TÜRKİYE ACI VATAN. Milli Takım da yanlış olan ne? Neden gol atamıyoruz? Ülke puanındaki büyük tehlike Yeni ümit Olcay ve fazlası



Benzer belgeler
Kartal, Kuvvet çalışması

Beşiktaş Gazetesi Beşiktaş:3 - Mersin:0

Siyah-beyazlılar, Beşiktaş Antalyaspor'u devirdi

Beşiktaş, Kartal liderliği sevdi

Hüzünlü son. son dakikalarda üst üste pozisyon yakalasada aradığı golü bulamadı. faydalanan Medical. Ziraat. ve ceza sahasına.

11 günlük izindeler. ardından Antalya'da kampa gidecek. haftada Kayserispor'la

Akşam antrenmanında. Beşiktaş Gazetesi Köybaşı ameliyat olacak GÜNLÜK INTERNET GAZETENİZ... SPOR

Batuhan ayrıldı. BEŞİKTAŞ sezon başında G Ü N L Ü K I N T E R N E T G A Z E T E S İ. 31 OCAK 2013 Günlük Spor Gazetesi

Gençlerle yenişemediler. ANKARA 19 Mayıs Stadı'nda oynanan. 1-1'lik sonuçla berabere bitti. İlk yarıda

Oğuzhan'dan iyi haber!..

Beşiktaş Teknik. Taksitle gitti

3 puan 3 golle geldi

Beşiktaş 1 Adanaspor 1

Tutturursa. da kamp yapacak Ocak 2013 tarihleri arasında Antalya Mardan. 6 Ocak 2013

BJK İnönü Stadı'nda BJK 3 FB 2

Maça tutuk. Beşiktaş Gazetesi Potada anlamlı galibiyet GÜNLÜK INTERNET GAZETENİZ... SPOR

Es Es'i geçemediler

Eskişehirspor. Bilic'ten savunma dersi

Beşiktaş Gazetesi. Günlük web Gazetesi Kartal tur arayacak

Kartal turu geçti. dışında müdahale etti, dönen topu Kaan ağlara gönderdi (1-2). İlerleyen dakikalarda başka gol olmayınca ilk yarı 1-2 rakibin

Beşiktaş, Kartal coşkuyla karşılandı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Karakartal derbi. Derbi maç Kalkavan'ın

Dentinho. Çok mutluyum

Kartal'ı tutana aşk olsun!

Mehmet DEMİR ORTALIK TOZ DUMAN...HAVA ÇOK PUSLU!... Nihayet, aylardır gol yemeden iki hafta üst üste kazanma

GÜNLÜK INTERNET GAZETENİZ...

yılında Kocaeli de doğan Hikmet Karaman. UEFA Pro Lisans sahibi olup çok iyi derecede Almanca ve başlangıç seviyesi İngilizce bilmektedir.

İşte Süper Lig sezonu fikstürü!

HABER BÜLTENİ Sayı 9

Beşiktaş, Spor. Kara Kartal Bursaspor u bekliyor

Siyah-beyazlıları. Statdaki son maçına çıkıyor

Kampın iyi bir. Kendimi İspatlamak İstiyorum

Günlük Spor Gazetesi. Holebas rotası tutmadı

İşte Süper Lig'in şampiyonları

Habere göre. Quaresma sözü ortalığı karıştırdı

Bodrum Sutopu Takımı, Başkan Kocadon u ziyaret etti

HABER BÜLTENİ xx Sayı 11

Derbinin kazananı Fenerbahçe: 0-1

Kartallara sevgi seli. ve kampa girdi. Karakartallar maçın oynanacağı Antalya ya ulaştı. zor maçlarla turu atlayan Karakartallar.

2013'te ilk antrenman

BAL Ligi 10.grupta şampiyonluk mücadelesi veren lider Kütahyaspor, DPÜ Spor u 3-0 la geçerek üçte üç yaptı.

Siyah-Beyazlı. Veli'ye ücret

Gençlerbirliği sınavı!..

HABER BÜLTENİ Sayı 51 Konya Hizmetler Sektörü 2017 de, 2016 ya Göre Daha İyi Performans Sergiledi:

Günlük Spor Gazetesi. Ramon İstanbul'a geldi

sorun çıkarmam. Siz de mutlu olursunuz ben de" dediği öğrenildi Futbolu bıraktıktan sonra bir daha TV'den bile maç izlemeyeceğini

Karşılaşmaya. BJK 2 Eskişehirspor 1

Karşılaşmay. Kartal finalde: 78-62

kondisyon tutturdular Antalya'da Manuel Fernandes ile Mustafa Direktör Samet Aybaba yönetiminde Futbol Takımı, yaptı. Basına kapalı olarak

Sivasspor maçında. Veli Kavlak derbide. derbisinde oynayamayacağı

Morallleri yerinde. olduğu görüldü. Pektemek, Mehmet. Futbol. saat 10:30 da. ülkesine kontrole giden Manuel Fernandes ile hafif.

Program Adı - Bölüm Sporun Türkçesi - 006

Derbide beraberlik!..

Galatasaray, Karabük'e 3-1 mağlup oldu

HABER BÜLTENİ Sayı 51

HOLLANDALI ENGELLİ FUTBOLCULAR BODRUM DA DOSTLUK MAÇI YAPTI

Maksimovic in. Sadece dedikodu mu? SIRP oyuncuların Beşiktaş'la ilgili haberleri medyadan. öğrendiklerini söylediği iddia edildi. Kızılyıldız Kulübü

TÜRKİYE KUPASI MÜSABAKALARI STATÜSÜ

Karşılaşmanın. Kasımpaşa maçının biletleri satışta

TAKIM & OYUNCU HAFTALIK BİLGİLENDİRME RAPORU

HABER BÜLTENİ Sayı 39

Karakaya: İnanmayanlar ile Bizim İşimiz Yok

Maç öncesi kardanadam. BEŞİKTAŞ Spor Toto Süper Lig in 17. İnönü Stadyumu nda. 20:00 de başlayacak maç öncesi karakartallar.

Beşiktaş İnönü. Teklifler gündemde

HABER BÜLTENİ xx Sayı 14

Beşiktaş son dakikada yıkıldı

Beşiktaş Futbol. Takımı çiçeklerle karşıladılar

Tuttur Cup. Tutturcup'ta dördüncülük. trabzonspor'un 1-0 üstünlüğüyle sona. 3.'lük mücadelesine. Hilbert mutlak bir pozisyondan yararlanamadı.

