. Burroughs ACI DÜŞLER BULVARI Cumhur Orancı KİRLİ, PASLI, BOZUK Alican Ökmen YOK EDİCİ William S. Burroughs UNUTULMUŞ ADANIN KARARSIZ SEÇMENİ Arthur Nersesian DEVRİMİN KIZLARI Carolyn Cookef TRAVESTİ Mircea Cartarescu KURGUDANDA GARİP KUZUNUN KUSURU Andrea Pinketts BEKLEME DÖNEMİ Hubert Selby Jr. NARKOPOLİS Jeet Thayil YALNIZ GEZGİN Jack Kerouac İLK KİTAP: SARI Serdar Şekerci UFACIK BİR PEYGAMBER James Bernard Frost GALLERİN RUHU EJDERHA (GRE) Niall Griffiths LANETLİ AFFEDİLEMEYENLER Philippe Djian

Birinci Bölüm

I K ristal Palas ta oturmuş kendimden geçene dek içiyorum. Başka da yapılacak bi şi yok zaten. Tüm köprüler yakılmış, ada yavaş yavaş sulara gömülüyor. Cehennemlik bir gidişat... İçiyor ve iblisi, iblisin ninesini, ölümü ve kokuşmayı bekliyorum. Aslında hepsi bi kapıya çıkar. Zaten odanın içi de ceset kokmaya başladı. Burada, yuvamı koruyan dört duvarın gerisinde bu iğrenç kokuyu almak ne garip, ne acı verici saadet! Evet hem acı hem de mutluluk veriyor. Çünkü farklı duygular arasında bir egemenlik savaşı var içimde. Müthiş bir şişe yığınağı yaptım. Savaşa yani tüm savaşların en kutsalına katılmaya hazırım artık. Kendimin yok edili- 9

şi ile karşılaşmak üzere hazırlanıyorum. Sarhoşluğun verdiği cesaretle meydan okuyorum: Ey ölüm, ihtiyar dost, nerede elemin? Şerbetine susamışım! Ayılıp da dünya yeniden gri ve karalara bürününce diyorum ki: Tanrım, İsa efendimiz, kurtar beni! Yıl 1980 ve hayatım bir enkaz halinde. Yağmur, güneş, rüzgâr, kasırga beni ufalasın da yeniden toprak olayım diye bekliyorum. Ancak korku beklentiyi yıpratıyor. Geçirdiğim son iki yılı hem dehşet hem de mutlulukla hatırlıyorum. Yalnız daha da geriye gidecek olursam, anılar yarı karanlık odalarda flaşın anlık patlamalarına dönüşüyor. Yüzler, vücutlar var bu odalarda, fakat yalnızca bazılarını tanıyor ve isimlendirebiliyorum. Her ne kadar kendi deneyimlerimi tanıyorsam da bu deneyimlerin kaynakları müphem. Her şeyi bir bütünlük içinde görebilmeyi arzuluyorum. Evet, işte durum şu: Ardımda bıraktığım her şey bir kaos, sanki rastgele kesilmiş film şeritleri zayıf bir ışık kaynağına tutulmuş; bu titrek arka planı karşı karşıya getirebileceğim şu anım ise yine kaos. Kristal Palas ta oturmuşum, gözlerim bağlı, yapboz bulmaca çözüyorum. İçiyor, içiyor, içiyorum. Gerçek hayatta mevsim güz sonu. Renkler yerlere dökülüyor. Kumara başladım. İlk kâğıtlarımı ocak ayında topladım. Yeni yıl iyi bir el vermişti bana. Zafer kazanmayı doğal karşılıyordum. Yenilgiyle ne işim olabilirdi ki! Yüksek oynuyordum ama topladığım pulları paraya dönüştürmek mümkün değildi. Tuzak da buradaydı işte. Yatırdığım, kazandığım şeyler bu gerçeklikte ödeme aracı olarak geçersizdi. Bir yabancı olmuştum. Sonunda hiç kimse dilimi anlamadı benim. 10

