Hz. YUNUS EMRE Şiirleri



Benzer belgeler
Eskisehir. Yunus Emre. Sevelim Sevilelim T.C. ESKİŞEHİR VALİLİĞİ İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ

CEM DOSYASI HAZIRLAYAN: BAKİ GÜNGÖR (DEDE) SEYİT HARUN NURDEDE OCAĞI KIRKLAR CEMEVİ KIZILPİR SEYİT HARUN NURDEDE OCAĞI

AZÎZ MAHMÛD HÜDÂYÎ DÎVÂN-I İLÂHÎYÂT

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ

Remzi Kaptan. Cem ve Cemde Okunan Gülbanklar, Deyişler, Mersiyeler, Duazlar

11. baskı YA KUR ÂN YA HÜSRÂN. Üçüncüsü Yok!.. cengiz numanoğlu

İBLİSTEN DOST OLUR MU?

KIRKINDAN SONRA FAHRİ KABAAĞAÇ

----{ kutupyıldızı kitaplığı } OSMANLI DA SEKS. Sarayda Gece Dersleri. Murat Bardakçı

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ

Niye? helezonikkresendo.blogspot.com

TÜRKÜLERDE GEÇEN TÜRKİYE DIŞINDAKİ YER İSİMLERİ

Hz. Abdu l Baba nın Mektuplarından Seçmeler

Ahmet Burhanettin Sivaslı

Sallfı ala Seyyidina Muhammed, Sallft ali. mürşidina Muhammed, Sallu ali. Bedriddüca Muhammed, Sallft ali. Nuriibiıda Muhammed.


YARABBİ VAKTİ SEHER. Cûşa gelir dağ taş ile feryâd eder vakt-i seher Her nesneyi kaplar telâş feryâd eder vakt-i seher

UNKNOWN GHAZALS OF HAYÂLÎ BEY

İFLASI SABİT OLUNCAYA KADAR

Seçme Dualar ve Sıkıntılardan Kurtuluş

DİNİMİZ İSLAM Mübarek Gün ve Geceler

KIYÂMET ve ÂHIRET. MÜSL MÂNA NASÎHAT Vehhâbîlik

ALEVİ-BEKTAŞİ MİRAÇ SÖYLEMİNDEN CEMİN SİMGESEL TEMSİLLERİNE HAKK'IN BİRLİK BİLİNCİ

TESLİM ABDAL. Seherde Bir Bağa Girdim Ne Bağ Duydu Ne Bağbancı El Vurup Güllerin Derdim Ne Bağ Duydu Ne Bağbancı

Mevlâna ile Şems-i Tebrîzî ye Göre Ebu l-hasan-i Harakanî

ORTAOKUL VE İMAM HATİP ORTAOKULU. Öğretim Materyali KUR AN-I KERİM YAZARLAR. Yrd. Doç. Dr. M. Vehbi DERELİ. Nazif YILMAZ

Hiç konuşmuyorlardı. Ürkektiler. Bir kuş parlasa ödleri kopacak gibiydiler, tetikte. Gözleri kısılmıştı.

Çukurova Ağıt Söyleme Geleneğinde Ölüm Dışı Söylenen Ağıtlar Prof. Dr. Erman ARTUN

RUSYA DA BAŞARISIZ OLMANIN YOLLARI

İNANÇ ÖNDERLİĞİ - PİRLİK. Ezeli ezelden öteden beri. Sevdikçe sevesim geldi Pirimi. Çekerim cevrini andan ötürü. Sevdikçe sevesim geldi Pirimi

Transkript:

Hz. YUNUS EMRE Şiirleri

KARA TOPRAĞIN ALTINDA Teferrüç eyleyu vardım, sabahın sinleri gördüm Karışmış kara toprağa, şu nazik tenleri gördüm Çürümüş, toprak olmuş ten, sin içinde yatar pinhan Boşanmış damariakmış kan, batmış kefenleri gördüm Yıkılmış sinleri dolmuş, evleri belirsiz olmuş Kamu endişeden kalmış, ne düşvar halleri gördüm Yaylalar yaylamaz olmuş, kışlalar kışlamaz olmuş Bar tutmuş, söylemez olmuş, ağızda dilleri gördüm Kimisi zevk ü işrette, kimi saz ü beşarette Kimi bela vü mihnette, dün olmuş günleri gördüm Soğulmuş şol kara gözler, belirsiz olmuş ay yüzler Kara toprağın altında, gül deren elleri gördüm Kimisi boynunu eğmiş, tenini toprağa salmış Anasına küsüp gitmiş, boynun buranları gördüm Kimi zari kılıp ağlar, zebaniler canın dağlar Tutuşmuş sinleri oda, çıkan tütünleri gördüm Yunus bunu kanda gördü, gelip bize haber verdi Aklım vardı, bilim şaştı;nitekim şunları gördüm

HEY BENİM ÖMRÜM KUŞU Hey benim ömrüm kuşu, kande varasın bir gün Ecel arayı görür, ele giresin bir gün Gele göğsüne kona, tenin tutuşa yana Bir kadeh şerbet suna, içe kanasın bir gün Görmeğe gelenleri, hal hatır soranları Sevgili yarenleri, görmez olasın bir gün Yarenlerin geleler, seni tacilleyeler Soyalar donlarını, uryan olasın bir gün Tap tımar eyle tene, yarar eyle bu cana Şol yılana çiyana, nasip olasın bir gün Münkerle Nekir gele, gele karşında dura Dilince sual sora, cevap veresin bir gün Aşık Yunus nidesin, acep kanda gidesin Erenler meclisine, girmez olasın bir gün