Tesisleri'ndeki antrenmana ısınma koşularıyla başlayan Beşiktaş, yaptı. Bir süre ayak tenisi oynayan oyuncular, şut çalışmasıyla

TAKIM ANALİZİ (FUTBOL ÖRNEĞİ)

HABER BÜLTENİ xx Sayı 16

Beşiktaş performansını artırmak için. Kartal acımadı

Vanlı futbolcu kızlar Bodrum da kamp yapıyor

HABER BÜLTENİ xx Sayı 17

Beşiktaş Gazetesi. Hedef Süper Final. Karabükspor'a konuk olan. maçta rakibiyle 1-1

HABER BÜLTENİ xx Sayı 8

Futbolda Müsabaka Analizi ve Değerlendirilmesi. Öğr. Gör. Elif Öz

Maç biletleri satışta

HABER BÜLTENİ Sayı 49

HABER BÜLTENİ xx Sayı 11

Taktik ve teknik çalıştılar

HABER BÜLTENİ Sayı 9

Beşiktaş Gazetesi17 EYLÜL. Hedef galibiyet. Memişoğlu, Asım Yusuf Öz yapacak. Taner Gizlenci

HABER BÜLTENİ Sayı 50

HABER BÜLTENİ xx Sayı 33 KONYA HİZMETLER SEKTÖRÜNÜN ÇALIŞAN SAYISI BEKLENTİSİ ARTTI

Günlük Spor Gazetesi. 5 yıllığına Beşiktaş'ta

Trabzon'da Buruk Sevinç!

K.MARAŞSPOR ADANA DA MAĞLUP

STRES ATMAYA GELDİLER, DENİZ TEMİZLİĞİ YAPTILAR

Günlük Spor Gazetesi. Rota Ramon'da

Cumhuriyet Halk Partisi

HABER BÜLTENİ Sayı 69

Yalıkavak Spor İlk Maçını Kaybetti.

Beşiktaş yönetimi, Galibiyete 20 bin dolar

HABER BÜLTENİ Sayı 71

Kartal tur. MP Antalyaspor karşısında tur arayacak. Karakartallar 5. turu atlamak için MP Antalyaspor ile oynayacağı maçın hazırlıklarını sürdürdü.

Beşiktaş Başkanı Fikret Orman ve Yönetim Kurulu. Hep birlikte yürüyecekler. BAŞKAN Fikret Orman taraftarlarla bir araya gelecek.

Beşiktaş, Kara Kartal ın rakibi Orduspor

HABER BÜLTENİ xx Sayı 26 KONYA HİZMETLER SEKTÖRÜ ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDEN UMUTLU

Transkript:

4 - Sayı 7 22 Mart 2013 TÜRKİYE ACI VATAN Milli Takım da yanlış olan ne? Neden gol atamıyoruz? Ülke puanındaki büyük tehlike Yeni ümit Olcay ve fazlası Bir başarı öyküsü Yılmaz Vural 1000 maçın ardından Javier Zanetti Şampiyonlar Ligi ve İngilizler

HAYATIM FUTBOL Yayın Koordinatörü İlker Yılmaz Editör Uğur Karakullukçu Yazarlar Alper Öcal Emre Çelik Emre Özcan Güner Çalış İsmail Şayan Mustafa Demirtaş Salih Demirci Milli Takım A Milli Futbol Takımı hayati öneme sahip Andorra ve Macaristan maçlarına çıkacak. Dünya Kupası hedefini sürdürmek için Ay Yıldızlılar a 6 puan gerekli. Peki bizi bu zor duruma getiren sebepler nelerdi. Hayatım Futbol. sayısında sadece günlük değil, yılların adım adım geri gidişin sebeplerini ortaya koyuyor. Oyuncularımız mı yetersiz, yoksa hocalarımız mı yetersiz? Yoksa sorun sistemin temelinde mi, neresinde? Bu sayıda ayrıca milli formayı ilk kez giymeye çok yakın olan Olcay Şahan, sık sık milli takıma düşünülmemesinden dertli Yılmaz Vural, Elazığspor un parlayan oyuncusu Serdar Gürler, yıllar sonra Şampiyonlar Ligi çeyrek finaline kalamayan İngilizler ve Inter de 1000 maçı deviren Javier Zanetti konularımız arasında. Keyifli okumalar, İlker Yılmaz iletisim@hayatimfutbol.com reklam@hayatimfutbol.com

Bu Sayıda Milli Takım Özel Yetiştirememek Eksikler, hatalar, yanlışlar Neden gol atamıyoruz? Gol kısırlığının nedenleri Köyümüze geri dönüyoruz Ülke puanı felaketi yolda Yılmaz Vural Milli Takım a! Çok istiyor, hak ediyor Sochaux, Elazığ, İstanbul Büyüteç te Elazığ dan Serdar Gürler var Teknik direktör döngüsü Piontek ten Avcı ya milli hocalar Javier Zanetti 1000 maçın ardından efsaneye saygı duruşu Takım oyununun yıldızı Beşiktaşlı Olcay Şahan ın yükselişinin perde arkası En güçlüler ama en iyiler mi? Şampiyonlar Ligi nde İngilizler dökülürken

Bi saniyede değişir dünya, Vodafone Süper İnternet le yakala! 10 MB 3 ABONE SUPER10 100 MB 9 3636 ABONE SUPER100 3636 Paketler vergiler dahil aylık 10 MB/3 TL, 100 MB/9 TL, 250 MB/12 TL, 500 MB/17 TL, 1 GB/21 TL dir. 250 MB, 500 MB, 1 GB kampanyalı fiyatları 31.03.2013 e kadar geçerlidir. Bu kampanyadan tüm aboneler yararlanabilir. İlgili paketlerde kotaya ulaşıldığında dönem sonuna kadar internet erişimi kesilir. İnternet erişimini kesmek için bağlantı hızı 1 Kbps ye düşer. İnternet erişimine devam etmek için ek paket satın alınması gerekir. Bilgi: www.vodafone.com.tr Ayrıntılı bilgi için: Vodafone Cep Merkezleri vodafone.com.tr forum.vodafone.com.tr facebook.com / VodafoneTR twitter.com/ VodafoneTR 444 0 542

2014 DÜNYA KUPASI AVRUPA ELEMELERİ Fikstür 22/03 19:00 Hırvatistan-Sırbistan 22/03 21:45 Makedonya-Belçika 22/03 22:00 İskoçya-Galler 26/03 21:30 Sırbistan-İskoçya 26/03 21:45 Belçika-Makedonya 26/03 21:45 Galler-Hırvatistan Fikstür 22/03 13:00 Avusturya-Faroe Adaları 22/03 13:00 Kazakistan-Almanya 22/03 21:45 İsveç-İrlanda Cumhuriyeti 26/03 21:45 Almanya-Kazakistan 26/03 21:45 İrlanda Cumh.-Avusturya Dünya Kupası Fikstür 22/03 19:00 Bulgaristan-Malta 22/03 21:30 Çek Cumh.-Danimarka 26/03 18:00 Ermenistan-Çek Cumh. 26/03 21:15 Danimarka-Bulgaristan 26/03 21:45 Malta-İtalya Fikstür 22/03 17:00 Hollanda-Estonya 22/03 20:15 Andorra-Türkiye 22/03 21:30 Macaristan-Romanya 26/03 19:00 Estonya-Andorra 26/03 20:30 Türkiye-Macaristan 26/03 21:30 Hollanda-Romanya

