1
2
ACI GÜL ŞİİR Hicâbi Karaçorlu 3
Dizgi ve Baskı ÇINAR MATBAASI İSTANBUL 1967 4
ŞİİRLER Acı Gül Hicabi Karaçorlu 5
Cano ya 6
YILLAR ARDINDAN BİR GÜN GÜLERSE BANA FELEK YALNIZ SENİN ELİNLE, SENİN YÜZÜNLE GİJLSÜN; SENSİN GÖNLÜMDE ARZU, SENSİN DİLİMDE DİLEK. AÇMAZ SENSİZ BAHÇEMDE NE GONCA NE BİR ÇİÇEK, Kİ SEN ORDA AÇILAN, AÇILACAK TEK GÜL SÜN. 7
8
ACI GÜL Sen benim tek gülümsün karanlığıma gülen Ben günahkâr, ben asi; senden utanıyorum; Ellerim sana doğru, sana uzanıyorum Bir acıdır sarıyor ellerimi derinden. Bir acı, özlem gibi, sır gibi, sihir gibi; Bir acı, çöreklenmiş, sanki körkütük sarhoş; Mesafeler var uzak, yollar var diyor: «koş, koş» Bir acıdır tatlımsı, aşk gibi, şiir gibi. Boyuyorsun çevremi bir siyah, bir maviye Bir ırmaktır akıyor içime gözlerinden, Bir acıdır sarıyor ellerimi derinden. Içimde bir acı gül, sen içimdesin diye Ellerim sana doğru, sana uzanıyorum, Ben günahkar, ben asi, senden utanıyorum. 9
OVADA AKŞAM Bu güzel gurubu orda seyretmek, Şu anda Güneyde olmak isterdim; Dalga seslerine kapılıp gitmek, Meltemle çamlara dolmak isterdim. Deniz kenarında taşa oturup Önce sahil olmak, sonra da gurup, Okaliptüslerden mevsimi sorup Limon çiçekleriyle solmak isterdim. 10
BEKLEMEK Beklemek özleyerek, beklemek inanarak, Sonu gelmez bir rüya görür gibi beklemek; Şüpheden tereddütten, ümitsizlikten uzak Bir hedefe doğrulup yürür gibi beklemek Sonra tatlı uykudan silkinip uyanarak Yanmak boş ve gayesiz geçirilmiş günlere Ve günleri aylara, mevsimlere eklemek; Elleri bağlı kalmak, ve ağlamak boş yere. Beklemek özleyerek, beklemek inanarak, Sonu gelmez bir rüya görür gibi beklemek; Şüpheden tereddütten, ümitsizlikten uzak Beklemek özleyerek, beklemek inanarak 11
SAHİLDE SESLER Dün akşam denizi sensiz dinledim, Issız köşesinde hayal sahilin, Enginin kıyıya akseden derin İnleyişleriyle sessiz, inledim. Denizin sesine karıştı sesim, Dalgalarla çarptım kayalıklara; Selamlar gönderip tüm balıklara, Sabahlara kadar seni bekledim. Martı çığlıkları getirdi seni, Doldu gözlerime hayalin birden, Sesini işittim yaz melteminden. Denizin renginde gözbebeklerini, Dalga seslerinde seni özledim. Gün doğana kadar seni bekledim. 12
BELEN E SESLENİŞ Ömrümü heder ettim, kadere oldum bende. Şimdi zinciri kırıp kurtulmak istiyorum; Anlamak saadeti yaşayarak Belen de, Yaylanın sevdasına tutulmak istiyorum. Lezzetini duyarak taştan akan damlanın, Göğsümü açıp vermek rüzgârına yaylanın, Dalgaların önünde oyulan bir kayanın Hisleriyle dolarak oyulmak istiyorum. Yabani mersinleri doyasıya yiyerek, Defneyapraklarından örüp başıma çelenk; Dağ, taş, kaya demeden son nefesime dek Dağlarında dolaşıp yorulmak istiyorum. Belen siz zamanları yaşanmamış gün sayıp, Son günlerimi etmek istemiyorum kayıp Bir güzel ikindiyi dağlarında yaşayıp Yaşanacak günlere sokulmak istiyorum. 13
ESARET Saçların almış beni esâretin ağına Her tel sanki ipekten bağ olmuş, zincir olmuş; Bir deli gönlüm vardı hürriyet sevdalısı Baktım o da elinde uslanmış, esir olmuş. Gözlerimin rengini değiştirmiş gözlerin Siyahtı, yeşil olmuş, durulmuş bakışlarım. Bilmezken manasını en basit kelimenin Gönlüm aşkı, sevdayı öğrenmiş, şair olmuş. 14
