Bediüzzaman ın Eserlerini İştiyakla Okumaya Başlıyorum

Benzer belgeler
Onuncu Söz, Yedinci Hakikat hakkında bilgi verir misiniz?

Nefsini Bilen Rabbini Bilir

Ruhun Gayesi. Mehmedkirkinci.com

AYRILMAMAK ÜZERE İNKIYAD ETMEK.

Asr-ı Saadette İçtihat

(Seni sevdiğim için eğer benden bedel isterlerse, iki cihânın mülkünü versem bile bu bedeli ödemeye yetmez.)

KASTAMONU LÂHİKASI NDA SOSYOLOJİK ARKA PLAN

n. Kâmil İman Mehmedkirkinci.com

Hz. Peygamber'in Tefekkürü

Adıyaman merkez köylerinden Kışla köyüne bağlı Meşetli köyünde doğdum.sonra köyümüz baraj altında kalınca Adıyaman a göç ettik.

Ruhun Akılla Münasebeti

Cenab-ı Hakk neden insanları yarattı, imtihan olmadan cennete gönderseydi olmaz mıydı, insanın Yaratılış Gayesi Nedir?

( akşâm dersidir.) Hulusi Bey; ( Arabca metin okuyor)

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır.

a. Daire-i meşruada kalmayan gençliğin; dünyada, kabirde ve ahirette başlarına gelecek belalar ve elemler neler olabilir?


Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Ruhun Vicdanla Münasebeti

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

Bu sayfa şu linkten yazdırılmıştır: [

_MEYVENIN ÇEKİRDEĞİ AĞACIN ÇEKİRDEĞİN NE AYNDIR NE GAYRDIR..._

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

İbda've İnşa Ne Demektir?

İKİ TÜRLÜ MARİFET VAR

Onuncu Söz, Birinci Hakikat hakkında bilgi verir misiniz?

Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel minna inneke entessemiul alim.

Prof.Dr. Jeffrey H. Lang ın İlk Namazı

1988 yılında Hac ziyareti için Arabistan da bulunuyordum. Hac vazifemi yaptıktan sonra Medine-i Münevvere ye geçmiştim.

Üstat Hazretlerinin, çok hakikatleri aydınlatan güneş-ayna misalinden bu konuda da faydalanabiliriz.

Başta bu hadis-i kudsinin kaynağını vereceğiz. Ayrıca bu hadis-i kudsinin manası ve hakikatını vereceğiz. "Levlâke" hadîsinin kaynakları şudur:

Resulullah Efendimiz'in Diğer Peygamberlerden Üstünlüğü

BEDİÜZZAMAN IN TABİATÇILARA KARŞI MÜDAFAA STRATEJİSİ

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL

*GALIBIYET VE MAGLUBIYET

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Âlimler peygamberlerin varisleridir. Peygamberler, ne dinar ne dirhem miras bırakırlar, ama ilim miras bırakırlar.[1] Müceddıd: Yenileyici,

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır.

Bu fikre girmenin iki önemli sebebi vardır.

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

Risale-i Nurun kerametini gördüm.inayet altında olduğumuzu anladım.

Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa, akıbet o kılıçla kendi maktül düşer. Hz. Ali

başlıklı bir dersine dayanarak vermeye çalışacağız.

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma

"Şimdi senin hayatının sureti ve tarz-ı vazifesi şudur ki,.." İnsanın hayatının sureti ve tarzı vazifesi ne demektir, izah eder misiniz?

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

Zat, şuunat, sıfat, esma ve efal-i ilahiye hakkında biraz bilgi verir misiniz?

Günah Hastalığından Kurtulmanın İlâcı: Tevbe ve İstiğfar

Yirmi Altıncı Söz'de geçen, "Ezel; mazi, hâl ve istikbali birden tutar, yüksekten bakar bir âyine misâldir." cümlesini izah eder misiniz?

İlk paragrafdaki uzun cümlede insanın farklı ve birbirinden önemli yönlerine dikkat çekilir.

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

ALLAH`I (C.C.) BİZE TANITAN ÜÇ BÜYÜK TARİF EDİCİ

RÜ'YETULLAH'IN (ALLAH'I GÖRMEK) KEYFİYETİ

l9l0 yılında Van'da doğdu. Bediüzzaman'ın eski talebelerindendir. l935'de Eskişehir dâvasında gayr-i mevkuf muhakeme olundu.

