Biz milet adına HESAP SORMA makamındayız. 'Paralel Yapı' her mecradan temizlenecek

'Paralel Yapı' her mecradan temizlenecek Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Üniversitelerin, İlk 500'ün içerisinde niçin Türkiye'den 50 üniversite görmeyelim" diye sordu. 12 DE İstanbul'un Yardım Eli Şanlıurfa da 05 TE AK Parti İstanbul İl Başkanlığımızın Üşüyorum, Yardım Edin! sloganıyla başlattığı yardım kampanyasında toplanan yardımlar, Şanlıurfa'daki Suriyeli misafirlerimize ulaştı. 05 TE AK PARTİ İSTANBUL İL BAŞKANLIĞI TEŞKİLAT İÇİ HAFTALIK BÜLTENİ YIL: 2015 SAYI : 275 13-20 OCAK 2015 Biz milet adına HESAP SORMA makamındayız Başbakanımız Ahmet Davutoğlu, haftalık olağan Meclis Grup Toplantısı'nda konuştu. Başbakanımız Davutoğlu yaptığı konuşmada ' Günlük ve anlık gelişmelerin ötesinde soğuk kanlı olarak nereden geldiğimizi ve nereye doğru gittiğimizi anlamak için bu yıl dönümleri bir vesiledir. Gün, hesap günüdür. Gün hesap verme günüdür. 1 yıl içinde yapılan her türlü faaliyetin hesap sorma günüdür. Biz hesap sorma makamındayız. Millet adına hesap sorma makamındayız. Ne yapmak istiyorlardı bu odaklar? Kanatları altına aldıkları muhalefet partileri ile 3 hedefleri vardı. Siyasi iktidarsızlık, ekonomik kriz, Türkiye'yi uluslararası alanda itibarsızlaştırmak ve yanlızlaştırmak. Şimdi gelin bütün millet olarak bunun muhasebesini yapalım. Bu hedeflerine ulaşabildiler mi? Ulaşamadılar, ulaşamayacaklar. Bunun hesabını sormakta bizim görevimizdir. 07 DE Terörün rengi, ırkı, mezhebi olmaz DAVUTOĞLU: Bugün Paris'te bu görevi yerine getirdik, yarın Şam'da ya da Gazze'de insanlar, masumlar katledildiğinde aynı dayanışma bilincini bütün dünya liderlerinden beklemek bizim hakkımız." 8 DE AK PARTİ İSTANBUL İL BAŞKANIMIZ DEV BİR ORGANİZASYONDAN DAHA YÜZ AKIYLA... AZİZ BABUŞCU nun yazısı 03 te

SEÇİM İŞLERİ 02 Seçim İşleri Bölge Toplantısı İstanbul da Yapıldı Genel Merkez Seçim İşleri Başkanlığımız tarafından düzenlenen İstanbul Bölge Toplantısı, İl Başkanlığımızda yapıldı. İstanbul, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli ve Yalova illerini kapsayan toplantıya, Genel Merkez Seçim İşleri Başkanımız Mustafa Şentop, İl Seçim İşleri Başkanımız Yusuf Ulutaş, İlçe Başkanlarımız ve 3 Kademe Seçim İşleri Başkanlarımız katıldı. Toplantıda katılımcılara hitap eden Genel Merkez Seçim İşleri Başkanımız Mustafa Şentop, Haziran ayındaki seçimlere yaklaşırken, Fransa da yaşanan hadislerle birlikte tüm dünyada ve bölgede tarihi günler yaşandığını belirterek, Böyle bir süreçte Türkiye nin çok önemli bir yeri ve önemi var. Türkiye sadece coğrafi bakımdan önemli bir bölge değil, bugün yeni bir dünya kurulurken, yeni dünyanın temel perspektifleri, dünya görüşü ve ilkeleri çerçevesinde bir tartışma yaşandığında, bu tartışmaya büyük katkıyı yapacak, yeni bir ufuk sunabilecek imkanlara sahip olan dünyada tek ülkedir. dedi. Demokrasi Mısır ve Suriye İçin de Değerli Genel Merkez Seçim İşleri Başkanımız, sözlerini şöyle sürdürdü: Dünyada insan olarak hangi din, dil, etnik köken ve coğrafya sahip olursa olsun herkesin hayatının, hukukunun aynı değerde olduğu bir yerde demokrasi var demektir. Tüm ülkeler için bunun bir ideal ve ölçü olduğu dünya bugün önümüzde yok. Avrupa kıtası dışında yaşayan toplumların, ülkelerin, milletlerin de arzu ettiği budur. Suriye de, Mısır da, Libya da demokrasiden vazgeçenlere yeşil ışık yakıldı. Bunların da iktidarları kabul edildi. Biz Fransa, Almanya ve İngiltere de demokrasiyi değerli buluyorsak, Mısır, Suriye ve Tunus için de bunu değerli bulmadıkça bu dünyada bütün insanların ümidi olabilecek bir ortamı ortaya koyamayız. Bugün yaşanan temellerinde bu vardır. Genel Merkez SKM Başkanımız Mustafa Ataş ın SKM Kuruluşu ve Çalışma esasları başlıklı bir sunum yaptığı programda, Genel Merkez Seçim İşleri Başkan Yardımcımız Hilmi Bilgin de katılımcı illerle ilgili genel bir değerlendirme yaptı.

AKTÜEL 03 AK Parti İSTANBUL İL BAŞKANI AZİZ BABUŞCU Organizasyon kabiliyeti her zaman tartışılmaz olup büyük övgüleri hak eden İstanbul teşkilatımız, dev bir organizasyonu daha alnının akıyla tamamladı. İstanbul, ülkemize sığınmış ve karda kışta üşüyen mülteci kardeşlerine sahip çıktı ve Üşüyorum, yardım edin kampanyamıza büyük destek verdi. Toplanan yardımlar Şanlıurfa da mükemmel bir organizasyonla ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldı. Biz de il yönetimimizle, İlçe ve belediye başkanlarımızla bizzat giderek bu güzel organizasyonun Şanlıurfa daki finalini gerçekleştirdik. Paylaşmanın, dayanışmanın ve kardeşliğin o manevi havasını doya doya teneffüs ettik. Bizi, oraya götürdüklerimizin aslında bize kalanlar olduğunun şuuruyla dolduran bir medeniyetin çocukları olduğumuz için Allah a hamd ettik. Üşüyen çocukların gözlerindeki sevinçle üşüyen ruhlarımızı sardık sarmaladık. Bu güzel organizasyona emek veren İstanbul teşkilatımıza mensup kardeşlerimize, kampanyamıza ekonomik destek sağlayan İstanbullulara ve bizi bağrına basarak oradaki çalışmaların en güzel şekilde olmasını sağlayan Şanlıurfalı kardeşlerimize en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Cumartesi günü Üşüyorum, yardım edin kampanyamızın finali için Şanlıurfa daydık. Paylaşmanın, dayanışmanın ve kardeşliğin o manevi havasını doya doya teneffüs ettik. Bizi, oraya götürdüklerimizin aslında bize kalanlar olduğunun şuuruyla dolduran bir medeniyetin çocukları olduğumuz için Allah a hamd ettik. Üşüyen çocukların gözlerindeki sevinçle üşüyen ruhlarımızı sardık sarmaladık. DAHA GÜZEL BİR DÜNYA İÇİN Biz terörde nice insanını kaybetmiş ve halen terörle mücadelesini sürdüren bir ülkeyiz. Dahası terörle mücadelesinde çoğu zaman yalnız bırakılmış bir ülke. Bununla da kalınmamış, ülkemizde terör estirenler uluslararası alanda sürekli himaye ve destek görmüştür. Buna rağmen bizim terör konusunda tavrımız ilkeli ve nettir. Terörü kimden gelirse gelsin ve kime yapılırsa yapılsın asla tasvip edilemez bir insani suç olarak görüyoruz. İçerde ve dışarıda meydana gelmiş her olayı iç politika malzemesi yapıp kendi ideolojik hanesine kazanç olarak ekleme saplantısındaki malum çevreler, Paris teki saldırı olayının ardından da saçma sapan yorumlarla bir sürü yanlışa imza attılar. En vahimi