Ortak Roman. Bölüm 11



Benzer belgeler
Ortak Roman Bölüm 9. Ben gitmeseydim otelden arayacaklarmış zaten. Anladığım kadarıyla İtalyanca konuşan sinirli bir kadın Erol un peşinde.

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um. Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun. O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş. Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Bilinen hikayedir. Adamın biri, akıl hastanesinin parmaklıklarına yaklaşmış. İçeride gördüğü deliye:

Jiggy kahramanımızın asıl adı değil, lakabıdır. Ve kıpır kıpır, yerinde duramayan anlamına gelmektedir.

C A NAVA R I N Ç AGR ISI

CAN'IN SESSİZ DÜNYASl

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

Söyle, üzmesinler onu. Ele güne muhtaç olmasın. Hâlâ sigara. Çünkü gücüm var biraz daha.

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI

ÖZEL GÜNLER. Doğum günü/kadınlar günü/anneler günü/babalar günü/sevgililer günü/ Öğretmenler günü

HAYAT BİLGİSİ A TEMASI: OKUL HEYECANIM. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir?

OKUMA ANLAMA ANLATMA. 1 Her yerden daha güzel olan yer neresiymiş? 2 Okulda neler varmış? 3 Siz okulda kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

Ortak Roman Son Bölüm

yemyeşil bir parkın içinden geçerek siteye giriyorsunuz. Yolunuzun üstünde mutlaka birkaç sincaba rastlıyorsunuz. Ağaçlara tırmanan, dallardan

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK

ISBN :

Cadı böyle diyerek süpürgesine bindi. Daha yüz metre uçmadan. paldır küldür yere düştü. Ağaçtaki kargalar Gak gak diye güldüler.

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

* Balede, ayak parmakları ucunda dans etmek. [Ç.N.] ** Balede, ayaklarını birbirine vurarak zıplamak; antrşa şeklinde okunur. [Ç.N.

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin

Bir adam... Bel Plan Dış/Gün. Bir şehir... Geniş Açı. Ve insanlar... Geniş Açı

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

Çok Mikroskobik Bir Hikâye

Tek başına anlamı ve görevi olmayan ancak kendinden önce gelen sözcükle öbekleşerek anlam ve görev kazanan sözcüklerdir. Edatlar şunlardır:

Uzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü. Henry Winker. İllüstrasyonlar: Scott Garrett. Çeviri: Bengü Ayfer

Benimle Evlenir misin?

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN

meslek seçmişim kendime! Her gün dolaş dur! Masa başında çalışmaktan beter sıkıntıları var bu işin; yolculukların çilesi de işin cabası: Değiştirilen

TAVŞANCIK A DOĞUM GÜNÜ SÜRPRIZI

İÇİNDEKİLER FARE İLE KIZI 5 YUMURTALAR 9 DÜNYANIN EN AĞIR ŞEYİ 13 DEĞİRMEN 23 GÜNEŞ İLE AY 29 YILAN 35 ÇINGIRAK 43 YENGEÇ İLE YILAN 47

Orhan benim için şarkı yazardı

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

En Güzel Hediyesi Noel

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Gece geç saatlere kadar öykü dosyalarımı elden geçirmiş, yorulmuştum. Yattıktan sonra sık sık uyanmıştım.

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam.

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK

Eylemlerin, eylemsilerin, sıfatların ve zarfların anlamlarını çeşitli yönden etkileyen sözcüklere zarf denir. Ör. Büyük lokma ye: büyük konuşma. Ör.

Cevdet KARAL BELKİ BEN ÇAĞIRDIM

Lesley Koyi Wiehan de Jager Leyla Tekül Turkish Level 5

YİNE YENİ KOMŞULAR. evine gidip Billy ile oynuyordu.

Ortak Roman. Bölüm 10

BÖCEK ORKESTRASININ MUHTEŞEM SINIFI

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Geçmişin Gölgesi. Sümeyra Andıç

Yaşama Hakkı Nerede?

