Yaptığı televizyon ve radyo programlarından tanıdığımız, araştırmacı yazar Cemil Tokpınar Hocamız ile evlilik sürecine dair birçok konuyu konuştuk. Evlilik konusunda birçok araştırmaları ve kitapları olan Cemil Tokpınar Hocamız bu mülakatımızda bize mutlu evliliğin sırlarını verdi. Burhan Dergisi okurlarının istifadesine sunuyoruz. Dinimize göre evliliğin en önemli hikmeti nedir? Evliliğin pek çok hikmeti vardır.ana hikmeti, neslin devamını sağlamaktır. Cenab-ı Allah neslin devam etmesi görevini yaptırmak için insana aşk ve muhabbet duygusunu vermiştir. Evliliğin gayesi Resul-i Ekrem in buyurduğu gibi; evlenip çoğalmak ve onun kendileri ile övünebileceği nesiller yetiştirmektir. Dinimizin bizden istediği, dünya ve ahiret huzurunu esas alan, Efendimiz in övünebileceği nesiller yetiştirmeyi hedef alan bir aile kurmamızdır. Şuandaki eğilimleri göz önüne alırsak daha çok maddi ve manevi lezzet alacağı bir adayla evlenmek ister. Mutlaka görsellik ve estetik dikkate alınmaktadır. Fakat şu var ki; güzellik sevenin gözündedir. İnsan sevdiğini güzel görmüş, hoşlanmıştır. Toparlayacak olursak gençlerin evlilikten beklentisi maddi ve manevi huzura ulaşmaktır. Bizim buna ekleyeceğimiz, dünya ve ahiret saadetini esas alan ve Efendimizin övünebileceği nesiller yetiştirmeyi hedef alan bir yuvamız olmasını istemektir. Ümmetin çokluğu Efendimiz in övüncü ol- duğuna göre, İslam ın aile planlamasına bakışı nasıldır? 1 / 6
Otuz kırk yıldır aile planlaması denilen bir fecaatle karşı karşıyayız. Aileler bir veya iki çocuğa kendilerini mahkûm gibi düşünüyorlar. Hâlbuki Allah ın ve Resul-i Ekrem in istediği çok çocuktur. Bu, abdullah (kullar) ve abidullahın (ibadet edenler) çokluğu demektir. İnsanları ve cinleri yalnız ibadet için yaratması hikmetinden anlıyoruz ki, koskoca evrenin yaratılma sebebi insandır. Kâinat ağacının meyvesi insandır. Onun da meyvesi iman ve ibadettir. Anne ve babanın bir yuva kurmasının en temel hikmeti Allah a kul yetiştirmektir. Bunu engelleyen her davranış, İnsanları ve cinleri Allah a ibadet etmesi için yarattım ezeli hikmetine zıttır. Cabir bin Abdullah radiyellahuanh ın azl meselesi ile ilgili bir rivayeti vardır. Efendimiz aleyhisselatü ve selam a çocuğumuz az olması için önlem alabilir miyiz diye sorduğunu onun da izin verdiğini söyler. Fakat bununla ilgili hadis günümüzde maalesef doğru anlaşılmıyor. Kurulan yuvalarda çocuk sayısını belirlemek nefsin yönetimindeki bir yetki ile olmamalıdır. Durumlara göre değişen bir ruhsattır, bir izindir bu Dolayısıyla kiminin iki çocuktan sonra tedbir alması caizdir, kimisinin üç, kimisinin dört, kimisinin beş, kimisinin altı Nereden çıkarıyoruz bunu? Çünkü soruyu soran Cabir bin Abdullah radiyallahüanh ın birçok çocuğu vardır. Yine Efendimizin yedi çocuğu olmuştur. Maddî ve manevî imkânı olan kardeşlerimizin çocuk sayısını birde ikide dondurmamaları önemli bir vecibedir. Dinimizin sürekli evliliği teşvik etmesinin diğer sebepleri nelerdir? Dinimiz sürekli evliliği teşvik eder. Bunun en önemli sebeplerinden birisi evliliğin günahtan koruma yönüdür. Bir hadis-i şerifte: Ey gençler topluluğu sizden gücü yeten evlensin. Evlenemeyen oruç tutsun. Çünkü oruç cinsel arzuyu kırar buyruluyor. Bir başka hadiste; Bir kişi evlenirse şeytan çığlık atar; Eyvah dinini benden korudu der. Bir başka hadiste; Kim evlenirse dinin yarısını korumuştur,diğer yarısı için de Allah a sığınsın buyuruluyor. Dolayısıyla evlilik insanı günahlardan koruyan bir zırh gibidir. Öte yandan aile yuvası ile barış, sosyal dayanışma, yardımlaşma, kaynaşma mümkün olur. Bu anlamda toplumun temeli ailedir. Ailenin çöktüğü toplumlar büyük bir çürüme yaşamaktadır. Bugün bütün bu tahribata rağmen aile yuvamız ayaktadır. Mutlaka büyük bir taarruz altındadır, mutlaka ciddi yaralar almıştır ama yine de ayaktadır. 