ACEP N'OLA BENİM HALİM Bir korku düştü canıma, acep n'ola benim halim Derman olmaz ise bana, acep n'ola benim halim Canım tenimden üzüle, gitmek yararı düzüle Bu suret nakşı bozula, acep n'ola benim halim Dünya donların soyucak, yuyucu tenim yuyucak İletip kabre koyucak, acep n'ola benim halim Eller gidip ben kalıcak, sinde yalnız olucak Münkerle Nekir gelicek, acep n'ola benim halim Ne ayak tuta, ne elim, ne aklım kala, ne bilim Cevap vermez ise dilim, acep n'ola benim halim Mezardan duru gelicek, hak terazi kurulacak Amelimiz görülecek, acep n'ola benim halim Miskin Yunus eydür sözü, kan yaş ile dolu gözü Dergahına tutar yüzü, acep n'ola benim halim

BİR DEM GELİR Hak bir gönül verdi bana, ha! demeden hayran olur Bir dem gelir şadan olur, bir dem gelir giryan olur Bir dem sanasın kış gibi, şol zemheri olmuş gibi Bir dem beşaretten doğar, hoş bağ ile büstan olur Bir dem gelir söyleyemez, bir sözü şerh eyleyemez Bir dem dilinden dür döker, dertlilere derman olur Bir dem div olur ya peri, viraneler olur yeri Bir dem uçar Belkıs ile, sultan-ı ins ü can olur Bir dem varır mescidlere, yüz sürer anda yerlere Bir dem varır deyre girer, İncil okur ruhban olur Bir dem gelir İsa gibi, ölmüşleri diri kılur Bir dem girer kibr evine, Fir'avn ile Haman olur Bir dem döner Cebraile, rahmet saçar her mahfile Bir dem gelir gümrah olur, miskin Yunus hayran olur

NE SÖYLERLER, NE BİR HABER VERİRLER Yalancı dünyaya konup göçenler Ne söylerler, ne bir haber verirler Üzerinde, türlü otlar bitenler Ne söylerler, ne bir haber verirler Kimisinin üstünde biter otlar Kiminin başında sıra serviler Kimi masum, kimi güzel yiğitler Ne söylerler, ne bir haber verirler Toprağa gark olmuş nazik tenleri Söylemeden kalmış, tatlı dilleri Gelin, duadan unutman bunları Ne söylerler, ne bir haber verirler Yunus der ki, gör takdirin işleri Dökülmüştür kirpikleri kaşları Başları ucunda hece taşları Ne söylerler, ne bir haber verirler

AŞIMA ZEHR-İ KATİL KATMIŞIM BEN Bu ömrüm yok yere harc etmişim ben Canım gör nice oda atmışım ben Kimse kimesneye etmemiş ola Anı kim kendime ben etmişim ben Amelim rahtını, derdim götürdüm Kamu assım, ziyana satmışım ben Cihanda bir sınık saksıdan ötrü Güherlerim ziyana satmışım ben Amelim her ne ki varsa riyadır Acep ihlası ne unutmuşum ben Giceye eresini kimse bilmez Tul-i emel başın uzatmışım ben Dügeli ömrümü, harcına sürdüm Ziyandan bellidir, ne utmuşum ben Aguya bal deyu parmak uzattım Aşıma zehr-i katil katmışım ben Biçare Yunus'un çoktur günahı Hakkın dergahına yüz tutmuşum ben

AYRUK GERİ GELMEYESİN Yok yere geçirdim günü, ah nideyim ömrüm seni Geldin geçtin bilmedim, ah nideyim ömrüm seni Seni bahaya almadım, anın çün kadrin bilmedim Sana vefadar olmadım, ah nideyim ömrüm seni Ömrüm ipi üzüleser, suret nakşı bozulasar Hayrım şerrim yazılasar, ah nideyim ömrüm seni Ayruk geri gelmeyesin, gelip beni bulmayasın Bu devranı sürmeyesin, ah nideyim ömrüm seni İşte koyup gidisersin, beni garip edisersin Kara yere girisersin, ah nideyim ömrüm seni Hani seninle olduğum, şad olubeni güldüğüm Ya son ucu yad olduğum, ah nideyim ömrüm seni Miskin Yunus gidisersin, acep sefer edisersin Ettiklerin bulusarsın, ah nideyim ömrüm seni

ELİF'TEN BE'Yİ BİLMEYEN Vaktinize hazır olun, ecel vardır, gelir bir gün Emanettir kuşça canın,, issi vardır, alır bir gün Nice bin kere kaçarsan, yedi deryalar geçersen Pervaz uruben uçarsan, ecel seni bulur bir gün İşbu meclise gelmeyen, anup nasihat almayan Elif'ten be'yi bilmeyen, okur kişi olur bir gün Tutmaz olur tutan eller, çürür şol söyleyen diller Sevip kazandığın mallar, varislere kalır bir gün Yunus Emre'm bunu söyler, aşkın deryasını boylar Şol yüce köşkler, saraylar, viran olur kalır bir gün

GÜNDÜZLERİ OLMUŞ GECE Yer yüzünde gezer idim, uğradım milketler yatır Kimi ulu, kimi kiçi, key kuşağı berkler yatır Kimi yiğit, kimi koca, gündüzleri olmuş gece, Kimi derviş, kimi hoca, mümin muhakkikler yatır Doğru varırdı yolları, kalem tutardı elleri Bülbüle benzer dilleri, danişment alimler yatır Ulu, kiçi ağlamışlar, server yiğitler komuşlar Baş ucunda yay asmışlar, dökülüben oklar yatır Atalarının izi tozlu, enginleri dürlü donlu Hüküm eder ay ü güne, şol usullü beyler yatır Elleri dürür kınalı, hem karavaşlu dayelu Karga gibi kara saçlı, gül yüzlü hatunlar yatır Uşacıklar, oğlancıklar, oynar güler bülbül gibi Ayrılmışlar;anaları, sinlerini bekler yatır El bağlamışlar kamusu, hak Çalaptandır umusu Düğürlü kızdır kimisi, alınmadık haklar yatır Yunus bilmez kendi halin, Hak Çalap söyletir dilin Bir nicesi yeni gelin, ak değirmi yüzler yatır