de terörü İslam la ilişkilendirmek. Terör din üzerinden anlamlandırılamaz. Terör konusunda uluslararası alanda yapılan en temel yanlış, bu konuya kategorik yaklaşıp ilkeli ve ahlaki bir tutum sergilenememesidir. Her ülkenin ve her insanın maruz kaldığı terör aynı ciddiyetle ve duyarlılıkla ele alınmalıdır. Benim yurttaşlarım ölürse terördür, başka yerde ölürse sadece istatistiktir anlayışıyla dünyanın varacağı bir yer yoktur. Fransa daki terörü tartışırken birçok gazete ve televizyonda öylesine özensiz bir dil kullanıldı ki, batıdaki İslamofobikler bile bu noktada yerli fobiklerden daha insaflıydı. Hele bazıları öyle bir hava estiriyor ki, sanırsın insanlar sırf Müslüman oldukları için utanç içinde önlerine bakmalı, Müslümanlıklarından dolayı neredeyse özür dilemeli neredeyse. Bu son derece yanlış, son derece haksız ve son derece de çözümsüz bir bakış açısıdır. Terör başka bir şeydir, din veya dinler daha başka. Terör konusunda uluslararası alanda yapılan en temel bir yanlış da bu konuya kategorik yaklaşıp ilkeli ve ahlaki bir tutum sergilenememesidir. Her ülkenin ve her insanın maruz kaldığı terör aynı ciddiyetle ve duyarlılıkla ele alınmalıdır. Benim yurttaşlarım ölürse terördür, başka yerde ölürse sadece istatistiktir anlayışıyla dünyanın varacağı bir yer yoktur. Daha adil, daha barışçı, daha insancıl ve terörsüz bir dünya, sırf süslü cümleler kurarak tesis edilemez. Bir yandan terörle en kararlı şekilde mücadele ederken, bir yandan da kar maksimizasyonunu, sömürüyü ve çıkarı önceleyip insanı ve erdemi dışlayan bir real politiğin her alanda sorgulanması şarttır. Daha güzel bir dünya mümkün!

GÜNCEL 04 İstanbul Suriyeli Kardeşlerine Sahip Çıktı Suriyeli mülteciler için AK Parti İstanbul İl Başkanlığının koordinasyonunda Üşüyorum, Yardım Edin! sloganıyla başlatılan kampanyada toplanan yardımları taşıyan tırlar, İstanbul dan Şanlıurfa ya doğru yola çıktı. Dev Yardım Konvoyu Yola Çıktı İstanbul Büyükşehir Belediyemiz, AK Parti İlçe Başkanlıklarımız ile 25 AK Partili İlçe Belediyemizin destek verdiği kampanyaya, İstanbullular ve sivil toplum kuruluşları da büyük bir ilgi gösterdi. Toplanan yardımları taşıyan tırlar, Maltepe Meydanı ndan İl Başkanımız Aziz Babuşcu, İl Yürütme ve Yönetim Kurulu Üyelerimiz, İBB Başkanımız Kadir Topbaş, İlçe ve Belediye Başkanlarımız ile çok sayıda teşkilat mensubumuzun katıldığı bir programla uğurlandı. İyilik Kervanlarının Çoğalması Gerekiyor Kampanyayla ilgili olarak bir basın açıklaması yapan İl Başkanımız Aziz Babuşcu, AK Parti İstanbul İl Teşkilatının sadece siyasi değil, aynı zamanda hayırda yarışanlar topluluğu olduğunu belirterek, Bugün bir iyilik kervanını sizlerle beraber buradan Urfa ya, Suriyeli kardeşlerimize doğru yolcu etmek üzere beraberiz. Biz Muhacir in ne demek olduğunu bilen, Ensar ın ne anlama geldiğini bilen bir inanç ve medeniyetin mensuplarıyız. Kendi topraklarında zulme maruz kalan, evlerini terk etmek zorunda kalan ve Türkiye Cumhuriyeti nin şefkat dolu topraklarında misafir ettiğimiz Suriyeli kardeşlerimize dönük bir yardım kampanyası başlattık. Çünkü; modern dünyanın unuttuğu yardımlaşma, dayanışma, muhabbet, iyilik kervanlarının sayısının azalmaması tam aksi çoğalarak artarak devam etmesi gerekiyor. Bu bizim, büyük bir imparatorluğun mirasçısı genç Cumhuriyet in çocukları olarak medeniyetimizin kodları arasına girmiştir. dedi. Konvoyumuz Herkesi Kucaklayacak Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Başbakanımızın talimatlarıyla harekete geçtik. diyen İl Başkanımız, sözlerini şöyle sürdürdü: Hiçbir ajans çalışması da yapmadık. Urfa da gördüğümüz bir tablo üzerinden, üşüyen, titreyen bir çocuğun ne hissetmiş olacağını düşünerek Üşüyorum, Yardım Edin! dedik. İstanbullular, hayırseverler öyle iltifat ettiler ki, kurduğumuz çağrı merkezine onlarca, yüzlerce telefon geldi ve biz bu yardım çağrılarına nerede olursa olsun ulaşarak, o yardımları işte burada gördüğünüz tırlarımızla bugün buradan yolcu ediyoruz. Bu konvoyumuz Kürt kardeşlerimizi, Türkmen kardeşlerimizi, Arap kardeşlerimizi, Ezidi kardeşlerimizi, yani zulümden kaçıp müşfik Türkiye topraklarına gelen bütün insanları, hangi ırktan, hangi inançtan, hangi mensubiyetten olursa olsun hepsini kucaklayacak. Kışın Soğuğunda İstanbul un Sıcaklığını Taşıyoruz Yardım çalışmalarını düzenli ve kalıcı hale getireceklerini vurgulayan İl Başkanımız, Urfa da oluşturduğumuz depomuz, lojistik noktamız kış boyunca yardımlarını sürdürsün arzusundayız. Şu anda da İl Yönetim Kurulu Üyelerimiz, İl Başkan Yardımcısı arkadaşımızın başkanlığında Urfa daki depomuzu hazırladılar. Cumartesi günü Belediye Başkanlarımızla, Milletvekillerimizle, İlçe Başkanlarımızla, İl Yönetim Kurulu Üyelerimizle Urfa da olacağız. Suriyeli kardeşlerimizle kucaklaşmayı, İstanbul un sıcaklığını taşıyan yardım ekiplerimizle ilk dağıtımı hep beraber yapacağız. Sonrasında bu dağıtımlarımız oradaki lojistik noktamızdan, depomuzdan devam edecek. Suriyeli kardeşlerimizin kendi topraklarına, özgür olarak kendi vatanlarına dönmesi için, Suriye de süren zulmün son bulması adına, uluslararası camiayı artık bu kayıtsızlıktan vazgeçmeye davet ediyoruz. Suriye nin özgürleşmesi sürecine insani bir duyarlılıkla yaklaşmalarını, sadece kıymetli madenlerin, enerjinin, petrolün olduğu coğrafyalara değil buraya da iltifat ederek barışın sağlanmasına katkı sağlamalarını istiyoruz. İstiyoruz ki Suriyeli kardeşlerimiz tekrar topraklarına özgür olarak dönebilsinler. Bizim yaptığımız, kendi topraklarımızda misafir ettiğimiz bu kardeşlerimize yabancılık hissettirmeden ihtiyaçlarını karşılama noktasında bir kardeşlik, bir kucaklaşma, bir muhabbet, kışın soğuğunda İstanbul un sıcaklığını taşımaktan ibarettir. şeklinde konuştu. İstanbulluların, yardımların toplanması için oluşturulan çağrı merkezi (0212 444 98 18) üzerinden 39 ilçedeki yardım toplama merkezleri aracılığıyla katıldığı kampanyada şu ana kadar toplanan yardımları götüren 134 tırlık konvoy, 123 bin adet Battaniye, 17 bin adet Elektrikli Isıtıcı, 297 bin adet ve 2500 koli Kışlık Giyecek, 50 bin çift Ayakkabı, 180 bin adet Hijyenik Malzeme, 377 bin 500 paket çocuk bezi, 9 bin adet oyuncak, 200 ton ve 26 bin koli kuru gıda ile 62 bin şişe su taşıyor.