2 / 6
Eş seçiminde dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir? Eş seçiminde dinimizin koyduğu en önemli kural; eşin iman, ibadet ve güzel ahlak üçlüsüne sahip olmasıdır. Bildiğiniz gibi hadis-i şerifte öncelikli olarak mal, güzellik, soy sop gibi kıstaslarla değil de dindarlık kıstası ile evlenilmesi tavsiye edilmektedir. Sen dindar olanını seç ki huzur ve saadet bulasın buyruluyor. Demek ki ilk kıstas dindarlığıdır. Daha sonra sevgi kıstası gelir. Bir gün Resul-i Ekrem in yanına bir adam geliyor; Kızımın iki taliplisi var, biri zengin, biri fakir. Biz zenginle evlenmesini istiyoruz ama o fakiri istiyor. Efendimiz aleyhisselatü ve selam ona; Şuna veya buna verin demek yerine tüm zamanları kuşatacak bir cevap veriyor, diyor ki: Birbirini sevenler için nikâhtan daha hayırlısı yoktur. Dindarlık ve sevgiden sonra üçüncü bir kıstas da her iki tarafın özgür iradeleri ile birbirini seçmesidir. Bunun delili de şudur: Bir gün Resul-i Ekrem in yanına genç bir kız geliyor ve Babam beni istemediğim biriyle nikâhlamak istiyor diyor. Efendimiz ona dilerse evlenmeyebileceğini söylüyor. Bu temel kıstaslardan sonra bir de küfv denilen denklik kıstası vardır ki bunlar da yaş, maddi durum, huy, soy, boy vs. gibi kıstaslardır. Denklik çok uzun bir maddedir. Bunun birçok maddesi vardır. Eş adayları birbirlerini nasıl daha iyi tanıyabilirler? Nasıl tanırız sorusu son derece önemli ve hayati bir soru. Evlilikten önce tanımak, karar vermek için önemlidir. Evlilikten sonra tanımak ise geçim için önemlidir. Evlenmeden önceki tanıma biraz daha zordur. Hele ki insanın karşısındakine karşı duygusal eğilimleri varsa, onu gerçek anlamıyla tanıyamaz. Hep muhabbetle yaklaşarak kusurlarını görmeyecektir. Görse bile; Bunlar geçer diyecektir. Rıza gözü her türlü ayıba karşı kördür. Başka bir ifade ile aşığın gözü kör kulağı sağırdır. Bu bakımdan benim tavsiyem eş adayını tanıyan insanların fikirlerini almaktır. Gerçek anlamda tanımak bu şekilde mümkündür. Kendi başımıza tanımaya kalkarsak, objektifliği tam koruyamayabiliriz. 3 / 6
Evlilik başlayınca aşk biter söylemini nasıl değerlendiriyorsunuz? Ölümsüz aşkın bir formülü var mı? En başta şunu hatırlatalım ki kemal manada aşk sadece Allah a mahsustur. Onun razı olacağı şeyleri yapmak, hoşnut etmeye çalışmak, her şeyi ondan beklemek, onun varlığı ile mutlu olmak, onun rızasıyla ikramıyla hoşnut olmak, eğer bu olmazsa azap duymak, mustarip olmak, üzülmek Bu anlamdaki bir aşk sadece Allah İçindir Bir de Allah ın rızası altındaki bizi Allah a yaklaştıracak muhabbetler vardır. Bunlar meşru olan; anne baba, çocuk ve eş sevgisidir. Aşkı bu düzlemde anlamamız gerekmektedir. Bugün maalesef toplumda aşk dediğimizde en çok anlaşılan karşı cinse duyulan muhabbettir. Aşk kavramı nezahetini, saflığını, temizliğini maalesef yitirdi. Mesela