Araştırmacı Soruşturmacı Cevabı Yapıştırmacı Genç SABRİ CEMİL 5 Yayınevi Sertifika No: 14452 Yayın No: 236 Sabri Cemil-5 AKILLI TAHTA AKLIMI ALDI Muhiddin Yenigün Genel Yayın Yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi Editörü: Ömer Faruk Paksu İç Düzen ve Kapak: Cemile Kocaer akıilli tahta ISBN: 978-605-9723-80-0 1. Baskı: Ekim 2016 Copyright Zafer Yayınları, 2016 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu nun bir kuruluşudur. Talatpaşa Mah. İmrahor Cad. Terasevler Sitesi No: 1-A Kâğıthane/İstanbul Tel: (0212) 446 21 00 / Faks: (0212) 446 01 39 www.zafer.com / zafer@zafer.com twitter.com/zaferyayinlari / facebook.com/zaferyayinlari Baskı-Cilt: Çınar Matbaacılık Yayıncılık San. Tic. Ltd. Şti. Yüzyıl Mah. Matbacılar Cad. Ata Han No: 34 Kat: 5 Bağcılar/İstanbul Tel: (0212) 628 96 00 / Matbaa Sertifika No: 12683 Bu eserin tüm yayın hakları, 14452 sertifika numaralı, Zafer Basın Yayın Turizm ve Bilg. Ürün. San. Tic. Ltd. Şti. ye aittir. Eserde yer alan metin ve resimlerin Zafer Basın Yayın Turizm ve Bilg. Ürün. San. Tic. Ltd. Şti. nin önceden yazılı izni olmaksızın, elektronik, mekanik, fotokopi ya da herhangi bir kayıt sistemi ile çoğaltılması, yayınlanması ve depolanması yasaktır. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu nun (FSEK), 21, 22 ve 23. maddelerine göre bu eserin işleme, çoğaltma ve yayma hakkı 14452 sertifika numaralı Zafer Basın Yayın Turizm ve Bilg. Ürün. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından, yazılı bir izinle 12683 sertifika numaralı Çınar Matbaacılık Yayıncılık San. Tic. Ltd. Şti. ye verilmiştir. Muhiddin Yenigün Resimleyen: İbrahim Çiftçi
MUHİDDİN YENİGÜN 1970 yılının Mart ayında İstanbul da doğdu. İlk ve orta öğrenimini mahallesindeki Yedikule İlkokulu ve Yedikule Lisesi nde tamamladıktan sonra, üniversite öğrenimi için de evinden fazla uzaklaşmayı tercih etmeyip, evden yürüyerek yarım saatte ulaşabildiği İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi nin Fizik Bölümünü bitirdi. Bir ara öğretmen olmayı düşünüp yine yürüme mesafesindeki bir dershanede staj yaptı ama kader kendisi için çok farklı bir yol çizmişti. Stajın ardından kendini Malatya da askerde buldu. Maalesef askerlik söz konusu olunca eve yürüme mesafesinde bir birlik bulmak o kadar kolay olmuyordu. Yedi ay süren Beydağı manzaralı vatani görevin ardından evine döndü. Askerlikten sonra hayata bıraktığı yerden değil, bilişim sektöründen devam etti. 2003 yılından bu yana da Su Vakfı nda görev yapmaktadır. Mesaide olmadığı zamanlarda ise: 2009 dan itibaren yazma denemeleri yapmaya başladı. Hâlâ devam ettiği yazılarını www.yenigun.name.tr adresindeki kişisel sitesinde yayınlamakta, ayrıca bu yazılarından pek çoğu, çeşitli web siteleri tarafından da yayınlanmaktadır. 2014 ten itibaren yazıları başta Zafer Dergisi olmak üzere çeşitli dergilerde yayınlanmaya başladı. Sabri Cemil dizisi dışında İnanmazsan Gel de Bak ve Yaşıyor muyuz? Şaşıyor muyuz? isimli iki kitabı daha bulunmaktadır. 1998 den bu yana evli olup, iki kız babasıdır. (e-posta: muhiddin@yenigun.name.tr) ICINDEKILER Kurtarma Yazılısı Gibi Bir Ay 7 Bay Anason un Yanlış Hesabı 20 Akıllı Tahta Aklımı Aldı 31 Tarih Öncesi Amcalar 46 Dondurmayı Hak Ettiren Hareket 58 4 5