Ya geçmişini, kendi tarihini yitirmiş bir adam? Ne de olsa o da bir yabancıdır kendine karşı. Bütün bunlar beni içinde bulunduğum son duruma sürükledi: İrademle kendi kendimi bu iğrenç kokulu odaya kapattım. Korku ve bulantı... Bin tane oyun oynadım, birini kaybettim. Hepsini kaybettim. Şimdi oturmuş avuçlarımın içini seyrederken, aynadaki kendi görüntümle karşı karşıya geliyorum. Kim egemen olabilir kendi görüntüsüne? Kim taşıyabilir kendi ağırlığını? Damarları kireçlenmiş bir Zen Budist keşiş ölüm döşeğinde taşıyabilir belki bu ağırlığı. Bir deri bir kemik kalmış divane, ruhunu çoktan öteki dünyaya göndermiş, uzanıp yattığı yerden, solgun gülümsüyor bir sonraki boyuta... Ve bu dünyanın beyaz kurtlarının can damarını kemirmesini bekliyor. Ben böyle değilim. Hiç küçümsemedim ölümü... Ruhumu hayatta tutmak için elimden ne gelirse yaptım, beyaz kurtları ezdim ayağımın altında. Bu yüzden korkuyorum demek ki. Kendi ağırlığımdan korkuyorum. Daha önceleri ebediyete bütün kâğıtlara, oyunlara gizlenmiş hayatın ölümden sonra sonsuza dek devam edeceğine inanarak avunurdum. Tanrıların maça asına, yani ruhun kurtuluşuna inanırdım. Şimdi bu avuntu da öldü ve gömüldü. Sapasağlam kayalara kurulmuş olan eski inancımsa dimdik ayakta! * Tanrı ya, meleklerarası hiyerarşinin flaş royaline inandığım doğru. Ruhun kurtuluşuna da inanıyorum hâlâ... Ancak yine aynı sağlamlıkla ve dürüstlükle inanıyorum ki benim ruhum kurtuluştan tamamen tecrit edilmiştir. Hiç ihtimal vermediğim halde ruhum kurtulacak bile olsa, biliyorum ki bu bana utanç ve aşağılanmadan başka bir şey getirmeyecek. İlahi * İncil e bir gönderme: İsa, Simon Peter e, Sen, benim kilisemi üzerine kuracağım kayasın demiş. (ç.n.) 11

güçlerin şerlerinden ne kadar korkuyorsam, hayırlarından da o kadar nefret ederim ben. O yüzden inanmanın da bir yararı yok. Ölümün beni beklediğini hatta daha fazlasını biliyorum: Biliyorum ki ölüm hayli yakınımda. Bu sabah birdenbire kafama dank etti: Derhal uzaklaş buradan! Henüz gencecik bir adamım ben. Beni rahatsız eden, ölüm hali değil de canlıların arasından ayrılıyor olmam ne mantıksız değil mi? Kuşkusuz ebediyen cehennemde kalmak, şu anda yaşamakta olduklarıma oranla daha tercih edilebilir bir durum. Hayır, ölmek değil, ölümün hangi kisve altında bana görüneceğini bilememek, tüm vücudumdaki sinirleri kemiriyor. Acı çekmekten korkuyorum. Belki de bir tuhaflık yok bu durumda. Çünkü, insanlar her ne kadar ölümü tanımasalar da ölümün kullandığı araçları iyi bilirler. Bıçak, jilet, işkence aletleri, bunlar hep aşina şeyler... Zırdeli bir Avustralya yerlisinin size doğrulttuğu tüfek, düşen bir jet uçağı ya da ne bileyim tekleyen bir yürek? Gerçekten bilemiyorum. Kesinlikle bildiğim tek bir şey var, o da ölümün çok yakınımda olduğu. 12