medyada garip haberlere rastlıyoruz. Yabancı uyruklu falancalar aşk yaparken yakalandı gibi... Fuhuş yaparken yakalandı diyeceği yerde aşk kelimesini kullanıyor. Bu hatırlatmayı yaptıktan sonra meşru anlamdaki aşkın yani Allah hesabına olan aşkın ölümsüz olabileceğini söyleyebiliriz. Kişisel gelişimciler derki dünyada bir şeyi bir kişi yapabiliyorsa demek ki bunun potansiyeli her insanda vardır. Aişe validemiz Efendimiz aleyhisselatü ve selam a aşk ile bağlı değil miydi? Onun muhabbeti evlilik hayatı boyunca bitti mi? Bitmedi. Hatta Efendimiz aleyhisselatü ve selam vefat ettikten sonra bitti mi? Bitmedi. Şu durumda bunun bir örneği varsa, birçok örneği de olabilir. Demek ki evlilik başlayınca aşk bitmez Sadece özlem biter. Çünkü aşkın tek niteliği özlem değildir. Bazen evlilikte bekârlıktakinden daha fazla bir muhabbet olabilir. Ama bir takım sorumluluklara, beklentilere dikkat edilmez de olumsuz davranışlar sürdürülürse, hiç bitmeyecekleri zannedilen aşklar da bitebilir. Kişisel gelişimciler derler ki, dünyada bir şeyi bir tek kişi yaparsa bütün insanlar da yapabilir. Aişe validemiz Resulullah a aşk ile bağlı değil miydi? Peki, onun muhabbeti vefat ettikten sonra da sürmedi mi? Gerçekten eşler Allah hesabına severlerse, kendi görev ve sorumluluklarına dikkat ederlerse, birbirlerinin beklentilerini dikkate alır ve birbirlerinin haklarını korurlarsa aşkları hem ölümsüz olur, hem de muhabbetleri eksilmez artar. Sevgi ve aşk insanın cismaniyetten ziyade kalbiyle ve ruhuyla ilgilidir. Aslında bizim fıtrat olarak sevgimizi yönlendirdiğimiz alan da odur. Mesela falanca arkadaşımızı niye seversiniz? Vefakâr der, paylaşımcı der, güzel ahlaklı der, mütevazı der. Ahlaki özelliklerini sayar. En çok sevgiyi ateşleyen ahlaki özelliklerdir. Ahlaki güzelliklerimizi sürdürebilirsek, aşkın da devam etmesi mümkündür. Efendimiz inevlilik hayatı ile ilgili etkilendiğiniz bir kıssayı bizimle paylaşır mısınız? 4 / 6
Efendimiz bir gün Medine de bir yerde Aişe validemizle koşu yarışı yapıyorlar. Aişe validemiz yeniyor. Sonra aynı yerden geçerken Efendimiz; Yine yarışalım mı diyor. Aişe validemiz; Tamam diyor. Bir yarış başlıyor, bu sefer Peygamberimiz yeniyor. Düşünebiliyor musunuz hanımıyla koşu yarışı yapan bir Peygamber Üstelik bir devlet başkanı Daha sonra bu hatırayı yâd etmek için Medine deki o yere Sibak Mescidi yani Yarış Mescidi yapılıyor. Son olarak okurlarımıza evlilikle ilgili ne tavsiye etmek istersiniz? Evlilik birçok zor yönleri olan, sürdürülmesi de pek kolay olmayan bir birlikteliktir. Ancak bu zorluklar aşılamayacak türden zorluklar değildir. Evlilik, biraz özen ve hassasiyet ister. Ben gençlere hiç olmazsa ehliyet almaya çalıştıklarının dörtte biri kadar evlenmeden önce, evliliğe çalışmalarını tavsiye ederim. Kardeşlerimiz, aile içi iletişime dair birkaç kitap okusunlar. Bu konulardaki söyleşi, konferans ve seminerleri takip etsinler. Evli olan kardeşlerimize ise tavsiyem, bencillikten uzak olmaya ve paylaşımcı olmaya özen göstersinler. Sadece kendilerini görmeyip empati yapsınlar. Eşlerinin beklentilerini mutlaka dikkate alsınlar. Kendilerini mutlu etmenin peşine değil de eşini mutlu etmenin peşine düşsünler. Bizi kırmayıp sorularımıza cevap verme nezaketini gösterdiğinizden dolayı size teşekkür ederim. 5 / 6
Ben teşekkür ederim. 6 / 6