Dilşan. Mine Anne, Küçükanne ya da her ne isen



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

Serbest Yazma Konuları. Yrd. Doç. Dr. Aysegul Bayraktar

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu

ISBN :

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK

Cadı böyle diyerek süpürgesine bindi. Daha yüz metre uçmadan. paldır küldür yere düştü. Ağaçtaki kargalar Gak gak diye güldüler.

Cümlede Anlam TEST 38

Bir Ayakkabı Hikayesi - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Bu kitabın sahibi:...

DEĞERLER EĞİTİMİ SINIF İÇİ ETKİNLİK PLANI MAYIS-HAZİRAN AYI İŞLENEN DEĞER: AİLEMİZİ ARKADAŞLARIMIZI VE HAYVANLARI SEVMEK ARKADAŞ SEVGİSİ DOSTLUK

yemyeşil bir parkın içinden geçerek siteye giriyorsunuz. Yolunuzun üstünde mutlaka birkaç sincaba rastlıyorsunuz. Ağaçlara tırmanan, dallardan

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

OKULUMUZDA DEĞERLER EĞİTİMİ ÇALIŞMALARI. Sevgi Etkinlikleri Sunum Planı

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

Yeryüzünde Çocuklar. Sınıfa girmeden önce çocuk fotoğraflarını yerküre üzerinde farklı yerlere yerleştiriniz.

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Mehmet Ali Aktar. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?

Derleyen: Halide Karaarslan / Uzman Pedagog Görsel Tasarım: Semra Bolat / Sanat Dersleri Zümre Başkanı

5.SINIF TÜRKÇE (GENEL DEĞERLENDİRME TESTİ) almıştır?

İntikam. Ölüm Allah ın Emri

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5

Sevda Üzerine Mektup

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

5 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, fiziksel özelliklerim nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar?

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam.

5. SINIF TÜRKÇE NOKTALAMA İŞARETLERİ TESTİ

VÜCUDUMUZUN BİLMECESİNİ ÇÖZELİM

MEVSİM İLKBAHAR SAĞLIKLI YAŞAM. İlkbahar mevsiminin özelliklerini öğreniyoruz.

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

Okul Çağı Çocuğunda Sevgi Yetersizliği Çalma Davranışına mı Neden Oluyor? Pazartesi, 02 Eylül :14

Fatma Atasever.

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır.

25. Aşağıdaki deyimlerle anlamca üçlü bir grup oluşturulduğunda hangisi dışta kalır? A) eli bol B) eli açık C) eli geniş D) eli kulağında

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Yeryüzünde Çocuklar. Sınıfa girmeden önce çocuk fotoğraflarını yerküre üzerinde farklı yerlere yerleştiriniz.

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

HİKÂYELERİMİZ FEN VE MATEMATİK ETKİNLİĞİ

Muzaffer Asiltürk. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat


Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

(22 Aralık 2012, Cumartesi) GRUP A Türkçe Ortak Sınavı Lise Hazırlık Sınıfı

HAYAT BİLGİSİ A TEMASI: OKUL HEYECANIM. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir?

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

2. Sınıf Kazanım Değerlendirme Testi -1

Bu ses bu vücuttan nasıl çıkıyor, anlamıyorum, borazan

GÜZELLER GÜZELİ BAYAN COONEY

UYGULAMA 1 1. Aşama Şimdi bir öykü okuyacağım, bakalım bu öykü neler anlatıyor?

Tavan arasında yaşamak

MERAKLI KİTAPLAR. Alfabe

1) Eğer tartı eksik gelmişse, bu benim hatam değil, onun hatasıdır.

YAPACAĞIMIZ SANAT ETKİNLİKLERİ

Birbirimize anlatacağımız ne çok şey var; düşündünüz mü? İşte bu yazma nedenlerimden biri. İlki...