GELEN GEÇER, KONAN GÖÇER Bu dünya kimseye kalmaz, anadur ölümün zinhar Kaçan kimse gider gelmez, anadur ölümün zinhar Gelen geçer, konan göçer, nasip oldukça yer içer Ecel ömre kefen biçer, anadur ölümün zinhar Üstüne çün çöker dağlar, ecel gelir dilin bağlar Kalır bu bahçeler bağlar, anadur ölümün zinhar Kefen donun ola toprak, bitiser üstünde yaprak Dola gözlerine toprak, anadur ölümün zinhar Nice cem'ettin ise mal, alır varislerin filhal Sinde sen çekersin vebal, anadur ölümün zinhar Pes anı sanma malındır, haram ise vebalindir Helal ise sualindir, anadur ölümün zinhar Kalır ayruklara malın, seninle gider amalin İrişmez bir pula elin, anadur ölümün zinhar Geri gelmez varan anda, kalır ol karannu sinde Sevap işleyu gör bunda, anadur ölümün zinhar Günahkarsın günahın çok, günah için bir ahın yok Varacak gayrı rahın yok, anadur ölümün zinhar Yunus tak boynuna bendi, sonra halka ver bu pendi Cihandan kes bu payvandı, anadur ölümün zinhar

BENCİLEYİN GÜLMEDİK BAŞ Yürü fani dünya, sana gelende gülmüş var mıdır Bencileyin gözü yaşlı, ağlayu kalmış var mıdır Söylerim bilmezem sözüm, yürürüm görmezem özüm Bir oldu gecem gündüzüm, hiç böyle olmuş var mıdır Benim baştan yüreğim baş, göz yumuldu çekildi kaş Bencileyin gülmedik baş, cihana gelmiş var mıdır Döğdüm başım taşlar ile, kan akıttım yaşlar ile Yarenler kardeşler ile, candan ayrılmış var mıdır Ahır halkla helallaşıp, her biriyle esenleşip Bencileyin aklı şaşıp, ağlayu kalmış var mıdır Bunca zamanlar bilişip, ahır dönüp ayrılışıp Böyle bir dertlere düşüp, odlara yanmış var mıdır Kanda yürüsem inlerim, hiç sesin gelmez dinlerim Gelesin deyu gözlerim, gidende gelmiş var mıdır Bu söylediğim sözleri, dertliler için söylerim Acep bu benim sözümden, haberim almış var mıdır A dostlar esenleşelim, tuz ekmek helallaşalım Ta ölünce ağlaşalım, ağlayıp gülmüş var mıdır Ağlayıp bulmadım çare, çok yalvardum Peygambere Yunus gibi yüzü kare, cihana gelmiş var mıdır

BIRAK İKİLİĞİ Sen sende iken menzil alınmaz Bahri olmadan gevher bulunmaz Er açtı yolu ayan eyledi Tolun ay doğdu, hergiz tolunmaz Er manasından, almayan cahil Taştandır bağrı hergiz delinmez Er urdu yare, zahmi belirmez Var! Bu yareme, merhem bulunmaz Mağripten maşrik erin gözüne Ayan görüne perde olunmaz Ko ikiliği, gel birliğe yet Bir olan canlar ayrı dölenmez Yunus, ver canını hak yoluna Can vermeyince canan bulunmaz

SENİN KOKUN DUYDU CANIM İlahi bir aşk ver bana, kandalığım bilmeyeyim Yavu kılayum ben beni, isteyuben bulmayayım Al gider benden benliği, doldur içime şenliği Bu dünyada öldür beni, varıp anda ölmeyeyim Şöyle hayran eyle beni, bilmeyeyim dünden günü Daim isteyeyim seni, ayruk nakşa kalmayayım Senin kokun duydu canım, terkini urdu cihanın Hergiz belirmez mekanın, seni kande isteyeyim Aşkın bir od urdu cana, üs yürürem yana yana Ciğerim gark oldu kana, nice zari kılmayayım Ko ben yanayım tüteyim, bülbül olayım öteyim Dost bahçesinde biteyim, açıluben solmayayım Halim getirsem dile, kim bana söğe, kim güle Bari yanayım dert ile, ben dillere gelmeyeyim Mansur um çek dara beni, ayan göster anda seni Kurban kılayum bu canı, aşka münkir olmayayım Aşktır bu derdin dermanı, aşk yolunda verem canı Yunus Emre eydür bunu, bir dem aşksız olmayayım

SORARLAR BİR EYYAM GELİR Bir gün senin defterini dürerler bir eyyam gelir Kamu aklını başına dererler bir eyyam gelir Tevhide uydur sözünü, mevlaya döndür yüzünü Eynine kefen bezini, sararlar bir eyyam gelir Azrail ala canını unuttura her sanını Kara toprağa tenini, kararlar bir eyyam gelir Tenha kabrinde kalıcak, amellerin arz olucak Mahşer yerine yalıncak, sürerler bir eyyam gelir Yunus eydür evvel baştan, ayırır seni kardaştan Ne ettin kurudan yaştan, sorarlar bir eyyam gelir