Cemil Vurdu Gol Olduuu! 72 Hacı Cemil Medine de 83 Hacı Cemil Mekke de 96 KURTARMA YAZILISI GIBI BIR AY Kaderde çocukluk dönemi oruçlarını yazın tutmak varmış. En sıcak mevsimde gece üçte sahur yapıp akşam sekiz buçukta iftar ettiğimiz günlerdeydik. Gecenin üçünde kalkmak, hele de o saatte gözlerin biri açık biri kapalıyken bir şeyler yiyebilmek zaten başlı başına bir zorluktu. Fakat yememek, ertesi gün için çok daha büyük bir zorluk demekti. Kuruyup birbirine yapışan dil ve damak; öğleye doğru biraz patırtı yapıp guruldayarak isyana 6 7
kalkışan, bir şey gönderilmeyeceğini anlayınca sesini kesen mide; teravihle sahur arasında doğru dürüst uyumaya vakit kalmadığı için kan çanağına dönmüş gözler, hep yaz Ramazanlarının olmazsa olmazlarındandır. İşte böyle sıcak Ramazan günlerinde Talip Amca nın bakkal dükkânında vakit geçirmeyi pek tercih etmem. Nedeni malum! Gözümün önünde sular, meşrubatlar, türlü türlü yiyecekler varken oruç daha da bir zor oluyor. Hele akşamüstü fırından sıcak sıcak gelen ekmek ve pideler yok mu? Ben böyle diyorum ama sonra dönerci, fırıncı ve lokantacıları gözümün önüne getirince, o kadar da zor gelmiyor bu durum. Biraz da utanıyorum şikâyet etmeye Tabii ki bu Talip Amca nın yanına hiç gitmiyorum demek de değil. Arada uğruyorum elbet. Yine o uğramaların birinde Talip Amca dedi ki: Mübarek Ramazan ın havası bile bir başka, değil mi? Sıcağı kastediyorsan, o Ramazan olduğu için değil, Temmuz olduğu için böyle Talip Amca. Onu kastetmediğimi biliyorsun Cemil! Manevi havadan bahsediyorum. Ne varmış ki manevi havada? Akşama kadar içi kuru dışı yaş, aç karnına dolanmaktan başka... Bir defa orucun bağladığı şeytanlar var. Oruçlu olduğu için günahlardan daha çok kaçan insanlar var. Oruçlu oldukları için mi, yoksa günah işleyecek enerjileri kalmadığı için mi acaba? 8 9
Hah ha Olsun Onun da sebebi oruç değil mi? Öyle aslında. Akşama kadar ibadet halinde olmanın manevi havası yeter. Ama bu kadarla bitmez... Uzun Ramazan günlerinin daha hızlı geçmesi için ne yapmalı? Tabii ki fırsat buldukça Talip Amca nın dalına basmalı. Yani şöyle: Akşam da Ramazan eğlenceleri değil mi? Cemiiil Tamam ya, şaka yaptım. Ben de biliyorum Ramazan eğlencesi diye bir şeyin ne kadar saçma olduğunu. İyi! Bunu bilmene sevindim. Nereden öğrendin peki? İlahi Talip Amca! Bu öğrenilecek bir şey değil ki! Azıcık aklı olan biri bunu düşünebilir. Vaaay E, tabi! Ramazan ı özel yapan, bu aya dinimizin verdiği değerdir, öyle değil mi? Bu aya özel ibadetler vardır mesela. Oruç, teravih, zekât... Zekât, Ramazan a özel bir ibadet değil yalnız. Ramazan da, yapılan