II D ilerseniz, önce fakirhanemi tanıtayım sizlere. Kapısı üzerine kilitlenmiş buzhanemin, edebi bir tasvirini yapayım. Çünkü burada, Kristal Palas ın bu dört duvarı arasında tüketiyorum hayatımı. Dünyam biri ufak, diğeri daha büyükçe iki odadan ibaret. Küçük odaya dair anlatılacak pek bir şey yok. Orası yatak odası, uyku ise şu sıralar bana hiç de aşina olmayan bi kuş cinsi... Şöyle ara ara, mesela dört gecede bir, düşüp bayıldıkça kullanıyorum bu odayı. 1940 lardan kalma mavi bir duvar kâğıdıyla kaplı mini mini bir yer... Bu çıplak mekânı Mutlak Sevimsizlik ten kurtarabilecek hiçbir şey, ne bileyim tek bir resim bile yok. 13

Binanın gençlik yıllarında genişçe bir gömme dolapmış burası. Şimdilerde yatak odası olarak yeniden dünyaya gelmiş bulunuyor. Yerde, hem duvardan duvara halı hem de yatak yerine geçen yeşil bir şilte yayılı. Bu kış kıyamette odayı ısıtmak mümkün değil. Uçuk mavi duvarlar buz kalıpları gibi nemli ve soğuk. Yastık vazifesi gören ceketimin hemen üstünde caddeye bakan, tek bir pencere var. Doğramalarının kalitesi Allahlık... Bu pencereyi açmaya çalışmak bir yana, gözümün üzerine değmesinden bile sakınıyorum. Ağaç kurtları öylesine uzun zamandır kemirmişler ki ahşabı, birkaç kat yağlıboya kalmış geriye, sıyrılıp atılmış bir sürüngen derisi gibi... Nasıl olmuş da camı hâlâ düşmemiş, anlaşılır gibi değil, bu pencere sanki yerçekimine meydan okuyan bir hayalet... Büyük odada, arşınlanmaya müsait buz gibi marley alanlar bulunuyor. Duvarlar ise zeminle aynı renge yani kahverengine boyalı ufuklar... Tavanda sinek bokları ve bira köpüğü kalıntılarından oluşmuş samanyolları... Kilitli bir kapı ile iki pencere, dışarıdaki evrene açılmakta. Bu pencerelerin kalitesi de yatak odasınınkilere denk; yanlarına bile yaklaşmaktan korkuyorum. Ve tavanda: Güneş. (Bu konuya az sonra döneceğim). Ama en önemlisi: Pislik; müthiş bir mezbelelik burası! Delicesine pis, boka alışkın bir domuzun bile dayanamayacağı kadar pis. Yerlere saçılmış bira kutuları, izmaritler, kibrit çöpleri, süt kutuları, gazeteler... Ve pamukçuklar, kıllar, yumak yumak saç telleri... Ve çamur ve toprak... Ve hiç ama hiçbir şey yapmak gelmiyor elimden, gelmiyor işte! Ayrıca neden katlanayım onca zahmete, ardımdan temizlik firması Tufan ve cenaze arabası gelecek olduktan sonra! Oda kare şeklinde ve hemen hemen boş gibi. Eski bir döşekten uydurulmuş bir divan, şarap kasasından masa ve çöp kamyonundan aşırılmış bir büro sandalyesi mobilya yerine geçen diğer eşyalar. Kapının yanındaki köşede, yerde bir elektrik ocağı duruyor. Bi de çaydanlık. 14