ŞOL KAHR İLE KAZANDIĞIN Ey dünyayı seven kişi, bir gün koyup gitmek gerek Senin dileğinle değil, naçardır, ne etmek gerek Gözün ile gördüğünü, şol hasretin olanları Akil isen an bunları, her kimseyi anmak gerek Şol kahr ile kazandığın, bir gün kalısar körlüğe Şol mal ki körlüğe kalır, şaylığa harc etmek gerek Kudret kandilinden senin, destur ile indi canın Bir gün geri gel deniser, şol sözü işitmek gerek Ne hak buyruğun tutarsın, ne kul sözün işidirsin Hiç bilmezsin ma'na nedir, nedilde çağırmak gerek Uydun bu nefsin sözüne, battın günah denizine Çirk getirdin can yüzüne, tövbeteğin tutmak gerek Yunus;şimdi sen dil ile, ben Hakkı severim deme Ol padişah hazretine, görklü meta'iltmek gerek

GER TAŞ İSEN ERİYESİN Sana ibret gerek ise, gel göresin bu sinleri Ger taş isen eriyesin, bakıp görücek bunları Şunlar ki çoktur malları, gör nice oldu halları Son ucu bir gömlek imiş, anında yoktur yenleri Kani mülke benim deyen, köşk ü saray beğenmeyen Şimdi bir evde yaturlar, taşlar olmuş üstünleri Bunlar geri gelmeyeler, zühd ü taat kılmayalar Bu beyliği bulmayalar, zira geçti devranları Kani ol şirin sözlüler, kani ol güneş yüzlüler Şöyle kaybolmuş bunlar, hiç belirmez nişanları Bunlar bir vakt beyler idi, kapıcılar korlar idi Gel imdi gör, bilmeyesin, bey hangidir ya kulları Ne kapı vardır giresi, ne yemek varır yiyesi Ne ışık vardır göresi, dün olmuştur gündüzleri Bir gün senin dahi Yunus, benim dediklerin kala Seni dahi böyle ide, nitekim etti bunları

KABRE VARDIĞIM GECE Ya Rab n ola halim, kabre vardığım gece Eyi olmazsa amelim, kabre vardığım gece Ya Rabbena yandırma, günahlara bandırma Çırağım söğündürme, kabre vardığım gece Ya Rabbena hayr eyle, Muhammed e yar eyle Kabrimizi nur eyle, kabre vardığım gece Ya Rabbena tuş eyle, imanı yoldaş eyle Muhammed e eş eyle, kabre vardığım gece Ya Rabbena şaşırtma, yüzüm üzre düşürtme Zebaniler üşürme, kabre vardığım gece Ya Rabbena eşimden, eşimden yoldaşımdan Aklı alma başımdan, kabre vardığım gece Derviş Yunus un sözü, kan ağlar iki gözü Mahrum eyleme bizi, kabre vardığım gece YÜZ BİN PEYGAMBER Hor bakma sen toprağa, toprakta neler yatur Kani bunca evliya, yüz bin Peygamber yatur Cennette buğday yiyen, gaflet gömleğin giyen Hem dünyaya meyleden, Adem Peygamber yatur Arkasiyle kum çeken, göz yaşıyle yuğuran Kabeye temel kuran, Halil Peygamber yatur Vücudunu kurt yiyen, kurt yedikçe şükreden Belalara sabreden, Eyyup Peygamber yatur

Balık karnında yatan, deryaları seyreden Kabak kökün yastanan, Yunus Peygamber yatur Kuyuda nihan olan, kul deyüben satılan Mısır a sultan olan, Yusuf Peygamber yatur Yusuf un yavu kılan, kurt ile davi kılan Ağlayıp göğsüz kalan, Yakup Peygamber yatur Asasın ejder eden, bahre urup yol eden Fir avnı helak eden, Musa Peygamber yatur Ol Allahın habibi, dertlilerin tabibi Enbiyalar serveri, Resul Muhammed yatur Hayber kal asın yıkan, kafiri oda yakan Şahinler gibi bakan, Ali gibi er yatur Ata ana gülleri, Kur an okur dilleri Fatm ana oğulları;hasan, Hüseyin yatur İğnesin suya atan, balıklara getirten Tacın tahtın terkeden, İbrahim Ethem yatur Gündüzler saim olan, geceler kaim olan Ariflerin sultanı, Bayzit Bestami yatur Hakikat erleri, geçti dünyadan, her biri Konyada;ol Mevlana Hüdevandigar yatur Çoktur Hakkın has kulları, fikr eyle bunları Saysam erenleri, görsen ne sultanlar yatur Yunus sen de ölürsün, kara yere girersin Kara yer altında, çok günahkar kullar yatur

EVLİYALAR ALAN DÜNYASIN Bilirim seni yalan dünyasın Evliyaları alan dünyasın Kaçan kurtulsa kuş kurtulaydı Şahin kanadın kıran dünyasın Sevdiğim aldın beni aldattın Dönüp yüzüme gülen dünyasın Süleyman tahtın sen viran kıldın Masumlar boynun buran dünyasın Dünya, bununla yedi gez doldu Ahır bizden de kalan dünyasın Aşık Yunus, sema'la çarh urur Bu çarhımızı bozan dünyasın