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ

Yüz Nakli Doktorları Birbirine Düşürdü

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

Cümlede Anlam TEST 38

Şehirdeki Yeni Hayatımız Başlıyor

Kızlarla tanışmak isteyen bir erkeğin bilmesi gereken çok önemli bir kural var:

Babamın Sihirli Küresi AYTÜL AKAL

OKULUMUZDAN HABERLER. -Çakma Külkedisi. Okulumuzda yoğun bir sınav haftası geçti. Bu sayımızda sizden gelenler daha çok yer vereceğiz.

Abbas Ünal. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5

tellidetay.wordpres.com

GÜZELLER GÜZELİ BAYAN COONEY

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

(22 Aralık 2012, Cumartesi) GRUP A Türkçe Ortak Sınavı Lise Hazırlık Sınıfı

Bu konuda daha kim bilir ne yöntemler bulunacak? Tüm Kişisel Gelişim Uzmanı Meslektaşlarımı ve dostlarımı WC-TERAPİ çalışmalarına bekliyorum!

AŞKI, YALNIZLIĞI VE ÖLÜMÜYLE CEMAL SÜREYA. Kalsın. Mutsuz etmeye çalışmayacak sizi aslında, sadece gerçekleri göreceksiniz Cemal Süreya nın

:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

Akvaryumdaki Denizkızı

Zeynep KORKMAZ. -Kaç dil biliyorsun oğlum sen? -İngilizce, Fransızca, bir de Türkçe yle üç dil oluyor.

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı

DENEYLERLE BÜYÜYORUZ

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

MERAKLI KİTAPLAR. Alfabe

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

TİYATRO AKADEMİ BAŞVURU FORMU

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ 6 (ΕΞΙ) ΣΕΛΙΔΕΣ

Cümle içinde isimlerin yerini tutan, onları hatırlatan sözcüklere zamir (adıl) denir.

ANLATIM BOZUKLUKLARI

KPSS'de çok konuşulan 'vitamin' sorusu ve çözümü

&[1 CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR! SERIS.INDEN BAZILARI. l O - Cin Ali Kır Gezisinde. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

Öykü ile ilgili bitişik eğik yazı ile 5N1K soruları üretip çözünüz. nasıl : ne zaman:

Transkript:

Ortak Roman Bölüm 11 Erol un en son anlattıkları Moretti yi derinden etkilemişti. Demek Andreana yı karşısında görünce yeniden bayılması bundanmış diye geçirdi içinden. Şimdi artık hikâyenin geri kalanını dinlemek istiyordu. Bu gizemli olayın, geçmişi bilinçaltına gömme çabasının ardındaki travmayı birinci elden öğrenmesine ramak kalmıştı. Ağzı kurumuş, nabzı hızlanmıştı. Sakin ol Profesör diye mırıldandı, kendine hâkim ol, heyecana kapılıp hata yapmanın sırası değil. Henüz 11 Kasım 1992 gününe bir yıl, on bir ay ve on bir gün vardı. Karşısında oturan adama bir daha baktı. Neredeyse altı saattir birlikteydiler ve yüzünde beliren bu çocuksu ifadeyi ile defa görüyordu. Yumuşamış hatlar, uçları hafifçe yukarı kıvrılmış dudaklar Bekliyordu. Erol un aşık olup her şeyi boş verdiği, hayata meydan okuduğu o anın keyfini doyasıya çıkarmasını bekliyordu. Bir süre sonra her zamanki sakin tonuyla sordu. Peki, sonra ne oldu Erol, o gece partiye gittin mi? Evet, evet dedi heyecanla, başka ne yapabilirdim ki, umurumda mıydı partide kimler olduğu, umurumda mıydı dünya? Aşık olmuştum ben! Hiçbir şeyin önemi yoktu Kızıl saçlı Leana mdan başka. Demek birlikte gittiniz Aslında Lisa nın eli hâlâ kolumda. Gidilecek yeri bir tek o biliyor. Bense çoktan başka diyardayım Daha içmeden sarhoş Ev kalabalık. Sevgililer sarmaş dolaş. Sonrası yok Sabaha karşı Lisa nın kaldığı eve birlikte yürüdük