GÜNCEL 05 İstanbul'un Yardım Eli Şanlıurfa da AK Parti İstanbul İl Başkanlığımızın Üşüyorum, Yardım Edin! sloganıyla başlattığı yardım kampanyasında toplanan yardımlar, Şanlıurfa'daki Suriyeli misafirlerimize ulaştı. Mazlumların İstanbul'u Var İl Başkanımız Aziz Babuşcu'nun başkanlığında yola çıkan ve TBMM Grup Başkanvekilimiz Mihrimah Belma Satır, Milletvekillerimiz, İl Yönetim Kurulu Üyelerimiz ile İlçe ve Belediye Başkanlarımızın da yer aldığı heyetimiz, Şanlıurfa'daki ekiplerle birlikte yardımların dağıtımını başlattı. Heyetimiz, güne yardımların dağıtılması için Şanlıurfa'da oluşturulan lojistik merkezini ziyaret ederek başladı. Burada bir konuşma yapan İl Başkanımız Aziz Babuşcu, kampanyanın amacına ulaşması için çaba sarf eden bütün teşkilat mensuplarımıza ve çalışanlara teşekkür etti. Üşüyorum, Yardım Edin! Geziyi takip eden gazetecilerin "10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü"nü de kutlayan İl Başkanımız, sözlerine şöyle devam etti: Muhacir kardeşlerimizi izliyoruz, bireysel anlamda katkılarımızı da elbette yapmaya çalışıyoruz. Daha öncesinde de bizi İstanbul'da ziyaret eden birçok değerli kardeşlerimize katkılarımızı sunuyorduk. Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı için buraya gelip alanı, sahayı bizzat müşahede ettiğimizde bir yardım kampanyası oluşturabilir miyiz? fikri oluştu. İstanbul'a döndüğümüzde il yönetimimizle, belediye başkanlarımızla konuştuk ve bu yardım kampanyasını hiçbir ajans çalışmasına gerek kalmadan, burada gördüğümüz sözü söyleyerek, Üşüyorum, Yardım Edin! diyerek başlattık." Ensar ve Muhacir Olmanın Anlamını Biliyoruz Yardım malzemesi taşıyan ve bir kısmı hala yolda olan yardım tırlarının en kısa sürede kente ulaşacağını belirten İl Başkanımız, şunları söyledi: Bu yardım kampanyasını biz bahar başına kadar sürdürmeyi düşündüğümüz için bugünlük 134 tır yardım topladık ama ileride 150-200 tıra çıkacak şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu depo süreklilik arz edecek şekilde faaliyette olacak. Açılışını yapacağımız ve giyim eşyalarının muhacirlere hediye edileceği mağazamızda yardımların devamlılık arz edecek şekilde sürdürülmesi için devamlı İstanbul'dan takviye yapacağız. Bulundukları yerlerden getirilecek kardeşlerimizi, çocuklarımızı bu mağazamızdan giydirerek tekrar servis araçlarımızla evlerine bırakacağız. Bu kampanya, ensar ve muhacir olmanın anlamını bilerek ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakanımız Ahmet Davutoğlu'nun talimatlarıyla başladı. Kampanyaya katkı sunan hayırseverlerimize, vatandaşlarımıza bir kez daha teşekkür ediyorum. Hayırda Yarışanlar Topluluğu İl Başkanımız Aziz Babuşcu, AK Parti İstanbul teşkilatının sadece siyasi başarılara imza atmadığını hatırlatarak, "Aynı zamanda, işte böyle bir yerde bir mazlumun sesi bize ulaşırsa, onun için de en iyisini yapmayı ispatlamış bir teşkilat olarak, gerektiğinde en güçlü sivil toplum kuruluşu mantığı içerisinde hareket ederiz. İşte bugün burada olduğu gibi; siyasetin ötesinde, bir iyilik kervanının, bir hayırda yarışanlar topluluğunun öncüleri olarak böyle bir başarıya daha bugün burada imza attık." şeklinde konuştu. AK Parti Şanlıurfa İl Başkanımız Zeynel Abidin Beyazgül ve Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanımız Celalettin Güvenç in konuşmalarının ardından lojistik merkezinde incelemelerde bulunan İl Başkanımız, şu an itibariyle; 30 bin battaniye, 20 bin elektrik ve soba şeklinde ısıtıcı, 297 bin kışlık giysi ve 2 bin 500 koli kıyafet, 3 bin 775 bin paket çocuk bezi, 180 bin hijyen malzemesi, 50 bin çift ayakkabı, 9 bin oyuncak, 200 ton gıda ile 26 kuru gıda kolisinin depolara yerleştirildiğini söyledi. Fırın ve Market Hizmete Girdi İl Başkanımız, daha sonra günde 20 bin ekmeğin pişirileceği mobil fırını çalıştırdı. Fırında Suriye'den gelen misafirlerimizin damak tadına uygun ekmekler üretilecek ve dağıtılacak. Heyetimizin sonraki durağı Hayati Harrani Mahallesi'ndeki giyim marketi oldu. Tamamı kullanılmamış olan kıyafetlerin mağaza ortamında sunulduğu giyim marketi, özellikle Suriyeli çocukların giydirilmesi için hizmet verecek. Yaşadıkları kamp veya evlerden alınan Suriyeli aileler, mağazada istedikleri kıyafetleri aldıktan sonra görevli ekipler tarafından yaşadıkları yerlere götürülecekler. Mağazanın açılış kurdelesini kesen ve Suriyeli çocuklarla ilgilenen İl Başkanımız, burada toplanan Suriyeli mültecilere hitap etti. İl Başkanımız, Yurdunuzdan, evinizden kopartıldınız ancak burası da sizin eviniz. Sizlere her türlü desteği vermek için elimizden geleni yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. Kendinizi yalnız hissetmeyin, yanınızda Türkiye var, biz varız. dedi. İstanbul dan giden heyetimiz, açılış sonrası ekiplere ayrılarak Suruç a doğru yola çıktı. Çadır ve kampları ziyaret eden heyet üyelerimiz, Suriyeli kardeşlerimize yardım malzemelerini dağıttılar ve bölgede yaşananlarla ilgili bilgi aldılar. İl Başkanımız Aziz Babuşcu da çadırlara girerek sığınmacılarla sohbet etti ve beraberinde getirdiği oyuncak, gıda malzemesi ve giysilerin bulunduğu yardım paketlerini misafirlerimize dağıttı.