GEÇER BU EYYAMLAR Zikrullah eyleyip tevhit etmeğe Geçer bu eyyamlar, ellere girmez Hakkın doğru yollarına gitmeğe Geçer bu eyyamlar, ellere girmez Sen asan et doğru yolca gitmeğe Varıp anda, kara yere yatmağa Geceler supha dek, tevhit etmeğe Geçer bu eyyamlar, ellere girmez Aldatmasın seni dünya sefası Giyesin kefen, koyasın libası Vücudun şehrinde, ruhun hüması Geçer bu eyyamlar, ellere girmez Türlü donlar ile, kendin bezersin Kitaplar okuyup, sözler yazarsın Bildim dersin, niçil gafil gezersin Geçer bu eyyamlar, ellere girmez Yunus eydür, gelin imdi kardaşlar Dökelim gözümüzden kanlı yaşlar Nasihatim budur size dervişler Geçer bu eyyamlar, ellere girmez

BENİ İRŞAT EDEN Ağla gözüm ağla, gülmezem ayruk Gönül dosta gider, gelmezem ayruk Ne gam bunda bana, bin gez ölürsem Anda ölüm olmaz, ölmezem ayruk Yansın canım, yansın aşkın oduna Aksın kanlı yaşım aksın, silmezem ayruk Göyündüm aşk ile, ta kül olunca Boyandım rengine, solmazam ayruk Beni irşat eden mürşid-i kamil Yeter, bir el almazam ayruk Varlığım yokluğa denişmişem ben, Bugün, cana, başa kalmazam ayruk Fenadan bekaya göç eyler olduk Yüneldim şol yola, dönmezem ayruk Muhabbet bahrinin gavvası oldum, Gerekmez, Ceyhuna dalmazam ayruk Dilerim fazlından ayırmayasın Hocam, senden özge sevmezem ayruk Söyler aşık dilinden bunları Yunus Eğer aşık isem, ölmezem ayruk

DAĞLAR İLE, TAŞLAR İLE Dağlar ile, taşlar ile çağırayım Mevlam seni Seherlerde kuşlar ile, çağırayım Mevlam seni Sular dibinde mahi ile, sahralarda ahu ile Aptal olup "Ya Hu" ile, çağırayım Mevlam seni Gök yüzünde İsa ile, Tur dağında Musa ile Elimde asa ile, çağırayım Mevlam seni Derdi öküş Eyyup ile, gözü yaşlı Yakup ile Ol Muhemmed mahbub ile çağırayım Mevlam seni Hamd ü şükrullah ile, vasf-ı Kulhüvallah ile Daima zikrullah ile, çağırayım Mevlam seni Bilmişim dünya halini, terk ettim kıyl ü kalini Baş açık ayak yalın, çağırayım Mevlam seni Yunus okur diller ile, ol kumru bülbüller ile Hakkı seven kullar ile, çağırayım Mevlam seni

SON UCU Sen bu cihan mülkünü Kaftan kafa tuttun tut Ya bu alem malını oynayuben yuttun tut Süleyman'ın tahtına şah olup oturdun bil Dive, periye düpdüz hükümleri ettin tut Fir'avn'ın hazinesin, Nüşirevan'ın genciyle Karun malına katıp, sen malına kattın tut Bu dünya bir lokmadır, ağzında çiğnenmiş bil Çiğnenmişe ne yutmak, ha sen anı yuttun tut Ömrün senin ok bigi, yay içinde dopdolu Dolmuş oka ne durmak, ha sen anı attın tut Her bir nefes kim gelir, keseden ömr eksilir Çün kese ortalandı, sen anı tükettin tut Çün denize gark oldun, boğazına geldi su Deli gibi talpınma, ey biçare battın tut Ölüm vardır bilirsin, varıp gafil olursun Kamulardan ayrılıp, varıp sinde yattın tut Yüz yıllar hoşluk ile, ömrün olursa Yunus Son ucu bir nefesdir, geç andan unuttun tut

BİR SAKİDEN İÇTİM ŞARAP Bir sakiden içtim şarap, Arştan yüca meyhanesi Ol sakinin mestleriyiz, canlar anın peymanesi Bir meclistir meclisimiz, anda ciğer kebap olur Bir şem'dir bunda yanar, güneş anın pervanesi Aşk oduna yananların, külli vücudu nur olur Ol od bu oda benzemez, hiç belirmez zebanesi Andaki mest olanların, olur Enelhak sözleri Hallac-ı Mansur gibidir en kemine divanesi Ol meclisin bekrileri, ol şah Ethem gibidir Yüzbin olur her köşede, Belh şehrinin viranesi Ey sat hezaran Bayezıt, anda muganniler çalar Ütrük nefsek teal olur, ol çalgının teranesi Yunus bu cezbe sözlerin cahillere söylemegil Bilmez misin cahillerin nice geçer zemanesi

ÇIRAĞIMA KASTEDENİN Aşkın odu düştü cana, eritti yürek yağını Kesti hevasetin kökün, oda yandırdı bağını Kazdı kahır kazmasiyle, canda cefa ocağını Çaldı nefsin boynuna himmet eri bıçağını Himmet suyu ile yudu, gönlün evin ap arıca Hizmet kapısından, ana sundu şükür ayağını Her kim bize yanı yanar, Hak dileğin versin ana Urmaklığa kastedenin düşem öpem ayağını Kim bize taş atar ise, güller nisar olsun ana Çırağıma kastedenin Hak yandırsın çırağını Miskin gönlün, aşk elinden iki büküldü vücudu Tövbe kapısından, sundum ana iman dayağını Gel imdi miskin Yunus, hevaseti elden bırak Çalabım, sen ruzi eyle bizi, kanaat bucağını