üçümüz. Ayrılırken ikisini de yanaklarından öptüm. Leana nın yanakları alev alev Bir an incecik elini hissediyorum yanağımda Hayal gibi Rüya gibi Erol gözleri kapalı, oturduğu koltukla bütünleşmiş, bir peri masalı okur gibi anlatıyordu. Moretti, bir süre sessiz kalması gerektiğini biliyor, sihri bozmamak neredeyse nefes bile almadan dinliyordu. Lisa ile birlikte aldığımız dersi beklemeye başlamıştım. Dört gün bu kadar mı uzun olur! Bilmiyorum kaç defa saate baktım, kaç defa umutlandım, kaç defa cesaretimi kaybettim, kaç defa yüreklendim. Nihayet o gün geldi. Koşar adım anfiye gidip bir köşeye sindim. Lisa yı bekliyorum. Gelecek ve bana Leana dan haber getirecek. Bekliyorum, bekliyorum, bekliyorum. Yok, yok, yok Hoca gelir gelmez ben dışarı fırladım! O halde ne ders dinleyebilirim, ne not tutabilirim Evlerine gideyim diyorum. Hayır, sokağın karşısında nöbet tutayım. Lisa yı tanıyan bir başka arkadaşa sorayım. Telefon numarasını öğrenip evi arayayım... Sonra birden çözüldüm, soğuk bir ter boşandı üzerimden. Gücüm tükenmiş, bacaklarım titriyor. Eve kadar sürünerek gittim En iyisi yatmak. Yorganı tepeme, bacaklarımı karnıma çekmek. Titremenin geçmesini beklemek. Uyumak uyumak uyumak Erol un gövdesi yana kaymış, omuzları düşmüş, elleri öne kenetlenmişti. Moretti bekliyordu, şimdi araya girmeyecekti. Bir parlayıp bir sönen kıvılcımlara üfleyip ortalığı daha da karıştırmayacaktı. Sonra, diye devam etti Erol. Baktım, ev arkadaşım kapıma dikilmiş, soruyor hasta mıyım diye. Neredeyse 24 saattir yatıyormuşum. Hayır diyorum. Biraz yorgunum galiba. Bir sürü aptalca laf işte Tuhaf tuhaf bakıyor suratıma. Peki o zaman, sonra görüşürüz. Kaç saat geçti bilmiyorum, bir baktım saat beş buçuk. Neredeyse akşam olacak. Ama ne okul umurumda, ne dersler, ne notlar... Bir gayret kalkıp soğuk bir duş alıyorum. Aç olmam gerek ama hiçbir şey istemiyor canım. Sonunda çarşaf, örtü, atlet, şort, ne varsa dolduruyorum bir torbaya.

Doğruca köşedeki çamaşırhaneye... Dalgın dalgın giriyorum içeri, boca ediyorum çamaşırları boş bir makineye Oturup kalıyorum bir köşeye. Gözlerim kapalı. Yılbaşını düşünüyorum. Neden evin telefonunu almadım? Neden hemen buluşmayı teklif etmedim? Neden fazla ilgileniyor görünmekten kaçınmıştım? Aptal! Sonra bir ses Billur gibi Tanıdık bir ses. O nun sesi! Merhaba Erol, sen de mi buraya geliyorsun? Göz kapaklarımı açıyorum umutsuzca. Rüya mı görüyorum yoksa? Hayır, o işte Tam karşımda duruyor. Leana! Erol yine nefes nefese kalmıştı. Göğsü hızla inip kalkıyor, oturduğu yerde inliyordu. Moretti bir an için ne yapacağına karar veremedi. Uyandırmalı mıydı artık Erol u. Bu kadar yükü kaldırabilecek miydi? Ya sonra bir daha hipnozu kabul etmezse, bütün bunları bilmeden yaşamaya devam ederse? Artık bir risk alması gerekiyordu. Erol a bıraksa yaşadıkları her anı anlatacaktı besbelli. Moretti hesapladı, en çok yarım saat sonra onu uyandırması şarttı. Araya girmeliydi. Yumuşak bir tonda sormaya başladı: Erol dostum. Ben Bruno. Beni hatırladın mı? Erol birden toparlandı. Sanki bir dünyadan ötekine ışınlanmış gibiydi. Yüzü asılmış, kaşları çatılmıştı. Tabii Bruno, çalışma odandayız, söyleşi yaptık ya seninle. Çok iyi dedi Moretti. Şimdi senden iyice odaklanmanı istiyorum. Bana 11 Kasım 1992 günü ne yaptığını anlat. O günü hatırlıyor musun? Erol yerinde kıvranmaya başlamıştı. Ellerini nereye koyacağını bilemiyor, başını çaresizce iki yana sallıyordu.