GÖNÜL YOLCUSU Esir her gün bir daha, her gün biraz daha hür, Bu gönlüm gözlerinin yolunda yaşayacak; Nehir olup akacak her gün biraz daha gür, Denize koşar gibi sana doğru koşacak. Hayal ufuklarında her gün açıp bin yelken Marta çığlıklarını dinleyecek: «Sen, sen, sen» Düşürmeden ismini dilimden dua gibi, Bir seni söyleyecek, bir seni konuşacak. Yağmur olup akacak gönlüne damla damla, Bulut olup inecek gözlerine akşamla, Yıldızların semada buluştuğu bir gece Gülüne kavuşacak, gülüne kavuşacak. 15
GECE Seyrettim on dördünde parlayan dolunay ı Bu gece bulut olup gökte gezesim geldi; Zannettim ki gökyüzü bir periler sarayı, Yıldızlardan bir dizi inci dizesim geldi. İlahi bir âlemdi ışık dolu ses dolu, Gönülleri kaplayan bin çeşit nefes dolu, Bir güzelin örülmüş saçıdır Samanyolu, Örgüsünü ayırıp bir bir çözesim geldi. -Gönlüm geçmiş yılların tatlı hatırasında- Mest olarak oturdum bir bahçe sırasında; Duvar gibi yükselen dağların arasında Deniz sandım ovayı, inip yüzesim geldi. Mavi nurla kaplıydı bu efsanevi gece, İçimde huzur dolu binbir çeşit düşünce; Kendimi bırakarak ebedi bir sevince Saadetin sırrına erip ölesim geldi. 16
SÖYLENMEMİŞ BIR ŞARKI Nasibim seni sevmek, kaderim kaderindir, Ömrümü bağladığım, o güzel gözlerindir. Dünyanın zulmetine seninle katlanırım, İsmin benim tesellim, kalbim senin yerindir. Yaprak yaprak açıldın kuru gönül dalında, Eğer hayat güzelse bu senin eserindir. Gülün dalına konup, nasıl öterse bülbül, Açmak isterim öyle derdimi deyip: «ey gül, Cürüm değil, suç değil, saadet seni sevmek; İzin ver anlatayım, nasıl yanıyor gönül.» Yaprak yaprak açıldın kuru gönül dalında, Eğer hayat güzelse bu senin eserindir. 17
SEN İÇİMDESİN DİYE Bana Güney yeliyle sonsuz denizler gelir, Yemyeşil bahar gelir sen içimdesin diye; Koyu bir saadettir, gözümde tüter gelir, Mahmur arzular gelir sen içimdesin diye. İçimdesin diyedir böyle kaygısızlığım, Sanadır arzularım, özlemim, susuzluğum; Gecelerce uzayıp giden uykusuzluğum Gözüme dolar gelir sen içimdesin diye. Kıyı ile başlayan yeşil çamlıklar gelir, Bir ufacık deredir, çağıldar, coşar gelir; Bir küçük tebessümün dağları aşar gelir Gönlüme bahar gelir sen içimdesin diye. 18
DEGİL Şiir değil dökülen dudağımdan söz değil, Bir inleyiş ümitsiz, kederli bir enindir; Kül eden benliğimi ateş değil, köz değil, Rüya dolu o mahmur, o güzel gözlerindir. Aradığım huzursun, ümidim sensin madem, Seninle serinlesin, seninle dolsun bahçem; Yetmez güzelliğine ne desem, ne söylesem Beni sana kul eden gülüşün, dehenindir. Gecemi aydınlatan güzelliğin, ay değil, Çevremi inan sensin kaplayan uzay değil; Unutmak mı, ne mümkün? Unutmak kolay değil, Yalnız varlığım değil, düşüncem de senindir. 19
CEYLAN Sen iyi, sen güzel, sen meltem, deniz, Benim gönlüm kızgın sahra, ceylanım; Ben çöl yolcusuyum sensiz, kimsesiz, Sensiz gözlerimde vaha, ceylanım Yıllardır yoldayım, dizlerim yorgun Kalmamış yoldaşım, gitmiş kervanım; Kölesi olmasam uykusuzluğun Sensiz beklediğim rüya, ceylanım. Sen İlkbaharında bir gonca gülsün, Benim karakıştır sanki dört yanım; Senden çok uzakta ayazı güzün, Benden eksik olmaz bora, ceylanım. Ben bir muhacir kuş, kanadım kırık, Gel, sar yaralarımı, akmasın kanım; Senin günün ak, gecen aydınlık, Benim gecem günüm kara, ceylanım. Bakma başımdaki yeryer aklara, Gel de saçlarımı tara ceylanım Beraber çıkalım gel de bahara, Kapansın gönlümde yara ceylanım 20