Zeminin üçte biri şişelerle kaplanmış durumda. Bira şişeleri, şarap şişeleri, sert alkollü içkilerin şişeleri. Şişeler iki küme halinde birikmişler. Birinci küme yatak odasının duvarı tarafına, ikinci küme ise divanın çevresine yığılmış. Yatak odası tarafına toplananlar geleceği temsil ediyor: İçleri dolu, ağızları kapalı. Son haftalardaki umarsız hayatımın mahzun tanıkları olarak dizilmiş boş şişeler ise şapkalarını çıkarmışlar. Çok mahzun bir oda, yani kader tabloma pek yaraşan bir çerçeve... Yalnızca doğanın beni çok zorladığı hallerde çıkıyorum bu odadan dışarı. Ve o zaman da merdiven boşluğundaki tuvalete doğru sınırötesi bir koşu tutturuyorum. Kaygı, sivri gagalı bir mahpus kuş gibi çırpınıyor göğüs kafesimde. Büyük odanın iki penceresi başka bir gerçekliğe açılan gözlerim benim. Bu pencereler kalabalık bir ana caddeye bakıyor. Ve tabi hep örtük tutuyorum onları. Yağ, is ve tozdan yapış yapış olmuşlar. Hemen hemen körüm denebilir yani. Cadde toz duman içinde; insan kafaları ve güvercin bokuna batmış otomobil kaportalarından oluşmuş bir yılan gibi kıvrım kıvrım uzanmakta üç kat altımızda. Hem görüntüsüne tahammül edemediğimden hem de pencerelere yaklaşmaktan korktuğumdan, pek ender bakıyorum aşağıya. Bazen elimde olmaksızın pencerelere dokunduğum takdirde olacaklara dair kâbuslar görüyorum, camlar müthiş bir hızla boşluğa savruluyor. Camdan giyotinler! Ayrıca içerinin soğuğu da dayanılmaz bir hal alırdı diye düşünüyorum. Günler ve geceler boyu bir duvardan diğerine volta atıyorum, dönüş turlarımın farkına bile varmadan... Ya da ellerim kucağımda, öylece oturuyorum divanın üzerinde. Zaman zaman, çevremdeki sefilliğe odaklanıyor bakışlarım. Sinirime dokunuyor gördüklerim, öfkeleniyorum. Oysa, ne bu oda ne duvarlar ne de çöpler yetmiyor içinde yaşadığım an a bağlamaya beni. Bilincim yerinde, düşünüyorum; resimler, hayali du- 15

rumlar canlanıyor gözlerimin önünde; gözlerimin derken daha çok, içimdeki gözü kastediyorum. Geçmişi didik didik araştırıyorum. Unutuluşu delip geçmeye çalışıyorum bu araştırmalarım sırasında. Yahut da (hiç beklemediğim ve hiç istemediğim halde kendimi güçlü hissettiğim zamanlarda) geleceğe şu an için sanki bir vahiymiş gibi tasavvur ettiğim o geleceğe meydan okuyorum. Dünyayı durdurdum, yerküreyi kendi ekseni etrafında dönmekten alıkoydum. Bu yalnızca bir illüzyon. Ama yanılsama, aldanma, acılarımızı dindirmeye yarar bazen. Her şeyden çok, bir kanıta ihtiyacım var benim. Geçmişteki varoluşuma ilişkin bir kanıt. Hem de öylesine bir kanıt ki hayatımın tüm ayrıntılarını fotoğrafik bir titizlikle hatırladığım son iki yılında başımdan geçenlerin gerçekliğini saptasın; bunların düş ve fantazmalar olmadığını anlatsın bana... Çarpıldım birden... İşte o an, yani tam da geriye atmışken başımı ve bir ah çekmek üzereyken yukarıdakine, geldi; çarptı beni tüm güzelliğiyle: Güneş! Bu dünyadaki yegâne ganimetim, biricik hazinem! Onu görür görmez yüreklendim. Çünkü onu hatırlıyor ve geçmişime ait bir şey olduğunu biliyorum. Güneş! Tavana asılmış, dışarıdaki trafiğin sarsıntısına uyarak hafif hafif salınmakta. Sırma telli, sırça bir hazine bu; kesme taşları gökkuşağının tüm renklerini yansıtan bir kristal avize... Domuz ahırına asılmış bu görkemli yapıt çevresi ile mükemmel bir uyumsuzluk halinde... Kirli camlardan içeri süzülebilen ölgün güneş ışınlarını bile duvarlara, zemine ve tavana harikulade pırıltılarla yansıtıyor. Sir Henry bu avizeyi benim için aşırdığında nasıl da mutlu olmuştum Tanrım! Burada bulunan ve güzel diye isimlendirilecek tek şey o; ayrıca konut soylu adını da ondan alıyor: Kristal Palas. Henry benden önce ölürse şayet, cömert bir kleptomanın sırat köprüsünden geçmesine bir yardımı dokunsun diye bu avizeyi Katolik kilisesine bağışlayacağım. 16