O lanet olası günü nasıl unutabilirim ki. Tam yirmi yıldır her gün, tekrar tekrar yaşadığım o günü nasıl hatırlamam. Nasıl gittim o pizzacıya Nasıl çıktım karşısına Nasıl konuştum Hangi yüzle? Susmuştu O ezik, pişman ifade yüzüne bir mask gibi oturmuştu Erol un. Ruhunu, aşkını satmış olmanın verdiği acıyla koltuğunda kıvranıyordu. Moretti nin içi sızladı. Ama duygusallığa kapılmanın sırası değildi. Sormaya devam etti: Ayrılmaya karar vermiştin öyle mi? İlişkinizi o gece mi noktaladın? Hayır diye cevap verdi bezgin bir sesle. Aslında o karar verdi ayrılmaya. Birbirimizi deliler gibi seviyoruz ama ailesi koyu Katolik. Baştan beri karşı çıkmışlar bu ilişkiye. İşler ciddileşince biz aynı eve taşınıp evlenmekten konuşmaya başlayınca kızlarını çağırdılar. Leana da, onların yanına gitti bir haftalığına. O yedi gün asla geçmek bilmedi. Döndüğünde kurumuş bir çiçek gibiydi. Solgun bitkin Ailesinden izin alamamış. Evlenmemiz imkânsız deyip duruyor. Bense birer özgür insan olduğumuzu söylüyorum. Bu hayat yalnızca bize ait diyorum. Geleceğimizi biz belirleyeceğiz. Hem ben onsuz ne yapardım? Nereye giderse gitsin peşini bırakmayacaktım. Bütün gece birbirimize sarılıp ağladık. Sabah oldu Beni son bir defa öptü. Veda etti. Ama gözlerinde tuhaf bir ışık vardı. Onları nasıl razı edeceğimi artık biliyorum Erol, söz veriyorum geri döneceğim dedi Ve gitti. Güzel Leana m benim Yine nefes nefes kalmıştı. Yutkundu. Kelimeler ağzından sanki zorla dökülüyordu. Peki, sonra ne oldu Erol diye soru Moretti, sevgilin geri geldi mi? Erol bu kez hemen konuşmadı. Sanki kendi kendisiyle kavga ediyordu. Sonra tekrar konuşmaya başladı. Üç gün sonra sabah erkenden aradı. Sana dönüyorum sevgilim diyor. Ölene kadar seninim artık. Bu akşamüstü La Guardia ya iniyor uçağım. O bizim pizzacıya giderim doğrudan. Sen de oraya gel. Sana bir sürprizim var.

Uçuyorum uçuyorum Ah Leana Leana m benim Saatime bakıyorum. Dokuzu çeyrek geçiyor. İstanbul da gecenin ikisi, ama beni anlar Selin. Numarayı tuşladım. Uyumuştu çoktan Bana kızıyor önce. Zaten hep aksi olur uyandırılınca. Saatin kaç olduğundan haberin var mı? Sınava gireceğim yarın! diyor ters ters. Sonra ayılıyor birden. Hayrola, bir şey mi oldu? Ne sınavları umurumda, ne de uykusu. Sevinçle haykırdım. Daha ne olsun Selin, Leana yla evleniyorum. Şimdi ona yüzük almaya çıkıyorum. Bu akşam Boston a dönüyor, takacağım yüzüğü parmağına Hey, duyuyor musun? Şimdi sesi Kızgın değil donuk uzak ama tabii, uyuyordu Uyandırmıştım Ondandı. Tamam anladım dedi Senin için sevindim Sustu. Sonra, Tebrikler dedi Hadi artık ben yatıyorum. Telefonu çat diye kapattı. Çat Çat Çat Erol un yüz hatları bir kez daha gerilmiş, dudakları büzülmüş, bedeni kaskatı kesilmişti. Moretti yeniden devreye girip sordu. Demek o gece pizzacıya gidip sevgilinle buluştun? Nişan yüzüğünü de götürdün mü yanında? Sanki Erol artık kimseyi duymuyor, dinlemiyordu. Kendi kendine konuşur gibiydi. Lafları ağzında yuvarlıyor, kimi zaman kekeliyor, kimi zaman heceleri yutuyordu. Oraya nasıl gittiğimi hatırlamıyorum. Ellerim buz kesmiş... Yüzüm kasılmış beynim uyuşmuş İçeri girdim. Bir robot gibi robot gibi yürüdüm Boş sandalyeye çöktüm. Beni o halde karşısında bulunca gözleri