Dünya Kupası Fikstür 22/03 19:00 Slovenya-İzlanda 22/03 20:00 Norveç-Arnavutluk 22/03 20:00 İsviçre-Güney Kıbrıs Fikstür 22/03 20:30 Liechtenstein-Letonya 22/03 21:10 Slovakya-Litvanya 22/03 21:45 Bosna-Hersek-Yunanistan Fikstür 22/03 14:45 İsrail-Portekiz 22/03 21:15 Lüksemburg-Azerbaycan 22/03 21:45 Kuzey İrlanda-Rusya 26/03 19:00 Azerbaycan-Portekiz 26/03 21:45 Kuzey İrlanda-İsrail Fikstür 22/03 20:00 San Marino-İngiltere 22/03 21:30 Moldova-Karadağ 22/03 21:45 Polonya-Ukrayna 26/03 21:00 Ukrayna-Moldova 26/03 21:45 Polonya-San Marino 26/03 22:00 Karadağ-İngiltere Maracana Fikstür 22/03 21:00 Fransa-Gürcistan 22/03 21:00 İspanya-Finlandiya 26/03 22:00 Fransa-İspanya

İsmail Şayan Milli Takım YETİŞTİREMEMEK... Eksiklerini Almanya dan ithal ederek gidermeye çalışan Türkiye, taşıma suyla değirmeni döndürmeye çalışsa da liglerden, altyapılara birçok yanlışın yapıldığı aşikâr. Bir milli takım yazısı yazmanın son yıllardaki en kolay dönemindeyiz belki de... Şimdiden liderin 9, ikinci ve üçüncünün 6 şar puan gerisindeyiz. 1994 elemelerinden sonra hiç kadar çabuk havlu atma noktasıyla yüzleşmemiştik. Net bir biçimde beklenti karşılanamadı. Şu anda kırgın olmak, yaygara koparmak, çatmak çok kolay. Sıradaki ilk tökezlemede bu minvalde çok yazı gelecektir ve doğaldır. Abdullah Avcı çok umutlu başlamıştı oysa... Önceki turnuvaya gidemeyişimizin sebebini teknik direktöre çoktan bağlamış, göndermiş, kurtulmuştuk. Bu kez iyi bir seçim yapılmıştı. Hocanın babasının berber dükkanında röportajlar, fotoğraflar akıllardan çıkmamıştır henüz. Umut saçıyordu, son Dünya Kupası nın üstelik kıta elemelerinde tulum çıkarmış finalistiyle aynı grupta olmamıza karşın grubu birinci bitireceğimizi söylüyordu hocamız. Ama işler hiç de öyle gitmedi. Deplasmandaki Hollanda yenilgisi anlaşılabilirdi. Estonya galibiyetiyle havamızı bulur gibi olmuştuk.

Milli Takım Sonra Romanya ve Macaristan yenilgileri çarptı suratımızda. Açıkçası işimiz mucizelere kaldı. Veryansın etme hakkımız var. Avcı nın gurbetçi oyunculara yönelmesi yadırganan konulardan biri oldu. Hiddink döneminde artan bu eğilim artık daha da koyu. Ligdeki oyunculara yeterince şans vermemesi açısından eleştirilmeli mi Avcı? Ocak 2012 de UEFA nın yayınladığı rapor aklımızda: Avrupa da mücadele eden Türk takımları, Brezilyalıların Avrupa ya giriş noktası olan Portekiz den sonra kendi liginden yetişen oyuncuları en az oynatan takımlar. Bizim yabancı sınırlamamız var üstelik, AB ülkeleri biribirleri arasında oyuncuları sınırsızca dolaştırabiliyor. FIFA ve Neuchatel Üniversitesi nin ortak girişimi olan CIES in Ocak 2013 raporuna göre ligimiz, Avrupa nın en yaşlı üçüncü ligi. Önümüzde yalnızca Güney Kıbrıs ve İtalya var. 2012 raporuyla kıyas, başka bir sonuç daha çıkarıyor karşımıza: Avrupa nın 10 büyük ligi içinde en hızlı yaşlanan lig bizde. Portekiz ve İtalya gençleşirken Almanya, İngiltere, Rusya ve İspanya da kayda değer bir hareket yok. Bu veri ligimize altyapılardan oyuncu girişinin yavaşlığına işaret ediyor. Son not da tamamlayıcı: Avrupa da İtalyanlardan sonra kadrolarında altyapısından yetiştirdiği oyunculara en az yer verenler Türk takımları. Oyuncuların yalnızca %9,3 ü o kulübün altyapısından. Kadroda bulunan bazı altyapı oyuncuları mecburiyetten. Örneğin, Avrupa kupalarında mücadele edebilmek için bildirdiğiniz listeye 8 tane altyapı kontenjanı ayırmalısınız. Bunların en az 4 ü kulübünüzün altyapısından, kalanları ülkenizdeki herhangi bir altyapıdan yetişmiş oyuncular olmalı. Bu kontenjan diğer oyuncularla doldurulamaz. Oysa ligimizdeki kadrolarda sayı olarak altyapıdan yetişmiş oyuncu ortalaması 2,4. Kendi liginin pek itibar etmediği oyunculara milli takım hocasının farklı bir yaklaşım sergilemesi beklenmeli mi? Klasik, yasaklama mantığıyla gidersek yabancı sayısını azaltmamız gerekir. Nitekim bu yolda bir açıklama var. Çözüm olur mu? Almanya dan ithal Bir veri de TFF den geldi. Federasyonun Tam Saha dergisi Şubat sayısında, 2012 yılında altyapı milli takımlarına seçilen oyuncular listelendi. Dikkat çeken ilk şey, 6 oyuncudan birinin Almanya dan oluşu. Kalan 10 oyuncunun biri de diğer Avrupa ülkelerinden. Profesyonel liglerde 70 kulüp bulunan Türkiye de genç milli takımlara Stuttgart tan daha fazla futbolcu verebilen kulüp sayısı yalnızca 7. Hertha Berlin ve Köln den daha fazla oyuncu gönderen Türk kulübü sayısıysa 8. Almanya da yaşayan Türk sayısının resmi rakamlara göre 1,6 milyon civarında olduğunu göz önüne alırsak ortaya şu sonuç çıkıyor: Genç milli takımlara Almanya, Türkiye nin 7 katı verimle oyuncu yetiştiriyor. Eğer gayrıresmi rakamlara kulak verirsek oran 5 katına düşmekte. Bu yaz ülkemizde U-20 Dünya Kupası düzenlenecek. Geçen yıl U-19 milli takımımıza kulüplerimiz 55 oyuncu gönderirken Avrupa kulüpleri 21 oyuncu göndermişler. Özellikle Almanya dan katılan oyuncuların, Türk Milli Takımı tercihini yaptıkları zaman Alman vatandaşlığını kaybetme açmazları var. Kulüplerdeki durum da bunlara paralel.