R E H B E R L Đ K B Ü L T E N Đ - 3

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan

Ekmek sözcüğü, sözlüklerde yukarıdaki gibi tanımlanıyor. Aşağıdaki görselin yanında yer alan tanımlar ise birbirinden farklı. Tanımları incele. 1.

TEST. 7. Dişer ne zaman fırçalanmalıdır? A. Yemeklerden sonra B. Okuldan gelince C. Evden çıkmadan önce

3 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir?

Lesley Koyi Wiehan de Jager Leyla Tekül Turkish Level 5

Eylemlerin, eylemsilerin, sıfatların ve zarfların anlamlarını çeşitli yönden etkileyen sözcüklere zarf denir. Ör. Büyük lokma ye: büyük konuşma. Ör.

Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı

Yukarıdaki diyalogda kaçıncı cümlede diğerlerinden farklı türde bir fiilimsi kullanılmıştır?

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ

.com. Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN

ALTIN KALPLİ ÖĞRETMENİM

Sevgili dostum, Can dostum,

SIFATLAR. 1.NİTELEME SIFATLARI:Varlıkların durumunu, biçimini, özelliklerini, renklerini belirten sözcüklerdir.

Aşkı Yorgunluktan Koruyan ve Taze Tutan 6 Kural - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127

Okula sadece dört dakikalık yürüme mesafesinde oturmama

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer,

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU UĞUR BÖCEKLERİ SINIFI KASIM AYI BÜLTENİ

BİZE KATILIR MISINIZ?

6 Çocukla Ahır'da Yaşam Mücadelesi

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin

PELİN BUZLUK Deli Bal ve Kanatları Ölü Açıklığında

Soyut Zekâsı Gelişmemiş Çocuklarda Allah Korkusu Perşembe, 13 Ocak :55

İnsan Okur. Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR

Ö. Ç. BİLFEN ANAOKULU 6 YAŞ GRUBU GÜNLÜK EĞİTİM PROGRAMI

Berk Yaman. Demodur. Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır

1.Aşağıdaki isimlere uygun sıfatkarı getiriniz.(büyük, açık, tuzlu, şekerli, soğuk, uzun,güzel, zengin)

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU PAPATYALAR SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Transkript:

Dilşan Mine Anne, Küçükanne ya da her ne isen Nefret ediyorum Tek arkadaşım olan yalnızlıktan nefret ediyorum. Şişmanlığımı gösteren aynalardan da nefret ediyorum. Kızıyorum Bana şişko demene, arabesk takıldığımı söylemene çok kızıyorum. Çok istememe karşın, bir türlü zayıflayamadığım için kendime de kızıyorum. İzmir gibi büyük bir kentte yaşamaktan nefret ediyorum. Büyükanneme, beni zorla senin yanına gönderdiği için çok kızıyorum. Bir şeyleri ısırmak, çığlık atmak, haykırmak istiyorum Kırmak, dökmek, parçalamak, ayaklarımın altına alıp çiğnemek istiyorum 5

Neyi, kimi, neden, niçin, diye sorma bana. Bilmiyorum Bildiğim tek şey, çok öfkeli olduğum. Sana ölesiye kırgınım Yine biliyorum ki bu mektubu okurken, Öfke mi? Kırgınlık mı? Nankör çocuk!.. diye söylenecek, Yediği önünde, yemediği ardındaydı, diyeceksin. Ama hazırladığın yemekleri, yalnızlığımın yanına katık olarak verdiğini kabul etmeyeceksin. Boş odalarda hayalinle saklambaç oynadığımı, senin yerine hep yalnızlığı sobelediğimi asla bilmeyeceksin. Bugün evde yine yalnızım. Sen yoksun Dün de yalnızdım, yarın yine yalnız olacağım. Bütün gün televizyon izledim. Çok sıkıldım. Artık büyüdüğüm için ne saklambaç oynamak istedi canım, ne de körebe Keşke okullar açık olsaydı. Okula gider, arkadaşlarımla konuşurdum. Yarı yıl dinlencesine girdiğimizden beri duvarlarla konuşmaktan; yaşlı teyzeler, amcalar gibi televizyonda gösterilen saçma sapan dizilerdeki karakterlerle kavga etmekten usandım. Belki parka gidip biraz dolaşmak sıkıntılarımı dağıtır, diye düşündüm. Elimdeki televizyon kumandasıyla kanalları rastgele, son kez turlarken birden ilginç bir konu yakaladım. Çocuğu evden kaçan kadının biri, Hiçbir şeyini eksik etmemiştik; yediği önünde, yemediği ardındaydı. Bize bunu neden yaptı? diye burnunu çeke çeke ağlıyordu. Demek senin gibi, gençlere sadece yemek vermenin, üstüne giysi almanın yetebileceğini düşünen 6