DÜNYAYA ÇOK GELİP GİTTİM Beni bunda veribiyen, bilir ne işe geldim Kararım yok dünyada, giderim yumuşa geldim Dünyaya çok gelip gittim, erenler eteğin tuttum Kudret ününü işittim, kaynayuben cuşa geldim Sert söz ile gönül yıktım, od oldum canları yaktım Sırrımı aleme çaktım, bu halka temaşa geldim Aşık oldum şol ay yüze, nisar oldum bal ağıza Nazar kıldım kara göze, siyah olup kaşa geldim Ben oldum İdris terzi, Şit oldum dokudum bezi Davud'un görklü avazı, ah edip nalişe geldim Musi oldum Tur'a vardım, koç oldum kurbana geldim Ali olup kılıç saldım, meydana güleşe geldim Ay oldum aleme doğdum, bulut oldum göğe ağdım Yağmur olup yere yağdım, nur olup güneşe geldim Kal-ü kıylden geçenlere, yolda gözün açanlara Anlayuben seçenlere, vakıa olup düşe geldim Benim ol dertler dermanı, benim ol marifet kanı Benim Musi-i-İmrani, Tur dağında aşa geldim Yolum sana oldu durak, sabakın söyleyendir Hak Yunus Emre'm dilinde, Hak olup dile düşe geldim

KAPIDA KALDI ŞERİAT Aşk imamdır bize, gönül cemaat Kıblemiz dost yüzü, daimdir salat Dost yüzün görücek, şirk yağmalandı Anınçün, kapıda kaldı şeriat Gönül secde kılar, dost mihrabında Yüzün yere vurup, kılar münacat Kim ola dost ile, bu demde halvet Şeriat der, sakın şartı bırakma Şart ol kişiye kim, ede hiyanet Erenler nefesidir devletimiz Anınla fitneden olduk selamet (Beli) kavlin dedik evvelki demde Henüz bir demdir, ol vakt ü bu saat Derildi beşimiz, bir vakte geldi Beşi bir eyleyip, kim kıla taat Biz kimse dinine hilaf demezüz Din tamam olıcak doğru muhabbet Doğruluk bekleyen dost kapısında Gümansız ol bulur ilahi devlet Yunus ol kapıda kemine kuldur Ezelden ebede dekdür bu izzet

GAYRİ YÜZE NİCE BAKAR Acep değil deli olsa aşk oduna yanan kişi Aşka yakın yürümesin iyi adın sanan kişi Kim sakınır iyi adın, bıraksın elden aşk odun Tezcek yoldurur kanadın, daldan dala konan kişi Saldı beni uzak yola, şol gözlerim dola dola Dertli halinden ne bile, yüreği sağ olan kişi Aşıklar geçer arından, dönmez olur ikrarından Şimdi ayrılmış yarından, yalan dava kılan kişi Yürek yanar, yaşım akar, şu gözlerim yola bakar Gayri yüze nice bakar, Hak cemalin gören kişi Gözüm pınar olmuş akar, şol zarim ki Arşa çıkar Mahv eyleyip varın yakar, masivayı koyan kişi Yunus kodu yola başı, urur müddeiler taşı Hiçtir münafıkın işi, gelsin aşka doyan kişi

YETMİŞ İKİ MİLLETTE Gayrıdır her milletten bu bizim milletimiz Hiç dinde bulunmadı, din ü diyanetimiz Bu din ü diyanette, yetmiş iki millette Dünya vü ahirette, ayrıdır ayatımız Tahir suya banmadan, el ayak deprenmeden Baş sücuda inmeden, kılınır taatımız Ne rüku vardır, ne sücut, ne kıble vardır, ne mescit Daima ol dostla becit olur münacatımız Gerek Kabeye varalım, gerek mescide girelim Gerek su ile yunalım, çün bile illetimiz Su ne kadar arıda, yavuz huyun bile Meğer bizi pak ide, Haktan inayetimiz Kimin sırrın kim bile, çün erilmez bu hale Yarın ana belli ola, Müslüman mürtedimiz Yunus canı yenile, kim dostluğun anıla Ansızın bir ün gele, bilesin kudretimiz

İNCİL İLE KUR'ANI Mana denizine daldık, vücut seyrini kılduk İki cihan serteser, cümle vücutta bulduk Gece ile gündüzü, gökte yedi yıldızı Levhte yazılan sözü, cümle vücutta bulduk Musa'nın çıktığı Tur'u, gökteki Beytülmamuru İsrafil'deki Suru, cümle vücutta bulduk Tevrat ile İncil'i, Furkan ile Zebur'u Kur'andaki Ayeti nuru, cümle vücutta bulduk Yüce görünen gökleri, göklerdeki melekleri Yetmiş bin hicapları, cümle vücutta bulduk Yedi göğü, yedi yeri, bu dağları, denizleri Uçmak ile Tamu'yu, cümle vücutta bulduk Yunus'un sözleri hak, cümlemiz dedik sadak Kanda istersen anda bak, cümle vücutta bulduk

KAÇAN SUNA AZRAİL EL Acep değil senin için, bir can feda kılur isem Senin varlığın can yeter, hoştur cansız kalır isem Senin derdin olmasa sözüm acep kelecidir Ne canım var, ne eydürem bir dem sensiz olur isem Nice ki ben seni sevem, ecel eri ermeyiser Kaçan suna Azrail el, ben seni canlanır isem Ger suretim düşer ise, nice zeval ere bile Ol kadimi kimse venin, nice düşüp durur isem Dahi Elestü belirmeden, ben aşıktım sen Maşuk Gözüm yüzüne tutam, yüz bin kaba girer isem Dahi cihana gelmeden, canım seni sever idi Minnet değil Yunus, sana nice tapu kılur isem