GÜNDEM 06 Anne babalara büyük müjde Başbakanımız Davutoğlu, ailelerin hayatını kolaylaştıracak adımları içeren reform programını açıkladı. YAŞLANMAYI ÖNLEMELİYİZ Son 4 ay içinde çok önemli reform çalışmalarına öncülük ettiklerini belirten Davutoğlu, Türkiye yaşlanma bakımından hızlı bir trend takip ediyor. Ailenin korunması ve nüfus dinamizminin korunması kadınların ve aile hayatımızın desteklenmesi zaruretini getiriyor diye konuştu. ÖZEL SEKTÖRE YÜK GETİRMİYORUZ Davutoğlu, Yasa ya da yasal düzenleme gerektirmeyen konular hemen uygulanacak. Yönetmelik ve genelgeyle uygulanabilecek olanları da hemen başlatacağız. Yasal düzenleme gerektiren hususlar da, yasa yürürlüğe ne zaman girerse o andan itibaren anneler bu haktan istifade etmeye başlayacak dedi. Başbakanımız Davutoğlu nun açıkladığı Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Programı şöyle: Evleneceklere çeyiz hesabı Gençlerde evliliği teşvik etmek amacıyla da destek modelleri geliştirildi. Ebeveynlere çeyiz hesabı şeklinde bir uygulama başlatılacak. Doğumunu müteakip veya herhangi bir aşamasında 18 yaşını bitiren çocuklar tarafından kullanılacak bir tasarruf hesabı açılacak. Buna da çeyiz hesabı denilecek. Bu hesaba devlet yüzde 15 katkı yapacak. Aile bu hesapta 100 bin lira biriktirmişse devlet 15 bin lira ekleyecek. İSTEYENE EVLİLİK EĞİTİMİ Evlilik öncesi eğitim programları, aile eğitim programları ve aile danışmanlığı hizmetleri gibi uygulamalar yaygınlaştıracak. Evlilik aşamasına geçmeden bütün gençler istemeleri halinde, evlilik öncesi eğitim programı hazırlanacak. Bu eğitimler Aile Danışmanlığı Merkezi'nde yürütülecek. İLK ALTIN DEVLETTEN Her anneye doğum yaptığı anda, hediyesi olarak ilk çocukta 300, ikinci çocukta 400, üçüncü çocukta ise 600 lira yardım ulaşacak. Bundan sadece kamu değil tüm anneler yararlanacak. Anneye ve bebeğe ilk altını devlet takacak. Ailelere finansal okur yazarlık Ailelerin finansal okur yazarlığı artırılacak. Bu amaçla belediyelerin Gençlik Merkezleri nde bankacılık, borçlanma, kredi kartı kullanımı ve yatırım eğitimleri verilecek. Aile sağlığı birimlerinin bebek dostu unvanına sahip olması pozitif performans kriteri haline gelecek. Mevcut durumda 45 ilin kazandığı altın bebek dostu il unvanı 81 ile yaygınlaştırılacak. Anaokulu katılım payı kalkıyor Ekonomik olarak yetersiz ailelerin çocuklarından devlet ana okullarında katılım payı alınmaması için çalışma yapılacak. 150 kadın çalışanı olan kamu kuruluşlarında kreş açılması veya dışarıdan hizmet satın alınması yaygınlaştırılacak. Belediyeler, STK larla ortak proje geliştirecek. 500 aileye 1 sosyal hizmet görevlisi Aile Sosyal Destek Programı (ASDEP) kapsamında bütün sosyal destek ihtiyacı içinde olan ailelere ulaşılacak. Türkiye, aile hekimliği uygulamasında olduğu gibi 500 aileye 1 sosyal hizmet görevlisi düşecek şekilde bölgelere ayrılacak. Bu görevliler 500 ailenin sosyal destek ihtiyaçlarını takip edecek, denetim faaliyetinde bulunacak, verilen sosyal desteklerin nerede, nasıl kullanıldığını gözetecek. Doğum dereceyi etkilemeyecek Devlet memurlarının doğum izinlerinde oldukları dönemde kadro ve derece ilerlemesi sağlanacak. Erkeklerin askerlikten kazandıkları hak gibi kadınlar da doğumda aynı hakka sahip olacak. Yarı zamanlı çalışmaya tam ücret Annelik izni bitiminden sonra ilk çocuk için 2, ikinci çocuk için 4, üç ve üzeri çocuklar için 6 ay olmak üzere yarı zamanlı çalışma imkanı getirilecek. Aradaki fark kesintiye uğramayacak, tam ücret alarak yarı zamanlı çalışılacak. 0-12 aylık bebekleri evlat edinenler de aynı kapsama alınacak. Bu süre engelli çocuk doğuranlar için 12 aya çıkarılacak. Çoğul gebelik halinde de bu süreler her bir çocuk için birer ay uzatılacak. Okul çağına kadar kısmi çalışma Çocuk okul çağına gelene kadar ebeveynlere kısmi süreli çalışma izni hakkı getirilecek. Çocuk 5,5 yaşına gelene kadar isteyen annelere, 30 saate kadar kısmi çalışma hakkı getirilecek. Böylece bu dönemde ebeveyn işinden olmayacak. Doğumda ölümde izinler babaya İşçiler için anne doğum sonrasında hayatını kaybederse kalan izinleri baba kullanabilecek. Kamuda çalışanlar evlat edinme durumunda izin hakkından yararlanabilecek. Bu hak işçilere de verilecek. Memurlar için prematüre doğumlarda ilave izin hakkı sağlanacak. Bebek 7,5 aylık dünyaya gelmişse geriye kalan 1,5 ayın ek olarak izne intibak ettirilecek. BELEDİYE KREŞ AÇACAK Kreş ve gündüz bakım evlerini yaygınlaştırmak için, bu kurumların okul öncesi eğitim kurumlarına tanınan vergi teşviklerinden yararlanmaları sağlanacak. Çalışan kadınlara, çocuklarını bırakabilecekleri ortamlar oluşturulacak. Belediyelere kreş ve gündüz bakım evi kurma yükümlülüğü getirilecek. ÇOCUK DESTEK MERKEZİ Uyuşturucu ve istismara maruz kalan çocuklar için Çocuk Destek Merkezleri kurulacak. İstismara maruz kalan, psikolojik sorunlar yaşayan çocuklara destek olacak yeni geliştirilen ANKA programı da bu merkezlerde uygulanacak. BEBEK DOSTU ORTAMLAR Aile ve bebek dostu kültürel ortamlar oluşturulacak. Alışveriş merkezlerinden sosyal merkezlere kadar her yerde anne ve bebeğin yalnız kalabileceği çevre şartları oluşturulacak. Engelli, çocuk ve yaşlıların rahatlıkla, psikolojik olarak en iyi şartlarda hayatlarını sürdürebilecekleri şehir modelleri geliştirecek. Park düzenlemelerinden sosyal kültürel merkez düzenlemelerine kadar şehirlerde yaygınlaştırılacak. Babalara beş gün doğum izni İş Kanunu kapsamındaki babalık izinleri de yeniden düzenlenecek. Memura tanınan hak işçiye de sağlanacak. Babaya, eşinin doğum yapması halinde 5 gün izin verilecek. Çocuğun yüzde 70 engelli olması veya sürekli bir hastalığının bulunması durumunda ebeveynlerden birine 1 yıl içinde 10 güne kadar izin verilecek. KADINA ŞİDDETLE MÜCADELE Kadına karşı ve aile içi şiddet konusunda başka bir çerçevede çok kapsamlı bir seferberlik başlatılacak. Bu kapsamda şiddetle mücadele kampanyası başlatılacak. G20 dönem başkanlığında önemli küresel bir inisiyatif başlatılacak. Woman 20 (W20) İş dünyasındaki girişimci kadınların istişareleri ve bir araya gelmeleri sağlanacak, kadınların iş dünyasındaki rolünü güçlendirilecek.