ibadetlere daha çok sevap verildiği için, genellikle zekât ibadeti biraz öne alınarak veya biraz ertelenerek Ramazan da yerine getirilir. Bunu bilmiyordum bak! Sonra? Ha! Evet! Gecesi gündüzü her anı ibadet olan bir aydır Ramazan. Düşünsene, neredeyse uyanık olduğun her an ibadettesin. Okulda tembel öğrenciler için yapılan kurtarma yazılısı gibi! Hah ha! Güzel tespit. Öhö öhö! Made in Cemil! Sabri Cemil! Kendime pay çıkardım ya! Talip Amca nın buna müdahale etmemesi düşünülemezdi. Nitekim anında uyarı geldi. Tabii nefsimizi ve enaniyetimizi de dizginliyoruz bu ayda, değil mi Sabri Cemil? Enaniyet Kendini önemseme, öne çıkarma diyebiliriz kısaca. Ama kısa bir konu değildir aslında. 10 11
Bir gün bundan da bahsedebiliriz seninle. Tamam, edelim! Ramazan eğlencelerine dönelim. Bu kadar ibadetle dolu, maneviyat yüklü, değerli bir ayın, maneviyat tarafı boş, ahirete faydası sıfır, sevap tarafına katkısı olmayan eğlencelerin zamanı olabilmesi mümkün mü? Sen yine çok iyimser yaklaştın. Çünkü bu Ramazan eğlencesi adı altında yapılan pek çok etkinlik, dinimizce caiz olmayan öğeler içeriyor. Sadece fırsatı kaçırma değil yani durum, günahın katmerlisi de işleniyor. Zaten bir şu Ramazan Eğlencesi ifadesi bana aptalca gelmiştir bir de Tesettür Modası. Birbirinin yanından bile geçmemesi gereken kelimelerle isim tamlaması yapmışlar. Evet! Münasebetsiz İsim Tamlaması! Türkçe derslerinde belirtili ve belirtisiz isim tamlamalarını öğrenmiştim ama münasebetsiz isim tamlamasını ilk defa duyuyordum. Bir süre buna güldükten sonra soru sorma sırası bana geldi. 12 13
Allah neden bizim aç kalmamızı istiyor, Talip Amca? Bizim zorluk çekmemiz O na bir şey kazandırmaz ki! Öncelikle şunu bir netleştirelim. Soruyorum sana: Bizim ne yapmamız Allah a bir şey kazandırır? Ya da şöyle söylersem daha kolay anlaşılabilir belki: Biz, Allah a bir şey kazandırabilecek ne yapabiliriz? Haa! Yaptığımız hiç bir şeyle Allah a bir şey kazandırmış olmayız tabii ki! Ben yanlış konuştum galiba. Doğrusunu öğrenince bir daha konuşmazsın. Yaptığımız hiç bir şey ile Allah a bir şey kazandıramayacağımıza göre, demek ki ibadetlerimizin amacı bu değilmiş! Tıpkı oruç ibadeti gibi... Tamam o zaman! Sorumu şöyle değiştiriyorum: Orucun bize faydası nedir? Orucun bize pek çok faydaları vardır. İstersen hemencecik sana birkaç tanesini söyleyeyim. Öncelikle bize gerçek mal sahibini öğretir. İftar saatinde ne kadar aç ve susuz olsak da izin çıkmadan yani ezan okunmadan elimizi yiyeceklere uzatamayız. Bu nefsimize, Büyük ölçüde bizim kullanımımıza verilmiş olsalar da, her şeyin asıl sahibi Allah tır mesajını iletmemizi sağlar. Biliyorsun nefis terbiyesi çok önemlidir. Evet biliyorum! Nefis terbiyesi içinse oruç biçilmiş kaftandır, desek abartmış olmayız. Derler ki: Rabbimiz nefsi yarattığı zaman sormuş: Ben kimim, sen kimsin? Nefis cevap vermiş: Sen sensin, ben de benim! Yuh! Terbiyesiz ukalaya bak! 14 15