DEĞİLİM KAL Ü KIYLDE Canem ben andan ezeli eşip geldim Aşkı kılavuz tutup, ol yola düşüp geldim Değilim kal ü kıylde, ya yetmiş iki dilde Yad yok bana bu elde, anda bilişip geldim Geçtim hotbin elinden, el çektim düğelinden Ol ikilik belinden, birliğe bitip geldim Dört kişidir yoldaşım, vefadar razdaşım Üçle hoştur başım, birini buşup geldim Ol dördün birisi can;biri din, biri iman Biri nefsimdürür düşman, yolda savaşıp geldim Bir kılı kırk yardılar, birin yol gösterdiler Bu mülke gönderdiler, ol yola düşüp geldim Aşk şarabından içtim, on sekiz ırmak geçtim Denizler bendim deştim, ummandan taşıp geldim Ben andan geldim bunda, yine varurem anda Ben ana varasımı anda danışıp geldim Azrail ne kişidir, kast idesi canıma Ben emanet issi ile, anda bitirişüp geldim İmdi Yunus'a ne gam, aşık melamet bednam Küfrüm imana şol edem, anda denişip geldim

OL SAHİB-İ KUR'AN BENEM Ol kadir-i kün feyekün, lütf edici Sübhan benem Kesmeden rızkını veren, cümlelere Sultan benem Nutfeden adem yaratan, yumurtadan kuş türeten Kudret dilini söyleten, zikr eyleten Sübhan benem Kimisini zahit kılan, kimisine füsk işleten Ayıplarını örtücü, ol delil ü bürhan benem Benem ebet, benem beka, ol kadir-i hak mutlaka Yarın hızır ola saka, anı kılan gufran benem Ete;deri sügük çatan, ten perdelerini tutan Kudret işim çoktur benim, hem zahir ü ayan benem Hem batınem hem zahirem, hem evvelem, hem ahırem Bu cümlesini yaratıp, tertip eden Yezdan benem Yoktur anda tercüman, andaki iş bana ayan Bin bir adı vardır Yunus, ol sahib-i Kur'an benem

YUSUF BULUNUR KEN'AN BULUNMAZ Bir ne derttir ana derman bulunmaz Ya bu ne yaredir zahmı belirmez Yitürdüm Yusuf'um Ken'an elinde Yusuf'um bulundu, Ken'an bulunmaz Beyim arif isen, var sen yolunca Bunda başlar yiter, kanlar sorulmaz Manisiz kişiden hiç nesne gelmez Kovası yok kuyudan su çekilmez Kuyu cismindürür mani kovası Çekerler kovayı suyu belirmez Erenler kapısı, mürüvvet kapısı Sıtk ile gelenler, mahrum gülünmez Yunus bu manide gark oldu gitti Geri gelmekliğe aklı belirmez

SENSİN BİZE BİZDEN YAKIN Sensin bize bizden yakın, görünmezsin hicap nedir Çün aybı yok görklü yüzün, üzerinde nikap nedir Sen eyittin ey Padişah, yehdillahü limen yeşa Şerikin yok senin haşa, şuçlu kimdir ikap nedir Levh üzere kimdir yazan, azdıran kim, kimdir azan Bu işleri kimdir düzen, bu suale cevap nedir Rahimdürür senin adın, rahimliğin bize dedin Mürşitlerin mücdeledi, lataknetu hitap nedir Bu işleri sen bilirsin, sen verirsin, sen alırsın Ne kim kıldım çün bilirsin, ya bu soru hisap nedir Kani bu mülkün sultanı, bu ten ise kani canı Bu göz görmek diler anı, bu mebde ü mead nedir Yunus bu göz anı görmez, görenler hot haber vermez Bu menzile akıl ermez, bu kovduğun serap nedir

CANA KIYAN GELSİN Bugün sohbet bizim oldu, bize bizim diyen gelsin Bu aşk zehrin seve seve içübeni kanan gelsin Bugün meydan-ı aşk içre, çağırıp bir ün eyledim Müezzinlik bizim oldu, imam olduk uyan gelsin Kanaat hırkasın geydim, selamet başını çektim Melamet gömleğin biçtim, arif olup giyen gelsin Bu ummanda delim gevher;eğerçi var, ele girmez Bahası candır alınmaz, bugün cana kıyan gelsin İşit derviş bu sözümü, ne etmişem kendüzümü Hiçe satmışam özümü, bu cefaya doyan gelsin Suret nakşın yumak ile, gönül milki temiz olmaz Akıp rahmet suyu çağlar, gönül çirkin yuyan gelsin Yunus Emre anı görmüş, eline bir divan almış Alimler okuyamamış, bu manadan duyan gelsin

CANI YAĞMAYA VERDİK Niderüz biz hayat suyun, canı yağmaya verdik Cevherleri sarraflara, madeni yağmaya verdik Benim ol bezirgan kim, hiçbir assı gözetmedim Çünki assıdan da geçtik, ziyanı yağmaya verdik Bu yolun arifleri geçirmezler her metaı Biz şöyle uryan gideriz, cihanı yağmaya verdik Küfür ile iman dahi, hicap imiş bu yolda Safalaştık küfürle, imanı yağmaya verdik Senlik benlik olucağız, iş ikilikte kalır Çıktık ikilik evinden, sen beni yağmaya verdik Bu bizim pazarımızda, yokluk olur müşteri Geçtik bitmez sağınçtan, zamanı yağmaya verdik Payanlı devr ü zaman, nice anlasın Yunus'u Payansız devre erdik, devranı yağmaya verdik