GÜNDEM 07 Başbakanımız Ahmet Davutoğlu, haftalık olağan Meclis Grup Toplantısı'nda konuştu. Davutoğlu 4. Murat'a atfedilen "Geçme namert köprüsünden, koy aparsın su seni, Sinme tilki gölgesinde, koy yesin aslan seni " dizeleriyle seslendi. İşte Davutoğlu'nun konuşmasından satırbaşları; GÜN HESAP SORMA GÜNÜDÜR, BİZ DE HESAP SORMA MAKAMIYIZ Başbakanımız Davutoğlu yaptığı konuşmada ' 2015 yılının ilk grup toplantısı olması vesilesi ile ve ayrıca 2 haftadır grup toplantısı yapmamamız nedeniyle 1 yıllık ve 1 aylık muhasebe yapmak durumundayız. Günlük ve anlık gelişmelerin ötesinde soğuk kanlı olarak nereden geldiğimizi ve nereye doğru gittiğimizi anlamak için bu yıl dönümleri bir vesiledir. Gün, hesap günüdür. Gün hesap verme günüdür. 1 yıl içinde yapılan her türlü faaliyetin hesap sorma günüdür. Biz hesap sorma makamındayız. Millet adına hesap sorma makamındayız. Ne yapmak istiyorlardı bu odaklar? Kanatları altına aldıkları muhalefet partileri ile 3 hedefleri vardı. Siyasi iktidarsızlık, ekonomik kriz, Türkiye'yi uluslararası alanda itibarsızlaştırmak ve yanlızlaştırmak. Şimdi gelin bütün millet olarak bunun muhasebesini yapalım. Bu hedeflerine ulaşabildiler mi? Ulaşamadılar, ulaşamayacaklar. Bunun hesabını sormak da bizim görevimizdir. KARA HABER ÜRETTİLER Ne haberler çıkardılar Gezi provokasyonlarından sonra. Ekonomik kriz kapıda dediler, Türkiye krize girebilir dediler. Paralel çete onun uluslararası teşvikçileri ve yurt içindeki işbirlikçileri hep kara haber üretmeye çalıştılar. Gelin 1 yıllık bir ekonomik muhasebe yapın ve her birinize ayrıca teşekkür ediyorum. Gelin yeni bütçenin hesabını yapın. Türk ekonomisi sağlam olduğunu ispat etti. Kara haber bekleyenlere bir kara haber de biz verelim. İhracatın ithalata karşılığı yüzde 70'lere geldi. Bu ekonominin gücü kaynağı milletin güveni ile iktidara gelmiş AK Parti kadrolarının temiz siyasetidir. Ekonomimiz böylesine kriz dönemlerinde büyümeyi sürdürüyorsa enflasyonu kontrol altında tutuyorsa bunun arkasında bereketli bir ekonomi var, bunun arkasında ekonomiyi ahlakla yürüten siyasi bir kadro var. Herkes hesap soruyor bizde de hesap sorma vakti. Sayın Bahçeli yolsuzlukla ilgili konuştu. O bir gecede yüzde 7 binlere çıkan faizleri hatırlatırız. Bizim kriz bekleyenlere cevabımız çok açık ve nettir; Daha çok beklerler. Biz bu toprakların bereketini temsil ediyoruz. TÜRKİYE'Yİ TERÖR DESTEKÇİSİ GÖSTERMEYE ÇALIŞTILAR Üçüncü hedefleri Türkiye'yi uluslararası alanda itibarsızlaştırmak ve yanlızlaştırmaktı. Her türlü karalama kampanyası yaptılar. Başka ülkedeki olayları görmeyen medya bizdeki en küçük şeyleri büyük büyük gösterdi uluslararasına. Uluslararası medya paralel çetenin işbirlikçileri harekete geçti. Tek hedefleri vardı bir başarı hikayesini karalamak. Soğuk savaştan bu yana İslam dünyası diktatörleşme ve terörle itham edilerek hep bir kara dünya olarak takdim edildi. 90'lardan beri bu böyledir. AK Parti ile oluşan başarı hikayesi karalanan İslam dünyasının ve tarihte başarı gösterilemeyeceğine inanılan mazlum millette bir umut ışığı uyandırdı. Yükselen bir güç olarak Türkiye'nin alternatif bir yol oluşturma çabasını engelleme gayreti var. İki iddia Biz milet adına hesap sorma makamındayız sürekli gündemde tutuldu. Türkiye uluslararası teröre destek veriyor iddiası. Onların aklına müslümanlık deyince iki şey akıllarına geliyor. Otoritelleşme ve terör. Türkiye'de sağlanan demokratikleşmeye sağlanan hak ve özgürlüklere bakınız. Bütün bunlar aslında Türkiye'nin başarısının yansımasıyla oldu. Bize karşı bu kampanyaları hep sürdürdüler. Arap Baharı'nda sokaklara çıkıp demokrasi talebinde bulunanlar için ister Mısır Tahrir Meydanı'nda sonradan bastılıran o gençler önlerinde AK Parti başarı hikayesini görerek hak ve özgürlük için yola çıktılar. Bütün bu medya operasyonları ile bunu karalayarak ortadoğu'da, Balkanlarda yükselen değer AK Parti'yi yıpratmaya çalıştılar. Onlar ne kadar çabalarsa çabalasınlar biz biliyoruz ki Gazze'linin, Filistinli'nin, Suriyeli'nin kalbinde de al bayrak var. ŞİŞLİ'DEKİ OLAYLARDAN CUMHURİYET ÇIKAR MI? Evet biz bu oyunları bozduk. Türkiye bugün bütün dünyada demokrasisini ispat etmiş, dünyada etkisini her an gösteren bir ülkedir. Komisyon kararı ne olmuş olsaydı dahi ne yönde olsaydı dahi geçen sene yaşadıklarımız. Daha önce MİT müsteşarımızın sorguya çağrılması, MİT tırlarına operasyon, 27 Mart Dışişleri Bakanlığı'nın dinlenmesi bir darbe süreciydi bir vesayet kurma süreciydi. Birileri bütün bu süreçte Türkiye'nin demokrasiye darbe vurmak istedi. Türkiye'nin itibarına darbe vurmak istedi. Bu darbe teşebbüsünü yapanlar bugün tarih önünde de millet önünde de hem mahçup, hem mahkumdurlar. Paralel çete bu hesaplar içine girmişken tek başına değildi. Bugün bu tartışmaları yürütmeye çalışan muhalefet liderlerine sesleniyorum. Biz muhasebemizi yapıyoruz siz de yapın. Bir CHP'li vekil çıktı dedi ki paralel ile işbirliği yaparak hata yaptık dedi. Bunu Kılıçdaroğlu'nun yüzüne bakarak söyledi. O darbecilerle iş birliği yaptınız. CHP ne yaptı bu dinleme yapanlara sahip çıktı. Haksız bir şekilde vatandaşın onurunu rencide edenlere siyasi iradeyi ve milli iradeyi vesayet altına almak isteyenlerle işbirliği yaptı. CHP'nin kimseye söyleyecek sözü yoktur. Sadece kendi işlerine baksınlar. Bakınız Şişli'de yaşananlara. Şişli eski Belediye Başkanı CHP'nin İstanbul Belediye Başkan adayı oluyor, onun oğlu diğerinin yanına veriliyor. Eğer Hayri İnönü seçimi kazanırsa görevi oğluna devredecek. Burada bir vesayet kültürü var. Araya mafya vs giriyor. Burada bir saltanat kültürü var. Cumhuriyet adıyla bağdaşmayan ve burada bir şiddet kültürü var tehdit şantaj kültürü. Şimdi bunlardan Cumhuriyet çıkar mı? İki ayı dolduruyor hala Şişli sorununu çözemediler. Çünkü bu sorun zihniyet sorunu. HİÇ BİR ŞEKİLDE MÜDAHİL OLMADIK İkinci boyut komisyonun dün aldığı kararın hukuki boyutu. Soruşturma süreci hukuki bir süreçtir. Şimdi geçen yıl ilgili bakanlarla ilgili iddialar ortaya atıldığında bakanlar görevlerinden istifa ettiler, kendi talepleri ile soruşturma başlatıldı. Soruşturma komisyonunu etkileyecek şekilde açıklamada bulunmak hukuka aykırıdır. Hukukun kendi içinde işlemesine izin vermek gerekir. Bir kez daha söylüyorum. Biz bu süreç içinde hiç bir şekilde komisyona müdahil olmadık, telkinde bulunmadık. Yasaların ve anayasanın getirdiği sorumluluk da budur. İhsası reyde bulunmak bir suçtur. Biz soruşturma komisyonunu kurduk. Süreçte hiç bir şekilde müdahalede bulunmadık telkinimiz olmadı. Şimdi herkesin komisyondan çıkan rapora saygı duyması lazım ve raporun detaylarını beklemesi lazım. Hiç bir şekilde bu tarz bir müdahale doğru değildir. Soruşturma komisyonu kendi vicdanı ile hukuk anlayışı içerisinde bir karar vermiştir bunun gereğini raporunu sunarak yapacaktır. Biz siyaset olarak atılacak tüm adımları attık.