Milli Takım Süper Lig de yurtdışında yetişmiş Türk oyuncu sayısı 94. Takım başına 5 ten fazla. Kulüplerin gurbetçi oyuncu kullanma eğilimi giderek yükseliyor. Aradığı oyuncuyu içeride bulamayan kulüplerin yabancı sayısı kontenjanına takılmama çözümü olabilir mi? Sözleşmeli oyuncularının yarısından fazlası Türkiye de yetişmiş takım sayısı yalnızca 4: Akhisar Belediyespor, Sanica Boru Elazığspor, Fenerbahçe ve Gaziantepspor. Bu tesisler Avrupa da yok! Yabancı oyuncuların ya da teknik direktörlerin kulüp tesislerini gezdiğinde bu lafı söyledikleri haberlerine bolca rastlanır. Saydığımız veriler, bu tesislerle Avrupa dakiler arasında ciddi bir fark olduğunu doğruluyor: Oradakiler üretiyor. UEFA nın Ocak 2011 de yayınladığı raporda, ülkelere göre UEFA lisanslı antrenör sayıları var. Türkiye, Rusya ve Almanya dan sonra Avrupa nın en yüksek üçüncü nüfusa sahip ülkesi ve 70 profesyonel kulüp barındırıyor. Ama UEFA lisanslı antrenör sayısında 30. sırada ve Almanya nın 80 de biri, İtalya nın 70 te biri, İspanya nın 60 ta biri, Fransa nın 40 ta biri düzeyindeyiz. Nüfusu bizim çeyreğimizden az olan gruptaki rakibimiz Hollanda nın ülkemizdekinin 10 katı UEFA lisanslı antrenörü var 2011 raporuna göre. Yedide birimiz nüfusa sahip Macaristan da ise sayı bizim 5 katımız seviyesinde. Belki tesisler çok güzel, belki gerçekten eşi yok. Ancak yapının içini doldurmakta bir sıkıntı var gibi görünüyor. Ekol kokteyli Futbol her geçen gün takım oyunu olma yönünü biraz daha geliştiriyor. Bunu becerebilenle beceremeyen arasında makas biraz daha açılıyor. Milli takım antrenörlerinin en büyük sorunlarından birisi de bu. Çalıştıkları oyuncular ülkelerinin en değerli, en deneyimli oyuncuları. Ancak saha içindeki birlikteliği pekiştirmek için zamanları geçmişe göre daha da yetersizleşmiş durumda. Uzunca bir süredir milli takımlarda, bir ya da iki takımın temel iskeletini oluşturduğu bir kadro kurarak bu sorunu aşmaya çalışma eğilimi var. Benzer oyunun oynandığı alt yapılarda, ekol sahibi ülkelerde oyuna başlamış oyuncu toplulukları bu sorunu daha kolay aşabilirler. Ancak ekolü olup olmadığı tartışılan bir ülke, bir de farklı anlayışlarda yetişmiş azımsanmayacak sayıda oyuncu işin içine dahil olduğunda daha fazla sendeliyor. Lige egemen oyun anlayışının milli takımın hedefleriyle uygunluğu ise bir başka sıkıntı. Takımların çoğunun önceliğinin pozisyon vermemek olduğu temposu

düşük bir ligden istendiği gibi bir milli takım çıkarabilmek pek kolay değil. Şampiyonluk adaylarına ve yurtdışındakilere yönelmek belki biraz da bununla ilintili Oğuzhan Özyakup Ancak Anadolu Kulüpleri şampiyonluk yarışı içindeyken de oyuncularının milli takım kadrolarına pek davet edilmemesinin neredeyse geleneğe dönüştüğünü, Anadolu dan şampiyon çıkması isteği söylemde çok yaygınken bu tutumla oyunculara büyüklere gitmelisiniz mesajı verildiği algısının oluştuğunun altı çizilmeli. Bu hafta Anadolu kulüpleri nin İsveç Milli Takımı na bizimkinden daha çok oyuncu gönderdiği unutulmasın. Milli Takım Bahsedilen iskelet yöntemini Türkiye geçmişte uygulamış ve iyi sonuç almıştı. Hâlâ iyi bir seçenek olarak düşünülebilir. Tabii neden bizim oyuncumuz çağrılmadı feryatları da yeniden artacaktır. Yarına dair Abdullah Avcı şu anda beklentileri karşılayamamış durumda. Göreve geldiğinde sorunların farkındaydı ama birincilik hedefini koymaktan çekinmedi. Ortada net bir başarısızlık var. Sorunun bu turnuva ile sınırlı olmadığı da ortada. Elde oyuncu üretmekte başarısız olan bir düzen var. Çözümü yurtdışı destekle bulmak belki genç takımlarda mümkün ama A Milli seviyesine gelindiğinde dahil olan etkenler çözümü zorlaştırıyor. İhaleyi dün Hiddink in bugün Avcı nın üzerine yıkmak bir yere götürmeyecek. Maalesef manzara daha ciddi, hatta belki göstermekte her daim sıkıntı çektiğimiz sabrı gerektirecek çözüm yollarını zorunlu kılıyor. Atila Turan

Alper Öcal Milli Takım NEDEN GOL ATAMIYORUZ Türkiye nin başarısız geçen Hiddink ve Avcı döneminde en çok göze batan saha içi problemi hücumdaki kısır performans. Hiddink döneminde oynanan 12 resmi maçta sadece 13 gol atılabilmişti. Avcı nın karnesiyse 4 resmi maçta 4 gol, ki bunların 3 tanesi 5. torbadan gruba dahil olan Estonya ya karşı atıldı. Son torbadan gelen Andorra ya bir araba gol atıp yine bir yalancı bahar havası estirilebilir ama grupta zirve mücadelesine girilen Romanya ve Hollanda maçlarında tabelada koca bir sıfır olduğunu unutmamalı. Milli Takım gol atmakta ve gol pozisyonuna girmekte zorlanıyor. Neden?