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek

Kulun lisanı sadık olmadıkça, inancı sadık olmaz. Kalbi sadık olmadıkça, lisanı sadık olmaz. 45

Risale-i Nuru Samsat-ta Lise öğrencisi iken Teyzem oğlu vasıtasıyla tanıdım.

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15

"İşte, Rabbimizi bize târif eden Kur ân-ı Hakîm; şu kitab-ı kebîr-i kâinatın bir tercüme-i ezeliyesi..."

Küçüklerin Büyük Soruları-2

Göğe bakmıyorlar mı, nasıl yükseltilmiş? Bakmıyorlar mı o dağlara nasıl dikilmişler? Yeryüzüne bakmıyorlar mı, nasıl yayılmıştır! (Gaşiye, 88/18-20)

Fatiha Suresi ve Meali

Hz.Resulüllah (SAV) den Dualar

İNSANLARIN NİYETLERİ VE DAVRANIŞLARI SÖZ KONUSU OLDUĞUNDA DAİMA

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL

İLİ : GENEL TARİH : Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

Tefekkürün Ehemmiyeti

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır

BEDİÜZZAMAN AYNASINDA TEFEKKÜR YANSIMALARI

NUR & MANA. Uluhiyet-i Mutlaka. Uluhiyetin Mahiyeti. Uluhiyetin Hakikati. Uluhiyet. Uluhiyetin Sureti

- Kurslara, seminerler katılın, farklı mekanlar keşfedin. Kendiniz için bir şeyler yapın. Böylelikle eşinize anlatacağınız farklı şeyler olacaktır.

Hıristiyanlar âlim olunca, Hıristiyanlıkla alakaları kesilir, Müslümanlar cahil olunca İslamiyet le alakaları kesilir. der Charles Mısmer.

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

Şimdi de bâzı meşhur filozofların ruh hakkındaki mülâhazalarını arz edelim:

İslam Peygamber'i Barış ve Sulh Taraftarı İdi

Bu ay içinde orucu ve namazı o kişiye kolaylaştırılır. Bu ay içinde orucu ve namazı ALLAH tarafından kabul edilir.

Mukaddime. Mehmedkirkinci.com

Mustafa Kemal Atatürk ün Hayatı

Bediüzzaman Kimdir, Davası, Gayesi ve Mürşidler Âlemindeki Makamı Nedir?

Şerif Mardin in tespitiyle bu coğrafyada en etkili faktör : Din

Üstad Bediüzzaman Said Nursî nin gözüyle Hz. Muhammed (s.a.v) efendimiz

Bazı kimseler Nur Talebelerinin İslâm a hizmet hususunda yeterince aktif olmadıklarını söylüyorlar. Bu iddiaya karşı ne dersiniz?

2016 yayın kataloğu. - twitter.com/zaferyayinlari facebook.com/zaferyayinlari

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN

SELİM GÜNDÜZALP ALLAH AŞK

"Vesvese" ile "korku" aynı mıdır? Risalelerde vesveye önem vermemek, modern bilimde ise korkunun üzerine gitmekten bahsediliyor?..

20 Derste Eski Türkçe

BEDÎÜZZAMAN HAZRETLERİNİN İSİM VE ÜNVANLARI

Değerli büyüğümüz Merhum Fatma ÖZTÜRK ün ruhunun şad olması duygu ve dileklerimizle Lisans Yayıncılık

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

Hasan Akar. nurdersi.com

Meselenin bir yönü de, başka bir Kur an mu'cizesine işaret etmektedir. Şöyle ki:

Muhabbetullah ve Mehafetullah

Yirminci Mektub (İzahlı ve Resimli)

Bediüzzaman Said Nursi

Kadir Gecemiz Mübarek Olsun...

tellidetay.wordpress.com

Transkript:

Mehmedkirkinci.com Bediüzzaman ın Eserlerini İştiyakla Okumaya Başlıyorum Erzurum a döner dönmez bu eserleri hararetle okumaya başladım. Zamanım kifayetsizdi. Zira medresedeki talebelerimle sabahtan akşama kadar meşgul olmak mecburiyetindeydim. Geri kalan zamanımı da mümkün oldukça bu eserleri okumaya ayırıyordum. Muvaffakiyet, halis niyetin refikidir., kaidesine binânen, eserleri önce halis bir niyetle, sonra derin bir aşk ve iştiyakla okumaya koyuldum. Tekrar tekrar okuyor ve anlamaya, tefekkür ve tefeyyüz etmeye çalışıyordum. Dikkatimi ilk çeken husus şu oldu: Bu eserlerden herhangi birini bir defa okuyup bir kenara koyamıyor, bir daha, bir daha okuyordum. Bıkmak usanmak şöyle dursun, bilâkis arzu ve iştiyakım gittikçe artıyordu. Eserleri her okuyuşumda bana yeni yeni ufuklar açılıyor, tefekkürüm inkişaf ediyor, kalb ve ruhumda taze taze marifet çiçekleri sümbülleniyordu. Bu meziyyetin, yâni usandırmadan, sevdirerek kendisini okutma hususiyetinin nasıl bir sırra dayandığını düşünürken, perdeler bir derece aralandı ve gördüm ki: Halis bir niyetle ve hususî bir ilhamla kaleme alınan bu eserler, bahr-ı envâr olan Kur an dan tereşşuh ettiğinden usandırmamak hassasına mazhar olmuş. İçinde nice meziyetler yıldız-misâl serpilmiş olduğundan Nur Külliyatı nı okudukça Kur anî mânâlar ve Rabbani hakikatlar ve lâhutî feyizler benliğimi sarıyor, beni bir daha bırakmıyordu. Evet, bu eserlerden aldığım feyizler, bereketler tarif edilecek gibi değildi. Okuduğum herbir kitap bana öyle feyizler veriyordu ki, gönlüm açılan goncalar gibi tatlı ihtizazlara maraz kalıyordu. O güne kadar hiç duymadığım, okumadığım zengin ve lâtif tabirler,kur anî ifadeler, hayattar sözler kalbimi tenvir ediyor, aklıma ulvî hakikatlar gösteriyordu. Bu nurlar, bu billûrlaşmış hakikatlar, akıl âlemimde tezahür ettikçe ülfet perdelerini yırtıyor ve beni bir dönüm noktasına doğru getiriyordu. Tarifinden aciz kaldığım bir huzur ve zevk gittikçe bütün hissiyatımı kaplıyor ve page 1 / 5

marifet ziyaları idrakimin ufkundan vücud iklimime doğuyordu.bu öyle bir doğuştu ki, beni şahikalardan şahikalara atıyordu. Onuncu Söz ü yâni Haşir Risalesini okuduğumda İsrafil in borusuyla uyanan bütün beşerin mahşerdeki baş döndürücü kalabalığını hayalen görür gibi oldum. Sanki yeniden dirildim ve Aman Yâ Rabbi! İman ne büyük bir nimet. dedim. Namütenahi hamdettim... "Hiç mümkün müdür ki; gökte, yerde, karada, denizde; yaşkuru, küçükbüyük, âdi âli her şeyi kemâl-i intizam ve mîzan içinde muhafaza edip, bir türlü muhasebe içinde neticelerini eleyen bir Hafiziyet; insan gibi büyük bir fıtratta, hilâfet-i kübrâ gibi bir rütbede, emanet-i kübrâ gibi büyük vazifesi olan beşerin, Rububiyet-i âmmeye temas eden amelleri ve fiilleri muhafaza edilmesin? Muhasebe eleğinden geçirilmesin? Hayır asla!.. ifadelerini okuduğumda, öldükten sonra ebedî bir hayata kavuşacağıma dair imanım ve iz anım hakka l-yakîn derecesinde terakki etti ve ben mü min bir insan olduğuma sonsuz şükrettim. Tabiat Risalesi nde geçen: Eğer sen vücudundaki zerreleri, Kadîr-i Ezelî kanuniyle hareket eden küçük memurları veya bir ordusu veya kalem-i kaderin uçları, herbir zerre bir kalem ucu veya kalem-i kudretin noktaları, herbir zerre bir nokta olduğunu kabul etmezsen; o vakit senin gözünde çalışan herbir zerreye öyle bir göz lâzım ki, senin mecmuu cesedinin her tarafını görmekle beraber, münasebetdar olduğun bütün kâinatı dahi görecek bir gözü ve bütün senin mazi ve müstakbel ve nesil ve aslın ve anâsırın mehbâlarını ve rızkının madenlerini bilecek, tanıyacak yüz dâhi kadar bir akıl vermek lâzım geliyor. Senin gibi bu meselelerde zerre kadar aklı olmayanın bir zerresine bir Eflâtun kadar bir ilim ve şuur vermek, bin derece divanece bir hurâfeciliktir!.. gibi keskin delillerle tabiatperestlerin, ateistlerin, dinsizlerin belkemiklerinin kırıldığını, küfür ve inkârın âklen muhal olduğunun iki kere iki dört edercesine ispatlandığını gördüm. Bu kâinattaki görünen bütün güzellikler öyle bir güzelden geliyor ki; bu mütemadiyen değişen ve tazelenen kâinat, bütün mevcudatiyle âyinedarlık dilleriyle, o güzelin cemâlini tavsif ve tarif eder... ibaresinden, Senin elinden çıkmış bütün saadetlerinden çok yüksek ve daimi bir page 2 / 5