GÜNDEM 08 DAVUTOĞLU: Bugün Paris'te bu görevi yerine getirdik, yarın Şam'da ya da Gazze'de insanlar, masumlar katledildiğinde aynı dayanışma bilincini bütün dünya liderlerinden beklemek bizim hakkımız." Terörün rengi, ırkı, mezhebi olmaz Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Geçmişte terörden çok acı çekmiş bir ülke olarak bundan sonra da dünyanın neresinde olursa olsun terör faaliyetine karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Yine devlet terörü anlamında, kendi halkına veya Filistin'de olduğu gibi Filistinlilere yönelik baskı ve zulüm uygulayanlara karşı da Suriye'de veya Filistin'de veya diğer ülkelerde, sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz" dedi. Davutoğlu, Fransa'nın başkenti Paris'te, 17 kişinin ölümüne yol açan terör saldırıları nedeniyle düzenlenen "Cumhuriyet Yürüyüşü"ne katılımının adından Türkiye'nin Paris Büyükelçiliğinde basın toplantısı düzenledi. Türkiye'nin terör, insanlığa karşı işlenen suçlar ve masum bir cana kasıt söz konusu olduğunda dünyanın her yerinde aynı değeri savunduğunu, hiçbir yerde çifte standart uygulamadığını vurgulayan Davutoğlu, şunları söyledi: "Gazze'ye yapılan saldırılar karşısında sesimizi nasıl yükselttiysek daha önce Madrid'de, Londra'da, Norveç'te olan terör saldırılarında da aynı şekilde sesimizi yükselttik. Bizim için terörün rengi, ırkı, mezhebi, etnisitesi olmaz. O açıdan burada bulunmamız, küresel mesajın algılanması bakımından önemliydi. Çünkü daha çok Avrupalı liderlerin olduğu bir platformdu. İslam dünyasından üç, dört lider, Afrika'dan Arap dünyası ve Avrupa'dan bizler vardık. Bu mesaj, bütün dünyaya verilen bir mesajdır. Herkesin de bu anlamda yüzleşmesi gereken bir gerçektir, şu anda terör tehdidi. Bu çerçevede bugün, burada sergilenen tablo önemlidir." "Avrupa'daki Müslümanlar açısından mevcudiyetimiz bir teminat mahiyetindedir" Avrupa'daki Müslümanlar ve Türkler açısından da Paris'te bulunmasının önemli olduğunu belirten Davutoğlu, şöyle devam etti: "Biz burada bulunmakla bu terör saldırısını istismar ederek Müslümanlara yönelecek saldırılar karşısında da bütün Avrupalılara şu mesajı vermek istedik: Avrupa asırlar boyu çok kültürlü, çok dinli bir kıtadır. Endülüs'ten Osmanlı'ya kadar da İslam, Avrupa kıtasının en asli unsurudur. Avrupa'da İslam-Hristiyanlık çatışması üzerinden herhangi bir şekilde gerginlik çıkarmak isteyenler Avrupa kültürüne ihanet etmektedirler. Bu ister bu olayda, terör saldırısında olduğu gibi İslam adına İslam'ın değerlerini çiğneyen bazı terör grupları tarafından olsun isterse yine bu süreç içinde onlarca camiye saldırıda bulunan Avrupa'daki ırkçılar adına olsun, kim olursa olsun Avrupa kültürüne bu anlamda darbe vurmaktadır. "Türkiye'nin tutumu ilkesel" Türkiye'nin, Avrupa ve insanlığın ortak değerlerini savunmak gerektiğinde bugüne kadar sürdürdüğü ilkesel tutumu burada da yürüyüşe katılarak gösterdiğini dile getiren Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu: "Geçmişte terörden çok acı çekmiş bir ülke olarak bundan sonra da dünyanın neresinde olursa olsun terör faaliyetine karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Yine dünyada nerede olursa olsun, devlet terörü anlamında, kendi halkına veya Filistin'de olduğu gibi Filistinlilere yönelik baskı ve zulüm uygulayanlara karşı da Suriye'de veya Filistin'de veya diğer ülkelerde, sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. İnsan canı, eşrefimahlukat olan insanın değeri söz konusu olduğunda, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da etnik ve mezhebi kökene, dini arka plana bakmadan insan onuruna, insani değerleri aynı saygıyı beklediğimizi vurgulamak istiyoruz." "Her yerdeki kayıplara aynı sesle karşılık vermemiz insanlık vazifesi" Davutoğlu, özellikle ekonomik krizin de ivme katmasıyla Avrupa'da aşırı akımlara dönük ciddi bir kaymanın yaşandığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Açık söyleyeyim, tehdit büyük. Buna karşın, bu konuya duyarlı olan kesimlerde olumlu yönde bir duyarlılık oluştuğunu görmek de memnuniyet verici. Nihayetinde, hepimizin dünyanın her yerindeki insan kayıplarına aynı güçlü sesle karşılık vermemiz bir insanlık vazifesi. Bugün Paris'te bu görevi yerine getirdik, yarın Şam'da ya da Gazze'de insanlar, masumlar katledildiğinde aynı dayanışma bilincini bütün dünya liderlerinden beklemek bizim hakkımız." "Bu kapsamlı bir yüzleşme gerektiriyor" Bugünlerde Paris'te ortaya konan resmin geleceğe dönük neler yapılabileceğinin ilk mesajlarını da verdiğine dikkati çeken Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti. "Eğer Türkiye, Avrupa Birliği'ne engel çıkartılmamış ve 2004 Kıbrıs referandumu sonrasında süretle Avrupa Birliğine entegre olmuş olsaydı, emin olun bu kültürel gerilimler bu ölçüde olmazdı. Maalesef son dönemde bu karşıtlıklar üzerinden siyaset yapmak prim yapar hale geldi. Sıkıntının esası, problemin kaynağı burada. popülist tavırlar ve doğrudan karşı kültürleri tahrik edici tutumların getirdiği tepkiler, bugün böyle bir tabloyla karşı karşıya kaldığımızı gösteriyor. Bu saldırıları yapanlarda bir Arap ülkesinde ya da bir Müslüman ülkesinde yetişmiş değiller, Paris'te doğmuş ve yetişmiş gençler bunlar. Dolayısıyla bu saldırıyı yapan teröristlerin bu ortama sürüklenmesinin önüne geçmekte hepimiz için önemli. Bu kapsamlı bir yüzleşme gerektiriyor."