Milli Takım Gerek Hiddink gerekse de Avcı döneminde milli takım tartışmalarının odağında jenerasyon dönüşümü vardı. Türkiye sürekli olarak bu dönemde gençleştirme operasyonunu ve bu operasyonun merkezindeki gurbetçi futbolcuları tartıştı durdu. Oysa Euro 2008 de genel yaş ortalaması 26.79, maç yaş ortalaması ise 25 olan turnuvanın en genç 5 jenerasyonundan birine sahiptik. Euro 2012 de final oynayan İtalya kadrosunun yaş ortalamasının 28 olduğu düşünülürse, Euro 2008 in üzerinden 3 yıl geçmişken, Hiddink döneminde başlatılan bu geniş kapsamlı dönüşümün gerekliliği tartışmaya fazlasıyla açık. Türkiye genel bir yaşlanma ve jenerasyon sorunundan ziyade spesifik olarak hücum hattını oluşturan oyuncuların birbir çaptan düşmesine ve yerlerine yenilerini koyamamaya çare bulamadı. Euro 2008 de takımın hücum hattını oluşturan ve gol yükünü çeken Nihat, Tuncay, Semih ve Arda dörtlüsünden, bugün ayakta kalan tek isim Arda Turan. Burak Yılmaz ve diğerleri Avcı ve Hiddink bilhassa Nihat ve Tuncay ın boşluğunu futbol altyapısını yurtdışında almış ya da erken yaşta Avrupa ya giden genç Türk oyunculardan doldurmaya çalıştı. Tunay Torun, Mehmet Ekici, Sercan Sararer ve Gökhan Töre en sık davet alan isimler oldular. Bu isimlere son kadroda Kerim Frei ve Olcay Şahan da eklendi. Burak Yılmaz bir tarafa, ne içerideki ne de dışarıdaki milli oyuncu havuzu arasında, bu süreçte performansıyla sivrilen bir isim yok. Ligde oynadığı son 2,5 sezonda 97 maçta 71 gol, bu sezon Şampiyonlar Ligi nde 8 maçta 8 gol atan Burak ın ortalaması; Galatasaray ın efsanevi 1996-2000 döneminde kariyer zirvesini yaşayan Hakan Şükür ile neredeyse aynı. % 2 oranında minicik bir fark söz konusu. Oysa aynı Burak Yılmaz söz konusu Milli Takım olduğunda Hakan Şükür performansından hayli uzakta. 23 maçta sadece 6 gol atabildi. Sorunun Burak ta değil Milli Takım organizasyonunda ve Burak a pozisyon hazırlamakla yükümlü arka yapıda olduğu aşikâr. Ofansif kenar problemi Türkiye Milli Takımı sahaya 4-2-3-1 ile yayılıyor. Hiddink döneminde ise 4-3-3 varyantları kullanıldı. İki dizilişin de ortak noktası tek santrfor bulundurması ve hücumda efektif olabilmesi için gole direkt katkı verecek, forvet koşusu yapabilecek kenar oyuncusuna ihtiyaç duyması. Türkiye nin hücum organizasyonu açısından temel problemi bu eksiklik. En uçtaki Burak ı destekleyen ve yukarıda bir kısmı listelenen ofansif, yaratıcı kenar rotasyonu tek tek bakıldığında yetenekli ama pekçoğu kendi kulüp takımlarında dahi düzenli oynayamıyor.

Olcay Şahan dışındakiler oyununu dripling üstüne kurmuş, kırılgan, pas ve koşu alışkanlığı düşük, üstelik dikkate değer bir performansı olmayan isimler. Tepeden inme, potansiyellerine bakılarak kadroya alınıyorlar. Milli takımda, alt yaş grupları dahil beraber oynama alışkanlıkları da yok. Böyle bir rotasyondan oyunu domine edecek bir tempo ve akıcı hücum çeşitlemeleri beklemek hayalcilik. Erman Kılıç, Hurşut Meriç, Olcan Adın gibiler ise Anadolu da oynama kurbanı. Kenarlarda Hamit, Caner, Sabri ve muadilleriyle de bu yapının işlemediği aşikâr. Kısacası Türkiye Milli Takımı mevcut kadrosunda Arda Turan dışında 4-2-3-1 ve 4-3-3 te verimli olabilecek, güven aralığı yüksek, istikrarlı, bel bağlanacak ofansif kenar oyuncusu yok. Burak ın neredeyse telepatik bir iletişimde olduğu; ancak 4-2-3-1 de genelde Emre Topal ikilisinden ötürü tercih dışı kalan Selçuk İnan dört merkezli bu yapıda daha çok süre alabilir. Yine Burak ın performansını doğrudan etkileyen Umut ya da benzeri bir tamamlayıcı için as kadroda bir slot açılmış olur. Arda nın kaleye yaklaşması da cabası. Geriye bu şablonun amentüsü olan kanat bekleri kalıyor ki, Gökhan Gönül ve Hasan Ali bu dizilişe uyum sağlayabileceklerini ve tüm kulvarı kullanabileceklerini hem tempoları hem de istikrarlarıyla kanıtlamış futbolcular. Türkiye için topu ve alanı dominecek, hücum zenginliği sağlayacak başka bir alternatif ufukta görünmüyor. Çare merkeze odaklı bir yapı Abdullah Avcı ya da halefi için bu oyuncu havuzuyla mevcut yapıda ısrar etmek Burak ı verimsizleştirmek ve başarısızlıktan başka bir şey getirmeyecek. Öte yandan Marco Aurelio yu Mehmet Aurelio yapacak kadar çaresizleşilen bir dönemin ardından, Türkiye 2000 ve 2002 de çok başarılı olan takımdaki merkez jenerasyonuyla ölçüşebilecek nitelikte bir orta saha rotasyonu yakaladı. Milli Takım Nuri Şahin, Emre Belözoğlu, Hamit Altıntop, Selçuk İnan dörtlüsü hem formda hem de uluslararası deneyime sahip iç oyuncuları. Salih Uçan, Oğuzhan Özyakup, Necip Uysal, Alper Potuk, Soner Aydoğdu, Okay Yokuşlu, Salih Dursun genç yaşlarına rağmen ligin sertliğine ayak uydurmuş ve bu rotasyona rekabet getirecek, entegre edilebilecek, yetenekli, takımlarında rotasyonun önemli parçası olan alternatifleri. Fatih Terim in geçen sene Galatasaray da uyguladığı, dar alanda, önde pres yapan 4 merkezli 4-4-2 ya da Sneijder ve Drogba takviyesi sonrası Schalke maçıyla birlikte geçilen 4-1-2-1-2 şablonu Türkiye nin oyuncu havuzu için de ideal bir seçim olabilir.