başka anneler de var. Programı izlemeye devam ettim. Kadının sessiz, içine kapanık bir oğlu varmış (benim gibi). On gün önce evden, okula karne almaya gidiyorum diye çıkmış, gidiş o gidiş O günden sonra kendisinden haber alınamamış. Kadın yemin billah ediyor, iki gözü iki çeşme ağlayarak oğluna sesleniyor: Evine dön oğlum!.. Karnendeki zayıf notlar hiç önemli değil. Sana kızmayacağız, ne ben ne de baban... Sunucu soruyor: Oğlunuzla aranız nasıldı? İyi miydi? Kadın burnunu silmek için başını, elindeki mendile indiriyor, fısıldar gibi, Bizimle fazla konuşmazdı, ama aramızda bir sorun yoktu. İyi anlaşırdık, diyor. Kılık kıyafetini gören, konuşmasını duyan, kadını bir şeye benzetemez. Cahil, yol yordam bilmiyor sanır. Ama kadın akıllı, hem de çok akıllı. Başını mendile indireceğine, mendili burnuna doğru kaldırsa yalan söylediğini tüm izleyenler anlayacak. Ana oğul çok iyi anlaşıyorlarmış (aynı bizim gibi). Duy da inanma! Oğlu fazla konuşmazmış Kim bilir kaç kere derdini anlatmaya çalıştı da onlar dinlemedi (benim gibi). Belki de konuşmasına izin vermiyorlardı (senin gibi). Çocuğun dudakları, susa susa ailesiyle konuşmayı unutmuş olamaz mı? (benim gibi) 7

Gencecik yüreğinde kim bilir ne fırtınalar esiyordu (benim gibi). Sunucunun sorduğu soru da laf mı şimdi? Hangi aile, çocuğuna şiddet uyguladığını, işkence ettiğini itiraf eder ki Şiddetin, işkencenin illa bedensel mi olması gerek? Siz büyükler, gençlerin duygularına, hayallerine, aşklarına, isteklerine, maddi manevi şiddet uygulamıyor musunuz? (Bu satırları okurken başını, hayır anlamında sağa, sola salladığını görür gibiyim.) Her neyse Ben kendi konuma döneyim. Televizyonda, içinde esen fırtınaları anlayamadığı için oğlunun, bilinmezlik denizinde yok olmasına neden olan annenin, ikide bir Evine dön oğlum. diye çağrı yapması, bana ev sözcüğünün anlamını düşündürdü. Çünkü sen de ne zaman bana kızsan, Burası benim evim. Burada benim kurallarım geçer. Bunlara uymak zorundasın! der, gözüme sokacakmış gibi, parmağını yüzüme doğru sallarsın. Sence ev ne işe yarar Küçükanne? İçinde yer, içer, uyursun Soğuktan sıcaktan, yağmurdan doludan korunursun Tepemde beni koruyan bir çatı var der, avunursun Yalnız hiç düşünmediğin, unuttuğun bir şey var. Evsiz denen kişileri televizyonlarda hep görürüz. Sen de görmüşsündür. Bu insanların, çatısı olan dört duvarları yoktur. Yine de sığındıkları bir deliğe, herhangi bir ağacın altına, yatağını serdiği yıkılmış bir evin duvar dibine, burası benim evim, diyebiliyor. Ama yuva?.. Benim hiç yuvam olmadı ki bileyim. 8