GENÇLİK KOLLARI 09 GENÇLİK KOLLARIMIZDA 4. VE 2. OLAĞAN KONGRE SÜRECİ BAŞLADI Gençlik Kolları teşkilatlarımızı 2015 genel seçimleri ile 2023 hedeflerine hazırlayacak ilçe teşkilatlarımız için kongre süreçleri Çekmeköy ve Bayrampaşa ilçeleri ile başladı. Büyük bir heyecan ve coşkuya sahne olan kongrelere, Genel Merkez MKYK Üyelerimiz, İstanbul Milletvekillerimiz, İl Gençlik Kolları Başkanımız Gıyaseddin Gergin, İl Gençlik kolları Yürütme ve Yönetim Kurulu Üyelerimiz, İlçe Başkanlarımız, Belediye Başkanlarımız ve teşkilatlarımızın her kademesinden bir çok teşkilat mensubumuzun katılımıyla gerçekleşti. Kongrelerimiz İlçe Gençlik Kolları Başkanlarımız Rıdvan Bural ve Enes Malik Yaylacı'nın açılış konuşmalarıyla başladı. Heybemize Yeni Heyecanlar Katıyoruz Kongre konuşmasını yapan İl Gençlik Kolları Başkanımız Gıyaseddin Gergin, Kongreler bizler için birliğin, heyecanın, AK Parti ye mensup olmanın en güçlü bir şekilde hissedildiği günlerdir. Aynı zamanda teşkilatlarımız için seçim anlamına gelen kongre süreçleri, tazelenmenin, heybemize yeni heyecanlar yüklemenin de zamanlarıdır. Çekmeköyle başlayan 2. ve 4. Olağan kongre süreci'nin 2015 seçimlerinin tarihi önemi karşısında teşkilatlarımızın uyum ve sinerjiyle hareket etmeleri, partimizin yeni bir zafer elde etmesinin en temel şartı olacaktır. Gençlik kolları kongrelerimiz aynı zamanda teşkilatımızın uyumunun ve sinerjisinin bir nişanesi olacaktır dedi. Çekmeköy İlçe Gençlik Kolları 2. Olağan Kongresinde Rıdvan Bural, Bayrampaşa İlçe Gençlik Kolları 4. Olağan Kongresinde ise Enes Malik Yaylacı yeniden Gençlik Kolları Başkanlığı'na seçildi. Gençlik Kolların'da 4. Olağan Kongre dönemi 2. gününde Sultangazi, Zeytinburnu ve Esenler kongrelerimizle devam etti. Kongrelerimiz, Genel Merkez MKYK Üyelerimiz, İstanbul Milletvekillerimiz, İl Gençlik Kolları Başkanımız Gıyaseddin Gergin, İl Gençlik kolları Yürütme ve Yönetim Kurulu Üyelerimiz, İlçe Başkanlarımız, Belediye Başkanlarımız ve

GENÇLİK KOLLARI 10 teşkilatlarımızın her kademesinden bir çok teşkilat mensubumuzun katılımıyla gerçekleşti. Kongrelerimiz, İlçe Gençlik Kolları Başkanlarımız Ensar Topçu, ve Erdal Başak'ın açılış konuşmalarıyla başladı. Genel Başkanımız ve Başbakanımızın kongrelere gönderdiği mesajında; Demokratik istikrar ve güven başta olmak üzere Türkiye ye büyük eserler kazandıran parti teşkilatımızı gözümüz gibi korumak zorundayız. Zira bu büyük davanın yükü teşkilatlarımızın omuzlarındadır. Parti teşkilatımızın en önemli sacayaklarından biri olan Gençlik Kollarımızın kongre sürecini de son derece önemsiyorum. Kongrelerimizin, partimizin kimliğine, geçmişine, siyaset tasavvuruna ve elbette AK gençliğe yaraşır şekilde yapılacağına tüm kalbimle inanıyorum' dedi Sultangazi İlçe Gençlik Kolları 4. Olağan Kongresinde Onur Uygun, Zeytinburnu İlçe Gençlik Kolları 4. Olağan Kongresinde Necmettin Barman ve Esenler İlçe Gençlik Kolları 4. Olağan Kongresinde ise Ahmet Kılıç yeni ilçe Gençlik Kolları Başkanı seçildi.

KADIN KOLLARI 11 İl Kadın Kolları Başkanlığımız, 4. Olağan Kongre sürecine ilişkin basın toplantısı düzenledi. Kadın Kollarımız, 4. Olağan Kongre Dönemini başlatıyor 4 milyonu bulan üye sayısıyla dünyanın en büyük kadın örgütlerinden biri olan AK Parti Kadın Kollarımız, 4. Olağan Kongre Dönemini başlatıyor. Partimizin başarısında her zaman en önemli güç olan AK Parti İstanbul İl Kadın Kollarımız da, İl Kadın Kolları Başkanımız Av.Özlem Zengin öncülüğünde kongre süreci ile ilgili olarak İl Başkanlığımız Konferans Salonunda bir basın toplantısı düzenledi. İl Kadın Kolları Başkanımız Av.Özlem Zengin, Fransa da gerçekleştirilen saldırıyı kınayarak konuşmasına başladı. Dünyanın son dönemde terörle bir imtihanı olduğunu belirterek, Biliyorsunuz Fransa da terör saldırısında, Charlie Hebdo dergisinin mizah çizerleri ve yazarları olan 12 kişi hayatını kaybetti. Hemen arkasından Nijerya da 2 bin insan Boko Haram örgütü tarafından öldürüldü. Tabi tablo dehşet verici. Dünyanın ve insanlığın terör karşısında ortak bir tavır alması gerektiğine inanıyorum. Yolun başında hepimiz bu olan bitenden çok üzgünüz. Bunların tekrarlanmaması gerektiğini ve insanların dünyada din, dil ve ırk ayrımı yapmaksızın, bu olaylar karşısında aynı tepkiyi ve refleksi göstermesi gerektiğine inanıyorum. İnşallah dünya bu imtihandan geçecek dedi. İl Başkanımız Av. Özlem Zengin, sözlerine şöyle devam etti: Bazı dillerde kelimelerin dişisi vardır, kadın ve erkek ayrılır. Türkçe de böyle bir ayrım yok ama Arapça da ve Fransızca da var. AK Parti kelimesinin ben kadın bir kelime olduğunu düşünüyorum. AK Parti dişi bir kelimedir. Çünkü AK Parti nin var olmasında, bugüne kadar yol almasında ve büyümesinde kadınların çok büyük bir önemi var. Hem kadınların hayatlarının değişmesinde, hem siyaset algısının değişmesinde, hem kadınların profilinin değişmesinde AK Parti nin çok büyük bir önemi var. Zaten sayılarda bize bunu söylüyor. Tabi bu ekip çalışması içerisinde yaptığımız en önemli şeylerden bir tanesi biz Türkiye de kadın hareketine yeni bir anlam katmaya çalışıyoruz. Kadınların hayatını, ailesini, çocuğu ve eşini her birini yeniden ele almak, değerlendirmek ve tanımlama yapma ihtiyacı duyuyoruz. Kadın ve ailesi meselesi partimizin gündemine daha fazla olmaya devam ediyor. Sayın Başbakanımız Ahmet Davutoğlu biliyorsunuz kadınların çalışma hayatında var olarak anne olması ve ailenin bütünlüğünün korunarak, aileci problemlerin izah edilmesi için yeni bir paket açıkladı. Bazı arkadaşlarımız belediye başkanı, milletvekili ve bakan oldu. Ümit ediyorum bir gün Türkiye de başbakan ve cumhurbaşkanı olacak. Bizim hayalimiz bu doğrultudadır. Bu durum dünyanın her yerinde bir şeyler yapabileceğine inanan bir ekiple olur dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ın herkesin göz ardı ettiği kadınları hayatın merkezinden alıp siyasetin merkezine götürdüğünü vurgulayan İl Kadın Kolları Başkanımız, Kimin iktidar olacağını, kimin ne yapacağını gösterme imkanı verdiği için Cumhurbaşkanımız Erdoğan a binlerce kez teşekkür etmemiz gerekir. Elbette bu yolcuğun devamında Ahmet Davutoğlu ve eşi ile kabinedeki tüm bakanlarımız bu süreç için elinden geleni yapıyorlar diye konuştu. Biz sadece ultra siyaset yapan kadınlar değiliz, biz hayatın içindeki kadınlarız diyen İl Başkanımız, Hem ev işi yapıyoruz, hem çocuklarımıza bakıyoruz hem çalışıyoruz hem de siyaset yapıyoruz. Yani aslında süper kadınlarız. AK Parti ailesinin kadınlarla birlikte yapmaya çalıştığı şey daha iyi bir Türkiye dir. Ama daha iyi bir Türkiye artık bize az geliyor. Daha iyi ve yeni bir dünya, değerlerinin yeniden tanımlandığı bir dünya ve artık kongrelerimizin sizler de biliyorsunuz artık yeni bir sloganı var Yeni Türkiye ve Yeni Güç diyoruz şeklinde konuştu. İl Başkanımız, Asil güç olan kadınlar, bu kongre süreci ile beraber kendilerini yenileyerek, yeniden düzenleyecekler ve inşallah daha iyi bir güçle geleceğe devam edeceğiz. Ve ben bu kongre sürecinde şimdiden arkadaşlarıma başarılar diliyor ve teşekkür ediyorum. Bu kongre sürecinde göreve başlayacak arkadaşlarımızı da şimdiden hayırlı olsun diyorum. Türkiye nin en önemli seçimlerinden biri olan Haziran 2015 seçimlerine giderken kendimizi yenilenmiş, hazırlanmış, kendi içinden çok önemli adaylar çıkarmış bir ekip olarak yolumuza devam edeceğiz. dedi. Basın toplantısı, İl Kadın Kolları Başkanımız Av. Özlem Zengin, İl Kadın Kolları Yönetim Kurulu Üyelerimiz, İlçe Kadın Kolları Başkanlarımız ve Aday İlçe Kadın Kolları Başkanlarımızın yanı sıra medya mensuplarımızın katılımıyla gerçekleşti.