Uğur Karakullukçu Köyümüze geri dönüyoruz 16 yıldır kıtanın en iyi takımları arasında yer alan Türkiye, Euro 2016 elemelerinde 4.torba takımı olma riskiyle karşı karşıya Milli Takım Milli Takım ın Euro 2008 den bu yana durdurulamaz bir düşüş içinde olduğu, yakın gelecekte de bu düşüşün önünün kesilmesinin güç olduğu herkesin kabulü ama bu sadece zihinsel bir kabulden öte artık somut bir gerçek olarak da karşımızda. Türkiye tarihinin en büyük başarılarından biri olarak görülen ilk Avrupa şampiyonası finalleri biletinin alındığı Euro 96 elemelerine girerken bir 5.torba takımıydık. Önce ağır ağabeyler, sonra diğerlerine göre biraz daha gürbüz olanlar, ondan sonra bir nebze sürpriz yapma ihtimali olanlar ve sonra Türkiye. Avrupa futbol tarihine geçecek en okkalı çıkışlardan birini yakalayıp Euro 96 bileti alan Türkiye, 98 elemelerinde 2. torbayı kıl payı kaçırmış, katılım hakkı kazandığı Euro 2000 in elemelerinden itibaren ise her daim turnuvaya katılması muhtemel takım etiketiyle kuralara girmiş ve o sınıfa ait olduğunu istikrarlı bir biçimde ortaya koymuştur. Ta ki bugüne kadar Kabus yeni başlıyor 2014 Dünya Kupası elemelerine Hollanda ile birlikte muhtemel favori olarak giren Türkiye, 16 yıllık mirasını tüketmiş durumda. İlk iki sırayı alan takımların doğrudan katılım göstereceği Euro 2016 ile birlikte En azından düzenli olarak katılabileceğimiz bir turnuva olacak diye düşünürken gelinen nokta acı verici. Euro 2016 elemelerinde gruplar belirlenirken takımların 2010 Dünya Kupası Avrupa elemeleri ve finalleri, Euro 2012 elemeleri ve finalleri ile son olarak 2014 Dünya Kupası elemeleri performansları baz alınacak. Dünya Kupası 2010 yolunda toplanan puanların ağırlığı yüzde 20 olarak belirlenirken, Euro 2012 puanları yüzde 40, Dünya Kupası 2014 elemelerinde

Milli Takım toplanan puanlar da aynı şekilde yüzde 40 olarak toplam puana etki edecek. Kısacası son üç büyük turnuva performansı üzerinden şekillenen bu sıralamada üçünde de nal toplamış olan Türkiye bırakın 2. torbadaki 16 yıllık yerini korumayı, şu anki puanlamaya göre işler daha kötüye giderse 3. torbadaki mevcut yerini korumakta bile güçlük çekebilir. Kura çekimine 3. torbadan girecek bir Türkiye artık sadece Almanya, Hollanda, İspanya gibi bir devle değil, aynı zamanda İsveç, Çek Cumhuriyeti gibi en az bizim kadar iddialı bir takımla daha boğuşmak zorunda kalacak. Tek teselli üçüncülük ikramiyesi Dünya Kupası elemeleri için geçerli olmasa da en azından bundan böyle 24 takımın katılacağı Avrupa Şampiyonası için şöyle bir şans bulunuyor. Ev sahibi Fransa nın dışında gruplarını ilk iki sırada bitiren 9 gruptaki 18 takım turnuvaya doğrudan gidecek. En iyi üçüncü de turnuvaya gidecek 20.takım olurken, kalan 8 grup üçüncüsü kendi arasında play-off oynayacak. Türkiye nin en azından bu yolla turnuvaya gitme şansı bulunuyor ancak Dünya Kupası, Türkiye için uzun yıllar bugünkünden de uzak bir hayal olabilir. Muhtemel Euro 2016 Eleme Torbaları (23 Kasım 2012) Sıra Takım Puan 1 İspanya 35507 2 Almanya 33825 3 Hollanda 31781 4 İtalya 30463 5 İngiltere 28945 6 Rusya 28806 7 Portekiz 27691 8 Yunanistan 27520 9 Hırvatistan 27381 ------------------------------- 10 İsveç 25988 11 Bosna & Hersek 25195 12 Macaristan 24681 13 Çek Cum. 24194 14 Danimarka 23919 15 İsviçre 23871 16 İrlanda 23533 17 Norveç 23421 18 Slovakya 22952 ------------------------------- 19 İsrail 22641 20 Ukrayna 22631 21 Belçika 22191 22 Sırbistan 21864 23 Romanya 21701 24 Karadağ 21171 25 Slovenya 20914 26 Türkiye 205 27 Belarus 19246 ------------------------------- 28 Avusturya 19231 29 Polonya 19183 30 Letonya 18911 31 Ermennistan 18841 32 İskoçya 18653 33 Estonya 18567 34 Finlandiya 18076 35 Galler 17811 36 Kuzey İrlanda 17721

Emre Çelik TEKNiK DiREKTÖR DÖNGÜSÜ Milli takımda, özellikle de son 25 yılda, sürekli işleyen bir senaryo mevcut: Turnuva elemeleri öncesi büyük umutlarla gelen isimler; trenin kaçmasının getirdiği hayal kırıklıklarının ardından edilen istifalar veya görevden alınmalar Milli Takım Türk Milli Takımı nın son 60 senesinde görev alan teknik direktörlere bakıldığı zaman göze çarpan acı bir gerçek var. Herhangi bir turnuvanın eleme sürecinin başında göreve gelip de bir sonraki turnuva elemelerini tamamlayabilen sadece 4 isim mevcut: Adnan Süvari, Coşkun Özarı, Mustafa Denizli ve Şenol Güneş. 1968 de Avrupa Şampiyonası Elemeleri öncesi göreve getirilen Adnan Süvari, takımı turnuvaya götürememesine rağmen 1970 Dünya Kupası Elemeleri nde de takımın başındaydı. Lâkin bu ülkede çekirge üç kere sıçrayamazdı. Ne de olsa yakın sayılabilecek bir geçmişte Sandro Puppo, takımımızı İsviçre deki Dünya Kupası na götürmeyi başarmışken hem de... Süvari nin ardından gelen üç teknik adama bu tölerans tanınmasa da Dünya Kupası Elemeleri öncesi koltuğa oturan Coşkun Özarı ya da sabredildi. Özarı, 6 maçın 2 sini kazanmış, 2 de beraberlik almıştı ve büyük çerçeveden milli takıma bakılınca bu performans başarısız sayılamazdı. Türkiye, Batı Almanya da oynanan turnuvayı o dönem yeni yeni ülkemize gelen siyah beyaz televizyonlardan izlemek zorunda kalsa da Özarı sayesinde Euro 76 elemelerine umutla bakmaya başlamıştı. Fakat Milliler, Yugoslavya ya da gidemedi. Bir üçüncü elemeye - 78 Dünya Kupası - de Özarı ile başlandı ama bu kadarı elbette fazlaydı. Özarı yı takip eden 15 değişiklikten sadece Sepp Piontek, görev süresinde ikinci yılını aşabildi ama o da ikinci elemelerini tamamlayamadan veda edenlerdendi. Fakat Piontek ile birlikte oluşmaya başlayan ve günümüze kadar devam eden beklentiler öyle bir istikrarla artmaya başladı ki takımı turnuvaya götürme başarısı sergileyen isimleri bile ya kovdurdu ya da kaçırdı.