HAKİKATİN KAFİRİ Söylememen harcısı, söylemeğin hasıdır Söylemeğin harcısı, gönüllerin pasıdır Gönüllerin pasını ger sileyim der isen Şol sözü söylegil kim, ol söz hülasasıdır Kulil hak dedi Çalap, sözü doğru deyene Bugün yalan söyleyen, yarın utanasıdır Cümle yaradılmışa, bir göz ile bakmayan Şer'in evliyasıysa hakikatte asidir Şeriat haberini şerh ile eydem işit Şeriat bir gemidir, hakikat deryasıdır Ol geminin tahtası ne denlu muhkem ise Deniz mevci kati olucak uşanasıdır Bundan içeru haber işit, edeyin ey yar Hakikatin kafiri, şer'in evliyasıdır Biz talib-i ilmiz, aşk kitabın okuruz Çalap müderris bize, aşk hot medresesidir Evliya safa nazar ideli günden beru Hasıl oldu Yunus'a her ne kim olasıdır

HURİ İLE GILMANI Ben dervişim deyene, bir ün edesim gelir Seğirdüben sesine, varıp yetesim gelir Sırat kıldan incedir, kılıçtan keskincedir Varıp anın üstüne, evler yapasım gelir Altında gayya vardır, içi nar ile pürdür Varuben ol gölgede, biraz yatasım gelir O da gölgedir deyu, ta'n eylemen hocalar Hatırımız hoş olsun, biraz yanasım gelir Ben günahımca yanam, rahmet suyunda yunam İki kanat takınam, biraz uçasım gelir Andan Cennete varam, Cennette huriler görem Huri ile gılmanı, bir bir koçasım gelir Derviş Yunus bu sözü, eğri büğrü söyleme Seni sigaya çeker, bir Molla Kasım gelir

SUÇUMU ÖRTER HIRKAM Ey bana derviş diyen, nem ola derviş benim Ya bu adıma layık, hani elimde iş benim Derviş derler adıma, bakarlar suratıma Bilmezler ki dirliğim, külli sitayiş benim Dil ile şeyhim ulu, yolda aludan alu Aklım evi kaygılı, nefsim asayiş benim Sureti güler halka, ya kani kulluk Hakka Bu dirliğime bak a, hem işim yanlış benim Kendi izimi bilirem, saluslanuben yürürem Buğz ü kibr ü adavet, gönlümü almış benim Suçumu örter hırkam, dirliğim cümlesi ham Bir gün yırtılısar perdem, zehi düşvar iş benim Derviş neye dolundum, ulu suçta bulundum Yunus umduğum Haktan, ol rahmet imiş benim

GÖZ AÇIP YUMMUŞ GİBİ Geldi geçti ömrüm benim, şol yel esip geçmiş gibi Hele bana şöyle gelir, şol göz açıp yummuş gibi İşbu söze Hak tanıktır, bu can gövdeye konuktur Bir gün ola çıka gide, kafesten kuş uçmuş gibi Miskin adem oğlanını, benzetmişler ekinciye Kimi biter, kimi yiter, yere tohum saçmış gibi Bu dünyada bir nesneye, yanar içim, göyner özüm Yiğit iken ölenlere, gök ekini biçmiş gibi Bir hastaya vardın ise, bir içim su verdin ise Yarın anda karşı gele, hak şarabın içmiş gibi Bir miskini gördün ise, bir eskice verdin ise Yarın anda karşı gele, hulle donun biçmiş gibi Yunus Emre, bu dünyada, iki kişi kalır derler Meğer Hızır İlyas ola, ab-ı hayat içmiş gibi

AŞKIN İLE MEST OLALI Aşkın şarabın içeli kandalığım bilmezem Şöyle yavu kıldım beni, isteyuben bulumazam Derya-vü umman olmuşam, gevherlere kan olmuşam Hüsnünde hayran olmuşam, kendüzüme gelimezem Zatına yol bulumadım, senden nişan alımadım Çünki seni bilemedim, kulluğunu kılımazam Yoluna basaldan kadem, varlığımı kıldım adem Gözden ırılma sen bir dem ki sensiz ben olumazam Adın dolalı ellere, senden nişan alımazam Aşkın ile mest olalı, Cennet'lere kalımazam Benim urup bünyadımı, Yunus yazaldan adımı Kestim kamudan umudü, aşkından ayrılmazam

DERTLİLER BULUCAĞAZ Aldı benim gönlümü, n'olduğumu bilmezem Yavu kıldım ben beni, isteyip bulımazam Gönülsüz girdim yola, halim hiç gelmez dile Bir dem derdim demeğe, dertli bulımazam Şakirim derdimle, sataştım güle güle Dertliler bulucağaz, ben beni bulımazam Eydürler ise bana, senin gönlün kim aldı Nice haber vereyim, ağlarım eydimezem Bu benim gönlüm alan, doludur cümle cihan Kanceru bakar isem, ansız yeri görimezem Ayık olup oturma, ayık sözün götürme Severim aşk esrüğün, ben ayık olımazam Yunus'a kadeh sunuben, Enelhak demin uran Bir yudum sundu bana, içtim ayılımazam

BE DEDİRMEĞİL BANA Ben bu il'e garip geldim, ben bu il'den bezerim Bu tutsaklık tuzağın, demi geldi üzerim Çünki ben bunda geldim, ben anı bunda buldum Mansur'em dare geldim, üş kül oldum tozarım Dört kitabın okudum, tahsil ettim bitirdim Ne hacet kim, karayı ak üstüne yazarım Dört kitabın manisi, bellidir bir elifte Be dedirmeğil bana, ben bu yolda azarım Yetmiş iki millete suçum budur hak dedim Korku hiyanetedir ya ben niçin kızarım Şeriat oğlanları niçin yol keser bana Hakikat deryasında bahri oldum yüzerim Dost bana gelsin demiş, benim kaydımı yemiş Ben yüzüm karasından teberrükler düzerim Yunus bu kuş dilidir, bunu Süleyman bilir Gerçek aşık bu yolda, ne duyduğun sezerim