uhrevi saadet ve taze, baki bir gençlik seni bekliyorlar. Onları kazanmağa çalış! ifadesine ve Bak, şu kâinatı seyyâlede, şu mevcudat-ı seyyarede cevelân eden zîhayatlara! Göreceksin ki; Bütün zîhayatlardan herbir zîhayat üstünde Hayyı Kayyûm un koyduğu çok hatemler vardır.. sözlerinden Bak, şu semâvatın denizinde yüzen ve şu zeminin yüzünde serpilen rengârenk mevcudata ve çeşit çeşit masnuata dikkat et! Göreceksin ki; herbiri üstünde Şems-i Ezelinin taklid kabul etmez turraları vardır... hakikatlarına kadar, herbiri bir başka güzel ve cazip ifadeler, sema-i ruhumda bir yıldız gibi parlıyor; kalb ve vicdanıma marifet nurları saçıyordu. Akıl ve vicdanın hayran olduğu şu ifadeler, her idrak ve vicdanda ma kes bulacak keyfiyettedir: Kat iyyen bil ki: Hilkatin en yüksek gayesi ve fıtratın en yüce neticesi 'iman-ı Billâh'tır. Ve insaniyetin en âli mertebesi ve beşeriyetin en büyük makamı, iman-ı Billâh içindeki 'Mârifetullah'tır. Cin ve insin en parlak saadeti ve en tatlı ni meti, o mârifetullah içindeki 'Muhabbetullah'tır. Ve ruh-u beşer için en hâlis sürür ve kalb-i insan için en safi sevinç, o Muhabbetullah içindeki 'lezzet-i ruhaniye'dir." "Evet, bütün hakikî saadet ve hâlis sûrur ve şirin ni met ve safî lezzet, elbette Mârifetullah ve Muhabbetullah dadır. Onlar, onsuz olamaz. Cenâb-ı Hakk ı tanıyan ve seven, nihayetsiz saadete, ni mete, envâra, esrara; ya bilkuvve veya bilfiil mazhardır. O nu hakikî tanımayan, sevmeyen, nihayetsiz şekavete, âlâma ve evhama manen ve maddeten mübtelâ olur. Evet, şu perişan fânî dünyada, âvâre nev -i beşer içinde, semeresiz bir hayatta; sahipsiz, hamisiz bir surette; âciz, miskin bir insan bütün dünyanın sultanı da olsa kaç para eder? İşte bu âvâre nev -i beşer içinde, bu perişan fânî dünyada; insan, sahibini tanımazsa, mâlikini bulmazsa, ne kadar bîçare, sergerdan olduğunu herkes anlar. Eğer sahibini bulsa, mâlikini tanışa, o vakit rahmetine iltica eder, kudretine istinad eder. O vahşetgâh dünya, bir tenezzühgâha döner ve bir ticaretgâh olur. Bu hakikatlar idrakimde yepyeni mecralar ve ufuklar açmış, beni gerçekler ikliminde yaşatmış, gezdirmiş, dolaştırmıştı. Risale-i Nur u okudukça, ızdırablarımın biraz daha hafiflediğini, ihtiraslarımın gittkçe söndüğünü ve ruhumda kopan kasırgaların yavaş page 3 / 5