Sepp Piontek: 27 maç, 4 galibiyet, 8 beraberlik, 15 mağlubiyet Milli Takım Yükselirken düşmek: Piontek ile başlayan süreç Milli arenada dönemin Malta sı kıvamında geçirdiğimiz 60, 70 ve 80 lerin ardından takımın başına Sepp Piontek geçiyor, doğal olarak da Danimarka nın başında yaptıklarından dolayı beklenti de bir nevi artıyordu. Piontek in İrlanda ile olan ilk karşılaşmasında Tugay, Hami ve Ogün gibi üç genç isme şans vermesi bir yana bu ısrarını grup maçlarında da sürdürmesi nasıl bir profil sergileyeceğini ortaya koyuyordu. Fakat grubun ilk maçında gelen 5-0 lık İrlanda mağlubiyetinin ardından yapılan Kadro seçimleri ya tutarsa, Tınaz Tırpan ı arar olduk ve Böyle rezillik olmaz eleştirileri; Piontek için yapılan bırak geleceği de bugünü kurtar şeklinde verilen bir ültimatomu andırıyordu. Milli takım, takribi maçlarda bu denli bir farkla mağlup olmadı ama San Marino ve Güney Kıbrıs ile birlikte elemeleri 0 puanla tamamlayan üçüncü takım oldu. Doğal olarak da gazeteler, Piontek in oynamayan takımının olumsuz istatistiklerini sıralamaya başladı. Fakat zamanında dünyada yılın teknik adamı da seçilen Piontek, ismi sayesinde 94 elemelerinde de takımın başında kalabildi. Polonyalı nın genç oyuncu aşkı ile henüz takım olamamış bu neslin başarısızlığı da devam etti. Polonya ile oynanan ilk grup maçında 23 yaş ve altında olan tam beş isim 11 deydi ama puan hasretinin sürmesi Piontek i doğal olarak uçuruma sürükledi. Polonyalı bir de geleceğin takımını kurduğunun üzerinde çok fazla durmayınca eleştiriler çığ gibi büyüdü. Sonunda da resmi maçlarda sadece bir beraberlik alabilen Piontek in ipi üçüncü senesinde, oluşturduğu yapının başarılarını kendisi tadamadan çekildi. Zaten temellerini attığı kadronun ekmeğini de ardından göreve gelen Fatih Terim yiyecekti. Milli Takım, 1996 da Fatih Terim önderliğinde Ada ya gidiyordu. Daha önce 9 Avrupa Şampiyonası na katılamamamızın doğuracağı ve en fazla merak uyandıran sorulardan biri turnuvada neler olacağı idi. Elbette gruptan çıkmamız beklenmiyordu ama gol atamamamızın yerel basında dalga boyutuna ulaşırcasına yer alması da normal değildi. Terim in Galatasaray aşkı ve milli takımı zirvede bırakma düşüncesi bir yana,

turnuva dönüşünde havaalanında yaşanan rötarın neredeyse bütün gazeteler tarafından aşağılayıcı ifadelerle aktarılması da ilerideki süreçte olacakların habercisiydi. Bir bakıma milli takıma yönelik eleştiriler devam ediyor; takım için yapılan elemelerin yüz karası tanımı, turnuvanın yüz karasına evriliyordu. Aslında Euro 96 bileti ile Fatih Hoca bir canavar yaratmıştı lâkin kimse henüz bu canavarın farkında değildi. Milli Takım Terim in takipçisi Denizli, ilk sınavında Hollanda ve Belçikalı grupta ilk 2 ye girmeyi başaramayıp, Amigo Orhan dan kafayı yese de takıma sergilettiği futbol sayesinde ikinci kez elemeleri görme şerefine nail oldu. Kolay değildi Türkiye de bu kadar uzun süre görevde kalmak. Nitekim ondan önce milli takım tarihinde sadece 7 kişi iki seneden daha uzun süre görevde kalabilmişti. Fakat ikinci sınav çok daha zorlu olacaktı. Yerel basına göre artık büyük takım olan Türkler, küçük takımlara karşı motive olamıyordu. Almanya karşısında mağlubiyet alınmamasına rağmen Moldova gibi bir takımı yenememek kabul edilemezdi. Hem Almanya dan alınan puanın bir anlamı kalmıyor, hem de küçük bir takıma karşı bile takımını zafere ulaştıramayan Denizli nin teknik direktörlüğü sorgulanıyordu. Fakat playoff sonrası gelen biletle birlikte İçimizdeki İrlandalıları eleştiren Denizli, intikâmını acı acı aldı ve arkasına bakmadan yem olmadığı canavardan kaçmayı başardı. Canavar Dünya Kupası yla büyüyor 50 sene sonra Türkiye yi turnuvaya götüren Güneş e Kosta Rika beraberliğinin ardından, belki de sırf karşı olunduğu için kendi içinde bile çelişen Yıldıray çok büyük yetenek değil. Ha, kendinden çok güçlü takımlara karşı onun sayesinde topu saklayabilir, topun kaybolmasını önleyebilirsin eleştirisi bile yapıldı. Bu eleştirilerin bir seviye sonrası ise elbette meşhur kıyafet sorunu ve Şenol Güneş in aldığı para meselesiydi. Takımın giydiği eşofmanlar için Dünya Kupası na mı gidiyorsun, Hacca mı? gibi benzetmeleri kullanılırken, Dünya Kupası nın ne olduğunu bilmeyen bir nesli Güney Kore-Japonya ya götüren Şenol hoca için büyük ve kalın Mustafa Denizli: 31 maç, 11 galibiyet, 9 beraberlik, 11 mağlubiyet Ersun Yanal: 15 maç, 8 galibiyet, 4 beraberlik, 3 mağlubiyet