Sahi, yuva neye denir Mine Anne? Televizyonda izlediğim program bittikten sonra, ev ve yuva arasındaki bu ayrımı çok düşündüm. Senin bana sunduğun, dört duvardan oluşan bir evdi. Oysa ben, içimi ısıtacak, yüzümü güldürecek, beni yaşama bağlayacak bir yuva istiyordum. Bu yüzden, uygun bulduğum bir anda, seni ve benim evim, dediğin dört duvarını terk etmeye karar verdim. Bu kararı aldıktan sonra da okuduğun bu mektubu yazmaya başladım. Bilmeliydin Seni neden terk ettiğimi, yıllardır içimde biriktirdiğim acıları, geceleri uykularımı kaçıran korkuları, gözlerimi kapatarak kurduğum hayallerin hepsini bilmeliydin. Edebiyat öğretmenimiz ders anlatırken sık sık, Söz uçar, yazı kalır. derdi. Sana olan duygularımı söyleseydim, gün gelecek hepsini unutacaktın. Ama şimdi Bu mektuba yazılan duygular uçup gitmeyecek, her biri silinmemek üzere kalbine yazılacak. Beni, uzun yıllar büyükannemin yanında unuttun. Bu mektubu okuduktan sonra beni unutamayacaksın. Biliyorum, senin beni anımsamaya hiç niyetin yoktu. Büyükannem o kadar ısrar etti ki dayanamadın. Yıllar sonra, liseyi büyük kentte okumam için beni yanına aldın. Almak zorundaydın, çünkü büyükannem huzurevine gideceğini söylemişti. Artık emekli oldun, ana kız birlikte yaşamalısınız, demişti. Ne değişti? Şimdi de yanında yaşayan kızını unutuyor, yaşamında o yokmuş gibi davranıyorsun. 9

Yalnızlığa, ne zaman, merhaba dediğimi düşünüyorum da Galiba büyükannemden ayrıldığım, bu kente geldiğim ilk gün sızmıştı içime yalnızlık. Dışarıdaki kalabalıklara inat, sinsice çoğalmıştı içimde. Sana ve bu büyük kente alışmam için hiç yardımcı olmadın Küçükanne. Anımsıyor musun, büyükannemin evinden geldiğim ilk günler sana hep, Beni seviyor musun? diye sorardım. Çoğu zaman bu sorumu duymamazlığa gelirdin. Aramızda uzayan sessizliğin, senin yanıtın olduğunu şimdi anlıyorum. Merak ediyorum, sen sevgini nerede saklıyorsun? Kışın kullanmak için, yaz sebzelerini haşlayarak kaldırdığın derin dondurucuda mı? Belki de bu yüzden, ara sıra kullandığın sevgi sözcüklerin içimi ısıtacağına, ruhumu dondurdu. Belki de o soğuk bakışların yüzünden aldığın ya da diktiğin hiçbir çiçeği yaşatamadın. Sevgisi soğutulmuş bir kalpten, sıcak sözler çıkmaz Mine Anne. O zamanlar, içindeki sevgiyi dondurduğunu bilmiyordum. Bu yüzden evine taşınırken, senin yokluğunda, içimde büyüttüğüm hayali umut ağacımı da yanımda getirmiştim. Sen on beş yıllık koca ağacı bile yıktın, kırdın, yok ettin! Nasıl mı? Beş günlük seminer için İstanbul a gittiğin günü anımsıyor musun? Dolabı yiyeceklerle doldurmuş, masanın üstüne de bir tomar para bırakmıştın. Onlar senin boşluğunu dolduracak mı sandın? Sen kapıyı çarpıp evden çıktığın an, ben umut ağacından tepetaklak yere düştüm. Yalnız kaldığım o bitmek 10