RÜZGÂR ve DENİZ Senin sarı saçların ermiş buğdaylar gibi, Senin gözlerin güzel, senin ellerin beyaz; Ben avâre, derbeder, ben sarhoş, rüzgâr gibi, Sen bir tatlı meltemsin, bense fırtına ayaz. Benim bastığım toprak alev alev yanmada, Senin geçtiğin yerler huzurlu, güzel, serin; Senin baktığın her yer yeşile boyanmada, Ben sonsuz özleminde hudutsuz bir engin in 21
SONBAHAR ÇİÇEKLERİ Kırmızı, mavi, yeşil, tül gibi, bulut gibi, Hülyalı kelebekler, sonbahar çiçekleri; Bazen bir özlem gibi, bazen da umut gibi Uçacak, geçecekler sonbahar çiçekleri. Kiminde gelecek var, kiminde bir hatıra, Kimi kederle susmuş, şen notalarda kimi; Hasret gibidir hepsi kaybolmuş bir bahara, Bilinmez neyi bekler sonbahar çiçekleri. Biri rengini çizdi gözlerime denizin, Birinin duruşunda bir tutam saç büküldü; Karşıma bakışıyla sararmış bir benizin Bir hayal serecekler sonbahar çiçekleri. Beklemenin usancı solgun yapraklarında Soğuk güz rüzgârında titrerler üşür gibi; Bin özlem hatırlatır bu özlem diyarında Bu rengârenk çiçekler, sonbahar çiçekleri. 22
GÖZLERİN İÇİN Yıldızları seyrettim bu gece senden uzak, Gözlerini düşündüm, bir gök, bulutsuz gibi; Gözlerinde bir ışık, bazen yeşil, bazen ak Gözlerin deniz sanki yosun gibi, tuz gibi. Çimenler yeşermiştir ebedi baharında Gün ışığı kımıldar üstünde ışıl ışıl; Bazen sevinç parıldar senin bakışlarında, Bazen da öyle durgun, sanki uykusuz gibi Mukadderse uyumak yaslanarak dizinde, Bana tek saadet bu; o güzel gözlerinin Gezeceğim doyunca o mutlu denizinde Bin yıllık çöl yolcusu, bin yıllık susuz gibi. 23
AKDENİZ ŞARKISI Özler gurbette gezen öz baba diyarını, Öz yurdumda ben seni özlüyorum, Akdeniz Tam on sene taşıdım bağrımda rüzgârını Bak gözlerim tuz dolu, ellerim kum, Akdeniz. Ne özledim bilmezsin senin şarkılarını Hep senli rüyalarla dolu uykum Akdeniz Melteminde dinledim lir sesini Homer in, Kıyında izini seyrettim leventlerin, Limon çiçeklerinden bir koku kaldı derin, Bir de dalga seslerin yüreğimde Akdeniz. Senin güneşin sıcak, senin rüzgârını serin Sen sevgili ben âşık, günah kimde Akdeniz? Bir tükenmez hasretken içimde senin sazın, Bir dert daha eklendi üzerine ansızın; Bahtıma güneş oldu bir yosun gözlü kızın Kalmadı artık bende hasret çekecek hal, Akdeniz. Muradını ver artık bu garip, bu bahtsızın, Al beni de koynuna, beni de al, Akdeniz. 24
MUTLU ÖZLEM Artık özlemiyorum beyaz yelkenlileri, Martı kanatlarını, sesini dalgaların; Artık kabuk bağladı bu yaranın üzeri, Ne zevk ne ümit verir bana ne dün, ne yarın. Deniz de sensin bana, özlediğim güney de, Onları senden biri parçadır diye sevdim; Şimdi bir ışık gibi dokunduğum her şeyde Sardığını duyarım içimi o rüzgârın. Mutluluk ellerimde seni düşündüğüm an Ne aramak gerekir ne arkasından koşmak; Bütün yeşilliğiyle gelir bakışlarından Kokusu kış içinde o ebedi baharın. 25
FIRAT A SESLENIŞ Senin gibi karışmak istiyorum sellere, Al, beni de kavuştur gittiğin güzel yere; Suyundan bir damla yap, al gönlümü koynuna Beni de götür Fırat o gittiğin illere. Temmuzda duru yeşil, nisanda boz bulanık, Akar, sular, geçersin; bozkırlar bağrı yanık; Ben de senin gibiyim sabaha dek uyanık Beni de götür Fırat, o gittiğin illere. Rüzgârından tanırım, bilirim ben o yeri, Karasevdalısıyım sekiz mevsimden beri; Güneye hasretim ben, özledim denizleri Beni de götür Fırat, o gittiğin illere. 26