söndü dudakları titredi. Anlamıştı... Yine de yine de Anlat diyor Neler oluyor? Kıvranıyorum, sesim çıkmıyor. Nihayet inledim. Ahh inledim Selin biliyordu seni diye başladım konuşmaya. Ailem biliyordu ama sormamıştım Hiç konuşmamıştık. Dün gece Selin i aradım. Güya güya müjde verecektim Sonra bir gayret konuştum yine. Dedim ki dedim ki O da annemle babama söylemiş. Hatta gece yarısı İtalya yı aramışlar. Moretti bu karmakarışık itirafı takip etmeye çalışıyordu. Sana anlatmıştım Annem Silvia Sermoneta ların tek varisi Benim umurumda değil ama bizim Yahudilikte anneden geçer din. Nasıl bilebilirdim? İstanbul da çevremde Müslümanla, Hıristiyanla evli Yahudi arkadaşlarım var Annemin sülalesinin böyle karşı çıkacağın nasıl bilebilirdim? Bizimkiler de onların safında Lanet olsun Lanet Nasıl çırpındım Ne dediysem olmadı Tanrım yapamadım, yapamadım Beceremedim Ağlayacak gibiydi, koltuğuna büzülmüş, utancını gizlemeye çalışıyordu sanki. Yüzü kıpkırmızıydı, boyun damarları şişmişti. Moretti konuyu kapatmaya karar verdi. Erol un bütün enerjisini şu anda tüketemezdi, yirmi yıl öncesinde bırakamazdı hikâyeyi. Sakin ol dostum, sakin ol. Biraz durup bekledi, sonra devam etti: Şimdi derin bir nefes al ve en son ne konuştunuz Leana yla, onu anlat bana. Erol un yüzü acıyla buruşmuştu. Bana dedi ki dedi ki. Demek beni unutmaya karar verdin. Sesi buz gibi, kırgın, çok kırgın... Kızmadı Bağırmadı Keşke keşke kızsaydı, yüzüme tükürseydi Gözlerindeki o bakışı unutamam Baktı baktı Demek öyle dedi Demek beni unutmaya karar verdin Öyle mi? Peki, kaç gün sonra unutacaksın beni? Kaç gün Beş On? Bir ay? SÖYLE!

O lâf ağzımdan nasıl çıktı bilmiyorum. Ve neden? Yirmi yıl diye kekeliyordum. Yirmi yıl her gün seni hatırlayacağım Son bir defa yüzüme baktı, Yirmi yıl ha? Sesi acı, çok acı. Fena değil, demek o kadar da ucuza gitmemişim. Sonra masadan kalkıyor. Yanımdan geçerken eğiliyor, kulağıma fısıldıyor. Biliyor musun Erol, ben seni hiçbir zaman unutmayacağım Ölene kadar On birinci bölümün sonu * * * * * Ortak Roman hakkındaki düşüncelerinizi, önerilerinizi yorum bölümünde Hasan Saraç la ve diğer okurlarla paylaşabilirsiniz. On birinci bölüme katkı sağlayan okurlar: Can Yıldırım, Ece Korkmaz, Rosetta, Başak Kırmacı, Feride Güllü, Nurdan Çakır Tezgin, Gamze Gökoğlu, Güven Demir, Semin Özkan, Gülin Demirok, Hülya Arıcı, Hale Nur Durmuş, Gizem Sakallı, Funda Turper, Özge Kaymak, Doğancan Bedir, Aysun Aksel, Lale Bollukçu Özker, Erte Oyar, Ufuk Parlak Tüm katılımcılarımıza değerli yorumları, eleştirileri ve önerileri için teşekkür ediyoruz.