Milli Takım puntolarla Güneş 70 bin dolar maaş alıyor yazan gazeteler bile oldu. Fakat Güneş, daha doğrusu Türkiye şanslıydı. Turnuvanın geri kalanında kura şansının da yardımıyla milli takım tarihin en büyük başarısına imza atarak hakkındaki eleştirileri susturdu. Grup maçlarının ardından yarı finale kadar yükselmesi sayesinde, saha içinden gelen Hakan Şükür ve İlhan Mansız ı neden birlikte oynatmıyorsun eleştirileri de geçici olarak sustu elbette. Fakat elde edilen üçüncülükle birlikte Şenol Güneş, canavarı inanılmaz bir seviyeye ulaştırdığının farkında da değildi. Meşhur Çek bi Letonya faciasının ardından herhangi basın açıklaması bile yapmaya tenezzül etmeden Güneş in kontratını tek taraflı fesheden federasyonun kararı üzerine Trabzonlu teknik adam belki de rahat bir nefes aldı. Zaten hemen hemen değindiği ilk konulardan biri 2004 teki Avrupa Şampiyonası nın eleme sürecinde, daha gidip gitmeyeceğimiz belli olmadan hedefi turnuva finali koyanlar vardı sözleriyle beklentirealite oranıydı. Fakat bir bakıma bunun da arkasına sığınmadı değil Şenol Hoca. Elbette final hayaldi ama turnuvaya gidememek de kesinlikle başarısızlıktı. Canavar Güneş ile de yetinmiyor Kendini dev aynasında görme hastalığı Yanal göreve gelmeden devam ediyordu. Medya, ağırlıklı olarak Bu denli başarılı bir takımı anca tecrübeli bir yabancı kaldırabilir derken bir bakıma Euro 2004 e gidemeyen oyuncuları aklıyor ve faturayı komple Güneş e kesiyordu. Ayrıca başarısızlığı da tam anlamıyla irdelemeden kaza olarak tanımlayıp gelecek yıllarda 2002 den devam edileceğinin havasını yaratıyordu. Fakat federasyonun tercihi Anadolu kulüplerini uzun yıllar sonra Avrupa arenasına tekrar taşıyan Ersun Yanal olunca, milli takım henüz sahaya çıkmadan yeterli mi, yetersiz mi ekseninde başlayan tartışma Yanal ın ipini çoktan çekmişti. O denli ki dönemin meşhur Sergen ile Tümer birlikte oynar mı, oynamaz mı tartışmasını bile gölgede bıraktı. Doğal olarak da Yanal ın üzerindeki baskı, henüz bir şey kaybedip kazanmadan inanılmaz boyutlara ulaştı. Yanal Fatih Terim: 91 maç, 43 galibiyet, 26 beraberlik, 22 mağlubiyet da bu baskının altında ezildikçe ezildi. Sadece baskı da olmadı Yanal ın sonunu hazırlayan. Yenemeyeceği düşmanına karşı işi inada bindirip Hakan Şükür konusuna kafayı takıp takımın geri kalanını unutması tecrübesiz ve genç ismin görev süresini bir seneyle sınırladı. Federasyon, bir ismi daha kurban verse de Fatih Terim kararıyla bir nebze olsun doğru hamle yapıldı. İşin teknik taktik kısmı bir yana - ki Euro 2008 deki yarı final de bu açından da pozitif bir tercih yapıldığını sergilemekte - daha önce canavarla kapışan Terim in, eleştirilere karşı sergilediği tavır da canavarın geçici bir süre uykuya yatmasına sebep oldu. Fakat 2010 Dünya Kupası elemelerinde sergilenen kötü futbolun getirisi eleştirilerin de yavaş yavaş ortaya çıkmasına yol açtı. Sadece çıkın oynayın diyor, takımın bir taktiği falan yok çerçevesinde eleştirilen Terim de daha önce bu basamaklardan geçmesinin getirdiği tecrübeyle sonunu gördü ve deyim yerindeyse yem olmak yerine çareyi kaçmakta buldu. Hem uçsun, hem kaçsın Terim sonrası ise bir önceki seferden ders çıkarılarak tecrübesiz ve genç bir ismin yerine Dünya çapında bir teknik adama başvuruldu.

Milli Takım Gelen Hiddink olunca elbette başarı beklentisi kaçınılmazdı. Sadece dönemlik de değil. Kalıcı bir yapıydı beklenen, hem 2012 de Polonya ve Ukrayna da ortaklaşa düzenlenen turnuvaya katılma isteği hem de gelecek yıllarda daimi bir başarı elde edebilmek için ekol yaratması bekleniyordu Hiddink ten. Her ne kadar Hiddink in gelişinin hemen ardından Euro 2008 den dolayı bazı yazarlar Son dakikaya kadar oyunu bırakmayan bir yapımız, yani ekolümüz var dese de Hollandalı dan beklenen ekol sadece mücadele eden bir takım yaratıp bırakması değildi. Gerçi Hiddink ne ekol yaratma işini ne de geleceğin takımını oluşturma meselesini beceremedi. Hatta dönemsel başarısızlığın ardından geleceğin takımını kuruyorum bahanesinin de ardına bol bol saklandı. Hiddink in bir başka handikapı da Terim, Denizli ve Güneş üçlüsünün aksine, kendisine yöneltilen her türlü eleştiriye karşı savaşmak yerine köşesine çekilmekti. Aslında saha dışından gelen eleştirilere cevabın saha içinde takımının vereceğini de göz ardı ederek çok büyük hata da yapmış oldu bu savaştan kaçarak. Halbuki Güneş ve Denizli de olduğu gibi takımı turnuvaya taşıyarak rahat nefes alabilirdi ama hataların domino taşı etkisiyle birbirini takip etmesiyle Hiddink in ikinci Türkiye macerası da hem bizim hem Hollandalı nın açısından hüsranla sonuçlandı. Uzun lafın kısası Türk Milli Takımı nın herhangi bir ekolü var mı bilinmez ama teknik direktör istikrarsızlığında tam anlamıyla bir ekol sahibi olduğumuz da gerçek. Başarı için istikrar şart tanımlamasını dilimizden düşürmesek de istikrar kavramını çok da doğru anlayabildiğimiz söylenemez. Elbette istikrar için de doğru çalıştırıcıyı bulmak şart ama Süvari, Özarı, Denizli ve Güneş in dışında, 59 sene boyunca 42 teknik direktör değişikliğine rağmen arada doğru adamların sayısının bu kadar az olması çok da gerçekçi değil. Bir başka ifade ile; ya sabırsızız ya yabancıda doğru seçimi yapamamamızın yanı sıra 60 senede bir elin parmaklarının sayısı kadar kaliteli teknik adam yetiştirebildik, doğru adamı seçemiyoruz ya da doğru hedefleri koymayı bilmiyoruz. Guus Hiddink: 16 maç, 7 galibiyet, 4 beraberlik, 5 mağlubiyet