İLK GÜZ YAGMURU Bir rüzgâr inledi dışarda derin, Sokaklarda, saçaklarda gezindi; Yaz böceklerinin şarkısı dindi, Ve güz iniverdi, titrek ve serin. Kokusuyla geldi yağmur o yerin, Ki her gelen o güzel yerden gelir Önce perdeleri indirdi bir bir, Sonra ışıkları yaktı ellerin. Oluk oluk gözlerime döküldü, Bir huzur nehri sanki saçlarından Sonra birdenbire sustu Çağlayan. Gün son ışığıyla ufukta güldü, Kayboldu bakışların ıslak ve duru Çok çabuk geçti bu ilk güz yağmuru. RUBAİ Sayki sen dünyanın bir, ben öbür ucundayım Sendeyim nerde olsam, ne şunda, ne bundayım. Gün biter, gece biter, mahşerde âlem biter, İki âlemde seni sevmek arzusundayım. 27
SEVMEK KADERDE SENİ Mutludur o güneş ki, ışıklarıyla sarar Benim gözümden uzak gördüğü yerde seni; Güneşten de mutludur şu esip geçen rüzgâr Okşamıştır gezdiği başak tellerde seni. Gece olup güneşi sınırlamak isterdim, Yel olsam yalnız senin saçlarında eserdim, Öyle geniş, öyle çok, öyle büyük ki derdim, Kime sorsam söylüyor deva bu derde seni. Hep seni çağıracak savrulsa göğe külüm, Yalnız senin içindir her derde tahammülüm, Mümkün mü seni bir an düşünememek gülüm? Elden gelen şey değil, sevmek kaderde seni. 28
YEDİ HECE Bundan acı söz yoktur yeryüzünde, bilirim; Kopan saz teli gibi, hasretin eli gibi, Yedi kere kıpırdar, oynar ağzımda dilim: Ve aşarım dağları çılgınca, deli gibi. Boğazda düğümlenmiş sanki binbir hıçkırık, Çaresizlikle düşer kollarım iki yana; En güzel bir notada kopan saz teli gibi Dizler dermansız kalır, kollar kanatlar kırık. Sanki bir gül dalından kopup boyanmış kana Yedi hece dökülür: «Allahaısmarladık» KIRMIZI VE SİYAH Bir kızıl güldü aşkım sevdanın bahçesinde Onu kendi bahçeme almak için kopardım; Yoktu ona verecek başka bir şey elimde Acılarla bezedim, elemlerimle sardım. «Bir saadet, bir huzur» derken ayrıldı yollar Hergün ayrı bir keder, ayrı bir zehir oldu; Geldiğini duymadan geldi ve geçti bahar, Gülüm hâlâ kanıyor, bense soldum, sarardım. 29
SAĞNAK Bugün, kuraklıktan, kıştan kurtulmuş,. Nevruza ulaşmış toprak gibiyim; Yelkeni dolduran rüzgârı bulmuş. Hür ufka açılmış bayrak gibiyim. Aydınlandı hedef, kısaldı, menzil, Artık yollar uzak, gün uzun değil; İçimde bir pınar, kâh ak, kâh yeşil, Ben denize koşan ırmak gibiyim. Açılan bir gonca güldür içimde, Rengi, kokusuyla büyür içimde; Adım adım özsu yürür içimde Dal dal filizlenen yaprak gibiyim. Başımda bir başka duman var bugün. Gözlerimde tüten tek o yar bugün, Caddeler, sokaklar bana dar bugün Oluğa sığmayan sağnak gibiyim. 30
DÜŞTE BEKLENEN Bilirim yollar uzak, uzayacak gelişin, Ya durdur, ya hızlandır zamanın akışını; Bahara ilet artık bu dağların kışım, Sonunu çabuk getir bu bitmez bekleyişin; Dağları tutmadan kar, yanan oymadan sel, Yıllardır, asırlardır beklenen gülüşle gel. Kaç mevsim sensiz geçti, yaza döndü kaç bahar, Göçmen kuşlar kaç sefer yaptılar bilir misin? Güneş ıslak toprağı ısıttı senin için, Benim hâlâ elim boş, hâlâ başım dolu kar; Yaprakları dökmeden sonbaharda kara yel. Uyuyan filizlere can veren gülüşle gel. Kalmadı artık sabır, olanı sen tükettin. Kerem böylece yanmış, kül olmuştur besbelli; Ben sensiz yarım adam, sensiz divane, deli, Sendedir en güzeli ışık dolu gözlerin; Ey ömrümü zülfünün ucuna takan güzel, Hülyalar senle dolu, bir gece de düşle gel. 31
RUBAİ Yol, iz nedir bilmezdim, bir ummâna yöneldim, Tenden usandı gönül, artık can a yöneldim; Nasıl bu fani gövde toprağa yönelmişse Atıp korkulanımı, öyle sana yöneldim. 32