'Paralel Yapı' her mecradan temizlenecek Erdoğan, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Bilkent Yerleşkesi'ndeki Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Sağlık Temel Bilimleri ve Laboratuvarları Binası'nın açılış ve Esenboğa Merkez Kampüsü'nün temel atma törenine katıldı. Milletler arası hukuka yaptığı katkılar nedeniyle fahri doktora unvanı verilen Erdoğan, kendi adını taşıyan konferans salonundaki törende yaptığı konuşmaya başlarken, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ile "kampüs" kelimesiyle ilgili bir müzakerede bulunduklarını aktardı. Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın, "Acaba bu isim böyle mi olsa, yoksa bu ismi mahalle mi koysak... Sonra benim aklıma tarihimize gitmek, dönmek geldi. Herhalde buna 'külliye' daha güzel olur dedim. Bu yeni dönemde bir ilk olur, dolayısıyla Esenboğa Kampüsü yerine Esenboğa Külliyesi Temel Atma Töreni çok daha isabetli olur diye düşünüyorum" sözleri, salonda alkışlarla karşılandı. Projenin, Türkiye'de kendinden bahsettiren bir çalışma olacağını dile getiren Cumhurbaşkanımız Erdoğan, 1 milyon metrekare kapalı alana sahip olacak külliyenin, geleceğin güçlü nesillerini de yetiştireceğini kaydetti. Bu hizmetlerin, üniversiteye ve ülkeye kazandırılmasında emeği geçenleri kutlayan Erdoğan, 2010'da kurulan genç bir müessese olmasına rağmen Yıldırım Beyazıt Üniversitesi'nin hızlı mesafe katettiğini, seçkin bir eğitim kurumu olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini vurguladı. Erdoğan, "Çubuk Külliyesi" tamamlanıp, arzu edilen fiziki altyapı oluşturulduğunda, üniversitenin çok daha ileri seviyelere ulaşacağını dile getirerek, bu yılın sonunda ilk etabının açılışını gerçekleştirmeyi öngördükleri külliyenin diğer üniversiteler için de örnek teşkil edecek bir eğitim yuvası olacağını söyledi. Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Türkiye'nin her alanda kalkınmasına, ilerlemesine, büyümesine katkı sağlayacak yükseköğretim kuruluşlarına, üniversitelere, fakültelere, öğretim üyelerine, öğrencilere şiddetle ihtiyaç olduğunu belirterek, "İstemezükçülük belki zaman zaman siyasetin dili olabilir ama asla üniversitenin, üniversite mensuplarının dili, üslubu, tarzı olamaz, olmamalıdır. " değerlendirmesinde bulundu. Geçmişte üniversiteler konusunda da bir vesayet dönemi yaşandı Üniversitenin, ülke içindeki ve uluslararası alandaki başarılarıyla gelecekte yeni Türkiye'nin sembol kurumlarından biri haline geleceğine inandığını ifade eden Cumhurbaşkanımız Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye'de geçmişte her alanda olduğu gibi üniversiteler konusunda da bir vesayet dönemi yaşandı. Bunu geçmişi tahlil olarak burada ortaya koymak istiyorum, geleceğe de emin adımlarla yürüyelim istiyorum. Her düşüncenin, araştırmanın, ahlakın merkezi olması gereken üniversiteler her türlü baskıcı ideolojinin, fikri tasallutun bayraktarlığını yapar hale geldi. Daha da acısı, üniversite öğrencilerinin ellerinde kitap yerine taşlarla, silahlarla, bombalarla birbirlerine saldırdıkları dönemleri yaşadık. Üniversite hocalarının darbelere destek verdiği, ellerinde pankartlarla sokaklarda darbe çağrıları yaptığı dönemlere şahit olduk. Eğitimden, öğrenimden ve kendilerini yetiştirmekten başka amacı olmayan öğrencilerin, 'Bizim istediğimiz formata uymuyorsun' denilerek fakülte binalarına, üniversite kampüslerine sokulmadığı günleri gördük. Zihinleri zenginleştirmesi gereken üniversitelerin 'zihin formatlama' aracı olarak kullanılmaya çalışıldığı dönemlerden geçtik. Bunların hepsi de Türkiye için, üniversitelerimizin için acı verici, utanç verici, yüz kızartıcı hadiselerdi. Yeni Türkiye yolunda diğer alanlarda olduğu gibi yükseköğretim konusunda da büyük bir değişim, dönüşüm yaşanıyor. Biz, 'İlim, Müslümanın yitiğidir' anlayışının, böyle bir medeniyet anlayışının mensuplarıyız. Müslüman bunu nerede bulursa, alır. Böyle bir medeniyetin evlatları olarak biz bu çalışmayı yapacakken, 'Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya anlayışıyla ötelenen, itilen böyle bir nesil geldi, ne yazık ki bu ülkede geldi ve geçti. Ben evlatlarımı bu ülkede okutamadım, ne yazık ki yurt dışına göndermek durumunda kaldım. Niye? Başı örtülü olarak üniversiteye sokulmadıkları için. Neden? Katsayısı engeline takıldıkları için. Ama ne oldu, işte bu tür hırsızlar bizi mal sahibi yaptı. Evlatlarımız da dışarıda gayet iyi yetiştiler, güçlü oldular. Özgüvenleri çok daha farklı bir şekilde tekrar öz vatanlarına döndüler." İlk 500'ün içinde neden Türkiye'den 50 üniversite görmeyelim Cumhurbaşkanımız Erdoğan, üniversitelerin her türlü bilginin, araştırmanın ve muhakemenin yapıldığı mekanlar haline dönüşmesini, üniversitelerin, akademisyenlerin, öğrencilerin uluslararası başarılarıyla gurur duymak istediklerini belirterek, "İlk 500'ün içerisinde niçin Türkiye'den 50 üniversite görmeyelim" diye sordu. Türkiye'nin 81 ilde 176 üniversitesi olan bir ülke olduğuna işaret eden Erdoğan, "Bizim üniversitelerimiz bilim alanında da dünya üniversiteleriyle rekabet eder hale gelecektir. Sakın zaafa düşmeyin, bunu başaracağız. Er veya geç başaracağız. Bu işin hiç lamı, cimi yok, bunu başaracağız. Bu işi halledeceğiz. Biz size inanıyoruz. Sizin de kendinize güvenmenizi istiyoruz" ifadelerini kullandı.