yavaş dindiğini hissetmekteydim. Ben, artık, hayatımın en parlak bir demindeydim. Aklım, fikrim, kalbim, ümit ve hayalim, gözlerim, kulaklarım, kasacası mevcudiyetimin her şubesi, azîm inkılâblara ve istihalelere maruz kalmıştır. Aklım; fesahat ve belagat sümbüllerinin bostanı olan o şirin ifadelerdeki esrar-ı marifetle meşgul oldukça tenevvür ediyordu. Ruhum; şevk ile ihtizaza geliyor ve gönlüm vecd ile sürura müstağrak oluyordu. Fikrim; bu eserlerin ihtiva ettiği Rabbani sırlan zevkettikçe, bir şehbaz gibi, marifetten marifete uruç ediyor, yükseldikçe yükseliyordu. Kalbim; zevkettiği bu hakikat dersleriyle Esmâ-i Kudsiye-i İlâhiyye ye bir âyine olduğunun şuuruna eriyordu. Nefsim; Cennet hurileri gibi bezenmiş ve süslenmiş, ifade ve ibarelerin mütenevvî tat ve kokularını, latifelerime ulaştırdıkça nihayetsiz bir haz ve inşirah duyuyordum. Gözlerim; bir zîzevk ve zîşükür olarak okunan kitabın sayfalarını, birer ravza-i irfan ve marifet telâkki edip temaşasına meftun, letafetine hayran, zinetine meclûb oluyordu. Kulaklarıma gelince, ayrı ayrı mertebe-i marifeti, tabaka-i feyz ve kemâli kalbime ulaştıran pürdikkat ve bir muhatap kesilmiştir ve o mârifet-i gamîzayı beyan eden cümlelerin âşıkane zemzemelerinden başka bir şey işitmiyordu. Vücudum, nevbahar âleminin nesimiyle gâh sağa, gâh sola aheste aheste meylediyordu. Ümidim ise, hûn olmuş canıma Hüdhüd-ü Süleyman gibi ma-i hayatı keşfedip içiriyor, surur ve saadet havalarını teneffüs ettiriyordu. Hayalime gelince muazzez Üstad ımın; Benimle gelen pişman olmaz; benimle gelen pişman olursa, rûz-i mahşerde sırtımın yükü olsun. An şart ki, bu dâvaya karşı sebat ve sadakatini bozmasın. taahhüdünü tahayyül ile cûş-u huruş içinde kabir hududundan, berzah hududundan, mahşer hududundan, sırat köprüsünden tâ cinân-ı cennete kadar üruç ediyordu. page 4 / 5

Powered by TCPDF (www.tcpdf.org) Aylarımı, hattâ yıllarımı alan bu ince mütalâa ve derin tetkiklerden sonra, şahsen şu neticeye vardım: Bu eserler beşerin maddî-mânevî hastalıklarına şifa bahşeden ilâçlarla dolu bir büyük eczahane keyfiyetindeydi. Peygamber Efendimizin (S.A.V.), her asrın başında bir müceddid geleceğini ve dini tecdid edeceğini haber verdiği hadîs-i şerifi hatırladım ve bu eserleri yazan zât-ı muhteremin, bu asrın müceddidi olduğu kanaati bende gittikçe ağırlık kazandı. Ve sonunda, O nurunu gönder İlâhî, asırlar oldu yeter, Bunaldı milletin âfâkı bir sabah ister. beyitinde ifadesini bulan ve asırların beklediği, Âlem-i İslâm ın gözlediği büyük müceddidin bu zât olduğu kanaatına vardım. Artık şuna bütün ruhumla inanmıştım ki: Beşeri, düştüğü maddî ve manevî buhranlardan, bunalımlardan, sefahetten, dalâletten, aklî ve ruhî dengesizliklerden, kalbî ve vicdanî huzursuzluklardan, ızdıraplardan biiznillâh bu eserler çekip kurtaracaktı. Bu inanç bende gittikçe kuvvet kazanmakta ve beni Bediüzzaman ı daha yakın tanıma merakına doğru adım adım götürmekteydi. Vakit kaybetmeden yola çıkmalı gidip Isparta da, rahle-i tedrisinde kendisini bizzat ziyaret etmeli ve elini öpmeliydim. page 5 / 5