bilmeyen beş gün boyunca, hep ağladım. Ağladıkça yatağım, yorganım, yastığım sırılsıklam oldu, üşüdüm. Üşüyünce, ısınmak için umut ağacımın dallarını yaktım. İçimdeki umutlar alev alev yanarken, ısınacağım yerde daha çok üşüdüm. Yaralandım, yüreğim kanadı Sen yaralarımı sarıp sarmalamadın, Kocaman kız oldun, seni her yere taşıyamam. Kendi ayaklarının üzerinde durmak zorundasın. dedin. Ayaklarımın nasıl titrediğini, senin yardımına nasıl muhtaç olduğumu anlayamadın Küçükanne Ağacım kırılıp yanınca, umudumu çiçek diye gözlerime diktim. Her gün bıkıp usanmadan sana baktım; bir yudum sevgi vermeni, bir kez saçlarımı okşamanı, sen benim canım kızımsın, demeni bekledim. Gözlerinin önünde sarardım soldum. Kırılgan, yaşlı gözlerimin derinliklerine, bir kere olsun dönüp bakmadın. Umut çiçeğimi her gün gözyaşlarıyla suladım. Yazık ki tuzlu su, onu yaşatmaya yetmedi Mine Anne. Senin sevgi sözlerini, sıcak bakışlarını, ılık öpücüklerini bekledi yeşermek için. Sonunda beklemeye dayanamadı, soldu. Benim sevgimi öldürdüğün gibi, umut çiçeğimi de öldürdün. Anımsıyor musun? Bir gün bana, Seni doğurduğum için beni sevmek zorunda değilsin. demiştin. Haklısın Seni sevmiyorum. Sen de beni sevmiyorsun. Sevgi emek ister, sabır ister, fedakârlık ister. Sen bana hiç emek vermedin ki Hasta olduğumda başucumda sabahlara kadar bekleyen sen değildin 11

İlk adımlarımı attığımda elimden tutan, yere düştüğümde beni kaldıran da sen değildin Terlediğim zaman sırtıma havlu koyan eller, ilk karnemi aldığımda beni kucaklayan kollar, bana masallar anlatan dudaklar, söylediğim ilk sözcükleri duyan kulaklar, sevgiyle yüzüme bakan gözler, senin değildi. Anne diye kucağına sığındığım, büyükannemdi. Ona anneanne demem için çok baskı yaptınız. Demedim. Çünkü o, hep yanımda olan bir anneydi, büyüktü. Sense yıllık izinlerde ya da bayram tatillerinde yanıma gelen geçici bir anneydin. Çok işin vardı, çook Tabi bizim yaşadığımız kasabayla İzmir, birbirine uzak yerlerdi. Küçükken seni bizden ayıran yolun çok uzun olduğuna inanırdım. Şimdi en uzun yolların bile, birbirini seven ve özleyen kişilerin kavuşmasına engel olmaya yetmediğini biliyorum. Küçük bir çocukken bilmediğim, çözemediğim, başka bilmeceler de vardı. Benimle aynı yatakta yatan, beni gözünden sakınan bir büyükannem; bir de yıllık izinlerinde, bayram tatillerinde gördüğüm Küçükannem vardı. Peki yüzünü hiç görmediğim, sesini duymadığım babam neredeydi? Herkesin bir babası vardı, ama benim yoktu. Bana babamı, büyükannemin anlattığı kadar bile anlatmadın Küçükanne. Anneliğin gibi, evliliğine ve babama duyduğun sevgi de mi küçüktü yoksa? Ben geçmişte yaşanan şeyleri arkadaşlarımdan ve onların annelerinden öğrendim. İlkokul üçüncü sınıfa gidiyordum. Sınıftaki çocuklardan bölük pörçük bir şeyler duymuş, ağlayarak büyükannemin yanına koşmuştum: 12